Eissa Alkubati̇, Atılgan Temi̇r, İ. Üçgül, H. Bayrakçi
Günümüzün en büyük problemlerinin başında enerji kaynaklarındaki hızlı tükenme gelmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke, diğer ülkelere göre daha fazla enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Her geçen gün artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve enerji maliyetlerini azaltmak maksadıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması ve verimlerinin artırılması üzerine çalışmalara hız verilmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi gelmektedir. Güneş enerjisinden kullanılabilir enerji üretimi için birçok farklı yöntem mevcuttur. Bu yöntemlerden biri de yoğunlaştırıcılı güneş enerjisi sistemlerdir. Bu sistemlerde ısınarak geçen su ve buhar son üniteden istenilen sıcaklık ve basınç değerlerine ulaşıldığında üretilen buhar doğrudan buhar türbinine gönderilerek karbon emisyonu yaratmadan elektrik enerjisi üretilir. Çalışmada, yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemlerinden biri olan parabolik oluk kollektörlü enerji üretim sisteminin Yemen’in üç bölgesi için termodinamik analizi yapılmıştır. İnceleme bölgesi olarak iç savaş nedeniyle enerji sıkıntısı çekmekte olan Yemen seçilmiştir. Yemende devam etmekte olan iç savaş, elektrik üretim ve dağıtım altyapılarına zarar vermiştir. Bu da bölgesel ve sık olmak üzere enerji kesintilerine neden olmaktadır. Yemen hükümetinin kontrolü dışındaki bölgelerde yaşayan nüfus bu kesintilerden dolayı ortaya çıkan temiz su temini, temel sağlık hizmetlerine ulaşım ve sanayi üretiminin azalmasına bağlı olarak artan işsizlik gibi sorunlar ile yüzleşmektedir. Savaş nedeni ile çıkarılan petrol ve doğalgaz miktarlarındaki azalma, enerji dağıtım tesislerinin ve altyapısının zarar görmesi enerji arz talep dengesinin sağlanamamasına neden olmaktadır. Bu analiz ile bölgenin ihtiyacı olan elektrik enerjisinin alternatif enerji kaynakları ile karşılanması adına bir ön inceleme yapılmıştır. Alternatif enerji kaynaklarından güneş enerjisinden elektrik üretiminde yoğunlaştırıcılı güneş enerji sistemlerinin ulusal çapta ve bölgesel tesisleşme ile kurulması bu sıkıntıların önüne geçecektir. Bu sayede enerji güvenliği artırılacak, sürdürülebilirlik sağlanarak enerji sıkıntısı çözülecektir. Ayrıca alternatif enerji projeleri, yeni projeler için ön ayak oluşturarak istihdam ortamı yaratacaktır.
{"title":"Thermodynamic Analysis of a Parabolic Trough Collector: The Case of Yemen","authors":"Eissa Alkubati̇, Atılgan Temi̇r, İ. Üçgül, H. Bayrakçi","doi":"10.35354/tbed.1219723","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1219723","url":null,"abstract":"Günümüzün en büyük problemlerinin başında enerji kaynaklarındaki hızlı tükenme gelmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke, diğer ülkelere göre daha fazla enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Her geçen gün artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve enerji maliyetlerini azaltmak maksadıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması ve verimlerinin artırılması üzerine çalışmalara hız verilmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi gelmektedir. Güneş enerjisinden kullanılabilir enerji üretimi için birçok farklı yöntem mevcuttur. Bu yöntemlerden biri de yoğunlaştırıcılı güneş enerjisi sistemlerdir. Bu sistemlerde ısınarak geçen su ve buhar son üniteden istenilen sıcaklık ve basınç değerlerine ulaşıldığında üretilen buhar doğrudan buhar türbinine gönderilerek karbon emisyonu yaratmadan elektrik enerjisi üretilir. Çalışmada, yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemlerinden biri olan parabolik oluk kollektörlü enerji üretim sisteminin Yemen’in üç bölgesi için termodinamik analizi yapılmıştır. İnceleme bölgesi olarak iç savaş nedeniyle enerji sıkıntısı çekmekte olan Yemen seçilmiştir. Yemende devam etmekte olan iç savaş, elektrik üretim ve dağıtım altyapılarına zarar vermiştir. Bu da bölgesel ve sık olmak üzere enerji kesintilerine neden olmaktadır. Yemen hükümetinin kontrolü dışındaki bölgelerde yaşayan nüfus bu kesintilerden dolayı ortaya çıkan temiz su temini, temel sağlık