Sandviç plaklar, iki ince cidar tabakası arasında kalın bir çekirdek tabakası olmak üzere toplam üç tabakadan oluşur. Cidar tabakaları eğilmeye karşı direnç sağlarken, çekirdek tabakası kaymaya karşı direnç sağlar. Genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımları, yapıların davranışını araştırmak için en uygun ve yaygın olarak kullanılan analiz yöntemlerinden birisidir. Bu analiz programları sayesinde birçok tasarım parametresi kolaylıkla incelenebilmektedir. Bu çalışmada, çekirdek tabakası kalınlığının cidar tabakası kalınlığına oranı 7 ile 9 arasında olan dört kenarından basit mesnetli sandviç kare plakaların burkulma davranışı genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımı kullanılarak incelenmiştir. Sabit bir toplam kalınlığa sahip sandviç plakaların cidar ve çekirdek tabaka kalınlıkları değiştirilerek kalınlık değişiminin etkisi araştırılmıştır. Aynı zamanda cidar ve çekirdek tabakalarının malzemeleri de değiştirilerek burkulma davranışına en uygun tasarım ortaya konmuştur. Bu amaçla 2 farklı cidar malzemesi, 5 farklı çekirdek malzemesi, 11 farklı kalınlık oranı ile 110 analiz yapılmıştır. Yapılan analizlerden elde edilen sonuçlara göre en büyük burkulma yükü çelik cidarlı ve PVC H200 çekirdekli sandviç plakta 282.108 N/mm2 olarak hesaplanmıştır. Sonuçlar grafiklerle sunularak sandviç plakların burkulmaya karşı en uygun tasarımı belirlenmiştir.
{"title":"Farklı malzemelere sahip köpük çekirdekli sandviç plaklarda tabaka kalınlıklarının burkulma davranışına etkisi","authors":"Derya Çirakli, M. Saraçoğlu, Uğur Albayrak","doi":"10.55974/utbd.1373786","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1373786","url":null,"abstract":"Sandviç plaklar, iki ince cidar tabakası arasında kalın bir çekirdek tabakası olmak üzere toplam üç tabakadan oluşur. Cidar tabakaları eğilmeye karşı direnç sağlarken, çekirdek tabakası kaymaya karşı direnç sağlar. Genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımları, yapıların davranışını araştırmak için en uygun ve yaygın olarak kullanılan analiz yöntemlerinden birisidir. Bu analiz programları sayesinde birçok tasarım parametresi kolaylıkla incelenebilmektedir. Bu çalışmada, çekirdek tabakası kalınlığının cidar tabakası kalınlığına oranı 7 ile 9 arasında olan dört kenarından basit mesnetli sandviç kare plakaların burkulma davranışı genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımı kullanılarak incelenmiştir. Sabit bir toplam kalınlığa sahip sandviç plakaların cidar ve çekirdek tabaka kalınlıkları değiştirilerek kalınlık değişiminin etkisi araştırılmıştır. Aynı zamanda cidar ve çekirdek tabakalarının malzemeleri de değiştirilerek burkulma davranışına en uygun tasarım ortaya konmuştur. Bu amaçla 2 farklı cidar malzemesi, 5 farklı çekirdek malzemesi, 11 farklı kalınlık oranı ile 110 analiz yapılmıştır. Yapılan analizlerden elde edilen sonuçlara göre en büyük burkulma yükü çelik cidarlı ve PVC H200 çekirdekli sandviç plakta 282.108 N/mm2 olarak hesaplanmıştır. Sonuçlar grafiklerle sunularak sandviç plakların burkulmaya karşı en uygun tasarımı belirlenmiştir.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":" 13","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139139758","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The article discusses the increasing interest in natural fibers as a substitute for synthetic fibers in the development of composites due to the depletion of crude oil reserves, environmental concerns and regulations targeting the reduction of carbon emissions. The mechanical properties of natural fibers are closely linked to their chemical composition and structure, which can be influenced by various factors such as harvesting time, growth conditions, storage practices, extraction techniques and pre fabrication chemical treatments. The article also explains the finite element analysis steps for a sandwich structure created using hemp fibers with a 3 mm diameter and 20 mm spacing between two carbon prepreg layers for a 3-point bending test.Finally, numerical analysis outputs of sandwich structures created with hemp fibers at intervals of 10 mm, 20 mm, and 30 mm, and diameters of 2 mm, 3 mm, and 4 mm, are presented graphically to demonstrate the effects of changes in hemp fiber spacing and diameter on stress.
