İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) önlemleri için yapılması gereken harcamalar işletmeler tarafından göz ardı edilmemelidir. Bu harcamalar, özellikle çok tehlikeli sınıfta yer alan ve iş kazası olabilirlik oranlarına göre tüm sektörler arasında ilk sırada yer alan madencilik sektörü için çok daha hayati öneme sahiptir. Bu çalışmada, öncelikle 2013-2022 yılları arasındaki, beş farklı ekonomik faaliyetten oluşan madencilik sektörüne ait Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları incelenmiştir. Doğal taş sektörünün, en fazla çalışan sayısına sahip “diğer madencilik ve taş ocakçılığı” ekonomik faaliyeti içerisinde yer aldığı ve 10 yıllık iş kazası verilerine göre ölüm oranlarında “kömür ve linyit çıkarımından” sonra ikinci sırada yer aldığı tespit edilmiştir. İSG için yapılan harcamaların mali büyüklüğünü ve işletmeye sağladığı faydanın büyüklüğünü analiz etmek amacıyla, bir mermer fabrikasının 2020 yılındaki İSG harcamaları incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, İSG harcamalarının işletme cirosunun yaklaşık %0,5’ine karşılık geldiği tespit edilmiştir. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Fayda-Maliyet Analizi Proje Raporu” esas alınarak, işletmedeki İSG harcamaları için fayda-maliyet analizi yapılmış ve faydanın İSG maliyetinin 5,54 katı olduğu belirlenmiştir. Diğer madencilik ve taş ocakçılığı ekonomik faaliyetinde alınan İSG önlemlerinin ülke ekonomisine sağlayacağı faydanın ise 2023 yılı fiyatlarıyla ortalama 13 milyar TL olabileceği hesaplanmıştır. Sonuç olarak, İSG için yapılan harcamaların geleceğe yönelik büyük yatırımlar olacağı sayısal olarak ortaya konulmuştur.
{"title":"BENEFIT-COST ANALYSIS OF OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY EXPENDITURES IN THE NATURAL STONE INDUSTRY: AN EXAMPLE OF A MARBLE FACTORY","authors":"Seyhan Önder, E. Kundak, Mustafa Önder","doi":"10.31796/ogummf.1401194","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1401194","url":null,"abstract":"İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) önlemleri için yapılması gereken harcamalar işletmeler tarafından göz ardı edilmemelidir. Bu harcamalar, özellikle çok tehlikeli sınıfta yer alan ve iş kazası olabilirlik oranlarına göre tüm sektörler arasında ilk sırada yer alan madencilik sektörü için çok daha hayati öneme sahiptir. Bu çalışmada, öncelikle 2013-2022 yılları arasındaki, beş farklı ekonomik faaliyetten oluşan madencilik sektörüne ait Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları incelenmiştir. Doğal taş sektörünün, en fazla çalışan sayısına sahip “diğer madencilik ve taş ocakçılığı” ekonomik faaliyeti içerisinde yer aldığı ve 10 yıllık iş kazası verilerine göre ölüm oranlarında “kömür ve linyit çıkarımından” sonra ikinci sırada yer aldığı tespit edilmiştir. İSG için yapılan harcamaların mali büyüklüğünü ve işletmeye sağladığı faydanın büyüklüğünü analiz etmek amacıyla, bir mermer fabrikasının 2020 yılındaki İSG harcamaları incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, İSG harcamalarının işletme cirosunun yaklaşık %0,5’ine karşılık geldiği tespit edilmiştir. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Fayda-Maliyet Analizi Proje Raporu” esas alınarak, işletmedeki İSG harcamaları için fayda-maliyet analizi yapılmış ve faydanın İSG maliyetinin 5,54 katı olduğu belirlenmiştir. Diğer madencilik ve taş ocakçılığı ekonomik faaliyetinde alınan İSG önlemlerinin ülke ekonomisine sağlayacağı faydanın ise 2023 yılı fiyatlarıyla ortalama 13 milyar TL olabileceği hesaplanmıştır. Sonuç olarak, İSG için yapılan harcamaların geleceğe yönelik büyük yatırımlar olacağı sayısal olarak ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"181 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140456779","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sodium dithionite (Na2S2O4) is a widely used reducing agent to control pulp potential (Eh) and pyrite depressant in sulfide ore flotation. In this study, the pyrite depressant effect of sodium dithionite on gold ore flotation was investigated at pH 8 and pH 10.5 comparatively in terms of gold, chalcopyrite, and pyrite recoveries and grades. The presence of sodium dithionite resulted in a drop of approximately 50–70 mV in the Eh values, regardless of the studied pH values, confirming the reducing effect of sodium dithionite. The effects of sodium dithionite on gold and chalcopyrite grades and recoveries were quite limited, especially at pH 10.5. At pH 8, the utilization of sodium dithionite slightly decreased gold and chalcopyrite recovery and grades, while the decrease in pyrite recovery and grades was remarkable. Both pyrite recovery and grade were reduced from 79.5% to 54.7% and 15.3% to 10.7% by the utilization of sodium dithionite at pH 8. In conclusion, it is considered that the selective flotation of gold and chalcopyrite from pyrite can be achieved at a lower pH accompanied by a slightly reduced Eh by the utilization of sodium dithionite.
