Carlik Rusya, tarihinde ilk kez Birinci Dunya Savasi ile Almanlara ve Turklere karsi ayni anda zorlu bir mucadeleye giristi. Kabul etmek gerekir ki milyonlarca insanin kaderini etkileyecek olan bu bogazlasmada Osmanli Devleti, rakiplerine kiyasla askeri ve ekonomik bakimdan daha hazirliksiz ve zayif olmasina ragmen Rusya, Ingiltere ve Fransa’nin ic huzurunu ve hammadde ekonomisini yakindan ilgilendiren stratejik bir karti elinde bulunduruyordu. Carlik Rusya topraklarinda Idil-Volga Tatarlari basta olmak uzere Turkistan, Kafkasya ve buyuk Rus sehirlerinde milyonlarca Musluman ikâmet etmekteydi. Meseleye bu yonden baktigimiz zaman Rusya’nin savas stratejisinde halifelige olan yaklasimi Ingiltere ve Fransa’ya nazaran oldukca farkli bir karaktere burunmustu. Kezâ, Ingiltere ve Fransa’nin Musluman tebaalari ekseriyetle koloni topraklarinda hayatlarini surdurmekteydi. Osmanli Devleti’nin Muslumanlar uzerindeki tesiri ya da Muslumanlarin Osmanli Devleti’ne olan bagliliklari tartisma goturmekle birlikte halifelik makamini elinde bulundurmasinin dusundurucu etkileri olabilirdi. Nitekim yayinlayacagi cihat fetvasi ile sadece Ingiltere ve Fransa kolonileri icin degil ayni zamanda Rusya’nin topraklarinda yeni mucadele alanlarina ya da siyasal Islam akimlarinin durdurulamaz eylemlerine kapi aralayabilirdi. Almanlar ise ustalik gerektiren hamleler sayesinde maddi destek ve algi yontemleriyle ciliz halifelik kozunu asamali olarak derinlestirebilirdi. Tehlikenin farkinda olan Rusya, Birinci Dunya Savasi’nin bazi donemlerinde Musluman tebaaya yonelik genelde basin yayin organlarinda sansur basta olmak uzere kontrollu yontemler bazi donemlerinde ise esnek ve sert askeri/politik hamlelere basvurmustur. Sert ve orantisiz uygulamalarin hafizalardan silinmeyen, izahtan vareste ve tartismali ornegi ise suphesiz 1916 Turkistan Olaylaridir. Bu makalede Birinci Dunya Savasi’nin baslangicindan 1917 Bolsevik Ihtilâli’ne kadar ki zaman diliminde Carlik Rusya sinirlari dâhilinde yasayan Musluman ahalinin haber alma organlarina yonelik uygulamalar, Carlik Rusya ordularinda gorevli Musluman askerlerin sorunlari, Musluman entelektuellerin calismalari, Muftuluklerin Petrograd ile olan iletisimleri, Muslumanlar uzerindeki guvenlik onlemleri, Turkistan havalinde zuhur eden isyan ile dis mudahale ve propaganda calismalarinin Petrograd uzerindeki etkisi Rusca kaynak ve eserler isiginda nesnel bir bakis acisiyla irdelenmistir.
{"title":"İhtilâl Ramağında Çarlık Rusya’da Müslümanlar Meselesi","authors":"M. Öztürk","doi":"10.48068/trad.839057","DOIUrl":"https://doi.org/10.48068/trad.839057","url":null,"abstract":"Carlik Rusya, tarihinde ilk kez Birinci Dunya Savasi ile Almanlara ve Turklere karsi ayni anda zorlu bir mucadeleye giristi. Kabul etmek gerekir ki milyonlarca insanin kaderini etkileyecek olan bu bogazlasmada Osmanli Devleti, rakiplerine kiyasla askeri ve ekonomik bakimdan daha hazirliksiz ve zayif olmasina ragmen Rusya, Ingiltere ve Fransa’nin ic huzurunu ve hammadde ekonomisini yakindan ilgilendiren stratejik bir karti elinde bulunduruyordu. Carlik Rusya topraklarinda Idil-Volga Tatarlari basta olmak uzere Turkistan, Kafkasya ve buyuk Rus sehirlerinde milyonlarca Musluman ikâmet etmekteydi. Meseleye bu yonden baktigimiz