Bu çalışmada, e-ticaret kullanan bireylerin aşırı internet kullanımı, alışveriş bağımlılığı ve bireysel yenilikçiliğin güncel etkileri araştırılmıştır. Çalışmanın amacı dijitalleşen dünyada iş hayatına yön veren önemli değişkenlerin dijital platformlarda işleyişini açıklamaktır. Çalışmada ele alınan faktörlerin etkisini ölçmek için 392 kişiye uyarlanmış çevrimiçi anket sonuçları değerlendirilmiş, oluşturulan modele göre verilerin analizleri SPSS ve AMOS programları kullanılarak ölçülmüştür. Analizler sonucunda; aşırı internet kullanımı değişkeninin sorunlu internet kullanımı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin değişime direnç faktörünü olumsuz etkilediği, aşırı internet kullanımı değişkeninin internet bağımlılığı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin deneyime açıklık faktörünü olumlu yönde etkilediği ve aşırı internet kullanımı değişkeninin internet bağımlılığı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin fikir önderliği faktörünü olumlu yönde etkilediği bulgularına ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle aşırı internet kullanan bireylerin interneti sorunlu düzeyde kullanma eğilimleri arttığında değişime direnç gösterme eğilimlerinin azaldığı ve deneyime açık olma eğilimlerinin arttığı görülmüştür. Ek olarak aşırı internet kullanan bireylerin internet bağımlılığı arttığında bu bireylerin fikir önderliği düzeylerinin olumlu yönde etkilendiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu araştırma, çalışmada kullanılan üç değişkenin aralarındaki ilişkinin birlikte incelenmesi ve Türkiye’de e-ticaret sektörüne uyarlanması bakımından diğer çalışmalardan ayrılmaktadır. Ayrıca diğer teknolojik araç ve platform kullanımlarında da farklılıklar görülebilir. Bu bakımdan, dijital ve teknolojik davranış alanında ve e-ticaret dışında diğer platformlarda da ölçüm kısıtları bulunmaktadır.
{"title":"AŞIRI İNTERNET KULLANIMI, GÜNCEL BİREYSEL YENİLİKÇİLİK VE ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI İLİŞKİLERİNİN İNCELENMESİ: E-TİCARET KULLANAN BİREYLER ÜZERİNE BİR UYGULAMA","authors":"Bilge TURP GÖLBAŞI","doi":"10.17130/ijmeb.1368767","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1368767","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, e-ticaret kullanan bireylerin aşırı internet kullanımı, alışveriş bağımlılığı ve bireysel yenilikçiliğin güncel etkileri araştırılmıştır. Çalışmanın amacı dijitalleşen dünyada iş hayatına yön veren önemli değişkenlerin dijital platformlarda işleyişini açıklamaktır. Çalışmada ele alınan faktörlerin etkisini ölçmek için 392 kişiye uyarlanmış çevrimiçi anket sonuçları değerlendirilmiş, oluşturulan modele göre verilerin analizleri SPSS ve AMOS programları kullanılarak ölçülmüştür. Analizler sonucunda; aşırı internet kullanımı değişkeninin sorunlu internet kullanımı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin değişime direnç faktörünü olumsuz etkilediği, aşırı internet kullanımı değişkeninin internet bağımlılığı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin deneyime açıklık faktörünü olumlu yönde etkilediği ve aşırı internet kullanımı değişkeninin internet bağımlılığı faktörü arttığında bireysel yenilikçilik değişkeninin fikir önderliği faktörünü olumlu yönde etkilediği bulgularına ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle aşırı internet kullanan bireylerin interneti sorunlu düzeyde kullanma eğilimleri arttığında değişime direnç gösterme eğilimlerinin azaldığı ve deneyime açık olma eğilimlerinin arttığı görülmüştür. Ek olarak aşırı internet kullanan bireylerin internet bağımlılığı arttığında bu bireylerin fikir önderliği düzeylerinin olumlu yönde etkilendiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu araştırma, çalışmada kullanılan üç değişkenin aralarındaki ilişkinin birlikte incelenmesi ve Türkiye’de e-ticaret sektörüne uyarlanması bakımından diğer çalışmalardan ayrılmaktadır. Ayrıca diğer teknolojik araç ve platform kullanımlarında da farklılıklar görülebilir. Bu bakımdan, dijital ve teknolojik davranış alanında ve e-ticaret dışında diğer platformlarda da ölçüm kısıtları bulunmaktadır.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"116 3‐4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140257030","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This conceptual research study focuses on to provide a framework on whether Japanese omikoshi management techniques can be applied in traditional Western management style or not and to suggest its potential effects. The Industrial Revolution began in the 18th century in Great Britain, and it spread rapidly to other countries in Europe and the U.S and then to other parts of the world. Though some Eastern countries, including Japan, began undergoing industrial revolutions and process of economic transformation later than the West, it’s obvious that Japanese companies have dramatically brought their competitive challenge to the early-industrialized Western states within the concept of organizational management and superior manufacturing management systems since 1960s. In sum, this study gives an insight into the main principles in the Western management and Japanese management techniques by comparing their major notions and argues omikoshi management techniques and its prospective outcomes when it is applied to the today’s Western management style.
