Yavuz Sürme, Gizem Kahve Yıldırım, M. Uçan, İ. Narin
A flame atomic absorption spectrophotometric technique was studied for the preconcentration and determination of of Co2+ ions in trace amounts after ultrasound enhanced enrichment of its 1-(2-pyridylazo)-2-naphthol (PAN) complexes by cloud point extraction. The Co2+ ions were firstly complexed with PAN molecules at pH 4 and the complex transferred to a surfactant (Tergitol NP-7) rich phase with a very small volume under ultrasound waves. The surfactant rich phase was separated and dissolved by 1 mL, 1.0 M HNO3 in ethanol prior to determination of Co2+ concentration by flame atomic absorption spectrophotometry. The optimization steps of ultrasound interaction time, solution pH and surfactant volumes were achieved by response surface methodology (RSM) which is a combination of statistical approaches. Sample volume, PAN concentration and and possible interfering ions were optimized conventionally. The Co2+ ions were extracted only in 150 s at pH 4 quantitatively under optimum conditions (˃95%). The accuracy and validity of developed UA-CPE was granted by employing a certified reference material wastewater UME CRM 1204. The technique was applied to wastewater and natural water with satisfactory results.
{"title":"Rapid preconcentration and determination of Co (II) ions in aqueous medium using ultrasound assisted cloud point extraction method","authors":"Yavuz Sürme, Gizem Kahve Yıldırım, M. Uçan, İ. Narin","doi":"10.28948/ngumuh.1441334","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1441334","url":null,"abstract":"A flame atomic absorption spectrophotometric technique was studied for the preconcentration and determination of of Co2+ ions in trace amounts after ultrasound enhanced enrichment of its 1-(2-pyridylazo)-2-naphthol (PAN) complexes by cloud point extraction. The Co2+ ions were firstly complexed with PAN molecules at pH 4 and the complex transferred to a surfactant (Tergitol NP-7) rich phase with a very small volume under ultrasound waves. The surfactant rich phase was separated and dissolved by 1 mL, 1.0 M HNO3 in ethanol prior to determination of Co2+ concentration by flame atomic absorption spectrophotometry. The optimization steps of ultrasound interaction time, solution pH and surfactant volumes were achieved by response surface methodology (RSM) which is a combination of statistical approaches. Sample volume, PAN concentration and and possible interfering ions were optimized conventionally. The Co2+ ions were extracted only in 150 s at pH 4 quantitatively under optimum conditions (˃95%). The accuracy and validity of developed UA-CPE was granted by employing a certified reference material wastewater UME CRM 1204. The technique was applied to wastewater and natural water with satisfactory results.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"32 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140696735","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada üç boyutlu ergiyik biriktirmeli modelleme (EBM) yöntemi kullanılarak Polilaktik Asit (PLA) filament malzemesi ile farklı dolgu oranları ve dolgu desenlerinin parça özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmış. Araştırmada, %25, %50, %75 ve %100 dolgu oranlarında, üçgen ve üçlü-altıgen desenler kullanılarak parçalar üretilmiştir. Üretilen parçaların mekanik özellikleri, çekme, basma ve üç nokta eğme testleri ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar dolgu oranı artışı ile tüm test türlerinde mekanik özelliklerin artığını göstermektedir. Üretim parametreleri ve mekanik özelliklere göre belirlenmiştir. Optimum olarak çekme testinde %50 dolgu oranına sahip üçgen desenli üretim, basma testinde %50 dolgu oranına sahip üçlü altıgen desenli üretim ve eğme testi içinse %75 dolgu oranına sahip üçlü altıgen desenli üretim olarak öngörülmüştür.
