Pub Date : 2022-06-19DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.1109042
Suriyeli mülteci “krizi”, bir yanda Avrupa’nın sınırlarını güvenlileştirmesine sebep olurken, diğer yanda tabandan gelen merhamet duygusuna karşı çelişkili tepkilere yol açmaktadır. Bu merhamet, ırksal veya dinsel farklılıktan bağımsız olarak, insanın eşit şekilde güvenlik haklarına layık olduğuna dair evrensel bir anlayış ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, 2015 ve 2016 Paris terör saldırılarının takiben, İslamcı teröristlerin Avrupa'ya girmek için mülteci kanallarını sömürmesinden duyulan korkular, İngiltere terör saldırılarının ardından Brexit politikasını çerçeveleyen popülist bir milliyetçilik ve son dönemdeki Müslüman düşmanlığının artmasıyla birlikte mültecilere karşı bir tepki oluşmuştur. “Müslüman mülteci” ile “terör zanlısı” kavramlarının tehdit unsuru olarak bir araya gelmesi ve güvenlik kaygısını insan haklarının üzerinde tutan terörle mücadele, sığınma rejimlerinin kesiştiği yerde mevcut olan ırksallaştırılmış bir biyopolitikayı harekete geçirdiğini savunmaktayım. Suriyeli mülteci “krizi” içindeki “Müslüman sorununu” çerçeveleyen ırksal terörün altında yatan sürekliliği anlamak için bir çerçeve olarak “Toplanmış Gotik” kavramını geliştirmekteyim.
{"title":"Müslüman Mülteci ve Terör Zanlısını Birbirine Karıştırmak: Britanya’da Suriyeli Mülteci Krizine Tepkiler","authors":"","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.1109042","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.1109042","url":null,"abstract":"Suriyeli mülteci “krizi”, bir yanda Avrupa’nın sınırlarını güvenlileştirmesine sebep olurken, diğer yanda tabandan gelen merhamet duygusuna karşı çelişkili tepkilere yol açmaktadır. Bu merhamet, ırksal veya dinsel farklılıktan bağımsız olarak, insanın eşit şekilde güvenlik haklarına layık olduğuna dair evrensel bir anlayış ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, 2015 ve 2016 Paris terör saldırılarının takiben, İslamcı teröristlerin Avrupa'ya girmek için mülteci kanallarını sömürmesinden duyulan korkular, İngiltere terör saldırılarının ardından Brexit politikasını çerçeveleyen popülist bir milliyetçilik ve son dönemdeki Müslüman düşmanlığının artmasıyla birlikte mültecilere karşı bir tepki oluşmuştur. “Müslüman mülteci” ile “terör zanlısı” kavramlarının tehdit unsuru olarak bir araya gelmesi ve güvenlik kaygısını insan haklarının üzerinde tutan terörle mücadele, sığınma rejimlerinin kesiştiği yerde mevcut olan ırksallaştırılmış bir biyopolitikayı harekete geçirdiğini savunmaktayım. Suriyeli mülteci “krizi” içindeki “Müslüman sorununu” çerçeveleyen ırksal terörün altında yatan sürekliliği anlamak için bir çerçeve olarak “Toplanmış Gotik” kavramını geliştirmekteyim.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125704134","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-15DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.1118182
Akın Tercanli
Kitab-ı Mukaddes’te Kral-lider olarak adı geçen Hz. Davut (M.