Pub Date : 2021-05-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-1
A. Kaya
1944 yılında Sökel bir ailenin oğlu olarak Kayseri’de doğan İsmet Özel, ilk şiirini 1963 yılında yayımlayarak edebiyatımıza şair olarak önemli bir iz bırakmıştır. Uzun süreler siyasi, düşünsel topluluklarda aktif görevler alıp en ön saflarda bulunmuş, düşünce yazıları ve söyleşileriyle içinde olduğu kitleyi mobilize ve motive etme becerisi göstermiş ise de şiirlerini içinde olduğu ve savunduğu görüşlerin aracı yapmamayı, şiirini “has şiir” kategorisi içinde tutmayı başarmıştır. Edebiyatımızda “İkinci Yeni” olarak adlandırılan dönemin hemen ardından, ikinci yeninin şiirinden de beslenerek bağımsız şair kimliğini oluşturmayı başarmıştır. Bunu becerebilmesinin en önemli sebebi daha özgün imge oluşturabilmesi ve dilin imkanlarını özgün bir biçimde kullanabilmesindendir. Dili son derece rahat görünse de okuyucunun şiirinin dünyasına dahil olabilmesi ve şiirinden keyif alabilmesi için okuyucusunun da emek sarf etmesini istemektedir. Bu konuda okuyucusuna yardımcı olmak arzusundan olsa gerek, “Şiir Okuma Kılavuzu” dahi hazırlamış, bu çalışmasıyla öte yandan “poetikasını” ortaya koymuştur. İsmet Özel’in kelimelere yaklaşımı kendinden önceki şair nesli gibi değildir. O kelimeleri alışılmış ve eskimiş şekillerinin dışında kullanmaktan, yani hep aynı şekilde kullanmamaktan yanadır. İsmet Özel’in kelime anlayışı, imgeci şiirin kelime anlayışıdır, tıpkı modern resmin nesne anlayışı gibidir. Kelimelere imgeci şiirin çok anlamlı genişliği içinde fonksiyon verir. Biçimsel özellikleri şiirlerinde kullandığı kelimelerin seçiminde gösterdiği titizlikle besler. Bağlandığı siyasal düşünceleri şiirlerinde esas almayan, yani şiirini özellikle politik söylem aracı olarak kullanmayan İsmet Özel, ilk yıllarda sol, sonraki yıllarda da İslami terim ve kavramları kullanmıştır. Üçüncü dönem diyebileceğimiz son dönemde de milletçilik kavramları şiire dâhil olur
{"title":"İSMET ÖZEL'İN ŞİİRLERİNDE DİL KULANIMI","authors":"A. Kaya","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-1","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-1","url":null,"abstract":"1944 yılında Sökel bir ailenin oğlu olarak Kayseri’de doğan İsmet Özel, ilk şiirini 1963 yılında yayımlayarak edebiyatımıza şair olarak önemli bir iz bırakmıştır. Uzun süreler siyasi, düşünsel topluluklarda aktif görevler alıp en ön saflarda bulunmuş, düşünce yazıları ve söyleşileriyle içinde olduğu kitleyi mobilize ve motive etme becerisi göstermiş ise de şiirlerini içinde olduğu ve savunduğu görüşlerin aracı yapmamayı, şiirini “has şiir” kategorisi içinde tutmayı başarmıştır. Edebiyatımızda “İkinci Yeni” olarak adlandırılan dönemin hemen ardından, ikinci yeninin şiirinden de beslenerek bağımsız şair kimliğini oluşturmayı başarmıştır. Bunu becerebilmesinin en önemli sebebi daha özgün imge oluşturabilmesi ve dilin imkanlarını özgün bir biçimde kullanabilmesindendir. Dili son derece rahat görünse de okuyucunun şiirinin dünyasına dahil olabilmesi ve şiirinden keyif alabilmesi için okuyucusunun da emek sarf etmesini istemektedir. Bu konuda okuyucusuna yardımcı olmak arzusundan olsa gerek, “Şiir Okuma Kılavuzu” dahi hazırlamış, bu çalışmasıyla öte yandan “poetikasını” ortaya koymuştur. İsmet Özel’in kelimelere yaklaşımı kendinden önceki şair nesli gibi değildir. O kelimeleri alışılmış ve eskimiş şekillerinin dışında kullanmaktan, yani hep aynı şekilde kullanmamaktan yanadır. İsmet Özel’in kelime anlayışı, imgeci şiirin kelime