İstatistiksel değerlendirme, deneysel araştırmalar önde gelmek üzere, gözlem ve ölçüm ile elde edilen nicel ve nitel verilere dayalı tüm araştırmaların merkezinde yer alan ve evrensel kabullere yaslanan kuramlarla pekiştirilmiş matematiksel formülasyon eşliğinde gerçekleştirilen muhtevalı bir inceleme faaliyeti olup bütün disiplinlerle bütünleşik halde, bir problemin açıklığa kavuşturulmasına dayanak teşkil eden yöntemler vasıtasıyla, karşılaştırılabilir sonuçlara ulaşmak için yürütülen bir süreçtir. Bu perspektifte, bilimsel çalışmalarda istatistiksel düşüncenin önemine temellenmiş bu çalışma, deneysel araştırma sonuçlarının istatistiki bakış açısıyla değerlendirilerek çıkarımlar yapılmasını örneklendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada, ahşap koruma (emprenye) alanında yapılması öngörülen bir deneysel uygulama öncesinde, numune hazırlama ve metodik düzenlemelere ilişkin olarak mevzubahis olan bazı konular, örnek bir problem dahilinde “numune boyutlarının normalliğinin belirlenmesi, yüzey örtme uygulamasına yönelik hipotezlerin test edilmesi, koruyucu emprenye maddesi çözelti konsantrasyonlarının varyans çözümlemesinin yapılması, sıvı ve kuru haldeki koruyucu madde absorpsiyonlarının regresyon denkleminin oluşturularak korelasyon katsayısının tespit edilmesi” temaları dahilinde, elle yapılan hesaplamalarla sıralı bir süreç olarak istatistiksel bakımdan incelenerek ortaya koyulmuş ve neden-sonuç ilişkisi zemininde kapsamlıca değerlendirilerek açıklanmıştır.
{"title":"Deneysel Ahşap Koruma Uygulamasında Numune Hazırlama İşlemleri ve Metodik Düzenlemelerin İstatistiki Yönden Değerlendirilmesi","authors":"İlker Usta","doi":"10.18586/msufbd.1158478","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1158478","url":null,"abstract":"İstatistiksel değerlendirme, deneysel araştırmalar önde gelmek üzere, gözlem ve ölçüm ile elde edilen nicel ve nitel verilere dayalı tüm araştırmaların merkezinde yer alan ve evrensel kabullere yaslanan kuramlarla pekiştirilmiş matematiksel formülasyon eşliğinde gerçekleştirilen muhtevalı bir inceleme faaliyeti olup bütün disiplinlerle bütünleşik halde, bir problemin açıklığa kavuşturulmasına dayanak teşkil eden yöntemler vasıtasıyla, karşılaştırılabilir sonuçlara ulaşmak için yürütülen bir süreçtir. Bu perspektifte, bilimsel çalışmalarda istatistiksel düşüncenin önemine temellenmiş bu çalışma, deneysel araştırma sonuçlarının istatistiki bakış açısıyla değerlendirilerek çıkarımlar yapılmasını örneklendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada, ahşap koruma (emprenye) alanında yapılması öngörülen bir deneysel uygulama öncesinde, numune hazırlama ve metodik düzenlemelere ilişkin olarak mevzubahis olan bazı konular, örnek bir problem dahilinde “numune boyutlarının normalliğinin belirlenmesi, yüzey örtme uygulamasına yönelik hipotezlerin test edilmesi, koruyucu emprenye maddesi çözelti konsantrasyonlarının varyans çözümlemesinin yapılması, sıvı ve kuru haldeki koruyucu madde absorpsiyonlarının regresyon denkleminin oluşturularak korelasyon katsayısının tespit edilmesi” temaları dahilinde, elle yapılan hesaplamalarla sıralı bir süreç olarak istatistiksel bakımdan incelenerek ortaya koyulmuş ve neden-sonuç ilişkisi zemininde kapsamlıca değerlendirilerek açıklanmıştır.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130380394","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In today’s world, logistics problems are crucial for the supply chain management. The vehicle routing problems are one of the most studied combinatorial optimization problems in the logistics literature. In real life applications, all of the parameters of the problem may not be known. In this paper, we considered the capacitated vehicle routing problem with stochastic demands. Uniform and normal distributions were analyzed on customer demands to observe the stochastic nature of the problem. These methods were compared by using GAMS with different test problems which were taken from the literature. The clustering analysis including the K-means algorithm also applied on large-sized test problems. All of the obtained results were presented in detail.
