Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1262477
Pelin Aykar, Reyhan Polat, D. Can
Geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebru, kıvamlaştırıcı maddeler katılarak yoğunluğu artırılmış su yüzeyine serpilen boyalar sayesinde desen yapılması ve desen yapılmış yüzeyin üzerine bırakılan kağıda desenlerin aktarılması ile elde edilir. Desen oluşumunun yalnız uygulayıcıya değil, teknedeki suyun kıvamına, doymasına ve boyanın su yüzeyinde açılmasına bağlı olması sebebi ile desenin aynısının eldesi mümkün olmamaktadır. Bu özelliği, ebru sanatının kağıt dışındaki farklı malzemeler üzerine uygulanması konusunda da ilgiyi artmıştır. Çalışmada; ebru tekniğinin Türk dokuma tarihinin önemli bir unsuru olan havlu ve peştamal yüzeyleri üzerine uygulanması ile kültürel mirasın günümüz koşullarında yorumlanması hedeflenmiştir. Ebru sanatının ev tekstili alanında kullanılması amacı ile yapılan çalışmalar test sonuç raporları ile desteklenmiştir. Pamuk ipliği ile üretilmiş havlu ve peştamaller üzerinde gerçekleştirilen toprak boya ile akrilik boya denemeleri, laboratuvar sonuçları vesilesi ile karşılaştırılmıştır.
{"title":"Ebru Sanatının Havlu ve Peştamal Yüzeyine Uygulanabilirliğinin İncelenmesi","authors":"Pelin Aykar, Reyhan Polat, D. Can","doi":"10.21602/sduarte.1262477","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1262477","url":null,"abstract":"Geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebru, kıvamlaştırıcı maddeler katılarak yoğunluğu artırılmış su yüzeyine serpilen boyalar sayesinde desen yapılması ve desen yapılmış yüzeyin üzerine bırakılan kağıda desenlerin aktarılması ile elde edilir. Desen oluşumunun yalnız uygulayıcıya değil, teknedeki suyun kıvamına, doymasına ve boyanın su yüzeyinde açılmasına bağlı olması sebebi ile desenin aynısının eldesi mümkün olmamaktadır. Bu özelliği, ebru sanatının kağıt dışındaki farklı malzemeler üzerine uygulanması konusunda da ilgiyi artmıştır. Çalışmada; ebru tekniğinin Türk dokuma tarihinin önemli bir unsuru olan havlu ve peştamal yüzeyleri üzerine uygulanması ile kültürel mirasın günümüz koşullarında yorumlanması hedeflenmiştir. Ebru sanatının ev tekstili alanında kullanılması amacı ile yapılan çalışmalar test sonuç raporları ile desteklenmiştir. Pamuk ipliği ile üretilmiş havlu ve peştamaller üzerinde gerçekleştirilen toprak boya ile akrilik boya denemeleri, laboratuvar sonuçları vesilesi ile karşılaştırılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"13 6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125946545","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1310824
Didem Çatal, Semra Çam
Günümüzde dijital teknolojilerin yaygınlaşması ile internet ve mobil cihazlar aracılığıyla iletişim kurmak ve bilgiye erişmek daha da kolaylaşmıştır. Bu durum, üniversiteli gençlerin iletişim ve bilgiye erişim alışkanlıklarını da etkilemiştir. Üniversiteli gençler, özellikle görsel odaklı etkileşimden faydalanarak, internet üzerinden iletişim kurmaktadırlar. Bu nedenle, üniversite ve fakültelerin tanıtımları için dijital çağın gerekliliklerine uygun olarak interaktif e-katalogları, önemli bir iletişim aracı olarak gündeme gelmektedir. Bu çalışmada, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin interaktif tanıtım kataloğu üzerinden üniversite tanıtımının gerekliliği ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, üniversite tanıtım e-kataloglarının; arayüz tasarımı, işlevselliği, içeriği, bilgiye erişimi, kullanıcı kolaylığı ve deneyimi, interaktif özelliği kapsamında incelenmesidir. Çalışma nitel araştırma yöntemi kapsamında üniversitelerin web siteleri taranarak e-katalog kullanan üniversite ve fakültelerden seçilen örnekler üzerinden analiz yapılarak gerçekleşmiştir. İnteraktif tanıtım e-katalogları ve üniversite tanıtımı konularına ilişkin literatür taramasının yanı sıra nicel gözleme dayalı bir anket uygulaması yapılarak elde edilen bulgular ile bu alana katlı sağlayacak bir kaynak sağlamak hedeflenmiştir.
