Pub Date : 2023-12-04DOI: 10.26468/trakyasobed.1358847
Oğuz Bozdemi̇r, H. Özçeli̇k
Seramiğin kullanımı, insanlık tarihinin çok eski dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk başlarda temel ihtiyaçların karşılanması için gereksinim duyulan bir malzeme olarak kullanılan seramik, zamanla kullanım alanını genişletmiş ve insan kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Seramik, yaşamın birçok noktasında kullanıldığı gibi, Uzak Doğu’nun inançları gereği çok renkli kültürel etkinliklerinde de yer almıştır. Bu etkinliklerden biri, yaşamını yitiren bedenlerin yakılarak küllerinin ya doğaya savrulması ya da özel kaplarda saklanması şeklindedir. Uzak Doğu’da Budizm ve Taoizm gibi dinlerin etkisinin yaygınlaşmasıyla birlikte, ölü yakma işleminin pratik bir uygulama olduğu düşünülmeye başlanmış ve bu uygulama yaygınlaşmıştır. Yiyeceklerin pişirilmesinden korunmasına kadar birçok işlev gören seramik, bu inanç sistemiyle uyumlu olarak yakılan beden küllerinin saklanması amacıyla pratik bir işlev görme özelliği kazanmıştır. Ve adına urna denilen seramik kaplar kullanılmaya başlanmıştır. Çeşitli kültürel inançlara göre “Urn”, “Burial Jar”, “Navs” olarak adlandırılan ve genellikle vazo şeklinde yapılan urna adı verilenurnalar beden küllerin saklanmasında kullanılır. Özenle hazırlanmış ve karmaşık desenlerle süslenen urnalar, ölen kişinin sosyal statüsünü ve kültürünü yansıtan birçok ayırt edici özellik taşırlar. Urnalar günlük hayatta kullanılan sıradan çömleklerden daha fazlasıdır ve kültürel bir değer taşır. Uzak Doğu’da urnalar, seramiğe alternatif olarak metal, ahşap gibi farklı malzemelerden de yapılmış olsa da genellikle seramik malzeme kullanılmıştır. Bu durum, uzak doğunun zengin ve köklü bir seramik kültürüne sahip olmasının etkisini yansıtabilir. Bu çalışma, Uzak Doğu kültürlerinde geleneksel cenaze törenlerinin önemli bir parçası olan urnaların tarihini, anlamını ve çeşitliliğini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, farklı malzeme ve şekillerde yapılan urnaların üretim yöntemleri incelenmiş, kültürel anlam ve simgeleştirme açısından benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuştur.
{"title":"UZAK DOĞU KÜLTÜRLERİNDE SERAMİK URNA","authors":"Oğuz Bozdemi̇r, H. Özçeli̇k","doi":"10.26468/trakyasobed.1358847","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1358847","url":null,"abstract":"Seramiğin kullanımı, insanlık tarihinin çok eski dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk başlarda temel ihtiyaçların karşılanması için gereksinim duyulan bir malzeme olarak kullanılan seramik, zamanla kullanım alanını genişletmiş ve insan kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Seramik, yaşamın birçok noktasında kullanıldığı gibi, Uzak Doğu’nun inançları gereği çok renkli kültürel etkinliklerinde de yer almıştır. Bu etkinliklerden biri, yaşamını yitiren bedenlerin yakılarak küllerinin ya doğaya savrulması ya da özel kaplarda saklanması şeklindedir. Uzak Doğu’da Budizm ve Taoizm gibi dinlerin etkisinin yaygınlaşmasıyla birlikte, ölü yakma işleminin pratik bir uygulama olduğu düşünülmeye başlanmış ve bu uygulama yaygınlaşmıştır. Yiyeceklerin pişirilmesinden korunmasına kadar birçok işlev gören seramik, bu inanç sistemiyle uyumlu olarak yakılan beden küllerinin saklanması amacıyla pratik bir işlev görme özelliği kazanmıştır. Ve adına urna denilen seramik kaplar kullanılmaya başlanmıştır. Çeşitli kültürel inançlara göre “Urn”, “Burial Jar”, “Navs” olarak adlandırılan ve genellikle vazo şeklinde yapılan urna adı verilenurnalar beden küllerin saklanmasında kullanılır. Özenle hazırlanmış ve karmaşık desenlerle süslenen urnalar, ölen kişinin sosyal statüsünü ve kültürünü yansıtan birçok ayırt edici özellik taşırlar. Urnalar günlük hayatta kullanılan sıradan çömleklerden daha fazlasıdır ve kültürel bir değer taşır. Uzak Doğu’da urnalar, seramiğe alternatif olarak metal, ahşap gibi farklı malzemelerden de yapılmış olsa da genellikle seramik malzeme kullanılmıştır. Bu durum, uzak doğunun zengin ve köklü bir seramik kültürüne sahip olmasının etkisini yansıtabilir. Bu çalışma, Uzak Doğu kültürlerinde geleneksel cenaze törenlerinin önemli bir parçası olan urnaların tarihini, anlamını ve çeşitliliğini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, farklı malzeme ve şekillerde yapılan urnaların üretim yöntemleri incelenmiş, kültürel anlam ve simgeleştirme açısından benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"141 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139012408","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-01DOI: 10.26468/trakyasobed.1387650
