Artan internet kullanımı ile web sayfaları kullanılarak kayıt altına alınan ve işlenen bilgiye erişim isteği de paralel gelişme göstermektedir. Web sayfalarında mekânsal olmayan bilginin yanı sıra mekâna bağlı olarak sunulan bilgilerin de sunumu yapılmaktadır. Web teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, web haritalarının işlevlerinde ve yayınlanmasında artış meydana gelmektedir. Risk ve risk durumunun takibinde haritaların kullanımı oldukça yaygındır. Günümüzde özellikle web tabanlı interaktif haritalar sayesinde artık risk takipleri çok daha kolay ve anlık yapılabilmektedir. Bu çalışmada Korona virüs pandemisinin mekânsal dağılımına ilişkin örnek bir web haritası tasarlanmıştır. Web haritasının hazırlanmasında açık kaynak kodlu yazılımların kullanılması amaçlanmıştır. Çalışmada PostgreSQL (POSTGIS uzantısı) veri tabanı verilerinin PHP bağlantısı, Laravel framework ile sağlanmıştır. Harita uygulamasının kullanıcı arayüzü ise JavaScript Leaflet Kütüphanesi kullanılarak tasarlanmıştır. Açık kaynak JavaScript Chart Kütüphanesi, Korona virüs bilgilerinin günlük dağılımın grafiksel gösterimi için kullanılmıştır. Web tabanlı haritaların oluşturulmasından yayın sürecine kadar olan her aşama açık kaynak kodlu uygulamalar kullanılarak yapılmış ve incelenmiştir ayrıca çeşitli tarayıcılarda sistem test edilmiştir.
{"title":"USING WEB BASED MAPS IN RISK MONITORİNG: COVID-19 WEB MAP EXAMPLE","authors":"Bilal ER, Lütfiye KUŞAK","doi":"10.21923/jesd.1245273","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1245273","url":null,"abstract":"Artan internet kullanımı ile web sayfaları kullanılarak kayıt altına alınan ve işlenen bilgiye erişim isteği de paralel gelişme göstermektedir. Web sayfalarında mekânsal olmayan bilginin yanı sıra mekâna bağlı olarak sunulan bilgilerin de sunumu yapılmaktadır. Web teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, web haritalarının işlevlerinde ve yayınlanmasında artış meydana gelmektedir. Risk ve risk durumunun takibinde haritaların kullanımı oldukça yaygındır. Günümüzde özellikle web tabanlı interaktif haritalar sayesinde artık risk takipleri çok daha kolay ve anlık yapılabilmektedir. Bu çalışmada Korona virüs pandemisinin mekânsal dağılımına ilişkin örnek bir web haritası tasarlanmıştır. Web haritasının hazırlanmasında açık kaynak kodlu yazılımların kullanılması amaçlanmıştır. Çalışmada PostgreSQL (POSTGIS uzantısı) veri tabanı verilerinin PHP bağlantısı, Laravel framework ile sağlanmıştır. Harita uygulamasının kullanıcı arayüzü ise JavaScript Leaflet Kütüphanesi kullanılarak tasarlanmıştır. Açık kaynak JavaScript Chart Kütüphanesi, Korona virüs bilgilerinin günlük dağılımın grafiksel gösterimi için kullanılmıştır. Web tabanlı haritaların oluşturulmasından yayın sürecine kadar olan her aşama açık kaynak kodlu uygulamalar kullanılarak yapılmış ve incelenmiştir ayrıca çeşitli tarayıcılarda sistem test edilmiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344867","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Apricot kernel is a byproduct of fruit processing that is used for nuts but has a high economic value due to its high oil content. The aim of this research was to compare the green extraction techniques microwave-assisted extraction (MAE) and ultrasound-assisted extraction (UAE) with the traditional Soxhlet extraction method (SXHE). Time (min), amplitude (%), and temperature (°C) in the UAE method, power (W) and, time (min) in the MAE method, and time (min) in the SXHE method were used as oil extraction process parameters. The time required to achieve the oil yield similar to SXHE (43.65%) is 79% and 83% less in UAE and MAE methods, respectively. Extraction methods are ranked as UAE>MAE>SXHE when they are compared in terms of low free fatty acid (FFA), peroxide value (PV), and Delta-K, high antioxidant activity and total phenolic content (TPC), fatty acid composition, and accelerated shelf-life test (up to 20 days). However, after the 20th day of the shelf-life test, this ranking changes as UAE>SXHE>MAE. The UAE method had better results than MAE and SXHE methods due to same oil yield and higher functional oil content, especially at low extraction temperatures, and should be recommended for oil extraction from different kernels in the food industry.
