Pub Date : 2023-07-10DOI: 10.54370/ordubtd.1271515
Erhan Özkan
Grafenin sentezlenmesinin ardından iki boyutlu (2D) malzemeler hakkında çalışmalar devam etmiş ve bu çalışmalar neticesinde borofenin 2D sihirli bir süper ince malzeme olduğu keşfedilmiştir. Borofen üzerindeki çalışmaların çoğu halen teorik olarak devam etmekle birlikte çok az deneysel çalışma gözlenmiştir. Üstün özellikleri sebebiyle gelecekte bu malzemenin farklı teknolojilerde çokça karşımıza çıkacağı ön görülmektedir. Bu çalışmada elektronik uygulamalarda yaygın olarak kullanılan bakır yüzeylerin kimyasal buhar biriktirme (CVD) yöntemi ile sentezlenmiş borofen ile kaplanmasına ait parametreler ve kaplamaların karakterizasyonuna etkileri araştırılmıştır. İnce bakır filmler altlık malzemesi olarak seçilmiş ve 950-1035 °C sıcaklık aralıklarında CVD yöntemi ile 1/1 gravimetrik oranda metalik bor ve boroksit toz karışımı, 50 mili Tor basınç ve 100 sccm hidrojen gazı altında borofen sentezi gerçekleştirilmiştir. Üretilen borofen ince filmlerin karakterizasyon çalışmasında Raman Spektrometresi’nden faydalanılmış ve 181 cm-1 ile 1148 cm-1’deki karakteristik bantları gözlenmiştir. Sentezlenen ince film tabakaların yapı kontrollerinde Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) kullanılarak nano yapı doğrulanmıştır. Kaplamaların elektriksel iletkenlikleri dört nokta prob tekniği ile test edilmiş, artan sıcaklık ile elektriksel direncin arttığı gözlenmiş ve 1035 °C’den sonra iletkenliğin tamamen ortadan kalktığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda borofen film tabakalarının üretilmesi ve karakterizasyon çalışmaları için gerekli olan parametreler tanımlanarak kayıt altına alınmıştır.
在合成石墨烯之后,人们继续对二维(2D)材料进行研究,结果发现硼吩是一种 2D 神奇超薄材料。尽管对硼烯的研究大多还停留在理论层面,但实验研究却寥寥无几。由于硼吩所具有的优越性能,预计这种材料在未来将被广泛应用于不同的技术领域。在本研究中,研究了用化学气相沉积(CVD)方法合成的硼吩在铜表面涂层的参数及其对涂层特性的影响。研究选择了铜薄膜作为基底材料,并在 950-1035 °C 温度范围内,在金属硼和硼氧粉末的混合物(重量比为 1/1)、50 毫托压力和 100 sccm 氢气条件下,采用化学气相沉积法合成了硼吩。拉曼光谱法用于分析所生产的硼吩薄膜的特性,并在 181 cm-1 和 1148 cm-1 处观察到了特征带。扫描电子显微镜(SEM)用于验证合成薄膜层的纳米结构。通过四点探针技术测试了涂层的导电性,发现电阻随温度升高而增大,并确定在 1035 °C 之后导电性完全消失。研究结果确定并记录了生产和表征硼吩膜层所需的参数。
{"title":"Borophene Production and Characterization by Chemical Vapor Deposition Method","authors":"Erhan Özkan","doi":"10.54370/ordubtd.1271515","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1271515","url":null,"abstract":"Grafenin sentezlenmesinin ardından iki boyutlu (2D) malzemeler hakkında çalışmalar devam etmiş ve bu çalışmalar neticesinde borofenin 2D sihirli bir süper ince malzeme olduğu keşfedilmiştir. Borofen üzerindeki çalışmaların çoğu halen teorik olarak devam etmekle birlikte çok az deneysel çalışma gözlenmiştir. Üstün özellikleri sebebiyle gelecekte bu malzemenin farklı teknolojilerde çokça karşımıza çıkacağı ön görülmektedir. Bu çalışmada elektronik uygulamalarda yaygın olarak kullanılan bakır yüzeylerin kimyasal buhar biriktirme (CVD) yöntemi ile sentezlenmiş borofen ile kaplanmasına ait parametreler ve kaplamaların karakterizasyonuna etkileri araştırılmıştır. İnce bakır filmler altlık malzemesi olarak seçilmiş ve 950-1035 °C sıcaklık aralıklarında CVD yöntemi ile 1/1 gravimetrik oranda metalik bor ve boroksit toz karışımı, 50 mili Tor basınç ve 100 sccm hidrojen gazı altında borofen sentezi gerçekleştirilmiştir. Üretilen borofen ince filmlerin karakterizasyon çalışmasında Raman Spektrometresi’nden faydalanılmış ve 181 cm-1 ile 1148 cm-1’deki karakteristik bantları gözlenmiştir. Sentezlenen ince film tabakaların yapı kontrollerinde Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) kullanılarak nano yapı doğrulanmıştır. Kaplamaların elektriksel iletkenlikleri dört nokta prob tekniği ile test edilmiş, artan sıcaklık ile elektriksel direncin arttığı gözlenmiş ve 1035 °C’den sonra iletkenliğin tamamen ortadan kalktığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda borofen film tabakalarının üretilmesi ve karakterizasyon çalışmaları için gerekli olan parametreler tanımlanarak kayıt altına alınmıştır.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"309 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139360915","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-06DOI: 10.54370/ordubtd.1240934
