Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.23834/isrjournal.1186254
Ersin Korkmaz, Güliz Coşkun
Bu çalışmanın amacı, Gümüşhane ilinde yaşayan ve özel sağlık sigortası bulunmayan bireylerin genel sağlık sigortası, özel sağlık sigortası ve sağlık hizmetleri ile ilgili görüşlerini ortaya koymak ve özel sağlık sigortasına neden gerek duymadıklarını belirlemeye çalışmaktır. Bu kapsamda Gümüşhane ilinde yaşayan ve özel sağlık sigortası bulunmayan bireylere bir anket uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin veriler t-testi, varyans analizi (ANOVA), korelasyon analizi ve faktör analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, katılımcıların demografik özellikleri ile genel sağlık sigortasına bakış açıları arasında herhangi bir anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Bireylerin özel sağlık sigortasına bakış açıları ile meslek, gelir düzeyi ve sağlık güvencesi değişkenleri arasında da anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların sağlık hizmetlerine yönelik bakış açıları ile cinsiyet, eğitim durumu, meslek, gelir düzeyi ve hanede yaşayan kişi sayısı değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur.
本研究的目的是揭示居住在居姆什哈内省且没有私人医疗保险的个人对普通医疗保险、私人医疗保险和医疗服务的看法,并确定他们不需要私人医疗保险的原因。在此背景下,对居住在居姆什哈内但没有私人医疗保险的个人进行了问卷调查。采用 t 检验、方差分析 (ANOVA)、相关分析和因素分析等方法对问卷调查的相关数据进行了分析。结果显示,参与者的人口特征与他们对普通医疗保险的看法之间没有明显差异。个人对私人医疗保险的看法与职业、收入水平和医疗保险等变量之间也存在明显差异。此外,还发现参与者对医疗服务的看法与性别、教育程度、职业、收入水平和家庭人口数量等变量之间存在明显差异。
{"title":"Bireylerin Sağlık Sigortalarına ve Sağlık Hizmetlerine Yönelik Bakış Açılarının Değerlendirilmesi","authors":"Ersin Korkmaz, Güliz Coşkun","doi":"10.23834/isrjournal.1186254","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1186254","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, Gümüşhane ilinde yaşayan ve özel sağlık sigortası bulunmayan bireylerin genel sağlık sigortası, özel sağlık sigortası ve sağlık hizmetleri ile ilgili görüşlerini ortaya koymak ve özel sağlık sigortasına neden gerek duymadıklarını belirlemeye çalışmaktır. Bu kapsamda Gümüşhane ilinde yaşayan ve özel sağlık sigortası bulunmayan bireylere bir anket uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin veriler t-testi, varyans analizi (ANOVA), korelasyon analizi ve faktör analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, katılımcıların demografik özellikleri ile genel sağlık sigortasına bakış açıları arasında herhangi bir anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Bireylerin özel sağlık sigortasına bakış açıları ile meslek, gelir düzeyi ve sağlık güvencesi değişkenleri arasında da anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların sağlık hizmetlerine yönelik bakış açıları ile cinsiyet, eğitim durumu, meslek, gelir düzeyi ve hanede yaşayan kişi sayısı değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"78 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134309972","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.23834/isrjournal.1195329
Emre Cengiz
Türkiye'de 1940'lı yıllardan itibaren yaşanmaya başlanan tarımda makinalaşma ve devamında gerçekleşen sanayi atılımları; günümüzde dahi çözüme kavuşturulmayı bekleyen sorunları beraberinde getirmiştir. Sorunların en önemlilerinden bir tanesi yaşanan göçlerle ortaya çıkan konut sorunudur. 