Pub Date : 2023-09-21DOI: 10.46452/baksoder.1284272
Cemil İRDEM
Bu çalışmada Filyos Çayı’nın ana kollarından Yenice Çayı’nın günlük akım verileri ile günlük ortalama sıcaklık ve günlük toplam yağışlar arasındaki ilişkilerin istatistik analizi amaçlanmıştır. Ayrıca günlük toplam yağışların şiddet basamaklarına göre akımı nasıl etkilediği de ortaya koyulmuştur. Analizlerde ilk olarak günlük ortalama sıcaklıklar ve günlük toplam yağışlarla günlük akım verileri arasındaki istatistik ilişkileri belirlemek amacıyla Pearson korelasyon değerleri hesaplanmıştır. Daha sonra günlük toplam yağış verileri, şiddet basamaklarına göre gruplandırılmış, her bir grup için günlük akım değerlerinin bir önceki güne göre değişim yüzdesi hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Yenice Çayı’nda nisan-kasım arasında günlük ortalama sıcaklıklarla günlük akım değerleri arasında negatif korelasyona rastlanırken, ocak, şubat, mart ve aralık aylarında pozitif korelasyon söz konusudur. Sahada hafif yağışların gerçekleştiği günlerde akım değerleri bir önceki güne göre %8,9 artarken, bu oran normal yağışlar için %37,8, orta şiddette yağışlar için %71,3, şiddetli yağışlar için ise %62,5 olarak belirlenmiştir.
{"title":"YENİCE ÇAYI’NDA (KARABÜK) GÜNLÜK ORTALAMA SICAKLIK VE GÜNLÜK TOPLAM YAĞIŞLARIN AKIM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ","authors":"Cemil İRDEM","doi":"10.46452/baksoder.1284272","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1284272","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Filyos Çayı’nın ana kollarından Yenice Çayı’nın günlük akım verileri ile günlük ortalama sıcaklık ve günlük toplam yağışlar arasındaki ilişkilerin istatistik analizi amaçlanmıştır. Ayrıca günlük toplam yağışların şiddet basamaklarına göre akımı nasıl etkilediği de ortaya koyulmuştur. Analizlerde ilk olarak günlük ortalama sıcaklıklar ve günlük toplam yağışlarla günlük akım verileri arasındaki istatistik ilişkileri belirlemek amacıyla Pearson korelasyon değerleri hesaplanmıştır. Daha sonra günlük toplam yağış verileri, şiddet basamaklarına göre gruplandırılmış, her bir grup için günlük akım değerlerinin bir önceki güne göre değişim yüzdesi hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Yenice Çayı’nda nisan-kasım arasında günlük ortalama sıcaklıklarla günlük akım değerleri arasında negatif korelasyona rastlanırken, ocak, şubat, mart ve aralık aylarında pozitif korelasyon söz konusudur. Sahada hafif yağışların gerçekleştiği günlerde akım değerleri bir önceki güne göre %8,9 artarken, bu oran normal yağışlar için %37,8, orta şiddette yağışlar için %71,3, şiddetli yağışlar için ise %62,5 olarak belirlenmiştir.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"80 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136153221","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-13DOI: 10.46452/baksoder.1288360
Hülya GÜLAY OGELMAN, İlkay GÖKTAŞ, Beyzanur OK
Araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının bağımsız öğrenme davranışlarının akran ilişkileri üzerindeki yordayıcı rolünün incelenmesidir. İlişkisel tarama desenindeki çalışmada, okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubundan 117 çocuk yer almaktadır. Araştırmada, Kişisel Bilgi Formu, Küçük Çocuklar için Bağımsız Öğrenme Davranışları Ölçeği (BÖD 3-5), Ladd ve Profilet Çocuk Davranış Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Ölçme araçları, okul öncesi öğretmenleri tarafından doldurulmuştur. Bulgulara bakıldığında, okul öncesi dönem çocuklarının bağımsız öğrenme davranışları ile akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları arasında olumlu yönde; aşırı hareketlilik, saldırganlık, akranlarına karşı asosyal davranış, dışlanma, arasında olumsuz yönde anlamlı düzeyde ilişki bulunmaktadır. Küçük çocukların bağımsız öğrenme davranışlarının; akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları, aşırı hareketliliği, akranlarına karşı saldırganlık, akranlarına karşı asosyal davranışları anlamlı bir şekilde yordadığı görülmektedir. Bağımsız öğrenme davranışları en çok akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları yordarken, en az saldırganlık düzeyini yordamaktadır. Okul öncesi dönemde çocukların bağımsız öğrenme davranışlarının desteklenmesinin akran ilişkilerini olumlu yönde etkileyebileceği söylenebilir.
