Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1279205
Havva ARSLAN YÜRÜMEZOĞLU, Gülseren Kocaman
Giriş: Ülkemizde uzun yıllardır hemşirelik programları ve öğrenci kontenjanları sayılarının hızla artışı, buna karşın eğitici sayılarının yetersiz olması hemşirelik eğitimi ile ilgili en önemli sorunların başında gelmekte¬dir. Bu kronik sorunlara veriler ışığında bakmak sorunu doğru değerlendirmek açısından önemlidir. Amaç: Yetersiz eğitici ve fazla öğrenci sayılarına yönelik güncel durumu ve yıllar içindeki değişimi yansıt¬mak ve Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen program açma kriterlerine uyum açısından hemşirelik programlarını değerlendirmektir. Yöntem: Tanımlayıcı türde yürütülen araştırmada, hemşirelik lisans ve lisansüstü programlarında 2015-2023 yılları arasındaki öğrenci, mezun, eğitici sayıları ilgili istatistiklerden ve üniversitelerin web sayfalarından elde edilmiştir. Veriler Microsoft Excel programında tanımlayıcı istatistikler kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Toplam 153 üniversitede eğitim veren hemşirelik lisans programı sayısı 184’dür ve programların büyük çoğunluğu sağlık bilimleri fakülteleri bünyesinde yer almaktadır. Hemşirelik programlarının öğrenci kontenjanlarının 17895, öğretim üyesi sayısının 1367, öğretim elemanı sayısının 1239 olduğu, bir öğretim üyesine düşen öğrenci sayısının ortalama 68.7, bir öğretim elemanına düşen öğrenci sayısının ise ortalama 27.9 olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları; hemşirelik programları ve öğrenci kontenjanlarının plansız ve kontrolsüz artışının, yetersiz eğitici sayısı ile birleştiğinde hemşirelik eğitim kalitesini tehdit ettiğini göstermektedir. Araştırma sonuçları, öğrenci kontenjanları ve istihdam ile ilgili ulusal karar vericilerin yanı sıra hemşirelik programlarının eğiticileri ve eğitim yöneticileri için bir uyarı niteliğindedir.
{"title":"Türkiye’de Hemşirelik Eğitiminin 2015-2023 Yılları Arası Güncel Durumu","authors":"Havva ARSLAN YÜRÜMEZOĞLU, Gülseren Kocaman","doi":"10.46483/deuhfed.1279205","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1279205","url":null,"abstract":"Giriş: Ülkemizde uzun yıllardır hemşirelik programları ve öğrenci kontenjanları sayılarının hızla artışı, buna karşın eğitici sayılarının yetersiz olması hemşirelik eğitimi ile ilgili en önemli sorunların başında gelmekte¬dir. Bu kronik sorunlara veriler ışığında bakmak sorunu doğru değerlendirmek açısından önemlidir. \u0000 \u0000Amaç: Yetersiz eğitici ve fazla öğrenci sayılarına yönelik güncel durumu ve yıllar içindeki değişimi yansıt¬mak ve Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen program açma kriterlerine uyum açısından hemşirelik programlarını değerlendirmektir. \u0000 \u0000Yöntem: Tanımlayıcı türde yürütülen araştırmada, hemşirelik lisans ve lisansüstü programlarında 2015-2023 yılları arasındaki öğrenci, mezun, eğitici sayıları ilgili istatistiklerden ve üniversitelerin web sayfalarından elde edilmiştir. Veriler Microsoft Excel programında tanımlayıcı istatistikler kullanılarak değerlendirilmiştir. \u0000 \u0000Bulgular: Toplam 153 üniversitede eğitim veren hemşirelik lisans programı sayısı 184’dür ve programların büyük çoğunluğu sağlık bilimleri fakülteleri bünyesinde yer almaktadır. Hemşirelik programlarının öğrenci kontenjanlarının 17895, öğretim üyesi sayısının 1367, öğretim elemanı sayısının 1239 olduğu, bir öğretim üyesine düşen öğrenci sayısının ortalama 68.7, bir öğretim elemanına düşen öğrenci sayısının ise ortalama 27.9 olduğu belirlenmiştir. \u0000 \u0000Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları; hemşirelik programları ve öğrenci kontenjanlarının plansız ve kontrolsüz artışının, yetersiz eğitici sayısı ile birleştiğinde hemşirelik eğitim kalitesini tehdit ettiğini göstermektedir. Araştırma sonuçları, öğrenci kontenjanları ve istihdam ile ilgili ulusal karar vericilerin yanı sıra hemşirelik programlarının eğiticileri ve eğitim yöneticileri için bir uyarı niteliğindedir.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"109 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139530218","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1161605
Sinem Öcalan, Duygu Hi̇çdurmaz
Background: Clinical nurses provide 24-h continuous care to the people in inpatient clinics and interact with patients more frequently than other healthcare professionals. Thus, the thoughts of clinical nurses about lesbian, gay, bisexual, transgender, and intersex (LGBTI) individuals are crucial. Objectives: We examined the thoughts of clinical nurses about LGBTI individuals. Methods: This study was conducted with a sample of 251 clinical nurses in 16 hospitals in Ankara between September 2018-January 2019. The simple random sampling method was used. The data were collected with a 14-question sociodemographic information form and a 21-question questionnaire regarding the opinions of clinical nurses about LGBTI individuals. The data were analyzed using frequency analysis. Results: The results demonstrated that 25.9% of the nurses considered being LGBTI as an illness, 36.7% as a congenital anomaly, 43.8% as a psychological problem and 11.2% as a moral weakness. Moreover, it was found that 59.4% of nurses asserted