Pub Date : 2023-12-28DOI: 10.58650/educatione.1365533
Ayhan Kiliç
Organizasyonların değişen şartlara uyum sağlayabilmeleri, etkililiklerini ve verimliliklerini artırabilmeleri ve müşterilerin beklentilerini karşılayabilmeleri için değişime açık, esnek bir örgütsel yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda organizasyonların etkililiğini ve verimliliğini artıracak, yönetsel anlamda bir dinamizm katacak yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. İşte bu yeni yaklaşımlardan biri de değişim mühendisliğidir. Bu kapsamda değişim mühendisliği, organizasyonların iş akışı verimliliğini ve üretkenliğini artırmak için organizasyona katma değer katacak süreçlerle organizasyon yapısının hızlı ve radikal bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır. Nitel araştırma tarzında oluşturulan bu çalışmada, değişim mühendisliğinin en belirgin örneklerinden biri olan dünyaca ünlü Japon otomotiv markası Nissan’ın 1999 yılında Ghosn ile başlayan yükseliş hikâyesi ele alınmıştır. Bu dönüşüm hikâyesinden yola çıkılarak değişim mühendisliğinin Türk eğitim sistemine uygulanabilirliği, eğitim sistemimizde son dönemde (1999-2023) yapılan değişiklikler ve yenilikler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Türk eğitim sisteminde son zamanlarda yapılan değişiklikler ve yenilikler umut verici, ancak değişim mühendisliği adına yeterli değildir. Bu durumun temel nedeni ise Türk kamu yönetiminin dolayısıyla Türk eğitim sisteminin yönetimsel ve örgütsel yapıdan kaynaklanan sorunlarıdır.
{"title":"Nissan's Reengineering and Applicability to the Turkish Education System","authors":"Ayhan Kiliç","doi":"10.58650/educatione.1365533","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1365533","url":null,"abstract":"Organizasyonların değişen şartlara uyum sağlayabilmeleri, etkililiklerini ve verimliliklerini artırabilmeleri ve müşterilerin beklentilerini karşılayabilmeleri için değişime açık, esnek bir örgütsel yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda organizasyonların etkililiğini ve verimliliğini artıracak, yönetsel anlamda bir dinamizm katacak yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. İşte bu yeni yaklaşımlardan biri de değişim mühendisliğidir. Bu kapsamda değişim mühendisliği, organizasyonların iş akışı verimliliğini ve üretkenliğini artırmak için organizasyona katma değer katacak süreçlerle organizasyon yapısının hızlı ve radikal bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır. Nitel araştırma tarzında oluşturulan bu çalışmada, değişim mühendisliğinin en belirgin örneklerinden biri olan dünyaca ünlü Japon otomotiv markası Nissan’ın 1999 yılında Ghosn ile başlayan yükseliş hikâyesi ele alınmıştır. Bu dönüşüm hikâyesinden yola çıkılarak değişim mühendisliğinin Türk eğitim sistemine uygulanabilirliği, eğitim sistemimizde son dönemde (1999-2023) yapılan değişiklikler ve yenilikler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Türk eğitim sisteminde son zamanlarda yapılan değişiklikler ve yenilikler umut verici, ancak değişim mühendisliği adına yeterli değildir. Bu durumun temel nedeni ise Türk kamu yönetiminin dolayısıyla Türk eğitim sisteminin yönetimsel ve örgütsel yapıdan kaynaklanan sorunlarıdır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"155 6‐7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139149271","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-28DOI: 10.58650/educatione.1363998
Tuğçe Nur Ayteki̇n, Hüseyin Kafes
The adoption of online learning mode by education institutions across the globe has exponentially increased after the outbreak of the COVID-19 pandemic. As the education institutions in Türkiye too shifted from in-person instruction to online learning, course satisfaction became one of the emerging concerns among the stakeholders., Therefore, this quantitative study aims to investigate the attitudes of 7th and 8th graders towards English classes delivered via EBA-ZOOM and TRT-EBA TV during the emergency remote teaching process amid the COVID-19 pandemic. The data for this study were collected from 204 secondary school students via a Likert scale. The findings revealed that most of the participants had positive attitudes toward learning English in an emergency-remote learning environment, yet they faced a number of challenges and inconveniences caused by the process. Although slight differences were observed among the variables—gender, class and province—no significant difference was found. This study has implications for education stakeholders.