{"title":"JAPON YÖNETİM SİSTEMİ OMIKOSHI YÖNETİMİ İLKELERİNİN GELENEKSEL BATILI YÖNETİM YAKLAŞIMINA EKLENMESİ: UYGUN OLUR MU?","authors":"Canozan Biçer, Hatice Uzun","doi":"10.17130/ijmeb.1362275","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1362275","url":null,"abstract":"This conceptual research study focuses on to provide a framework on whether Japanese omikoshi management techniques can be applied in traditional Western management style or not and to suggest its potential effects. The Industrial Revolution began in the 18th century in Great Britain, and it spread rapidly to other countries in Europe and the U.S and then to other parts of the world. Though some Eastern countries, including Japan, began undergoing industrial revolutions and process of economic transformation later than the West, it’s obvious that Japanese companies have dramatically brought their competitive challenge to the early-industrialized Western states within the concept of organizational management and superior manufacturing management systems since 1960s. In sum, this study gives an insight into the main principles in the Western management and Japanese management techniques by comparing their major notions and argues omikoshi management techniques and its prospective outcomes when it is applied to the today’s Western management style.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"107 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139249998","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çevre sorunlarının giderek arttığı ve kaynakların bilinçsizce tüketildiği günümüzde işletmelerde yeşil örgüt kültürü ve örgütsel değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi yöneticilere insan kaynakları stratejileri geliştirmede önemli bilgiler sunacaktır. Bu araştırmanın amacı imalat işletmelerinde yeşil örgüt kültürü, örgütsel bağlılık ve iş tatmini arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Bu kapsamda araştırmada doğrudan etkilere ilişkin hipotezlerin yanı sıra iş tatmininin aracılık rolü de incelenmiştir. Araştırmanın evrenini Gaziantep’deki imalat işletmeleri çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmada tesadüfi olmayan yöntemlerden kolayda örneklem yöntemiyle belirlenen 396 katılımcı ile yüz yüze anket yapılmıştır. Elde edilen veriler PLS yapısal eşitlik modeliyle analiz edilmiştir. Analizler sonucunda; yeşil örgüt kültürünün iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerinde anlamlı pozitif etkisi olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Araştırmada ayrıca iş tatmininin örgütsel bağlılık üzerinde anlamlı pozitif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada son olarak yeşil örgüt kültürünün örgütsel bağlılık üzerindeki etkisinde iş tatmininin aracılık rolü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sadece belirli bir coğrafyada ve sadece imalat işletmelerinde gerçekleştirilmesi araştırmanın başlıca sınırlılıkları arasında yer almaktadır.
