Amaç: Bu çalışmada ameliyat olacak bariatrik cerrahi hastalarında cerrahi korku ile sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkiyi belirlemek amaçlandı.
Yöntem: Çalışma Mayıs 2022- Mart 2023 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde bariatrik cerrahi ameliyatı olacak 85 hasta ile yürütüldü. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Cerrahi Korku Ölçeği ve Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği kullanılarak toplandı. Verilerin analizinde sayı yüzde dağılımı, Bağımsız örneklem t testi, Tek Yönlü Varyans analizi ve Korelasyon analizleri kullanıldı.
Bulgular: Hastaların cerrahi korku ölçeği puan ortalaması 43.51±16.26, cerrahi korku ölçeği kısa dönem alt boyut puan ortalaması 23.58±8.75, cerrahi korku ölçeği uzun dönem alt boyut puan ortalaması 19.92±9.39, sosyal görünüş kaygısı ölçeği puan ortalaması 45.47±15.10 bulundu. Cerrahi korku ölçeği ile sosyal görünüş kaygısı ölçeği arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptandı (p
{"title":"Determining the Relationship Between Surgical Fear and Social Appearance Anxiety in Bariatric Surgery Patients","authors":"Gülsüme SATIR, Ayfer ÖZBAŞ, Halit Eren TAŞKIN","doi":"10.38108/ouhcd.1258461","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1258461","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada ameliyat olacak bariatrik cerrahi hastalarında cerrahi korku ile sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkiyi belirlemek amaçlandı. 
 Yöntem: Çalışma Mayıs 2022- Mart 2023 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde bariatrik cerrahi ameliyatı olacak 85 hasta ile yürütüldü. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Cerrahi Korku Ölçeği ve Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği kullanılarak toplandı. Verilerin analizinde sayı yüzde dağılımı, Bağımsız örneklem t testi, Tek Yönlü Varyans analizi ve Korelasyon analizleri kullanıldı. 
 Bulgular: Hastaların cerrahi korku ölçeği puan ortalaması 43.51±16.26, cerrahi korku ölçeği kısa dönem alt boyut puan ortalaması 23.58±8.75, cerrahi korku ölçeği uzun dönem alt boyut puan ortalaması 19.92±9.39, sosyal görünüş kaygısı ölçeği puan ortalaması 45.47±15.10 bulundu. Cerrahi korku ölçeği ile sosyal görünüş kaygısı ölçeği arasında zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki saptandı (p","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135832058","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışmada hibrit eğitim alan hemşirelik öğrencilerinin COVID-19 pandemisi sırasındaki ilk klinik deneyimleri öncesi ve sonrasında anksiyete ve öz yeterliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma Kasım-Aralık 2021 tarihleri arasında bir devlet üniversitesinde kesitsel desende gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini ilk kez klinik uygulamaya başlayan 106 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma verileri, klinik uygulamanın ilk ve son haftasında "Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği" ve "Genel Öz Yeterlik Ölçeği" ile çevrimiçi anket yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi, Kruskall Wallis Testi, Mann Withney U Testi ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Hibrit eğitim alan hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamanın ilk haftasında anksiyete ve öz yeterliklerinin orta düzeyde olduğu ve klinik uygulama sonunda durumluk anksiyetelerinin azalmadığı (p>0.05); ancak genel öz yeterlikleri ile dayanıklılık ve sürdürme alt boyut puanlarının azaldığı (sırasıyla p=.024, p=.002, p=.000) belirlenmiştir. Bu çalışmada öz yeterlik ve akademik başarı değişkenleri ile durumluk kaygı değişkeni arasında negatif ilişki bulunmuştur. Bununla birlikte kız öğrencilerin klinik uygulamanın başında daha yüksek öz yeterliğe sahip olduğu saptanmıştır (p=.001). Sonuç: COVID-19 pandemisinde hemşirelik öğrencilerinin ilk klinik uygulamada anksiyeteleri orta düzeydeydi ve öz yeterlik algıları azaldı. Özellikle ilk klinik uygulamasına çıkan hemşirelik öğrencilerinde anksiyeteyi azaltıcı ve öz yeterlik algısını geliştirici eğitim ve uygulamaların klinik ve üniversite iş birliği ile yürütülmesi önerilmektedir.