1950'li yıllarda yoğun göç alan kentlerde özellikle büyük kentlerde hızlı bir kentleşme sürecine girilmiştir. Kentlerin artan nüfusu ve kentleşme politikalarının yetersizliği nedeniyle problemler yaşanmaya başlamıştır. Kentleşme hızının artmasından günümüze kadar olan süreçte gecekondu sorunu tüm kentlerde ve özellikle büyük kentlerde görünür hale gelmiştir. Nitekim gecekondular 1990’lı yıllara gelindiğinde kentlerdeki nüfusun yarısından fazlasının barınmak için kullandığı konutlar haline gelmiştir. Barınma ve konut sorunu dönemin önemli sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Göç eden nüfusun, barınma sorununa bulduğu çözüm “gecekondular” olmuştur. Çoğunlukla sanayileşme süreci sonrası yaşanmaya başlanan ve o günden günümüze artan bir şekilde devam eden yasadışı yapılaşmaya karşı devletin geliştirdiği refleks “imar afları” olmuştur. İlki 1948 yılında Ankara için gerçekleştirilen ve 1953 yılı itibari ile tüm Türkiye'de uygulanan imar afları ile kaçak ve yasadışı yapılaşmanın önüne geçilme düşüncesi başarılı olamamış ve süreç zarfında kaçak ve yasadışı yapılaşma devam etmiştir. Türkiye’nin kentleşme tarihinin en önemli sorunlarından biri olan imar aflarının çözümü için toplam 19 tane imar affının gerçekleştirildiğini görmekteyiz. İmar aflarının çıkarılması; gecekondu ve konut sorununu çözemeyip, sorunun büyümesini engelleyememiştir. Bu çalışma ile Türkiye'de geçmişten günümüze çıkarılan imar afları dönemsel olarak ele alınıp, imar aflarının meclisteki tartışmalarda nasıl değerlendirildiğini açıklamaya çalışmaktadır.
{"title":"Meclis Tutanaklarında İmar Affı Tartışmaları","authors":"Emre Cengiz","doi":"10.23834/isrjournal.1195329","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1195329","url":null,"abstract":"Türkiye'de 1940'lı yıllardan itibaren yaşanmaya başlanan tarımda makinalaşma ve devamında gerçekleşen sanayi atılımları; günümüzde dahi çözüme kavuşturulmayı bekleyen sorunları beraberinde getirmiştir. Sorunların en önemlilerinden bir tanesi yaşanan göçlerle ortaya çıkan konut sorunudur. 1950'li yıllarda yoğun göç alan kentlerde özellikle büyük kentlerde hızlı bir kentleşme sürecine girilmiştir. Kentlerin artan nüfusu ve kentleşme politikalarının yetersizliği nedeniyle problemler yaşanmaya başlamıştır. Kentleşme hızının artmasından günümüze kadar olan süreçte gecekondu sorunu tüm kentlerde ve özellikle büyük kentlerde görünür hale gelmiştir. Nitekim gecekondular 1990’lı yıllara gelindiğinde kentlerdeki nüfusun yarısından fazlasının barınmak için kullandığı konutlar haline gelmiştir. \u0000Barınma ve konut sorunu dönemin önemli sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Göç eden nüfusun, barınma sorununa bulduğu çözüm “gecekondular” olmuştur. Çoğunlukla sanayileşme süreci sonrası yaşanmaya başlanan ve o günden günümüze artan bir şekilde devam eden yasadışı yapılaşmaya karşı devletin geliştirdiği refleks “imar afları” olmuştur. İlki 1948 yılında Ankara için gerçekleştirilen ve 1953 yılı itibari ile tüm Türkiye'de uygulanan imar afları ile kaçak ve yasadışı yapılaşmanın önüne geçilme düşüncesi başarılı olamamış ve süreç zarfında kaçak ve yasadışı yapılaşma devam etmiştir. Türkiye’nin kentleşme tarihinin en önemli sorunlarından biri olan imar aflarının çözümü için toplam 19 tane imar affının gerçekleştirildiğini görmekteyiz. İmar aflarının çıkarılması; gecekondu ve konut sorununu çözemeyip, sorunun büyümesini engelleyememiştir. Bu çalışma ile Türkiye'de geçmişten günümüze çıkarılan imar afları dönemsel olarak ele alınıp, imar aflarının meclisteki tartışmalarda nasıl değerlendirildiğini açıklamaya çalışmaktadır.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"68 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114266646","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.23834/isrjournal.1185433
Fatih Akbaş