zaman Rusya’nin savas stratejisinde halifelige olan yaklasimi Ingiltere ve Fransa’ya nazaran oldukca farkli bir karaktere burunmustu. Kezâ, Ingiltere ve Fransa’nin Musluman tebaalari ekseriyetle koloni topraklarinda hayatlarini surdurmekteydi. Osmanli Devleti’nin Muslumanlar uzerindeki tesiri ya da Muslumanlarin Osmanli Devleti’ne olan bagliliklari tartisma goturmekle birlikte halifelik makamini elinde bulundurmasinin dusundurucu etkileri olabilirdi. Nitekim yayinlayacagi cihat fetvasi ile sadece Ingiltere ve Fransa kolonileri icin degil ayni zamanda Rusya’nin topraklarinda yeni mucadele alanlarina ya da siyasal Islam akimlarinin durdurulamaz eylemlerine kapi aralayabilirdi. Almanlar ise ustalik gerektiren hamleler sayesinde maddi destek ve algi yontemleriyle ciliz halifelik kozunu asamali olarak derinlestirebilirdi. Tehlikenin farkinda olan Rusya, Birinci Dunya Savasi’nin bazi donemlerinde Musluman tebaaya yonelik genelde basin yayin organlarinda sansur basta olmak uzere kontrollu yontemler bazi donemlerinde ise esnek ve sert askeri/politik hamlelere basvurmustur. Sert ve orantisiz uygulamalarin hafizalardan silinmeyen, izahtan vareste ve tartismali ornegi ise suphesiz 1916 Turkistan Olaylaridir. Bu makalede Birinci Dunya Savasi’nin baslangicindan 1917 Bolsevik Ihtilâli’ne kadar ki zaman diliminde Carlik Rusya sinirlari dâhilinde yasayan Musluman ahalinin haber alma organlarina yonelik uygulamalar, Carlik Rusya ordularinda gorevli Musluman askerlerin sorunlari, Musluman entelektuellerin calismalari, Muftuluklerin Petrograd ile olan iletisimleri, Muslumanlar uzerindeki guvenlik onlemleri, Turkistan havalinde zuhur eden isyan ile dis mudahale ve propaganda calismalarinin Petrograd uzerindeki etkisi Rusca kaynak ve eserler isiginda nesnel bir bakis acisiyla irdelenmistir.","PeriodicalId":299230,"journal":{"name":"Türkiye Rusya Araştırmaları Dergisi","volume":"228 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133446858","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ibn Ruste’nin (o. 301/913 sonrasi) el-A‘lâku’n-nefise’sinde Ruslarin hukumdarlarindan Hâkānu Rus (خاقان روس) seklinde bahsedilir. Bu ifadenin tam olarak karsiligi “Rus Hakani” veya “Rus Kagani”dir. Bunu destekleyen ve hatta tamamen ayni manaya gelen bir diger ifadeyse, IX. yuzyilda Latince kaleme alinmis olan Annales Bertiniani isimli anonim kronikte bulunur. Burada 839 yili olaylari aktarilirken, Dogu Roma Imparatoru Theophilus’a (829-842) elcilerini gondermis olan kuzeyli bir hukumdardan da Rhos chacanus yani “Rus Hakani” veya “Rus Kagani” seklinde bahsedilir. Bu noktadan itibaren konuya dair asil mesele, sayet hâkān ve chacanus birer ozel isim degil de unvansa, soz konusu Rhos veya Rus yoneticisinin Avrasya bozkirlarina ve bilhassa Turklere ait olan kagan () unvanini kullanmasinin mantikli bir aciklamaya ihtiyac duymasidir. Konu hakkinda hâlâ tam bir mutabakat saglanamamis olmasina ragmen, Erken Rus tarihinin en onemli yazili kaynaklari olma ozelligine sahip Ortacag Islâm tarih ve cografya literaturunde bulunan baskaca bilgiler soz konusu karisikliga aciklik kazandirma noktasinda onemli bir rol oynar. Bu kaynaklardaki bilgiler de goz onunde bulunduruldugunda, soz konusu Hâkānu Rus’un Isvec’teki Bjorko adasinda