{"title":"Students’ Attitudes Towards English Classes Delivered via TRT-EBA TV and the Education Information Network (EBA) during the Covid-19 Pandemic","authors":"Tuğçe Nur Ayteki̇n, Hüseyin Kafes","doi":"10.58650/educatione.1363998","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1363998","url":null,"abstract":"The adoption of online learning mode by education institutions across the globe has exponentially increased after the outbreak of the COVID-19 pandemic. As the education institutions in Türkiye too shifted from in-person instruction to online learning, course satisfaction became one of the emerging concerns among the stakeholders., Therefore, this quantitative study aims to investigate the attitudes of 7th and 8th graders towards English classes delivered via EBA-ZOOM and TRT-EBA TV during the emergency remote teaching process amid the COVID-19 pandemic. The data for this study were collected from 204 secondary school students via a Likert scale. The findings revealed that most of the participants had positive attitudes toward learning English in an emergency-remote learning environment, yet they faced a number of challenges and inconveniences caused by the process. Although slight differences were observed among the variables—gender, class and province—no significant difference was found. This study has implications for education stakeholders.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"322 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139152523","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-27DOI: 10.58650/educatione.1366197
Emine SAKARYA KARSLI, İlay Sultan Yurteri̇, Mutlu Önder, M. Demi̇r
Bu araştırmanın temel amacı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde sınıf eğitimi lisansüstü öğrenimine devam eden öğrencilerin eleştirel düşünme öğretiminin gereklilik durumuna bakış açılarını ve Türkiye’de bu yönde yapılan uygulamalara ilişkin öğrencilerin görüşlerini değerlendirmektir. Nitel araştırma yöntemi olan olgu bilim deseni kullanılarak yapılan araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. 45 kişinin katıldığı araştırıma örnekleminin belirlenmesinde ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular NVİVO12 programı ile modellenmiştir. Araştırma sonucunda sınıf eğitimi lisansüstü öğrencilerin tamamı eleştirel düşünme öğretiminin bir ülke için gerekliğine yönelik görüş belirtmektedirler. Bunun sebebini ise bireysel ve toplumsal unsurlar olarak ifade etmektedirler. Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimi düzeyinin yetersizliğini geleneksel öğretim anlayışının terk edilememesine bağlamaktadırlar. Ayrıca Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimine dair engellerin temel sebebi olarak aile ve toplum kaynaklı sosyo-kültürel unsurlar ile öğretmenin mesleki yeterliği olarak dile getirmektedirler. Katılımcılar Türkiye’de eleştirel düşünme öğretiminde öğretim programlarının niteliğinin önemini vurgulamaktadırlar. Program niteliğini oluşturan temel unsurların başında ise güncellenebilir ve öğrenci merkezli öğretim programları görülmektedir. Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimini geliştirilmesinde eğitimciye yönelik olarak lisans eğitimlerinin nitelikli olmasını önemli görmektedirler. Katılımcıların sınıf içinde eleştirel düşünme öğretimine dair uygulamalarda en çok öğrenci merkezli üst düzey becerileri geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptıkları ortaya çıkmıştır.
