首页 > 最新文献

Akademik Gastroenteroloji Dergisi最新文献

英文 中文
The role of endoscopic submucosal dissection in the treatment of large superficial duodenal epithelial neoplasia 内镜黏膜下剥离术在治疗十二指肠浅表大肿瘤中的作用
Pub Date : 2024-03-18 DOI: 10.17941/agd.1459453
Abdullah Murat Buyruk, B. E. Baki, Çağdaş Kalkan
Background and Aims: Endoscopic submucosal dissection is one of the recommended treatment modality in terms of facilitating en-bloc resection in patients with superficial duodenal epithelial neoplasm larger than 2 cm. There is limited information in the literature about the applicability of endoscopic submucosal dissection in superficial duodenal epithelial neoplasm. In this single-center study, the results of eight patients with superficial duodenal epithelial neoplasm who underwent endoscopic submucosal dissection were retrospectively analyzed. Materials and Methods: Twelve patients who underwent duodenal endoscopic submucosal dissection between February 2019 and November 2023 were screened. Eight patients with superficial duodenal epithelial neoplasm larger than 2 cm were included in the study. Results: The median tumor diameter was 27.5 mm (20 - 80 mm). The most common localization was the duodenum second part (87.5%). En bloc and R0 resection rates were each 100%. The median procedure time was 37.5 min. Two patients (20%) with complications were treated with endoscopic clips. No recurrence was observed in all patients (mean 21 months). Conclusion: Endoscopic submucosal dissection is a technically challenging but successful method in the treatment of superficial duodenal epithelial neoplasm. Due to the high risk of complications, duodenal endoscopic submucosal dissection should be performed in experienced centers.
背景和目的:内镜粘膜下剥离术是推荐的治疗方式之一,有助于对大于 2 厘米的十二指肠浅表上皮肿瘤患者进行全切。关于内镜下黏膜下剥离术在十二指肠表层上皮肿瘤中的适用性,文献资料十分有限。在这项单中心研究中,对接受内镜粘膜下剥离术的 8 例十二指肠浅表上皮肿瘤患者的结果进行了回顾性分析。材料与方法:筛选2019年2月至2023年11月期间接受十二指肠内镜黏膜下剥离术的12例患者。研究纳入了8例十二指肠浅表上皮肿瘤大于2厘米的患者。研究结果肿瘤中位直径为 27.5 毫米(20 - 80 毫米)。最常见的位置是十二指肠第二部分(87.5%)。全切率和R0切除率均为100%。手术时间中位数为 37.5 分钟。两名出现并发症的患者(20%)接受了内镜夹治疗。所有患者均未发现复发(平均 21 个月)。结论内镜黏膜下剥离术是治疗十二指肠表层上皮肿瘤的一种具有技术挑战性但成功的方法。由于并发症风险较高,十二指肠内镜黏膜下剥离术应在经验丰富的中心进行。
{"title":"The role of endoscopic submucosal dissection in the treatment of large superficial duodenal epithelial neoplasia","authors":"Abdullah Murat Buyruk, B. E. Baki, Çağdaş Kalkan","doi":"10.17941/agd.1459453","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1459453","url":null,"abstract":"Background and Aims: Endoscopic submucosal dissection is one of the recommended treatment modality in terms of facilitating en-bloc resection in patients with superficial duodenal epithelial neoplasm larger than 2 cm. There is limited information in the literature about the applicability of endoscopic submucosal dissection in superficial duodenal epithelial neoplasm. In this single-center study, the results of eight patients with superficial duodenal epithelial neoplasm who underwent endoscopic submucosal dissection were retrospectively analyzed. Materials and Methods: Twelve patients who underwent duodenal endoscopic submucosal dissection between February 2019 and November 2023 were screened. Eight patients with superficial duodenal epithelial neoplasm larger than 2 cm were included in the study. Results: The median tumor diameter was 27.5 mm (20 - 80 mm). The most common localization was the duodenum second part (87.5%). En bloc and R0 resection rates were each 100%. The median procedure time was 37.5 min. Two patients (20%) with complications were treated with endoscopic clips. No recurrence was observed in all patients (mean 21 months). Conclusion: Endoscopic submucosal dissection is a technically challenging but successful method in the treatment of superficial duodenal epithelial neoplasm. Due to the high risk of complications, duodenal endoscopic submucosal dissection should be performed in experienced centers.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":" 18","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140390813","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Donör graft hepatosteatozunun yetişkin canlı donör karaciğer nakli alıcılarında ameliyat sonrası komplikasyonlara etkisi 供体移植物肝硬化对成人活体肝移植受者术后并发症的影响
Pub Date : 2024-03-10 DOI: 10.17941/agd.1459441
Ender Anilir, Feyza Sönmez Topcu, Emrah Şahi̇n, Ali Oral, Esra Güzelaltunçekiç, Abuzer Dirican, B. Ünal
Giriş ve Amaç: Steatoz, greft fonksiyonunu değişen derecelerde etkileyen ve marjinal greft yetmezliğine neden olan günümüzün önemli ve yaygın donör karaciğer problemlerinden biridir. Çalışmamızda, greft steatozunun postoperatif komplikasyonlara etkisini inceledik. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 148 donör ve transplantasyon yapılan yetişkin canlı donör karaciğer nakli alıcısı dahil edildi. Perioperatif kan ürünü transfüzyonu, postoperatif safra komplikasyonları, hepatik ven trombozu, portal ven trombozu, postoperatif kanama, sepsis ve primer greft disfonksiyonu sayıları ve oranları istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Ameliyat sonrası erken dönemde intraabdominal kanamanın yağlı greftlerde oran olarak, yağsız greftlere göre daha sık olduğu görüldü. Donör greft steatozu olan ve olmayanlar arasında tüm parametreler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Sonuç: İstatistiksel olarak anlamlı olmasa da yağlı greftlerde ameliyat sonrası intraabdominal kanama oranının yüksek olması önemli bir bulgu olabilir.
