Pub Date : 2024-05-21DOI: 10.18069/firatsbed.1447386
Osman Kağan Ergür, Ahmet Hulusi Akkaş
Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan pişmanlık duyarak işlediği suçun olumsuz etkilerini gidermeye vesile olan önemli bir müessesedir. Nitekim suçun faili pişmanlık göstermek suretiyle hem suçtan alacağı cezadan kurtulmakta veya cezasında indirim sağlanmakta hem de işlediği suç neticesinde ortaya çıkan olumsuz sonuçların giderilmesine katkıda bulunmaktadır. Ceza hukukunda kabul gören etkin pişmanlık müessesesi, 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Vergi Usul Kanunu m. 359’a eklenen hükümler doğrultusunda vergi ceza hukuku çerçevesinde vergi kaçakçılığı suçu bakımından da uygulanabilir hale getirilmiştir. Bu müessese ile vergi kaçakçılığı suçunun failinin etkin pişmanlık için öngörülen şartları yerine getirmesi halinde kanunda öngörülen oranlar nispetinde cezasında indirim yoluna gidilecektir. Getirilen bu düzenleme ile birlikte vergi kaçakçılığı suçunun failinin etkin pişmanlıktan yararlanmasına imkân tanınmış olmakla birlikte bu müessesenin uygulanması esnasında ödeme şartında, lehe kanunun tespitinde yetkili mahkemenin belirlenmesinde ve cezaların caydırıcılık ve adil olma özelliklerinin zarar görmesi gibi hususlarda olumsuz hususların olabileceği ihtimal dahilindedir
{"title":"ETKİN PİŞMANLIĞIN VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDAKİ GÖRÜNÜMÜ","authors":"Osman Kağan Ergür, Ahmet Hulusi Akkaş","doi":"10.18069/firatsbed.1447386","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1447386","url":null,"abstract":"Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan pişmanlık duyarak işlediği suçun olumsuz etkilerini gidermeye vesile olan önemli bir müessesedir. Nitekim suçun faili pişmanlık göstermek suretiyle hem suçtan alacağı cezadan kurtulmakta veya cezasında indirim sağlanmakta hem de işlediği suç neticesinde ortaya çıkan olumsuz sonuçların giderilmesine katkıda bulunmaktadır. Ceza hukukunda kabul gören etkin pişmanlık müessesesi, 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Vergi Usul Kanunu m. 359’a eklenen hükümler doğrultusunda vergi ceza hukuku çerçevesinde vergi kaçakçılığı suçu bakımından da uygulanabilir hale getirilmiştir. Bu müessese ile vergi kaçakçılığı suçunun failinin etkin pişmanlık için öngörülen şartları yerine getirmesi halinde kanunda öngörülen oranlar nispetinde cezasında indirim yoluna gidilecektir. Getirilen bu düzenleme ile birlikte vergi kaçakçılığı suçunun failinin etkin pişmanlıktan yararlanmasına imkân tanınmış olmakla birlikte bu müessesenin uygulanması esnasında ödeme şartında, lehe kanunun tespitinde yetkili mahkemenin belirlenmesinde ve cezaların caydırıcılık ve adil olma özelliklerinin zarar görmesi gibi hususlarda olumsuz hususların olabileceği ihtimal dahilindedir","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"127 50","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141115583","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-21DOI: 10.18069/firatsbed.1444704
Ayşegül Gürsul, İzzet Taşar
İktisat biliminin 18. yüzyılda Adam Smith tarafından temellerinin atılmasıyla makro ve mikro anlamda birçok soruna da çözüm arayışları başlamıştır. Adam Smith’e göre ekonomide denge kendi kendine oluşur ve bu nedenle devlet müdahalesine gerek yoktur. Devlet sadece otomatik bu dengenin sağlanamadığı güvenlik, adalet ve sağlık gibi alanlarda kendini gösterebilir. Devlet müdahalesinin gerekli olup olmadığına yanıt arayan başka ekoller de olmuştur. Makro iktisadı kurup geliştiren Keynesyen ekol bu konuda büyük önem arz etmektedir. 1929’dan sonra Keynes’in önderliğini üstlendiği Keyneysen iktisat devletin ekonomide önemli bir yerinin olduğunu savunmuş ve devletin bu rolünü gerekli görmüştür. Söz konusu her iki anlayış ekonomide devletin rolünün ne olması gerektiğine büyük önem atfetmişlerdir. Bu makalede de ekonomide devlet müdahalesinden yola çıkılarak; kamu harcaması türleri olan tüketim, yatırım ve transfer harcamalarının ekonomik büyümeyle arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu ilişkinin temellerini teorik olarak Wagner ve Keynes atmıştır. Bunun üzerine yapılan araştırmalar sonucuna göre ilişki Keynes ve Wagner görüşüne göre şekillenmiştir.
