Pub Date : 2023-07-30DOI: 10.58650/educatione.1247440
Görkem Arslan, Zekerya Batur
Türkçe Dersi Öğretim Programı’ndaki (2019) kök değerlerin öğrencilere kazandırılması için eleştirel düşünme becerilerinin işe koşulmasını öneren bu çalışmada öncelikle alan yazın ışığında eleştirel düşünme ve değerler eğitimi kavramları kısaca ele alınmış, ardından değerler eğitiminde eleştirel düşünme becerisinin konumu tartışıldıktan sonra eleştirel düşünme becerisinin değer kazandırmada kullanılmasına fırsat sağlayacağı düşünülen, öneri mahiyetinde etkinlikler sunulmuştur. Eleştirel düşünme becerisi ile değerler eğitiminin ilişkilendirilmesini önererek sahadaki çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen bu araştırma; betimsel bir araştırma olup tarama niteliği taşımaktadır. Araştırmada alan yazın taramasının ardından geliştirilen ve 10 hafta boyunca uygulanması önerilen etkinlikler, bir öğretim üyesi ve üç öğretmenden oluşan uzman grubunun görüşlerine sunulmuştur. Uzman görüşlerinin alınmasında Google Meet toplantıları aracılığıyla gerçekleştirilen çevrimiçi oturumlardan yararlanılmış; düzeltme ve değişiklikler uzmanların onayı ile eş zamanlı olarak yapılmıştır.
{"title":"Eleştirel Düşünme Etkinlikleri ile Değerler Eğitimi","authors":"Görkem Arslan, Zekerya Batur","doi":"10.58650/educatione.1247440","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1247440","url":null,"abstract":"Türkçe Dersi Öğretim Programı’ndaki (2019) kök değerlerin öğrencilere kazandırılması için eleştirel düşünme becerilerinin işe koşulmasını öneren bu çalışmada öncelikle alan yazın ışığında eleştirel düşünme ve değerler eğitimi kavramları kısaca ele alınmış, ardından değerler eğitiminde eleştirel düşünme becerisinin konumu tartışıldıktan sonra eleştirel düşünme becerisinin değer kazandırmada kullanılmasına fırsat sağlayacağı düşünülen, öneri mahiyetinde etkinlikler sunulmuştur. Eleştirel düşünme becerisi ile değerler eğitiminin ilişkilendirilmesini önererek sahadaki çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen bu araştırma; betimsel bir araştırma olup tarama niteliği taşımaktadır. Araştırmada alan yazın taramasının ardından geliştirilen ve 10 hafta boyunca uygulanması önerilen etkinlikler, bir öğretim üyesi ve üç öğretmenden oluşan uzman grubunun görüşlerine sunulmuştur. Uzman görüşlerinin alınmasında Google Meet toplantıları aracılığıyla gerçekleştirilen çevrimiçi oturumlardan yararlanılmış; düzeltme ve değişiklikler uzmanların onayı ile eş zamanlı olarak yapılmıştır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133432158","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-30DOI: 10.58650/educatione.1277405
Neslihan ONDER-OZDEMIR
This study aimed to investigate undergraduate nursing students’ opinions on the instructional mode of attendance at Medical English classes during novel coronavirus (COVID-19) measures in the 2021-2022 academic term. Convenience sampling was utilized to obtain data. The data were collected using an online interview with three open-ended questions and highly structured observation accompanied by field notes (n=49). Thematic analysis was used to analyse the data. The findings showed that during COVID-19, the main reasons undergraduate nursing students preferred face-to-face education included being more effective and productive. During online learning, most of the nursing students’ conditions did not allow joining online classes, such as limited internet access, problems with the internet connection, and also their departmental programme that included face-to-face classes after online Medical English classes. The interview findings were consistent with the data obtained using observation in this study. The findings suggest that students’ opinions should be considered while making formal decisions. Hybrid education, synchronous (live) and asynchronous (recorded) sessions together, seems to be the best option. Each stakeholder, like teachers and managers, should be hand in hand with students when making decisions, especially in unexpected processes like COVID-19.
