The main subject of this study is impulsive buying and compulsive buying behaviors that can occur in consumers’ online shopping and are considered as the unusual or irrational aspects of purchasing. The study mainly focused on personal factors that may be the precursors of these behaviors. In this respect, the study aims to statistically analyze the relationships between the five-factor personality traits, consumer decision-making styles, impulsive buying, and compulsive buying variables based on the relational screening model. It aims to determine which personality and decision-making styles are associated with impulsive and compulsive buying. Within the scope of quantitative research, data was obtained through a survey method from 478 participants, which was determined through convenience sampling and analyzed. The findings from the analyses showed a significant negative relationship between agreeableness and impulsive buying behavior regarding personality traits and, similarly, between openness, conscientiousness, and agreeableness and compulsive buying behavior. It has been revealed that consumers who buy brand consciousness, fashion consciousness, recreational orientation, indecisiveness, impulsive, and habitual decision-making styles are more prone to impulsive and compulsive buying. The study’s findings are expected to contribute to understanding the personality and characteristic features of consumers’ behaviors.
{"title":"The Effect of Consumer Personality Traits and Decision-Making Styles on Online Impulsive and Compulsive Buying Behaviors","authors":"Dilara Altınkan, Ece Armağan","doi":"10.46238/jobda.1469380","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1469380","url":null,"abstract":"The main subject of this study is impulsive buying and compulsive buying behaviors that can occur in consumers’ online shopping and are considered as the unusual or irrational aspects of purchasing. The study mainly focused on personal factors that may be the precursors of these behaviors. In this respect, the study aims to statistically analyze the relationships between the five-factor personality traits, consumer decision-making styles, impulsive buying, and compulsive buying variables based on the relational screening model. It aims to determine which personality and decision-making styles are associated with impulsive and compulsive buying. Within the scope of quantitative research, data was obtained through a survey method from 478 participants, which was determined through convenience sampling and analyzed. The findings from the analyses showed a significant negative relationship between agreeableness and impulsive buying behavior regarding personality traits and, similarly, between openness, conscientiousness, and agreeableness and compulsive buying behavior. It has been revealed that consumers who buy brand consciousness, fashion consciousness, recreational orientation, indecisiveness, impulsive, and habitual decision-making styles are more prone to impulsive and compulsive buying. The study’s findings are expected to contribute to understanding the personality and characteristic features of consumers’ behaviors.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"68 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141651314","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bugünün bilgi toplumu ve rekabetçi iş yaşamı göz önüne alındığında, kurumlar varlıklarını sürdürmek ve rekabet avantajı elde etmek gibi amaçlarla iç ve dış çevreleri ile iletişim kurmak ve kurulan iletişim ağını geliştirmek durumundadırlar. Bu durum, kâr amacı güden kuruluşlarda olduğu gibi, aynı zamanda sosyal bir oluşum olarak nitelendirilen ve hem iç hem de dış paydaşlarına karşı çeşitli sorumlulukları bulunan üniversiteler de için son derece önem arz etmektedir. Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak artan bilgi ihtiyacı neticesinde, kurumların iletişim sürecinde faydalandığı önemli araçlardan biri ise kurumsal web sayfalarıdır. Nitekim kurumlar, kurumsal web sayfaları sayesinde zaman ve mekândan bağımsız olarak kendilerini tanıtabilmekte, paydaşları ile iletişim kurabilmekte ve gerçekleştirilen faaliyetler hakkında bilgi aktarımı sağlayabilmektedir. Verilen bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmanın temel amacı, Türkiye’de faaliyet gösteren turizm fakültelerinin kurumsal web sayfalarında yer alan haberleri incelemek, böylelikle yayınlanan haberler aracılığı ile turizm fakültelerinin kendilerini iç ve dış paydaşlarına karşı öne çıkartmak istediği yönlerin neler olduğunu ortaya koymaktır. Bu kapsamda, Türkiye’de faaliyet gösteren 43 turizm fakültesinin 2023 yılında web sayfalarından yayınladığı 723 haber incelenmiş olup, bulgular içerik analizi ile yorumlanmıştır. Genel olarak yayınlanan haberler incelendiğinde, haberlerin ağırlıklı olarak ekim ve kasım aylarında yayınlandığı, sıklık olarak ise iç ve dış paydaşları kapsayan ziyaretlerin ve öğrencilere yönelik gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerin haber olarak paylaşıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
{"title":"KURUMSAL İLETİŞİM BAĞLAMINDA TURİZM FAKÜLTELERİ KURUMSAL WEB SAYFALARINDA YER ALAN HABERLERİN İNCELENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA","authors":"Kaan Kasaroğlu, Mehmet Emre Güler","doi":"10.46238/jobda.1473926","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1473926","url":null,"abstract":"Bugünün bilgi toplumu ve rekabetçi iş yaşamı göz önüne alındığında, kurumlar varlıklarını sürdürmek ve rekabet avantajı elde etmek gibi amaçlarla iç ve dış çevreleri ile iletişim kurmak ve kurulan iletişim ağını geliştirmek durumundadırlar. Bu durum, kâr amacı güden kuruluşlarda olduğu gibi, aynı zamanda sosyal bir oluşum olarak nitelendirilen ve hem iç hem de dış paydaşlarına karşı çeşitli sorumlulukları bulunan üniversiteler de için son derece önem arz etmektedir. Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak artan bilgi ihtiyacı neticesinde, kurumların iletişim sürecinde faydalandığı önemli araçlardan biri ise kurumsal web sayfalarıdır. Nitekim kurumlar, kurumsal web sayfaları sayesinde zaman ve mekândan bağımsız olarak kendilerini tanıtabilmekte, paydaşları ile iletişim kurabilmekte ve gerçekleştirilen faaliyetler hakkında bilgi aktarımı sağlayabilmektedir. Verilen bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmanın temel amacı, Türkiye’de faaliyet gösteren turizm fakültelerinin kurumsal web sayfalarında yer alan haberleri incelemek, böylelikle yayınlanan haberler aracılığı ile turizm fakültelerinin kendilerini iç ve dış paydaşlarına karşı öne çıkartmak istediği yönlerin neler olduğunu ortaya koymaktır. Bu kapsamda, Türkiye’de faaliyet gösteren 43 turizm fakültesinin 2023 yılında web sayfalarından yayınladığı 723 haber incelenmiş olup, bulgular içerik analizi ile yorumlanmıştır. Genel olarak yayınlanan haberler incelendiğinde, haberlerin ağırlıklı olarak ekim ve kasım aylarında yayınlandığı, sıklık olarak ise iç ve dış paydaşları kapsayan ziyaretlerin ve öğrencilere yönelik gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerin haber olarak paylaşıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":" August","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141669774","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde dijital teknolojiler ve Yapay Zeka ile önem kazanan Endüstri 4.0, üç boyutlu üretim de dahil olmak üzere kişiye özel üretimi mümkün kılarak maliyetleri düşürmektedir. Kalite arttmakta, müşteri memnuniyetini sağlanmakta ve çevre korumaktadır. Endüstri 4.0 iş sağlığı ve güvenliğinde de dönüşümü sağlayarak güvenlik yaklaşımlarını değiştirmektedir. Tüm bu olumlu avantajlarına rağmen, günümüzde halen Endüstri 4.0'ın uygulamalarının önünde engeller bulunmaktadır. Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nde Endüstri 4.0'ın uygulanmasını zorlaştıracak potansiyel engelleri tespit etmeyi ve analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu makalede, “Türkiye” kelimesi, Türkiye Cumhuriyeti anlamına gelmektedir. Kapsamlı literatür taramasının ardından sektör uzmanlarının görüşleri de alınarak engeller belirlenmiştir. Bu engeller üretim altyapısı, kurulum maliyeti, dijital veri koruması, güvenlik prosedürleri, veri kullanım zorlukları, ürünlerin belirsiz değerleri, kâr belirsizliği, deneyimli işgücü eksikliği, üretim kesintileri, değişime direnç, devlet desteği, makinelere artan bağımlılık, mevzuat ve hükümet politikası olarak tespit edilmiştir. Tanımlanan engeller arasında hiyerarşik bir yapı geliştirmek için yorumlayıcı yapısal modelleme (ISM) ve MICMAC analizi kullanılmıştır. Ayrıca, Türkiye’de Endüstri 4.0'a geçiş yapacak işletmeler için önerilerde bulunulmuştur.