Fahri Türk, Delva Bajraktarevic
Bu çalışmanın konusu Sırbistan’da yaşayan Türklerin kurmuş oldukları sivil toplum örgütlerinin Türkçe öğretiminde oynadıkları rolü sorgulamaktır. Her ne kadar Sırbistan Türklerinin azınlık haklarını kullanma düzeyleri, ülkede yaşayan güçlü azınlıklar olan Hırvatlar, Macarlar, Romenler ve Makedonyalıların sahip oldukları haklarla boy öl-çüşmekten uzak iseler de son yıllarda özellikle Sırbistan Türkleri Derneği (Udruzenje Turaka u Srbiji) söz konusu milletin kültürel haklarının kullanılmasında (Türkçenin öğretilmesi) olağanüstü bir gayret sarf etmektedir. Bu kapsamda Sırbistan Türkleri Derneği kadar olmasa da Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sunan Uluslararası Sırp Türk Dostluk Derneği (Internationalna Nevladina Asocijacija za Toleranciu) de değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada yukarıda dile getirilen derneklerin Türkçe öğretimine yönelik faaliyetleri Belgrad yönetiminin libe-ral bir Anayasa kabul ettiği yıl olan 2006 yılı milat olarak kabul edilmek suretiyle çözümlemeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada “Sırbistan’daki Türk dernekleri Türk-çenin öğretilmesinde ve Türklerin azınlık statüsü elde edebilmelerinde ne dereceye kadar rol oynamaktadırlar? sorusuna cevap aranmaktadır. Alan çalışmasında toplanan veriler niteliksel içerik çözümlemesi vasıtasıyla değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.
本研究的主题是质疑居住在塞尔维亚的土耳其人建立的非政府组织在土耳其语教学中的作用。虽然塞尔维亚土耳其族人行使少数民族权利的程度远远比不上克罗地亚族、匈牙利族、罗马尼亚族和马其顿族这些生活在塞尔维亚的强大少数民族,但近年来,特别是塞尔维亚土耳其族人协会(Udruzenje Turaka u Srbiji)在行使这个民族的文化权利(教授土耳其语)方面做出了非凡的努力。在这一背景下,还对国际塞尔维亚土耳其人友好协会(Internationalna Nevladina Asocijacija za Toleranciu)进行了评估,该协会为土耳其和塞尔维亚之间关系的发展做出了贡献。在本研究中,以 2006 年贝尔格莱德政府通过《自由宪法》为里程碑,对上述土耳其语教学协会的活动进行了分析。本研究旨在回答 "塞尔维亚的土耳其语协会在土耳其语教学和帮助土耳其人获得少数民族地位方面发挥了多大作用?通过定性内容分析对实地研究中收集的数据进行了分析。
{"title":"TURKISH ASSOCIATIONS IN SERBIA AND THEIR POLICIES TOWARDS TURKS LIVING IN THE COUNTRY 2002-2021","authors":"Fahri Türk, Delva Bajraktarevic","doi":"10.26468/trakyasobed.1387650","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1387650","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın konusu Sırbistan’da yaşayan Türklerin kurmuş oldukları sivil toplum örgütlerinin Türkçe öğretiminde oynadıkları rolü sorgulamaktır. Her ne kadar Sırbistan Türklerinin azınlık haklarını kullanma düzeyleri, ülkede yaşayan güçlü azınlıklar olan Hırvatlar, Macarlar, Romenler ve Makedonyalıların sahip oldukları haklarla boy öl-çüşmekten uzak iseler de son yıllarda özellikle Sırbistan Türkleri Derneği (Udruzenje Turaka u Srbiji) söz konusu milletin kültürel haklarının kullanılmasında (Türkçenin öğretilmesi) olağanüstü bir gayret sarf etmektedir. Bu kapsamda Sırbistan Türkleri Derneği kadar olmasa da Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sunan Uluslararası Sırp Türk Dostluk Derneği (Internationalna Nevladina Asocijacija za Toleranciu) de değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada yukarıda dile getirilen derneklerin Türkçe öğretimine yönelik faaliyetleri Belgrad yönetiminin libe-ral bir Anayasa kabul ettiği yıl olan 2006 yılı milat olarak kabul edilmek suretiyle çözümlemeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada “Sırbistan’daki Türk dernekleri Türk-çenin öğretilmesinde ve Türklerin azınlık statüsü elde edebilmelerinde ne dereceye kadar rol oynamaktadırlar? sorusuna cevap aranmaktadır. Alan çalışmasında toplanan veriler niteliksel içerik çözümlemesi vasıtasıyla değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"101 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139015811","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-18DOI: 10.26468/trakyasobed.1225177
Harun Can, Ö. Aslan