{"title":"COVID-19 Tedbirleri Sürecinde Öğrencilerin Tıbbi İngilizce Dersine Katılımı ile ilgili Düşünceleri","authors":"Neslihan ONDER-OZDEMIR","doi":"10.58650/educatione.1277405","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1277405","url":null,"abstract":"This study aimed to investigate undergraduate nursing students’ opinions on the instructional mode of attendance at Medical English classes during novel coronavirus (COVID-19) measures in the 2021-2022 academic term. Convenience sampling was utilized to obtain data. The data were collected using an online interview with three open-ended questions and highly structured observation accompanied by field notes (n=49). Thematic analysis was used to analyse the data. The findings showed that during COVID-19, the main reasons undergraduate nursing students preferred face-to-face education included being more effective and productive. During online learning, most of the nursing students’ conditions did not allow joining online classes, such as limited internet access, problems with the internet connection, and also their departmental programme that included face-to-face classes after online Medical English classes. The interview findings were consistent with the data obtained using observation in this study. The findings suggest that students’ opinions should be considered while making formal decisions. Hybrid education, synchronous (live) and asynchronous (recorded) sessions together, seems to be the best option. Each stakeholder, like teachers and managers, should be hand in hand with students when making decisions, especially in unexpected processes like COVID-19.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"524 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124489726","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.58650/educatione.1277117
M. Ersoydan
Uzaktan eğitimin akademik çevreler tarafından ayrı bir çalışma alanı olarak kabul edilmesi ve sistemli araştırmaların konusu haline getirilmesi süreci 1950’li yıllarda başlamıştır. Türkiye’de yapılan ilk çalışmalar ise 1924 yılında Dewey tarafından sunulan bir rapor ile gündeme gelmiştir. Yapılan araştırmalar, bilişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak müzik eğitiminde uzaktan eğitim sisteminin özellikle teori ağırlıklı derslerde uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Bu araştırmanın amacı; uzaktan eğitim sistemi ile işlenen ses eğitimi derslerinin yeterliği hakkındaki öğrenci görüşlerini incelemektir. Araştırmanın deseni, nitel çalışmalarda kullanılan durum çalışması desenine bağlı kalınarak oluşturulmuş ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu UZEM sistemi üzerinden ses eğitimi dersi alan 84 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcılara açık uçlu 1 adet soru sorulmuş ve görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; uzaktan yapılan derslerin uygulama yapma imkânı sağlamaması (%44,5), yeterince gözlem ve interaktif etkileşim imkânı sağlamaması (%21,7), internete ulaşmada, internete bağlanmada ve altyapıda teknik sorunlar yaşanması (%33,8) nedenlerine bağlı olarak katılımcıların UZEM üzerinden işlenen ses eğitimi derslerini yetersiz buldukları sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Research of Student Opinions on the Qualification of Voice Education Lessons Taught by Distance Education System","authors":"M. Ersoydan","doi":"10.58650/educatione.1277117","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1277117","url":null,"abstract":"Uzaktan eğitimin akademik çevreler tarafından ayrı bir çalışma alanı olarak kabul edilmesi ve sistemli araştırmaların konusu haline getirilmesi süreci 1950’li yıllarda başlamıştır. Türkiye’de yapılan ilk çalışmalar ise 1924 yılında Dewey tarafından sunulan bir rapor ile gündeme gelmiştir. Yapılan araştırmalar, bilişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak müzik eğitiminde uzaktan eğitim sisteminin özellikle teori