that LGBTI individuals could transmit infectious diseases, 47.4% said they were more likely to work in the sex industry, and 41.4% stated that they perceived them as individuals who tended to have random sexual relationships. In terms of their attitudes towards LGBTI individuals, 47.8% of the nurses evaluated their knowledge/skills/ability degrees as moderate. Conclusion: Our results revealed that considerable amount of the nurses had inaccurate information and negative thoughts about LGBTI individuals. The undergraduate nursing education curriculum should include content about LGBTI individuals, stigmatization and discrimination towards LGBTI, and the sensitive approach during provision of nursing care. After graduation, nurses should be trained and supported by consultation liaison psychiatric nurses about care and approach to LGBTI individuals.
{"title":"Klinik Hemşirelerinin LGBTI Bireyler Hakkındaki Düşünceleri: Türkiye’den Kesitsel Tanımlayıcı Bir Araştırma","authors":"Sinem Öcalan, Duygu Hi̇çdurmaz","doi":"10.46483/deuhfed.1161605","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1161605","url":null,"abstract":"Background: Clinical nurses provide 24-h continuous care to the people in inpatient clinics and interact with patients more frequently than other healthcare professionals. Thus, the thoughts of clinical nurses about lesbian, gay, bisexual, transgender, and intersex (LGBTI) individuals are crucial.\u0000\u0000Objectives: We examined the thoughts of clinical nurses about LGBTI individuals.\u0000\u0000Methods: This study was conducted with a sample of 251 clinical nurses in 16 hospitals in Ankara between September 2018-January 2019. The simple random sampling method was used. The data were collected with a 14-question sociodemographic information form and a 21-question questionnaire regarding the opinions of clinical nurses about LGBTI individuals. The data were analyzed using frequency analysis.\u0000\u0000Results: The results demonstrated that 25.9% of the nurses considered being LGBTI as an illness, 36.7% as a congenital anomaly, 43.8% as a psychological problem and 11.2% as a moral weakness. Moreover, it was found that 59.4% of nurses asserted that LGBTI individuals could transmit infectious diseases, 47.4% said they were more likely to work in the sex industry, and 41.4% stated that they perceived them as individuals who tended to have random sexual relationships. In terms of their attitudes towards LGBTI individuals, 47.8% of the nurses evaluated their knowledge/skills/ability degrees as moderate.\u0000\u0000Conclusion: Our results revealed that considerable amount of the nurses had inaccurate information and negative thoughts about LGBTI individuals. The undergraduate nursing education curriculum should include content about LGBTI individuals, stigmatization and discrimination towards LGBTI, and the sensitive approach during provision of nursing care. After graduation, nurses should be trained and supported by consultation liaison psychiatric nurses about care and approach to LGBTI individuals.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":" 39","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139621329","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1127749
Emre Yildiz, Ş. Seren İntepeler
Giriş: Olumlu bir ekip anlayışının, sağlık hizmeti veren ekip üyelerinin iş doyumu ve işten ayrılma niyetini etkileyen temel nedenlerden biri olarak merkezi bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Amaç: Çalışma, bir üniversite hastanesindeki cerrahi ekip çalışanlarının ekip çalışması tutumunun, iş doyumu ile işten ayrılma niyeti üzerine yordayıcı etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tasarımdadır. Bir üniversite hastanesinin cerrahi kliniklerinde, cerrahi yoğun bakımlarında, ameliyathanelerinde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden hekim ve hemşireler araştırma örneklemine dahil edilmiştir (n:240). Veriler Kasım- Aralık 2019 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak sosyo demografik ve çalışma özellikleri formu, Ekip Çalışması Tutum Ölçeği, iş doyumu ve meslekten ayrılma niyeti için tek maddeli soru kullanılmıştır. Veriler, tanımlayıcı istatistikler, Pearson Korelasyon Analizi ve Doğrusal Regresyon Analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Cerrahi ekip çalışanlarının ekip çalışması tutumları iyi düzeyde ve iş doyumları ise orta düzeyde bulunmuştur. Katılımcıların %50.4’ü çalıştıkları birimden ayrılma niyetindeyken, %49.6’sı kurumlarından, %36.7’si mesleklerinden ayrılma niyetindedir. Ekip çalışması tutum ölçeğinin alt boyutları, iş doyumu düzeylerindeki toplam varyansın %6’sını açıklamaktadır. Ekip çalışması tutum ölçeğinin alt boyutları, birimden ayrılma niyetinin %7’sini, kurumdan ayrılma niyetinin %5’ini ve meslekten ayrılma niyetinin %9’unu açıklamaktadır. Sonuç: Cerrahi ekiplerde ekip çalışması tutumunun iş doyumu ve işten ayrılma niyeti üzerine düşük düzeyde yordayıcı etkisi olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçların, olumlu ekip çalışma ortamının sağlanması ile iş doyumunu artıracak ve işten ayrılma niyetini azaltacak stratejilerin bir kısmının belirlenmesinde yöneticilere yol gösterici olması beklenmektedir.