bulunan ve Viking Cagi’nin ilk sehri olan Birka’nin yoneticisi oldugu kanaatinin agir bastigi soylenebilir. Zaten arastirmacilarin vurguladiklari gibi, Islâm kaynaklarinda Rus denilmekle kastedilenler de tam olarak Birka’nin da dâhil oldugu bolgenin Iskandinavlari idiler. VIII. yuzyildaki kurulusunun ardindan IX. yuzyil ortalarindan itibaren onemli bir siyasi ve ticari merkez olarak parlayan Birka’nin krallar tarafindan idare edildigine dair IX. yuzyilda kaleme alinmis Vita Anskarii’de de guclu emareler vardir. Iste bu krallar, guneye inen Rus tuccarlarinin en onemli ticari ortaklari olan Hazarlari aradan cikarmaya calismis gibi gozukmektedirler. Cunku kontrol ettikleri cografya nedeniyle Hazarlar, Iskandinavya gibi kuzey memleketlerinin degerli urunlerinin guneydeki Islâm ve Dogu Roma diyarlarina tasinmasi konusundaki en onemli aracilardi. Hatta Ortacag Islâm tarihcilerinin ve cografyacilarinin da belirttigi gibi, Hazar Kaganligi’nin gelirlerinin neredeyse tamami, soz konusu ticarette oynadiklari aracilik sayesinde elde edilmekteydi. Bu araciliga bir son vermek isteyen Birka yoneticileri ya da Hâkānu Rus’u, Muslumanlar ve Dogu Roma nezdinde kendilerini, kagana sahip bir kaganlik olarak lanse etmis olmalidirlar.
{"title":"Viking Şehri Birka ve Hâkānü Rûs","authors":"Erman Şan","doi":"10.48068/TRAD.822433","DOIUrl":"https://doi.org/10.48068/TRAD.822433","url":null,"abstract":"Ibn Ruste’nin (o. 301/913 sonrasi) el-A‘lâku’n-nefise’sinde Ruslarin hukumdarlarindan Hâkānu Rus (خاقان روس) seklinde bahsedilir. Bu ifadenin tam olarak karsiligi “Rus Hakani” veya “Rus Kagani”dir. Bunu destekleyen ve hatta tamamen ayni manaya gelen bir diger ifadeyse, IX. yuzyilda Latince kaleme alinmis olan Annales Bertiniani isimli anonim kronikte bulunur. Burada 839 yili olaylari aktarilirken, Dogu Roma Imparatoru Theophilus’a (829-842) elcilerini gondermis olan kuzeyli bir hukumdardan da Rhos chacanus yani “Rus Hakani” veya “Rus Kagani” seklinde bahsedilir. Bu noktadan itibaren konuya dair asil mesele, sayet hâkān ve chacanus birer ozel isim degil de unvansa, soz konusu Rhos veya Rus yoneticisinin Avrasya bozkirlarina ve bilhassa Turklere ait olan kagan () unvanini kullanmasinin mantikli bir aciklamaya ihtiyac duymasidir. Konu hakkinda hâlâ tam bir mutabakat saglanamamis olmasina ragmen, Erken Rus tarihinin en onemli yazili kaynaklari olma ozelligine sahip Ortacag Islâm tarih ve cografya literaturunde bulunan baskaca bilgiler soz konusu karisikliga aciklik kazandirma noktasinda onemli bir rol oynar. Bu kaynaklardaki bilgiler de goz onunde bulunduruldugunda, soz konusu Hâkānu Rus’un Isvec’teki Bjorko adasinda bulunan ve Viking Cagi’nin ilk sehri olan Birka’nin yoneticisi oldugu kanaatinin agir bastigi soylenebilir. Zaten arastirmacilarin vurguladiklari gibi, Islâm kaynaklarinda Rus denilmekle kastedilenler de tam olarak Birka’nin da dâhil oldugu bolgenin Iskandinavlari idiler. VIII. yuzyildaki kurulusunun ardindan IX. yuzyil ortalarindan itibaren onemli bir siyasi ve ticari merkez olarak parlayan Birka’nin krallar tarafindan idare edildigine dair IX. yuzyilda kaleme alinmis Vita Anskarii’de de guclu emareler vardir. Iste bu krallar, guneye inen Rus tuccarlarinin en onemli ticari ortaklari olan Hazarlari aradan