研究目的本研究旨在探讨在 COVID-19 大流行期间,接受混合教育的护理专业学生在首次临床体验前后的焦虑和自我效能感。研究方法本研究采用横断面设计,于 2021 年 11 月至 12 月在一所州立大学进行。研究样本包括 106 名首次开始临床实践的学生。研究数据采用 "状态-特质焦虑量表 "和 "一般自我效能感量表 "以及在线调查的方法在临床实习的第一周和最后一周收集。数据分析采用 Wilcoxon Signed Rank Test、Kruskall Wallis Test、Mann Withney U Test 和 Spearman 相关分析。结果结果表明,接受混合教育的护生在临床实践第一周的焦虑和自我效能感处于中等水平,临床实践结束时其状态焦虑并没有降低(p>0.05);但是,其一般自我效能感和复原力与维持力分量表得分有所降低(分别为p=.024、p=.002、p=.000)。本研究发现,自我效能感和学业成绩变量与状态焦虑变量之间存在负相关。然而,研究发现女生在临床实践初期的自我效能感更高(p=.001)。结论在 COVID-19 大流行中,护生在第一次临床实践中焦虑程度适中,自我效能感下降。建议与诊所和大学合作,开展减少焦虑和提高自我效能感的培训和实践,尤其是对首次临床实践的护生。
{"title":"The Relationship Between Clinical Practice Anxiety and Self-Efficacy Beliefs of Nursing Students Receiving Hybrid Education During the Pandemic Process: A Cross-Sectional Study","authors":"Şenay TAKMAK, Yeliz KARAÇAR","doi":"10.38108/ouhcd.1246710","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1246710","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada hibrit eğitim alan hemşirelik öğrencilerinin COVID-19 pandemisi sırasındaki ilk klinik deneyimleri öncesi ve sonrasında anksiyete ve öz yeterliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma Kasım-Aralık 2021 tarihleri arasında bir devlet üniversitesinde kesitsel desende gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini ilk kez klinik uygulamaya başlayan 106 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma verileri, klinik uygulamanın ilk ve son haftasında \"Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği\" ve \"Genel Öz Yeterlik Ölçeği\" ile çevrimiçi anket yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi, Kruskall Wallis Testi, Mann Withney U Testi ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Hibrit eğitim alan hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamanın ilk haftasında anksiyete ve öz yeterliklerinin orta düzeyde olduğu ve klinik uygulama sonunda durumluk anksiyetelerinin azalmadığı (p>0.05); ancak genel öz yeterlikleri ile dayanıklılık ve sürdürme alt boyut puanlarının azaldığı (sırasıyla p=.024, p=.002, p=.000) belirlenmiştir. Bu çalışmada öz yeterlik ve akademik başarı değişkenleri ile durumluk kaygı değişkeni arasında negatif ilişki bulunmuştur. Bununla birlikte kız öğrencilerin klinik uygulamanın başında daha yüksek öz yeterliğe sahip olduğu saptanmıştır (p=.001). Sonuç: COVID-19 pandemisinde hemşirelik öğrencilerinin ilk klinik uygulamada anksiyeteleri orta düzeydeydi ve öz yeterlik algıları azaldı. Özellikle ilk klinik uygulamasına çıkan hemşirelik öğrencilerinde anksiyeteyi azaltıcı ve öz yeterlik algısını geliştirici eğitim ve uygulamaların klinik ve üniversite iş birliği ile yürütülmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"94 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135832057","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu araştırmanın amacı; üniversite öğrencilerine uygulanan madde ve internet bağımlılığı eğitiminin, öğrencilerin madde bağımlılığı farkındalıklarına ve internete yönelik tutumlarına etkisini belirlemektir.