{"title":"SODIUM DITHIONITE AS A PYRITE DEPRESSANT IN GOLD ORE FLOTATION","authors":"Semih Oluklulu, Volkan Bozkurt, Y. Uçbaş","doi":"10.31796/ogummf.1345792","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1345792","url":null,"abstract":"Sodium dithionite (Na2S2O4) is a widely used reducing agent to control pulp potential (Eh) and pyrite depressant in sulfide ore flotation. In this study, the pyrite depressant effect of sodium dithionite on gold ore flotation was investigated at pH 8 and pH 10.5 comparatively in terms of gold, chalcopyrite, and pyrite recoveries and grades. The presence of sodium dithionite resulted in a drop of approximately 50–70 mV in the Eh values, regardless of the studied pH values, confirming the reducing effect of sodium dithionite. The effects of sodium dithionite on gold and chalcopyrite grades and recoveries were quite limited, especially at pH 10.5. At pH 8, the utilization of sodium dithionite slightly decreased gold and chalcopyrite recovery and grades, while the decrease in pyrite recovery and grades was remarkable. Both pyrite recovery and grade were reduced from 79.5% to 54.7% and 15.3% to 10.7% by the utilization of sodium dithionite at pH 8. In conclusion, it is considered that the selective flotation of gold and chalcopyrite from pyrite can be achieved at a lower pH accompanied by a slightly reduced Eh by the utilization of sodium dithionite.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"67 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140459908","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, ağır ticari araç sınıfında yer alan bir çekicinin performansı dizel ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) yakıtlı bir motora sahip olması durumunda deneysel olarak incelenmiştir. Testler sırasında her iki çekicide Euro VI normlarına sahip 338 kW gücünde motor kullanılmıştır. Araçlar toplam 41000 kg ağırlıkta eğimsiz düz bir yolda kullanılarak 85 km/h hızdan 20 km/h hıza serbest yavaşlama ve kalkıştan 85 km/h hıza ulaşana kadar hızlanma testlerine tabi tutulmuştur. Ayrıca 164,3 km’si otoyol, 44,4 km’si kırsal yol ve 54,7 km’si şehir içi yol olmak üzere toplam 263,4 km’den oluşan bir güzergâhta kullanılan araçların ortalama yakıt tüketim maliyetleri hesaplanmıştır. Sonuçlara göre, LNG yakıtlı aracın 100 km için yakıt maliyeti 1003,58 TL dizel aracın ise 1359,32 TL olarak hesaplanmıştır. LNG yakıtlı aracın ilk satış maliyetinin %30 daha pahalı olacağı öngörüldüğünde bile elde edilmiş olan %27 oranındaki yakıt tasarrufunun uzun yol kullanılan bir araç için kayda değer bir sonuç olduğu anlaşılmaktadır.