{"title":"TÜRKİYE’DE ENDÜSTRİ 4.0'IN BENİMSENMESİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN YORUMLAYICI YAPISAL MODELLEME (ISM) VE MICMAC İLE ANALİZİ","authors":"Adnan Karabulut, Mehmet Baran","doi":"10.46238/jobda.1215803","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1215803","url":null,"abstract":"Günümüzde dijital teknolojiler ve Yapay Zeka ile önem kazanan Endüstri 4.0, üç boyutlu üretim de dahil olmak üzere kişiye özel üretimi mümkün kılarak maliyetleri düşürmektedir. Kalite arttmakta, müşteri memnuniyetini sağlanmakta ve çevre korumaktadır. Endüstri 4.0 iş sağlığı ve güvenliğinde de dönüşümü sağlayarak güvenlik yaklaşımlarını değiştirmektedir. Tüm bu olumlu avantajlarına rağmen, günümüzde halen Endüstri 4.0'ın uygulamalarının önünde engeller bulunmaktadır. Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nde Endüstri 4.0'ın uygulanmasını zorlaştıracak potansiyel engelleri tespit etmeyi ve analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu makalede, “Türkiye” kelimesi, Türkiye Cumhuriyeti anlamına gelmektedir. Kapsamlı literatür taramasının ardından sektör uzmanlarının görüşleri de alınarak engeller belirlenmiştir. Bu engeller üretim altyapısı, kurulum maliyeti, dijital veri koruması, güvenlik prosedürleri, veri kullanım zorlukları, ürünlerin belirsiz değerleri, kâr belirsizliği, deneyimli işgücü eksikliği, üretim kesintileri, değişime direnç, devlet desteği, makinelere artan bağımlılık, mevzuat ve hükümet politikası olarak tespit edilmiştir. Tanımlanan engeller arasında hiyerarşik bir yapı geliştirmek için yorumlayıcı yapısal modelleme (ISM) ve MICMAC analizi kullanılmıştır. Ayrıca, Türkiye’de Endüstri 4.0'a geçiş yapacak işletmeler için önerilerde bulunulmuştur.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"336 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141691921","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Today, information is the source of competitive advantage and businesses need to create information architecture that will enable them to make the right decisions in the fastest way. For this reason, it seems inevitable that businesses will reshape their entire business environments in a way that will create far-reaching consequences on business processes and prioritize technological progress by investing in artificial intelligence (AI) applications to create value with better performance. Management accounting is a business function that is central to identifying, collecting, measuring, and analyzing data. Therefore, these developments are expected to change management accounting practices and the roles of management accountants within the business. Although it is predicted that the main function of accounting in the future will be to create real-time value for the business by combining management accounting applications with AI, this combination also carries the potential to create significant problems. The purpose of this study is to conduct a SWOT analysis and examine the strengths and weaknesses of the use of AI in management accounting and the opportunities and threats that may arise as a result of this integration.