{"title":"Impact of Teamwork Attitude on Job Satisfaction and Intent to Leave in Surgical Teams","authors":"Emre Yildiz, Ş. Seren İntepeler","doi":"10.46483/deuhfed.1127749","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1127749","url":null,"abstract":"Giriş: Olumlu bir ekip anlayışının, sağlık hizmeti veren ekip üyelerinin iş doyumu ve işten ayrılma niyetini etkileyen temel nedenlerden biri olarak merkezi bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. \u0000 \u0000Amaç: Çalışma, bir üniversite hastanesindeki cerrahi ekip çalışanlarının ekip çalışması tutumunun, iş doyumu ile işten ayrılma niyeti üzerine yordayıcı etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir \u0000 \u0000Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tasarımdadır. Bir üniversite hastanesinin cerrahi kliniklerinde, cerrahi yoğun bakımlarında, ameliyathanelerinde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden hekim ve hemşireler araştırma örneklemine dahil edilmiştir (n:240). Veriler Kasım- Aralık 2019 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak sosyo demografik ve çalışma özellikleri formu, Ekip Çalışması Tutum Ölçeği, iş doyumu ve meslekten ayrılma niyeti için tek maddeli soru kullanılmıştır. Veriler, tanımlayıcı istatistikler, Pearson Korelasyon Analizi ve Doğrusal Regresyon Analizi ile değerlendirilmiştir. \u0000 \u0000Bulgular: Cerrahi ekip çalışanlarının ekip çalışması tutumları iyi düzeyde ve iş doyumları ise orta düzeyde bulunmuştur. Katılımcıların %50.4’ü çalıştıkları birimden ayrılma niyetindeyken, %49.6’sı kurumlarından, %36.7’si mesleklerinden ayrılma niyetindedir. Ekip çalışması tutum ölçeğinin alt boyutları, iş doyumu düzeylerindeki toplam varyansın %6’sını açıklamaktadır. Ekip çalışması tutum ölçeğinin alt boyutları, birimden ayrılma niyetinin %7’sini, kurumdan ayrılma niyetinin %5’ini ve meslekten ayrılma niyetinin %9’unu açıklamaktadır. \u0000 \u0000Sonuç: Cerrahi ekiplerde ekip çalışması tutumunun iş doyumu ve işten ayrılma niyeti üzerine düşük düzeyde yordayıcı etkisi olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçların, olumlu ekip çalışma ortamının sağlanması ile iş doyumunu artıracak ve işten ayrılma niyetini azaltacak stratejilerin bir kısmının belirlenmesinde yöneticilere yol gösterici olması beklenmektedir.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":" 81","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139621296","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1198498
S. Sevi̇nç, Erhan Elmaoğlu, Meltem Sungur, Serap Özdemi̇r
Background: Nurses have encountered with care load, different physical, psychological and emotional ef-fects during Covid-19 pandemic. Objectives: This study conducted to investigate the correlation between nurses compassion and moral sen¬sitivities during Covid-19 pandemic. Method: The study was designed in descriptive and correlational type. The study was completed with 713 nurses between January 20 and February 20, 2021 at the Training and Research Hospital, which has been serving as a pandemic hospital for a year. In the study, a questionnaire including data about the socio-demo¬graphic and professional characteristics of the nurses and Compassion Scale and Moral Sensitivity Ques¬tionnaire were used. The data were collected online. In the analysis of comparative data, Pearson correlation analysis, t-test, one way ANOVA analysis and tests were used. Results: In the study, it was found that the total mean scores of the nurses were 94.45±11.75 for the com-passion scale and 76.76±26.91 for the moral sensitivity questionnaire. There was negative correlation be-tween the compassion total score and holistic approach, orientation while positive correlation between the total score and conflict, practice subscales. There was positive correlation moral sensitivity total scale and subscales kindness, common humanity, mindfulness while negative correlation between total score and disengagement. Younger, female, single, childless, getting opinion from patient/relative nurses have high compassion. High school graduate, employed 11 years and above, nurses have high moral sensitivity. Conclusion: It can be said that compassion affects moral sensitivity in positive and negative dimensions during the pandemic process. In this stressful process, it can be suggested to organize trainings to support nurses morally and psychologically and to increase moral sensitivity.