Son yıllarda, şirketlerin finansal verilerinin yanında finansal olmayan bilgilerine olan ilgi artmış özellikle çevresel ve sosyal etkileri merak konusu olmuştur. Tüm bu gelişmeler, finansal olmayan bilgilerin raporlanmasına ve bu alanda standartların oluşturulmasına neden olmuştur. Bu çerçevede INCR, GRI, CDP gibi tüm dünyada kullanılan sürdürülebilir raporlama çerçeve ve standartları ortaya çıkmıştır. ESG (Environmental, Social, Governance-ESG; Çevresel, sosyal, kurumsal yönetim-ÇSK) raporlamalarıyla şirketlerin sürdürülebilirlik uygulamaları kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Çalışmanın amacı, borsada işlem gören şirketler için uy ya da açıkla prensibiyle 2022 yılı itibariyle ilk kez yayınlanan Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporlarını şekil ve içerik açısından değerlendirmek, benzerlik ve farklılıkları tespit etmektir. Bu amaçla BIST BANKA endeksinde bulunan 12 bankanın Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporları incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda endekste yer alan 12 bankadan 10’unun, Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporu yayınladığı tespit edilmiştir. Raporlar incelendiğinde Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporu yayınlayan 10 bankadan detaylı bir açıklama yaparak ilkelere uyum durumunu açıklayan 2 bankanın bulunduğu belirlenmiştir. Raporlamada bankalar açısından farklılıklar bulunduğu ve raporla ilgili standart bir formatın oluşturulması gerektiği ortaya konmuştur.
{"title":"Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporu ve BİST'te İşlem Gören Bankalar Üzerine Bir İnceleme","authors":"Fatih Akbaş","doi":"10.23834/isrjournal.1185433","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1185433","url":null,"abstract":"Son yıllarda, şirketlerin finansal verilerinin yanında finansal olmayan bilgilerine olan ilgi artmış özellikle çevresel ve sosyal etkileri merak konusu olmuştur. Tüm bu gelişmeler, finansal olmayan bilgilerin raporlanmasına ve bu alanda standartların oluşturulmasına neden olmuştur. Bu çerçevede INCR, GRI, CDP gibi tüm dünyada kullanılan sürdürülebilir raporlama çerçeve ve standartları ortaya çıkmıştır. ESG (Environmental, Social, Governance-ESG; Çevresel, sosyal, kurumsal yönetim-ÇSK) raporlamalarıyla şirketlerin sürdürülebilirlik uygulamaları kamuoyuyla paylaşılmaktadır. \u0000Çalışmanın amacı, borsada işlem gören şirketler için uy ya da açıkla prensibiyle 2022 yılı itibariyle ilk kez yayınlanan Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporlarını şekil ve içerik açısından değerlendirmek, benzerlik ve farklılıkları tespit etmektir. Bu amaçla BIST BANKA endeksinde bulunan 12 bankanın Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporları incelenmiştir. \u0000Çalışmanın sonucunda endekste yer alan 12 bankadan 10’unun, Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporu yayınladığı tespit edilmiştir. Raporlar incelendiğinde Sürdürülebilirlik Uyum Çerçeve Raporu yayınlayan 10 bankadan detaylı bir açıklama yaparak ilkelere uyum durumunu açıklayan 2 bankanın bulunduğu belirlenmiştir. Raporlamada bankalar açısından farklılıklar bulunduğu ve raporla ilgili standart bir formatın oluşturulması gerektiği ortaya konmuştur.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"275 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128313107","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.23834/isrjournal.1184213
Ezgi Yorulmaz, Hüseyin Önder