Tarihsel olarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde farklı araçlar kullanılmasına rağmen farklı ülkelerin üzerinde anlaşmış oldukları ortak bir araç bulunmamaktadır. Bu durum, iktisadi büyüme teorilerinde de görülmekte olup bunlardan her bir teori, büyüme ölçütü olarak farklı araçları kullanmaktadır. Teknolojik yeniliklerin uygulanabilirliği, ülke içinde teknolojinin gelişip/yaygınlaşması ve beşeri kaynakların en iyi şekilde yetiştirilmesi gibi göstergeleri ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin belirlenmesinde esas alan İçsel Büyüme Teorisi, beşeri kaynaklara yapılan harcamaların aynı zamanda büyümeyi de olumlu yönde etkileyeceğini öngörmektedir. Buradan hareketle çalışmada, ülkelerin sağlık ve eğitim harcamalarının ülke ekonomisinin büyümesine olumlu yönde katkısı olduğu düşünülmektedir. Bu kapsamda Türkiye ve 26 OECD ülkesine ait 2000-2022 tarihleri arasında gerçekleşen sağlık ve eğitim harcamalarıyla GSYİH’ya ilişkin veri seti oluşturulmuş; bunlar arasındaki ilişki seviyeleri incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda söz konusu birimler arası korelasyon olduğu tespit edilmiş; yapılan birim kök testi sonucuna göre iş gücü ve GSYİH değişkenleri hariç diğer bütün değişkenlerde serilerin durağan olduğu belirlenmiş ve iş gücü ile GSYİH değerlerinin ise birinci farklarda durağanlaştığı tespit edilmiştir. Çalışmada yapılan eşbütünleşme ve nedensellik analizleri neticesinde, değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunduğu; ayrıca sağlık harcamalarından GSYİH’ye doğru bir nedensellik ilişkisi olduğu; eğitim harcamalarından GSYİH’ye doğru nedensellik ilişkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.
{"title":"Sağlık ve Eğitim Harcamalarının Ekonomik Büyümeyle Olan İlişkisi: Türkiye ve OECD Ülkeleri Özelinde Bir Araştırma","authors":"Harun Can, Ö. Aslan","doi":"10.26468/trakyasobed.1225177","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1225177","url":null,"abstract":"Tarihsel olarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde farklı araçlar kullanılmasına rağmen farklı ülkelerin üzerinde anlaşmış oldukları ortak bir araç bulunmamaktadır. Bu durum, iktisadi büyüme teorilerinde de görülmekte olup bunlardan her bir teori, büyüme ölçütü olarak farklı araçları kullanmaktadır. Teknolojik yeniliklerin uygulanabilirliği, ülke içinde teknolojinin gelişip/yaygınlaşması ve beşeri kaynakların en iyi şekilde yetiştirilmesi gibi göstergeleri ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin belirlenmesinde esas alan İçsel Büyüme Teorisi, beşeri kaynaklara yapılan harcamaların aynı zamanda büyümeyi de olumlu yönde etkileyeceğini öngörmektedir. Buradan hareketle çalışmada, ülkelerin sağlık ve eğitim harcamalarının ülke ekonomisinin büyümesine olumlu yönde katkısı olduğu düşünülmektedir. Bu kapsamda Türkiye ve 26 OECD ülkesine ait 2000-2022 tarihleri arasında gerçekleşen sağlık ve eğitim harcamalarıyla GSYİH’ya ilişkin veri seti oluşturulmuş; bunlar arasındaki ilişki seviyeleri incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda söz konusu birimler arası korelasyon olduğu tespit edilmiş; yapılan birim kök testi sonucuna göre iş gücü ve GSYİH değişkenleri hariç diğer bütün değişkenlerde serilerin durağan olduğu belirlenmiş ve iş gücü ile GSYİH değerlerinin ise birinci farklarda durağanlaştığı tespit edilmiştir. Çalışmada yapılan eşbütünleşme ve nedensellik analizleri neticesinde, değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunduğu; ayrıca sağlık harcamalarından GSYİH’ye doğru bir nedensellik ilişkisi olduğu; eğitim harcamalarından GSYİH’ye doğru nedensellik ilişkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"59 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115232068","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-27DOI: 10.26468/trakyasobed.1221951
Seyfettin Abdurrezzak, Yasin Akkuş
Liderlik yaklaşımları çeşitli kategoriler ve gruplar altında toplanabilmektedir. Liderlik türleri yapıcı liderlik ve yıkıcı liderlik olmak üzere ana kategori altında kendilerine yer bulabilmektedir. Yıkıcı liderlik türleri ise liderliğin daha çok karanlık yüzünü oluşturmaktadır. Demogog lider, narsist lider ve toksik lider; yıkıcı liderlik türlerine örnek olarak gösterilebilmektedir. Araştırmacılar tarafından liderliğin karanlık yüzü aydınlık yüzüne göre daha az incelenmiştir. Ayrıca bu karanlık yüzün diğer organizasyonal davranış değişkenleri ile olan muhtemel ilişkilerinin de çok fazla irdelenmediği görülmektedir. Bu nedenle organizasyonda kendisi ile birlikte tüm izleyenlerini zehirleyen toksik liderin