Doğumdan başlayarak insan yaşamının her döneminde ve genel olarak insan hayatında sayılar önemli bir yere sahiptir. Türk kültüründe özellikle üç, yedi, dokuz ve kırk sayıları etrafında çeşitli inanışlar gelişmiştir. Formel rakamlar olarak bilinen bu tür sayılar Türk mitolojinde yer almış; destanlarda, masallarda ve efsanelerde sıkça kullanılmıştır. Formel özellik gösteren bu sayıların dışında yine Türk kültüründe ve halk inanışlarında önemli yeri olan başka sayılar da mevcuttur. Söz konusu bu sayılardan biri de on beştir. Fiziksel ve ruhî birtakım değişikliklerin olduğu bu yaş, erlik yaşı olarak da nitelendirilir. Destanlarda on beş yaş kahramanlık yaşı olarak geçer. Belli bir olgunluğa ve fiziki görünüme sahip olan kahraman, on beş yaşındayken çeşitli mücadelelere katılır ve bunlarda üstün başarı gösterir. Kızlar on beş yaşındaki görünümleriyle ve davranışlarıyla şiirlere, türkülere ve mânilere konu olur. Anadolu kültüründe belli ayların on beşinci günleri, on beş günlük süreçler ve zaman dilimleri de önemli bir yer ihtiva eder. Doğum, evlilik ve ölüm âdetleri çerçevesinde on beş gün önce veya sonra yapılması gereken uygulamalar ve gelenekler vardır. Halk takviminde belirli ayların on beşinci günlerinde çeşitli şenlikler tertip edilir. Bazı yörelerde ramazan ayının on beşinci günü çeşitli etkinliklerle kutlanır. Aynı zamanda on beş rakamı, Türk halk hekimliğinde bazı tedavilerin ve kürlerin uygulanma süresidir. Bu çalışmada yaştan güne on beş sayısı çevresinde gelişen uygulamalara ve inanışlara yer verilmiştir. On beş sayısının Türk kültürü içindeki önemi ortaya konulmuştur. Mânilerde, türkülerde, hikâyelerde, masallarda ve yaş destanlarında on beş yaşa bağlı durumlar tespit edilmiştir. Dede Korkut kitabında geçen on beş yaşın özellikleri ve on beş sayısıyla ilgili diğer hususlar analiz edilmiştir. Doğum, evlenme ve ölüm merasimlerinde on beş sayısı çevresinde uygulanan çeşitli ritüeller belirlenmiştir. Şaban ve ramazan ayı gibi dinî günlerde on beşinci günün belirli özellikleri saptanmıştır. Bu konuda Bayburt’ta gözlemlenen on beşi geleneğinin Azerbaycan’ın İsmailli Bölgesi’nde de yaşatıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Çalışmada literatür taraması ve veri analizi yapılmış, konuyla ilgili olan kaynaklar taranmış, on beş sayısı çevresinde gelişen inanışlar, uygulamalar, âdetler vb. veriler incelenmiştir. Elde edilen bilgiler tasnif edilerek konunun değerlendirmesi yapılmıştır.
