The study examines the phenomenon of individualization of labour, which has increased with the concept of digital capitalism. The principal argument of the study is that the individualization of labour has increased with digital capitalism; this phenomenon can be examined with the increase of remote working. First, the importance of digital capitalism to capitalism is questioned. Is digital capitalism the occurrence of capitalism in digital spaces? Is digital capitalism a new era of capitalism? Although the individualization of labour is a concept emphasized by Manuel Castells, it needs to be examined in depth. Is isolation meant by the individualization of labour, or is the emphasis on the processes of non-unionization? With the answers to these questions, the phenomenon of individualization of labour is examined through the example of remote work. Remote work is concentrated in the service area, which can be expressed as the sector where digital capitalism is experiencing. In this sense, remote work is a useful example to understand both digital capitalism and the phenomenon of individualization of labour.
{"title":"Digital Capitalism and Individualization of Labour: The Case of Remote Work","authors":"Ö. Yilmaz","doi":"10.53048/johass.1266236","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1266236","url":null,"abstract":"The study examines the phenomenon of individualization of labour, which has increased with the concept of digital capitalism. The principal argument of the study is that the individualization of labour has increased with digital capitalism; this phenomenon can be examined with the increase of remote working. First, the importance of digital capitalism to capitalism is questioned. Is digital capitalism the occurrence of capitalism in digital spaces? Is digital capitalism a new era of capitalism? Although the individualization of labour is a concept emphasized by Manuel Castells, it needs to be examined in depth. Is isolation meant by the individualization of labour, or is the emphasis on the processes of non-unionization? With the answers to these questions, the phenomenon of individualization of labour is examined through the example of remote work. Remote work is concentrated in the service area, which can be expressed as the sector where digital capitalism is experiencing. In this sense, remote work is a useful example to understand both digital capitalism and the phenomenon of individualization of labour.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134028435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Avrupa Ülkelerinde göçmenlere özel olarak farklı farklı dillerde hazırlanmış olan sağlık rehberleri bulunmaktadır. Bu rehberler hastane içi yönlendirmeleri ve önemli bilgileri kısaca anlatmakta ve göçmenleri ihtiyaç duydukları adreslere yönlendirmektedir. Yürütmekte oldukları göçmenlere özgü doğuma hazırlık sınıfları, danışmanlık birimleri ve bilgilendirme broşürleri bulunmaktadır. Danışmanlık birimlerinde gebelik öncesi bakımdan postpartum depresyona kadar her türlü konuda danışmanlık hizmeti alınmaktadır. Genellikle ebelerin açmış oldukları ve belediye destekli olan danışmanlık merkezlerinde çeviri hatalarına engel olmak amaçlı kültürlerarası tercümanlar ve kendi dillerinde danışmanlık hizmeti alabilecekleri telefon hatları bulunmaktadır. Bu makalede dünyada ve Türkiye‘de göçmen kadınlara yönelik yürütülen gebe okulu örneklerinin literatür doğrultusunda incelenmesi amaçlanmıştır. Türkiye'de ise 2017 yılından itibaren bazı devlet hastanelerinde göçmen kadınlara ebeler eşliğinde Arapça ardıl çeviri ile gebe okulu eğitimi verilmeye başlandı. Ancak ne yazık ki bu eğitimler pandemi kısıtlamaları nedeniyle kesintiye uğradı. Göçmenlere yönelik mevcut sosyal yardım ve ödeneklerin artırılması, göçmenlerin sağlık okuryazarlığının artırılmasına yönelik bilinçlendirme eğitimlerinin verilmesi ve göçmen kadınların doğum bakımı hizmetlerine uygun erişimlerinin sağlanması ile göçmen dostu hizmetlerdeki eksikliğin giderilebileceği düşünülmektedir. Bu derlemede, dünyada ve Türkiye'de göçmen kadınlara yönelik devam eden doğum eğitimi kursları örneklerinin literatür doğrultusunda incelenmesi amaçlanmıştır.