{"title":"Türkiye’de Eleştirel Düşünme Öğretimi Üzerine Lisansüstü Öğrencilerinin Görüşleri","authors":"Emine SAKARYA KARSLI, İlay Sultan Yurteri̇, Mutlu Önder, M. Demi̇r","doi":"10.58650/educatione.1366197","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1366197","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın temel amacı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde sınıf eğitimi lisansüstü öğrenimine devam eden öğrencilerin eleştirel düşünme öğretiminin gereklilik durumuna bakış açılarını ve Türkiye’de bu yönde yapılan uygulamalara ilişkin öğrencilerin görüşlerini değerlendirmektir. Nitel araştırma yöntemi olan olgu bilim deseni kullanılarak yapılan araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. 45 kişinin katıldığı araştırıma örnekleminin belirlenmesinde ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular NVİVO12 programı ile modellenmiştir. Araştırma sonucunda sınıf eğitimi lisansüstü öğrencilerin tamamı eleştirel düşünme öğretiminin bir ülke için gerekliğine yönelik görüş belirtmektedirler. Bunun sebebini ise bireysel ve toplumsal unsurlar olarak ifade etmektedirler. Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimi düzeyinin yetersizliğini geleneksel öğretim anlayışının terk edilememesine bağlamaktadırlar. Ayrıca Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimine dair engellerin temel sebebi olarak aile ve toplum kaynaklı sosyo-kültürel unsurlar ile öğretmenin mesleki yeterliği olarak dile getirmektedirler. Katılımcılar Türkiye’de eleştirel düşünme öğretiminde öğretim programlarının niteliğinin önemini vurgulamaktadırlar. Program niteliğini oluşturan temel unsurların başında ise güncellenebilir ve öğrenci merkezli öğretim programları görülmektedir. Türkiye’de eleştirel düşünme öğretimini geliştirilmesinde eğitimciye yönelik olarak lisans eğitimlerinin nitelikli olmasını önemli görmektedirler. Katılımcıların sınıf içinde eleştirel düşünme öğretimine dair uygulamalarda en çok öğrenci merkezli üst düzey becerileri geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptıkları ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"24 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139154223","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-20DOI: 10.58650/educatione.1363599
Emine Akkaş Baysal, İjlal Ocak, Onur Kavas
In this study, it was aimed to measure the effect of infographic usage on the students' Interrogative learning skills and achievements in the teaching of the Science "Lighting and Sound Technologies" unit of elementary school 4th grade students. This study was conducted as a quasi-experimental study according to the pretest-posttest model. While the infographics prepared by researchers were not used in the control group, they were used in the experimental group. The study group of the research included 40 students who were in the 4th grade. 20 of them were in the experimental group and the rest were in the control group. While infographics were used in addition to the activities carried out in the experimental group, only the activities required by the curriculum were applied in the control group. In this research, academic achievement test consisting of questions about "Lighting and Sound Technologies" prepared by the researchers as data collection tool was applied. The average difficulty for 20 items of the achievement test is 0.52. The reliability value for the whole questionnaire was determined as .85. Research findings indicate that both the academic success and inquiry learning skills of the students in the experimental group, where infographics were used in the Science course, changed in favor of the students.
{"title":"4. Sınıf Fen Bilimleri Dersi Aydınlatma ve Ses Teknolojileri Ünitesinde İnfografik Kullanımının Öğrencilerin Sorgulayıcı Öğrenme Becerilerine ve Akademik Başarılarına Etkisi","authors":"Emine Akkaş Baysal, İjlal Ocak, Onur Kavas","doi":"10.58650/educatione.1363599","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1363599","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to measure the effect of infographic usage on the students' Interrogative learning skills and achievements in the teaching of the Science \"Lighting and Sound Technologies\" unit of elementary school 4th grade students. This study was conducted as a quasi-experimental study according to the pretest-posttest model. While the infographics prepared by researchers were not used in the control group, they were used in the experimental group. The study group of the research included 40 students who were in the 4th grade. 20 of them were in the experimental group and the rest were in the control group. While infographics were used in addition to the activities carried out in the experimental group, only the activities required by the curriculum were applied in the control group. In this research, academic achievement test consisting of questions about \"Lighting and Sound Technologies\" prepared by the researchers as data collection tool was applied. The average difficulty for 20 items of the achievement test is 0.52. The reliability value for the whole questionnaire was determined as .85. Research findings indicate that both the academic success and inquiry learning skills of the students in the experimental group, where infographics were used in the Science course, changed in favor of the students.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"45 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139257030","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-26DOI: 10.58650/educatione.1285620
Ayşe Somuncu
