Metabolik bozuklukların sonucunda ortaya çıkan obezite en büyük küresel sağlık sorunlarından birisidir. Obezite, sarkopeni, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık prevalansının artmasına aşırı enerji alımı, hareketsiz yaşam ve yaşlanma katkıda bulunmuştur. Organokinler ile ilgili yeni araştırmalar, kardiyometabolik hastalıklar için umut verici biyobelirteçlerin ve terapötiklerin geliştirilmesine yol açabilir. Organokinlerin biyokimyasal etkilerinin araştırılması metabolik hastalıkların başlangıcına ve ilerlemesine yol açan etkenleri ortaya çıkarabilir. Bu derlemede, başlıca organokinler tanımlanmış ve biyokimyasal etkilerine değinilmiştir.
{"title":"Organokinler ve Biyokimyasal Etkileri","authors":"Ahmet İlhan, Umut Kökbaş","doi":"10.17827/aktd.1378295","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1378295","url":null,"abstract":"Metabolik bozuklukların sonucunda ortaya çıkan obezite en büyük küresel sağlık sorunlarından birisidir. Obezite, sarkopeni, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık prevalansının artmasına aşırı enerji alımı, hareketsiz yaşam ve yaşlanma katkıda bulunmuştur. Organokinler ile ilgili yeni araştırmalar, kardiyometabolik hastalıklar için umut verici biyobelirteçlerin ve terapötiklerin geliştirilmesine yol açabilir. Organokinlerin biyokimyasal etkilerinin araştırılması metabolik hastalıkların başlangıcına ve ilerlemesine yol açan etkenleri ortaya çıkarabilir. Bu derlemede, başlıca organokinler tanımlanmış ve biyokimyasal etkilerine değinilmiştir.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"16 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140360982","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Farmakokinetik, bir ilacın vücuda girme, dağılma, etki alanına ulaşma, etkisini gösterme ve atılma derecesi ve hızı dahil olmak üzere bu süreci kontrol eden tüm faktörlerle ilgilenir. Ayrıca bu süreç boyunca ilacın farklı kompartımanlardaki seviyesinin zamana bağlı olarak nasıl değiştiğini de inceler. Farmakokinetiğin birincil amacı hasta ve ilaçla ilgili kinetik parametreleri etkileyen değişkenleri belirlemek iken, ikincil amacı doz-konsantrasyon-zaman ilişkisindeki kinetik parametreleri tanımlamaktır. Bu nedenle, acil durumlarda veya özel popülasyonlarda kullanılan herhangi bir ilacın farmakokinetik parametreleri öğreticidir. COVID-19 bağlamında, kullanılan ilaçların farmakokinetiğini anlamak, optimum terapötik sonuçlara ulaşmak için çok önemlidir. Bu bilgi, COVID-19 hastaları için uygun dozajın, uygulama sıklığının ve tedavi süresinin belirlenmesine yardımcı olur. Farmakokinetik, potansiyel ilaç-ilaç etkileşimlerinin ve advers ilaç reaksiyonlarının olasılığının anlaşılmasında da rol oynar. Ayrıca, farmakokinetik çalışmalar COVID-19 için yeni tedavi stratejilerinin ve terapötik müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Bu makalede, COVID 19 tedavisinde kullanılması gereken favipiravir, remdesivir, lopinavir, ritonavir, klorokin ve hidroksiklorokin için temel farmakokinetik parametreler açıklanmaktadır. Bu çalışma, çeşitli COVID-19 ilaçlarının farmakokinetiği hakkında bir bilgi tabanı sağlayacaktır.
