Numerical models have found widespread use in geosciences, mainly due to high-resolution datasets and the development of supercomputing facilities with powerful data processing and storage capabilities during the past two decades. Instantaneous and time-dependent geodynamic modeling studies were carried out in many regions of the Alpine-Himalayan orogenic belt, including the Anatolian Plate, to investigate mantle dynamics such as lower lithosphere deformation, upper mantle flow, and their surface implications.
This study focuses on the instantaneous numerical modeling technique by considering multidimensional thermomechanical models in the Central and East Anatolian plateaus. To this end, conventional geodynamic modeling processes are explained with a conceptual flow chart that shows a feed-forward backpropagation modeling architecture which is nonlinearly fed by a large parameter space. While addressing a complex natural phenomenon controlled by variables on a wide range of space-time scales, the limitations as well as advantages of numerical models are analyzed.
In addition to conventional techniques, systematic data improvement is discussed as a new strategy in data/parameter-dependent numerical model design through an iterative process based on the Grounded Theory method for the construction of an explanatory theory from the model. This involves not refinement but (re)construction of the data (i.e., measurement/analysis/scaling) as an effective way to reveal theory/information grounded in data.
It is speculated that this procedure, which includes problem-oriented data reconstruction accompanying the numerical modeling process, may provide an integrated perspective for instantaneous numerical modelling.
{"title":"A Discussion on Geodynamic Modeling Methodology: Inferences from Numerical Models in the Anatolian Plate","authors":"Ebru ŞENGÜL ULUOCAK","doi":"10.25288/tjb.1318091","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1318091","url":null,"abstract":"Numerical models have found widespread use in geosciences, mainly due to high-resolution datasets and the development of supercomputing facilities with powerful data processing and storage capabilities during the past two decades. Instantaneous and time-dependent geodynamic modeling studies were carried out in many regions of the Alpine-Himalayan orogenic belt, including the Anatolian Plate, to investigate mantle dynamics such as lower lithosphere deformation, upper mantle flow, and their surface implications. 
 This study focuses on the instantaneous numerical modeling technique by considering multidimensional thermomechanical models in the Central and East Anatolian plateaus. To this end, conventional geodynamic modeling processes are explained with a conceptual flow chart that shows a feed-forward backpropagation modeling architecture which is nonlinearly fed by a large parameter space. While addressing a complex natural phenomenon controlled by variables on a wide range of space-time scales, the limitations as well as advantages of numerical models are analyzed. 
 In addition to conventional techniques, systematic data improvement is discussed as a new strategy in data/parameter-dependent numerical model design through an iterative process based on the Grounded Theory method for the construction of an explanatory theory from the model. This involves not refinement but (re)construction of the data (i.e., measurement/analysis/scaling) as an effective way to reveal theory/information grounded in data. 
 It is speculated that this procedure, which includes problem-oriented data reconstruction accompanying the numerical modeling process, may provide an integrated perspective for instantaneous numerical modelling.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134972034","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yer bilimleri ile ilgili bir araştırmada, jeolojik veya mühendislik problemlerini incelerken, modelleme çalışmaları iki aşamalı olarak işlev görmektedir; i) arazi çalışmasından önce ölçüm parametrelerinin elde edilmesi (kavramsal model) ve ii) arazi çalışmasından sonra, kavramsal model yardımıyla tahmini yeraltı modelinin doğruluğunun kontrol edilmesi. Sayısal modelleme süreci her iki aşamada da tek başına yeterli olmamakla birlikte, disiplinler arası çalışmalardan elde edilen ek bilgilerle sayısal modellerin gerçekçi bir yeraltı yapısına yakınsaması mümkündür.
Bu makalede yerbilimlerinde kullanılan modelleme çalışmaları ile ilgili bir iş akışı tanımlanmıştır ve Çanakkale (Türkiye) eski düzensiz katı atık depolama alanında gerçekleştirilen bir çevre kirliliği araştırması bu iş akışı takip edilerek sunulmuştur. Buna göre, kavramsal bir modele göre belirlenen doğrultularda elektrik özdirenç yöntemi ile tomografi ölçüleri alınmış, çalışma alanın yeraltı özdirenç yapısından gözeneklilik kesiti elde edilerek, varsayımsal iki boyutlu (2B) sayısal birleşik kirlilik iletim modeli üretilmiştir. Sonuçlar, jeofizik ölçümlerin yapıldığı yıllar (2004, 2008 ve 2009) ve sayısal modelleme zamanı (13,6 yıl) boyunca depolama sahasından kaynaklanan kirliliğin mekânsal ve zamansal değişimini göstermektedir. Ayrıca, sayısal modelleme sonuçları, olası araştırma profilinin uzunluğu ve derinliği ile (sırasıyla, ~40-250 m ve 0-25 m), ileride bu bölgede yapılabilecek kirlilik çalışmaları için kavramsal bir model sunmaktadır. Sonuçlar, açık atık depolama alanı gibi kirletici bir kaynaktan yayılan kirlilik bulutunun uzamsal ve zamansal yayılımına duyarlı sayısal modeller ve jeofizik çalışmaların birlikte değerlendirilmesinin önemini göstermektedir.
{"title":"Yer Bilimlerinde Modellemeye Genel Bir Bakış; Çevre Jeofiziği Uygulamalarından Çıkarımlar","authors":"Ebru ŞENGÜL ULUOCAK, Emin ULUGERGERLİ","doi":"10.25288/tjb.1325550","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1325550","url":null,"abstract":"Yer bilimleri ile ilgili bir araştırmada, jeolojik veya mühendislik problemlerini incelerken, modelleme çalışmaları iki aşamalı olarak işlev görmektedir; i) arazi çalışmasından önce ölçüm parametrelerinin elde edilmesi (kavramsal model) ve ii) arazi çalışmasından sonra, kavramsal model yardımıyla tahmini yeraltı modelinin doğruluğunun kontrol edilmesi. Sayısal modelleme süreci her iki aşamada da tek başına yeterli olmamakla birlikte, disiplinler arası çalışmalardan elde edilen ek bilgilerle sayısal modellerin gerçekçi bir yeraltı yapısına yakınsaması mümkündür.