{"title":"Dünyada ve Türkiye‘de Göçmen Kadınlara Yönelik Yürütülen Gebe Okulu Örnekleri: Literatür İncelemesi","authors":"Hande Yağcan, Dilek Bi̇lgi̇ç, Zulal Soylu","doi":"10.53048/johass.1143550","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1143550","url":null,"abstract":"Avrupa Ülkelerinde göçmenlere özel olarak farklı farklı dillerde hazırlanmış olan sağlık rehberleri bulunmaktadır. Bu rehberler hastane içi yönlendirmeleri ve önemli bilgileri kısaca anlatmakta ve göçmenleri ihtiyaç duydukları adreslere yönlendirmektedir. Yürütmekte oldukları göçmenlere özgü doğuma hazırlık sınıfları, danışmanlık birimleri ve bilgilendirme broşürleri bulunmaktadır. Danışmanlık birimlerinde gebelik öncesi bakımdan postpartum depresyona kadar her türlü konuda danışmanlık hizmeti alınmaktadır. Genellikle ebelerin açmış oldukları ve belediye destekli olan danışmanlık merkezlerinde çeviri hatalarına engel olmak amaçlı kültürlerarası tercümanlar ve kendi dillerinde danışmanlık hizmeti alabilecekleri telefon hatları bulunmaktadır. Bu makalede dünyada ve Türkiye‘de göçmen kadınlara yönelik yürütülen gebe okulu örneklerinin literatür doğrultusunda incelenmesi amaçlanmıştır. Türkiye'de ise 2017 yılından itibaren bazı devlet hastanelerinde göçmen kadınlara ebeler eşliğinde Arapça ardıl çeviri ile gebe okulu eğitimi verilmeye başlandı. Ancak ne yazık ki bu eğitimler pandemi kısıtlamaları nedeniyle kesintiye uğradı. Göçmenlere yönelik mevcut sosyal yardım ve ödeneklerin artırılması, göçmenlerin sağlık okuryazarlığının artırılmasına yönelik bilinçlendirme eğitimlerinin verilmesi ve göçmen kadınların doğum bakımı hizmetlerine uygun erişimlerinin sağlanması ile göçmen dostu hizmetlerdeki eksikliğin giderilebileceği düşünülmektedir. Bu derlemede, dünyada ve Türkiye'de göçmen kadınlara yönelik devam eden doğum eğitimi kursları örneklerinin literatür doğrultusunda incelenmesi amaçlanmıştır.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124306932","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada çevrimiçi fen dersinde Web 2.0 araçlarının kullanımının ortaokul öğrencilerinin 21.yy becerilerine etkisi incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 7. sınıfta öğrenim gören 8 kız ve 6 erkek olmak üzere 14 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmaya katılacak öğrencilerin seçiminde kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada ünite konuları çevrimiçi ortamda web 2.0 araçları kullanılarak işlenmiştir. Çalışma toplamda 6 hafta sürmüştür ve uygulama süresince öğrencilere her hafta farklı bir Web 2.0 aracı tanıtılmış ve uygulanmıştır. Araştırmanın modeli nicel ve nitel yöntemlerin bir arada olduğu karma modeldir. Bu doğrultuda araştırmada nicel veri toplama aracı olarak Gülen & Çakır (2013) tarafından geliştirilen “21. Yüzyıl Öğrenme Becerilerinin Düzeyi Envanteri”, nitel veri toplama aracı olarak ise araştırmacı tarafından geliştirilen “21. Yüzyıl Becerileri Açık Uçlu Soru Formu” ve 21. Yüzyıl becerilerinin gelişimini belirlemek için “Sınıf Gözlem Formu” uygulanmıştır. Elde edilen nicel verilerin analizinde SPSS programı, nitel verilerin analizinde ise içerik analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda 21.yy becerilerine yönelik yapılan ön test ve son test sonucunda son test lehine anlamlı bir farklılık olduğuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin 21.yy öğrenme ve yenilenme becerileri, liderlik ve sorumluluk, problem çözme, medya ve teknoloji okuryazarlığı, iletişim, iş birliği, girişimcilik ve üreticilik temalarında olumlu yönde gelişme gösterdiğine ulaşılmıştır.