Türkiye’de hemşirelik, ebelik ve laborant okulları 1952 yılında Erzurum, Sivas ve İzmir’de açılmıştır. İsimleri Sağlık Kolejidir. 1976 yılında isimleri Sağlık Meslek Lisesi olmuştur. Sağlık sektöründe çalışan sağlık personeli (hemşire, ebe, laborant, anestezi teknisyeni vb.) sağlık meslek lisesi mezunudur. Okullar önceleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde bazı il merkezlerinde mezunların iş bulabildiği özel statüde okullar olarak yapılandırılmıştır. Daha sonraki dönemlerde küçük ilçe merkezlerine bile sağlık meslek liseleri açılmıştır. Sağlık Meslek Liseleri 2006 yılında Sağlık Bakanlığı’ndan Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullara dönüşmüştür. Bu okulların mezunlarının istihdam olanağının fazla olması nedeniyle; 2012 yılında özel okulları açılmıştır. Mezun sayısında meydana gelen artış nedeniyle ebe, hemşire yardımcısı gibi unvanlarla meslek liselerinde bölümler oluşturulmuştur. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmada Sağlık Meslek Liselerinin geçirdiği dört dönemi: Sağlık Bakanlığı’na bağlı dönem, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı dönem, özel okulların yaygın olduğu dönem, yardımcı unvanlarıyla sağlık personeli yetiştirilen dönem, alan öğretmenlerinin görüşleriyle değerlendirilmesi araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Görüşme tekniği kullanılan araştırmanın çalışma grubunda 11 öğretmen bulunmaktadır. Katılımcılar lise öğrenimini Sağlık Meslek Liselerinde geçirmiştir. Araştırma verilerinin elde edilmesinde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen bilgiler betimsel analiz yoluyla, alt temalara ayrılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularında, katılımcılar sağlık alanı lise eğitiminin, devamında üniversite eğitimi olacak şeklinde planlanması, yardımcı unvanlarının kalkması gerektiği düşüncesindedirler. Öğrenciler stajlarını hastanelerde yapmaktadır. Bu unvanlar hastanelerde yoktur. Yardımcı unvanlarının yerine “Sağlık Elemanı” gibi genel bir unvanla okullardan mezun olunabileceği önerilmektedir.
{"title":"Evaluation of Transfer and Changes at Health Education in Vocational and Technical Education According to Teacher’s Opinions","authors":"Ayşe Somuncu","doi":"10.58650/educatione.1285620","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1285620","url":null,"abstract":"Türkiye’de hemşirelik, ebelik ve laborant okulları 1952 yılında Erzurum, Sivas ve İzmir’de açılmıştır. İsimleri Sağlık Kolejidir. 1976 yılında isimleri Sağlık Meslek Lisesi olmuştur. Sağlık sektöründe çalışan sağlık personeli (hemşire, ebe, laborant, anestezi teknisyeni vb.) sağlık meslek lisesi mezunudur. Okullar önceleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde bazı il merkezlerinde mezunların iş bulabildiği özel statüde okullar olarak yapılandırılmıştır. Daha sonraki dönemlerde küçük ilçe merkezlerine bile sağlık meslek liseleri açılmıştır. Sağlık Meslek Liseleri 2006 yılında Sağlık Bakanlığı’ndan Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullara dönüşmüştür. Bu okulların mezunlarının istihdam olanağının fazla olması nedeniyle; 2012 yılında özel okulları açılmıştır. Mezun sayısında meydana gelen artış nedeniyle ebe, hemşire yardımcısı gibi unvanlarla meslek liselerinde bölümler oluşturulmuştur. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmada Sağlık Meslek Liselerinin geçirdiği dört dönemi: Sağlık Bakanlığı’na bağlı dönem, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı dönem, özel okulların yaygın olduğu dönem, yardımcı unvanlarıyla sağlık personeli yetiştirilen dönem, alan öğretmenlerinin görüşleriyle değerlendirilmesi araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Görüşme tekniği kullanılan araştırmanın çalışma grubunda 11 öğretmen bulunmaktadır. Katılımcılar lise öğrenimini Sağlık Meslek Liselerinde geçirmiştir. Araştırma verilerinin elde edilmesinde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen bilgiler betimsel analiz yoluyla, alt temalara ayrılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularında, katılımcılar sağlık alanı lise eğitiminin, devamında üniversite eğitimi olacak şeklinde planlanması, yardımcı unvanlarının kalkması gerektiği düşüncesindedirler. Öğrenciler stajlarını hastanelerde yapmaktadır. Bu unvanlar hastanelerde yoktur. Yardımcı unvanlarının yerine “Sağlık Elemanı” gibi genel bir unvanla okullardan mezun olunabileceği önerilmektedir.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"6 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335830","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-26DOI: 10.58650/educatione.1331880
Abdullah Coşkun
This study aims to reveal the boredom perceptions in a Turkish public school providing intensive English classes for the 5th grade. From the perspectives of both students and teachers, the study examines whether young English as a foreign language (EFL) learners get bored in the classroom, the causes and signs of their boredom in addition to the perceived solutions to reduce their boredom perceptions. In accordance with these objectives, six 5th grade students and four English teachers took part in semi-structured interviews. As a result of the analysis of the findings, it was discovered that boredom is a common phenomenon for the students, and it is generally associated with certain causes such as grammar instruction. Additionally, it was found that boredom manifests itself by typical behaviors such as doodling. Finally, some solutions such as more active involvement of the students into the lessons by means of engaging activities were offered by the participants to minimize boredom. Some practical recommendations are presented at the end of the study in line with the findings and the relevant literature.
