首页 > 最新文献

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi最新文献

英文 中文
TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ BAKIMINDAN İŞYERİNİN SINIRLARININ BELİRLENMESİNİN ÖNEMLİ YANSIMALARI 确定工作场所的界限对集体劳动关系的重要影响
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.54704/akdhfd.1386914
Mehmet Yıldız
İşyeri kavramı, iş ilişkisi bakımından işveren ve işçi kavramının yanında yer alan önemli bir bağlama noktasıdır. Öyle ki 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin ilk fıkrasında işçi ve işveren kavramı tanımlanmış; hemen devamında ise işyeri kavramının tanımına yer verilmiştir. 6356 sayılı Kanun bakımından ise özel bir işyeri tanımına yer verilmemiş; 4857 sayılı Kanun’da yer alan işyeri tanımının 6356 sayılı Kanun açısından da geçerli olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu konuda kavram birliği sağlanmaya çalışılsa da işyeri kavramının toplu iş ilişkileri bakımından ayrıca incelenmesi önemlidir. Zira işyeri kavramı, bireysel iş ilişkisi bakımından taşıdığı önemin ötesinde, toplu iş ilişkileri bakımından çeşitli noktalarda doğrudan ya da dolaylı etkiyi haizdir. Bu bakımdan çalışmamızda ilk olarak işyeri kavramının tanımı açıklanmaya çalışılacaktır. İşyeri-işletme ayrımı toplu iş ilişkileri bakımından işletme kavramına özel anlam yüklendiği için ayrıca irdelenmesi gereken bir ayrımdır. Bu noktada çalışmamızda 6356 sayılı Kanun bakımından toplu iş sözleşmesi türü olarak özel bir anlam yüklenen ve işyerinin sınırlarının belirlenmesinin sonuçları açısından önem taşıyacak olan işletme kavramı da ele alınmaya çalışılacaktır. İşyerinin sınırlarının belirlenmesi bakımından önemli olan ve yargı kararlarında da sıkça tartışma konusu olmaya devam eden durum, bir yerin bağlı yer mi farklı bir işyeri mi olduğu hususudur. Bir yerin işyerine bağlı yer ya da ayrı işyeri olduğunun yorumlanması; sendikal örgütlenme, işkolu, toplu iş sözleşmesi türü, toplu iş sözleşmesi yetkisi ve toplu iş sözleşmesinin kapsamı gibi birçok noktada önem arz etmektedir. Çalışmamızın temel amacı da bağlı yer sayılmaya ilişkin ölçütlerin yargı kararlarında ne şekilde uygulandığı belirtilerek işyerinin sınırlarının belirlenmesi meselesinin toplu iş ilişkileri açısından ne denli önemli olduğunun ortaya koyulabilmesidir.
工作场所的概念是劳动关系中的一个重要基点,与雇主和雇员的概念相邻。事实上,第 4857 号法律第 2 条第 1 款定义了雇员和雇主的概念,紧接着就给出了工作场所概念的定义。而第 6356 号法律则没有对工作场所进行专门定义,并规定第 4857 号法律对工作场所的定义也适用于第 6356 号法律。尽管在这方面试图实现概念上的统一,但仍有必要从集体劳动关系的角度对工作场所的概念进行单独研究。因为,除了在个人劳动关系方面的重要性之外,工作场所的概念还在不同方面对集体劳动关系产生直接或间接的影响。为此,本研究将首先尝试解释工作场所概念的定义。工作场所和企业之间的区别应单独研究,因为企业的概念在集体劳动关系中具有特殊意义。在这一点上,我们的研究还将讨论企业的概念,根据第 6356 号法律,企业作为一种集体劳动合同被赋予了特殊的含义,它对确定工作场所边界的结果非常重要。在确定工作场所的界限方面,司法判决中经常讨论的一个重要问题是,某一场所是附属场所还是不同的工作场所。对一个地方是附属工作场所还是独立工作场所的解释在很多方面都很重要,如工会组织、业务范围、集体谈判协议类型、集体谈判协议授权和集体谈判协议范围等。我们研究的主要目的是通过说明在司法判决中如何适用从属工作场所的标准,揭示确定工作场所边界的问题在集体劳动关系中的重要性。
{"title":"TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ BAKIMINDAN İŞYERİNİN SINIRLARININ BELİRLENMESİNİN ÖNEMLİ YANSIMALARI","authors":"Mehmet Yıldız","doi":"10.54704/akdhfd.1386914","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1386914","url":null,"abstract":"İşyeri kavramı, iş ilişkisi bakımından işveren ve işçi kavramının yanında yer alan önemli bir bağlama noktasıdır. Öyle ki 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin ilk fıkrasında işçi ve işveren kavramı tanımlanmış; hemen devamında ise işyeri kavramının tanımına yer verilmiştir. 6356 sayılı Kanun bakımından ise özel bir işyeri tanımına yer verilmemiş; 4857 sayılı Kanun’da yer alan işyeri tanımının 6356 sayılı Kanun açısından da geçerli olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu konuda kavram birliği sağlanmaya çalışılsa da işyeri kavramının toplu iş ilişkileri bakımından ayrıca incelenmesi önemlidir. Zira işyeri kavramı, bireysel iş ilişkisi bakımından taşıdığı önemin ötesinde, toplu iş ilişkileri bakımından çeşitli noktalarda doğrudan ya da dolaylı etkiyi haizdir. Bu bakımdan çalışmamızda ilk olarak işyeri kavramının tanımı açıklanmaya çalışılacaktır. İşyeri-işletme ayrımı toplu iş ilişkileri bakımından işletme kavramına özel anlam yüklendiği için ayrıca irdelenmesi gereken bir ayrımdır. Bu noktada çalışmamızda 6356 sayılı Kanun bakımından toplu iş sözleşmesi türü olarak özel bir anlam yüklenen ve işyerinin sınırlarının belirlenmesinin