Bu araştırmada bir havayolu işletmesinde çalışan personelin Covid-19 salgınına yönelik görüşleri incelenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış ve derinlemesine mülakat teknikleri birlikte kullanılarak katılımcılardan veri elde edilmiş, bu veriler betimsel analiz ile değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma neticelerine göre Covid-19 salgınının havayolu işletmelerinde sunulan hizmetleri olumsuz etkilediği görüşü ön plana çıkmaktadır. Salgın sonrası havayolu işletmelerinin hijyen sağlamak ve teması azaltmaya yönelik uygulamaları kalıcı hale getirmesi gibi öngörüler katılımcıların görüşleri arasındadır. Katılımcıların diğer görüşleri arasında, salgın sonrası uçuş esnasında sunulan yiyecek-içecek gibi konfora yönelik hizmetlerin sadeleştirilmesi konularına ağırlık verilmesi gerektiği yer almakta olup, Covid-19 salgının zararlarının yanı sıra, havayolu işletmelerinin bu süreçte hizmet sunumlarında hijyenin arttırılması ve kıt olan kaynakları daha verimli kullanması gerektiği anlayışının benimsenmesi gibi faydalar sağladığı da araştırmadan elde edilen bir başka sonuçtur.
{"title":"Havayolu Çalışanlarının COVID-19 Salgını Sürecindeki Uygulamaların Hizmet Sunumlarına Yansımaları Hakkındaki Görüşleri","authors":"Tuba Balci, A. Akpınar","doi":"10.59041/eyor.1478087","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1478087","url":null,"abstract":"Bu araştırmada bir havayolu işletmesinde çalışan personelin Covid-19 salgınına yönelik görüşleri incelenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış ve derinlemesine mülakat teknikleri birlikte kullanılarak katılımcılardan veri elde edilmiş, bu veriler betimsel analiz ile değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma neticelerine göre Covid-19 salgınının havayolu işletmelerinde sunulan hizmetleri olumsuz etkilediği görüşü ön plana çıkmaktadır. Salgın sonrası havayolu işletmelerinin hijyen sağlamak ve teması azaltmaya yönelik uygulamaları kalıcı hale getirmesi gibi öngörüler katılımcıların görüşleri arasındadır. Katılımcıların diğer görüşleri arasında, salgın sonrası uçuş esnasında sunulan yiyecek-içecek gibi konfora yönelik hizmetlerin sadeleştirilmesi konularına ağırlık verilmesi gerektiği yer almakta olup, Covid-19 salgının zararlarının yanı sıra, havayolu işletmelerinin bu süreçte hizmet sunumlarında hijyenin arttırılması ve kıt olan kaynakları daha verimli kullanması gerektiği anlayışının benimsenmesi gibi faydalar sağladığı da araştırmadan elde edilen bir başka sonuçtur.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"10 17","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141835764","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu aştırmanın amacı, sınıf öğretmeni olarak görev yaparken herhangi bir şart aranmaksızın tanınan alan değişikliği hakkından yararlanarak zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yapan öğretmenlerin mevcut durumlarına yönelik görüşlerinin belirlenmesidir. Temel nitel araştırma deseninde ele alınan araştırmanın çalışma grubunda sınıf öğretmenliği branşından” zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yapan 13 öğretmen yer almaktadır. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik ve ölçüt örnekleme yöntemlerinden faydalanılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı-yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde ise içerik analizine başvurulmuştur. Araştırma sonucunda sınıf öğretmelerinin zorunluluktan ötürü zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yaptığı tespit edilmiştir. Ancak bu zorunlu geçişe karşın öğretmenler durumlarından da hoşnutturlar. Her ne kadar öğretmenler zorunluluktan dolayı özel eğitim öğretmenliğine geçiş yapsalar da ilerleyen süreçte özel eğitim alanına ve özel eğitim öğrencilerine bakışları değişmiştir. Öğretmenler sınıf öğretmenliğine branşına tekrar dönme düşüncesinde değildir. Aksine bu geçişin kendilerini mesleki yönden geliştirdiğini ifade etmişlerdir. Bununla birlikte öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçiş yapan öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yeteri kadar destek sağlamadığını vurgulamışlardır. Öğretmenler özel eğitim alanındaki teorik ve uygulamaya dönük eksikliklerini daha çok bireysel araştırma ve faaliyetlerle kapatmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir. Araştırma sonucunda özellikle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde planlanan ve gerçekleştirilen hizmet içi eğitim çalışmalarının, alan değişikliği gibi önemli durumlarda daha sıklıkla ve nitelikli bir şekilde düzenlenmesi ve takip edilmesi önerilmektedir.
