Yaşlı nüfusunun giderek küresel düzeyde artış göstermesi ve ekonomik krizlerin yaşanması yaşlı yoksulluğunu artırmakta ve yaşlı refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu durum ülkelerin bu konudaki politikalarını gözden geçirmelerini gerektirmektedir. Bu bağlamda çalışmanın konusu yaşlı refahının arttırılmasında refah devleti politikalarının rolü ve öneminin ne olduğunun araştırılmasına ilişkindir. Amaç, hangi refah politikalarının yaşlı refahının yükseltilmesinde etkili olduğunu tespit etmektir. Çalışma literatür taramasına yönelik bir değerlendirmeyi içermektedir. Makalede, yaşlı refahında hangi kriterlerin rol oynadığı ve farklı refah devleti rejimlerinin uygulamalarında göreli olarak en başarılı model ve ülkelerin hangisi olduğu, Türkiye’nin hangi refah modeline dahil edildiği sorularının yanıtı aranmıştır. Elde edilen verilere göre 4 ayrı tip refah devleti modellerinde en başarılı modelin “sosyal demokrasi refah devleti” olduğu ve bunun da Kuzey Avrupa ülkelerinin uygulamalarında görüldüğü tespit edilmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dağınık ve parçalı olan yaşlı refahı uygulamaları Güney Avrupa Refah Rejimi modeline (GAR Rejimi) denk düştüğü ve uygulamaların büyük ölçüde eşitsizlik ve ayrımcılık içerdiği görülmüştür. Sonuç olarak Türkiye’de yaşlı refahının yükselmesinde neo-liberal politikaları uygulamak yerine Esping-Andersen’in belirttiği sosyal refah devleti modeli uygulamalarına önem verilmesi gerektiği önerilmiştir. Yaşlı nüfusunun giderek küresel düzeyde artış göstermesi ve ekonomik krizlerin yaşanması yaşlı yoksulluğunu artırmakta ve yaşlı refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu durum ülkelerin bu konudaki politikalarını gözden geçirmelerini gerektirmektedir. Bu bağlamda çalışmanın konusu yaşlı refahının arttırılmasında refah devleti politikalarının rolü ve öneminin ne olduğunun araştırılmasına ilişkindir. Amaç, hangi refah politikalarının yaşlı refahının yükseltilmesinde etkili olduğunu tespit etmektir. Çalışma literatür taramasına yönelik bir değerlendirmeyi içermektedir. Makalede, yaşlı refahında hangi kriterlerin rol oynadığı ve farklı refah devleti rejimlerinin uygulamalarında göreli olarak en başarılı model ve ülkelerin hangisi olduğu, Türkiye’nin hangi refah modeline dahil edildiği sorularının yanıtı aranmıştır. Elde edilen verilere göre 4 ayrı tip refah devleti modellerinde en başarılı modelin “sosyal demokrasi refah devleti” olduğu ve bunun da Kuzey Avrupa ülkelerinin uygulamalarında görüldüğü tespit edilmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dağınık ve parçalı olan yaşlı refahı uygulamaları Güney Avrupa Refah Rejimi modeline (GAR Rejimi) denk düştüğü ve uygulamaların büyük ölçüde eşitsizlik ve ayrımcılık içerdiği görülmüştür. Sonuç olarak Türkiye’de yaşlı refahının yükselmesinde neo-liberal politikaları uygulamak yerine Esping-Andersen’in belirttiği sosyal refah devleti modeli uygulamalarına önem verilmesi gerektiği önerilmiştir.
{"title":"Yaşlının Güçlenmesinde Refah Devleti Politikalarının Önemi","authors":"A. Baran, Cansu Taşcı","doi":"10.46414/yasad.1409798","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1409798","url":null,"abstract":"Yaşlı nüfusunun giderek küresel düzeyde artış göstermesi ve ekonomik krizlerin yaşanması yaşlı yoksulluğunu artırmakta ve yaşlı refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu durum ülkelerin bu konudaki politikalarını gözden geçirmelerini gerektirmektedir. Bu bağlamda çalışmanın konusu yaşlı refahının arttırılmasında refah devleti politikalarının rolü ve öneminin ne olduğunun araştırılmasına ilişkindir. Amaç, hangi refah politikalarının yaşlı refahının yükseltilmesinde etkili olduğunu tespit etmektir. Çalışma literatür taramasına yönelik bir değerlendirmeyi içermektedir. Makalede, yaşlı refahında hangi kriterlerin rol oynadığı ve farklı refah devleti rejimlerinin uygulamalarında göreli olarak en başarılı model ve ülkelerin hangisi olduğu, Türkiye’nin hangi refah modeline dahil edildiği sorularının yanıtı aranmıştır. Elde edilen verilere göre 4 ayrı tip refah devleti modellerinde en başarılı modelin “sosyal demokrasi refah devleti” olduğu ve bunun da Kuzey Avrupa ülkelerinin uygulamalarında görüldüğü tespit edilmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dağınık ve parçalı olan yaşlı refahı uygulamaları Güney Avrupa Refah Rejimi modeline (GAR Rejimi) denk düştüğü ve uygulamaların büyük ölçüde eşitsizlik ve ayrımcılık içerdiği görülmüştür. Sonuç olarak Türkiye’de yaşlı refahının yükselmesinde neo-liberal politikaları uygulamak yerine Esping-Andersen’in belirttiği sosyal refah devleti modeli uygulamalarına önem verilmesi gerektiği önerilmiştir. Yaşlı nüfusunun giderek küresel düzeyde artış göstermesi ve ekonomik krizlerin yaşanması yaşlı yoksulluğunu artırmakta ve yaşlı refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu durum ülkelerin bu konudaki politikalarını gözden geçirmelerini gerektirmektedir. Bu bağlamda çalışmanın konusu yaşlı refahının arttırılmasında refah devleti politikalarının rolü ve öneminin ne olduğunun araştırılmasına ilişkindir. Amaç, hangi refah politikalarının yaşlı refahının yükseltilmesinde etkili olduğunu tespit etmektir. Çalışma literatür taramasına yönelik bir değerlendirmeyi içermektedir. Makalede, yaşlı refahında hangi kriterlerin rol oynadığı ve farklı refah devleti rejimlerinin uygulamalarında göreli olarak en başarılı model ve ülkelerin hangisi olduğu, Türkiye’nin hangi refah modeline dahil edildiği sorularının yanıtı aranmıştır. Elde edilen verilere göre 4 ayrı tip refah devleti modellerinde en başarılı modelin “sosyal demokrasi refah devleti” olduğu ve bunun da Kuzey Avrupa ülkelerinin uygulamalarında görüldüğü tespit edilmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dağınık ve parçalı olan yaşlı refahı uygulamaları Güney Avrupa Refah Rejimi modeline (GAR Rejimi) denk düştüğü ve uygulamaların büyük ölçüde eşitsizlik ve ayrımcılık içerdiği görülmüştür. Sonuç olarak Türkiye’de yaşlı refahının yükselmesinde neo-liberal politikaları uygulamak yerine Esping-Andersen’in belirttiği sosyal refah devleti modeli uygulamalarına önem verilmesi gerektiği önerilmiştir.