anlayışıdır, tıpkı modern resmin nesne anlayışı gibidir. Kelimelere imgeci şiirin çok anlamlı genişliği içinde fonksiyon verir. Biçimsel özellikleri şiirlerinde kullandığı kelimelerin seçiminde gösterdiği titizlikle besler. Bağlandığı siyasal düşünceleri şiirlerinde esas almayan, yani şiirini özellikle politik söylem aracı olarak kullanmayan İsmet Özel, ilk yıllarda sol, sonraki yıllarda da İslami terim ve kavramları kullanmıştır. Üçüncü dönem diyebileceğimiz son dönemde de milletçilik kavramları şiire dâhil olur","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122208031","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-05-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-2
Ghadir Golkarian
Edebiyat, bilgi edinme, bilgi ve beceri öğrenme ve kişinin kendisi, başkaları ve varoluş fenomeni hakkında farkındalık kazanmak için değerli bir kaynaktır. Eğitim biçimi, ulusların birçok edebi tarihinde en eleştirel ve ilkel edebi türdür. Klasik Osmanlı edebiyatında derin kökleri olan Fars veya Arap edebiyatı başta olmak üzere farklı ülkeler arasındaki edebiyat ilişkisini incelemek, karşılaştırmalı edebiyat dallarını anlamanın farklı yönlerinden biri olarak kabul edilebilir. Türk edebiyatı ile Fars ve Arap edebiyatı arasında uzun süredir devam eden etkileşimin dünyadaki diğer edebiyat türlerinden daha önemli olduğunu söylemek abartlı olmaz. Çünkü İslam kültürü, şeriat, fıkıh ve ideoloji, MS 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Türk edebiyatını etkilediği gibi Ahmed Yasavi'nin ruhani liderliği ve tasavvuf edebiyatının gelişimi altında, Orta Asya'da yaşayan Türkler İslam'ın kurallarını, ilkelerini ve içtihatlarını edinerek Farsça ve Arap edebiyatını öğrenmeye ihtiyaç duydular. Farsça ve Arapça kökenli edebiyatın aynı eğilim ve kullanımı, Türkçe kelime hazinesini olumlu yönden etkilediği ve zenginleştirdiği gibi Türkçeyi pratik hale getirmesini de sağlamıştır. Bu makale, edebiyatın geçmişteki işlevlerini ve çağdaş dönem edebiyatının tarihsel çözümlemesini göstermeyi, eğitim literatürünü işlevsel bir bakış açısıyla incelemeyi ve edebi eğitimin özelliklerini edebiyat yoluyla sıralayarak günümüzde bu tür edebiyatın genişlediğini göstermeyi amaçlamaktadır. İçerik, yapı ve türlerle ilgili terimlerden ziyade kültür ve sanat olgusu olarak edebiyatın edebi eserlerin toplanmasındaki yerini belirlemektedir. Ayrıca, makalenin kritik sorularını analitik çalışma kapsamında cevaplamaya çalışmaktadır. Edebiyatın birey ve toplum üzerindeki etkisi ve eğitim literatürünün etkileri nelerdir ve toplumların ihtiyaçları ne olabilir? Bu çalışma, literatürün farklı işlevleri olduğunu göstermektedir. Bugün, çocuk edebiyatı, popüler edebiyat, çevrimiçi edebiyat ve romanlar, kısa öyküler, minimalist hikayeler, tiyatro senaryoları, oyunlar, bloglar ve hatta şarkılar gibi edebi türler dahil olmak üzere diğer türlerde eğitimsel ve işlevsel edebiyat etkileri görülebilir. Bu dönemdeki farklılık ile ahlaki, politik, sosyal, hukuki vb. kavramlar özellikle hikâyede izleyiciye örtük olarak aşılanmakta ve ima edilmektedir. Kavram öğretimi dolaylı olarak durumları ve karakterleri gösterir. Konu itibariyle, edebiyatın eğitimsel ve işlevselliğini anlatırken karşılaştırmalı edebiyatın niteliği ve etkisi de bu makalede tanımlayıcı-analitik bir yöntemle dikkate alınmıştır