{"title":"PEER RELATIONSHIPS IN TERMS OF SELF-REGULATED LEARNING IN PRESCHOOL PERIOD","authors":"Hülya GÜLAY OGELMAN, İlkay GÖKTAŞ, Beyzanur OK","doi":"10.46452/baksoder.1288360","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1288360","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının bağımsız öğrenme davranışlarının akran ilişkileri üzerindeki yordayıcı rolünün incelenmesidir. İlişkisel tarama desenindeki çalışmada, okul öncesi eğitime devam eden 5 yaş grubundan 117 çocuk yer almaktadır. Araştırmada, Kişisel Bilgi Formu, Küçük Çocuklar için Bağımsız Öğrenme Davranışları Ölçeği (BÖD 3-5), Ladd ve Profilet Çocuk Davranış Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Ölçme araçları, okul öncesi öğretmenleri tarafından doldurulmuştur. Bulgulara bakıldığında, okul öncesi dönem çocuklarının bağımsız öğrenme davranışları ile akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları arasında olumlu yönde; aşırı hareketlilik, saldırganlık, akranlarına karşı asosyal davranış, dışlanma, arasında olumsuz yönde anlamlı düzeyde ilişki bulunmaktadır. Küçük çocukların bağımsız öğrenme davranışlarının; akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları, aşırı hareketliliği, akranlarına karşı saldırganlık, akranlarına karşı asosyal davranışları anlamlı bir şekilde yordadığı görülmektedir. Bağımsız öğrenme davranışları en çok akranlarına karşı yardımı amaçlayan sosyal davranışları yordarken, en az saldırganlık düzeyini yordamaktadır. Okul öncesi dönemde çocukların bağımsız öğrenme davranışlarının desteklenmesinin akran ilişkilerini olumlu yönde etkileyebileceği söylenebilir.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135785715","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-19DOI: 10.46452/baksoder.1295044
Celalettin DURAN, Zühal DİLER, Suat YAZAN
Bu çalışmada, Kovid-19 pandemi yıllarındaki (2020, 2021) ve öncesi yıllardaki (2018, 2019) ölümlerin Kastamonu ili ilçelerine göre dağılımları incelenmiştir. Çalışma kapsamında, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm istatistiklerine ilişkin verileri kullanılmıştır. Kaba ölüm hızı, açıklanan ölüm nedenleri, Kovid-19 nedenli ölümler, intihar vakaları, kentsel ve kırsal yörelerdeki ölümlere ilişkin istatistikler, ilçelere ve yıllara (2018-2021) göre karşılaştırılmıştır.
Kastamonu ili, yaşlı nüfus oranının yüksek olduğu illerden biridir. Kaba ölüm hızı, pandemi yıllarında (2020-2021) belirgin olarak artmıştır. Bu artış, Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Kırsal nitelik taşıyan ilçe yerleşimlerindeki kaba ölüm oranları, daha yüksektir. Kaba ölüm oranının en yüksek olduğu ilçe, Pınarbaşı (binde 22,7) ilçesidir. En düşük olduğu ilçe ise, Merkez (binde 7,7) ilçedir. Kovid-19 pandemi yıllarını oluşturan dönem (2020 ve 2021) ile öncesi yılları oluşturan dönem (2018 ve 2019) karşılaştırıldığında; 65 yaş üstü ölümlerin tüm ölümler içindeki oranlarında, cinsiyete bağlı ölüm oranlarında ve yerleşim yerine bağlı ölüm oranlarında belirgin bir farklılık bulunamamıştır. Bununla birlikte, ölümlerin nedenlerine göre gruplandırıldığı ölüm oranlarında, yıllar itibariyle ve ilçeler bazında dikkat çekici farklılıklar vardır.