{"title":"Sınıf Öğretmenliğinden Zihin Engelliler Öğretmenliği Alanına Geçiş Yapan Öğretmenlere Yönelik Bir Çalışma","authors":"Lale Serein, Hüseyin Yolcu","doi":"10.59041/eyor.1421497","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1421497","url":null,"abstract":"Bu aştırmanın amacı, sınıf öğretmeni olarak görev yaparken herhangi bir şart aranmaksızın tanınan alan değişikliği hakkından yararlanarak zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yapan öğretmenlerin mevcut durumlarına yönelik görüşlerinin belirlenmesidir. Temel nitel araştırma deseninde ele alınan araştırmanın çalışma grubunda sınıf öğretmenliği branşından” zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yapan 13 öğretmen yer almaktadır. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik ve ölçüt örnekleme yöntemlerinden faydalanılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı-yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde ise içerik analizine başvurulmuştur. Araştırma sonucunda sınıf öğretmelerinin zorunluluktan ötürü zihin engelliler öğretmenliğine geçiş yaptığı tespit edilmiştir. Ancak bu zorunlu geçişe karşın öğretmenler durumlarından da hoşnutturlar. Her ne kadar öğretmenler zorunluluktan dolayı özel eğitim öğretmenliğine geçiş yapsalar da ilerleyen süreçte özel eğitim alanına ve özel eğitim öğrencilerine bakışları değişmiştir. Öğretmenler sınıf öğretmenliğine branşına tekrar dönme düşüncesinde değildir. Aksine bu geçişin kendilerini mesleki yönden geliştirdiğini ifade etmişlerdir. Bununla birlikte öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçiş yapan öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yeteri kadar destek sağlamadığını vurgulamışlardır. Öğretmenler özel eğitim alanındaki teorik ve uygulamaya dönük eksikliklerini daha çok bireysel araştırma ve faaliyetlerle kapatmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir. Araştırma sonucunda özellikle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde planlanan ve gerçekleştirilen hizmet içi eğitim çalışmalarının, alan değişikliği gibi önemli durumlarda daha sıklıkla ve nitelikli bir şekilde düzenlenmesi ve takip edilmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"14 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141853023","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Eğitim örgütü olan okulların etkililiği ve verimliliği dikkat çekilmesi gereken önemli bir konudur. Öğretmenlerin görev yaptıkları kurumda gönüllü çalışmalar yapması, moral ve motivasyonlarının yüksek olması ve örgütsel vatandaşlık davranışları sergilemeleri ile mümkündür. Okul yöneticilerinin geleneksel yönetim anlayışı dışında öğretmenlerin motivasyonunu arttıracak liderlik özellikleri sergilemeleri de bu hususta önem arz etmektedir. Bu araştırmada hizmetkâr okul liderliği ile öğretmenlerin örgütsel vatandaşlıkları arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek amaçlanmaktadır. Araştırmada nicel yöntemlerden ilişkisel tarama modeli benimsenmiştir. Araştırmanın çalışma evreni 2022 2023 Eğitim Öğretim Yılında Sakarya ili Hendek ilçesi devlet okullarında görev yapan 959 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise çalışma evrenini oluşturan öğretmenler arasından uygun örnekleme ile belirlenen 222 öğretmenden oluşmaktadır. Veriler normal dağılım gösterdiği için verilerin analizinde SPSS programı parametrik analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre hizmetkâr okul liderliği öğretmenlerin örgütsel vatandaşlıklarının anlamlı bir yordayıcısıdır.