{"title":"COVID-19 Tedavisinde Kullanılan İlaçlar ve Farmakokinetiği","authors":"E. Demi̇rtürk","doi":"10.17827/aktd.1425655","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1425655","url":null,"abstract":"Farmakokinetik, bir ilacın vücuda girme, dağılma, etki alanına ulaşma, etkisini gösterme ve atılma derecesi ve hızı dahil olmak üzere bu süreci kontrol eden tüm faktörlerle ilgilenir. Ayrıca bu süreç boyunca ilacın farklı kompartımanlardaki seviyesinin zamana bağlı olarak nasıl değiştiğini de inceler. Farmakokinetiğin birincil amacı hasta ve ilaçla ilgili kinetik parametreleri etkileyen değişkenleri belirlemek iken, ikincil amacı doz-konsantrasyon-zaman ilişkisindeki kinetik parametreleri tanımlamaktır. Bu nedenle, acil durumlarda veya özel popülasyonlarda kullanılan herhangi bir ilacın farmakokinetik parametreleri öğreticidir. COVID-19 bağlamında, kullanılan ilaçların farmakokinetiğini anlamak, optimum terapötik sonuçlara ulaşmak için çok önemlidir. Bu bilgi, COVID-19 hastaları için uygun dozajın, uygulama sıklığının ve tedavi süresinin belirlenmesine yardımcı olur. Farmakokinetik, potansiyel ilaç-ilaç etkileşimlerinin ve advers ilaç reaksiyonlarının olasılığının anlaşılmasında da rol oynar. Ayrıca, farmakokinetik çalışmalar COVID-19 için yeni tedavi stratejilerinin ve terapötik müdahalelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Bu makalede, COVID 19 tedavisinde kullanılması gereken favipiravir, remdesivir, lopinavir, ritonavir, klorokin ve hidroksiklorokin için temel farmakokinetik parametreler açıklanmaktadır. Bu çalışma, çeşitli COVID-19 ilaçlarının farmakokinetiği hakkında bir bilgi tabanı sağlayacaktır.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"27 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140360710","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Diş hekimliğinde dentofasiyal estetik, dental ve gingival dokuların sağlığı, bunların yapısal uygunluğu, gülme anında diş, dişeti ve kaslar arasındaki ilişki ve tüm bu faktörlerin fasiyal bütünlük içinde uyumlu olmasına bağlıdır. Günümüz modern toplumunda birçok insan için dentofasiyal estetiğin iyileştirilmesi için diş hekimlerine başvuruların arttığı gözlenmektedir. Bireyler nasıl göründüklerini, başkaları tarafından nasıl algılandıklarını önemsemekte ve bu görünümlerini iyileştirmek için çok fazla zaman, para ve emek harcamaktadırlar. Diş hekimliği’nde diş ve yüz estetiği algısının psikososyal etkilerini ölçmek, teşhisi ve tedaviyi yönlendirecek olmasından kaynaklı oldukça önemlidir. Bu amaçla ülkemizde dental estetiğin psikososyal etkisini ölçmekte faydalanılan Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmış yalnızca PIDAQ ölçeği bulunmakta olup, bu ölçeğe alternatif tutum ölçekleri geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
{"title":"Kişilerde Dentofasiyal Estetik Algının Psikososyal Etkileri","authors":"Duygu KÜRKLÜ ARPAÇAY, Aysel Başer, O. Kiliç","doi":"10.17827/aktd.1259834","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1259834","url":null,"abstract":"Diş hekimliğinde dentofasiyal estetik, dental ve gingival dokuların sağlığı, bunların yapısal uygunluğu, gülme anında diş, dişeti ve kaslar arasındaki ilişki ve tüm bu faktörlerin fasiyal bütünlük içinde uyumlu olmasına bağlıdır. Günümüz modern toplumunda birçok insan için dentofasiyal estetiğin iyileştirilmesi için diş hekimlerine başvuruların arttığı gözlenmektedir. Bireyler nasıl göründüklerini, başkaları tarafından nasıl algılandıklarını önemsemekte ve bu görünümlerini iyileştirmek için çok fazla zaman, para ve emek harcamaktadırlar. \u0000Diş hekimliği’nde diş ve yüz estetiği algısının psikososyal etkilerini ölçmek, teşhisi ve tedaviyi yönlendirecek olmasından kaynaklı oldukça önemlidir. Bu amaçla ülkemizde dental estetiğin psikososyal etkisini ölçmekte faydalanılan Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmış yalnızca PIDAQ ölçeği bulunmakta olup, bu ölçeğe alternatif tutum ölçekleri geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"19 26","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140358726","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Geçmişten günümüze insan toplulukları dünyayı kendi yaşam kalıplarına uyarlama çabası içindedir. Bunun sonucu olarak çevresel değişikliklere ve bozulmalara neden olmuşlardır. Bu çevresel değişiklikler insan sağlığı için elde edilen gelişmeleri tehdit etmekte, var olan eşitsizlikleri derinleştirmekte ve yeni sağlık riskleri ortaya koymaktadır. Bu çevresel bozulmalardan en önemlilerinden biri kabul edilen iklim değişikliğinin 2030 ile 2050 yılları arasında yılda yaklaşık 250.000 ek ölüme neden olacağı öngörülmektedir. Özellikle en savunmasız bireyler ya da gruplar etkilenecektir. Bu nedenle bu değişikliklere yönelik eyleme geçilmesi ivedi bir gerekliliktir. Bu çerçevede gezegen sağlığı gibi sağlık tanımına daha geniş açıdan bakan yaklaşımların benimsenmesi son derece önemlidir.