{"title":"Kamu Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: 1990-2022 Yılları Arası Türkiye Örneği","authors":"Ayşegül Gürsul, İzzet Taşar","doi":"10.18069/firatsbed.1444704","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1444704","url":null,"abstract":"İktisat biliminin 18. yüzyılda Adam Smith tarafından temellerinin atılmasıyla makro ve mikro anlamda birçok soruna da çözüm arayışları başlamıştır. Adam Smith’e göre ekonomide denge kendi kendine oluşur ve bu nedenle devlet müdahalesine gerek yoktur. Devlet sadece otomatik bu dengenin sağlanamadığı güvenlik, adalet ve sağlık gibi alanlarda kendini gösterebilir. Devlet müdahalesinin gerekli olup olmadığına yanıt arayan başka ekoller de olmuştur. Makro iktisadı kurup geliştiren Keynesyen ekol bu konuda büyük önem arz etmektedir. 1929’dan sonra Keynes’in önderliğini üstlendiği Keyneysen iktisat devletin ekonomide önemli bir yerinin olduğunu savunmuş ve devletin bu rolünü gerekli görmüştür. Söz konusu her iki anlayış ekonomide devletin rolünün ne olması gerektiğine büyük önem atfetmişlerdir. Bu makalede de ekonomide devlet müdahalesinden yola çıkılarak; kamu harcaması türleri olan tüketim, yatırım ve transfer harcamalarının ekonomik büyümeyle arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu ilişkinin temellerini teorik olarak Wagner ve Keynes atmıştır. Bunun üzerine yapılan araştırmalar sonucuna göre ilişki Keynes ve Wagner görüşüne göre şekillenmiştir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"16 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141114568","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-21DOI: 10.18069/firatsbed.1451933
Ahmet Uysal, Murat Sunkar
Bu çalışmada, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde yer alan Erzincan Ovası ve çevresinin depremselliği incelenmiştir. Erzincan Ovası, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde gelişmiş tektonik kökenli bir ovadır. Bununla birlikte ovanın kuzeyinde KD-GB doğrultulu Kuzey Doğu Anadolu Fayı (KDAF) ve ova güneydoğusunda Ovacık Fayı (OF) ovanın gelişimini etkilemiştir. Tektonik olarak adeta fayların kesişme kavşağında yer alan Erzincan Ovası’nda geçmişten günümüze afet boyutunda etkili olan büyük depremler yaşanmıştır. Bu yıkıcı depremlerin 17’si tarihsel dönemde, 2’si aletsel dönemde (1939 ve 1992 Erzincan depremleri) meydana gelmiştir. Ova çevresinin bu durumu dikkate alınarak aletsel dönemde meydana gelen ve büyüklüğü Mw ≥4 olan 46 deprem verisi kullanılarak mekânsal ve yoğunluk analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre yıkıcı depremler KAFZ üzerinde kurulan Erzincan ve çevresinde, orta ve hafif şiddetli depremlerin ise ovanın doğusu ve güneydoğusunda yoğunlaştığı belirlenmiştir. Şiddetli depremlerin Erzincan ve çevresinde yoğunlaşması, bu alanlarda riskin yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle yeni yerleşme alanlarının ana fay zonu dışında, zemin açısından daha uygun olan Erzincan Ovası’nın batısındaki hafif eğimli düzlüklere kurulması gereklidir.