hizmetlerine ulaşım ve sanayi üretiminin azalmasına bağlı olarak artan işsizlik gibi sorunlar ile yüzleşmektedir. Savaş nedeni ile çıkarılan petrol ve doğalgaz miktarlarındaki azalma, enerji dağıtım tesislerinin ve altyapısının zarar görmesi enerji arz talep dengesinin sağlanamamasına neden olmaktadır. Bu analiz ile bölgenin ihtiyacı olan elektrik enerjisinin alternatif enerji kaynakları ile karşılanması adına bir ön inceleme yapılmıştır. Alternatif enerji kaynaklarından güneş enerjisinden elektrik üretiminde yoğunlaştırıcılı güneş enerji sistemlerinin ulusal çapta ve bölgesel tesisleşme ile kurulması bu sıkıntıların önüne geçecektir. Bu sayede enerji güvenliği artırılacak, sürdürülebilirlik sağlanarak enerji sıkıntısı çözülecektir. Ayrıca alternatif enerji projeleri, yeni projeler için ön ayak oluşturarak istihdam ortamı yaratacaktır.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"58 24","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120886548","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada kombine güç üretim sistemleri olarak, termal ısı iletkenliği yüksek olan Hg (Cıva), çalışma akışkanı olarak seçilmiş ve alt çevrimlerde sırasıyla R744 (S-CO2 -Süper kritik Karbondioksit) ve NH3 (Amonyak) akışkanlı iki ayrı çevrimde ilave olarak kullanılarak yüksek verimli bir ‘Cıvalı Kombine Güç Çevrim’ sistemi tasarlanmıştır. Önerilen kombine güç sisteminde ısı değiştiricilerinde ısı geçişleri eşit, pompa, kompresör ve türbinler izentropik olarak değerlendirilmiştir. Termodinamik hesaplamalar EES (Engineering Equation Solver) programı ile yapılmıştır. Yaşam alanları ve tarımsal alanlardan uzak bölgelerinde kullanılacak kombine güç sistemini tasarımı için sistemler tek başına ayrı olarak çalıştığında verimler, Cıvalı çevrimde %40, R744 çevrimde %13.30 ve NH3’ lü çevriminde ise %10.5 olarak hesaplanmıştır. Kombine güç çevrimi toplam verimi ise %54.2 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak yüksek verimli cıvalı kombine güç çevrimlerin kayalıklar, çöl, dağ ve ıssız ada gibi yerleşim yerlerinden ve tarımsal alanlardan uzak bölgelerin enerji üretimi için uygun olduğu ortaya konmuştur.
{"title":"Issız Bölgelerin Enerji Üretiminde Değerlendirilmesine Yeni Bir Yaklaşım: Cıvalı Kombine Güç Çevrimi","authors":"Ahmet Elbi̇r, İbrahim Üçgül","doi":"10.35354/tbed.1264531","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1264531","url":null,"abstract":"Bu çalışmada kombine güç üretim sistemleri olarak, termal ısı iletkenliği yüksek olan Hg (Cıva), çalışma akışkanı olarak seçilmiş ve alt çevrimlerde sırasıyla R744 (S-CO2 -Süper kritik Karbondioksit) ve NH3 (Amonyak) akışkanlı iki ayrı çevrimde ilave olarak kullanılarak yüksek verimli bir ‘Cıvalı Kombine Güç Çevrim’ sistemi tasarlanmıştır. Önerilen kombine güç sisteminde ısı değiştiricilerinde ısı geçişleri eşit, pompa, kompresör ve türbinler izentropik olarak değerlendirilmiştir. Termodinamik hesaplamalar EES (Engineering Equation Solver) programı ile yapılmıştır. \u0000Yaşam alanları ve tarımsal alanlardan uzak bölgelerinde kullanılacak kombine güç sistemini tasarımı için sistemler tek başına ayrı olarak çalıştığında verimler, Cıvalı çevrimde %40, R744 çevrimde %13.30 ve NH3’ lü çevriminde ise %10.5 olarak hesaplanmıştır. Kombine güç çevrimi toplam verimi ise %54.2 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak yüksek verimli cıvalı kombine güç çevrimlerin kayalıklar, çöl, dağ ve ıssız ada gibi yerleşim yerlerinden ve tarımsal alanlardan uzak bölgelerin enerji üretimi için uygun olduğu ortaya konmuştur.