{"title":"EDEBİ ETKİLEŞİM VE KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYATIN ULUSLARARASI UZLAŞMADAKİ ROLÜ","authors":"Ghadir Golkarian","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-2","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-2","url":null,"abstract":"Edebiyat, bilgi edinme, bilgi ve beceri öğrenme ve kişinin kendisi, başkaları ve varoluş fenomeni hakkında farkındalık kazanmak için değerli bir kaynaktır. Eğitim biçimi, ulusların birçok edebi tarihinde en eleştirel ve ilkel edebi türdür. Klasik Osmanlı edebiyatında derin kökleri olan Fars veya Arap edebiyatı başta olmak üzere farklı ülkeler arasındaki edebiyat ilişkisini incelemek, karşılaştırmalı edebiyat dallarını anlamanın farklı yönlerinden biri olarak kabul edilebilir. Türk edebiyatı ile Fars ve Arap edebiyatı arasında uzun süredir devam eden etkileşimin dünyadaki diğer edebiyat türlerinden daha önemli olduğunu söylemek abartlı olmaz. Çünkü İslam kültürü, şeriat, fıkıh ve ideoloji, MS 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Türk edebiyatını etkilediği gibi Ahmed Yasavi'nin ruhani liderliği ve tasavvuf edebiyatının gelişimi altında, Orta Asya'da yaşayan Türkler İslam'ın kurallarını, ilkelerini ve içtihatlarını edinerek Farsça ve Arap edebiyatını öğrenmeye ihtiyaç duydular. Farsça ve Arapça kökenli edebiyatın aynı eğilim ve kullanımı, Türkçe kelime hazinesini olumlu yönden etkilediği ve zenginleştirdiği gibi Türkçeyi pratik hale getirmesini de sağlamıştır. Bu makale, edebiyatın geçmişteki işlevlerini ve çağdaş dönem edebiyatının tarihsel çözümlemesini göstermeyi, eğitim literatürünü işlevsel bir bakış açısıyla incelemeyi ve edebi eğitimin özelliklerini edebiyat yoluyla sıralayarak günümüzde bu tür edebiyatın genişlediğini göstermeyi amaçlamaktadır. İçerik, yapı ve türlerle ilgili terimlerden ziyade kültür ve sanat olgusu olarak edebiyatın edebi eserlerin toplanmasındaki yerini belirlemektedir. Ayrıca, makalenin kritik sorularını analitik çalışma kapsamında cevaplamaya çalışmaktadır. Edebiyatın birey ve toplum üzerindeki etkisi ve eğitim literatürünün etkileri nelerdir ve toplumların ihtiyaçları ne olabilir? Bu çalışma, literatürün farklı işlevleri olduğunu göstermektedir. Bugün, çocuk edebiyatı, popüler edebiyat, çevrimiçi edebiyat ve romanlar, kısa öyküler, minimalist hikayeler, tiyatro senaryoları, oyunlar, bloglar ve hatta şarkılar gibi edebi türler dahil olmak üzere diğer türlerde eğitimsel ve işlevsel edebiyat etkileri görülebilir. Bu dönemdeki farklılık ile ahlaki, politik, sosyal, hukuki vb. kavramlar özellikle hikâyede izleyiciye örtük olarak aşılanmakta ve ima edilmektedir. Kavram öğretimi dolaylı olarak durumları ve karakterleri gösterir. Konu itibariyle, edebiyatın eğitimsel ve işlevselliğini anlatırken karşılaştırmalı edebiyatın niteliği ve etkisi de bu makalede tanımlayıcı-analitik bir yöntemle dikkate alınmıştır","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126956290","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-05-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-4
Osman Türk
İş, kılış, oluş gibi eylemlerin karşılığı olan fiiller, söz diziminin esas unsuru ve cümledeki anlamın yüklenicisidir. Temel söz varlığının hareket işlevli parçaları olan fiiller genel başlığı altında bulunan birleşik fiiller, tek kelime ile karşılanamayan eylemleri anlatma ihtiyacına cevap verir. İşlevsel olarak dilin eylem nitelikli söz varlığını işler kılan, isim ya da isim soylu kelimeleri de yüklemleştiren birleştirmelerdir. Birleşik fiiller, isimle ve fiille yapılan birleşik fiiller olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilir. Bu çalışmada Mustafa Kutlu’nun “Sır” adlı hikâyesindeki birleşik fiiller incelenmiştir.