{"title":"KAYISI ÇEKİRDEĞİNİN YAĞ VERİMİ VE FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE GELENEKSEL VE YEŞİL EKSTRAKSİYON YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI İNCELENMESİ","authors":"Muhammed Mustafa ÖZÇELİK, Erdogan KÜÇÜKÖNER","doi":"10.21923/jesd.1259057","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1259057","url":null,"abstract":"Apricot kernel is a byproduct of fruit processing that is used for nuts but has a high economic value due to its high oil content. The aim of this research was to compare the green extraction techniques microwave-assisted extraction (MAE) and ultrasound-assisted extraction (UAE) with the traditional Soxhlet extraction method (SXHE). Time (min), amplitude (%), and temperature (°C) in the UAE method, power (W) and, time (min) in the MAE method, and time (min) in the SXHE method were used as oil extraction process parameters. The time required to achieve the oil yield similar to SXHE (43.65%) is 79% and 83% less in UAE and MAE methods, respectively. Extraction methods are ranked as UAE>MAE>SXHE when they are compared in terms of low free fatty acid (FFA), peroxide value (PV), and Delta-K, high antioxidant activity and total phenolic content (TPC), fatty acid composition, and accelerated shelf-life test (up to 20 days). However, after the 20th day of the shelf-life test, this ranking changes as UAE>SXHE>MAE. The UAE method had better results than MAE and SXHE methods due to same oil yield and higher functional oil content, especially at low extraction temperatures, and should be recommended for oil extraction from different kernels in the food industry.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135345044","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bedirhan SARIMEHMET, Hacı Mehmet ALAKAŞ, Mehmet PINARBAŞI, Tamer EREN
Uluslar sürdürülebilir tarım faaliyetleri gerçekleştirmek için toplumsal olarak karar mekanizması geliştirmeye ve optimizasyona ihtiyaç duymaktadır. Hasat çizelgeleme de bu karar verme ve optimizasyon problemlerinden biridir. Bu çalışmada, yılda ortalama üç kez hasat edilen çay bitkisi için bir hasat optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çiftçilikle mevsimlik olarak ilgilenen insanların genellikle birincil meslekleri farklıdır. Hasat günlerinde çiftçiler bu birincil mesleklerini yerine getirememektedir. Bu nedenle, hasat çizelgesinin oluşturulması için çiftçilerin uygun gün tercihlerinin de dikkate alınması sürdürülebilir tarım adına önem taşımaktadır. Bu çalışmada fabrika ve alım yeri kapasitelerinin yanı sıra çiftçilerin uygun/uygun olmayan gün tercihlerini optimize etmek için hedef programlama modelleri geliştirilmiştir. Gerçekleştirilen vaka çalışması sahası şu özelliklere sahiptir: 12 alım yeri, 988 çiftçi ve 3392 dekar çay tarlası. Önerilen modelin performansının test edilmesi için çiftçi uygun/uygun olmayan günlerinin rassal olarak belirlendiği veri setleri üretilmiştir. Bu şekilde birbirinden farklı üretilen bin ayrı veri seti ile duyarlılık analizi yapılmıştır. Yapılan analizler önerilen modeller ile oluşturulan çizelgelerin çay hasat sürecindeki sürdürülebilirliği ve verimliliği artırdığını göstermiştir.
