首页 > 最新文献

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi最新文献

英文 中文
Pazarlamacılık Sözleşmesinde Pazarlamacının Borçları 营销合同中营销方的义务
Pub Date : 2024-07-02 DOI: 10.54704/akdhfd.1492235
Derviş Koç
Ticari işletme faaliyetlerini işletme merkezinin dışındaki bölgelere de ulaştırmak ve işletmesinin müşteri çevresini genişletmek isteyen tacir, bu bölgelerde şubeler açabileceği gibi tacir yardımcılarından da istifade edebilmektedir. Şube açmanın maliyetleri ve riskleri göz önüne alındığında, özellikle iş yoğunluğunun az olduğu bölgelerde tacir yardımcıları görevlendirmek tacir açısından her zaman daha elverişli bir seçenek olmuştur. İşletme dışındaki bölgelerde yürütülecek ticari faaliyetlerin özellikle ürün veya hizmetlerin pazarlanması ve satışı gibi sınırlı iş ve işlemlerden ibaret olması halinde ise bu yardımcılardan, tacire bağlı olarak ve onun emir ve talimatları doğrultusunda hareket eden pazarlamacılar görevlendirilmesi, uygulamada en sık görülen yöntemdir. Özellikle ilaç, kozmetik, küçük ev aletleri ve oto yedek parça gibi sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, işletme merkezinin dışındaki farklı bölgelere bir veya birden fazla pazarlamacı göndererek ürün ve hizmetlerin satışını sağlamaktadır. Bu hususu dikkate alan Kanun koyucu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda pazarlamacının iş sözleşmesini teşkil eden pazarlamacılık sözleşmesini, bir hizmet sözleşmesi türü olarak ayrıca ve detaylı olarak düzenlememiştir. Söz konusu düzenleme kapsamında evvela pazarlamacılık sözleşmesinin tanımı yapılmış, sonraki hükümlerde ise işçi konumundaki pazarlamacının yükümlülükleri ve yetkileriyle işveren konumundaki tacirin bu sözleşme kapsamındaki özel yükümlülükleri hüküm altına alınmıştır. c Bu çalışmada, öncelikle ticaret hayatındaki yaygınlığı sebebiyle önemli gördüğümüz pazarlamacılık sözleşmesiyle ilgili genel hususlar, ardından da bu sözleşme kapsamında pazarlamacının üstlendiği borçlar incelenmektedir.
商人如果希望将其商业企业的活动扩展到企业中心以外的地区,并扩大企业的客户环境,可以在这些地区开设分店,也可以从商人助理那里获益。考虑到开设分店的成本和风险,对商人来说,聘用商人助理一直是更有利的选择,尤其是在商业密度较低的地区。如果要在企业以外的地区开展的商业活动包括有限的业务和交易,如产品或服务的营销和销售,那么在实践中最常见的方法是指定营销人员,他们在商人手下按照商人的命令和指示行事。特别是药品、化妆品、小型家用电器和汽车零配件等行业的企业,通过向商业中心以外的不同地区派遣一名或多名营销员来提供产品和服务的销售。考虑到这一点,立法者在《土耳其义务法典》(第 6098 号)中没有将构成营销人员雇佣合同的营销合同作为一种服务合同进行详细规定。在上述法规的范围内,首先对营销合同进行了定义,并在随后的条款中规定了营销人员作为 雇员的义务和权力,以及商人作为雇主在该合同范围内的特殊义务。 c 在本研究中,首先研究了与营销合同有关的一般问题,我们认为这些问题很重要,因为它在商 业生活中普遍存在,然后研究了营销人员在该合同范围内承担的义务。
{"title":"Pazarlamacılık Sözleşmesinde Pazarlamacının Borçları","authors":"Derviş Koç","doi":"10.54704/akdhfd.1492235","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1492235","url":null,"abstract":"Ticari işletme faaliyetlerini işletme merkezinin dışındaki bölgelere de ulaştırmak ve işletmesinin müşteri çevresini genişletmek isteyen tacir, bu bölgelerde şubeler açabileceği gibi tacir yardımcılarından da istifade edebilmektedir. Şube açmanın maliyetleri ve riskleri göz önüne alındığında, özellikle iş yoğunluğunun az olduğu bölgelerde tacir yardımcıları görevlendirmek tacir açısından her zaman daha elverişli bir seçenek olmuştur. İşletme dışındaki bölgelerde yürütülecek ticari faaliyetlerin özellikle ürün veya hizmetlerin pazarlanması ve satışı gibi sınırlı iş ve işlemlerden ibaret olması halinde ise bu yardımcılardan, tacire bağlı olarak ve onun emir ve talimatları doğrultusunda hareket eden pazarlamacılar görevlendirilmesi, uygulamada en sık görülen yöntemdir. Özellikle ilaç, kozmetik, küçük ev aletleri ve oto yedek parça gibi sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, işletme merkezinin dışındaki farklı bölgelere bir veya birden fazla pazarlamacı göndererek ürün ve hizmetlerin satışını sağlamaktadır. Bu hususu dikkate alan Kanun koyucu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda pazarlamacının iş sözleşmesini teşkil eden pazarlamacılık sözleşmesini, bir hizmet sözleşmesi türü olarak ayrıca ve detaylı olarak düzenlememiştir. Söz konusu düzenleme kapsamında evvela pazarlamacılık sözleşmesinin tanımı yapılmış, sonraki hükümlerde ise işçi konumundaki pazarlamacının yükümlülükleri ve yetkileriyle işveren konumundaki tacirin bu sözleşme kapsamındaki özel yükümlülükleri hüküm altına alınmıştır. c Bu çalışmada, öncelikle ticaret hayatındaki yaygınlığı sebebiyle önemli gördüğümüz pazarlamacılık sözleşmesiyle ilgili genel hususlar, ardından da bu sözleşme kapsamında pazarlamacının üstlendiği borçlar incelenmektedir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"2 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141684304","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
YURTDIŞINDA YAPILAN İNŞAAT, ONARIM, MONTAJ İŞLERİ İLE TEKNİK HİZMET FAALİYETLERİ İSTİSNASI DÜZENLEMELERİNİN VERGİLERİN KANUNİLİĞİ İLKESİ IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 根据税收合法性原则评估国外建筑、维修和安装工程及技术服务活动的免税规定
Pub Date : 2024-06-10 DOI: 10.54704/akdhfd.1483888
Esra Demir Belin
Kamu giderlerinin finansmanının sağlanması amacı ile bireylerin hak ve özgürlük alanı arasında bulunan ince çizginin vergilendirme yetkisi vasıtasıyla aşılmasının kolaylığı, bireylerin yönetim erki karşısında korunması için birtakım önlemlerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Vergilerin kanuniliği ilkesi, tarihsel gelişimi bakımından önemli mücadeleler sonunda ortaya çıkan ve son halini alan, farklı ülkelerde anayasacılık hareketlerini yakından etkileyen önemli bir vergilendirme ilkesi teşkil etmektedir. Türkiye’de de anayasal vergilendirme ilkeleri arasında yer alan vergilerin kanuniliği ilkesinin beraberinde getirdiği ya da desteklediği birçok vergilendirme ilkesi bulunmaktadır. Bunlardan biri olan vergi hukukunda kıyas yasağı, vergi yasasında yer alan bir kuralın, nitelikleri buna benzeyen ama yasada düzenlenmemiş başka bir olaya uygulanmasının mümkün olmamasını ifade etmektedir. Vergi hukukunda düzenleme yapılmamış bir alanın kıyas yoluyla doldurulması, Anayasa ile yalnızca yasama erkine verilen vergilendirme yetkisinin aşılması ve dolayısıyla da fonksiyon gaspı anlamına geleceğinden vergi idaresi ya da vergi yargısının kıyasa varacak yorumlama faaliyeti gerçekleştirmekten kaçınması gerekmektedir. Ancak uygulamada vergi idaresi, gerek yönetmelik ve genel tebliğ gibi düzenleyici işlemlerinde gerekse de bu düzenleyici işlemlere dayanarak gerçekleştirdiği birel vergilendirme işlemlerinde sıklıkla vergi kanunlarını değiştirici mahiyette hareket etmektedir. Bu çalışmada vergilerin kanuniliği ilkesi, özellikle vergi idaresinin düzenleyici işlemleri üzerindeki etkisi bakımından ele alınacaktır. Vergilerin kanuniliği ve ilgili diğer ilkelere ilişkin açıklamaların ardından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlere yönelik istisna uygulamasına kısaca değinilecektir. Sonrasında da ilgili istisna hükmüne ilişkin 1 Seri No.’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği açıklamaları ele alınacaktır. Devamında Genel Tebliğ’de yer alan düzenlemeler vergilerin kanuniliği ilkesi ve kıyas yasağı bağlamında değerlendirilecektir.