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121830135","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye dünyanın en aktif tektonik kuşaklarından birinde yer almaktadır. Bu tektonik kuşaklardan biri olan Alp-Himalaya orojenik kuşağının bir kısmını oluşturan Isparta Büklümü boyunca çok sayıda hasar yapıcı deprem meydana gelmektedir. Tarihsel ve aletsel dönem depremler incelendiğinde bu kuşakta yer alan Isparta yerleşim alanı depremlerden olumsuz etkilenmiştir. Deprem zararlarının azaltılması için Isparta’da yaşayanların deprem konusunda bilgi düzeylerinin yüksek olması gerekir. Çalışmada, Isparta ili Merkez Zafer mahallesinde yaşayanların meslek yaş cinsiyet eğitim durumu fark etmeksizin deprem afet bilincinin toplumsal düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda kişilere yönetilmek üzere 23 sorudan oluşan bir anket formu düzenlenmiş ve anket 355 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Ankete katılanların % 90’nının deprem yaşadığı, ancak deprem konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı gözlemlenmiştir. Depreme ilişkin bilgileri daha çok kitle iletişim araçları sayesinde edindikleri tespit edilmiştir. Aynı zamanda deprem öncesi risk yönetiminden daha çok, deprem sonrası kriz yönetimi konusunda bilgi sahibi olunduğu gözlemlenmiştir. Afet bilincinin oluşması için özellikle kurumsal iletişime ihtiyaç olduğu görülmüştür. Aynı zamanda insanımızın uygulama ve tatbikatlar ile sürece dahil edilmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Diğer taraftan anketin gerçekleştiği mahallenin sosyo-ekonomik yapısının deprem afet bilincinin oluşmasında etkili olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Isparta’da Deprem Afet Bilinci Toplumsal Düzeyinin Belirlenmesi","authors":"Dilek Akman, Şakir Şahi̇n","doi":"10.35354/tbed.1300148","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1300148","url":null,"abstract":"Türkiye dünyanın en aktif tektonik kuşaklarından birinde yer almaktadır. Bu tektonik kuşaklardan biri olan Alp-Himalaya orojenik kuşağının bir kısmını oluşturan Isparta Büklümü boyunca çok sayıda hasar yapıcı deprem meydana gelmektedir. Tarihsel ve aletsel dönem depremler incelendiğinde bu kuşakta yer alan Isparta yerleşim alanı depremlerden olumsuz etkilenmiştir. Deprem zararlarının azaltılması için Isparta’da yaşayanların deprem konusunda bilgi düzeylerinin yüksek olması gerekir. Çalışmada, Isparta ili Merkez Zafer mahallesinde yaşayanların meslek yaş cinsiyet eğitim durumu fark etmeksizin deprem afet bilincinin toplumsal düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda kişilere yönetilmek üzere 23 sorudan oluşan bir anket formu düzenlenmiş ve anket 355 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Ankete katılanların % 90’nının deprem yaşadığı, ancak deprem konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı gözlemlenmiştir. Depreme ilişkin bilgileri daha çok kitle iletişim araçları sayesinde edindikleri tespit edilmiştir. Aynı zamanda deprem öncesi risk yönetiminden daha çok, deprem sonrası kriz yönetimi konusunda bilgi sahibi olunduğu gözlemlenmiştir. Afet bilincinin oluşması için özellikle kurumsal iletişime ihtiyaç olduğu görülmüştür. Aynı zamanda insanımızın uygulama ve tatbikatlar ile sürece dahil edilmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Diğer taraftan anketin gerçekleştiği mahallenin sosyo-ekonomik yapısının deprem afet bilincinin oluşmasında etkili olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114631905","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Stream flow forecasting is very important in many aspects such as water supply, irrigation, building water infrastructures, and taking precautions against floods. The ability to forecast future streamflow helps us anticipate and plan for upcoming flooding, decreasing property destruction, preventing deaths and managing water in the best way possible. Different hydrological models have been developed for predicting streamflow and they have different characteristics, driven by the research area and available data. İn this study, three types of Artificial Intelligence models; K-Nearest Neighbor (KNN), Artificial Neural Network (ANN) and Adaptive Neuro Fuzzy Inference System (ANFIS) have been used to study the Gediz River Basin which is located in the Aegean region of western Turkey. The results varied due to the complication of the data and different parts of the study area as well as the structure of the models, over all, looking at Regression coefficient (R2), Root Mean Square Error (RMSE) and Wilcoxon (WT) values, ANFIS is more accurate compared to ANN and KNN models. Conversely, according to Taylor diagram, KNN is more accurate compared to ANN and ANFIS.
