Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1173544
Pelin Yolcu, Hasan Çi̇ftçi̇
There are many studies in the literature that investigate the effects of cartoons on children and their functions. Cartoons are also essential visual elements in conveying narratives and cultures from the past to the present. The aim of this study, which examines the role of cartoons in transmitting historical places to the next generations, is to introduce the historical places in the Istanbul Guards cartoon and to create historical awareness in children. This study, which was designed using the content analysis method, was structured as a case study to make an in-depth analysis. While the episodes of Istanbul's Guards, one of the children's favourite cartoons and broadcast on TRT Children's channel, constitute the research sample, the data were obtained and analyzed through document analysis. The research were examined eight episodes of the cartoon "The Guardians of Istanbul". As a result, it has been tried to be revealed with this study that historic places can be transferred to children with cartoons and that cartoons can play an active role in creating historical awareness, especially in children.
{"title":"The Use Of Cartoons In The Transfering Historical Places To Children: The Example Of Istanbul Guards","authors":"Pelin Yolcu, Hasan Çi̇ftçi̇","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1173544","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1173544","url":null,"abstract":"There are many studies in the literature that investigate the effects of cartoons on children and their functions. Cartoons are also essential visual elements in conveying narratives and cultures from the past to the present. The aim of this study, which examines the role of cartoons in transmitting historical places to the next generations, is to introduce the historical places in the Istanbul Guards cartoon and to create historical awareness in children. This study, which was designed using the content analysis method, was structured as a case study to make an in-depth analysis. While the episodes of Istanbul's Guards, one of the children's favourite cartoons and broadcast on TRT Children's channel, constitute the research sample, the data were obtained and analyzed through document analysis. The research were examined eight episodes of the cartoon \"The Guardians of Istanbul\". As a result, it has been tried to be revealed with this study that historic places can be transferred to children with cartoons and that cartoons can play an active role in creating historical awareness, especially in children.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49284671","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1189842
Zeynep Ekmekçi̇
Halkla ilişkiler tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişim sonucunda hedef kitleyle kurduğu iletişimde güven ve insan ilişkileri bağlamında ağlar (network) önemli kavramlar haline gelmiştir. Bu bağlamda sosyal sermayeyi en genel anlamda en az iki kişisi arasında güvene dayalı kurulan ilişki biçimi olarak tanımlandığında sosyal sermaye hedef kitleyle kurulan iletişimde önemli bir aracı olabilir. Yine benzer bir biçimde halkla ilişkiler ve sosyal sermaye benzer retorikleri kullanmaktadır. Örneğin halkla ilişkilerde köprü kuruculuk ve anlam inşası kavramı sosyal sermayenin köprü kurucu ve birleştirici olmasıyla benzer işlevleri taşımaktadır. Herhangi bir örgütte örgütün kendisine ve ortamlarına (paydaş/ hedef kitle) açık veya örtük bir biçimde birtakım önyargılar mevcuttur. Bu önyargılar kültürel bağlamdadır. Tam bu noktada sosyal sermayeden bahsederken önyargılardan arınma ve yaşanılan çevre içerisinde ortak değerleri oluşturmadan söz edilebilir. Örgütlerinde toplumsal yapı içerisinde yaşayan canlı birer varlıkları olduğu kabulüyle sosyal sermaye kavramı örgütlerde halkla ilişkiler uygulayıcıları için önemli bir kavram olabilir. Araştırma konusu ile ilgili Türkçe alanyazın tarandığında benzer bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamda Halkla ilişkiler alanında sosyal sermaye konusunu irdelemek çalışmanın özgün tarafıdır. Bu nedenle çalışmada halkla ilişkiler açısından sosyal sermayenin alanyazında yeri ve önemi irdelenmektedir.