{"title":"Kenevir lifli sandviç panellerin 3 nokta eğilme davranışları","authors":"Onur Kelten, Abdulmecit Güldaş","doi":"10.55974/utbd.1322745","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1322745","url":null,"abstract":"The article discusses the increasing interest in natural fibers as a substitute for synthetic fibers in the development of composites due to the depletion of crude oil reserves, environmental concerns and regulations targeting the reduction of carbon emissions. The mechanical properties of natural fibers are closely linked to their chemical composition and structure, which can be influenced by various factors such as harvesting time, growth conditions, storage practices, extraction techniques and pre fabrication chemical treatments. The article also explains the finite element analysis steps for a sandwich structure created using hemp fibers with a 3 mm diameter and 20 mm spacing between two carbon prepreg layers for a 3-point bending test.Finally, numerical analysis outputs of sandwich structures created with hemp fibers at intervals of 10 mm, 20 mm, and 30 mm, and diameters of 2 mm, 3 mm, and 4 mm, are presented graphically to demonstrate the effects of changes in hemp fiber spacing and diameter on stress.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"72 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139153572","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplam Harmonik Distorsiyon (THD) değeri, elektrik sistemlerinde kullanılan çeşitli cihazların ve sistemlerin performansını değerlendirmek için kullanılan önemli bir ölçüttür. THD değerinin olabildiğince düşük değerde olması beklenir. Bu çalışmada, kaskad h-köprü çok seviyeli inverter (KHK-ÇSİ) çıkış geriliminin THD değerini en iyi seviyeye getirmek için yeni geliştirilen Cüce Kuyruksüren Optimizasyon (DMO) algoritması uyarlanmıştır. Uyarlanan DMO algoritmasının performansı, üç fazlı dokuz seviyeli kaskad h-köprü çok seviyeli (KHK-ÇSİ) üzerinde Genetik Algoritma (GA) ve Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO) algoritmaları ile birlikte test edilmiştir. Bu algoritmaların yakınsama, tutarlılık ve hız testleri yapılmıştır. Sonuçlar, MATLAB simülasyonlarıyla ayrıntılı bir şekilde doğrulandıktan sonra analiz edilmiş ve DMO algoritmasının 0.1 ile 1.0 modülasyon indeksi aralığında belirtilen algoritmalardan daha üstün performans gösterdiği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, KHK-ÇSİ çıkış geriliminin THD değerini optimize etmek için DMO algoritmasının etkili bir şekilde kullanılabileceğini gösterilmiştir.