Yöntem: Araştırmanın örneklemini; üniversitenin sağlık hizmetleri meslek yüksekokulunda öğrenim gören 298 (deney grup = 149 ve kontrol grup = 149) birey oluşturmuştur. Deney grubuna online ortamda madde ve internet bağımlılığı eğitimi uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir eğitim uygulanmamıştır. Yarı deneysel desene göre planlanan bu araştırma, ön-test ve son-test ölçümleri yapılarak gerçekleştirilmiştir. Veriler; Tanıtıcı bilgi formu, İnternete Yönelik Tutum Ölçeği (İYTÖ) ve Madde Bağımlılığı Farkındalık Ölçeği (MBFÖ) ile toplanmıştır.
Bulgular: Araştırmada müdahale grubundaki bireylerin müdahale sonrası MBFÖ puan ortalamaları, müdahale öncesine göre istatiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek iken; İYTÖ puan ortalamaları daha düşük bulunmuştur (p0.05).
Sonuç: Bağımlılık hakkında farkındalık kazandırmak ve tutumu değiştirebilmeye yönelik çevrimiçi kısa eğitim programının etkili olduğu söylenebilir. Toplumun geleceği olan üniversite öğrencilerine bağımlılık konusunda farklı eğitim programlarının oluşturulması, düzenli ve daha fazla oturumun olduğu eğitimlerin planlanması önemli olabilir.
{"title":"University Students' Substance Abuse Awareness and Attitudes towards the Internet: Is There an Effect of a One-Session Training Program?","authors":"Nesrin ÇUNKUŞ KÖKTAŞ, Gülay TAŞDEMİR YİĞİTOĞLU","doi":"10.38108/ouhcd.1183589","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1183589","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırmanın amacı; üniversite öğrencilerine uygulanan madde ve internet bağımlılığı eğitiminin, öğrencilerin madde bağımlılığı farkındalıklarına ve internete yönelik tutumlarına etkisini belirlemektir.
 Yöntem: Araştırmanın örneklemini; üniversitenin sağlık hizmetleri meslek yüksekokulunda öğrenim gören 298 (deney grup = 149 ve kontrol grup = 149) birey oluşturmuştur. Deney grubuna online ortamda madde ve internet bağımlılığı eğitimi uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir eğitim uygulanmamıştır. Yarı deneysel desene göre planlanan bu araştırma, ön-test ve son-test ölçümleri yapılarak gerçekleştirilmiştir. Veriler; Tanıtıcı bilgi formu, İnternete Yönelik Tutum Ölçeği (İYTÖ) ve Madde Bağımlılığı Farkındalık Ölçeği (MBFÖ) ile toplanmıştır.
 Bulgular: Araştırmada müdahale grubundaki bireylerin müdahale sonrası MBFÖ puan ortalamaları, müdahale öncesine göre istatiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek iken; İYTÖ puan ortalamaları daha düşük bulunmuştur (p0.05).
 Sonuç: Bağımlılık hakkında farkındalık kazandırmak ve tutumu değiştirebilmeye yönelik çevrimiçi kısa eğitim programının etkili olduğu söylenebilir. Toplumun geleceği olan üniversite öğrencilerine bağımlılık konusunda farklı eğitim programlarının oluşturulması, düzenli ve daha fazla oturumun olduğu eğitimlerin planlanması önemli olabilir.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135897628","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Objective: This descriptive study was conducted to determine the attitudes of nursing and midwifery students receiving distance education during the COVID-19 pandemic toward mobile learning.
Methods: The population of this study comprised 618 1st, 2nd, 3rd, and 4th year students enrolled in the Faculty of Health Sciences Nursing Department and Department of Midwifery. There was no sample selection and research was completed with 238 students who volunteered to participate in the study. A questionnaire form and the Mobile Learning Attitude Scale (MLAS) were used to collect data.
Results: The mean MLAS score of the female students was 58 ± 11.5 and the mean score of male students was 58 ± 16.0. There was no difference between the total scale and sub-scale scores with respect to sex, age, the department, and year of students (p > 0.05). During the COVID-19 pandemic, students mostly used their smartphones to access the internet. The most significant advantage of M-learning was the ease of use and access; however, the disadvantage was that education was not efficient and effective. Moreover, the biggest difficulty experienced by students in mobile education during the COVID-19 pandemic was internet access and the associated cost. The majority of students who participated in this study felt that M-learning did not affect their academic achievements but was not suitable for nursing and midwifery students.