{"title":"MATHEMATİCAL MODEL SUGGESTİON FOR TEA HARVEST SCHEDULİNG","authors":"Bedirhan SARIMEHMET, Hacı Mehmet ALAKAŞ, Mehmet PINARBAŞI, Tamer EREN","doi":"10.21923/jesd.1244145","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1244145","url":null,"abstract":"Uluslar sürdürülebilir tarım faaliyetleri gerçekleştirmek için toplumsal olarak karar mekanizması geliştirmeye ve optimizasyona ihtiyaç duymaktadır. Hasat çizelgeleme de bu karar verme ve optimizasyon problemlerinden biridir. Bu çalışmada, yılda ortalama üç kez hasat edilen çay bitkisi için bir hasat optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çiftçilikle mevsimlik olarak ilgilenen insanların genellikle birincil meslekleri farklıdır. Hasat günlerinde çiftçiler bu birincil mesleklerini yerine getirememektedir. Bu nedenle, hasat çizelgesinin oluşturulması için çiftçilerin uygun gün tercihlerinin de dikkate alınması sürdürülebilir tarım adına önem taşımaktadır. Bu çalışmada fabrika ve alım yeri kapasitelerinin yanı sıra çiftçilerin uygun/uygun olmayan gün tercihlerini optimize etmek için hedef programlama modelleri geliştirilmiştir. Gerçekleştirilen vaka çalışması sahası şu özelliklere sahiptir: 12 alım yeri, 988 çiftçi ve 3392 dekar çay tarlası. Önerilen modelin performansının test edilmesi için çiftçi uygun/uygun olmayan günlerinin rassal olarak belirlendiği veri setleri üretilmiştir. Bu şekilde birbirinden farklı üretilen bin ayrı veri seti ile duyarlılık analizi yapılmıştır. Yapılan analizler önerilen modeller ile oluşturulan çizelgelerin çay hasat sürecindeki sürdürülebilirliği ve verimliliği artırdığını göstermiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"129 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135343565","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Firmaların varlıklarını sürdürebilmeleri için, belli karlılık hedeflerini tutturmaları gerekmektedir. Firmalarda karlılık hedeflerine doğrudan etki eden faaliyetlerden biri de satın almadır. Değişen dünya koşullarında satın alma süreçlerinin kritik malzeme grupları için çevik ve stratejik olması gerekmektedir. Bu çalışmada, çelik malzeme ürün grubunda stratejik satın alma kararlarının verilmesi ve karlılığın arttırılması için veri madenciliği ve makine öğrenmesi yöntemleri ortaya konmuştur. Veri setinde bulunan gürültülü veriler tespit edilerek veri madenciliği teknikleri ile temizlenmiştir. Temizlenen veri seti makine öğrenmesi tekniklerinden kümeleme analizlerinden hiyerarşik kümeleme ve K-ortalamalar yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bu analizde ideal küme sayısı ve bulunan ideal küme sayısının doğrulaması yapılmış olup stratejik açıdan en önemli proje ortaya konmuştur. Seçilen projede yer alan malzeme detayları teknik olarak incelenip, tüketim, kalınlık ve çelik malzemenin haddeleme tipi dikkate alınarak karlılık getirmesi beklenen satın alma stratejileri ortaya konmuştur. Bu çalışmada önerilen analizler ile satın alma süreçlerinde, çalışan kaynaklı hataların satın alma stratejileri geliştirme süreçlerindeki etkileri azaltılmış, satın alma çalışanlarının uzun zaman harcayarak yapacağı analizler, veri analizi ve makine öğrenmesi gibi endüstri mühendisliği yöntemleri ile gerçekleştirilmiştir.
{"title":"ÇELİK MALZEME SATIN ALMA SÜREÇLERİNDE VERİ MADENCİLİĞİ VE MAKİNE ÖĞRENMESİ UYGULAMALARI","authors":"Seray MİRASÇI, Aslı AKSOY","doi":"10.21923/jesd.1221635","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1221635","url":null,"abstract":"Firmaların varlıklarını sürdürebilmeleri için, belli karlılık hedeflerini tutturmaları gerekmektedir. Firmalarda karlılık hedeflerine doğrudan etki eden faaliyetlerden biri de satın almadır. Değişen dünya koşullarında satın alma süreçlerinin kritik malzeme grupları için çevik ve stratejik olması gerekmektedir. Bu çalışmada, çelik malzeme ürün grubunda stratejik satın alma kararlarının verilmesi ve karlılığın arttırılması için veri madenciliği ve makine öğrenmesi yöntemleri ortaya konmuştur. Veri setinde bulunan gürültülü veriler tespit edilerek veri madenciliği teknikleri ile temizlenmiştir. Temizlenen veri seti makine öğrenmesi tekniklerinden kümeleme analizlerinden hiyerarşik kümeleme ve K-ortalamalar yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bu analizde ideal küme sayısı ve bulunan ideal küme sayısının doğrulaması yapılmış olup stratejik açıdan en önemli proje ortaya konmuştur. Seçilen projede yer alan malzeme detayları teknik olarak incelenip, tüketim, kalınlık ve çelik malzemenin haddeleme tipi dikkate alınarak karlılık getirmesi beklenen satın alma stratejileri ortaya konmuştur. Bu çalışmada önerilen analizler ile satın alma süreçlerinde, çalışan kaynaklı hataların satın alma stratejileri geliştirme süreçlerindeki etkileri azaltılmış, satın alma çalışanlarının uzun zaman harcayarak yapacağı analizler, veri analizi ve makine öğrenmesi gibi endüstri mühendisliği yöntemleri ile gerçekleştirilmiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344586","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Elif ŞİMŞEK YEŞİL, Ayşe DAL, Emrah ÖZTÜRK, Mehmet KİTİŞ