{"title":"Monthly Streamflow Prediction Using ANN, KNN and ANFIS models: Example of Gediz River Basin","authors":"Naz'm Nazimi, K. Saplioglu","doi":"10.35354/tbed.1298296","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1298296","url":null,"abstract":"Stream flow forecasting is very important in many aspects such as water supply, irrigation, building water infrastructures, and taking precautions against floods. The ability to forecast future streamflow helps us anticipate and plan for upcoming flooding, decreasing property destruction, preventing deaths and managing water in the best way possible. Different hydrological models have been developed for predicting streamflow and they have different characteristics, driven by the research area and available data. İn this study, three types of Artificial Intelligence models; K-Nearest Neighbor (KNN), Artificial Neural Network (ANN) and Adaptive Neuro Fuzzy Inference System (ANFIS) have been used to study the Gediz River Basin which is located in the Aegean region of western Turkey. The results varied due to the complication of the data and different parts of the study area as well as the structure of the models, over all, looking at Regression coefficient (R2), Root Mean Square Error (RMSE) and Wilcoxon (WT) values, ANFIS is more accurate compared to ANN and KNN models. Conversely, according to Taylor diagram, KNN is more accurate compared to ANN and ANFIS.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116580224","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kentsel dönüşüm uygulamaları kent merkezlerinde sıklıkla uygulanmaktadır. Bu uygulamalar özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemizde ki riskli yapı stokunun güncellenmesi için hayati bir öneme sahiptir. Ancak aynı şekilde tasarım ve kullanım ömürlerini tamamlamış sanayi yapıları için kentsel dönüşüm uygulamaları yaygınlaşmamıştır. Ayrıca sanayi bölgelerinde yer alan eski sanayi yapıları modern üretime mekan sağlayacak teknik özelliklere de sahip değildir. Bu nedenle Covid 19 pandemisi sonrası değişen ve kapasite kullanımının artırılmasının son derece önem kazandığı günümüzde eski yapıların bu ihtiyaçlara cevap verebilmesi mümkün değildir. Son dönemde artan enerji maliyetleri üretim maliyetlerini de olumsuz etkilemektedir. Küresel piyasalarda rekabet edebilmek için üretim maliyetinin düşürülmesi gereklidir. Bu nedenle de enerji sarfiyatlarında tasarruf edilmesi sanayi üretimleri için kritik öneme sahiptir. Çalışma kapsamında örneklem için Konya Organize Sanayi Bölgesinde yer alan 2. Genişleme bölgesi örneklem için seçilmiştir. Eski sanayi yapıları güncel mevzuatlara göre yeniden analiz edilmiş ve yetersiz performansa sahip oldukları için çeşitli kriterle tekrardan inşa edilmelerinin maliyetleri incelenmiştir. Yeni yapılacak yapıların cephe ve çatılarında maksimum enerji tasarrufu sağlayacak bina kabuğu oluşturulmuş ve maliyeti irdelenmiştir.