{"title":"İnsan Odaklı Gezegenin Çevresel Etkileri ve Yol Açtığı Sağlık Sorunları","authors":"Kübra Doğanay Bulduk, Birgül Pi̇yal","doi":"10.17827/aktd.1333246","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1333246","url":null,"abstract":"Geçmişten günümüze insan toplulukları dünyayı kendi yaşam kalıplarına uyarlama çabası içindedir. Bunun sonucu olarak çevresel değişikliklere ve bozulmalara neden olmuşlardır. Bu çevresel değişiklikler insan sağlığı için elde edilen gelişmeleri tehdit etmekte, var olan eşitsizlikleri derinleştirmekte ve yeni sağlık riskleri ortaya koymaktadır. Bu çevresel bozulmalardan en önemlilerinden biri kabul edilen iklim değişikliğinin 2030 ile 2050 yılları arasında yılda yaklaşık 250.000 ek ölüme neden olacağı öngörülmektedir. Özellikle en savunmasız bireyler ya da gruplar etkilenecektir. Bu nedenle bu değişikliklere yönelik eyleme geçilmesi ivedi bir gerekliliktir. Bu çerçevede gezegen sağlığı gibi sağlık tanımına daha geniş açıdan bakan yaklaşımların benimsenmesi son derece önemlidir.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"21 19","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140358698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Shireen Adil Ali, Tuğçe SAPMAZ ERÇAKALLI, Samet Kara, S. Polat
Diabetes mellitus (DM), hiperglisemi ile karakterize kronik bir hastalıktır ve mikro- ve makrovasküler hastalıkları içeren komplikasyonları vardır. Nrf2 ve endojen inhibitörü Keap1, oksidatif stresle mücadele etmek için yaygın, evrimsel olarak korunmuş hücresel bir savunma mekanizması olarak işlev görür. Sitoplazmik Keap1 tarafından tutulur ve bazal koşullarda proteazomal bozulmaya hedeflenir, oksidatif stres durumunda Nrf2, Keap1'den ayrılır ve çekirdeğe taşınır, burada küçük Maf proteinlerinden biri ile heterodimer oluşturur. Heterodimerler, Nrf2 hedef genlerinin düzenleyici bölgelerinde bulunan güçlendirici dizileri (ARE'ler) tanır, transkripsiyon için önemli faktörlerin rekrütasyonu için gereklidir. Oksidatif stres, diyabetin ana patojenik faktörüdür ve Nrf2 tarafından iletilir, antioksidan koruma tepkisinin ana düzenleyicisidir. Bu yanıt, ilaç detoksifikasyonu ve prooksidanların metabolik eliminasyonunda yer alan bir dizi işbirliği yapan enzimi içeren bir ağa dahil olur. NRF2 tarafından indüklenen antioksidan metabolik yollar, azalmış glutatyonun (GSH) üretimi, kullanımı ve rejenerasyonu için enzimleri içerir. Nrf2'nin oksidatif, iltihaplı ve apoptotik etkileri koruyucu olduğu gösterilmiştir. Keap1/Nrf2 sinyal yolunun pankreatik β-hücreleri oksidatif stres kaynaklı DNA hasarından koruyarak T1DM gelişimini bastırmaya katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, Keap1/Nrf2 sinyal yolunun inhibisyonu T1DM'nin ilerlemesini önemli ölçüde teşvik etmiştir. Uzun süreli diyabet sonucu diyabetik komplikasyonlar, metabolik dengesizliklerde meydana gelebilir, mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlara yol açabilir. NRF2 ile ilişkili epigenetik değişikliklerin, oksidatif stresi inhibe ederek diyabetik komplikasyonların oluşumunu ve ilerlemesini azalttığı öne sürülmüştür. Ayrıca A, E, C vitaminleri ve karotenoidler gibi vitaminler ile çinko, mangan, bakır, demir ve selenyum gibi mineraller gibi çeşitli antioksidanlar NRF-2'nin aktivitesi için esastır, ayrıca sebzelerde, meyvelerde ve yenilebilir otlarda bulunan doğal antioksidanlar da Nrf2 sinyal yolunun aktive edilmesinde önemli bir rol oynar. Bu derlemede, diyabetik patogenezde oksidatif stresin rolünü ve diabetes mellitus tedavisinde NRF-2'nin düzenlenmesinde antioksidanların rolünü özetliyoruz.