{"title":"Halkla İlişkiler ve Sosyal Sermayenin Ortak Bağlamları","authors":"Zeynep Ekmekçi̇","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1189842","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1189842","url":null,"abstract":"Halkla ilişkiler tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişim sonucunda hedef kitleyle kurduğu iletişimde güven ve insan ilişkileri bağlamında ağlar (network) önemli kavramlar haline gelmiştir. Bu bağlamda sosyal sermayeyi en genel anlamda en az iki kişisi arasında güvene dayalı kurulan ilişki biçimi olarak tanımlandığında sosyal sermaye hedef kitleyle kurulan iletişimde önemli bir aracı olabilir. Yine benzer bir biçimde halkla ilişkiler ve sosyal sermaye benzer retorikleri kullanmaktadır. Örneğin halkla ilişkilerde köprü kuruculuk ve anlam inşası kavramı sosyal sermayenin köprü kurucu ve birleştirici olmasıyla benzer işlevleri taşımaktadır. Herhangi bir örgütte örgütün kendisine ve ortamlarına (paydaş/ hedef kitle) açık veya örtük bir biçimde birtakım önyargılar mevcuttur. Bu önyargılar kültürel bağlamdadır. Tam bu noktada sosyal sermayeden bahsederken önyargılardan arınma ve yaşanılan çevre içerisinde ortak değerleri oluşturmadan söz edilebilir. Örgütlerinde toplumsal yapı içerisinde yaşayan canlı birer varlıkları olduğu kabulüyle sosyal sermaye kavramı örgütlerde halkla ilişkiler uygulayıcıları için önemli bir kavram olabilir. Araştırma konusu ile ilgili Türkçe alanyazın tarandığında benzer bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamda Halkla ilişkiler alanında sosyal sermaye konusunu irdelemek çalışmanın özgün tarafıdır. Bu nedenle çalışmada halkla ilişkiler açısından sosyal sermayenin alanyazında yeri ve önemi irdelenmektedir.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47069282","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1159037
Buket ÖKTEN SİPAHİOĞLU
Making hate speech on social media has started to reach great dimensions with the increase in internet usage and therefore social media users. Especially in recent years, the use of social media in a bureaucratic dimension has integrated the concept of social media diplomacy into our lives. Syrian refugees, who have been on Turkish territory for more than 10 years and most of them are still under temporary protection, have made Türkiye the country hosting the highest number of refugees in the world. After the civil war that started in their country, millions of Syrians came to Türkiye and settled in Türkiye. The population is constantly increasing with new births and there is an intense Syrian population presence, especially in some cities and regions. Therefore, anti-immigrant and anti-refugee discourses have started to increase in Türkiye, and social media has become an important channel for the dissemination of these discourses and the organization of these ideas. This study, in a descriptive way, defines hate speech and offers such discourse examples while explaining how Syrian immigrants, as the majority immigrant group, are subjected to hate speech on social media.
{"title":"The Effects Of Hate Speech On Social Media: The Case Of Syrian Refugees In Türkiye","authors":"Buket ÖKTEN SİPAHİOĞLU","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1159037","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1159037","url":null,"abstract":"Making hate speech on social media has started to reach great dimensions with the increase in internet usage and therefore social media users. Especially in recent years, the use of social media in a bureaucratic dimension has integrated the concept of social media diplomacy into our lives. Syrian refugees, who have been on Turkish territory for more than 10 years and most of them are still under temporary protection, have made Türkiye the country hosting the highest number of refugees in the world. After the civil war that started in their country, millions of Syrians came to Türkiye and settled in Türkiye. The population is constantly increasing with new births and there is an intense Syrian population presence, especially in some cities and regions. Therefore, anti-immigrant and anti-refugee discourses have started to increase in Türkiye, and social media has become an important channel for the dissemination of these discourses and the organization of these ideas. This study, in a descriptive way, defines hate speech and offers such discourse examples while explaining how Syrian immigrants, as the majority immigrant group, are subjected to hate speech on social media.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47247334","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1183539
Hilal Taşkin, Ayda SABUNCUOĞLU İNANÇ
It is observed that women have a series of roles that are positioned within the framework of beautiful and attractive adjectives in the traditional order of social structure and they do not have a life away from home. It has been seen that the identity elements of women have begun to change during the transition to the process of modernism. Within the scope of the study, the changes that the female identity has undergone from the traditional period to the present were analyzed through the female characters in animated films. Twenty posters of Disney and Hayao Miyazaki animated films made between 1984 and 2022 were analyzed by semiotics in the context of female identity construction. The answer to five basic questions were sought, which include the roles identified with women's identity in the posters, the imposition of beauty, the existence of environmental pressure elements on women, as well as the reflections of the change that women's identity has experienced until the postmodern period. According to the research results; over time, the representation of women in Disney animated posters has changed and the characters became more individualized women who pursue their freedom. Additionally, research results showed that Hayao Miyazaki's female characters in animated movies were not subjected to the imposition of beauty, did not need a male hero, and even had an identity structure in which they were positioned in the role of savior.
