Pub Date : 2024-01-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1210118
Ceyda Mizrak, Nevin Günaydin
Aims: This study aimed to evaluate correlation between psychological violence and conflict action styles against nurses and in order to identify factors affecting.. Materials and Methods: This is a descriptive and correlational study. All registered nurses who communicate with patients and colleagues and work in a hospital setting were included in the study. The data of the study were collected using the "Personal Data Collection Form", "Workplace Psychological Violence Instrument (WPVBI)" and "Conflict Activity Styles Inventory (CASI)". Mann Whitney U test was determined by the Kruskal Wallis H test for independent groups. Dunn's multiple comparison test was used to determine the differences between groups. Extension of Generalized Linear Models (GDM) for assumptions of regression analysis were used. Results:The current study found that the CASI and WPVBI subscale scores of the nurses statistically differ in relation to the clinics they work in, the type of hospital they are in, their working hours, the number of patients they are caring for, the number of nurses working in shifts, the belief in teamwork, manager support, and the level of communication with the clinicians (p<0.05). Further analysis demonstrated that the total score effects of avoidant and compulsive approaches on WPVBI scores were statistically significant (p<0.05). Conclusions: Nurses should be taught to use effective conflict action styles in order not to be exposed to psychological violence.
目的:本研究旨在评估针对护士的心理暴力与冲突行动方式之间的相关性,并确定影响因素。材料与方法:这是一项描述性和相关性研究。研究对象包括所有在医院环境中工作并与患者和同事沟通的注册护士。研究数据通过 "个人数据收集表"、"工作场所心理暴力量表(WPVBI)"和 "冲突活动风格量表(CASI)"收集。曼-惠特尼 U 检验采用 Kruskal Wallis H 检验进行独立分组。邓恩多重比较检验用于确定组间差异。使用广义线性模型(GDM)扩展假设进行回归分析。结果:目前的研究发现,护士的 CASI 和 WPVBI 分量表得分与其工作的诊所、医院类型、工作时间、护理的病人数量、轮班工作的护士数量、团队合作信念、管理者支持以及与临床医生的沟通水平有关,存在统计学差异(P<0.05)。进一步分析表明,回避型和强迫型方法对 WPVBI 分数的总分影响具有统计学意义(P<0.05)。结论:应教会护士使用有效的冲突行动方式,以避免遭受心理暴力。
{"title":"HEMŞİRELERE YÖNELİK PSİKOLOJİK ŞİDDET İLE ÇATIŞMA EYLEM STİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: KESİTSEL BİR ÇALIŞMA","authors":"Ceyda Mizrak, Nevin Günaydin","doi":"10.52369/togusagbilderg.1210118","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1210118","url":null,"abstract":"Aims: This study aimed to evaluate correlation between psychological violence and conflict action styles against nurses and in order to identify factors affecting.. \u0000Materials and Methods: This is a descriptive and correlational study. All registered nurses who communicate with patients and colleagues and work in a hospital setting were included in the study. The data of the study were collected using the \"Personal Data Collection Form\", \"Workplace Psychological Violence Instrument (WPVBI)\" and \"Conflict Activity Styles Inventory (CASI)\". Mann Whitney U test was determined by the Kruskal Wallis H test for independent groups. Dunn's multiple comparison test was used to determine the differences between groups. Extension of Generalized Linear Models (GDM) for assumptions of regression analysis were used. \u0000Results:The current study found that the CASI and WPVBI subscale scores of the nurses statistically differ in relation to the clinics they work in, the type of hospital they are in, their working hours, the number of patients they are caring for, the number of nurses working in shifts, the belief in teamwork, manager support, and the level of communication with the clinicians (p<0.05). Further analysis demonstrated that the total score effects of avoidant and compulsive approaches on WPVBI scores were statistically significant (p<0.05). \u0000Conclusions: Nurses should be taught to use effective conflict action styles in order not to be exposed to psychological violence.