{"title":"Diabetes Mellitus'ta Nrf2-Keap1 Aktivasyonu, Antioksidan Savunma Sisteminin Potansiyel Bir Hedefidir","authors":"Shireen Adil Ali, Tuğçe SAPMAZ ERÇAKALLI, Samet Kara, S. Polat","doi":"10.17827/aktd.1435519","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1435519","url":null,"abstract":"Diabetes mellitus (DM), hiperglisemi ile karakterize kronik bir hastalıktır ve mikro- ve makrovasküler hastalıkları içeren komplikasyonları vardır. Nrf2 ve endojen inhibitörü Keap1, oksidatif stresle mücadele etmek için yaygın, evrimsel olarak korunmuş hücresel bir savunma mekanizması olarak işlev görür. Sitoplazmik Keap1 tarafından tutulur ve bazal koşullarda proteazomal bozulmaya hedeflenir, oksidatif stres durumunda Nrf2, Keap1'den ayrılır ve çekirdeğe taşınır, burada küçük Maf proteinlerinden biri ile heterodimer oluşturur. Heterodimerler, Nrf2 hedef genlerinin düzenleyici bölgelerinde bulunan güçlendirici dizileri (ARE'ler) tanır, transkripsiyon için önemli faktörlerin rekrütasyonu için gereklidir. Oksidatif stres, diyabetin ana patojenik faktörüdür ve Nrf2 tarafından iletilir, antioksidan koruma tepkisinin ana düzenleyicisidir. Bu yanıt, ilaç detoksifikasyonu ve prooksidanların metabolik eliminasyonunda yer alan bir dizi işbirliği yapan enzimi içeren bir ağa dahil olur. NRF2 tarafından indüklenen antioksidan metabolik yollar, azalmış glutatyonun (GSH) üretimi, kullanımı ve rejenerasyonu için enzimleri içerir. Nrf2'nin oksidatif, iltihaplı ve apoptotik etkileri koruyucu olduğu gösterilmiştir. Keap1/Nrf2 sinyal yolunun pankreatik β-hücreleri oksidatif stres kaynaklı DNA hasarından koruyarak T1DM gelişimini bastırmaya katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, Keap1/Nrf2 sinyal yolunun inhibisyonu T1DM'nin ilerlemesini önemli ölçüde teşvik etmiştir. Uzun süreli diyabet sonucu diyabetik komplikasyonlar, metabolik dengesizliklerde meydana gelebilir, mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlara yol açabilir. NRF2 ile ilişkili epigenetik değişikliklerin, oksidatif stresi inhibe ederek diyabetik komplikasyonların oluşumunu ve ilerlemesini azalttığı öne sürülmüştür. Ayrıca A, E, C vitaminleri ve karotenoidler gibi vitaminler ile çinko, mangan, bakır, demir ve selenyum gibi mineraller gibi çeşitli antioksidanlar NRF-2'nin aktivitesi için esastır, ayrıca sebzelerde, meyvelerde ve yenilebilir otlarda bulunan doğal antioksidanlar da Nrf2 sinyal yolunun aktive edilmesinde önemli bir rol oynar. Bu derlemede, diyabetik patogenezde oksidatif stresin rolünü ve diabetes mellitus tedavisinde NRF-2'nin düzenlenmesinde antioksidanların rolünü özetliyoruz.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"17 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140361138","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sema ÖZANDAÇ POLAT, Elif İpek Sönmez, Mahmut Tunç, Pınar Göker
Sella turcica, os sphenoidale’de yer alan, merkezinde bulunan boşluğa glandula pitutiaria’nın yer aldığı ve radyolojik görüntülerde referans noktası olarak da kullanılan önemli bir anatomik yapıdır. Bu çalışmanın amacı sella turcica ile ilgili yapılmış ya da sella turcica’nın da içinde yer aldığı çalışmaların bibliometrik analizini yapmaktır. Bu amaç doğrultusunda Web of Science Core Collection veritabanından veriler (5066 adet “sella turcica” anahtar kelimesini içeren yayın) alınarak VOSviewer görsel bilimsel haritalama yazılım progamında işlenmiştir. Program çıktısı olarak alınan bibliometrik veriler ile (ülke, yayınevi, yazar, yayın, anahtar kelime, terim gibi) tablo ve bilimsel haritalara aktarılarak detaylı olarak analiz edilmiştir. Bu veriler ışığında Avrupa ülkeleri ve ABD’nin bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda öncü rol oynadığı görülmüştür.Ayrıca “cerrahi”, “nöroloji” ve “endokrinoloji” alanlarında çalışmaların yoğunlaştığı kaydedilmiştir. Yaptığımız bu bibliometrik analizin alanda çalışan klinisyenlere ve akademisyenlere hem mevcut durum hakkında bilgi vereceği hem de ileride yapılabilecek çalışmalar için fikir verebileceği kanısındayız.
蝶窦是位于蝶窦内的一个重要解剖结构,蝶窦中心是垂体腺,也是放射影像的参考点。本研究旨在对与蝶窦相关或包括蝶窦在内的研究进行文献计量分析。为此,我们从 Web of Science Core Collection 数据库中提取了数据(包含关键词 "sera turcica "的 5066 篇出版物),并在 VOSviewer 可视化科学绘图软件程序中进行了处理。文献计量数据(国家、出版商、作者、出版物、关键词、术语等)被转换成表格和科学地图,并进行了详细分析。从这些数据中可以看出,欧洲国家和美国在这一主题的科学研究中发挥了主导作用,同时还注意到 "外科"、"神经病学 "和 "内分泌学 "领域的研究得到了加强。我们相信,这一文献计量分析将为从事该领域工作的临床医生和学者提供有关现状的信息,并为今后的研究提供思路。