导言和目的:脂肪变性是当今最重要、最常见的供肝问题之一,会不同程度地影响移植物功能,并导致移植物边缘失败。在我们的研究中,我们调查了移植物脂肪变性对术后并发症的影响。 材料和方法:研究对象包括 148 名供体和移植的成人活体肝移植受体。统计分析了围手术期输血、术后胆道并发症、肝静脉血栓、门静脉血栓、术后出血、败血症和原发性移植物功能障碍的数量和发生率。结果如下在术后早期,脂肪移植物腹腔内出血的发生率高于瘦移植物。在所有参数中,供体移植物脂肪变性和非脂肪变性的差异均无统计学意义。结论:虽然没有统计学意义,但脂肪移植物术后腹腔出血率较高可能是一个重要发现。
{"title":"Donör graft hepatosteatozunun yetişkin canlı donör karaciğer nakli alıcılarında ameliyat sonrası komplikasyonlara etkisi","authors":"Ender Anilir, Feyza Sönmez Topcu, Emrah Şahi̇n, Ali Oral, Esra Güzelaltunçekiç, Abuzer Dirican, B. Ünal","doi":"10.17941/agd.1459441","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1459441","url":null,"abstract":"Giriş ve Amaç: Steatoz, greft fonksiyonunu değişen derecelerde etkileyen ve marjinal greft yetmezliğine neden olan günümüzün önemli ve yaygın donör karaciğer problemlerinden biridir. Çalışmamızda, greft steatozunun postoperatif komplikasyonlara etkisini inceledik. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 148 donör ve transplantasyon yapılan yetişkin canlı donör karaciğer nakli alıcısı dahil edildi. Perioperatif kan ürünü transfüzyonu, postoperatif safra komplikasyonları, hepatik ven trombozu, portal ven trombozu, postoperatif kanama, sepsis ve primer greft disfonksiyonu sayıları ve oranları istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Ameliyat sonrası erken dönemde intraabdominal kanamanın yağlı greftlerde oran olarak, yağsız greftlere göre daha sık olduğu görüldü. Donör greft steatozu olan ve olmayanlar arasında tüm parametreler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Sonuç: İstatistiksel olarak anlamlı olmasa da yağlı greftlerde ameliyat sonrası intraabdominal kanama oranının yüksek olması önemli bir bulgu olabilir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"22 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140396653","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Dieulafoy lezyonunda endoskopik tedavilerin zorlu seçimi 选择内窥镜治疗迪厄拉弗伊病变的难题
Pub Date : 2024-01-05 DOI: 10.17941/agd.1416032
B. Öztürk
Sarıtaş ve arkadaşları tarafından yazılmış ve Akademik Gastroenteroloji Dergisinde yayınlanmış olan, “Dieulafoy lezyonu saptanan hastaların retrospektif analizi başlıklı çalışmayı ilgiyle okudum. Bu çalışmada Dieulafoy lezyonu nedeni ile üst gastrointestinal sistem kanaması geçirmiş olan hastalara uygulanan endoskopik tedavi yöntemleri ve tedavi sonlanımları değerlendirilmiş. Yapılan çalışmalar, Dieulafoy lezyonuna bağlı üst gastrointestinal sistem kanamalarında, hemoklip uygulamalarının akut kanama kontrolünde ve rekürren kanamayı önlemede skleroterapiye üstün olduğunu göstermiştir. Ancak, hemoklip uygulamasını monoterapide termal koagülasyon yöntemleriyle veya kombine tedavilerle karşılaştıran çalışma yoktur. Literatürde bu duruma dair az veri olması nedeniyle; bu çalışmada kanama nedenli exitus olan 3 hastada hangi endoskopik terapötik yöntemin uygulandığının, hastalarda rekürren kanama olup olmadığının ve oldu ise hangi yöntem sonrası olduğunun belirtilmesinin aydınlatıcı olması ve metodlar arasında kıyas yapabilmek adına fikir verici olması adına önemli bir katkıda bulunacağı görüşündeyim.
我饶有兴趣地阅读了Sarıtaş等人撰写的题为 "Dieulafoy病变患者的回顾性分析 "的研究报告。在这项研究中,对Dieulafoy病变引起的上消化道出血患者的内镜治疗方法和治疗效果进行了评估。研究表明,在控制Dieulafoy病变引起的上消化道出血的急性出血和预防复发性出血方面,血塞通应用优于硬化疗法。然而,目前还没有研究将血塞通贴敷法与热凝固法的单一疗法或联合疗法进行比较。由于文献中关于这种情况的数据很少,我认为在这项研究中,说明在3例出血引起的出血性上消化道出血患者中应用了哪种内镜治疗方法,患者是否有复发性出血,如果有,在应用哪种方法后有复发性出血,这将是一项重要的贡献,以便为比较各种方法提供启发和思路。
{"title":"Dieulafoy lezyonunda endoskopik tedavilerin zorlu seçimi","authors":"B. Öztürk","doi":"10.17941/agd.1416032","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1416032","url":null,"abstract":"Sarıtaş ve arkadaşları tarafından yazılmış ve Akademik Gastroenteroloji Dergisinde yayınlanmış olan, “Dieulafoy lezyonu saptanan hastaların retrospektif analizi başlıklı çalışmayı ilgiyle okudum. Bu çalışmada Dieulafoy lezyonu nedeni ile üst gastrointestinal sistem kanaması geçirmiş olan hastalara uygulanan endoskopik tedavi yöntemleri ve tedavi sonlanımları değerlendirilmiş. Yapılan çalışmalar, Dieulafoy lezyonuna bağlı üst gastrointestinal sistem kanamalarında, hemoklip uygulamalarının akut kanama kontrolünde ve rekürren kanamayı önlemede skleroterapiye üstün olduğunu göstermiştir. Ancak, hemoklip uygulamasını monoterapide termal koagülasyon yöntemleriyle veya kombine tedavilerle karşılaştıran çalışma yoktur. Literatürde bu duruma dair az veri olması nedeniyle; bu çalışmada kanama nedenli exitus olan 3 hastada hangi endoskopik terapötik yöntemin uygulandığının, hastalarda rekürren kanama olup olmadığının ve oldu ise hangi yöntem sonrası olduğunun belirtilmesinin aydınlatıcı olması ve metodlar arasında kıyas yapabilmek adına fikir verici olması adına önemli bir katkıda bulunacağı görüşündeyim.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"24 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139450001","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İnflamatuvar barsak hastalığında değişmeyen soru: İmmünmodülatör tedavi ne kadar güvenli? 炎症性肠病永恒不变的问题:免疫调节疗法的安全性如何?