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"206 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140475126","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1352220
Dilek Öcalan, S. Altun
Amaç: Araştırmada lise dönemindeki genç popülasyonun meslek seçimi ve ebelik mesleğine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu Araştırmada lise dönemindeki genç popülasyonun meslek seçimi ve ebelik mesleğine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı tipte olan araştırma, Türkiye’nin kuzeyinde yer alan bir ile bağlı merkez ilçedeki liseye kayıtlı olan, gönüllü 307 öğrenci ile yürütülmüştür. Veriler, “Öğrenci Görüşü Veri Toplama Formu” ile yüz yüze görüşme yöntemiyle araştırmacılar tarafından toplanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %39.9’u gelecek için kariyer planında kararsızdır. Ebelik için; katılımcıların %70.2’si yetenekli olmadığını, %67’si ilgisinin olmadığını, %52.6’sı kendisi için uygun olmadığını, %42.5’i çok fazla sorumluluğu olduğunu, %36’sı çok yorucu olduğunu, %58.1’i gelecekte ebeliği seçmeyeceğini bildirmiştir. Çalışma bu açıdan kariyer planında kararsız olan ve ebelik mesleğini seçmek istemeyen gençler arasında mesleğin içeriğinin ve avantajlı yönlerinin tanıtılması çok dikkat çekici olabilir.Sonuç: Kadınların jinekolojik muayene esnasında yaşadığı utangaçlık düzeyinin orta derecede olduğu belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bilgiler ışığında utangaçlık düzeyi yüksek bulunan kadınların zorunlu olmadıkça jinekolojik muayene olmaktan kaçındıkları sonucuna varılabilir. Anahtar Kelimeler: Meslek seçimi, Ebelik; Lise Öğrencileri
{"title":"Lise Öğrencilerinin Meslek Seçimi ve Ebelik Mesleğini Seçimine İlişkin Görüşlerinin Belirlenmesi","authors":"Dilek Öcalan, S. Altun","doi":"10.52369/togusagbilderg.1352220","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1352220","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmada lise dönemindeki genç popülasyonun meslek seçimi ve ebelik mesleğine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. \u0000Gereç ve Yöntemler: Bu Araştırmada lise dönemindeki genç popülasyonun meslek seçimi ve ebelik mesleğine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı tipte olan araştırma, Türkiye’nin kuzeyinde yer alan bir ile bağlı merkez ilçedeki liseye kayıtlı olan, gönüllü 307 öğrenci ile yürütülmüştür. Veriler, “Öğrenci Görüşü Veri Toplama Formu” ile yüz yüze görüşme yöntemiyle araştırmacılar tarafından toplanmıştır. \u0000Bulgular: Öğrencilerin %39.9’u gelecek için kariyer planında kararsızdır. Ebelik için; katılımcıların %70.2’si yetenekli olmadığını, %67’si ilgisinin olmadığını, %52.6’sı kendisi için uygun olmadığını, %42.5’i çok fazla sorumluluğu olduğunu, %36’sı çok yorucu olduğunu, %58.1’i gelecekte ebeliği seçmeyeceğini bildirmiştir. Çalışma bu açıdan kariyer planında kararsız olan ve ebelik mesleğini seçmek istemeyen gençler arasında mesleğin içeriğinin ve avantajlı yönlerinin tanıtılması çok dikkat çekici olabilir.Sonuç: Kadınların jinekolojik muayene esnasında yaşadığı utangaçlık düzeyinin orta derecede olduğu belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bilgiler ışığında utangaçlık düzeyi yüksek bulunan kadınların zorunlu olmadıkça jinekolojik muayene olmaktan kaçındıkları sonucuna varılabilir. \u0000Anahtar Kelimeler: Meslek seçimi, Ebelik; Lise Öğrencileri","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"137 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140476211","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1164824
Makbule Yilmaz, S. Kuğuoğlu
Amaç: Hemşirelik bilim felsefesinde paradigmaların önemini açıklamaktır. Gereç ve Yöntem: Bu derlemede, ulusal ve uluslararası veri tabanlarındaki araştırmalardan yararlanılmıştır. Bulgular: Paradigmaları, bir disiplinin bilgi gereksinimleri ve bu bilgiyi üretme sistemleri arasında köprü kuran mekanizmalar olarak anlıyoruz. Hemşire teorisyenlerinin metaparadigmaları, kişi, hemşire, sağlık/hastalık, çevre anahtar kavramlarıyla ilgili paylaşılan değerlere ve varsayımlara dayanır. Çeşitli paradigmalar, araştırmayı kavramsallaştırma ve yürütme yaklaşımlarında ve disipliner bilgi inşasına katkılarında ontolojik, epistemolojik ve metodolojik farklılıklar ile karakterize edilir. Bu disipline özgü bilgi, hemşireliğin insan-çevre-sağlık/hastalık sürecine etik yaklaşımını çerçeveleyen ontolojik, epistemolojik ve metodolojik süreçlere gömülü felsefi görüşleri ortaya çıkartır. Bununla birlikte, güncel olmayan bilgi tabanı üzerinde çağdaş hemşirelik bakımına, araştırmalarına ve uygulamalarına rehberlik etmek mantıksızdır. Bu nedenle, bazı hemşirelik araştırma ve uygulama alanlarının, çağdaş hemşirelik fenomenlerine yönelik araştırmalara rehberlik etmek için hemşire bilim felsefesinde paradigmaları sürekli güncel tutmak gereklidir. Sonuç: Literatürde çeşitli araştırmalarda kullanılan paradigmaların hemşirelik bilimi, felsefe ve paradigmaların disipliner gelişim üzerindeki evrimini, çağdaş hemşirelik paradigmalarını ve bu disipliner gelişime ihtiyaç duyulan kuram ve kuramcıların teorik perspektifi netleştiren bütünleştirici stratejileri vurgulandı. Sonuç olarak, hemşire bilim insanlarının, eski hemşirelik paradigmalarını yeniden yapılandırarak, hemşirelerin eğitim, bakım ve uygulamalarında çağdaş paradigmaları kullanması önerilmektedir.
{"title":"The Importance of Paradigms in the Philosophy of Nursing Science","authors":"Makbule Yilmaz, S. Kuğuoğlu","doi":"10.52369/togusagbilderg.1164824","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1164824","url":null,"abstract":"Amaç: Hemşirelik bilim felsefesinde paradigmaların önemini açıklamaktır. \u0000Gereç ve Yöntem: Bu derlemede, ulusal ve uluslararası veri tabanlarındaki araştırmalardan yararlanılmıştır. \u0000Bulgular: Paradigmaları, bir disiplinin bilgi gereksinimleri ve bu bilgiyi üretme sistemleri arasında köprü kuran mekanizmalar olarak anlıyoruz. Hemşire teorisyenlerinin metaparadigmaları, kişi, hemşire, sağlık/hastalık, çevre anahtar kavramlarıyla ilgili paylaşılan değerlere ve varsayımlara dayanır. Çeşitli paradigmalar, araştırmayı kavramsallaştırma ve yürütme yaklaşımlarında ve disipliner bilgi inşasına katkılarında ontolojik, epistemolojik ve metodolojik farklılıklar ile karakterize edilir. Bu disipline özgü bilgi, hemşireliğin insan-çevre-sağlık/hastalık sürecine etik yaklaşımını çerçeveleyen ontolojik, epistemolojik ve metodolojik süreçlere