{"title":"KASTAMONU İLİNDEKİ ÖLÜMLERİN NEDENLERİNE GÖRE DAĞILIMI (2018-2021)","authors":"Celalettin DURAN, Zühal DİLER, Suat YAZAN","doi":"10.46452/baksoder.1295044","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1295044","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Kovid-19 pandemi yıllarındaki (2020, 2021) ve öncesi yıllardaki (2018, 2019) ölümlerin Kastamonu ili ilçelerine göre dağılımları incelenmiştir. Çalışma kapsamında, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm istatistiklerine ilişkin verileri kullanılmıştır. Kaba ölüm hızı, açıklanan ölüm nedenleri, Kovid-19 nedenli ölümler, intihar vakaları, kentsel ve kırsal yörelerdeki ölümlere ilişkin istatistikler, ilçelere ve yıllara (2018-2021) göre karşılaştırılmıştır.
 Kastamonu ili, yaşlı nüfus oranının yüksek olduğu illerden biridir. Kaba ölüm hızı, pandemi yıllarında (2020-2021) belirgin olarak artmıştır. Bu artış, Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Kırsal nitelik taşıyan ilçe yerleşimlerindeki kaba ölüm oranları, daha yüksektir. Kaba ölüm oranının en yüksek olduğu ilçe, Pınarbaşı (binde 22,7) ilçesidir. En düşük olduğu ilçe ise, Merkez (binde 7,7) ilçedir. Kovid-19 pandemi yıllarını oluşturan dönem (2020 ve 2021) ile öncesi yılları oluşturan dönem (2018 ve 2019) karşılaştırıldığında; 65 yaş üstü ölümlerin tüm ölümler içindeki oranlarında, cinsiyete bağlı ölüm oranlarında ve yerleşim yerine bağlı ölüm oranlarında belirgin bir farklılık bulunamamıştır. Bununla birlikte, ölümlerin nedenlerine göre gruplandırıldığı ölüm oranlarında, yıllar itibariyle ve ilçeler bazında dikkat çekici farklılıklar vardır.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135969366","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-12DOI: 10.46452/baksoder.1260270
Murat Yorulmaz, Eda Tantan
Uluslararası ticarete çoğunlukla tercih edilen denizyolu taşımacılığının en önemli aktörleri gemilerdir. Denizyolu taşımacılığı faaliyetlerin aksamaması ve sürdürülebilir deniz taşımacılığı için tehlikeli çalışma ortamının olduğu gemilerde, iş güvenliği ilkelerine uyulması ve iş kazalarının analiz edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, ticaret gemilerinde meydana gelen iş kazalarının nedenlerinin analiz edilmesi ve gemi türlerine göre iş kazalarının incelenmesidir. Bu amaca yönelik olarak da gemilerde çalışan kaptan, baş mühendis ve gemi işletmelerinin emniyet ve kalite departmanlarının yöneticilerinden anket tekniği ile elde edilen veriler, çok kriterli karar verme yöntemlerinden AHP, TOPSIS ve MOORA yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda iş kazası sebepleri arasında en yüksek üç kaza nedeninin; “ISM kodu gerekliliklerine uymama ”, “yönetim yetersizliği” ve “ makine-ekipman arızası” kaynaklı kazalar olduğu ve en düşük üç kaza türünün ise “yük operasyon kaynaklı”, “ çalışma ortamının fiziki koşulları” ve ‘‘meteorolojik koşullar ’’ olduğu sonucuna varılmıştır. Gerçekleştirilen TOPSIS ve MOORA analizlerinde en riskli gemi türü “Ro-Ro Gemisi” olarak bulunurken AHP yöntemi ile gerçekleştirilen analizde en riskli gemi türünün ‘‘sıvı dökme yük gemisi” olarak bulunmuştur. Literatürde daha önce gemilerdeki iş kazalarının nedenlerini ve üç farklı çok kriterli karar verme tekniğini bir arada kullanan bir yönteme rastlanılmaması sebebiyle çalışmanın alan yazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
