Harris J. N. Welepe, Hüseyin Günerhan, Levent Bilir
Bu çalışma, elektrik enerjisi talebi profili haftanın günleri arasında büyük değişimler gösterdiğinde, bir fotovoltaik jeneratörün boyutlandırılması için sayısal yöntemlerle birlikte sezgisel yöntemlerin optimizasyonu ile ilgilenmektedir. Gerçekten de, sezgisel yöntemler nispeten basit denklemler kullanıp ancak belirli bir bölge için yıl boyunca gelen güneş ışınımının en düşük aylık ortalama değerine (en olumsuz ay) ve elektrik enerjisi talebini tam olarak karşılamak için bu ayın en yüksek elektrik enerjisi talebine dayanmaktadır. Bu durum, üretilen elektrik enerjisinin yüksek maliyetini ve zayıf bir yatırım geri dönüşünü üreten fotovoltaik jeneratörlerin aşırı boyutlandırılmasına neden olmaktadır. Sayısal yöntemler aşırı boyutlandırma problemini tamamen çözmese de, özellikle sahip oldukları şey, fotovoltaik jeneratörün sağlayabildiği elektrik enerjisi, elektrik enerjisi talebi ve batarya elemanlarının şarj durumu (Bataryada mevcut olan enerji) arasında saatlik veya günlük bir enerji dengesi entegre etmeleridir. Bu çalışmada önerilen kombinasyon yöntemi, Kamerun’da Douala şehrinde bulunan Hayvansal Üretimlerin Geliştirilmesi ve İşletilmesi Şirketi olan SODEPA'nın (Société de Développement et d'Exploitation des Productions Animales) aydınlatması için elektrik enerjisi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir fotovoltaik jeneratörün boyutlandırılması için kullanılmıştır. Bulgular, önerilen boyutlandırma yöntemiyle elde edilen fotovoltaik panellerin toplam gücünün, ve daha yüksek bir güvenilirlikle birlikte batarya elemanlarının toplam kapasitesinin, modifikasyon olmadan kullanılan sezgisel yöntemlerin formülleriyle elde edilenlerden sırasıyla 3,26 kattan daha az ve 1,18 kattan daha yüksek olduklarını göstermektedir.
{"title":"Fotovoltaik Jeneratörlerin Boyutlandırılması için Sayısal Yöntemlerle birlikte Sezgisel Yöntemlerin Optimizasyonu","authors":"Harris J. N. Welepe, Hüseyin Günerhan, Levent Bilir","doi":"10.52460/issc.2021.034","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.034","url":null,"abstract":"Bu çalışma, elektrik enerjisi talebi profili haftanın günleri arasında büyük değişimler gösterdiğinde, bir fotovoltaik jeneratörün boyutlandırılması için sayısal yöntemlerle birlikte sezgisel yöntemlerin optimizasyonu ile ilgilenmektedir. Gerçekten de, sezgisel yöntemler nispeten basit denklemler kullanıp ancak belirli bir bölge için yıl boyunca gelen güneş ışınımının en düşük aylık ortalama değerine (en olumsuz ay) ve elektrik enerjisi talebini tam olarak karşılamak için bu ayın en yüksek elektrik enerjisi talebine dayanmaktadır. Bu durum, üretilen elektrik enerjisinin yüksek maliyetini ve zayıf bir yatırım geri dönüşünü üreten fotovoltaik jeneratörlerin aşırı boyutlandırılmasına neden olmaktadır. Sayısal yöntemler aşırı boyutlandırma problemini tamamen çözmese de, özellikle sahip oldukları şey, fotovoltaik jeneratörün sağlayabildiği elektrik enerjisi, elektrik enerjisi talebi ve batarya elemanlarının şarj durumu (Bataryada mevcut olan enerji) arasında saatlik veya günlük bir enerji dengesi entegre etmeleridir. Bu çalışmada önerilen kombinasyon yöntemi, Kamerun’da