Ö. 1004-965), İslâm inancında İsrailoğulları’na gönderilen ve kendisine Zebur verilen peygamber olarak tanımlanmaktadır. “Davut” kelimesi, İbranicede “en çok sevilen göz bebeği” anlamına gelir. Davut’un hayatı, krallık devresi ve karakteriyle ilgili bilgiler, Yahudi kutsal kitabı Tora-I, Samuel I-II, Krallar-I ve Tarihler-I başlığını taşıyan kitaplarda yer alır. Samuel-I kitabındaki bilgilere göre genç bir çoban iken Filistliler (Filistinliler) ve İsrailliler arasındaki savaşa kendi istediğiyle dâhil olan Davut, İsrail halkına meydan okuyan “boyu altı arşın” (2.9 m.) olan, “baldırlarını zırhla kapatan” ve “beş bin şikel” (57.5 kg.) ağırlığında “tunç bir zırh kuşanan” Golyat adındaki dövüşçüye meydan okumuştur. Meydan okuma sonunda Golyat ile karşı karşıya gelen Davut rakibinin kışkırtmaları sonucunda ona “Sen kılıçla, mızrakla, palayla üzerime geliyorsun bense meydan okuduğun İsrail ordusunun Tanrısı, Her şeye egemen Rab’bin adıyla senin üzerine geliyorum” diyerek cevap vermiştir. Düşmanın saldırısını ustaca savuşturan genç Davut, elindeki sapanla alnın ortasından vurarak Golyat’ı önce yere sermiş ardından da onun üzerine çıkarak kılıçla onun başını kesmiştir. Meydan okuma vasıtasıyla gerçekleşen bu hadise Davut’un askeri ve siyasi kariyerini de başlatmış olur. Tasvir sanatları açısından özellikle Avrupa resminde çok fazla geniş yer tutan bu ikonografik konu hem Tevrat hem de Kur’an-ı Kerim’de detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. İki din arasındaki ortak ikonografik metni dikkatli bir şekilde analiz ettiğimizde tek farkın Hz. Davut yerine “Kral David” Golyat yerine de “Câlût” denmesiyle sınırlı olmadığı bir başka ifade ile kutsal anlatılardaki tek farkın “isimlendirme” olmadığı net bir şekilde görülür. Ortadoğu kaynaklı iki dinin aynı ikonografik metinleri farklı yorumlamasıyla başlayan değişimler, İslamiyet’in kutsal kişiliklerin tasvirini yasaklayan genel tutumu ve Hristiyanlığın bu konudaki “serbest” yaklaşımı sanat açısından konunun daha farklı bir zeminde ilerlemesine doğrudan olanak sağlamıştır. Biz de bu çalışmamızda semavi dinlerin kutsal olarak kabul ettiği ancak sadece İslamiyet’in “Peygamber” olarak benimsediği Hz. Davut’un tarih sahnesine çıkmasına sebep olan bir mücadeleyi ikonografik açıdan karşılaştırmalı bir şekilde ele alacağız. Çalışmamızın temel amacı Hz. Davut ve Golyat ikonografisinin dinler arasındaki metinsel farklılıkları ve bu farklılıkların sanatsal izdüşümlerini belirlemektir.
{"title":"HZ. DAVUT İLE GOLYAT İKONOGRAFİSİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ","authors":"Akın Tercanli","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.1118182","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.1118182","url":null,"abstract":"Kitab-ı Mukaddes’te Kral-lider olarak adı geçen Hz. Davut (M.Ö. 1004-965), İslâm inancında İsrailoğulları’na gönderilen ve kendisine Zebur verilen peygamber olarak tanımlanmaktadır. “Davut” kelimesi, İbranicede “en çok sevilen göz bebeği” anlamına gelir. Davut’un hayatı, krallık devresi ve karakteriyle ilgili bilgiler, Yahudi kutsal kitabı Tora-I, Samuel I-II, Krallar-I ve Tarihler-I başlığını taşıyan kitaplarda yer alır. Samuel-I kitabındaki bilgilere göre genç bir çoban iken Filistliler (Filistinliler) ve İsrailliler arasındaki savaşa kendi istediğiyle dâhil olan Davut, İsrail halkına meydan okuyan “boyu altı arşın” (2.9 m.) olan, “baldırlarını zırhla kapatan” ve “beş bin şikel” (57.5 kg.) ağırlığında “tunç bir zırh kuşanan” Golyat adındaki dövüşçüye meydan okumuştur. Meydan okuma sonunda Golyat ile karşı karşıya gelen Davut rakibinin kışkırtmaları sonucunda ona “Sen kılıçla, mızrakla, palayla üzerime geliyorsun bense meydan okuduğun İsrail ordusunun Tanrısı, Her şeye egemen Rab’bin adıyla senin üzerine geliyorum” diyerek cevap vermiştir. Düşmanın saldırısını ustaca savuşturan genç Davut, elindeki sapanla alnın ortasından vurarak Golyat’ı önce yere sermiş ardından da onun üzerine çıkarak kılıçla