{"title":"TÜRK KÜLTÜRÜNDE ON BEŞ SAYISI VE ON BEŞİ GELENEĞİ","authors":"Özlem Ünalan","doi":"10.58646/bengi.1229395","DOIUrl":"https://doi.org/10.58646/bengi.1229395","url":null,"abstract":"Doğumdan başlayarak insan yaşamının her döneminde ve genel olarak insan hayatında sayılar önemli bir yere sahiptir. Türk kültüründe özellikle üç, yedi, dokuz ve kırk sayıları etrafında çeşitli inanışlar gelişmiştir. Formel rakamlar olarak bilinen bu tür sayılar Türk mitolojinde yer almış; destanlarda, masallarda ve efsanelerde sıkça kullanılmıştır. Formel özellik gösteren bu sayıların dışında yine Türk kültüründe ve halk inanışlarında önemli yeri olan başka sayılar da mevcuttur. Söz konusu bu sayılardan biri de on beştir. Fiziksel ve ruhî birtakım değişikliklerin olduğu bu yaş, erlik yaşı olarak da nitelendirilir. Destanlarda on beş yaş kahramanlık yaşı olarak geçer. Belli bir olgunluğa ve fiziki görünüme sahip olan kahraman, on beş yaşındayken çeşitli mücadelelere katılır ve bunlarda üstün başarı gösterir. Kızlar on beş yaşındaki görünümleriyle ve davranışlarıyla şiirlere, türkülere ve mânilere konu olur. Anadolu kültüründe belli ayların on beşinci günleri, on beş günlük süreçler ve zaman dilimleri de önemli bir yer ihtiva eder. Doğum, evlilik ve ölüm âdetleri çerçevesinde on beş gün önce veya sonra yapılması gereken uygulamalar ve gelenekler vardır. Halk takviminde belirli ayların on beşinci günlerinde çeşitli şenlikler tertip edilir. Bazı yörelerde ramazan ayının on beşinci günü çeşitli etkinliklerle kutlanır. Aynı zamanda on beş rakamı, Türk halk hekimliğinde bazı tedavilerin ve kürlerin uygulanma süresidir. \u0000Bu çalışmada yaştan güne on beş sayısı çevresinde gelişen uygulamalara ve inanışlara yer verilmiştir. On beş sayısının Türk kültürü içindeki önemi ortaya konulmuştur. Mânilerde, türkülerde, hikâyelerde, masallarda ve yaş destanlarında on beş yaşa bağlı durumlar tespit edilmiştir. Dede Korkut kitabında geçen on beş yaşın özellikleri ve on beş sayısıyla ilgili diğer hususlar analiz edilmiştir. Doğum, evlenme ve ölüm merasimlerinde on beş sayısı çevresinde uygulanan çeşitli ritüeller belirlenmiştir. Şaban ve ramazan ayı gibi dinî günlerde on beşinci günün belirli özellikleri saptanmıştır. Bu konuda Bayburt’ta gözlemlenen on beşi geleneğinin Azerbaycan’ın İsmailli Bölgesi’nde de yaşatıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Çalışmada literatür taraması ve veri analizi yapılmış, konuyla ilgili olan kaynaklar taranmış, on beş sayısı çevresinde gelişen inanışlar, uygulamalar, âdetler vb. veriler incelenmiştir. Elde edilen bilgiler tasnif edilerek konunun değerlendirmesi yapılmıştır.","PeriodicalId":239832,"journal":{"name":"BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115993235","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kapsayıcı eğitim. Tüm öğrenciler yetenekleri, sağlık yetenekleri veya sınırlılıkları ne olursa olsun, kendi akranları ile aynı okulda, aynı sınıfta, aynı öğretmen tarafından eğitim görür, sosyal ilişkiler kurmaya ve iyi bir eğitim almalarına olanak sağlar. Kapsayıcı eğitim herkesin hakkıdır ve temel özelliği çeşitliliğin herkes tarafında kabul edilmesidir.