sonuçları açısından önem taşıyacak olan işletme kavramı da ele alınmaya çalışılacaktır. İşyerinin sınırlarının belirlenmesi bakımından önemli olan ve yargı kararlarında da sıkça tartışma konusu olmaya devam eden durum, bir yerin bağlı yer mi farklı bir işyeri mi olduğu hususudur. Bir yerin işyerine bağlı yer ya da ayrı işyeri olduğunun yorumlanması; sendikal örgütlenme, işkolu, toplu iş sözleşmesi türü, toplu iş sözleşmesi yetkisi ve toplu iş sözleşmesinin kapsamı gibi birçok noktada önem arz etmektedir. Çalışmamızın temel amacı da bağlı yer sayılmaya ilişkin ölçütlerin yargı kararlarında ne şekilde uygulandığı belirtilerek işyerinin sınırlarının belirlenmesi meselesinin toplu iş ilişkileri açısından ne denli önemli olduğunun ortaya koyulabilmesidir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"13 1-4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139233422","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
TEREKE BORCUNUN BİR KISMINI ÖDEDİKTEN SONRA MİRASÇININ HÜKMİ RET KARİNESİNDEN YARARLANIP YARARLANAMAYACAĞI MESELESİ VE KONUYA İLİŞKİN YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN 20.12.2013 TARİHLİ VE E. 2013/2-1607 K. 2013/1675 SAYILI KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ 关于继承人在支付部分遗产债务后是否可以享受司法拒绝推定的问题,以及对司法大会 2013 年 12 月 20 日编号为 E. 2013/2-1607 K. 2013/1675 的决定的评估
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.54704/akdhfd.1371445
Tuba BİRİNCİ UZUN
Karara konu olayda, mirasbırakanın bankaya kredi borcu bulunmakta olup, bu borç sebebiyle alacaklı banka tarafından mirasçılar aleyhine icra takibi başlatılmış ve takip üzerine mirasçılar tarafından 2.000,00 TL tutarında ödeme yapılmıştır. Daha sonra mirasçılar tarafından mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açılmıştır. İlgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, davacı mirasçılar tarafından ödendiği ileri sürülen borcun cüzi bir miktar olduğu, mirasçıların kendi malvarlığından bu borcu ödemiş olmasının olağan işlemlerden olduğu, mirasbırakanın öldüğü tarih itibariyle borca batık olduğu anlaşılan terekenin, cüzi kısım borçlarının davacı mirasçılar tarafından ödenmesinin terekeyi kabullenme olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak tereke borcunun mirasçı tarafından ödenmesi halinde somut olayın koşullarının güven ilkesine göre değerlendirilmesi gerekir. Alacaklı banka tarafından mirasbırakanın borcu sebebiyle başlatılan icra takibine itiraz etmek yerine, bu borcu kendi kişisel mallarından ödedikten sonra terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açan mirasçıların mirası örtülü olarak kabul ettiği ve bu mirasçıların mirası ret hakkının düştüğünün kabulü gerekir. Örtülü kabul sebebiyle mirası ret hakkı düşen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş sayıldığından, bu mirasçıların hükmi ret karinesinden yararlanabilmesi de mümkün değildir. Hükmi retten bahsedebilmek için mirasbırakanın ölümü anında terekenin borca batık olması yeterli değildir. Bu hususun ya açıkça belli olması ya da resmen tespit edilmiş olması gerekir. Mirasçıların, hükmi reddi mirasbırakanın alacaklıları tarafından kendilerine karşı açılan bir alacak davasında itiraz yoluyla ileri sürebilecekleri gibi kendileri aleyhine başlatılan bir icra takibinde de itiraz yoluyla ileri sürebileceği dikkate alındığında ve somut olayda banka tarafından başlatılan icra takibi üzerine mirasçılar tarafından önce ödeme yapıldığı, sonra terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açıldığı gözetildiğinde, mirasbırakanın öldüğü tarihte terekenin borca batık olduğunun mirasçılar tarafından bilinmediği, mirasçıların terekenin borca batık olduğunu sonradan anladığı kanaatine varılmaktadır. Somut olayda hükmi reddin koşullarının da gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmaktadır.
在裁决所涉案件中,继承人欠银行贷款,由于这笔债务,债权银行对继承人启动了强制执行程序,继承人支付了 2 000 000 土耳其里拉。之后,继承人提起诉讼,要求判定继承人的遗产无力偿还,并决定通过司法途径拒绝继承。最高上诉法院民事法庭大会在相关裁决中指出,原告继承人据称已支付的债务数额很小,继承人用自己的资产支付这笔债务是普通交易之一,原告继承人支付遗产债务的一小部分不能被视为接受遗产,因为遗产在继承人死亡之日已被理解为资不抵债。但是,如果遗产债务由继承人偿还,则应根据信托原则对具体事件的条件进行评估。与其对债权银行因继承人的债务而启动的执行程序提出异议,不如接受这样的事实,即继承人在用个人财产偿还债务后,提起诉讼要求确定遗产无偿还能力并决定通过司法途径拒绝接受遗产,这就意味着继承人默示接受了遗产,这些继承人拒绝接受遗产的权利已经减少。由于继承人的拒绝继承权因默示接受而被取消,因此这些继承人被视为无条件地接受了遗产,他们不可能从司法拒绝的推定中受益。在继承人死亡时,仅有破产财产还不足以构成司法拒绝。这个问题必须有明确的证据或正式的裁定。考虑到继承人可以在继承人的债权人对其提起的债务诉讼中以及在对其提起的执行程序 中通过异议主张没收,而在具体案件中,在银行提起执行程序后,继承人首先支付了款项、考虑到提起诉讼的请求是确定继承人无力偿还债务并决定没收遗产,可以得出结论,继承人在继承人死亡时并不知道继承人无力偿还债务,继承人后来才意识到继承人无力偿还债务。在具体案件中,结论是司法拒绝的条件没有得到满足。