Conclusions: The attitudes of nursing and midwifery students toward M-learning during the COVID-19 pandemic were moderate.
{"title":"Examination of the Attitudes of Nursing and Midwifery Students Receiving Distance Education during the COVID-19 Pandemic towards Mobile Learning","authors":"Züleyha KILIÇ, Ayşe AYDINLI, Yurdagül GÜNAYDIN, Sevinç POLAT","doi":"10.38108/ouhcd.1147764","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1147764","url":null,"abstract":"Objective: This descriptive study was conducted to determine the attitudes of nursing and midwifery students receiving distance education during the COVID-19 pandemic toward mobile learning. 
 Methods: The population of this study comprised 618 1st, 2nd, 3rd, and 4th year students enrolled in the Faculty of Health Sciences Nursing Department and Department of Midwifery. There was no sample selection and research was completed with 238 students who volunteered to participate in the study. A questionnaire form and the Mobile Learning Attitude Scale (MLAS) were used to collect data. 
 Results: The mean MLAS score of the female students was 58 ± 11.5 and the mean score of male students was 58 ± 16.0. There was no difference between the total scale and sub-scale scores with respect to sex, age, the department, and year of students (p > 0.05). During the COVID-19 pandemic, students mostly used their smartphones to access the internet. The most significant advantage of M-learning was the ease of use and access; however, the disadvantage was that education was not efficient and effective. Moreover, the biggest difficulty experienced by students in mobile education during the COVID-19 pandemic was internet access and the associated cost. The majority of students who participated in this study felt that M-learning did not affect their academic achievements but was not suitable for nursing and midwifery students.
 Conclusions: The attitudes of nursing and midwifery students toward M-learning during the COVID-19 pandemic were moderate.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136350428","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Objective: The aim of this study was to determine the change in the thoughts and feelings after the orientation education of nurses who started work during the COVID-19 pandemic.
Methods: This research was designed as a semi-experimental study with a single group applied with pre-test and post-test. The study was conducted with 358 nurses. The data were collected using the “Nurse Info Form”, “Pre-Orientation Evaluation Form” and “Post-Orientation Evaluation Form”. Approval for the study was granted by the Clinical Research Ethics Committee and permission was also received from the institution where the study was conducted. Data obtained in the study were analyzed statistically using Number Cruncher Statistical System Statistical Software (Utah, USA).
Results: In the examination of the positive feelings, there was seen to be a statistically significant increase after the orientation education compared to before concerning feeling self-motivated, satisfied, and safe. In the examination of the negative feelings, there was seen to be a statistically significant decrease after the orientation education compared to before concerning feeling anxious.
Conclusions: The planning and application of orientation education taking the thoughts and feelings of nurses into account will facilitate adaptation to work.
目的:本研究旨在了解新冠肺炎大流行期间入职护士在接受定向教育后的思想感受变化。
方法:本研究采用半实验设计,单组进行前测和后测。这项研究对358名护士进行了调查。采用“护士信息表”、“入职前评价表”和“入职后评价表”进行数据收集。临床研究伦理委员会(Clinical Research Ethics Committee)批准了这项研究,同时也获得了开展这项研究的机构的许可。使用Number Cruncher统计系统统计软件(Utah, USA)对研究中获得的数据进行统计分析。
结果:在积极感受的测试中,接受定向教育后的自我激励感、满足感和安全感较接受定向教育前有显著提高。在消极情绪的测试中,与接受定向教育前相比,接受定向教育后的焦虑情绪有统计学上的显著下降。& # x0D;结论:考虑护士思想感受的迎新教育的策划与实施,有利于护士适应工作。
{"title":"The Change in the Thoughts and Feelings after the Orientation Education of Nurses Starting Work during the COVID-19 Pandemic","authors":"Figen ÇALIŞKAN, İrem Nur OZDEMİR","doi":"10.38108/ouhcd.1236074","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1236074","url":null,"abstract":"Objective: The aim of this study was to determine the change in the thoughts and feelings after the orientation education of nurses who started work during the COVID-19 pandemic.