{"title":"Kapsayıcı eğitimde toplum, okul ve aile işbirliği fırsatları","authors":"Sevda Tagi̇yeva","doi":"10.58646/bengi.1199940","DOIUrl":"https://doi.org/10.58646/bengi.1199940","url":null,"abstract":"Kapsayıcı eğitim. Tüm öğrenciler yetenekleri, sağlık yetenekleri veya sınırlılıkları ne olursa olsun, kendi akranları ile aynı okulda, aynı sınıfta, aynı öğretmen tarafından eğitim görür, sosyal ilişkiler kurmaya ve iyi bir eğitim almalarına olanak sağlar. Kapsayıcı eğitim herkesin hakkıdır ve temel özelliği çeşitliliğin herkes tarafında kabul edilmesidir.","PeriodicalId":239832,"journal":{"name":"BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi","volume":"319 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128914179","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’ndan çıkarak, savaş durumuna son vermiştir. Ateşkes, stratejik nokta ve bölgelerin işgaline zemin hazırlarken; boğazlar, demir yolları ve limanların kontrolünün İtilaf Devletleri denetimine verilmesine yol açmıştır. Ayrıca Mondros Ateşkesi; orduların terhis edilmesine, donanmanın teslimine ve hava birliklerinin dağıtılmasına neden olmuştur. Bu maddeleri ile Mondros; bir ateşkes anlaşmasından ziyade bir barış anlaşması niteliği ile ön plana çıkmıştır. Ateşkes hükümleri, Osmanlı Devleti’nin siyasal egemenliğini sınırlandırmış ve hakimiyetini tartışmalı hale getirmiştir. Böylece, Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Mondros Ateşkesi sonrasında Osmanlı topraklarının işgali, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk istiklal mücadelesinin başlamasına etki etmiştir. Genelgeler ve kongreler ile örgütlenen milli mücadele hareketi, TBMM’nin açılması ile kurumsal bir kimlik kazanmıştır. TBMM’nin açılmasından sonra düzenli ve disiplinli orduların kurulmasına başlanmıştır. Bu sırada yapılan bir dizi savaş ardından icra edilen Büyük Taarruz sonucunda Yunanlar Anadolu’dan atılmıştır. Yunanlar, Anadolu’dan atıldıktan sonra İstanbul’un kurtarılması için Türk ordusu tarafından bir harekât başlatılmıştır. Bu durum Türk ve İtilaf güçlerinin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Sonuçta olası bir savaşı engellemek için taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanmıştır. Mudanya ile İtilaf güçleriyle olan savaş haline son verilmiştir. Ayrıca İstanbul ve boğazlar ve Doğu Trakya’nın yönetimi TBMM’ye devredilmiştir. Böylece Mudanya Ateşkesi ile Osmanlı Devleti de hukuken sona ermiş oldu. Mondros Ateşkesi ile Osmanlı Devleti’nin siyasal egemenliği sınırlandırılmış, Mudanya ile de Türk devletinin hakimiyeti pekişmiştir. İki mütareke farklı şartlar altında ve farklı dönemlerde imza edilerek, Türk tarihindeki yerini almıştır. Osmanlıdan Cumhuriyet Türkiye’sine geçişte Türk siyasal egemenliğinin yeniden tesis edilmesinin siyasi ve askeri safhalarındaki kritik ve stratejik noktalar ortaya konulmaya çalışılan bu araştırmada, arşiv belgeleri ve tetkik eser-makaleler nitel araştırma yöntemiyle analiz edilmiştir. I. Dünya Savaşı ile zarar gören Türk siyasal egemenlik anlayışının Milli Mücadelenin kazanılarak yeniden tesis edildiği görülmüştür.
{"title":"MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI’NDAN MUDANYA MÜTAREKESİ’NE TÜRK SİYASAL EGEMENLİK MÜCADELESİ","authors":"Lütfi Arslan","doi":"10.58646/bengi.1217312","DOIUrl":"https://doi.org/10.58646/bengi.1217312","url":null,"abstract":"30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’ndan çıkarak, savaş durumuna son vermiştir. Ateşkes, stratejik nokta ve bölgelerin işgaline zemin hazırlarken; boğazlar, demir yolları ve limanların kontrolünün İtilaf Devletleri denetimine verilmesine yol açmıştır. Ayrıca Mondros Ateşkesi; orduların terhis edilmesine, donanmanın teslimine ve hava birliklerinin dağıtılmasına neden olmuştur. Bu maddeleri ile Mondros; bir ateşkes anlaşmasından ziyade bir barış anlaşması niteliği ile ön plana çıkmıştır. Ateşkes hükümleri, Osmanlı Devleti’nin siyasal egemenliğini sınırlandırmış ve hakimiyetini tartışmalı hale getirmiştir. Böylece, Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Mondros Ateşkesi sonrasında Osmanlı topraklarının işgali, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk istiklal mücadelesinin başlamasına etki etmiştir. Genelgeler