{"title":"MUSTAFA KUTLU’NUN “SIR” HİKÂYESİNDEKİ BİRLEŞİK YAPILI FİİLLER","authors":"Osman Türk","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-4","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-4","url":null,"abstract":"İş, kılış, oluş gibi eylemlerin karşılığı olan fiiller, söz diziminin esas unsuru ve cümledeki anlamın yüklenicisidir. Temel söz varlığının hareket işlevli parçaları olan fiiller genel başlığı altında bulunan birleşik fiiller, tek kelime ile karşılanamayan eylemleri anlatma ihtiyacına cevap verir. İşlevsel olarak dilin eylem nitelikli söz varlığını işler kılan, isim ya da isim soylu kelimeleri de yüklemleştiren birleştirmelerdir. Birleşik fiiller, isimle ve fiille yapılan birleşik fiiller olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilir. Bu çalışmada Mustafa Kutlu’nun “Sır” adlı hikâyesindeki birleşik fiiller incelenmiştir.","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114775366","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 1900-01-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-8
Hakan Çelikten
Toplumun sosyo-kültürel hayatında yaşanan değişim, bireylerin hayata bakış açsını da etkilemektedir. Daha çok sözün hâkim olduğu toplumsal düzende ağızdan çıkan her bir kelime son derece önem arz ederken; yazılı kültürün hâkim olduğu yaşayış tarzında artık yazılı metinler esas kabul edilir hâle gelmiştir. Bu durum, bize yazının hakimiyetiyle birlikte toplumun güven duygusunda yaşanan değişimi göstermektedir. Yazılı kültürü takip eden ve günümüz dünyasının şekillendiren elektronik kültür ortamında ise bu kültür ortamına ait araçların sunmuş olduğu içerik, toplumunda yeniden bir güven inşasına yol açmıştır. Bu araçların başında gelen radyo, Anadolu coğrafyasına çok hızlı bir şekilde yayılmış ve toplumun bu yeniliği kabulü ile radyonun sunmuş olduğu içeriklere güven yan yana ilerlemiştir. Öyle ki belirli bir zaman sonra radyoda sunulan bilgiye göre doğru ve yanlış ayrımı yapılır hâle gelmiştir. Toplumda yaşanan böylesi bir değişimi ilgili toplumun içerisinden çıkan ürünlerde takip etmek mümkündür. Bu bildiride “Tüccar Oyunu” adlı köy seyirlik oyunu incelenerek radyonun toplumsal kabulü ve buna bağlı olarak Anadolu’nu en kırsal yerinde gerçekleşen değişim görülmeye çalışılacaktır
社会文化生活的变化也影响着个人对生活的看法。在以口语为主导的社会秩序中,从口中说出的每一句话都至关重要,而在以书面文化为主导的生活方式中,书面文本变得必不可少。这种情况让我们看到了文字占主导地位后社会信任感的变化。在继书面文化之后形成当今世界的电子文化环境中,这种文化环境的工具所提供的内容导致了社会信任感的重建。广播是这些工具中最重要的一种,它在安纳托利亚的传播速度非常快,社会对这一创新的接受程度和对广播内容的信任度也在不断提高。以至于经过一段时间后,人们可以根据电台提供的信息来辨别是非。社会的这种变化可以从相关社会的产品中看出来。本文将通过分析名为 "Tüccar Oyunu "的乡村奇观剧,试图了解社会对广播的接受程度以及安纳托利亚最偏远农村地区的相应变化。
{"title":"RADYONUN TOPLUMSAL KABULÜ VE DEĞİŞEN GÜVEN DUYGUSU: “TÜCCAR OYUNU” ÖRNEĞİ","authors":"Hakan Çelikten","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-8","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-8","url":null,"abstract":"Toplumun sosyo-kültürel hayatında yaşanan değişim, bireylerin hayata bakış açsını da etkilemektedir. Daha çok sözün hâkim olduğu toplumsal düzende ağızdan çıkan her bir kelime son derece önem arz ederken; yazılı kültürün hâkim olduğu yaşayış tarzında artık yazılı metinler esas kabul edilir hâle gelmiştir. Bu durum, bize yazının hakimiyetiyle birlikte toplumun güven duygusunda yaşanan değişimi göstermektedir. Yazılı kültürü takip eden ve günümüz dünyasının şekillendiren elektronik kültür ortamında ise bu kültür ortamına ait araçların sunmuş olduğu içerik, toplumunda yeniden bir güven inşasına yol açmıştır. Bu araçların başında gelen radyo, Anadolu coğrafyasına çok hızlı bir şekilde yayılmış ve toplumun bu yeniliği kabulü ile radyonun sunmuş olduğu içeriklere güven yan