 Methods: This research was designed as a semi-experimental study with a single group applied with pre-test and post-test. The study was conducted with 358 nurses. The data were collected using the “Nurse Info Form”, “Pre-Orientation Evaluation Form” and “Post-Orientation Evaluation Form”. Approval for the study was granted by the Clinical Research Ethics Committee and permission was also received from the institution where the study was conducted. Data obtained in the study were analyzed statistically using Number Cruncher Statistical System Statistical Software (Utah, USA).
 Results: In the examination of the positive feelings, there was seen to be a statistically significant increase after the orientation education compared to before concerning feeling self-motivated, satisfied, and safe. In the examination of the negative feelings, there was seen to be a statistically significant decrease after the orientation education compared to before concerning feeling anxious. 
 Conclusions: The planning and application of orientation education taking the thoughts and feelings of nurses into account will facilitate adaptation to work.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"78 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135429154","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Postpartum dönemde büyükanne desteğinin emzirme öz yeterlilik üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırma, doğum sonrası 0-42 günlük bebeği olan 213 anne ile Ocak- Nisan 2022 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusundaki bir ilin araştırma hastanesinin Pediatri Polikliniği’nde yürütülmüştür. Veriler anket formu ve Emzirme Öz Yeterlilik Ölçeği-Kısa Formu (EÖYÖ-KF) aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzde, ortalama, T-testi, Mann Whitney U Testi ve Spearman Korelasyon analizleri kullanılmıştır.
Bulgular: Büyükannelerin lohusalıkta yanında kalma süresinin ortalama 10.27±11.20 gün olduğu, %71.8’inin lohusalık sürecinde destek aldığı bulunmuştur. Büyükannelerin lohusalıkta %61’inin anne sütü dışında besin önerdiği, besin önerisinde bulunanların %43.4’ünün mama önerdiği, %74.4’ünün önerilen besinleri bebeğine verdiği tespit edilmiştir. Annelerin büyükanne desteği alma durumlarına göre emzirme öz-yeterlilik düzeyleri ve lohusalıkta kalma süreleri arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p
{"title":"The Effect of Grandmother Support on Breastfeeding Self-Efficacy Level in The Postpartum Period: A Cross-Sectional Study","authors":"Gülsün AYRAN, Semra KÖSE","doi":"10.38108/ouhcd.1222786","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1222786","url":null,"abstract":"Amaç: Postpartum dönemde büyükanne desteğinin emzirme öz yeterlilik üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
 Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırma, doğum sonrası 0-42 günlük bebeği olan 213 anne ile Ocak- Nisan 2022 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusundaki bir ilin araştırma hastanesinin Pediatri Polikliniği’nde yürütülmüştür. Veriler anket formu ve Emzirme Öz Yeterlilik Ölçeği-Kısa Formu (EÖYÖ-KF) aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzde, ortalama, T-testi, Mann Whitney U Testi ve Spearman Korelasyon analizleri kullanılmıştır. 
 Bulgular: Büyükannelerin lohusalıkta yanında kalma süresinin ortalama 10.27±11.20 gün olduğu, %71.8’inin lohusalık sürecinde destek aldığı bulunmuştur. Büyükannelerin lohusalıkta %61’inin anne sütü dışında besin önerdiği, besin önerisinde bulunanların %43.4’ünün mama önerdiği, %74.4’ünün önerilen besinleri bebeğine verdiği tespit edilmiştir. Annelerin büyükanne desteği alma durumlarına göre emzirme öz-yeterlilik düzeyleri ve lohusalıkta kalma süreleri arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135474067","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik tanılarını algılama düzeyleri ile klinik performanslarına ilişkin öz yeterliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırma bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören 212 hemşirelik bölümü öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri tanıtıcı bilgi formu, Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ve Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği kullanılarak toplanmıştır.
Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin %83.5’inin hemşirelik tanılarını gerekli bulduğu, %56.1’inin hemşirelik tanısı belirleme sürecinde sorun yaşadığı, Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği puan ortalamasının 2.54±0.68; Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği puan ortalamasının 70.36±16.31 olduğu belirlenmiştir. Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ile Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği puan ortalamaları arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=.182, p=0.008).
Sonuç: Bu çalışmada öğrencilerin hemşirelik tanılarını algılama düzeylerinin orta; klinik performanslarına ilişkin öz yeterlik algılarının ise %70 oranında yeterli olduğu tespit edilmiştir. Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ile Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği toplam puan ortalamaları arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin hemşirelik tanılarını algılama düzeyini cinsiyet ve öğrenim görülen sınıf değişkenlerinin etkilediği belirlenmiştir. Öğrencilerin klinik performans öz yeterlik düzeylerini ise cinsiyet, hemşirelik bölümünde öğrenim görmekten memnun olma durumu, hemşirelik tanılarını gerekli bulma durumu ve hemşirelik tanısı belirleme sürecinde sorun yaşama durumu değişkenlerinin etkilediği bulunmuştur. Öğrencilerin tanılama becerilerinin ve klinik uygulamalardaki öz yeterliklerinin gelişimini desteklemek için lisans eğitimleri esnasında hemşirelik sürecine ayrılan sürenin artırılması ve öğretim elemanlarının farklı öğretim yöntemlerini kullanmaları önerilir.
{"title":"Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik Tanılarını Algılama Düzeyleri ile Klinik Performanslarına İlişkin Öz Yeterliklerinin Belirlenmesi","authors":"Asli KURTGÖZ, Merve ÇAYIR YILMAZ","doi":"10.38108/ouhcd.1167475","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1167475","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik tanılarını algılama düzeyleri ile klinik performanslarına ilişkin öz yeterliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
 Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırma bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören 212 hemşirelik bölümü öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri tanıtıcı bilgi formu, Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ve Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. 
 Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin %83.5’inin hemşirelik tanılarını gerekli bulduğu, %56.1’inin hemşirelik tanısı belirleme sürecinde sorun yaşadığı, Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği puan ortalamasının 2.54±0.68; Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği puan ortalamasının 70.36±16.31 olduğu belirlenmiştir. Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ile Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği puan ortalamaları arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=.182, p=0.008). 
 Sonuç: Bu çalışmada öğrencilerin hemşirelik tanılarını algılama düzeylerinin orta; klinik performanslarına ilişkin öz yeterlik algılarının ise %70 oranında yeterli olduğu tespit edilmiştir. Hemşirelik Tanılarını Algılama Ölçeği ile Klinik Performansta Öz-Yeterlilik Ölçeği toplam puan ortalamaları arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin hemşirelik tanılarını algılama düzeyini cinsiyet ve öğrenim görülen sınıf değişkenlerinin etkilediği belirlenmiştir. Öğrencilerin klinik performans öz yeterlik düzeylerini ise cinsiyet, hemşirelik bölümünde öğrenim görmekten memnun olma durumu, hemşirelik tanılarını gerekli bulma durumu ve hemşirelik tanısı belirleme sürecinde sorun yaşama durumu değişkenlerinin etkilediği bulunmuştur. Öğrencilerin tanılama becerilerinin ve klinik uygulamalardaki öz yeterliklerinin gelişimini desteklemek için lisans eğitimleri esnasında hemşirelik sürecine ayrılan sürenin artırılması ve öğretim elemanlarının farklı öğretim yöntemlerini kullanmaları önerilir.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135812932","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Objective: The purpose of this research was to evaluate knowledge and behaviours of university students about Human Papillomavirüs (HPV) infection and the HPV vaccine.