{"title":"COVID-19 Sürecinde Hemşirelerin Merhamet ile Ahlaki Duyarlılıkları Arasındaki İlişki","authors":"S. Sevi̇nç, Erhan Elmaoğlu, Meltem Sungur, Serap Özdemi̇r","doi":"10.46483/deuhfed.1198498","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1198498","url":null,"abstract":"Background: Nurses have encountered with care load, different physical, psychological and emotional ef-fects during Covid-19 pandemic. \u0000 \u0000Objectives: This study conducted to investigate the correlation between nurses compassion and moral sen¬sitivities during Covid-19 pandemic. \u0000 \u0000Method: The study was designed in descriptive and correlational type. The study was completed with 713 nurses between January 20 and February 20, 2021 at the Training and Research Hospital, which has been serving as a pandemic hospital for a year. In the study, a questionnaire including data about the socio-demo¬graphic and professional characteristics of the nurses and Compassion Scale and Moral Sensitivity Ques¬tionnaire were used. The data were collected online. In the analysis of comparative data, Pearson correlation analysis, t-test, one way ANOVA analysis and tests were used. \u0000 \u0000Results: In the study, it was found that the total mean scores of the nurses were 94.45±11.75 for the com-passion scale and 76.76±26.91 for the moral sensitivity questionnaire. There was negative correlation be-tween the compassion total score and holistic approach, orientation while positive correlation between the total score and conflict, practice subscales. There was positive correlation moral sensitivity total scale and subscales kindness, common humanity, mindfulness while negative correlation between total score and disengagement. Younger, female, single, childless, getting opinion from patient/relative nurses have high compassion. High school graduate, employed 11 years and above, nurses have high moral sensitivity. \u0000 \u0000Conclusion: It can be said that compassion affects moral sensitivity in positive and negative dimensions during the pandemic process. In this stressful process, it can be suggested to organize trainings to support nurses morally and psychologically and to increase moral sensitivity.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"104 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139530454","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1179383
Cansu Arikan, Dilek Menekşe
Giriş: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde (YYBÜ) preterm bebeği yatan ebeveynler için hastanedeki yatış ve eve geçiş dönemi kritik bir zamandır. Amaç: Bu çalışma yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm bebeği yatan annelerin memnuniyetleri ile hastaneden eve geçişte yaşadıkları sorunlar arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı olarak planlanan araştırma, İstanbul ilinde bir eğitim ve araştırma hastanesinin YYBÜ’nde preterm bebeği yatan 200 anne ile yapılmıştır. Veriler Nisan 2021- Nisan 2022 tarihleri arasında “Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Preterm Yenidoğan Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Yenidoğanda Ebeveynlerin Güçlendirilmesi (EMpowerment of PArents in THe Intensive Care/ EMPATHIC-30)” anketi ve “Eve Geçiş: Preterm Ebeveyn Ölçeği (EG: PEÖ)” kullanılarak toplanmıştır. Veriler, SPSS programı kullanılarak yüzdeler, ortalamalar, bağımsız t-testi, ANOVA, pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Annelerin EMPATIC-30 ölçek toplam puan ortalaması 5.41±.34, EG: PEÖ toplam puan ortalaması 73.82±8.31’dir. EMPATHIC-30 ölçeği ile EG: PEÖ arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (r=-.06; p=.331). EMPATHIC-30 ölçeği bakım-tedavi alt boyutu ile EG: PEÖ endişe ve izolasyon boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönlü bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=-.156; p=.028). Sonuç: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm bebeği yatan annelerin memnuniyetleri ile hastanedeneve geçişte yaşadıkları sorunlar arasında herhangi ilişki bulunmamıştır.