yana ilerlemiştir. Öyle ki belirli bir zaman sonra radyoda sunulan bilgiye göre doğru ve yanlış ayrımı yapılır hâle gelmiştir. Toplumda yaşanan böylesi bir değişimi ilgili toplumun içerisinden çıkan ürünlerde takip etmek mümkündür. Bu bildiride “Tüccar Oyunu” adlı köy seyirlik oyunu incelenerek radyonun toplumsal kabulü ve buna bağlı olarak Anadolu’nu en kırsal yerinde gerçekleşen değişim görülmeye çalışılacaktır","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132201513","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 1900-01-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-5
Ahmet Adigüzel
Bâh-nâmeler’in ana teması, konusu ve fikir yapısı, sağlıklı bir cinsellik, cinsel hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisi için geleneksel çözüm arayışlarıdır. Bu eserler, içerdiği cinsel bilgilerin yanında ayrıca genel sağlık ve genel sağlıkla ilişkili olan bilim disiplinlerini de kapsayan birer genel sağlık ansiklopedileridir. Bāh-nāmeler, aslında geleneksel tedavi yöntemlerinin bilimsel tedavi yöntemlerine uyarlanmasıdır. Bu eserler, ayrıca cilt bakımı ve beden temizliğinin yaşam için gerekliliğini ve önemini de değerlendirmektedir. Genel ve cinsel sağlık alanlarında birçok bilim disiplinin malzemesini, unsurlarını barındıran bâh-nâmeler özellikle dil açısından da oldukça önemli ve zengin bir malzemeyle yazılmıştır. Bâh-nâmeler, Eski Türk dil unsurların yanında dil gelişim seyrini izleme açısından önemli eserler, kaynaklardır. Yaşam kalitesinin artması, ekonomik, sosyokültürel ilerlemeler, gelişmeler ve toplumsal değişimler konuşurların ölçünlü dillerinin ve dil gelişimine ve oluşmasına yardımcı olur. Teknoloji ve bilimde ilerleme, beraberinde bir dil zenginliği getirir. Fiiller, hareket, oluş, durum ve tavır bildiren yapılardır. Yapılan yeni icatlar, keşifler ve kullanılan yeni kavramlar, fiilleri daha işlevsel hale getirir ve cümlenin anlam yükünü taşıyan fiillerin çekimini daha önemli kılar. Türkçedeki kelimeler yapı, köken ve özellikleri bakımından üç temel birim olarak değerlendirilir: isimler, fiiller ve edatlar. Her ne kadar Banguoğlu ve Jean Deny gibi bazı dilbilimciler ünlem ve bağlaçları edattan ayrı yapılar olarak ele almışlarsa da Türk dilindeki kelime yapılarının tabii tasnifi açısından: 1. İsimler (Sıfatlar, zamirler ve zarflar) 2. Fiiller, 3. Edatlar (Bağlaçlar ve ünlemler) olarak üç ana bölümde toplanmaktadır. Türkçe fiil zengini bir dildir. Fiillerin haber ve dilek kipleri çekimleri ve bu zenginliği işlevsel hale getiren bir diğer husus fiil çekiminin esnekliğidir. Fiillerden türetilen fiilimsiler (Sıfat-fiil ve zar-fiiller cümle içerisinde geçici kelimeler üretir.) yüklem olarak kullanılabildiği gibi bir fiil çekime girdiğinde; fiilin kendisi, biçim ve zaman, şahıs unsurlarıyla çekimli fiil yapısını oluşturur. Çekimli fiiller cümlenin anlam bölümünü oluşturur. Fiil çekimi Türkçe cümle yapısında en az dört unsuru karşılar: hareket, biçim, zaman ve kişi. Cümlenin aslî unsuru olan çekimli fiil, tek başına cümlede ifade edilmek istenen anlamı taşıyabilir. Fiil çekimleri Türkçeye sonsuz anlam kazandırabilmektedir. Türkçede fiillerin yapıları incelendiğinde onları yapısal olarak da bir tasnife tabi tutmak gerekir: Kök fiiller, Türemiş fiiller ve Birleşik fiiller. Bu fiil yapıları da anlam içeriklerine göre farklılıklar teşkil etmektedirler: Hareket, iş oluş ve tavır bildirenler vd. Bâh-nâmede geçen fiiller tespit edilerek bu fiiller, hem çekimleri hem de yapıları bakımından incelendi