{"title":"Web 2.0 araçları ile gerçekleştirilen çevrimiçi fen eğitimi ile ortaokul öğrencilerinin 21.yy becerilerini geliştirme*","authors":"Hacer Efe, Hatice Turan, Ünsal Umdu Topsakal","doi":"10.53048/johass.1181010","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1181010","url":null,"abstract":"Bu çalışmada çevrimiçi fen dersinde Web 2.0 araçlarının kullanımının ortaokul öğrencilerinin 21.yy becerilerine etkisi incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 7. sınıfta öğrenim gören 8 kız ve 6 erkek olmak üzere 14 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmaya katılacak öğrencilerin seçiminde kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada ünite konuları çevrimiçi ortamda web 2.0 araçları kullanılarak işlenmiştir. Çalışma toplamda 6 hafta sürmüştür ve uygulama süresince öğrencilere her hafta farklı bir Web 2.0 aracı tanıtılmış ve uygulanmıştır. Araştırmanın modeli nicel ve nitel yöntemlerin bir arada olduğu karma modeldir. Bu doğrultuda araştırmada nicel veri toplama aracı olarak Gülen & Çakır (2013) tarafından geliştirilen “21. Yüzyıl Öğrenme Becerilerinin Düzeyi Envanteri”, nitel veri toplama aracı olarak ise araştırmacı tarafından geliştirilen “21. Yüzyıl Becerileri Açık Uçlu Soru Formu” ve 21. Yüzyıl becerilerinin gelişimini belirlemek için “Sınıf Gözlem Formu” uygulanmıştır. Elde edilen nicel verilerin analizinde SPSS programı, nitel verilerin analizinde ise içerik analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda 21.yy becerilerine yönelik yapılan ön test ve son test sonucunda son test lehine anlamlı bir farklılık olduğuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin 21.yy öğrenme ve yenilenme becerileri, liderlik ve sorumluluk, problem çözme, medya ve teknoloji okuryazarlığı, iletişim, iş birliği, girişimcilik ve üreticilik temalarında olumlu yönde gelişme gösterdiğine ulaşılmıştır.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127175636","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Considering that the revenues of the five most important leagues in Europe reached 15.6 billion euros in the 2020-2021 season (Deloitte, 2022), it is clear that the competition in football, whose global economic weight is gradually increasing, is no longer just limited to the sporting field but has expanded to include financial and marketing efforts. The concept of "token" is taken as a tool that can display fan-oriented experiential and financial efforts combined in the context of current developments, which will be seen as the reflection of the digitization process on football. This study analyzes the activities of 'fan tokens' belonging to thirty-six different football clubs listed on the coinmarketcap.com crypto asset instant information platform, in terms of market value, 90-day return, change from the highest value (1 Year), number of exchanges traded and watchlist. (watch list)”, it aims to analyze by using Entropy in the determination of criterion weights and WASPAS methods in the multi-criteria decision-making process. The global reach of the football economy and the extent of the audience it appeals to reveal the necessity of studies to be carried out in the relevant field. Therefore, as a result of this study, which was prepared with the aim of contributing to the literature for current practices, the fan token with the highest efficiency value belongs to the 'Paris Saint-Germain' club, and the related club is followed by the 'Lazio' and 'Santos' clubs; it has been determined that the club with the lowest efficiency value is 'Bayer 04 Leverkusen'.
{"title":"Fan Tokens as A Financial Source and Digital Marketing Tool in Football: An Analysis with The Entropy-Based Waspas Method","authors":"M. Demirtaş, Çağatay Orçun","doi":"10.53048/johass.1171417","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1171417","url":null,"abstract":"Considering that the revenues of the five most important leagues in Europe reached 15.6 billion euros in the 2020-2021 season (Deloitte, 2022), it is clear that the competition in football, whose global economic weight is gradually increasing, is no longer just limited to the sporting field but has expanded to include financial and marketing efforts. The concept of \"token\" is taken as a tool that can display fan-oriented experiential and financial efforts combined in the context of current developments, which will be seen as the reflection of the digitization process on football. This study analyzes the activities of 'fan tokens' belonging to thirty-six different football clubs listed on the coinmarketcap.com crypto asset instant information platform, in terms of market value, 90-day return, change from the highest value (1 Year), number of exchanges traded and watchlist. (watch list)”, it aims to analyze by using Entropy in the determination of criterion weights and WASPAS methods in the multi-criteria decision-making process. The global reach of the football economy and the extent of the audience it appeals to reveal the necessity of studies to be carried out in the relevant field. Therefore, as a result of this study, which was prepared with the aim of contributing to the literature for current practices, the fan token with the highest efficiency value belongs to the 'Paris Saint-Germain' club, and the related club is followed by the 'Lazio' and 'Santos' clubs; it has been determined that the club with the lowest efficiency value is 'Bayer 04 Leverkusen'.