通过税收权力,可以轻松跨越公共开支筹资目的与个人权利和自由之间的细微界限,这有效地促进了某些保护个人免受行政权力侵害的措施的出现。税收合法性原则是一项重要的税收原则,在其历史发展的重要斗争中产生并最终确定,并对不同国家的宪政运动产生了密切的影响。在土耳其,税收合法性原则作为税收宪法原则之一,与许多税收原则相辅相成。税法中的禁止类推原则就是其中之一,它意味着不能将税法中的某项规则适用于另一个性质相似但法律未作规定的案例。由于通过类推来填补税法中的未规范领域意味着超越宪法仅赋予立法权的征税权限,从而僭越了立法权的职能,因此税务管理部门或税务司法部门应避免进行会导致类推的解释活动。然而,在实践中,税收征管部门经常以改变税法的方式行事,无论是在其规章和一般公报等规范性法案中,还是在基于这些规范性法案的个别税收交易中都是如此。在本研究中,将特别从税收合法性原则对税收管理规范性文件的影响角度对其进行分析。在对税收合法性和其他相关原则进行解释之后,将简要提及《公司税法》第 5 条第 1 款 (h) 项中规定的对在国外进行的建筑、修理、安装工程和技术服务的豁免。随后,将讨论《公司税一般公报》第 1 号关于相关免税规定的解释。随后,将从税收合法性原则和禁止比较的角度对《一般公报》中的规定进行评估。
{"title":"YURTDIŞINDA YAPILAN İNŞAAT, ONARIM, MONTAJ İŞLERİ İLE TEKNİK HİZMET FAALİYETLERİ İSTİSNASI DÜZENLEMELERİNİN VERGİLERİN KANUNİLİĞİ İLKESİ IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Esra Demir Belin","doi":"10.54704/akdhfd.1483888","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1483888","url":null,"abstract":"Kamu giderlerinin finansmanının sağlanması amacı ile bireylerin hak ve özgürlük alanı arasında bulunan ince çizginin vergilendirme yetkisi vasıtasıyla aşılmasının kolaylığı, bireylerin yönetim erki karşısında korunması için birtakım önlemlerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Vergilerin kanuniliği ilkesi, tarihsel gelişimi bakımından önemli mücadeleler sonunda ortaya çıkan ve son halini alan, farklı ülkelerde anayasacılık hareketlerini yakından etkileyen önemli bir vergilendirme ilkesi teşkil etmektedir. \u0000Türkiye’de de anayasal vergilendirme ilkeleri arasında yer alan vergilerin kanuniliği ilkesinin beraberinde getirdiği ya da desteklediği birçok vergilendirme ilkesi bulunmaktadır. Bunlardan biri olan vergi hukukunda kıyas yasağı, vergi yasasında yer alan bir kuralın, nitelikleri buna benzeyen ama yasada düzenlenmemiş başka bir olaya uygulanmasının mümkün olmamasını ifade etmektedir. Vergi hukukunda düzenleme yapılmamış bir alanın kıyas yoluyla doldurulması, Anayasa ile yalnızca yasama erkine verilen vergilendirme yetkisinin aşılması ve dolayısıyla da fonksiyon gaspı anlamına geleceğinden vergi idaresi ya da vergi yargısının kıyasa varacak yorumlama faaliyeti gerçekleştirmekten kaçınması gerekmektedir. Ancak uygulamada vergi idaresi, gerek yönetmelik ve genel tebliğ gibi düzenleyici işlemlerinde gerekse de bu düzenleyici işlemlere dayanarak gerçekleştirdiği birel vergilendirme işlemlerinde sıklıkla vergi kanunlarını değiştirici mahiyette hareket etmektedir. \u0000Bu çalışmada vergilerin kanuniliği ilkesi, özellikle vergi idaresinin düzenleyici işlemleri üzerindeki etkisi bakımından ele alınacaktır. Vergilerin kanuniliği ve ilgili diğer ilkelere ilişkin açıklamaların ardından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlere yönelik istisna uygulamasına kısaca değinilecektir. Sonrasında da ilgili istisna hükmüne ilişkin 1 Seri No.’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği açıklamaları ele alınacaktır. Devamında Genel Tebliğ’de yer alan düzenlemeler vergilerin kanuniliği ilkesi ve kıyas yasağı bağlamında değerlendirilecektir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":" 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141366571","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İptal Davalarında Kişisel Menfaat Unsuru Açısından Barolar Üzerine Bir Değerlendirme 从取消案件中的个人利益要素角度对律师协会进行评估
Pub Date : 2024-06-03 DOI: 10.54704/akdhfd.1458088
İpek Nur Gümüşay
Bu çalışmada, idari yargıya ve iptal davasına özgü menfaat ihlali koşulunun kişisellik unsuru barolar nezdinde ele alınmıştır. Kişisel menfaat unsuru, dava açacak kişinin dava konusu edilecek idari işlemden etkilenme oranını ve bunun dava açmaya yeterli olup olmadığını tespit etmek amacıyla ortaya konulmuştur. Kişilerin kendilerini doğrudan etkileyen işlemlere karşı dava açmasında kişisel menfaat unsuru yönünden sorun bulunmazken, dolaylı yoldan etkilendiği veya işlemle arasında maddi veya manevi ilişki bulunduğu durumlarda kişisel menfaatinin ihlal edilip edilmediği tartışmalıdır. İptal davasını kimlerin açabileceği noktasında önem arz eden kişisel menfaat unsurunu açık ve net bir şekilde belirlemek mümkün değildir. Menfaat kavramının kesin bir çerçevesini çizmek mümkün olmasa da bu çerçevenin olabildiğince idari işlemleri yargı denetiminden yoksun bırakmayacak şekilde belirlenmesi önemlidir. Kişisel menfaat unsuruna kesin bir çerçeve çizmemek, somut olayın özelliğine göre karar vermek daha adil kararlar verilmesini sağlayabilecektir. Bu nedenle çeşitli menfaat grupları çerçevesinde inceleme yapılmaktadır. Bu çalışmada menfaat gruplarından biri olan baroların, iptal davasındaki rolü ve görev tanımının geçirdiği değişiklik sürecinin doktrinde ve yargısal içtihatlarda ortaya çıkan kişisel menfaat unsuruna etkisi üzerinde durulmuştur. Barolara hukukun üstünlüğü ve insan haklarını koruma görevi verilmesi başta Danıştay kararlarının seyrini önemli ölçüde etkilemiştir. Ancak zamanla baroların kişisel menfaat ihlali avukatlık mesleğiyle sınırlı olarak değerlendirilmeye başlamıştır. Yargısal içtihatlarda baroların menfaat ihlaliyle ilgili kimi zaman genişletici kimi zaman daraltıcı yorumlamaya gidilmesinin nedenleri ve ortaya çıkaracağı sonuçları iptal davasının amacı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu çerçevede baroların kişisel menfaatlerinin ihlal edilip edilmediği; baroların doğrudan tüzel kişiliğini ilgilendiren işlemler, üyelerinin ortak menfaatini ilgilendiren işlemler ve baroların tüzel kişiliğini ve üyelerinin ortak menfaatini doğrudan ilgilendirmeyen işlemler olarak üç alt kategoriye ayrılarak incelenmiştir.