{"title":"Gemilerde Meydana Gelen İş Kazalarının Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleriyle Analiz Edilmesi","authors":"Murat Yorulmaz, Eda Tantan","doi":"10.46452/baksoder.1260270","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1260270","url":null,"abstract":"Uluslararası ticarete çoğunlukla tercih edilen denizyolu taşımacılığının en önemli aktörleri gemilerdir. Denizyolu taşımacılığı faaliyetlerin aksamaması ve sürdürülebilir deniz taşımacılığı için tehlikeli çalışma ortamının olduğu gemilerde, iş güvenliği ilkelerine uyulması ve iş kazalarının analiz edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, ticaret gemilerinde meydana gelen iş kazalarının nedenlerinin analiz edilmesi ve gemi türlerine göre iş kazalarının incelenmesidir. Bu amaca yönelik olarak da gemilerde çalışan kaptan, baş mühendis ve gemi işletmelerinin emniyet ve kalite departmanlarının yöneticilerinden anket tekniği ile elde edilen veriler, çok kriterli karar verme yöntemlerinden AHP, TOPSIS ve MOORA yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda iş kazası sebepleri arasında en yüksek üç kaza nedeninin; “ISM kodu gerekliliklerine uymama ”, “yönetim yetersizliği” ve “ makine-ekipman arızası” kaynaklı kazalar olduğu ve en düşük üç kaza türünün ise “yük operasyon kaynaklı”, “ çalışma ortamının fiziki koşulları” ve ‘‘meteorolojik koşullar ’’ olduğu sonucuna varılmıştır. Gerçekleştirilen TOPSIS ve MOORA analizlerinde en riskli gemi türü “Ro-Ro Gemisi” olarak bulunurken AHP yöntemi ile gerçekleştirilen analizde en riskli gemi türünün ‘‘sıvı dökme yük gemisi” olarak bulunmuştur. Literatürde daha önce gemilerdeki iş kazalarının nedenlerini ve üç farklı çok kriterli karar verme tekniğini bir arada kullanan bir yönteme rastlanılmaması sebebiyle çalışmanın alan yazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117237971","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-09DOI: 10.46452/baksoder.1288737
A. Teki̇n
Bir ülkede siyasetin seyri, yerel siyasetin analizi sonucunda ortaya çıkarılabilir. Çünkü yerel yönetimlerin siyasi yapısı, genel politikanın geçerliliğini ve devamlılığını doğrudan etkileyen belirleyiciler arasındadır. Ayrıca kamu hizmetlerinin vatandaşa en yakın şekilde sunulması, yönetimde faaliyet ve verimliliğin sağlanması noktasında yerel yönetimler merkezi bir konuma sahiptir. Yerel yönetimler, demokrasinin gelişmesi açısında da büyük öneme sahip olan mahalli seçimler neticesinde belirlenmektedir. Yerel siyaset çalışmalarında, mahalli seçimler ülkenin genel siyasi sürecini anlamak açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak siyasi tarih çalışmaları ağırlıklı olarak genel seçimler üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu bağlamda Türkiye’de hükümet krizinin yaşandığı bir dönemde yapılan 9 Aralık 1973 mahalli seçimleri Düzce özelinde incelenmiştir. Öte yandan Düzce’deki mahalli seçimlere ilişkin az sayıda çalışmanın olduğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda literatürdeki mevcut boşluğu doldurmak amacıyla hareket edilmiştir. Yerel tarih çalışmaları için büyük önem taşıyan yerel basın kaynaklarına ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak çalışmaya konu olan 9 Aralık 1973 mahalli seçimleri zamanında Düzce’de yalnızca Ferman Gazetesi yayınlanmaktadır. Bu nedenle de Ferman Gazetesi çalışmanın en önemli kaynağı haline gelmiştir. Neticesinde başta Ferman Gazetesi olmak üzere, ulusal basın, telif ve tetkik eserler incelenerek, Düzce’de 9 Aralık 1973 tarihinde yapılan mahalli seçimler incelenmiştir. Mahalli seçimler öncesi yapılan çalışmalar, seçim sonuçları, bu süreçte yaşanan olaylar ve Düzce halkının siyasi eğilimleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