{"title":"Sella Turcica Üzerine Yapılan Bilimsel Çalışmaların Bibliyometrik Analizi","authors":"Sema ÖZANDAÇ POLAT, Elif İpek Sönmez, Mahmut Tunç, Pınar Göker","doi":"10.17827/aktd.1445696","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1445696","url":null,"abstract":"Sella turcica, os sphenoidale’de yer alan, merkezinde bulunan boşluğa glandula pitutiaria’nın yer aldığı ve radyolojik görüntülerde referans noktası olarak da kullanılan önemli bir anatomik yapıdır. Bu çalışmanın amacı sella turcica ile ilgili yapılmış ya da sella turcica’nın da içinde yer aldığı çalışmaların bibliometrik analizini yapmaktır. Bu amaç doğrultusunda Web of Science Core Collection veritabanından veriler (5066 adet “sella turcica” anahtar kelimesini içeren yayın) alınarak VOSviewer görsel bilimsel haritalama yazılım progamında işlenmiştir. Program çıktısı olarak alınan bibliometrik veriler ile (ülke, yayınevi, yazar, yayın, anahtar kelime, terim gibi) tablo ve bilimsel haritalara aktarılarak detaylı olarak analiz edilmiştir. Bu veriler ışığında Avrupa ülkeleri ve ABD’nin bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda öncü rol oynadığı görülmüştür.Ayrıca “cerrahi”, “nöroloji” ve “endokrinoloji” alanlarında çalışmaların yoğunlaştığı kaydedilmiştir. Yaptığımız bu bibliometrik analizin alanda çalışan klinisyenlere ve akademisyenlere hem mevcut durum hakkında bilgi vereceği hem de ileride yapılabilecek çalışmalar için fikir verebileceği kanısındayız.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"39 25","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140357891","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Akut aortik sendrom ; aort diseksiyonu , intramural hematom , semptomatik penetre aortik ülseri içine alan bir kavramdır. Ancak bu üç patoloji ilerleyişine göre torakal aort anevrizması ve travmatik aort rüptürünü de içine alarak geniş bir terminoloji grubunu oluşturur. Aort diseksiyonu en sık görülen tipidir. Tip A aort diseksiyonunda acil cerrahi gerekir iken, Tip B de endovascular tedavi gerekir. İntramural hematom, intimal flep olmadan aort duvarı hematomu olarak tanımlanmıştır. Rüptüre aorta , aort diseksiyonuna, anevrizma veya psödoanevrizmaya ilerleyebildiği gibi tam rezolüsyon da gösterebilir. Cerrahi ve prognostik olarak tutulan aort segmentine göre proksimal ( A tipi ) ve distal ( B tipi ) Akut Aortik Sendrom olarak ayrılabilir. A tipi İntramural hematomlarda çoğu olguda cerrahi tedavi önerilebilir. Desendan aortta lokalize İntramural hematomlarda cerrahi ve medikal tedavi ile yaşam süresinde genellikle fark bulunmamıştır. Penetran aortik ülser ise; internal elastik laminayı delerek media tabakasına ilerleyen aterosklerotik lezyonun ülserasyonunu tanımlar. Bu hastalarda klinik ilerleme olmayabilir. Travmatik aort rüptürü veya transeksiyon yine erken girişim gerektiren aort lezyonlarıdır. Tedavi yöntemleri, cerrahi ya da endovasküler girişimler hastaların klinik durumlarına göre ayarlanabilir.
急性主动脉综合征的概念包括主动脉夹层、壁内血肿和无症状穿透性主动脉溃疡。不过,这三种病变也包括胸主动脉瘤和外伤性主动脉破裂。主动脉夹层是最常见的类型。A 型主动脉夹层需要进行急诊手术,而 B 型则需要进行血管内治疗。壁内血肿是指没有内膜瓣的主动脉壁血肿。它可能发展为主动脉破裂、主动脉夹层、动脉瘤或假性动脉瘤,也可能完全消退。在手术和预后方面,急性主动脉综合征可根据受累的主动脉段分为近端(A 型)和远端(B 型)。对于 A 型壁内血肿,大多数情况下建议采用手术治疗。对于降主动脉局部的壁内血肿,手术治疗和药物治疗的存活率一般没有差别。穿透性主动脉溃疡是指动脉粥样硬化病变穿透内弹力层并发展到介质层的溃疡。这些患者可能没有临床进展。创伤性主动脉破裂或横断是需要早期干预的主动脉病变。可根据患者的临床状况调整治疗方式,包括手术或血管内介入治疗。
{"title":"Akut Aortik Sendroma Genel Bakış","authors":"O. Benli̇","doi":"10.17827/aktd.1246236","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1246236","url":null,"abstract":"Akut aortik sendrom ; aort diseksiyonu , intramural hematom , semptomatik penetre aortik ülseri içine alan bir kavramdır. Ancak bu üç patoloji ilerleyişine göre torakal aort anevrizması ve travmatik aort rüptürünü de içine alarak geniş bir terminoloji grubunu oluşturur. Aort diseksiyonu en sık görülen tipidir. Tip A aort diseksiyonunda acil cerrahi gerekir iken, Tip B de endovascular tedavi gerekir. İntramural hematom, intimal flep olmadan aort duvarı hematomu olarak tanımlanmıştır. Rüptüre aorta , aort diseksiyonuna, anevrizma veya psödoanevrizmaya ilerleyebildiği gibi tam rezolüsyon da gösterebilir. Cerrahi ve prognostik olarak tutulan aort segmentine göre proksimal ( A tipi ) ve distal ( B tipi ) Akut Aortik Sendrom olarak ayrılabilir. A tipi İntramural hematomlarda çoğu olguda cerrahi tedavi önerilebilir. Desendan aortta lokalize İntramural hematomlarda cerrahi ve medikal tedavi ile yaşam süresinde genellikle fark bulunmamıştır. Penetran aortik ülser ise; internal elastik laminayı delerek media tabakasına ilerleyen aterosklerotik lezyonun ülserasyonunu tanımlar. Bu hastalarda klinik ilerleme olmayabilir. Travmatik aort rüptürü veya transeksiyon yine erken girişim gerektiren aort lezyonlarıdır. Tedavi yöntemleri, cerrahi ya da endovasküler girişimler hastaların klinik durumlarına göre ayarlanabilir.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"6 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140359757","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yusuf Döğüş, Amin Deami̇, Sertap Döğüş, Zafer Yönden