Pub Date : 2024-01-05 DOI: 10.17941/agd.1416039
B. Öztürk
Atay ve arkadaşlarının “İnflamatuvar bağırsak hastalığı olan hastalarda immünmodülatör tedaviler güvenli mi? 23 yıllık tek merkez deneyimi” çalışmasını ilgiyle okudum. Atay ve arkadaşları bu çalışmada immünmodülatör ajanların yan etkilerini 23 yıllık geriye dönük olarak değerlendirmişler. Bu çalışmada, halihazırda anti-tümör nekrozis faktör (anti-TNF) ajanlar veya anti-integrin ajan ile tedavi edilmekte olup geçmişinde immünmodülatör tedavi almış olan hastalar değerlendirilmiş. Bu çalışmada azatiyopürin kullanım süresini Crohn hastalarında 4.2 ± 3.5 yıl, ülseratif kolit olan hastalarda ise 3.0 ± 2.6 yıl olarak saptamışlar. Ayrıca azatiyopürin kullanmış olan hastaların 18’inde (%5.5), metotreksat kullanmış olan hastaların 6’sında (%7) ilaç kesilmesini gerektirecek yan etkiler geliştiğini ve bu yan etkilerin tamamının 2. derece yan etkilerden oluştuğunu göstermişler ve takip süresince tedavi ilişkili hematolojik veya solid organ malignitesi saptamadıklarını göstermişler (1). Yakın dönemde yapılan çalışmada da immünmodülatör tedavinin güvenli olduğuna dair benzer bulgular gösterilmiştir (2).Azatiyopürin ile monoterapinin 8-9 yıla kadar uzayabildiği ve bu sürelerde dahi güvenli olduğu yönünde bilgiler sunulmaktadır (3,4). Bu çalışmada hastaların tedavi aldıkları süre literatüre kıyasla daha kısadır; sadece monoterapi alıp sonrasında kombine tedaviye ihtiyacı olan hastaları kapsaması nedeniyle, tedavi süresi bu çalışmada daha kısa gibi gözükmektedir. Yan etkilerin daha az görülmesi tedavi süresi kısalığına da bağlı olabilir.Yapılan çalışmalarda, immünmodülatör tedavinin anti-TNF tedavi ile kombinasyonunda etkinliği ve yan etkileri değerlendirilmiş olup; yan etkiler monoterapi grubunda %29.4, kombinasyon grubunda ise %36.3 hastada gösterilmiş (5). Azatiyopürinin anti-TNF tedavi ile kombinasyonunda, azatiyopürinin yan etkileri nedeniyle çalışmanın erken aşamasında çalışmadan ayrılmayla sonuçlandığı gösterilmiştir (6). Bir başka çalışmada ise immünomodülatörlerle kombinasyon tedavisi özellikle immünomodülatör tedaviye biyolojik tedavinin başlamasından 30 günden daha uzun bir süre önce başlandığında, tedaviyi bırakma riskinin önemli ölçüde azaldığı gösterilmiştir (7). Yapılan çalışmalar incelendiğinde anti-TNF ajanla kombine immünmodülatör tedavinin yan etkilerine yönelik birbirinden farklı sonuçların olduğu dikkati çekecektir. Bu çalışmada da, anti-TNF veya anti-integrin ajanlar ile eş zamanlı immünmodülatör tedavi alan hastalar var ise bu hasta grubunun belirtilmesi ve immünmodülatör tedavinin kombine tedavideki yan etki profilinin değerlendirilerek alt grup analizinin ayrıca yapılmasının da literatüre katkı sağlayacağı görüşündeyim.
我饶有兴趣地阅读了 Atay 等人的研究报告《免疫调节疗法对炎症性肠病患者安全吗?在这项研究中,Atay 等人回顾性地评估了 23 年来免疫调节药物的副作用。在这项研究中,对目前正在接受抗肿瘤坏死因子(anti-TNF)制剂或抗整合素制剂治疗且过去曾接受过免疫调节疗法的患者进行了评估。研究发现,克罗恩病患者使用硫唑嘌呤的时间为 4.2 ± 3.5 年,溃疡性结肠炎患者为 3.0 ± 2.6 年。他们还发现,在使用硫唑嘌呤的患者中,有 18 人(5.5%)出现了需要停药的副作用,在使用甲氨蝶呤的患者中,有 6 人(7%)出现了需要停药的副作用,所有这些副作用都是二级副作用,而且在随访期间,他们没有发现任何与治疗相关的血液或实体器官恶性肿瘤(1)。最近的一项研究也得出了类似的结果,表明免疫调节治疗是安全的(2)。 据报道,硫唑嘌呤单药治疗可延长至 8-9 年,即使在此期间也是安全的(3,4)。与文献相比,本研究中的治疗时间较短;本研究中的治疗时间似乎较短,因为它只包括接受单一疗法后需要联合治疗的患者。既往研究评估了免疫调节疗法联合抗肿瘤坏死因子疗法的疗效和副作用,结果显示,单药治疗组有 29.4% 的患者出现副作用,联合治疗组有 36.3% 的患者出现副作用(5)。在硫唑嘌呤与抗肿瘤坏死因子联合治疗中,研究显示,硫唑嘌呤在研究早期阶段就因副作用而导致研究中止(6)。另一项研究显示,与免疫调节剂联合治疗可显著降低中断治疗的风险,尤其是在生物治疗开始前 30 多天开始免疫调节剂治疗时(7)。在对已开展的研究进行分析时,我们会注意到,关于免疫调节治疗与抗肿瘤坏死因子药物联合使用的副作用,存在不同的结果。在本研究中,如果有患者在接受免疫调节剂治疗的同时还接受了抗肿瘤坏死因子或抗整合素药物的治疗,我认为,通过评估联合治疗中免疫调节剂治疗的副作用情况,明确该患者群体并进行亚组分析,将有助于文献的研究。
{"title":"İnflamatuvar barsak hastalığında değişmeyen soru: İmmünmodülatör tedavi ne kadar güvenli?","authors":"B. Öztürk","doi":"10.17941/agd.1416039","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1416039","url":null,"abstract":"Atay ve arkadaşlarının “İnflamatuvar bağırsak hastalığı olan hastalarda immünmodülatör tedaviler güvenli mi? 23 yıllık tek merkez deneyimi” çalışmasını ilgiyle okudum. Atay ve arkadaşları bu çalışmada immünmodülatör ajanların yan etkilerini 23 yıllık geriye dönük olarak değerlendirmişler. Bu çalışmada, halihazırda anti-tümör nekrozis faktör (anti-TNF) ajanlar veya anti-integrin ajan ile tedavi edilmekte olup geçmişinde immünmodülatör tedavi almış olan hastalar değerlendirilmiş. Bu çalışmada azatiyopürin kullanım süresini Crohn hastalarında 4.2 ± 3.5 yıl, ülseratif kolit olan hastalarda ise 3.0 ± 2.6 yıl olarak saptamışlar. Ayrıca azatiyopürin kullanmış olan hastaların 18’inde (%5.5), metotreksat kullanmış olan hastaların 6’sında (%7) ilaç kesilmesini gerektirecek yan etkiler geliştiğini ve bu yan etkilerin tamamının 2. derece yan etkilerden oluştuğunu göstermişler ve takip süresince tedavi ilişkili hematolojik veya solid organ malignitesi saptamadıklarını göstermişler (1). Yakın dönemde yapılan çalışmada da immünmodülatör tedavinin güvenli olduğuna dair benzer bulgular gösterilmiştir (2).