{"title":"Öğretmen Görüşlerine Göre Hizmetkâr Okul Liderliği ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi","authors":"Şefik Mert, Gözde Sezen-gültekin","doi":"10.59041/eyor.1402617","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1402617","url":null,"abstract":"Eğitim örgütü olan okulların etkililiği ve verimliliği dikkat çekilmesi gereken önemli bir konudur. Öğretmenlerin görev yaptıkları kurumda gönüllü çalışmalar yapması, moral ve motivasyonlarının yüksek olması ve örgütsel vatandaşlık davranışları sergilemeleri ile mümkündür. Okul yöneticilerinin geleneksel yönetim anlayışı dışında öğretmenlerin motivasyonunu arttıracak liderlik özellikleri sergilemeleri de bu hususta önem arz etmektedir. Bu araştırmada hizmetkâr okul liderliği ile öğretmenlerin örgütsel vatandaşlıkları arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek amaçlanmaktadır. Araştırmada nicel yöntemlerden ilişkisel tarama modeli benimsenmiştir. Araştırmanın çalışma evreni 2022 2023 Eğitim Öğretim Yılında Sakarya ili Hendek ilçesi devlet okullarında görev yapan 959 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise çalışma evrenini oluşturan öğretmenler arasından uygun örnekleme ile belirlenen 222 öğretmenden oluşmaktadır. Veriler normal dağılım gösterdiği için verilerin analizinde SPSS programı parametrik analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre hizmetkâr okul liderliği öğretmenlerin örgütsel vatandaşlıklarının anlamlı bir yordayıcısıdır.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"169 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140746616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Human beings are an important element of cultural heritage. Because human beings have both contributed to the development of art and architecture with the architectural structures they have built and reflected their aesthetic understanding on their own architectural structures. After the Turks accepted Islam, they built many architectural works in Anatolia, the Balkans and the Middle East and contributed to the development of art and construction activities in these regions. In the light of this rich cultural background, this study aims to reveal the impressions and reflections in the social studies textbooks taught in schools. In this study, document analysis, one of the qualitative research methods, was used. The data of the study consisted of 4th, 5th, 6th and 7th grade social studies textbooks taught in Secondary and Imam Hatip Secondary Schools affiliated to the Ministry of National Education in the 2022-2023 academic year. Descriptive analysis technique was used to analyze the research data. According to the results of this study, it is seen that the subjects belonging to Turkish Islamic architecture are included at least in the 4th grade social studies textbook and mostly in the 6th and 7th grades. It was determined that the most common type of architectural structure was historical houses. Then, it was determined that the names of architectural types such as historical fountains, historical mosques, tombs, palaces and hospitals were mentioned. As can be understood from these results, the fact that examples of Turkish Islamic architecture are presented in social studies textbooks and introductory information is evidence that the understanding of Turkish Islamic art is not ignored. In addition, textbooks can be enriched with activities to develop children's cultural awareness of Turkish Islamic architecture.
{"title":"Our Cultural Heritage from Past to Present: Investigating Cultural Elements of Turkish Islamic Architecture in Social Studies Course","authors":"Ali Yalçin","doi":"10.59041/eyor.1376039","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1376039","url":null,"abstract":"Human beings are an important element of cultural heritage. Because human beings have both contributed to the development of art and architecture with the architectural structures they have built and reflected their aesthetic understanding on their own architectural structures. After the Turks accepted Islam, they built many architectural works in Anatolia, the Balkans and the Middle East and contributed to the development of art and construction activities in these regions. In the light of this rich cultural background, this study aims to reveal the impressions and reflections in the social studies textbooks taught in schools. In this study, document analysis, one of the qualitative research methods, was used. The data of the study consisted of 4th, 5th, 6th and 7th grade social studies textbooks taught in Secondary and Imam Hatip Secondary Schools affiliated to the Ministry of National Education in the 2022-2023 academic year. Descriptive analysis technique was used to analyze the research data. According to the results of this study, it is seen that the subjects belonging to Turkish Islamic architecture are included at least in the 4th grade social studies textbook and mostly in the 6th and 7th grades. It was determined that the most common type of architectural structure was historical houses. Then, it was determined that the names of architectural types such as historical fountains, historical mosques, tombs, palaces and hospitals were mentioned. As can be understood from these results, the fact that examples of Turkish Islamic architecture are presented in social studies textbooks and introductory information is evidence that the understanding of Turkish Islamic art is not ignored. In addition, textbooks can be enriched with activities to develop children's cultural awareness of Turkish Islamic architecture.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"6 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139158449","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma COVID-19 salgını sürecinde hijyen malzemesi üreten meslek liselerinde görev yapan okul müdürü ve öğretmenlerinin üretim sürecine yönelik görüşlerini ortaya çıkartmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla şu sorulara cevap aranmıştır: Hijyen malzemesi üretiminde görev alan okul müdürü ve öğretmenlere göre (1) Hijyen malzemesi üretiminin hazırlık süreci nasıl yaşanmıştır?; (2) Hijyen malzemesi üretim süreci nasıl yaşanmıştır?; (3) Üretilen hijyen malzemesinin dağıtımı nasıl gerçekleşmiştir?; (4) Hijyen malzemesi üretimi ve dağıtım sürecinde yaşanan zorluklar ve kazanımlar neler olmuştur? Araştırma nitel araştırma deseninde gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunu, ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilen dört okul müdür ve dört öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma için gereken veri, araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile yüz yüze görüşmelerle elde edilmiştir. Elde edilen veri içerik analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucuna göre, katılımcıların çoğuna görev verildiği için üretime başlamıştır. Katılımcılar hijyen malzemesi üretimine hazırlık, üretim ve dağıtım süreçlerinde çeşitli zorluklar yaşamıştır. Katılımcılar ayrıca deneyim de kazanmıştır. Bu çalışmanın, mesleki teknik Anadolu liselerinin kriz dönemlerinde üretim potansiyelini sergileyebileceğini göstertmesi bakımından önemlidir.