cikarmaya calismis gibi gozukmektedirler. Cunku kontrol ettikleri cografya nedeniyle Hazarlar, Iskandinavya gibi kuzey memleketlerinin degerli urunlerinin guneydeki Islâm ve Dogu Roma diyarlarina tasinmasi konusundaki en onemli aracilardi. Hatta Ortacag Islâm tarihcilerinin ve cografyacilarinin da belirttigi gibi, Hazar Kaganligi’nin gelirlerinin neredeyse tamami, soz konusu ticarette oynadiklari aracilik sayesinde elde edilmekteydi. Bu araciliga bir son vermek isteyen Birka yoneticileri ya da Hâkānu Rus’u, Muslumanlar ve Dogu Roma nezdinde kendilerini, kagana sahip bir kaganlik olarak lanse etmis olmalidirlar.","PeriodicalId":299230,"journal":{"name":"Türkiye Rusya Araştırmaları Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130933551","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Keynesyen yaklasim, makroekonomik soklarin miktar uyumu ile dengeye gelecegini ileri surerken, Klasik-neoklasik modellerde uyumun fiyat uzerinden gerceklesecegi savunulmaktadir. Klasik-neoklasik iktisatcilara gore rekabetci piyasalarda fiyatlarin yeterince esnek olmasi dengenin surdurulmesi icin gerekli ve yeterli kosulu saglamaktadir. Reel ucretlerin esnekliginin artirilmasi ve isgucu piyasasinda kurumsal duzenlemelerin buna uygun bicimde gerceklestirilmesi, isgucu piyasasinda istikrarin saglanmasi icin temel politika onerisi olarak kabul edilmektedir. Isgucu piyasasinda ucret esnekligi, Keynesyen yaklasimin gozden dustugu 1980’li yillarin basindan itibaren yogun bicimde tartisilmaya baslanmis ve genis cevrelerde kabul gormustur. Bu donemde IMF ve Dunya Bankasi destekli yapisal uyum programlarinin da vazgecilmez unsuru haline gelen ucret esnekligi, Rusya’da da planli ekonomiden piyasa ekonomisine gecisin ilk yillarindan itibaren uygulamaya konulmustur. Rusya, 1990’li yillarda, ayni sureci yasayan tum Orta ve Dogu Avrupa Ulkeleri gibi onemli ve uzun sureli resesyonlara maruz kalmistir. Bu ulkelerde yasanan makroekonomik soklar isgucu piyasasinda istihdamin azalmasina ve issizligin onemli boyutlarda artisina yol acarken Rusya’da isgucu piyasasinda boyle bir durum gozlemlenmemistir. Baska bir deyisle, Rusya’da isgucu piyasasinda soklar karsisinda ayarlama, bu ulkelerde oldugu gibi, istihdam ve issizlik uzerinden degil, reel ucretler uzerinden gerceklesmistir. Bu donemde gorece istikrarli istihdam ve dusuk reel ucretler Rusya isgucu piyasasinin karakteristik ozelligi olarak karsimiza cikmaktadir. Burada karakterize edilen Rusya isgucu piyasasi modelinin 2000 sonrasinda da ayni sekilde uygulandigi gorulmektedir. 2000-2019 arasinda yasanan makroekonomik soklar karsisinda istihdam, calisma saatleri veya issizlik kayda deger bir tepki vermemis, buna karsilik reel ucretler hizli bir sekilde uyum saglamistir. Reel ucretlerin esnekligi sayesinde, talep soklari karsisinda isgucu piyasasinda toplu isten cikarmalara gerek kalmamis, istihdam duzeyinde istikrar saglanmistir. Ayni surecte issizlik oraninin da istikrarli bir sekilde azaldigi ve neredeyse dogal duzenine ulastigi gorulmektedir. Ancak isgucu piyasasinda istikrari saglayan ucret esnekligi, dusuk ucretli islerin yayginlasmasina yol acmis ve boylece gelir dagiliminda esitsizligin artmasina yol acan en onemli faktorlerden biri haline gelmistir. Bu baglamda, OECD ulkelerine kiyasla yuksek istihdam ve dusuk issizlik oranlarina sahip Rusya’da gerek asgari ucretler, gerekse asgari ucretlerin ortalama ucretlere orani OECD ortalamasinin oldukca altinda kalmaktadir.