Method: This descriptive study was carried out between 05.04.2020 and 25.07.2020. The population of the research consisted of 267 international students studying in the law and engineering faculties of Near East University, and the sample group consisted of 213 international students. The data were collected through an online questionnaire developed by the researcher based on the literature review and consisting of four parts: demographic criteria, characteristics, behaviors of students regarding HPV infection and vaccine, information about HPV infection, and information about HPV vaccine. The data were analyzed using the SPSS 22.0 program and the analysis results were interpreted at the p
{"title":"Knowledge, Behaviours and Affecting Factors About Human Papilloma Virus and Vaccination Among University Students","authors":"Daina CHARNELLE, Serap TEKBAŞ","doi":"10.38108/ouhcd.1170908","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1170908","url":null,"abstract":"Objective: The purpose of this research was to evaluate knowledge and behaviours of university students about Human Papillomavirüs (HPV) infection and the HPV vaccine.
 Method: This descriptive study was carried out between 05.04.2020 and 25.07.2020. The population of the research consisted of 267 international students studying in the law and engineering faculties of Near East University, and the sample group consisted of 213 international students. The data were collected through an online questionnaire developed by the researcher based on the literature review and consisting of four parts: demographic criteria, characteristics, behaviors of students regarding HPV infection and vaccine, information about HPV infection, and information about HPV vaccine. The data were analyzed using the SPSS 22.0 program and the analysis results were interpreted at the p","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135189408","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Kronik hastalığı olan veya cerrahi girişim geçirmiş olan hastaların evde bakımlarını üstlenecek olan bakım vericilerinin, koronavirüs pandemi dönemindeki kaygı düzeylerinin bilgi/ beceri düzeylerine olan etkisinin değerlendirilmesidir.
Yöntem: Tanımlayıcı kesitsel olarak planlanan araştırma Mayıs -Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Veriler bir Devlet Hastanesi’nin dahiliye ve cerrahi kliniklerinde bakım almış hastalara evde bakım veren 458 bireyden toplanmıştır. Veri toplamada ‘Hastaların Tanımlayıcı Özellikleri Formu’, ‘Hastalara Bakım Verecek Olan Aile Üyelerinin/Bireylerinin Tanıtıcı Özellikleri ve Bilgi-Beceri Düzeyleri Formu’ ve ‘Koronavirüs Kaygı Ölçeği’ kullanılmıştır. Veri analizinde tanımlayıcı istatistiklerden (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) yararlanılmış, bakım veren bireylerin koronavirüs kaygı düzeyinin karşılaştırılmasında t-testi ve ANOVA testi kullanılmıştır.
Bulgular: Bakım vericilerin Koronavirüs Kaygı Ölçeği puan ortalamalarının 19.02±4.51 yüksek olduğu bulunmuştur. Kaygı düzeyleri puan ortalamaları ile bakım vericilerin sosyodemografik özellikleri ve bilgi-beceri düzeyleri arasında kadın cinsiyet, çalışan olmak, anne/babaya bakım vermek, bakım vermeyi istememe, manevi/psikolojik destek almama, hastaların ilaçlarına dair bilgisi sahibi olmama değişkenlerinin istatistiksel olarak anlamlılığa neden olarak bakım vericilerin koronavirüs kaygılarını artırdığı saptanmıştır (p
{"title":"The Effect of Anxiety Levels on Knowledge and Skill Levels of Family Members/Individuals Caring for Patients in the COVID-19 Period","authors":"Neşe ATAMAN BOR, Kıymet ÖZTEPE YEŞİLYURT","doi":"10.38108/ouhcd.1208303","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1208303","url":null,"abstract":"Amaç: Kronik hastalığı olan veya cerrahi girişim geçirmiş olan hastaların evde bakımlarını üstlenecek olan bakım vericilerinin, koronavirüs pandemi dönemindeki kaygı düzeylerinin bilgi/ beceri düzeylerine olan etkisinin değerlendirilmesidir.
 Yöntem: Tanımlayıcı kesitsel olarak planlanan araştırma Mayıs -Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Veriler bir Devlet Hastanesi’nin dahiliye ve cerrahi kliniklerinde bakım almış hastalara evde bakım veren 458 bireyden toplanmıştır. Veri toplamada ‘Hastaların Tanımlayıcı Özellikleri Formu’, ‘Hastalara Bakım Verecek Olan Aile Üyelerinin/Bireylerinin Tanıtıcı Özellikleri ve Bilgi-Beceri Düzeyleri Formu’ ve ‘Koronavirüs Kaygı Ölçeği’ kullanılmıştır. Veri analizinde tanımlayıcı istatistiklerden (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) yararlanılmış, bakım veren bireylerin koronavirüs kaygı düzeyinin karşılaştırılmasında t-testi ve ANOVA testi kullanılmıştır.