{"title":"ALİ BİN İSHAK’IN BÂHNÂMESİNDE FİİL ÇEKİMLERİ VE YAPILARI","authors":"Ahmet Adigüzel","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-5","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-5","url":null,"abstract":"Bâh-nâmeler’in ana teması, konusu ve fikir yapısı, sağlıklı bir cinsellik, cinsel hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisi için geleneksel çözüm arayışlarıdır. Bu eserler, içerdiği cinsel bilgilerin yanında ayrıca genel sağlık ve genel sağlıkla ilişkili olan bilim disiplinlerini de kapsayan birer genel sağlık ansiklopedileridir. Bāh-nāmeler, aslında geleneksel tedavi yöntemlerinin bilimsel tedavi yöntemlerine uyarlanmasıdır. Bu eserler, ayrıca cilt bakımı ve beden temizliğinin yaşam için gerekliliğini ve önemini de değerlendirmektedir. Genel ve cinsel sağlık alanlarında birçok bilim disiplinin malzemesini, unsurlarını barındıran bâh-nâmeler özellikle dil açısından da oldukça önemli ve zengin bir malzemeyle yazılmıştır. Bâh-nâmeler, Eski Türk dil unsurların yanında dil gelişim seyrini izleme açısından önemli eserler, kaynaklardır. Yaşam kalitesinin artması, ekonomik, sosyokültürel ilerlemeler, gelişmeler ve toplumsal değişimler konuşurların ölçünlü dillerinin ve dil gelişimine ve oluşmasına yardımcı olur. Teknoloji ve bilimde ilerleme, beraberinde bir dil zenginliği getirir. Fiiller, hareket, oluş, durum ve tavır bildiren yapılardır. Yapılan yeni icatlar, keşifler ve kullanılan yeni kavramlar, fiilleri daha işlevsel hale getirir ve cümlenin anlam yükünü taşıyan fiillerin çekimini daha önemli kılar. Türkçedeki kelimeler yapı, köken ve özellikleri bakımından üç temel birim olarak değerlendirilir: isimler, fiiller ve edatlar. Her ne kadar Banguoğlu ve Jean Deny gibi bazı dilbilimciler ünlem ve bağlaçları edattan ayrı yapılar olarak ele almışlarsa da Türk dilindeki kelime yapılarının tabii tasnifi açısından: 1. İsimler (Sıfatlar, zamirler ve zarflar) 2. Fiiller, 3. Edatlar (Bağlaçlar ve ünlemler) olarak üç ana bölümde toplanmaktadır. Türkçe fiil zengini bir dildir. Fiillerin haber ve dilek kipleri çekimleri ve bu zenginliği işlevsel hale getiren bir diğer husus fiil çekiminin esnekliğidir. Fiillerden türetilen fiilimsiler (Sıfat-fiil ve zar-fiiller cümle içerisinde geçici kelimeler üretir.) yüklem olarak kullanılabildiği gibi bir fiil çekime girdiğinde; fiilin kendisi, biçim ve zaman, şahıs unsurlarıyla çekimli fiil yapısını oluşturur. Çekimli fiiller cümlenin anlam bölümünü oluşturur. Fiil çekimi Türkçe cümle yapısında en az dört unsuru karşılar: hareket, biçim, zaman ve kişi. Cümlenin aslî unsuru olan çekimli fiil, tek başına cümlede ifade edilmek istenen anlamı taşıyabilir. Fiil çekimleri Türkçeye sonsuz anlam kazandırabilmektedir. Türkçede fiillerin yapıları incelendiğinde onları yapısal olarak da bir tasnife tabi tutmak gerekir: Kök fiiller, Türemiş fiiller ve Birleşik fiiller. Bu fiil yapıları da anlam içeriklerine göre farklılıklar teşkil etmektedirler: Hareket, iş oluş ve tavır bildirenler vd. Bâh-nâmede geçen fiiller tespit edilerek bu fiiller, hem çekimleri hem de yapıları bakımından incelendi","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129896783","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 1900-01-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-7
باكير محمد علي