{"title":"SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI İLE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE ENERJİ TASARRUFLARI SAĞLANMASI","authors":"Aynur Kazaz, A. Kaya","doi":"10.35354/tbed.1292053","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1292053","url":null,"abstract":"Kentsel dönüşüm uygulamaları kent merkezlerinde sıklıkla uygulanmaktadır. Bu uygulamalar özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemizde ki riskli yapı stokunun güncellenmesi için hayati bir öneme sahiptir. Ancak aynı şekilde tasarım ve kullanım ömürlerini tamamlamış sanayi yapıları için kentsel dönüşüm uygulamaları yaygınlaşmamıştır. Ayrıca sanayi bölgelerinde yer alan eski sanayi yapıları modern üretime mekan sağlayacak teknik özelliklere de sahip değildir. Bu nedenle Covid 19 pandemisi sonrası değişen ve kapasite kullanımının artırılmasının son derece önem kazandığı günümüzde eski yapıların bu ihtiyaçlara cevap verebilmesi mümkün değildir. Son dönemde artan enerji maliyetleri üretim maliyetlerini de olumsuz etkilemektedir. Küresel piyasalarda rekabet edebilmek için üretim maliyetinin düşürülmesi gereklidir. Bu nedenle de enerji sarfiyatlarında tasarruf edilmesi sanayi üretimleri için kritik öneme sahiptir. Çalışma kapsamında örneklem için Konya Organize Sanayi Bölgesinde yer alan 2. Genişleme bölgesi örneklem için seçilmiştir. Eski sanayi yapıları güncel mevzuatlara göre yeniden analiz edilmiş ve yetersiz performansa sahip oldukları için çeşitli kriterle tekrardan inşa edilmelerinin maliyetleri incelenmiştir. Yeni yapılacak yapıların cephe ve çatılarında maksimum enerji tasarrufu sağlayacak bina kabuğu oluşturulmuş ve maliyeti irdelenmiştir.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"2013 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125676752","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde istenilen konfor bölgelerine ulaşmak için evleri, işyerleri ve marketleri ısıtmanın farklı yolları bulunmaktadır. Isıtma sistemlerinin çoğu fosil yakıtlı sistemler kullanmaktadır. Yanmalı ısıtıcılar çevreye önemli miktarda karbondioksit yaymaktadır. Isı pompaları çevreye zarar vermedikleri, verimli ve çoğu zaman ekonomik oldukları için uygun sistemlerdir. Bu çalışmada Denizli’de TS825 standartlarına göre tasarlanmış üç katlı bir villada ısı pompası sisteminin kullanımı incelenmiştir. Isı pompası sistemi verimlilik, ekonomiklik ve CO2 emisyonları açısından diğer ısıtma sistemleri ile karşılaştırılmıştır. Villanın modellenmesi, ısı yüklerinin hesaplanması ve uygun ısı pompasının seçimi Daikin tarafından geliştirilen “Daikin Stand By Me” programı kullanılarak yapılmıştır. Simülasyon sonuçları, ısı pompasından kaynaklanan CO2 emisyonunun, doğal gazla çalışan sistemlerden kaynaklanan emisyonlardan 2,28 kat ve sıvı yakıtla çalışan sistemlerden 3,04 kat daha az olduğunu göstermektedir. Isı pompası sisteminin SCOP değeri 4,46 olarak hesaplanmıştır. Isı pompası sistemi çok verimli olmasına ve yüksek bir SCOP değerine sahip olmasına rağmen, elektrik fiyatlarının yüksek olmasından dolayı ısı pompası sistemi ekonomik görünmemektedir.