Global ölçekte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Gelecekte ülkemizin de dâhil olduğu birçok ülkede su kıtlığının yaşanması beklenmektedir. Bu durum tekstil sektörü gibi suyu yoğun kullanarak üretim yapan sektörler için bir endişe kaynağıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak için özellikle suyu yoğun kullanan sektörler başta olmak üzere sektörlerin su ayak izi değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada pamuklu tekstil üretiminde yaşam döngüsü boyunca su ayak izi değerleri araştırılmıştır. Bu kapsamda hammadde çıkarma (pamuk üretimi, çırçırlama vb.), pamuklu kumaş üretimi, nakliye, tüketici kullanımı ve kullanım ömrü sonunda elden çıkarma aşamaları için su ayak izi değerleri ve yaşam döngüsü boyunca pamuklu kumaş üretimi için toplam su ayak izi değeri literatür araştırmalarıyla belirlenmiştir. Yaşam döngüsü boyunca pamuklu kumaş üretimi için toplam su ayak izi değerleri 4.573-7.583 m3/ton aralığında değişim göstermektedir. Toplam su ayak izi değerinin %93-97’lik kısmını pamuk üretimi ve %2-6’lık kısmını da pamuklu kumaş üretimi oluşturmaktadır. Çırçırlama, nakliye ve tüketici kullanımı için toplam su ayak izi oranları %1 ve toplam su ayak izi değeri ise 55 m3/ton olarak bulunmuştur. Dolayısıyla pamuk üretimi, üretim prosesleri ve tüketici kullanımı adımlarında verimlilik tedbirleri uygulayarak pamuklu kumaş için su ayak izinin azaltılması sağlanabilir.
{"title":"PAMUKLU TEKSTİL ÜRETİMİNDE SU AYAK İZİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Elif ŞİMŞEK YEŞİL, Ayşe DAL, Emrah ÖZTÜRK, Mehmet KİTİŞ","doi":"10.21923/jesd.1276229","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1276229","url":null,"abstract":"Global ölçekte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Gelecekte ülkemizin de dâhil olduğu birçok ülkede su kıtlığının yaşanması beklenmektedir. Bu durum tekstil sektörü gibi suyu yoğun kullanarak üretim yapan sektörler için bir endişe kaynağıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak için özellikle suyu yoğun kullanan sektörler başta olmak üzere sektörlerin su ayak izi değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada pamuklu tekstil üretiminde yaşam döngüsü boyunca su ayak izi değerleri araştırılmıştır. Bu kapsamda hammadde çıkarma (pamuk üretimi, çırçırlama vb.), pamuklu kumaş üretimi, nakliye, tüketici kullanımı ve kullanım ömrü sonunda elden çıkarma aşamaları için su ayak izi değerleri ve yaşam döngüsü boyunca pamuklu kumaş üretimi için toplam su ayak izi değeri literatür araştırmalarıyla belirlenmiştir. Yaşam döngüsü boyunca pamuklu kumaş üretimi için toplam su ayak izi değerleri 4.573-7.583 m3/ton aralığında değişim göstermektedir. Toplam su ayak izi değerinin %93-97’lik kısmını pamuk üretimi ve %2-6’lık kısmını da pamuklu kumaş üretimi oluşturmaktadır. Çırçırlama, nakliye ve tüketici kullanımı için toplam su ayak izi oranları %1 ve toplam su ayak izi değeri ise 55 m3/ton olarak bulunmuştur. Dolayısıyla pamuk üretimi, üretim prosesleri ve tüketici kullanımı adımlarında verimlilik tedbirleri uygulayarak pamuklu kumaş için su ayak izinin azaltılması sağlanabilir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"56 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135345033","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yapılara giren enerjinin belirlenmesi enerji esaslı deprem mühendisliğinin en temel konusudur. Yer hareketi esnasında yapıya giren enerji histeretik enerji, kinetik enerji, elastik şekil değiştirme enerjisi ve sönümleme enerjisinin toplamını oluşturmaktadır. Enerjiye dayalı tasarımda yer hareketi ile elde edilen enerji talebinin yapının enerji tüketme kapasitesinden daha düşük olması gerekmektedir. Bu yüzden yapıya giren enerjinin gerçekçi olarak belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada, farklı tasarım spektrumlarının sisteme giren enerji taleplerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla, tek serbestlik dereceli (TSD) sistemlerin doğrusal olmayan dinamik analizleri yapılmıştır. Bu amaçla toplamda 72 farklı TSD sistem dikkate alınmıştır. Farklı spektrumların etkisini incelemek amacıyla Türkiye’de bulunan 4 farklı konum ve bu konumlar ile uyumlu 3 farklı yerel zemin sınıfı dikkate alınmıştır. 12 farklı tasarım spektrumunun her biri ile uyumlu 4 farklı ivme kaydı seti elde edilmiş, toplamda ise 48 adet ivme kaydı seti doğrusal olmayan dinamik analizler için kullanılmıştır. Analiz sonuçlarında maksimum giren enerji taleplerinin ortalaması ile bu taleplere ait saçılımlar karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçları incelendiğinde; farklı düzeyde tasarım spektrumu dikkate alındığında sisteme giren enerji taleplerinin de değiştiği görülmüştür. Ayrıca aynı tasarım spektrumu ile uyumlu farklı ivme setlerinden elde edilen maksimum giren enerji taleplerinin ortalaması birbirlerine yakındır. Son olarak, giren enerji taleplerinin set içerisindeki saçılımlarının yüksek olduğu ve buna karşılık setler arası saçılımın ise düşük olduğu görülmüştür.