onun başını kesmiştir. Meydan okuma vasıtasıyla gerçekleşen bu hadise Davut’un askeri ve siyasi kariyerini de başlatmış olur. Tasvir sanatları açısından özellikle Avrupa resminde çok fazla geniş yer tutan bu ikonografik konu hem Tevrat hem de Kur’an-ı Kerim’de detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. İki din arasındaki ortak ikonografik metni dikkatli bir şekilde analiz ettiğimizde tek farkın Hz. Davut yerine “Kral David” Golyat yerine de “Câlût” denmesiyle sınırlı olmadığı bir başka ifade ile kutsal anlatılardaki tek farkın “isimlendirme” olmadığı net bir şekilde görülür. Ortadoğu kaynaklı iki dinin aynı ikonografik metinleri farklı yorumlamasıyla başlayan değişimler, İslamiyet’in kutsal kişiliklerin tasvirini yasaklayan genel tutumu ve Hristiyanlığın bu konudaki “serbest” yaklaşımı sanat açısından konunun daha farklı bir zeminde ilerlemesine doğrudan olanak sağlamıştır. Biz de bu çalışmamızda semavi dinlerin kutsal olarak kabul ettiği ancak sadece İslamiyet’in “Peygamber” olarak benimsediği Hz. Davut’un tarih sahnesine çıkmasına sebep olan bir mücadeleyi ikonografik açıdan karşılaştırmalı bir şekilde ele alacağız. Çalışmamızın temel amacı Hz. Davut ve Golyat ikonografisinin dinler arasındaki metinsel farklılıkları ve bu farklılıkların sanatsal izdüşümlerini belirlemektir.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"184 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126782973","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-14DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.1114527
H. Tunca
Kuzey Amerika ve Avrupa'da göç ve vatandaşlık politikaları, yerlilik/yabancı düşmanlığı ve etno-milliyetçi hareketler üzerine araştırmalar yapan Güney Metodist Üniversitesi Clements Güneybatı Araştırmaları Merkezi Direktör Yardımcısı ve “Amerika’nın Oluşumunda Meksikalılar” kitabı ile 2015 yılı Pulitzer adayı tarih Prof. Neil Foley ile aynı okulda siyaset bilimi, tarih, ekonomi, işletme ve kültürel çalışmalar yapan John Goodwin Tower Siyasi Araştırmalar Merkezi Direktörü ve karşılaştırmalı siyaset, ekonomik kalkınma ve göç uzmanı siyaset bilimi Prof. James F. Hollifield’ın editörlüğünü yaptığı “Küresel Göçü Anlamak” kitabı; uzun yıllar Avrupa, Kuzey Amerika, Avusturalya ve Yeni Zelanda’ya odaklanmış genellikle liberal karşılaştırmalı göç çalışmalarının aksine küresel çapta Asya, Afrika, Ortadoğu ve Amerika’nın tamamını içeren bölümleriyle güncel ve zamanlaması iyi bir çalışma olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde insan hareketliliğini başarı ile yönetmek için ülkelerin ekonomi, insan hakları, güvenlik, sosyal ve kültürel haklarda iyi bir denge sağlaması gerekmektedir. Bu kitapta farklı coğrafi konumları, sömürgecilik tarihleri, etnik yapıları, devlet kapasiteleri, küresel pazarlara giriş usulleri ve ulusal çıkar anlayışları olan dünyanın farklı ülkelerinin göçü nasıl ele aldıkları anlatılmaktadır. Kitapta bu farklılıkların nasıl ortaya çıktığı ve farklılıkların devlet ile göç politikalarını nasıl etkilediğine işaret edilmiştir. Birbiriyle tutarlı, farklılıklara odaklanan bölümlerin her biri diğeri ile karşılaştırılabilmesine ve bunları tarihsel bir perspektifte incelenebilmesine imkân sağlamaktadır. Kitaba derinliğine bakıldığında batıda geliştirildiği düşünülen göç yönetiminin dünyanın kalan kısmı için bir model olmaktan uzakta olduğu görülmektedir. Gelecekte göç yönetiminin kitabın da katkısıyla iki göç modelinin birleşerek yenilenebileceği öngörüsüne ulaşılmaktadır.