organizasyon içeresindeki olası etkilerin araştırılması gerekmektedir. Toksik liderliğe maruz kalan izleyenlerin mesleki anlamda tükenmişliğe doğru yol alması beklenmektedir. Bu yol alma sürecinde izleyenin iş yaşam kalitesinin bir etkisinin bulunup bulunmadığı ise sürecin bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Bu araştırmada Uzunköprü’de görev yapan öğretmenlerin toksik liderliğe maruziyetleri, toksik liderliğin mesleki tükenmişlik üzerindeki doğrudan etkileri ve toksik liderliğin mesleki tükenmişliğe iş yaşam kalitesi üzerinden dolaylı etkileri incelenmektedir. Uzunköprü ilçesinde görev yapan 201 öğretmenin katılımıyla gerçekleşen araştırma Yapısal Eşitlik Modeli (SEM) ve en küçük kareler (PLS) yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda Toksik Liderliğin İş Yaşam Kalitesi üzerinde doğrudan ve İş Yaşam Kalitesi üzerinden Mesleki Tükenmişlik üzerinde dolaylı olarak etkilerinin bulunduğu ortaya konulmaktadır.
{"title":"TOKSİK LİDERLİĞİN İŞ YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNDEN MESLEKİ TÜKENMİŞLİK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ","authors":"Seyfettin Abdurrezzak, Yasin Akkuş","doi":"10.26468/trakyasobed.1221951","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1221951","url":null,"abstract":"Liderlik yaklaşımları çeşitli kategoriler ve gruplar altında toplanabilmektedir. Liderlik türleri yapıcı liderlik ve yıkıcı liderlik olmak üzere ana kategori altında kendilerine yer bulabilmektedir. Yıkıcı liderlik türleri ise liderliğin daha çok karanlık yüzünü oluşturmaktadır. Demogog lider, narsist lider ve toksik lider; yıkıcı liderlik türlerine örnek olarak gösterilebilmektedir. Araştırmacılar tarafından liderliğin karanlık yüzü aydınlık yüzüne göre daha az incelenmiştir. Ayrıca bu karanlık yüzün diğer organizasyonal davranış değişkenleri ile olan muhtemel ilişkilerinin de çok fazla irdelenmediği görülmektedir. Bu nedenle organizasyonda kendisi ile birlikte tüm izleyenlerini zehirleyen toksik liderin organizasyon içeresindeki olası etkilerin araştırılması gerekmektedir. Toksik liderliğe maruz kalan izleyenlerin mesleki anlamda tükenmişliğe doğru yol alması beklenmektedir. Bu yol alma sürecinde izleyenin iş yaşam kalitesinin bir etkisinin bulunup bulunmadığı ise sürecin bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Bu araştırmada Uzunköprü’de görev yapan öğretmenlerin toksik liderliğe maruziyetleri, toksik liderliğin mesleki tükenmişlik üzerindeki doğrudan etkileri ve toksik liderliğin mesleki tükenmişliğe iş yaşam kalitesi üzerinden dolaylı etkileri incelenmektedir. Uzunköprü ilçesinde görev yapan 201 öğretmenin katılımıyla gerçekleşen araştırma Yapısal Eşitlik Modeli (SEM) ve en küçük kareler (PLS) yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda Toksik Liderliğin İş Yaşam Kalitesi üzerinde doğrudan ve İş Yaşam Kalitesi üzerinden Mesleki Tükenmişlik üzerinde dolaylı olarak etkilerinin bulunduğu ortaya konulmaktadır.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130059657","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-25DOI: 10.26468/trakyasobed.1219829
Selahattin Bektaş
Bu çalışmanın amacı, 2020-2021 dönemleri için BİST’te yer alan finansal kiralama ve faktoring şirketlerinin finansal performanslarının değerlendirilmesidir. Bu amaçla BİST’te bulunan yedi şirket seçilmiştir. Şirketlerin performanslarını değerlendirmek için sekiz adet performans kriteri belirlenmiştir. Çalışmada yöntem olarak Entropi, Gri-Entropi ve Topsis yöntemleri kullanılmıştır. Sonuçlar tablolarda karşılaştırmalı şekilde değerlendirilmiştir. Entropi yönteminin 2020 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter dönem kârı, üçüncüsü esas faaliyet gelirleridir. Entropi yönteminin 2021 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter esas faaliyet gelirleri, üçüncüsü kiralama işlemlerinden borçlardır. Gri-entropi yönteminin 2020 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter dönem kârı, üçüncüsü esas faaliyet gelirleridir. Gri-Entropi yönteminin 2021 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter esas faaliyet gelirleri, üçüncüsü dönem kârıdır. Topsis yönteminden elde edilen sonuçlara göre, 2020-2021 yıllarında en iyi performansı gösteren şirket Credit West Factoring, ikincisi Garanti Faktoring ve üçüncüsü Ulusal faktoringdir.