在本研究中,律师协会对行政司法机关和撤销诉讼中特有的违反利益条件的个人因素进行了研究。引入个人利益要素是为了确定提起诉讼的人受被诉行政行为影响的程度,以及是否足以提起诉讼。对直接影响自己的交易提起诉讼,在个人利益要件方面没有问题,但在间接影响自己或与交易之间存在物质或精神关系的情况下,其个人利益是否受到侵害就存在争议。目前还无法明确无误地确定个人利益的要素,而个人利益对于哪些人可以提起撤销诉讼非常重要。尽管不可能为利益概念制定一个确切的框架,但重要的是在确定这一框架时不能剥夺对行政行为进行司法审查的权利。不为个人利益要素划定明确的框架,而是根据具体案件的特点做出决定,可能会提供更公正的裁决。为此,我们在各种利益集团的框架内进行了分析。本研究强调了作为利益集团之一的律师协会在撤销诉讼中的作用,以及义务定义的修订过程对理论和司法判例中出现的个人利益要素的影响。赋予律师协会保护法治和人权的职责对国务委员会的决定产生了重大影响。然而,随着时间的推移,对律师协会个人利益的侵犯开始被视为仅限于律师职业。司法判例中对侵犯律师协会利益的解释时而扩大时而缩小,其原因和后果已在撤销诉讼的目的框架内进行了评估。在此框架内,对律师协会的个人利益是否受到侵犯进行了分析,将其分为三个子类别:直接涉及律师协会法人资格的交易、涉及其成员共同利益的交易以及不直接涉及律师协会法人资格及其成员共同利益的交易。
{"title":"İptal Davalarında Kişisel Menfaat Unsuru Açısından Barolar Üzerine Bir Değerlendirme","authors":"İpek Nur Gümüşay","doi":"10.54704/akdhfd.1458088","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1458088","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, idari yargıya ve iptal davasına özgü menfaat ihlali koşulunun kişisellik unsuru barolar nezdinde ele alınmıştır. Kişisel menfaat unsuru, dava açacak kişinin dava konusu edilecek idari işlemden etkilenme oranını ve bunun dava açmaya yeterli olup olmadığını tespit etmek amacıyla ortaya konulmuştur. Kişilerin kendilerini doğrudan etkileyen işlemlere karşı dava açmasında kişisel menfaat unsuru yönünden sorun bulunmazken, dolaylı yoldan etkilendiği veya işlemle arasında maddi veya manevi ilişki bulunduğu durumlarda kişisel menfaatinin ihlal edilip edilmediği tartışmalıdır. İptal davasını kimlerin açabileceği noktasında önem arz eden kişisel menfaat unsurunu açık ve net bir şekilde belirlemek mümkün değildir. Menfaat kavramının kesin bir çerçevesini çizmek mümkün olmasa da bu çerçevenin olabildiğince idari işlemleri yargı denetiminden yoksun bırakmayacak şekilde belirlenmesi önemlidir. Kişisel menfaat unsuruna kesin bir çerçeve çizmemek, somut olayın özelliğine göre karar vermek daha adil kararlar verilmesini sağlayabilecektir. Bu nedenle çeşitli menfaat grupları çerçevesinde inceleme yapılmaktadır. Bu çalışmada menfaat gruplarından biri olan baroların, iptal davasındaki rolü ve görev tanımının geçirdiği değişiklik sürecinin doktrinde ve yargısal içtihatlarda ortaya çıkan kişisel menfaat unsuruna etkisi üzerinde durulmuştur. Barolara hukukun üstünlüğü ve insan haklarını koruma görevi verilmesi başta Danıştay kararlarının seyrini önemli ölçüde etkilemiştir. Ancak zamanla baroların kişisel menfaat ihlali avukatlık mesleğiyle sınırlı olarak değerlendirilmeye başlamıştır. Yargısal içtihatlarda baroların menfaat ihlaliyle ilgili kimi zaman genişletici kimi zaman daraltıcı yorumlamaya gidilmesinin nedenleri ve ortaya çıkaracağı sonuçları iptal davasının amacı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu çerçevede baroların kişisel menfaatlerinin ihlal edilip edilmediği; baroların doğrudan tüzel kişiliğini ilgilendiren işlemler, üyelerinin ortak menfaatini ilgilendiren işlemler ve baroların tüzel kişiliğini ve üyelerinin ortak menfaatini doğrudan ilgilendirmeyen işlemler olarak üç alt kategoriye ayrılarak incelenmiştir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"40 41","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141270256","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İHALENİN FESHİ TALEPLERİNDE HUKUKÎ YARAR 取消投标申请的法律利益
Pub Date : 2024-05-22 DOI: 10.54704/akdhfd.1465026
Bünyamin Kartal
Mahkemeden hukukî koruma talebinde bulunan kimsenin hukukî koruma istemekte bir menfaati bulunmalıdır. Hukukî yarar olarak ifade edilen bu menfaat, ihalenin feshi talepleri için de geçerlidir. Buna rağmen kanun koyucu İİK m. 134/11’de ihalenin feshi talebinde bulunan kimsenin hukukî yararını ispat etmesi gerekliliğini ayrıca düzenlemiştir. İİK m. 134/2, ihalenin feshini talep edebilecek kimseleri sınırlı olarak saymıştır. Bir kimsenin ihalenin feshini isteyebilecek kimselerden olması her durumda ihalenin feshini istemekte hukukî yararı olduğu anlamına gelmemektedir. Genellikle ihalenin feshini isteme yetkisi ile hukukî yarar meselesi birbiri ile karıştırılmaktadır. İhalenin feshi taleplerinde hukukî yarar, Kanunda sınırlı olarak sayılan ilgililer ve her ihalenin feshi sebebi için somut olayın koşulları dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda çalışmamızda menfaatin zarar görmesinden ne anlaşılması gerektiği, karşılaştırmalı hukukta ihalenin feshi taleplerinde hukukî yarar şartı ve Türk hukukunda kimler için hangi koşullarda ihalenin feshini istemekte hukukî yarar bulunduğu ve Yargıtay’ın 07.11.2023 tarihli içtihat değişikliği incelenmiştir.
请求法院提供法律保护的人必须具有请求法律保护的利益。这种利益被称为法定利益,也适用于取消拍卖的请求。不过,立法者在《欧洲拍卖法》第 134/11 条中另行规定,请求取消投标的人必须证明其合法利益。经济、商业和劳工法》第 134/2 条列出了可以有限方式请求取消拍卖的人员。一个人是可以要求取消投标的人之一,并不一定意味着他/她在要求取消投标方面有合法利益。一般来说,要求终止招标的授权与法定权益问题相互混淆。应根据具体情况,分别评估相关人员和终止投标的每种原因(法律中只列出了有限的几种原因)在要求终止投标中的法律利益。为此,在我们的研究中,对利益损害应如何理解、比较法中终止投标请求中的法律利益要求、土 耳其法律中终止投标请求中存在法律利益的条件以及最高上诉法院 2023 年 11 月 7 日的判例法变化 进行了研究。
{"title":"İHALENİN FESHİ TALEPLERİNDE HUKUKÎ YARAR","authors":"Bünyamin Kartal","doi":"10.54704/akdhfd.1465026","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1465026","url":null,"abstract":"Mahkemeden hukukî koruma talebinde bulunan kimsenin hukukî koruma istemekte bir menfaati bulunmalıdır. Hukukî yarar olarak ifade edilen bu menfaat, ihalenin feshi talepleri için de geçerlidir. Buna rağmen kanun koyucu İİK m. 134/11’de ihalenin feshi talebinde bulunan kimsenin hukukî yararını ispat etmesi gerekliliğini ayrıca düzenlemiştir. İİK m. 134/2, ihalenin feshini talep edebilecek kimseleri sınırlı olarak saymıştır. Bir kimsenin ihalenin feshini isteyebilecek kimselerden olması her durumda ihalenin feshini istemekte hukukî yararı olduğu anlamına gelmemektedir. Genellikle ihalenin feshini isteme yetkisi ile hukukî yarar meselesi birbiri ile karıştırılmaktadır. İhalenin feshi taleplerinde hukukî yarar, Kanunda sınırlı olarak sayılan ilgililer ve her ihalenin feshi sebebi için somut olayın koşulları dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda çalışmamızda menfaatin zarar görmesinden ne anlaşılması gerektiği, karşılaştırmalı hukukta ihalenin feshi taleplerinde hukukî yarar şartı ve Türk hukukunda kimler için hangi koşullarda ihalenin feshini istemekte hukukî yarar bulunduğu ve Yargıtay’ın 07.11.2023 tarihli içtihat değişikliği incelenmiştir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"65 38","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141110385","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
BİR KIYMETLİ EVRAK TÜRÜ OLARAK SUKUKUN SÜRDÜRÜLEBİLİR HEDEFLER İÇİN KULLANILMASI: YEŞİL SUKUK ÜZERİNE BİR ANALİZ 将伊斯兰债券作为可持续目标的一种可转让工具:绿色伊斯兰债券分析
Pub Date : 2024-05-22 DOI: 10.54704/akdhfd.1441899
Meltem Karatepe Kaya
Son yıllarda sürdürülebilir bir dünya hedefinin önem kazanmasıyla birlikte bankacılıkta da bu hedefe uygun yatırım araçları ortaya çıkmıştır. Yeşil sukuk bankacılık alanında ortaya çıkan ve yeşil projelere katkı sağlamayı amaçlayan önemli faizsiz yatırım araçlarından biridir. 2017 yılında Malezya merkezli bir yenilenebilir enerji şirketi olan Tadau Energy’nin dünyanın ilk yeşil sukukunu ihraç etmesiyle birlikte faizsiz bir yatırım aracı olan yeşil sukuk piyasalarda yerini almıştır. Bu makalede, yeşil sukuk gibi faizsiz finansal araçların ülkelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında nasıl bir rol oynadığı ve bu çabaları nasıl desteklediği incelenmektedir. Makalede öncelikle sukukun Türk kıymetli evrak hukukundaki ve bankacılıktaki yeri incelenmektedir. Devamında yeşil sukuka ilişkin detaylı bilgi verilerek yeşil projelere yatırım yapmak için tercih edilen yeşil sukukun çevre dostu projelerin finansmanında nasıl kullanılabileceği ve sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu olarak nasıl faaliyet gösterebileceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda yeşil sukuk ihracına ilişkin karşılaşılan zorluklar da çalışmada ele alınmaktadır. Son olarak, yeşil sukukun ülkemiz ve dünya piyasaları için önemi ve potansiyeli üzerinde durulmakta ve sürdürülebilir yatırımlara olan ilginin artmasıyla birlikte yapılan analizlerin literatüre katkı sağlaması amaçlanmaktadır.