Vücudun bazı bölgesindeki mikrobiyal bileşim, insan kronolojik yaşını nispeten doğru bir şekilde tahmin edebilir. Belirli mikroorganizmaların belirli yaşlarda neden daha bol olduğu büyük ölçüde bilinmemekle birlikte, insan mikrobiyota araştırmaları, doğum ve ölüm arasında meydana gelen bir dizi mikrobiyal topluluk dönüşümünü aydınlatmıştır. Bireyin mikrobiyotanın aktivitesi ve bileşimi, konağın genetik geçmişi, yaşı, diyeti ve sağlık durumundan etkilendiği bilinmektedir. Formülle beslenen bebeklere kıyasla anne sütü ile beslenen bebekler, gençlere kıyasla yaşlılar ve asırlık insanlar, zayıf bireylere kıyasla obezler, sağlıklı veya inflamatuar barsak hastalıklarından (IBH) muzdarip insanlar arasındaki mikrobiyota bileşimi ve aktivitesindeki farklılıklar gösterilmiştir. Bu derlemede, doğumdaki birincil ardışıklıktan, hastalık veya antibiyotik kullanımına bağlı kesintilere ve ölümde mikrobiyal genişlemeye kadar olan aşamaları göstermektedir. Bu çalışmayla, insan bağırsak mikrobiyotasının işlevselliğine ilişkin mevcut anlayışımızı beşikten mezara kadar incelemekteyiz.
{"title":"Beşikten Mezara Yaşam Boyu Devam Eden Mikrobiyota","authors":"Yusuf Döğüş, Amin Deami̇, Sertap Döğüş, Zafer Yönden","doi":"10.17827/aktd.1257562","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1257562","url":null,"abstract":"Vücudun bazı bölgesindeki mikrobiyal bileşim, insan kronolojik yaşını nispeten doğru bir şekilde tahmin edebilir. Belirli mikroorganizmaların belirli yaşlarda neden daha bol olduğu büyük ölçüde bilinmemekle birlikte, insan mikrobiyota araştırmaları, doğum ve ölüm arasında meydana gelen bir dizi mikrobiyal topluluk dönüşümünü aydınlatmıştır. Bireyin mikrobiyotanın aktivitesi ve bileşimi, konağın genetik geçmişi, yaşı, diyeti ve sağlık durumundan etkilendiği bilinmektedir. Formülle beslenen bebeklere kıyasla anne sütü ile beslenen bebekler, gençlere kıyasla yaşlılar ve asırlık insanlar, zayıf bireylere kıyasla obezler, sağlıklı veya inflamatuar barsak hastalıklarından (IBH) muzdarip insanlar arasındaki mikrobiyota bileşimi ve aktivitesindeki farklılıklar gösterilmiştir. Bu derlemede, doğumdaki birincil ardışıklıktan, hastalık veya antibiyotik kullanımına bağlı kesintilere ve ölümde mikrobiyal genişlemeye kadar olan aşamaları göstermektedir. Bu çalışmayla, insan bağırsak mikrobiyotasının işlevselliğine ilişkin mevcut anlayışımızı beşikten mezara kadar incelemekteyiz.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125759039","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ABSTRACT Cachexia results from different combinations of metabolic variables and decreased food intake, including increased energy expenditure, excessive catabolism, and inflammations. Anorexia, asthenia, sarcopenia and anemia are clinical features of cachexia, and are effective in reducing the quality of life. The prevalence of cachexia in cancer patients is estimated to be 35%. There are 2 factors that cause the development of cachexia in cancer. The first is the disruption of the anabolic process. All types of cachexia are associated with anorexia, decreased oral intake, lack of movement, and accompanying endocrine changes. Factors such as early satiety, taste and tissue disorders, pain, psychological reasons, gastrointestinal system disorders, dry mouth are factors that contribute to weight loss by reducing oral intake. Secondly, it is the catabolic process caused by the tumor-derived factors and metabolic changes. Enteral and parenteral nutrition support improves the patient's nutritional status by increasing appetite and energy intake. A multidisciplinary team effort is required in prevention of cancer cachexia. The purpose of this review is to interpret the role of nutrition in cancer