导言：对于在新生儿重症监护室（NICU）住院的早产儿父母来说，住院和回家过渡是一个关键时期。 研究目的本研究旨在确定早产儿在新生儿重症监护室（NICU）住院的母亲的满意度与她们在从医院到家庭的过渡期间所遇到的问题之间的关系。 研究方法对伊斯坦布尔一家培训和研究医院新生儿重症监护室的 200 名早产儿母亲进行了描述性、横断面和相关性研究。数据收集时间为 2021 年 4 月至 2022 年 4 月，使用了 "介绍信息表"、"早产新生儿介绍信息表"、"新生儿重症监护中的父母赋权（EMpowerment of PArents in THe Intensive Care/ EMPATHIC-30）"问卷和 "回家过渡：早产儿家长量表（EG：PPS）"。数据采用 SPSS 软件进行分析，包括百分比、平均数、独立 t 检验、方差分析和皮尔逊相关分析。 结果母亲的 EMPATIC-30 量表总分平均值为 5.41±.34，EG：PES总分的平均值为（73.82±8.31）分。EMPATHIC-30量表和EG: PES总分之间没有发现明显的相关性：PES无明显相关性（r=-.06；p=.331）。EMPATHIC-30量表的护理-治疗子维度与EG：PES的焦虑和孤独维度存在统计学意义上的负相关（r=-.156；p=.028）。 结论在新生儿重症监护室住院的早产儿母亲的满意度与她们在从医院到家庭的过渡期间遇到的问题之间没有发现任何关系。
{"title":"Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Preterm Bebeği Yatan Annelerin Memnuniyetleri ile Hastaneden Eve Geçişte Yaşadıkları Sorunlar Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Kesitsel Bir Çalışma","authors":"Cansu Arikan, Dilek Menekşe","doi":"10.46483/deuhfed.1179383","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1179383","url":null,"abstract":"Giriş: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde (YYBÜ) preterm bebeği yatan ebeveynler için hastanedeki yatış \u0000ve eve geçiş dönemi kritik bir zamandır. \u0000 \u0000Amaç: Bu çalışma yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm bebeği yatan annelerin memnuniyetleri ile \u0000hastaneden eve geçişte yaşadıkları sorunlar arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. \u0000 \u0000Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı olarak planlanan araştırma, İstanbul ilinde bir eğitim ve \u0000araştırma hastanesinin YYBÜ’nde preterm bebeği yatan 200 anne ile yapılmıştır. Veriler Nisan 2021- Nisan \u00002022 tarihleri arasında “Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Preterm Yenidoğan Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Yenidoğanda \u0000Ebeveynlerin Güçlendirilmesi (EMpowerment of PArents in THe Intensive Care/ EMPATHIC-30)” anketi \u0000ve “Eve Geçiş: Preterm Ebeveyn Ölçeği (EG: PEÖ)” kullanılarak toplanmıştır. Veriler, SPSS programı \u0000kullanılarak yüzdeler, ortalamalar, bağımsız t-testi, ANOVA, pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. \u0000 \u0000Bulgular: Annelerin EMPATIC-30 ölçek toplam puan ortalaması 5.41±.34, EG: PEÖ toplam puan ortalaması \u000073.82±8.31’dir. EMPATHIC-30 ölçeği ile EG: PEÖ arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (r=-.06; p=.331). \u0000EMPATHIC-30 ölçeği bakım-tedavi alt boyutu ile EG: PEÖ endişe ve izolasyon boyutu arasında istatistiksel \u0000olarak anlamlı ve negatif yönlü bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=-.156; p=.028). \u0000 \u0000Sonuç: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm bebeği yatan annelerin memnuniyetleri ile hastanedeneve geçişte yaşadıkları sorunlar arasında herhangi ilişki bulunmamıştır.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"19 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139528864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Giriş: Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisi ortaya çıkardığı birçok olumsuzluğun yanı sıra bireylerin sağlık kaygısı yaşamalarına da neden olmuş ve bireyler bu süreçle uzun süre baş etmek zorunda kalmıştır. Amaç: Bu çalışmanın amacı Covid-19 pandemi sürecinde bireylerin sağlık kaygısı düzeyleri ve başa çıkma tutumlarını belirlemektir. Yöntem: Kesitsel ve ilişki arayıcı nitelikte olan çalışma, Temmuz 2021- Kasım 2021 tarihleri arasında bir ilde ikamet eden, çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden, 18 yaş üstü 161 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler “Kişisel Bilgi Formu”, “Sağlık Kaygısı Envanteri” ve “Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği” ile online olarak toplanmıştır. Bulgular: Covid-19 pandemi sürecinde bireylerin sağlık kaygısı puanının 15.05±6.43 ve başa çıkma puanının 91.76 ±12.43 olduğu, sağlık kaygısı ile başa çıkma tutumu arasında anlamlı bir ilişki olmadığı (p>.05), bekar bireylerin evli bireylere göre daha yüksek sağlık kaygısına sahip olduğu, pandemi sürecinde psikolojik ve fiziksel yönden olumsuz etkilendiğini bildiren bireylerin sağlık kaygısının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p