يُعدُّ الرّثاء، لاسيّما رثاء الإخوة، من الأغراض الشعريّة الأصيلة التي لا تَبلَى في الشّعر العربي قديمه وحَديثه. فالأخ تارةً يكون قاتلاً كأحد ابني آدم عليه السلام، وتارة يكون ماكِراً كإخوة يُوسُف عليه السّلام، وتارة يكون عَضُداً وسَنداً، وهذا هو الغالب كهارونَ عليه السَّلام. وإذا حَصَد الموتُ رُوحَ الأخ، كان الحدَث جَلَلاً يُذرِفُ الدُّموعَ، ويُحرِّك قَرائحَ الشُّعراء الأقرباء لاسيّما الأخوات اللواتي يَريْن في الأخ السَّنَد المفقود، والعَزيز الرَّاحل. وكثيرٌ من الشَّواعر العربيّات منذ الجاهليّة إلى الآن رَثينَ إخوتَهُنَّ، وتأتي الخَنساءُ في مُقدِّمتهنّ في العصر الجاهليّ، ولها في ذلك شعرٌ غزير، وفَدوَى طُوقان في العصر الحديث. وتَهدِفُ الدِّراسة إلى ربط الماضي بالحاضر بدراسة هذا الموضوع عند هاتين الشَّاعرتين، وعَقْدِ مقارَنة بين بَعضِ نتاجهما الشِّعريّ في هذا الموضوع مع ملاحَظة تأثير الفوارق الزّمانيّة، والمكانيّة، وظُروف مَقتل صخرٍ أخِ الخَنساء، ووفاة إبراهيم أخِ فَدوى طُوقان. فالبحثُ تقصَّى الدَّوافع الكامنة وراء هذا الرِّثاء المركَّز للأخ في شِعرَيْهِما، وأَبرزَ المعاني المشتَركة بينهما، وقَدَّم نَماذج أدبيّة، وبلاغيّة طريفة، وبَديعة لهما في رثاء الأخ. فالبحثُ اعتمدَ المَنهجَ الوصفيَّ القائم على وصف هذه الظاهرة في شعريهما منتقياً الأبيات التي تَخدُم هدف البحث، واستند أيضاً على المنهج التَّحليلي لموقف الشَّاعرتين، وأحاسيسهما، ودوافعهما، وسعى إلى استنتاج، واستنباط أهمّ المعاني المشتركة بينهما، أو المبتكَرة عندهما أو عند إحداهما. وخُتِمَ البحثُ بالنتائج والتَوصيات التي أَفرزتها الدِّراسةُ
{"title":"رثاء الأخ بين الخنساء وفَدوى طُوقان","authors":"باكير محمد علي","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-7","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-7","url":null,"abstract":"يُعدُّ الرّثاء، لاسيّما رثاء الإخوة، من الأغراض الشعريّة الأصيلة التي لا تَبلَى في الشّعر العربي قديمه وحَديثه. فالأخ تارةً يكون قاتلاً كأحد ابني آدم عليه السلام، وتارة يكون ماكِراً كإخوة يُوسُف عليه السّلام، وتارة يكون عَضُداً وسَنداً، وهذا هو الغالب كهارونَ عليه السَّلام. وإذا حَصَد الموتُ رُوحَ الأخ، كان الحدَث جَلَلاً يُذرِفُ الدُّموعَ، ويُحرِّك قَرائحَ الشُّعراء الأقرباء لاسيّما الأخوات اللواتي يَريْن في الأخ السَّنَد المفقود، والعَزيز الرَّاحل. وكثيرٌ من الشَّواعر العربيّات منذ الجاهليّة إلى الآن رَثينَ إخوتَهُنَّ، وتأتي الخَنساءُ في مُقدِّمتهنّ في العصر الجاهليّ، ولها في ذلك شعرٌ غزير، وفَدوَى طُوقان في العصر الحديث. وتَهدِفُ الدِّراسة إلى ربط الماضي بالحاضر بدراسة هذا الموضوع عند هاتين الشَّاعرتين، وعَقْدِ مقارَنة بين بَعضِ نتاجهما الشِّعريّ في هذا الموضوع مع ملاحَظة تأثير الفوارق الزّمانيّة، والمكانيّة، وظُروف مَقتل صخرٍ أخِ الخَنساء، ووفاة إبراهيم أخِ فَدوى طُوقان. فالبحثُ تقصَّى الدَّوافع الكامنة وراء هذا الرِّثاء المركَّز للأخ في شِعرَيْهِما، وأَبرزَ المعاني المشتَركة بينهما، وقَدَّم نَماذج أدبيّة، وبلاغيّة طريفة، وبَديعة لهما في رثاء الأخ. فالبحثُ اعتمدَ المَنهجَ الوصفيَّ القائم على وصف هذه الظاهرة في شعريهما منتقياً الأبيات التي تَخدُم هدف البحث، واستند أيضاً على المنهج التَّحليلي لموقف الشَّاعرتين، وأحاسيسهما، ودوافعهما، وسعى إلى استنتاج، واستنباط أهمّ المعاني المشتركة بينهما، أو المبتكَرة عندهما أو عند إحداهما. وخُتِمَ البحثُ بالنتائج والتَوصيات التي أَفرزتها الدِّراسةُ","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132040069","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 1900-01-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-3
Ahmet Turan DOĞAN
Ünlem edatları, Türkçede diğer sözcük türlerine göre üzerinde daha az değerlendirmenin yapıldığı sözcük grubudur. Diğer taraftan, ünlem edatlarının kökeni, yapısı, dil bilgisel anlamları gibi konularda çalışmalar giderek artmaktadır. Bu çalışmalardan biri de doğal ünlem edatlarının diğer ünlem edatlarından farklılık gösteren yazım biçimlerinin araştırılmasıdır. Söz konusu çalışmada bu biçimler üzerinde durulmuştur. Ünlemler içerisinde köken bakımından herhangi bir dünya diline ait olmayan bir tür doğal refleks durumundaki doğal ünlem edatları boğumsuz seslerden oluşurlar. Dildeki boğumlu seslerden oluşan sözcüklerin aksine bunların standartları belirlenmiş bir yazım biçimi de bulunmamaktadır. Bu çalışmada doğal ünlem edatlarının Türkiye Türkçesindeki söz konusu farklı yazım biçimleri çeşitli roman, hikâye ve derlemden seçilen örnek kullanımlarla incelenmiştir