 Bulgular: Bakım vericilerin Koronavirüs Kaygı Ölçeği puan ortalamalarının 19.02±4.51 yüksek olduğu bulunmuştur. Kaygı düzeyleri puan ortalamaları ile bakım vericilerin sosyodemografik özellikleri ve bilgi-beceri düzeyleri arasında kadın cinsiyet, çalışan olmak, anne/babaya bakım vermek, bakım vermeyi istememe, manevi/psikolojik destek almama, hastaların ilaçlarına dair bilgisi sahibi olmama değişkenlerinin istatistiksel olarak anlamlılığa neden olarak bakım vericilerin koronavirüs kaygılarını artırdığı saptanmıştır (p","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"17 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135528324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Türkiye’de hemşirelik alanında 2012-2023 yılları arasında yayımlanan oral kemoterapi konulu makalelerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma literatüre dayalı retrospektif tipte tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Türkçe ve İngilizce olarak “oral kemoterapi”, “hemşirelik” anahtar kelimeleri kullanılarak Google Akademik, Türk Medline ve Pubmed veri tabanlarından araştırılmıştır. 2012-2023 yılları arasında yayımlanan ve dahil edilme kriterlerini karşılayan 11 makale incelenmiştir. Makalelerin %81.8’i araştırma makalesi ve %18.2’sinin derleme olduğu saptanmıştır. Makalelerin %54.5’i ulusal, %45.5’i ise uluslararası dergilerde ve %63.6’sı İngilizce olarak yayımlanmıştır. Araştırmaların %45.5’i oral kemoterapi de ilaç uyumunu incelemiştir. Araştırmaların %100’ü hastalar ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda örneklem popülasyonu olarak sağlık profesyonelleri ve hastalara bakım veren aile üyeleriyle yapılan çalışmalara ulaşılamamıştır. Hasta bakım kalitesi açısından bu grupların farkındalıkları, bilgi düzeyleri, klinik uygulamaları ve destek ihtiyaçlarının saptanmasının kanıt temelli çalışmalara yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
{"title":"Examination of Articles on Oral Chemotherapy in the Field of Nursing in the Last 10 Years in Türkiye","authors":"Baise BİCAV, Sevinç KUTLUTÜRKAN","doi":"10.38108/ouhcd.1263211","DOIUrl":"https://doi.org/10.38108/ouhcd.1263211","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Türkiye’de hemşirelik alanında 2012-2023 yılları arasında yayımlanan oral kemoterapi konulu makalelerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma literatüre dayalı retrospektif tipte tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Türkçe ve İngilizce olarak “oral kemoterapi”, “hemşirelik” anahtar kelimeleri kullanılarak Google Akademik, Türk Medline ve Pubmed veri tabanlarından araştırılmıştır. 2012-2023 yılları arasında yayımlanan ve dahil edilme kriterlerini karşılayan 11 makale incelenmiştir. Makalelerin %81.8’i araştırma makalesi ve %18.2’sinin derleme olduğu saptanmıştır. Makalelerin %54.5’i ulusal, %45.5’i ise uluslararası dergilerde ve %63.6’sı İngilizce olarak yayımlanmıştır. Araştırmaların %45.5’i oral kemoterapi de ilaç uyumunu incelemiştir. Araştırmaların %100’ü hastalar ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmalarda örneklem popülasyonu olarak sağlık profesyonelleri ve hastalara bakım veren aile üyeleriyle yapılan çalışmalara ulaşılamamıştır. Hasta bakım kalitesi açısından bu grupların farkındalıkları, bilgi düzeyleri, klinik uygulamaları ve destek ihtiyaçlarının saptanmasının kanıt temelli çalışmalara yol gösterici olacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":485616,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi","volume":"70 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135528325","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}