{"title":"AĞIR TİCARİ ARAÇLARDA DİZEL YERİNE SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ KULLANIMININ YAKIT TÜKETİMİNE ETKİSİ","authors":"Bekir Barış Erçeli̇k, Bahadır Doğan","doi":"10.31796/ogummf.1388761","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1388761","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, ağır ticari araç sınıfında yer alan bir çekicinin performansı dizel ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) yakıtlı bir motora sahip olması durumunda deneysel olarak incelenmiştir. Testler sırasında her iki çekicide Euro VI normlarına sahip 338 kW gücünde motor kullanılmıştır. Araçlar toplam 41000 kg ağırlıkta eğimsiz düz bir yolda kullanılarak 85 km/h hızdan 20 km/h hıza serbest yavaşlama ve kalkıştan 85 km/h hıza ulaşana kadar hızlanma testlerine tabi tutulmuştur. Ayrıca 164,3 km’si otoyol, 44,4 km’si kırsal yol ve 54,7 km’si şehir içi yol olmak üzere toplam 263,4 km’den oluşan bir güzergâhta kullanılan araçların ortalama yakıt tüketim maliyetleri hesaplanmıştır. Sonuçlara göre, LNG yakıtlı aracın 100 km için yakıt maliyeti 1003,58 TL dizel aracın ise 1359,32 TL olarak hesaplanmıştır. LNG yakıtlı aracın ilk satış maliyetinin %30 daha pahalı olacağı öngörüldüğünde bile elde edilmiş olan %27 oranındaki yakıt tasarrufunun uzun yol kullanılan bir araç için kayda değer bir sonuç olduğu anlaşılmaktadır.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"74 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140459815","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ti6Al4V alaşımlarının mekanik ve mikroyapı özelliklerinin iyileştirilmesi konusunda çeşitli ısıl işlemler vardır. Bu ısıl işlemlerden biri de kriyojenik ısıl işlemdir. Kriyojenik işlem, malzemenin -196°C’ye kademeli soğutulup, bekletilerek ve sonrasında kademeli ısıtılarak uygulanan bir ısıl işlemdir. Son yıllarda gelişen teknoloji ile metallerin mikro yapısını ve mekanik özelliklerini iyileştirmek için tamamlayıcı bir proses olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Ti6Al4V alaşımlarına farklı bekletme sürelerinde uygulanan kriyojenik ısıl işlemin dinamik tokluk ve mikroyapısal özellikler üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kriyojenik ısıl işlemler 12, 24 ve 36 saat olacak şekilde yapılmıştır. Numunelerin oda sıcaklığında dinamik tokluk değerini gözlemleyebilmek için Charpy çentikli darbe testi yapılmıştır. Deneysel çalışmaların neticesinde Ti6Al4V alaşımına uygulanan kriyojenik ısıl işlemin tokluk değeri üzerinde olumlu etkisi olduğu gözlemlenmiş, 36 saat kriyojenik işlem uygulanan numunenin dinamik tokluğunun işlemsiz numuneye göre %28 arttığı ve en efektif bekletme süresi olduğu görülmüştür. Ayrıca kriyojenik işlemin etkilerini belirlemek için mikro yapı incelemeleri ve mikrosertlik testi yapılmıştır. Mikroyapı üzerinde ise süre koşuluna bağlı olarak β fazının α fazına dönüşmesiyle yapıdaki iç gerilmelerin azaldığı ve daha kararlı bir yapıya dönüştüğü gözlemlenmiştir. Kriyojenik ısıl işlemin sıcaklık ve süre kontrollü uygulanmasının malzemenin mekanik ve mikroyapısal özelliklerini olumlu yönde etkilediği gözlemlenmiştir.