{"title":"INTEGRATION OF ARTIFICIAL INTELLIGENCE IN MANAGEMENT ACCOUNTING: A SWOT ANALYSIS","authors":"Şebnem Yaşar","doi":"10.46238/jobda.1474352","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1474352","url":null,"abstract":"Today, information is the source of competitive advantage and businesses need to create information architecture that will enable them to make the right decisions in the fastest way. For this reason, it seems inevitable that businesses will reshape their entire business environments in a way that will create far-reaching consequences on business processes and prioritize technological progress by investing in artificial intelligence (AI) applications to create value with better performance. Management accounting is a business function that is central to identifying, collecting, measuring, and analyzing data. Therefore, these developments are expected to change management accounting practices and the roles of management accountants within the business. Although it is predicted that the main function of accounting in the future will be to create real-time value for the business by combining management accounting applications with AI, this combination also carries the potential to create significant problems. The purpose of this study is to conduct a SWOT analysis and examine the strengths and weaknesses of the use of AI in management accounting and the opportunities and threats that may arise as a result of this integration.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"122 51","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141362594","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The purpose of this research is to look at studies published in peer-reviewed scientific journals in Turkey that discuss social media, online shopping, online gaming, online education, technology-based applications, and flow theory, all of which have entered our daily lives as a result of technological advancements and are rapidly evolving with each passing day. For this purpose, the study will attempt to comprehend how online environments and flow theory are addressed in Turkish literature, the methods used in the studies, and the disciplines on which the studies are focused. The current study's findings are important in terms of revealing the state of the literature on the subject, identifying existing gaps, and guiding future research.
{"title":"RESEARCH ON A FLOW THEORY AND ONLINE ENVIRONMENTS IN TÜRKİYE: A BIBLIOMETRIC ANALYSIS","authors":"Soner Söyler","doi":"10.46238/jobda.1445151","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1445151","url":null,"abstract":"The purpose of this research is to look at studies published in peer-reviewed scientific journals in Turkey that discuss social media, online shopping, online gaming, online education, technology-based applications, and flow theory, all of which have entered our daily lives as a result of technological advancements and are rapidly evolving with each passing day. For this purpose, the study will attempt to comprehend how online environments and flow theory are addressed in Turkish literature, the methods used in the studies, and the disciplines on which the studies are focused. The current study's findings are important in terms of revealing the state of the literature on the subject, identifying existing gaps, and guiding future research.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"136 25","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140369887","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, mevcut kâğıt kullanımına dayalı stok sayım sürecini dijitalleştirmek için bir stok sayım akış diagram ve yazılımı geliştirmektir. Mevcut süreç temelde manuel bir süreç olarak tanımlanabilir. Sayım süreci boyunca sadece ofis programları kullanılmaktadır. Bu süreç, hantal ve hataya açık olduğu için mevcut ihtiyaçları karşılama yeteneğine sahip değildir. Çalışma ile öncelikle mevcut sayım süreci, sürece dahil olan aktörler, aktörlerin görevleri ve yetkileri ile aktörlerin görevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacakları bilgiler tanımlanmıştır. Talep edilen stok sayımı sürecinin kapsamına göre iş akış süreçleri geliştirilmiştir. Stok sayımı yazılımı, hazırlanan iş akışı süreçlerine uygun olarak C# programlama dilinde kodlanmıştır. Kullanıcı arayüzleri ve rapor ekranları Angular'da oluşturulmuştur. Geliştirilen yazılım, kısmi ve tam stok almaya uygun esnek bir yapıya sahiptir. Yazılımın kullanılabilmesi için gerekli verilerin mevcut veritabanında yer alması gerekmektedir. Stok sayımı sürecinin dijitalleştirilmesini sağlayan bu yazılımın geliştirilmesi sırasında Sistem Geliştirme Yaşam Döngüsü adımları takip edilmiştir. Sonuç olarak, yazılımın geliştirilmesi ile stok sayımı sürecinin dijitalleşmesi sağlanmıştır. Yazılım, kağıt tabanlı işlem kullanımından kaynaklanan veri kayıpları, hatalı kayıt ve benzeri sorunların ortadan kaldırılmasını sağlamış; stok sayımı süreci dijital olarak izlenebilir hale getirmiş, daha hızlı ve daha güvenilir bir şekilde gerçekleştirebilmesini sağlamıştır.