{"title":"İMALAT İŞLETMELERİNDE YEŞİL ÖRGÜT KÜLTÜRÜNÜN ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: İŞ TATMİNİNİN ARACILIK ROLÜ","authors":"Merve Kaplan","doi":"10.17130/ijmeb.1355469","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1355469","url":null,"abstract":"Çevre sorunlarının giderek arttığı ve kaynakların bilinçsizce tüketildiği günümüzde işletmelerde yeşil örgüt kültürü ve örgütsel değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi yöneticilere insan kaynakları stratejileri geliştirmede önemli bilgiler sunacaktır. Bu araştırmanın amacı imalat işletmelerinde yeşil örgüt kültürü, örgütsel bağlılık ve iş tatmini arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Bu kapsamda araştırmada doğrudan etkilere ilişkin hipotezlerin yanı sıra iş tatmininin aracılık rolü de incelenmiştir. Araştırmanın evrenini Gaziantep’deki imalat işletmeleri çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmada tesadüfi olmayan yöntemlerden kolayda örneklem yöntemiyle belirlenen 396 katılımcı ile yüz yüze anket yapılmıştır. Elde edilen veriler PLS yapısal eşitlik modeliyle analiz edilmiştir. Analizler sonucunda; yeşil örgüt kültürünün iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerinde anlamlı pozitif etkisi olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Araştırmada ayrıca iş tatmininin örgütsel bağlılık üzerinde anlamlı pozitif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada son olarak yeşil örgüt kültürünün örgütsel bağlılık üzerindeki etkisinde iş tatmininin aracılık rolü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sadece belirli bir coğrafyada ve sadece imalat işletmelerinde gerçekleştirilmesi araştırmanın başlıca sınırlılıkları arasında yer almaktadır.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"41 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139278040","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
When the relevant literature is reviewed, it will be seen that there is a research gap regarding the effect of happiness on consumer behavior before shopping. This study was conducted to fill this research gap. The aim of this study is to explore how happiness affects customers’ repurchase intentions when they shop online. In addition, the indirect effect of happiness on online repurchase intention is explored in this study, focusing on the mediating role of perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness. The data were collected from 296 participants through an online survey. Regression and process macro analysis was used to test the research hypotheses. According to the findings of the study, happiness has a positive and significant direct effect on perceived online shopping enjoyment, perceived online shopping usefulness, and online repurchase intention. Moreover, perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness have a positive and significant direct effect on online repurchase intention. In addition, perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness mediate the indirect effect of happiness on online repurchase intention. Suggestions are provided in the study. Practitioners should consider that pre-shopping happiness, perceived online shopping enjoyment, and perceived online shopping usefulness may drive consumers to shop online.
{"title":"MUTLULUĞUN ÇEVRİM İÇİ ALIŞVERİŞTE MÜŞTERİLERİN TEKRAR SATIN ALMA NİYETLERİNE ETKİSİ","authors":"Zübeyir Çelik, Bulut Dülek","doi":"10.17130/ijmeb.1191299","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1191299","url":null,"abstract":"When the relevant literature is reviewed, it will be seen that there is a research gap regarding the effect of happiness on consumer behavior before shopping. This study was conducted to fill this research gap. The aim of this study is to explore how happiness affects customers’ repurchase intentions when they shop online. In addition, the indirect effect of happiness on online repurchase intention is explored in this study, focusing on the mediating role of perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness. The data were collected from 296 participants through an online survey. Regression and process macro analysis was used to test the research hypotheses. According to the findings of the study, happiness has a positive and significant direct effect on perceived online shopping enjoyment, perceived online shopping usefulness, and online repurchase intention. Moreover, perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness have a positive and significant direct effect on online repurchase intention. In addition, perceived online shopping enjoyment and perceived online shopping usefulness mediate the indirect effect of happiness on online repurchase intention. Suggestions are provided in the study. Practitioners should consider that pre-shopping happiness, perceived online shopping enjoyment, and perceived online shopping usefulness may drive consumers to shop online.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"25 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318870","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı günümüzde önemi artan iki farklı liderlik yaklaşımı olan lider – üye etkileşimi (LÜE) ile yönetici koçluk davranışlarının (YKD) örgütsel vatandaşlık davranışı (ÖVD) üzerindeki etkisini belirlemek ve bu liderlik yaklaşımlarının (ÖVD)‘yi ne şekilde etkilediğini ortaya çıkarmaktır. Buna ilaveten, araştırma değişkenlerinin katılımcıların koçluk eğitimi alıp almaması, yöneticilerinin koçluk eğitimi alıp almaması ve çalıştıkları sektörlere göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği raporlanmıştır. Yönetici koçluk davranışları günümüz iş hayatında önem arz eden bir kavram olup liderlik çalışmalarında sınırlı sayıda incelenen bir faktördür. Ayrıca (LÜE) ile (YKD) ‘yi bir arada inceleyen bir çalışma Türk alanyazınında yer almamaktadır. Çalışma bu yönleriyle alanyazındaki diğer çalışmalardan farklıdır. Çalışmanın evrenini Adana ilinden tekstil, gıda, sağlık sektörüne ait kurumsal büyük ölçekli firmaların çalışanları oluşturmaktadır. 404 çalışana (YKD), (LÜE) ve (ÖVD) ölçeklerinden oluşan anketler uygulanmıştır. Çalışma esnasında Covid-19 pandemisine denk gelmek veri toplama sürecini zorlaştırıcı bir kısıt oluşturmuştur. Analizler sonucunda (YKD)‘nin ve (YKD)’nin takım yaklaşımı ile insanlara değer verme alt boyutlarının (ÖVD) üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu bulgulanmıştır. (YKD) ‘nin gelişimi kolaylaştırma boyutunun (ÖVD) üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür. (LÜE) ‘nin (ÖVD) üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı bulgulanmıştır. (YKD) ile takım yaklaşımı, gelişimi kolaylaştırma, insanlara değer verme alt boyutlarının yöneticilerin koçluk eğitimi alıp almama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği bulgulanmıştır.