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"4 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140963234","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son yıllarda aktif yaşlanma konusunda yapılan araştırmalarda hızlı bir artış görülmektedir. Ancak bilimsel anlamda bu konudaki çalışmaların önemli etkilerinin vurgulanması ve literatürdeki öncelikli çalışmaların modern görsel ve bilimsel haritalama teknikleriyle öne çıkarılması için yeterince çaba sarf edilmediği anlaşılmaktadır. Bu çalışma, aktif yaşlanma üzerine yapılan mevcut araştırmaları inceleyerek gelecekteki öncelikli araştırma konularını ve potansiyel iş birliği alanlarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Web of Science veri tabanında “active ageing” ve “active aging” anahtar kelimeleriyle yapılan literatür taramasının sonuçlarını VOSviewer kullanarak bibliyometrik bir analize tabi tutmaktadır. VOSviewer, birçok disiplinde istatistiksel analiz ve görsel temsil için yaygın olarak kullanılan güncel bir araçtır. Aktif yaşlanma konusuyla ilgili yayın türleri, yazarlar, ülkeler, kuruluşlar, anahtar kelimeler ve çeşitli bilimsel ilişkiler çalışmanın analiz birimini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, aktif yaşlanma kavramıyla ilgili 2322 çalışmanın analizi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların yayın türlerinin dağılımında makaleler (n=1584), bildiriler (n=351) ve özetler (n=178) önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmaların yıllara göre dağılımı incelendiğinde, 2022 yılında (n=256), 2021 yılında (n=253) ve 2023 yılında ise (n=208) bilimsel çalışma yapıldığı belirlenmiştir. Andrea Principi (n=20), Taina Rantanen (n=19), Erja Portegij (n=17) ve Alan Walker (n=16) en fazla çalışması bulunan yazarlardır. Yayınlarda aktif yaşlanma kavramının vurgulandığı ve sıkça birlikte kullanılan anahtar kelimelerin “active ageing”, “active aging”, “quality life”, “physical activity”, “healthy aging” ve “well-being” olduğu görülmüştür.
{"title":"Aktif Yaşlanma Konusunda Bibliyometrik Bir Analiz: Mevcut Durum ve Eğilimler","authors":"Hüseyin Koçak, Muhammet Keskin, Ayşe Canatan","doi":"10.46414/yasad.1435500","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1435500","url":null,"abstract":"Son yıllarda aktif yaşlanma konusunda yapılan araştırmalarda hızlı bir artış görülmektedir. Ancak bilimsel anlamda bu konudaki çalışmaların önemli etkilerinin vurgulanması ve literatürdeki öncelikli çalışmaların modern görsel ve bilimsel haritalama teknikleriyle öne çıkarılması için yeterince çaba sarf edilmediği anlaşılmaktadır. Bu çalışma, aktif yaşlanma üzerine yapılan mevcut araştırmaları inceleyerek gelecekteki öncelikli araştırma konularını ve potansiyel iş birliği alanlarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Web of Science veri tabanında “active ageing” ve “active aging” anahtar kelimeleriyle yapılan literatür taramasının sonuçlarını VOSviewer kullanarak bibliyometrik bir analize tabi tutmaktadır. VOSviewer, birçok disiplinde istatistiksel analiz ve görsel temsil için yaygın olarak kullanılan güncel bir araçtır. Aktif yaşlanma konusuyla ilgili yayın türleri, yazarlar, ülkeler, kuruluşlar, anahtar kelimeler ve çeşitli bilimsel ilişkiler çalışmanın analiz birimini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, aktif yaşlanma kavramıyla ilgili 2322 çalışmanın analizi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların yayın türlerinin dağılımında makaleler (n=1584), bildiriler (n=351) ve özetler (n=178) önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmaların yıllara göre dağılımı incelendiğinde, 2022 yılında (n=256), 2021 yılında (n=253) ve 2023 yılında ise (n=208) bilimsel çalışma yapıldığı belirlenmiştir. Andrea Principi (n=20), Taina Rantanen (n=19), Erja Portegij (n=17) ve Alan Walker (n=16) en fazla çalışması bulunan yazarlardır. Yayınlarda aktif yaşlanma kavramının vurgulandığı ve sıkça birlikte kullanılan anahtar kelimelerin “active ageing”, “active aging”, “quality life”, “physical activity”, “healthy aging” ve “well-being” olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"29 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141014276","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ertuğrul Sari, Esra Bekircan, Neşe İŞCAN AYYILDIZ, Abdullah Usta
Bu araştırmada evde hasta bakım programında okuyan öğrencilerin yaşlılık kavramına bakış açılarının metafor analizi ile araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi ile olgu bilim deseni kullanılmıştır. Bu çalışmanın örneklem grubunu Türkiye’de bir devlet üniversitesinin evde hasta bakım programında eğitimine devam eden 70 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerden “yaşlılık … gibidir, çünkü …” cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Toplanan verilerin analizi sonucunda 21 metafor ve bu metaforların ortak özelliklerine göre gruplandırılmasıyla oluşan 3 tema ortaya çıkmıştır. Yapılan içerik analizi sonrasında bakıma muhtaçlık teması altında; merhamet, muhtaçlık, yalnızlık, sevgi ve empati metaforları yer almaktadır. Işığın kaynağı teması altında; bilge kişi, bilginin kaynağı ve olgunlaşma metaforları bulunmaktadır. Yolun sonu teması altında; ölüm umutsuzluk ve pişmanlık gibi metaforlar yer almaktadır. Sonuç olarak, çalışmada yer alan evde hasta bakım öğrencilerinin yaşlılığa yönelik oldukça olumlu kavramlara sahip oldukları ancak çaresizlik, güçsüzlük gibi bazı olumsuz bakış açılarına da sahip oldukları görülmüştür.