{"title":"TEREKE BORCUNUN BİR KISMINI ÖDEDİKTEN SONRA MİRASÇININ HÜKMİ RET KARİNESİNDEN YARARLANIP YARARLANAMAYACAĞI MESELESİ VE KONUYA İLİŞKİN YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN 20.12.2013 TARİHLİ VE E. 2013/2-1607 K. 2013/1675 SAYILI KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Tuba BİRİNCİ UZUN","doi":"10.54704/akdhfd.1371445","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1371445","url":null,"abstract":"Karara konu olayda, mirasbırakanın bankaya kredi borcu bulunmakta olup, bu borç sebebiyle alacaklı banka tarafından mirasçılar aleyhine icra takibi başlatılmış ve takip üzerine mirasçılar tarafından 2.000,00 TL tutarında ödeme yapılmıştır. Daha sonra mirasçılar tarafından mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açılmıştır. İlgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, davacı mirasçılar tarafından ödendiği ileri sürülen borcun cüzi bir miktar olduğu, mirasçıların kendi malvarlığından bu borcu ödemiş olmasının olağan işlemlerden olduğu, mirasbırakanın öldüğü tarih itibariyle borca batık olduğu anlaşılan terekenin, cüzi kısım borçlarının davacı mirasçılar tarafından ödenmesinin terekeyi kabullenme olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak tereke borcunun mirasçı tarafından ödenmesi halinde somut olayın koşullarının güven ilkesine göre değerlendirilmesi gerekir. Alacaklı banka tarafından mirasbırakanın borcu sebebiyle başlatılan icra takibine itiraz etmek yerine, bu borcu kendi kişisel mallarından ödedikten sonra terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açan mirasçıların mirası örtülü olarak kabul ettiği ve bu mirasçıların mirası ret hakkının düştüğünün kabulü gerekir. Örtülü kabul sebebiyle mirası ret hakkı düşen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş sayıldığından, bu mirasçıların hükmi ret karinesinden yararlanabilmesi de mümkün değildir. Hükmi retten bahsedebilmek için mirasbırakanın ölümü anında terekenin borca batık olması yeterli değildir. Bu hususun ya açıkça belli olması ya da resmen tespit edilmiş olması gerekir. Mirasçıların, hükmi reddi mirasbırakanın alacaklıları tarafından kendilerine karşı açılan bir alacak davasında itiraz yoluyla ileri sürebilecekleri gibi kendileri aleyhine başlatılan bir icra takibinde de itiraz yoluyla ileri sürebileceği dikkate alındığında ve somut olayda banka tarafından başlatılan icra takibi üzerine mirasçılar tarafından önce ödeme yapıldığı, sonra terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmi reddine karar verilmesi talebiyle dava açıldığı gözetildiğinde, mirasbırakanın öldüğü tarihte terekenin borca batık olduğunun mirasçılar tarafından bilinmediği, mirasçıların terekenin borca batık olduğunu sonradan anladığı kanaatine varılmaktadır. Somut olayda hükmi reddin koşullarının da gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmaktadır.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"191 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139231765","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Legis actio'larda Dava Ehliyeti 立法行为中的起诉能力
Pub Date : 2023-11-19 DOI: 10.54704/akdhfd.1268126
Rahman İri̇
Roma Hukuku’nda günümüz hukuk anlayışına uygun bir usul hukukundan bahsetme imkanı bulunmamaktadır. Buna karşın belirli dava ya da usul tipi dediğimiz yöntemlerin kullanılması suretiyle hakkın temini mümkündür. Legis actio’lar da belirli dava tiplerinin kullanılması suretiyle hakkın temini ve kararın icrasına imkan veren yöntemlerdendir. Legis actio’lar vasıtasıyla bir hakkın temin edilebilmesi imkanı, bu usulün uygulandığı dönemde Roma’da yaşayan herkese tanınmamıştır. Dava ehliyetini ancak sınırlı kimseler haiz olabilmiş, bazı kimselere vasi ya da kayyım vasıtası ile davasını takip etme imkanı tanınmış, bazı kimselerin davada taraf ehliyetini dahi haiz olmadığı kabul edilmiştir. Çalışmamızda, öncelikle Legis actio’lar dönemindeki hak ve hukuki işlem ehliyetine ilişkin açıklamalara yer verilmiş, sonrasında Legis actio usulü açıklanmış, son olarak da Legis actio’larda dava ehliyetini haiz olan ve olmayan kimselerin kimler olduğuna dair açıklamalara yer verilmiştir.
