In this study, low-sugar apple marmalade formulations were developed by partial replacement of sucrose with stevia and sucralose. Their rheological, textural, physicochemical properties and microstructures were evaluated. The concentration of sweeteners was found to have a significant effect on the physicochemical and rheological properties of the formulations. The hardness of marmalades decreased with addition of sweeteners. Herschel–Bulkley model was found to be the best model describing rheological behavior. The consistency index decreased with increasing sweeteners substitution, whereas the flow behavior index showed an increasing trend with the increase of the sweeteners content. Additionally, the microstructure of marmalades with sweetener substitution exhibited a porous structure in the gel network. The increase in sucralose concentration resulted in more surface deformation resulting in weaker gel formation than stevia. Marmalade prepared with 50% stevia substitution was found the best combination and resulted in good sensory properties like marmalade samples containing 500 g sugar.
{"title":"SÜKROZUN STEVİA VE SÜKRALOZ İLE KISMEN DEĞİŞTİRİLMESİNİN ELMA MARMELATININ FİZİKOKİMYASAL VE YAPISAL-MEKANİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ","authors":"Berkay Berk, Pınar Şi̇ri̇n, Sevcan Ünlütürk","doi":"10.15237/gida.gd23136","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23136","url":null,"abstract":"In this study, low-sugar apple marmalade formulations were developed by partial replacement of sucrose with stevia and sucralose. Their rheological, textural, physicochemical properties and microstructures were evaluated. The concentration of sweeteners was found to have a significant effect on the physicochemical and rheological properties of the formulations. The hardness of marmalades decreased with addition of sweeteners. Herschel–Bulkley model was found to be the best model describing rheological behavior. The consistency index decreased with increasing sweeteners substitution, whereas the flow behavior index showed an increasing trend with the increase of the sweeteners content. Additionally, the microstructure of marmalades with sweetener substitution exhibited a porous structure in the gel network. The increase in sucralose concentration resulted in more surface deformation resulting in weaker gel formation than stevia. Marmalade prepared with 50% stevia substitution was found the best combination and resulted in good sensory properties like marmalade samples containing 500 g sugar.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"73 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140451255","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This research investigates the effects of using rosehip infusion as a marinade on the physicochemical, technological, textural properties, and oxidative stability of turkey breast meat. The chemical composition, technological properties, color and textural parameters, pH, and lipid oxidation of marinated turkey samples were determined. Marinades used in reformulated groups were prepared with rosehip at different concentrations (10 g (R1), 15 g (R2), and 20 g (R3)/150 mL). Rosehip-infused marinated samples exhibited lower pH, altered color parameters, enhanced water holding capacity and cooking yield, and increased marinade uptake (especially in R3). In texture analysis, it was observed that the hardness of the samples decreased, while the values of cohesiveness and springiness increased. Notably, rosehip infusion demonstrated antioxidative effects, lowering TBARS values compared to the control. In summary, marination with rosehip infusion presents a promising method to improve the technological and textural qualities of turkey breast meat while protecting against lipid oxidation.
{"title":"KUŞBURNU İNFÜZYONU İLE MARINASYONUN HİNDİ GÖĞÜS FİLETOLARININ KALİTE PARAMETRELERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ","authors":"Meltem Serdaroglu, Özlem YÜNCÜ-BOYACI, Merih Karaman","doi":"10.15237/gida.gd23142","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23142","url":null,"abstract":"This research investigates the effects of using rosehip infusion as a marinade on the physicochemical, technological, textural properties, and oxidative stability of turkey breast meat. The chemical composition, technological properties, color and textural parameters, pH, and lipid oxidation of marinated turkey samples were determined. Marinades used in reformulated groups were prepared with rosehip at different concentrations (10 g (R1), 15 g (R2), and 20 g (R3)/150 mL). Rosehip-infused marinated samples exhibited lower pH, altered color parameters, enhanced water holding capacity and cooking yield, and increased marinade uptake (especially in R3). In texture analysis, it was observed that the hardness of the samples decreased, while the values of cohesiveness and springiness increased. Notably, rosehip infusion demonstrated antioxidative effects, lowering TBARS values compared to the control. In summary, marination with rosehip infusion presents a promising method to improve the technological and textural qualities of turkey breast meat while protecting against lipid oxidation.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"88 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140455616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, 11.07.2023 tarihi itibariyle coğrafi işaret ile tescillenen Kırklareli Eski Kaşar Peyniri’nin bazı karakteristik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla farklı üreticilerden sağlanan 7 peynir örneğinde fizikokimyasal ve duyusal özellikler ile uçucu bileşen profili belirlenmiştir. Peynirlerin genel bileşimi ve renk ölçümleri arasında farklılıklar olduğu saptanmıştır. Peynir örneklerinde gerçekleştirilen fizikokimyasal analizler sonucunda pH 5.17-5.65, titrasyon asitliği %0.59-0.79, kurumadde %60.71-69.63, kül %4.59-5.59, protein %22.06-28.73, yağ %25.25-35.75 ve tuz %1.23-1.99 aralığında tespit edilmiştir. Kenar ve merkez kısımlarında gerçekleştirilen renk ölçümünde peynirler arasında fark olduğu saptanmıştır. Duyusal değerlendirmeler sonucunda ‘peyniraltı suyu’, ‘kremamsı’, ‘pişmiş’, ‘sülfür’, ‘ransit’, ‘tuzlu’, ‘ekşi’ ve ‘umami’ terimleri belirlenen bazı karakteristik terimler olmuştur. Esterler, alkoller, ketonlar ve asitler peynir örneklerinde tespit edilen yaygın uçucu bileşenler olmuştur. Asidik uçucu bileşenlerden asetik asit, bütirik asit, hekzanoik asit, oktanoik asit ve dekanoik asit yüksek konsantrasyonlarda saptanmıştır.