{"title":"Evde Hasta Bakımı Öğrencilerinin Yaşlı Tanımına İlişkin Metaforik Algıları","authors":"Ertuğrul Sari, Esra Bekircan, Neşe İŞCAN AYYILDIZ, Abdullah Usta","doi":"10.46414/yasad.1385616","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1385616","url":null,"abstract":"Bu araştırmada evde hasta bakım programında okuyan öğrencilerin yaşlılık kavramına bakış açılarının metafor analizi ile araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi ile olgu bilim deseni kullanılmıştır. Bu çalışmanın örneklem grubunu Türkiye’de bir devlet üniversitesinin evde hasta bakım programında eğitimine devam eden 70 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerden “yaşlılık … gibidir, çünkü …” cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Toplanan verilerin analizi sonucunda 21 metafor ve bu metaforların ortak özelliklerine göre gruplandırılmasıyla oluşan 3 tema ortaya çıkmıştır. Yapılan içerik analizi sonrasında bakıma muhtaçlık teması altında; merhamet, muhtaçlık, yalnızlık, sevgi ve empati metaforları yer almaktadır. Işığın kaynağı teması altında; bilge kişi, bilginin kaynağı ve olgunlaşma metaforları bulunmaktadır. Yolun sonu teması altında; ölüm umutsuzluk ve pişmanlık gibi metaforlar yer almaktadır. Sonuç olarak, çalışmada yer alan evde hasta bakım öğrencilerinin yaşlılığa yönelik oldukça olumlu kavramlara sahip oldukları ancak çaresizlik, güçsüzlük gibi bazı olumsuz bakış açılarına da sahip oldukları görülmüştür.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"80 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139154345","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak yaşam koşullarının iyileşmesi, modern tıbbın ilerlemesi, etkin ve yaygın sağlık hizmetleri ile birlikte ortalama yaşam beklentisi yükselmekte ve nüfus giderek yaşlanmaktadır. Yaşlanan nüfus içerisinde kronik hastalıkların artması, fiziksel kısıtlılıkların yaşanması gibi nedenler bakıma muhtaç kişilerin sayısını arttırmaktadır. Nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak toplumlarda bakım problemleri ortaya çıkmaktadır. Yaşlanan toplumlarda karşılaşılan en önemli problemlerden biri de bakım problemidir. Çalışmanın amacı, yaşlı bakımını üstlenmiş yaşlı yakınlarının, bakım sırasında karşılaştığı psikolojik, sosyal ve ekonomik zorlukları tespit etmek, bakım veren aile üyesinin bu zorluklara nasıl yaklaştığını anlamak ve bu zorlukların nedenlerini ortaya koymaktır. Yöntem ve Gereçler: Çalışmamız nitel araştırma tasarımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızda amaçlı örneklem yöntemlerinden kartopu örnekleme yoluyla belirlenen, 60 yaşının üstündeki bir yaşlıya, sürekli ve aynı evde bakım veren ve çalışmamıza gönüllü olarak katılım sağlayan 8’i kadın, 2’si erkek toplam 10 kişiyle derinlemesine görüşmeler sağlanmıştır. Bulgular: Çalışmada, içinde bulunduğumuz çağın özellikleri neticesinde küreselleşme, endüstrileşme, kırdan kente göç, değişen aile yapısı, kadının eğitim seviyesinin yükselmesi ve çalışma hayatında yer bulması gibi faktörler etrafında bakımın yaşlı yakınlarına yük olarak yansıdığı tespit edilmiştir. Bakım yükünü üstlenmiş yaşlı yakınlarının yaşı, cinsiyeti, bir hastalığının olup olmaması, yaşlıya olan yakınlığı, ekonomik destek ve sosyal destek alıp almadığı gibi faktörler karşılaşılan sorunlara nasıl yaklaşıldığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda çalışma bulgularına göre; yaşlı bakımını üstlenmiş, bir takım sağlık sorunları olan, ekonomik ve sosyal destek almayan kadınların daha çok sorun yaşadığı tespit edilmiştir. Bakım veren kadınlar tükenmişlik ve çaresizlik duyguları içinde olduklarını, kendisine ve ailesine yetemediklerini, eşleri ve çocukları ile sorun yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Sonuç: Bu sorunların ortadan kaldırılması için yaşlı bakımını üstlenen aile bireylerine psiko-sosyal destek sağlanması noktasında yerel ve ulusal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