ve kongreler ile örgütlenen milli mücadele hareketi, TBMM’nin açılması ile kurumsal bir kimlik kazanmıştır. TBMM’nin açılmasından sonra düzenli ve disiplinli orduların kurulmasına başlanmıştır. Bu sırada yapılan bir dizi savaş ardından icra edilen Büyük Taarruz sonucunda Yunanlar Anadolu’dan atılmıştır. Yunanlar, Anadolu’dan atıldıktan sonra İstanbul’un kurtarılması için Türk ordusu tarafından bir harekât başlatılmıştır. Bu durum Türk ve İtilaf güçlerinin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Sonuçta olası bir savaşı engellemek için taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanmıştır. Mudanya ile İtilaf güçleriyle olan savaş haline son verilmiştir. Ayrıca İstanbul ve boğazlar ve Doğu Trakya’nın yönetimi TBMM’ye devredilmiştir. Böylece Mudanya Ateşkesi ile Osmanlı Devleti de hukuken sona ermiş oldu. Mondros Ateşkesi ile Osmanlı Devleti’nin siyasal egemenliği sınırlandırılmış, Mudanya ile de Türk devletinin hakimiyeti pekişmiştir. İki mütareke farklı şartlar altında ve farklı dönemlerde imza edilerek, Türk tarihindeki yerini almıştır. Osmanlıdan Cumhuriyet Türkiye’sine geçişte Türk siyasal egemenliğinin yeniden tesis edilmesinin siyasi ve askeri safhalarındaki kritik ve stratejik noktalar ortaya konulmaya çalışılan bu araştırmada, arşiv belgeleri ve tetkik eser-makaleler nitel araştırma yöntemiyle analiz edilmiştir. I. Dünya Savaşı ile zarar gören Türk siyasal egemenlik anlayışının Milli Mücadelenin kazanılarak yeniden tesis edildiği görülmüştür.","PeriodicalId":239832,"journal":{"name":"BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi","volume":"80 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131912030","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye, İkinci Dünya Harbi’ne girmemiş, ancak savaşın getirdiği olumsuz etkilerle karşı karşıya kalmıştır. Özellikle ülkenin her an harbe girme ihtimali Mihver ve Müttefik Devletlere karşı dengeli bir politika yürütmesine etki etmiştir. Türkiye’nin savaş sırasında izlediği aktif tarafsızlık politikası, savaştan sonra uluslararası alanda yalnız kalmasına yol açmıştır. Türkiye bu yalnızlık döneminde SSCB’nin Boğazlarda üs ve Doğu Anadolu’da toprak talepleri ile karşı karşıya kalmıştır. Bu ortamda Türkiye, SSCB’nin istekleri karşısında İngiltere ve ABD’nin desteğini sağlamaya çalışmıştır. Ancak Türkiye, savaş sırasında askeri ve ekonomik olarak çok yıpranan İngiltere’den aradığı desteği görememiştir. Bunun üzerine Türkiye, ABD’den yardım sağlamak için girişimlerde bulunmuştur. Türkiye’nin siyasal yalnızlık içerisinde bulunduğu bir dönemde ABD, komünizmin yayılmasının önüne geçmek ve SSCB’yi çevrelemek maksadı ile önce Truman Doktrini, ardından da Marshall Planı’nı devreye sokarak Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı bazı ülkelere askeri ve ekonomik yardım yapmayı öngörmüştür. Türkiye ile ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik çıkarları dâhilinde yapılan yardımlar, Türk Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinin modernize edilmesi için kullanılmıştır. Özellikle havacılık ekseninde değerlendirildiğinde yardım programı; Türk Hava Kuvvetlerinin yeni uçak, silah ve sistemler ile donatılmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca ABD tarafından Türkiye’ye uçaklar yanında radar sistemleri, ikmal ve lojistik entegrasyon sistemleri gibi farklı ve nitelikli araç-gereç hibe edilmiştir. İlave etmek gerekirki yardım programı ekseninde Türk personelin eğitimi, uçak ve sistemlerin kullanımı, yabancı dil eğitimi ve hava meydanlarının yenilenmesi gibi birçok alanda kurs ve seminerler verilmiştir. Amerikan Yardım Programı çerçevesinde yapılan yardımlar önce İkinci Dünya Harbi’nin son yıllarında kullanılan uçak ve sistemlerden oluşmuştur. Zaman içerisinde bu yardımlara son sistem jet savaş uçakları da dâhil edilmiştir. Bu çalışmada Amerikan Askeri YardımProgramı kapsamında Türk Hava Kuvvetlerine verilen pervaneli uçaklar ile silah ve sistemlerin nicel ve nitel durumuna arşiv belgeleri ve tetkik eserler çerçevesinde yer verilecektir. Ayrıca, Amerikan Yardım Programı çerçevesinde verilen uçak, silah ve sistemlerin Türkiye’nin savunma sanayii ile dış politika histerlerine etkisi değerlendirilecektir.