在罗马法中,不可能按照今天对法律的理解来谈论程序法。另一方面,可以通过使用我们称之为某些类型的案件或程序的方法来获得权利。立法行为(legis actios)是通过使用某些类型的诉讼来实现权利和执行判决的方法之一。 在适用该程序时,并不是每个居住在罗马的人都可以通过立法行为获得权利。只有少数人才有能力提起诉讼,有些人可以通过监护人或受托人提起诉讼,有些人甚至被认为不具备诉讼当事人的资格。 在我们的研究中,首先解释了立法诉讼期间的权利能力和法律行为能力,然后解释了立法诉讼程序,最后解释了在立法诉讼中哪些人有起诉能力,哪些人没有起诉能力。
{"title":"Legis actio'larda Dava Ehliyeti","authors":"Rahman İri̇","doi":"10.54704/akdhfd.1268126","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1268126","url":null,"abstract":"Roma Hukuku’nda günümüz hukuk anlayışına uygun bir usul hukukundan bahsetme imkanı bulunmamaktadır. Buna karşın belirli dava ya da usul tipi dediğimiz yöntemlerin kullanılması suretiyle hakkın temini mümkündür. Legis actio’lar da belirli dava tiplerinin kullanılması suretiyle hakkın temini ve kararın icrasına imkan veren yöntemlerdendir. Legis actio’lar vasıtasıyla bir hakkın temin edilebilmesi imkanı, bu usulün uygulandığı dönemde Roma’da yaşayan herkese tanınmamıştır. Dava ehliyetini ancak sınırlı kimseler haiz olabilmiş, bazı kimselere vasi ya da kayyım vasıtası ile davasını takip etme imkanı tanınmış, bazı kimselerin davada taraf ehliyetini dahi haiz olmadığı kabul edilmiştir. Çalışmamızda, öncelikle Legis actio’lar dönemindeki hak ve hukuki işlem ehliyetine ilişkin açıklamalara yer verilmiş, sonrasında Legis actio usulü açıklanmış, son olarak da Legis actio’larda dava ehliyetini haiz olan ve olmayan kimselerin kimler olduğuna dair açıklamalara yer verilmiştir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"31 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139260345","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
OSMANLI HUKUKUNDA SEÇİMLER 奥斯曼法律中的选举
Pub Date : 2023-10-18 DOI: 10.54704/akdhfd.1353381
Tuba Aykanat, Salih Korkmaz
Seçimler modern demokrasilerin vazgeçilmez unsuru kabul edilmektedir. Günümüzde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olan seçim hukukunun, ortaya çıktığı dönemlerde nasıl düzenlendiği ilgi çekici bir konudur. Hukuk tarihimizde seçimlerin yer alması, dünyadaki örneklerine yakın tarihlerde gerçekleşmiştir. Osmanlı hukukunda oy hakkı, seçim sistemi, siyasi partiler, genel ve yerel seçimler anayasa ve kanunlarla düzenlenmiştir. Çalışmada Osmanlı hukukunda seçimler konusu, modern seçim hukuku çerçeve-sinde ele alınmıştır. Osmanlı mevzuatında ve uygulamasında oy hakkı, seçim sistemi, siyasi parti düzenlemeleri, genel ve yerel seçimler güncel mevzuat ve uygulama ile mukayeseli olarak tartışılmıştır. Osmanlı hukukunda seçimlere ilişkin düzenlemelerin bir kısmının güncel seçim hukukuna benzediği, bazı hükümlerde ise dönemin şartlarından kaynaklanan farklılıklar olduğu görülmektedir. Bu çerçevede Osmanlı seçim hukukunda günümüz seçim hukuku ilke ve uygulamalarının önemli bir kısmının yer aldığı görülmektedir. Osmanlılar çağdaşı devletlerden geri kalmayan bir seçim hukuku oluşturmuşlardır. Bu sebeple konunun hukuki perspektiften daha fazla araştırmada ele alınması gereklidir.
选举被认为是现代民主不可或缺的要素。今天对选举法进行了详细规定的选举法,在其出现的时期是如何规定的,这是一个有趣的话题。将选举纳入我国法律史的做法接近于世界上的范例。在奥斯曼法律中,选举权、选举制度、政党、大选和地方选举都由宪法和法律规定。 本研究将在现代选举法的框架内讨论奥斯曼法中的选举问题。将奥斯曼立法和实践中的选举权、选举制度、政党条例、大选和地方选举与现行立法和实践进行了比较讨论。 可以看出,奥斯曼帝国法律中关于选举的某些规定与现行选举法相似,但由于当时的条件,某些规定存在差异。在此框架下,我们可以看到奥斯曼帝国的选举法包含了当今选举法的大部分原则和实践。奥斯曼帝国制定的选举法并没有落后于当代国家。因此,应从法律角度对这一主题进行更多的研究。
{"title":"OSMANLI HUKUKUNDA SEÇİMLER","authors":"Tuba Aykanat, Salih Korkmaz","doi":"10.54704/akdhfd.1353381","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1353381","url":null,"abstract":"Seçimler modern demokrasilerin vazgeçilmez unsuru kabul edilmektedir. Günümüzde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olan seçim hukukunun, ortaya çıktığı dönemlerde nasıl düzenlendiği ilgi çekici bir konudur. Hukuk tarihimizde seçimlerin yer alması, dünyadaki örneklerine yakın tarihlerde gerçekleşmiştir. Osmanlı hukukunda oy hakkı, seçim sistemi, siyasi partiler, genel ve yerel seçimler anayasa ve kanunlarla düzenlenmiştir. Çalışmada Osmanlı hukukunda seçimler konusu, modern seçim hukuku çerçeve-sinde ele alınmıştır. Osmanlı mevzuatında ve uygulamasında oy hakkı, seçim sistemi, siyasi parti düzenlemeleri, genel ve yerel seçimler güncel mevzuat ve uygulama ile mukayeseli olarak tartışılmıştır. Osmanlı hukukunda seçimlere ilişkin düzenlemelerin bir kısmının güncel seçim hukukuna benzediği, bazı hükümlerde ise dönemin şartlarından kaynaklanan farklılıklar olduğu görülmektedir. Bu çerçevede Osmanlı seçim hukukunda günümüz seçim hukuku ilke ve uygulamalarının önemli bir kısmının yer aldığı görülmektedir. Osmanlılar çağdaşı devletlerden geri kalmayan bir seçim hukuku oluşturmuşlardır. Bu sebeple konunun hukuki perspektiften daha fazla araştırmada ele alınması gereklidir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"89 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139317664","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KAÇAKÇILIK SUÇU OLARAK VERGİ USUL KANUNU’NUN 359’UNCU MADDESİNDE DÜZENLENEN SAHTE VE/VEYA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE DÜZENLEME VE/VEYA KULLANMA FİİLLERİ 税务程序法》第 359 条规定的签发和/或使用虚假和/或误导性文件的罪行,即走私罪