近年来,可持续世界的目标日益受到重视,银行业也出现了符合这一目标的投资工具。绿色债券是银行业出现的重要无息投资工具之一,旨在为绿色项目做出贡献。2017 年,总部位于马来西亚的可再生能源公司 Tadau Energy 发行了全球首单绿色伊斯兰债券,绿色伊斯兰债券这一无息投资工具在市场上占据了一席之地。本文探讨了绿色债券等无息金融工具如何在帮助各国实现可持续发展目标方面发挥作用,以及它们如何支持这些努力。文章首先分析了伊斯兰债券在土耳其流通票据法和银行业中的地位。随后,通过提供有关绿色债券的详细信息,评估了优先投资于绿色项目的绿色债券如何用于环境友好型项目的融资,以及如何按照可持续原则运作。在此背景下,本研究还探讨了发行绿色债券过程中遇到的困难。最后,还强调了绿色债券对我国和世界市场的重要性和潜力,分析旨在为可持续投资日益受到关注的文献做出贡献。
{"title":"BİR KIYMETLİ EVRAK TÜRÜ OLARAK SUKUKUN SÜRDÜRÜLEBİLİR HEDEFLER İÇİN KULLANILMASI: YEŞİL SUKUK ÜZERİNE BİR ANALİZ","authors":"Meltem Karatepe Kaya","doi":"10.54704/akdhfd.1441899","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1441899","url":null,"abstract":"Son yıllarda sürdürülebilir bir dünya hedefinin önem kazanmasıyla birlikte bankacılıkta da bu hedefe uygun yatırım araçları ortaya çıkmıştır. Yeşil sukuk bankacılık alanında ortaya çıkan ve yeşil projelere katkı sağlamayı amaçlayan önemli faizsiz yatırım araçlarından biridir. 2017 yılında Malezya merkezli bir yenilenebilir enerji şirketi olan Tadau Energy’nin dünyanın ilk yeşil sukukunu ihraç etmesiyle birlikte faizsiz bir yatırım aracı olan yeşil sukuk piyasalarda yerini almıştır. Bu makalede, yeşil sukuk gibi faizsiz finansal araçların ülkelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında nasıl bir rol oynadığı ve bu çabaları nasıl desteklediği incelenmektedir. Makalede öncelikle sukukun Türk kıymetli evrak hukukundaki ve bankacılıktaki yeri incelenmektedir. Devamında yeşil sukuka ilişkin detaylı bilgi verilerek yeşil projelere yatırım yapmak için tercih edilen yeşil sukukun çevre dostu projelerin finansmanında nasıl kullanılabileceği ve sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu olarak nasıl faaliyet gösterebileceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda yeşil sukuk ihracına ilişkin karşılaşılan zorluklar da çalışmada ele alınmaktadır. Son olarak, yeşil sukukun ülkemiz ve dünya piyasaları için önemi ve potansiyeli üzerinde durulmakta ve sürdürülebilir yatırımlara olan ilginin artmasıyla birlikte yapılan analizlerin literatüre katkı sağlaması amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"48 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141112698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ALMAN HUKUKU İLE KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İFLÂS İDARE MEMURUNUN SEÇİMİ VE GÖREVLENDİRİLMESİ 破产管理人的选择和任命与德国法律的比较
Pub Date : 2024-05-20 DOI: 10.54704/akdhfd.1443290
Ramazan Korkmaz
Ekonomik ve politik gelişmeler ticaret hayatını doğrudan etkilemektedir. Küresel ve bölgesel ölçekte ortaya çıkan belirsizlikler ve ekonomik bozulmalar nedeniyle bazen gerçek veya tüzel kişilerin nakit akışında sıkıntı ortaya çıkıp borçlarını kendi rızalarıyla ödeyemedikleri durumlar yaşanabilir. Bilhassa ticaret şirketleri özelinde karşımıza çıkan ve borçların ödenmemesi nedeniyle ticarî ve ekonomik düzeni etkileyebilen bu durum, icra takipleri yanında, son zamanlarda çokça uygulamasına şahit olduğumuz ve ilerleyen süreçte de fazlasıyla karşılaşacağımız iflâs takiplerine veya doğrudan iflâs davalarına sebebiyet vermektedir. Borçlunun mal varlığının bir kül halinde tasfiyesini amaçlayan iflâs hukuku, modern anlayışta her ne kadar borçlunun hukukî varlığının devamlılığının sağlanmasını amaç edinse de klasik iflâs hukuku tasfiyesinde borçlu, müflis sıfatını kazanmakta ve borçlunun parayla ölçülebilir nitelikteki mal varlığı değerleri, iflâsın açılması ile birlikte müflisin tasarruf alanından çıkıp iflâs masasına dahil olmaktadır. Müflisin alacaklılarının eşit oranda tatmin edilmesini sağlayan bu sistemde, masaya dahil olan mal varlığı değerlerinin yönetimi ve tasfiye süreci boyunca işletilmesi amacıyla iflâs idaresi teşekkül etmekte, bu idareye üye adayı seçimlerini alacaklılar toplantısı yapsa da iflâs idare memuru görevlendirmesini icra mahkemesi yapmaktadır. Tasfiyenin başarılı bir şekilde ilerlemesi ve sonuçlandırılması açısından bu idareye seçilecek olan iflâs idare memurlarının belirlenmesi “iflâs tasfiyesinin kaderini belirler” nitelikte önemlidir. Zira müflisin tasarruf yetkisini ortadan kaldırıp masanın temsilcisi konumundaki iflâs idaresine vererek alanında uzman olmayan iflâs idare memurları eliyle tasfiyenin ipi çekilebilir. İşte bu mahzurlu sonucun ortaya çıkmaması adına iflâs idare memurlarının bilhassa somut olaya uygun olarak, tecrübeli, alana hâkim ve iflâs tasfiye sürecini hukukî ve malî açıdan bilen kişilerden seçilmesi önemlidir. Fakat yapılacak seçimde, adı geçen bu kriterler kadar saydamlık ve bağımsızlık da bir o kadar dikkate şayandır. Bu çalışmada, iflâs tasfiyesinin başarılı bir şekilde yürütülerek alacaklılar arası eşitlik prensibine uygun bir dağıtımın yapılıp başarıyla sürecin yönetilmesi ve sonlandırılması bakımından önem arz eden iflâs idare memurluğu müessesesi, iflâs idare memurunun görevleri, seçimi ve görevlendirilmesi açısından ele alınmıştır. Çalışmada özellikle iflâs idare memurlarının seçimi konusunda getirilen yeni bir düzenleme olan yönetmelik hükümlerine yer verilmiştir.