{"title":"Reflections of the Female Identity Constructions in Animation Movies: An Analysis on of Disney and Hayao Miyazaki Movies","authors":"Hilal Taşkin, Ayda SABUNCUOĞLU İNANÇ","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1183539","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1183539","url":null,"abstract":"It is observed that women have a series of roles that are positioned within the framework of beautiful and attractive adjectives in the traditional order of social structure and they do not have a life away from home. It has been seen that the identity elements of women have begun to change during the transition to the process of modernism. Within the scope of the study, the changes that the female identity has undergone from the traditional period to the present were analyzed through the female characters in animated films. Twenty posters of Disney and Hayao Miyazaki animated films made between 1984 and 2022 were analyzed by semiotics in the context of female identity construction. The answer to five basic questions were sought, which include the roles identified with women's identity in the posters, the imposition of beauty, the existence of environmental pressure elements on women, as well as the reflections of the change that women's identity has experienced until the postmodern period. According to the research results; over time, the representation of women in Disney animated posters has changed and the characters became more individualized women who pursue their freedom. Additionally, research results showed that Hayao Miyazaki's female characters in animated movies were not subjected to the imposition of beauty, did not need a male hero, and even had an identity structure in which they were positioned in the role of savior.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67980211","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1189243
Gokmen Durmus
This study explores how banking professionals of an Islamic bank interpret the communication processes in their organization. Moreover, it tries to discover the unseen side of organizational culture through exploring the gratitude culture of an Islamic bank. As Islamic banks are neglected in the sector, this research aimed to contribute to the literature with a case study. To realize this, the study leaned to an interpretivist research philosophy, adopted a qualitative approach, and took a fieldwork in Turkey. Thirty-one participants volunteered to participate in semi-structured in depth-interviews in 2017. Participants attended interviews from various cities including Istanbul, Bursa, Izmir, Kayseri, and Konya. Thematic analysis is applied to research material to catch patterns, create codes, and crystalize themes. After the analysis, two main themes evolved from the data topography. Those were; “No Gratitude Here” and “Yes but Not Enough” themes. The first theme revealed that there was no gratitude in the bank culture. This group hold the majority of interpretations. But the second group claimed that there was a gratitude culture but that was limited. For this reason, findings showed that the majority of the participants found gratitude in organization’s communication culture inadequate. Participants’ commitment was barely appreciated and this no gratitude policy was reflected to employees’ psychological mood negatively such as lack of motivation, feeling of worthlessness, anger, anxiety, sadness, and intend of leaving job.
