Pub Date : 2023-12-16DOI: 10.47932/ortetut.1399665
Serhat Güzel, Güngör Şahi̇n
Terör ve terörizm kavramlarını açıklayacak ortak bir tanımlamaya asgari müşterekte henüz ulaşılamamıştır. Her ne kadar tanımlama aşamasında zorluklar yaşansa da terörle mücadele hususunda devletlerin mücadele yöntemlerinde benzerlikler görülmektedir. Devletlerin terör olgusuna bakış açıları ve algılamaları özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen 11 Eylül Terör Saldırıları sonrasında değişiklik göstermiştir. Bu saldırılar hiçbir devletin güvenliğinin tam olarak sağlanamayacağının anlaşılması açısından önemlidir. Çalışmamızda analiz edilen Fransa, 2015 yılında büyük şehirlerinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırılarından sonra terörizmle mücadele kapsamında etkin önlemler icra etme arayışına girmiştir. Fransa’da gerçekleştirilen terör saldırılarında çoğunlukla sivil vatandaşların hayatlarını kaybetmesi halk tabanında merkezi hükümetin teröre karşı caydırıcı önlemler alma talebini gündeme getirmiştir. Bu bağlamda 2016 yılından itibaren Fransa kolluk kuvvetleri tarafından önemli operasyonlara imza atılmıştır. Terörle iltisaklı kişiler etkisiz hale getirilmiş ve günümüze kadar olan süreçte tutuklama oranlarının büyük ölçüde arttığı gözlemlenmiştir. Ancak Fransa’da terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonların tüm terör örgütlerine karşı hassasiyetle yürütüldüğüne dair -özellikle PKK terör örgütü ile mücadele kapsamında- bazı çekinceler bulunmaktadır. Çalışmamızda konuyla ilgili haber, makale, dergi, kitap, rapor ve akademik kaynaklar betimsel bir analiz yöntemi ile incelenerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
{"title":"Fransa'nın 2015 Sonrası Terörizmle Mücadele Stratejisinin İç Güvenlik Bağlamında Analizi","authors":"Serhat Güzel, Güngör Şahi̇n","doi":"10.47932/ortetut.1399665","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1399665","url":null,"abstract":"Terör ve terörizm kavramlarını açıklayacak ortak bir tanımlamaya asgari müşterekte henüz ulaşılamamıştır. Her ne kadar tanımlama aşamasında zorluklar yaşansa da terörle mücadele hususunda devletlerin mücadele yöntemlerinde benzerlikler görülmektedir. Devletlerin terör olgusuna bakış açıları ve algılamaları özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen 11 Eylül Terör Saldırıları sonrasında değişiklik göstermiştir. Bu saldırılar hiçbir devletin güvenliğinin tam olarak sağlanamayacağının anlaşılması açısından önemlidir. Çalışmamızda analiz edilen Fransa, 2015 yılında büyük şehirlerinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırılarından sonra terörizmle mücadele kapsamında etkin önlemler icra etme arayışına girmiştir. Fransa’da gerçekleştirilen terör saldırılarında çoğunlukla sivil vatandaşların hayatlarını kaybetmesi halk tabanında merkezi hükümetin teröre karşı caydırıcı önlemler alma talebini gündeme getirmiştir. Bu bağlamda 2016 yılından itibaren Fransa kolluk kuvvetleri tarafından önemli operasyonlara imza atılmıştır. Terörle iltisaklı kişiler etkisiz hale getirilmiş ve günümüze kadar olan süreçte tutuklama oranlarının büyük ölçüde arttığı gözlemlenmiştir. Ancak Fransa’da terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonların tüm terör örgütlerine karşı hassasiyetle yürütüldüğüne dair -özellikle PKK terör örgütü ile mücadele kapsamında- bazı çekinceler bulunmaktadır. Çalışmamızda konuyla ilgili haber, makale, dergi, kitap, rapor ve akademik kaynaklar betimsel bir analiz yöntemi ile incelenerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"51 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138967123","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-12DOI: 10.47932/ortetut.1384953
Fatih Oğuzhan İpek
This paper examines Iraq’s foreign policy toward Syria before and during the Syrian Civil War that began in 2011. It presents an overview of the restoration of relations between the two countries that have been hostile since their formation, with a view to tracing the factors behind the rapprochement during the Syrian uprising. Drawing from some concepts of the neoclassical realist perspective, such as the domestic decision-making environment, the paper seeks under which international and domestic factors the Iraqi leadership inhabits with respect to restoring and resuming relations with the Syrian regime. The paper argues that the Iraqi leadership is obliged to support the Syrian regime owing to its strategic interests in receiving support from the Iraqi parliament.
