Pub Date : 2024-06-14DOI: 10.51450/ilmiyat.1417753
Ahmet Gezek
Bedî‘ ilminde, mana ve lafızla ilgili olarak birçok edebi sanat bulunmaktadır. Bu söz sanatlarından kelime tekrarıyla ilgili olanların bazısı manayı güzelleştiren sanatlar içinde, bazısı lafzı güzelleştiren sanatlar içinde değerlendirilmiştir. Klasik ve modern belâgat eserlerinde manayla ilgili kelime tekrarı sanatları; müşâkele, irsâd, akis, terdîd ve müzâvece; lafızla ilgili söz sanatları reddü’l-acüz ale’s-sadr ve cinâs-ı mümâsil’dir. Bu çalışmada, kelime tekrarına dayalı söz sanatları incelenmiş olup bu sanatlardan irsâd ve reddü’l-acüz ale’s-sadr’ın bazen kelime tekrarıyla, bazen de kelime tekrarı dışında kullanıldıkları tespit edilmiştir. Bu iki sanatın; müşâkele, akis, terdîd, müzâvece ve cinâs-ı mümâsil’den daha geniş kapsamlı olduğu ve duruma göre onları kendi içinde barındırdığı anlaşılmıştır. Bu araştırmada, kelime tekrarı sanatları bir araya getirilerek aralarındaki farklara dikkat çekilmiştir. Bedî‘ ilminde bu sanatları konu edinen çalışmaya rastlanmamasının çalışmamızın önemini daha da arttırdığı düşünülmektedir.
{"title":"Bedî‘ İlminde Kelime Tekrarına Dayalı Söz Sanatlarında Tasnif Problemi","authors":"Ahmet Gezek","doi":"10.51450/ilmiyat.1417753","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1417753","url":null,"abstract":"Bedî‘ ilminde, mana ve lafızla ilgili olarak birçok edebi sanat bulunmaktadır. Bu söz sanatlarından kelime tekrarıyla ilgili olanların bazısı manayı güzelleştiren sanatlar içinde, bazısı lafzı güzelleştiren sanatlar içinde değerlendirilmiştir. Klasik ve modern belâgat eserlerinde manayla ilgili kelime tekrarı sanatları; müşâkele, irsâd, akis, terdîd ve müzâvece; lafızla ilgili söz sanatları reddü’l-acüz ale’s-sadr ve cinâs-ı mümâsil’dir. Bu çalışmada, kelime tekrarına dayalı söz sanatları incelenmiş olup bu sanatlardan irsâd ve reddü’l-acüz ale’s-sadr’ın bazen kelime tekrarıyla, bazen de kelime tekrarı dışında kullanıldıkları tespit edilmiştir. Bu iki sanatın; müşâkele, akis, terdîd, müzâvece ve cinâs-ı mümâsil’den daha geniş kapsamlı olduğu ve duruma göre onları kendi içinde barındırdığı anlaşılmıştır. Bu araştırmada, kelime tekrarı sanatları bir araya getirilerek aralarındaki farklara dikkat çekilmiştir. Bedî‘ ilminde bu sanatları konu edinen çalışmaya rastlanmamasının çalışmamızın önemini daha da arttırdığı düşünülmektedir.","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":"53 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141338574","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-05DOI: 10.51450/ilmiyat.1421411
Yasin Doğan, N. Aşıkoğlu
İlköğretim çağı, öğrencilerin rol model arayışında oldukları, kendilerine yakın hissettikleri kişilere özenti duydukları, onların hayatı ile kendi hayatları arasında özdeşim kurdukları bir dönemdir. Bu nedenle bu çağda örnek alabilecekleri insanlara ihtiyaçları vardır. Örnek alınabilecek insanların başında şüphesiz ki peygamberler gelmektedir. Öğrencilerin peygamberleri örnek alabilmeleri için onların hayatlarını ve özellikle de önemsedikleri ahlaki davranışları doğru kaynaklardan öğrenmeleri ve benimsemeleri önem arz etmektedir. Bunun için ilköğretim çağında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde peygamberlerin hayatları öğrencilerin seviyesine uygun ve doğru bir şekilde anlatılmalı ve öğrencilerin ilgilerini çekebilecek somut hikâyelere yer verilmelidir. Dersin işlenişine ve öğrencilerin eğitimine yardımcı olması için hazırlanan ders kitaplarının önemi yadsınamayacak kadar büyüktür. Kitapların dersin öğretim programına, öğrencinin yaş ve seviyesine uygun olması çok önemlidir. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında peygamber hayatları Kur’an- ı Kerim’e ve diğer sahih kaynaklara dayalı olarak sade bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Peygamberlerin hayatlarından güzel örneklerle öğrencilere bazı değerler ve ahlaki davranışlar kazandırılmak istenmiştir. Bu çerçevede çalışmamızda, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında öğretimi yapılan peygamber hayatlarının öğrencilere kazandırmak istediği bazı değerler ve ahlaki davranışların önemi tartışılmıştır.