Ramazan Mammadov, B. Kaya, İlayda Cansu Atici, Mehmet Özgür Atay
In this study, it was aimed to determine the phenolic and flavonoid content and different biological activities (antioxidant, enzyme inhibitor, anthelmintic) of the methanol extract of Inula graveolens (L.) Desf collected from Muğla (Turkey). As a result of the study, the total phenolic content was determined as 5.36±0.32 mg GAE/g, and the total flavonoid amount was determined as 3.49±0.05 mg QE/g extract equivalent. In the ß-carotene/linoleic acid method, the extract showed lower activity than the standard BHA used. The extract was determined to be equivalent to 4.28±0.24/0.47±0.03 mg TE/g extract in terms of copper and iron-reducing power capacity, respectively. Although the enzyme inhibitory activities of the extract increased with the increase in concentration, it was determined that it had lower activity than galantamine (89.41±0.05%) and kojic acid (73.93±0.10%) used as standard. Paralysis and death times of the extract at different concentrations (2.5,5,10,20 mg/mL) on Tubifex tubifex worms were determined. It was determined that the extract at high concentrations (20 mg/mL) exhibited an activity near that of andazole (10 mg/mL) used as a standard. According to these results, I. graveolens can be considered a good resource for the pharmaceutical industry due to its activities.
{"title":"Türkiye’den Toplanan Inula graveolens (L.) Desf. Türünün Bazı Biyolojik Aktivitelerinin Araştırılması","authors":"Ramazan Mammadov, B. Kaya, İlayda Cansu Atici, Mehmet Özgür Atay","doi":"10.54370/ordubtd.1240934","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1240934","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to determine the phenolic and flavonoid content and different biological activities (antioxidant, enzyme inhibitor, anthelmintic) of the methanol extract of Inula graveolens (L.) Desf collected from Muğla (Turkey). As a result of the study, the total phenolic content was determined as 5.36±0.32 mg GAE/g, and the total flavonoid amount was determined as 3.49±0.05 mg QE/g extract equivalent. In the ß-carotene/linoleic acid method, the extract showed lower activity than the standard BHA used. The extract was determined to be equivalent to 4.28±0.24/0.47±0.03 mg TE/g extract in terms of copper and iron-reducing power capacity, respectively. Although the enzyme inhibitory activities of the extract increased with the increase in concentration, it was determined that it had lower activity than galantamine (89.41±0.05%) and kojic acid (73.93±0.10%) used as standard. Paralysis and death times of the extract at different concentrations (2.5,5,10,20 mg/mL) on Tubifex tubifex worms were determined. It was determined that the extract at high concentrations (20 mg/mL) exhibited an activity near that of andazole (10 mg/mL) used as a standard. According to these results, I. graveolens can be considered a good resource for the pharmaceutical industry due to its activities.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139362230","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1206005
N. Şahin, E. Üstün
PEPPSI type Pd complexes have wide applications in recent years. Serum albumin carries very important molecules such as oleic and linoleic acids, nitric oxide, vitamin B6, thyroid and so do many drugs. In this study, a novel NHC molecule and its Pd-PEPPSI complex were synthesized and characterized. Both the ligand and the complex were optimized by DFT-based calculation methods. The binding properties of the molecules with HSA were analyzed by molecular docking methods. Binding affinity of -8.04 kcal/mol and inhibition constant of 1.29 µM were determined for NHC salt while the binding affinity was calculated as -7.04 kcal/mol and the inhibition constant as 6.92 µM for Pd-PEPPSI complex.