{"title":"KRİYOJENİK ISIL İŞLEMİN Tİ6AL4V ALAŞIMINLARINDA DİNAMİK TOKLUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN DENEYSEL ARAŞTIRILMASI","authors":"Cansu Çi̇men, Koray Kiliçay, Esad Kaya","doi":"10.31796/ogummf.1399851","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1399851","url":null,"abstract":"Ti6Al4V alaşımlarının mekanik ve mikroyapı özelliklerinin iyileştirilmesi konusunda çeşitli ısıl işlemler vardır. Bu ısıl işlemlerden biri de kriyojenik ısıl işlemdir. Kriyojenik işlem, malzemenin -196°C’ye kademeli soğutulup, bekletilerek ve sonrasında kademeli ısıtılarak uygulanan bir ısıl işlemdir. Son yıllarda gelişen teknoloji ile metallerin mikro yapısını ve mekanik özelliklerini iyileştirmek için tamamlayıcı bir proses olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Ti6Al4V alaşımlarına farklı bekletme sürelerinde uygulanan kriyojenik ısıl işlemin dinamik tokluk ve mikroyapısal özellikler üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kriyojenik ısıl işlemler 12, 24 ve 36 saat olacak şekilde yapılmıştır. Numunelerin oda sıcaklığında dinamik tokluk değerini gözlemleyebilmek için Charpy çentikli darbe testi yapılmıştır. Deneysel çalışmaların neticesinde Ti6Al4V alaşımına uygulanan kriyojenik ısıl işlemin tokluk değeri üzerinde olumlu etkisi olduğu gözlemlenmiş, 36 saat kriyojenik işlem uygulanan numunenin dinamik tokluğunun işlemsiz numuneye göre %28 arttığı ve en efektif bekletme süresi olduğu görülmüştür. Ayrıca kriyojenik işlemin etkilerini belirlemek için mikro yapı incelemeleri ve mikrosertlik testi yapılmıştır. Mikroyapı üzerinde ise süre koşuluna bağlı olarak β fazının α fazına dönüşmesiyle yapıdaki iç gerilmelerin azaldığı ve daha kararlı bir yapıya dönüştüğü gözlemlenmiştir. Kriyojenik ısıl işlemin sıcaklık ve süre kontrollü uygulanmasının malzemenin mekanik ve mikroyapısal özelliklerini olumlu yönde etkilediği gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"39 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140460219","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, hibrit araçlar için paralel yapıda kullanılabilmeye yönelik yüksek güç, yüksek verim ve yüksek moment özelliklerini sağlayan yüksek çalışma gerilimindeki (300 V) iç rotorlu fırçasız doğru akım motor tasarımı yerine tehlikeli sınırın altında kalan bir gerilimde (96 V) yeniden tasarlanması amaçlanmıştır. Bu tasarım çalışmaları ve sonlu eleman analizleri ANSYS Electronics Desktop paket programıyla yapılmıştır. Deney aracı olarak seçilen bir hafif ticari araç verileri kullanılarak uygulama esnasında ihtiyaç duyulacak olan parametreler (moment, güç, devir) hesaplanmış ve motor tasarımları bu parametreler göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Elektrikli ve hibrit araçlarda kullanılan elektrik motorları, yüksek devirlerde yüksek güç ve moment ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla genellikle 400 V gibi yüksek çalışma gerilimlerinde üretilmektedir. Yüksek gerilimlerdeki elektrik motor ve sürücülerinde çekilen güce bağlı olarak hat üzerinden geçen akım değerinin düşük olması fayda sağlarken, motor sürücünün geliştirilmesinde kullanılan komponentlerin maliyetlerinin ve elektrik çarpması riskinin artmasına neden olmaktadır. Bu çalışma ile üretilecek olan fırçasız doğru akım motorunun sürücü kısmındaki komponent maliyetlerinin azaltılması ve araç içerisindeki DC bara geriliminin tehlikeli alt sınırın altında olması amaçlanarak tasarımı yapılan yüksek gerilimdeki motorun çalışma gerilimlerinin düşürülmesi sağlanmıştır.