{"title":"Cüce kuyruksüren optimizasyon algoritması: Çok seviyeli inverter çıkış geriliminin toplam harmonik distorsiyon değerinin azaltılması","authors":"Yasin Bektaş","doi":"10.55974/utbd.1396160","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1396160","url":null,"abstract":"Toplam Harmonik Distorsiyon (THD) değeri, elektrik sistemlerinde kullanılan çeşitli cihazların ve sistemlerin performansını değerlendirmek için kullanılan önemli bir ölçüttür. THD değerinin olabildiğince düşük değerde olması beklenir. Bu çalışmada, kaskad h-köprü çok seviyeli inverter (KHK-ÇSİ) çıkış geriliminin THD değerini en iyi seviyeye getirmek için yeni geliştirilen Cüce Kuyruksüren Optimizasyon (DMO) algoritması uyarlanmıştır. Uyarlanan DMO algoritmasının performansı, üç fazlı dokuz seviyeli kaskad h-köprü çok seviyeli (KHK-ÇSİ) üzerinde Genetik Algoritma (GA) ve Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO) algoritmaları ile birlikte test edilmiştir. Bu algoritmaların yakınsama, tutarlılık ve hız testleri yapılmıştır. Sonuçlar, MATLAB simülasyonlarıyla ayrıntılı bir şekilde doğrulandıktan sonra analiz edilmiş ve DMO algoritmasının 0.1 ile 1.0 modülasyon indeksi aralığında belirtilen algoritmalardan daha üstün performans gösterdiği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, KHK-ÇSİ çıkış geriliminin THD değerini optimize etmek için DMO algoritmasının etkili bir şekilde kullanılabileceğini gösterilmiştir.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139214668","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Güç sistemlerinde, çeşitli çalışma koşullarından dolayı, bara gerilimlerinde ve yüklenme parametresi değerlerinde azalmalar meydana gelmektedir. Buda sistemin kararsızlığa gitmesine sebep olmaktadır. Kararsızlık durumlarını ortadan kaldırmak için Statik Senkron Kompanzatör (STATCOM) yaygın olarak kullanılmaktadır. STATCOM’un güç sistemlerinde etkililiğini arttırmak için enerji depolama sistemlerinden yakıt hücresi kullanılabilmektedir. Bu çalışmada 6 baralı güç sisteminde sürekli ve geçici durum gerilim kararlılığı için STATCOM ve yakıt hücresi birlikte kullanılmıştır. Güç sisteminde sürekli durum ve kesici açma-kapaması durumunda oluşan geçici durum çalışmasındaki bara gerilim-maksimum yüklenme parametresi arasındaki ilişki incelenmiştir. Bunun yanısıra yakıt hücresinin farklı güç değerlerindeki etkileri de detaylı olarak incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda STATCOM ve yakıt hücresinin birlikte kullanılmasının sürekli ve geçici durumda gerilim kararlılığı açısından etkili sonuçlar verdiği görülmüştür.
{"title":"Güç sistemlerinde sürekli ve geçici durum için gerilim kararlılığının STATCOM-Yakıt hücresi ile incelenmesi","authors":"M. K. Döşoğlu, Muhammet Demi̇rbaş","doi":"10.55974/utbd.1327742","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1327742","url":null,"abstract":"Güç sistemlerinde, çeşitli çalışma koşullarından dolayı, bara gerilimlerinde ve yüklenme parametresi değerlerinde azalmalar meydana gelmektedir. Buda sistemin kararsızlığa gitmesine sebep olmaktadır. Kararsızlık durumlarını ortadan kaldırmak için Statik Senkron Kompanzatör (STATCOM) yaygın olarak kullanılmaktadır. STATCOM’un güç sistemlerinde etkililiğini arttırmak için enerji depolama sistemlerinden yakıt hücresi kullanılabilmektedir. Bu çalışmada 6 baralı güç sisteminde sürekli ve geçici durum gerilim kararlılığı için STATCOM ve yakıt hücresi birlikte kullanılmıştır. Güç sisteminde sürekli durum ve kesici açma-kapaması durumunda oluşan geçici durum çalışmasındaki bara gerilim-maksimum yüklenme parametresi arasındaki ilişki incelenmiştir. Bunun yanısıra yakıt hücresinin farklı güç değerlerindeki etkileri de detaylı olarak incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda STATCOM ve yakıt hücresinin birlikte kullanılmasının sürekli ve geçici durumda gerilim kararlılığı açısından etkili sonuçlar verdiği görülmüştür.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"262 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341755","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This paper focuses on comparative results of two different controllers applied to kinematic bicycle model with rear wheel contact point to the ground as the reference point. The wide range of representation of different types of robots and vehicles of kinematic bicycle model is the main reason for this model selection. This paper has three main sections. The first section of the paper is mathematical modeling of the model. The second section is describing the utilized control techniques. The last section shares results of the simulations. The simulations have been carried out with pure feedback signals in absence of noise. The compared two controllers are an (Linear Quadratic Regulator)LQR controller and a Lyapunov based controller. The objective in the simulations is to track and complete a given constant radius trajectory. Last section includes comparison of results by analyzing statistical values of a defined error signal.