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"110 9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121746875","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çocuk işçiliği, günümüzde yaygın olan toplumsal bir sorundur. Çözümü için kısa ve uzun vadeli politikalar geliştirilmektedir. Kısa vadeli hedef mevcut durumu iyileştirmek ve iş sağlığı ve güvenliği (İSG) açısından daha uygun hale getirmek iken, uzun vadeli hedef ise bu sorunu tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu kapsamda; Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2020 yılı verileri kullanılarak çocuk işçiliğine ilişkin istatistiksel hesaplamalar yapılmıştır. Yedi başlık altında risk analiz tabloları hazırlanarak Türkiye'nin mevcut durumu hakkında genel bir çerçeve oluşturulmuştur. Çocuk işçiliğinin, yapılan işin türüne, yaşa ve cinsiyete, bağımsız veya aileleriyle birlikte çalışıp çalışmamalarına bağlı olarak birçok şekil aldığı tespit edilmiştir. Çalışan erkeklerin sayısının çalışan kızların sayısından fazla olduğu ve erkeklerin daha fazla iş kazasına maruz kalmalarının sebebinin ise sanayide daha fazla çalışmaları nedeniyle olduğu görülmüştür. Araştırmada sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) kayıtlı çocuk işçilerin incelenmiştir. Bu çocukların korunması için yasal düzenlemeler yapılarak İSG açısından daha güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması ve kayıt dışı çalışan çocukların Türkiye için toplumsal bir sorun olmaması hedeflenmelidir. Bu amaçlar doğrultusunda araştırmanın sonuçları değerlendirilmiş, Türkiye'de çocuk işçiliğinin ve iş güvenliğinin sağlanması konusunda yapılması gerekenler ve çözüm önerileri sunulmuştur.
{"title":"Perspective on Child Labor Situation in terms of Occupational Health and Safety: The Case of Turkey","authors":"Kaan Koçali","doi":"10.53048/johass.1062934","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1062934","url":null,"abstract":"Çocuk işçiliği, günümüzde yaygın olan toplumsal bir sorundur. Çözümü için kısa ve uzun vadeli politikalar geliştirilmektedir. Kısa vadeli hedef mevcut durumu iyileştirmek ve iş sağlığı ve güvenliği (İSG) açısından daha uygun hale getirmek iken, uzun vadeli hedef ise bu sorunu tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu kapsamda; Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2020 yılı verileri kullanılarak çocuk işçiliğine ilişkin istatistiksel hesaplamalar yapılmıştır. Yedi başlık altında risk analiz tabloları hazırlanarak Türkiye'nin mevcut durumu hakkında genel bir çerçeve oluşturulmuştur. Çocuk işçiliğinin, yapılan işin türüne, yaşa ve cinsiyete, bağımsız veya aileleriyle birlikte çalışıp çalışmamalarına bağlı olarak birçok şekil aldığı tespit edilmiştir. Çalışan erkeklerin sayısının çalışan kızların sayısından fazla olduğu ve erkeklerin daha fazla iş kazasına maruz kalmalarının sebebinin ise sanayide daha fazla çalışmaları nedeniyle olduğu görülmüştür. Araştırmada sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) kayıtlı çocuk işçilerin incelenmiştir. Bu çocukların korunması için yasal düzenlemeler yapılarak İSG açısından daha güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması ve kayıt dışı çalışan çocukların Türkiye için toplumsal bir sorun olmaması hedeflenmelidir. Bu amaçlar doğrultusunda araştırmanın sonuçları değerlendirilmiş, Türkiye'de çocuk işçiliğinin ve iş güvenliğinin sağlanması konusunda yapılması gerekenler ve çözüm önerileri sunulmuştur.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127554993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yapay zeka (YZ) ve diğer tamamlayıcı yeni ortaya çıkan yenilikçi teknolojilerin yardımıyla birçok insani sistem darboğazlarını aşılabilir. Kaynakların yetersiz olduğu ortamlara göre uyarlanmış YZ araçlarının geliştirilmesine yönelik araştırma ve yatırım, küresel refahı iyileştirmek için YZ’nin tüm potansiyelinin gerçekleştirilmesini hızlandıracaktır. YZ algoritmalarının ve makine öğrenimi tekniklerinin, verimlilik ve etkililik üzerindeki etkileri nedeniyle insani yardım operasyonlarında gerekli hale geldiği tartışılmaktadır. Makale ayrıca, AI'nın IFRC gibi insani yardım aktörlerini destekleme potansiyeline sahip olduğunu iddia ediyor ve etik konular ve mahremiyet endişeleriyle ilgili olanlar da dahil olmak üzere mevcut risklerin, insanlığın pahasına konuşlandırılmaması için ele alınması gerektiğini tavsiye ediyor. İnsani yardım süreçlerinde ihtiyaç belirleme, tahmin, yöntem belirleme, saha izleme, denetleme, raporlama gibi kritik konuların yenilikçi teknoloji ile nispeten daha az kaynak ayrılarak gerçekleştirileceği iddiasıyla bu doğrultuda çeşitli analizler ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu nedenle ilgili kurumlar tarafından harcanan insani yardım fonlarının pratik ve verimli kullanımı kritik bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada, AI'nın insani yardıma uygulanabilirliği, IRFC Türkiye tarafından yürütülen Acil Sosyal Güvenlik Ağı (SUY) programı kapsamında teknik yeterlilik açısından değerlendirilmektedir.