\u0000Azatiyopürin ile monoterapinin 8-9 yıla kadar uzayabildiği ve bu sürelerde dahi güvenli olduğu yönünde bilgiler sunulmaktadır (3,4). Bu çalışmada hastaların tedavi aldıkları süre literatüre kıyasla daha kısadır; sadece monoterapi alıp sonrasında kombine tedaviye ihtiyacı olan hastaları kapsaması nedeniyle, tedavi süresi bu çalışmada daha kısa gibi gözükmektedir. Yan etkilerin daha az görülmesi tedavi süresi kısalığına da bağlı olabilir.\u0000Yapılan çalışmalarda, immünmodülatör tedavinin anti-TNF tedavi ile kombinasyonunda etkinliği ve yan etkileri değerlendirilmiş olup; yan etkiler monoterapi grubunda %29.4, kombinasyon grubunda ise %36.3 hastada gösterilmiş (5). Azatiyopürinin anti-TNF tedavi ile kombinasyonunda, azatiyopürinin yan etkileri nedeniyle çalışmanın erken aşamasında çalışmadan ayrılmayla sonuçlandığı gösterilmiştir (6). Bir başka çalışmada ise immünomodülatörlerle kombinasyon tedavisi özellikle immünomodülatör tedaviye biyolojik tedavinin başlamasından 30 günden daha uzun bir süre önce başlandığında, tedaviyi bırakma riskinin önemli ölçüde azaldığı gösterilmiştir (7). Yapılan çalışmalar incelendiğinde anti-TNF ajanla kombine immünmodülatör tedavinin yan etkilerine yönelik birbirinden farklı sonuçların olduğu dikkati çekecektir. Bu çalışmada da, anti-TNF veya anti-integrin ajanlar ile eş zamanlı immünmodülatör tedavi alan hastalar var ise bu hasta grubunun belirtilmesi ve immünmodülatör tedavinin kombine tedavideki yan etki profilinin değerlendirilerek alt grup analizinin ayrıca yapılmasının da literatüre katkı sağlayacağı görüşündeyim.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"71 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139450147","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Mıknatıs ile neo-anastomoz: Mıknatısı nasıl itmeli? 用磁铁进行新吻合术:如何推动磁铁?
Pub Date : 2024-01-05 DOI: 10.17941/agd.1416061
B. Öztürk
Abiyev A. ve arkadaşları tarafından yazılmış, 2023; 22, 3. sayıda yayınlanmış olan, post-transplant biliyer darlığın tedavisinde manyetik kompresyon anastomoz ile ilgili vakayı ilgiyle okudum. Burada sağ karaciğer nakilli bir hastanın anastomotik tam obstrüksiyonunun perkütan-endoskopik kombine bir işlemle ilerletilen 10 f çapında mıknatıslarla açılması ve başarılı re-anastomozu tarif edilmiş. İşlemin tekniğinde 10 f mıknatısların darlık bölgesine ilerletilmesi için 10 f stent iticinin kullanıldığı söylenmiş; yazıdan anlaşıldığı kadarıyla mıknatıslar stent iticinin içinden darlık bölgesine ilerletilmiş (1). Bilindiği gibi manyetik kompresyon anastomozun biliyer kullanımı 1998 yılında Yamanouchi ve arkadaşları tarafından tarif edilmiş ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılmıştır (2). Bu yazılar okunduğunda 4-5 mm çapında mıknatıslar kullanıldığı görülecektir (3). Bu yöntemin zorluğu endoskopun çalışma kanalından geniş mıknatısın kanaldan ilerletilememesi, endoskoptan gönderilen bir stent tutucu ile darlığa ilerletilmeye çalışılmasıdır. Bu durumun yaratabileceği zorluk nedeniyle, darlığa ilerletilebilmesi için safra kanalına tam kaplı metal stent konulması tarif edilmiştir (3). 4-5 mm’lik mıknatısların perkütan olarak safra kanallarına ilerletilebilmesi için bundan daha geniş bir kılıfın safra yollarına gönderilmesi gerekir ki, oldukça travmatik bir işlemdir. Bu zorlukları aşmak için Parlak ve arkadaşları “over the wire, through the scope” mıknatıslarını üretmiş ve yöntemini tarif etmişlerdir (4). Buna göre 0.035 inch kılavuz telin üzerinden ilerletilmeye uygun iç deliği olan ve endoskopun kanalından sığacak kadar ince (5-10 f) mıknatıslar kullanılmaktadır. Bu yöntemle teknik başarının daha yüksek olduğu ile ilgili vaka serileri de yayınlanmıştır (5,6).