{"title":"FERMAN GAZETESİ’NDE 1973 DÜZCE MAHALLİ SEÇİMLERİ","authors":"A. Teki̇n","doi":"10.46452/baksoder.1288737","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1288737","url":null,"abstract":"Bir ülkede siyasetin seyri, yerel siyasetin analizi sonucunda ortaya çıkarılabilir. Çünkü yerel yönetimlerin siyasi yapısı, genel politikanın geçerliliğini ve devamlılığını doğrudan etkileyen belirleyiciler arasındadır. Ayrıca kamu hizmetlerinin vatandaşa en yakın şekilde sunulması, yönetimde faaliyet ve verimliliğin sağlanması noktasında yerel yönetimler merkezi bir konuma sahiptir. Yerel yönetimler, demokrasinin gelişmesi açısında da büyük öneme sahip olan mahalli seçimler neticesinde belirlenmektedir. Yerel siyaset çalışmalarında, mahalli seçimler ülkenin genel siyasi sürecini anlamak açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak siyasi tarih çalışmaları ağırlıklı olarak genel seçimler üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu bağlamda Türkiye’de hükümet krizinin yaşandığı bir dönemde yapılan 9 Aralık 1973 mahalli seçimleri Düzce özelinde incelenmiştir. Öte yandan Düzce’deki mahalli seçimlere ilişkin az sayıda çalışmanın olduğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda literatürdeki mevcut boşluğu doldurmak amacıyla hareket edilmiştir. Yerel tarih çalışmaları için büyük önem taşıyan yerel basın kaynaklarına ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak çalışmaya konu olan 9 Aralık 1973 mahalli seçimleri zamanında Düzce’de yalnızca Ferman Gazetesi yayınlanmaktadır. Bu nedenle de Ferman Gazetesi çalışmanın en önemli kaynağı haline gelmiştir. Neticesinde başta Ferman Gazetesi olmak üzere, ulusal basın, telif ve tetkik eserler incelenerek, Düzce’de 9 Aralık 1973 tarihinde yapılan mahalli seçimler incelenmiştir. Mahalli seçimler öncesi yapılan çalışmalar, seçim sonuçları, bu süreçte yaşanan olaylar ve Düzce halkının siyasi eğilimleri tespit edilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116357484","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-22DOI: 10.46452/baksoder.1255210
M.Tuncay Özgün, R. Saruhan
Araştırmamız kapsamında, “aile şirketlerinde kurumsallaşma ve iç kaynak bağımlılığı üzerindeki etkisi” incelenmiş bu doğrultuda; hem aile hem de şirketin birbirine paralel kurumsallaşmasıyla anlamlı bir kurumsallaşma düzeyine ulaşabileceğini söyleyebiliriz. Aile şirketlerinde iç kaynak bağımlılığı konusunun fayda/maliyet analizi yaklaşımı doğrultusunda rasyonel olarak ele alınmasının sürdürülebilirlik ve kurumsal dayanıklılık açısından gerekli olduğu görüşündeyiz. Aile şirketleri, küresel ekonomik büyüme ve istihdam açısından hayati önem arz eden yapılardır. Dünyada yüzyıllardır yaşayan başarılı aile şirketleri bulunmakla birlikte, yaygın pratik birçok şirketin üçüncü kuşağa geçemeden ömrünü tamamladığı yönündedir. Diğer yandan, Türkiye’deki aile şirketlerinin performansı dünya ortalamasının altında olup, aile şirketleri yapısal zorluklarla karşı karşıyadır. Bunların başında aile şirketlerinin en temel motifi olan “aile” olma ve şirketteki pozisyonları itibariyle aile üyelerine karşı oluşturulan iç kaynak bağımlılığı bulunmaktadır. İç kaynak bağımlılığı nedeniyle kurumsallaşamayan aile şirketinin yaşamı kısalmakta ve bu da ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de devletler çizdikleri yasal çerçeve ve düzenlemelerle aile şirketlerinin kurumsallaşma sürecine katkıda bulunmaktadır. Bu makalede aile şirketlerinde kurumsallaşma ve iç kaynak bağımlılığı üzerindeki etkisi” inceledikten sonra bu sorunun çözümüyle ilgili önerilerde bulunulmaktadır. Çalışma, Ülke ekonomisinin sağlıklı büyümeye kavuşabilmesi için aile şirketlerimizde sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi önemli faktörlerden biridir. Türkiye’de ekonomimizin lokomotifi olan aile şirketlerinin faaliyetlerini geliştirmek, iş sürekliliklerini sağlamak, ülkemiz ekonomisinin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için büyük önem taşımaktadır. Aile şirketleri, büyümeyi sürdürülebilir kılmak, şirketlerin ömürlerinin uzun olması ve ailenin bir sonraki jenerasyonlara yönetimi aktarabilmesi adına kurumsallaşma, dijital dönüşüm ve yenilikçi iş modellerine odaklanmalıdırlar.