{"title":"KIRKLARELİ ESKİ KAŞAR PEYNİRİNİN UÇUCU BİLEŞEN PROFİLİ, FİZİKOKİMYASAL VE DUYUSAL ÖZELLİKLERİ","authors":"Özlem Şahi̇ner, Yonca Yuceer","doi":"10.15237/gida.gd23124","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23124","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, 11.07.2023 tarihi itibariyle coğrafi işaret ile tescillenen Kırklareli Eski Kaşar Peyniri’nin bazı karakteristik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla farklı üreticilerden sağlanan 7 peynir örneğinde fizikokimyasal ve duyusal özellikler ile uçucu bileşen profili belirlenmiştir. Peynirlerin genel bileşimi ve renk ölçümleri arasında farklılıklar olduğu saptanmıştır. Peynir örneklerinde gerçekleştirilen fizikokimyasal analizler sonucunda pH 5.17-5.65, titrasyon asitliği %0.59-0.79, kurumadde %60.71-69.63, kül %4.59-5.59, protein %22.06-28.73, yağ %25.25-35.75 ve tuz %1.23-1.99 aralığında tespit edilmiştir. Kenar ve merkez kısımlarında gerçekleştirilen renk ölçümünde peynirler arasında fark olduğu saptanmıştır. Duyusal değerlendirmeler sonucunda ‘peyniraltı suyu’, ‘kremamsı’, ‘pişmiş’, ‘sülfür’, ‘ransit’, ‘tuzlu’, ‘ekşi’ ve ‘umami’ terimleri belirlenen bazı karakteristik terimler olmuştur. Esterler, alkoller, ketonlar ve asitler peynir örneklerinde tespit edilen yaygın uçucu bileşenler olmuştur. Asidik uçucu bileşenlerden asetik asit, bütirik asit, hekzanoik asit, oktanoik asit ve dekanoik asit yüksek konsantrasyonlarda saptanmıştır.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"25 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140458811","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Değişen çevresel ve yaşamsal koşullar, artan dünya nüfusu, sınırlı besin kaynakları ve çeşitlenen beslenme tercihleri sebebiyle gıda kaynaklarının etkin kullanımını ve sürdürülebilir gıda üretim sistemlerinin geliştirilmesini hedefleyen farklı stratejilerin araştırılması günümüzde dikkat çeken güncel araştırma konuları arasındadır. Bitkisel proteinler ise artan nüfusun beslenme ihtiyacını karşılayabilmek için alternatif bir kaynak olarak karşımıza çıkmakta olup bitkisel atık ve yan ürünlerin proteinlerinin değerlendirilerek döngüsel ekonomi politikası çerçevesinde yeniden ekonomiye kazandırılması beslenme kaynaklarının etkin kullanımı için önem arz etmektedir. Bitkisel protein üretimindeki geleneksel yaklaşımlara alternatif olarak yenilikçi ekstraksiyon stratejileri geliştirilmekte olup ultrases destekli protein ekstraksiyonu bu yöntemlerden birisidir. Ultrases prosesi lignoselülozik bileşenlerin olduğu bitkisel matriksten proteinlerin ekstraksiyonunda daha yüksek verim elde edilmesini sağlamanın yanı sıra aynı zamanda proteinlerin fonksiyonel özelliklerini geliştirme yönünde etki gösterme potansiyelinden dolayı dikkat çekmektedir. Bu derleme ise, bitkisel atık ve yan ürünlerden ultrases prosesiyle protein ekstraksiyonu ve proteinlerin fonksiyonel özellikleri üzerindeki olası etkileri konularındaki güncel gelişmeleri değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