{"title":"BİST FİNANSAL KİRALAMA VE FAKTORİNG (XFINK) ENDEKSİNDE BULUNAN ŞİRKETLERİN FİNANSAL PERFORMANSLARININ ÇKKV YÖNTEMLERİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Selahattin Bektaş","doi":"10.26468/trakyasobed.1219829","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1219829","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, 2020-2021 dönemleri için BİST’te yer alan finansal kiralama ve faktoring şirketlerinin finansal performanslarının değerlendirilmesidir. Bu amaçla BİST’te bulunan yedi şirket seçilmiştir. Şirketlerin performanslarını değerlendirmek için sekiz adet performans kriteri belirlenmiştir. Çalışmada yöntem olarak Entropi, Gri-Entropi ve Topsis yöntemleri kullanılmıştır. Sonuçlar tablolarda karşılaştırmalı şekilde değerlendirilmiştir. Entropi yönteminin 2020 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter dönem kârı, üçüncüsü esas faaliyet gelirleridir. Entropi yönteminin 2021 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter esas faaliyet gelirleri, üçüncüsü kiralama işlemlerinden borçlardır. Gri-entropi yönteminin 2020 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter dönem kârı, üçüncüsü esas faaliyet gelirleridir. Gri-Entropi yönteminin 2021 sonuçlarına göre, en önemli ağırlığa sahip olan kriter öz kaynaklar, ikinci en önemli kriter esas faaliyet gelirleri, üçüncüsü dönem kârıdır. Topsis yönteminden elde edilen sonuçlara göre, 2020-2021 yıllarında en iyi performansı gösteren şirket Credit West Factoring, ikincisi Garanti Faktoring ve üçüncüsü Ulusal faktoringdir.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117236220","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-18DOI: 10.26468/trakyasobed.1106039
Meriç Esat Bebi̇toğlu
Conditions of rapid change force businesses to increase their competitiveness. To increase their competitiveness, businesses are trying to make human resources more effective and efficient as well as harmonizing their improved physical and financial opportunities. The fact that the employee is committed to the job with vigorous energy and dedication from the very first day is an indicator of the high level of work engagement. It is considered that a high level of engagement will increase the competitiveness of the enterprise by positively affecting the business’s overall performance. The purpose of this study is to determine whether the level of job engagement of employees in the manufacturing or service sector differs according to gender, age and seniority.. Within the scope of the study, a survey was conducted among employees in various companies, both located in the service and manufacturing sectors, to investigate the effect of the level of job engagement on the perceived business performance. As the results of the survey were analyzed positive relation was found between work engagement and business performance perceived by the employees but no significant difference between the manufacturing and service sectors. The research has been expanded to obtain whether there is a relationship between age, gender, and seniority, as well as the perceived business performance of the sectors employed and the level of work engagement. According to the results obtained, and the relationship between the level of work engagement and performance, it has been determined that the younger have higher work engagement and perceived business performance levels.