Douala şehrinde bulunan Hayvansal Üretimlerin Geliştirilmesi ve İşletilmesi Şirketi olan SODEPA'nın (Société de Développement et d'Exploitation des Productions Animales) aydınlatması için elektrik enerjisi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir fotovoltaik jeneratörün boyutlandırılması için kullanılmıştır. Bulgular, önerilen boyutlandırma yöntemiyle elde edilen fotovoltaik panellerin toplam gücünün, ve daha yüksek bir güvenilirlikle birlikte batarya elemanlarının toplam kapasitesinin, modifikasyon olmadan kullanılan sezgisel yöntemlerin formülleriyle elde edilenlerden sırasıyla 3,26 kattan daha az ve 1,18 kattan daha yüksek olduklarını göstermektedir.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"87 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121920878","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Seramikler farklı oranlarda olmak üzere feldspat, kuvars ve kilden oluşmaktadır. Feldspatik içerikli cam seramikler, yapılarının amorf ve kristal fazlar içermesi nedeniyle özellikle dental uygulamalarda tercih edilmektedir. Nanoteknoloji tıp, ambalaj paketleri, inşaat, boya, nanosensör, elektronik uygulamalar, ilaç taşıyıcı sistemler, biyobozunur malzemeler, yenilenebilir filmler gibi çok çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır. Nanoteknolojinin insan hayatına girmesiyle endüstriyel alanda yeni nesil malzemeler üretilmeye başlamıştır. Nanopartiküller boyutları 100 nanometreden küçük parçacıklar olarak adlandırılmaktadır ve yüksek yüzey alanı/hacim oranına sahip olmaları nedeniyle birçok uygulama alanında tercih edilmektedir. Özellikle çinko oksit (ZnO) nanoparçacıklar eşsiz fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olduğu için elektronik, piezoelektrik ve optik cihazların yanı sıra gaz sensörleri, biyosensörler, güneş pilleri, kozmetik ürünleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Çalışmada feldspatik esaslı cam seramik malzemesinin ZnO NP ile katkılandırılarak üretilmesi amaçlanmıştır ve bu amaçla feldspatik esaslı cam seramik malzemesinin karakterizasyon çalışmaları yürütülmüştür. Feldspatik esaslı amorf cam tozu, çöktürme yöntemiyle sentezlenen ZnO NP ile %0.1 ile %1 oranları arasında katkılandırılarak ZnO NP/Feldspatik cam seramik malzemesi elde edilmiştir. ZnO NP ve feldspatik cam seramikten elde edilen numuneler, homojen bir şekilde karıştırıldıktan sonra 40OC’de etüvde bekletilerek preslenmiştir. Preslenen numuneler amorf halden kısmi kristallendirilmesi için iki kademeli ısıl işlem ile cam-seramik hale getirilmiştir. Üretilen numunelerin karakterizasyon çalışmaları kapsamında taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile nanoparçacıkların yüzey morfolojileri, X-ışını kırınımı analizi (XRD) ile malzemenin kristallografik özellikleri, eş zamanlı termal analiz sistemi (SDT) ile malzemenin ağırlık değişimi ve ısı akışı gibi özellikleri sıcaklığın ve zamanın fonksiyonu olarak, parçacık boyut analizi (DLS) ile nanoparçacıkların boyutları incelenmiştir. Tüm bu çalışmalar ışığında ZnO NP ile katkılandırılmış cam seramik malzemesinin ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacağına ve yapılacak olan yeni çalışmalara ışık tutacağına inanıyoruz.