{"title":"İLKÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTAPLARINDA KISSALAR YOLUYLA KAZANDIRILMAYA ÇALIŞILAN AHLAKİ DAVRANIŞLAR","authors":"Yasin Doğan, N. Aşıkoğlu","doi":"10.51450/ilmiyat.1421411","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1421411","url":null,"abstract":"İlköğretim çağı, öğrencilerin rol model arayışında oldukları, kendilerine yakın hissettikleri kişilere özenti duydukları, onların hayatı ile kendi hayatları arasında özdeşim kurdukları bir dönemdir. Bu nedenle bu çağda örnek alabilecekleri insanlara ihtiyaçları vardır. Örnek alınabilecek insanların başında şüphesiz ki peygamberler gelmektedir. Öğrencilerin peygamberleri örnek alabilmeleri için onların hayatlarını ve özellikle de önemsedikleri ahlaki davranışları doğru kaynaklardan öğrenmeleri ve benimsemeleri önem arz etmektedir. Bunun için ilköğretim çağında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde peygamberlerin hayatları öğrencilerin seviyesine uygun ve doğru bir şekilde anlatılmalı ve öğrencilerin ilgilerini çekebilecek somut hikâyelere yer verilmelidir. \u0000Dersin işlenişine ve öğrencilerin eğitimine yardımcı olması için hazırlanan ders kitaplarının önemi yadsınamayacak kadar büyüktür. Kitapların dersin öğretim programına, öğrencinin yaş ve seviyesine uygun olması çok önemlidir. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında peygamber hayatları Kur’an- ı Kerim’e ve diğer sahih kaynaklara dayalı olarak sade bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Peygamberlerin hayatlarından güzel örneklerle öğrencilere bazı değerler ve ahlaki davranışlar kazandırılmak istenmiştir. \u0000Bu çerçevede çalışmamızda, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında öğretimi yapılan peygamber hayatlarının öğrencilere kazandırmak istediği bazı değerler ve ahlaki davranışların önemi tartışılmıştır.","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":"37 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141382185","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-05DOI: 10.51450/ilmiyat.1418570
Yahya Bilginer
Yapılan bu çalışmayla İslâm miras hukundaki mirasçılık sebepleri ve mirasçı gruplar ele alınmıştır. İnsanlık tarihi boyunca miras ve miras hukukuna dair düzenlemeler önemli bir yere sahip olmuştur. Mirasçı gruplar ve buna bağlı olarak miras hisselerinin dayandığı ilkeler her toplumda farklılık arz etmektedir. Miras hisseleri, aile ve akrabalık bağlarıyla yakından ilişkili olduğu bilinen bir gerçekliktir. Ailenin korunmasına yönelik özellikle ashab-ı ferâizin hisselerinin dağıtımında bu açıkça görülmektedir. Zira miras hukuku ile ilgili düzenlemeler hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler bakımından önemlidir. Ferâiz hukuku zamanımızda mer’î bir hukuk olarak uygulanmamış olsa da bu ilim pek çok sebeplerle başvurulan ve en fazla ihtiyaç duyulan şer’î bir alan olarak varlığını devam ettirmektedir. İslâm miras hukuku yürürlükteki mer’î hukukuna nispetle mirasçı grupları daha geniş bir çerçevede ele almıştır. Bu durum serveti bazı ellerde toplamak yerine servetin daha geniş bir şekilde pay edilmesi yoluna gidilmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Bu kapsamda İslâm miras hukukunun her derecedeki mirasçı grubuna mahsus hisse ayırmıştır. Neticeten İslâm miras hukukunda mirasçılık durumunun meydana gelebilmesinde mirasçılık sebeplerinin bilinmesinin ve mirasçı gruplarının kategori edilmesinin önemli olduğu, İslâm hukukunda miras hükümlerinin insan tabiatına daha uygun olması hasebiyle tedricen indirildiği, İslâm miras hukukundaki mirasçıların hisse oranlarının Şâri’ tarafından belirlendiği, bu oranların ve mirasçı grupların, fıkıh usulündeki hâs lafız kapsamında değerlendirildiğinden, zamanın değişmesiyle miktarlarının değişmeyeceği gibi sonuçlara ulaşılmıştır