经济和政治发展直接影响商业生活。由于全球和地区范围内的不确定性和经济恶化,可能会出现自然人或法人出现现金流问题,无法主动偿还债务的情况。这种情况会因无法偿还债务而影响商业和经济秩序,尤其是在商业公司的情况下,会导致破产程序或直接破产程序(我们最近在实践中看到了很多这种情况,今后也会越来越多地遇到)以及强制执行程序。虽然以清算债务人整体资产为目的的破产法旨在确保债务人在现代意义上合法存在的连续性,但在经典的破产法清算中,债务人获得破产人称号,债务人的资产可以用货币计量,在破产程序开启后被纳入破产财产。在这一确保破产人的债权人得到平等清偿的制度中,设立了破产管理机构,负责管理列入表内的资产,并在清算过程中对资产进行运作,虽然债权人会议选举出了该管理机构的成员候选人,但破产管理官员是由执行法院任命的。就清算的顺利进行和最终完成而言,确定当选该管理机构的破产管理官员对于 "决定破产清算的命运 "具有重要意义。这是因为,如果取消破产人的处分权,将其交给作为桌面代表的破产管理机构,那么清算工作就可能由并非该领域专家的破产管理官员来执行。为了防止出现这种不利的结果,重要的是要从经验丰富的人员中挑选破产管理官,这些人员要精通业务,在法律上和财务上熟悉破产清算程序,特别是要根据具体情况来挑选。然而,在选择过程中,透明度和独立性与这些标准同样重要。本研究从破产管理官的职责、选择和分配等方面讨论了破产管理官制度,该制度对于按照债权人平等原则进行分配,成功管理和终止破产清算程序非常重要。在研究中,特别包括了该条例的规定,这是一项关于破产管理官选举的新规定。
{"title":"ALMAN HUKUKU İLE KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İFLÂS İDARE MEMURUNUN SEÇİMİ VE GÖREVLENDİRİLMESİ","authors":"Ramazan Korkmaz","doi":"10.54704/akdhfd.1443290","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1443290","url":null,"abstract":"Ekonomik ve politik gelişmeler ticaret hayatını doğrudan etkilemektedir. Küresel ve bölgesel ölçekte ortaya çıkan belirsizlikler ve ekonomik bozulmalar nedeniyle bazen gerçek veya tüzel kişilerin nakit akışında sıkıntı ortaya çıkıp borçlarını kendi rızalarıyla ödeyemedikleri durumlar yaşanabilir. Bilhassa ticaret şirketleri özelinde karşımıza çıkan ve borçların ödenmemesi nedeniyle ticarî ve ekonomik düzeni etkileyebilen bu durum, icra takipleri yanında, son zamanlarda çokça uygulamasına şahit olduğumuz ve ilerleyen süreçte de fazlasıyla karşılaşacağımız iflâs takiplerine veya doğrudan iflâs davalarına sebebiyet vermektedir. Borçlunun mal varlığının bir kül halinde tasfiyesini amaçlayan iflâs hukuku, modern anlayışta her ne kadar borçlunun hukukî varlığının devamlılığının sağlanmasını amaç edinse de klasik iflâs hukuku tasfiyesinde borçlu, müflis sıfatını kazanmakta ve borçlunun parayla ölçülebilir nitelikteki mal varlığı değerleri, iflâsın açılması ile birlikte müflisin tasarruf alanından çıkıp iflâs masasına dahil olmaktadır. Müflisin alacaklılarının eşit oranda tatmin edilmesini sağlayan bu sistemde, masaya dahil olan mal varlığı değerlerinin yönetimi ve tasfiye süreci boyunca işletilmesi amacıyla iflâs idaresi teşekkül etmekte, bu idareye üye adayı seçimlerini alacaklılar toplantısı yapsa da iflâs idare memuru görevlendirmesini icra mahkemesi yapmaktadır. Tasfiyenin başarılı bir şekilde ilerlemesi ve sonuçlandırılması açısından bu idareye seçilecek olan iflâs idare memurlarının belirlenmesi “iflâs tasfiyesinin kaderini belirler” nitelikte önemlidir. Zira müflisin tasarruf yetkisini ortadan kaldırıp masanın temsilcisi konumundaki iflâs idaresine vererek alanında uzman olmayan iflâs idare memurları eliyle tasfiyenin ipi çekilebilir. İşte bu mahzurlu sonucun ortaya çıkmaması adına iflâs idare memurlarının bilhassa somut olaya uygun olarak, tecrübeli, alana hâkim ve iflâs tasfiye sürecini hukukî ve malî açıdan bilen kişilerden seçilmesi önemlidir. Fakat yapılacak seçimde, adı geçen bu kriterler kadar saydamlık ve bağımsızlık da bir o kadar dikkate şayandır. Bu çalışmada, iflâs tasfiyesinin başarılı bir şekilde yürütülerek alacaklılar arası eşitlik prensibine uygun bir dağıtımın yapılıp başarıyla sürecin yönetilmesi ve sonlandırılması bakımından önem arz eden iflâs idare memurluğu müessesesi, iflâs idare memurunun görevleri, seçimi ve görevlendirilmesi açısından ele alınmıştır. Çalışmada özellikle iflâs idare memurlarının seçimi konusunda getirilen yeni bir düzenleme olan yönetmelik hükümlerine yer verilmiştir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"10 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141119591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ARABULUCULUKTA TARAFLARIN ANLAŞMASINA RAĞMEN ANLAŞMA BELGESİ DÜZENLENMEMESİ 尽管双方在调解中达成一致,但仍未签发协议文件
Pub Date : 2024-05-05 DOI: 10.54704/akdhfd.1453309
Mesut Köksoy
Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi üzerine, arabulucu tarafından bir son tutanak düzenlenir. Arabuluculuk son tutanağı, anlaşma, anlaşamama veya arabuluculuk sürecinin hangi şekilde sona erdiğini gösteren ve arabulucu tarafından düzenlenmesi zorunlu olan bir belgedir. Bunun dışında, arabuluculuk süreci sonunda taraflar uyuşmazlık konusu üzerinde anlaşmışlarsa, bir arabuluculuk anlaşma belgesi düzenleyebilirler. Anlaşma belgesi düzenlenip düzenlenmeyeceğine taraflar serbestçe karar verebilirler. Zira Kanun’da arabuluculuk anlaşma belgesinin düzenlenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak arabuluculuk anlaşma belgesi düzenlenmemesinin bazı sakıncaları vardır. Örneğin, anlaşma belgesinin düzenlenmemesi hâlinde, tarafların anlaşmasının kapsamı ve içeriğinin açık ve kesin bir şekilde belirlenmesi mümkün olmadığı için edimler ifa edilirken problemler yaşanabilir. Ayrıca uyuşmazlığın tarafı, icra edilebilirlik şerhi alarak anlaşma belgesinin ilâm niteliğinde belge olmasını sağlama ve buna dayanarak ilâmlı icra takibi yapma imkânından mahrum kalır. Diğer taraftan arabuluculuğa başvurunun amaçlarından biri, tarafların arabuluculuk süreci sonunda anlaşmalarını sağlayarak uyuşmazlıkları sona erdirmek ve mahkemenin iş yükünü azaltmak-tır. Anlaşma sağlanmasına rağmen anlaşma belgesi düzenlenmemesi ise, tarafların anlaşmasının kap-samının belirlenmesi, bunun içeriğinin nasıl ispat edileceği, mahkemeye başvurulmasının mümkün olup olmadığı gibi bazı hususlar bakımından başka ihtilafların çıkmasına neden olabilecek niteliktedir. Bu nedenle, başka ihtilaf konularının ortaya çıkmasına engel olmak amacıyla, kanun değişikliği yapılarak Kanun’a, arabuluculuk süreci sonunda anlaşma sağlanması hâlinde, anlaşma belgesinin düzenlenmesinin zorunlu olduğuna ilişkin bir hüküm konulması yerinde olur.