Pub Date : 2023-10-16 DOI: 10.54704/akdhfd.1362819
Tahsin Torunoğlu
Daha az vergi ödemek ya da hiç ödememek veya kayıt dışı gelir edebilmek için sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenebildiği ve/veya düzenlenen bu belgelerin kullanılabildiği uygulamada sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıl-tıcı belge düzenlemek ve/veya kullanmak fiilleri Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde kaçakçılık suçu olarak düzenlenmiştir. Bu suç, her ne kadar Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmişse de atılı suçun işlenip işlenmediği, işlendiyse verilecek cezanın tayini işi asliye ceza mahkemelerine aittir. Bu yüzden söz konusu suçun değerlendirilmesi, diğer suçlardan farklı olmayacaktır. Başka bir deyişle bir suç olarak kaçakçılık suçunun da kanuni unsur, hukuka aykırılık unsuru, manevi unsur ve maddi unsur gibi suçun unsurları vardır. Benzer şekilde iştirak, teşebbüs ve içtima gibi suçun özel gö-rünüş şekilleri bulunmaktadır. Ancak suçun, vergi ile bağlantısının bir sonucu olarak Vergi Usul Kanunu’ndaki ve diğer vergi kanunlarındaki gerek vergi suçuyla gerekse vergi aslı ve vergi kabahatiyle bağlantılı diğer sonuçlarının da dikkate alınmasının gerekli olduğu unutulmamalıdır. Özellikle Vergi Usul Kanunu’nun 367’nci maddesinin ilk fıkrasındaki düzenlemeye göre kaçakçılık suçu bakımından vergi dairesinin mütalaası bir dava şartı olup mütalaa verilmeyen bir fiil hakkında yargılama yapılamayacaktır. Bunun dışında kaçakçılık suçunun işlendiğinin sabit hale gelmesi halinde üç kat vergi ziyaı cezasının kesilmesi, matrahın re’sen tarhı, (özel) usulsüzlük cezalarının kesilmesi, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşmadan yararlanamama ve KDV indirimle-rinin reddi gibi hürriyeti bağlayıcı cezaya ek olarak uygulanan vergi aslı ve kabahatiyle bağlantılı diğer sonuçları da bulunmaktadır. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesine bakılacak olursa, sahte ve/veya muh-teviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve/veya kullanma fiili dışında, suçun oluşumuna sebebiyet veren pek çok fiile yer verildiği görülecektir. Yani, maddede belirtilen fiillerden birinin yapılması halinde kaçakçılık suçunun maddi unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Bu bakımdan bunlara, sanki bağımsız birer suçmuş gibi sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge suçları demek yerine, sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek ve/veya kullanmak suretiyle kaçakçılık suçları demek daha uygun olacaktır.
在实践中经常会遇到出具和/或使用虚假和/或误导性文件以少缴税或不缴税或产生未记录收入的 情况。税务诉讼法》第 359 条将签发和/或使用内容虚假和/或误导性文件的行为定为走私罪。 虽然《税务诉讼法》对这一罪行做出了规定,但确定是否实施了这一罪行以及如果实施了这一罪行,确定应施加的处罚属于一审刑事法院的职责。因此,对该罪行的评价与其他罪行并无不同。换句话说,走私罪作为一种犯罪,也具有法律要件、违法要件、道德要件和物质要件等犯罪要件。同样,该罪行也有参与、未遂和聚合等特殊形式。然而,不应忘记的是,由于犯罪与税收有关,因此有必要考虑到《税收诉讼法》和其他税法中与税收犯罪、税收主犯和税收轻罪有关的犯罪的其他后果。特别是,根据《税收诉讼法》第 367 条第 1 款的规定,税务局的意见是走私罪的诉讼条件,没有税务局意见的行为不能被起诉。除此之外,如果认定走私罪成立,除了判处监禁外,还会有其他与税收本金和轻罪有关的后果,如处以三倍税收损失罚金、依职权评估税基、处以(特别)违规罚金、无法享受评估前和评估后调节以及拒绝增值税扣减。 此外,除了出具和/或使用虚假和/或误导性文件的行为外,《税收程序法》第 359 条还包括了许多导致违法行为发生的行为。换句话说,如果实施了该条规定的行为之一,走私罪的实质要件就会实现。因此,将签发和(或)使用伪造和(或)误导性证件的行为称为走私犯罪,而不是将其称为独立的犯罪更为恰当。
{"title":"KAÇAKÇILIK SUÇU OLARAK VERGİ USUL KANUNU’NUN 359’UNCU MADDESİNDE DÜZENLENEN SAHTE VE/VEYA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE DÜZENLEME VE/VEYA KULLANMA FİİLLERİ","authors":"Tahsin Torunoğlu","doi":"10.54704/akdhfd.1362819","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1362819","url":null,"abstract":"Daha az vergi ödemek ya da hiç ödememek veya kayıt dışı gelir edebilmek için sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenebildiği ve/veya düzenlenen bu belgelerin kullanılabildiği uygulamada sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıl-tıcı belge düzenlemek ve/veya kullanmak fiilleri Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde kaçakçılık suçu olarak düzenlenmiştir. Bu suç, her ne kadar Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmişse de atılı suçun işlenip işlenmediği, işlendiyse verilecek cezanın tayini işi asliye ceza mahkemelerine aittir. Bu yüzden söz konusu suçun değerlendirilmesi, diğer suçlardan farklı olmayacaktır. Başka bir deyişle bir suç olarak kaçakçılık suçunun da kanuni unsur, hukuka aykırılık unsuru, manevi unsur ve maddi unsur gibi suçun unsurları vardır. Benzer şekilde iştirak, teşebbüs ve içtima gibi suçun özel gö-rünüş şekilleri bulunmaktadır. Ancak suçun, vergi ile bağlantısının bir sonucu olarak Vergi Usul Kanunu’ndaki ve diğer