{"title":"Dolgu Desenlerinin ve Oranlarının Ergiyik Biriktirme Modellemede PLA Malzemesinin Mekanik Performansına Olan Etkisi","authors":"Esad Kaya, İsmail Bayar, Ali Fuat Akpınar","doi":"10.28948/ngumuh.1442158","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1442158","url":null,"abstract":"Bu çalışmada üç boyutlu ergiyik biriktirmeli modelleme (EBM) yöntemi kullanılarak Polilaktik Asit (PLA) filament malzemesi ile farklı dolgu oranları ve dolgu desenlerinin parça özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmış. Araştırmada, %25, %50, %75 ve %100 dolgu oranlarında, üçgen ve üçlü-altıgen desenler kullanılarak parçalar üretilmiştir. Üretilen parçaların mekanik özellikleri, çekme, basma ve üç nokta eğme testleri ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar dolgu oranı artışı ile tüm test türlerinde mekanik özelliklerin artığını göstermektedir. Üretim parametreleri ve mekanik özelliklere göre belirlenmiştir. Optimum olarak çekme testinde %50 dolgu oranına sahip üçgen desenli üretim, basma testinde %50 dolgu oranına sahip üçlü altıgen desenli üretim ve eğme testi içinse %75 dolgu oranına sahip üçlü altıgen desenli üretim olarak öngörülmüştür.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"27 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140744633","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma, bükülmüş numunelerin fotoğrafları üzerinden görüntü işleme tekniği kullanılarak geri esneme açısının otomatik olarak ölçülmesine odaklanmaktadır. Geleneksel evrensel açı ölçerlerin kullanımındaki kullanıcı hatalarından kaynaklanan değişkenlik sorunlarına alternatif olabilecek bir program geliştirilmiştir. Çalışmada, farklı açılarda bükme işlemine tabi tutulan numuneler üzerinde evrensel açı ölçer ile geri esneme ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, geliştirilen program ile numunelerin fotoğrafları aracılığıyla geri esneme değerleri otomatik olarak elde edilmiştir. Bu süreçte, fotoğraf filtreleme yöntemleri ve kenar tespit yöntemleri gibi görüntü işleme tekniklerinin etkisi incelenmiştir. Geliştirilen program, orijinal fotoğrafların yanı sıra filtrelenmiş fotoğraflar üzerinde geri esneme açılarını başarıyla tespit etmiştir. Elde edilen sonuçlar, yüksek doğrulukta ölçümler elde edildiğini göstermektedir. Bu, görüntü işleme tekniklerinin geri esneme açısı ölçümlerinde güvenilir bir alternatif olarak kullanılabileceğini vurgulamaktadır.
{"title":"Görüntü İşleme Yöntemi ile Geri Esnemenin Otomatik Ölçümü: Deneysel Bir Yaklaşım","authors":"Süleyman Kılıç, Mehmet Fatih Demirdöğen","doi":"10.28948/ngumuh.1442077","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1442077","url":null,"abstract":"Bu araştırma, bükülmüş numunelerin fotoğrafları üzerinden görüntü işleme tekniği kullanılarak geri esneme açısının otomatik olarak ölçülmesine odaklanmaktadır. Geleneksel evrensel açı ölçerlerin kullanımındaki kullanıcı hatalarından kaynaklanan değişkenlik sorunlarına alternatif olabilecek bir program geliştirilmiştir. Çalışmada, farklı açılarda bükme işlemine tabi tutulan numuneler üzerinde evrensel açı ölçer ile geri esneme ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, geliştirilen program ile numunelerin fotoğrafları aracılığıyla geri esneme değerleri otomatik olarak elde edilmiştir. Bu süreçte, fotoğraf filtreleme yöntemleri ve kenar tespit yöntemleri gibi görüntü işleme tekniklerinin etkisi incelenmiştir. Geliştirilen program, orijinal fotoğrafların yanı sıra filtrelenmiş fotoğraflar üzerinde geri esneme açılarını başarıyla tespit etmiştir. Elde edilen sonuçlar, yüksek doğrulukta ölçümler elde edildiğini göstermektedir. Bu, görüntü işleme tekniklerinin geri esneme açısı ölçümlerinde güvenilir bir alternatif olarak kullanılabileceğini vurgulamaktadır.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"33 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140741983","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In the experimental study, the effects of vortex generators (VGs) having Clark-Y airfoil and triangular VGs are investigated. The tests were carried out on a tapered swept-back wing at Re = 6.0×104 using counter-rotating vortex generators having Clark-Y airfoil at five different locations that are x/c= 0.1, 0.2, 0.3, 0.4, and 0.5 and triangular VGs at x/c=0.1 location. A load cell is used to measure forces at angles of attack (AoA) ranging from 0° to 30°. It is observed that the maximum lift coefficient (CLmax) and aerodynamic performance of VGs having Clark-Y airfoil decrease when the position of the vortex generators changes from 0.1 to 0.5. The optimal results obtained from the study show that the tapered swept-back wing with the VGs having Clark-Y airfoil exhibits a significant increase of 37.5% in the CLmax and approximately 55% in the lift to drag ratio (L/D) at x/c=0.1 compared to the baseline. At low AoA, the VGs having Clark-Y airfoil provided better lift, whereas at high AoA, the triangular VGs provided better lift.