{"title":"İslâm Hukukunda Mirasçılık Sebepleri ve Mirasçı Gruplar","authors":"Yahya Bilginer","doi":"10.51450/ilmiyat.1418570","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1418570","url":null,"abstract":"Yapılan bu çalışmayla İslâm miras hukundaki mirasçılık sebepleri ve mirasçı gruplar ele alınmıştır. İnsanlık tarihi boyunca miras ve miras hukukuna dair düzenlemeler önemli bir yere sahip olmuştur. Mirasçı gruplar ve buna bağlı olarak miras hisselerinin dayandığı ilkeler her toplumda farklılık arz etmektedir. Miras hisseleri, aile ve akrabalık bağlarıyla yakından ilişkili olduğu bilinen bir gerçekliktir. Ailenin korunmasına yönelik özellikle ashab-ı ferâizin hisselerinin dağıtımında bu açıkça görülmektedir. Zira miras hukuku ile ilgili düzenlemeler hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler bakımından önemlidir. Ferâiz hukuku zamanımızda mer’î bir hukuk olarak uygulanmamış olsa da bu ilim pek çok sebeplerle başvurulan ve en fazla ihtiyaç duyulan şer’î bir alan olarak varlığını devam ettirmektedir. İslâm miras hukuku yürürlükteki mer’î hukukuna nispetle mirasçı grupları daha geniş bir çerçevede ele almıştır. Bu durum serveti bazı ellerde toplamak yerine servetin daha geniş bir şekilde pay edilmesi yoluna gidilmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Bu kapsamda İslâm miras hukukunun her derecedeki mirasçı grubuna mahsus hisse ayırmıştır. Neticeten İslâm miras hukukunda mirasçılık durumunun meydana gelebilmesinde mirasçılık sebeplerinin bilinmesinin ve mirasçı gruplarının kategori edilmesinin önemli olduğu, İslâm hukukunda miras hükümlerinin insan tabiatına daha uygun olması hasebiyle tedricen indirildiği, İslâm miras hukukundaki mirasçıların hisse oranlarının Şâri’ tarafından belirlendiği, bu oranların ve mirasçı grupların, fıkıh usulündeki hâs lafız kapsamında değerlendirildiğinden, zamanın değişmesiyle miktarlarının değişmeyeceği gibi sonuçlara ulaşılmıştır","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":"63 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141383095","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-04DOI: 10.51450/ilmiyat.1423240
Cengiz Güneş
Gölge olgusu zıll, Kur’an’da yirmiden fazla ayette yer almıştır. Allah Teâlâ bu ayetlerde gök gürültüsü, şim-şek, yıldırım, yağmur gibi birçok konuyu gündeme getirmiş ve gölgenin uzayıp kısalmasını gücünün göster-gesi ve varlığının bir delili olarak takdim etmiştir. Gölge ile güneş arasındaki ilişkiye dikkat çeken Yüce Allah, gölgeler dâhil, her şeyin “secde” ettiğinden ve güneşi gölgeye delil yaptığından söz etmiştir. Allah Teâlâ, insanların bakışlarını bu olaya çevirmelerini ve bu konuda tefekkür etmelerini istemiştir. Dahası, harika bir tabiat olayı olan gölgenin hareketlerinin insanlar için değişik nimetlere vesile olduğunu vurgulamıştır. Mah-şer yerinde hiçbir gölgenin bulunmadığı bir zamanda/mekânda, Allah’ın arşının gölgesinde özel ikrama sahip olan seçkinler, dünyada kaliteli ameller yapmış olan kişilerdir. Gölge, dünyanın hoş bir nimeti olması-nın yanında cennette bir lütuf olarak da takdim edilmiş ve her kulun bu ikrama sahip olamayacağı ifade edilmiştir. Gölge, tarihte bazı kavimler için helakin geldiği bir bulutun izdüşümü, aynı zamanda cehennemin azap türlerinden biri olarak da tanıtılmıştır. Gölge konusunda herhangi bir eser kaleme alınmamış olması bizi bu konudaki ayetleri bir bütünlük içinde araştırmaya sevk etmiştir.