本研究旨在重新设计一种无刷直流电机,其内部转子的电压低于危险限值(96 V),而不是高工作电压(300 V),可提供高功率、高效率和高扭矩特性,用于混合动力汽车的并联结构。这些设计研究和有限元分析是使用 ANSYS 电子桌面软件包进行的。利用选定的轻型商用车作为实验车辆的数据,计算了应用过程中所需的参数(扭矩、功率、速度),并根据这些参数进行了电机设计。电动汽车和混合动力汽车中使用的电机通常在 400 V 等高工作电压下生产,以满足高速时的高功率和高扭矩要求。在高电压下的电动机和驱动器中,根据所需的功率,通过线路的电流值较低,这是有好处的,但会导致开发电动机驱动器所用组件的成本增加,并有触电的危险。本研究的目的是降低即将生产的无刷直流电机驱动器部分的元件成本,并降低高压电机的工作电压,旨在将车辆中的直流母线电压保持在危险下限以下。
{"title":"Inner Rotor Brushless Direct Current Motor Design at Low Operating Voltage for Hybrid Electric Vehicles","authors":"Gökhan Erdoğan, Yener Taşkin, Hasan Tiryaki","doi":"10.31796/ogummf.1146133","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1146133","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, hibrit araçlar için paralel yapıda kullanılabilmeye yönelik yüksek güç, yüksek verim ve yüksek moment özelliklerini sağlayan yüksek çalışma gerilimindeki (300 V) iç rotorlu fırçasız doğru akım motor tasarımı yerine tehlikeli sınırın altında kalan bir gerilimde (96 V) yeniden tasarlanması amaçlanmıştır. Bu tasarım çalışmaları ve sonlu eleman analizleri ANSYS Electronics Desktop paket programıyla yapılmıştır. Deney aracı olarak seçilen bir hafif ticari araç verileri kullanılarak uygulama esnasında ihtiyaç duyulacak olan parametreler (moment, güç, devir) hesaplanmış ve motor tasarımları bu parametreler göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Elektrikli ve hibrit araçlarda kullanılan elektrik motorları, yüksek devirlerde yüksek güç ve moment ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla genellikle 400 V gibi yüksek çalışma gerilimlerinde üretilmektedir. Yüksek gerilimlerdeki elektrik motor ve sürücülerinde çekilen güce bağlı olarak hat üzerinden geçen akım değerinin düşük olması fayda sağlarken, motor sürücünün geliştirilmesinde kullanılan komponentlerin maliyetlerinin ve elektrik çarpması riskinin artmasına neden olmaktadır. Bu çalışma ile üretilecek olan fırçasız doğru akım motorunun sürücü kısmındaki komponent maliyetlerinin azaltılması ve araç içerisindeki DC bara geriliminin tehlikeli alt sınırın altında olması amaçlanarak tasarımı yapılan yüksek gerilimdeki motorun çalışma gerilimlerinin düşürülmesi sağlanmıştır.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"153 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140460960","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, iki boyutlu kesme problemlerinin çözümü için yeni karma tamsayılı doğrusal matematiksel modeller (M1 ve M2) önermektedir. M1 modeli, literatürdeki model ile kıyaslanırken, M2 modeli parçaların 90 derece döndürülmesine izin vererek ek esneklik sunmaktadır. Bu çalışmada, önerilen modellerin performansı, literatürden alınan ve en iyi çözümleri bilinen test problemleri kullanılarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, çalışma bir gerçek hayat uygulaması da içermektedir. Bu kapsamda lokomotif ve motor üretimi yapan bir fabrikanın vagon atölyesindeki 16 ve 25 parçalı kesme problemleri önerilen modellerle çözülmüş ve sonuçlar işletmenin mevcut çözümü ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, 16 parçalı kesme probleminde M1 ve M2 modelleri sırasıyla %1,32 ve %2,32 oranında iyileşme sağlamıştır. 25 parçalı kesme probleminde ise, M1 modeli %1,59 ve M2 modeli %8,78 oranında iyileşme elde edilmiştir. Bu sonuçlar, önerilen modellerin kesme problemlerini çözmekte etkili olduğunu ve mevcut yöntemlere göre daha iyi sonuçlar elde ettiğini göstermektedir. Bu çalışma, kesme problemlerinin çözümünde yeni ve etkili yöntemler sunarak, malzeme kullanımını optimize etmeye ve israfı azaltmaya yardımcı olabilecek potansiyel katkıları ile sürdürülebilir üretim uygulamalarına da katkı sağlamaktadır.