{"title":"Çinko Oksit (ZnO) Nanoparçacıklarla Katkılandırılarak Üretilen Feldspatik Cam-Seramiklerin Karakterizasyonu","authors":"Ahmet Aykaç, Gizem Kestane, Mücahit Sütçü","doi":"10.52460/issc.2021.047","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.047","url":null,"abstract":"Seramikler farklı oranlarda olmak üzere feldspat, kuvars ve kilden oluşmaktadır. Feldspatik içerikli cam seramikler, yapılarının amorf ve kristal fazlar içermesi nedeniyle özellikle dental uygulamalarda tercih edilmektedir. Nanoteknoloji tıp, ambalaj paketleri, inşaat, boya, nanosensör, elektronik uygulamalar, ilaç taşıyıcı sistemler, biyobozunur malzemeler, yenilenebilir filmler gibi çok çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır. Nanoteknolojinin insan hayatına girmesiyle endüstriyel alanda yeni nesil malzemeler üretilmeye başlamıştır. Nanopartiküller boyutları 100 nanometreden küçük parçacıklar olarak adlandırılmaktadır ve yüksek yüzey alanı/hacim oranına sahip olmaları nedeniyle birçok uygulama alanında tercih edilmektedir. Özellikle çinko oksit (ZnO) nanoparçacıklar eşsiz fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olduğu için elektronik, piezoelektrik ve optik cihazların yanı sıra gaz sensörleri, biyosensörler, güneş pilleri, kozmetik ürünleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Çalışmada feldspatik esaslı cam seramik malzemesinin ZnO NP ile katkılandırılarak üretilmesi amaçlanmıştır ve bu amaçla feldspatik esaslı cam seramik malzemesinin karakterizasyon çalışmaları yürütülmüştür. Feldspatik esaslı amorf cam tozu, çöktürme yöntemiyle sentezlenen ZnO NP ile %0.1 ile %1 oranları arasında katkılandırılarak ZnO NP/Feldspatik cam seramik malzemesi elde edilmiştir. ZnO NP ve feldspatik cam seramikten elde edilen numuneler, homojen bir şekilde karıştırıldıktan sonra 40OC’de etüvde bekletilerek preslenmiştir. Preslenen numuneler amorf halden kısmi kristallendirilmesi için iki kademeli ısıl işlem ile cam-seramik hale getirilmiştir. Üretilen numunelerin karakterizasyon çalışmaları kapsamında taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile nanoparçacıkların yüzey morfolojileri, X-ışını kırınımı analizi (XRD) ile malzemenin kristallografik özellikleri, eş zamanlı termal analiz sistemi (SDT) ile malzemenin ağırlık değişimi ve ısı akışı gibi özellikleri sıcaklığın ve zamanın fonksiyonu olarak, parçacık boyut analizi (DLS) ile nanoparçacıkların boyutları incelenmiştir. Tüm bu çalışmalar ışığında ZnO NP ile katkılandırılmış cam seramik malzemesinin ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacağına ve yapılacak olan yeni çalışmalara ışık tutacağına inanıyoruz.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"66 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125886201","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İnternet kullanımının büyük bir ivme ile arttığı son yıllarda internet sadece bir araştırma ve veri depolama ortamı olmaktan ziyade birer alış veriş merkezi haline dönüştü. E-ticaret olarak adlandırılan bu kavram iş dünyası pazarına farklı bir boyut kazandırdı. Özellikle sosyal medya siteleri son zamanlarda birden fazla e- ticarete dönüşmüştür. Gelişen e-ticaret dünyasında doğru müşteri kitlesine daha yüksek doğruluk payıyla ulaşmaya çalıştığımız bu çalışmada amaç sisteme yeni giriş yapan bir müşteriye eldeki mevcut ürünün satışı yapılabilir mi? Bu çalışma Knime platformu üzerinde KDD veri bilimi yöntemi adımları takip edilerek makine öğrenmesi algoritmalarından karar ağaçları kullanılmış ve öğrenme tiplerinden gözetimli öğrenme ile gerçekleştirildi. Bu çalışmanın scorer sonucu olarak %93,487 bir doğruluk payı elde edildi. Bu çalışmada veri setin üzerinde daha kolay çalışabilmek için Knime’nin düğümlerinden olan Rule Engine vasıtasıyla sözcük türünde aynı tür veriler sayısal veriye dönüştürülerek hem veri setinin daha kolay yorumlanması sağlanmış hem de veri seti üzerinde çalışılırken zamandan kazanç sağlanmıştır.