{"title":"Trajectory tracking performance comparison of kinematic bicycle model with LQR and Lyapunov based controllers","authors":"Halit Ege Ceyhun, A. Goren","doi":"10.55974/utbd.1130198","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1130198","url":null,"abstract":"This paper focuses on comparative results of two different controllers applied to kinematic bicycle model with rear wheel contact point to the ground as the reference point. The wide range of representation of different types of robots and vehicles of kinematic bicycle model is the main reason for this model selection. This paper has three main sections. The first section of the paper is mathematical modeling of the model. The second section is describing the utilized control techniques. The last section shares results of the simulations. The simulations have been carried out with pure feedback signals in absence of noise. The compared two controllers are an (Linear Quadratic Regulator)LQR controller and a Lyapunov based controller. The objective in the simulations is to track and complete a given constant radius trajectory. Last section includes comparison of results by analyzing statistical values of a defined error signal.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"67 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128649949","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The image obtained from the cameras is 2D, so we cannot know how far the object is on the image. In order to detect objects only at a certain distance in a camera system, we need to convert the 2D image into 3D. Depth estimation is used to estimate distances to objects. It is the perception of the 2D image as 3D. Although different methods are used to implement this, the method to be applied in this experiment is to detect depth perception with a single camera. After obtaining the depth map, the obtained image will be filtered by objects in the near distance, the distant image will be closed, a new image will be run with the object detection model and object detection will be performed. The desired result in this experiment is, for projects with a low budget, instead of using dual camera or LIDAR methods, it is to ensure that a robot can detect obstacles that will come in front of it with only one camera. As a result, 8 FPS was obtained by running two models on the embedded device, and the loss value was obtained as 0.342 in the inference test performed on the new image, where only close objects were taken after the depth estimation.
{"title":"Monocular Depth Estimation and Detection of Near Objects","authors":"Ali Tezcan Sarizeybek, A. Işık","doi":"10.55974/utbd.1177526","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1177526","url":null,"abstract":"The image obtained from the cameras is 2D, so we cannot know how far the object is on the image. In order to detect objects only at a certain distance in a camera system, we need to convert the 2D image into 3D. Depth estimation is used to estimate distances to objects. It is the perception of the 2D image as 3D. Although different methods are used to implement this, the method to be applied in this experiment is to detect depth perception with a single camera. After obtaining the depth map, the obtained image will be filtered by objects in the near distance, the distant image will be closed, a new image will be run with the object detection model and object detection will be performed. The desired result in this experiment is, for projects with a low budget, instead of using dual camera or LIDAR methods, it is to ensure that a robot can detect obstacles that will come in front of it with only one camera. As a result, 8 FPS was obtained by running two models on the embedded device, and the loss value was obtained as 0.342 in the inference test performed on the new image, where only close objects were taken after the depth estimation.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"64 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130581631","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzün otomotiv sektöründe çalışılan en önemli alanlarının başında haberleşme, veri toplama ve kontrol işlemleri gelmektedir. Veri toplama işlemi elektronik alt yapısı sistemler için oldukça önemlidir. Güvenirliği yüksek bir yapı kurularak verilerin doğru bir şekilde kontrol sistemine iletilmesi oldukça önemlidir. Verilerin hat boyunca doğru ve güvenli iletilmesi amacıyla sıklıkla tercih edilen haberleşme protokollerinden biri CAN protokolüdür. Bu çalışmada iklimlendirme kumandalarında kullanılan CAN protokolünün SAE J1939 standartına uygun şekilde parametrelerinin yazılım ile ayarlanmasına yer verilmiştir. Haberleşmede kullanılan mesaj adresi ve bilgisinin doğru şekilde iletildiği analizör ekranında gösterilmiştir. Haberleşme esnasında birçok elektrik motoru ve sistemi kontrol eden iklimlerdirme kumandalarının otomotivde karşılaşabileceği elektriksel gürültülü ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Oluşturulan ortamda CAN donanımına dair komponent ve topolojiler test edilmiştir. Farklı devre topolojilerinin gürültülü ortamlardaki çıkış grafikleri yorumlanmıştır. Dört farklı topoloji verilmiştir. İki topoloji elektriksel gürültülü ortamda çalıştırılarak osiloskop görüntüleri paylaşılmıştır. TVS koruma devresinde 1.8 V tepeden tepeye değeri ölçülmüştür. Çoklu TVS cihaz devresinde ise 1.6 V tepeden tepeye değeri elde edilmiştir. Filtreleme yaparak tepeden tepeye değeri %12 azaltılmıştır.