{"title":"YÖNETİCİ KOÇLUK DAVRANIŞI VE LİDER – ÜYE ETKİLEŞİMİNİN ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞI ÜZERİNE ETKİSİ","authors":"Kemal Can Kiliç, Özlem Atakay","doi":"10.17130/ijmeb.1300911","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1300911","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı günümüzde önemi artan iki farklı liderlik yaklaşımı olan lider – üye etkileşimi (LÜE) ile yönetici koçluk davranışlarının (YKD) örgütsel vatandaşlık davranışı (ÖVD) üzerindeki etkisini belirlemek ve bu liderlik yaklaşımlarının (ÖVD)‘yi ne şekilde etkilediğini ortaya çıkarmaktır. Buna ilaveten, araştırma değişkenlerinin katılımcıların koçluk eğitimi alıp almaması, yöneticilerinin koçluk eğitimi alıp almaması ve çalıştıkları sektörlere göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği raporlanmıştır. Yönetici koçluk davranışları günümüz iş hayatında önem arz eden bir kavram olup liderlik çalışmalarında sınırlı sayıda incelenen bir faktördür. Ayrıca (LÜE) ile (YKD) ‘yi bir arada inceleyen bir çalışma Türk alanyazınında yer almamaktadır. Çalışma bu yönleriyle alanyazındaki diğer çalışmalardan farklıdır. Çalışmanın evrenini Adana ilinden tekstil, gıda, sağlık sektörüne ait kurumsal büyük ölçekli firmaların çalışanları oluşturmaktadır. 404 çalışana (YKD), (LÜE) ve (ÖVD) ölçeklerinden oluşan anketler uygulanmıştır. Çalışma esnasında Covid-19 pandemisine denk gelmek veri toplama sürecini zorlaştırıcı bir kısıt oluşturmuştur. Analizler sonucunda (YKD)‘nin ve (YKD)’nin takım yaklaşımı ile insanlara değer verme alt boyutlarının (ÖVD) üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu bulgulanmıştır. (YKD) ‘nin gelişimi kolaylaştırma boyutunun (ÖVD) üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür. (LÜE) ‘nin (ÖVD) üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı bulgulanmıştır. (YKD) ile takım yaklaşımı, gelişimi kolaylaştırma, insanlara değer verme alt boyutlarının yöneticilerin koçluk eğitimi alıp almama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği bulgulanmıştır.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"67 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139324344","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bir ülkenin ekonomik kalkınması ve sürdürülebilir büyümesi için finansal gelişmişlik hayati bir öneme sahiptir. Finansal sektör gelişiminin belirleyicilerine odaklanan literatür çok çeşitlidir ancak tartışmalıdır. Bu çalışmada, BRICS ülkeleri için doğal kaynaklar, ekonomik büyüme, tasarruflar, cari işlemler dengesi ve finansal sektör gelişimi arasındaki uzun dönemli ilişkinin ampirik olarak araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada uzun ve kısa dönemli ilişkileri tahmin etmek için Tamamen Değiştirilmiş Sıradan En Küçük Kareler (FMOLS) ve Dinamik Sıradan En Küçük Kareler (DOLS) metodolojileri kullanılmıştır. Analizler, 2001-2020 döneminin verileriyle gerçekleştirilmiştir. Ampirik bulgular değişkenlerin eşbütünleşik olduğunu göstermektedir. FMOLS modellerinin uzun dönem katsayıları tahmin sonuçlarına göre, kişi başına ekonomik büyüme, toplam doğal kaynak rantı ve cari hesap dengesi ile finansal gelişme arasında negatif istatistiki olarak anlamlı ilişki, brüt tasarruflar ile finansal gelişme arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı ilişki bulunmuştur. DOLS sonuçlarına göre; kişi başına ekonomik büyüme, toplam doğal kaynak rantı ile finansal gelişme arasında negatif ve anlamlı bir ilişki mevcutken, brüt tasarruflar ile finansal gelişme arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuçlar BRICS ülkeleri için finansal sürdürülebilirlik perspektifi içerisinde tartışılmış ve politika çıkarımları sunulmuştur.