vergi kanunlarındaki gerek vergi suçuyla gerekse vergi aslı ve vergi kabahatiyle bağlantılı diğer sonuçlarının da dikkate alınmasının gerekli olduğu unutulmamalıdır. Özellikle Vergi Usul Kanunu’nun 367’nci maddesinin ilk fıkrasındaki düzenlemeye göre kaçakçılık suçu bakımından vergi dairesinin mütalaası bir dava şartı olup mütalaa verilmeyen bir fiil hakkında yargılama yapılamayacaktır. Bunun dışında kaçakçılık suçunun işlendiğinin sabit hale gelmesi halinde üç kat vergi ziyaı cezasının kesilmesi, matrahın re’sen tarhı, (özel) usulsüzlük cezalarının kesilmesi, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşmadan yararlanamama ve KDV indirimle-rinin reddi gibi hürriyeti bağlayıcı cezaya ek olarak uygulanan vergi aslı ve kabahatiyle bağlantılı diğer sonuçları da bulunmaktadır. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesine bakılacak olursa, sahte ve/veya muh-teviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve/veya kullanma fiili dışında, suçun oluşumuna sebebiyet veren pek çok fiile yer verildiği görülecektir. Yani, maddede belirtilen fiillerden birinin yapılması halinde kaçakçılık suçunun maddi unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Bu bakımdan bunlara, sanki bağımsız birer suçmuş gibi sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge suçları demek yerine, sahte ve/veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek ve/veya kullanmak suretiyle kaçakçılık suçları demek daha uygun olacaktır.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318624","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Kolluk Faaliyetlerinin Denetiminde Ölçülülük İlkesi 根据欧洲人权法院的裁决控制执法活动的相称性原则
Pub Date : 2023-09-18 DOI: 10.54704/akdhfd.1313144
Alkım Aktaş
Ölçülülük ilkesi, 1982 Anayasası tarafından güvence altına alınmış, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında kullanılan denetim ölçütlerinden bir tanesidir. Kolluk eylem ve işlemleri ise doğrudan temel hak ve hürriyetler ile ilişkilidir. Belirtilen faaliyetler, temel hak ve hürriyetleri sınırlandırıcı nitelikte olup, hak doğurmamaktadır. Bu sebeple kolluk faaliyetleri, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması sonucunu doğurmaktadır. Mahkeme kararları dikkate alındığında ölçülülük ilkesinin kolluk faaliyetleri için çok önemli bir denetim aracı olduğu göze çarpmaktadır. Zira Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kolluk faaliyetlerine yönelik incelediği dosyaların sayısı yadsınamayacak çoğunluktadır ve kararlarında kimi durumlarda ölçülülük ilkesinin ihlaline karar verebilmektedir. Kolluk faaliyetlerinde ölçülülük ilkesinin aşılması, sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Kolluk faaliyetleri ve ölçülülük ilkesi arasındaki bağ dolayısıyla ilke, kolluk yetkilerinin dayanaklarını oluşturan mevzuatlarda da yerini almıştır. Ancak özellikle takdir yetkisinin kullanıldığı durumlarda ölçülülük ilkesinin sınırları aşılabilmektedir. Bu sebeple, ulusal mahkeme kararları başta olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararları göz önünde bulundurularak mevzuatta ölçülülük ilkesinin kapsamının tüm alt ilkeleri ile birlikte yeniden değerlendirilmesi, hem kolluğun kullandığı yetkilerin çerçevesinin hukuka uygunluk sınırı içerisinde kalmasını sağlayacak hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararlarının sayısını azaltacaktır. Bu şekilde ulusal mahkemeler aracılığı ile de ölçülülük ilkesine bağlı olarak yapılan denetimin etkinliği kuvvetlendirilecek, Anayasa’nın ve tarafı bulunduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin sınırlamada dikkate aldığı aracın amacı gerçekleştirmek için elverişli olması, demokratik toplum düzeninde gereklilik arz etmesi ve aşırılığa kaçmaması hususları, kolluk uygulamalarında temel hakları ihlal eden uygulamaların büyük ölçüde azalmasını sağlayacaktır.
1982 年《宪法》保障的相称性原则是限制基本权利和自由的控制标准之一。执法行动和程序与基本权利和自由直接相关。这些活动限制基本权利和自由,并不产生权利。因此,执法活动导致基本权利和自由受到限制。从法院的判决中可以看出,相称性原则是执法活动的一个非常重要的控制手段。这是因为欧洲人权法院分析的有关执法活动的案卷数量是不可否认的,在某些情况下,它可能会裁定违反了相称性原则。在执法活动中超越相称性原则会带来责任。由于执法活动与相称性原则之间的联系,该原则也在构成执法权力基础的立法中占有一席之地。然而,特别是在行使自由裁量权的情况下,相称性原则的限制可能会被超越。因此,考虑到欧洲人权法院的裁决,特别是国家法院的裁决,重新评估立法中的相称性原则及其所有次级原则的范围,既能确保警察行使权力的框架不超出法律规定的范围,又能减少欧洲人权法院做出的违法裁决的数量。这样,通过国家法院根据相称性原则进行的监督的有效性将得到加强,《宪法》和我国加入的《欧洲人权公约》在限制《宪法》和《欧洲人权公约》时所考虑的手段,如适合实现目的、民主社会秩序所必需以及不过分,将大大减少执法实践中侵犯基本权利的做法。