{"title":"A review on Risk Reduction Potentials of Artificial Intelligence in Humanitarian Aid Sector","authors":"Ahmet Efe","doi":"10.53048/johass.1189814","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1189814","url":null,"abstract":"Yapay zeka (YZ) ve diğer tamamlayıcı yeni ortaya çıkan yenilikçi teknolojilerin yardımıyla birçok insani sistem darboğazlarını aşılabilir. Kaynakların yetersiz olduğu ortamlara göre uyarlanmış YZ araçlarının geliştirilmesine yönelik araştırma ve yatırım, küresel refahı iyileştirmek için YZ’nin tüm potansiyelinin gerçekleştirilmesini hızlandıracaktır. YZ algoritmalarının ve makine öğrenimi tekniklerinin, verimlilik ve etkililik üzerindeki etkileri nedeniyle insani yardım operasyonlarında gerekli hale geldiği tartışılmaktadır. Makale ayrıca, AI'nın IFRC gibi insani yardım aktörlerini destekleme potansiyeline sahip olduğunu iddia ediyor ve etik konular ve mahremiyet endişeleriyle ilgili olanlar da dahil olmak üzere mevcut risklerin, insanlığın pahasına konuşlandırılmaması için ele alınması gerektiğini tavsiye ediyor. İnsani yardım süreçlerinde ihtiyaç belirleme, tahmin, yöntem belirleme, saha izleme, denetleme, raporlama gibi kritik konuların yenilikçi teknoloji ile nispeten daha az kaynak ayrılarak gerçekleştirileceği iddiasıyla bu doğrultuda çeşitli analizler ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu nedenle ilgili kurumlar tarafından harcanan insani yardım fonlarının pratik ve verimli kullanımı kritik bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada, AI'nın insani yardıma uygulanabilirliği, IRFC Türkiye tarafından yürütülen Acil Sosyal Güvenlik Ağı (SUY) programı kapsamında teknik yeterlilik açısından değerlendirilmektedir.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115385016","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Jeanette Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti (1989) adlı eseri, epistemolojik ataerkil dile ve doğrusal zamansallığa alternatif olarak epistemofilik dil ve dairesel bir zaman yapısı kullanarak feminist bir tarih yorumu sunar. Romanda epistemofilik dil, tarihin döngüsel, akışkan ve sürekli olduğunu ve özel ve kamusal tarihler veya geçmiş, şimdi ve gelecek arasında katı ayrımlar olmadığını savunmak için kullanılır. Winterson, dişillikle ilişkilendirilen özel alan ile erillikle ilişkilendirilen kamusal alan arasındaki hiyerarşiyi ortadan kaldırmak için karakterlerin kişisel geçmişlerini kamusal tarih içinde ele alır. Ayrıca, her karakter tarihi kendi bakış açılarından yeniden yorumlayıp değerlendirdiği için tarihi öznel bir kavram olarak tasvir eder. Baskın epistemolojilerden ayrılan karakterler, tarihe öznel, feminen bir açıdan bakarak tarihin öznelliğini vurgularlar. Bu çalışma, epistemofili ve kadının zamansallığı üzerine yapılan tartışmalar ışığında, esas olarak Julia Kristeva'nın argümanlarına atıfta bulunarak, Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti adlı eserinin tarihi, şimdiye ve geleceğe uzanan geçmişin öznel bir yeniden yaratımı olarak tanımlayarak, tekilliği ve doğrusal zamansallığı destekleyen ataerkil epistemolojik dile karşı çıktığını göstermeyi amaçlar.