{"title":"Perception of Boredom in Young Learners’ English Language Classes","authors":"Abdullah Coşkun","doi":"10.58650/educatione.1331880","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1331880","url":null,"abstract":"This study aims to reveal the boredom perceptions in a Turkish public school providing intensive English classes for the 5th grade. From the perspectives of both students and teachers, the study examines whether young English as a foreign language (EFL) learners get bored in the classroom, the causes and signs of their boredom in addition to the perceived solutions to reduce their boredom perceptions. In accordance with these objectives, six 5th grade students and four English teachers took part in semi-structured interviews. As a result of the analysis of the findings, it was discovered that boredom is a common phenomenon for the students, and it is generally associated with certain causes such as grammar instruction. Additionally, it was found that boredom manifests itself by typical behaviors such as doodling. Finally, some solutions such as more active involvement of the students into the lessons by means of engaging activities were offered by the participants to minimize boredom. Some practical recommendations are presented at the end of the study in line with the findings and the relevant literature.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335832","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-26DOI: 10.58650/educatione.1330891
Burak Can Korkmaz
Earthquake education is significant for students to raise awareness and improve knowledge related to earthquakes. Literature on earthquakes emphasizes that people with high awareness and increased knowledge can effectively cope with the devastating effects. At this point, traditional teaching methods, such as drills and theoretical lessons, are inadequate, but innovative methods like virtual reality (VR) technology is more promising. However, there is no consensus on the ideal type of earthquake education. In the world, earthquake education significantly differs. Even though some countries are located in regions that are prone to earthquakes, they do not consider earthquake education in schools. On the other hand, several countries include earthquake education in school curricula. Existing literature demonstrates the insufficiency of current earthquake education in countries like Mexico and Israel. Students have deficiencies in knowledge related to the earthquake in spite of the implementation of earthquake education in schools. Reviewing different countries implementing earthquake education allows us to create an ideal type of earthquake education. Therefore, this review aims to investigate earthquake education in different countries.
{"title":"The Position and Importance of Earthquake Education in the World","authors":"Burak Can Korkmaz","doi":"10.58650/educatione.1330891","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1330891","url":null,"abstract":"Earthquake education is significant for students to raise awareness and improve knowledge related to earthquakes. Literature on earthquakes emphasizes that people with high awareness and increased knowledge can effectively cope with the devastating effects. At this point, traditional teaching methods, such as drills and theoretical lessons, are inadequate, but innovative methods like virtual reality (VR) technology is more promising. However, there is no consensus on the ideal type of earthquake education. In the world, earthquake education significantly differs. Even though some countries are located in regions that are prone to earthquakes, they do not consider earthquake education in schools. On the other hand, several countries include earthquake education in school curricula. Existing literature demonstrates the insufficiency of current earthquake education in countries like Mexico and Israel. Students have deficiencies in knowledge related to the earthquake in spite of the implementation of earthquake education in schools. Reviewing different countries implementing earthquake education allows us to create an ideal type of earthquake education. Therefore, this review aims to investigate earthquake education in different countries.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"36 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-26DOI: 10.58650/educatione.1299434