{"title":"ERZİNCAN OVASI VE ÇEVRESİNİN DEPREMSELLİĞİ İLE DEPREMLERİN MEKÂNSAL ve YOĞUNLUK ANALİZLERİ","authors":"Ahmet Uysal, Murat Sunkar","doi":"10.18069/firatsbed.1451933","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1451933","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde yer alan Erzincan Ovası ve çevresinin depremselliği incelenmiştir. Erzincan Ovası, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde gelişmiş tektonik kökenli bir ovadır. Bununla birlikte ovanın kuzeyinde KD-GB doğrultulu Kuzey Doğu Anadolu Fayı (KDAF) ve ova güneydoğusunda Ovacık Fayı (OF) ovanın gelişimini etkilemiştir. Tektonik olarak adeta fayların kesişme kavşağında yer alan Erzincan Ovası’nda geçmişten günümüze afet boyutunda etkili olan büyük depremler yaşanmıştır. Bu yıkıcı depremlerin 17’si tarihsel dönemde, 2’si aletsel dönemde (1939 ve 1992 Erzincan depremleri) meydana gelmiştir. Ova çevresinin bu durumu dikkate alınarak aletsel dönemde meydana gelen ve büyüklüğü Mw ≥4 olan 46 deprem verisi kullanılarak mekânsal ve yoğunluk analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre yıkıcı depremler KAFZ üzerinde kurulan Erzincan ve çevresinde, orta ve hafif şiddetli depremlerin ise ovanın doğusu ve güneydoğusunda yoğunlaştığı belirlenmiştir. Şiddetli depremlerin Erzincan ve çevresinde yoğunlaşması, bu alanlarda riskin yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle yeni yerleşme alanlarının ana fay zonu dışında, zemin açısından daha uygun olan Erzincan Ovası’nın batısındaki hafif eğimli düzlüklere kurulması gereklidir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"22 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141117275","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1452492
Recep Yürümez
Edebiyatımızda Hz. Musa’nın Tûr-ı Sînâ’da yüce Allah ile görüşmesini tasvir eden pek çok eser bulunmaktadır. Bunların bazıları Musa-nâme tarzında Hz. Musa’nın hayatının bütünü hakkında bilgi verirken bazıları sadece Tûr Dağı’ndaki bu görüşmeye odaklanmıştır. Çağatay Türkçesi ile el yazması olarak kaleme alınmış olan Rāżınāme-i Ḥażret-i Mūsā ʿAleyhi’s-selām adlı eser de sadece Tûr Dağı’ndaki görüşmeyi ele almakta ve bu görüşme üzerinden de olgun Müslüman birey inşasına katkıda bulunmaya çalışmaktadır. 322 varaktan müteşekkil bir risalenin 306b-315a sayfaları arasında yer alan Rāżınāme-i Ḥażret-i Mūsā ʿAleyhi’s-selām bölümünün yazılış tarihi belli değildir. Ancak ilgili risalenin ilk eseri olan Ḳābus-nāme’nin sonunda 1235 (1819-1820) tarihi yer almaktadır. Yazarı veya müstensihi hakkında bilgi olmayan G. Jarring’in koleksiyonundan alınmış olan eserin ilk sayfasında mühür şeklinde Latin alfabesi ile G. Raquettte Kaschgar, Türkestan yazılmaktadır. Çağatay Türkçesinin klasik sonrası devri eseri olduğu anlaşılan el yazmasının çeviri yazısının yapılması, ses bilgisi ve şekil bilgisi unsurlarının tespit edilerek başta tarihî Türk lehçesi olan Çağatay Türkçesi olmak üzere Çağdaş Türk Lehçeleri alanlarında yapılan araştırmalarda önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmektedir.
{"title":"ÇAĞATAY TÜRKÇESİYLE YAZILMIŞ RĀŻINĀME-İ ḤAŻRET-İ MŪSĀ ʿALEYHİ’S-SELĀM","authors":"Recep Yürümez","doi":"10.18069/firatsbed.1452492","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1452492","url":null,"abstract":"Edebiyatımızda Hz. Musa’nın Tûr-ı Sînâ’da yüce Allah ile görüşmesini tasvir eden pek çok eser bulunmaktadır. Bunların bazıları Musa-nâme tarzında Hz. Musa’nın hayatının bütünü hakkında bilgi verirken bazıları sadece Tûr Dağı’ndaki bu görüşmeye odaklanmıştır. Çağatay Türkçesi ile el yazması olarak kaleme alınmış olan Rāżınāme-i Ḥażret-i Mūsā ʿAleyhi’s-selām adlı eser de sadece Tûr Dağı’ndaki görüşmeyi ele almakta ve bu görüşme üzerinden de olgun Müslüman birey inşasına katkıda bulunmaya çalışmaktadır. 322 varaktan müteşekkil bir risalenin 306b-315a sayfaları arasında yer alan Rāżınāme-i Ḥażret-i Mūsā ʿAleyhi’s-selām bölümünün yazılış tarihi belli değildir. Ancak ilgili risalenin ilk eseri olan Ḳābus-nāme’nin sonunda 1235 (1819-1820) tarihi yer almaktadır. Yazarı veya müstensihi hakkında bilgi olmayan G. Jarring’in koleksiyonundan alınmış olan eserin ilk sayfasında mühür şeklinde Latin alfabesi ile G. Raquettte Kaschgar, Türkestan yazılmaktadır. Çağatay Türkçesinin klasik sonrası devri eseri olduğu anlaşılan el yazmasının çeviri yazısının yapılması, ses bilgisi ve şekil bilgisi unsurlarının tespit edilerek başta tarihî Türk lehçesi olan Çağatay Türkçesi olmak üzere Çağdaş Türk Lehçeleri alanlarında yapılan araştırmalarda önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"13 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141121155","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1458082
Mustafa Murat Kale, Neşe Duman
Kuraklık ve yaygın etkileri çağımızın en büyük problemlerinden biridir. Kuraklığa bağlı olarak su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün artmaktadır. Van Gölü Kapalı Havzası, kuraklığın farklı boyutlarının güncel olarak yaşandığı sahalar arasındadır. Bu çalışmada Van Gölü’nün önemli su toplama alanlarından birini drene eden Bendimahi Çayı’ndaki hidrolojik kuraklık araştırılmıştır. Çalışma sahasındaki hidrolojik kuraklığın ve kurak yılların saptanması için Akarsu Kuraklık İndisi (SDI) kullanılmıştır. Elde edilen bulgular akım, sıcaklık ve yağış verileri ile bir arada değerlendirilerek eğilim analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu sayede daha anlamlı sonuçlara ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışma bulguları kırk ardışık su yılının %48,5’inde hidrolojik kuraklık gerçekleştiğini göstermektedir. Hidrolojik kurak on dokuz su yılı içinde SDI sınıf aralıklarına göre en büyük kuraklığın 2001 su yılına tarihlendiği belirlenmiştir. Akarsu akımlarında aralık, ağustos ve eylül aylarında istatistiksel açıdan anlamlı azalma eğilimleri gerçekleştiği saptanırken, SDI indislerinde anlamlı bir eğilimin varlığı tespit edilmemiştir. Yağışlarda istatistiksel açıdan anlamlı herhangi bir eğilim olmamasına karşın yaz ve kış aylarına ait sıcaklık değerlerinde istatistiksel açıdan anlamlı artış eğilimleri gerçekleştiği saptanmıştır.