{"title":"Kur’an’da Gölge Metaforu","authors":"Cengiz Güneş","doi":"10.51450/ilmiyat.1423240","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1423240","url":null,"abstract":"Gölge olgusu zıll, Kur’an’da yirmiden fazla ayette yer almıştır. Allah Teâlâ bu ayetlerde gök gürültüsü, şim-şek, yıldırım, yağmur gibi birçok konuyu gündeme getirmiş ve gölgenin uzayıp kısalmasını gücünün göster-gesi ve varlığının bir delili olarak takdim etmiştir. Gölge ile güneş arasındaki ilişkiye dikkat çeken Yüce Allah, gölgeler dâhil, her şeyin “secde” ettiğinden ve güneşi gölgeye delil yaptığından söz etmiştir. Allah Teâlâ, insanların bakışlarını bu olaya çevirmelerini ve bu konuda tefekkür etmelerini istemiştir. Dahası, harika bir tabiat olayı olan gölgenin hareketlerinin insanlar için değişik nimetlere vesile olduğunu vurgulamıştır. Mah-şer yerinde hiçbir gölgenin bulunmadığı bir zamanda/mekânda, Allah’ın arşının gölgesinde özel ikrama sahip olan seçkinler, dünyada kaliteli ameller yapmış olan kişilerdir. Gölge, dünyanın hoş bir nimeti olması-nın yanında cennette bir lütuf olarak da takdim edilmiş ve her kulun bu ikrama sahip olamayacağı ifade edilmiştir. Gölge, tarihte bazı kavimler için helakin geldiği bir bulutun izdüşümü, aynı zamanda cehennemin azap türlerinden biri olarak da tanıtılmıştır. Gölge konusunda herhangi bir eser kaleme alınmamış olması bizi bu konudaki ayetleri bir bütünlük içinde araştırmaya sevk etmiştir.","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141268097","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-08DOI: 10.51450/ilmiyat.1365245
Aslan Çıtır
Öz Kur’ân’ın inzalinden önceki cahiliye Arap topluluğu döneminde Arap dili ve edebiyatının, şiir ve belâgatinin ileri seviyede olduğu bilinmektedir. Vahiy öncesi dönemde Arapların Yemen, Habeşistan, Fars (İran), Rum (Bizans), Hind, Çin vd. uluslarla ticari, siyasi ve kültürel ilişkileri mevcuttur. Bu alanlardaki ilişkilerin ulusların dilleri arasındaki etkileşimi neticesinde bu ulusların ve Arap kabilelerin lehçelerindeki bazı kelimeler Arap şiirine yansımıştır. Ayrıca devletin sınırları genişleyip Arap diline yabancı kelimelerin dâhil olmasıyla bu dilin bir gramer yapısının teşekkülü, belirli kaide ve kurallarla disipline edilme ihtiyacı hâsıl olmuş, çeşitli vecihleri itibariyle Arap diline ait eserler yazılmıştır. Kureyş ve diğer lehçelerden alınan, farklı dillerden Arapçaya geçen Arapçalaşmış kelimeleri içeren, garip (yabancı) sözcüğüyle anılan kelimeleri inceleyen Me‘âni’l-Kur’ân tasnifinde birçok kitap yazılmıştır. Bu bağlamda farklı ulusların dillerinden ve muhtelif Arap kabilelerin lahçelerinden birçok kelimenin Kur’ân’ın lafzında varit olduğu mu‘arrep isimli kitaplarda belirtilmiştir. Bu durum, hicri ilk asırdan itibaren Ehlü’l-Me‘ânî kavramı çerçevesinde Me‘âni’l-Kur’ân, Mecâzü’l-Kur’ân, Garîbü’l-Kur’ân ve İ‘râbü’l-Kur’ân başlıklı eserler tedvin edilmesini sağlamıştır. Bu makalede tedvin edilen ilk üç eser analiz edilmiştir.