{"title":"Health Anxiety Levels and Coping Attitudes of Individuals in the COVID-19 Pandemic","authors":"Derya ÖZBAŞ GENÇARSLAN, Songül Nida Kaplan, Eda Açikgöz, Özlem Işil","doi":"10.46483/deuhfed.1146270","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1146270","url":null,"abstract":"Giriş: Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisi ortaya çıkardığı birçok olumsuzluğun yanı sıra bireylerin sağlık kaygısı yaşamalarına da neden olmuş ve bireyler bu süreçle uzun süre baş etmek zorunda kalmıştır. \u0000 \u0000Amaç: Bu çalışmanın amacı Covid-19 pandemi sürecinde bireylerin sağlık kaygısı düzeyleri ve başa çıkma tutumlarını belirlemektir. \u0000 \u0000Yöntem: Kesitsel ve ilişki arayıcı nitelikte olan çalışma, Temmuz 2021- Kasım 2021 tarihleri arasında bir ilde ikamet eden, çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden, 18 yaş üstü 161 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler “Kişisel Bilgi Formu”, “Sağlık Kaygısı Envanteri” ve “Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği” ile online olarak toplanmıştır. \u0000 \u0000Bulgular: Covid-19 pandemi sürecinde bireylerin sağlık kaygısı puanının 15.05±6.43 ve başa çıkma puanının 91.76 ±12.43 olduğu, sağlık kaygısı ile başa çıkma tutumu arasında anlamlı bir ilişki olmadığı (p>.05), bekar bireylerin evli bireylere göre daha yüksek sağlık kaygısına sahip olduğu, pandemi sürecinde psikolojik ve fiziksel yönden olumsuz etkilendiğini bildiren bireylerin sağlık kaygısının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":" 75","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139621355","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1140247
A. Temel, G. Mermer, Zuhal EMLEK SERT
Background: Health literacy has become an important health policy and health promotion agenda item in recent years. In addition, it is thought that academicians have an important role in the development of health literacy in society. With this research, it was aimed to examine the level of health literacy and related factors in academicians. Methods: This cross-sectional study was conducted in all faculties of a university in Turkey. Academicians were selected by stratified and simple random sampling (293). In the collection of data, it was prepared by the researchers by examining the literature; Personal Information Form and Health Literacy Scale were used. Results: Mean score on the Health Literacy Scale was 108.49 ± 10.66. Higher scores were obtained by females, those who did not smoke or drink alcohol, those who always ate healthily, those who had had no difficulties in accessing health services, and those who perceived their quality of life and general health as very good, and the difference was found to be statistically significant. Conclusion: As a result of the study, it was determined that the health literacy level of the academicians was between “I have a little difficulty” and “I have no difficulty”. Academicians have an important position as role models in the development of society. For this reason, it is important to initiate projects to increase the health literacy levels of academicians.
{"title":"Türk Akademisyenler Arasında Sağlık Okuryazarlığı ve İlişkili Faktörlerin Belirlenmesi","authors":"A. Temel, G. Mermer, Zuhal EMLEK SERT","doi":"10.46483/deuhfed.1140247","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1140247","url":null,"abstract":"Background: Health literacy has become an important health policy and health promotion agenda item in recent years. In addition, it is thought that academicians have an important role in the development of health literacy in society. With this research, it was aimed to examine the level of health literacy and related factors in academicians. \u0000\u0000Methods: This cross-sectional study was conducted in all faculties of a university in Turkey. Academicians were selected by stratified and simple random sampling (293). In the collection of data, it was prepared by the researchers by examining the literature; Personal Information Form and Health Literacy Scale were used. \u0000\u0000Results: Mean score on the Health Literacy Scale was 108.49 ± 10.66. Higher scores were obtained by females, those who did not smoke or drink alcohol, those who always ate healthily, those who had had no difficulties in accessing health services, and those who perceived their quality of life and general health as very good, and the difference was found to be statistically significant. \u0000\u0000Conclusion: As a result of the study, it was determined that the health literacy level of the academicians was between “I have a little difficulty” and “I have no difficulty”. Academicians have an important position as role models in the development of society. For this reason, it is important to initiate projects to increase the health literacy levels of academicians.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"23 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139529052","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1101234