{"title":"Aile Şirketlerinde Kurumsallaşmanın İç Kaynak Bağımlılığı Üzerindeki Etkisi Üzerine Bir Araştırma","authors":"M.Tuncay Özgün, R. Saruhan","doi":"10.46452/baksoder.1255210","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1255210","url":null,"abstract":"Araştırmamız kapsamında, “aile şirketlerinde kurumsallaşma ve iç kaynak bağımlılığı üzerindeki etkisi” incelenmiş bu doğrultuda; hem aile hem de şirketin birbirine paralel kurumsallaşmasıyla anlamlı bir kurumsallaşma düzeyine ulaşabileceğini söyleyebiliriz. Aile şirketlerinde iç kaynak bağımlılığı konusunun fayda/maliyet analizi yaklaşımı doğrultusunda rasyonel olarak ele alınmasının sürdürülebilirlik ve kurumsal dayanıklılık açısından gerekli olduğu görüşündeyiz. \u0000Aile şirketleri, küresel ekonomik büyüme ve istihdam açısından hayati önem arz eden yapılardır. Dünyada yüzyıllardır yaşayan başarılı aile şirketleri bulunmakla birlikte, yaygın pratik birçok şirketin üçüncü kuşağa geçemeden ömrünü tamamladığı yönündedir. Diğer yandan, Türkiye’deki aile şirketlerinin performansı dünya ortalamasının altında olup, aile şirketleri yapısal zorluklarla karşı karşıyadır. Bunların başında aile şirketlerinin en temel motifi olan “aile” olma ve şirketteki pozisyonları itibariyle aile üyelerine karşı oluşturulan iç kaynak bağımlılığı bulunmaktadır. \u0000İç kaynak bağımlılığı nedeniyle kurumsallaşamayan aile şirketinin yaşamı kısalmakta ve bu da ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de devletler çizdikleri yasal çerçeve ve düzenlemelerle aile şirketlerinin kurumsallaşma sürecine katkıda bulunmaktadır. Bu makalede aile şirketlerinde kurumsallaşma ve iç kaynak bağımlılığı üzerindeki etkisi” inceledikten sonra bu sorunun çözümüyle ilgili önerilerde bulunulmaktadır. Çalışma, Ülke ekonomisinin sağlıklı büyümeye kavuşabilmesi için aile şirketlerimizde sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi önemli faktörlerden biridir. Türkiye’de ekonomimizin lokomotifi olan aile şirketlerinin faaliyetlerini geliştirmek, iş sürekliliklerini sağlamak, ülkemiz ekonomisinin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için büyük önem taşımaktadır. Aile şirketleri, büyümeyi sürdürülebilir kılmak, şirketlerin ömürlerinin uzun olması ve ailenin bir sonraki jenerasyonlara yönetimi aktarabilmesi adına kurumsallaşma, dijital dönüşüm ve yenilikçi iş modellerine odaklanmalıdırlar.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116843703","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-11DOI: 10.46452/baksoder.1214353
Abdullah Cengi̇z, A. Erteki̇n
Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılın başından itibaren “Batılılaşma/Yenileşme” dönemine girmiş ve bu yenileşmenin önemli sonuçlarını XIX. yüzyılda görmüştür. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti’nde yeni yönetim anlayışı ve bu doğrultuda yeni yönetim birimleri ortaya çıkmıştır. Yeni yönetim birimleriyle birlikte kamu kurumlarında büyük değişikliğe gidilmiş ve bunun sonucunda; yönetim, ulaşım, eğitim, sağlık, ticaret vb. alanlarda devletin yeni yönetim tarzını gösteren farklı mimari yapılar meydana gelmiştir. Bu farklı mimari yapılardan biri ise yönetim alanındaki “hükümet konakları” olmuştur. Osmanlı Devleti, otoritesini sağlamak amacıyla, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, başta İstanbul olmak üzere tüm Osmanlı vilayet, sancak ve kazalarında hükümet konaklarını yapmaya başlamıştır. Hükümet konağının yapıldığı yerlerden biri de Siverek’tir. Bu çalışmada, Siverek Hükümet Konağı’nın yapımı, mimari yapısı ve konakta yapılan tamirler Cumhurbaşkanlığı Arşiv belgeleri ışığında ele alınmaya çalışılmıştır.