{"title":"The effect of vortex generators having Clark-Y airfoil on tapered swept-back wing","authors":"M. Seyhan, Aleyna Çolak, M. Sarıoğlu","doi":"10.28948/ngumuh.1437429","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1437429","url":null,"abstract":"In the experimental study, the effects of vortex generators (VGs) having Clark-Y airfoil and triangular VGs are investigated. The tests were carried out on a tapered swept-back wing at Re = 6.0×104 using counter-rotating vortex generators having Clark-Y airfoil at five different locations that are x/c= 0.1, 0.2, 0.3, 0.4, and 0.5 and triangular VGs at x/c=0.1 location. A load cell is used to measure forces at angles of attack (AoA) ranging from 0° to 30°. It is observed that the maximum lift coefficient (CLmax) and aerodynamic performance of VGs having Clark-Y airfoil decrease when the position of the vortex generators changes from 0.1 to 0.5. The optimal results obtained from the study show that the tapered swept-back wing with the VGs having Clark-Y airfoil exhibits a significant increase of 37.5% in the CLmax and approximately 55% in the lift to drag ratio (L/D) at x/c=0.1 compared to the baseline. At low AoA, the VGs having Clark-Y airfoil provided better lift, whereas at high AoA, the triangular VGs provided better lift.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"380 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140749986","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, zaman gecikmesi içeren Yük Frekans Kontrol (YFK) sistemlerinde parametrik belirsizliklerin olması durumunda sistemin gürbüz kararlılık gecikme payı değerlerini hesaplamayı amaçlamaktadır. YFK sistemlerinde frekans kararlılığının sürdürülmesi bakımından çeşitli elektrik verilerinin ölçülerek kontrol merkezine iletilmesi ve kontrol merkezinden frekans kontrol servisine katılım sağlayan santrallere kontrol sinyallerinin iletilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, haberleşme ağlarında veri iletimi nedeniyle, zaman gecikmeleri kaçınılmaz hale gelmektedir ve sistemin dinamik performansı ve kararlılığı olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, YFK sisteminin modellenmesinden kaynaklı ve güç sisteminde oluşabilecek belirsizlikler nedeniyle sistem parametrelerinin belirsizlikleri dikkate alınarak haberleşme ağı tabanlı gözlemlenebilecek gecikme değerleri üzerinde böylesi belirsizliklerin etkisi incelenmelidir. Bu amaçla, YFK sisteminde üstel terimin yok edilmesi yöntemi ile Kharitonov Teoremi birlikte kullanılarak sistemin gürbüz kararlılığını sağlayabilen gürbüz zaman gecikme payı değerleri teorik olarak hesaplanmıştır. Teorik sonuçların doğruluğu Matlab/Simulink programı ve QPmR (Quasi Poliynomial Mapping Root Finder) algoritması kullanılarak gösterilmiştir.