{"title":"BENDİMAHİ ÇAYI (VAN GÖLÜ KAPALI HAVZASI) HİDROLOJİK KURAKLIK ANALİZİ","authors":"Mustafa Murat Kale, Neşe Duman","doi":"10.18069/firatsbed.1458082","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1458082","url":null,"abstract":"Kuraklık ve yaygın etkileri çağımızın en büyük problemlerinden biridir. Kuraklığa bağlı olarak su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün artmaktadır. Van Gölü Kapalı Havzası, kuraklığın farklı boyutlarının güncel olarak yaşandığı sahalar arasındadır. Bu çalışmada Van Gölü’nün önemli su toplama alanlarından birini drene eden Bendimahi Çayı’ndaki hidrolojik kuraklık araştırılmıştır. Çalışma sahasındaki hidrolojik kuraklığın ve kurak yılların saptanması için Akarsu Kuraklık İndisi (SDI) kullanılmıştır. Elde edilen bulgular akım, sıcaklık ve yağış verileri ile bir arada değerlendirilerek eğilim analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu sayede daha anlamlı sonuçlara ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışma bulguları kırk ardışık su yılının %48,5’inde hidrolojik kuraklık gerçekleştiğini göstermektedir. Hidrolojik kurak on dokuz su yılı içinde SDI sınıf aralıklarına göre en büyük kuraklığın 2001 su yılına tarihlendiği belirlenmiştir. Akarsu akımlarında aralık, ağustos ve eylül aylarında istatistiksel açıdan anlamlı azalma eğilimleri gerçekleştiği saptanırken, SDI indislerinde anlamlı bir eğilimin varlığı tespit edilmemiştir. Yağışlarda istatistiksel açıdan anlamlı herhangi bir eğilim olmamasına karşın yaz ve kış aylarına ait sıcaklık değerlerinde istatistiksel açıdan anlamlı artış eğilimleri gerçekleştiği saptanmıştır.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"59 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141121800","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1462855
Nazif Gür
İnsanoğlunun sosyolojik, ekonomik, ideolojik, fizyolojik ve estetik barınma ihtiyaçlarının karşılandığı uzamlar olan ev aynı zamanda aile, yuva ve sığınak gibi dinamik anlamlar atfeden bir metafordur. Bu anlamlarıyla ev, savunulması gereken bir yerdir. I. Dünya Savaşı sırasında evin savunulması gereken bir yer olduğunun bilinciyle propagandacılar evi ülkenin metaforu olarak posterlerde sıklıkla kullanmışlardır. Zorunlu askerlik politikasının olmadığı dönemde orduya katılımı teşvik etmek için tasarlanan propaganda posterlerindeki ev metaforları hem temel insani duygularını tetiklemiş hem de postere bakan özne ahlaki bir seçim yapmaya yöneltilmiştir. Bu seçim, evini düşmanlardan korumak ile korumamak arasında dolayısıyla da ülkesini korumak ile korumamak arasında manipülatif rol oynamaktadır. Böylece kolektif anlamlara sahip olan ev metaforu aracılığıyla toplumda vatanseverlik duyguları örülmüştür. Çalışmanın amacı I. Dünya savaşında ev metaforu olan posterlerin hangi amaç doğrultusunda, hangi anlamlarda kullanıldığının betimsel analizini yapmaktır. Çalışma sonucunda evin, asker toplama ve tahvil satın alınması için propaganda aracı olarak sanatta siyasi bir metafora dönüştüğü görülmüştür. Makale hem I. Dünya Savaşı’ında kullanılan propaganda posterlerine hem de sanatta ev metaforuna yönelik yeni bir bakış açısı önermesi açısından literature katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.