{"title":"Ülkeiçi Karar Verme Ortamı Çerçevesinde Suriye İç Savaşı Öncesi ve Sırası Irak'ın Suriye ile İlişkileri","authors":"Fatih Oğuzhan İpek","doi":"10.47932/ortetut.1384953","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1384953","url":null,"abstract":"This paper examines Iraq’s foreign policy toward Syria before and during the Syrian Civil War that began in 2011. It presents an overview of the restoration of relations between the two countries that have been hostile since their formation, with a view to tracing the factors behind the rapprochement during the Syrian uprising. Drawing from some concepts of the neoclassical realist perspective, such as the domestic decision-making environment, the paper seeks under which international and domestic factors the Iraqi leadership inhabits with respect to restoring and resuming relations with the Syrian regime. The paper argues that the Iraqi leadership is obliged to support the Syrian regime owing to its strategic interests in receiving support from the Iraqi parliament.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"11 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139007643","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-11DOI: 10.47932/ortetut.1403075
Kaan Deveci̇oğlu
The aim of this study is to scrutinize the diplomatic relations between Turkiye and Sudan post the era of Omar al-Bashir. Historical relations between the Republic of Turkiye, established in 1923 as the successor to the Ottoman Empire, and Sudan have had a positive impact in contemporary times across political, economic, socio-cultural, and security domains. While the relations during the Republican era were relatively limited when Sudan gained independence from Britain, they saw a significant improvement with the administration of Omar al-Bashir and Hasan al-Turabi, who came to power in 1989. Following Turkiye's declaration of "Africa Year" in 2005, Sudan emerged as a prominent country in Ankara's Sub-Saharan Africa policy. Particularly, the African Opening Action Plan initiated in 1998 and the deepening of policies by AK Party governments strengthened relations with Sudan. However, following the overthrow of Omar al-Bashir in 2019, transitional periods and political crises in Sudan have adversely affected Turkiye – Sudan relations. This study will address these relations during this period, initially focusing on political, economic, security, and socio-cultural parameters. Subsequently, the study will examine the causes of the crisis in Sudan and the trajectory of the relations. Findings from the post-Bashir era indicate that despite challenges, the relations between the two countries have endured. Nevertheless, the escalation of internal disputes in Sudan into conflicts casts uncertainty on the future of these relations.
{"title":"Turkiye – Sudan Relations in Post-Bashir Era","authors":"Kaan Deveci̇oğlu","doi":"10.47932/ortetut.1403075","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1403075","url":null,"abstract":"The aim of this study is to scrutinize the diplomatic relations between Turkiye and Sudan post the era of Omar al-Bashir. Historical relations between the Republic of Turkiye, established in 1923 as the successor to the Ottoman Empire, and Sudan have had a positive impact in contemporary times across political, economic, socio-cultural, and security domains. While the relations during the Republican era were relatively limited when Sudan gained independence from Britain, they saw a significant improvement with the administration of Omar al-Bashir and Hasan al-Turabi, who came to power in 1989. Following Turkiye's declaration of \"Africa Year\" in 2005, Sudan emerged as a prominent country in Ankara's Sub-Saharan Africa policy. Particularly, the African Opening Action Plan initiated in 1998 and the deepening of policies by AK Party governments strengthened relations with Sudan. However, following the overthrow of Omar al-Bashir in 2019, transitional periods and political crises in Sudan have adversely affected Turkiye – Sudan relations. This study will address these relations during this period, initially focusing on political, economic, security, and socio-cultural parameters. Subsequently, the study will examine the causes of the crisis in Sudan and the trajectory of the relations. Findings from the post-Bashir era indicate that despite challenges, the relations between the two countries have endured. Nevertheless, the escalation of internal disputes in Sudan into conflicts casts uncertainty on the future of these relations.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"140 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138978557","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-03DOI: 10.47932/ortetut.1367917
Özlem KAYHAN PUSANE
Scholars have so far examined Turkey’s Kurdish resolution/peace process (2013-2015) from various perspectives. While some works have pursued a rational choice approach and focused on the Justice and Development Party (AKP) government’s strategic calculations vis-à-vis the PKK in initiating a peace process and maintaining it until 2015, others have analyzed Turkey’s experience within the framework of the conflict resolution scholarship. Instead, this paper’s starting point is the idea that the 2013-2015 resolution process was not merely a policy to put an end to an internal conflict, but it rather constituted a key aspect of the AKP’s ongoing endeavor to turn Turkey into a regional power. This paper places the 2013-2015 resolution process within the framework of regional and global dynamics and argues that from the mid-2000s onwards, the AKP government’s efforts to put an end to the PKK terrorism and resolve the Kurdish question in Turkey reflected the policy of a middle-power country, i.e. Turkey, to increase its power and influence in the region instead of a mere domestic peace process. Thus, the end of the resolution process in 2015 constrained Turkey’s potential achievements in the Middle East and beyond.