{"title":"A Clustering Algorithm For The Capacitated Vehicle Routing Problems With Stochastic Demands","authors":"Melis Alpaslan Takan, Çerkez Ağayeva","doi":"10.18586/msufbd.1218311","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1218311","url":null,"abstract":"In today’s world, logistics problems are crucial for the supply chain management. The vehicle routing problems are one of the most studied combinatorial optimization problems in the logistics literature. In real life applications, all of the parameters of the problem may not be known. In this paper, we considered the capacitated vehicle routing problem with stochastic demands. Uniform and normal distributions were analyzed on customer demands to observe the stochastic nature of the problem. These methods were compared by using GAMS with different test problems which were taken from the literature. The clustering analysis including the K-means algorithm also applied on large-sized test problems. All of the obtained results were presented in detail.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"251 ","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133878060","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma da, cebirin temel konularından biri olan halka yapısının özel bir hali olan modül kavramı ele alınarak tanımlanan modüllerin projektif boyutları yapısı kullanılarak, yeni bir çalışma alanı olan nötrosofik küme kavramı üzerine taşınarak, ilk defa nötrosofik modüllerin projektif boyutları yapısı oluşturulmuştur. Giriş bölümünde bu tanımlamanın yapılabilmesi için gerekli olan halka, modül, modül homomorfizma, dizi ve nötrosofik modül yapılarının temel tanımları ile bazı örnekleri verilmiştir. Ana konuda ise nötrosofik modüllerin projektif boyutu kavramı ile ilgili yeni temel tanımlar ile genel teoremlerin ispatlarının verilmesinin yanı sıra bu tanım ve teoremler ile ilgili gerekli örnekler verilerek konu aydınlatılmıştır.
{"title":"Nötrosofik Modüllerin Projektif Boyutları","authors":"Mikail Bal","doi":"10.18586/msufbd.1218270","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1218270","url":null,"abstract":"Bu çalışma da, cebirin temel konularından biri olan halka yapısının özel bir hali olan modül kavramı ele alınarak tanımlanan modüllerin projektif boyutları yapısı kullanılarak, yeni bir çalışma alanı olan nötrosofik küme kavramı üzerine taşınarak, ilk defa nötrosofik modüllerin projektif boyutları yapısı oluşturulmuştur. Giriş bölümünde bu tanımlamanın yapılabilmesi için gerekli olan halka, modül, modül homomorfizma, dizi ve nötrosofik modül yapılarının temel tanımları ile bazı örnekleri verilmiştir. Ana konuda ise nötrosofik modüllerin projektif boyutu kavramı ile ilgili yeni temel tanımlar ile genel teoremlerin ispatlarının verilmesinin yanı sıra bu tanım ve teoremler ile ilgili gerekli örnekler verilerek konu aydınlatılmıştır.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117096778","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The geomagnetic field acts as both the shield and the electron density regulator for the ionosphere. The effect of the geomagnetic field on the ionosphere can be examined separately for the geomagnetically quiet and disturbed days. In the current study, the performance of the ionospheric models was evaluated for three different severe geomagnetic storms periods during the year of 2015, which was in the beginning of the descending phase of the 24th solar cycle. These three storms occurred during 17-18 March, 22-23 June and 20-21 December of year 2015 in which first one expressed as St. Patrick's Day geomagnetic storm. The relationship between Total Electron Content (TEC) was measured by Global Positioning System (GPS) and evaluated with NeQuick 2, IRI 2016, IRI Plas (without any input- “IRI Plas”) and IRI Plas TEC (with TEC input- “IRI Plas TEC”) global models at three Turkey IGS station namely Ankara (39.57 N, 32.53 E), Istanbul (40.58 N, 29.05 E) and Erzurum (40.39 N, 40.42 E) investigated. The comparison was made separately for pre-storm, during storm and post-storm by using the Mean Absolute Error (MAE), Root Mean Square Error (RMSE) and Mean Absolute Percentage Error (MAPE) metrics and symmetric Kullback-Leibler Distance (KLD) methods. Among the empirical models, IRI Plas TEC is generally present to be better results than other models for all storm processes. It can be stated that IRI 2016 is better in the storm return phase compared to other phases of the storm.