{"title":"SANATTA PROPAGANDA; POSTERDE BİR METAFOR OLARAK EV","authors":"Nazif Gür","doi":"10.18069/firatsbed.1462855","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1462855","url":null,"abstract":"İnsanoğlunun sosyolojik, ekonomik, ideolojik, fizyolojik ve estetik barınma ihtiyaçlarının karşılandığı uzamlar olan ev aynı zamanda aile, yuva ve sığınak gibi dinamik anlamlar atfeden bir metafordur. Bu anlamlarıyla ev, savunulması gereken bir yerdir. I. Dünya Savaşı sırasında evin savunulması gereken bir yer olduğunun bilinciyle propagandacılar evi ülkenin metaforu olarak posterlerde sıklıkla kullanmışlardır. Zorunlu askerlik politikasının olmadığı dönemde orduya katılımı teşvik etmek için tasarlanan propaganda posterlerindeki ev metaforları hem temel insani duygularını tetiklemiş hem de postere bakan özne ahlaki bir seçim yapmaya yöneltilmiştir. Bu seçim, evini düşmanlardan korumak ile korumamak arasında dolayısıyla da ülkesini korumak ile korumamak arasında manipülatif rol oynamaktadır. Böylece kolektif anlamlara sahip olan ev metaforu aracılığıyla toplumda vatanseverlik duyguları örülmüştür. Çalışmanın amacı I. Dünya savaşında ev metaforu olan posterlerin hangi amaç doğrultusunda, hangi anlamlarda kullanıldığının betimsel analizini yapmaktır. Çalışma sonucunda evin, asker toplama ve tahvil satın alınması için propaganda aracı olarak sanatta siyasi bir metafora dönüştüğü görülmüştür. Makale hem I. Dünya Savaşı’ında kullanılan propaganda posterlerine hem de sanatta ev metaforuna yönelik yeni bir bakış açısı önermesi açısından literature katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"18 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141119458","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1448242
Merve Tıngır, Burak Erhan Tarlakazan
Teknolojik gelişmeler tüm alanları olduğu gibi, reklam ve pazarlama dünyasını da etkilemiş, geleneksel reklamcılık anlayışı dijital teknolojilerle birlikte değişime uğramıştır. Artırılmış gerçeklik uygulamaları farklı, eğlenceli, renkli, kolay erişilebilir olması vb. özelliklerinden ötürü kullanıcının dikkatini daha fazla çekmektedir. Teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte markalar, hedef kitlelerine en kısa yoldan, en çabuk ve en etkili bir şekilde ulaşmak ve tüketime teşvik etmek için artırılmış gerçeklik teknolojisini kendi ihtiyaçlarına göre kullanmaktadır. Araştırmada günümüz reklam çalışmalarında yer verilen artırılmış gerçeklik uygulamalarını incelemek üzere; nitel araştırma modeli doğrultusunda literatür taraması, gözlem ve veri toplama yöntemleri kullanılmıştır. Reklam faaliyetlerinde artırılmış geçeklik uygulamalarına yer veren marka ve reklamlar tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Günümüz pazarlama dünyasında artırılmış gerçeklik uygulamaları ile yapılan çok sayıda reklam çalışması ile karşılaşılmasına rağmen, alan yazında yapılan çalışmaların az olduğu görülmüştür. Bu anlamda, makalede, artırılmış gerçekliğin tanımı, tarihi, sistemleri ve reklamcılıkta kullanımı ele alınmış, yapılan reklamlar incelenmiş, elde edilen veriler değerlendirilmiş ve bu doğrultuda yapılan çalışmanın literatüre, grafik tasarımcılara ve reklamcılık sektörüne kaynak olması amaçlanmıştır.