 
 Bu makalede yerbilimlerinde kullanılan modelleme çalışmaları ile ilgili bir iş akışı tanımlanmıştır ve Çanakkale (Türkiye) eski düzensiz katı atık depolama alanında gerçekleştirilen bir çevre kirliliği araştırması bu iş akışı takip edilerek sunulmuştur. Buna göre, kavramsal bir modele göre belirlenen doğrultularda elektrik özdirenç yöntemi ile tomografi ölçüleri alınmış, çalışma alanın yeraltı özdirenç yapısından gözeneklilik kesiti elde edilerek, varsayımsal iki boyutlu (2B) sayısal birleşik kirlilik iletim modeli üretilmiştir. Sonuçlar, jeofizik ölçümlerin yapıldığı yıllar (2004, 2008 ve 2009) ve sayısal modelleme zamanı (13,6 yıl) boyunca depolama sahasından kaynaklanan kirliliğin mekânsal ve zamansal değişimini göstermektedir. Ayrıca, sayısal modelleme sonuçları, olası araştırma profilinin uzunluğu ve derinliği ile (sırasıyla, ~40-250 m ve 0-25 m), ileride bu bölgede yapılabilecek kirlilik çalışmaları için kavramsal bir model sunmaktadır. Sonuçlar, açık atık depolama alanı gibi kirletici bir kaynaktan yayılan kirlilik bulutunun uzamsal ve zamansal yayılımına duyarlı sayısal modeller ve jeofizik çalışmaların birlikte değerlendirilmesinin önemini göstermektedir.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136035584","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yusuf Emrah YILMAZ, Ayşe ATAKUL-ÖZDEMİR, Ayten KOÇ
Toroslar bindirme-kıvrım kuşağı, Afrika ve Avrasya plakalarının Kretase’den günümüze değin devam eden yaklaşık K-G yönlü yakınsama hareketine bağlı olarak oluşmuştur. Bu hareket aynı zamanda Isparta Büklümü olarak bilinen karmaşık tektonik yapının gelişmesine de neden olmuştur. Neojen’de ise, Batı ve Orta Toroslar ile Isparta Büklümü’nün iç kesimleri, kırıntılı sedimanlar ve karbonatlarla karakterize edilen denizel tortul birimler ile örtülmüştür (Antalya Havza Kompleksi).
Bu denizel havzalardan biri olan Manavgat Havzası, kuzeyde Toroslar üzerine aşmalı uyumsuzluk ile yerleşmiştir. Temel olarak Manavgat Havzası, Erken Miyosen’den Pliyosen’e kadar geçen süre içerisinde 1 km’den fazla istif kalınlığına sahip olmuştur. Dolayısı ile bu döneme ait litostratigrafik kayıtlara ek olarak kabuksal deformasyona ait jeolojik kayıtları da tutması beklenmektedir. Manavgat Havzası’nda litostratigrafik olarak 7 temel birim saptanmıştır ve bunlar; önceki çalışmalar ile uyumlu olarak 1) Tepekli Formasyonu (Burdigaliyen-E. Langiyen), 2) Oymapınar Kireçtaşı (G. Burdigaliyen-Langiyen), 4) Çakallar Breşi (Langiyen), 4) Geceleme Formasyonu (G. Langiyen-Serravaliyen), 5) Karpuzçay Formasyonu (Geç Langiyen-Tortoniyen), 6) Pliyosen birimler (Yenimahalle ve Kurşunlu formasyonları) ve 7) Belkıs Konglomerası (Kuvaterner) şeklinde adlandırılmıştır. Karpuzçay Formasyonuna ait 2 farklı ölçülü kesitten paleontolojik amaçlı örnekler alınmış ve yaş tayini yapılmıştır. Bu çalışmalar, Karpuzçay Formasyonu’nun G. Langiyen-Tortoniyen dönemde, derin denizel dış neritik-batiyal bir ortamda çökeldiğini göstermiştir. Litostratigrafik özelliklerin yanı sıra, Manavgat Havzası’nı şekillendiren yapısal unsurlar da çalışılmış ve Tortoniyen yaşlı Çardakköy Bindirmesi ilk defa bu çalışmada tanımlanmıştır.
Sonuç olarak, bölgede iki farklı tektonik rejimin varlığı belirlenmiştir. Buna göre, bölgede Tortoniyen öncesinde genişlemeli bir tektonik rejim mevcutken, Tortoniyen sonrasında ise sıkışmalı bir rejimin varlığı söz konusudur. Bu çalışmada elde edilen paleogerilim fazları, bölgede etkin olanAfrika ve Avrasya arasındaki K-G yönlü yakınsama hareketi ile birlikte Isparta Büklümü altındaki parçalı dalan levha kinematiğinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
{"title":"Manavgat Havzasının (Antalya, Türkiye) Neojen Litostratigrafisi ve Yapısal Unsurları","authors":"Yusuf Emrah YILMAZ, Ayşe ATAKUL-ÖZDEMİR, Ayten KOÇ","doi":"10.25288/tjb.1291058","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1291058","url":null,"abstract":"Toroslar bindirme-kıvrım kuşağı, Afrika ve Avrasya plakalarının Kretase’den günümüze değin devam eden yaklaşık K-G yönlü yakınsama hareketine bağlı olarak oluşmuştur. Bu hareket aynı zamanda Isparta Büklümü olarak bilinen karmaşık tektonik yapının gelişmesine de neden olmuştur. Neojen’de ise, Batı ve Orta Toroslar ile Isparta Büklümü’nün iç kesimleri, kırıntılı sedimanlar ve karbonatlarla karakterize edilen denizel tortul birimler ile örtülmüştür (Antalya Havza Kompleksi).
 
 Bu denizel havzalardan biri olan Manavgat Havzası, kuzeyde Toroslar üzerine aşmalı uyumsuzluk ile yerleşmiştir. Temel olarak Manavgat Havzası, Erken Miyosen’den Pliyosen’e kadar geçen süre içerisinde 1 km’den fazla istif kalınlığına sahip olmuştur. Dolayısı ile bu döneme ait litostratigrafik kayıtlara ek olarak kabuksal deformasyona ait jeolojik kayıtları da tutması beklenmektedir. Manavgat Havzası’nda litostratigrafik olarak 7 temel birim saptanmıştır ve bunlar; önceki çalışmalar ile uyumlu olarak 1) Tepekli Formasyonu (Burdigaliyen-E. Langiyen), 2) Oymapınar Kireçtaşı (G. Burdigaliyen-Langiyen), 4) Çakallar Breşi (Langiyen), 4) Geceleme Formasyonu (G. Langiyen-Serravaliyen), 5) Karpuzçay Formasyonu (Geç Langiyen-Tortoniyen), 6) Pliyosen birimler (Yenimahalle ve Kurşunlu formasyonları) ve 7) Belkıs Konglomerası (Kuvaterner) şeklinde adlandırılmıştır. Karpuzçay Formasyonuna ait 2 farklı ölçülü kesitten paleontolojik amaçlı örnekler alınmış ve yaş tayini yapılmıştır. Bu çalışmalar, Karpuzçay Formasyonu’nun G. Langiyen-Tortoniyen dönemde, derin denizel dış neritik-batiyal bir ortamda çökeldiğini göstermiştir. Litostratigrafik özelliklerin yanı sıra, Manavgat Havzası’nı şekillendiren yapısal unsurlar da çalışılmış ve Tortoniyen yaşlı Çardakköy Bindirmesi ilk defa bu çalışmada tanımlanmıştır. 