{"title":"Yaşlısına Bakım Veren Aile Bireylerinin Karşılaştıkları Sorunlar","authors":"Sevda Özütürker, Mehmet Özütürker","doi":"10.46414/yasad.1395502","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1395502","url":null,"abstract":"Amaç: Bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak yaşam koşullarının iyileşmesi, modern tıbbın ilerlemesi, etkin ve yaygın sağlık hizmetleri ile birlikte ortalama yaşam beklentisi yükselmekte ve nüfus giderek yaşlanmaktadır. Yaşlanan nüfus içerisinde kronik hastalıkların artması, fiziksel kısıtlılıkların yaşanması gibi nedenler bakıma muhtaç kişilerin sayısını arttırmaktadır. Nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak toplumlarda bakım problemleri ortaya çıkmaktadır. Yaşlanan toplumlarda karşılaşılan en önemli problemlerden biri de bakım problemidir. Çalışmanın amacı, yaşlı bakımını üstlenmiş yaşlı yakınlarının, bakım sırasında karşılaştığı psikolojik, sosyal ve ekonomik zorlukları tespit etmek, bakım veren aile üyesinin bu zorluklara nasıl yaklaştığını anlamak ve bu zorlukların nedenlerini ortaya koymaktır. Yöntem ve Gereçler: Çalışmamız nitel araştırma tasarımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızda amaçlı örneklem yöntemlerinden kartopu örnekleme yoluyla belirlenen, 60 yaşının üstündeki bir yaşlıya, sürekli ve aynı evde bakım veren ve çalışmamıza gönüllü olarak katılım sağlayan 8’i kadın, 2’si erkek toplam 10 kişiyle derinlemesine görüşmeler sağlanmıştır. Bulgular: Çalışmada, içinde bulunduğumuz çağın özellikleri neticesinde küreselleşme, endüstrileşme, kırdan kente göç, değişen aile yapısı, kadının eğitim seviyesinin yükselmesi ve çalışma hayatında yer bulması gibi faktörler etrafında bakımın yaşlı yakınlarına yük olarak yansıdığı tespit edilmiştir. Bakım yükünü üstlenmiş yaşlı yakınlarının yaşı, cinsiyeti, bir hastalığının olup olmaması, yaşlıya olan yakınlığı, ekonomik destek ve sosyal destek alıp almadığı gibi faktörler karşılaşılan sorunlara nasıl yaklaşıldığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda çalışma bulgularına göre; yaşlı bakımını üstlenmiş, bir takım sağlık sorunları olan, ekonomik ve sosyal destek almayan kadınların daha çok sorun yaşadığı tespit edilmiştir. Bakım veren kadınlar tükenmişlik ve çaresizlik duyguları içinde olduklarını, kendisine ve ailesine yetemediklerini, eşleri ve çocukları ile sorun yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Sonuç: Bu sorunların ortadan kaldırılması için yaşlı bakımını üstlenen aile bireylerine psiko-sosyal destek sağlanması noktasında yerel ve ulusal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"19 14","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139155354","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Demans yaşlılığın getirdiği fizyolojik ve psikolojik değişikliklerin yanı sıra bireyin bilişsel kapasitesini de ciddi şekilde etkileyen ilerleyici bir süreçtir. Günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyen bu sendrom, kişinin fiziki çevre ile kurduğu ilişkiyi de kısıtlar. Zamanla kişinin mekân içindeki bağımsız hareketini yönetme yeteneğini azaltır. Hafıza kaybı, görsel-mekânsal işlevlerdeki azalma ve mekânın fiziksel özellikleri demanslı bireylerde oryantasyon ve yön kaybına sebep olan başlıca etkenlerdendir. Belirtiler, başta tanıdık olmayan mekânlarda yön kaybı ile başlar ve ileri dönemde kendi evinin odalarını karıştırmaya kadar ilerleyebilir. Ancak, demanslı bireylerin çevreleri ile mümkün olduğunca bağımsız bir şekilde etkileşim kurmaya devam etmeleri kendileri ve bakım verenler için önemlidir. Yaşlılığın getirmiş olduğu fiziksel zorluklar, bilişsel yeteneklerin kısıtlanması ve bunlara bağlı olarak oluşan psikolojik zararlar ile günlük yaşamlarında kısıtlamalar yaşayan demanslı bireyler için hayatlarının geri kalanını mümkün olduğunca bağımsız ve stresten uzak bir şekilde yaşamalarında iç mekân tasarımının önemli bir katkısı olabileceğine dair inanç, bu çalışmanın temel vurgusunu oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, alandaki araştırmalardan edinilen bilgi ile demansa duyarlı yaşam alanlarında yönelim ve yön bulmayı destekleyecek tasarım ilkelerini ve yaklaşımları ele almak ve öneriler sunmaktır. İlk olarak demans ve yaşlılık konularında kavramsal açıklamalara yer verilmiş daha sonra demansın getirdiği değişiklikler ve bunların mekân kullanımına yansıması ele alınmıştır. Makale, demanslı bireylerin yönelim ve yön bulma yeteneklerini destekleyen tasarım kriterlerinin ele alınmasıyla devam etmektedir. Çalışma kapsamında demansa duyarlı mekânlarda yönelim ve yön bulmayı destekleyen kriterler mekânsal organizasyon, mekânsal algı, yönlendirme ve işaret sistemleri olmak üzere üç başlıkta ele alınmıştır.