{"title":"The Place Of Gratitude In An Islamic Bank’s Organizational Communication Culture","authors":"Gokmen Durmus","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1189243","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1189243","url":null,"abstract":"This study explores how banking professionals of an Islamic bank interpret the communication processes in their organization. Moreover, it tries to discover the unseen side of organizational culture through exploring the gratitude culture of an Islamic bank. As Islamic banks are neglected in the sector, this research aimed to contribute to the literature with a case study. To realize this, the study leaned to an interpretivist research philosophy, adopted a qualitative approach, and took a fieldwork in Turkey. Thirty-one participants volunteered to participate in semi-structured in depth-interviews in 2017. Participants attended interviews from various cities including Istanbul, Bursa, Izmir, Kayseri, and Konya. Thematic analysis is applied to research material to catch patterns, create codes, and crystalize themes. After the analysis, two main themes evolved from the data topography. Those were; “No Gratitude Here” and “Yes but Not Enough” themes. The first theme revealed that there was no gratitude in the bank culture. This group hold the majority of interpretations. But the second group claimed that there was a gratitude culture but that was limited. For this reason, findings showed that the majority of the participants found gratitude in organization’s communication culture inadequate. Participants’ commitment was barely appreciated and this no gratitude policy was reflected to employees’ psychological mood negatively such as lack of motivation, feeling of worthlessness, anger, anxiety, sadness, and intend of leaving job.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67980855","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1188274
Yektanurşin Duyan
Bir kent eğlencesi olan sinema, Mardin’de Halkevi Sineması (1938) aracılığıyla bilinir hale gelir, ellili yıllarda açılan özel sinemalar ile beraber kentin en önemli eğlencesi olur. Çalışmada 1960-1970’li yıllarda Mardinli kadınların sinema deneyimi, sinemaya gitme pratikleri derinlemesine görüşmelerle incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda Mardinli kadınlar için sinemanın kamusal mekâna çıkış anlamına geldiği görülmüştür. İncelenen dönemde gündelik hayatta kamusal alanda sık görünmeyen kadınlar için sinemanın sokağa çıkma, sosyalleşme ve görünür olmayla ilişkilendirildiği tespit edilirken, kadınlar matinesiyle cinsiyetlendirilmiş yarı kamusal/yarı özel mekân olan sinemanın ataerkilliği ve kentsel mekandaki eşitsizliği yeniden ürettiği saptanmıştır. 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra ülkedeki değişimler sinemaya da yansır. Darbe ve sonrasında yaşanan toplumsal olaylar, Türk sinemasının en önemli hedef kitlesi olan aile ve kadını sinemadan koparıp, sinema salonlarını homososyal mekanlar haline getirir. Bu değişim ve kopuş, Mardin’de de görülür, seksenli yıllardan sonra kadınlar sinemaya gitmeyi bırakır. Kentin önemli eğlence mekânı, kadınlar için yarı özel/yarı kamusal mekân olan sinemalar, kahvehanelere dönüştürülür.
这部电影是城市娱乐的一部分,在马尔丁被《人民电影》(1938)所熟知,是该市娱乐中最重要的部分,50年代开设了特别电影。在20世纪60年代至70年代,马尔丁利妇女研究电影,并深入实践研究电影。调查结果显示,马尔丁利的女性认为这部电影是公开的。在审判时,人们发现,不经常出现在公共生活中的女性与电影、社交和外表的街道有关,女性正在用自己的日场和城市的不平等来制造半公共/私人电影院的吸引力。9月12日之后,这个国家的变化反映在电影中。紧张之后发生的社会事件,是土耳其电影最重要的目标,将家庭和女人从电影中带走,并使电影成为一个同性恋的地方。这种变化,在Mardin身上看到,阻止了女性在六年后去看电影。Kentinönemli eğlence mekânı,kadınlar için yarıözel/yarı。