{"title":"NEW MIXED INTEGER LINEAR PROGRAMMING MODELS FOR TWO-DIMENSIONAL CUTTING STOCK PROBLEM","authors":"Büşra Tutumlu, Gülüm Tunçer, Tuğba Saraç","doi":"10.31796/ogummf.1283954","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1283954","url":null,"abstract":"Bu çalışma, iki boyutlu kesme problemlerinin çözümü için yeni karma tamsayılı doğrusal matematiksel modeller (M1 ve M2) önermektedir. M1 modeli, literatürdeki model ile kıyaslanırken, M2 modeli parçaların 90 derece döndürülmesine izin vererek ek esneklik sunmaktadır. Bu çalışmada, önerilen modellerin performansı, literatürden alınan ve en iyi çözümleri bilinen test problemleri kullanılarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, çalışma bir gerçek hayat uygulaması da içermektedir. Bu kapsamda lokomotif ve motor üretimi yapan bir fabrikanın vagon atölyesindeki 16 ve 25 parçalı kesme problemleri önerilen modellerle çözülmüş ve sonuçlar işletmenin mevcut çözümü ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, 16 parçalı kesme probleminde M1 ve M2 modelleri sırasıyla %1,32 ve %2,32 oranında iyileşme sağlamıştır. 25 parçalı kesme probleminde ise, M1 modeli %1,59 ve M2 modeli %8,78 oranında iyileşme elde edilmiştir. Bu sonuçlar, önerilen modellerin kesme problemlerini çözmekte etkili olduğunu ve mevcut yöntemlere göre daha iyi sonuçlar elde ettiğini göstermektedir. Bu çalışma, kesme problemlerinin çözümünde yeni ve etkili yöntemler sunarak, malzeme kullanımını optimize etmeye ve israfı azaltmaya yardımcı olabilecek potansiyel katkıları ile sürdürülebilir üretim uygulamalarına da katkı sağlamaktadır.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"494 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140514569","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu derleme makalede önce Elektrik-Elektronik Mühendisliğinin kısa tarihçesi anlatılmış, elektrik-elektronik mühendislerinin çalışma alanları belirtilmiştir. Daha sonra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümünün kuruluşu, gelişimi ve günümüzdeki durumu anlatılarak eğitim ve araştırma laboratuvarları hakkında bilgi verilmiştir.
{"title":"ESKISEHIR OSMANGAZI UNIVERSITY ELECTRIC-ELECTRONICS ENGINEERING DEPARTMENT","authors":"Osman Parlaktuna, H. H. Erkaya","doi":"10.31796/ogummf.1390362","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1390362","url":null,"abstract":"Bu derleme makalede önce Elektrik-Elektronik Mühendisliğinin kısa tarihçesi anlatılmış, elektrik-elektronik mühendislerinin çalışma alanları belirtilmiştir. Daha sonra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümünün kuruluşu, gelişimi ve günümüzdeki durumu anlatılarak eğitim ve araştırma laboratuvarları hakkında bilgi verilmiştir.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"407 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139179707","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ezgi AKTAR DEMİRTAŞ, Müjgan SAĞIR ÖZDEMİR, Şerafettin Alpay, N. Özkan, Servet Hasgül, Aydın Si̇pahi̇oğlu
Endüstri Mühendisliği insan, makine ve malzemeden oluşan bütünleşik sistemlerin tasarımı, kurulması ve geliştirilmesi ile ilgilenir. Kaynakların verimli kullanımının gittikçe daha önemli olduğu küresel dünyada, tesislerin yer seçimi ve yerleşiminden, hammadde ve diğer girdilerin tedariğine, üretim süreçlerinin planlanması ve çizelgelenmesinden stok ve lojistik süreçlerinin yönetimine, standart süre ve kapasitelerin belirlenmesinden ürün, süreç ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesine kadar pek çok aşamada eniyi kararların verilmesinde rol oynamaktadır. Çok çeşitli çalışma alanlarına sahip olan Endüstri Mühendisliği, son yıllarda hızla gelişen YZ teknikleri ve diğer teknolojik gelişmelerden oldukça etkilenmektedir. Bu makalede, son yıllarda Endüstri Mühendisliği alanındaki gelişme ve yenilikler, içerdiği bilim dalları temelinde literatüre dayandırılarak açıklanmaktadır. Çalışmanın bulguları Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni mezun olan Endüstri Mühendisleri ve mühendis adayları için de bir farkındalık oluşturacaktır.