地磁场既是电离层的屏蔽层，又是电子密度调节器。地磁场对电离层的影响可以分别在地磁平静日和扰动日进行考察。在本研究中，对2015年第24太阳周期下降阶段开始的三个不同的严重地磁风暴时期电离层模型的性能进行了评估。这三次风暴分别发生在2015年3月17日至18日、6月22日至23日和12月20日至21日，其中第一次是圣帕特里克节地磁风暴。利用全球定位系统(GPS)测量了总电子含量(TEC)与NeQuick 2、IRI 2016、IRI Plas(无任何输入-“IRI Plas”)和IRI Plas TEC(有TEC输入-“IRI Plas TEC”)全球模型之间的关系，调查了安卡拉(39.57 N, 32.53 E)、伊斯坦布尔(40.58 N, 29.05 E)和埃尔zurum (40.39 N, 40.42 E) 3个土耳其IGS站点。利用平均绝对误差(MAE)、均方根误差(RMSE)和平均绝对百分比误差(MAPE)指标以及对称Kullback-Leibler距离(KLD)方法，分别对风暴前、风暴中和风暴后进行了比较。在经验模式中，IRI Plas TEC对所有风暴过程的模拟结果普遍优于其他模式。可以说，IRI 2016在风暴回归阶段的表现较好于风暴的其他阶段。
{"title":"Comparison of the Empirical Ionospheric Models During Three Severe Geomagnetic Storm Occurred in 2015","authors":"S. Sağır, Şerife Erbay","doi":"10.18586/msufbd.1176184","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1176184","url":null,"abstract":"The geomagnetic field acts as both the shield and the electron density regulator for the ionosphere. The effect of the geomagnetic field on the ionosphere can be examined separately for the geomagnetically quiet and disturbed days. In the current study, the performance of the ionospheric models was evaluated for three different severe geomagnetic storms periods during the year of 2015, which was in the beginning of the descending phase of the 24th solar cycle. These three storms occurred during 17-18 March, 22-23 June and 20-21 December of year 2015 in which first one expressed as St. Patrick's Day geomagnetic storm. The relationship between Total Electron Content (TEC) was measured by Global Positioning System (GPS) and evaluated with NeQuick 2, IRI 2016, IRI Plas (without any input- “IRI Plas”) and IRI Plas TEC (with TEC input- “IRI Plas TEC”) global models at three Turkey IGS station namely Ankara (39.57 N, 32.53 E), Istanbul (40.58 N, 29.05 E) and Erzurum (40.39 N, 40.42 E) investigated. The comparison was made separately for pre-storm, during storm and post-storm by using the Mean Absolute Error (MAE), Root Mean Square Error (RMSE) and Mean Absolute Percentage Error (MAPE) metrics and symmetric Kullback-Leibler Distance (KLD) methods. Among the empirical models, IRI Plas TEC is generally present to be better results than other models for all storm processes. It can be stated that IRI 2016 is better in the storm return phase compared to other phases of the storm.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126021437","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Flexible pavements, also called asphalt pavements, are constituted of a bituminous surface course, subbase, and base layer constructed over a subgrade. The bituminous surface layer consisting of one or two layers transfers the traffic loads to the lower layers. The subbase and base layers of flexible pavements are constructed to support the surface layers and to distribute the loads from these layers to the subgrade safely. These layers must have the sufficient bearing capacity to support the surface layers and should also be resistant to detrimental environmental effects. In addition, the thickness of pavements is directly dependent on the bearing capacity of the subgrade. The materials used for the construction of the subgrade, subbase, and base layers in Turkey must meet the requirements specified in the Turkish Highways Technical Specifications. The previous specification published in 2006 was replaced by a new specification in 2013, which is still in effect. The current study compares the geotechnical parameters of the Highways Technical Specification published in 2006 and 2013 with a particular focus on flexible pavements. For an appropriate flexible pavement design, the importance of using high-quality and rigid materials that are more resistant to heavy loads, fragmentation, water sensitivity, and wearing effects of freezing and thawing is highlighted.