{"title":"Üniversite Tanıtımı İçin Web Tabanlı Etkileşimli E-Katalog Uygulaması: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tanıtım Kataloğu Örneği","authors":"Didem Çatal, Semra Çam","doi":"10.21602/sduarte.1310824","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1310824","url":null,"abstract":"Günümüzde dijital teknolojilerin yaygınlaşması ile internet ve mobil cihazlar aracılığıyla iletişim kurmak ve bilgiye erişmek daha da kolaylaşmıştır. Bu durum, üniversiteli gençlerin iletişim ve bilgiye erişim alışkanlıklarını da etkilemiştir. Üniversiteli gençler, özellikle görsel odaklı etkileşimden faydalanarak, internet üzerinden iletişim kurmaktadırlar. Bu nedenle, üniversite ve fakültelerin tanıtımları için dijital çağın gerekliliklerine uygun olarak interaktif e-katalogları, önemli bir iletişim aracı olarak gündeme gelmektedir. \u0000\u0000Bu çalışmada, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin interaktif tanıtım kataloğu üzerinden üniversite tanıtımının gerekliliği ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, üniversite tanıtım e-kataloglarının; arayüz tasarımı, işlevselliği, içeriği, bilgiye erişimi, kullanıcı kolaylığı ve deneyimi, interaktif özelliği kapsamında incelenmesidir. Çalışma nitel araştırma yöntemi kapsamında üniversitelerin web siteleri taranarak e-katalog kullanan üniversite ve fakültelerden seçilen örnekler üzerinden analiz yapılarak gerçekleşmiştir. İnteraktif tanıtım e-katalogları ve üniversite tanıtımı konularına ilişkin literatür taramasının yanı sıra nicel gözleme dayalı bir anket uygulaması yapılarak elde edilen bulgular ile bu alana katlı sağlayacak bir kaynak sağlamak hedeflenmiştir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114411977","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1258715
Metin Uçar
Bu çalışma, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni malzeme ve anlatım yolları ile disiplinler arası deneysel bir uygulama alanına dönüşen güncel sanat uygulamalarına izleyicinin oyunla katılımı ile ortaya çıkan yeni estetik deneyim sürecini ele almaktadır. Bu kapsamda eğlenceli ve etkileşimli bir deneyim süreci olarak oyunun rolü ile sürecin oluşmasında etkili olan sanatçı, katılımcı ve sanat eseri arasında ortaya çıkan ilişkinin sorgulanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılan ‘izleyici' katılımcı olarak yeniden tanımlanmış ve oyun kuramı ile ilişkisel estetik arasındaki ilişki açısından irdelenmiştir. Bu kapsamda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılım biçimi Huizinga'nın “Homo Ludens'i” ve Bourriaud'nun “İlişkisel Estetik” kuramları çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir. İnceleme oyunu, basit bir çocukluk ve hayal gücü alanından ziyade, yaşamı inşa eden kültürel bir olgudan hareketle gerçekleştirilmiştir. Bu yaklaşım çerçevesinde güncel sanat uygulamalarına, oyunla katılan izleyici, mekanla yeniden konumlandırılmış ve buna bağlı olarak yeni bir temsil anlayışı ortaya çıkmıştır. Yeni temsil anlayışına bağlı olarak oyunla ortaya çıkan estetik deneyim, seçilen beş farklı güncel sanat eseri üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır.