Ali Yağci, Cihad Şentürk
Metaverse, fiziksel gerçekliği dijital sanallıkla birleştiren sürekli ve kalıcı çok kullanıcılı bir ortam olan gerçeklik sonrası evren, eğitimde devrim meydana getirme potansiyeline sahiptir. Eğitimde metaverse kullanımı; öğrenci katılımını, etkileşimli öğrenmeyi, motivasyonu ve kalıcı izli öğrenmeyi sağlayabilir. Bir meta veri deposunda öğrenciler; sanal geziler, simülasyonlar, interaktif çalışmalar ve rol yapma, gibi sürükleyici öğrenme deneyimleri yaşayabilir. Bu durum, öğrenciler için geleneksel sınıf ortamlarından daha etkileşimli ve ilgi çekici bir öğrenme ortamı sağlayabilir. Ayrıca metaverse, öğrencilerin projeler üzerinde birlikte çalışabilecekleri ve sanal bir ortamda fikir paylaşabilecekleri işbirliğine dayalı öğrenme fırsatları sunmaktadır. Bununla birlikte, eğitimde metaverse kullanımıyla ilgili bazı zorluklar da vardır. Başlıca zorluklardan bazıları; uygulama maliyetlerinin yüksek olması, iyi donanıma sahip bilişim araçlarına her bireyin ulaşım imkânının olmaması, teknik altyapı yetersizliği ve teknik desteğe ihtiyaç duyulmasıdır. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe, eğitimcilerin öğretim uygulamalarında metaverse ve diğer sanal öğrenme ortamlarının kullanımını dikkate almaları ve öğretim süreçlerinde bu uygulamaları işe koşmaları önem kazanacaktır. Bu da öğrencilerin öğrenmelerine katkı sağlayacaktır. Genel olarak, eğitimde metaverse vb. diğer sanal uygulamaların, yakın gelecekte eğitim-öğretim faaliyetlerinde önemli bir yer alacağı öngörülmektedir. Araştırmanın amacı, fen bilimleri (fizik-kimya-biyoloji) eğitiminde metaverse uygulamaların ne durumda olduğunu ortaya koymaktır. Bu araştırma nitel araştırma desenine dayalı “doküman analizi modeli” ile yapılandırılmıştır.
{"title":"Fen Bilimleri (Fizik-Kimya-Biyoloji) Eğitiminde Metaverse","authors":"Ali Yağci, Cihad Şentürk","doi":"10.58650/educatione.1299434","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1299434","url":null,"abstract":"Metaverse, fiziksel gerçekliği dijital sanallıkla birleştiren sürekli ve kalıcı çok kullanıcılı bir ortam olan gerçeklik sonrası evren, eğitimde devrim meydana getirme potansiyeline sahiptir. Eğitimde metaverse kullanımı; öğrenci katılımını, etkileşimli öğrenmeyi, motivasyonu ve kalıcı izli öğrenmeyi sağlayabilir. Bir meta veri deposunda öğrenciler; sanal geziler, simülasyonlar, interaktif çalışmalar ve rol yapma, gibi sürükleyici öğrenme deneyimleri yaşayabilir. Bu durum, öğrenciler için geleneksel sınıf ortamlarından daha etkileşimli ve ilgi çekici bir öğrenme ortamı sağlayabilir. Ayrıca metaverse, öğrencilerin projeler üzerinde birlikte çalışabilecekleri ve sanal bir ortamda fikir paylaşabilecekleri işbirliğine dayalı öğrenme fırsatları sunmaktadır. Bununla birlikte, eğitimde metaverse kullanımıyla ilgili bazı zorluklar da vardır. Başlıca zorluklardan bazıları; uygulama maliyetlerinin yüksek olması, iyi donanıma sahip bilişim araçlarına her bireyin ulaşım imkânının olmaması, teknik altyapı yetersizliği ve teknik desteğe ihtiyaç duyulmasıdır. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe, eğitimcilerin öğretim uygulamalarında metaverse ve diğer sanal öğrenme ortamlarının kullanımını dikkate almaları ve öğretim süreçlerinde bu uygulamaları işe koşmaları önem kazanacaktır. Bu da öğrencilerin öğrenmelerine katkı sağlayacaktır. Genel olarak, eğitimde metaverse vb. diğer sanal uygulamaların, yakın gelecekte eğitim-öğretim faaliyetlerinde önemli bir yer alacağı öngörülmektedir. Araştırmanın amacı, fen bilimleri (fizik-kimya-biyoloji) eğitiminde metaverse uygulamaların ne durumda olduğunu ortaya koymaktır. Bu araştırma nitel araştırma desenine dayalı “doküman analizi modeli” ile yapılandırılmıştır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"159 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335754","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-30DOI: 10.58650/educatione.1280172