{"title":"Synthesis, Characterization, and Molecular Docking Analysis of A Novel NHC Salt and Its Palladium-PEPPSI Complex","authors":"N. Şahin, E. Üstün","doi":"10.54370/ordubtd.1206005","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1206005","url":null,"abstract":"PEPPSI type Pd complexes have wide applications in recent years. Serum albumin carries very important molecules such as oleic and linoleic acids, nitric oxide, vitamin B6, thyroid and so do many drugs. In this study, a novel NHC molecule and its Pd-PEPPSI complex were synthesized and characterized. Both the ligand and the complex were optimized by DFT-based calculation methods. The binding properties of the molecules with HSA were analyzed by molecular docking methods. Binding affinity of -8.04 kcal/mol and inhibition constant of 1.29 µM were determined for NHC salt while the binding affinity was calculated as -7.04 kcal/mol and the inhibition constant as 6.92 µM for Pd-PEPPSI complex.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127836487","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1292439
Fatma Dilay Aha, F. Özkutlu
Abiyotik stres etmenlerinden olan tuzluluk, bitki gelişmesinde gerilemeye ve önemli oranda ürün kaybına neden olmaktadır. Deneme, sera koşullarında tesadüf parselleri deneme desenine göre saksı denemesi şeklinde yürütülmüştür. Denemede, tuzlu koşullarda (4000 mg NaCl kg-1 toprak) ve artan bentonit (%0, %5 ve %10) dozları uygulanmıştır. Denemede bir ekmeklik (Vittorio) ve bir makarnalık (Cesare) buğday çeşitleri yetiştirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, tuzlu koşullarda artan dozlarda bentonit uygulamaları sonucunda ekmeklik ve makarnalık buğdayların kuru madde verimlerinin arttığı belirlenmiştir. Ekmeklik buğdayların makarnalık buğdaylara göre daha fazla kuru madde ürettiği saptanmıştır. En fazla kuru madde verimi ekmeklik buğdayda %10 bentonit uygulamasından 150 mg bitki-1 olarak belirlenmiştir. Tuzlu koşullarda ve artan (%0, %5 ve %10 toprak) dozlarda bentonit uygulamaları sonucunda, ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitleri kontrol saksılarıyla kıyaslandığında; yeşil aksam fosfor, potasyum, demir, bakır ve çinko konsantrasyonunda artış meydana gelirken kalsiyum, magnezyum, sodyum, mangan ve bor konsantrasyonları ise azalmalar meydana gelmiştir. Özellikle kumlu topraklarda orta derecede tuzluluk sorunu olan alanlara bentonit uygulamasının buğdayda mineral beslenme problemlerinin bazılarının giderilmesine katkısı olacağından %5 düzeyinde bentonit uygulanmasını önerebiliriz.