 Sonuç olarak, bölgede iki farklı tektonik rejimin varlığı belirlenmiştir. Buna göre, bölgede Tortoniyen öncesinde genişlemeli bir tektonik rejim mevcutken, Tortoniyen sonrasında ise sıkışmalı bir rejimin varlığı söz konusudur. Bu çalışmada elde edilen paleogerilim fazları, bölgede etkin olanAfrika ve Avrasya arasındaki K-G yönlü yakınsama hareketi ile birlikte Isparta Büklümü altındaki parçalı dalan levha kinematiğinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136337871","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada 17 Ağustos 1999 (Mw 7,4) ve 12 Kasım 1999 (Mw 7,2) tarihlerinde meydana gelen depremler sebebiyle büyük ölçüde yıkıma uğrayan Adapazarı kent merkezinin, mevcut kentsel alanlar ve yeni gelişme alanlarının yer seçimi ile jeolojik ve jeomorfolojik yapının ilişkisinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Sakarya Nehri’nin taşıdığı alüvyon zemin yapısına sahip, yeraltı su seviyesinin oldukça yüksek olduğu Adapazarı Ovası’na kurulmuş olan Adapazarı kent merkezi; 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde meydana gelen sıvılaşmaya bağlı hasar oluşumunda, depremlerin etkilediği yerleşim alanları içerisinde ilk sırada yer almaktadır. 07.01.2010 tarihinde onaylanan Sakarya ili 1/100.000 ölçekli 2025 yılı Çevre Düzeni Planı kapsamında, Adapazarı kent merkezinin tamamını içine alan Merkez Planlama Bölgesi, çalışma alanı olarak kabul edilmiştir. Hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, sayısal yükseklik modelleri ve kurumlardan elde edilen sayısal verilerin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak üst üste getirilmiş; çalışma alanına ait jeolojik – jeomorfolojik yapı ve kent formu arasındaki ilişki ortaya koyulmuştur. Temel amacı jeolojik ve jeomorfolojik yapının, deprem sonrası kent dokusu üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi olan bu çalışmada; kentsel gelişmeye etki eden jeolojik ve jeomorfolojik faktörler, Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemiyle ağırlıklandırılarak; 1999 depremleri sonrası değişen kentsel dokuyla olan ilişkisi tartışılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen sentez haritası ile kentsel dokunun çakıştırılması sonucunda çalışma alanının %65’inin yerleşme için uygun olmayan yapıda olmasına rağmen yapılaşmanın devam ettiği; 1999 depremleri sonrası mevcut kent merkezinin kuzeyinde yer seçen yeni gelişme alanlarının ise jeolojik ve jeomorfolojik açıdan yerleşime uygun yapıda olduğu tespit edilmiştir.
1999年8月17日(7.4 Mw)和1999年11月12日(7.2 Mw),市中心、城市地区大规模毁灭性地震造成的地震影响以及地质和地貌结构的新发展正在显现。阿达帕扎尔的市中心位于撒哈拉河的Aluvian土地的低水位,水位很高;1999年8月17日和11月12日,由于地震造成的破坏,地震首先发生在地震受灾地区。作为2010年1月7日批准的2025年环境规划的一部分,包括岛上整个市中心的中央规划区被接受为研究领域,包括1/100000。气象照片、卫星图像、数字高度模型和各机构的数字数据已通过哥伦比亚广播公司上传;地质学的研究领域——地貌结构与城市形态之间的关系。主要目标是评估地貌和地貌结构对地震余震的影响;采用层次分析法对影响城市发展的地质地貌因素进行了权衡;1999年,在肯采尔·多库伊拉·奥兰·伊利什基西·塔特(英语:depremleri sonrasıdeğişen kentsel dokuyla olan ilişkisi tartışılmı。由于分析,该车间的建设,不适合安装65%的城市触觉,继续对抗合成图所获得的;1999年地震后,市中心北部的新开发区已被确定为地质和地貌区。
{"title":"Jeolojik ve Jeomorfolojik Yapının 1999 Depremleri Sonrası Adapazarı Kent Dokusunun Oluşumundaki Etkisi","authors":"Sedanur Şakar, Hidayet Taga, Fikret Zorlu","doi":"10.25288/tjb.1289115","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1289115","url":null,"abstract":"Bu çalışmada 17 Ağustos 1999 (Mw 7,4) ve 12 Kasım 1999 (Mw 7,2) tarihlerinde meydana gelen depremler sebebiyle büyük ölçüde yıkıma uğrayan Adapazarı kent merkezinin, mevcut kentsel alanlar ve yeni gelişme alanlarının yer seçimi ile jeolojik ve jeomorfolojik yapının ilişkisinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Sakarya Nehri’nin taşıdığı alüvyon zemin yapısına sahip, yeraltı su seviyesinin oldukça yüksek olduğu Adapazarı Ovası’na kurulmuş olan Adapazarı kent merkezi; 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde meydana gelen sıvılaşmaya bağlı hasar oluşumunda, depremlerin etkilediği yerleşim alanları içerisinde ilk sırada yer almaktadır. 07.01.2010 tarihinde onaylanan Sakarya ili 1/100.000 ölçekli 2025 yılı Çevre Düzeni Planı kapsamında, Adapazarı kent merkezinin tamamını içine alan Merkez Planlama Bölgesi, çalışma alanı olarak kabul edilmiştir. Hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, sayısal yükseklik modelleri ve kurumlardan elde edilen sayısal verilerin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak üst üste getirilmiş; çalışma alanına ait jeolojik – jeomorfolojik yapı ve kent formu arasındaki ilişki ortaya koyulmuştur. Temel amacı jeolojik ve jeomorfolojik yapının, deprem sonrası kent dokusu üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi olan bu çalışmada; kentsel gelişmeye etki eden jeolojik ve jeomorfolojik faktörler, Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemiyle ağırlıklandırılarak; 1999 depremleri sonrası değişen kentsel dokuyla olan ilişkisi tartışılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen sentez haritası ile kentsel dokunun çakıştırılması sonucunda çalışma alanının %65’inin yerleşme için uygun olmayan yapıda olmasına rağmen yapılaşmanın devam ettiği; 1999 depremleri sonrası mevcut kent merkezinin kuzeyinde yer seçen yeni gelişme alanlarının ise jeolojik ve jeomorfolojik açıdan yerleşime uygun yapıda olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-08-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"43358951","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doğal ve/veya jeolojik miras şehirlere değer katan ve kimlik kazandıran varlıklar olup giderek daha çok dikkat çekmekte ve korunmasına özen gösterilmektedir. Jeolojik miras, bulunduğu bölgenin jeolojik evrimini ve o evrimdeki çok önemli olayları temsil eder. Mevcut bilimsel veriler ışığında jeolojik mirasın belirlenmesi, envanterinin yapılması yerbilimcilerin, bunların tescili ve koruma önlemlerinin alınması, yerel kalkınma için kullanılması ise karar vericilerin sorumluluğundadır. Bu çalışmada, Jeolojik Mirası Koruma Derneği’nin (JEMİRKO) kayıtlarından yararlanılarak, Konya il merkezi ve ilçelerinde var olan jeolojik mirasın tanıtılması ve niteliklerinin tespiti amaçlanmıştır. Araştırma henüz başlangıç aşamasında olup zamanla daha da genişletilecektir. İncelemeler Konya’da, çoğunluğu uluslararası nitelikte 61 jeositin varlığını göstermektedir. Bunlara ilaveten 22 doğal miras ve 9 tescilli alan (milli park, tabiat parkı) bulunmakta olup bu potansiyel, bölge için eşsiz bir jeoturizm fırsatı sunmaktadır.
研究表明,自然和/或地质遗产城市更具吸引力和保护价值,更具洪水和身份认同价值。地质遗产代表了该地区的地质演变和宇宙中非常重要的事件。Mevcut bilimsel verilerışığında jeolojik mirasın belillenmesi,envanterinin yapılmasıyerbilimcilerin,bunların tescili ve korumaönlemlerin alınması,yerel kalkınma için kullanılma is karar vericilerin sorumluluğundadır。在这项工作中,JEMIRKO地质遗产部(JEMIRKO)的记录旨在确定刚果年份和县的地质遗产。这项研究现在将在初期和以后进行扩展。科尼亚的研究表明,大多数国家都有61个国际水平的地质点。这是一个潜在的非地理旅游机会,该地区有22个自然遗产和9个主要地区(milli公园、tabiat公园)。
{"title":"Konya İlinin Doğal Varlıkları ve Jeolojik Miras Potansiyeli","authors":"Nizamettin Kazanci, Gülin GENÇOĞLU KORKMAZ","doi":"10.25288/tjb.1321896","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1321896","url":null,"abstract":"Doğal ve/veya jeolojik miras şehirlere değer katan ve kimlik kazandıran varlıklar olup giderek daha çok dikkat çekmekte ve korunmasına özen gösterilmektedir. Jeolojik miras, bulunduğu bölgenin jeolojik evrimini ve o evrimdeki çok önemli olayları temsil eder. Mevcut bilimsel veriler ışığında jeolojik mirasın belirlenmesi, envanterinin yapılması yerbilimcilerin, bunların tescili ve koruma önlemlerinin alınması, yerel kalkınma için kullanılması ise karar vericilerin sorumluluğundadır. Bu çalışmada, Jeolojik Mirası Koruma Derneği’nin (JEMİRKO) kayıtlarından yararlanılarak, Konya il merkezi ve ilçelerinde var olan jeolojik mirasın tanıtılması ve niteliklerinin tespiti amaçlanmıştır. Araştırma henüz başlangıç aşamasında olup zamanla daha da genişletilecektir. İncelemeler Konya’da, çoğunluğu uluslararası nitelikte 61 jeositin varlığını göstermektedir. Bunlara ilaveten 22 doğal miras ve 9 tescilli alan (milli park, tabiat parkı) bulunmakta olup bu potansiyel, bölge için eşsiz bir jeoturizm fırsatı sunmaktadır.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45466544","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study aims to determine the provenance of grinding stone tools unearthed from the Neolithic phases of Sumaki Höyük settlement using a portable Energy Dispersive X-ray Fluorescence Spectrometer (P-EDXRF) and X-ray Diffraction spectrometer (XRD). Sumaki Höyük is located in the Lower Garzan Basin of Batman province, Turkey. The settlement is dated to 9084 - 8123 cal BP. Grinding stone tools in this settlement are usually made of basalt. Albeit at low amounts, limestone was also used in the production of grinding stones. The Lower Garzan Basin, located to the east of Diyarbakır Basin, is surrounded by Mount Kıradağı and Mount Raman to the west and the Garzan and Kentalan Anticlinal to the east with Kıradağı extending in a northwest-southeast direction. The basalt flow occurred in the Quaternary period. Samples collected from different parts of the Neolithic phase of Sumaki Höyük and the Kıradağı basalt flows were analyzed using P-EDXRF to determine their chemical composition. The same samples were also analyzed using XRD to determine their mineral composition. P-EDXRF and XRD analyses reveal that the samples from Sumaki Höyük and Kıradağı are in good accordance with each other. It is therefore understood that the basalt stone tools used in the settlement were taken from the Kıradağı basalts. Data gathered on the characteristics of potential source locations provide an insight into the settlement strategy and mobility of Neolithic communities.