{"title":"Epistemophily and Women’s Temporality in Jeanette Winterson’s Sexing the Cherry","authors":"Sebnem H. B. Düzgün","doi":"10.53048/johass.1131417","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1131417","url":null,"abstract":"Jeanette Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti (1989) adlı eseri, epistemolojik ataerkil dile ve doğrusal zamansallığa alternatif olarak epistemofilik dil ve dairesel bir zaman yapısı kullanarak feminist bir tarih yorumu sunar. Romanda epistemofilik dil, tarihin döngüsel, akışkan ve sürekli olduğunu ve özel ve kamusal tarihler veya geçmiş, şimdi ve gelecek arasında katı ayrımlar olmadığını savunmak için kullanılır. Winterson, dişillikle ilişkilendirilen özel alan ile erillikle ilişkilendirilen kamusal alan arasındaki hiyerarşiyi ortadan kaldırmak için karakterlerin kişisel geçmişlerini kamusal tarih içinde ele alır. Ayrıca, her karakter tarihi kendi bakış açılarından yeniden yorumlayıp değerlendirdiği için tarihi öznel bir kavram olarak tasvir eder. Baskın epistemolojilerden ayrılan karakterler, tarihe öznel, feminen bir açıdan bakarak tarihin öznelliğini vurgularlar. Bu çalışma, epistemofili ve kadının zamansallığı üzerine yapılan tartışmalar ışığında, esas olarak Julia Kristeva'nın argümanlarına atıfta bulunarak, Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti adlı eserinin tarihi, şimdiye ve geleceğe uzanan geçmişin öznel bir yeniden yaratımı olarak tanımlayarak, tekilliği ve doğrusal zamansallığı destekleyen ataerkil epistemolojik dile karşı çıktığını göstermeyi amaçlar.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114062873","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Due to the COVID-19 pandemic crisis, higher education unexpectedly turned-on an online distance learning. It is expected that this situation would have an influence on the subjective well-being of emerging adults’ university students. Based on this assumption, in this study, we investigated the coronavirus anxiety and subjective well-being of the native Turkish-speaking, emerging adults’ university students according to some of sociodemographic variables in order to detect a situation and make an intervention plan in the COVID-19 pandemic crisis. The study was conducted with N = 220 (113 women and 97 men) the native Turkish-speaking emerging adults from different parts of Turkey and Northern Cyprus (The island of Cyprus is located in the Eastern Mediterranean, south of Turkey) universities. Data was collected via an online survey package of The Socio-demographical Information Form, The Subjective Well-Being Scale, and The Coronavirus Anxiety Scale. As the subjective well-being level of emerging adults who are participating in this study increases, coronavirus anxiety decreased during the COVID-19 pandemic process. This study offers suggestions for the intervention plans that can be made to increase the subjective well-being of emerging adults in higher education during the COVID-19 crisis and in the new normal. Thus, the practitioners who are working with emerging adults at higher educations are recommended to consider these study results (e.g., the importance of social support during the pandemic process, the duration of quarantine, psychiatric diagnoses) in their subjective well-being studies for this group.