{"title":"“Sinema Bizler İçin Sokağa Açılan Bir Tüneldi”: 1960-1970’li Yıllarda Mardinli Kadınların Sinema Deneyimi Üzerine Bir İnceleme","authors":"Yektanurşin Duyan","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1188274","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1188274","url":null,"abstract":"Bir kent eğlencesi olan sinema, Mardin’de Halkevi Sineması (1938) aracılığıyla bilinir hale gelir, ellili yıllarda açılan özel sinemalar ile beraber kentin en önemli eğlencesi olur. Çalışmada 1960-1970’li yıllarda Mardinli kadınların sinema deneyimi, sinemaya gitme pratikleri derinlemesine görüşmelerle incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda Mardinli kadınlar için sinemanın kamusal mekâna çıkış anlamına geldiği görülmüştür. İncelenen dönemde gündelik hayatta kamusal alanda sık görünmeyen kadınlar için sinemanın sokağa çıkma, sosyalleşme ve görünür olmayla ilişkilendirildiği tespit edilirken, kadınlar matinesiyle cinsiyetlendirilmiş yarı kamusal/yarı özel mekân olan sinemanın ataerkilliği ve kentsel mekandaki eşitsizliği yeniden ürettiği saptanmıştır. 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra ülkedeki değişimler sinemaya da yansır. Darbe ve sonrasında yaşanan toplumsal olaylar, Türk sinemasının en önemli hedef kitlesi olan aile ve kadını sinemadan koparıp, sinema salonlarını homososyal mekanlar haline getirir. Bu değişim ve kopuş, Mardin’de de görülür, seksenli yıllardan sonra kadınlar sinemaya gitmeyi bırakır. Kentin önemli eğlence mekânı, kadınlar için yarı özel/yarı kamusal mekân olan sinemalar, kahvehanelere dönüştürülür.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47237442","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1187089
Ömer Özer
Bu çalışmada Gazeteci-Yazar Suat Derviş’in Çöken İstanbul isimli kitabında toplanan-röportajları betimlemeli olarak çözümlenmiştir. Röportajlar, 1930’lu yıllarda Cumhuriyet, Son Posta ve Tan gazetelerinde yayımlanmıştır. Çalışmada temel amaç, ilgili röportajların tanıtımını yapmak, özelliklerini ortaya çıkarmak ve gazetecilik türleriyle ilgisini kurmak olarak belirlenmiştir. Temel teze göre ise söz konusu röportajlar, röportajın ve bazı gazetecilik türlerinin özelliklerini taşımaktadır. Toplamda 7 bölümden oluşan ve diziler halinde yayımlanan 76 röportaj çözümlenmiştir. Elde edilen bazı sonuçlara göre, röportajlar, konu farklılığını sağlamakta, öznellik özelliğini taşımaktadır. Ayrıca sorun odaklı ve hareketli röportajlardır. Bunların yanı sıra, röportajlarda betimlemeli anlatım söz konusudur. Ayrıca röportajlar görgü tanıklığı gazeteciliği/haberciliği ve insan odaklı gazeteciliğe/haberciliğe denk gelmektedir. Çalışma yazarın Çöken İstanbul kitabındaki 76 röportajla sınırlıdır. Ancak röportajın Türkiye’de iletişim alanında tanınmasına katkı vereceği düşünülmektedir.
在这项研究中,一本名为《伊斯坦布尔》的书对记者作家进行了分析,该书发表在《水的解决》杂志上。上世纪30年代,记者发表在《最后的邮报》和《谭报》上。这项工作的主要目的是介绍采访,揭示采访的特点,并关注新闻的类型。基于选题,访谈、访谈和某些类型的新闻都是选题的特色。对76次访谈进行了分析,这些访谈分为七个部分,并在该系列中分发。从一些结果来看,面试能够在事情上做到差异化,发挥自己的特点。这个问题也是重点突出和感人的采访。Bunların yanısıra,röportajlarda betimlemeli anlatım söz konusudur。此外,访谈还涉及视觉报道/报道以及以人为中心的新闻报道/报道。这部作品的作者在伊斯坦布尔接受了76次采访。然而,这次采访被认为有助于确定土耳其的沟通领域。
{"title":"Bir Röportaj Ustası Yazar Suat Derviş’in Çöken İstanbul’undaki Röportajlarının Betimsel Çözümlemesi","authors":"Ömer Özer","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1187089","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1187089","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Gazeteci-Yazar Suat Derviş’in Çöken İstanbul isimli kitabında toplanan-röportajları betimlemeli olarak çözümlenmiştir. Röportajlar, 1930’lu yıllarda Cumhuriyet, Son Posta ve Tan gazetelerinde yayımlanmıştır. Çalışmada temel amaç, ilgili röportajların tanıtımını yapmak, özelliklerini ortaya çıkarmak ve gazetecilik türleriyle ilgisini kurmak olarak belirlenmiştir. Temel teze göre ise söz konusu röportajlar, röportajın ve bazı gazetecilik türlerinin özelliklerini taşımaktadır. Toplamda 7 bölümden oluşan ve diziler halinde yayımlanan 76 röportaj çözümlenmiştir. Elde edilen bazı sonuçlara göre, röportajlar, konu farklılığını sağlamakta, öznellik özelliğini taşımaktadır. Ayrıca sorun odaklı ve hareketli röportajlardır. Bunların yanı sıra, röportajlarda betimlemeli anlatım söz konusudur. Ayrıca röportajlar görgü tanıklığı gazeteciliği/haberciliği ve insan odaklı gazeteciliğe/haberciliğe denk gelmektedir. Çalışma yazarın Çöken İstanbul kitabındaki 76 röportajla sınırlıdır. Ancak röportajın Türkiye’de iletişim alanında tanınmasına katkı vereceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49651836","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1167066
Simge Ünlü, Lütfiye Yaşar, Erdal Bilici