{"title":"ULTRASES PROSESİNİN BİTKİSEL ATIK VE YAN ÜRÜNLERDEN PROTEİN ELDESİNDE KULLANIMI VE PROTEİNLERİN FONKSİYONEL ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ","authors":"Sümeyye Gümüş, Semanur Yildiz","doi":"10.15237/gida.gd23115","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23115","url":null,"abstract":"Değişen çevresel ve yaşamsal koşullar, artan dünya nüfusu, sınırlı besin kaynakları ve çeşitlenen beslenme tercihleri sebebiyle gıda kaynaklarının etkin kullanımını ve sürdürülebilir gıda üretim sistemlerinin geliştirilmesini hedefleyen farklı stratejilerin araştırılması günümüzde dikkat çeken güncel araştırma konuları arasındadır. Bitkisel proteinler ise artan nüfusun beslenme ihtiyacını karşılayabilmek için alternatif bir kaynak olarak karşımıza çıkmakta olup bitkisel atık ve yan ürünlerin proteinlerinin değerlendirilerek döngüsel ekonomi politikası çerçevesinde yeniden ekonomiye kazandırılması beslenme kaynaklarının etkin kullanımı için önem arz etmektedir. Bitkisel protein üretimindeki geleneksel yaklaşımlara alternatif olarak yenilikçi ekstraksiyon stratejileri geliştirilmekte olup ultrases destekli protein ekstraksiyonu bu yöntemlerden birisidir. Ultrases prosesi lignoselülozik bileşenlerin olduğu bitkisel matriksten proteinlerin ekstraksiyonunda daha yüksek verim elde edilmesini sağlamanın yanı sıra aynı zamanda proteinlerin fonksiyonel özelliklerini geliştirme yönünde etki gösterme potansiyelinden dolayı dikkat çekmektedir. Bu derleme ise, bitkisel atık ve yan ürünlerden ultrases prosesiyle protein ekstraksiyonu ve proteinlerin fonksiyonel özellikleri üzerindeki olası etkileri konularındaki güncel gelişmeleri değerlendirmeyi amaçlamaktadır.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"134 20","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139453242","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Et ve ürünlerinin güvenliği ve kalitesi, insan beslenmesi, sağlığı ve yaşam kalitesi açısından oldukça önemlidir. Son yıllarda et endüstrisinin hızlı büyümesi ayrıca beslenme ve gıda güvenliğine olan ilginin artması, gıdaların işleme ve depolama sırasında hızlı bir şekilde analiz edilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Geleneksel analiz tekniklerinin, zaman alıcı, pahalı, örneklere zarar veren ve profesyonel operatörlere ihtiyaç duyan bazı dezavantajları bulunmaktadır. Günümüzde Raman spektroskopisi (RS), parmak izi potansiyeli, özgüllüğü, hızı, tahribatsız ve taşınabilir olması nedeniyle et ve ürünlerinin analizinde giderek daha fazla ilgi görmektedir. Bu derleme çalışması, RS tekniğinin prensibini ve tarihsel gelişimini, çeşitli RS tekniklerinin özelliklerini ve RS’nin et kalitesi ve güvenlik analizindeki son gelişmelere ve uygulamalara genel bir bakışını özetlemektedir. Ayrıca RS’nin et endüstrisindeki mevcut zorlukları ile gelecekteki eğilimler hakkında da bilgi sunmaktadır.