{"title":"Türkiye’nin Çözüm Süreci ve Bölgesel Güç Olma Çabaları: Beklentiler ve Kısıtlar","authors":"Özlem KAYHAN PUSANE","doi":"10.47932/ortetut.1367917","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1367917","url":null,"abstract":"Scholars have so far examined Turkey’s Kurdish resolution/peace process (2013-2015) from various perspectives. While some works have pursued a rational choice approach and focused on the Justice and Development Party (AKP) government’s strategic calculations vis-à-vis the PKK in initiating a peace process and maintaining it until 2015, others have analyzed Turkey’s experience within the framework of the conflict resolution scholarship. Instead, this paper’s starting point is the idea that the 2013-2015 resolution process was not merely a policy to put an end to an internal conflict, but it rather constituted a key aspect of the AKP’s ongoing endeavor to turn Turkey into a regional power. This paper places the 2013-2015 resolution process within the framework of regional and global dynamics and argues that from the mid-2000s onwards, the AKP government’s efforts to put an end to the PKK terrorism and resolve the Kurdish question in Turkey reflected the policy of a middle-power country, i.e. Turkey, to increase its power and influence in the region instead of a mere domestic peace process. Thus, the end of the resolution process in 2015 constrained Turkey’s potential achievements in the Middle East and beyond.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"21 24","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135874914","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-30DOI: 10.47932/ortetut.1318575
Tahir KODAL
Hitler'in 1934’te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) yaratma ve yeniden bir Dünya Gücü (Weltmacht) olma politikasına geri dönmüştür. Bu politikalar çerçevesinde Almanya'nın kuruluşundan bu yana izlediği “doğuya doğru” politikası bağlamında bir kez daha dünya iletişiminde hayati öneme sahip stratejik bir bağlantı noktası olan Ortadoğu'ya yönelmiştir. Bu yönelimin en önemli nedeni, Adolf Hitler'in Almanya'nın Ortadoğu'da İngiltere ve Fransa'ya kıyasla ekonomik ve siyasi etki açısından çok geride olduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla Hitler Hükümeti bu gerekliliği ve gerekliliği takdir etmiş, Almanya için de bir nüfuz bölgesi elde etmek için çalışmaya karar vermiştir. B bağlamda, zamanın gereklerine uygun bir şekilde nüfuz bölgesi Almanya’nın nüfuz bölgesi olarak; Avrupa'nın doğu ve güneydoğusu, Ön Asya ve Mısır olarak kararlaştırılmıştır. Almanya'nın Ortadoğu'ya yönelik nüfuz politikasında ekonomik propaganda ve araçların yetersiz kalacağının farkında olarak, kültürel propaganda ve kültürel genişleme ile birlikte ekonomik genişleme faaliyetleri yürütmesi gerektiği fark edilmiştir.