"理解全球移民 "由南卫理公会大学克莱门茨西南研究中心副主任、2015年普利策历史奖提名得主尼尔-福里教授(Neil Foley)和该校约翰-古德温塔政治研究中心主任詹姆斯-F-霍利菲尔德教授(James F. Hollifield)主编,前者主攻政治学、历史学、经济学、商业和文化研究,是比较政治、经济发展和移民方面的专家。"詹姆斯-F-霍利菲尔德(James F. Hollifield)是比较政治、经济发展和移民方面的政治学家,也是约翰-古德温塔政治研究中心的主任,他主编的《理解全球移民》是一本最新、最及时的著作,其中的章节涵盖了全球范围内的亚洲、非洲、中东和美洲,这与多年来普遍以欧洲、北美、澳大利亚和新西兰为重点的自由比较移民研究形成了鲜明对比。今天,要成功地管理人口流动,各国需要在经济、人权、安全、社会和文化权利之间取得良好的平衡。本书解释了世界上地理位置、殖民历史、种族结构、国家能力、进入全球市场的方法和国家利益理解不同的国家是如何处理移民问题的。书中指出了这些差异是如何产生的,又是如何影响国家和移民政策的。每一章的内容都相互一致,重点放在差异上,使每一章都能相互比较,并从历史的角度进行分析。对本书的深入了解表明,西方国家制定的移民管理远非世界其他国家的典范。预计未来的移民管理可以通过将两种移民模式与该书的贡献结合起来而焕然一新。
{"title":"James F. Hollifield–Neil Foley (Ed.), Küresel Göçü Anlamak, California: Stanford Üniversitesi Yayınları, 2022, 497.","authors":"H. Tunca","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.1114527","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.1114527","url":null,"abstract":"Kuzey Amerika ve Avrupa'da göç ve vatandaşlık politikaları, yerlilik/yabancı düşmanlığı ve etno-milliyetçi hareketler üzerine araştırmalar yapan Güney Metodist Üniversitesi Clements Güneybatı Araştırmaları Merkezi Direktör Yardımcısı ve “Amerika’nın Oluşumunda Meksikalılar” kitabı ile 2015 yılı Pulitzer adayı tarih Prof. Neil Foley ile aynı okulda siyaset bilimi, tarih, ekonomi, işletme ve kültürel çalışmalar yapan John Goodwin Tower Siyasi Araştırmalar Merkezi Direktörü ve karşılaştırmalı siyaset, ekonomik kalkınma ve göç uzmanı siyaset bilimi Prof. James F. Hollifield’ın editörlüğünü yaptığı “Küresel Göçü Anlamak” kitabı; uzun yıllar Avrupa, Kuzey Amerika, Avusturalya ve Yeni Zelanda’ya odaklanmış genellikle liberal karşılaştırmalı göç çalışmalarının aksine küresel çapta Asya, Afrika, Ortadoğu ve Amerika’nın tamamını içeren bölümleriyle güncel ve zamanlaması iyi bir çalışma olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde insan hareketliliğini başarı ile yönetmek için ülkelerin ekonomi, insan hakları, güvenlik, sosyal ve kültürel haklarda iyi bir denge sağlaması gerekmektedir. Bu kitapta farklı coğrafi konumları, sömürgecilik tarihleri, etnik yapıları, devlet kapasiteleri, küresel pazarlara giriş usulleri ve ulusal çıkar anlayışları olan dünyanın farklı ülkelerinin göçü nasıl ele aldıkları anlatılmaktadır. Kitapta bu farklılıkların nasıl ortaya çıktığı ve farklılıkların devlet ile göç politikalarını nasıl etkilediğine işaret edilmiştir. Birbiriyle tutarlı, farklılıklara odaklanan bölümlerin her biri diğeri ile karşılaştırılabilmesine ve bunları tarihsel bir perspektifte incelenebilmesine imkân sağlamaktadır. Kitaba derinliğine bakıldığında batıda geliştirildiği düşünülen göç yönetiminin dünyanın kalan kısmı için bir model olmaktan uzakta olduğu görülmektedir. Gelecekte göç yönetiminin kitabın da katkısıyla iki göç modelinin birleşerek yenilenebileceği öngörüsüne ulaşılmaktadır.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128855975","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-12-29DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.988346
Zehra Karayel
{"title":"‘SPARTA’() MI TRUVA ATI MI? Birleşik Arap Emirlikleri’nin Bölgesel Güç Serüveni","authors":"Zehra Karayel","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.988346","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.988346","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115224526","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-10-18DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.990191