{"title":"Comparison of Flexible Pavement Geotechnical Parameters in Highways Technical Specifications","authors":"M. Tanyildizi","doi":"10.18586/msufbd.1195067","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1195067","url":null,"abstract":"Flexible pavements, also called asphalt pavements, are constituted of a bituminous surface course, subbase, and base layer constructed over a subgrade. The bituminous surface layer consisting of one or two layers transfers the traffic loads to the lower layers. The subbase and base layers of flexible pavements are constructed to support the surface layers and to distribute the loads from these layers to the subgrade safely. These layers must have the sufficient bearing capacity to support the surface layers and should also be resistant to detrimental environmental effects. In addition, the thickness of pavements is directly dependent on the bearing capacity of the subgrade. The materials used for the construction of the subgrade, subbase, and base layers in Turkey must meet the requirements specified in the Turkish Highways Technical Specifications. The previous specification published in 2006 was replaced by a new specification in 2013, which is still in effect. The current study compares the geotechnical parameters of the Highways Technical Specification published in 2006 and 2013 with a particular focus on flexible pavements. For an appropriate flexible pavement design, the importance of using high-quality and rigid materials that are more resistant to heavy loads, fragmentation, water sensitivity, and wearing effects of freezing and thawing is highlighted.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132081614","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, two lagged fractional order singular neutral differential equations are considered. Using the advantage of the association property of the Riemann -Liouville derivative, the derivative of the appropriate Lyapunov function is calculated. Then, with the help of LMI, sufficient conditions for asymptotic stability of zero solutions are obtained.
{"title":"On Stability Analysis of Riemann-Liouville Fractional Singular Systems with Delays","authors":"Erdal Korkmaz, M. Kaya","doi":"10.18586/msufbd.1183495","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1183495","url":null,"abstract":"In this study, two lagged fractional order singular neutral differential equations are considered. Using the advantage of the association property of the Riemann -Liouville derivative, the derivative of the appropriate Lyapunov function is calculated. Then, with the help of LMI, sufficient conditions for asymptotic stability of zero solutions are obtained.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"78 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123089792","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, biosynthesis and in vitro phytochemical composition, antibacterial and antioxidant activities of silver nanoparticles were investigated by using aqueous leaf, flower and root extracts of Primula vulgaris (P. vulgaris subsp. vulgaris). The synthesized silver nanoparticles (AgNPs) were confirmed by color conversion and ultraviolet-visible (UV-visible) spectrophotometry. The appearance of a dark brown color and a UV absorption spectrum range at 440 nm confirmed the synthesized silver nanoparticles. The antimicrobial activity of silver nanoparticles synthesized from the leaf of P. vulgaris; S. aureus 25±1, S. epidermidis 20±1, P. aeruginosa 20±1, A. hydrophila 21±1, C. albicans 25±1, C. tropicalis 25±1, C. parapsilosis 22±1 and C. glabrata 20±1 mm zone diameter was determined. The most antimicrobial effect of P. vulgaris leaf aqueous extract; S. aureus 20±1, S. epidermidis 18±1, A.hydrophila 15±1, P. aeruginosa 12±2, C. albicans 18±1, C. glabrata 18±1, C.tropicalis15±2, and C. parapsilosis 15±2 mm zone diameter was revealed. The presence of flavonoids, terpenoids, protein, and carbohydrates was found to be higher in silver nanoparticles synthesized in the flower part of P. vulgaris, according to phytochemical screening. While saponins were detected in P. vulgaris root extracts, tannins and protein were detected in the leaf extract. The flower had the highest total phenolic extract content of the silver nanoparticle (29.08±0 mg GAE/g DW), while the leaf and root had the lowest total phenolic content of 9.06±0.5 and 8.64±3.3 mg GAE/g DW, respectively. The flower had the highest total phenolic extract content of the plant aqueous extracts (25.10±0.2 mg GAE/g DW), while the leaf and root had the lowest (8.28±0.5 and 5.20±0.0 mg GAE/g DW, respectively).The DPPH (1,1-Diphenyl-2-picrylhydrazil) assay was used to assess free radical scavenging activity. The antioxidant activity of AgNPs biosynthesized using P. vulgaris flower extract was 90.6 %, while P. vulgaris flower aqueous extracts were 86.3 %. This can be concluded that silver nanoparticles synthesized using P. vulgaris flower extract are useful in the preparation of pharmacologically useful drugs.