{"title":"Covid-19 Salgını Döneminde Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin Hijyen Malzemesi Üretimi ve Dağıtımı: Zorluklar ve Kazanımlar","authors":"Asiye Toker Gökçe, Hamza Sönmez","doi":"10.59041/eyor.1379463","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1379463","url":null,"abstract":"Bu araştırma COVID-19 salgını sürecinde hijyen malzemesi üreten meslek liselerinde görev yapan okul müdürü ve öğretmenlerinin üretim sürecine yönelik görüşlerini ortaya çıkartmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla şu sorulara cevap aranmıştır: Hijyen malzemesi üretiminde görev alan okul müdürü ve öğretmenlere göre (1) Hijyen malzemesi üretiminin hazırlık süreci nasıl yaşanmıştır?; (2) Hijyen malzemesi üretim süreci nasıl yaşanmıştır?; (3) Üretilen hijyen malzemesinin dağıtımı nasıl gerçekleşmiştir?; (4) Hijyen malzemesi üretimi ve dağıtım sürecinde yaşanan zorluklar ve kazanımlar neler olmuştur? Araştırma nitel araştırma deseninde gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunu, ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilen dört okul müdür ve dört öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma için gereken veri, araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile yüz yüze görüşmelerle elde edilmiştir. Elde edilen veri içerik analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucuna göre, katılımcıların çoğuna görev verildiği için üretime başlamıştır. Katılımcılar hijyen malzemesi üretimine hazırlık, üretim ve dağıtım süreçlerinde çeşitli zorluklar yaşamıştır. Katılımcılar ayrıca deneyim de kazanmıştır. Bu çalışmanın, mesleki teknik Anadolu liselerinin kriz dönemlerinde üretim potansiyelini sergileyebileceğini göstertmesi bakımından önemlidir.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"14 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139157375","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This systematic review examines contemporary research investigating the intersection of literature on school leadership that has been well explored. It delves into school leadership in Zambia, seeking to provide a comprehensive and insightful analysis of the country's current state of educational leadership practices. With a focus on understanding key trends, challenges, and opportunities, the review aims to synthesize existing research and literature on school leadership in Zambia. In conformity with the guidelines outlined in the Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-Analyses (PRISMA) Statement, a comprehensive search of the literature was done using iterative selection procedures. This process resulted in the identification of 44 empirical items that satisfied the predetermined criteria for inclusion in this comprehensive analysis.The selection process was based on considerations of relevance and quality, as determined through the weight of evidence evaluations.The research results show school leaders in Zambia encounter various obstacles, including limited resources, inadequate professional development opportunities, and bureaucratic constraints. Additionally, the findings reveals that school leadership in Zambia encompasses diverse leadership styles, each with its implications for educational outcomes.The paper posits that it is imperative to invest in comprehensive and continuous professional development, policy makers can foster a culture of continuous improvement among school leaders.