本研究旨在利用便携式能量色散x射线荧光光谱仪(P-EDXRF)和x射线衍射光谱仪(XRD)确定Sumaki Höyük聚落新石器时期出土的磨石工具的来源。Sumaki Höyük位于土耳其巴特曼省的下加尔赞盆地。该定居点可追溯到9084 - 8123 cal BP。这个聚落的磨石工具通常是由玄武岩制成的。尽管数量很少,石灰石也被用于生产磨石。下加尔赞盆地位于Diyarbakır盆地的东部,西部为Kıradağı山和拉曼山,东部为加尔赞和肯塔兰背斜,Kıradağı向西北-东南方向延伸。玄武岩流发生于第四纪。利用P-EDXRF分析了Sumaki Höyük新石器时代不同部位和Kıradağı玄武岩流的样品,以确定其化学成分。同样的样品也用XRD进行了分析,以确定其矿物组成。P-EDXRF和XRD分析表明,Sumaki Höyük和Kıradağı样品的一致性很好。因此可以理解,在定居点中使用的玄武岩石器是从Kıradağı玄武岩中提取的。收集到的关于潜在来源位置特征的数据提供了对新石器时代社区的定居策略和流动性的深入了解。
{"title":"Sumaki Höyük (Batman, Türkiye) Neolitik Yerleşiminde Bulunan Bazalt Parçalarının Çok Perspektifli Jeokimyasal ve Mineralojik Analizi","authors":"Savaş Sarialtun, Mustafa Avcioğlu, Mahmut Aydin","doi":"10.25288/tjb.1310550","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1310550","url":null,"abstract":"This study aims to determine the provenance of grinding stone tools unearthed from the Neolithic phases of Sumaki Höyük settlement using a portable Energy Dispersive X-ray Fluorescence Spectrometer (P-EDXRF) and X-ray Diffraction spectrometer (XRD). Sumaki Höyük is located in the Lower Garzan Basin of Batman province, Turkey. The settlement is dated to 9084 - 8123 cal BP. Grinding stone tools in this settlement are usually made of basalt. Albeit at low amounts, limestone was also used in the production of grinding stones. The Lower Garzan Basin, located to the east of Diyarbakır Basin, is surrounded by Mount Kıradağı and Mount Raman to the west and the Garzan and Kentalan Anticlinal to the east with Kıradağı extending in a northwest-southeast direction. The basalt flow occurred in the Quaternary period. Samples collected from different parts of the Neolithic phase of Sumaki Höyük and the Kıradağı basalt flows were analyzed using P-EDXRF to determine their chemical composition. The same samples were also analyzed using XRD to determine their mineral composition. P-EDXRF and XRD analyses reveal that the samples from Sumaki Höyük and Kıradağı are in good accordance with each other. It is therefore understood that the basalt stone tools used in the settlement were taken from the Kıradağı basalts. Data gathered on the characteristics of potential source locations provide an insight into the settlement strategy and mobility of Neolithic communities.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-07-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47008846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Foça Çöküntüsü’nün batı kenarında yer alan Kösedere ve Mordoğan alt havzalarındaki orta Miyosen tortullaşması, egemen gölsel Hisarcık formasyonu ile temsil edilir. Hisarcık formasyonu, erken Miyosen sonunda bölgeye yerleşen kalkalkalen karakterli volkanitler (Karaburun volkanitleri ve Foça tüfü) üzerinde uyumsuzlukla yer alır. Orta Miyosen havzalarının sınır fayları boyunca yüzeyleyen Karaburun volkanitleri andezit bileşimlidir. Foça tüfü riyolitik ignimbiritlerle temsil edilir. Hisarcık formasyonunun havza kenarı alüviyal çökellerini temsil eden Kösedere üyesi, Kösedere alt havzasının sınır fayları önünde çökelmiştir. Gölsel kıyıyüzünde çökelmiş yeşil renkli kiltaşı-silttaşı topluluğundan oluşan Karabağları üyesi, yanal-düşey geçiş ilişkisiyle Kösedere üyesi üzerine gelir. Karabağları üyesinin Mordoğan alt havzasındaki yanal eşdeğeri kabul edilen Ardıç üyesi, çamur düzlüğü çökelimini yansıtan çamurtaşı-kumtaşı ardışık istifiyle simgelenir ve geç MN5 biyozonuna ait büyük memeli fosilleri kapsar. Hisarcık gölsel çökeliminin son dönemini yansıtan Mordoğan kireçtaşı üyesi, Karabağları ve Ardıç üyeleri üzerine geçişli gelir. Hisarcık formasyonu üzerine, MN10-11 biyozonlarına ait büyük memeli fosilleri kapsayan Esendere grubu çökelleri uyumsuzlukla gelir. Hisarcık formasyonu, Sakız Adası, Çeşme Yarımadası ve Foça Çöküntüsü’nde temsil edilir. Sakız Adası’nda Keramaria ve Nenita birimleri, Çeşme Yarımadası’nda Çiftlik formasyonu ve Foça Çöküntüsü’nde Aliağa kireçtaşı, Hisarcık formasyonu ile deneştirilebilir. Urla havzası ve İzmir Körfezi adalar topluluğunda yüzeyleyen Urla grubu çökelleri, Hisarcık formasyonunun eşdeğeridir.