Ferdane Karayel
Dünyada ve ülkemizde alternatif eğitim modellerinin araştırılmaya başlanmasının sonucu olarak gerek aileler gerek eğitimciler tarafından alternatif okullara bir yöneliş söz konusudur. Bu alternatif okullardan birisi de çocuklara klasik okulların veremediği özgürlükleri vermeyi amaçlayan, öğrencilerle uzlaşmayı dikkate alan, öğrenme merkezli, esnek ve işlevsel programı olan Summerhill Okuludur. Bu çalışmada; Alexander Sutherland Neill tarafından kaleme alınan “Özgürlük Okulu: Çocuk Yetiştirme Konusunda Köktenci Bir Yaklaşım” kitabının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Özgün adı “Summerhill” olan kitap, Nilgün Şarman tarafından dilimize çevrilmiştir. “Özgürlük Okulu”, Alexander Sutherland Neill’ in öncülüğünü yaptığı Summerhill düşüncesine genel bir bakış sağlamaktadır. “Özgürlük Okulu” kitabı, 7 bölümden oluşmaktadır: (1) Summerhill Özgürlük Okulu, (2) Çocuk Yetiştirme, (3) Cinsellik, (4) Din ve Ahlak, (5) Çocukların Sorunları, (6) Anne Baba Sorunları ve (7) Sorular ve Yanıtlar. Yazar, Summerhill düşüncesinin geleceğinin çok büyük bir önem taşıdığını savunarak, çocuklara özgürlük içinde büyüme fırsatı verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çalışmanın giriş kısmında kitapta yer alan Summerhill düşüncesi, Summerhill Okulunun yapısı ve Alexander Sutherland Neill’ in çocuk yetiştirmeye dair görüşleri üzerinde durulmaktadır. Kitabın diğer bölümlerinde ise cinsellik, sorun yaşayan çocuklar ve anne babaların yaşadıkları sorunlarla ilgili bilgiler yer almaktadır. Çalışmanın tartışma kısmında ise Summerhill düşüncesinin temelini oluşturan felsefeler ve Summerhill’ in ülkemizde uygulanabilirliği üzerinde tartışılmıştır. Yapılan bu incelemeyle, çalışmanın araştırmacılar, öğretmenler ve ebeveynlerden oluşan hedef kitle için yararlı bir rehber görevi görebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Summerhill, özgürlük okulu, özgür eğitim, kitap inceleme
{"title":"Özgürlük okulu: Çocuk Yetiştirme Konusunda Köktenci Bir Yaklaşım (Alexander Sutherland Neill)","authors":"Ferdane Karayel","doi":"10.58650/educatione.1280172","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1280172","url":null,"abstract":"Dünyada ve ülkemizde alternatif eğitim modellerinin araştırılmaya başlanmasının sonucu olarak gerek aileler gerek eğitimciler tarafından alternatif okullara bir yöneliş söz konusudur. Bu alternatif okullardan birisi de çocuklara klasik okulların veremediği özgürlükleri vermeyi amaçlayan, öğrencilerle uzlaşmayı dikkate alan, öğrenme merkezli, esnek ve işlevsel programı olan Summerhill Okuludur. Bu çalışmada; Alexander Sutherland Neill tarafından kaleme alınan “Özgürlük Okulu: Çocuk Yetiştirme Konusunda Köktenci Bir Yaklaşım” kitabının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Özgün adı “Summerhill” olan kitap, Nilgün Şarman tarafından dilimize çevrilmiştir. “Özgürlük Okulu”, Alexander Sutherland Neill’ in öncülüğünü yaptığı Summerhill düşüncesine genel bir bakış sağlamaktadır. “Özgürlük Okulu” kitabı, 7 bölümden oluşmaktadır: (1) Summerhill Özgürlük Okulu, (2) Çocuk Yetiştirme, (3) Cinsellik, (4) Din ve Ahlak, (5) Çocukların Sorunları, (6) Anne Baba Sorunları ve (7) Sorular ve Yanıtlar. Yazar, Summerhill düşüncesinin geleceğinin çok büyük bir önem taşıdığını savunarak, çocuklara özgürlük içinde büyüme fırsatı verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çalışmanın