{"title":"ANALYSIS OF FACTORS AFFECTING FINANCIAL DEVELOPMENT IN BRICS COUNTRIES","authors":"Ayşegül Baykul","doi":"10.17130/ijmeb.1273259","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1273259","url":null,"abstract":"Bir ülkenin ekonomik kalkınması ve sürdürülebilir büyümesi için finansal gelişmişlik hayati bir öneme sahiptir. Finansal sektör gelişiminin belirleyicilerine odaklanan literatür çok çeşitlidir ancak tartışmalıdır. Bu çalışmada, BRICS ülkeleri için doğal kaynaklar, ekonomik büyüme, tasarruflar, cari işlemler dengesi ve finansal sektör gelişimi arasındaki uzun dönemli ilişkinin ampirik olarak araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada uzun ve kısa dönemli ilişkileri tahmin etmek için Tamamen Değiştirilmiş Sıradan En Küçük Kareler (FMOLS) ve Dinamik Sıradan En Küçük Kareler (DOLS) metodolojileri kullanılmıştır. Analizler, 2001-2020 döneminin verileriyle gerçekleştirilmiştir. Ampirik bulgular değişkenlerin eşbütünleşik olduğunu göstermektedir. FMOLS modellerinin uzun dönem katsayıları tahmin sonuçlarına göre, kişi başına ekonomik büyüme, toplam doğal kaynak rantı ve cari hesap dengesi ile finansal gelişme arasında negatif istatistiki olarak anlamlı ilişki, brüt tasarruflar ile finansal gelişme arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı ilişki bulunmuştur. DOLS sonuçlarına göre; kişi başına ekonomik büyüme, toplam doğal kaynak rantı ile finansal gelişme arasında negatif ve anlamlı bir ilişki mevcutken, brüt tasarruflar ile finansal gelişme arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuçlar BRICS ülkeleri için finansal sürdürülebilirlik perspektifi içerisinde tartışılmış ve politika çıkarımları sunulmuştur.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"14 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335064","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, 2008 küresel finans krizi sonrası dönemde Türkiye’de uygulanan makro ihtiyati politikaların ve geleneksel olmayan araçların etkinliğini finansal istikrar ve fiyatlar genel düzeyindeki değişim çerçevesinde incelemektir. Araştırmada zaman serisi yaklaşımlarından yararlanılmış, değişkenlerin eşbütünleşik olup olmadıkları ARDL Sınır Testi Yaklaşımı ile test edilmiştir. Uzun dönem katsayıları DOLS ve FMOLS yöntemleri kullanılarak tahmin edilen çalışmada değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek amacıyla Toda-Yamamoto analizi uygulanmıştır. Türkiye’de 2009Q1-2022Q1 dönemine ait “çeyrek dönemlik” verilerle yürütülen analizde, geleneksel olmayan para politikasını temsilen politika faizi ve faiz koridoru; makro ihtiyati politikaları temsilen ise kredi/GSYH açığı, kredi-teminat oranı, borç/gelir oranı ve kaldıraç oranı değişken olarak seçilmiştir. Finansal istikrar endeksinin hesaplanmasında BİST mali endeks, tahvil faizi, kur sepeti, kredi/GSYH ve CDS primi esas alınmıştır. Türkiye’de makro ihtiyati politikalar ve geleneksel olmayan araçların etkinliğinin birlikte ve birden fazla değişkenle ele alındığı araştırmada elde edilen bulgular özetle şu şekildedir. Makro ihtiyati politika araçları ile finansal istikrar endeksi ve ayrıca geleneksel olmayan para politikası araçları ile finansal istikrar endeksi ve TÜFE değişkenlerine ilişkin seriler uzun dönemde eşbütünleşiktir. Makro ihtiyati araçlardan kredi/GSYH açığının finansal istikrarı olumlu, borç-gelir oranı ile kaldıraç oranı değişkenlerinin ise finansal istikrarı olumsuz yönde öte yandan geleneksel olmayan araçlardan politika faizinin finansal istikrarı olumsuz, TÜFE’yi ise olumlu yönde etkilediği tahmin edilmektedir.