{"title":"DENİZLİ’DEKİ BİR VİLLANIN ISI POMPASIYLA ISITILMASININ İNCELENMESİ","authors":"Batuğhan Rüştü Özçeli̇k, Arslan Çağlayan Gürel, Özay Akdemi̇r","doi":"10.35354/tbed.1177589","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1177589","url":null,"abstract":"Günümüzde istenilen konfor bölgelerine ulaşmak için evleri, işyerleri ve marketleri ısıtmanın farklı yolları bulunmaktadır. Isıtma sistemlerinin çoğu fosil yakıtlı sistemler kullanmaktadır. Yanmalı ısıtıcılar çevreye önemli miktarda karbondioksit yaymaktadır. Isı pompaları çevreye zarar vermedikleri, verimli ve çoğu zaman ekonomik oldukları için uygun sistemlerdir. Bu çalışmada Denizli’de TS825 standartlarına göre tasarlanmış üç katlı bir villada ısı pompası sisteminin kullanımı incelenmiştir. Isı pompası sistemi verimlilik, ekonomiklik ve CO2 emisyonları açısından diğer ısıtma sistemleri ile karşılaştırılmıştır. Villanın modellenmesi, ısı yüklerinin hesaplanması ve uygun ısı pompasının seçimi Daikin tarafından geliştirilen “Daikin Stand By Me” programı kullanılarak yapılmıştır. Simülasyon sonuçları, ısı pompasından kaynaklanan CO2 emisyonunun, doğal gazla çalışan sistemlerden kaynaklanan emisyonlardan 2,28 kat ve sıvı yakıtla çalışan sistemlerden 3,04 kat daha az olduğunu göstermektedir. Isı pompası sisteminin SCOP değeri 4,46 olarak hesaplanmıştır. Isı pompası sistemi çok verimli olmasına ve yüksek bir SCOP değerine sahip olmasına rağmen, elektrik fiyatlarının yüksek olmasından dolayı ısı pompası sistemi ekonomik görünmemektedir.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116505251","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Buhar sıkıştırmalı soğutma sistemlerinin büyük bir kısmı yüksek küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip hidroflorokarbon (HFC) soğutucu akışkanlarla çalışmaktadır. Mevcut Avrupa F-gaz yönetmeliği, soğutma ve iklimlendirme uygulamalarında yüksek GWP değerlerine sahip florürlü soğutkanların kullanımında kısıtlamalar getirmektedir. Bu bağlamda, soğutma sistemlerinin çoğu, düşük GWP’li hidrofloroolefin (HFO) soğutkanları gibi çevre dostu alternatiflerle değiştirilmeye zorlanmaktadır. Bu çalışmada, yüksek GWP’li R134a soğutkanına alternatif olarak düşünülen düşük GWP’li R513A ve R515B soğutkanlarıyla çalışan aşırı kızdırmalı ve aşırı soğutmalı buhar sıkıştırmalı soğutma sisteminin enerji, ekserji, çevre ve çevreekonomik analizleri yapılmıştır. Aynı çalışma şartlarında R134a ve R515B soğutkanlarıyla çalışan sistemin COP değerlerinin birbirine çok yakın olduğu, R513A soğutkanıyla çalışan sistemin COP değerinin yaklaşık %3 oranında daha düşük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak R513A ve R515B soğutkanlarının R134a soğutkanına alternatif olarak kullanılabileceği görülmüştür.
{"title":"R134a Yerine R513A ve R515B Soğutkanlarıyla Çalışan Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Sisteminin Enerji, Ekserji Çevre ve Çevreekonomik Analizi","authors":"Fatma Kadriye DÜDEN ÖRGEN, Erkan Di̇kmen, Arzu ŞENCAN ŞAHİN","doi":"10.35354/tbed.1127021","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1127021","url":null,"abstract":"Buhar sıkıştırmalı soğutma sistemlerinin büyük bir kısmı yüksek küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip hidroflorokarbon (HFC) soğutucu akışkanlarla çalışmaktadır. Mevcut Avrupa F-gaz yönetmeliği, soğutma ve iklimlendirme uygulamalarında yüksek GWP değerlerine sahip florürlü soğutkanların kullanımında kısıtlamalar getirmektedir. Bu bağlamda, soğutma sistemlerinin çoğu, düşük GWP’li hidrofloroolefin (HFO) soğutkanları gibi çevre dostu alternatiflerle değiştirilmeye zorlanmaktadır. \u0000\u0000Bu çalışmada, yüksek GWP’li R134a soğutkanına alternatif olarak düşünülen düşük GWP’li R513A ve R515B soğutkanlarıyla çalışan aşırı kızdırmalı ve aşırı soğutmalı buhar sıkıştırmalı soğutma sisteminin enerji, ekserji, çevre ve çevreekonomik analizleri yapılmıştır. Aynı çalışma şartlarında R134a ve R515B soğutkanlarıyla çalışan sistemin COP değerlerinin birbirine çok yakın olduğu, R513A soğutkanıyla çalışan sistemin COP değerinin yaklaşık %3 oranında daha düşük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak R513A ve R515B soğutkanlarının R134a soğutkanına alternatif olarak kullanılabileceği görülmüştür.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127713240","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada kombine güç üretim sistemlerinde, termal ısı iletkenliği yüksek olan cıva, çalışma akışkanı olarak seçilmiş ve alt çevrimde H2O buharı ve R113 akışkanı gibi iki ayrı çevrim kullanılarak cıvalı combine çevrim sistemi tasarlanmıştır. Kurulan sistemde ısı değiştiricilerinde ısı geçişleri eşit, pompa, kompresör ve türbinler izentropik olarak değerlendirilmiştir. Hesaplamalar EES (Engineering Equation Solver) programı ile yapılmıştır. Aşırı ortam ve koşullarda sistem tasarımı için sistemler tek başına ayrı olarak çalıştığında verimler, Cıvalı çevrimde %40, H20 çevrimde %30 ve R113 çevriminde ise %35 olarak hesaplanmıştır. Kombine güç çevrim verimleri ise cıva-H2O kombine çevrimi için %58.5 ve cıva-R113 çevriminde ise %61.5 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak yüksek verimli cıvalı combine güç çevrimlerin çöl, dağ, ıssız ada gibi yerleşim yerlerinden uzak bölgelerin enerji üretiminde uygun olduğu ortaya konmuştur.