{"title":"School Leadership in Zambia: A Systematic Literature Review","authors":"Gift Muyunda","doi":"10.59041/eyor.1340690","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1340690","url":null,"abstract":"This systematic review examines contemporary research investigating the intersection of literature on school leadership that has been well explored. It delves into school leadership in Zambia, seeking to provide a comprehensive and insightful analysis of the country's current state of educational leadership practices. With a focus on understanding key trends, challenges, and opportunities, the review aims to synthesize existing research and literature on school leadership in Zambia. In conformity with the guidelines outlined in the Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-Analyses (PRISMA) Statement, a comprehensive search of the literature was done using iterative selection procedures. This process resulted in the identification of 44 empirical items that satisfied the predetermined criteria for inclusion in this comprehensive analysis.The selection process was based on considerations of relevance and quality, as determined through the weight of evidence evaluations.The research results show school leaders in Zambia encounter various obstacles, including limited resources, inadequate professional development opportunities, and bureaucratic constraints. Additionally, the findings reveals that school leadership in Zambia encompasses diverse leadership styles, each with its implications for educational outcomes.The paper posits that it is imperative to invest in comprehensive and continuous professional development, policy makers can foster a culture of continuous improvement among school leaders.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"15 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139158753","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma sosyal medya ve bilgisayar oyunları kullanımı ile meslek lisesi öğrencilerinin şiddet eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında ayrıca öğrencilerin cinsiyetleri, okudukları bölümleri, sınıf düzeyleri ve aile içi şiddete maruz kalma durumları değişkenlerinin şiddet eğilimleriyle ilişkisi de ele alınmıştır. Araştırmanın örneklemini 2022-2023 eğitim öğretim yılında ………’de bir meslek lisesinde öğrenimine devam eden 9, 10 ve 11. sınıf olmak üzere toplam 181 öğrenci oluşturmaktadır. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada veri toplama araçları olarak Haskan ve Yıldırım (2012) tarafından geliştirilen “Şiddet Eğilimi Ölçeği” ile katılımcıların demografik özellikleri, bilgisayar ve sosyal medya kullanımları hakkında bilgi almak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Araştırmada iki bağımsız grup arasındaki fark için Bağımsız Örneklem t Testi, ikiden fazla bağımsız grup karşılaştırılmasında ise Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmış ve fark bulunduğu durumda fark yaratan grubu bulmak için Bonferroni kullanılmıştır. Analiz sonucunda öğrencilerin aile içinde şiddet varlığı durumlarına, sosyal medyada geçirdikleri sürelere, bilgisayar oyunu oynama durumlarına, bilgisayar oyunlarında geçirdikleri süre ve oynadıkları oyun türlerine göre Şiddet Eğilimi Ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görülmüştür.
{"title":"The Relationship Between Social Media and Computer Games and Violence Tendency in Vocational High School Students","authors":"Gülşah Tura, Rümeysa Berna İlhan","doi":"10.59041/eyor.1368719","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1368719","url":null,"abstract":"Bu araştırma sosyal medya ve bilgisayar oyunları kullanımı ile meslek lisesi öğrencilerinin şiddet eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında ayrıca öğrencilerin cinsiyetleri, okudukları bölümleri, sınıf düzeyleri ve aile içi şiddete maruz kalma durumları değişkenlerinin şiddet eğilimleriyle ilişkisi de ele alınmıştır. Araştırmanın örneklemini 2022-2023 eğitim öğretim yılında ………’de bir meslek lisesinde öğrenimine devam eden 9, 10 ve 11. sınıf olmak üzere toplam 181 öğrenci oluşturmaktadır. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada veri toplama araçları olarak Haskan ve Yıldırım (2012) tarafından geliştirilen “Şiddet Eğilimi Ölçeği” ile katılımcıların demografik özellikleri, bilgisayar ve sosyal medya kullanımları hakkında bilgi almak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Araştırmada iki bağımsız grup arasındaki fark için Bağımsız Örneklem t Testi, ikiden fazla bağımsız grup karşılaştırılmasında ise Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmış ve fark bulunduğu durumda fark yaratan grubu bulmak için Bonferroni kullanılmıştır. Analiz sonucunda öğrencilerin aile içinde şiddet varlığı durumlarına, sosyal medyada geçirdikleri sürelere, bilgisayar oyunu oynama durumlarına, bilgisayar oyunlarında geçirdikleri süre ve oynadıkları oyun türlerine göre Şiddet Eğilimi Ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"25 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138983702","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Education accreditation is the formal evaluation process conducted by specialized institutes or agencies to assess educational programs for compliance with established quality standards. Accreditation publicly recognizes programs that meet these standards. Beyond this recognition, accreditation also engenders increased public confidence, fostering mutual acceptance of academic credentials and encouraging active participation by academic staff. The present study is dedicated to evaluating the quality assurance (QA) accreditation in higher education, with particular emphasis on Third-World and unstable nations. The study draws insights from the experience of the University of Sabratha, Faculty of Engineering, which serves as a compelling case study. To gain a comprehensive understanding of the status quo, the perspectives of faculty staff using a SWOT analysis were solicited. This approach allows us to identify the most significant opportunities and threats inherent in the current scenario. The findings underscore the importance of quality assurance accreditation not only for enhancing academic profiles but also for improving all facets of higher education systems. Furthermore, it serves as a mechanism to address inconsistencies in regulations within the Ministry of Higher Education and tackle managerial and financial challenges prevalent in university administrations. In sum, QA accreditation emerges as a preferred avenue for organizational enhancement and overall development within the higher education sector.