{"title":"The Effect of Bentonite Application on Dry Matter Yield and Mineral Nutritional Elements of Durum and Bread Wheats in Salt Conditions","authors":"Fatma Dilay Aha, F. Özkutlu","doi":"10.54370/ordubtd.1292439","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1292439","url":null,"abstract":"Abiyotik stres etmenlerinden olan tuzluluk, bitki gelişmesinde gerilemeye ve önemli oranda ürün kaybına neden olmaktadır. Deneme, sera koşullarında tesadüf parselleri deneme desenine göre saksı denemesi şeklinde yürütülmüştür. Denemede, tuzlu koşullarda (4000 mg NaCl kg-1 toprak) ve artan bentonit (%0, %5 ve %10) dozları uygulanmıştır. Denemede bir ekmeklik (Vittorio) ve bir makarnalık (Cesare) buğday çeşitleri yetiştirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, tuzlu koşullarda artan dozlarda bentonit uygulamaları sonucunda ekmeklik ve makarnalık buğdayların kuru madde verimlerinin arttığı belirlenmiştir. Ekmeklik buğdayların makarnalık buğdaylara göre daha fazla kuru madde ürettiği saptanmıştır. En fazla kuru madde verimi ekmeklik buğdayda %10 bentonit uygulamasından 150 mg bitki-1 olarak belirlenmiştir. Tuzlu koşullarda ve artan (%0, %5 ve %10 toprak) dozlarda bentonit uygulamaları sonucunda, ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitleri kontrol saksılarıyla kıyaslandığında; yeşil aksam fosfor, potasyum, demir, bakır ve çinko konsantrasyonunda artış meydana gelirken kalsiyum, magnezyum, sodyum, mangan ve bor konsantrasyonları ise azalmalar meydana gelmiştir. Özellikle kumlu topraklarda orta derecede tuzluluk sorunu olan alanlara bentonit uygulamasının buğdayda mineral beslenme problemlerinin bazılarının giderilmesine katkısı olacağından %5 düzeyinde bentonit uygulanmasını önerebiliriz.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123646123","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1275677
Gürkan Kir, Aslı ÜLKE KESKİN, Utku Zeybekoğlu
Son yıllarda küresel iklim değişikliği etkilerinden kaynaklanan afet sayılarında hissedilebilir bir artış görülmektedir. Bu kapsamda iklim değişikliği etkilerini azaltmak amacıyla ülkemizde ve dünyada çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. İklim değişikliğinden etkilenen bölgelerin iklim parametreleri bakımından benzer sınıflara ayrılması bu bölgelerde yapılacak olan çalışmalarda benzer yöntemlerin uygulanması açısından önemlidir. Böylece iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla yapılacak olan çalışmalarda doğru bir stratejinin belirlenmesi sağlanacaktır. Çalışma kapsamında değerlendirilen gözlem kayıtları Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ait Karadeniz Bölgesinde yer alan 31 istasyondan periyodu 1982-2020 yılları arasını kapsayacak şekilde yıllık ortalama rüzgâr hızı gözlemleri kullanılmıştır. Bulanık C-Ortalamalar ve K-Ortalamalar yöntemleri kullanılarak kümeleme analiz çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda optimum küme sayısı Siluet indeks analizi ile tespit edilmiştir. Rüzgâr hızı serileri için en uygun sınıflandırma, küme sayısı 5 seçilerek K-Ortalamalar yöntemi ile elde edilmiştir.
{"title":"Clustering of Black Sea Region Meteorology Observation Stations Using Wind Speed Values","authors":"Gürkan Kir, Aslı ÜLKE KESKİN, Utku Zeybekoğlu","doi":"10.54370/ordubtd.1275677","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1275677","url":null,"abstract":"Son yıllarda küresel iklim değişikliği etkilerinden kaynaklanan afet sayılarında hissedilebilir bir artış görülmektedir. Bu kapsamda iklim değişikliği etkilerini azaltmak amacıyla ülkemizde ve dünyada çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. İklim değişikliğinden etkilenen bölgelerin iklim parametreleri bakımından benzer sınıflara ayrılması bu bölgelerde yapılacak olan çalışmalarda benzer yöntemlerin uygulanması açısından önemlidir. Böylece iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla yapılacak olan çalışmalarda doğru bir stratejinin belirlenmesi sağlanacaktır. Çalışma kapsamında değerlendirilen gözlem kayıtları Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ait Karadeniz Bölgesinde yer alan 31 istasyondan periyodu 1982-2020 yılları arasını kapsayacak şekilde yıllık ortalama rüzgâr hızı gözlemleri kullanılmıştır. Bulanık C-Ortalamalar ve K-Ortalamalar yöntemleri kullanılarak kümeleme analiz çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda optimum küme sayısı Siluet indeks analizi ile tespit edilmiştir. Rüzgâr hızı serileri için en uygun sınıflandırma, küme sayısı 5 seçilerek K-Ortalamalar yöntemi ile elde edilmiştir.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129768148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1314245
Mithat Akgün, Turgay Şahi̇n
After the honey is harvested from the bee colony, it is removed from the honeycomb with mechanization and stored as a liquid in cans or barrels. Honey crystallizes depending on the chemical structure, type of its, and impurity or ambient temperature. In Turkey, liquid (wax) honey is generally not consumed as crystallized. For this reason, honey is liquefied and packaged again. When the honey crystallizes, which is stored in tin cans, an air oven or hot water pool is usually used as a liquefaction medium. The liquefaction time of honey depends on the type of its, melting medium, the ambient temperature, and the geometry of the honey container. As the ambient temperature and melting time increase, both chemical and color-taste changes occur in honey. In this experimental study, crystallized honey stored in tin cans (18 dm3) was liquefied in an air-type oven at 50oC using two different methods (conventional and mechanical vibratory). During liquefaction, time-dependent temperature changes were determined in honey’s x and y axes. Moisture, diastase, proline, and HMF (Hidroksimetilfurfural) changes in the heat-treated honey were measured. As a result of the obtained data, it was determined that the mechanical vibration liquefaction time was 35% shorter than the conventional liquefaction time. At the end of the heat treatment with both methods, the change of chemical values in honey was found to be in accordance with the Turkish Food Code.