{"title":"Antimicrobial and Antioxidant Potential of Silver Nanoparticles Synthesized from Primula vulgaris","authors":"B. Erdem, Harun Çiftçi, Yunus Şahin","doi":"10.18586/msufbd.1126542","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1126542","url":null,"abstract":"In this study, biosynthesis and in vitro phytochemical composition, antibacterial and antioxidant activities of silver nanoparticles were investigated by using aqueous leaf, flower and root extracts of Primula vulgaris (P. vulgaris subsp. vulgaris). The synthesized silver nanoparticles (AgNPs) were confirmed by color conversion and ultraviolet-visible (UV-visible) spectrophotometry. The appearance of a dark brown color and a UV absorption spectrum range at 440 nm confirmed the synthesized silver nanoparticles. The antimicrobial activity of silver nanoparticles synthesized from the leaf of P. vulgaris; S. aureus 25±1, S. epidermidis 20±1, P. aeruginosa 20±1, A. hydrophila 21±1, C. albicans 25±1, C. tropicalis 25±1, C. parapsilosis 22±1 and C. glabrata 20±1 mm zone diameter was determined. The most antimicrobial effect of P. vulgaris leaf aqueous extract; S. aureus 20±1, S. epidermidis 18±1, A.hydrophila 15±1, P. aeruginosa 12±2, C. albicans 18±1, C. glabrata 18±1, C.tropicalis15±2, and C. parapsilosis 15±2 mm zone diameter was revealed. The presence of flavonoids, terpenoids, protein, and carbohydrates was found to be higher in silver nanoparticles synthesized in the flower part of P. vulgaris, according to phytochemical screening. While saponins were detected in P. vulgaris root extracts, tannins and protein were detected in the leaf extract. The flower had the highest total phenolic extract content of the silver nanoparticle (29.08±0 mg GAE/g DW), while the leaf and root had the lowest total phenolic content of 9.06±0.5 and 8.64±3.3 mg GAE/g DW, respectively. The flower had the highest total phenolic extract content of the plant aqueous extracts (25.10±0.2 mg GAE/g DW), while the leaf and root had the lowest (8.28±0.5 and 5.20±0.0 mg GAE/g DW, respectively).The DPPH (1,1-Diphenyl-2-picrylhydrazil) assay was used to assess free radical scavenging activity. The antioxidant activity of AgNPs biosynthesized using P. vulgaris flower extract was 90.6 %, while P. vulgaris flower aqueous extracts were 86.3 %. \u0000This can be concluded that silver nanoparticles synthesized using P. vulgaris flower extract are useful in the preparation of pharmacologically useful drugs.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121212526","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kaktüs armut bitkisi (Opuntia ficus-indica (L.) Mill.) yetiştiği coğrafya ve iklim koşulları nedeniyle sıcaklığa ve kuraklığa toleransı oldukça yüksek olan bir kaktüs türüdür. Bu kaktüs türünün bozulmaya başlayan kladotları ve meyveleri mayaların ve diğer mikroorganizmaların çoğalabilmesi için uygun alan oluşturmaktadır. Maya hücreleri stres koşullarında stres metaboliti olarak trehaloz ve glikojen biriktirir. Çalışmamızda kaktüs armut meyvesinden stres dirençli maya türlerinin izole edilerek moleküler yöntemlerle tanımlanması ve depo karbonhidrat birikimlerinin belirlenmesi amaçlandı. Termotolerant ve osmotolerant maya suşlarının moleküler tanımlanmasında 26S rDNA-D1/D2 gen bölgesinin