{"title":"OSMANLI'DAN GÜNÜZÜMÜZE İDARİ MERKEZİYETÇİLİĞİN SEMBOLÜ: SİVEREK HÜKÜMET KONAĞI","authors":"Abdullah Cengi̇z, A. Erteki̇n","doi":"10.46452/baksoder.1214353","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1214353","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılın başından itibaren “Batılılaşma/Yenileşme” dönemine girmiş ve bu yenileşmenin önemli sonuçlarını XIX. yüzyılda görmüştür. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı Devleti’nde yeni yönetim anlayışı ve bu doğrultuda yeni yönetim birimleri ortaya çıkmıştır. Yeni yönetim birimleriyle birlikte kamu kurumlarında büyük değişikliğe gidilmiş ve bunun sonucunda; yönetim, ulaşım, eğitim, sağlık, ticaret vb. alanlarda devletin yeni yönetim tarzını gösteren farklı mimari yapılar meydana gelmiştir. Bu farklı mimari yapılardan biri ise yönetim alanındaki “hükümet konakları” olmuştur. Osmanlı Devleti, otoritesini sağlamak amacıyla, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, başta İstanbul olmak üzere tüm Osmanlı vilayet, sancak ve kazalarında hükümet konaklarını yapmaya başlamıştır. Hükümet konağının yapıldığı yerlerden biri de Siverek’tir. Bu çalışmada, Siverek Hükümet Konağı’nın yapımı, mimari yapısı ve konakta yapılan tamirler Cumhurbaşkanlığı Arşiv belgeleri ışığında ele alınmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"71 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116679902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-11DOI: 10.46452/baksoder.1211509
Sadık Kocabaş
Tanzimat Dönemi gerek Osmanlı Devleti’ni gerekse Türkiye Cumhuriyeti’ni farklı boyutlarda etkilemiştir. Hiç şüphesiz ki devletin idari teşkilatlanması da etkilenen boyutların başında gelir. Buna göre Tanzimat Dönemi ile birlikte kurumsallaşan idari yapılardan bazıları günümüze kadar gelmiştir. Bu idari yapılardan biri de istişari kurullardır. İşte bu çalışmanın konusu; 2. Mahmud ile başlayan, Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile artarak devam eden ve 1. Meşrutiyet’e kadar uzanan reform döneminde, idari teşkilatımızda ortaya çıkan istişari organlar ve bunların Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önceki döneme kadar yani parlamenter sistemin son döneminde görülen yansımaları olacaktır. Buna göre çalışmada öncelikle Osmanlı Devleti’nde meşveret usulüne değinilecek, daha sonra evvela merkezde oluşan, sonra da taşrada oluşan istişari kurullar, parlamenter sistemin uygulandığı son yıllardaki karşılıkları ile verilecektir.
{"title":"Tanzimat Dönemi’nden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine Kadar Türk İdari Teşkilatında İstişari Kurullar","authors":"Sadık Kocabaş","doi":"10.46452/baksoder.1211509","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1211509","url":null,"abstract":"Tanzimat Dönemi gerek Osmanlı Devleti’ni gerekse Türkiye Cumhuriyeti’ni farklı boyutlarda etkilemiştir. Hiç şüphesiz ki devletin idari teşkilatlanması da etkilenen boyutların başında gelir. Buna göre Tanzimat Dönemi ile birlikte kurumsallaşan idari yapılardan bazıları günümüze kadar gelmiştir. Bu idari yapılardan biri de istişari kurullardır. İşte bu çalışmanın konusu; 2. Mahmud ile başlayan, Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile artarak devam eden ve 1. Meşrutiyet’e kadar uzanan reform döneminde, idari teşkilatımızda ortaya çıkan istişari organlar ve bunların Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önceki döneme kadar yani parlamenter sistemin son döneminde görülen yansımaları olacaktır. Buna göre çalışmada öncelikle Osmanlı Devleti’nde meşveret usulüne değinilecek, daha sonra evvela merkezde oluşan, sonra da taşrada oluşan istişari kurullar, parlamenter sistemin uygulandığı son yıllardaki karşılıkları ile verilecektir.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"224 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133584174","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-11DOI: 10.46452/baksoder.1178392
M. Aslan
Yapılan bu çalışmada Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının (DYSY), BIST100 Endeksine olan etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada Ocak 2012 ile Ocak 2022 dönemi arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Çalışmada BIST100 endeksi bağımlı değişken, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. İlk olarak değişkenler arasındaki eş bütünleşme ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ARDL sınır testi kullanılmıştır. Yapılan test sonucunda değişkenler arasında eş bütünleşme ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Sonraki aşamada, değişkenler arasında nedensellik ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle Granger nedensellik testi kullanılmıştır. Yapılan testler sonucunda, benzer şekilde değişkenler arasında nedensellik ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir.