{"title":"Güncel Sanatta Estetik Deneyim ve Oyun","authors":"Metin Uçar","doi":"10.21602/sduarte.1258715","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1258715","url":null,"abstract":"Bu çalışma, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni malzeme ve anlatım yolları ile disiplinler arası deneysel bir uygulama alanına dönüşen güncel sanat uygulamalarına izleyicinin oyunla katılımı ile ortaya çıkan yeni estetik deneyim sürecini ele almaktadır. Bu kapsamda eğlenceli ve etkileşimli bir deneyim süreci olarak oyunun rolü ile sürecin oluşmasında etkili olan sanatçı, katılımcı ve sanat eseri arasında ortaya çıkan ilişkinin sorgulanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılan ‘izleyici' katılımcı olarak yeniden tanımlanmış ve oyun kuramı ile ilişkisel estetik arasındaki ilişki açısından irdelenmiştir. Bu kapsamda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılım biçimi Huizinga'nın “Homo Ludens'i” ve Bourriaud'nun “İlişkisel Estetik” kuramları çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir. İnceleme oyunu, basit bir çocukluk ve hayal gücü alanından ziyade, yaşamı inşa eden kültürel bir olgudan hareketle gerçekleştirilmiştir. Bu yaklaşım çerçevesinde güncel sanat uygulamalarına, oyunla katılan izleyici, mekanla yeniden konumlandırılmış ve buna bağlı olarak yeni bir temsil anlayışı ortaya çıkmıştır. Yeni temsil anlayışına bağlı olarak oyunla ortaya çıkan estetik deneyim, seçilen beş farklı güncel sanat eseri üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"118 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132838216","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1260242
Mustafa Eren, Ajda ŞENOL SAKİN
19. yüzyılda sanayi alanındaki gelişmeler insan yaşamında değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişim sanat dallarında olduğu gibi müzikte de kendini göstermiş Ulusalcılık akımının da etkisiyle besteciler kendi kültürüne ve ülkesine duyduğu özlemi, sevgiyi eserlerine yansıtmışlardır. Böylelikle bazı müzikler besteci ve ülkesinin kültürü arasında çok güçlü bir bağ oluşmasını sağlamıştır. Bu bağ Chopin’in müziklerinde mazurkalar şeklinde görülmektedir. Mazurkalar, 16. yy’da Polonya’nın Varşova kenti yakınlarındaki Mazovia bölgesinde yaşayan Mazurlar tarafından ortaya çıkarılmış bir halk dansıdır. Mazurka türünün günümüzde çalgı dağarında özellikle de piyano repertuvarında hala çalınıyor ve biliniyor olmasında Frederic François Chopin’in çok büyük katkısı vardır. Çoğunlukla piyano eserleri besteleyen F. F. Chopin, vatan sevgisini, ulusuna bağlılığını ayrıca özlemlerini mazurka ve polonez türleri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmalarla ifade etmiştir. Bu araştırmada F. F. Chopin’in Op. 6 No.1 Mazurkası çalıcıya eserin müzikal ifadesinde yardımcı olması amacıyla formsal açıdan ayrıntılı incelenmiştir.
{"title":"Fréderic François Chopin’in Op. 6 No.1 Mazurka Eserinin Form Analizi","authors":"Mustafa Eren, Ajda ŞENOL SAKİN","doi":"10.21602/sduarte.1260242","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1260242","url":null,"abstract":"19. yüzyılda sanayi alanındaki gelişmeler insan yaşamında değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişim sanat dallarında olduğu gibi müzikte de kendini göstermiş Ulusalcılık akımının da etkisiyle besteciler kendi kültürüne ve ülkesine duyduğu özlemi, sevgiyi eserlerine yansıtmışlardır. Böylelikle bazı müzikler besteci ve ülkesinin kültürü arasında çok güçlü bir bağ oluşmasını sağlamıştır. Bu bağ Chopin’in müziklerinde mazurkalar şeklinde görülmektedir. Mazurkalar, 16. yy’da Polonya’nın Varşova kenti yakınlarındaki Mazovia bölgesinde yaşayan Mazurlar tarafından ortaya çıkarılmış bir halk dansıdır. Mazurka türünün günümüzde çalgı dağarında özellikle de piyano repertuvarında hala çalınıyor ve biliniyor olmasında Frederic François Chopin’in çok büyük katkısı vardır. Çoğunlukla piyano eserleri besteleyen F. F. Chopin, vatan sevgisini, ulusuna bağlılığını ayrıca özlemlerini mazurka ve polonez türleri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmalarla ifade etmiştir. Bu araştırmada F. F. Chopin’in Op. 6 No.1 Mazurkası çalıcıya eserin müzikal ifadesinde yardımcı olması amacıyla formsal açıdan ayrıntılı incelenmiştir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115243125","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1275376