{"title":"Demanslı Bireylerde Mekânsal Yönelim ve Yön Bulma: Tasarım İlkeleri ve Yaklaşımlar","authors":"Melike Yüksel, Bilge Sayıl Onaran","doi":"10.46414/yasad.1394686","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1394686","url":null,"abstract":"Demans yaşlılığın getirdiği fizyolojik ve psikolojik değişikliklerin yanı sıra bireyin bilişsel kapasitesini de ciddi şekilde etkileyen ilerleyici bir süreçtir. Günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyen bu sendrom, kişinin fiziki çevre ile kurduğu ilişkiyi de kısıtlar. Zamanla kişinin mekân içindeki bağımsız hareketini yönetme yeteneğini azaltır. Hafıza kaybı, görsel-mekânsal işlevlerdeki azalma ve mekânın fiziksel özellikleri demanslı bireylerde oryantasyon ve yön kaybına sebep olan başlıca etkenlerdendir. Belirtiler, başta tanıdık olmayan mekânlarda yön kaybı ile başlar ve ileri dönemde kendi evinin odalarını karıştırmaya kadar ilerleyebilir. Ancak, demanslı bireylerin çevreleri ile mümkün olduğunca bağımsız bir şekilde etkileşim kurmaya devam etmeleri kendileri ve bakım verenler için önemlidir. Yaşlılığın getirmiş olduğu fiziksel zorluklar, bilişsel yeteneklerin kısıtlanması ve bunlara bağlı olarak oluşan psikolojik zararlar ile günlük yaşamlarında kısıtlamalar yaşayan demanslı bireyler için hayatlarının geri kalanını mümkün olduğunca bağımsız ve stresten uzak bir şekilde yaşamalarında iç mekân tasarımının önemli bir katkısı olabileceğine dair inanç, bu çalışmanın temel vurgusunu oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, alandaki araştırmalardan edinilen bilgi ile demansa duyarlı yaşam alanlarında yönelim ve yön bulmayı destekleyecek tasarım ilkelerini ve yaklaşımları ele almak ve öneriler sunmaktır. İlk olarak demans ve yaşlılık konularında kavramsal açıklamalara yer verilmiş daha sonra demansın getirdiği değişiklikler ve bunların mekân kullanımına yansıması ele alınmıştır. Makale, demanslı bireylerin yönelim ve yön bulma yeteneklerini destekleyen tasarım kriterlerinin ele alınmasıyla devam etmektedir. Çalışma kapsamında demansa duyarlı mekânlarda yönelim ve yön bulmayı destekleyen kriterler mekânsal organizasyon, mekânsal algı, yönlendirme ve işaret sistemleri olmak üzere üç başlıkta ele alınmıştır.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"10 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139162125","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ferda Alper Ay, Ziynet Bahadir, Barış Kılıç, Faruk Ay, Gülüşan ÖZGÜN BAŞIBÜYÜK
Bu çalışmanın amacı Akdeniz Üniversitesi bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin afet bilinci algısı düzeylerinin belirlenmesi ve sosyodemografik özelliklere göre afet bilinci algı düzeylerinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini Türkiye’de Akdeniz Üniversitesi bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesinde (6 Şubat 2023 depremlerinden sonra) 15.05 – 15.06.2023 tarihleri arasında eğitim gören 265 kişi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Afet Bilinci Algı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS.23 istatistik paket programı aracılığıyla tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklem t testi ve ANOVA testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri genel olarak “yüksek”, afet sonrası bilinç algı düzeylerinin “orta” düzeyde olduğu saptanmıştır. Cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve afet eğitimi değişkenleri ile katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar belirlenmiştir. Afet öncesi bilinç ve yanlış afet bilinci düzeyleri afet eğitimi almayanlarda daha yüksek iken; afet sonrası bilinç düzeyleri ise afet eğitimi alanlarda daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak afet eğitimlerinin artırılarak daha yaygın ve kapsamlı şekilde verilmesi, eğitimlerin toplumun her kesimine ulaşması ve farklı yaş grupları, meslek grupları ve sosyo-ekonomik düzeyler göz önünde bulundurularak çeşitlendirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması önem taşımaktadır. Afetlerin etkilerini en aza indirgemek ve doğru bilgiye dayalı hazırlıklar yapmak açısından afet eğitimlerinde afet öncesi bilinç ve yanlış afet bilinci konularına daha fazla yer vermeleri önerilebilir.
本研究旨在确定阿克登尼兹大学内 60+ 塔泽伦梅大学学生的灾害意识认知水平,并根据社会人口学特征研究灾害意识认知水平。研究样本包括2023年5月15日至6月15日期间在土耳其阿克登尼兹大学60+ Tazelenme大学(2023年2月6日地震后)学习的265人。收集数据时使用了灾害意识认知量表。通过 SPSS.23 统计软件包程序,使用描述性统计、独立样本 t 检验和方差分析检验对研究获得的数据进行评估。结果表明,参与者的灾害意识认知水平总体上为 "高",灾后意识认知水平为 "中"。性别、婚姻状况、教育程度和灾害培训变量与参与者的灾害意识认知水平之间存在明显的统计学差异。未接受过灾害培训者的灾前意识和错误灾害意识水平较高,而接受过灾害培训者的灾后意识水平较高。因此,必须更广泛、更全面地开展灾害培训,使培训覆盖社会各阶层,并通过考虑不同的年龄组、职业组和社会经济水平,使培训多样化和持续化。为了最大限度地减少灾害的影响,并在掌握正确信息的基础上做好准备工作,可以建议在灾害培训中更多地纳入灾前意识和错误的灾害意识问题。
{"title":"60+Tazelenme Üniversitesi Öğrencilerinin Afet Bilinci Algı Düzeyleri","authors":"Ferda Alper Ay, Ziynet Bahadir, Barış Kılıç, Faruk Ay, Gülüşan ÖZGÜN BAŞIBÜYÜK","doi":"10.46414/yasad.1384942","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1384942","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı Akdeniz Üniversitesi bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin afet bilinci algısı düzeylerinin belirlenmesi ve sosyodemografik özelliklere göre afet bilinci algı düzeylerinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini Türkiye’de Akdeniz Üniversitesi bünyesinde 60+ Tazelenme Üniversitesinde (6 Şubat 2023 depremlerinden sonra) 15.05 – 15.06.2023 tarihleri arasında eğitim gören 265 kişi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Afet Bilinci Algı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS.23 istatistik paket programı aracılığıyla tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklem t testi ve ANOVA testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri genel olarak “yüksek”, afet sonrası bilinç algı düzeylerinin “orta” düzeyde olduğu saptanmıştır. Cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve afet eğitimi değişkenleri ile katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar belirlenmiştir. Afet öncesi bilinç ve yanlış afet bilinci düzeyleri afet eğitimi almayanlarda daha yüksek iken; afet sonrası bilinç düzeyleri ise afet eğitimi alanlarda daha yüksek olduğu belirlenmiştir. \u0000Sonuç olarak afet eğitimlerinin artırılarak daha yaygın ve kapsamlı şekilde verilmesi, eğitimlerin toplumun her kesimine ulaşması ve farklı yaş grupları, meslek grupları ve sosyo-ekonomik düzeyler göz önünde bulundurularak çeşitlendirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması önem taşımaktadır. Afetlerin etkilerini en aza indirgemek ve doğru bilgiye dayalı hazırlıklar yapmak açısından afet eğitimlerinde afet öncesi bilinç ve yanlış afet bilinci konularına daha fazla yer vermeleri önerilebilir.