我饶有兴趣地阅读了Abiyev A.等人撰写的关于磁力压迫吻合术治疗移植术后胆道狭窄的病例报告,该报告发表在第2023;22,3期上。 文章描述了一名右肝移植患者通过经皮内镜联合术式推进直径10 f的磁铁,打通了吻合口完全梗阻,并成功进行了再吻合。手术技术中提到,使用 10 f 支架推进器将 10 f 磁体推进到狭窄区域;根据文章的理解,磁体是通过支架推进器推进到狭窄区域的(1)。众所周知,Yamanouchi 等人于 1998 年描述了磁力压缩吻合术在胆道中的应用,尤其是在远东国家(2)。阅读这些文章可以发现,当时使用的磁铁直径为 4-5 毫米(3)。这种方法的难点在于,大型磁铁无法通过内窥镜的工作通道推进,只能尝试用内窥镜发送的支架固定器将其推进到狭窄处。由于这种方法可能会造成困难,因此有人描述了在胆管中放置全覆盖金属支架的方法(3)。为了经皮将 4-5 毫米的磁铁推进胆管,需要将更大的鞘送入胆管,这是一个创伤很大的过程。为了克服这些困难,Parlak 等人制作了 "越过导线,通过窥镜 "磁铁,并描述了该方法(4)。根据这种方法,磁铁的内孔适合穿过 0.035 英寸的导丝,并且足够细,可以穿过内窥镜的通道(5-10 f)。该方法的技术成功率较高的系列病例也已发表(5,6)。
{"title":"Mıknatıs ile neo-anastomoz: Mıknatısı nasıl itmeli?","authors":"B. Öztürk","doi":"10.17941/agd.1416061","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1416061","url":null,"abstract":"Abiyev A. ve arkadaşları tarafından yazılmış, 2023; 22, 3. sayıda yayınlanmış olan, post-transplant biliyer darlığın tedavisinde manyetik kompresyon anastomoz ile ilgili vakayı ilgiyle okudum. Burada sağ karaciğer nakilli bir hastanın anastomotik tam obstrüksiyonunun perkütan-endoskopik kombine bir işlemle ilerletilen 10 f çapında mıknatıslarla açılması ve başarılı re-anastomozu tarif edilmiş. İşlemin tekniğinde 10 f mıknatısların darlık bölgesine ilerletilmesi için 10 f stent iticinin kullanıldığı söylenmiş; yazıdan anlaşıldığı kadarıyla mıknatıslar stent iticinin içinden darlık bölgesine ilerletilmiş (1). Bilindiği gibi manyetik kompresyon anastomozun biliyer kullanımı 1998 yılında Yamanouchi ve arkadaşları tarafından tarif edilmiş ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılmıştır (2). Bu yazılar okunduğunda 4-5 mm çapında mıknatıslar kullanıldığı görülecektir (3). Bu yöntemin zorluğu endoskopun çalışma kanalından geniş mıknatısın kanaldan ilerletilememesi, endoskoptan gönderilen bir stent tutucu ile darlığa ilerletilmeye çalışılmasıdır. Bu durumun yaratabileceği zorluk nedeniyle, darlığa ilerletilebilmesi için safra kanalına tam kaplı metal stent konulması tarif edilmiştir (3). 4-5 mm’lik mıknatısların perkütan olarak safra kanallarına ilerletilebilmesi için bundan daha geniş bir kılıfın safra yollarına gönderilmesi gerekir ki, oldukça travmatik bir işlemdir. Bu zorlukları aşmak için Parlak ve arkadaşları “over the wire, through the scope” mıknatıslarını üretmiş ve yöntemini tarif etmişlerdir (4). Buna göre 0.035 inch kılavuz telin üzerinden ilerletilmeye uygun iç deliği olan ve endoskopun kanalından sığacak kadar ince (5-10 f) mıknatıslar kullanılmaktadır. Bu yöntemle teknik başarının daha yüksek olduğu ile ilgili vaka serileri de yayınlanmıştır (5,6).","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"76 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139450387","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Are immunomodulatory therapies safe in patients with inflammatory bowel disease? 23 years of single center experience 免疫调节疗法对炎症性肠病患者安全吗?23年的单中心经验
Pub Date : 2023-10-10 DOI: 10.17941/agd.1405423
Ali Atay, Yasemin ÖZDERİN ÖZİN, Dilara Turan Gökçe, Müge Büyükaksoy, Gamze Demi̇rel, Meral Akdoğan Kayhan, Z. Kılıç, Emin Altiparmak
Giriş ve Amaç: İmmünmodülatör ajanlar inflamatuvar bağırsak hastalığı tedavisinde önemli köşe taşlarından olup pürin sentezini inhibe eden azatioprin ve metotreksat başlıca kullanılmakta olan ajanlardandır. Bu ajanların yanıtsızlık veya yan etki profilleri nedeni ile her zaman efektif dozda kullanılmaları mümkün olmayabilir. Çalışmamızda immünmodülatör ajanların güvenlik profilinin değerlendirilmesi amacı ile tedavi kesilmesini gerektirecek yan etkilerin derlendiği 23 yıllık deneyimin sunulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: 1999-2022 yılları arasında inflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı ile takipli olan, halihazırda anti-tümör nekrozis faktör tedavisi almakta olup tedavi dozunda azatioprin veya metotreksat kullanım geçmişi olan hastalarda tedavi kesilmesini gerektirecek yan etkiler geriye dönük olarak incelendi. İmmünmodülatör ajanları tedavi dozunda almamış olan hastalar ile tedavi kesilmesini gerektirmeyecek durumların gözlendiği hastalar dışlandı. Bulgular: Çalışma grubu 310 Crohn hastalığı ve 100 ülseratif koliti olan hasta olmak üzere 410 hastadan oluşuyordu. 325 hastada azatioprin, 85 hastada metotreksat kullanım öyküsü mevcuttu. Hastaların ortalama yaşı 42.6 ± 13.4 yıl olup 257’si erkek (%62.6) idi. Azatioprin kullanım süresi Crohn hastalarında 4.2 ± 3.5 yıl, ülseratif kolit olan hastalarda 3.0 ± 2.6 yıl idi. Azatioprin kullanmış olan hastaların 18’inde (%5.5), metotreksat kullanmış olan hastaların 6’sında (%7) kesilmesini gerektirecek yan etkiler geliştiği tespit edildi ve yan etkilerin tamamı 2. derece yan etkilerden oluşmaktaydı. İmmünmodülatör ajanların tedavi bırakmayı gerektiren yan etki sıklığında iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı (p: 0.59). Her iki tedavi grubunda da takip süresince tedavi ilişkili hematolojik veya solid organ malignitesi saptanmadı. Sonuç: İnflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı ile takipli hastalarda azatioprin ve metotreksat yan etki profili göz önüne alındığında iki grup arasında anlamlı fark olmayıp tedavi süresince yakın takip ile güvenli kullanılabilecek ajanlardır.