This study discusses the activities of Azerbaijan to protect the intangible cultural heritage after the Karabakh War. This study also aims to analyze the strategic communication activities carried out to protect the elements of folk architecture. This study is critical because it is the first study to deal with the post-war communication strategy of Azerbaijan. In this study, semi-structured interviews have been conducted with civil servants in the field in order to determine the communication strategy of Azerbaijan, and the data have been analyzed in the Maxqda program. The findings are as follows: The first stage of strategic communication management in Azerbaijan is to analyze the situation by identifying the works that make up the folk architecture. Then, in the planning phase, the damage assessment steps have been determined. Later, institutions and funds were established for the restoration process, and planning and managing of the restoration process were initiated. In the third and fourth steps of strategic communication management, as communication and action strategies. Various communication methods such as lobbying activities, fight against infodemic and public advertisement have been used.
{"title":"An Analysis of Cultural Heritage Preservation Efforts in Karabakh from the Perspective of Public Relations","authors":"Simge Ünlü, Lütfiye Yaşar, Erdal Bilici","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1167066","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1167066","url":null,"abstract":"This study discusses the activities of Azerbaijan to protect the intangible cultural heritage after the Karabakh War. This study also aims to analyze the strategic communication activities carried out to protect the elements of folk architecture. This study is critical because it is the first study to deal with the post-war communication strategy of Azerbaijan. In this study, semi-structured interviews have been conducted with civil servants in the field in order to determine the communication strategy of Azerbaijan, and the data have been analyzed in the Maxqda program. The findings are as follows: The first stage of strategic communication management in Azerbaijan is to analyze the situation by identifying the works that make up the folk architecture. Then, in the planning phase, the damage assessment steps have been determined. Later, institutions and funds were established for the restoration process, and planning and managing of the restoration process were initiated. In the third and fourth steps of strategic communication management, as communication and action strategies. Various communication methods such as lobbying activities, fight against infodemic and public advertisement have been used.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67980129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-31DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1185310
Hıdır Polat, Prof. Dr. Derya Öcal
One of the most fundamental problems in terms of the public relations profession is measurement and evaluation. In particular, considering the international standards put forward in the context of Barcelona Principles 3.0, measurement actions are required that combine outputs, outcomes, and potential impact. With the increasing use of social media in the public relations industry, the inadequacy of traditional measurement techniques is obvious. This study is intended for measuring communication effectiveness in public relations using big data and analytics. The research aims to contribute to overcoming the measurement and evaluation problem of public relations. A mixed method was used in the research. Data scraping was used a data collection method. Content analysis technique was used to measure the outputs of the communication activity, sentiment analysis technique, which is one of the data mining techniques, and descriptive statistics methods were used to measure the potential impact. According to the results of the research, tangible outputs for the results and the outputs of the communication activity based on social media data have been obtained. The relationship and potential impact of the data obtained on the communication activity results with the institutions' current outputs (income status, the number of customers, etc.) have been determined.