{"title":"Kristallenmiş Çiçek Balının Sıvılaşma Hızının Artırılmasının Deneysel İncelenmesi","authors":"Mithat Akgün, Turgay Şahi̇n","doi":"10.54370/ordubtd.1314245","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1314245","url":null,"abstract":"After the honey is harvested from the bee colony, it is removed from the honeycomb with mechanization and stored as a liquid in cans or barrels. Honey crystallizes depending on the chemical structure, type of its, and impurity or ambient temperature. In Turkey, liquid (wax) honey is generally not consumed as crystallized. For this reason, honey is liquefied and packaged again. When the honey crystallizes, which is stored in tin cans, an air oven or hot water pool is usually used as a liquefaction medium. The liquefaction time of honey depends on the type of its, melting medium, the ambient temperature, and the geometry of the honey container. As the ambient temperature and melting time increase, both chemical and color-taste changes occur in honey. In this experimental study, crystallized honey stored in tin cans (18 dm3) was liquefied in an air-type oven at 50oC using two different methods (conventional and mechanical vibratory). During liquefaction, time-dependent temperature changes were determined in honey’s x and y axes. Moisture, diastase, proline, and HMF (Hidroksimetilfurfural) changes in the heat-treated honey were measured. As a result of the obtained data, it was determined that the mechanical vibration liquefaction time was 35% shorter than the conventional liquefaction time. At the end of the heat treatment with both methods, the change of chemical values in honey was found to be in accordance with the Turkish Food Code.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133232324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1164407
Selim Taskaya
After the 1/5000 scale master development plan is created, the relevant local governments create the 1/1000 implementation development plans based on the decision taken by the municipal councils. The aim is to provide the formation of areas that can meet all kinds of needs of the local people. Some islands have different features and notes. One of these featured lots is the zoning islands with only certain precedent values. It has been tried to investigate how and on what basis should be acted while giving building permits to the parcels on these lots with certain precedent values. In the study, it has been shown what should be given a zoning subbase status on these islands, where only the precedent values are given from various plan examples. While these draws are given, it is tried to find the sum of the zoning subbase and total upper areas by considering the definition and value set elements, which are an exponential function definition range, as a method. After the results of giving the zoning diameter on the ground were made in a comparative way against the precedents, how to place the value set on the ground as a subset exponentially from the main plot determined as the domain set was determined by the exponential approach method. The construction in the zoning islands has been made suitable for the building permit, and it has been approached with the exponential function method according to whether the zoning parcels are odd or even number of parcels. In line with the coefficient given by the peers, the approach distances on the ground and the total construction area were tried to be shown with examples.