{"title":"TRUMAN DOKTRİNİ VE MARSHALL PLANI’NIN TÜRK ASKERİ HAVACILIĞI BOYUTUYLA DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Erdal Korkmaz","doi":"10.58646/bengi.1201955","DOIUrl":"https://doi.org/10.58646/bengi.1201955","url":null,"abstract":"Türkiye, İkinci Dünya Harbi’ne girmemiş, ancak savaşın getirdiği olumsuz etkilerle karşı karşıya kalmıştır. Özellikle ülkenin her an harbe girme ihtimali Mihver ve Müttefik Devletlere karşı dengeli bir politika yürütmesine etki etmiştir. Türkiye’nin savaş sırasında izlediği aktif tarafsızlık politikası, savaştan sonra uluslararası alanda yalnız kalmasına yol açmıştır. Türkiye bu yalnızlık döneminde SSCB’nin Boğazlarda üs ve Doğu Anadolu’da toprak talepleri ile karşı karşıya kalmıştır. Bu ortamda Türkiye, SSCB’nin istekleri karşısında İngiltere ve ABD’nin desteğini sağlamaya çalışmıştır. Ancak Türkiye, savaş sırasında askeri ve ekonomik olarak çok yıpranan İngiltere’den aradığı desteği görememiştir. Bunun üzerine Türkiye, ABD’den yardım sağlamak için girişimlerde bulunmuştur. \u0000 Türkiye’nin siyasal yalnızlık içerisinde bulunduğu bir dönemde ABD, komünizmin yayılmasının önüne geçmek ve SSCB’yi çevrelemek maksadı ile önce Truman Doktrini, ardından da Marshall Planı’nı devreye sokarak Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı bazı ülkelere askeri ve ekonomik yardım yapmayı öngörmüştür. Türkiye ile ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik çıkarları dâhilinde yapılan yardımlar, Türk Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinin modernize edilmesi için kullanılmıştır. Özellikle havacılık ekseninde değerlendirildiğinde yardım programı; Türk Hava Kuvvetlerinin yeni uçak, silah ve sistemler ile donatılmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca ABD tarafından Türkiye’ye uçaklar yanında radar sistemleri, ikmal ve lojistik entegrasyon sistemleri gibi farklı ve nitelikli araç-gereç hibe edilmiştir. İlave etmek gerekirki yardım programı ekseninde Türk personelin eğitimi, uçak ve sistemlerin kullanımı, yabancı dil eğitimi ve hava meydanlarının yenilenmesi gibi birçok alanda kurs ve seminerler verilmiştir. Amerikan Yardım Programı çerçevesinde yapılan yardımlar önce İkinci Dünya Harbi’nin son yıllarında kullanılan uçak ve sistemlerden oluşmuştur. Zaman içerisinde bu yardımlara son sistem jet savaş uçakları da dâhil edilmiştir. \u0000 Bu çalışmada Amerikan Askeri YardımProgramı kapsamında Türk Hava Kuvvetlerine verilen pervaneli uçaklar ile silah ve sistemlerin nicel ve nitel durumuna arşiv belgeleri ve tetkik eserler çerçevesinde yer verilecektir. Ayrıca, Amerikan Yardım Programı çerçevesinde verilen uçak, silah ve sistemlerin Türkiye’nin savunma sanayii ile dış politika histerlerine etkisi değerlendirilecektir.","PeriodicalId":239832,"journal":{"name":"BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi","volume":"59 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124859988","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}