{"title":"DEPO YÖNETİM SİSTEMİNDE SAYIM SÜREÇLERİNİN DİJİTALLEŞTİRİLMESİ","authors":"Mustafa Güngör, Cigdem Tarhan","doi":"10.46238/jobda.1403185","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1403185","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, mevcut kâğıt kullanımına dayalı stok sayım sürecini dijitalleştirmek için bir stok sayım akış diagram ve yazılımı geliştirmektir. Mevcut süreç temelde manuel bir süreç olarak tanımlanabilir. Sayım süreci boyunca sadece ofis programları kullanılmaktadır. Bu süreç, hantal ve hataya açık olduğu için mevcut ihtiyaçları karşılama yeteneğine sahip değildir. Çalışma ile öncelikle mevcut sayım süreci, sürece dahil olan aktörler, aktörlerin görevleri ve yetkileri ile aktörlerin görevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacakları bilgiler tanımlanmıştır. Talep edilen stok sayımı sürecinin kapsamına göre iş akış süreçleri geliştirilmiştir. Stok sayımı yazılımı, hazırlanan iş akışı süreçlerine uygun olarak C# programlama dilinde kodlanmıştır. Kullanıcı arayüzleri ve rapor ekranları Angular'da oluşturulmuştur. Geliştirilen yazılım, kısmi ve tam stok almaya uygun esnek bir yapıya sahiptir. Yazılımın kullanılabilmesi için gerekli verilerin mevcut veritabanında yer alması gerekmektedir. Stok sayımı sürecinin dijitalleştirilmesini sağlayan bu yazılımın geliştirilmesi sırasında Sistem Geliştirme Yaşam Döngüsü adımları takip edilmiştir. Sonuç olarak, yazılımın geliştirilmesi ile stok sayımı sürecinin dijitalleşmesi sağlanmıştır. Yazılım, kağıt tabanlı işlem kullanımından kaynaklanan veri kayıpları, hatalı kayıt ve benzeri sorunların ortadan kaldırılmasını sağlamış; stok sayımı süreci dijital olarak izlenebilir hale getirmiş, daha hızlı ve daha güvenilir bir şekilde gerçekleştirebilmesini sağlamıştır.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"93 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139154334","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Paylaşım ekonomisi, bireylerin veya organizasyonların sahip oldukları kaynakları (araçlar, mülkiyetler, yetenekler vb.) paylaşarak karşılıklı fayda sağladıkları bir ekonomik modeldir. Bu ekonomik modelde, güven duygusu önemli bir rol oynamaktadır. Algılanan güven, bireylerin veya kullanıcıların başkalarının kaynaklarını kullanmaya veya kendi kaynaklarını paylaşmaya yönelik isteklerini etkileyebilir. Araştırmalar, paylaşım ekonomisinde algılanan güvenin, paylaşım niyetini pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. Algılanan güven, kullanıcıların paylaşım platformlarını kullanma niyetlerini artırırken, platformda kaynak paylaşımına daha istekli olmalarını sağlamaktadır. Kullanıcılar, diğer kullanıcıların güvenilirliği ve platformun sağladığı güvenlik önlemleri hakkında olumlu algılara sahip olduklarında, paylaşım niyetlerini gerçekleştirmek için daha istekli olmaktadır. Paylaşım ekonomisinde algılanan güven ve paylaşım niyeti üzerindeki etkilerini açıklamayı amaçlayan bu çalışma da BlaBlaCar ve AirBnB üzerinde ortaklaşa tüketim içerisinde algılanan güven ve paylaşım niyeti üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Çalışma kapsamında 43 soru ve 9 faktörden oluşan ortaklaşa tüketim ölçeği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında ölçek AirBnB ve BlaBlaCar için ayrı ayrı uygulanarak araştırma paylaşım davranışını ulaşım ve konaklama başlıkları altında ele almıştır. Online ve yüzyüze olarak uygulanan ankete toplam 430 kişi katılım sağlamıştır. Bu kapsamda elde edilen bulgulara göre platforma duyulan güvenin platform kullanımına yönelik tutumları olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir.