{"title":"TBDY 2018 İLE UYUMLU GERÇEK İVME KAYITLARI KULLANILARAK TSD SİSTEMLERE GİREN ENERJİNİN İNCELENMESİ","authors":"Ahmet DEMİR","doi":"10.21923/jesd.1184845","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1184845","url":null,"abstract":"Yapılara giren enerjinin belirlenmesi enerji esaslı deprem mühendisliğinin en temel konusudur. Yer hareketi esnasında yapıya giren enerji histeretik enerji, kinetik enerji, elastik şekil değiştirme enerjisi ve sönümleme enerjisinin toplamını oluşturmaktadır. Enerjiye dayalı tasarımda yer hareketi ile elde edilen enerji talebinin yapının enerji tüketme kapasitesinden daha düşük olması gerekmektedir. Bu yüzden yapıya giren enerjinin gerçekçi olarak belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada, farklı tasarım spektrumlarının sisteme giren enerji taleplerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla, tek serbestlik dereceli (TSD) sistemlerin doğrusal olmayan dinamik analizleri yapılmıştır. Bu amaçla toplamda 72 farklı TSD sistem dikkate alınmıştır. Farklı spektrumların etkisini incelemek amacıyla Türkiye’de bulunan 4 farklı konum ve bu konumlar ile uyumlu 3 farklı yerel zemin sınıfı dikkate alınmıştır. 12 farklı tasarım spektrumunun her biri ile uyumlu 4 farklı ivme kaydı seti elde edilmiş, toplamda ise 48 adet ivme kaydı seti doğrusal olmayan dinamik analizler için kullanılmıştır. Analiz sonuçlarında maksimum giren enerji taleplerinin ortalaması ile bu taleplere ait saçılımlar karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçları incelendiğinde; farklı düzeyde tasarım spektrumu dikkate alındığında sisteme giren enerji taleplerinin de değiştiği görülmüştür. Ayrıca aynı tasarım spektrumu ile uyumlu farklı ivme setlerinden elde edilen maksimum giren enerji taleplerinin ortalaması birbirlerine yakındır. Son olarak, giren enerji taleplerinin set içerisindeki saçılımlarının yüksek olduğu ve buna karşılık setler arası saçılımın ise düşük olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"231 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yunus ÖZTÜRK, Hüseyin Çağan KILINÇ, Halil İbrahim ABAMA
Yerleşim birimlerinin içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının doğru saptanması için, yerleşim biriminin nüfusu, sosyo-ekonomik yapısı ve proje hedef yılında bunların ne şekil alacağı doğru tahmin edilmelidir. Su ihtiyaçları, proje sahasına götürülecek hizmeti boyutlandıracak temel unsurların başında gelmektedir. Gelecekteki su tüketimi projeksiyonları için, mevcut su tüketimini doğru tespit etmek amacıyla detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Bu durumda, su tüketimini etkilediği kabul edilen faktörler ile yerleşim birimindeki özel şartlar arasındaki korelasyonlar göz önüne alınarak gelecekteki su tüketim değerleri tahmin edilmelidir. Bu araştırmada, Kilis’te konutsal su tüketimini etkileyen faktörler incelenmiştir. Bu amaçla İl’de 228 abone ile yüz yüze görüşülerek mülakat (anket) çalışması yapılmıştır. Anket çalışması İl’in sosyo-ekonomik yapısına göre belirlenen abonelere uygulanmış olup, elde edilen sonuçlar Stepwise Yöntemi ve Regresyon Analizinde, kişi başına günlük su tüketimi bağımlı değişken ve su tüketimini etkileyen faktörler bağımsız değişken kabul edilerek, su tüketim sonuçları bulunmuştur. Bu sonuçlardan, İl’in gelecekteki su ihtiyacının tahmininde kullanılabilecek y=ax2+bx+c regresyon denklemleri elde edilmiştir.