giriş kısmında kitapta yer alan Summerhill düşüncesi, Summerhill Okulunun yapısı ve Alexander Sutherland Neill’ in çocuk yetiştirmeye dair görüşleri üzerinde durulmaktadır. Kitabın diğer bölümlerinde ise cinsellik, sorun yaşayan çocuklar ve anne babaların yaşadıkları sorunlarla ilgili bilgiler yer almaktadır. Çalışmanın tartışma kısmında ise Summerhill düşüncesinin temelini oluşturan felsefeler ve Summerhill’ in ülkemizde uygulanabilirliği üzerinde tartışılmıştır. Yapılan bu incelemeyle, çalışmanın araştırmacılar, öğretmenler ve ebeveynlerden oluşan hedef kitle için yararlı bir rehber görevi görebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Summerhill, özgürlük okulu, özgür eğitim, kitap inceleme","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116047780","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-30DOI: 10.58650/educatione.1258848
Volkan Fi̇dan
Kültürlerarası iletişimle ilgili çalışmalarda öncelikle kültür, kültürü oluşturan bağımsız bölümler, kültür ve iletişimi birbirine bağlayan sürecin irdelenmesi gerektiği düşünülür. 21. yüzyılın getirdiği yenilik ve gelişmeler, dünyanın farklı bölgelerde birbirinden farklı yankılar uyandırmaktadır. Bu yenilik ve gelişmelerin ulaşımı, iletişimi ve nakli kolaylaştırması sayesinde kıtalar ve dolayısıyla insanlar birbirine yaklaşmıştır. Bu sebeple kültürlerarası iletişim çalışmalarının, içinde bulunulan yüzyılda önemli olduğu söylenebilir. Küreselleşmenin yükselişi, millî kültürlerin etkisini azaltabilmektedir. Kültürlerarası iletişim kurma sürecinde iletişime geçilecek kişinin kültürel yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, kurulacak iletişimin sağlıklı ve istenen ölçüde olmasına fayda sağlayacaktır. Bu çalışmada kültürlerarası iletişimin farklı değişkenlerinden yola çıkılarak kültürlerarası iletişimi en çok gerçekleştirenler arasında yer alan, havaalanlarında çalışan on sekiz gümrüksüz mağaza satış personeliyle görüşülmüştür. Görüşmelerde detaya inebilmek ve ek bilgiler de edinebilmek maksadıyla yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bunun yanında meslek dili açısından da verilere ulaşılarak “gümrüksüz mağaza çalışanları dili” verileri çıkarımlara eklenmiştir.
{"title":"Airport Language as an Area Language in the Contex of Intercultural Communication: A Case for Freeshop","authors":"Volkan Fi̇dan","doi":"10.58650/educatione.1258848","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1258848","url":null,"abstract":"Kültürlerarası iletişimle ilgili çalışmalarda öncelikle kültür, kültürü oluşturan bağımsız bölümler, kültür ve iletişimi birbirine bağlayan sürecin irdelenmesi gerektiği düşünülür. 21. yüzyılın getirdiği yenilik ve gelişmeler, dünyanın farklı bölgelerde birbirinden farklı yankılar uyandırmaktadır. Bu yenilik ve gelişmelerin ulaşımı, iletişimi ve nakli kolaylaştırması sayesinde kıtalar ve dolayısıyla insanlar birbirine yaklaşmıştır. Bu sebeple kültürlerarası iletişim çalışmalarının, içinde bulunulan yüzyılda önemli olduğu söylenebilir. Küreselleşmenin yükselişi, millî kültürlerin etkisini azaltabilmektedir. Kültürlerarası iletişim kurma sürecinde iletişime geçilecek kişinin kültürel yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, kurulacak iletişimin sağlıklı ve istenen ölçüde olmasına fayda sağlayacaktır. Bu çalışmada kültürlerarası iletişimin farklı değişkenlerinden yola çıkılarak kültürlerarası iletişimi en çok gerçekleştirenler arasında yer alan, havaalanlarında çalışan on sekiz gümrüksüz mağaza satış personeliyle görüşülmüştür. Görüşmelerde detaya inebilmek ve ek bilgiler de edinebilmek maksadıyla yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bunun yanında meslek dili açısından da verilere ulaşılarak “gümrüksüz mağaza çalışanları dili” verileri çıkarımlara eklenmiştir.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132123536","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}