{"title":"PAYLAŞIM EKONOMİSİNDE ALGILANAN GÜVENİN PAYLAŞIMA YÖNELİK TUTUMLAR VE NİYET ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: AİRBNB VE BLABLACAR KARŞILAŞTIRMASI","authors":"Müberra Yurdakul, Hakan Ki̇raci, Nurhayat Çetin","doi":"10.46238/jobda.1401977","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1401977","url":null,"abstract":"Paylaşım ekonomisi, bireylerin veya organizasyonların sahip oldukları kaynakları (araçlar, mülkiyetler, yetenekler vb.) paylaşarak karşılıklı fayda sağladıkları bir ekonomik modeldir. Bu ekonomik modelde, güven duygusu önemli bir rol oynamaktadır. Algılanan güven, bireylerin veya kullanıcıların başkalarının kaynaklarını kullanmaya veya kendi kaynaklarını paylaşmaya yönelik isteklerini etkileyebilir. Araştırmalar, paylaşım ekonomisinde algılanan güvenin, paylaşım niyetini pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. Algılanan güven, kullanıcıların paylaşım platformlarını kullanma niyetlerini artırırken, platformda kaynak paylaşımına daha istekli olmalarını sağlamaktadır. Kullanıcılar, diğer kullanıcıların güvenilirliği ve platformun sağladığı güvenlik önlemleri hakkında olumlu algılara sahip olduklarında, paylaşım niyetlerini gerçekleştirmek için daha istekli olmaktadır. Paylaşım ekonomisinde algılanan güven ve paylaşım niyeti üzerindeki etkilerini açıklamayı amaçlayan bu çalışma da BlaBlaCar ve AirBnB üzerinde ortaklaşa tüketim içerisinde algılanan güven ve paylaşım niyeti üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Çalışma kapsamında 43 soru ve 9 faktörden oluşan ortaklaşa tüketim ölçeği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında ölçek AirBnB ve BlaBlaCar için ayrı ayrı uygulanarak araştırma paylaşım davranışını ulaşım ve konaklama başlıkları altında ele almıştır. Online ve yüzyüze olarak uygulanan ankete toplam 430 kişi katılım sağlamıştır. Bu kapsamda elde edilen bulgulara göre platforma duyulan güvenin platform kullanımına yönelik tutumları olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"20 18","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139158286","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Seçimler, temsili demokrasinin önemli bir unsurunu oluşturmakla beraber demokratik bir yönetim için seçimlerin varlığı kadar yapılış usulü de önem taşımaktadır. Geleneksel seçim usullerinin yüksek maliyeti, zaman kaybı, kapsamlı organizasyon ve koordinasyon gerektirmesinin yanı sıra seçimlerde yaşanan aksaklık ve yolsuzluk iddiaları seçimlerin güvenliği ve meşruiyetine gölge düşürmektedir. Mevcut seçim sistemlerinde yaşanan sorunların giderilmesinde başvurulan araçlardan birisi de teknolojidir. Geleneksel usullerin teknoloji ile desteklenmesinin yanı sıra dünyada elektronik oylama ile hızlı, pratik, kolay ve maliyet tasarrufu sağlayan alternatif yöntemler araştırılmakta ve uygulanmaktadır. Son dönemde ise blok zinciri tabanlı e-oylama örnekleri görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’de seçimlerde teknolojinin kullanım durumu ile teknolojinin seçim güvenliğini sağlamadaki rolünü incelemektir. Araştırma güncel gelişmeleri içermesi ve karar alıcılar gözüyle konunun incelenmesi bakımından önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsili bulunan siyasi parti milletvekilleri ve uzmanları ile yarı yapılandırılmış mülakat gerçekleştirilmiştir. Ayrıca siyasal partilerin web sayfaları ile Meclis tutanakları “seçim”, “güvenlik”, “seçim güvenliği” ve “seçim güvenliği ve teknoloji” anahtar kelimeleri ile taranarak belge analizi yapılmıştır. Sonuç olarak; Türkiye’de geleneksel seçim sistemi teknoloji ile desteklenmekte ve mevcut sistemin bazı dezavantajlı yönleri teknoloji ile giderilmektedir. Ancak e-oylama sürecinin sağlıklı işlemesi için gerekli olan teknolojik, hukuki, politik ve sosyal altyapı henüz hazır değildir.