gömülü felsefi görüşleri ortaya çıkartır. Bununla birlikte, güncel olmayan bilgi tabanı üzerinde çağdaş hemşirelik bakımına, araştırmalarına ve uygulamalarına rehberlik etmek mantıksızdır. Bu nedenle, bazı hemşirelik araştırma ve uygulama alanlarının, çağdaş hemşirelik fenomenlerine yönelik araştırmalara rehberlik etmek için hemşire bilim felsefesinde paradigmaları sürekli güncel tutmak gereklidir. \u0000Sonuç: Literatürde çeşitli araştırmalarda kullanılan paradigmaların hemşirelik bilimi, felsefe ve paradigmaların disipliner gelişim üzerindeki evrimini, çağdaş hemşirelik paradigmalarını ve bu disipliner gelişime ihtiyaç duyulan kuram ve kuramcıların teorik perspektifi netleştiren bütünleştirici stratejileri vurgulandı. Sonuç olarak, hemşire bilim insanlarının, eski hemşirelik paradigmalarını yeniden yapılandırarak, hemşirelerin eğitim, bakım ve uygulamalarında çağdaş paradigmaları kullanması önerilmektedir.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"73 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140475465","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1191567
Emine Çubukcu, Nurdan Akcay
ÖZ Kuram ve modeller, hemşirelere bakım sürecinde kılavuzluk ederek hemşirelerin hasta bireylere kaliteli ve kapsamlı bakım vermeleri konusunda yardımcı olur. Hemşirelik kuramcılarından Virginia Henderson, sağlığı korumak ya da bireye yeniden kazandırmak konusunda bütüncül bir bakım anlayışı ile bireye destek olunması gerektiğini savunmaktadır. Trizomi 21 olarak da bilinen Down Sendromu, otozomal genetik geçiş gösteren bir hastalık olup bu tanı ile takip edilen hastada Henderson’ın Hemşirelik Model’inin kullanımına göre hemşirelik bakımı verilmiş ve hasta değerlendirilmiştir. Yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanan veriler, Henderson’ın Hemşirelik Modeli ve “NANDA Hemşirelik Tanıları” ile değerlendirilmiştir. Bu bulgular ışığında Henderson’ın Hemşirelik Modelinin kronik hastalığı olan bireylerin bakımında kullanılması önerilmektedir.
{"title":"Down Sendromu Tanılı Hastanın Henderson Hemşirelik Modeli'ne Göre Değerlendirilmesi: Olgu Sunumu","authors":"Emine Çubukcu, Nurdan Akcay","doi":"10.52369/togusagbilderg.1191567","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1191567","url":null,"abstract":"ÖZ \u0000Kuram ve modeller, hemşirelere bakım sürecinde kılavuzluk ederek hemşirelerin hasta bireylere kaliteli ve kapsamlı bakım vermeleri konusunda yardımcı olur. Hemşirelik kuramcılarından Virginia Henderson, sağlığı korumak ya da bireye yeniden kazandırmak konusunda bütüncül bir bakım anlayışı ile bireye destek olunması gerektiğini savunmaktadır. Trizomi 21 olarak da bilinen Down Sendromu, otozomal genetik geçiş gösteren bir hastalık olup bu tanı ile takip edilen hastada Henderson’ın Hemşirelik Model’inin kullanımına göre hemşirelik bakımı verilmiş ve hasta değerlendirilmiştir. Yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanan veriler, Henderson’ın Hemşirelik Modeli ve “NANDA Hemşirelik Tanıları” ile değerlendirilmiştir. Bu bulgular ışığında Henderson’ın Hemşirelik Modelinin kronik hastalığı olan bireylerin bakımında kullanılması önerilmektedir.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"319 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140473768","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1363336
Hüseyin Alper Kiziloğlu
Walker-Warburg Syndrome creates a W-shaped appearance in the brainstem.