{"title":"An Overview of the Measurement Problem in Public Relations in the Context of Digitalization and Standards: A Data Mining Practice","authors":"Hıdır Polat, Prof. Dr. Derya Öcal","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1185310","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1185310","url":null,"abstract":"One of the most fundamental problems in terms of the public relations profession is measurement and evaluation. In particular, considering the international standards put forward in the context of Barcelona Principles 3.0, measurement actions are required that combine outputs, outcomes, and potential impact. With the increasing use of social media in the public relations industry, the inadequacy of traditional measurement techniques is obvious. This study is intended for measuring communication effectiveness in public relations using big data and analytics. The research aims to contribute to overcoming the measurement and evaluation problem of public relations. A mixed method was used in the research. Data scraping was used a data collection method. Content analysis technique was used to measure the outputs of the communication activity, sentiment analysis technique, which is one of the data mining techniques, and descriptive statistics methods were used to measure the potential impact. According to the results of the research, tangible outputs for the results and the outputs of the communication activity based on social media data have been obtained. The relationship and potential impact of the data obtained on the communication activity results with the institutions' current outputs (income status, the number of customers, etc.) have been determined.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67980329","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-10-28DOI: 10.17680/erciyesiletisim.1153081
Mustafa Koçer
Dünyada meydana gelen Covid-19 pandemisi, göçmenler, dijital dönüşüm vb. gibi olay ve olgular değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklığın artması sonucunu doğurmuştur. Yeni normal olarak adlandırılan ve VUCA ortamı olarak ifade edilen bu durum, liderlerinin bakış açılarını değiştirmesini, yönetim yaklaşımlarını daha etkin şekilde kullanmalarını ve çevikliği zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Erciyes Üniversitesinde görev yapan akademik personelin fakülte dekanlarının çevik liderlik özelliklerine yönelik algılarını tespit etmektir. Araştırma Erciyes Üniversitesinde görev yapan 318 akademik personele yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çevik liderlik özellikleri beş alt boyutta incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ERÜ akademik personelinin çalıştıkları fakültelerin dekanlarının çevik liderlik özelliklerine yönelik algıları 3,00’ın üzerinde tespit edilmiştir. Bu sonucun çıkmasında Üniversitede uzaktan eğitim, uzaktan eğitimde etkinliğin artırılması, kaynakların dijital ortamlara aktarılması, depolanması gibi alanlarda eğiticilerin eğitimi programlarının düzenlenmesi, ayrıca Üniversite bünyesinde yapılan stratejik planlama, kalite, akreditasyon çalışmaları, değerlendirici eğitimleri ve araştırma üniversitesi gibi çalışmaların etkili olduğu düşünülmektedir. Araştırma özellikle eğitim sektöründe yeterince saha araştırması olamayan bir alana katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.
{"title":"VUCA Ortamında Çevik Liderlik Algısı: Erciyes Üniversitesi Örneği","authors":"Mustafa Koçer","doi":"10.17680/erciyesiletisim.1153081","DOIUrl":"https://doi.org/10.17680/erciyesiletisim.1153081","url":null,"abstract":"Dünyada meydana gelen Covid-19 pandemisi, göçmenler, dijital dönüşüm vb. gibi olay ve olgular değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklığın artması sonucunu doğurmuştur. Yeni normal olarak adlandırılan ve VUCA ortamı olarak ifade edilen bu durum, liderlerinin bakış açılarını değiştirmesini, yönetim yaklaşımlarını daha etkin şekilde kullanmalarını ve çevikliği zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Erciyes Üniversitesinde görev yapan akademik personelin fakülte dekanlarının çevik liderlik özelliklerine yönelik algılarını tespit etmektir.\u0000Araştırma Erciyes Üniversitesinde görev yapan 318 akademik personele yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çevik liderlik özellikleri beş alt boyutta incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ERÜ akademik personelinin çalıştıkları fakültelerin dekanlarının çevik liderlik özelliklerine yönelik algıları 3,00’ın üzerinde tespit edilmiştir. Bu sonucun çıkmasında Üniversitede uzaktan eğitim, uzaktan eğitimde etkinliğin artırılması, kaynakların dijital ortamlara aktarılması, depolanması gibi alanlarda eğiticilerin eğitimi programlarının düzenlenmesi, ayrıca Üniversite bünyesinde yapılan stratejik planlama, kalite, akreditasyon çalışmaları, değerlendirici eğitimleri ve araştırma üniversitesi gibi çalışmaların etkili olduğu düşünülmektedir. Araştırma özellikle eğitim sektöründe yeterince saha araştırması olamayan bir alana katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.","PeriodicalId":33766,"journal":{"name":"Erciyes iletisim Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47992671","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}