ağırlıklı derslerde uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Bu araştırmanın amacı; uzaktan eğitim sistemi ile işlenen ses eğitimi derslerinin yeterliği hakkındaki öğrenci görüşlerini incelemektir. Araştırmanın deseni, nitel çalışmalarda kullanılan durum çalışması desenine bağlı kalınarak oluşturulmuş ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu UZEM sistemi üzerinden ses eğitimi dersi alan 84 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcılara açık uçlu 1 adet soru sorulmuş ve görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; uzaktan yapılan derslerin uygulama yapma imkânı sağlamaması (%44,5), yeterince gözlem ve interaktif etkileşim imkânı sağlamaması (%21,7), internete ulaşmada, internete bağlanmada ve altyapıda teknik sorunlar yaşanması (%33,8) nedenlerine bağlı olarak katılımcıların UZEM üzerinden işlenen ses eğitimi derslerini yetersiz buldukları sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"99 1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128350914","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.58650/educatione.1276958
Recep Dündar, Mehmet Mustafa Kizik
Çevre eğitimi konusu son zamanlarda önemli bir konu haline gelmiştir. Çünkü iklim değişikliği, kıtlıklar, savaşlar ve göçler her geçen gün dünya düzenini bozmaktadır. Yaşanabilir bir gelecek için umutlar azalmaktadır. Bu nedenle çevre eğitimi konusunun önem kazanması ve eğitim sistemi içerisinde çocuklara aktarılmaya çalışılması önemlidir. Çünkü çocukluk çağında iyi bir çevre eğitimi almış bir çocuk, sürdürülebilir bir dünya inşa etmenin temelini oluşturabilir. Bu sebeple çevre eğitimi ile ilgili yazılan kitaplar önem arz etmektedir. Çünkü bu kitaplar eğitim ve öğretime destek veren yardımcı kaynaklardır. Richard Louv’un da yazmış olduğu “Doğadaki Son Çocuk” kitabı alanında önemli eserlerden biridir. Richard Louv, aile, doğa ve kent yaşamı ile ilgili 7 adet kitap yazmıştır. 1983’ten 2006 yılına kadar San Diego Union-Tribune dergisinde köşe yazarlığı yapmıştır. “Doğadaki Son Çocuk” adlı kitap ise toplamda 447 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın son sayfasında yazarın öz geçmişi yer almaktadır. Ana bölümlerin sonunda ise notlar ve önerilen okumalar bölümü yer almaktadır. Kitap TÜBİTAK tarafından basılmıştır. Kitap tercüme edilmiştir. Kitabı tercüme eden kişi ise Ceyhan Temürcü’dür. Kitap toplamda 7 baskı basmıştır. 7. baskısı Temmuz 2019 yılında basılmıştır. Bu çalışmada da 7. Baskısı değerlendirilmiştir. Kitap toplamda 7 ana bölüm, 23 alt başlıktan oluşmaktadır. Bu incelemede ise 7 ana bölümde geçenler özetlenmiştir. Kitabın 7 ana bölümü ise şöyledir; “1.çocuklar ile doğa arasındaki yeni ilişki”, “2.çocukların (ve biz büyüklerin) doğaya neden ihtiyacı vardır?”, “3.iyi niyetler: Ali ile Ayşe artık neden dışarıda oynamıyor?”, “4.doğa-çocuk birliğinin yeniden kurulması”, “5.balta girmemiş kara tahta”, “6.harikalar diyarı: dördüncü sınır boyunun açılması”, ve “7.hayret etmek” bölümlerinden oluşmaktadır.
{"title":"Doğadaki Son Çocuk Adlı Kitabın İncelenmesi","authors":"Recep Dündar, Mehmet Mustafa Kizik","doi":"10.58650/educatione.1276958","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1276958","url":null,"abstract":"Çevre eğitimi konusu son zamanlarda önemli bir konu haline gelmiştir. Çünkü iklim değişikliği, kıtlıklar, savaşlar ve göçler her geçen gün dünya düzenini bozmaktadır. Yaşanabilir bir gelecek için umutlar azalmaktadır. Bu nedenle çevre eğitimi konusunun önem kazanması ve eğitim sistemi içerisinde çocuklara aktarılmaya çalışılması önemlidir. Çünkü çocukluk çağında iyi bir çevre eğitimi almış bir çocuk, sürdürülebilir bir dünya inşa etmenin temelini oluşturabilir. Bu sebeple çevre eğitimi ile ilgili yazılan kitaplar önem arz etmektedir. Çünkü bu kitaplar eğitim ve öğretime destek veren yardımcı kaynaklardır. Richard Louv’un da yazmış olduğu “Doğadaki Son Çocuk” kitabı alanında önemli eserlerden biridir. Richard Louv, aile, doğa ve kent yaşamı ile ilgili 7 adet kitap yazmıştır. 