{"title":"RAMAN SPEKTROSKOPİSİNİN ET KALİTESİ VE GÜVENLİĞİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANIMI","authors":"Hilal Tombuloğlu, F. Öz, Sadettin Turhan","doi":"10.15237/gida.gd23116","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23116","url":null,"abstract":"Et ve ürünlerinin güvenliği ve kalitesi, insan beslenmesi, sağlığı ve yaşam kalitesi açısından oldukça önemlidir. Son yıllarda et endüstrisinin hızlı büyümesi ayrıca beslenme ve gıda güvenliğine olan ilginin artması, gıdaların işleme ve depolama sırasında hızlı bir şekilde analiz edilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Geleneksel analiz tekniklerinin, zaman alıcı, pahalı, örneklere zarar veren ve profesyonel operatörlere ihtiyaç duyan bazı dezavantajları bulunmaktadır. Günümüzde Raman spektroskopisi (RS), parmak izi potansiyeli, özgüllüğü, hızı, tahribatsız ve taşınabilir olması nedeniyle et ve ürünlerinin analizinde giderek daha fazla ilgi görmektedir. Bu derleme çalışması, RS tekniğinin prensibini ve tarihsel gelişimini, çeşitli RS tekniklerinin özelliklerini ve RS’nin et kalitesi ve güvenlik analizindeki son gelişmelere ve uygulamalara genel bir bakışını özetlemektedir. Ayrıca RS’nin et endüstrisindeki mevcut zorlukları ile gelecekteki eğilimler hakkında da bilgi sunmaktadır.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"194 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139011164","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tuba ZORLU ÜNLÜ, S. Topuz, Mustafa Bayram, T. Balkan, Cemal Kaya
Pesticides are chemicals used to combat insects, rodents, fungi and weeds, which are agricultural pests. In this study, it was aimed to determine pesticide residues of the pickled vine leaves produced by industrial and traditional methods from Narince variety grown in Tokat. The amounts of pesticides in the pickled vine leaves were determined by the QuEChERS (quick, easy, cheap, effective, rugged and safe) method. As a result of pesticide analysis performed on pickled vine leaves, 13 different pesticide active ingredients were determined and 8 pesticides were found to be above the maximum residue limit (MRL) value. While, the highest substance amounts according to MRL values were cyhalothrin, pyraclostrobin, cypermethrin, boscalid, the most detected pesticide active ingredients were ethiofencarb, isocarbofos, cyhalothrin, respectively. As a consequence of the investigation, it was found that detected some pesticide residue amounts from pickled vine leaves were at a level that would pose a health risk.
{"title":"DETERMINATION OF PESTICIDE RESIDUES IN PICKLED VINE (Vitis vinifera L.) LEAVES BY A VALIDATED LC-MS/MS METHOD","authors":"Tuba ZORLU ÜNLÜ, S. Topuz, Mustafa Bayram, T. Balkan, Cemal Kaya","doi":"10.15237/gida.gd23096","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23096","url":null,"abstract":"Pesticides are chemicals used to combat insects, rodents, fungi and weeds, which are agricultural pests. In this study, it was aimed to determine pesticide residues of the pickled vine leaves produced by industrial and traditional methods from Narince variety grown in Tokat. The amounts of pesticides in the pickled vine leaves were determined by the QuEChERS (quick, easy, cheap, effective, rugged and safe) method. As a result of pesticide analysis performed on pickled vine leaves, 13 different pesticide active ingredients were determined and 8 pesticides were found to be above the maximum residue limit (MRL) value. While, the highest substance amounts according to MRL values were cyhalothrin, pyraclostrobin, cypermethrin, boscalid, the most detected pesticide active ingredients were ethiofencarb, isocarbofos, cyhalothrin, respectively. As a consequence of the investigation, it was found that detected some pesticide residue amounts from pickled vine leaves were at a level that would pose a health risk.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"26 14","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138602496","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Zeynep Gürbüz, Tuba ERKAYA KOTAN, Hüseyin Ender Gürmeri̇ç, Mustafa Şengül
Bu çalışmada, Erzurum piyasasında satılan 12 adet farklı ticari yoğurt örneğinin fizikokimyasal, mikrobiyolojik ve reolojik özellikleri ile Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE)-inhibitör aktiviteleri belirlenmiştir. Yoğurtların kurumadde, yağ, protein, serum ayrılması, pH ve viskozite değerleri %11.11-18.05, %1.25-4.70, %3.28-4.66, 0.95-9.00 ml/25g, 3.79-4.61, 7913.0-30425.0 cP aralığında değişmiştir. Mikrobiyolojik analiz sonuçlarına göre yoğurtların L. bulgaricus ve S. thermophilus sayıları ise sırasıyla 5.67-8.32 ve 6.12-8.5 log kob/g aralığında bulunmuştur. Yoğurtların ADE-inhibitör aktivite % ve IC50 analiz sonuçları sırasıyla %55.57-77.90 ve 0.91-1.80 mg/ml arasında değişim göstermiştir. Yoğurt örneklerinin hepsi ADE-inhibitör aktivite göstermiş ve sonuçlar arasında önemli farklar (P <0.05) olduğu ortaya konulmuştur.