{"title":"Karar Ağacı Algoritması ile E-ticaret Uygulaması","authors":"H. Çelik, Ahmet Çınar","doi":"10.52460/issc.2021.025","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.025","url":null,"abstract":"İnternet kullanımının büyük bir ivme ile arttığı son yıllarda internet sadece bir araştırma ve veri depolama ortamı olmaktan ziyade birer alış veriş merkezi haline dönüştü. E-ticaret olarak adlandırılan bu kavram iş dünyası pazarına farklı bir boyut kazandırdı. Özellikle sosyal medya siteleri son zamanlarda birden fazla e- ticarete dönüşmüştür. Gelişen e-ticaret dünyasında doğru müşteri kitlesine daha yüksek doğruluk payıyla ulaşmaya çalıştığımız bu çalışmada amaç sisteme yeni giriş yapan bir müşteriye eldeki mevcut ürünün satışı yapılabilir mi? Bu çalışma Knime platformu üzerinde KDD veri bilimi yöntemi adımları takip edilerek makine öğrenmesi algoritmalarından karar ağaçları kullanılmış ve öğrenme tiplerinden gözetimli öğrenme ile gerçekleştirildi. Bu çalışmanın scorer sonucu olarak %93,487 bir doğruluk payı elde edildi. Bu çalışmada veri setin üzerinde daha kolay çalışabilmek için Knime’nin düğümlerinden olan Rule Engine vasıtasıyla sözcük türünde aynı tür veriler sayısal veriye dönüştürülerek hem veri setinin daha kolay yorumlanması sağlanmış hem de veri seti üzerinde çalışılırken zamandan kazanç sağlanmıştır.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"49 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129538635","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The use of chemical fertilizers as a supplemental source of nutrients has been on the increase but they are not applied in balanced proportion by most farmers [1]. Also, fertilizer requirements of the mixed intercropping systems have been a matter of conjecture; some studies had suggested that fertilizer requirements of the dominant component be applied [2], others recommend that the sum of the sole crop requirements, be applied [3]. Teriah [4], however, stated that both practices have proved either inadequate or wasteful. In this experiment the effects of different rates of NPK 15-15-15 fertilizer application on growth and yield of hot pepper and Egusi melon in an intercropping system was examined to determine optimum rate for production. The experiment was carried out at the Teaching and Research Farm of the Federal University of Agriculture Abeokuta, in the south western part of Nigeria. It took place from March to October 2017 during the growing season. The experiment was laid out in a Randomized Complete Block Design (RCBD) with 5 treatments (fertilizer rates) and 3 replicates. Treatments were; 0, 100, 200, 300 and 400 kg/ha of NPK 15-15-15 applications. Plot size was 3m by 3m with a 1.5m gang way round each plot to reduce inter-plot effect. Data were collected on growth parameters at 6 weeks after treatment (WAT) and continued at two-week intervals until 10 WAT. Four plants each of pepper and Egusi melon from the inner rows were randomly selected and tagged for the purpose of data collection. Data on yield were also collected at ripening. Analysis of variance (ANOVA) was carried out on each observation and the Least Significant Difference (LSD) was used for means separation (P≤0.05). The effects of fertilizer rates showed significant difference on pepper plant height, number of leaves, number of branches and leaf area. However, there was no significant difference in the effect of fertilizer rate on days to 50% flowering of pepper. Number of vines and vine length of Egusi melon were significantly different in their responses to fertilizer rates but the leaf area and days to 50% flowering of melon were similar at the various treatment levels. Meanwhile, total fruit yield of pepper, number of Egusi melon pods per hectare and the dry matter yield of Egusi melon showed significant difference. It was concluded from the study that the growth and yield of pepper and Egusi melon in intercrop increased with increase in fertilizer rate up to 400Kg/ha of NPK (15:15:15). However, higher fertilizer application rates should be explored in future studies for a better yield increase. These studies should be carried out with various compositions of inorganic and organic fertilizer application rates to ensure sustainable fertilizer application and to also preserve the natural fertility of the soil.