科索沃的中米约森龙卷风和位于海岸区西部的Mordoğan子池以Hisarchik湖的形式表示。Hisarcık formasyonu,erken Miyosen sonunda bölgeye yerleşen kalkalkalkalen karakterli volkanitler(Karabrun volkanitleri ve Foça tüfü)üzerinde uyumsuzlukla yer alır。穿越地中海边界的加勒比海火山分布在安第斯山脉。焦点类型以修辞点火为代表。代表海洋铝废料海岸的Koszera的一名成员在海岸海底海岸前坍塌。红十字会是红十字会的一员,也是红十字会的成员,红十字会在湖边解体。这位Ardic成员接受了他的邻居Mordoğan水下游泳池的煤炭价值,他将被砖沙坍塌的痕迹所标记,并将包含晚期MN5生物量的大型哺乳动物。Hisarcık gölselçökelimiin的儿子dönemini yansıtan Mordoğan kireçtaşıüyesi,Karabağlarıve Ardıçüyeleriüzerine geçişli gelir。在歇斯底里的形成过程中,属于MN10-11生物群的大型哺乳动物化石与Esendere群的废物不相容。歇斯底里的形式,红岛,闪电场和焦点群岛被代表。萨克森岛上的Keramaria和Nenita单元可以与Field格式中的Alias的Kiriatus、Hisarcık格式和中东的Focus Islands进行比较。乌拉海和埃及湾与位于群岛郊区的乌拉湾相同。
{"title":"Neogene Geology and Stratigraphic Correlation of Mordoğan Region, Karaburun Peninsula, Western Anatolia","authors":"Fikret Göktaş, Serdar Mayda","doi":"10.25288/tjb.1316807","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1316807","url":null,"abstract":"Foça Çöküntüsü’nün batı kenarında yer alan Kösedere ve Mordoğan alt havzalarındaki orta Miyosen tortullaşması, egemen gölsel Hisarcık formasyonu ile temsil edilir. Hisarcık formasyonu, erken Miyosen sonunda bölgeye yerleşen kalkalkalen karakterli volkanitler (Karaburun volkanitleri ve Foça tüfü) üzerinde uyumsuzlukla yer alır. Orta Miyosen havzalarının sınır fayları boyunca yüzeyleyen Karaburun volkanitleri andezit bileşimlidir. Foça tüfü riyolitik ignimbiritlerle temsil edilir. Hisarcık formasyonunun havza kenarı alüviyal çökellerini temsil eden Kösedere üyesi, Kösedere alt havzasının sınır fayları önünde çökelmiştir. Gölsel kıyıyüzünde çökelmiş yeşil renkli kiltaşı-silttaşı topluluğundan oluşan Karabağları üyesi, yanal-düşey geçiş ilişkisiyle Kösedere üyesi üzerine gelir. Karabağları üyesinin Mordoğan alt havzasındaki yanal eşdeğeri kabul edilen Ardıç üyesi, çamur düzlüğü çökelimini yansıtan çamurtaşı-kumtaşı ardışık istifiyle simgelenir ve geç MN5 biyozonuna ait büyük memeli fosilleri kapsar. Hisarcık gölsel çökeliminin son dönemini yansıtan Mordoğan kireçtaşı üyesi, Karabağları ve Ardıç üyeleri üzerine geçişli gelir. Hisarcık formasyonu üzerine, MN10-11 biyozonlarına ait büyük memeli fosilleri kapsayan Esendere grubu çökelleri uyumsuzlukla gelir. Hisarcık formasyonu, Sakız Adası, Çeşme Yarımadası ve Foça Çöküntüsü’nde temsil edilir. Sakız Adası’nda Keramaria ve Nenita birimleri, Çeşme Yarımadası’nda Çiftlik formasyonu ve Foça Çöküntüsü’nde Aliağa kireçtaşı, Hisarcık formasyonu ile deneştirilebilir. Urla havzası ve İzmir Körfezi adalar topluluğunda yüzeyleyen Urla grubu çökelleri, Hisarcık formasyonunun eşdeğeridir.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47574127","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The İstanbul-Zonguldak Tectonic Unit is regarded as the easternmost fragment of Avalonia-Carolina and stands for Far East Avalonia. Its stratigraphy also is characterized by discontinuous sedimentation from Late Ediacaran to Late Carboniferous. In the western part of the block, known as the İstanbul Terrane, the Gözdağ Formation is represented by lagoonal sedimentary rocks consisting of shale-sandstone with limestone of Middle Ordovician-Lower Silurian age. Here, I report on stratigraphic positions and petrographical and geochemical data of fine- and coarse-grained tuffs and lavas in the Late Ordovician strata of the Gözdağ Formation. The fine- and coarse-grained tuffs have pyroclastic and the lavas have porphyritic, vitrophyric and aphanitic textures. The fine-and coarse-grained tuffs are Sandbian and Katian ages, and the lavas are Hirnantian ages, according to the stratigraphic positions of the Late Ordovician volcanic rocks. Geochemically, the-fine grained tuffs have High-K calc-alkaline character and the coarse-grained tuffs and lavas have calc-alkaline affinity. They are devoid of noticeable with-in plate components, as deduced by the presence of obvious negative Nb anomalies, and they have subduction signatures. In conjunction with the data from literature, the Sandbian fine-grained tuffs were deposited in a lagoonal depocenter in the İstanbul-Zonguldak Tectonic Unit during the Taconic orogeny formed in the earliest late Ordovician between the Piedmont Terrane and Laurentia. The Katian coarse-grained tuffs were deposited in a shallow marine in it during the last phase of the consumption of the Teisseyre-Tornquist Ocean from volcanoes occurred in volcanic arc-related settings. Besides, I the Hirnantian lavas flowed in a lagoonal depocenter in it during the soft-docking of Avalonia and Baltica, known as the pre-Caledonian orogeny.
{"title":"Geological and geochemical characteristics of Late Ordovician volcanic levels of the Gözdağ Formation in the İstanbul-Zonguldak Tectonic Unit (NW Turkey): Implications for global events during the Ordovician","authors":"Fatih Şen","doi":"10.25288/tjb.1217648","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1217648","url":null,"abstract":"The İstanbul-Zonguldak Tectonic Unit is regarded as the easternmost fragment of Avalonia-Carolina and stands for Far East Avalonia. Its stratigraphy also is characterized by discontinuous sedimentation from Late Ediacaran to Late Carboniferous. In the western part of the block, known as the İstanbul Terrane, the Gözdağ Formation is represented by lagoonal sedimentary rocks consisting of shale-sandstone with limestone of Middle Ordovician-Lower Silurian age. Here, I report on stratigraphic positions and petrographical and geochemical data of fine- and coarse-grained tuffs and lavas in the Late Ordovician strata of the Gözdağ Formation. The fine- and coarse-grained tuffs have pyroclastic and the lavas have porphyritic, vitrophyric and aphanitic textures. The fine-and coarse-grained tuffs are Sandbian and Katian ages, and the lavas are Hirnantian ages, according to the stratigraphic positions of the Late Ordovician volcanic rocks. Geochemically, the-fine grained tuffs have High-K calc-alkaline character and the coarse-grained tuffs and lavas have calc-alkaline affinity. They are devoid of noticeable with-in plate components, as deduced by the presence of obvious negative Nb anomalies, and they have subduction signatures. In conjunction with the data from literature, the Sandbian fine-grained tuffs were deposited in a lagoonal depocenter in the İstanbul-Zonguldak Tectonic Unit during the Taconic orogeny formed in the earliest late Ordovician between the Piedmont Terrane and Laurentia. The Katian coarse-grained tuffs were deposited in a shallow marine in it during the last phase of the consumption of the Teisseyre-Tornquist Ocean from volcanoes occurred in volcanic arc-related settings. Besides, I the Hirnantian lavas flowed in a lagoonal depocenter in it during the soft-docking of Avalonia and Baltica, known as the pre-Caledonian orogeny.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45355974","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The aim of the study is to determine chemical and physical properties of gallstones of Antalya province. In line with this, the chemical and mineralogical characteristics of 1243 gallstone samples from 69 patients were analyzed, using scanning electron microscopy (SEM) and Fourier-transform infrared spectroscopy (FTIR) analysis. Cholesterol, carbonate apatite, calcium carbonate, calcium phosphate carbonate, calcium bilirubinate, and protein contents were observed. Cholesterol was detected in 95% of 69 samples patients, 44 of which were obtained from female patients. X-Ray Diffractometer (XRD) analysis showed newberyite, struvite, and aragonite minerals were found in the gallstones. Newberyite was present in 59% of the samples. Newberyite precipitates in cases where the pH value of the patient’s bile decreases and where the amount of magnesium in the bile is high. Failure in the degradation magnesium during metabolism may lead to the formation of newberyite in gallstones. Struvite is associated with the presence of ammonium phosphate in bile. Ammonium phosphate is present in plant fertilizers and can easily be dissolved in water. These minerals (newberyite and struvite) are present in the human body and, more importantly, are intricately involved in the body’s production and destruction mechanisms. Therefore, determining the source of these minerals is crucial for understanding the mechanisms of gallstone formation.