引言和目的:免疫调节剂是治疗炎症性肠病的重要基石,而硫唑嘌呤和甲氨蝶呤是抑制嘌呤合成的主要药物。由于这些药物的无反应性或副作用,并非总能以有效剂量使用。在我们的研究中,我们旨在介绍 23 年来评估免疫调节剂安全性的经验,并回顾需要停止治疗的副作用。材料与方法在 1999 年至 2022 年期间,我们对目前正在接受抗肿瘤坏死因子治疗且在治疗剂量中曾使用过硫唑嘌呤或甲氨蝶呤的炎症性肠病患者进行了回顾性分析,以了解需要中断治疗的不良反应。未在治疗剂量中使用过免疫调节剂的患者和出现不需要中断治疗的情况的患者被排除在外。研究结果研究组共有 410 名患者,其中 310 人患有克罗恩病,100 人患有溃疡性结肠炎。325名患者曾使用过硫唑嘌呤,85名患者曾使用过甲氨蝶呤。患者的平均年龄为(42.6 ± 13.4)岁,其中 257 人为男性(62.6%)。克罗恩病患者使用硫唑嘌呤的时间为(4.2 ± 3.5)年,溃疡性结肠炎患者使用硫唑嘌呤的时间为(3.0 ± 2.6)年。分别有 18 名(5.5%)和 6 名(7%)患者出现需要停用硫唑嘌呤和甲氨蝶呤的副作用,所有副作用均为二级副作用。在需要停用免疫调节剂的副作用频率方面,两组之间没有明显差异(P:0.59)。在随访期间,两组患者均未发现与治疗相关的血液或实体器官恶性肿瘤。结论在炎症性肠病患者中,硫唑嘌呤和甲氨蝶呤是可以安全使用的药物,在治疗期间进行密切随访,考虑到副作用情况,两组之间没有显著差异。
{"title":"Are immunomodulatory therapies safe in patients with inflammatory bowel disease? 23 years of single center experience","authors":"Ali Atay, Yasemin ÖZDERİN ÖZİN, Dilara Turan Gökçe, Müge Büyükaksoy, Gamze Demi̇rel, Meral Akdoğan Kayhan, Z. Kılıç, Emin Altiparmak","doi":"10.17941/agd.1405423","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1405423","url":null,"abstract":"Giriş ve Amaç: İmmünmodülatör ajanlar inflamatuvar bağırsak hastalığı tedavisinde önemli köşe taşlarından olup pürin sentezini inhibe eden azatioprin ve metotreksat başlıca kullanılmakta olan ajanlardandır. Bu ajanların yanıtsızlık veya yan etki profilleri nedeni ile her zaman efektif dozda kullanılmaları mümkün olmayabilir. Çalışmamızda immünmodülatör ajanların güvenlik profilinin değerlendirilmesi amacı ile tedavi kesilmesini gerektirecek yan etkilerin derlendiği 23 yıllık deneyimin sunulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: 1999-2022 yılları arasında inflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı ile takipli olan, halihazırda anti-tümör nekrozis faktör tedavisi almakta olup tedavi dozunda azatioprin veya metotreksat kullanım geçmişi olan hastalarda tedavi kesilmesini gerektirecek yan etkiler geriye dönük olarak incelendi. İmmünmodülatör ajanları tedavi dozunda almamış olan hastalar ile tedavi kesilmesini gerektirmeyecek durumların gözlendiği hastalar dışlandı. Bulgular: Çalışma grubu 310 Crohn hastalığı ve 100 ülseratif koliti olan hasta olmak üzere 410 hastadan oluşuyordu. 325 hastada azatioprin, 85 hastada metotreksat kullanım öyküsü mevcuttu. Hastaların ortalama yaşı 42.6 ± 13.4 yıl olup 257’si erkek (%62.6) idi. Azatioprin kullanım süresi Crohn hastalarında 4.2 ± 3.5 yıl, ülseratif kolit olan hastalarda 3.0 ± 2.6 yıl idi. Azatioprin kullanmış olan hastaların 18’inde (%5.5), metotreksat kullanmış olan hastaların 6’sında (%7) kesilmesini gerektirecek yan etkiler geliştiği tespit edildi ve yan etkilerin tamamı 2. derece yan etkilerden oluşmaktaydı. İmmünmodülatör ajanların tedavi bırakmayı gerektiren yan etki sıklığında iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı (p: 0.59). Her iki tedavi grubunda da takip süresince tedavi ilişkili hematolojik veya solid organ malignitesi saptanmadı. Sonuç: İnflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı ile takipli hastalarda azatioprin ve metotreksat yan etki profili göz önüne alındığında iki grup arasında anlamlı fark olmayıp tedavi süresince yakın takip ile güvenli kullanılabilecek ajanlardır.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"210 1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139320970","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
MELD Skoru Yüksek Canlı Vericili Karaciğer Nakli Alıcılarında Perioperatif Bulgular ve Postoperatif Komplikasyonlar MELD 评分较高的活体肝移植受者的围手术期发现和术后并发症
Pub Date : 2023-10-10 DOI: 10.17941/agd.1405010
Ender Anilir, Feyza SÖNMEZ TOPCU, Ali Oral, Emrah Şahi̇n, Abuzer Di̇ri̇can, B. Ünal
Background and Aims: We aimed to investigate the effect of the high MELD score on perioperative recipient/graft ischemia times and postoperative complications. Materials and Method: One hundred and seventy-two patients who underwent living-donor liver transplantation for end stage liver cirrhosis were included in the study. The patients were grouped and examined according to their MELD score under and above 20. Anhepatic phase, cold ischemia time, operation time, blood product transfusion, total hospital and intensive care unit staying time rates, biliary complications, hepatic vein thrombosis, portal vein thrombosis, postoperative hemorrhage, sepsis, and primary graft dysfunction were analyzed statistically. Results: Cold ischemia time (p = 0.046) was statistically longer in patients with MELD >20. A result very close to the statistically significant P value regarding perioperative blood transfusion was obtained. Conclusion: Cold ischemia time increases with increasing MELD. The MELD score must be taken into consideration when preparing the patient and making a treatment plan.