{"title":"Yaşam Alanından Uzak Bölglerde Enerji Üretimi: Cıvalı Buhar Çevrimi","authors":"Ahmet Elbi̇r, İbrahim Üçgül","doi":"10.35354/tbed.1209678","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1209678","url":null,"abstract":"Bu çalışmada kombine güç üretim sistemlerinde, termal ısı iletkenliği yüksek olan cıva, çalışma akışkanı olarak seçilmiş ve alt çevrimde H2O buharı ve R113 akışkanı gibi iki ayrı çevrim kullanılarak cıvalı combine çevrim sistemi tasarlanmıştır. Kurulan sistemde ısı değiştiricilerinde ısı geçişleri eşit, pompa, kompresör ve türbinler izentropik olarak değerlendirilmiştir. Hesaplamalar EES (Engineering Equation Solver) programı ile yapılmıştır. Aşırı ortam ve koşullarda sistem tasarımı için sistemler tek başına ayrı olarak çalıştığında verimler, Cıvalı çevrimde %40, H20 çevrimde %30 ve R113 çevriminde ise %35 olarak hesaplanmıştır. Kombine güç çevrim verimleri ise cıva-H2O kombine çevrimi için %58.5 ve cıva-R113 çevriminde ise %61.5 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak yüksek verimli cıvalı combine güç çevrimlerin çöl, dağ, ıssız ada gibi yerleşim yerlerinden uzak bölgelerin enerji üretiminde uygun olduğu ortaya konmuştur.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131850272","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doğaya bırakılan atık malzemelerin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlar giderek artmaktadır. Buna çözüm olarak atıkların geri dönüştürülerek yeniden kullanımı üzerine tekstil, elektronik, inşaat gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yapılmaya başlanmış ve günümüzde de devam etmektedir. Ulaştırma alanında da bitümlü sıcak karışımların (BSK) yüksek maliyetli olması sebebiyle BSK’da farklı atık malzemelerin kullanımları denenmektedir. Bu çalışmada, doğaya terk edilen ve çevre kirliliğine sebep olan cam atıkların BSK’da filler malzemesi olarak kullanılabilirliği incelenmiştir. Bu amaçla, Marshall stabilite deneyi ile cam atıkların performans özellikleri belirlenmiştir. Cam atık ile üretilmiş olan numunelerin pratik özgül ağırlık (Dp), boşluk oranı (Vh), agregalar arası boşluk oranı (VMA), bitümle dolu boşluk miktarı (Vf), Marshall Stabilite (MS) ve akma değerleri bulunmuştur. Sonuç olarak, cam atıkların BSK’da filler malzemesi olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Atık Cam Tozunun Bitümlü Sıcak Karışımlarda Filler Olarak Değerlendirilmesi","authors":"Hande Varol","doi":"10.35354/tbed.1130655","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1130655","url":null,"abstract":"Doğaya bırakılan atık malzemelerin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlar giderek artmaktadır. Buna çözüm olarak atıkların geri dönüştürülerek yeniden kullanımı üzerine tekstil, elektronik, inşaat gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yapılmaya başlanmış ve günümüzde de devam etmektedir. Ulaştırma alanında da bitümlü sıcak karışımların (BSK) yüksek maliyetli olması sebebiyle BSK’da farklı atık malzemelerin kullanımları denenmektedir. Bu çalışmada, doğaya terk edilen ve çevre kirliliğine sebep olan cam atıkların BSK’da filler malzemesi olarak kullanılabilirliği incelenmiştir. Bu amaçla, Marshall stabilite deneyi ile cam atıkların performans özellikleri