沃克-瓦尔堡综合征会在脑干上形成一个 "W "形外观。
{"title":"Walker-Warburg Sendromunun Radyolojik Görüntüleme Bulguları","authors":"Hüseyin Alper Kiziloğlu","doi":"10.52369/togusagbilderg.1363336","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1363336","url":null,"abstract":"Walker-Warburg Syndrome creates a W-shaped appearance in the brainstem.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"531 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140476803","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-14DOI: 10.52369/togusagbilderg.1274118
Senan Mutlu, Emel Yilmaz
Amaç: Bu çalışma COVID-19 pandemisinde cerrahi alanda çalışan hemşirelerin sağlık anksiyetesi düzeylerini ve aşı olma durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışma Şubat – Temmuz 2022 tarihleri arasında Türkiye'nin Batı bölgesinde görev yapan cerrahi hemşirelerine çevrimiçi anket uygulanarak tamamlandı. Veriler kişisel bilgi formu, hemşire aşılanma formu ve Sağlık Anksiyetesi Ölçeği kullanılarak toplandı. Bulgular: Cerrahi hemşirelerinin yaş ortalamasının 32,38±8,09 yıl, %77,6’sı kadın ve %86,6’sı lisans / yüksek lisans mezunu olarak belirlendi. Katılımcıların Sağlık Anksiyetesi Ölçeği puan ortalaması 18,02±8,58 olduğu ve %89,6'sının COVID-19 aşısı yaptırdığı saptandı. Araştırma grubunun %61,7’sinin mesleklerinden hiç/çok az memnun ve %54,7’sinin psikolojik sağlamlıklarının orta düzey olduğu görüldü. Cerrahi hemşirelerinin eğitim düzeyi, çalışma pozisyonları, işten memnun olma durumları ve psikolojik sağlamlıkları ile Sağlık Anksiyetesi Ölçeği toplam ve alt boyut puanları arasında anlamlı fark bulundu (p
{"title":"COVID-19 Pandemisinde Cerrahi Alanda Çalışan Hemşirelerin Sağlık Anksiyetesi Düzeyleri ile Aşı Olma Durumlarının Belirlenmesi","authors":"Senan Mutlu, Emel Yilmaz","doi":"10.52369/togusagbilderg.1274118","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1274118","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma COVID-19 pandemisinde cerrahi alanda çalışan hemşirelerin sağlık anksiyetesi düzeylerini ve aşı olma durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. \u0000Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışma Şubat – Temmuz 2022 tarihleri arasında Türkiye'nin Batı bölgesinde görev yapan cerrahi hemşirelerine çevrimiçi anket uygulanarak tamamlandı. Veriler kişisel bilgi formu, hemşire aşılanma formu ve Sağlık Anksiyetesi Ölçeği kullanılarak toplandı. \u0000Bulgular: Cerrahi hemşirelerinin yaş ortalamasının 32,38±8,09 yıl, %77,6’sı kadın ve %86,6’sı lisans / yüksek lisans mezunu olarak belirlendi. Katılımcıların Sağlık Anksiyetesi Ölçeği puan ortalaması 18,02±8,58 olduğu ve %89,6'sının COVID-19 aşısı yaptırdığı saptandı. Araştırma grubunun %61,7’sinin mesleklerinden hiç/çok az memnun ve %54,7’sinin psikolojik sağlamlıklarının orta düzey olduğu görüldü. Cerrahi hemşirelerinin eğitim düzeyi, çalışma pozisyonları, işten memnun olma durumları ve psikolojik sağlamlıkları ile Sağlık Anksiyetesi Ölçeği toplam ve alt boyut puanları arasında anlamlı fark bulundu (p","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128611060","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-18DOI: 10.52369/togusagbilderg.1262744
Sümeyye Bakir, Emine Gök, Semra Gün, Oya Kavlak
Amaç: Bu çalışmada, vajinal doğum yapan kadınların epizyotomi ile ilgili görüşleri ve doğum memnuniyetinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırmanın örneklemini İzmir ilinde bir kadın doğum hastanesinde doğum yapan 348 kadın oluşturmuştur. Veriler tanıtıcı bilgi formu ve Doğum Memnuniyet Ölçeği Kısa Formu (DMÖ-K) ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metodlar, bağımsız gruplarda t testi, ki kare testi, One Way Anova ve Pearson korelasyon testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 25,97±5,23, %27,6’sı ilkokul mezunu ve %85,1’i çalışmamaktadır. Kadınların %70,1’i (primipar %28,3; multipar %71,7) epizyotomi