Şehadet Bulut
{"title":"ORTADOĞU ÜLKELERİNDE KAMU VE ÖZEL SAĞLIK HARCAMALARININ BEKLENEN YAŞAM SÜRESİNE ETKİSİ","authors":"Şehadet Bulut","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.990191","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.990191","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126918258","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-30DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.936741
Muazzez Harunoğullari
2010 yilinda Kuzey Afrika ulkelerinde yasanan huzursuzluk bir dalga halinde Ortadogu’ya yayilmis, Arap halklarinin ayaklanmasi Suriye’de de etkisini gostermistir. 2011 yilinda Dera’da baslayan rejime yonelik protestolarin rejim gucleri tarafindan siddet yoluyla bastirilmasi, tutuklamalar, DEAŞ, YPG gibi teror orgutlerinin halk uzerindeki baskisi, siddeti ve daha pek cok olumsuz gelisme sonucu Suriye’de ic savas kacinilmaz olmustur. Ic savasla birlikte Suriye’de uluslararasi mudahaleler yogun bicimde kendini gostermistir. Calisma, Suriye ic savasina mudahalede bulunan ABD ve Rusya’nin mudahale nedenleri, yontemleri ve Suriye politikalarina odaklanmaktadir. Bu kapsamda calismanin ana temasi her iki ulkenin Suriye’ye mudahaleleri, Suriye’nin jeopolitik onemine binaen bu ulkedeki jeopolitik menfaatleri, jeopolitik yaklasimlari ve izledikleri politikalardir. Suriye’de yasanan ic savasla ulke topraklari jeopolitik mucadele alani haline gelmis, yeni guc dengeleri ortaya cikmistir. Ic savasa mudahil olan aktorler, Suriye’deki jeopolitik hedeflerini izledikleri politikalar uzerinden gerceklestirmeye ve bolgedeki nufuzlarini Suriye devleti uzerinden guclu tutmaya calismaktadirlar.
{"title":"ABD VE RUSYA’NIN SURİYE İÇ SAVAŞINA MÜDAHALELERİNİN JEOPOLİTİK YAKLAŞIMLARI","authors":"Muazzez Harunoğullari","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.936741","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.936741","url":null,"abstract":"2010 yilinda Kuzey Afrika ulkelerinde yasanan huzursuzluk bir dalga halinde Ortadogu’ya yayilmis, Arap halklarinin ayaklanmasi Suriye’de de etkisini gostermistir. 2011 yilinda Dera’da baslayan rejime yonelik protestolarin rejim gucleri tarafindan siddet yoluyla bastirilmasi, tutuklamalar, DEAŞ, YPG gibi teror orgutlerinin halk uzerindeki baskisi, siddeti ve daha pek cok olumsuz gelisme sonucu Suriye’de ic savas kacinilmaz olmustur. Ic savasla birlikte Suriye’de uluslararasi mudahaleler yogun bicimde kendini gostermistir. Calisma, Suriye ic savasina mudahalede bulunan ABD ve Rusya’nin mudahale nedenleri, yontemleri ve Suriye politikalarina odaklanmaktadir. Bu kapsamda calismanin ana temasi her iki ulkenin Suriye’ye mudahaleleri, Suriye’nin jeopolitik onemine binaen bu ulkedeki jeopolitik menfaatleri, jeopolitik yaklasimlari ve izledikleri politikalardir. Suriye’de yasanan ic savasla ulke topraklari jeopolitik mucadele alani haline gelmis, yeni guc dengeleri ortaya cikmistir. Ic savasa mudahil olan aktorler, Suriye’deki jeopolitik hedeflerini izledikleri politikalar uzerinden gerceklestirmeye ve bolgedeki nufuzlarini Suriye devleti uzerinden guclu tutmaya calismaktadirlar.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"54 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127649889","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-28DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.938112