1983’ten 2006 yılına kadar San Diego Union-Tribune dergisinde köşe yazarlığı yapmıştır. “Doğadaki Son Çocuk” adlı kitap ise toplamda 447 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın son sayfasında yazarın öz geçmişi yer almaktadır. Ana bölümlerin sonunda ise notlar ve önerilen okumalar bölümü yer almaktadır. Kitap TÜBİTAK tarafından basılmıştır. Kitap tercüme edilmiştir. Kitabı tercüme eden kişi ise Ceyhan Temürcü’dür. Kitap toplamda 7 baskı basmıştır. 7. baskısı Temmuz 2019 yılında basılmıştır. Bu çalışmada da 7. Baskısı değerlendirilmiştir. Kitap toplamda 7 ana bölüm, 23 alt başlıktan oluşmaktadır. Bu incelemede ise 7 ana bölümde geçenler özetlenmiştir. Kitabın 7 ana bölümü ise şöyledir; “1.çocuklar ile doğa arasındaki yeni ilişki”, “2.çocukların (ve biz büyüklerin) doğaya neden ihtiyacı vardır?”, “3.iyi niyetler: Ali ile Ayşe artık neden dışarıda oynamıyor?”, “4.doğa-çocuk birliğinin yeniden kurulması”, “5.balta girmemiş kara tahta”, “6.harikalar diyarı: dördüncü sınır boyunun açılması”, ve “7.hayret etmek” bölümlerinden oluşmaktadır.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125028992","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.58650/educatione.1243341
R. B. Kahyaoğlu, Filiz Özlü, Dilay AKTAŞ GÖNEN, Safiye Özlü, Mehmet Atik, Gürol Güven, Muhammet Ali Çi̇loğlu
Bu çalışma, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir ilköğretim kurumunun örgüt kültürünü tanılama ve bu kültürün oluşmasındaki nedenleri saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma; nitel bir çalışma olup, kurum personelleri ile yarı yapılandırılmış form aracılığıyla görüşme yapılmıştır. Araştırmada durum çalışması tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın aynı okulda görev yapan öğretmenler ve personel ile gerçekleştirilmesi sebebiyle araştırmada durum çalışması tekniği desenlerinden bütüncül tekli durum deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim-öğretim yılı, Antalya ili Kepez ilçesindeki Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bulunan bir ilköğretim okulunda görev yapmakta olan ve araştırmaya katılmaya gönüllü öğretmenler ve kurumun diğer destek personelleri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış, katılımcıların verdiği cevaplar ses kayıt cihazına kaydedilmiştir. Yapılan görüşmeler transkript işleminin ardından NVIVO 12 bilgisayar yazılımı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada katılımcı görüşleri ana tema ve alt temalar altında taslak temalar halinde kategorileştirilmiş ve uzman görüşü alınarak son şekli verilmiştir. Bu temalandırma sonucu oluşan alt temalar da tablolar şeklinde bulgular kısmında yer verilmiştir. Ayrıca bu temalar, katılımcılardan doğrudan alıntılarla desteklenerek araştırmanın inandırıcılığı yükseltilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen temel bulgu, okulun Klan (İşbirliği) Kültürüne daha yatkın olduğudur. Araştırma bulgularına göre katılımcılar, okulda İşbirliği kültürünün yaygın olmasının sebepleri olarak; okulun aile ortamını yansıttığı, idarecilerin ve zümrelerin genellikle birbirine yardımcı olmaya çalıştığı, okulda ekip çalışması ve uzlaşmanın hakim olduğu, bireyler arasında birbirine güven duygusunun bulunduğu, takım çalışmasına yer verildiğini ifade etmektedirler.
{"title":"A Case Study on Diagnosis of School Culture","authors":"R. B. Kahyaoğlu, Filiz Özlü, Dilay AKTAŞ GÖNEN, Safiye Özlü, Mehmet Atik, Gürol Güven, Muhammet Ali Çi̇loğlu","doi":"10.58650/educatione.1243341","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1243341","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir ilköğretim kurumunun örgüt kültürünü tanılama ve bu kültürün oluşmasındaki nedenleri saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma; nitel bir çalışma olup, kurum personelleri ile yarı yapılandırılmış form aracılığıyla görüşme yapılmıştır. Araştırmada durum çalışması tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın aynı okulda görev yapan öğretmenler ve personel ile gerçekleştirilmesi sebebiyle araştırmada durum çalışması tekniği desenlerinden bütüncül tekli durum deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim-öğretim yılı, Antalya ili Kepez ilçesindeki Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bulunan bir ilköğretim okulunda görev yapmakta olan ve araştırmaya katılmaya gönüllü öğretmenler ve kurumun diğer destek personelleri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış, katılımcıların verdiği cevaplar ses kayıt cihazına kaydedilmiştir. Yapılan görüşmeler transkript işleminin ardından NVIVO 12 bilgisayar yazılımı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada katılımcı görüşleri ana tema ve alt temalar altında taslak temalar halinde kategorileştirilmiş ve uzman görüşü alınarak son şekli verilmiştir. Bu temalandırma sonucu oluşan alt temalar da tablolar şeklinde bulgular kısmında yer verilmiştir. Ayrıca bu temalar, katılımcılardan doğrudan alıntılarla desteklenerek araştırmanın inandırıcılığı yükseltilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen temel bulgu, okulun Klan (İşbirliği) Kültürüne daha yatkın olduğudur. Araştırma bulgularına göre katılımcılar, okulda İşbirliği kültürünün yaygın olmasının sebepleri olarak; okulun aile ortamını yansıttığı, idarecilerin ve zümrelerin genellikle birbirine yardımcı olmaya çalıştığı, okulda ekip çalışması ve uzlaşmanın hakim olduğu, bireyler arasında birbirine güven duygusunun bulunduğu, takım çalışmasına yer verildiğini ifade etmektedirler.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127115140","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.58650/educatione.1277089
Seda Eskidemir Meral, Fatma TUTKUN YAŞAR, Leyla Şebnem GÜL YILDIRIMOĞLU
Çocukların doğayı nasıl gördüklerini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Antalya ilinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir anaokuluna devam eden 54-77 aylık 45 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla çocuklar tarafından çekilen doğa fotoğrafları ve yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Araştırmanın verileri içerik analizi ve doküman analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Çocukların fotoğraflarında en fazla canlı unsurlara yer vererek ağaç, çiçek ve yaprak fotoğrafı çektikleri görülmüştür. Çocukların en fazla ailesi istediği için /ailesi çektiği için ve güzel olduğu için fotoğrafı çekmeyi tercih ettiği bulunmuştur. Çocukların en fazla deniz/göl kenarında ve evlerinin önünde/bahçesinde fotoğraf çektikleri görülmüştür. Çalışma grubundaki çocukların doğa tanımlamaları; canlı unsurlara yer verilerek, olumlu benzetmelere yer verilerek, zarar vermeme ile ilişkilendirilerek, yaşam alanı/yer olarak yapılan tanımlamalar olmak üzere dört kategoride ele alınmıştır. Çocukların doğayı en fazla canlı unsurlara yer vererek hayvanlar, ağaçlar, yaşam/nefes/can ve çiçekler olarak tanımladıkları görülmüştür. Çalışma grubundaki çocukların doğada neler olduğuna yönelik görüşleri canlı unsurlar ve cansız unsurlar olmak üzere iki kategoride ele alınmıştır. Çocukların en fazla canlı unsurlar kategorisinde görüşleri olduğu görülmüştür. Çocukların doğada en fazla hayvanlar, ağaçlar ve çiçekler olduğunu ifade ettikleri bulunmuştur. Çalışma grubundaki çocuklar doğada en fazla; piknik yapabileceklerini, oyun/ oyuncak oynayabileceklerini, koşabileceklerini/yürüyebileceklerini/gezebileceklerini ve çiçek/ağaç dikebileceklerini/koklayabileceklerini/inceleyebileceklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca çocukların doğada ağaçlara/çiçeklere zarar veremeyeceklerini, ateş/mangal yakamayacaklarını, hayvanlara zarar veremeyeceklerini ifade ettikleri görülmüştür. Ailelerin çocuklarıyla doğada daha fazla zaman geçirmeleri, okul öncesi öğretmenlerinin çocuklarla beraber doğa gezileri yapması ve çocuklarla doğada oyunlar oynaması önerilmektedir.