{"title":"Determination of the robust stability delay margins for the load frequency control systems","authors":"Kübra Nur Gül, Şahin Sönmez, S. Ayasun","doi":"10.28948/ngumuh.1403702","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1403702","url":null,"abstract":"Bu çalışma, zaman gecikmesi içeren Yük Frekans Kontrol (YFK) sistemlerinde parametrik belirsizliklerin olması durumunda sistemin gürbüz kararlılık gecikme payı değerlerini hesaplamayı amaçlamaktadır. YFK sistemlerinde frekans kararlılığının sürdürülmesi bakımından çeşitli elektrik verilerinin ölçülerek kontrol merkezine iletilmesi ve kontrol merkezinden frekans kontrol servisine katılım sağlayan santrallere kontrol sinyallerinin iletilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, haberleşme ağlarında veri iletimi nedeniyle, zaman gecikmeleri kaçınılmaz hale gelmektedir ve sistemin dinamik performansı ve kararlılığı olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, YFK sisteminin modellenmesinden kaynaklı ve güç sisteminde oluşabilecek belirsizlikler nedeniyle sistem parametrelerinin belirsizlikleri dikkate alınarak haberleşme ağı tabanlı gözlemlenebilecek gecikme değerleri üzerinde böylesi belirsizliklerin etkisi incelenmelidir. Bu amaçla, YFK sisteminde üstel terimin yok edilmesi yöntemi ile Kharitonov Teoremi birlikte kullanılarak sistemin gürbüz kararlılığını sağlayabilen gürbüz zaman gecikme payı değerleri teorik olarak hesaplanmıştır. Teorik sonuçların doğruluğu Matlab/Simulink programı ve QPmR (Quasi Poliynomial Mapping Root Finder) algoritması kullanılarak gösterilmiştir.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"14 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139776392","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, zaman gecikmesi içeren Yük Frekans Kontrol (YFK) sistemlerinde parametrik belirsizliklerin olması durumunda sistemin gürbüz kararlılık gecikme payı değerlerini hesaplamayı amaçlamaktadır. YFK sistemlerinde frekans kararlılığının sürdürülmesi bakımından çeşitli elektrik verilerinin ölçülerek kontrol merkezine iletilmesi ve kontrol merkezinden frekans kontrol servisine katılım sağlayan santrallere kontrol sinyallerinin iletilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, haberleşme ağlarında veri iletimi nedeniyle, zaman gecikmeleri kaçınılmaz hale gelmektedir ve sistemin dinamik performansı ve kararlılığı olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, YFK sisteminin modellenmesinden kaynaklı ve güç sisteminde oluşabilecek belirsizlikler nedeniyle sistem parametrelerinin belirsizlikleri dikkate alınarak haberleşme ağı tabanlı gözlemlenebilecek gecikme değerleri üzerinde böylesi belirsizliklerin etkisi incelenmelidir. Bu amaçla, YFK sisteminde üstel terimin yok edilmesi yöntemi ile Kharitonov Teoremi birlikte kullanılarak sistemin gürbüz kararlılığını sağlayabilen gürbüz zaman gecikme payı değerleri teorik olarak hesaplanmıştır. Teorik sonuçların doğruluğu Matlab/Simulink programı ve QPmR (Quasi Poliynomial Mapping Root Finder) algoritması kullanılarak gösterilmiştir.