调停活动结束后,调停员应发布最终报告。调停的最后报告是一份文件,显示调停过程中达成的协议、分歧或结束的方式,必须由调停员签发。除此之外,如果各方在调解过程结束时就争议的主题达成一致,则可签发调解协议文件。各方当事人可自由决定是否签发协议文件。因为根据法律,没有义务签发调解协议文件。但是,不签发调解协议文件也有一些弊端。例如,如果不准备协议文件,在演出过程中可能会出现问题,因为无法清楚准确地确定各方协议的范围和内容。此外,争议方也失去了获得可执行性注释的机会,无法确保协议文件是判决性质的文件,也无法据此提起执行程序。另一方面,调解的目的之一是通过确保各方在调解过程结束时达成协议来结束争议并减少法院的工作量。在达成协议的情况下,如果不出具协议文件,可能会在一些问题上引发其他争议,如确定当事人协议的范围、如何证明协议内容、是否可以向法院申请等。因此,为了防止出现其他争议,应该修改法律,增加一项条款,规定如果在调解过程结束时达成了协议,则必须出具协议文件。
{"title":"ARABULUCULUKTA TARAFLARIN ANLAŞMASINA RAĞMEN ANLAŞMA BELGESİ DÜZENLENMEMESİ","authors":"Mesut Köksoy","doi":"10.54704/akdhfd.1453309","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1453309","url":null,"abstract":"Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi üzerine, arabulucu tarafından bir son tutanak düzenlenir. Arabuluculuk son tutanağı, anlaşma, anlaşamama veya arabuluculuk sürecinin hangi şekilde sona erdiğini gösteren ve arabulucu tarafından düzenlenmesi zorunlu olan bir belgedir. Bunun dışında, arabuluculuk süreci sonunda taraflar uyuşmazlık konusu üzerinde anlaşmışlarsa, bir arabuluculuk anlaşma belgesi düzenleyebilirler. Anlaşma belgesi düzenlenip düzenlenmeyeceğine taraflar serbestçe karar verebilirler. Zira Kanun’da arabuluculuk anlaşma belgesinin düzenlenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak arabuluculuk anlaşma belgesi düzenlenmemesinin bazı sakıncaları vardır. Örneğin, anlaşma belgesinin düzenlenmemesi hâlinde, tarafların anlaşmasının kapsamı ve içeriğinin açık ve kesin bir şekilde belirlenmesi mümkün olmadığı için edimler ifa edilirken problemler yaşanabilir. Ayrıca uyuşmazlığın tarafı, icra edilebilirlik şerhi alarak anlaşma belgesinin ilâm niteliğinde belge olmasını sağlama ve buna dayanarak ilâmlı icra takibi yapma imkânından mahrum kalır. Diğer taraftan arabuluculuğa başvurunun amaçlarından biri, tarafların arabuluculuk süreci sonunda anlaşmalarını sağlayarak uyuşmazlıkları sona erdirmek ve mahkemenin iş yükünü azaltmak-tır. Anlaşma sağlanmasına rağmen anlaşma belgesi düzenlenmemesi ise, tarafların anlaşmasının kap-samının belirlenmesi, bunun içeriğinin nasıl ispat edileceği, mahkemeye başvurulmasının mümkün olup olmadığı gibi bazı hususlar bakımından başka ihtilafların çıkmasına neden olabilecek niteliktedir. Bu nedenle, başka ihtilaf konularının ortaya çıkmasına engel olmak amacıyla, kanun değişikliği yapılarak Kanun’a, arabuluculuk süreci sonunda anlaşma sağlanması hâlinde, anlaşma belgesinin düzenlenmesinin zorunlu olduğuna ilişkin bir hüküm konulması yerinde olur.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"31 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141011693","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
THE ISSUES OF SCOPE AND LEGAL STATUS IN WTO – IMF CONSULTATIONS 世界贸易组织与国际货币基金组织磋商的范围和法律地位问题
Pub Date : 2024-05-02 DOI: 10.54704/akdhfd.1439203
Mustafa Göker
In designing the international economic governance system after the Second World War, trade and finance, due to the close connection between them, were addressed as parts of a whole. A predictable and stable international monetary system was recognized as prerequisite for healthy and sustainable trade. However, these two issues were regulated under different institutional structures, by envisaging close cooperation and coordination. The International Monetary Fund (IMF), designed to be responsible for international finance and monetary issues, was established in 1944. The International Trade Organization (ITO) was designed to address international trade, while the General Agreement on Tariffs and Trade (GATT), with a limited scope, was temporarily put into implementation in January 1, 1948 to provide rapid tariff reductions until the ratification of ITO Charter. The ITO became still-born as it was not approved by national parliaments, especially the USA, and international trade continued to be regulated by the GATT. The GATT, with its unique organizational structure that gradually developed, continued its existence until the establishment of the World Trade Organization (WTO) in 1995 and hosted international trade negotiations. WTO, with more advanced legal and institutional structure, took over the functions of the GATT. Formal consultation procedures have constituted an important part of the cooperation between the GATT/WTO and the IMF in the context of the management of international trade and monetary/financial system. These procedures differ from traditional cooperation activities between international organizations and have a special character. It is regulated in a binding language as an obligation for the relevant WTO bodies to apply for consultations with the IMF on certain issues and to comply with the inputs received from the IMF. There are some points open to interpretation regarding the scope of the consultations and the binding and functional status of IMF inputs in the WTO. This study discusses the issues of scope and legal status.