Yasin Yilmaz, M. Kahraman
Grafik tasarım renk, doku, tipografi, kompozisyon gibi unsurların belirli ölçütler ve ölçekler doğrultusunda kullanılması sonucu mesajları ulaştıran ve konuşmadan sonraki iletişimin en önemli parçası haline gelen bir sanat disiplinidir. Görsel iletişim yöntemleri insanlık tarihi kadar eski olduğu gibi, günümüzde de yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Görsel unsurların kullanımı, reklam ve eğitim gibi sektörlerde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişten günümüze toplumların birbiriyle iletişiminde sağladığı kolaylıkların yanı sıra gelişimine katkıda bulunan toplumsal yaşamın önemli bir parçası olan dezavantajlı grupların eğitimlerinde olduğu gibi otizmli bireylerin eğitiminde görsel iletişimin önemi yadsınamaz bir gerçektir. Grafik sanatı, otizmli bireylerin eğitiminde kullanılan materyallerin geliştirilmesinde büyük bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle, otizmli bireylerin eğitimi için görsel materyallerin nasıl tasarlanabileceği ve mevcut materyallerin etkisi konusunda tasarımcılar ve özel eğitimcilerin görüşlerine başvurulmuştur. Grafik tasarımın eğitim materyali geliştirmede faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışma, otizmli bireylerin eğitiminde görsel materyallerin kullanımının önemini vurgulamakta ve otizmlilerin tedavisinde kullanılan yöntemler açısından bu materyallerin geliştirilmesi için grafik tasarımın önemini ortaya koymaktadır.
{"title":"Otizmli Bireylerin Materyallerinin Grafik Tasarım Açısından İncelenmesi","authors":"Yasin Yilmaz, M. Kahraman","doi":"10.21602/sduarte.1275376","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1275376","url":null,"abstract":"Grafik tasarım renk, doku, tipografi, kompozisyon gibi unsurların belirli ölçütler ve ölçekler doğrultusunda kullanılması sonucu mesajları ulaştıran ve konuşmadan sonraki iletişimin en önemli parçası haline gelen bir sanat disiplinidir. Görsel iletişim yöntemleri insanlık tarihi kadar eski olduğu gibi, günümüzde de yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Görsel unsurların kullanımı, reklam ve eğitim gibi sektörlerde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişten günümüze toplumların birbiriyle iletişiminde sağladığı kolaylıkların yanı sıra gelişimine katkıda bulunan toplumsal yaşamın önemli bir parçası olan dezavantajlı grupların eğitimlerinde olduğu gibi otizmli bireylerin eğitiminde görsel iletişimin önemi yadsınamaz bir gerçektir. Grafik sanatı, otizmli bireylerin eğitiminde kullanılan materyallerin geliştirilmesinde büyük bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle, otizmli bireylerin eğitimi için görsel materyallerin nasıl tasarlanabileceği ve mevcut materyallerin etkisi konusunda tasarımcılar ve özel eğitimcilerin görüşlerine başvurulmuştur. Grafik tasarımın eğitim materyali geliştirmede faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışma, otizmli bireylerin eğitiminde görsel materyallerin kullanımının önemini vurgulamakta ve otizmlilerin tedavisinde kullanılan yöntemler açısından bu materyallerin geliştirilmesi için grafik tasarımın önemini ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122188183","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1260309
Çiğdem Karabağ