Serap Tekbaş, Ümran Dal Yılmaz, Ganna Pola
Giriş: Sağlıklı olmayı ve sağlığı sürdürmeyi sağlayacak bilgilere erişme, anlama ve kullanma becerilerini tanımlayan sağlık okuryazarlığı bireylerin kendi sağlığı ile ilgili doğru karar alabilme durumu ile ilişkilidir. Amaç: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin sağlık okuryazarlığı düzeyini ve sağlık okuryazarlığı düzeyini etkileyen faktörlerin belirlemesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki çalışmamızın örneklem grubunu hemşirelik bölümünde öğrenim gören 538 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve yetişkin sağlık okuryazarlık ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin yetişkin sağlık okuryazarlık ölçek puan ortanca değeri 15 olarak bulunmuştur. Birinci sınıftaki öğrencilerin yetişkin sağlık okuryazarlığı ölçek puan ortancası diğer sınıflara göre daha düşük bulunmuştur (p
{"title":"Determination of Health Literacy Levels of Nursing Students and Affecting Factors","authors":"Serap Tekbaş, Ümran Dal Yılmaz, Ganna Pola","doi":"10.46483/deuhfed.1101234","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1101234","url":null,"abstract":"Giriş: Sağlıklı olmayı ve sağlığı sürdürmeyi sağlayacak bilgilere erişme, anlama ve kullanma \u0000becerilerini tanımlayan sağlık okuryazarlığı bireylerin kendi sağlığı ile ilgili doğru karar alabilme \u0000durumu ile ilişkilidir. \u0000 \u0000Amaç: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin sağlık okuryazarlığı düzeyini ve sağlık okuryazarlığı \u0000düzeyini etkileyen faktörlerin belirlemesi amaçlanmıştır. \u0000 \u0000Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki çalışmamızın örneklem grubunu hemşirelik bölümünde \u0000öğrenim gören 538 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından \u0000hazırlanan kişisel bilgi formu ve yetişkin sağlık okuryazarlık ölçeği kullanılmıştır. \u0000 \u0000Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin yetişkin sağlık okuryazarlık ölçek puan ortanca değeri 15 \u0000olarak bulunmuştur. Birinci sınıftaki öğrencilerin yetişkin sağlık okuryazarlığı ölçek puan ortancası \u0000diğer sınıflara göre daha düşük bulunmuştur (p","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"25 25","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139529027","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1128754
Sultan GÜNER BAŞARA, Seher SARIKAYA KARABUDAK, Hüsniye Çalişir, Aylin Keleş, Münevver Kaynak Türkmen
Giriş: Nazal noninvazif mekanik ventilasyon (nNİMV) uygulamasında kanül/maske kullanımına bağlı hafif, orta ve şiddetli cilt hasarlanmaları oluşmaktadır.. Amaç: Bu araştırmanın amacı, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan ve nNİMV desteği alan bebeklerde cilt durumunu değerlendirmek ve cilt hasarı gelişme oranını belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı retrospektif desende bir arşiv taraması olan bu araştırmada yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan ve 24 saatten daha uzun süre nNİMV desteği alan 95 bebeğin dosyası araştırmacılar tara-fından incelendi. Hemşire gözlem formunda yer alan Yenidoğan Cilt Durum Değerlendirmesi kullanılarak veriler toplandı. Bulgular: Araştırmaya alınan yenidoğan bebeklerin cilt durum puanları 1. gün 3.61±0.68, 2. gün 3.82±0.66, 3. gün 3.92±0.70 ve 4. gün 4.08±0.57 idi. Bebeklerin doğum ağırlığına ve doğum şekline göre cilt durum puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (sırasıyla; p=.002, p=.010). Bebeklerin cilt durum puanları incelendiğinde; 1. gün %50.5, 2. gün %67.7, 3. gün %74.1 ve 4. gün %90 oranında ciltte hasarlanma olduğu ve buna göre nNİMV desteği alma süresi arttıkça cilt hasarlanmasının arttığı saptandı. Sonuç: Bu araştırmada nNİMV uygulanan yenidoğan bebeklerin yatış süresi arttıkça cilt durum puanlarının ve cilt hasarlanmasının arttığı saptandı. Nazal NİMV uygulanan yenidoğan bebeklerde cilt yaralanmalarının önlenmesi ile ilgili rehber geliştirilmesi önerilir.