{"title":"GÜNÜMÜZ REKLAMCILIĞINDA YENİ PRATİKLER; ARTIRILMIŞ GERÇEKLİKLE REKLAM UYGULAMALARI","authors":"Merve Tıngır, Burak Erhan Tarlakazan","doi":"10.18069/firatsbed.1448242","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1448242","url":null,"abstract":"Teknolojik gelişmeler tüm alanları olduğu gibi, reklam ve pazarlama dünyasını da etkilemiş, geleneksel reklamcılık anlayışı dijital teknolojilerle birlikte değişime uğramıştır. Artırılmış gerçeklik uygulamaları farklı, eğlenceli, renkli, kolay erişilebilir olması vb. özelliklerinden ötürü kullanıcının dikkatini daha fazla çekmektedir. Teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte markalar, hedef kitlelerine en kısa yoldan, en çabuk ve en etkili bir şekilde ulaşmak ve tüketime teşvik etmek için artırılmış gerçeklik teknolojisini kendi ihtiyaçlarına göre kullanmaktadır. Araştırmada günümüz reklam çalışmalarında yer verilen artırılmış gerçeklik uygulamalarını incelemek üzere; nitel araştırma modeli doğrultusunda literatür taraması, gözlem ve veri toplama yöntemleri kullanılmıştır. Reklam faaliyetlerinde artırılmış geçeklik uygulamalarına yer veren marka ve reklamlar tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Günümüz pazarlama dünyasında artırılmış gerçeklik uygulamaları ile yapılan çok sayıda reklam çalışması ile karşılaşılmasına rağmen, alan yazında yapılan çalışmaların az olduğu görülmüştür. Bu anlamda, makalede, artırılmış gerçekliğin tanımı, tarihi, sistemleri ve reklamcılıkta kullanımı ele alınmış, yapılan reklamlar incelenmiş, elde edilen veriler değerlendirilmiş ve bu doğrultuda yapılan çalışmanın literatüre, grafik tasarımcılara ve reklamcılık sektörüne kaynak olması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"42 22","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141122095","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1370004
Bedirhan Ünlü, Tarık Özcan
Servet-i Fünun edebiyatının önde gelen isimlerinden Tevfik Fikret, eski ile yeninin özelliklerine şiirlerinde yer vermiş bir sanatçı olarak Türk edebiyatı tarihinde öne çıkar. İlk dönem şiirlerinde geleneksel tarzı sürdürürken sonraki yıllarda özgünlüğüyle ve Türk şiirine yaptığı yeniliklerle adından sıklıkla söz ettirir. Bu doğrultuda eserlerindeki metaforik yapı da geleneksel kullanımlarla beraber özgün ve yeni özellikleriyle ortaya çıkar. Klasik edebiyatın mazmun kalıplarına ilk dönem şiirlerinde yer veren Tevfik Fikret, sonraki yıllarda Recaizade Mahmut Ekrem’in poetik anlayışı doğrultusunda eserlerini kaleme almıştır. Böylece şiirlerindeki metaforik söylem eserlerinin tamamında çeşitlilik gösterir. Onun eserlerine yansıyan çeşitli metafor yapılarından biri de bahçe algısıdır. Fikret’in bahçeyi ele alış tarzı, Servet-i Fünun duyarlığını yansıtması kadar özgün metafor yapılarını da içinde barındırır. İlk gençlik dönemlerinden itibaren eserlerinin tamamı göz önüne alındığında Tevfik Fikret’in sanat yaşamındaki gelişim ve değişim çizgisi de bahçe metaforu özelinde takip edilebilmektedir. Bu çalışmada da bahçe metaforu bağlamında şairin ilk dönem eserlerinden itibaren görülen sevgilinin bahçesi, ben’e ait bahçe, inancın bahçesi ve devletin bahçesi şeklinde değerlendirilmiştir.
特夫菲克-菲克雷特(Tevfik Fikret)是塞尔维特-伊-富农(Servet-i Fünun)文学的代表人物之一,他是土耳其文学史上一位在诗歌中兼具新旧特点的艺术家。虽然他在早期的诗作中保持了传统风格,但在随后的几年中,他凭借自己的独创性和对土耳其诗歌的创新而声名鹊起。在这方面,他作品中的隐喻结构也在传统用法的基础上,呈现出新颖的特点。特菲克-菲克雷特(Tevfik Fikret)在早期的诗歌中加入了古典文学中的马兹蒙模式,在随后的几年中,他的作品与雷凯扎德-马赫穆特-埃克雷姆(Recaizade Mahmut Ekrem)的诗歌理解一脉相承。因此,他诗歌中的隐喻话语在其所有作品中都表现出多样性。他的作品中反映出的各种隐喻结构之一是对花园的感知。菲克雷特处理花园的方式包含独特的隐喻结构,也反映了塞尔维特-伊-富农的感性。考虑到特菲克-菲克雷特从青年时期开始创作的所有作品,可以从花园隐喻中追寻到他艺术生命的发展和变化脉络。本研究以花园隐喻为背景,对诗人早期作品中的情人花园、自我花园、信仰花园和国家花园进行了评价。