背景和目的:我们旨在研究高 MELD 评分对围术期受体/移植物缺血时间和术后并发症的影响。材料和方法:研究纳入了 172 例因肝硬化晚期而接受活体肝移植的患者。根据患者的 MELD 评分在 20 分以下和 20 分以上进行分组和检查。对肝病期、冷缺血时间、手术时间、输血量、住院总时间和重症监护室停留时间、胆道并发症、肝静脉血栓、门静脉血栓、术后出血、败血症和原发性移植物功能障碍进行了统计分析。结果如下据统计,MELD>20 的患者冷缺血时间更长(p = 0.046)。在围手术期输血方面,结果与具有统计学意义的 P 值非常接近。结论冷缺血时间随着 MELD 的增加而延长。在为患者做准备和制定治疗计划时,必须考虑到 MELD 评分。
{"title":"MELD Skoru Yüksek Canlı Vericili Karaciğer Nakli Alıcılarında Perioperatif Bulgular ve Postoperatif Komplikasyonlar","authors":"Ender Anilir, Feyza SÖNMEZ TOPCU, Ali Oral, Emrah Şahi̇n, Abuzer Di̇ri̇can, B. Ünal","doi":"10.17941/agd.1405010","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1405010","url":null,"abstract":"Background and Aims: We aimed to investigate the effect of the high MELD score on perioperative recipient/graft ischemia times and postoperative complications. Materials and Method: One hundred and seventy-two patients who underwent living-donor liver transplantation for end stage liver cirrhosis were included in the study. The patients were grouped and examined according to their MELD score under and above 20. Anhepatic phase, cold ischemia time, operation time, blood product transfusion, total hospital and intensive care unit staying time rates, biliary complications, hepatic vein thrombosis, portal vein thrombosis, postoperative hemorrhage, sepsis, and primary graft dysfunction were analyzed statistically. Results: Cold ischemia time (p = 0.046) was statistically longer in patients with MELD >20. A result very close to the statistically significant P value regarding perioperative blood transfusion was obtained. Conclusion: Cold ischemia time increases with increasing MELD. The MELD score must be taken into consideration when preparing the patient and making a treatment plan.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139320919","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Factors affecting survival in locally advanced rectal cancer - Single center experience 影响局部晚期直肠癌生存的因素-单中心经验
Pub Date : 2023-08-19 DOI: 10.17941/agd.1349002
H. A. Yaşar, Mehmet Berk Örüncü, G. Utkan, Hakan Akbulut
Giriş ve Amaç: Rektum kanserinin prognozunu predikte edebilmek; hasta yönetiminde uygun tedaviyi uygulayabilmek, gereksiz tedavilerden kaçınabilmek ve medikal kaynakları uygun kullanabilmek için önemlidir. Bu çalışmada neoadjuvan kemoradyoterapi uygulanan lokal ileri rektum kanseri tanısı olan hastalarda sağkalım ile ilişkili faktörleri araştırdık. Gereç ve Yöntem: 2014-2018 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’na başvuran lokal ileri rektum kanseri tanısı olan 78 hastanın klinik, patolojik, laboratuvar verileri hastane kayıtlarından retrospektif olarak tarandı. Sağkalım üzerine etkili faktörler log-rank testi ile değerlendirildi. Sağkalım analizleri Kaplan-Meier metodu ile yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 78 hastanın ortanca yaşı 61 idi. Hastaların %34.6’sı (n: 27) kadın, %65.4’ü (n: 51) erkek idi. Ortanca sağkalım süresi 62 ay olarak saptandı. Postoperatif N2 lenf nodu pozitifliği ve postoperatif tümör derecesi 3 olan, radyoterapinin tamamlanamadığı, adjuvan tedavi almayan ve ileri yaşta olan hastalarda istatistiksel anlamlı olarak toplam sağkalım daha kötü saptandı (p < 0.05). Sonuç: Neoadjuvan kemoradyoterapinin standart tedavi haline geldiği fakat radyoterapi uygulamasının uzun süreli radyoterapi ya da kısa süreli radyoterapi olarak değişiklik gösterebildiği bu süreçte yaş, radyoterapinin tamamlanması, postoperatif N2 nod pozitifliği, postoperatif tümör derecesi ve adjuvan tedavi sağkalımı etkileyen faktörler olarak tanımlandı.
{"title":"Factors affecting survival in locally advanced rectal cancer - Single center experience","authors":"H. A. Yaşar, Mehmet Berk Örüncü, G. Utkan, Hakan Akbulut","doi":"10.17941/agd.1349002","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1349002","url":null,"abstract":"Giriş ve Amaç: Rektum kanserinin prognozunu predikte edebilmek; hasta yönetiminde uygun tedaviyi uygulayabilmek, gereksiz tedavilerden kaçınabilmek ve medikal kaynakları uygun kullanabilmek için önemlidir. Bu çalışmada neoadjuvan kemoradyoterapi uygulanan lokal ileri rektum kanseri tanısı olan hastalarda sağkalım ile ilişkili faktörleri araştırdık. Gereç ve Yöntem: 2014-2018 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’na başvuran lokal ileri rektum kanseri tanısı olan 78 hastanın klinik, patolojik, laboratuvar verileri hastane kayıtlarından retrospektif olarak tarandı. Sağkalım üzerine etkili faktörler log-rank testi ile değerlendirildi. Sağkalım analizleri Kaplan-Meier metodu ile yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 78 hastanın ortanca yaşı 61 idi. Hastaların %34.6’sı (n: 27) kadın, %65.4’ü (n: 51) erkek idi. Ortanca sağkalım süresi 62 ay olarak saptandı. Postoperatif N2 lenf nodu pozitifliği ve postoperatif tümör derecesi 3 olan, radyoterapinin tamamlanamadığı, adjuvan tedavi almayan ve ileri yaşta olan hastalarda istatistiksel anlamlı olarak toplam sağkalım daha kötü saptandı (p < 0.05). Sonuç: Neoadjuvan kemoradyoterapinin standart tedavi haline geldiği fakat radyoterapi uygulamasının uzun süreli radyoterapi ya da kısa süreli radyoterapi olarak değişiklik gösterebildiği bu süreçte yaş, radyoterapinin tamamlanması, postoperatif N2 nod pozitifliği, postoperatif tümör derecesi ve adjuvan tedavi sağkalımı etkileyen faktörler olarak tanımlandı.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121581574","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Kronik anal fissür için anal Botulinium toksin enjeksiyonu: 224 hastadan oluşan retrospektif bir kohortta etkinlik ve güvenlik analizi
Pub Date : 2023-08-18 DOI: 10.17941/agd.1347472
Cengiz Di̇bekoğlu
Backgorund and Aims: The aim of this retrospective study is to evaluate the relationship between the number of injection sites and healing outcomes in 224 patients with chronic anal fissure who underwent anal Botulinum toxin treatment. Materials and Methods: The medical records of 224 patients who received anal Botulinum toxin treatment for chronic anal fissure were retrospectively analyzed. Patients were categorized into three groups based on the number of injection sites: Group A (two injection sites, n = 34), Group B (three injection sites, n = 109), and Group C (four injection sites, n = 81). Each injection contains 20 IU of Botulinum toxin. Healing outcomes, pain reduction, wound healing, and symptom resolution were evaluated. A comprehensive analysis of patient records and clinical data was performed. Demographic information, treatment details, healing outcomes, and adverse events were assessed. Results: Cox regression analysis revealed a significant association between the number of injection sites and healing outcomes. At all three post-operative time points, patients treated at multiple sites (Group C) reported higher recovery levels compared to patients treated at two sites (Group A). Conclusion: This study demonstrated a significant relationship between the number of injection sites treated with anal Botulinum toxin and healing outcomes in patients with chronic anal fissures. These findings highlight the importance of considering the number of injection sites. The study contributes to the understanding of anal Botulinum toxin treatment for chronic anal fissure, emphasizing its potential to improve patient care and overall quality of life.