{"title":"TEKNOLOJİK GELİŞMELER IŞIĞINDA ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİNİN GELECEĞİ","authors":"Ezgi AKTAR DEMİRTAŞ, Müjgan SAĞIR ÖZDEMİR, Şerafettin Alpay, N. Özkan, Servet Hasgül, Aydın Si̇pahi̇oğlu","doi":"10.31796/ogummf.1401960","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1401960","url":null,"abstract":"Endüstri Mühendisliği insan, makine ve malzemeden oluşan bütünleşik sistemlerin tasarımı, kurulması ve geliştirilmesi ile ilgilenir. Kaynakların verimli kullanımının gittikçe daha önemli olduğu küresel dünyada, tesislerin yer seçimi ve yerleşiminden, hammadde ve diğer girdilerin tedariğine, üretim süreçlerinin planlanması ve çizelgelenmesinden stok ve lojistik süreçlerinin yönetimine, standart süre ve kapasitelerin belirlenmesinden ürün, süreç ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesine kadar pek çok aşamada eniyi kararların verilmesinde rol oynamaktadır. Çok çeşitli çalışma alanlarına sahip olan Endüstri Mühendisliği, son yıllarda hızla gelişen YZ teknikleri ve diğer teknolojik gelişmelerden oldukça etkilenmektedir. Bu makalede, son yıllarda Endüstri Mühendisliği alanındaki gelişme ve yenilikler, içerdiği bilim dalları temelinde literatüre dayandırılarak açıklanmaktadır. Çalışmanın bulguları Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni mezun olan Endüstri Mühendisleri ve mühendis adayları için de bir farkındalık oluşturacaktır.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"36 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139179037","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Beton teknolojisinde her geçen gün gelişen yeniliklerin uygulamaya girmekte olduğu görülmektedir. Bu makalede beton teknolojisinde son zamanlarda yaygın olarak görülmeye ve kullanılmaya başlanmış yeniliklerin bazıları anlatılmaya çalışılmıştır. Yeniliklerin bazıları beton üretiminde kullanılan malzemelerle, bazıları ise özellikle gelişen dijital teknolojinin betonlara uygulanmasıyla ilgili olmaktadır. Uygulamada betonların işlenebilirlik, dayanım ve dayanıklılığında oldukça önemli gelişmeler olduğundan bunların ilgilenenlere tanıtılması yararlı olacaktır. Makalede yeni nesil çimento esaslı betonlar başlığı altında sırasıyla, 3D yazıcı ile üretilen betonlar, nano teknolojik ultra yüksek dayanımlı betonlar, kendi kendini ısıtan ve soğutan betonlar, kendi kendini kür eden betonlar, kendi kendini tamir eden betonlar, atık agregalı betonlar, mars betonu, ultra hafif betonlar, kendini temizleyen betonlar, bükülebilir beton, eko beton (yeşil beton), yarı saydam ve geçirgen beton ile nesnelerin interneti (RIFID) teknolojili beton konuları hakkında yeni gelişmeler literatüre bağlı olarak açıklanmış, bu yeniliklerin getirdiği avantajlar tanıtılmaya çalışılmıştır.
{"title":"NEW DEVELOPMENTS IN CONCRETE TECHNOLOGY","authors":"İlker Bekir Topçu, İsmail Hocaoğlu","doi":"10.31796/ogummf.1348428","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1348428","url":null,"abstract":"Beton teknolojisinde her geçen gün gelişen yeniliklerin uygulamaya girmekte olduğu görülmektedir. Bu makalede beton teknolojisinde son zamanlarda yaygın olarak görülmeye ve kullanılmaya başlanmış yeniliklerin bazıları anlatılmaya çalışılmıştır. Yeniliklerin bazıları beton üretiminde kullanılan malzemelerle, bazıları ise özellikle gelişen dijital teknolojinin betonlara uygulanmasıyla ilgili olmaktadır. Uygulamada betonların işlenebilirlik, dayanım ve dayanıklılığında oldukça önemli gelişmeler olduğundan bunların ilgilenenlere tanıtılması yararlı olacaktır. Makalede yeni nesil çimento esaslı betonlar başlığı altında sırasıyla, 3D yazıcı ile üretilen betonlar, nano teknolojik ultra yüksek dayanımlı betonlar, kendi kendini ısıtan ve soğutan betonlar, kendi kendini kür eden betonlar, kendi kendini tamir eden betonlar, atık agregalı betonlar, mars betonu, ultra hafif betonlar, kendini temizleyen betonlar, bükülebilir beton, eko beton (yeşil beton), yarı saydam ve geçirgen beton ile nesnelerin interneti (RIFID) teknolojili beton konuları hakkında yeni gelişmeler literatüre bağlı olarak açıklanmış, bu yeniliklerin getirdiği avantajlar tanıtılmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"25 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139185533","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ultra-fine grinding refers to the process of reducing materials to extremely small particle sizes, typically in the micron or submicron range. It is commonly used in various industries, such as mining, pharmaceuticals, ceramics, and chemicals, where the production of fine particles with specific properties is required. Energy plays a significant