{"title":"Fertilizer Rate for Optimum Growth and Yield of Egusi Melon (ColocynthiscitrullusL.)/ Hot Pepper (Capsicum chinense, Jackquin cv. rodo) Intercrop","authors":"A. S. Aninkan, E. Makinde","doi":"10.52460/issc.2021.005","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.005","url":null,"abstract":"The use of chemical fertilizers as a supplemental source of nutrients has been on the increase but they are not applied in balanced proportion by most farmers [1]. Also, fertilizer requirements of the mixed intercropping systems have been a matter of conjecture; some studies had suggested that fertilizer requirements of the dominant component be applied [2], others recommend that the sum of the sole crop requirements, be applied [3]. Teriah [4], however, stated that both practices have proved either inadequate or wasteful. In this experiment the effects of different rates of NPK 15-15-15 fertilizer application on growth and yield of hot pepper and Egusi melon in an intercropping system was examined to determine optimum rate for production. The experiment was carried out at the Teaching and Research Farm of the Federal University of Agriculture Abeokuta, in the south western part of Nigeria. It took place from March to October 2017 during the growing season. The experiment was laid out in a Randomized Complete Block Design (RCBD) with 5 treatments (fertilizer rates) and 3 replicates. Treatments were; 0, 100, 200, 300 and 400 kg/ha of NPK 15-15-15 applications. Plot size was 3m by 3m with a 1.5m gang way round each plot to reduce inter-plot effect. Data were collected on growth parameters at 6 weeks after treatment (WAT) and continued at two-week intervals until 10 WAT. Four plants each of pepper and Egusi melon from the inner rows were randomly selected and tagged for the purpose of data collection. Data on yield were also collected at ripening. Analysis of variance (ANOVA) was carried out on each observation and the Least Significant Difference (LSD) was used for means separation (P≤0.05). The effects of fertilizer rates showed significant difference on pepper plant height, number of leaves, number of branches and leaf area. However, there was no significant difference in the effect of fertilizer rate on days to 50% flowering of pepper. Number of vines and vine length of Egusi melon were significantly different in their responses to fertilizer rates but the leaf area and days to 50% flowering of melon were similar at the various treatment levels. Meanwhile, total fruit yield of pepper, number of Egusi melon pods per hectare and the dry matter yield of Egusi melon showed significant difference. It was concluded from the study that the growth and yield of pepper and Egusi melon in intercrop increased with increase in fertilizer rate up to 400Kg/ha of NPK (15:15:15). However, higher fertilizer application rates should be explored in future studies for a better yield increase. These studies should be carried out with various compositions of inorganic and organic fertilizer application rates to ensure sustainable fertilizer application and to also preserve the natural fertility of the soil.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"688 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115117620","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The riparian zone plays a crucial role in the development and transformation of cities. This zone dramatically changes cities both ecologically and economically and is one of the cornerstones of the future scenarios of the city. These areas constitute significant emphasis throughout the city by providing wildlife, improving the water quality, reducing flood areas, and creating social activity areas in the city. Besides, it influences land use, transportation, energy efficiency, social life. The riparian zones are one of the most significant components of the cities that mitigate the climate change effects. Because, the existence of water creates microclimatic conditions around the cities and this conserves the heat island effect, greenhouse effect, and also air pollution. The deterioration of the sustainability of this important backbone throughout the city causes an important loss in terms of urban ecosystems. Because it is an important connection of natural life and urban life, and any deterioration causes two important characters to be separated from one another. In this regard, ensuring water management in the city is a crucial issue in terms of urban habitat. In the scope of this study, research was conducted on the contribution of riparian zone to the urban ecosystem and also how the presence of this backbone system in the city transforms the urban areas was discussed.