{"title":"TÜRKİYE’DE SEÇİM GÜVENLİĞİ BAĞLAMINDA SEÇİMLERDE TEKNOLOJİ KULLANIMI","authors":"Derya Aktaş, İbrahim Arap","doi":"10.46238/jobda.1343141","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1343141","url":null,"abstract":"Seçimler, temsili demokrasinin önemli bir unsurunu oluşturmakla beraber demokratik bir yönetim için seçimlerin varlığı kadar yapılış usulü de önem taşımaktadır. Geleneksel seçim usullerinin yüksek maliyeti, zaman kaybı, kapsamlı organizasyon ve koordinasyon gerektirmesinin yanı sıra seçimlerde yaşanan aksaklık ve yolsuzluk iddiaları seçimlerin güvenliği ve meşruiyetine gölge düşürmektedir. Mevcut seçim sistemlerinde yaşanan sorunların giderilmesinde başvurulan araçlardan birisi de teknolojidir. Geleneksel usullerin teknoloji ile desteklenmesinin yanı sıra dünyada elektronik oylama ile hızlı, pratik, kolay ve maliyet tasarrufu sağlayan alternatif yöntemler araştırılmakta ve uygulanmaktadır. Son dönemde ise blok zinciri tabanlı e-oylama örnekleri görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’de seçimlerde teknolojinin kullanım durumu ile teknolojinin seçim güvenliğini sağlamadaki rolünü incelemektir. Araştırma güncel gelişmeleri içermesi ve karar alıcılar gözüyle konunun incelenmesi bakımından önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsili bulunan siyasi parti milletvekilleri ve uzmanları ile yarı yapılandırılmış mülakat gerçekleştirilmiştir. Ayrıca siyasal partilerin web sayfaları ile Meclis tutanakları “seçim”, “güvenlik”, “seçim güvenliği” ve “seçim güvenliği ve teknoloji” anahtar kelimeleri ile taranarak belge analizi yapılmıştır. Sonuç olarak; Türkiye’de geleneksel seçim sistemi teknoloji ile desteklenmekte ve mevcut sistemin bazı dezavantajlı yönleri teknoloji ile giderilmektedir. Ancak e-oylama sürecinin sağlıklı işlemesi için gerekli olan teknolojik, hukuki, politik ve sosyal altyapı henüz hazır değildir.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"28 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139274701","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kapitalist sistem içerisinde üretimin ve tüketimin artmasıyla gelinen noktada, kaynakların tükenmesi riskiyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu tehlike sürdürülebilirlik kavramını gündeme getirmiştir. Sürdürülebilir kampanyalar düzenleyen işletmeler, satış hedeflerini gerçekleştirmek üzere kullandıkları sosyal medyayı ve reklamları, sürdürülebilirlik uygulamalarını hedef kitlelere iletmek için de kullanmaya başlamıştır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; amaçlı örneklemle belirlenen markaların sürdürülebilirlik bağlamında yaptıkları pazarlama iletişimi çalışmalarından YouTube reklamlarının, sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında analizinin yapılmasıdır. Çalışmada öncelikle; pazarlama iletişimi, sürdürülebilir pazarlama, reklam, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri kavramları literatür taraması yapılarak, teorik olarak açıklanmıştır. Ardından “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” kapsamında hizmet ve üretim sektörlerinden beş farklı markanın YouTube reklamları içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Sonuç olarak “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni en çok karşılayanın İş Bankası reklamı olduğu ortaya çıkmıştır. Sıralama Koton, Sabancı Holding ve eşit oranda karşılayan Finish ve Tchibo olarak devam etmiştir.