cachexia. Keywords: Cancer, cachexia, nutrition ÖZET Kaşeksi, artan enerji harcaması, aşırı katabolizma ve inflamasyonlar dahil olmak üzere, metabolik değişkenler ve azalan gıda alımının farklı kombinasyonları sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Anoreksiya, asteni, sarkopeni ve anemi kaşeksinin klinik özelliklerinden olup yaşam kalitesinin azalmasında etkili olmaktadır. Kanser hastalarında kaşeksi prevalansının %35 olduğu tahmin edilmektir. Kanserde kaşeksi gelişimine sebep olan 2 faktör bulunmaktadır; Birincisi anabolik sürecin bozulmasıdır. Bütün kaşeksi türlerinde anoreksiyle oral alımda azalma, hareket eksikliği ve eşlik eden endokrin değişimler mevcuttur. Erken doyma, tat ve doku rahatsızlıkları, ağrı, psikolojik sebepler, gastrointestinal sistem bozukluları, ağız kuruluğu gibi etmenler oral alımı azaltarak kilo kaybına katkı sağlayan faktörlerdir. İkinci olarak da tümör kaynaklı faktörler ve metabolik değişimlerin sebep olduğu katabolik süreçtir. Enteral ve parenteral beslenme desteği, iştah ve enerji alımında artış sağlayarak hastanın beslenme durumunda gelişme sağlamaktadır. Kanser kaşeksisinin önlenmesinde multidisipliner bir ekip çalışması gereklidir. Bu derlemenin amacı kanser kaşeksisinde beslenmenin rolünü yorumlamaktır. Anahtar kelimeler: Kanser, kaşeksi, beslenme
恶病质是由代谢变量和食物摄入减少的不同组合引起的,包括能量消耗增加、过度分解代谢和炎症。厌食、虚弱、肌肉减少和贫血是恶病质的临床特征,是降低生活质量的有效手段。恶病质在癌症患者中的患病率估计为35%。有两个因素导致癌症恶病质的发展。首先是合成代谢过程的中断。所有类型的恶病质都与厌食症、口服摄入量减少、缺乏运动和伴随的内分泌变化有关。早期饱腹感、味觉和组织紊乱、疼痛、心理原因、胃肠系统紊乱、口干等因素都是通过减少口服摄入量来减轻体重的因素。其次是肿瘤源性因子和代谢变化引起的分解代谢过程。肠内和肠外营养支持通过增加食欲和能量摄入来改善患者的营养状况。癌症恶病质的预防需要多学科团队的共同努力。这篇综述的目的是解释营养在癌症恶病质中的作用。关键词:癌症,恶病质,营养ÖZET ka eksi, artan enerji harcamaski, aşırı katabolizma ve inflamasyonlar dahil olmak zere,代谢değişkenler ve azalan gıda alımının farklylkombinasyonlarysonucu olarak ortaya çıkmaktadır。Anoreksiya, asteni, sarkopeni ve anemi ka eksinin klinik özelliklerinden olup ya am kalitesinin azalmasında etkili olmaktadır。Kanser hastalarında ka eksi prevalansının %35 olduğu tahmin edilmektir。Kanserde ka eksi geli imine sebep olan 2 faktör bulunmaktadır;Birincisi anabolik srecin bozulmasıdır。b tt n ka eksi t rlerinde anoreksiyle oral alımda azalma, hareket eksikliği ve e likeden endokrin değişimler mevcutr。Erken doyma,那就是doku rahatsızlıkları, ağrı, psikolojik sebepler,胃肠道系统bozuklularyi, ağız kuruluğu gibi etmenler oral alımı azaltarak kilo kaybına katkyi sağlayan faktörlerdir。İkinci olarak da tümör kaynaklyi faktörler ve metabolik değişimlerin sebep olduğu katabolik sreretir。肠内肠外beslenme desteği, alımında artış sağlayarak hastanın beslenme durumunda gelelime sağlamaktadır。Kanser ka eksisinin önlenmesinde多学科bir ekip çalışması gereklidir。但是derlemenin amacykanser ka eksisinde beslenmenin rolünü yorumlamaktır。anhtar kelimeler: Kanser, ka, beslenme
{"title":"Kanserde Kaşeksi ve Beslenme","authors":"Penbe Ecem Misirlioğlu, Beril Köse","doi":"10.17827/aktd.1213292","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1213292","url":null,"abstract":"ABSTRACT \u0000Cachexia results from different combinations of metabolic variables and decreased food intake, including increased energy expenditure, excessive catabolism, and inflammations. Anorexia, asthenia, sarcopenia and anemia are clinical features of cachexia, and are effective in reducing the quality of life. The prevalence of cachexia in cancer patients is estimated to be 35%. There are 2 factors that cause the development of cachexia in cancer. The first is the disruption of the anabolic process. All types of cachexia are associated with anorexia, decreased oral intake, lack of movement, and accompanying endocrine changes. Factors such as early satiety, taste and tissue disorders, pain, psychological reasons, gastrointestinal system disorders, dry mouth are factors that contribute to weight loss by reducing oral intake. Secondly, it is the catabolic process caused by the tumor-derived factors and metabolic changes. Enteral and parenteral nutrition support improves the patient's nutritional status by increasing appetite and energy intake. A multidisciplinary team effort is required in prevention of cancer cachexia. The purpose of this review is to interpret the