{"title":"Determination of the robust stability delay margins for the load frequency control systems","authors":"Kübra Nur Gül, Şahin Sönmez, S. Ayasun","doi":"10.28948/ngumuh.1403702","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1403702","url":null,"abstract":"Bu çalışma, zaman gecikmesi içeren Yük Frekans Kontrol (YFK) sistemlerinde parametrik belirsizliklerin olması durumunda sistemin gürbüz kararlılık gecikme payı değerlerini hesaplamayı amaçlamaktadır. YFK sistemlerinde frekans kararlılığının sürdürülmesi bakımından çeşitli elektrik verilerinin ölçülerek kontrol merkezine iletilmesi ve kontrol merkezinden frekans kontrol servisine katılım sağlayan santrallere kontrol sinyallerinin iletilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, haberleşme ağlarında veri iletimi nedeniyle, zaman gecikmeleri kaçınılmaz hale gelmektedir ve sistemin dinamik performansı ve kararlılığı olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, YFK sisteminin modellenmesinden kaynaklı ve güç sisteminde oluşabilecek belirsizlikler nedeniyle sistem parametrelerinin belirsizlikleri dikkate alınarak haberleşme ağı tabanlı gözlemlenebilecek gecikme değerleri üzerinde böylesi belirsizliklerin etkisi incelenmelidir. Bu amaçla, YFK sisteminde üstel terimin yok edilmesi yöntemi ile Kharitonov Teoremi birlikte kullanılarak sistemin gürbüz kararlılığını sağlayabilen gürbüz zaman gecikme payı değerleri teorik olarak hesaplanmıştır. Teorik sonuçların doğruluğu Matlab/Simulink programı ve QPmR (Quasi Poliynomial Mapping Root Finder) algoritması kullanılarak gösterilmiştir.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"168 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139836056","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Aktif karbon, çok geniş kullanım alanına sahip, gözenekli karbonlu bir malzemedir. Doğal ve tarımsal kaynaklardan elde edilen aktif karbonlar daha düşük maliyetli ve sürdürülebilirdir. Bu nedenle biyokütleden sentezlenen aktif karbonlar üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Bu çalışmada, fındık küspesi ve atık kahve telvesi gibi atık olarak nitelendirilen kaynakların aktif karbon olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Fındık küspesi ve kahve atığından, ZnCl2 kimyasal aktivasyonu ile 2:1, 3:1 emdirme oranlarında ve 400°C, 500°C, 600°C karbonizasyon sıcaklıklarında aktif karbon üretilmiştir. Aktif karbonların yüzey özelliklerini belirlemek üzere BET, SEM-EDS ve FTIR analizleri gerçekleştirilmiştir. Fındık küspesinden elde edilen aktif karbonlarda en yüksek yüzey alanı 846 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500°C sıcaklıkta elde edilmiştir. Atık kahveden elde edilen aktif karbonlarda ise en yüksek yüzey alanı 747.5 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500 °C sıcaklıkta elde edilmiştir.
{"title":"Fındık küspesi ve kahve atığından aktif karbon üretimi ve karakterizasyonu","authors":"Derya Yildiz","doi":"10.28948/ngumuh.1339138","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1339138","url":null,"abstract":"Aktif karbon, çok geniş kullanım alanına sahip, gözenekli karbonlu bir malzemedir. Doğal ve tarımsal kaynaklardan elde edilen aktif karbonlar daha düşük maliyetli ve sürdürülebilirdir. Bu nedenle biyokütleden sentezlenen aktif karbonlar üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Bu çalışmada, fındık küspesi ve atık kahve telvesi gibi atık olarak nitelendirilen kaynakların aktif karbon olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Fındık küspesi ve kahve atığından, ZnCl2 kimyasal aktivasyonu ile 2:1, 3:1 emdirme oranlarında ve 400°C, 500°C, 600°C karbonizasyon sıcaklıklarında aktif karbon üretilmiştir. Aktif karbonların yüzey özelliklerini belirlemek üzere BET, SEM-EDS ve FTIR analizleri gerçekleştirilmiştir. Fındık küspesinden elde edilen aktif karbonlarda en yüksek yüzey alanı 846 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500°C sıcaklıkta elde edilmiştir. Atık kahveden elde edilen aktif karbonlarda ise en yüksek yüzey alanı 747.5 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500 °C sıcaklıkta elde edilmiştir.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"22 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139779169","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Aktif karbon, çok geniş kullanım alanına sahip, gözenekli karbonlu bir malzemedir. Doğal ve tarımsal kaynaklardan elde edilen aktif karbonlar daha düşük maliyetli ve sürdürülebilirdir. Bu nedenle biyokütleden sentezlenen aktif karbonlar üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Bu çalışmada, fındık küspesi ve atık kahve telvesi gibi atık olarak nitelendirilen kaynakların aktif karbon olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Fındık küspesi ve kahve atığından, ZnCl2 kimyasal aktivasyonu ile 2:1, 3:1 emdirme oranlarında ve 400°C, 500°C, 600°C karbonizasyon sıcaklıklarında aktif karbon üretilmiştir. Aktif karbonların yüzey özelliklerini belirlemek üzere BET, SEM-EDS ve FTIR analizleri gerçekleştirilmiştir. Fındık küspesinden elde edilen aktif karbonlarda en yüksek yüzey alanı 846 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500°C sıcaklıkta elde edilmiştir. Atık kahveden elde edilen aktif karbonlarda ise en yüksek yüzey alanı 747.5 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500 °C sıcaklıkta elde edilmiştir.