{"title":"The Contribution of Riparian Zone on Urban Ecosystems through Climate Change Urban Adaptation Process","authors":"Hande Gündel, Ayşe Kalaycı Önaç","doi":"10.52460/issc.2021.049","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.049","url":null,"abstract":"The riparian zone plays a crucial role in the development and transformation of cities. This zone dramatically changes cities both ecologically and economically and is one of the cornerstones of the future scenarios of the city. These areas constitute significant emphasis throughout the city by providing wildlife, improving the water quality, reducing flood areas, and creating social activity areas in the city. Besides, it influences land use, transportation, energy efficiency, social life. The riparian zones are one of the most significant components of the cities that mitigate the climate change effects. Because, the existence of water creates microclimatic conditions around the cities and this conserves the heat island effect, greenhouse effect, and also air pollution. The deterioration of the sustainability of this important backbone throughout the city causes an important loss in terms of urban ecosystems. Because it is an important connection of natural life and urban life, and any deterioration causes two important characters to be separated from one another. In this regard, ensuring water management in the city is a crucial issue in terms of urban habitat. In the scope of this study, research was conducted on the contribution of riparian zone to the urban ecosystem and also how the presence of this backbone system in the city transforms the urban areas was discussed.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124613486","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Today, agricultural sector develops in many areas. So, we have decided to make a project that can bring facileness by using the developing technology. We aimed to harvest the olives easily to work in these agricultural areas with a mechanical machine. We knew that there are many olive trees in our country and that people spend a lot of time collecting olives in these trees and they work costly. Therefore, we decided to design a machine that would also protect the environment by reducing the cost that would lead to saving. We met with many people and companies who went to the machine production industry and made studies in this field. Based on this information, we have decided to make a mechanism that works with shaking tree branch thanks to the gear system. As a result of our work, we think that this mechanism will be operated in a healthy manner and ready for production. The mechanism requires 159.2 N.m of torque, 1620 N force and 1 ~1.7 kW of manpower.
{"title":"Design and Production of Man Powered Olive Harvest Machine","authors":"A. Aktan, Burak Akkaya, S. Sanli, U. Kemiklioğlu","doi":"10.52460/issc.2021.038","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.038","url":null,"abstract":"Today, agricultural sector develops in many areas. So, we have decided to make a project that can bring facileness by using the developing technology. We aimed to harvest the olives easily to work in these agricultural areas with a mechanical machine. We knew that there are many olive trees in our country and that people spend a lot of time collecting olives in these trees and they work costly. Therefore, we decided to design a machine that would also protect the environment by reducing the cost that would lead to saving. We met with many people and companies who went to the machine production industry and made studies in this field. Based on this information, we have decided to make a mechanism that works with shaking tree branch thanks to the gear system. As a result of our work, we think that this mechanism will be operated in a healthy manner and ready for production. The mechanism requires 159.2 N.m of torque, 1620 N force and 1 ~1.7 kW of manpower.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115431219","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Hande Demiröz, Numan Sabit Çetin, Fırat Salmanoğlu
Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları hızlı bir gelişim göstermektedir. Bu kaynaklardan biri olan güneş enerjisi, sınırsız, çevreye zarar vermeyen ve gürültüsü olmayan bir kaynak olması gibi avantajları sebebiyle elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yere sahiptir. Ancak, güneş enerjisi sistemlerinin ilk yatırım maliyeti ve verimliliği açısından dezavantajları olduğu da bilinmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, güneş enerjisi sistemlerinden en fazla verimi elde etmek için maksimum güç noktası izleyicisi sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler, güneş ışınlarının panel yüzeyi ile yaptığı açı ve panel sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Bir başka deyişle, güneş enerjisi sistemlerinin çalışması her zaman maksimum gücü vermemektedir. Sistemin beslediği yüke, ihtiyacı olan gücü sürekli olarak verebilmek için maksimum güç noktası izleyicisi sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Matlab/Simulink ortamında değiştir ve gözle yöntemini kullanarak maksimum güç noktası izleyicisi algoritmasının verimlilik üzerine olan etkisini incelenmek için bir sistem tasarlanmıştır. Ayrıca, sistem verimliliği, maksimum güç noktası izleyicisi olmayan fotovoltaik bir sistem ile karşılaştırılmıştır.