ile vajinal doğum yapmıştır. Katılımcıların %78,4’ü epizyotomi ile ilgili bilgi almadığını, %90,5’i doğum öncesi sağlık kuruluşunda epizyotomi uygulamasını sorgulamadığını ve epizyotomi uygulanan kadınların %29,3’ü nedenini bilmediğini ifade etmiştir. Kadınlar, epizyotomiyi “dikiş, alttan ağrılı dikiş veya ağrı” şeklinde tanımlarken, epizyotomi bölgesini ağrı şiddetine göre değerlendirdiğini ve en çok ağrı sorunu yaşadığını belirtmiştir. Kadınların epizyotomi kararı ile doğum öncesi eğitim alma, epizyotomi ile ilgili bilgi alma ve önceki ve şimdiki doğum şekli arasında ilişki olduğu bulunmuştur (p
研究目的本研究旨在了解阴道分娩产妇对外阴切开术的看法以及对分娩的满意度。研究方法这项描述性横断面研究的样本包括 348 名在伊兹密尔一家妇科医院分娩的产妇。使用描述性信息表和分娩满意度简表(DMS-S)收集数据。数据评估采用了描述性统计方法、独立组 t 检验、卡方检验、单向 Anova 和皮尔逊相关检验。结果参与研究的妇女平均年龄为(25.97±5.23)岁,27.6%为小学毕业生,85.1%没有工作。70.1%的产妇(初产妇占 28.3%;多产妇占 71.7%)经阴道分娩并行外阴切开术。在参与者中,78.4%的人表示没有收到过关于外阴切开术的信息,90.5%的人表示没有在产前保健机构询问过外阴切开术的应用情况,29.3%接受过外阴切开术的妇女不知道原因。妇女将外阴切开术定义为 "缝合、缝合疼痛或缝合下方疼痛",并表示她们根据疼痛的严重程度来评估外阴切开术的部位,而且她们遇到的疼痛问题最多。研究发现,妇女决定是否进行外阴切开术与接受产前教育、获得有关外阴切开术的信息、以前和现在的分娩方式之间存在相关性(P<0.05)。
{"title":"Vajinal Doğum Yapan Kadınların Epizyotomi ile İlgili Görüşleri ve Doğum Memnuniyeti","authors":"Sümeyye Bakir, Emine Gök, Semra Gün, Oya Kavlak","doi":"10.52369/togusagbilderg.1262744","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1262744","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, vajinal doğum yapan kadınların epizyotomi ile ilgili görüşleri ve doğum memnuniyetinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırmanın örneklemini İzmir ilinde bir kadın doğum hastanesinde doğum yapan 348 kadın oluşturmuştur. Veriler tanıtıcı bilgi formu ve Doğum Memnuniyet Ölçeği Kısa Formu (DMÖ-K) ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metodlar, bağımsız gruplarda t testi, ki kare testi, One Way Anova ve Pearson korelasyon testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 25,97±5,23, %27,6’sı ilkokul mezunu ve %85,1’i çalışmamaktadır. Kadınların %70,1’i (primipar %28,3; multipar %71,7) epizyotomi ile vajinal doğum yapmıştır. Katılımcıların %78,4’ü epizyotomi ile ilgili bilgi almadığını, %90,5’i doğum öncesi sağlık kuruluşunda epizyotomi uygulamasını sorgulamadığını ve epizyotomi uygulanan kadınların %29,3’ü nedenini bilmediğini ifade etmiştir. Kadınlar, epizyotomiyi “dikiş, alttan ağrılı dikiş veya ağrı” şeklinde tanımlarken, epizyotomi bölgesini ağrı şiddetine göre değerlendirdiğini ve en çok ağrı sorunu yaşadığını belirtmiştir. Kadınların epizyotomi kararı ile doğum öncesi eğitim alma, epizyotomi ile ilgili bilgi alma ve önceki ve şimdiki doğum şekli arasında ilişki olduğu bulunmuştur (p","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"193 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139358446","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışma, riskli bir grup olan üniversite öğrencilerinin ruh sağlığı okuryazarlık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tipte yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, bir vakıf üniversitesi öğrencileri, örneklemini ise 657 öğrenci oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan bilgi formu ile Ruh Sağlığı Okuryazarlığı Ölçeği (RSOÖ) ile toplanmıştır. Bulgular: RSOÖ toplam puan ortalaması 112.9±10.3’tür. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre ruh sağlığı okuryazarlık düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Gelir durumu iyi ve orta düzeyde olan öğrencilerin bilgiye nasıl ulaşacaklarına, profesyonel yardıma nasıl erişeceklerine yönelik bilgi düzeyleri daha yüksek ve ruh sağlığı ile ilgili hastalıklara yönelik tutumları daha olumlu bulunmuştur. Sonuç: Öğrencilerin ruh sağlığı okuryazarlığı düzeylerinin yükseltilmesi için üniversitelerde belli aralıklarla ruh sağlığı ile ilgili eğitim programlarının verilmesinin ve sosyal destek sistemlerinin aktif bir şekilde hizmet sunmasının önemli olduğu düşünülmektedir.