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"25 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139004022","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yaşlı bireyler, pandemide en çok etkilenen ve ölüm oranının yüksek olduğu bireylerdir. Yaşlı bireylerin sağlıklı yaşam davranışları, bu konudaki farkındalıkları ve pandemi sürecindeki bilişsel, ruhsal ve davranışsal değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi önemlidir. Çalışmada, yaşlı bireylerin Covid 19 pandemi sürecinde sağlıklı yaşam farkındalığı düzeylerinin belirlenmesi ve pandemi sürecindeki bilişsel, ruhsal ve davranışsal değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 204 yaşlı birey oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Kasım 2021- Kasım 2022 tarihleri arasında, yüzyüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veriler, “Tanımlayıcı Bilgiler Anketi” ve “Sağlıklı Yaşam Farkındalığı Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, normal dağılım gösteren verilerin karşılaştırılmasında iki bağımsız grup arasındaki fark için bağımsız t testi, 2’den fazla bağımsız grup karşılaştırılmasında ise tek yönlü varyans analizi uygulanmıştır. Katılımcıların %57.8’nini sağlığını orta düzeyde algıladıkları, %62.3’ünün Covid 19 pandemisinde sağlık durumunda değişiklik olduğunu ve %51’i bu değişikliği sağlığında kötüleşme olarak ifade etmiştir. Yaşlı bireylerin %82.4’ünün Covid-19 pandemi sürecinde yaşam biçiminde davranış değişikliği yaptığı ve en çok kişisel bakımla ilgili değişiklik yapıldığı (%52) belirlenmiştir. Katılımcıların Sağlıklı Yaşam Farkındalık Ölçeği puan ortalaması 50.70±9.91 olup, farkındalık ölçeği ve alt boyutları ile evli olma, üniversite mezunu olma, eş ile yaşama ve sağlık durumunun iyi olması arasında anlamlı bir fark olduğu (p
{"title":"YAŞLI BİREYLERİN COVİD 19 PANDEMİ SÜRECİNDE SAĞLIKLI YAŞAM FARKINDALIĞI","authors":"Tuğçe KAPLAN UYAN, Sibel Çaynak, İlkay Keser","doi":"10.46414/yasad.1339281","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1339281","url":null,"abstract":"Yaşlı bireyler, pandemide en çok etkilenen ve ölüm oranının yüksek olduğu bireylerdir. Yaşlı bireylerin sağlıklı yaşam davranışları, bu konudaki farkındalıkları ve pandemi sürecindeki bilişsel, ruhsal ve davranışsal değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi önemlidir. Çalışmada, yaşlı bireylerin Covid 19 pandemi sürecinde sağlıklı yaşam farkındalığı düzeylerinin belirlenmesi ve pandemi sürecindeki bilişsel, ruhsal ve davranışsal değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 204 yaşlı birey oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Kasım 2021- Kasım 2022 tarihleri arasında, yüzyüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veriler, “Tanımlayıcı Bilgiler Anketi” ve “Sağlıklı Yaşam Farkındalığı Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, normal dağılım gösteren verilerin karşılaştırılmasında iki bağımsız grup arasındaki fark için bağımsız t testi, 2’den fazla bağımsız grup karşılaştırılmasında ise tek yönlü varyans analizi uygulanmıştır. Katılımcıların %57.8’nini sağlığını orta düzeyde algıladıkları, %62.3’ünün Covid 19 pandemisinde sağlık durumunda değişiklik olduğunu ve %51’i bu değişikliği sağlığında kötüleşme olarak ifade etmiştir. Yaşlı bireylerin %82.4’ünün Covid-19 pandemi sürecinde yaşam biçiminde davranış değişikliği yaptığı ve en çok kişisel bakımla ilgili değişiklik yapıldığı (%52) belirlenmiştir. Katılımcıların Sağlıklı Yaşam Farkındalık Ölçeği puan ortalaması 50.70±9.91 olup, farkındalık ölçeği ve alt boyutları ile evli olma, üniversite mezunu olma, eş ile yaşama ve sağlık durumunun iyi olması arasında anlamlı bir fark olduğu (p","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"28 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139215686","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yaşlı yetişkinlerin aktif sosyal yaşamı sürdürmesine imkan veren mekanizmalar, ileri yaşlara kadar sağlığı ve iyi oluşu teşvik etmek için umut verici bir yol olarak görülmektedir. Zihin Kuramı (ZK) etkili ve uyumlu sosyal işleyişin devamı için en önemli sosyal bilişsel becerilerden biridir. Sağlıklı yaşlanmada ZK’deki değişiklikler aydınlatılırken araştırmaların patolojik yaşlanma ile ortaya çıkan değişiklikleri de değerlendirmesi ve ulaşılan sonuçların göz önünde bulundurulmasının gerekliliği üzerinde durulmaktadır. ZK araştırmaları, bozulmaların hastaların yaşam kalitesini kötüleştirdiği ve hastaların sosyal izolasyonunu artırabileceği için önemlidir. Yaşlı yetişkinlerde çoğu klinik durumun temel bir özelliğini temsil eden bozulmuş ZK çeşitli nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda tanımlanmış, en kapsamlı araştırmalar demans ve şizofreni için yapılmıştır. Bu derleme çalışmasında, diğerlerinin davranışlarını anlamlandırma ve sosyal olarak uygun eylemleri planlama becerisinde etkili süreçlerin rolüne aracılık eden mekanizmalar temelinde nörodejeneratif ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkili bilişsel işlevleri içeren yaşlı yetişkinlerde derinleşen ZK araştırmaları ele alınmıştır. Konuyla ilgili mevcut durum hala netleşmediği için bu derleme sınırlılıkları keşfetme olanağı sunabilir ve gelecekteki araştırmalar için bir başlangıç noktası olabilir.