{"title":"THE EFFECT OF WORK ENGAGEMENT ON PERCEIVED BUSINESS PERFORMANCE: COMPARISONS BETWEEN MANUFACTURING AND SERVICE SECTORS","authors":"Meriç Esat Bebi̇toğlu","doi":"10.26468/trakyasobed.1106039","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1106039","url":null,"abstract":"Conditions of rapid change force businesses to increase their competitiveness. To increase their competitiveness, businesses are trying to make human resources more effective and efficient as well as harmonizing their improved physical and financial opportunities. The fact that the employee is committed to the job with vigorous energy and dedication from the very first day is an indicator of the high level of work engagement. It is considered that a high level of engagement will increase the competitiveness of the enterprise by positively affecting the business’s overall performance. The purpose of this study is to determine whether the level of job engagement of employees in the manufacturing or service sector differs according to gender, age and seniority.. Within the scope of the study, a survey was conducted among employees in various companies, both located in the service and manufacturing sectors, to investigate the effect of the level of job engagement on the perceived business performance. As the results of the survey were analyzed positive relation was found between work engagement and business performance perceived by the employees but no significant difference between the manufacturing and service sectors. The research has been expanded to obtain whether there is a relationship between age, gender, and seniority, as well as the perceived business performance of the sectors employed and the level of work engagement. According to the results obtained, and the relationship between the level of work engagement and performance, it has been determined that the younger have higher work engagement and perceived business performance levels.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116877107","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-17DOI: 10.26468/trakyasobed.1229434
Tansu Gönç, Tezcan Kartal, Talip Kri̇ndi̇
Öğretmen öz yeterliği, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonu uygulamalarına katılma kararlarının duygusal doğasını ele alan bir yapı iken, teknolojik pedagojik alan bilgisi, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonu uygulamalarına katılma kararlarının bilişsel doğasını ele alır. Öğretmen ya da öğretmen adaylarının sahip olduğu bilgi ve inançlar iç içe geçmiş ve ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğundan, her ikisi de öğretmen bilgisinin temel unsurları olarak kabul edilir. Bu çerçevede öğretmen adaylarının öz yeterlik inançları ile teknolojik pedagojik alan bilgileri arasındaki karmaşık etkileşimin doğası incelenmiştir. Araştırmada nicel araştırma desenlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma hedef evreni Orta Anadolu’da öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarından, örneklemi ise hedef evren içerisinden basit seçkisiz olarak seçilen 205 öğretmen adayından oluşmaktadır. Verilerin elde edilmesinde teknolojik pedagojik alan bilgisi öz değerlendirme ve öğretmenlik mesleğine yönelik öz yeterlilik ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, mod, medyan, aritmetik ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmen adaylarının TPAB, TAB, TPB ve PAB bileşenlerinin katılıyorum düzeyinde, öğretmen özyeterlik (öğrenci katılımında yeterlik, öğretim stratejilerinde yeterlik ve sınıf yönetiminde yeterlik) inançlarının ise biraz yeterli düzeyinde ortalama skorlara sahiptir. Öğretmen öz yeterlik alt boyutları blok olarak TPAB merkez bileşeni üzerinde yordama etkisi incelenmiş ve öğrenci katılımında yeterlik inançları ile TPAB bilgi alanı arasında pozitif orta büyüklükte bir ilişki vardır. TPAB’ın %12’sinin öğretmen öz yeterliği (öğrenci katılımda yeterlik) tarafından açıklanmıştır. Öğretmen öz yeterlik inançları (ÖKY, ÖSY ve SYY) ile türetilmiş TPAB bilgi alanları (TAB, TPB ve PAB) blok halinde TPAB değişkeninin %55,6’sı açıklanmaktadır. Benzer çalışmalar farklı bağlamlarda farklı değişkenler (inanç, tutumları) sürece dahil edilerek öğretmen ya da öğretmen adaylarının teknolojiyi kullanma niyetini etkileyen faktörler incelenebilir.
{"title":"Öğretmen Yeterlik İnançlarının Teknolojik Pedagojik Alan Bilgilerini Yordama Gücü: Hiyerarşik Çoklu Regresyon Analizi","authors":"Tansu Gönç, Tezcan Kartal, Talip Kri̇ndi̇","doi":"10.26468/trakyasobed.1229434","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1229434","url":null,"abstract":"Öğretmen öz yeterliği, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonu uygulamalarına katılma kararlarının duygusal doğasını ele alan bir yapı iken, teknolojik pedagojik alan bilgisi, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonu uygulamalarına katılma kararlarının bilişsel doğasını ele alır. Öğretmen ya da öğretmen adaylarının sahip olduğu bilgi ve inançlar iç içe geçmiş ve ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğundan, her ikisi de öğretmen bilgisinin temel unsurları olarak kabul edilir. Bu çerçevede öğretmen adaylarının öz yeterlik inançları ile teknolojik pedagojik alan bilgileri arasındaki karmaşık etkileşimin doğası incelenmiştir. Araştırmada nicel araştırma desenlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma hedef evreni Orta Anadolu’da öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarından, örneklemi ise hedef evren içerisinden basit seçkisiz olarak seçilen 205 öğretmen adayından oluşmaktadır. Verilerin