{"title":"Mental health literacy level of university students: a crosssectional study","authors":"Bediye Öztaş, Nursemin Ünal, Zeynep Ölçer, Ayşe Çal, Gunay Hazir","doi":"10.52369/togusagbilderg.1127001","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1127001","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, riskli bir grup olan üniversite öğrencilerinin ruh sağlığı okuryazarlık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. \u0000Gereç ve Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tipte yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, bir vakıf üniversitesi öğrencileri, örneklemini ise 657 öğrenci oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan bilgi formu ile Ruh Sağlığı Okuryazarlığı Ölçeği (RSOÖ) ile toplanmıştır. \u0000Bulgular: RSOÖ toplam puan ortalaması 112.9±10.3’tür. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre ruh sağlığı okuryazarlık düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Gelir durumu iyi ve orta düzeyde olan öğrencilerin bilgiye nasıl ulaşacaklarına, profesyonel yardıma nasıl erişeceklerine yönelik bilgi düzeyleri daha yüksek ve ruh sağlığı ile ilgili hastalıklara yönelik tutumları daha olumlu bulunmuştur. \u0000Sonuç: Öğrencilerin ruh sağlığı okuryazarlığı düzeylerinin yükseltilmesi için üniversitelerde belli aralıklarla ruh sağlığı ile ilgili eğitim programlarının verilmesinin ve sosyal destek sistemlerinin aktif bir şekilde hizmet sunmasının önemli olduğu düşünülmektedir.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130053165","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-31DOI: 10.52369/togusagbilderg.1208964
Esra Özer, Gülten Güvenç
Amaç: Bu çalışmanın amacı hemşirelik öğrencilerinde premenstrual sendrom ile ilişkili faktörlerin belirlenmesi ve uyku kalitesi ile ilişkisinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel tipte tanımlayıcı çalışma 252 hemşirelik öğrencisi üzerinde yapılmıştır. Anketin yapıldığı gün okulda bulunan, araştırmaya katılmayı kabul eden, sözel iletişim kurulabilen, 18 yaşından büyük, menstruasyon gören öğrencilere Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21,03±1,35 olduğu, %79,3’ünün menstruasyon sırasında ağrı yaşadığı, premenstruel sendrom görülen öğrencilerde en çok iştah değişiklikleri (%56) ve şişkinlik (%50,8) gibi sorunlar yaşandığı, Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi alt bileşenleri arasındaki farkın anlamlı olduğu (p<0,001), Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Vizuel analog skala’ dan aldıkları puanlar arasında anlamlı bir fark bulunduğu (p<0,05), Premenstruel Sendrom Ölçeği puanları yükseldikçe öznel uyku kalitesi, uyku latensi, uyku bozukluğu ve gündüz uyku işlev bozukluğu alt bileşenlerinden alınan puanlar da yükseldiği yani Premenstruel Sendrom Ölçeği’den alınan puanlar yükseldikçe uyku kalitesinin olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir. Sonuç: PMS hemşirelik öğrencilerinde yaygın görülen bir sorundur ve uyku kalitesini etkilemektedir. PMS riskini arttıran ve azaltan birçok faktör bulunmaktadır.