第二次世界大战后,在设计国际经济治理体系时,由于贸易和金融之间的密切联系,贸易和金融被视为一个整体的组成部分。一个可预测和稳定的国际货币体系被视为健康和可持续贸易的先决条件。然而,这两个问题是在不同的体制结构下通过密切合作与协调来解决的。国际货币基金组织(IMF)成立于 1944 年,旨在负责国际金融和货币问题。国际贸易组织(ITO)旨在解决国际贸易问题,而关税与贸易总协定(GATT)的范围有限,于 1948 年 1 月 1 日暂时实施,目的是在批准《国际贸易组织宪章》之前迅速降低关税。由于没有得到各国议会(尤其是美国)的批准,《国际贸易组织宪章》胎死腹中,国际贸易继续由关贸总协定管理。关贸总协定以其逐渐形成的独特组织结构继续存在,直到 1995 年世界贸易组织(WTO)成立并主持国际贸易谈判。世贸组织拥有更先进的法律和体制结构,接管了关贸总协定的职能。正式磋商程序是关贸总协定/世贸组织与国际货币基金组织在国际贸易和货币/金融体系管理方面合作的重要组成部分。这些程序不同于国际组织之间的传统合作活动,具有特殊性。世贸组织有关机构有义务就某些问题申请与基金组织进行磋商,并遵守基金组织提出的意见。关于磋商的范围以及基金组织的投入在世贸组织中的约束力和职能地位,有一些问题有待解释。本研究报告讨论了范围和法律地位问题。
{"title":"THE ISSUES OF SCOPE AND LEGAL STATUS IN WTO – IMF CONSULTATIONS","authors":"Mustafa Göker","doi":"10.54704/akdhfd.1439203","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1439203","url":null,"abstract":"In designing the international economic governance system after the Second World War, trade and finance, due to the close connection between them, were addressed as parts of a whole. A predictable and stable international monetary system was recognized as prerequisite for healthy and sustainable trade. However, these two issues were regulated under different institutional structures, by envisaging close cooperation and coordination. The International Monetary Fund (IMF), designed to be responsible for international finance and monetary issues, was established in 1944. The International Trade Organization (ITO) was designed to address international trade, while the General Agreement on Tariffs and Trade (GATT), with a limited scope, was temporarily put into implementation in January 1, 1948 to provide rapid tariff reductions until the ratification of ITO Charter. The ITO became still-born as it was not approved by national parliaments, especially the USA, and international trade continued to be regulated by the GATT. The GATT, with its unique organizational structure that gradually developed, continued its existence until the establishment of the World Trade Organization (WTO) in 1995 and hosted international trade negotiations. WTO, with more advanced legal and institutional structure, took over the functions of the GATT. Formal consultation procedures have constituted an important part of the cooperation between the GATT/WTO and the IMF in the context of the management of international trade and monetary/financial system. These procedures differ from traditional cooperation activities between international organizations and have a special character. It is regulated in a binding language as an obligation for the relevant WTO bodies to apply for consultations with the IMF on certain issues and to comply with the inputs received from the IMF. There are some points open to interpretation regarding the scope of the consultations and the binding and functional status of IMF inputs in the WTO. This study discusses the issues of scope and legal status.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":" 17","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141129952","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ENGELLİ KADINLAR İÇİN ENGELSİZ ADALET MÜMKÜN MÜ?: ADALETE ERİŞİM HAKKI ÇERÇEVESİNDE BİR İNCELEME 残疾妇女能否获得无障碍司法?在诉诸司法的权利框架内进行审查
Pub Date : 2024-05-02 DOI: 10.54704/akdhfd.1463542
A. A. Şimşek Öner
Günümüzde adalete adalete erişim kavramı, sosyal adalet gündemine uygun olarak, adalete uygun bir hukuki çare arayışındaki farklı dezavantajlara sahip toplumsal kesimler için adalete erişim önündeki engellerin tespitini de içerecek şekilde geniş anlamda ele alınmaktadır. Adalete erişimi bağımsız bir insan hakkı olarak düzenleyen Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’de (EHİS) engellileri irade ve tercihlerini kullanmaktan alıkoyan ve engellilerin diğerleriyle eşit şekilde adalete ve usuli güvencelere erişimlerinin engellenmesine yol açan engellilik anlayışı terk edilmiştir. Bunun yerine EHİS’in adalete erişim hakkını düzenleyen 13. maddesinin, Sözleşme’nin yasa önünde eşit tanınma hakkını düzenleyen 12. maddesiyle birlikte ele alınması önerilmektedir. Gerçekten de EHİS adalete erişimi bağımsız bir hak olarak düzenlemektedir. Bunun yanı sıra hak temelli engellilik ve toplumsal cinsiyet bakış açısıyla engelli kadınların adalete erişim hakkını güvence altına almaktadır. Öte yandan adalete erişim hakkı, EHİS dışında herhangi bir sözleşmede münferiden düzenlenmemiş olduğundan, diğer insan hakları denetim mekanizmaları tarafından ilgili sözleşmede düzenlenen adil yargılanma hakkı, bilgi edinme hakkı, yasa önünde eşitlik gibi haklardan ve onların unsurlarından yorum yoluyla çıkarsanmaktadır. Örneğin CEDAW Komitesi, 2015 tarihli 33 No.lu Genel Tavsiye Kararı’nda kadınların adalete erişimini ele almıştır. Bu çerçevede hukuk önünde eşit tanınma ve hak arama özgürlüğü çerçevesinde engelli kadınların adalete erişim hakkına ilişkin uluslararası insan hakları standartlarını EHİS’in yanı sıra Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ortaya koymaktadır. Bu noktada EHİS’in engelliliğe yaklaşımı bağlamında engelli kadınların adalete erişiminin önündeki hukuki ve toplumsal engeller açığa çıkarılmalıdır. Hukuki ve toplumsal engellerin ise üç boyutta incelenmesi önerilmektedir. Bunlar, adalete erişim sürecinde karşılaşılan engeller, engellilik ve toplumsal cinsiyet kesişiminde hukuku etkileyen kültürel normlar nedeniyle engelli kadınların maruz kaldıkları klişeler ve ayırımcılıktır. Son olarak insan hakları ihlali anlamına gelen bu engeller karşısında devletin yükümlülükleri incelenmiştir.
如今,根据社会正义议程,诉诸司法的概念具有广义的含义,包括确定处于不同不利地位的社会阶层诉诸司法的障碍,以寻求符合正义的法律补救。残疾人权利公约》(CRPD)将诉诸司法作为一项独立的人权来规范,放弃了对残疾的理解,即残疾阻碍了残疾人行使自己的意愿和选择,导致他们无法在与其他人平等的基础上诉诸司法和程序保障。相反,建议将《经济、社会、文化权利国际公约》关于诉诸司法权利的第十三条与《公约》关于在法律面前获得平等承认权利的第十二条结合起来考虑。事实上,《经济、社会、文化权利国际公约》将诉诸法律的权利作为一项独立的权 利加以规定。此外,《公约》还从基于权利的残疾和性别角度保障残疾妇女获得司法保护的权利。另一方面,由于除《经济、社会、文化权利国际公约》外,其他公约都没有单独规 定诉诸司法的权利,因此其他人权监督机制通过对公平审判权、知情权、法律面前人人 平等等权利及其要素的解释来推断这项权利。例如,消除对妇女歧视委员会在其 2015 年第 33 号一般性建议中提到了妇女诉诸司法的问题。在此框架下,《消除对妇女一切形式歧视公约》(CEDAW)规定了关于残疾妇女在法律面前获得平等承认和自由寻求权利的框架内获得司法保护的权利的国际人权标准。在这一点上,根据《经济、社会、文化权利国际公约》对残疾问题的处理方法,应揭示残疾妇女诉诸司法的法律和社会障碍。建议从三个方面分析法律和社会障碍。这三个方面是:在诉诸司法过程中遇到的障碍;残疾妇女因文化规范而受到的陈规定型观念和歧视;残疾与性别交织在一起对法律产生的影响。最后,分析了国家在面对这些构成侵犯人权的障碍时应承担的义务。