{"title":"TÜRKİYE’DE 2008 KRİZİ SONRASINDA UYGULANAN MAKRO İHTİYATİ POLİTİKALAR VE GELENEKSEL OLMAYAN ARAÇLARIN ETKİNLİĞİ","authors":"Ceyda BAYRAKTAR DAŞTAN, Metin Berber","doi":"10.17130/ijmeb.1331848","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1331848","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, 2008 küresel finans krizi sonrası dönemde Türkiye’de uygulanan makro ihtiyati politikaların ve geleneksel olmayan araçların etkinliğini finansal istikrar ve fiyatlar genel düzeyindeki değişim çerçevesinde incelemektir. Araştırmada zaman serisi yaklaşımlarından yararlanılmış, değişkenlerin eşbütünleşik olup olmadıkları ARDL Sınır Testi Yaklaşımı ile test edilmiştir. Uzun dönem katsayıları DOLS ve FMOLS yöntemleri kullanılarak tahmin edilen çalışmada değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek amacıyla Toda-Yamamoto analizi uygulanmıştır. Türkiye’de 2009Q1-2022Q1 dönemine ait “çeyrek dönemlik” verilerle yürütülen analizde, geleneksel olmayan para politikasını temsilen politika faizi ve faiz koridoru; makro ihtiyati politikaları temsilen ise kredi/GSYH açığı, kredi-teminat oranı, borç/gelir oranı ve kaldıraç oranı değişken olarak seçilmiştir. Finansal istikrar endeksinin hesaplanmasında BİST mali endeks, tahvil faizi, kur sepeti, kredi/GSYH ve CDS primi esas alınmıştır. Türkiye’de makro ihtiyati politikalar ve geleneksel olmayan araçların etkinliğinin birlikte ve birden fazla değişkenle ele alındığı araştırmada elde edilen bulgular özetle şu şekildedir. Makro ihtiyati politika araçları ile finansal istikrar endeksi ve ayrıca geleneksel olmayan para politikası araçları ile finansal istikrar endeksi ve TÜFE değişkenlerine ilişkin seriler uzun dönemde eşbütünleşiktir. Makro ihtiyati araçlardan kredi/GSYH açığının finansal istikrarı olumlu, borç-gelir oranı ile kaldıraç oranı değişkenlerinin ise finansal istikrarı olumsuz yönde öte yandan geleneksel olmayan araçlardan politika faizinin finansal istikrarı olumsuz, TÜFE’yi ise olumlu yönde etkilediği tahmin edilmektedir.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139334984","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZET Bu çalışmada Zhou J., Mavondo F. ve Saunders S.G. (2019)’in geliştirmiş oldukları Pazarlama Çevikliği ölçeği, Türkçeye uyarlanması yapılmıştır. 15 sorudan meydana gelen ölçek soruları işletmelerde pazarlama departmanında yönetici konumunda olan katılımcılara uygulanarak 251 adet anket verisi toplanmıştır. Ölçeğin dil geçerliliği için İngilizce alanında uzman iki akademisyenin çevirileri yapması ile, ölçek maddelerinin gramer ve cümle yapıları incelenmiş, ters çeviri yöntemiyle çeviri kontrol edilmiştir. Alana hâkim dört akademisyen ile ölçek maddeleri ölçülmek istenen kavramla ilişkisi ve Türk kültürüne uygunluk açısından denetlendikten sonra, anket formuna son hali verilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini analiz etmek amacıyla güvenilirlik analizi ve geçerlilik analizleri yapılmıştır. Yapılan Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) ile dört faktörlü pazarlama çevikliği alt boyutları proaktiflik, cevap verebilirlik, esneklik ve hız olarak belirlenmiştir. AFA sonucuna göre KMO değeri 0,834 olarak bulunmuş, dört faktörlü ölçeğin toplam varyansın %55.088’ni açıkladığı görülmüştür. AFA’dan elde edilen madde-faktör yapısının doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ile model uyumu tekrar test edilmiştir. Buna göre pazarlama çevikliği ölçeğinin dört faktörlü yapısının doğrulandığı görülmüştür. (X2 = 130,675, df = 83, X2/df = 1,574, RMSEA = 0.04, GFI = 0.93, AGFI = 0.90, CFI = 0.93, TLI = 0.92). Buna göre model anlamlı bulunarak, pazarlama çevikliği ölçeğinin madde-yapı ilişkisinin geçerliliği, modelde bir değişikliğe gidilmeden dört alt boyut ve 15 madde ile desteklenmiştir. Ölçeğin güvenilirliği α=0,813 olarak bulunmuştur. Elde edilen bulgular pazarlama çevikliği ölçeğinin Türkçe ölçeğinin kabul edilebilir değerlerde güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"PAZARLAMA ÇEVİKLİĞİ ÖLÇEĞİNİN TÜRKÇEYE UYARLANMASI (GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİK ÇALIŞMASI)","authors":"Elif ARSLAN DİNÇ, Halim Kazan","doi":"10.17130/ijmeb.1298536","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1298536","url":null,"abstract":"ÖZET Bu çalışmada Zhou J., Mavondo F. ve Saunders S.G. (2019)’in geliştirmiş oldukları Pazarlama Çevikliği ölçeği, Türkçeye uyarlanması yapılmıştır. 15 sorudan meydana gelen ölçek soruları işletmelerde pazarlama departmanında yönetici konumunda olan katılımcılara uygulanarak 251 adet anket verisi toplanmıştır. Ölçeğin dil geçerliliği için İngilizce alanında uzman iki akademisyenin çevirileri yapması ile, ölçek maddelerinin gramer ve cümle yapıları incelenmiş, ters çeviri yöntemiyle çeviri kontrol edilmiştir. Alana hâkim dört akademisyen ile ölçek maddeleri ölçülmek istenen kavramla ilişkisi ve Türk kültürüne uygunluk açısından denetlendikten sonra, anket formuna son hali verilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini analiz etmek amacıyla güvenilirlik analizi ve geçerlilik analizleri yapılmıştır. Yapılan Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) ile dört faktörlü pazarlama çevikliği alt boyutları proaktiflik, cevap verebilirlik, esneklik ve hız olarak belirlenmiştir. AFA sonucuna göre KMO değeri 0,834 olarak bulunmuş, dört faktörlü ölçeğin toplam varyansın %55.088’ni açıkladığı görülmüştür. AFA’dan elde edilen madde-faktör yapısının doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ile model uyumu tekrar test edilmiştir. Buna göre pazarlama çevikliği ölçeğinin dört faktörlü yapısının doğrulandığı görülmüştür. (X2 = 130,675, df = 83, X2/df = 1,574, RMSEA = 0.04, GFI = 0.93, AGFI = 0.90, CFI = 0.93, TLI = 0.92). Buna göre model anlamlı bulunarak, pazarlama çevikliği ölçeğinin madde-yapı ilişkisinin geçerliliği, modelde bir değişikliğe gidilmeden dört alt boyut ve 15 madde ile desteklenmiştir. Ölçeğin güvenilirliği α=0,813 olarak bulunmuştur. Elde edilen bulgular pazarlama çevikliği ölçeğinin Türkçe ölçeğinin kabul edilebilir değerlerde güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"56 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139339013","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kapsayıcı lider her çalışanın örgüte benzersiz katkısının farkında olan, örgütte farklılıklara ve farklı fikirlere açık olan, çalışanlar tarafından ulaşılabilir liderdir. Araştırmanın temel amacı kapsayıcı liderliğin çalışan performansı üzerindeki etkisinde yenilikçi iş davranışlarının aracı etkisini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada kapsayıcı liderlik bağımsız değişken, çalışan performansı bağımlı değişken ve yenilikçi iş davranışları aracı değişken olarak veriler analiz edilmiştir. Araştırmada verilere anket yöntemi ile ulaşılmıştır. Araştırma sonucuna göre kapsayıcı liderliğin çalışan performansı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı, pozitif etkisinin olduğu tespit edilmiştir (B=,3411 p
所谓包容性领导，是指领导者意识到每个员工对组织的独特贡献，对组织中的差异和不同想法持开放态度，并能为员工所接受。本研究的主要目的是确定创新工作行为对包容性领导对员工绩效影响的中介效应。根据这一目的，包容性领导作为自变量，员工绩效作为因变量，创新工作行为作为中介变量进行了分析。研究采用问卷调查法获取数据。研究结果表明，包容性领导对员工绩效有显著的积极影响（B=,3411 p.