{"title":"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Kolluk Faaliyetlerinin Denetiminde Ölçülülük İlkesi","authors":"Alkım Aktaş","doi":"10.54704/akdhfd.1313144","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1313144","url":null,"abstract":"Ölçülülük ilkesi, 1982 Anayasası tarafından güvence altına alınmış, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında kullanılan denetim ölçütlerinden bir tanesidir. Kolluk eylem ve işlemleri ise doğrudan temel hak ve hürriyetler ile ilişkilidir. Belirtilen faaliyetler, temel hak ve hürriyetleri sınırlandırıcı nitelikte olup, hak doğurmamaktadır. Bu sebeple kolluk faaliyetleri, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması sonucunu doğurmaktadır. Mahkeme kararları dikkate alındığında ölçülülük ilkesinin kolluk faaliyetleri için çok önemli bir denetim aracı olduğu göze çarpmaktadır. Zira Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kolluk faaliyetlerine yönelik incelediği dosyaların sayısı yadsınamayacak çoğunluktadır ve kararlarında kimi durumlarda ölçülülük ilkesinin ihlaline karar verebilmektedir. Kolluk faaliyetlerinde ölçülülük ilkesinin aşılması, sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Kolluk faaliyetleri ve ölçülülük ilkesi arasındaki bağ dolayısıyla ilke, kolluk yetkilerinin dayanaklarını oluşturan mevzuatlarda da yerini almıştır. Ancak özellikle takdir yetkisinin kullanıldığı durumlarda ölçülülük ilkesinin sınırları aşılabilmektedir. Bu sebeple, ulusal mahkeme kararları başta olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararları göz önünde bulundurularak mevzuatta ölçülülük ilkesinin kapsamının tüm alt ilkeleri ile birlikte yeniden değerlendirilmesi, hem kolluğun kullandığı yetkilerin çerçevesinin hukuka uygunluk sınırı içerisinde kalmasını sağlayacak hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararlarının sayısını azaltacaktır. Bu şekilde ulusal mahkemeler aracılığı ile de ölçülülük ilkesine bağlı olarak yapılan denetimin etkinliği kuvvetlendirilecek, Anayasa’nın ve tarafı bulunduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin sınırlamada dikkate aldığı aracın amacı gerçekleştirmek için elverişli olması, demokratik toplum düzeninde gereklilik arz etmesi ve aşırılığa kaçmaması hususları, kolluk uygulamalarında temel hakları ihlal eden uygulamaların büyük ölçüde azalmasını sağlayacaktır.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"21 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139339264","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
TAKSİRLİ SUÇLARDA KİŞİSEL VE AİLEVİ DURUM ÇIKMAZI 过失犯罪中个人和家庭地位的困境
Pub Date : 2023-08-29 DOI: 10.54704/akdhfd.1174544
Çağrı Kan
Bu çalışmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 22/6 maddesi incelenmiştir. Taksirli bir fiilin sonucu, failin kişisel ve ailevi durumu açısından ağır bir mağduriyete neden olmuşsa, TCK 22/6 bunun failin cezalandırılmaması veya cezanın indirilmesi için kullanılacağını belirtmiştir. Bilinçli taksir halinde ceza yarıdan altıda bire indirilecektir. Düzenleme, taksirli fiilde şahsi cezasızlık sebebi ve bilinçli taksirde indirim hali olarak nitelense de halihazırda basit ve bilinçli taksir bağlamında ortaya çıkan hükmün hukuki niteliği başta olmak üzere, uygulamada ve doktrinde birçok tartışmaya ayrıca mahkemelerde birçok çelişkili karara neden olmaktadır. Öncelikle cezanın verilmemesi veya hangi şartlar altında bu cezanın indirileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca takdir hakkının kullanılmasının anlamı TCK m. 61’den farklı olarak açıklanmalıdır. Bu nedenle bu çalışma, taksirli suçlarda cezanın kaldırılmasını veya cezanın indirilmesini gerektiren şahsi cezasızlığın nedenini anlamaya çalışmaktadır. Taksirli suç ile ailesine ve akrabalarına zarar vermek suretiyle fail mağdur olmuştur; ancak bu suç olduğu için failin cezalandırılması gerekir. Türk Ceza Kanunu madde 22/6, failin mağduriyet nedeniyle cezalandırılmamasını veya cezada indirim yapılmasını öngörmektedir. Neticenin ağırlığı açısından yaklaşıldığında, cezanın kişisel ve ailevi durumda gereksiz kılınması kasıtlı suçlar için de geçerli olabilir. Düzenlemenin sadece taksirli suçlar için yapılması da olay sonrasında bir tespit yapılmasını gerektirmektedir. Bu, failin yaşamını, geçmişini ve olay sonrası durumlarını değerlendirmeyi gerektirir. Ancak bu, kusura ilişkin suç yolu kapandıktan sonra etki açısından yapılacak bir değerlendirmedir. Bu nedenle, madde bakımından takdiri kriterler değil, net kriterlerin belirlenmesi gerekmektedir. Maddede basit taksir üzerinden yapılan düzenlemede yaşanan mağduriyetin ağırlığı üzerinden bir belirlemeye gidilmiştir. Bilinçli taksirde ise bu düzenleme kusurun yoğunluğu üzerinden yapılan bir değerlendirmedir. Sonucu da cezada indirime bağlanmıştır. Basit taksirle, bilinçli taksir arasındaki tutarsızlık hüküm üzerindeki tartışmaları arttırmıştır. Örneğin kişisel ve ailevi durum nasıl belirlenecektir? Özellikle kelimesi ne anlama gelmektedir? Sınırları nelerdir? Hakim takdirini neye göre kullanacaktır? Maddede ölçüt var mıdır? Bir başka mesele maddede suç yolu kapanıp netice ortaya çıktıktan sonra, cezayı etkileyen bir neden olarak etki etmesidir. Ancak bu basit taksirde saptanabilir bir etki değildir. Buna rağmen ceza verilmez denilmiştir. Ailevi durumdan ne anlamalıyız? Hem kişisel hem ailevi durum mu yoksa resmi nikah mı? Ceza verilmesine engel olan veya cezada indirim yapılmasını gerektiren sebebin kapsamı nasıl belirlenmelidir? TCK m. 22 /6’nın uygulanabilmesi için faille mağdur arasındaki yakınlık ne olmalıdır? Hangi durumda taksirli suçun sonucu yeterince ciddi kabul edilebilir. Bir taksirli suç diğer taksirli suçla birlikte ortaya çıkarsa ne olur? Makalede