{"title":"KİLİS'TE KONUTSAL SU TÜKETİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER","authors":"Yunus ÖZTÜRK, Hüseyin Çağan KILINÇ, Halil İbrahim ABAMA","doi":"10.21923/jesd.1164525","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1164525","url":null,"abstract":"Yerleşim birimlerinin içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının doğru saptanması için, yerleşim biriminin nüfusu, sosyo-ekonomik yapısı ve proje hedef yılında bunların ne şekil alacağı doğru tahmin edilmelidir. Su ihtiyaçları, proje sahasına götürülecek hizmeti boyutlandıracak temel unsurların başında gelmektedir. Gelecekteki su tüketimi projeksiyonları için, mevcut su tüketimini doğru tespit etmek amacıyla detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Bu durumda, su tüketimini etkilediği kabul edilen faktörler ile yerleşim birimindeki özel şartlar arasındaki korelasyonlar göz önüne alınarak gelecekteki su tüketim değerleri tahmin edilmelidir. Bu araştırmada, Kilis’te konutsal su tüketimini etkileyen faktörler incelenmiştir. Bu amaçla İl’de 228 abone ile yüz yüze görüşülerek mülakat (anket) çalışması yapılmıştır. Anket çalışması İl’in sosyo-ekonomik yapısına göre belirlenen abonelere uygulanmış olup, elde edilen sonuçlar Stepwise Yöntemi ve Regresyon Analizinde, kişi başına günlük su tüketimi bağımlı değişken ve su tüketimini etkileyen faktörler bağımsız değişken kabul edilerek, su tüketim sonuçları bulunmuştur. Bu sonuçlardan, İl’in gelecekteki su ihtiyacının tahmininde kullanılabilecek y=ax2+bx+c regresyon denklemleri elde edilmiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344787","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Güç sistemlerinde enerji üretim maliyetlerinin azaltılması amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle günümüzdeki güç sistemleri için ekonomik yük dağıtımı önemli bir konudur. Ekonomik yük dağıtımı (EYD), güç sistemlerinin minimum maliyet ile çalıştırılabilmesi için her bir üretim ünitesinin ne kadar güç üretmesi gerektiğinin belirlenmesinin planlanmasıdır. Elektrik üretim birimleri arasında ekonomik yük dağıtımı yapılması, ucuz elektrik üretmeye yardımcı olması açısından oldukça önemlidir. Sezgisel optimizasyon yöntemleri birçok mühendislik probleminde olduğu gibi ekonomik yük dağıtımı için de kullanılmaktadır. Problemin kısıtları ve karmaşıklığına göre optimizasyon yöntemlerinin performansı da değişmektedir. Bu çalışmada, Kaotik Parçacık Sürü Optimizasyonu (CPSO) ile ekonomik yük dağıtımı probleminin çözümü amaçlanmıştır. CPSO, 6 üretim ünitesine sahip bir test sistemine uygulanmıştır. İletim hattı kayıplarının dâhil edildiği ve edilmediği durumlar ayrı ayrı analiz edilmiştir. CPSO ile elde edilen sonuçlar, literatürde yer alan Yapay Arı Kolonisi (YAK) ve Diferansiyel Gelişim Optimizasyonu (DGO) metotları ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, önerilen yöntemin ekonomik yük dağıtımı problemlerinde kullanılabilirliğini ve etkinliği göstermiştir.