{"title":"DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI’NIN BORSA İSTANBUL’A OLAN ETKİSİNİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ANALİZ","authors":"M. Aslan","doi":"10.46452/baksoder.1178392","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1178392","url":null,"abstract":"Yapılan bu çalışmada Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının (DYSY), BIST100 Endeksine olan etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada Ocak 2012 ile Ocak 2022 dönemi arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Çalışmada BIST100 endeksi bağımlı değişken, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. İlk olarak değişkenler arasındaki eş bütünleşme ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ARDL sınır testi kullanılmıştır. Yapılan test sonucunda değişkenler arasında eş bütünleşme ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Sonraki aşamada, değişkenler arasında nedensellik ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle Granger nedensellik testi kullanılmıştır. Yapılan testler sonucunda, benzer şekilde değişkenler arasında nedensellik ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133707342","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-11DOI: 10.46452/baksoder.1215329
Y. Akça, Buket Coşkun
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİler), varlıklarını sürdürebilmek için üretim teknolojilerinde olduğu kadar yönetim tekniklerinde de sürekli bir değişim yaşamaktadır. Her KOBİ, modern yönetim tekniklerinden işletme bünyesine en uygun olanını seçip almak ve uygulamak mecburiyetindedir. Bu çalışmada, modern yönetim tekniklerinin KOBİlerde uygulama durumu Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kapsamında incelenmiştir. KOBİlerde modern yönetim tekniklerinin kullanımına yönelik ilgili literatür taranarak anket soruları oluşturulmuştur. Van OSBde faaliyet gösteren 117 KOBİden 85’ine ulaşılmış ve yüzyüze görüşmelerle anket formlarının doldurulması sağlanmıştır. Genel olarak Van OSB'nde faaliyet gösteren KOBİlerin modern yönetim teknikleri hakkında bilgilerinin olmadığı, modern yönetim tekniklerini işletmede uygulayacak deneyimli personele ihtiyaç duydukları, ilave mali külfet getireceği endişesi, işletme süreçlerindeki işleyişe uygun olmadığı gibi olumsuz düşüncelerle potansiyel gelişimlerini henüz sağlayamadıkları sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"KOBİlerde Modern Yönetim Tekniklerinin Uygulanması: Van Organize Sanayi Bölgesi’nde Bir Çalışma","authors":"Y. Akça, Buket Coşkun","doi":"10.46452/baksoder.1215329","DOIUrl":"https://doi.org/10.46452/baksoder.1215329","url":null,"abstract":"Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİler), varlıklarını sürdürebilmek için üretim teknolojilerinde olduğu kadar yönetim tekniklerinde de sürekli bir değişim yaşamaktadır. Her KOBİ, modern yönetim tekniklerinden işletme bünyesine en uygun olanını seçip almak ve uygulamak mecburiyetindedir. Bu çalışmada, modern yönetim tekniklerinin KOBİlerde uygulama durumu Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kapsamında incelenmiştir. KOBİlerde modern yönetim tekniklerinin kullanımına yönelik ilgili literatür taranarak anket soruları oluşturulmuştur. Van OSBde faaliyet gösteren 117 KOBİden 85’ine ulaşılmış ve yüzyüze görüşmelerle anket formlarının doldurulması sağlanmıştır. Genel olarak Van OSB'nde faaliyet gösteren KOBİlerin modern yönetim teknikleri hakkında bilgilerinin olmadığı, modern yönetim tekniklerini işletmede uygulayacak deneyimli personele ihtiyaç duydukları, ilave mali külfet getireceği endişesi, işletme süreçlerindeki işleyişe uygun olmadığı gibi olumsuz düşüncelerle potansiyel gelişimlerini henüz sağlayamadıkları sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":299090,"journal":{"name":"Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128868269","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}