Sosyal ayrışmanın küresel kodlarını Batı dünyasına hâkim olan kapitalist ideolojiye tazeleyici bir bakış açısı sunan 2019 yapımı Parazit Filmi, modern Güney Kore toplumu üzerine güçlü anlatılar sunar. Çalışma kapsamını oluşturan filmin izleyici ile ilişkisi, sinematografik sosyo-mekânsal anlatılar üzerine kuruludur. Çalışmanın araştırma sorusu, “sinematografik mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile bakma ve görme biçimlerinde bir arayüz olarak kullanılan pencerelerin, sosyal ayrışma unsurlarına verdiği referanslar nelerdir?” olarak belirlenmiştir. Çalışmanın amacı, arayüzün (pencerelerin) dış mekân-iç mekân, iç mekân-dış mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile yine aynı kadraj içerisindeki bakma ve görme biçimlerinin analizlerine odaklanılarak, sosyal ayrışmanın “anlam” inşasını ortaya çıkarmaktır. Nitel araştırma yönteminde, etkileşimli içerik analizi ile ele alınan çalışmadan elde edilen bulgularda, arayüz olarak kullanılan pencerelerin, görme sonucu idrak/anlam ilişkisini pozitif (üst-statüye ait) mekânlarda güçlendirdiği ve aynı mekânlardaki anlatıların “kendi gerçekliğini” inşa ettiği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Sosyal Ayrışmanın Sinematografik Anlatısında Bir Arayüz Olarak Pencereler: Parazit Filmi","authors":"Çiğdem Karabağ","doi":"10.21602/sduarte.1260309","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1260309","url":null,"abstract":"Sosyal ayrışmanın küresel kodlarını Batı dünyasına hâkim olan kapitalist ideolojiye tazeleyici bir bakış açısı sunan 2019 yapımı Parazit Filmi, modern Güney Kore toplumu üzerine güçlü anlatılar sunar. Çalışma kapsamını oluşturan filmin izleyici ile ilişkisi, sinematografik sosyo-mekânsal anlatılar üzerine kuruludur. Çalışmanın araştırma sorusu, “sinematografik mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile bakma ve görme biçimlerinde bir arayüz olarak kullanılan pencerelerin, sosyal ayrışma unsurlarına verdiği referanslar nelerdir?” olarak belirlenmiştir. Çalışmanın amacı, arayüzün (pencerelerin) dış mekân-iç mekân, iç mekân-dış mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile yine aynı kadraj içerisindeki bakma ve görme biçimlerinin analizlerine odaklanılarak, sosyal ayrışmanın “anlam” inşasını ortaya çıkarmaktır. Nitel araştırma yönteminde, etkileşimli içerik analizi ile ele alınan çalışmadan elde edilen bulgularda, arayüz olarak kullanılan pencerelerin, görme sonucu idrak/anlam ilişkisini pozitif (üst-statüye ait) mekânlarda güçlendirdiği ve aynı mekânlardaki anlatıların “kendi gerçekliğini” inşa ettiği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"67 22","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132570869","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1261142
B. Cengi̇z, Zeliha Akçaoğlu
Sanatçı ait olduğu toplumun diğer bireyleri gibi iletişim kurabilme ve çevresine karşılık verebilme yetisine bağlı olarak kendisini, benliğini ve sanatsal dilini inşa eder. Bu inşa sürecine kişisel deneyimleri, toplumsal değerleri ve savunma mekanizmaları da ortak olur. Araştırmada savaş, kapitalizm veya sermaye sömürüsü gibi nedenlerle bireyde gelişen sinizm ve yabancılaşma durumları, savunma mekanizmaları sanatçı-toplum dinamiğinde ele alınmakta, George Grosz ve Andy Warhol örnekleri üzerinden incelenmektedir. Grosz’un hicivci üslubu, mizah savunma mekanizmasıyla, Warhol’un kitle imgeleri ve medya ikonografisi, inkar ve özdeşleşme savunma mekanizmalarıyla ilişkilendirilmektedir. Araştırma literatür tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup, konuya ilişkin daha önceden gerçekleştirilen araştırmalar incelenmiştir. Ayrıca bu çalışma, George Grosz’un eski avangard, Andy Warhol’un yeni avangard olarak ortak ve farklı yönlerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesiyle de önem kazanmaktadır. Araştırmanın ülke vatandaşı ve toplum gözlemcisi olarak sanatçının sahip olduğu ideolojik yaklaşım ve üretimlerinin sosyo-psikolojik bağlantılarının anlaşılabilir olması açısından yardımcı bir kaynak olabileceği düşünülmektedir.