{"title":"Ulûmü’l-Kur’ân Tarihinde Ehlü’l-Me‘ânî İlminin Temelleri ve İlk Dönem Eserlerine İlişkin Analizler","authors":"Aslan Çıtır","doi":"10.51450/ilmiyat.1365245","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1365245","url":null,"abstract":"Öz \u0000Kur’ân’ın inzalinden önceki cahiliye Arap topluluğu döneminde Arap dili ve edebiyatının, şiir ve belâgatinin ileri seviyede olduğu bilinmektedir. Vahiy öncesi dönemde Arapların Yemen, Habeşistan, Fars (İran), Rum (Bizans), Hind, Çin vd. uluslarla ticari, siyasi ve kültürel ilişkileri mevcuttur. Bu alanlardaki ilişkilerin ulusların dilleri arasındaki etkileşimi neticesinde bu ulusların ve Arap kabilelerin lehçelerindeki bazı kelimeler Arap şiirine yansımıştır. Ayrıca devletin sınırları genişleyip Arap diline yabancı kelimelerin dâhil olmasıyla bu dilin bir gramer yapısının teşekkülü, belirli kaide ve kurallarla disipline edilme ihtiyacı hâsıl olmuş, çeşitli vecihleri itibariyle Arap diline ait eserler yazılmıştır. Kureyş ve diğer lehçelerden alınan, farklı dillerden Arapçaya geçen Arapçalaşmış kelimeleri içeren, garip (yabancı) sözcüğüyle anılan kelimeleri inceleyen Me‘âni’l-Kur’ân tasnifinde birçok kitap yazılmıştır. Bu bağlamda farklı ulusların dillerinden ve muhtelif Arap kabilelerin lahçelerinden birçok kelimenin Kur’ân’ın lafzında varit olduğu mu‘arrep isimli kitaplarda belirtilmiştir. Bu durum, hicri ilk asırdan itibaren Ehlü’l-Me‘ânî kavramı çerçevesinde Me‘âni’l-Kur’ân, Mecâzü’l-Kur’ân, Garîbü’l-Kur’ân ve İ‘râbü’l-Kur’ân başlıklı eserler tedvin edilmesini sağlamıştır. Bu makalede tedvin edilen ilk üç eser analiz edilmiştir.","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":" 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141001207","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-01DOI: 10.51450/ilmiyat.1431841
Yasin Kurnaz
Bahreyn’de kurulan Şiî emîrliklerden biri de Cervânîlerdir. Cervânîlerin siyasi hayatlarını bize aktaran tek bir rivayet vardır. İbn Hacer el-Askalânî’nin aktardığı bu rivayet konu hakkında yapılan tüm çalışmaların hareket noktası olmuştur. Ancak söz konusu bu rivayetin herhangi bir kritiğe tabi tutulmadığı anlaşılmıştır. Bahreyn tarihi detaylıca incelendiğinde rivayette aktarılan bilgiler zihinlerde bazı soru işaretleri oluşturmuş ve dahası tarihsel bağlamda hadiselerin birbiriyle uyuşmadığı görülmüştür. Bu çalışmada Cervânîlerin 8/14. asrın başlarında kurulduğu iddiası başta olmak üzere iktidarda kalan emîrlerin sayıları ve iktidar süreleri incelenmiştir. Emîrliğin siyasi hayatının kısıtlı bir gücü olmasına rağmen bir asırdan fazla sürmesinin imkân dâhilinde olup olmayacağı değerlendirilmiştir. İbn Hacer el-Askalânî’nin rivayeti esas alınarak bölge tarihi hakkında malumat veren eserler incelenmiş ve bu eserlerde bazı çelişkilerle karşılaşılmıştır. Sözü edilen rivayetin yanı sıra Cervânîler’le alakalı bilgiler sunan başka eserler de vardır. İbrâhim el-Hıfzî’nin Tarîhu Asîr ve Şuayip ed-Dûsirî’nin İmtâʿu’s-sâmir adlı eserlerindeki anlatımlar İbn Hacer el-Askalânî’nin aktardığı rivayete dayanmaktadır. Ancak bu eserlerin sıhhatiyle ilgili bazı tartışmalar bulunmaktadır. Tüm bunlar çerçevesinde Cervânîlerin siyasi tarihinin aydınlatılması ve bazı yanlışların düzeltilmesi gerekmektedir. Çalışmamızda bu gayeye matuf olmak üzere İbn Hacer el-Askalânî’nin rivayeti ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve aynı bağlamda kaleme alınan çağdaş eserler tetkik edilmiştir. Cervânîlerin siyasi tarihine dair bazı önerilerde bulunduğumuz bu araştırmada, olması muhtemel tarihi hadiseler tüm bu veriler ışığında yeniden kaleme alınmaya çalışılmıştır. Bölge tarihinin daha iyi anlaşılmasıyla araştırmamızın sonraki çalışmalara bir basamak olması amaçlanmıştır.