{"title":"Analysis of the Physical, Chemical and Mineralogical Properties of Gallstones in the Antalya Province of Turkey","authors":"M. Yalcin","doi":"10.25288/tjb.1233117","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1233117","url":null,"abstract":"The aim of the study is to determine chemical and physical properties of gallstones of Antalya province. In line with this, the chemical and mineralogical characteristics of 1243 gallstone samples from 69 patients were analyzed, using scanning electron microscopy (SEM) and Fourier-transform infrared spectroscopy (FTIR) analysis. \u0000Cholesterol, carbonate apatite, calcium carbonate, calcium phosphate carbonate, calcium bilirubinate, and protein contents were observed. Cholesterol was detected in 95% of 69 samples patients, 44 of which were obtained from female patients. X-Ray Diffractometer (XRD) analysis showed newberyite, struvite, and aragonite minerals were found in the gallstones. Newberyite was present in 59% of the samples. \u0000Newberyite precipitates in cases where the pH value of the patient’s bile decreases and where the amount of magnesium in the bile is high. Failure in the degradation magnesium during metabolism may lead to the formation of newberyite in gallstones. Struvite is associated with the presence of ammonium phosphate in bile. Ammonium phosphate is present in plant fertilizers and can easily be dissolved in water. These minerals (newberyite and struvite) are present in the human body and, more importantly, are intricately involved in the body’s production and destruction mechanisms. Therefore, determining the source of these minerals is crucial for understanding the mechanisms of gallstone formation.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-04-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"43387452","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Habibe EREN KÖROĞLU, Elif Akıska, Z. Karakaş, Sinan Akıska
Türkiye’deki manyezit oluşumları, genellikle sedimanter kayaçlar ve altere ultramafik kayaçların kırık ve çatlakları içerisinde damar ve ağsal (stokvörk) şekilde bulunmaktadır. İzmir-Ankara-Erzincan Sütur Kuşağı içerisindeki Anadolu Bloğu’nun Orta Anadolu olarak adlandırılan kısmında ve Ankara’nın 15 km kuzeybatısında bulunan Yakacık köyü civarında ofiyolitik birimler ile manyezit oluşumları yüzlek vermektedir. Bu çalışmada ofiyolitik birimler ile manyezit oluşumlarının mineraloji ve petrografisi, XRD karakteristikleri, jeokimyasal incelemeleri ve C-O izotop çalışmaları kullanılarak cevherleşmeyi meydana getiren akışkan(lar)ın kökensel incelemesi yapılmıştır. Bölgedeki manyezit cevherleşmesi Yakacık civarında serpantinit, gabro, diyabaz, bazalt, radyolarit ve kireçtaşlarını içeren olistostromal düzeylerden oluşan Kapaklı üyesine ait serpantinitler içerisinde damar-ağsal (stokvörk) ve kuvarslı manyezit damarları şeklindedir. Çalışma alanında incelenen manyezit oluşumlarından ve bu oluşumlar ile birlikteliği düşünülen serpantinitlerden alınan örneklerin mineralojik bileşimlerinin belirlenmesi amacıyla XRD çalışmaları kapsamında tüm kayaç ve kil fraksiyonu analizleri yapılmıştır. Damarsal manyezitler kriptokristalin ve mikro kristalin yapı göstermekte ve manyezitlere kuvars, klorit, dolomit ve serpantin mineralleri eşlik etmektedir. Ağsal (stokvörk) manyezitlerde ise kuvars, serpantin, olivin, kalsit ve dolomit mineral birlikteliği belirlenmiştir. Kil minerallerinin ise klorit, simektit ve kaolinitten oluştuğu tespit edilmiştir. Yapılan mineralojik ve raman spektroskobik çalışmalarda hem damar hem de ağsal (stokvörk) cevherleşmelerde olivin mineralinden kemererit mineraline dönüşümler ile kemererit oluşumları tespit edilmiştir. Manyezit ve ultramafik kayaçlardan alınan örneklerde jeokimyasal analizler yapılmış olup ana oksit iz element ve nadir toprak elementleri incelenmiştir. Genel olarak bakıldığında, jeokimyasal analiz sonuçlarından elde edilen değerler, manyezit oluşumlarının ultramafik kayaçlarla ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Manyezit oluşumlarının kökenlerini saptayabilmek için δ13C (VPDB) ve δ18O (VSMOW) duraylı izotop çalışması manyezitten ve kireçtaşından alınan örnekler üzerinde yapılmış olup manyezitlerde δ13C (VPDB) ‰ -3,07 ile 9,67 arasında, δ18O (VSMOW) ‰ 23,05 ile 27,49 arasında, kireçtaşlarında δ13C (VPDB) ‰ 0,20 ile 3,74 arasında, δ18O (VSMOW) ‰ 27,05 ile 28,96 arasında değiştiği görülmüştür. Bölgede, manyezit oluşumlarına ait C ve O için kaynaklık edebilecek en önemli kayaç Jura yaşlı kireçtaşlarıdır. Sonuç olarak, yüzey sularının derinlere hareketi, erken-orta Miyosen’de bölgede gözlenen volkanizmanın ısıtıcı rol üstlenmesi, derinlere inen akışkanların ısınması sonucunda kireçtaşlarının dekarbonasyonu ve kısmen de magmatik bir katkı ile CO2'yı bünyesine alması serpantinleşmiş ultramafik kayaçların kırık-çatlaklarında oluşan manyezitin ana oluşum mekanizmalarıdır.