通信、数据采集和控制过程是当今汽车行业最重要的工作领域。数据采集对于电子基础设施系统非常重要。建立一个高度可靠的结构并将数据准确地传输到控制系统是非常重要的。CAN 协议是最受欢迎的通信协议之一,可准确、安全地沿线传输数据。在本研究中,根据 SAE J1939 标准通过软件设置了空调控制中使用的 CAN 协议参数。分析仪屏幕上显示,通信中使用的报文地址和信息传输正确无误。在通信过程中,试图创造出控制许多电机和系统的空调控制器在汽车中可能遇到的电气噪声环境。在创建的环境中测试了 CAN 硬件组件和拓扑结构。对不同电路拓扑结构在噪声环境中的输出图进行了解释。本文介绍了四种不同的拓扑结构。两种拓扑结构在电气噪声环境中运行,并共享示波器图像。在 TVS 保护电路中测得的峰峰值为 1.8 V。在多 TVS 器件电路中,测得的峰峰值为 1.6 V。通过滤波,峰峰值降低了 12%。
{"title":"CAN Haberleşmesinde Gürültü Filtreleme Yöntemleri","authors":"Buğra Er, Okan Bi̇ngöl","doi":"10.55974/utbd.1202790","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1202790","url":null,"abstract":"Günümüzün otomotiv sektöründe çalışılan en önemli alanlarının başında haberleşme, veri toplama ve kontrol işlemleri gelmektedir. Veri toplama işlemi elektronik alt yapısı sistemler için oldukça önemlidir. Güvenirliği yüksek bir yapı kurularak verilerin doğru bir şekilde kontrol sistemine iletilmesi oldukça önemlidir. Verilerin hat boyunca doğru ve güvenli iletilmesi amacıyla sıklıkla tercih edilen haberleşme protokollerinden biri CAN protokolüdür. Bu çalışmada iklimlendirme kumandalarında kullanılan CAN protokolünün SAE J1939 standartına uygun şekilde parametrelerinin yazılım ile ayarlanmasına yer verilmiştir. Haberleşmede kullanılan mesaj adresi ve bilgisinin doğru şekilde iletildiği analizör ekranında gösterilmiştir. Haberleşme esnasında birçok elektrik motoru ve sistemi kontrol eden iklimlerdirme kumandalarının otomotivde karşılaşabileceği elektriksel gürültülü ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Oluşturulan ortamda CAN donanımına dair komponent ve topolojiler test edilmiştir. Farklı devre topolojilerinin gürültülü ortamlardaki çıkış grafikleri yorumlanmıştır. Dört farklı topoloji verilmiştir. İki topoloji elektriksel gürültülü ortamda çalıştırılarak osiloskop görüntüleri paylaşılmıştır. TVS koruma devresinde 1.8 V tepeden tepeye değeri ölçülmüştür. Çoklu TVS cihaz devresinde ise 1.6 V tepeden tepeye değeri elde edilmiştir. Filtreleme yaparak tepeden tepeye değeri %12 azaltılmıştır.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127518070","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Even though the performance of photovoltaic/thermal (PV/T) panels had been examined both computationally and experimentally for some time, the thermal models created in earlier research were mostly steady-state models for estimating the annual yields. In this study, the solar thermal collector and photovoltaic (PV) cells are combined to create the PV/T collector, and water-ethylene glycol is utilized as a coolant to lower the temperature of the PV panels. The goal of this study is to analyze a water-ethylene glycol-based PV/T collector numerically. Time-dependent dynamic analyzes were performed using the MATLAB software program. Investigations were also done into how the electrical power produced and the temperatures of the fluid outlet and PV/T surface changed over time. As a result of the annual analysis, the maximum power of PV/T is calculated as 155 W. Also, the maximum surface temperature of PV/T panel’s is 56.62°C.