role of nutrition in cancer cachexia. \u0000Keywords: Cancer, cachexia, nutrition \u0000 \u0000ÖZET \u0000Kaşeksi, artan enerji harcaması, aşırı katabolizma ve inflamasyonlar dahil olmak üzere, metabolik değişkenler ve azalan gıda alımının farklı kombinasyonları sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Anoreksiya, asteni, sarkopeni ve anemi kaşeksinin klinik özelliklerinden olup yaşam kalitesinin azalmasında etkili olmaktadır. Kanser hastalarında kaşeksi prevalansının %35 olduğu tahmin edilmektir. Kanserde kaşeksi gelişimine sebep olan 2 faktör bulunmaktadır; Birincisi anabolik sürecin bozulmasıdır. Bütün kaşeksi türlerinde anoreksiyle oral alımda azalma, hareket eksikliği ve eşlik eden endokrin değişimler mevcuttur. Erken doyma, tat ve doku rahatsızlıkları, ağrı, psikolojik sebepler, gastrointestinal sistem bozukluları, ağız kuruluğu gibi etmenler oral alımı azaltarak kilo kaybına katkı sağlayan faktörlerdir. İkinci olarak da tümör kaynaklı faktörler ve metabolik değişimlerin sebep olduğu katabolik süreçtir. Enteral ve parenteral beslenme desteği, iştah ve enerji alımında artış sağlayarak hastanın beslenme durumunda gelişme sağlamaktadır. Kanser kaşeksisinin önlenmesinde multidisipliner bir ekip çalışması gereklidir. Bu derlemenin amacı kanser kaşeksisinde beslenmenin rolünü yorumlamaktır. \u0000Anahtar kelimeler: Kanser, kaşeksi, beslenme","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121007909","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Antimikrobiyal direnç (AMD) ile ilişkili morbidite ve mortalite küresel bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlarda sık olarak görülen vankomisine dirençli Enterococcus faecium (VRE), Dünya Sağlık Örgütü’nün AMD’i olan öncelikli patojenler listesinde yüksek öncelik verdiği bir Gram pozitif koktur. Son zamanlarda Türkiye’de invaziv enfeksiyonlarda VRE izolasyon oranı %15.8 bildirilmiştir. Vankomisine direncin ana mekanizması, hedef bölgedeki D-Alanil-D-Alanin terminal molekülünün değişmesi ve ilacın affinitesinin azalmasıdır. Vankomisin direncinden sorumlu olan van geni kromozomal olarak kodlanmakta veya plazmid, transpozon gibi mobil genetik elemanlar ile kazanılmaktadır. Yayılımındaki ana mekanizma, mobil genetik elemanların Enterokoklar veya Staphylococcus aereus gibi farklı tür bakteriler arasında transfer edilebilmeleridir. Bu derlemede PubMed ve Web of Science veritabanlarında “Vankomisin-dirençli Enterococcus faecium”, “Vankomisin direnç mekanizmaları”, “Gram pozitif koklarda vankomisin direnci” terimleri ile arama yapılarak elde edilen literatür verileri özetlenmiş ve önerilerle birlikte kısaca tartışılmıştır.
{"title":"Vankomisine Dirençli Enterococcus faecium: Kısa Bir Derleme","authors":"H. Gümüş","doi":"10.17827/aktd.1246260","DOIUrl":"https://doi.org/10.17827/aktd.1246260","url":null,"abstract":"Antimikrobiyal direnç (AMD) ile ilişkili morbidite ve mortalite küresel bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlarda sık olarak görülen vankomisine dirençli Enterococcus faecium (VRE), Dünya Sağlık Örgütü’nün AMD’i olan öncelikli patojenler listesinde yüksek öncelik verdiği bir Gram pozitif koktur. Son zamanlarda Türkiye’de invaziv enfeksiyonlarda VRE izolasyon oranı %15.8 bildirilmiştir. Vankomisine direncin ana mekanizması, hedef bölgedeki D-Alanil-D-Alanin terminal molekülünün değişmesi ve ilacın affinitesinin azalmasıdır. Vankomisin direncinden sorumlu olan van geni kromozomal olarak kodlanmakta veya plazmid, transpozon gibi mobil genetik elemanlar ile kazanılmaktadır. Yayılımındaki ana mekanizma, mobil genetik elemanların Enterokoklar veya Staphylococcus aereus gibi farklı tür bakteriler arasında transfer edilebilmeleridir. Bu derlemede PubMed ve Web of Science veritabanlarında “Vankomisin-dirençli Enterococcus faecium”, “Vankomisin direnç mekanizmaları”, “Gram pozitif koklarda vankomisin direnci” terimleri ile arama yapılarak elde edilen literatür verileri özetlenmiş ve önerilerle birlikte kısaca tartışılmıştır.","PeriodicalId":272457,"journal":{"name":"Arşiv Kaynak Tarama Dergisi","volume":"17 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121257081","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}