{"title":"Examination of Zoning Plans on the Basis of Urbanism with an Exponential Function Approach within the Scope of Peer Ratios","authors":"Selim Taskaya","doi":"10.54370/ordubtd.1164407","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1164407","url":null,"abstract":"After the 1/5000 scale master development plan is created, the relevant local governments create the 1/1000 implementation development plans based on the decision taken by the municipal councils. The aim is to provide the formation of areas that can meet all kinds of needs of the local people. Some islands have different features and notes. One of these featured lots is the zoning islands with only certain precedent values. It has been tried to investigate how and on what basis should be acted while giving building permits to the parcels on these lots with certain precedent values. In the study, it has been shown what should be given a zoning subbase status on these islands, where only the precedent values are given from various plan examples. While these draws are given, it is tried to find the sum of the zoning subbase and total upper areas by considering the definition and value set elements, which are an exponential function definition range, as a method. After the results of giving the zoning diameter on the ground were made in a comparative way against the precedents, how to place the value set on the ground as a subset exponentially from the main plot determined as the domain set was determined by the exponential approach method. The construction in the zoning islands has been made suitable for the building permit, and it has been approached with the exponential function method according to whether the zoning parcels are odd or even number of parcels. In line with the coefficient given by the peers, the approach distances on the ground and the total construction area were tried to be shown with examples.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116406864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1274632
Ömer Ertürk, Beyhan Taş
Sceliphron curvatum (Smith, 1870), a solitary, invasive wasp species, builds a mud nest. This species is a new record for Türkiye. This study was carried out to determine the bacterial flora in mud nests made by S. curvatum wasps. Bacterial isolations were made from mud nests made by adult bees collected from the town of Perşembe in Ordu province. As a result of the study, five isolates were obtained and three of these isolates were identified. Isolate 1 was identified as Staphylococcus vitulinus, isolate 3 Aeromonas sobria and isolate 4 Pseudomonas aeruginosa. Identification percentages of the isolates were determined as 84% for S. vitulinus, 84% for A. sobria and 94% for P. aeruginosa, respectively. It has been determined that these bacterial species are important bacterial species that cause effective infections on humans and other living things.
{"title":"Yabancı İstilacı Yaban Arılarının (Sceliphron curvatum Smith, 1870) Çamur Yuvalarında Bakteriyel Flora Analizi","authors":"Ömer Ertürk, Beyhan Taş","doi":"10.54370/ordubtd.1274632","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1274632","url":null,"abstract":"Sceliphron curvatum (Smith, 1870), a solitary, invasive wasp species, builds a mud nest. This species is a new record for Türkiye. This study was carried out to determine the bacterial flora in mud nests made by S. curvatum wasps. Bacterial isolations were made from mud nests made by adult bees collected from the town of Perşembe in Ordu province. As a result of the study, five isolates were obtained and three of these isolates were identified. Isolate 1 was identified as Staphylococcus vitulinus, isolate 3 Aeromonas sobria and isolate 4 Pseudomonas aeruginosa. Identification percentages of the isolates were determined as 84% for S. vitulinus, 84% for A. sobria and 94% for P. aeruginosa, respectively. It has been determined that these bacterial species are important bacterial species that cause effective infections on humans and other living things.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126445230","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1210285
Sümeyya Seri̇n
This current study focuses on the exploration of the impacts of OH/F isosteric replacement using computational chemistry methods. To this end, Density Functional Theory (DFT) calculations at B3LYP/6-311++G (d, p) level of theory were carried out on flutriafol, a broad-spectrum fungicide, and its trifluorinated analogue. The reflections of OH/F isosteric replacement on frontier molecular orbital energies, reactivity behaviors, electrostatic surface properties, and intramolecular interactions were investigated. Also, one of the important consequences of isosteric and bioisosteric replacements is the modification in lipophilic character, which is a remarkable parameter in many respects. Therefore, lipophilic character evaluations were performed for mentioned molecules using SwissADME and Molinspiration software.