{"title":"İbn Hacer el-Askalânî’nin Cervânîler Emîrliği Hakkındaki Rivayetine ve Bu Rivayet Eksenli Anlatıma Tenkitler","authors":"Yasin Kurnaz","doi":"10.51450/ilmiyat.1431841","DOIUrl":"https://doi.org/10.51450/ilmiyat.1431841","url":null,"abstract":"Bahreyn’de kurulan Şiî emîrliklerden biri de Cervânîlerdir. Cervânîlerin siyasi hayatlarını bize aktaran tek bir rivayet vardır. İbn Hacer el-Askalânî’nin aktardığı bu rivayet konu hakkında yapılan tüm çalışmaların hareket noktası olmuştur. Ancak söz konusu bu rivayetin herhangi bir kritiğe tabi tutulmadığı anlaşılmıştır. Bahreyn tarihi detaylıca incelendiğinde rivayette aktarılan bilgiler zihinlerde bazı soru işaretleri oluşturmuş ve dahası tarihsel bağlamda hadiselerin birbiriyle uyuşmadığı görülmüştür. Bu çalışmada Cervânîlerin 8/14. asrın başlarında kurulduğu iddiası başta olmak üzere iktidarda kalan emîrlerin sayıları ve iktidar süreleri incelenmiştir. Emîrliğin siyasi hayatının kısıtlı bir gücü olmasına rağmen bir asırdan fazla sürmesinin imkân dâhilinde olup olmayacağı değerlendirilmiştir. İbn Hacer el-Askalânî’nin rivayeti esas alınarak bölge tarihi hakkında malumat veren eserler incelenmiş ve bu eserlerde bazı çelişkilerle karşılaşılmıştır. Sözü edilen rivayetin yanı sıra Cervânîler’le alakalı bilgiler sunan başka eserler de vardır. İbrâhim el-Hıfzî’nin Tarîhu Asîr ve Şuayip ed-Dûsirî’nin İmtâʿu’s-sâmir adlı eserlerindeki anlatımlar İbn Hacer el-Askalânî’nin aktardığı rivayete dayanmaktadır. Ancak bu eserlerin sıhhatiyle ilgili bazı tartışmalar bulunmaktadır. Tüm bunlar çerçevesinde Cervânîlerin siyasi tarihinin aydınlatılması ve bazı yanlışların düzeltilmesi gerekmektedir. Çalışmamızda bu gayeye matuf olmak üzere İbn Hacer el-Askalânî’nin rivayeti ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve aynı bağlamda kaleme alınan çağdaş eserler tetkik edilmiştir. Cervânîlerin siyasi tarihine dair bazı önerilerde bulunduğumuz bu araştırmada, olması muhtemel tarihi hadiseler tüm bu veriler ışığında yeniden kaleme alınmaya çalışılmıştır. Bölge tarihinin daha iyi anlaşılmasıyla araştırmamızın sonraki çalışmalara bir basamak olması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":505926,"journal":{"name":"Tokat İlmiyat Dergisi","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141047822","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}