dizi analizi kullanıldı. Stres dirençli maya suşlarının trehaloz ve glikojen birikimleri stres koşullarında enzimatik olarak belirlendi. İzole edilen K. marxianus, K. lactis ve P. kudriavzevii maya türlerine ait tüm maya suşlarının termotolerant ve osmotolerant maya suşları olduğu gözlendi. K. marxianus ve K. lactis maya türünde stres metaboliti olarak glikojenin P. kudriavzevii maya türünde ise trehalozun tercih edildiği belirlendi. Diğer izole edilen A. pullulans, H. opuntiae ve P. kluyveri türlerine ait maya suşları arasında stres toleransının ve depo karbonhidratın stresin derecesine ve çeşidine bağlı olarak değiştiği tespit edildi. İzole edilen K. marxianus ve K. lactis maya suşlarının süt ürünleri endüstrisinde, P. kudriavzevii maya suşlarının ise biyoetanol ve fermentasyon endüstrisinde kullanımı için uygun potansiyele sahip oldukları değerlendirildi.
{"title":"Kaktüs Armut (Opuntia ficus-indica L.) Meyvesinden Stres Tolerant Mayaların Moleküler Tanımlanması ve Depo Karbonhidrat Birikimleri","authors":"Tulay TURGUT GENC, Melih Günay, Merve SIKIK 0000-0003-2552-038X","doi":"10.18586/msufbd.1126637","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1126637","url":null,"abstract":"Kaktüs armut bitkisi (Opuntia ficus-indica (L.) Mill.) yetiştiği coğrafya ve iklim koşulları nedeniyle sıcaklığa ve kuraklığa toleransı oldukça yüksek olan bir kaktüs türüdür. Bu kaktüs türünün bozulmaya başlayan kladotları ve meyveleri mayaların ve diğer mikroorganizmaların çoğalabilmesi için uygun alan oluşturmaktadır. Maya hücreleri stres koşullarında stres metaboliti olarak trehaloz ve glikojen biriktirir. Çalışmamızda kaktüs armut meyvesinden stres dirençli maya türlerinin izole edilerek moleküler yöntemlerle tanımlanması ve depo karbonhidrat birikimlerinin belirlenmesi amaçlandı. Termotolerant ve osmotolerant maya suşlarının moleküler tanımlanmasında 26S rDNA-D1/D2 gen bölgesinin dizi analizi kullanıldı. Stres dirençli maya suşlarının trehaloz ve glikojen birikimleri stres koşullarında enzimatik olarak belirlendi. İzole edilen K. marxianus, K. lactis ve P. kudriavzevii maya türlerine ait tüm maya suşlarının termotolerant ve osmotolerant maya suşları olduğu gözlendi. K. marxianus ve K. lactis maya türünde stres metaboliti olarak glikojenin P. kudriavzevii maya türünde ise trehalozun tercih edildiği belirlendi. Diğer izole edilen A. pullulans, H. opuntiae ve P. kluyveri türlerine ait maya suşları arasında stres toleransının ve depo karbonhidratın stresin derecesine ve çeşidine bağlı olarak değiştiği tespit edildi. İzole edilen K. marxianus ve K. lactis maya suşlarının süt ürünleri endüstrisinde, P. kudriavzevii maya suşlarının ise biyoetanol ve fermentasyon endüstrisinde kullanımı için uygun potansiyele sahip oldukları değerlendirildi.","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116511019","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tasarım Değerleme ve Örnek Tasarım Değerleme Çalışmaları","authors":"Reyyan Pınar Sözbi̇len, Hüdayim Başak","doi":"10.18586/msufbd.1086451","DOIUrl":"https://doi.org/10.18586/msufbd.1086451","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":437889,"journal":{"name":"Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114993128","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：