Bu çalışmanın amacı, sosyoekonomik faktörlerin atık oluşumu üzerindeki etkisini tespit ederek, ilgili ampirik literatüre katkı sağlamaktır. Döngüsel ekonomi sistemi içerisinde önemli bir yeri olan atıklar üzerine literatürde birçok çalışma bulunmasına karşın; bu çalışma, sosyo ekonomik faktörleri insani gelişme endeksi değişkeni çerçevesinde tanımlamasıyla mevcut çalışmalardan ayrılmaktadır. 26 Avrupa ülkesinin 2004-2017 yıllarının örneklem alınarak gerçekleştirildiği bu çalışmada, dengeli panel veri yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analiz atık oluşumunu azaltıcı yönde etkileyen değişkenlerin, etki düzeylerine göre sırasıyla, insani gelişme indeksi (İGİ), Ar&Ge ve kent nüfusu değişkenleri olduğu tespit edilmiştir. Gsyih değişkeninin ise atık oluşumunu artırıcı yönde etkileyen bir değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Atık miktarının azaltılması için Ar&Ge harcamaları, insani gelişmişlik (İGİ) ve kent nüfusu gibi sosyoekonomik faktörlere yönelik politikalara yönelmek ve uygulamaya almak faydalı olabilecektir. Bu uygulamalar hem atık miktarının çevre üzerindeki baskısını hafifletecek, hem de sonradan oluşabilecek atıkların önüne geçebilecektir.
{"title":"Sosyo-Ekonomik Gelişimin Atık Oluşumu Üzerindeki Etkisi: Avrupa Ülkeleri Üzerine Bir Analiz","authors":"Ezgi Yorulmaz, Hüseyin Önder","doi":"10.23834/isrjournal.1184213","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1184213","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, sosyoekonomik faktörlerin atık oluşumu üzerindeki etkisini tespit ederek, ilgili ampirik literatüre katkı sağlamaktır. Döngüsel ekonomi sistemi içerisinde önemli bir yeri olan atıklar üzerine literatürde birçok çalışma bulunmasına karşın; bu çalışma, sosyo ekonomik faktörleri insani gelişme endeksi değişkeni çerçevesinde tanımlamasıyla mevcut çalışmalardan ayrılmaktadır. 26 Avrupa ülkesinin 2004-2017 yıllarının örneklem alınarak gerçekleştirildiği bu çalışmada, dengeli panel veri yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analiz atık oluşumunu azaltıcı yönde etkileyen değişkenlerin, etki düzeylerine göre sırasıyla, insani gelişme indeksi (İGİ), Ar&Ge ve kent nüfusu değişkenleri olduğu tespit edilmiştir. Gsyih değişkeninin ise atık oluşumunu artırıcı yönde etkileyen bir değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Atık miktarının azaltılması için Ar&Ge harcamaları, insani gelişmişlik (İGİ) ve kent nüfusu gibi sosyoekonomik faktörlere yönelik politikalara yönelmek ve uygulamaya almak faydalı olabilecektir. Bu uygulamalar hem atık miktarının çevre üzerindeki baskısını hafifletecek, hem de sonradan oluşabilecek atıkların önüne geçebilecektir.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129758836","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.23834/isrjournal.1195132
Alev Üstündağ
The research aimed to improve parents’ communication language while talking to 3-6 years old children about sexual development. The research was carried out using the experimental model, one of the quantitative research methods. It was a quasi-experimental study with pretest, posttest, and control groups. Seventy-six parents voluntarily participated in the study, thirty-eight were in the experimental group, and thirty-eight were in the control group. A personal information form and a Sexual Communication Scale for Parents were used as data collection tools. The Online Child Sexual Education and Communication Program were applied to improve the communication language of the parents in the experimental group. The study results showed that the communication language used by the parents while talking to children about sexual development improved after the program. There was a significant difference between the parents' communication language pretest and posttest scores in the experimental group. However, no significant difference was found between the communication language pretest and posttest scores of the parents in the control group. There was a significant difference in pretest and posttest scores of the experimental group parents’ communication language for sexual education.