{"title":"Fındık küspesi ve kahve atığından aktif karbon üretimi ve karakterizasyonu","authors":"Derya Yildiz","doi":"10.28948/ngumuh.1339138","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1339138","url":null,"abstract":"Aktif karbon, çok geniş kullanım alanına sahip, gözenekli karbonlu bir malzemedir. Doğal ve tarımsal kaynaklardan elde edilen aktif karbonlar daha düşük maliyetli ve sürdürülebilirdir. Bu nedenle biyokütleden sentezlenen aktif karbonlar üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Bu çalışmada, fındık küspesi ve atık kahve telvesi gibi atık olarak nitelendirilen kaynakların aktif karbon olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Fındık küspesi ve kahve atığından, ZnCl2 kimyasal aktivasyonu ile 2:1, 3:1 emdirme oranlarında ve 400°C, 500°C, 600°C karbonizasyon sıcaklıklarında aktif karbon üretilmiştir. Aktif karbonların yüzey özelliklerini belirlemek üzere BET, SEM-EDS ve FTIR analizleri gerçekleştirilmiştir. Fındık küspesinden elde edilen aktif karbonlarda en yüksek yüzey alanı 846 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500°C sıcaklıkta elde edilmiştir. Atık kahveden elde edilen aktif karbonlarda ise en yüksek yüzey alanı 747.5 m2/g olarak 3:1 emdirme oranında ve 500 °C sıcaklıkta elde edilmiştir.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"534 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139839034","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada internet tabanlı bağıl konumlama GNSS veri değerlendirme servislerinin kullanımının IGS ağında koordinat değerleri açısından istatistiksel olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 29 Temmuz 2021’de Alaska’da Mw=8.2 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ele alınmıştır. Depremin meydana geldiği Alaska-Aleut bölgesinde yer alan 8 IGS istasyonu seçilmiştir. Bu istasyonların deprem gününü de içeren 15 günlük zaman serileri AUSPOS ve OPUS internet tabanlı GNSS veri değerlendirme servislerinden elde edilen koordinatlar kullanılarak elde edilmiştir. Depremin gerçekleştiği noktaya yakın olan istasyonlarda yatayda 40 cm’ye; düşeyde ise 10 cm’ye varan deformasyon büyüklükleri elde edilmiştir. Her iki servisten elde edilen toposentrik koordinat bileşenlerindeki farkların dağılımı sıfır etrafında toplanırken; en büyük farklar kuzey-güney, doğu-batı ve yükseklik bileşenleri için sırasıyla yaklaşık 5 cm; 7 cm ve 2.5 cm’dir. Söz konusu bu farkların istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirlemek için istatistiksel test uygulanmıştır. Test sonucunda, internet tabanlı servislerden elde edilen toposentrik koordinat bileşenleri arasındaki farkların anlamsız olduğu bulunmuştur.