本研究对《土耳其刑法典》(第 5237 号)第 22/6 条进行了分析。土耳其刑法典》第 22/6 条规定,如果过失行为的结果对行为人的个人和家庭状况造成了严重伤害,则可 以以此为由免于处罚或减轻处罚。如果是有意识的过失,处罚将从一半减至六分之一。尽管该条例被定性为个人过失行为不受惩罚和有意识过失行为减轻惩罚的理由,但它已在实 践和理论中引起了许多争论,特别是在简单过失和有意识过失的情况下该条款的法律性质,以 及法院的许多相互矛盾的判决。 首先,要强调的是,不应实施处罚或在何种条件下可以减轻处罚。此外,行使自由裁量权的含义应从《土耳其刑法典》第 61 条的不同角度加以解释。因此,本研究试图了解在过失犯罪中需要废除或减轻处罚的个人有罪不罚的原因。在过失犯罪中,犯罪者因伤害其家人和亲属而成为受害者;然而,由于这是一种犯罪,犯罪者必须受到惩罚。土耳其刑法典》第 22/6 条规定,行为人不应受到惩罚,或应因受害而减轻惩罚。 就后果的严重性而言,在个人和家庭情况下,使惩罚变得没有必要,也可能适用于故意犯罪。该条例仅适用于过失犯罪,这也要求在事件发生后做出判断。这需要对行为人的生活、过去和事件发生后的情况进行评估。然而,这是在有关过失的刑事犯罪路径结束后,从影响的角度进行的评估。因此,有必要确定明确的标准,而不是自由裁量的标准。在该条关于简单过失的规定中,是根据受害的严重程度来确定的。在有意识过失中,这一规定是根据过失的严重程度进行评估的。其结果是减轻处罚。简单过失和有意识过失之间的不一致增加了对该条款的讨论。例如,如何确定个人和家庭情况?特别 "一词的含义是什么?其限度是什么?法官将根据什么行使其自由裁量权?条款中是否有标准? 另一个问题是,在犯罪和结果发生后,该条款作为影响处罚的理由的效果。然而,这在简单过失中是无法察觉的。尽管如此,却规定不给予处罚。我们应该如何理解家庭状况?是个人和家庭状况还是公证结婚?如何确定不能处以刑罚或需要减轻刑罚的理由的范围?在适用《刑法典》第 22/6 条时,行为人与受害人之间的距离应为多少?在何种情况下,过失犯罪的后果可被视为足够严重?如果一个过失犯罪与另一个过失犯罪同时发生会怎样?本文试图回答诸如此类的诸多问题。本文将对 TCK 22/6 进行讨论并提出建议。
{"title":"TAKSİRLİ SUÇLARDA KİŞİSEL VE AİLEVİ DURUM ÇIKMAZI","authors":"Çağrı Kan","doi":"10.54704/akdhfd.1174544","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1174544","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 22/6 maddesi incelenmiştir. Taksirli bir fiilin sonucu, failin kişisel ve ailevi durumu açısından ağır bir mağduriyete neden olmuşsa, TCK 22/6 bunun failin cezalandırılmaması veya cezanın indirilmesi için kullanılacağını belirtmiştir. Bilinçli taksir halinde ceza yarıdan altıda bire indirilecektir. Düzenleme, taksirli fiilde şahsi cezasızlık sebebi ve bilinçli taksirde indirim hali olarak nitelense de halihazırda basit ve bilinçli taksir bağlamında ortaya çıkan hükmün hukuki niteliği başta olmak üzere, uygulamada ve doktrinde birçok tartışmaya ayrıca mahkemelerde birçok çelişkili karara neden olmaktadır. Öncelikle cezanın verilmemesi veya hangi şartlar altında bu cezanın indirileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca takdir hakkının kullanılmasının anlamı TCK m. 61’den farklı olarak açıklanmalıdır. Bu nedenle bu çalışma, taksirli suçlarda cezanın kaldırılmasını veya cezanın indirilmesini gerektiren şahsi cezasızlığın nedenini anlamaya çalışmaktadır. Taksirli suç ile ailesine ve akrabalarına zarar vermek suretiyle fail mağdur olmuştur; ancak bu suç olduğu için failin cezalandırılması gerekir. Türk Ceza Kanunu madde 22/6, failin mağduriyet nedeniyle cezalandırılmamasını veya cezada indirim yapılmasını öngörmektedir. Neticenin ağırlığı açısından yaklaşıldığında, cezanın kişisel ve ailevi durumda gereksiz kılınması kasıtlı suçlar için de geçerli olabilir. Düzenlemenin sadece taksirli suçlar için yapılması da olay sonrasında bir tespit yapılmasını gerektirmektedir. Bu, failin yaşamını, geçmişini ve olay sonrası durumlarını değerlendirmeyi gerektirir. Ancak bu, kusura ilişkin suç yolu kapandıktan sonra etki açısından yapılacak bir değerlendirmedir. Bu nedenle, madde bakımından takdiri kriterler değil, net kriterlerin belirlenmesi gerekmektedir. Maddede basit taksir üzerinden yapılan düzenlemede yaşanan mağduriyetin ağırlığı üzerinden bir belirlemeye gidilmiştir. Bilinçli taksirde ise bu düzenleme kusurun yoğunluğu üzerinden yapılan bir değerlendirmedir. Sonucu da cezada indirime bağlanmıştır. Basit taksirle, bilinçli taksir arasındaki tutarsızlık hüküm üzerindeki tartışmaları arttırmıştır. Örneğin kişisel ve ailevi durum nasıl belirlenecektir? Özellikle kelimesi ne anlama gelmektedir? Sınırları nelerdir? Hakim takdirini neye göre kullanacaktır? Maddede ölçüt var mıdır? Bir başka mesele maddede suç yolu kapanıp netice ortaya çıktıktan sonra, cezayı etkileyen bir neden olarak etki etmesidir. Ancak bu basit taksirde saptanabilir bir etki değildir. Buna rağmen ceza verilmez denilmiştir. Ailevi durumdan ne anlamalıyız? Hem kişisel hem ailevi durum mu yoksa resmi nikah mı? Ceza verilmesine engel olan veya cezada indirim yapılmasını gerektiren sebebin kapsamı nasıl belirlenmelidir? TCK m. 22 /6’nın uygulanabilmesi için faille mağdur arasındaki yakınlık ne olmalıdır? Hangi durumda taksirli suçun sonucu yeterince ciddi kabul edilebilir. Bir taksirli suç diğer taksirli suçla birlikte ortaya çıkarsa ne olur? Makalede","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139348578","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1