{"title":"Fotovoltaik Güç Sistemlerinde Maksimum Güç Noktası İzleyicisinin Verimliliği","authors":"Hande Demiröz, Numan Sabit Çetin, Fırat Salmanoğlu","doi":"10.52460/issc.2021.027","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.027","url":null,"abstract":"Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları hızlı bir gelişim göstermektedir. Bu kaynaklardan biri olan güneş enerjisi, sınırsız, çevreye zarar vermeyen ve gürültüsü olmayan bir kaynak olması gibi avantajları sebebiyle elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yere sahiptir. Ancak, güneş enerjisi sistemlerinin ilk yatırım maliyeti ve verimliliği açısından dezavantajları olduğu da bilinmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, güneş enerjisi sistemlerinden en fazla verimi elde etmek için maksimum güç noktası izleyicisi sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler, güneş ışınlarının panel yüzeyi ile yaptığı açı ve panel sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Bir başka deyişle, güneş enerjisi sistemlerinin çalışması her zaman maksimum gücü vermemektedir. Sistemin beslediği yüke, ihtiyacı olan gücü sürekli olarak verebilmek için maksimum güç noktası izleyicisi sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Matlab/Simulink ortamında değiştir ve gözle yöntemini kullanarak maksimum güç noktası izleyicisi algoritmasının verimlilik üzerine olan etkisini incelenmek için bir sistem tasarlanmıştır. Ayrıca, sistem verimliliği, maksimum güç noktası izleyicisi olmayan fotovoltaik bir sistem ile karşılaştırılmıştır.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115748973","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In the conventional analysis and design of steel structures, beam-to-column connections are generally assumed as entirely rigid or perfectly pinned. This assumption simplifies analysis and design steps and preferred extensively in structural engineering practice. However, experimental studies conducted in recent years have revealed that handling some of the beam-to-column connections as entirely rigid or perfectly pinned does not give realistic results. In fact, most of the connections used in current practice have some certain amount of stiffness which fall between the extreme cases of entirely rigid and perfectly pinned. In order to model the beam-to-column connections properly, several researchers have proposed various mathematical models based on experimental results. In these models, moment rotation relations of beam-to-column connections are defined according to the type of connection. In this study, moment-rotation behaviors of beam-to-column connections formed by flush end-plate are investigated using finite element analysis and a well-known practical mathematical model. Moreover, numerical analysis outcomes were compared with the test results of a reference study from the literature. This paper showed the importance of structural design parameters in determining moment-rotation relationship of flush end-plate type of beam-to-column connections and evaluated the efficiency of the practical numerical models.
{"title":"Numerical Analysis of Flush End-Plate Beam-to-Column Connection using Mathematical Model and Finite Element Analysis","authors":"Mohammad Haroon Ehsan, M. Seçer","doi":"10.52460/issc.2021.015","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.015","url":null,"abstract":"In the conventional analysis and design of steel structures, beam-to-column connections are generally assumed as entirely rigid or perfectly pinned. This assumption simplifies analysis and design steps and preferred extensively in structural engineering practice. However, experimental studies conducted in recent years have revealed that handling some of the beam-to-column connections as entirely rigid or perfectly pinned does not give realistic results. In fact, most of the connections used in current practice have some certain amount of stiffness which fall between the extreme cases of entirely rigid and perfectly pinned. In order to model the beam-to-column connections properly, several researchers have proposed various mathematical models based on experimental results. In these models, moment rotation relations of beam-to-column connections are defined according to the type of connection. In this study, moment-rotation behaviors of beam-to-column connections formed by flush end-plate are investigated using finite element analysis and a well-known practical mathematical model. Moreover, numerical analysis outcomes were compared with the test results of a reference study from the literature. This paper showed the importance of structural design parameters in determining moment-rotation relationship of flush end-plate type of beam-to-column connections and evaluated the efficiency of the practical numerical models.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"96 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122535122","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this paper some definitions and theorems of equi integrity defined by Sundareswaran and Swaminathan are given. Equi integrity partition of transformation graphs of paths and cycles are calculated where n>3.