{"title":"Çocukların Gözünden Doğa","authors":"Seda Eskidemir Meral, Fatma TUTKUN YAŞAR, Leyla Şebnem GÜL YILDIRIMOĞLU","doi":"10.58650/educatione.1277089","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1277089","url":null,"abstract":"Çocukların doğayı nasıl gördüklerini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Antalya ilinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir anaokuluna devam eden 54-77 aylık 45 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla çocuklar tarafından çekilen doğa fotoğrafları ve yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Araştırmanın verileri içerik analizi ve doküman analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Çocukların fotoğraflarında en fazla canlı unsurlara yer vererek ağaç, çiçek ve yaprak fotoğrafı çektikleri görülmüştür. Çocukların en fazla ailesi istediği için /ailesi çektiği için ve güzel olduğu için fotoğrafı çekmeyi tercih ettiği bulunmuştur. Çocukların en fazla deniz/göl kenarında ve evlerinin önünde/bahçesinde fotoğraf çektikleri görülmüştür. Çalışma grubundaki çocukların doğa tanımlamaları; canlı unsurlara yer verilerek, olumlu benzetmelere yer verilerek, zarar vermeme ile ilişkilendirilerek, yaşam alanı/yer olarak yapılan tanımlamalar olmak üzere dört kategoride ele alınmıştır. Çocukların doğayı en fazla canlı unsurlara yer vererek hayvanlar, ağaçlar, yaşam/nefes/can ve çiçekler olarak tanımladıkları görülmüştür. Çalışma grubundaki çocukların doğada neler olduğuna yönelik görüşleri canlı unsurlar ve cansız unsurlar olmak üzere iki kategoride ele alınmıştır. Çocukların en fazla canlı unsurlar kategorisinde görüşleri olduğu görülmüştür. Çocukların doğada en fazla hayvanlar, ağaçlar ve çiçekler olduğunu ifade ettikleri bulunmuştur. Çalışma grubundaki çocuklar doğada en fazla; piknik yapabileceklerini, oyun/ oyuncak oynayabileceklerini, koşabileceklerini/yürüyebileceklerini/gezebileceklerini ve çiçek/ağaç dikebileceklerini/koklayabileceklerini/inceleyebileceklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca çocukların doğada ağaçlara/çiçeklere zarar veremeyeceklerini, ateş/mangal yakamayacaklarını, hayvanlara zarar veremeyeceklerini ifade ettikleri görülmüştür. Ailelerin çocuklarıyla doğada daha fazla zaman geçirmeleri, okul öncesi öğretmenlerinin çocuklarla beraber doğa gezileri yapması ve çocuklarla doğada oyunlar oynaması önerilmektedir.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133923346","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-10DOI: 10.58650/educatione.1229973
Bu çalışma, beden eğitimi ve spor dersi öğretmenlerinin eğitim yöneticilerinden beklediği görev, sorumluluk ve nitelikleri belirleyebilmek amacıyla yapılmıştır. Nitel bir çalışma olup bütüncül çoklu durum derecesi kullanılmıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda katılımcılara 10 soru yöneltilmiş bu soruların ucu açık bırakılmıştır. Ses kaydı ile alınan cevapların içerik analizleri yapılarak katılımcıların verdiği cevaplar doğrultusunda ortak temalar belirlenmiştir. Bu çalışmanın evrenini 2022-2023 eğitim öğretim döneminde, Antalya ili Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda öğretmenlik yapan Beden Eğitimi ve Spor Dersi öğretmenleri oluşturmaktadır. Bu çalışmanın örneklemini Antalya ili Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapmakta olan 1 kadın, 9 erkek olmak üzere toplam 10 beden eğitimi ve spor dersi öğretmeni oluşturmaktadır. Nitel araştırma yönteminde kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda, öğretmenlerin demografik durumunu ortaya koymak için sorular sorulmuştur. Bu çalışma sonucunda verilerin doğru bir şekilde yorumlanması amacıyla öğretmenlerimizin vermiş olduğu cevaplar tablolar şeklinde gruplandırılarak alt temalar oluşturulmuştur.
{"title":"Views of Physical Education Teachers' Educational Administration","authors":"","doi":"10.58650/educatione.1229973","DOIUrl":"https://doi.org/10.58650/educatione.1229973","url":null,"abstract":"Bu çalışma, beden eğitimi ve spor dersi öğretmenlerinin eğitim yöneticilerinden beklediği görev, sorumluluk ve nitelikleri belirleyebilmek amacıyla yapılmıştır. Nitel bir çalışma olup bütüncül çoklu durum derecesi kullanılmıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda katılımcılara 10 soru yöneltilmiş bu soruların ucu açık bırakılmıştır. Ses kaydı ile alınan cevapların içerik analizleri yapılarak katılımcıların verdiği cevaplar doğrultusunda ortak temalar belirlenmiştir. Bu çalışmanın evrenini 2022-2023 eğitim öğretim döneminde, Antalya ili Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda öğretmenlik yapan Beden Eğitimi ve Spor Dersi öğretmenleri oluşturmaktadır. Bu çalışmanın örneklemini Antalya ili Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapmakta olan 1 kadın, 9 erkek olmak üzere toplam 10 beden eğitimi ve spor dersi öğretmeni oluşturmaktadır. Nitel araştırma yönteminde kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda, öğretmenlerin demografik durumunu ortaya koymak için sorular sorulmuştur. Bu çalışma sonucunda verilerin doğru bir şekilde yorumlanması amacıyla öğretmenlerimizin vermiş olduğu cevaplar tablolar şeklinde gruplandırılarak alt temalar oluşturulmuştur.","PeriodicalId":389188,"journal":{"name":"EDUCATIONE","volume":"79 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125531080","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}