{"title":"Yaşlanmada Zihin Kuramı’nın Klinik Durumlarda Gözden Geçirilmesi","authors":"Ayten EKİNCİ","doi":"10.46414/yasad.1329891","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1329891","url":null,"abstract":"Yaşlı yetişkinlerin aktif sosyal yaşamı sürdürmesine imkan veren mekanizmalar, ileri yaşlara kadar sağlığı ve iyi oluşu teşvik etmek için umut verici bir yol olarak görülmektedir. Zihin Kuramı (ZK) etkili ve uyumlu sosyal işleyişin devamı için en önemli sosyal bilişsel becerilerden biridir. Sağlıklı yaşlanmada ZK’deki değişiklikler aydınlatılırken araştırmaların patolojik yaşlanma ile ortaya çıkan değişiklikleri de değerlendirmesi ve ulaşılan sonuçların göz önünde bulundurulmasının gerekliliği üzerinde durulmaktadır. ZK araştırmaları, bozulmaların hastaların yaşam kalitesini kötüleştirdiği ve hastaların sosyal izolasyonunu artırabileceği için önemlidir. Yaşlı yetişkinlerde çoğu klinik durumun temel bir özelliğini temsil eden bozulmuş ZK çeşitli nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda tanımlanmış, en kapsamlı araştırmalar demans ve şizofreni için yapılmıştır. Bu derleme çalışmasında, diğerlerinin davranışlarını anlamlandırma ve sosyal olarak uygun eylemleri planlama becerisinde etkili süreçlerin rolüne aracılık eden mekanizmalar temelinde nörodejeneratif ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkili bilişsel işlevleri içeren yaşlı yetişkinlerde derinleşen ZK araştırmaları ele alınmıştır. Konuyla ilgili mevcut durum hala netleşmediği için bu derleme sınırlılıkları keşfetme olanağı sunabilir ve gelecekteki araştırmalar için bir başlangıç noktası olabilir.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136343252","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Considering that the population's rapid aging may affect society, it is essential to know how older adults perceive life satisfaction and aging. Life satisfaction plays a vital role in experiencing loss in aging. On the other hand, the perception of aging can serve as a measure for assessing an indivi-dual's satisfaction with aging and reflects the individual's adaptation to aging-related changes. This study aims to evaluate the relationship between the life satisfaction of the elderly popula-tion, the perception of aging, and the effect of demographic variables. The study conducted an online survey on a random representative sample of 273 participants aged 60 and over. "The Ageing Perceptions Scale" and "Satisfaction with Life Scale" were used in the study. Hierarchical multiple linear regression was used to reveal the crucial determinants of life satisfaction and the aging perception of the elderly. Correlation analysis was performed to determine the relations of the variables with each other. As a result of the research, the correlation between life satisfaction and old age perception was significant (r=.203 p<0.01). It is seen that the perception of old age increases as the age progresses, and life satisfaction is high in individuals with a heightened per-ception of old age. Life satisfaction and perception of old age are higher in individuals aged 75 and over (p<0.01). Understanding the concept of life satisfaction and perception of aging and its determinants may contribute to increasing the satisfaction of the elderly with aging and their adaptation to age-related changes.
考虑到人口的快速老龄化可能会影响社会,了解老年人如何看待生活满意度和老龄化是至关重要的。生活满意度在经历衰老过程中的损失中起着至关重要的作用。另一方面,对衰老的感知可以作为衡量个体对衰老满意度的一种手段,反映个体对衰老相关变化的适应程度。本研究旨在探讨老年人口生活满意度、老龄化感知与人口统计变量的关系。该研究对273名年龄在60岁及以上的参与者随机抽样进行了在线调查。研究采用“老龄化认知量表”和“生活满意度量表”。采用层次多元线性回归揭示了老年人生活满意度和老龄化感知的关键决定因素。进行相关分析以确定变量之间的关系。研究结果表明,生活满意度与老年感知之间存在显著的相关关系(r=。203 p < 0.01)。研究发现,随着年龄的增长,对老年的感知会增加,对老年感知的个体的生活满意度较高。75岁及以上个体的生活满意度和老年感较高(p<0.01)。了解生活满意度的概念和对老龄化的认知及其决定因素可能有助于提高老年人对老龄化的满意度和对年龄相关变化的适应。
{"title":"Aging Perception and Life Satisfaction in Older Adults","authors":"V. Kalınkara","doi":"10.46414/yasad.1261637","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1261637","url":null,"abstract":"Considering that the population's rapid aging may affect society, it is essential to know how older adults perceive life satisfaction and aging. Life satisfaction plays a vital role in experiencing loss in aging. On the other hand, the perception of aging can serve as a measure for assessing an indivi-dual's satisfaction with aging and reflects the individual's adaptation to aging-related changes. This study aims to evaluate the relationship between the life satisfaction of the elderly popula-tion, the perception of aging, and the effect of demographic variables. The study conducted an online survey on a random representative sample of 273 participants aged 60 and over. \"The Ageing Perceptions Scale\" and \"Satisfaction with Life Scale\" were used in the study. Hierarchical multiple linear regression was used to reveal the crucial determinants of life satisfaction and the aging perception of the elderly. Correlation analysis was performed to determine the relations of the variables with each other. As a result of the research, the correlation between life satisfaction and old age perception was significant (r=.203 p<0.01). It is seen that the perception of old age increases as the age progresses, and life satisfaction is high in individuals with a heightened per-ception of old age. Life satisfaction and perception of old age are higher in individuals aged 75 and over (p<0.01). Understanding the concept of life satisfaction and perception