{"title":"The Sexual Development: Examining Communication between Parents and Their Children","authors":"Alev Üstündağ","doi":"10.23834/isrjournal.1195132","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1195132","url":null,"abstract":"The research aimed to improve parents’ communication language while talking to 3-6 years old children about sexual development. The research was carried out using the experimental model, one of the quantitative research methods. It was a quasi-experimental study with pretest, posttest, and control groups. Seventy-six parents voluntarily participated in the study, thirty-eight were in the experimental group, and thirty-eight were in the control group. A personal information form and a Sexual Communication Scale for Parents were used as data collection tools. The Online Child Sexual Education and Communication Program were applied to improve the communication language of the parents in the experimental group. The study results showed that the communication language used by the parents while talking to children about sexual development improved after the program. There was a significant difference between the parents' communication language pretest and posttest scores in the experimental group. However, no significant difference was found between the communication language pretest and posttest scores of the parents in the control group. There was a significant difference in pretest and posttest scores of the experimental group parents’ communication language for sexual education.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115341290","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-07DOI: 10.23834/isrjournal.1159770
Salim Sercan Sari
Finansal risk ve belirsizlikler nedeniyle karşılaşılan problemler dikkate alındığında, finansal stres endeksinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çalışma ile makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak finansal stres endeksi seviyesinin tahmin edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla finansal stres endeksinin haftalık zaman serileri, bağımsız ve hibrit modeller kullanılarak incelenmiştir. Yapay sinir ağları, bağımsız makine öğrenme modelleri olarak kullanılırken, hibrit modeller oluşturmak için bir ön işleme tekniği olarak dalgacık dönüşümü kullanılmıştır. Ayrıca, finansal stres endeksi tahminlerinde, model doğruluklarını artırmak için otokorelasyon fonksiyonlarını kullanarak gecikme uzunlukları elde edilmiştir. Çalışmanın bulguları, çeşitli performans göstergeleri açısından değerlendirilmiştir. Finansal stres endeksinin tahmin edilmesinde dalgacık dönüşümlü yapay sinir ağları modelinin, yalın yapay sinir ağları modelinden daha iyi performans sergilediği tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarının finansal stres endeksini takip eden araştırmacı ve uygulayıcılar için fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
{"title":"Predicting Financial Stress Index Using Wavelet Transform Artificial Neural Networks","authors":"Salim Sercan Sari","doi":"10.23834/isrjournal.1159770","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1159770","url":null,"abstract":"Finansal risk ve belirsizlikler nedeniyle karşılaşılan problemler dikkate alındığında, finansal stres endeksinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çalışma ile makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak finansal stres endeksi seviyesinin tahmin edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla finansal stres endeksinin haftalık zaman serileri, bağımsız ve hibrit modeller kullanılarak incelenmiştir. Yapay sinir ağları, bağımsız makine öğrenme modelleri olarak kullanılırken, hibrit modeller oluşturmak için bir ön işleme tekniği olarak dalgacık dönüşümü kullanılmıştır. Ayrıca, finansal stres endeksi tahminlerinde, model doğruluklarını artırmak için otokorelasyon fonksiyonlarını kullanarak gecikme uzunlukları elde edilmiştir. Çalışmanın bulguları, çeşitli performans göstergeleri açısından değerlendirilmiştir. Finansal stres endeksinin tahmin edilmesinde dalgacık dönüşümlü yapay sinir ağları modelinin, yalın yapay sinir ağları modelinden daha iyi performans sergilediği tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarının finansal stres endeksini takip eden araştırmacı ve uygulayıcılar için fayda sağlayacağı düşünülmektedir. ","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"119 3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128485697","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-07DOI: 10.23834/isrjournal.1163521
Ali Köroğlu, Erdal Demir