{"title":"Hemşirelik Öğrencilerinde Premenstrual Sendrom İlişkili Faktörlerin Belirlenmesi ve Uyku Kalitesi ile İlişkisinin İncelenmesi","authors":"Esra Özer, Gülten Güvenç","doi":"10.52369/togusagbilderg.1208964","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1208964","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı hemşirelik öğrencilerinde premenstrual sendrom ile ilişkili faktörlerin belirlenmesi ve uyku kalitesi ile ilişkisinin incelenmesidir.\u0000Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel tipte tanımlayıcı çalışma 252 hemşirelik öğrencisi üzerinde yapılmıştır. Anketin yapıldığı gün okulda bulunan, araştırmaya katılmayı kabul eden, sözel iletişim kurulabilen, 18 yaşından büyük, menstruasyon gören öğrencilere Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi uygulanmıştır. \u0000Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21,03±1,35 olduğu, %79,3’ünün menstruasyon sırasında ağrı yaşadığı, premenstruel sendrom görülen öğrencilerde en çok iştah değişiklikleri (%56) ve şişkinlik (%50,8) gibi sorunlar yaşandığı, Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi alt bileşenleri arasındaki farkın anlamlı olduğu (p<0,001), Premenstruel Sendrom Ölçeği ve Vizuel analog skala’ dan aldıkları puanlar arasında anlamlı bir fark bulunduğu (p<0,05), Premenstruel Sendrom Ölçeği puanları yükseldikçe öznel uyku kalitesi, uyku latensi, uyku bozukluğu ve gündüz uyku işlev bozukluğu alt bileşenlerinden alınan puanlar da yükseldiği yani Premenstruel Sendrom Ölçeği’den alınan puanlar yükseldikçe uyku kalitesinin olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir.\u0000Sonuç: PMS hemşirelik öğrencilerinde yaygın görülen bir sorundur ve uyku kalitesini etkilemektedir. PMS riskini arttıran ve azaltan birçok faktör bulunmaktadır.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121439142","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-30DOI: 10.52369/togusagbilderg.1081317
Döndü Şanlitürk, Yasemin Boy
Purpose: This study aims to compare the effects of the traditional and concept mapping methods on knowledge levels of the nursing students on diabetes. Methods: This pretest posttest semi-experimental study was conducted on 56 second grade nursing students randomly assigned into two groups of 28 people. The intervention group was taught through concept mapping method, while the control group was taught using traditional method. Categorical variables were compared by using chi-square test whereas the age of the participants was evaluated by using t-test. Continuous variables were compared using Wilcoxon test, Mann Whitney U test or Friedman test. Results: There was no statistically significant difference between the pretest scores of the intervention and the control groups on diabetes knowledge (p=0.941). However, following the lectures, median values of the intervention group was statistically significantly higher than the control group (p=0.001). Comparison of the scores obtained by the concept mapping and traditional learning groups from the pretest, second test and final test showed a statistically significant difference (p=0.001). Conclusions: In achieving th elevel of nursing students’ learning in Diabet, it seems that the concept mapping method was more effective than the traditional method. In conclusion that concept mapping as the educational method could encourage a group of nursing students knowledge of diabetes, which might ultimately result in beter nursing care quality.
{"title":"Diyabet Bilgi Düzeyinin Artırılmasında Kavram Haritası ile Geleneksel Anlatıma Dayalı Öğretim Yönteminin Karşılaştırılması","authors":"Döndü Şanlitürk, Yasemin Boy","doi":"10.52369/togusagbilderg.1081317","DOIUrl":"https://doi.org/10.52369/togusagbilderg.1081317","url":null,"abstract":"Purpose: This study aims to compare the effects of the traditional and concept mapping methods on knowledge levels of the nursing students on diabetes. \u0000Methods: This pretest posttest semi-experimental study was conducted on 56 second grade nursing students randomly assigned into two groups of 28 people. The intervention group was taught through concept mapping method, while the control group was taught using traditional method. Categorical variables were compared by using chi-square test whereas the age of the participants was evaluated by using t-test. Continuous variables were compared using Wilcoxon test, Mann Whitney U test or Friedman test.\u0000Results: There was no statistically significant difference between the pretest scores of the intervention and the control groups on diabetes knowledge (p=0.941). However, following the lectures, median values of the intervention group was statistically significantly higher than the control group (p=0.001). Comparison of the scores obtained by the concept mapping and traditional learning groups from the pretest, second test and final test showed a statistically significant difference (p=0.001). \u0000Conclusions: In achieving th elevel of nursing students’ learning in Diabet, it seems that the concept mapping method was more effective than the traditional method. In conclusion that concept mapping as the educational method could encourage a group of nursing students knowledge of diabetes, which might ultimately result in beter nursing care quality.","PeriodicalId":354480,"journal":{"name":"TOGÜ Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124037501","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}