of aging and its determinants may contribute to increasing the satisfaction of the elderly with aging and their adaptation to age-related changes.","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131896002","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ Depremler, günümüzde dünya çapında en çok ölüme, ciddi yaralanmaya ve uzuv kaybına neden olan doğal afetlerdir. Depremler, etkileri toplumlar için yüksek ekonomik kayıplara ve maliyetlere neden olan, kaçınılmaz, zamansız ama yıkıcı etkileri olan en önemli doğa olaylarından biri olarak insanlığı etkilemeye devam etmektedir. Geçmişte yaşanan depremlerin tarihsel etkilerinin görülebildiği ülkemiz, yakın gelecekte deprem olgusuyla yeniden yüzleşmek zorunda kalmış, toplumumuz bugün depremler nedeniyle travmalar yaşamaya devam etmekte ve gelecekte birlikte yaşamayı öğrenmek zorundadır. Deprem, başta deprem bölgesi olmak üzere toplumun hemen hemen tamamını olumsuz etkilemekle birlikte, yol açtığı sosyoekonomik sorunlar ve ruh sağlığı sorunları ile özellikle savunmasız bireyleri, özellikle engelliler, çocuklar ve yaşlılar gibi toplum gruplarını daha şiddetli ve olumsuz etkilemektedir. Yaşlı nüfusun hızla arttığı ülkemizde yaşlılık nedeni ile kırılgan bu ileri yaştaki toplumsal grubun depreme bağlı ruh sağlığı sorunları ayrıcalıklı bir şekilde ele alınmalıdır. Anahtar Kelimeler: Doğal afet, Yaşlı, Deprem ve Yaşlı, Yaşlılar ve Psikososyal Sorunlar ABTRACT Earthquakes are natural disasters that cause the most deaths, serious injuries and loss of limbs worldwide today. Earthquakes continue to affect humanity as one of the most important natural events with unavoidable, untimely but devastating effects, the effects of which cause high economic losses and costs for societies. Our country, where the historical effects of earthquakes in the past can be seen, had to face the earthquake phenomenon again in the near future, our society continues to experience traumas due to earthquakes today and has to learn to live together in the future. While the earthquake negatively affects almost all of the society, especially in the earthquake zone, it affects especially vulnerable individuals, especially social groups such as the disabled, children and the elderly, with the socioeconomic problems and mental health problems it causes, more severely and negatively. In our country, where the elderly population is rapidly increasing, the mental health problems of this elderly social group, who are fragile due to old age, should be handled in a privileged way. Keywords: Natural disaster, Elderly, Earthquake and Elderly, Elderly and Psychosocial Problems
{"title":"DEPREM VE YAŞLILIK: PSİKOSOSYAL BİR BAKIŞ","authors":"A. Şevi̇k","doi":"10.46414/yasad.1292526","DOIUrl":"https://doi.org/10.46414/yasad.1292526","url":null,"abstract":"ÖZ \u0000Depremler, günümüzde dünya çapında en çok ölüme, ciddi yaralanmaya ve uzuv kaybına neden olan doğal afetlerdir. Depremler, etkileri toplumlar için yüksek ekonomik kayıplara ve maliyetlere neden olan, kaçınılmaz, zamansız ama yıkıcı etkileri olan en önemli doğa olaylarından biri olarak insanlığı etkilemeye devam etmektedir. Geçmişte yaşanan depremlerin tarihsel etkilerinin görülebildiği ülkemiz, yakın gelecekte deprem olgusuyla yeniden yüzleşmek zorunda kalmış, toplumumuz bugün depremler nedeniyle travmalar yaşamaya devam etmekte ve gelecekte birlikte yaşamayı öğrenmek zorundadır. Deprem, başta deprem bölgesi olmak üzere toplumun hemen hemen tamamını olumsuz etkilemekle birlikte, yol açtığı sosyoekonomik sorunlar ve ruh sağlığı sorunları ile özellikle savunmasız bireyleri, özellikle engelliler, çocuklar ve yaşlılar gibi toplum gruplarını daha şiddetli ve olumsuz etkilemektedir. Yaşlı nüfusun hızla arttığı ülkemizde yaşlılık nedeni ile kırılgan bu ileri yaştaki toplumsal grubun depreme bağlı ruh sağlığı sorunları ayrıcalıklı bir şekilde ele alınmalıdır. \u0000Anahtar Kelimeler: Doğal afet, Yaşlı, Deprem ve Yaşlı, Yaşlılar ve Psikososyal Sorunlar \u0000ABTRACT \u0000Earthquakes are natural disasters that cause the most deaths, serious injuries and loss of limbs worldwide today. Earthquakes continue to affect humanity as one of the most important natural events with unavoidable, untimely but devastating effects, the effects of which cause high economic losses and costs for societies. Our country, where the historical effects of earthquakes in the past can be seen, had to face the earthquake phenomenon again in the near future, our society continues to experience traumas due to earthquakes today and has to learn to live together in the future. While the earthquake negatively affects almost all of the society, especially in the earthquake zone, it affects especially vulnerable individuals, especially social groups such as the disabled, children and the elderly, with the socioeconomic problems and mental health problems it causes, more severely and negatively. In our country, where the elderly population is rapidly increasing, the mental health problems of this elderly social group, who are fragile due to old age, should be handled in a privileged way. \u0000Keywords: Natural disaster, Elderly, Earthquake and Elderly, Elderly and Psychosocial Problems","PeriodicalId":270554,"journal":{"name":"Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi","volume":"100 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114126164","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}