{"title":"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA PAZARLAMA İLETİŞİMİ: YOUTUBE REKLAMLARININ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ KAPSAMINDA ANALİZİ","authors":"Fatma Çakmak","doi":"10.46238/jobda.1381044","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.1381044","url":null,"abstract":"Kapitalist sistem içerisinde üretimin ve tüketimin artmasıyla gelinen noktada, kaynakların tükenmesi riskiyle karşı karşıya kalınmıştır. Bu tehlike sürdürülebilirlik kavramını gündeme getirmiştir. Sürdürülebilir kampanyalar düzenleyen işletmeler, satış hedeflerini gerçekleştirmek üzere kullandıkları sosyal medyayı ve reklamları, sürdürülebilirlik uygulamalarını hedef kitlelere iletmek için de kullanmaya başlamıştır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; amaçlı örneklemle belirlenen markaların sürdürülebilirlik bağlamında yaptıkları pazarlama iletişimi çalışmalarından YouTube reklamlarının, sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında analizinin yapılmasıdır. Çalışmada öncelikle; pazarlama iletişimi, sürdürülebilir pazarlama, reklam, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri kavramları literatür taraması yapılarak, teorik olarak açıklanmıştır. Ardından “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” kapsamında hizmet ve üretim sektörlerinden beş farklı markanın YouTube reklamları içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Sonuç olarak “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni en çok karşılayanın İş Bankası reklamı olduğu ortaya çıkmıştır. Sıralama Koton, Sabancı Holding ve eşit oranda karşılayan Finish ve Tchibo olarak devam etmiştir.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139282650","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Büyük veri setlerindeki değerli ve sonucu tahmin edilmeyen bilginin keşfine veri madenciliği denmektedir. Veri madenciliğinin çeşitli ve geniş uygulama alanı bulunmaktadır. Gelişen teknoloji ve ürün çeşitliliğinde ki artış ile birlikte sürdürülebilirliğin sağlanması için firmaların en önemli ihtiyaçları arasına girmiş olan etkin depo yönetimi konusu veri madenciliği ile birlikte ele alınmıştır. Firmanın siparişleri incelenerek dinamik sipariş analizi sonucu sürdürülebilir etkin depo yerleşimi yapılması hedeflenmiştir. Çalışmada ilk olarak veri ve veri madenciliği modelleri incelenmiştir. Daha sonra depo yönetimi ve yerleşimi kavramları üzerinde incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler birlikte kullanılmaya başlanarak boya fabrikası deposuna gelen siparişler doğrultusunda ürünlerin birlikte kullanılma sıklıkları Apriori algoritması ile incelenmiştir. %3 destek, %70 güven düzeyi ideal kabul edilerek Ü7’nin Ü4 ve Ü5'e en yakın konuma yerleştirilmesiyle başlanarak etkin depo yerleşimi gerçekleştirilmiştir.
{"title":"APPLICATION OF THE APRIORI ALGORITHM IN ORGANIZING EFFECTIVE WAREHOUSE LAYOUT","authors":"B. Özcan, Aysu Karaman, Yıldız Edanur Yilmaz","doi":"10.46238/jobda.930070","DOIUrl":"https://doi.org/10.46238/jobda.930070","url":null,"abstract":"Büyük veri setlerindeki değerli ve sonucu tahmin edilmeyen bilginin keşfine veri madenciliği denmektedir. Veri madenciliğinin çeşitli ve geniş uygulama alanı bulunmaktadır. Gelişen teknoloji ve ürün çeşitliliğinde ki artış ile birlikte sürdürülebilirliğin sağlanması için firmaların en önemli ihtiyaçları arasına girmiş olan etkin depo yönetimi konusu veri madenciliği ile birlikte ele alınmıştır. Firmanın siparişleri incelenerek dinamik sipariş analizi sonucu sürdürülebilir etkin depo yerleşimi yapılması hedeflenmiştir. Çalışmada ilk olarak veri ve veri madenciliği modelleri incelenmiştir. Daha sonra depo yönetimi ve yerleşimi kavramları üzerinde incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler birlikte kullanılmaya başlanarak boya fabrikası deposuna gelen siparişler doğrultusunda ürünlerin birlikte kullanılma sıklıkları Apriori algoritması ile incelenmiştir. %3 destek, %70 güven düzeyi ideal kabul edilerek Ü7’nin Ü4 ve Ü5'e en yakın konuma yerleştirilmesiyle başlanarak etkin depo yerleşimi gerçekleştirilmiştir.","PeriodicalId":142494,"journal":{"name":"Journal of Business in The Digital Age","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127497789","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：