When businesses want to introduce a new product to the market, they sometimes give the name of their prestigious existing brand to the new product or product group that has been introduced to the market. This is called the brand extension strategy. Since creating a new brand will be very costly for the business, businesses both get rid of the cost of creating a new brand and benefit from the positive associations of the well-known brand by giving the well-known current brand name to new products. The brand extension strategy provides many benefits to businesses, but sometimes also harms them. The brand extension strategy has advantages as well as disadvantages. Therefore, suitable conditions must be found for the implementation of the brand extension strategy. The aim of this study is to determine the factors affecting consumers' attitudes towards brand extension. For this purpose, a questionnaire was applied to consumers of a well-known brand. The cognitive dimension of the brand attitude scale developed by Wu and Wang (2011) was used to determine consumers' attitudes towards brand extension. The scale developed by Bhat and Reddy (2001) was used to measure perceived fit, which is one of the factors thought to affect brand attitude. The scale developed by Erdem and Swart (1998) was used to measure brand credibility, and the scale developed by Manning et al. (1995) was used to measure consumer innovativeness. The data obtained as a result of the research were analyzed in the AMOS program and the results were interpreted. The results of the research are as follows; consumer innovativeness has a positive effect on perceived fit and brand credibility; perceived fit and brand credibility have a positive effect on attitude towards brand extension
{"title":"Factors Affecting Attitude towards Brand Extension","authors":"Ali Köroğlu, Erdal Demir","doi":"10.23834/isrjournal.1163521","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1163521","url":null,"abstract":"When businesses want to introduce a new product to the market, they sometimes give the name of their prestigious existing brand to the new product or product group that has been introduced to the market. This is called the brand extension strategy. Since creating a new brand will be very costly for the business, businesses both get rid of the cost of creating a new brand and benefit from the positive associations of the well-known brand by giving the well-known current brand name to new products. The brand extension strategy provides many benefits to businesses, but sometimes also harms them. The brand extension strategy has advantages as well as disadvantages. Therefore, suitable conditions must be found for the implementation of the brand extension strategy. The aim of this study is to determine the factors affecting consumers' attitudes towards brand extension. For this purpose, a questionnaire was applied to consumers of a well-known brand. The cognitive dimension of the brand attitude scale developed by Wu and Wang (2011) was used to determine consumers' attitudes towards brand extension. The scale developed by Bhat and Reddy (2001) was used to measure perceived fit, which is one of the factors thought to affect brand attitude. The scale developed by Erdem and Swart (1998) was used to measure brand credibility, and the scale developed by Manning et al. (1995) was used to measure consumer innovativeness. The data obtained as a result of the research were analyzed in the AMOS program and the results were interpreted. The results of the research are as follows; consumer innovativeness has a positive effect on perceived fit and brand credibility; perceived fit and brand credibility have a positive effect on attitude towards brand extension","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125420930","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-07DOI: 10.23834/isrjournal.1128118
Selim Cengiz, Esra Taşsümer
Bu araştırmanın amacı, kurumsal yönetim uygulamalarının bankaların finansal performansı üzerindeki etkisini tespit etmektir. Araştırmada 2010-2020 yılları arasında Borsa İstanbul A.Ş.’de kesintisiz işlem gören 11 bankanın verileri kullanılmıştır. Kurumsal yönetim göstergeleri olarak; yönetim kurulu büyüklüğü, bağımsız yönetim kurulu üye oranı, kadın yönetim kurulu üye oranı, yabancı yönetim kurulu üye oranı, denetim kurulu üye oranı, en büyük hissedar pay oranı, en büyük üç hissedar pay oranı, halka açıklık oranı ve CEO İkiliği oranları kullanılmıştır. Finansal performans göstergesi olarak ise; aktif karlılığı, öz sermaye karlılığı ve Tobin q oranları kullanılmıştır. Araştırmada ekonometrik ölçüm için IBM destekli ve 64 bit işlemcili Eviews 9.0 programı aracığıyla panel veri yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda yabancı yönetim kurulu oranı ile aktif karlılığı ve öz sermaye karlılığı arasında negatif ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca yapılan analizler sonucunda yönetin kurulu büyüklüğünü temsil eden değişken ile ortalama varlık karlılığı değişkeni arasında da anlamlı herhangi bir ilişki olmadığı saptanmıştır.