Bu çalışmada; Hitlerin iktidara gelmesinden sonra Almanya’nın II. Dünya Savaşı öncesinde Orta Doğu’ya yönelik “kültür politikası” konu edilmiştir. Bu bağlamda, Almanya’nın Ortadoğu ülkesi olarak kabul etmiş olduğu Türkiye, Mısır’a karşı takip edilmesi gereken kültür politikası ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken, Alman bilim insanlarınca hazırlanılan ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde yer alan raporlar temel alınmıştır. Dr. Kurt Koehler (Deipzig), Dr. Oluf Kürkkmann (Jane) ve Dr. Wilhelm Eilers (Berlin) tarafından hazırlanılan raporlara göre Almanya’nın Türkiye’ye, Mısır’a yönelik kültür politikası açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda; konunun daha iyi anlaşılması için ilk olarak, Almanya’nın Orta Doğu’da takip etmek istediği “nüfuz mıntıkaları politikası” raporlar temel alınarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın asıl kısmında; “Avrupaî Şarkın kapısı” olarak görülen Türkiye’ye karşı takip edilen kültür politikası üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise “Müslüman Şark’a açılan kapı” şeklinde ifade edilen Mısır’a karşı yürütülen kültür politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın sonuç kısmında ise varılan sonuçlara, değerlendirmelere, yorumlara yer verilmiş, bazı önerilerde bulunulmuştur.
1934 年希特勒上台后,德国重新奉行建立 "人类家园"(Lebensraum)和成为世界强国(Weltmacht)的政策。在这些政策的框架内,在德国自建国以来一直奉行的 "东进 "政策的背景下,德国再次转向中东,一个在世界交流中至关重要的战略枢纽。这一取向的最重要原因是阿道夫-希特勒意识到,与英国和法国相比,德国在中东的经济和政治影响力远远落后。因此,希特勒政府认识到必要性和必然性,决定努力为德国建立一个势力范围。在这种情况下,根据当时的要求,势力范围被确定为德国的势力范围:欧洲东部和东南部、小亚细亚和埃及。德国意识到,经济宣传和手段在德国对中东的影响政策中是不够的,因此德国应在开展经济扩张活动的同时进行文化宣传和文化扩张。在此背景下,本研究试图揭示德国对土耳其和埃及(德国承认其为中东国家)的文化政策。在此过程中,我们以总理府共和国档案馆保存的德国学者撰写的报告为基础。根据 Kurt Koehler 博士(代比锡)、Oluf Kürkkmann 博士(简)和 Wilhelm Eilers 博士(柏林)撰写的报告,试图澄清德国对土耳其和埃及的文化政策。在这一背景下,为了更好地理解这一主题,首先在报告的基础上提出了德国希望在中东推行的 "势力范围政策"。研究报告的主要部分强调了针对土耳其的文化政策,土耳其被视为 "通往欧洲东方的门户"。然后,阐明了针对埃及的文化政策,埃及被视为 "通往东方穆斯林的门户"。研究报告的结论部分给出了结论、评价和评论,并提出了一些建议。
{"title":"BİLİM İNSANLARININ RAPORLARINA GÖRE HİTLER ALMANYASI’NIN ORTA DOĞU’YA YÖNELİK NÜFUZ VE KÜLTÜR POLİTİKASI","authors":"Tahir KODAL","doi":"10.47932/ortetut.1318575","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1318575","url":null,"abstract":"Hitler'in 1934’te tam anlamıyla iktidara gelmesinden sonra, Almanya bir yaşam alanı (Lebensraum) yaratma ve yeniden bir Dünya Gücü (Weltmacht) olma politikasına geri dönmüştür. Bu politikalar çerçevesinde Almanya'nın kuruluşundan bu yana izlediği “doğuya doğru” politikası bağlamında bir kez daha dünya iletişiminde hayati öneme sahip stratejik bir bağlantı noktası olan Ortadoğu'ya yönelmiştir. Bu yönelimin en önemli nedeni, Adolf Hitler'in Almanya'nın Ortadoğu'da İngiltere ve Fransa'ya kıyasla ekonomik ve siyasi etki açısından çok geride olduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla Hitler Hükümeti bu gerekliliği ve gerekliliği takdir etmiş, Almanya için de bir nüfuz bölgesi elde etmek için çalışmaya karar vermiştir. B bağlamda, zamanın gereklerine uygun bir şekilde nüfuz bölgesi Almanya’nın nüfuz bölgesi olarak; Avrupa'nın doğu ve güneydoğusu, Ön Asya ve Mısır olarak kararlaştırılmıştır. Almanya'nın Ortadoğu'ya yönelik nüfuz politikasında ekonomik propaganda ve araçların yetersiz kalacağının farkında olarak, kültürel propaganda ve kültürel genişleme ile birlikte ekonomik genişleme faaliyetleri yürütmesi gerektiği fark edilmiştir.