{"title":"TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRLERİNDE BAHÇE METAFORU","authors":"Bedirhan Ünlü, Tarık Özcan","doi":"10.18069/firatsbed.1370004","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1370004","url":null,"abstract":"Servet-i Fünun edebiyatının önde gelen isimlerinden Tevfik Fikret, eski ile yeninin özelliklerine şiirlerinde yer vermiş bir sanatçı olarak Türk edebiyatı tarihinde öne çıkar. İlk dönem şiirlerinde geleneksel tarzı sürdürürken sonraki yıllarda özgünlüğüyle ve Türk şiirine yaptığı yeniliklerle adından sıklıkla söz ettirir. Bu doğrultuda eserlerindeki metaforik yapı da geleneksel kullanımlarla beraber özgün ve yeni özellikleriyle ortaya çıkar. Klasik edebiyatın mazmun kalıplarına ilk dönem şiirlerinde yer veren Tevfik Fikret, sonraki yıllarda Recaizade Mahmut Ekrem’in poetik anlayışı doğrultusunda eserlerini kaleme almıştır. Böylece şiirlerindeki metaforik söylem eserlerinin tamamında çeşitlilik gösterir. Onun eserlerine yansıyan çeşitli metafor yapılarından biri de bahçe algısıdır. Fikret’in bahçeyi ele alış tarzı, Servet-i Fünun duyarlığını yansıtması kadar özgün metafor yapılarını da içinde barındırır. İlk gençlik dönemlerinden itibaren eserlerinin tamamı göz önüne alındığında Tevfik Fikret’in sanat yaşamındaki gelişim ve değişim çizgisi de bahçe metaforu özelinde takip edilebilmektedir. Bu çalışmada da bahçe metaforu bağlamında şairin ilk dönem eserlerinden itibaren görülen sevgilinin bahçesi, ben’e ait bahçe, inancın bahçesi ve devletin bahçesi şeklinde değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"97 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141122297","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1447293
Ercan Aksoy
Tarihi yapıların yaşatılması ve korunması hem kültürün hem de tarihin gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunmaktadır. Bununla birlikte sürdürülebilir bir toplumsal hafıza açısından da ayrıca önemlidir. Bu çalışmada İstanbul ili Çatalca ilçesinde yer alan geleneksel bir konağın mevcut durumu değerlendirilmiş ve özgün haline getirilerek yaşatılması için restorasyon kararları verilmiştir. Çatalca ilçesi yoğun konut stokuna sahip olmakla birlikte hızlı bir şekilde yapılarda bozulmalar oluşmakta ve tarihi değerleri kaybolmaktadır. Bu sebeple bölgede yer alan yapı çalışma konusu olarak belirlenmiştir. Konuta ilişkin belgeleme çalışmaları yapılmış ve rölövesi hazırlanmış, yerinde yapılan incelemeler neticesinde arşiv kaynakları da araştırılarak restitüsyon önerisi getirilmiştir, tüm veriler ışığında restorasyona yönelik müdahale kararları belirlenmiştir. Yapının özelliklerine bağlı olarak farklı işlev verilerek kullanımı uygun görülmediğinden özgün işlevi ile kullanılması gerektiği ortaya koyulmuştur. Ayrıca yapıda çok fazla değişim olduğu, günümüze kadar yapılmış yanlış uygulamalar bulunduğu ve daha sonra yapının kaderine terk edildiği anlaşılmıştır. Çalışma tarihi bir yapının niteliklerini ortaya çıkarmak, kent hafızasında yer edinen bir eseri yaşatmak ve kültürel özelliklerin sürdürülebilir olarak devam ettirilmesine imkân vermek amacıyla önemlidir.
{"title":"ÖZGÜN DEĞERLERİ KAYBOLMAYA YÜZ TUTAN BİR KONUTUN RESTORASYON VE İŞLEV ÖNERİSİ: İSTANBUL, ÇATALCA, TUĞLA EV ÖRNEĞİ","authors":"Ercan Aksoy","doi":"10.18069/firatsbed.1447293","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1447293","url":null,"abstract":"Tarihi yapıların yaşatılması ve korunması hem kültürün hem de tarihin gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunmaktadır. Bununla birlikte sürdürülebilir bir toplumsal hafıza açısından da ayrıca önemlidir. Bu çalışmada İstanbul ili Çatalca ilçesinde yer alan geleneksel bir konağın mevcut durumu değerlendirilmiş ve özgün haline getirilerek yaşatılması için restorasyon kararları verilmiştir. Çatalca ilçesi yoğun konut stokuna sahip olmakla birlikte hızlı bir şekilde yapılarda bozulmalar oluşmakta ve tarihi değerleri kaybolmaktadır. Bu sebeple bölgede yer alan yapı çalışma konusu olarak belirlenmiştir. Konuta ilişkin belgeleme çalışmaları yapılmış ve rölövesi hazırlanmış, yerinde yapılan incelemeler neticesinde arşiv kaynakları da araştırılarak restitüsyon önerisi getirilmiştir, tüm veriler ışığında restorasyona yönelik müdahale kararları belirlenmiştir. Yapının özelliklerine bağlı olarak farklı işlev verilerek kullanımı uygun görülmediğinden özgün işlevi ile kullanılması gerektiği ortaya koyulmuştur. Ayrıca yapıda çok fazla değişim olduğu, günümüze kadar yapılmış yanlış uygulamalar bulunduğu ve daha sonra yapının kaderine terk edildiği anlaşılmıştır. Çalışma tarihi bir yapının niteliklerini ortaya çıkarmak, kent hafızasında yer edinen bir eseri yaşatmak ve kültürel özelliklerin sürdürülebilir olarak devam ettirilmesine imkân vermek amacıyla önemlidir.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"48 20","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141122042","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-20DOI: 10.18069/firatsbed.1373685