{"title":"Equi Integrity Partitions in Graphs","authors":"D. D. Durgun, E. Sam","doi":"10.52460/issc.2021.031","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.031","url":null,"abstract":"In this paper some definitions and theorems of equi integrity defined by Sundareswaran and Swaminathan are given. Equi integrity partition of transformation graphs of paths and cycles are calculated where n>3.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125369067","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The fate of transgenic DNA (tDNA) and protein from feed derived from Genetically Modified organisms (GMOs) in animals has been a major issue since their commercialization in 1996. Several studies have investigated the risks of horizontal gene transfer (HGT) of tDNA and protein to bacteria or animal cells/tissues, but some of the reported data are controversial. Previous reports showed that tDNA fragments or proteins derived from GM plants could not be detected in tissues, fluids, or edible products from livestock. Other researchers have shown that there is a possibility of small fragments entering animal tissues, fluids and organs. This motivated us to update our knowledge about these concerns. Therefore, this review aimed to evaluate the probable transfer and accumulation of tDNA/proteins from transgenic feeds in animal samples (ruminant and non-ruminant) by evaluating the available experimental studies published scientifically. This study found that the tDNA/protein is not completely degraded during feed processing and digestion in Gastro-Intestinal Tract (GIT). In large ruminants (cattle), tDNA fragments/proteins were detected in GIT digesta, rumen fluid, and faeces. In small ruminants (goats), traces of tDNA/proteins were detected in GIT digesta, blood, milk, liver, kidney, heart and muscle. In pigs, they were detected in blood, spleen, liver, kidney, and GIT digesta. In poultry, traces were detected in blood, liver and GIT digesta but not in meat and eggs. Notwithstanding some studies that have shown transfer of tDNA/protein fragments in animal samples, we cannot rely on these few studies to give general evidence for transfer into tissues/fluids and organs of farm animals. However, this study clearly shows that transfer is possible. Therefore, intensive and authentic research should be conducted on GM plants before they are approved for commercial use, investigating issues such as the fate of tDNA or proteins and the effects of feeding GM feed to livestock.
{"title":"Investigations and Concerns about the Fate of Transgenic DNA and Protein in Livestock","authors":"Jacob Matovu, A. Alçiçek","doi":"10.52460/issc.2021.011","DOIUrl":"https://doi.org/10.52460/issc.2021.011","url":null,"abstract":"The fate of transgenic DNA (tDNA) and protein from feed derived from Genetically Modified organisms (GMOs) in animals has been a major issue since their commercialization in 1996. Several studies have investigated the risks of horizontal gene transfer (HGT) of tDNA and protein to bacteria or animal cells/tissues, but some of the reported data are controversial. Previous reports showed that tDNA fragments or proteins derived from GM plants could not be detected in tissues, fluids, or edible products from livestock. Other researchers have shown that there is a possibility of small fragments entering animal tissues, fluids and organs. This motivated us to update our knowledge about these concerns. Therefore, this review aimed to evaluate the probable transfer and accumulation of tDNA/proteins from transgenic feeds in animal samples (ruminant and non-ruminant) by evaluating the available experimental studies published scientifically. This study found that the tDNA/protein is not completely degraded during feed processing and digestion in Gastro-Intestinal Tract (GIT). In large ruminants (cattle), tDNA fragments/proteins were detected in GIT digesta, rumen fluid, and faeces. In small ruminants (goats), traces of tDNA/proteins were detected in GIT digesta, blood, milk, liver, kidney, heart and muscle. In pigs, they were detected in blood, spleen, liver, kidney, and GIT digesta. In poultry, traces were detected in blood, liver and GIT digesta but not in meat and eggs. Notwithstanding some studies that have shown transfer of tDNA/protein fragments in animal samples, we cannot rely on these few studies to give general evidence for transfer into tissues/fluids and organs of farm animals. However, this study clearly shows that transfer is possible. Therefore, intensive and authentic research should be conducted on GM plants before they are approved for commercial use, investigating issues such as the fate of tDNA or proteins and the effects of feeding GM feed to livestock.","PeriodicalId":136262,"journal":{"name":"5th International Students Science Congress","volume":"150 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114789110","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：