本研究旨在确定公司治理实践对银行财务业绩的影响。研究使用了 2010 年至 2020 年期间在伊斯坦布尔证券交易所(Borsa Istanbul A.Ş.)连续交易的 11 家银行的数据。公司治理指标包括董事会规模、独立董事会成员比例、女性董事会成员比例、外籍董事会成员比例、审计委员会成员比例、最大股东持股比例、最大三方股东持股比例、自由流通股比例和首席执行官双重性比例。资产回报率、股本回报率和托宾 Q 比率被用作财务业绩指标。研究中的计量经济学测量采用面板数据法,使用 IBM 支持的 64 位处理器 Eviews 9.0 程序。分析结果表明,外国董事会比例与资产回报率和股本回报率之间存在显著的负相关关系。分析还显示,代表董事会规模的变量与平均资产收益率变量之间没有显著关系。
{"title":"The Relationship between Corporate Governance Practices and Financial Performance: A Research in the BIST- Banking Sector","authors":"Selim Cengiz, Esra Taşsümer","doi":"10.23834/isrjournal.1128118","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1128118","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, kurumsal yönetim uygulamalarının bankaların finansal performansı üzerindeki etkisini tespit etmektir. Araştırmada 2010-2020 yılları arasında Borsa İstanbul A.Ş.’de kesintisiz işlem gören 11 bankanın verileri kullanılmıştır. Kurumsal yönetim göstergeleri olarak; yönetim kurulu büyüklüğü, bağımsız yönetim kurulu üye oranı, kadın yönetim kurulu üye oranı, yabancı yönetim kurulu üye oranı, denetim kurulu üye oranı, en büyük hissedar pay oranı, en büyük üç hissedar pay oranı, halka açıklık oranı ve CEO İkiliği oranları kullanılmıştır. Finansal performans göstergesi olarak ise; aktif karlılığı, öz sermaye karlılığı ve Tobin q oranları kullanılmıştır. Araştırmada ekonometrik ölçüm için IBM destekli ve 64 bit işlemcili Eviews 9.0 programı aracığıyla panel veri yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda yabancı yönetim kurulu oranı ile aktif karlılığı ve öz sermaye karlılığı arasında negatif ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca yapılan analizler sonucunda yönetin kurulu büyüklüğünü temsil eden değişken ile ortalama varlık karlılığı değişkeni arasında da anlamlı herhangi bir ilişki olmadığı saptanmıştır. ","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129172582","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-07DOI: 10.23834/isrjournal.1122471
Yusuf Ersoy
Since the publication of the term "Industry 4.0" in 2011, the digital transformation required by Industry 4.0 has immediately attracted the attention of industrialists and governments around the world. Majority of the countries around the world are dealing with the difficulty of producing more goods from limited and consumed natural resources to meet the ever-increasing consumer demand worldwide with the first industrial revolution in the 18th century due to environmental and vital issues. Therefore, the sustainability impacts of Industry 4.0 and the way it contributes to sustainable economic, environmental and social development are getting more and more attention. Nowadays, Industry 4.0 is about digitalization in all industrial and consumer markets, from smart production systems to all distribution channels. Industry 4.0 digital transformation involves the digitization and integration of the entire value chain of the product life cycle. Industry 4.0 is a technological concept that contributes to the sustainability of businesses in today's conditions. Industry 4.0 changes the organization, business models, products, supply chain and strategies of companies. Industry 4.0 enables businesses to be more agile and flexible by integrating people, machines and data. Nowadays, countries such as Germany, the United States of America, India, China, Japan, the United Kingdom and Brazil have been developing policies for the implementation of Industry 4.0. However, the adequacy and implementation of Industry 4.0 technologies can be difficult for both industry representatives and countries. In this research, the advantages and barriers in implementing of Industry 4.0 were expressed. In addition, Industry 4.0 and its main features have been explained.