{"title":"Sanat ve Sinizm (Yabancılaşma) İlişkisi: George Grosz ve Andy Warhol","authors":"B. Cengi̇z, Zeliha Akçaoğlu","doi":"10.21602/sduarte.1261142","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1261142","url":null,"abstract":"Sanatçı ait olduğu toplumun diğer bireyleri gibi iletişim kurabilme ve çevresine karşılık verebilme yetisine bağlı olarak kendisini, benliğini ve sanatsal dilini inşa eder. Bu inşa sürecine kişisel deneyimleri, toplumsal değerleri ve savunma mekanizmaları da ortak olur. Araştırmada savaş, kapitalizm veya sermaye sömürüsü gibi nedenlerle bireyde gelişen sinizm ve yabancılaşma durumları, savunma mekanizmaları sanatçı-toplum dinamiğinde ele alınmakta, George Grosz ve Andy Warhol örnekleri üzerinden incelenmektedir. Grosz’un hicivci üslubu, mizah savunma mekanizmasıyla, Warhol’un kitle imgeleri ve medya ikonografisi, inkar ve özdeşleşme savunma mekanizmalarıyla ilişkilendirilmektedir. Araştırma literatür tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup, konuya ilişkin daha önceden gerçekleştirilen araştırmalar incelenmiştir. Ayrıca bu çalışma, George Grosz’un eski avangard, Andy Warhol’un yeni avangard olarak ortak ve farklı yönlerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesiyle de önem kazanmaktadır. Araştırmanın ülke vatandaşı ve toplum gözlemcisi olarak sanatçının sahip olduğu ideolojik yaklaşım ve üretimlerinin sosyo-psikolojik bağlantılarının anlaşılabilir olması açısından yardımcı bir kaynak olabileceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"68 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127624976","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1274158
Ali Battal
Bu çalışma, hareketten etkisinde tasarım bağlamında sesin görselleştirilmesi yoluyla biçim bulma süreçleri için bir yöntem oluşturmaya odaklanmaktadır. Farklı ses frekanslarının görsel olarak algılanmasını sağlayan Chladni desenleri çalışmanın merkezinde yer almaktadır. Chladni desenlerini dijital olarak üretmek ve bunları 3 boyutlu modellere dönüştürmek için bir dizi yöntem ve araç kullanılarak üretken bir tasarım süreci geliştirilmiştir. İki boyutlu desenleri matematiksel olarak ifade eden Chladni formülüne göre desenlerin Java kodu ile dijital ortama aktarılması, dijital ortamda yeniden üretilen iki boyutlu sayısal desenlerin üst üste bindirilmesi ve Marching Cube algoritması ile iki boyutlu desenlerin üç boyutlu geometrilere dönüştürülmesi çalışmanın yöntemini oluşturmaktadır. Çalışma sonunda geliştirilen form bulma yönteminin mimari potansiyelini tartışmak amacıyla, farklı kentsel alanların frekans değerleri kullanılarak pavyon tasarımlarına yönelik tasarım alternatifleri sunulmuştur. Sonuç olarak, geliştirilen üretken yaklaşım aracılığıyla, mimarlık, resim ve heykel gibi plastik sanat diplilerindeki tasarımcılara birçok potansiyel tasarım alternatifi sunulmaktadır.
{"title":"Chladni Desenleri ile Deneysel Bir Üç Boyutlu Form Bulma Süreci","authors":"Ali Battal","doi":"10.21602/sduarte.1274158","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1274158","url":null,"abstract":"Bu çalışma, hareketten etkisinde tasarım bağlamında sesin görselleştirilmesi yoluyla biçim bulma süreçleri için bir yöntem oluşturmaya odaklanmaktadır. Farklı ses frekanslarının görsel olarak algılanmasını sağlayan Chladni desenleri çalışmanın merkezinde yer almaktadır. Chladni desenlerini dijital olarak üretmek ve bunları 3 boyutlu modellere dönüştürmek için bir dizi yöntem ve araç kullanılarak üretken bir tasarım süreci geliştirilmiştir. İki boyutlu desenleri matematiksel olarak ifade eden Chladni formülüne göre desenlerin Java kodu ile dijital ortama aktarılması, dijital ortamda yeniden üretilen iki boyutlu sayısal desenlerin üst üste bindirilmesi ve Marching Cube algoritması ile iki boyutlu desenlerin üç boyutlu geometrilere dönüştürülmesi çalışmanın yöntemini oluşturmaktadır. Çalışma sonunda geliştirilen form bulma yönteminin mimari potansiyelini tartışmak amacıyla, farklı kentsel alanların frekans değerleri kullanılarak pavyon tasarımlarına yönelik tasarım alternatifleri sunulmuştur. Sonuç olarak, geliştirilen üretken yaklaşım aracılığıyla, mimarlık, resim ve heykel gibi plastik sanat diplilerindeki tasarımcılara birçok potansiyel tasarım alternatifi sunulmaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124083750","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.21602/sduarte.1258886