{"title":"PİYASADA SATILAN YOĞURTLARIN FİZİKOKİMYASAL, MİKROBİYOLOJİK VE ADE-İNHİBİTÖR AKTİVİTELERİNİN BELİRLENMESİ","authors":"Zeynep Gürbüz, Tuba ERKAYA KOTAN, Hüseyin Ender Gürmeri̇ç, Mustafa Şengül","doi":"10.15237/gida.gd23107","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23107","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Erzurum piyasasında satılan 12 adet farklı ticari yoğurt örneğinin fizikokimyasal, mikrobiyolojik ve reolojik özellikleri ile Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE)-inhibitör aktiviteleri belirlenmiştir. Yoğurtların kurumadde, yağ, protein, serum ayrılması, pH ve viskozite değerleri %11.11-18.05, %1.25-4.70, %3.28-4.66, 0.95-9.00 ml/25g, 3.79-4.61, 7913.0-30425.0 cP aralığında değişmiştir. Mikrobiyolojik analiz sonuçlarına göre yoğurtların L. bulgaricus ve S. thermophilus sayıları ise sırasıyla 5.67-8.32 ve 6.12-8.5 log kob/g aralığında bulunmuştur. Yoğurtların ADE-inhibitör aktivite % ve IC50 analiz sonuçları sırasıyla %55.57-77.90 ve 0.91-1.80 mg/ml arasında değişim göstermiştir. Yoğurt örneklerinin hepsi ADE-inhibitör aktivite göstermiş ve sonuçlar arasında önemli farklar (P <0.05) olduğu ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"178 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139012259","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, konjugatlar ultrasonik işlemden (130 W, 20 kHz) 5 ve 15 dakika sonra soya protein izolatı (SPI) ve fruktoz (F) sulu dispersiyonlarının ısıtılıp glikasyon reaksiyonu (95 oC, 30 dakika) gerçekleştirilmesiyle hazırlanmıştır. Ultrasonik ön işlemin, elde edilen SPI-F konjugatlarının yapı ve fonksiyonel özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Serbest amino grupları, aşılama derecesi ve FT-IR analizleri SPI-F konjugatlarının oluşumunu doğrulamıştır. Ultrasonik işlem glikasyon reaksiyonunu teşvik etmiştir. Konjugatların yapısal ve fizikokimyasal özelliklerindeki değişiklikler SPI’nin su tutma ve yağ tutma özelliklerinin düşmesine neden olsa da emülsifikasyon özelliklerini geliştirmiştir. Bu nedenle, emülsifikasyon özelliklerini kontrol etmek için soya proteini glikasyon konjugatlarının yapısını değiştirmek için optimum bir ultrasonik ön işlem kullanılabilir. Bu bulguların, gıda emülsiyonu ve diğer sistemlerde glikasyonla modifiye edilmiş protein-sakarit ikili sistemlerinin uygulanması için yararlı olacağı düşünülmektedir.
{"title":"SOYA PROTEİNİ İZOLATI-FRUKTOZ GLİKASYON KONJUGATLARININ YAPISI VE BAZI TEKNOFONKSİYONEL ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ULTRASON İŞLEMİNİN ETKİSİ","authors":"Mustafa Onur Yüzer","doi":"10.15237/gida.gd23079","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23079","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, konjugatlar ultrasonik işlemden (130 W, 20 kHz) 5 ve 15 dakika sonra soya protein izolatı (SPI) ve fruktoz (F) sulu dispersiyonlarının ısıtılıp glikasyon reaksiyonu (95 oC, 30 dakika) gerçekleştirilmesiyle hazırlanmıştır. Ultrasonik ön işlemin, elde edilen SPI-F konjugatlarının yapı ve fonksiyonel özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Serbest amino grupları, aşılama derecesi ve FT-IR analizleri SPI-F konjugatlarının oluşumunu doğrulamıştır. Ultrasonik işlem glikasyon reaksiyonunu teşvik etmiştir. Konjugatların yapısal ve fizikokimyasal özelliklerindeki değişiklikler SPI’nin su tutma ve yağ tutma özelliklerinin düşmesine neden olsa da emülsifikasyon özelliklerini geliştirmiştir. Bu nedenle, emülsifikasyon özelliklerini kontrol etmek için soya proteini glikasyon konjugatlarının yapısını değiştirmek için optimum bir ultrasonik ön işlem kullanılabilir. Bu bulguların, gıda emülsiyonu ve diğer sistemlerde glikasyonla modifiye edilmiş protein-sakarit ikili sistemlerinin uygulanması için yararlı olacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":12485,"journal":{"name":"GIDA / THE JOURNAL OF FOOD","volume":"30 19","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138601880","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}