{"title":"Mathematical modeling of a photovoltaic thermal (PV/T) collector","authors":"Gamze Soytürk, Önder Kizilkan, M. A. Ezan","doi":"10.55974/utbd.1168551","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1168551","url":null,"abstract":"Even though the performance of photovoltaic/thermal (PV/T) panels had been examined both computationally and experimentally for some time, the thermal models created in earlier research were mostly steady-state models for estimating the annual yields. In this study, the solar thermal collector and photovoltaic (PV) cells are combined to create the PV/T collector, and water-ethylene glycol is utilized as a coolant to lower the temperature of the PV panels. The goal of this study is to analyze a water-ethylene glycol-based PV/T collector numerically. Time-dependent dynamic analyzes were performed using the MATLAB software program. Investigations were also done into how the electrical power produced and the temperatures of the fluid outlet and PV/T surface changed over time. As a result of the annual analysis, the maximum power of PV/T is calculated as 155 W. Also, the maximum surface temperature of PV/T panel’s is 56.62°C.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122563558","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The utilization of apple tree pruning as an alternative raw material to produce cement-bonded particleboard was investigated. Experimental cement-bonded particleboards measuring 500×500×12 mm with a nominal density of 1400 kg/m3 were prepared in laboratory conditions using different ratios (100/0,75/25,50/50,25/75,0/100) of apple tree pruning chips mixed Red Pine wood chips. The following basic properties required by the TS EN 312 standards were evaluated; water absorption, thickness swelling, bending properties, and screw withdrawal strength. Results of the study indicate that the addition of apple pruning in the mix of cement-bonded particleboard significantly influences the properties tested. Mechanical properties of the tested boards decreased while absorption and thickness swelling values of the cement-bonded particleboard were increased as the portion of apple pruning in the mixture was increased. Experimental boards which include apple tree pruning up to 25 % still meet properties required by the standards for general purpose-use cement-bonded particleboards. Apple tree pruning chips may be an alternative raw material for the manufacturing of cement-bonded particleboard.
研究了利用苹果树剪枝作为生产水泥胶结刨花板的替代原料。在实验室条件下,采用不同比例(100/0、75/25、50/50、25/75、0/100)的苹果树修剪木屑与红松木屑混合,制备了标称密度为1400 kg/m3的实验性水泥胶结刨花板,尺寸为500×500×12 mm。评估了TS EN 312标准要求的以下基本性能:吸水率、厚度膨胀性、弯曲性能、螺杆拉拔强度。研究结果表明,在水泥结合刨花板混合料中加入苹果剪枝对其性能有显著影响。随着苹果剪枝在混合料中所占比例的增加,被试板的力学性能下降,而水泥胶合刨花板的吸收量和厚度膨胀值增加。包括苹果树修剪高达25%的实验板仍然符合通用水泥粘合刨花板标准的要求。苹果树修剪片可能是制造水泥粘合刨花板的另一种原料。
{"title":"Investigation of the usability of apple tree pruning chips as an alternative raw material to produce cement bonded particleboard","authors":"H. Taş, Kaan Acar","doi":"10.55974/utbd.1192842","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1192842","url":null,"abstract":"The utilization of apple tree pruning as an alternative raw material to produce cement-bonded particleboard was investigated. Experimental cement-bonded particleboards measuring 500×500×12 mm with a nominal density of 1400 kg/m3 were prepared in laboratory conditions using different ratios (100/0,75/25,50/50,25/75,0/100) of apple tree pruning chips mixed Red Pine wood chips. The following basic properties required by the TS EN 312 standards were evaluated; water absorption, thickness swelling, bending properties, and screw withdrawal strength. Results of the study indicate that the addition of apple pruning in the mix of