{"title":"Beliren Yetişkinlerin Korona Virus Kaygısı ve Öznel İyi Oluşunun Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi","authors":"Şerife Özbiler, Hakan Demi̇rel","doi":"10.53048/johass.1067438","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1067438","url":null,"abstract":"Due to the COVID-19 pandemic crisis, higher education unexpectedly turned-on an online distance learning. It is expected that this situation would have an influence on the subjective well-being of emerging adults’ university students. Based on this assumption, in this study, we investigated the coronavirus anxiety and subjective well-being of the native Turkish-speaking, emerging adults’ university students according to some of sociodemographic variables in order to detect a situation and make an intervention plan in the COVID-19 pandemic crisis. The study was conducted with N = 220 (113 women and 97 men) the native Turkish-speaking emerging adults from different parts of Turkey and Northern Cyprus (The island of Cyprus is located in the Eastern Mediterranean, south of Turkey) universities. Data was collected via an online survey package of The Socio-demographical Information Form, The Subjective Well-Being Scale, and The Coronavirus Anxiety Scale. As the subjective well-being level of emerging adults who are participating in this study increases, coronavirus anxiety decreased during the COVID-19 pandemic process. This study offers suggestions for the intervention plans that can be made to increase the subjective well-being of emerging adults in higher education during the COVID-19 crisis and in the new normal. Thus, the practitioners who are working with emerging adults at higher educations are recommended to consider these study results (e.g., the importance of social support during the pandemic process, the duration of quarantine, psychiatric diagnoses) in their subjective well-being studies for this group.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128920631","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Medyanın, sosyal ve kültürel statüyü korumanın ve onun devamını sağlamanın yanı sıra değişim için de kullanabilecek bir yönü vardır. Televizyon reklamları gibi birçok kişiye ulaşma gücü olan araçlar vasıtasıyla medyanın, kadının ev ve aileye ilişkin rolünün önceliğini vurgulayan basmakalıp imgeler kullandığı bilinmektedir. Bu çalışma, hurriyetemlak.com internet sitesinin televizyon reklam sersinin eleştirel söylem analizini, reklamda yansıtılan kadınlara ve erkeklere verilen rolleri irdeleyerek yapmayı amaçlamaktadır. Öncelikle, çalışmanın teorik çerçevesi ana hatlarıyla belirtilmiştir. Eleştirel söylem çözümlemesi ve medya söylemi gibi söylem analiziyle ilgili anahtar kavramlar tanımlanmış ve eleştirel söylem analizi yapmak için kullanılan Fairclough’un üç basamaklı taslağı açıklanmıştır. Daha sonra cinsiyet rolleri ve reklamcılık konuları incelenmiştir. Son olarak da hurriyetemlak.com internet sitesinin reklam serisinin eleştirel söylem analizi yapılmıştır. Çalışmanın bulguları, reklam serisinde, geleneksel cinsiyet rollerine dair klişelerin bulunduğunu göstermiştir. Ayrıca, seride, bir kadının toplumda saygı görebilmesi için evli olması ve ev işlerinden sorumlu olması gerekliliğinin öneminin vurgulandığı görülmüştür.
{"title":"Türkiye’de bir Televizyon Reklamı Serisinde Cinsiyet rollerinin Temsili: Eleştirel Söylem Analizi","authors":"Meltem Yilmaz, H. S. SARAÇ DURGUN","doi":"10.53048/johass.1020837","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.1020837","url":null,"abstract":"Medyanın, sosyal ve kültürel statüyü korumanın ve onun devamını sağlamanın yanı sıra değişim için de kullanabilecek bir yönü vardır. Televizyon reklamları gibi birçok kişiye ulaşma gücü olan araçlar vasıtasıyla medyanın, kadının ev ve aileye ilişkin rolünün önceliğini vurgulayan basmakalıp imgeler kullandığı bilinmektedir. Bu çalışma, hurriyetemlak.com internet sitesinin televizyon reklam sersinin eleştirel söylem analizini, reklamda yansıtılan kadınlara ve erkeklere verilen rolleri irdeleyerek yapmayı amaçlamaktadır. Öncelikle, çalışmanın teorik çerçevesi ana hatlarıyla belirtilmiştir. Eleştirel söylem çözümlemesi ve medya söylemi gibi söylem analiziyle ilgili anahtar kavramlar tanımlanmış ve eleştirel söylem analizi yapmak için kullanılan Fairclough’un üç basamaklı taslağı açıklanmıştır. Daha sonra cinsiyet rolleri ve reklamcılık konuları incelenmiştir. Son olarak da hurriyetemlak.com internet sitesinin reklam serisinin eleştirel söylem analizi yapılmıştır. Çalışmanın bulguları, reklam serisinde, geleneksel cinsiyet rollerine dair klişelerin bulunduğunu göstermiştir. Ayrıca, seride, bir kadının toplumda saygı görebilmesi için evli olması ve ev işlerinden sorumlu olması gerekliliğinin öneminin vurgulandığı görülmüştür.","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131634370","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Opinions of School Administrators about the Transition System to Secondary Education","authors":"İbrahim Gül, İslam Şi̇mşek","doi":"10.53048/johass.996491","DOIUrl":"https://doi.org/10.53048/johass.996491","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":309467,"journal":{"name":"İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128610228","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}