{"title":"29 Temmuz 2021 Mw=8.2 Chignik, Alaska Peninsula depremi deformasyonlarının bağıl konum belirleme servis sonuçları ile incelenmesi","authors":"D. Demi̇r, Özge Güneş","doi":"10.28948/ngumuh.1387411","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1387411","url":null,"abstract":"Bu çalışmada internet tabanlı bağıl konumlama GNSS veri değerlendirme servislerinin kullanımının IGS ağında koordinat değerleri açısından istatistiksel olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 29 Temmuz 2021’de Alaska’da Mw=8.2 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ele alınmıştır. Depremin meydana geldiği Alaska-Aleut bölgesinde yer alan 8 IGS istasyonu seçilmiştir. Bu istasyonların deprem gününü de içeren 15 günlük zaman serileri AUSPOS ve OPUS internet tabanlı GNSS veri değerlendirme servislerinden elde edilen koordinatlar kullanılarak elde edilmiştir. Depremin gerçekleştiği noktaya yakın olan istasyonlarda yatayda 40 cm’ye; düşeyde ise 10 cm’ye varan deformasyon büyüklükleri elde edilmiştir. Her iki servisten elde edilen toposentrik koordinat bileşenlerindeki farkların dağılımı sıfır etrafında toplanırken; en büyük farklar kuzey-güney, doğu-batı ve yükseklik bileşenleri için sırasıyla yaklaşık 5 cm; 7 cm ve 2.5 cm’dir. Söz konusu bu farkların istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirlemek için istatistiksel test uygulanmıştır. Test sonucunda, internet tabanlı servislerden elde edilen toposentrik koordinat bileşenleri arasındaki farkların anlamsız olduğu bulunmuştur.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"73 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139861123","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada internet tabanlı bağıl konumlama GNSS veri değerlendirme servislerinin kullanımının IGS ağında koordinat değerleri açısından istatistiksel olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 29 Temmuz 2021’de Alaska’da Mw=8.2 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ele alınmıştır. Depremin meydana geldiği Alaska-Aleut bölgesinde yer alan 8 IGS istasyonu seçilmiştir. Bu istasyonların deprem gününü de içeren 15 günlük zaman serileri AUSPOS ve OPUS internet tabanlı GNSS veri değerlendirme servislerinden elde edilen koordinatlar kullanılarak elde edilmiştir. Depremin gerçekleştiği noktaya yakın olan istasyonlarda yatayda 40 cm’ye; düşeyde ise 10 cm’ye varan deformasyon büyüklükleri elde edilmiştir. Her iki servisten elde edilen toposentrik koordinat bileşenlerindeki farkların dağılımı sıfır etrafında toplanırken; en büyük farklar kuzey-güney, doğu-batı ve yükseklik bileşenleri için sırasıyla yaklaşık 5 cm; 7 cm ve 2.5 cm’dir. Söz konusu bu farkların istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirlemek için istatistiksel test uygulanmıştır. Test sonucunda, internet tabanlı servislerden elde edilen toposentrik koordinat bileşenleri arasındaki farkların anlamsız olduğu bulunmuştur.
{"title":"29 Temmuz 2021 Mw=8.2 Chignik, Alaska Peninsula depremi deformasyonlarının bağıl konum belirleme servis sonuçları ile incelenmesi","authors":"D. Demi̇r, Özge Güneş","doi":"10.28948/ngumuh.1387411","DOIUrl":"https://doi.org/10.28948/ngumuh.1387411","url":null,"abstract":"Bu çalışmada internet tabanlı bağıl konumlama GNSS veri değerlendirme servislerinin kullanımının IGS ağında koordinat değerleri açısından istatistiksel olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 29 Temmuz 2021’de Alaska’da Mw=8.2 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ele alınmıştır. Depremin meydana geldiği Alaska-Aleut bölgesinde yer alan 8 IGS istasyonu seçilmiştir. Bu istasyonların deprem gününü de içeren 15 günlük zaman serileri AUSPOS ve OPUS internet tabanlı GNSS veri değerlendirme servislerinden elde edilen koordinatlar kullanılarak elde edilmiştir. Depremin gerçekleştiği noktaya yakın olan istasyonlarda yatayda 40 cm’ye; düşeyde ise 10 cm’ye varan deformasyon büyüklükleri elde edilmiştir. Her iki servisten elde edilen toposentrik koordinat bileşenlerindeki farkların dağılımı sıfır etrafında toplanırken; en büyük farklar kuzey-güney, doğu-batı ve yükseklik bileşenleri için sırasıyla yaklaşık 5 cm; 7 cm ve 2.5 cm’dir. Söz konusu bu farkların istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirlemek için istatistiksel test uygulanmıştır. Test sonucunda, internet tabanlı servislerden elde edilen toposentrik koordinat bileşenleri arasındaki farkların anlamsız olduğu bulunmuştur.","PeriodicalId":508079,"journal":{"name":"Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"102 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139801277","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}