{"title":"Nazal Non-İnvaziv Mekanik Ventilasyon Uygulanan Yenidoğan Bebeklerde Cilt Hasarlanmalarının Değerlendirilmesi","authors":"Sultan GÜNER BAŞARA, Seher SARIKAYA KARABUDAK, Hüsniye Çalişir, Aylin Keleş, Münevver Kaynak Türkmen","doi":"10.46483/deuhfed.1128754","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1128754","url":null,"abstract":"Giriş: Nazal noninvazif mekanik ventilasyon (nNİMV) uygulamasında kanül/maske kullanımına bağlı hafif, orta ve şiddetli cilt hasarlanmaları oluşmaktadır.. \u0000 \u0000Amaç: Bu araştırmanın amacı, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan ve nNİMV desteği alan bebeklerde cilt durumunu değerlendirmek ve cilt hasarı gelişme oranını belirlemektir. \u0000 \u0000Yöntem: Tanımlayıcı retrospektif desende bir arşiv taraması olan bu araştırmada yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan ve 24 saatten daha uzun süre nNİMV desteği alan 95 bebeğin dosyası araştırmacılar tara-fından incelendi. Hemşire gözlem formunda yer alan Yenidoğan Cilt Durum Değerlendirmesi kullanılarak veriler toplandı. \u0000 \u0000Bulgular: Araştırmaya alınan yenidoğan bebeklerin cilt durum puanları 1. gün 3.61±0.68, 2. gün 3.82±0.66, 3. gün 3.92±0.70 ve 4. gün 4.08±0.57 idi. Bebeklerin doğum ağırlığına ve doğum şekline göre cilt durum puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (sırasıyla; p=.002, p=.010). Bebeklerin cilt durum puanları incelendiğinde; 1. gün %50.5, 2. gün %67.7, 3. gün %74.1 ve 4. gün %90 oranında ciltte hasarlanma olduğu ve buna göre nNİMV desteği alma süresi arttıkça cilt hasarlanmasının arttığı saptandı. \u0000 \u0000Sonuç: Bu araştırmada nNİMV uygulanan yenidoğan bebeklerin yatış süresi arttıkça cilt durum puanlarının ve cilt hasarlanmasının arttığı saptandı. Nazal NİMV uygulanan yenidoğan bebeklerde cilt yaralanmalarının önlenmesi ile ilgili rehber geliştirilmesi önerilir.","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":" 41","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139621135","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.46483/deuhfed.1104030
Gülşen ULAŞ KARAAHMETOĞLU, Zeynep Arabaci
Objective: This study was carried out to investigate the factors related to the attitudes of nursing students to avoid COVID-19, their perceptions of the disease, and their attitudes towards the vaccine. Methods: The study used a descriptive cross-sectional study design. Nursing students (n = 354) studying at a university in Turkey formed the sample. Online forms included the descriptive characteristics survey form, the avoidance from COVID-19 attitudes scale, the COVID-19 disease perception scale and the COVID-19 vaccine attitudes scale. Results: The students’ mean COVID-19 disease perception scale dangerousness subscale score was 3.86 ± 0.77 and mean contagiousness subscale score was 3.73 ± 0.99. The students’ mean avoidance from COVID-19 attitudes scale cognitive avoidance subscale score was 2.29 ± 0.92 and mean behavioral avoidance subscale score was 3.40 ± 1.04. the students’ mean COVID-19 vaccine attitudes scale positive attitude subscale score was 3.62 ± 1.08 and mean negative attitude subscale score was 3.42 ± 0.89. the women had higher scores than the men (p
{"title":"Hemşirelik Öğrencilerinin COVID-19 Algıları, Kaçınma ve Aşı Tutumlarının İncelenmesi: Türkiye Örneği","authors":"Gülşen ULAŞ KARAAHMETOĞLU, Zeynep Arabaci","doi":"10.46483/deuhfed.1104030","DOIUrl":"https://doi.org/10.46483/deuhfed.1104030","url":null,"abstract":"Objective: This study was carried out to investigate the factors related to the attitudes of nursing students to avoid COVID-19, their perceptions of the disease, and their attitudes towards the vaccine. \u0000 \u0000Methods: The study used a descriptive cross-sectional study design. Nursing students (n = 354) studying at a university in Turkey formed the sample. Online forms included the descriptive characteristics survey form, the avoidance from COVID-19 attitudes scale, the COVID-19 disease perception scale and the COVID-19 vaccine attitudes scale. \u0000 \u0000Results: The students’ mean COVID-19 disease perception scale dangerousness subscale score was 3.86 ± 0.77 and mean contagiousness subscale score was 3.73 ± 0.99. The students’ mean avoidance from COVID-19 attitudes scale cognitive avoidance subscale score was 2.29 ± 0.92 and mean behavioral avoidance subscale score was 3.40 ± 1.04. the students’ mean COVID-19 vaccine attitudes scale positive attitude subscale score was 3.62 ± 1.08 and mean negative attitude subscale score was 3.42 ± 0.89. the women had higher scores than the men (p","PeriodicalId":479617,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi","volume":"22 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139528839","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：