{"title":"KAOTİK PARÇACIK SÜRÜ OPTİMİZASYONU KULLANARAK EKONOMİK YÜK DAĞITIMI PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ","authors":"İbrahim EKE, Mustafa SAKA, Suleyman Sungur TEZCAN","doi":"10.21923/jesd.1293964","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1293964","url":null,"abstract":"Güç sistemlerinde enerji üretim maliyetlerinin azaltılması amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle günümüzdeki güç sistemleri için ekonomik yük dağıtımı önemli bir konudur. Ekonomik yük dağıtımı (EYD), güç sistemlerinin minimum maliyet ile çalıştırılabilmesi için her bir üretim ünitesinin ne kadar güç üretmesi gerektiğinin belirlenmesinin planlanmasıdır. Elektrik üretim birimleri arasında ekonomik yük dağıtımı yapılması, ucuz elektrik üretmeye yardımcı olması açısından oldukça önemlidir. Sezgisel optimizasyon yöntemleri birçok mühendislik probleminde olduğu gibi ekonomik yük dağıtımı için de kullanılmaktadır. Problemin kısıtları ve karmaşıklığına göre optimizasyon yöntemlerinin performansı da değişmektedir. Bu çalışmada, Kaotik Parçacık Sürü Optimizasyonu (CPSO) ile ekonomik yük dağıtımı probleminin çözümü amaçlanmıştır. CPSO, 6 üretim ünitesine sahip bir test sistemine uygulanmıştır. İletim hattı kayıplarının dâhil edildiği ve edilmediği durumlar ayrı ayrı analiz edilmiştir. CPSO ile elde edilen sonuçlar, literatürde yer alan Yapay Arı Kolonisi (YAK) ve Diferansiyel Gelişim Optimizasyonu (DGO) metotları ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, önerilen yöntemin ekonomik yük dağıtımı problemlerinde kullanılabilirliğini ve etkinliği göstermiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344870","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tekstil endüstrisi, kimyasal işlemler nedeniyle, çok fazla kirliliğin oluştuğu sektörlerden biridir. Tekstil sektöründe ekolojik ve sürdürülebilir yaklaşımların gerekliliği sadece sağlığa zararlı kimyasal ürünlerden uzaklaşmak ve doğal malzemelerin proseslere dahil edilmesi değil, aynı zamanda yaşadığımız ortamın gelecek nesillere temiz bırakılmasını da gerektirir. Tarihsel süreçte başlayan doğal boyamacılık, tüketici talepleri nedeniyle, tekrar gündeme gelmiştir. Bazı doğal boyarmaddelerin insan sağlığı açısından olumlu sonuçlar verdiği bilinmektedir. Sağlıklı ürünlere olan talep artışı düşünüldüğünde hem endüstriyel alanda hem de tüketiciler için daha zararsız ve güvenli olan doğal boyalar pek çok sorunun çözümü olarak karşımıza çıkmaktadır. Tekstil ürün çeşitliliğini, ekolojik malzeme ve doğal boya ile artırmak mümkündür. Bu amaçla, tekstilde yoğun olarak kullanılan sentetik boyaların oluşturduğu zararları azaltabilmek için, ekolojik kumaşlar üzerine doğal boya kullanılarak serigrafi baskı ile sürdürülebilir yaklaşımın geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmada, eko-tekstillerin önemi ve pazarda artan talebi de dikkate alarak, doğal iplikle üretilen kumaşlara, bitkilerden elde edilen doğal boyarmaddelerle baskı yapılmıştır. Bu kumaşların sürtünme haslığı, yıkama ve su haslığı, standart yöntemlerle test edilmiştir. Çalışma sonucunda, her üç bitkisel doğal boyarmaddenin (nar (Punica granatum) kabuğu, soğan (Allium cepa) kabuğu ve palamut meşesinden (Quercus ithaburensis)) selülozik yapıdaki ekolojik kumaşlara uygulanabilirliği ortaya konulmuştur. Haslık bakımından en iyi sonuç, pamuklu kumaş üzerine soğan kabuğundan yapılan baskı ile elde edilmiştir.