{"title":"Flutriafol ve Triflorlanmış Analoğunun HOMO-LUMO, ESP, NBO ve Lipofilik Karakter Analizleri","authors":"Sümeyya Seri̇n","doi":"10.54370/ordubtd.1210285","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1210285","url":null,"abstract":"This current study focuses on the exploration of the impacts of OH/F isosteric replacement using computational chemistry methods. To this end, Density Functional Theory (DFT) calculations at B3LYP/6-311++G (d, p) level of theory were carried out on flutriafol, a broad-spectrum fungicide, and its trifluorinated analogue. The reflections of OH/F isosteric replacement on frontier molecular orbital energies, reactivity behaviors, electrostatic surface properties, and intramolecular interactions were investigated. Also, one of the important consequences of isosteric and bioisosteric replacements is the modification in lipophilic character, which is a remarkable parameter in many respects. Therefore, lipophilic character evaluations were performed for mentioned molecules using SwissADME and Molinspiration software.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127942129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.54370/ordubtd.1310547
Olcay Çeli̇k, Mehmet Ali Sari̇das, Sevgi Paydaş
Bu çalışmanın amacı; Gemlik zeytin çeşidinde sulama ile çiçeklenme öncesi ve sonrası dönemlerde yapraktan yapılan farklı gübre uygulamalarının meyve ağırlığı, eni, boyu, indeksi (boy/en), et ve çekirdek ağırlıkları, et oranı üzerine etkilerini incelemektir. Çalışmada mineral (KNO3+H3BO3+ZnSO4 ve Üre+MgSO4) ve organomineral gübreler (Raykat Growth, Raykat Start ve Fitomare) kullanılmış, Kontrol ağaçlara su püskürtülmüştür. Çalışma sonucunda, meyve ağırlığı bakımından en yüksek değer çiçeklenme öncesi, sulama yapılan Fitomare uygulamasında 6.0 g, en düşük değer ise çiçeklenme sonrası sulama yapılmayan KNO3+H3BO3+ZnSO4 gübre uygulamasında 1.7 g olarak elde edilmiştir. Sulama ile birlikte Üre+MgSO4 gübre uygulamasının meyve en değerini 24.3 mm’ye, meyve boy değerini 39.7 mm’ye, et ağırlığını ise 3.4 g’a ulaştırdığı tespit edilmiştir. Meyve et oranı, sulama yapılan ağaçlarda %77, sulama yapılmayan ağaçlarda %65 olarak belirlenmiştir. Çekirdek ağırlıkları 0.8 g olarak saptanmış olup, incelenen faktörlerin çekirdek ağırlığı üzerine etkisinin olmadığı görülmüştür. Araştırmada incelenen gübreler arasında Raykat Growth ve Fitomare organomineral gübreler sulamalı ve sulamasız koşullarda ön plana çıkarken, bunları sulamalı koşulda Üre+MgSO4 mineral gübre izlemiştir. Özellikle meyve kalite kriterlerinden sofralık değerlendirme için önemli olan tane ağırlığı bakımından sulama ile birlikte Üre+MgSO4 gübresi diğer gübrelere göre daha etkin olmuştur.
{"title":"Gemlik Zeytin Çeşidinde Sulama ve Gübrelemenin Meyve Kalitesi Üzerine Etkileri","authors":"Olcay Çeli̇k, Mehmet Ali Sari̇das, Sevgi Paydaş","doi":"10.54370/ordubtd.1310547","DOIUrl":"https://doi.org/10.54370/ordubtd.1310547","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı; Gemlik zeytin çeşidinde sulama ile çiçeklenme öncesi ve sonrası dönemlerde yapraktan yapılan farklı gübre uygulamalarının meyve ağırlığı, eni, boyu, indeksi (boy/en), et ve çekirdek ağırlıkları, et oranı üzerine etkilerini incelemektir. Çalışmada mineral (KNO3+H3BO3+ZnSO4 ve Üre+MgSO4) ve organomineral gübreler (Raykat Growth, Raykat Start ve Fitomare) kullanılmış, Kontrol ağaçlara su püskürtülmüştür. Çalışma sonucunda, meyve ağırlığı bakımından en yüksek değer çiçeklenme öncesi, sulama yapılan Fitomare uygulamasında 6.0 g, en düşük değer ise çiçeklenme sonrası sulama yapılmayan KNO3+H3BO3+ZnSO4 gübre uygulamasında 1.7 g olarak elde edilmiştir. Sulama ile birlikte Üre+MgSO4 gübre uygulamasının meyve en değerini 24.3 mm’ye, meyve boy değerini 39.7 mm’ye, et ağırlığını ise 3.4 g’a ulaştırdığı tespit edilmiştir. Meyve et oranı, sulama yapılan ağaçlarda %77, sulama yapılmayan ağaçlarda %65 olarak belirlenmiştir. Çekirdek ağırlıkları 0.8 g olarak saptanmış olup, incelenen faktörlerin çekirdek ağırlığı üzerine etkisinin olmadığı görülmüştür. Araştırmada incelenen gübreler arasında Raykat Growth ve Fitomare organomineral gübreler sulamalı ve sulamasız koşullarda ön plana çıkarken, bunları sulamalı koşulda Üre+MgSO4 mineral gübre izlemiştir. Özellikle meyve kalite kriterlerinden sofralık değerlendirme için önemli olan tane ağırlığı bakımından sulama ile birlikte Üre+MgSO4 gübresi diğer gübrelere göre daha etkin olmuştur.","PeriodicalId":212595,"journal":{"name":"Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi","volume":"75 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130041652","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}