role in ultra-fine grinding processes. The reduction of materials to such small sizes requires a considerable amount of energy input. Energy consumption in ultra-fine grinding is typically higher compared to conventional grinding methods due to the higher surface area and increased particle-particle interactions. There are several technologies available for ultra-fine grinding, each with its own advantages and limitations. Each technology has its own specific advantages, such as high grinding efficiency, narrow particle size distribution, and the ability to handle a wide range of materials. The choice of technology depends on the properties of the material being ground, the desired particle size distribution, and process requirements. In the mining sector, with the depletion of high-grade ore deposits, it has become a necessity to operate very low-grade ore deposits with very small grain liberation sizes. In the enrichment of these ores, most of the energy required is spent on grinding. In micronized grinding, conventional mills (such as rod and ball mills) lose their efficiency and become uneconomical. As it is known, most of the energy spent in conventional mills is used directly in size reduction, and a significant portion is lost as heat and sound without doing any useful work (size reduction). In addition, for grinding below 75 microns, the efficiency of conventional mills is greatly reduced (energy consumption increases excessively), and grinding becomes uneconomical. In this study, alternative fine and ultrafine grinding mills for ore dressing plants are introduced, and information about their working principles is presented. Unlike other studies, information on grain and grinding energy calculations is given. The reasons for the lack of a theory or model to perform newly developed calculations for ultrafine grinding theories are tried to be explained.
{"title":"ÖĞÜTMEDE ENERJİ-TEKNOLOJİ GELLİŞİMİ VE İNCE ÖĞÜTME İLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI","authors":"Yakup Umucu, Vedat Deni̇z, Yaşar Hakan Gürsoy","doi":"10.31796/ogummf.1386158","DOIUrl":"https://doi.org/10.31796/ogummf.1386158","url":null,"abstract":"Ultra-fine grinding refers to the process of reducing materials to extremely small particle sizes, typically in the micron or submicron range. It is commonly used in various industries, such as mining, pharmaceuticals, ceramics, and chemicals, where the production of fine particles with specific properties is required. Energy plays a significant role in ultra-fine grinding processes. The reduction of materials to such small sizes requires a considerable amount of energy input. Energy consumption in ultra-fine grinding is typically higher compared to conventional grinding methods due to the higher surface area and increased particle-particle interactions. There are several technologies available for ultra-fine grinding, each with its own advantages and limitations. Each technology has its own specific advantages, such as high grinding efficiency, narrow particle size distribution, and the ability to handle a wide range of materials. The choice of technology depends on the properties of the material being ground, the desired particle size distribution, and process requirements. In the mining sector, with the depletion of high-grade ore deposits, it has become a necessity to operate very low-grade ore deposits with very small grain liberation sizes. In the enrichment of these ores, most of the energy required is spent on grinding. In micronized grinding, conventional mills (such as rod and ball mills) lose their efficiency and become uneconomical. As it is known, most of the energy spent in conventional mills is used directly in size reduction, and a significant portion is lost as heat and sound without doing any useful work (size reduction). In addition, for grinding below 75 microns, the efficiency of conventional mills is greatly reduced (energy consumption increases excessively), and grinding becomes uneconomical. In this study, alternative fine and ultrafine grinding mills for ore dressing plants are introduced, and information about their working principles is presented. Unlike other studies, information on grain and grinding energy calculations is given. The reasons for the lack of a theory or model to perform newly developed calculations for ultrafine grinding theories are tried to be explained.","PeriodicalId":502977,"journal":{"name":"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi","volume":"30 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139185479","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}