{"title":"PRINTING APPLICATION ON NATURAL FABRICS WITH HERBAL DYES","authors":"Güler ÖNCÜ, Füsun ERGÜL","doi":"10.21923/jesd.1177906","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1177906","url":null,"abstract":"Tekstil endüstrisi, kimyasal işlemler nedeniyle, çok fazla kirliliğin oluştuğu sektörlerden biridir. Tekstil sektöründe ekolojik ve sürdürülebilir yaklaşımların gerekliliği sadece sağlığa zararlı kimyasal ürünlerden uzaklaşmak ve doğal malzemelerin proseslere dahil edilmesi değil, aynı zamanda yaşadığımız ortamın gelecek nesillere temiz bırakılmasını da gerektirir. Tarihsel süreçte başlayan doğal boyamacılık, tüketici talepleri nedeniyle, tekrar gündeme gelmiştir. Bazı doğal boyarmaddelerin insan sağlığı açısından olumlu sonuçlar verdiği bilinmektedir. Sağlıklı ürünlere olan talep artışı düşünüldüğünde hem endüstriyel alanda hem de tüketiciler için daha zararsız ve güvenli olan doğal boyalar pek çok sorunun çözümü olarak karşımıza çıkmaktadır. Tekstil ürün çeşitliliğini, ekolojik malzeme ve doğal boya ile artırmak mümkündür. Bu amaçla, tekstilde yoğun olarak kullanılan sentetik boyaların oluşturduğu zararları azaltabilmek için, ekolojik kumaşlar üzerine doğal boya kullanılarak serigrafi baskı ile sürdürülebilir yaklaşımın geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmada, eko-tekstillerin önemi ve pazarda artan talebi de dikkate alarak, doğal iplikle üretilen kumaşlara, bitkilerden elde edilen doğal boyarmaddelerle baskı yapılmıştır. Bu kumaşların sürtünme haslığı, yıkama ve su haslığı, standart yöntemlerle test edilmiştir. Çalışma sonucunda, her üç bitkisel doğal boyarmaddenin (nar (Punica granatum) kabuğu, soğan (Allium cepa) kabuğu ve palamut meşesinden (Quercus ithaburensis)) selülozik yapıdaki ekolojik kumaşlara uygulanabilirliği ortaya konulmuştur. Haslık bakımından en iyi sonuç, pamuklu kumaş üzerine soğan kabuğundan yapılan baskı ile elde edilmiştir.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"2016 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344584","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study presents the design and implementation of an internet of things (IoT) based weather station for high voltage laboratories using the Raspberry Pi 4 Model B and two BME680 sensors. The weather station calculates the relative air density and humidity correction coefficients using the temperature, pressure, and relative humidity data obtained from the sensors. The study investigates the effect of the constant and real-time calculation of these coefficients on the measurement of AC, DC and lightning breakdown voltage using spherical electrodes. Measurements were performed within a laboratory setting for a period of 12 hours, and the obtained results were subsequently compared. The findings reveal that the real time calculation of the correction coefficients leads to a reduction in measurement errors. The study also includes the development of a web-based user interface using HTML and CSS, which is hosted on the Raspberry Pi 4 using the Flask web framework. This interface allows users to access the weather station data from any device with a web browser and provides real-time monitoring of the current coefficients, as well as the capability to calculate actual parameters online.
本研究介绍了使用树莓派4 B型和两个BME680传感器为高压实验室设计和实现基于物联网(IoT)的气象站。气象站利用从传感器获得的温度、压力和相对湿度数据计算相对空气密度和湿度校正系数。研究了这些系数的恒定和实时计算对球形电极测量交流、直流和雷电击穿电压的影响。测量在实验室环境中进行了12小时,随后比较了所获得的结果。研究结果表明,实时计算校正系数可以减小测量误差。该研究还包括使用HTML和CSS开发基于web的用户界面,该界面使用Flask web框架托管在Raspberry Pi 4上。该界面允许用户通过网络浏览器从任何设备访问气象站数据,并提供当前系数的实时监测,以及在线计算实际参数的能力。
{"title":"YÜKSEK GERİLİM LABORATUVARLARI İÇİN IoT TABANLI HAVA İSTASYONU TASARIMI VE UYGULAMASI","authors":"Celal Fadıl KUMRU, Muzaffer Samed VURAL","doi":"10.21923/jesd.1288951","DOIUrl":"https://doi.org/10.21923/jesd.1288951","url":null,"abstract":"This study presents the design and implementation of an internet of things (IoT) based weather station for high voltage laboratories using the Raspberry Pi 4 Model B and two BME680 sensors. The weather station calculates the relative air density and humidity correction coefficients using the temperature, pressure, and relative humidity data obtained from the sensors. The study investigates the effect of the constant and real-time calculation of these coefficients on the measurement of AC, DC and lightning breakdown voltage using spherical electrodes. Measurements were performed within a laboratory setting for a period of 12 hours, and the obtained results were subsequently compared. The findings reveal that the real time calculation of the correction coefficients leads to a reduction in measurement errors. The study also includes the development of a web-based user interface using HTML and CSS, which is hosted on the Raspberry Pi 4 using the Flask web framework. This interface allows users to access the weather station data from any device with a web browser and provides real-time monitoring of the current coefficients, as well as the capability to calculate actual parameters online.","PeriodicalId":500615,"journal":{"name":"Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135344587","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}