{"title":"THE EFFECT OF INCLUSIVE LEADERSHIP ON EMPLOYEE PERFORMANCE: THE MEDIATING ROLE OF INNOVATIVE WORK BEHAVIOR","authors":"Pınar Erkal","doi":"10.17130/ijmeb.1336195","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1336195","url":null,"abstract":"Kapsayıcı lider her çalışanın örgüte benzersiz katkısının farkında olan, örgütte farklılıklara ve farklı fikirlere açık olan, çalışanlar tarafından ulaşılabilir liderdir. Araştırmanın temel amacı kapsayıcı liderliğin çalışan performansı üzerindeki etkisinde yenilikçi iş davranışlarının aracı etkisini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada kapsayıcı liderlik bağımsız değişken, çalışan performansı bağımlı değişken ve yenilikçi iş davranışları aracı değişken olarak veriler analiz edilmiştir. Araştırmada verilere anket yöntemi ile ulaşılmıştır. Araştırma sonucuna göre kapsayıcı liderliğin çalışan performansı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı, pozitif etkisinin olduğu tespit edilmiştir (B=,3411 p","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139340831","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This research aims to reveal the Kano model, one of the models developed to gain loyalty by determining customer expectations and satisfaction, using a qualitative method, testing it with real experiences, and comparing it with other measurement methods. The research was conducted qualitatively and quantitatively on six different brands and 12 customers in the field of automotive after-sales services and quantitatively on 21 customers. The results were compared with the quantitative results of the same customers and other customers and with other results in the literature. In addition, the sector's situation was revealed by evaluating the table of customer expectations based on real and exceptional experiences. According to the results, as expected, the "must-be" service expectations are the expectations that are met the most. On the other hand, attractive service expectations are met at a lower level, even though their number is lower. Two brands that stand out positively from the others in the industry perform better, especially in attractive services. At the end of the research, the qualitative determinations showed different results than the quantitative ones. Customers expressed higher expectations in the qualitative measurements. Thus, it has been shown that this method is more insightful and challenging for managers, that brands need to turn to particularly attractive services to gain a competitive advantage, and that there is a gap in the industry. At the end of the research, some practical suggestions for managers were expressed.
{"title":"A New Qualitative Measurement Of Customer Expectations And Satisfaction And Cross-Brand Comparison In The Automotive After Sales Services Industry","authors":"Mustafa Şehirli","doi":"10.17130/ijmeb.1292817","DOIUrl":"https://doi.org/10.17130/ijmeb.1292817","url":null,"abstract":"This research aims to reveal the Kano model, one of the models developed to gain loyalty by determining customer expectations and satisfaction, using a qualitative method, testing it with real experiences, and comparing it with other measurement methods. The research was conducted qualitatively and quantitatively on six different brands and 12 customers in the field of automotive after-sales services and quantitatively on 21 customers. The results were compared with the quantitative results of the same customers and other customers and with other results in the literature. In addition, the sector's situation was revealed by evaluating the table of customer expectations based on real and exceptional experiences. According to the results, as expected, the \"must-be\" service expectations are the expectations that are met the most. On the other hand, attractive service expectations are met at a lower level, even though their number is lower. Two brands that stand out positively from the others in the industry perform better, especially in attractive services. At the end of the research, the qualitative determinations showed different results than the quantitative ones. Customers expressed higher expectations in the qualitative measurements. Thus, it has been shown that this method is more insightful and challenging for managers, that brands need to turn to particularly attractive services to gain a competitive advantage, and that there is a gap in the industry. At the end of the research, some practical suggestions for managers were expressed.","PeriodicalId":502691,"journal":{"name":"International Journal of Management Economics and Business","volume":"148 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341598","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：