{"title":"TÜRKÇEDE DOĞAL ÜNLEM EDATLARININ YAZIM BİÇİMLERİ","authors":"Ahmet Turan DOĞAN","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-3","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-3","url":null,"abstract":"Ünlem edatları, Türkçede diğer sözcük türlerine göre üzerinde daha az değerlendirmenin yapıldığı sözcük grubudur. Diğer taraftan, ünlem edatlarının kökeni, yapısı, dil bilgisel anlamları gibi konularda çalışmalar giderek artmaktadır. Bu çalışmalardan biri de doğal ünlem edatlarının diğer ünlem edatlarından farklılık gösteren yazım biçimlerinin araştırılmasıdır. Söz konusu çalışmada bu biçimler üzerinde durulmuştur. Ünlemler içerisinde köken bakımından herhangi bir dünya diline ait olmayan bir tür doğal refleks durumundaki doğal ünlem edatları boğumsuz seslerden oluşurlar. Dildeki boğumlu seslerden oluşan sözcüklerin aksine bunların standartları belirlenmiş bir yazım biçimi de bulunmamaktadır. Bu çalışmada doğal ünlem edatlarının Türkiye Türkçesindeki söz konusu farklı yazım biçimleri çeşitli roman, hikâye ve derlemden seçilen örnek kullanımlarla incelenmiştir","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122662062","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 1900-01-01DOI: 10.47832/languagecongress978-605-065876-6
Ahmet Şafak
Savaş dolayısıyla ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli göçmenler, gelmiş oldukları Türkiye topraklarında farklı bir yaşam tarzı, farklı kültür ve farklı bir dil ile karşı karşıya kalmaktaydı. Can güvenliği konusunda güvenli bir liman olan Türkiye’de kalmak ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için Türkçe öğrenmenin zorunlu olduğu kaçınılmazdı. Suriyelilerin dil sorununu çözmek problemlerin çözümü için atılan en etkili adım olacaktır. Çünkü bir bireyin diline yabancı olduğu bir toplumda yaşamını sürdürebilmesi ve bu topluma uyum sağlayabilmesi için ilk olarak o toplumun dilini öğrenmesi öncelikli koşuldur. Suriyelilerin dil öğrenme ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve öğretimin bu ihtiyaçlardan hareketle hazırlanacak olan programlara uygun olarak yürütülmesi Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki hayata uyum sağlaması ve kültürlenmesi açısından önem taşımaktadır
{"title":"SURİYELİ GÖÇMENLERİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME","authors":"Ahmet Şafak","doi":"10.47832/languagecongress978-605-065876-6","DOIUrl":"https://doi.org/10.47832/languagecongress978-605-065876-6","url":null,"abstract":"Savaş dolayısıyla ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli göçmenler, gelmiş oldukları Türkiye topraklarında farklı bir yaşam tarzı, farklı kültür ve farklı bir dil ile karşı karşıya kalmaktaydı. Can güvenliği konusunda güvenli bir liman olan Türkiye’de kalmak ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için Türkçe öğrenmenin zorunlu olduğu kaçınılmazdı. Suriyelilerin dil sorununu çözmek problemlerin çözümü için atılan en etkili adım olacaktır. Çünkü bir bireyin diline yabancı olduğu bir toplumda yaşamını sürdürebilmesi ve bu topluma uyum sağlayabilmesi için ilk olarak o toplumun dilini öğrenmesi öncelikli koşuldur. Suriyelilerin dil öğrenme ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve öğretimin bu ihtiyaçlardan hareketle hazırlanacak olan programlara uygun olarak yürütülmesi Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki hayata uyum sağlaması ve kültürlenmesi açısından önem taşımaktadır","PeriodicalId":124486,"journal":{"name":"Full text book of International Research Congress of Language and Literature","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133519895","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}