背景与目的:本回顾性研究的目的是评估224例接受肛门肉毒杆菌毒素治疗的慢性肛裂患者注射部位数量与愈合结果的关系。材料与方法:回顾性分析224例经肛门肉毒杆菌毒素治疗的慢性肛裂患者的病历。根据注射部位的数量将患者分为三组:A组(2个注射部位,n = 34), B组(3个注射部位,n = 109), C组(4个注射部位,n = 81)。每针含有20国际单位的肉毒杆菌毒素。评估愈合结果、疼痛减轻、伤口愈合和症状缓解。对患者记录和临床资料进行综合分析。评估人口统计信息、治疗细节、愈合结果和不良事件。结果:Cox回归分析显示,注射部位数量与愈合结果显著相关。在所有三个术后时间点,在多个部位治疗的患者(C组)报告的恢复水平高于在两个部位治疗的患者(A组)。结论:本研究表明肛门肉毒杆菌毒素注射部位的数量与慢性肛裂患者的愈合结果有显著关系。这些发现强调了考虑注射部位数量的重要性。该研究有助于了解肛门肉毒杆菌毒素治疗慢性肛裂,强调其改善患者护理和整体生活质量的潜力。
{"title":"Kronik anal fissür için anal Botulinium toksin enjeksiyonu: 224 hastadan oluşan retrospektif bir kohortta etkinlik ve güvenlik analizi","authors":"Cengiz Di̇bekoğlu","doi":"10.17941/agd.1347472","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1347472","url":null,"abstract":"Backgorund and Aims: The aim of this retrospective study is to evaluate the relationship between the number of injection sites and healing outcomes in 224 patients with chronic anal fissure who underwent anal Botulinum toxin treatment. Materials and Methods: The medical records of 224 patients who received anal Botulinum toxin treatment for chronic anal fissure were retrospectively analyzed. Patients were categorized into three groups based on the number of injection sites: Group A (two injection sites, n = 34), Group B (three injection sites, n = 109), and Group C (four injection sites, n = 81). Each injection contains 20 IU of Botulinum toxin. Healing outcomes, pain reduction, wound healing, and symptom resolution were evaluated. A comprehensive analysis of patient records and clinical data was performed. Demographic information, treatment details, healing outcomes, and adverse events were assessed. Results: Cox regression analysis revealed a significant association between the number of injection sites and healing outcomes. At all three post-operative time points, patients treated at multiple sites (Group C) reported higher recovery levels compared to patients treated at two sites (Group A). Conclusion: This study demonstrated a significant relationship between the number of injection sites treated with anal Botulinum toxin and healing outcomes in patients with chronic anal fissures. These findings highlight the importance of considering the number of injection sites. The study contributes to the understanding of anal Botulinum toxin treatment for chronic anal fissure, emphasizing its potential to improve patient care and overall quality of life.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"391 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124410111","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The relation between gastric cancer and ABO blood groups: multicenter, observational, case-control study 胃癌与ABO血型的关系:多中心、观察性、病例对照研究
Pub Date : 2023-08-18 DOI: 10.17941/agd.1348998
H. A. Yaşar, G. Utkan, N. Yildirim, B. Öksüzoğlu, İsa Dede, Y. Ürün, Hakan Akbulut
Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı, kan grupları ile mide kanseri riski arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çok merkezli, gözlemsel, vaka-kontrol çalışmasına 2000-2016 yılları arasında mide kanseri tanısı ile takip edilen ve serolojik olarak ABO kan grubu belli olan hastalar dahil edildi. Kontrol grubu olarak ise Türk Kızılayı’na kan bağışında bulunan sağlıklı kişiler seçildi ve sağlıklı kişilerin kan gruplarına Türk Kızılayı’nın kayıtlarından ulaşıldı. İstatistiksel analizler için SPSS versiyon 13 kullanıldı. Bulgular: Mide kanseri tanısı olan grup ile kontrol grubu arasında kan grupları açısından dağılımlar istatistiksel olarak farklı idi. Mide kanseri tanısı olan hastalarda A kan grubu daha fazla görülmekteydi (p < 0.001). Gruplar O grubu, non-O grubu olarak sınıflandırıldığında; mide kanseri tanısı olan grupta hastaların %29’unda (n: 253) O grubu, %71’inde (n: 627) non-O grubu tespit edildi. Kontrol grubunda ise vakaların %34’ünde O grubu ve %66’sında non-O grubu saptandı. Mide kanseri tanısı olan hastalar ile kontrol grubu karşılaştırıldığında mide kanserli hastalarda O grubu dışı kan gruplarının daha fazla görüldüğü tespit edildi (p: 0.010). Sonuç: Bu çalışmada, daha önce farklı ülkelerde yapılmış çalışmalara benzer olarak ülkemizde de O dışı (özellikle A grubu) kan grubuna sahip olmak artmış mide kanseri riski ile ilişkili bulundu.
{"title":"The relation between gastric cancer and ABO blood groups: multicenter, observational, case-control study","authors":"H. A. Yaşar, G. Utkan, N. Yildirim, B. Öksüzoğlu, İsa Dede, Y. Ürün, Hakan Akbulut","doi":"10.17941/agd.1348998","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.1348998","url":null,"abstract":"Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı, kan grupları ile mide kanseri riski arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çok merkezli, gözlemsel, vaka-kontrol çalışmasına 2000-2016 yılları arasında mide kanseri tanısı ile takip edilen ve serolojik olarak ABO kan grubu belli olan hastalar dahil edildi. Kontrol grubu olarak ise Türk Kızılayı’na kan bağışında bulunan sağlıklı kişiler seçildi ve sağlıklı kişilerin kan gruplarına Türk Kızılayı’nın kayıtlarından ulaşıldı. İstatistiksel analizler için SPSS versiyon 13 kullanıldı. Bulgular: Mide kanseri tanısı olan grup ile kontrol grubu arasında kan grupları açısından dağılımlar istatistiksel olarak farklı idi. Mide kanseri tanısı olan hastalarda A kan grubu daha fazla görülmekteydi (p < 0.001). Gruplar O grubu, non-O grubu olarak sınıflandırıldığında; mide kanseri tanısı olan grupta hastaların %29’unda (n: 253) O grubu, %71’inde (n: 627) non-O grubu tespit edildi. Kontrol grubunda ise vakaların %34’ünde O grubu ve %66’sında non-O grubu saptandı. Mide kanseri tanısı olan hastalar ile kontrol grubu karşılaştırıldığında mide kanserli hastalarda O grubu dışı kan gruplarının daha fazla görüldüğü tespit edildi (p: 0.010). Sonuç: Bu çalışmada, daha önce farklı ülkelerde yapılmış çalışmalara benzer olarak ülkemizde de O dışı (özellikle A grubu) kan grubuna sahip olmak artmış mide kanseri riski ile ilişkili bulundu.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116724650","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Akademik Gastroenteroloji Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1