{"title":"Endüstri 4.0'ın Uygulanmasındaki Avantajlar ve Engeller ve Endüstri 4.0'ın Temel Özellikleri","authors":"Yusuf Ersoy","doi":"10.23834/isrjournal.1122471","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1122471","url":null,"abstract":"Since the publication of the term \"Industry 4.0\" in 2011, the digital transformation required by Industry 4.0 has immediately attracted the attention of industrialists and governments around the world. Majority of the countries around the world are dealing with the difficulty of producing more goods from limited and consumed natural resources to meet the ever-increasing consumer demand worldwide with the first industrial revolution in the 18th century due to environmental and vital issues. Therefore, the sustainability impacts of Industry 4.0 and the way it contributes to sustainable economic, environmental and social development are getting more and more attention. Nowadays, Industry 4.0 is about digitalization in all industrial and consumer markets, from smart production systems to all distribution channels. Industry 4.0 digital transformation involves the digitization and integration of the entire value chain of the product life cycle. Industry 4.0 is a technological concept that contributes to the sustainability of businesses in today's conditions. Industry 4.0 changes the organization, business models, products, supply chain and strategies of companies. Industry 4.0 enables businesses to be more agile and flexible by integrating people, machines and data. Nowadays, countries such as Germany, the United States of America, India, China, Japan, the United Kingdom and Brazil have been developing policies for the implementation of Industry 4.0. However, the adequacy and implementation of Industry 4.0 technologies can be difficult for both industry representatives and countries. In this research, the advantages and barriers in implementing of Industry 4.0 were expressed. In addition, Industry 4.0 and its main features have been explained.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"110 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127549529","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-07DOI: 10.23834/isrjournal.1166089
Selcen SARI AYTEKİN
The aim of this study is to reveal the development and trends of academic literature examining the board of directors with agency theory perspective, and thus to contribute to the literature and researchers who aim to do research on this subject. For this purpose, a search was conducted by using the keywords "agency theory", "board of directors", "board structure", "board composition", "board characteristic" and "CEO duality" in the Scopus database. As a result of the search, a total of 573 studies in business, management and accounting fields which were conducted between 1992-2022 constituted the research sample. The data set obtained from this sample was analyzed in “biblioshiny” application in the RStudio program. Analysis results reveal that the development of field is provided through articles, and the most frequently used keywords are "corporate governance", "agency theory" and "board of director". Also, the results indicate that the most cited publications put their journals at the top of the most cited journals list. Thematic map, on the other hand, reveals that even efforts to combine stewardship theory and resource dependence theory with agency theory have limited importance for the development of the field.
{"title":"Bibliometric Analysis of Researches Examining Board of Directors with Agency Theory Perspective","authors":"Selcen SARI AYTEKİN","doi":"10.23834/isrjournal.1166089","DOIUrl":"https://doi.org/10.23834/isrjournal.1166089","url":null,"abstract":"The aim of this study is to reveal the development and trends of academic literature examining the board of directors with agency theory perspective, and thus to contribute to the literature and researchers who aim to do research on this subject. For this purpose, a search was conducted by using the keywords \"agency theory\", \"board of directors\", \"board structure\", \"board composition\", \"board characteristic\" and \"CEO duality\" in the Scopus database. As a result of the search, a total of 573 studies in business, management and accounting fields which were conducted between 1992-2022 constituted the research sample. The data set obtained from this sample was analyzed in “biblioshiny” application in the RStudio program. Analysis results reveal that the development of field is provided through articles, and the most frequently used keywords are \"corporate governance\", \"agency theory\" and \"board of director\". Also, the results indicate that the most cited publications put their journals at the top of the most cited journals list. Thematic map, on the other hand, reveals that even efforts to combine stewardship theory and resource dependence theory with agency theory have limited importance for the development of the field.","PeriodicalId":274866,"journal":{"name":"The Journal of International Scientific Researches","volume":"75 1-2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120918007","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}