{"title":"Examining perceptions of academic and support staff on quality assurance accreditation in higher education in developing nations","authors":"Ismael A. S. Ehtiwesh, Omaima Maousa","doi":"10.59041/eyor.1338088","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1338088","url":null,"abstract":"Education accreditation is the formal evaluation process conducted by specialized institutes or agencies to assess educational programs for compliance with established quality standards. Accreditation publicly recognizes programs that meet these standards. Beyond this recognition, accreditation also engenders increased public confidence, fostering mutual acceptance of academic credentials and encouraging active participation by academic staff. The present study is dedicated to evaluating the quality assurance (QA) accreditation in higher education, with particular emphasis on Third-World and unstable nations. The study draws insights from the experience of the University of Sabratha, Faculty of Engineering, which serves as a compelling case study. To gain a comprehensive understanding of the status quo, the perspectives of faculty staff using a SWOT analysis were solicited. This approach allows us to identify the most significant opportunities and threats inherent in the current scenario. The findings underscore the importance of quality assurance accreditation not only for enhancing academic profiles but also for improving all facets of higher education systems. Furthermore, it serves as a mechanism to address inconsistencies in regulations within the Ministry of Higher Education and tackle managerial and financial challenges prevalent in university administrations. In sum, QA accreditation emerges as a preferred avenue for organizational enhancement and overall development within the higher education sector.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"17 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139313870","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
u çalışmanın genel amacı özel eğitim öğretmenlerinin bireyselleştirilmiş eğitim programları ve 2022 yılında yayımlanan BEP kılavuzuna yönelik görüşlerinin incelenmesidir. Bu çalışma 2022-2023 eğitim öğretim yılı içerisinde Aydın’ın Didim ilçesinde görev yapan özel eğitim öğretmenleri ile yürütülmüştür. Nitel araştırma yöntemine dayalı bir durum çalışması olan araştırmaya altı özel eğitim öğretmeni gönüllü olarak katılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile aracılığıyla toplanmıştır. Görüşmeler sonunda elde edilen verilerin anaizinde betimsel analize başvurulmuştur.. Çalışmada katılımcıözel eğitim öğretmenlerinin 2022 yılında yayımlanan BEP kılavuzunu inceleme durumları tespit edildikten sonra bu kılavuz ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir. BEP kılavuzunda yer almasını ya da yer almamasını istedikleri unsurlar var mı varsa nelerdir gibi sorulara yanıt aranmıştır. Ayrıca BEP hazırlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarında karşılaştıkları sorunların ne olduğu bu sorunların çözümüne yönelik önerilerine yönelik yanıtlar aranmıştır. Kılavuz 2022 yılında yayımlandığı için bu çalışma Alanyazında ilk olma bakımından oldukça önem taşımaktadır. Sahada görev yapan öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıların tespiti, tanımlanması, çözümlenmesi açısından etkileyici unsurların yer aldığı bu çalışmanın sonuçları özel eğitim programlarının hazırlanırken öğretmen görüşlerine yer verilmesinin ne kadar önemli olduğuna bir kez daha vurgu yapmıştır.