Mustafa Demir
Metaverse, Türkçe bir ifadeyle “öteevren” son yılların en popüler kavramlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kavramın bu kadar popüler olmasının temelinde, teori ve uygulamada hızla gelişen ve sınırları henüz tam olarak netleştirilemeyen bir alan olarak, teknolojik bir dönüşüm vaadinde bulunan fütüristik bir dünyayı tanımlaması yer almaktadır. Teknolojiye dayalı bu yeni evrenin bileşenleri her ne kadar insanlık için yeni bir alan gibi görülse de bilim kurgu etiketiyle Hollywood sinemasının uzun süredir öteevrenler ile bağlantılı konuları işlediği bilinmektedir. Çalışma, bu bağlamda metaverse kavramına kültür endüstrisi ve Hollywood sinemasının, teknolojinin inşasındaki rolü ekseninde yaklaşmaktadır. Bu noktada tarihsel süreçte Hollywood sinemasının nasıl bir “metaverse” tasarladığı; nasıl sunduğu, metaverse’ün sinemada nasıl temsil edildiği, sinematik anlatım yoluyla nasıl bir metaverse hayali-yaklaşımı ortaya konulduğu başlıkları üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla sinema literatürü detaylı bir şekilde taranmış; metaverse ile ilintili kavramları (VR, AR, AI vb.) barındıran 16 film tespit edilmiştir. Bu filmlerde, öncelikle metaverse ile bağlantılı teknolojinin erken ve yakın dönemde sinemaya nasıl yansıtıldığı araştırılmıştır. İkinci aşamada bilim kurgu eksenli sinema anlatısı ve günümüz metaverse olgusu arasında bağ kurulmaya çalışılmıştır. İncelenen filmlerde metaverse kavramının henüz teknolojik olarak görünür olmadığı dönemlerde, sinema yoluyla temel bir metaverse algısının oluşturulduğu, bir metaverse çerçevesi çizildiği, gelecekçi yaklaşımlarla teknolojik bir perspektif oluşturulduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"İMGEDEN GERÇEĞE, SİNEMADA METAVERSE","authors":"Mustafa Demir","doi":"10.18069/firatsbed.1373685","DOIUrl":"https://doi.org/10.18069/firatsbed.1373685","url":null,"abstract":"Metaverse, Türkçe bir ifadeyle “öteevren” son yılların en popüler kavramlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kavramın bu kadar popüler olmasının temelinde, teori ve uygulamada hızla gelişen ve sınırları henüz tam olarak netleştirilemeyen bir alan olarak, teknolojik bir dönüşüm vaadinde bulunan fütüristik bir dünyayı tanımlaması yer almaktadır. Teknolojiye dayalı bu yeni evrenin bileşenleri her ne kadar insanlık için yeni bir alan gibi görülse de bilim kurgu etiketiyle Hollywood sinemasının uzun süredir öteevrenler ile bağlantılı konuları işlediği bilinmektedir. Çalışma, bu bağlamda metaverse kavramına kültür endüstrisi ve Hollywood sinemasının, teknolojinin inşasındaki rolü ekseninde yaklaşmaktadır. Bu noktada tarihsel süreçte Hollywood sinemasının nasıl bir “metaverse” tasarladığı; nasıl sunduğu, metaverse’ün sinemada nasıl temsil edildiği, sinematik anlatım yoluyla nasıl bir metaverse hayali-yaklaşımı ortaya konulduğu başlıkları üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla sinema literatürü detaylı bir şekilde taranmış; metaverse ile ilintili kavramları (VR, AR, AI vb.) barındıran 16 film tespit edilmiştir. Bu filmlerde, öncelikle metaverse ile bağlantılı teknolojinin erken ve yakın dönemde sinemaya nasıl yansıtıldığı araştırılmıştır. İkinci aşamada bilim kurgu eksenli sinema anlatısı ve günümüz metaverse olgusu arasında bağ kurulmaya çalışılmıştır. İncelenen filmlerde metaverse kavramının henüz teknolojik olarak görünür olmadığı dönemlerde, sinema yoluyla temel bir metaverse algısının oluşturulduğu, bir metaverse çerçevesi çizildiği, gelecekçi yaklaşımlarla teknolojik bir perspektif oluşturulduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":474800,"journal":{"name":"Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi","volume":"99 27","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141122577","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}