 Bu çalışmada; Hitlerin iktidara gelmesinden sonra Almanya’nın II. Dünya Savaşı öncesinde Orta Doğu’ya yönelik “kültür politikası” konu edilmiştir. Bu bağlamda, Almanya’nın Ortadoğu ülkesi olarak kabul etmiş olduğu Türkiye, Mısır’a karşı takip edilmesi gereken kültür politikası ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken, Alman bilim insanlarınca hazırlanılan ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde yer alan raporlar temel alınmıştır. Dr. Kurt Koehler (Deipzig), Dr. Oluf Kürkkmann (Jane) ve Dr. Wilhelm Eilers (Berlin) tarafından hazırlanılan raporlara göre Almanya’nın Türkiye’ye, Mısır’a yönelik kültür politikası açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda; konunun daha iyi anlaşılması için ilk olarak, Almanya’nın Orta Doğu’da takip etmek istediği “nüfuz mıntıkaları politikası” raporlar temel alınarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın asıl kısmında; “Avrupaî Şarkın kapısı” olarak görülen Türkiye’ye karşı takip edilen kültür politikası üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise “Müslüman Şark’a açılan kapı” şeklinde ifade edilen Mısır’a karşı yürütülen kültür politikası açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın sonuç kısmında ise varılan sonuçlara, değerlendirmelere, yorumlara yer verilmiş, bazı önerilerde bulunulmuştur.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"131 5","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136132794","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-22DOI: 10.47932/ortetut.1361476
Nurbanu BULGUR
1990’lı yıllardan itibaren ortak bir göç politikası oluşturmak ve Avrupa ülkelerinin uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalar sonucunda Avrupa ülkeleri de göç rejimini AB müktesebatına dahil etmek istemeye başlamıştır. O yıllarda Avrupa göç politikasının hedefi düzensiz göçle mücadele etmekti. Türkiye’nin göç üzerindeki daha müdahaleci kontrolü, Avrupa ülkeleri üzerinde de baskı oluşturmuştur. Çünkü Türkiye düzensiz göçmenlere alan açan bir geçiş ülkesi haline gelmiştir. Bu bağlamda Avrupa’nın kurumsal ve hukuki düzenlemelerinden beklentilere cevap vermek amacıyla güçlü bir göçmen politikası oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler içerisinde işçi göçüne ilişkin bazı kararlar bulunmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin mevcut kalkınma hedefleri dikkate alınarak “sürdürülebilir kalkınma” kavramı çerçevesinde Türkiye’nin On Birinci Kalkınma Planı incelenmiştir. Bu incelemeler sonucunda son dönemde ortaya çıkan yeni iş alanları tespit edilmiş ve analiz edilmiştir.
{"title":"هجرة اليد العاملة الدولية إلى تركيا وأهداف التنمية المستدامة","authors":"Nurbanu BULGUR","doi":"10.47932/ortetut.1361476","DOIUrl":"https://doi.org/10.47932/ortetut.1361476","url":null,"abstract":"1990’lı yıllardan itibaren ortak bir göç politikası oluşturmak ve Avrupa ülkelerinin uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalar sonucunda Avrupa ülkeleri de göç rejimini AB müktesebatına dahil etmek istemeye başlamıştır. O yıllarda Avrupa göç politikasının hedefi düzensiz göçle mücadele etmekti. Türkiye’nin göç üzerindeki daha müdahaleci kontrolü, Avrupa ülkeleri üzerinde de baskı oluşturmuştur. Çünkü Türkiye düzensiz göçmenlere alan açan bir geçiş ülkesi haline gelmiştir. Bu bağlamda Avrupa’nın kurumsal ve hukuki düzenlemelerinden beklentilere cevap vermek amacıyla güçlü bir göçmen politikası oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler içerisinde işçi göçüne ilişkin bazı kararlar bulunmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin mevcut kalkınma hedefleri dikkate alınarak “sürdürülebilir kalkınma” kavramı çerçevesinde Türkiye’nin On Birinci Kalkınma Planı incelenmiştir. Bu incelemeler sonucunda son dönemde ortaya çıkan yeni iş alanları tespit edilmiş ve analiz edilmiştir.","PeriodicalId":489410,"journal":{"name":"Ortadoğu etütleri","volume":"73 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136096675","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}