elde edilmesinde teknolojik pedagojik alan bilgisi öz değerlendirme ve öğretmenlik mesleğine yönelik öz yeterlilik ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, mod, medyan, aritmetik ortalama, standart sapma ve hiyerarşik çoklu regresyon kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmen adaylarının TPAB, TAB, TPB ve PAB bileşenlerinin katılıyorum düzeyinde, öğretmen özyeterlik (öğrenci katılımında yeterlik, öğretim stratejilerinde yeterlik ve sınıf yönetiminde yeterlik) inançlarının ise biraz yeterli düzeyinde ortalama skorlara sahiptir. Öğretmen öz yeterlik alt boyutları blok olarak TPAB merkez bileşeni üzerinde yordama etkisi incelenmiş ve öğrenci katılımında yeterlik inançları ile TPAB bilgi alanı arasında pozitif orta büyüklükte bir ilişki vardır. TPAB’ın %12’sinin öğretmen öz yeterliği (öğrenci katılımda yeterlik) tarafından açıklanmıştır. Öğretmen öz yeterlik inançları (ÖKY, ÖSY ve SYY) ile türetilmiş TPAB bilgi alanları (TAB, TPB ve PAB) blok halinde TPAB değişkeninin %55,6’sı açıklanmaktadır. Benzer çalışmalar farklı bağlamlarda farklı değişkenler (inanç, tutumları) sürece dahil edilerek öğretmen ya da öğretmen adaylarının teknolojiyi kullanma niyetini etkileyen faktörler incelenebilir.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123178564","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-17DOI: 10.26468/trakyasobed.1181546
Kübra Erhan, S. Erhan
Kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar kentleşmenin birçok olumsuz etkisine maruz kalmaktadırlar. Nüfusun artmaya devam etmesi, işsizlik problemi, trafik sorunları, artan suç oranları ve düşen yaşam standartları buralarda yaşayan insanlar üzerindeki doğal stresör çeşitlerinden sadece birkaçıdır. Özellikle bu tip sorunlara sahip şehir yerleşenleri üzerlerindeki streslerden bir an bile olsa kurtulmak için kendilerini doğa ile baş başa bırakacak rekreatif etkinlikler arama ve yapma çabası içindedirler. Bu etkenler doğa yürüyüşü olarak isimlendirilen trekking sporunu şehir yerleşenleri için çok cazip kılmaktadır. Bu çalışmada doğa yürüyüşü yapan bireyler için İstanbul gibi bir metropole yakın olan Longoz Ormanlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak bölgede doğa yürüyüşü yapan bireylerden nitel araştırma metoduyla veriler toplanmıştır. Araştırmada yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile görüşmeler yapılmıştır. Verilerin yorumlanması içerik analizi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Longoz Ormanlarının doğa yürüyüşü bakımından oldukça güçlü yönlere sahip olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Longoz Ormanlarının Doğa Yürüyüşü Açısından İncelenmesi","authors":"Kübra Erhan, S. Erhan","doi":"10.26468/trakyasobed.1181546","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1181546","url":null,"abstract":"Kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar kentleşmenin birçok olumsuz etkisine maruz kalmaktadırlar. Nüfusun artmaya devam etmesi, işsizlik problemi, trafik sorunları, artan suç oranları ve düşen yaşam standartları buralarda yaşayan insanlar üzerindeki doğal stresör çeşitlerinden sadece birkaçıdır. Özellikle bu tip sorunlara sahip şehir yerleşenleri üzerlerindeki streslerden bir an bile olsa kurtulmak için kendilerini doğa ile baş başa bırakacak rekreatif etkinlikler arama ve yapma çabası içindedirler. Bu etkenler doğa yürüyüşü olarak isimlendirilen trekking sporunu şehir yerleşenleri için çok cazip kılmaktadır. Bu çalışmada doğa yürüyüşü yapan bireyler için İstanbul gibi bir metropole yakın olan Longoz Ormanlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak bölgede doğa yürüyüşü yapan bireylerden nitel araştırma metoduyla veriler toplanmıştır. Araştırmada yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile görüşmeler yapılmıştır. Verilerin yorumlanması içerik analizi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Longoz Ormanlarının doğa yürüyüşü bakımından oldukça güçlü yönlere sahip olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125666354","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-17DOI: 10.26468/trakyasobed.1225700
Eda Şahi̇narslan, H. Karakaş
Bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojik yeterliklerini ve pandemi sürecindeki uygulamalara yönelik görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaç çerçevesinde karma yöntemlerden açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel ve nitel süreçleri için ayrı ayrı çalışma grubu belirlenmiştir. Nicel veriler Çevrim İçi Teknolojilere Yönelik Öz Yeterlik Algısı Ölçeği ile toplanmış ve183 sınıf öğretmenine uygulanmıştır. Nitel verileri ise görüşme formu ile toplanmış ve 20 sınıf öğretmenine uygulanmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojilere yönelik öz yeterlik inançları genel anlamda yüksek düzeyde bulunmuştur. Sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojilere yönelik öz yeterlik algıları ortalama puanları farklı değişkenlere göre karşılaştırılmış, cinsiyet, görev yeri ve mesleki kıdem değişkenine göre fark gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Pandemi dönemi uzaktan eğitim sürecinde sınıf öğretmenlerinin yaşadıkları problemlere ilişkin görüşleri “teknolojik araçları kullanma, uygulamaları kullanma, ders içeriği ve ödevlendirme, konu ve ödevleri paylaşma” temalarında olduğu belirlenmiştir. Pandemi sonrasında yüz yüze eğitim sürecinde dersleri sadece sınıf ortamında yapmak yerine derslerin hem sınıf hem de sanal sınıf ortamı oluşturularak yürütülmesi öğrenci ve öğretmenlerin teknoloji kullanımı ile ilgili bilgilerini taze tutmasını sağlayacaktır.