土耳其的操纵成分通常由沉积岩和其他超图形岩石组成,破碎成河流和白色岩石。阿纳多卢集团的主要部分,被称为安卡拉埃尔津坎东部的中央阿纳多卢,是安卡拉大都会宫以北15公里处的燃烧城市。在这项研究中,磁性单元组成的矿物学和岩石学、XRD特征、地质神话测试以及C-O同位素研究的使用,已在生产珠宝的流体的岩心分析中进行。在该地区,磁性珠宝由serpantinit、gabro、diaabaz、bazaar、射线照相和传粉昆虫的serpantinite组成,由抛光层组成,由液体容量组成,其中包括青铜(stoquor)和锅炉躁狂静脉。分析所有石头和粘土组分,包括XRD研讨会,以确定从工作场所采集的样品中的矿物化合物以及与这些化合物相关的矿物化合物。大马士革模型包括隐晶体和微晶的构造,以及库克、氯化物、白云石和蛇的矿物组成。在口头手稿中,厨师、蛇、橄榄、钙和白云石矿物化合物被定义。Kile矿物已被鉴定为氯、对称矿物和钙。Yapılan mineralojik ve raman spektroskobikçalışmalarda hem damar hem de ağsal。例如,在磁性岩石和超镁铁质岩石的模型中进行了地质分析,并通过主要的氧元素和稀有土壤元素进行了研究。一般来说,地理神话分析得出的值被标记为与紫外线宝石有关。为了检验操纵的起源,δ13C(VPDB)和δ18O(VSMOW,已经看到27.05和28.96之间的差异(VSMOW)已经改变。在该地区,C和O是Jura时代最重要的石头。因此,Miyosen中早期火山活动的温暖作用是深入地表水中,由于深层流体的变暖,磁性化合物产生的主要机制是去骨化和部分污染物对CO2的岩浆贡献。
{"title":"Formation and Origin of Magnesite Mineralization in Yakacık Area (NW-Ankara)","authors":"Habibe EREN KÖROĞLU, Elif Akıska, Z. Karakaş, Sinan Akıska","doi":"10.25288/tjb.1242468","DOIUrl":"https://doi.org/10.25288/tjb.1242468","url":null,"abstract":"Türkiye’deki manyezit oluşumları, genellikle sedimanter kayaçlar ve altere ultramafik kayaçların kırık ve çatlakları içerisinde damar ve ağsal (stokvörk) şekilde bulunmaktadır. İzmir-Ankara-Erzincan Sütur Kuşağı içerisindeki Anadolu Bloğu’nun Orta Anadolu olarak adlandırılan kısmında ve Ankara’nın 15 km kuzeybatısında bulunan Yakacık köyü civarında ofiyolitik birimler ile manyezit oluşumları yüzlek vermektedir. Bu çalışmada ofiyolitik birimler ile manyezit oluşumlarının mineraloji ve petrografisi, XRD karakteristikleri, jeokimyasal incelemeleri ve C-O izotop çalışmaları kullanılarak cevherleşmeyi meydana getiren akışkan(lar)ın kökensel incelemesi yapılmıştır. Bölgedeki manyezit cevherleşmesi Yakacık civarında serpantinit, gabro, diyabaz, bazalt, radyolarit ve kireçtaşlarını içeren olistostromal düzeylerden oluşan Kapaklı üyesine ait serpantinitler içerisinde damar-ağsal (stokvörk) ve kuvarslı manyezit damarları şeklindedir. Çalışma alanında incelenen manyezit oluşumlarından ve bu oluşumlar ile birlikteliği düşünülen serpantinitlerden alınan örneklerin mineralojik bileşimlerinin belirlenmesi amacıyla XRD çalışmaları kapsamında tüm kayaç ve kil fraksiyonu analizleri yapılmıştır. Damarsal manyezitler kriptokristalin ve mikro kristalin yapı göstermekte ve manyezitlere kuvars, klorit, dolomit ve serpantin mineralleri eşlik etmektedir. Ağsal (stokvörk) manyezitlerde ise kuvars, serpantin, olivin, kalsit ve dolomit mineral birlikteliği belirlenmiştir. Kil minerallerinin ise klorit, simektit ve kaolinitten oluştuğu tespit edilmiştir. Yapılan mineralojik ve raman spektroskobik çalışmalarda hem damar hem de ağsal (stokvörk) cevherleşmelerde olivin mineralinden kemererit mineraline dönüşümler ile kemererit oluşumları tespit edilmiştir. Manyezit ve ultramafik kayaçlardan alınan örneklerde jeokimyasal analizler yapılmış olup ana oksit iz element ve nadir toprak elementleri incelenmiştir. Genel olarak bakıldığında, jeokimyasal analiz sonuçlarından elde edilen değerler, manyezit oluşumlarının ultramafik kayaçlarla ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Manyezit oluşumlarının kökenlerini saptayabilmek için δ13C (VPDB) ve δ18O (VSMOW) duraylı izotop çalışması manyezitten ve kireçtaşından alınan örnekler üzerinde yapılmış olup manyezitlerde δ13C (VPDB) ‰ -3,07 ile 9,67 arasında, δ18O (VSMOW) ‰ 23,05 ile 27,49 arasında, kireçtaşlarında δ13C (VPDB) ‰ 0,20 ile 3,74 arasında, δ18O (VSMOW) ‰ 27,05 ile 28,96 arasında değiştiği görülmüştür. Bölgede, manyezit oluşumlarına ait C ve O için kaynaklık edebilecek en önemli kayaç Jura yaşlı kireçtaşlarıdır. Sonuç olarak, yüzey sularının derinlere hareketi, erken-orta Miyosen’de bölgede gözlenen volkanizmanın ısıtıcı rol üstlenmesi, derinlere inen akışkanların ısınması sonucunda kireçtaşlarının dekarbonasyonu ve kısmen de magmatik bir katkı ile CO2'yı bünyesine alması serpantinleşmiş ultramafik kayaçların kırık-çatlaklarında oluşan manyezitin ana oluşum mekanizmalarıdır.","PeriodicalId":42517,"journal":{"name":"Turkiye Jeoloji Bulteni-Geological Bulletin of Turkey","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.3,"publicationDate":"2023-03-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46731136","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}