{"title":"ENGELLİ KADINLAR İÇİN ENGELSİZ ADALET MÜMKÜN MÜ?: ADALETE ERİŞİM HAKKI ÇERÇEVESİNDE BİR İNCELEME","authors":"A. A. Şimşek Öner","doi":"10.54704/akdhfd.1463542","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1463542","url":null,"abstract":"Günümüzde adalete adalete erişim kavramı, sosyal adalet gündemine uygun olarak, adalete uygun bir hukuki çare arayışındaki farklı dezavantajlara sahip toplumsal kesimler için adalete erişim önündeki engellerin tespitini de içerecek şekilde geniş anlamda ele alınmaktadır. Adalete erişimi bağımsız bir insan hakkı olarak düzenleyen Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’de (EHİS) engellileri irade ve tercihlerini kullanmaktan alıkoyan ve engellilerin diğerleriyle eşit şekilde adalete ve usuli güvencelere erişimlerinin engellenmesine yol açan engellilik anlayışı terk edilmiştir. Bunun yerine EHİS’in adalete erişim hakkını düzenleyen 13. maddesinin, Sözleşme’nin yasa önünde eşit tanınma hakkını düzenleyen 12. maddesiyle birlikte ele alınması önerilmektedir. Gerçekten de EHİS adalete erişimi bağımsız bir hak olarak düzenlemektedir. Bunun yanı sıra hak temelli engellilik ve toplumsal cinsiyet bakış açısıyla engelli kadınların adalete erişim hakkını güvence altına almaktadır. Öte yandan adalete erişim hakkı, EHİS dışında herhangi bir sözleşmede münferiden düzenlenmemiş olduğundan, diğer insan hakları denetim mekanizmaları tarafından ilgili sözleşmede düzenlenen adil yargılanma hakkı, bilgi edinme hakkı, yasa önünde eşitlik gibi haklardan ve onların unsurlarından yorum yoluyla çıkarsanmaktadır. Örneğin CEDAW Komitesi, 2015 tarihli 33 No.lu Genel Tavsiye Kararı’nda kadınların adalete erişimini ele almıştır. Bu çerçevede hukuk önünde eşit tanınma ve hak arama özgürlüğü çerçevesinde engelli kadınların adalete erişim hakkına ilişkin uluslararası insan hakları standartlarını EHİS’in yanı sıra Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ortaya koymaktadır. Bu noktada EHİS’in engelliliğe yaklaşımı bağlamında engelli kadınların adalete erişiminin önündeki hukuki ve toplumsal engeller açığa çıkarılmalıdır. Hukuki ve toplumsal engellerin ise üç boyutta incelenmesi önerilmektedir. Bunlar, adalete erişim sürecinde karşılaşılan engeller, engellilik ve toplumsal cinsiyet kesişiminde hukuku etkileyen kültürel normlar nedeniyle engelli kadınların maruz kaldıkları klişeler ve ayırımcılıktır. Son olarak insan hakları ihlali anlamına gelen bu engeller karşısında devletin yükümlülükleri incelenmiştir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":" 45","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141129918","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Güncel Yargıtay Kararları Işığında Rekabet İhlalinden Kaynaklanan Tazminat Davalarında Zamanaşımı Sorunu 从最高上诉法院最近的判决看侵犯竞争引起的赔偿案件的诉讼时效问题
Pub Date : 2024-03-27 DOI: 10.54704/akdhfd.1425091
Gökmen Gündoğdu
Mal veya hizmet piyasalarında rekabet ihlali 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) m. 4, 6 ve 7 hükümleri çerçevesinde yasaklanmıştır. RKHK m. 57 hükmü ise m. 4 ve 6’da düzenlenen rekabet ihlallerini sayarak bu ihlallerin hukuki sorumluluk doğurduğunu belirtmektedir. RKHK m. 58 hükmünde tazminat davası düzenlenmiş ancak bu davaların tabi olacağı zamanaşımı konusuna yer verilmemiştir. Hâkim görüş ve Yargıtay, isabetli olarak bunun haksız fiil sorumluluğu olduğunu savunmaktadır. Bu durumda zamanaşımı konusunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 72 hükmünün uygulanması gerekir. Bu ise zararı ve faili öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık normal ve rekabet ihlali tarihinden itibaren on yıllık azami zamanaşımı süresinin uygulanması demektir. TBK m. 72/1 son cümlede, eylemin ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olması ve bu fiil için ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi halinde, bu sürenin hukuk davası için de uygulanacağı belirtilmektedir. RKHK m. 4 ve 6’nın ihlali, RKHK m. 16/3 uyarınca nispi idari para cezasını gerektirmektedir. Nisbi idari para cezaları ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (KK) m. 2 ve m. 16/1’de “kabahat” olarak nitelenmiş ve KK m. 20/3’te sekiz yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. Sekiz yıllık bu zamanaşımı süresinin TBK m. 72/1 son cümle atfı sebebiyle RKHK m. 57’ye dayalı açılan tazminat davalarında da uygulanması gerekir. Bu sürenin başlangıç anı ise, hâkim öğretinin savunduğu ve Yargıtay’ın uyguladığının aksine, zararın ve failin öğrenildiği tarih değil rekabet ihlalinin gerçekleştiği veya devam eden eylemlerde son bulduğu tarihtir. Rekabet ihlaline dayalı tazminat davalarında zamanaşımı konusunda mutlaka özel bir düzenleme getirilmeli ve 2014/104EU sayılı Direktif m. 10 hükmü esas alınarak en az beş yıllık bir zamanaşımı süresi tanınmalıdır. Zararın ve tazminat sorumlusunu öğrenildiği tarihte başlayacak olan bu zamanaşımı süresinin, Rekabet Kurulu’nun bu eylem için bir soruşturma açması halinde duracağı düzenlenmelidir.
第 4054 号《保护竞争法》(LPC)第 4、6 和 7 条禁止在商品或服务市场上侵犯竞争。保护竞争法》第 57 条列出了第 4 条和第 6 条规定的竞争侵权行为,并规定这些侵权行为应承担民事责任。竞争法》第 58 条规定了损害赔偿诉讼,但不包括此类诉讼的时效。主流意见和最高上诉法院正确地认为这是侵权责任。在这种情况下,应适用《土耳其义务法典》(第 6098 号)第 72 条关于诉讼时效的规定。这意味着适用一般诉讼时效,即自得知损害和行为人之日起两年,以及自违反竞争之日起十年的最长诉讼时效。在《竞争法》第 72/1 条的最后一句中规定,如果该行为属于需要根据刑法进行处罚的行为,且刑法对该行为规定了较长的诉讼时效期限,则该期限也应适用于民事诉讼。根据《油污染防治法》第 16/3 条,违反《油污染防治法》第 4 条和第 6 条的行为需要处以相对行政罚款。第 5326 号《轻罪法》第 2 条和第 16/1 条将相对行政罚款定义为 "轻罪",该法第 20/3 条规定了八年的诉讼时效。由于参考了《民事诉讼法》第 72/1 条的最后一句,八年的诉讼时效也应适用于根据《民事诉讼法任择议定书》第 57 条提起的赔偿诉讼。与主流理论和最高上诉法院的实践相反,该诉讼时效的起算日期并不是得知损害和行为人的日期,而是竞争侵权行为发生的日期,或在持续行为的情况下终止的日期。对于基于竞争侵权的损害赔偿的诉讼时效,应引入一项特别规定,并应根据第 2014/104EU 号指令第 10 条,承认至少五年的诉讼时效。应规定,该诉讼时效从得知损害和赔偿责任人之日起开始计算,如果竞争委员会对此展开调查,则诉讼时效终止。
{"title":"Güncel Yargıtay Kararları Işığında Rekabet İhlalinden Kaynaklanan Tazminat Davalarında Zamanaşımı Sorunu","authors":"Gökmen Gündoğdu","doi":"10.54704/akdhfd.1425091","DOIUrl":"https://doi.org/10.54704/akdhfd.1425091","url":null,"abstract":"Mal veya hizmet piyasalarında rekabet ihlali 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) m. 4, 6 ve 7 hükümleri çerçevesinde yasaklanmıştır. RKHK m. 57 hükmü ise m. 4 ve 6’da düzenlenen rekabet ihlallerini sayarak bu ihlallerin hukuki sorumluluk doğurduğunu belirtmektedir. RKHK m. 58 hükmünde tazminat davası düzenlenmiş ancak bu davaların tabi olacağı zamanaşımı konusuna yer verilmemiştir. Hâkim görüş ve Yargıtay, isabetli olarak bunun haksız fiil sorumluluğu olduğunu savunmaktadır. Bu durumda zamanaşımı konusunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 72 hükmünün uygulanması gerekir. Bu ise zararı ve faili öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık normal ve rekabet ihlali tarihinden itibaren on yıllık azami zamanaşımı süresinin uygulanması demektir. TBK m. 72/1 son cümlede, eylemin ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olması ve bu fiil için ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi halinde, bu sürenin hukuk davası için de uygulanacağı belirtilmektedir. \u0000RKHK m. 4 ve 6’nın ihlali, RKHK m. 16/3 uyarınca nispi idari para cezasını gerektirmektedir. Nisbi idari para cezaları ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (KK) m. 2 ve m. 16/1’de “kabahat” olarak nitelenmiş ve KK m. 20/3’te sekiz yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. Sekiz yıllık bu zamanaşımı süresinin TBK m. 72/1 son cümle atfı sebebiyle RKHK m. 57’ye dayalı açılan tazminat davalarında da uygulanması gerekir. Bu sürenin başlangıç anı ise, hâkim öğretinin savunduğu ve Yargıtay’ın uyguladığının aksine, zararın ve failin öğrenildiği tarih değil rekabet ihlalinin gerçekleştiği veya devam eden eylemlerde son bulduğu tarihtir. \u0000Rekabet ihlaline dayalı tazminat davalarında zamanaşımı konusunda mutlaka özel bir düzenleme getirilmeli ve 2014/104EU sayılı Direktif m. 10 hükmü esas alınarak en az beş yıllık bir zamanaşımı süresi tanınmalıdır. Zararın ve tazminat sorumlusunu öğrenildiği tarihte başlayacak olan bu zamanaşımı süresinin, Rekabet Kurulu’nun bu eylem için bir soruşturma açması halinde duracağı düzenlenmelidir.","PeriodicalId":504786,"journal":{"name":"Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"43 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140377088","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1