{"title":"Rusya’da İşgücü Piyasasında Temel Eğilimler ve Fiyat Uyumu","authors":"Yılmaz Aydin","doi":"10.48068/trad.837303","DOIUrl":"https://doi.org/10.48068/trad.837303","url":null,"abstract":"Keynesyen yaklasim, makroekonomik soklarin miktar uyumu ile dengeye gelecegini ileri surerken, Klasik-neoklasik modellerde uyumun fiyat uzerinden gerceklesecegi savunulmaktadir. Klasik-neoklasik iktisatcilara gore rekabetci piyasalarda fiyatlarin yeterince esnek olmasi dengenin surdurulmesi icin gerekli ve yeterli kosulu saglamaktadir. Reel ucretlerin esnekliginin artirilmasi ve isgucu piyasasinda kurumsal duzenlemelerin buna uygun bicimde gerceklestirilmesi, isgucu piyasasinda istikrarin saglanmasi icin temel politika onerisi olarak kabul edilmektedir. Isgucu piyasasinda ucret esnekligi, Keynesyen yaklasimin gozden dustugu 1980’li yillarin basindan itibaren yogun bicimde tartisilmaya baslanmis ve genis cevrelerde kabul gormustur. Bu donemde IMF ve Dunya Bankasi destekli yapisal uyum programlarinin da vazgecilmez unsuru haline gelen ucret esnekligi, Rusya’da da planli ekonomiden piyasa ekonomisine gecisin ilk yillarindan itibaren uygulamaya konulmustur. Rusya, 1990’li yillarda, ayni sureci yasayan tum Orta ve Dogu Avrupa Ulkeleri gibi onemli ve uzun sureli resesyonlara maruz kalmistir. Bu ulkelerde yasanan makroekonomik soklar isgucu piyasasinda istihdamin azalmasina ve issizligin onemli boyutlarda artisina yol acarken Rusya’da isgucu piyasasinda boyle bir durum gozlemlenmemistir. Baska bir deyisle, Rusya’da isgucu piyasasinda soklar karsisinda ayarlama, bu ulkelerde oldugu gibi, istihdam ve issizlik uzerinden degil, reel ucretler uzerinden gerceklesmistir. Bu donemde gorece istikrarli istihdam ve dusuk reel ucretler Rusya isgucu piyasasinin karakteristik ozelligi olarak karsimiza cikmaktadir. Burada karakterize edilen Rusya isgucu piyasasi modelinin 2000 sonrasinda da ayni sekilde uygulandigi gorulmektedir. 2000-2019 arasinda yasanan makroekonomik soklar karsisinda istihdam, calisma saatleri veya issizlik kayda deger bir tepki vermemis, buna karsilik reel ucretler hizli bir sekilde uyum saglamistir. Reel ucretlerin esnekligi sayesinde, talep soklari karsisinda isgucu piyasasinda toplu isten cikarmalara gerek kalmamis, istihdam duzeyinde istikrar saglanmistir. Ayni surecte issizlik oraninin da istikrarli bir sekilde azaldigi ve neredeyse dogal duzenine ulastigi gorulmektedir. Ancak isgucu piyasasinda istikrari saglayan ucret esnekligi, dusuk ucretli islerin yayginlasmasina yol acmis ve boylece gelir dagiliminda esitsizligin artmasina yol acan en onemli faktorlerden biri haline gelmistir. Bu baglamda, OECD ulkelerine kiyasla yuksek istihdam ve dusuk issizlik oranlarina sahip Rusya’da gerek asgari ucretler, gerekse asgari ucretlerin ortalama ucretlere orani OECD ortalamasinin oldukca altinda kalmaktadir.","PeriodicalId":299230,"journal":{"name":"Türkiye Rusya Araştırmaları Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129667315","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}