belirlenmiştir. Cam atık ile üretilmiş olan numunelerin pratik özgül ağırlık (Dp), boşluk oranı (Vh), agregalar arası boşluk oranı (VMA), bitümle dolu boşluk miktarı (Vf), Marshall Stabilite (MS) ve akma değerleri bulunmuştur. Sonuç olarak, cam atıkların BSK’da filler malzemesi olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126365297","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yapı sektöründeki hızlı gelişmelere bağlı olarak dünya üzerindeki enerji kaynaklarının tüketim oranı ve çevresel kirlilik gün geçtikçe artmaktadır. Yapılı çevrenin doğaya verdiği olumsuz etkilerin, sürdürülebilirlik anlayışı kapsamında geliştirilmiş olan yapı malzemelerinin kullanımı ile azaltılacağı öngörülmektedir. Bu doğrultuda, teknolojik gelişmelerle birlikte yeni sürdürülebilir yapı malzemeleri arayışına girilmiş ve bu malzemelerin yapılarda kullanım alanlarının arttırılması ortak hedef olmuştur. Bu çalışmada, sürdürülebilir yapı malzemelerinin ve kullanım olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında; sürdürülebilir yapı malzemeleri ve bu malzemelerin yapı sektöründe kullanımları örnek yapılar üzerinden incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda; sürdürülebilir yapı malzemelerinin yapılarda kullanılmasının, yapının sağlıklı, konforlu ve çevre dostu bir yapı olmasını sağlayarak yapının değer kazanmasında etkili olduğu, günümüzde var olan kaynakların verimli kullanılmasıyla çevresel ve ekonomik anlamda sürdürülebilirlik sağlanmasında önemli olduğu, yapım sistemlerindeki ilerlemeler doğrultusunda bu malzemelerin yapılarda kullanımında artış yaşandığı sonucuna varılmıştır.
{"title":"Sürdürülebilir Yapı Malzemeleri Üzerine Bir Araştırma","authors":"A. Çüçen, Adem Solak","doi":"10.35354/tbed.1214469","DOIUrl":"https://doi.org/10.35354/tbed.1214469","url":null,"abstract":"Yapı sektöründeki hızlı gelişmelere bağlı olarak dünya üzerindeki enerji kaynaklarının tüketim oranı ve çevresel kirlilik gün geçtikçe artmaktadır. Yapılı çevrenin doğaya verdiği olumsuz etkilerin, sürdürülebilirlik anlayışı kapsamında geliştirilmiş olan yapı malzemelerinin kullanımı ile azaltılacağı öngörülmektedir. Bu doğrultuda, teknolojik gelişmelerle birlikte yeni sürdürülebilir yapı malzemeleri arayışına girilmiş ve bu malzemelerin yapılarda kullanım alanlarının arttırılması ortak hedef olmuştur. Bu çalışmada, sürdürülebilir yapı malzemelerinin ve kullanım olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında; sürdürülebilir yapı malzemeleri ve bu malzemelerin yapı sektöründe kullanımları örnek yapılar üzerinden incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda; sürdürülebilir yapı malzemelerinin yapılarda kullanılmasının, yapının sağlıklı, konforlu ve çevre dostu bir yapı olmasını sağlayarak yapının değer kazanmasında etkili olduğu, günümüzde var olan kaynakların verimli kullanılmasıyla çevresel ve ekonomik anlamda sürdürülebilirlik sağlanmasında önemli olduğu, yapım sistemlerindeki ilerlemeler doğrultusunda bu malzemelerin yapılarda kullanımında artış yaşandığı sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":164574,"journal":{"name":"Teknik Bilimler Dergisi","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128306106","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：