{"title":"SPECIAL EDUCATION TEACHERS' OPINIONS ON INDIVIDUALLY DIFFERENTIATED CURRICULUM AND TEACHER GUIDE","authors":"Duygu Kurşun, Kerim Gündoğdu","doi":"10.59041/eyor.1319043","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1319043","url":null,"abstract":"u çalışmanın genel amacı özel eğitim öğretmenlerinin bireyselleştirilmiş eğitim programları ve 2022 yılında yayımlanan BEP kılavuzuna yönelik görüşlerinin incelenmesidir. Bu çalışma 2022-2023 eğitim öğretim yılı içerisinde Aydın’ın Didim ilçesinde görev yapan özel eğitim öğretmenleri ile yürütülmüştür. Nitel araştırma yöntemine dayalı bir durum çalışması olan araştırmaya altı özel eğitim öğretmeni gönüllü olarak katılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile aracılığıyla toplanmıştır. Görüşmeler sonunda elde edilen verilerin anaizinde betimsel analize başvurulmuştur.. Çalışmada katılımcıözel eğitim öğretmenlerinin 2022 yılında yayımlanan BEP kılavuzunu inceleme durumları tespit edildikten sonra bu kılavuz ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir. BEP kılavuzunda yer almasını ya da yer almamasını istedikleri unsurlar var mı varsa nelerdir gibi sorulara yanıt aranmıştır. Ayrıca BEP hazırlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarında karşılaştıkları sorunların ne olduğu bu sorunların çözümüne yönelik önerilerine yönelik yanıtlar aranmıştır. Kılavuz 2022 yılında yayımlandığı için bu çalışma Alanyazında ilk olma bakımından oldukça önem taşımaktadır. Sahada görev yapan öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıların tespiti, tanımlanması, çözümlenmesi açısından etkileyici unsurların yer aldığı bu çalışmanın sonuçları özel eğitim programlarının hazırlanırken öğretmen görüşlerine yer verilmesinin ne kadar önemli olduğuna bir kez daha vurgu yapmıştır.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"116 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131602520","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmayla sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının ruhsal ve duygusal zekâları ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemek ve ayrıca ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerini çeşitli değişkenlere göre incelemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda nicel araştırma yöntemlerinden biri olan genel tarama deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2022-2023 akademik yılı güz döneminde Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde öğrenim gören 169 sosyal bilgiler öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın sonucunda sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının akademik başarının iyi, ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerinin ise yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların akademik başarıları ile ruhsal ve duygusal zekâ düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir farka sahip olduğu; duygusal zekâ düzeylerinin sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark gösterdiği ancak ruhsal zekâ düzeylerinin sınıf değişenine göre anlamlı bir farka sahip olmadığı belirlenmiştir. Bunların yanı sıra katılımcıların ruhsal ve duygusal zekâlarının yaş, sosyoekonomik durum, ebeveyn eğitim düzeyi, internette geçirdikleri süre, TV izleme süresi ve doğup büyüdükleri yerleşim yeri değişkenlerine göre anlamlı bir fark göstermediği sonuçlarına ulaşılmıştır.
{"title":"Sosyal Bilgiler Öğretmeni Adaylarının Ruhsal ve Duygusal Zekâlarının İncelenmesi","authors":"Yılmaz Demi̇r","doi":"10.59041/eyor.1289120","DOIUrl":"https://doi.org/10.59041/eyor.1289120","url":null,"abstract":"Bu çalışmayla sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının ruhsal ve duygusal zekâları ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemek ve ayrıca ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerini çeşitli değişkenlere göre incelemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda nicel araştırma yöntemlerinden biri olan genel tarama deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2022-2023 akademik yılı güz döneminde Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde öğrenim gören 169 sosyal bilgiler öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın sonucunda sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının akademik başarının iyi, ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerinin ise yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların akademik başarıları ile ruhsal ve duygusal zekâ düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların ruhsal ve duygusal zekâ düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir farka sahip olduğu; duygusal zekâ düzeylerinin sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark gösterdiği ancak ruhsal zekâ düzeylerinin sınıf değişenine göre anlamlı bir farka sahip olmadığı belirlenmiştir. Bunların yanı sıra katılımcıların ruhsal ve duygusal zekâlarının yaş, sosyoekonomik durum, ebeveyn eğitim düzeyi, internette geçirdikleri süre, TV izleme süresi ve doğup büyüdükleri yerleşim yeri değişkenlerine göre anlamlı bir fark göstermediği sonuçlarına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":429165,"journal":{"name":"Education & Youth Research","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114173644","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}