Akif Çarkçi
{"title":"ROGER GARAUDY’NİN SİYASİ SİYONİZM HAKKINDAKİ GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİ","authors":"Akif Çarkçi","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.938112","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.938112","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128854902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-27DOI: 10.31834/ortadoguvegoc.881629
E. Demir
Islami hukuk kurallarinin uygulandigi Osmanli Devleti catisi altinda yasayan gayrimuslim cemaatler, inanc ve kulturlerini yuzyillarca koruma imkâni bulmuslardir. Osmanli Devleti’nin gayrimuslimlere tanimis oldugu bu inanc hurriyeti sayesinde Hristiyan Ermeni topluluklar Ayintab’da, nufuslari oraninda kilise insa ettirmislerdir. Ozellikle 19. yuzyilda ilan edilen Tanzimat ve Islahat Fermanlarinin ardindan gayrimuslim tebaaya ait dini ve sosyal yapilarin sayilarinda ciddi bir artis gorulmustur. Bu baglamda calismada, tarih boyunca ulke sinirlari icerisindeki gayrimuslimlerle yogun iliskilerin yasandigi bir kent olan Ayintab’da insa edilen Surp Asdvadzadzin (Saint Mary) Kilisesi hakkinda bilgi verilecektir. Ayintab’in Tepebasi Mahallesinde insa edilmis olan kilise, cemaati kalmamasi nedeniyle bir muddet hapishaneye, sonrasinda ise camiye cevrilmis olup gunumuzde Kurtulus Cami olarak varligini devam ettirmektedir. Bu baglamda kent tarihi calismalari icin vazgecilmez bir agirligi olan Basbakanlik Osmanli Arsivleri ve vilayet salnamelerinin yani sira Ermenice ve Ingilizce yazilmis eserler ve kilisede tespit edebildigimiz yazitlardan yola cikarak kilisenin tarihi ve mimarisi ortaya konulmaya calisilacaktir.
{"title":"AYINTAB’DA BİR CAMİ KİLİSE: SURP ASDVADZADZİN KİLİSESİ (KURTULUŞ CAMİ)","authors":"E. Demir","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.881629","DOIUrl":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.881629","url":null,"abstract":"Islami hukuk kurallarinin uygulandigi Osmanli Devleti catisi altinda yasayan gayrimuslim cemaatler, inanc ve kulturlerini yuzyillarca koruma imkâni bulmuslardir. Osmanli Devleti’nin gayrimuslimlere tanimis oldugu bu inanc hurriyeti sayesinde Hristiyan Ermeni topluluklar Ayintab’da, nufuslari oraninda kilise insa ettirmislerdir. Ozellikle 19. yuzyilda ilan edilen Tanzimat ve Islahat Fermanlarinin ardindan gayrimuslim tebaaya ait dini ve sosyal yapilarin sayilarinda ciddi bir artis gorulmustur. Bu baglamda calismada, tarih boyunca ulke sinirlari icerisindeki gayrimuslimlerle yogun iliskilerin yasandigi bir kent olan Ayintab’da insa edilen Surp Asdvadzadzin (Saint Mary) Kilisesi hakkinda bilgi verilecektir. Ayintab’in Tepebasi Mahallesinde insa edilmis olan kilise, cemaati kalmamasi nedeniyle bir muddet hapishaneye, sonrasinda ise camiye cevrilmis olup gunumuzde Kurtulus Cami olarak varligini devam ettirmektedir. Bu baglamda kent tarihi calismalari icin vazgecilmez bir agirligi olan Basbakanlik Osmanli Arsivleri ve vilayet salnamelerinin yani sira Ermenice ve Ingilizce yazilmis eserler ve kilisede tespit edebildigimiz yazitlardan yola cikarak kilisenin tarihi ve mimarisi ortaya konulmaya calisilacaktir.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"124 40","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131912435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}