cement-bonded particleboard significantly influences the properties tested. Mechanical properties of the tested boards decreased while absorption and thickness swelling values of the cement-bonded particleboard were increased as the portion of apple pruning in the mixture was increased. Experimental boards which include apple tree pruning up to 25 % still meet properties required by the standards for general purpose-use cement-bonded particleboards. Apple tree pruning chips may be an alternative raw material for the manufacturing of cement-bonded particleboard.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116358900","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Görüntü işleme, gelişen yazılım ve donanım teknolojisine paralel olarak birçok sektörde kullanılmaktadır. Sektörlerin ihtiyaçlarına göre kullanılan görüntü tekniklerinde farklılık gözlemlenmektedir. Bu bağlamda sağlık alanında kullanılması çok hassas ölçümler ile güçlü algoritmalar gerekmektedir. Bu makalede, D-EYE ve FIRE gibi veri kümelerini kullanarak retina görüntüleri üzerinde görüntü mozaiği yapılmıştır. Görüntüler üzerinde özellik algılama, özellik eşleştirme, görüntü eşleştirme, görüntü sarmalama ve görüntü mozaikleme işlemleri yapılmıştır. Görüntüdeki köşeleri bulmak için Harris köşe dedektörü kullanılmıştır. Köşe dedektörü ile karşılık gelen 2 görüntüdeki noktaların konumları bulunmuştur. Koordinatlar arasında öznitelik tanıma algoritması olarak SIFT kullanılmıştır. Belirlenen öznitelikler arasında öznitelik ve görüntü eşleştirme işlemleri yapılmıştır. RANSAC yardımıyla zayıf noktalar ortadan kaldırılmıştır. Homografi, kalan noktalarla projektif dönüşüm için tanımlanmıştır. Son aşamada homografi matrisi ile geometrik bir dönüşüm yapılmıştır. Çalışmamızdaki görüntü mozaikleme uygulaması; retina görüntüleri, insansız hava aracı görüntüleri, bakteri veya tomografi görüntüleri başta olmak üzere geniş bir hedef kitlesi bulunmaktadır. Farklı veri setleri ile test edilmiş başarılı bir sonuç elde edilmiştir.
{"title":"Mozaiklemede geometrik bozulma düzeltme ve göz verilerinde uygulanması","authors":"Ömer Can Eski̇ci̇oğlu, A. Isik","doi":"10.55974/utbd.1173912","DOIUrl":"https://doi.org/10.55974/utbd.1173912","url":null,"abstract":"Görüntü işleme, gelişen yazılım ve donanım teknolojisine paralel olarak birçok sektörde kullanılmaktadır. Sektörlerin ihtiyaçlarına göre kullanılan görüntü tekniklerinde farklılık gözlemlenmektedir. Bu bağlamda sağlık alanında kullanılması çok hassas ölçümler ile güçlü algoritmalar gerekmektedir. Bu makalede, D-EYE ve FIRE gibi veri kümelerini kullanarak retina görüntüleri üzerinde görüntü mozaiği yapılmıştır. Görüntüler üzerinde özellik algılama, özellik eşleştirme, görüntü eşleştirme, görüntü sarmalama ve görüntü mozaikleme işlemleri yapılmıştır. Görüntüdeki köşeleri bulmak için Harris köşe dedektörü kullanılmıştır. Köşe dedektörü ile karşılık gelen 2 görüntüdeki noktaların konumları bulunmuştur. Koordinatlar arasında öznitelik tanıma algoritması olarak SIFT kullanılmıştır. Belirlenen öznitelikler arasında öznitelik ve görüntü eşleştirme işlemleri yapılmıştır. RANSAC yardımıyla zayıf noktalar ortadan kaldırılmıştır. Homografi, kalan noktalarla projektif dönüşüm için tanımlanmıştır. Son aşamada homografi matrisi ile geometrik bir dönüşüm yapılmıştır. Çalışmamızdaki görüntü mozaikleme uygulaması; retina görüntüleri, insansız hava aracı görüntüleri, bakteri veya tomografi görüntüleri başta olmak üzere geniş bir hedef kitlesi bulunmaktadır. Farklı veri setleri ile test edilmiş başarılı bir sonuç elde edilmiştir.","PeriodicalId":106148,"journal":{"name":"Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115548367","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}