{"title":"İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNİN ÇEVRİMİÇİ TEKNOLOJİK YETERLİLİKLERİ VE PANDEMİ SÜRECİNDEKİ UYGULAMALARA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ","authors":"Eda Şahi̇narslan, H. Karakaş","doi":"10.26468/trakyasobed.1225700","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1225700","url":null,"abstract":"Bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojik yeterliklerini ve pandemi sürecindeki uygulamalara yönelik görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaç çerçevesinde karma yöntemlerden açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel ve nitel süreçleri için ayrı ayrı çalışma grubu belirlenmiştir. Nicel veriler Çevrim İçi Teknolojilere Yönelik Öz Yeterlik Algısı Ölçeği ile toplanmış ve183 sınıf öğretmenine uygulanmıştır. Nitel verileri ise görüşme formu ile toplanmış ve 20 sınıf öğretmenine uygulanmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojilere yönelik öz yeterlik inançları genel anlamda yüksek düzeyde bulunmuştur. Sınıf öğretmenlerinin çevrimiçi teknolojilere yönelik öz yeterlik algıları ortalama puanları farklı değişkenlere göre karşılaştırılmış, cinsiyet, görev yeri ve mesleki kıdem değişkenine göre fark gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Pandemi dönemi uzaktan eğitim sürecinde sınıf öğretmenlerinin yaşadıkları problemlere ilişkin görüşleri “teknolojik araçları kullanma, uygulamaları kullanma, ders içeriği ve ödevlendirme, konu ve ödevleri paylaşma” temalarında olduğu belirlenmiştir. Pandemi sonrasında yüz yüze eğitim sürecinde dersleri sadece sınıf ortamında yapmak yerine derslerin hem sınıf hem de sanal sınıf ortamı oluşturularak yürütülmesi öğrenci ve öğretmenlerin teknoloji kullanımı ile ilgili bilgilerini taze tutmasını sağlayacaktır.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126607492","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-17DOI: 10.26468/trakyasobed.1183684
E. Uslu, Ayşen Akdemi̇r, S. Genç
Çalışmada öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri incelenmiştir. Eğitim fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma ilişkisel tarama deseninde yapılan nicel araştırmadır. Üniversite öğrencilerinin bölümleri basit rastlantısal örnekleme modeli ile belirlenmiştir. Farklı bölümlerde öğrenim gören öğrencilerden ise tabakalı örnekleme modeline uygun olacak şekilde 309 kişiden veri toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak Tutum’, ‘Teknik’, ‘Bilişsel’ ‘Sosyal’ olmak üzere dört alt boyut ve 17 sorudan oluşan dijital okuryazarlık ölçeği; “Öğrenme” ve “Gelişim” alt boyutları olmak üzere iki alt boyuttan ve 17 sorudan oluşan Yaşam boyu öğrenme ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerilerinin yüksek düzeyde olduğu; sivil toplum kuruluşuna üye olma, çevrimiçi kurslara katılım sağlama ve kişisel bilgisayarı bulunma durumlarına göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri arasında ilişki olduğu sonucuna ulaşılmış; yaşam boyu öğrenme becerilerinin öğretmen adaylarının dijital okuryazarlıklarının yordayıcısı olduğu belirlenmiştir.
{"title":"ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİJİTAL OKURYAZARLIKLARI İLE YAŞAM BOYU ÖĞRENME BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ","authors":"E. Uslu, Ayşen Akdemi̇r, S. Genç","doi":"10.26468/trakyasobed.1183684","DOIUrl":"https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1183684","url":null,"abstract":"Çalışmada öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri incelenmiştir. Eğitim fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma ilişkisel tarama deseninde yapılan nicel araştırmadır. Üniversite öğrencilerinin bölümleri basit rastlantısal örnekleme modeli ile belirlenmiştir. Farklı bölümlerde öğrenim gören öğrencilerden ise tabakalı örnekleme modeline uygun olacak şekilde 309 kişiden veri toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak Tutum’, ‘Teknik’, ‘Bilişsel’ ‘Sosyal’ olmak üzere dört alt boyut ve 17 sorudan oluşan dijital okuryazarlık ölçeği; “Öğrenme” ve “Gelişim” alt boyutları olmak üzere iki alt boyuttan ve 17 sorudan oluşan Yaşam boyu öğrenme ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerilerinin yüksek düzeyde olduğu; sivil toplum kuruluşuna üye olma, çevrimiçi kurslara katılım sağlama ve kişisel bilgisayarı bulunma durumlarına göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık ve yaşam boyu öğrenme becerileri arasında ilişki olduğu sonucuna ulaşılmış; yaşam boyu öğrenme becerilerinin öğretmen adaylarının dijital okuryazarlıklarının yordayıcısı olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":373770,"journal":{"name":"Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"89 6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129753840","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}