Gökhan Bi̇ri̇nci̇
Fotoğrafik görüntünün belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri ışık olgusudur. Luminogram tekniği, karanlık oda ortamında ışığın duyarlı malzemelerin üzerine doğrudan yansıtılması sonucu elde edilmektedir. Kamerasız bir yöntem olan luminogram ışığın kendisini nesne olarak kullanmaktadır. Kamerasız fotoğraf, fotoğrafik görüntü oluşturmanın en eski biçimi olmasına rağmen, çağdaş fotoğraf sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Işığın yönetimi, karanlıkta kalan, görünmeyen ancak var olan nesneleri ortaya çıkarırken bir yandan felsefenin diğer yandan fotoğraf sanatının konusu olmuştur. Bu anlamda ışık ve ışığa duyarlı malzemenin etkileşimi ve sonuçları László Moholy-Nagy‘den Georgy Kepes’e, Gottfried Jäger’den günümüz fotoğraf sanatçılarına kadar incelenmiştir. Bu çalışmada, ışığın yönetimi, fotoğraf tarihi içinde nasıl bir temsil aracına dönüştüğü saptanmış ve sanatçı çalışmaları üzerinden analiz edilmiştir.
{"title":"Fotoğraf Sanatında Işığın Deneysel Yolculuğu: Luminogram","authors":"Gökhan Bi̇ri̇nci̇","doi":"10.21602/sduarte.1258886","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1258886","url":null,"abstract":"Fotoğrafik görüntünün belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri ışık olgusudur. Luminogram tekniği, karanlık oda ortamında ışığın duyarlı malzemelerin üzerine doğrudan yansıtılması sonucu elde edilmektedir. Kamerasız bir yöntem olan luminogram ışığın kendisini nesne olarak kullanmaktadır. Kamerasız fotoğraf, fotoğrafik görüntü oluşturmanın en eski biçimi olmasına rağmen, çağdaş fotoğraf sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Işığın yönetimi, karanlıkta kalan, görünmeyen ancak var olan nesneleri ortaya çıkarırken bir yandan felsefenin diğer yandan fotoğraf sanatının konusu olmuştur. Bu anlamda ışık ve ışığa duyarlı malzemenin etkileşimi ve sonuçları László Moholy-Nagy‘den Georgy Kepes’e, Gottfried Jäger’den günümüz fotoğraf sanatçılarına kadar incelenmiştir. Bu çalışmada, ışığın yönetimi, fotoğraf tarihi içinde nasıl bir temsil aracına dönüştüğü saptanmış ve sanatçı çalışmaları üzerinden analiz edilmiştir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121597725","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-01DOI: 10.21602/sduarte.1182339
Mehmet Ali Gökdemi̇r
Bu araştırmada, Jale YILMABAŞAR'ın eserlerindeki göz ve horoz imgelerinin Anadolu kültüründeki sembol ve imgeler açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemine başvurulmuştur. Araştırmanın çalışma kapsamını Jale YILMABAŞAR'ın göz ve horoz figürlerini belirgin bir biçimde kullandığı eserleri oluşturmaktadır. Araştırmada bu sanatçının araştırılmak istenmesinde, sanatçının eserlerinde göz ve horoz gibi bazı sembolleri kullanması etkili olmuştur. Araştırmanın verilerinin analiz edilmesinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, bir sanatçının eserlerinde kuşkusuz yetiştiği coğrafyadan imgeler, semboller ve konular görmek olası bir durum olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda sanatçının yetiştiği coğrafya ne kadar zengin bir kültüre sahipse, sanat eserleri de o denli sağlam, renkli ve zengin olabilmektedir. Bu bilgilere dayanarak, Anadolu’nun zengin ve köklü kültüründen beslenerek yetişen sanatçıların da üreteceği sanat eserlerinin eşsiz bir değeri olduğunu söyleyebiliriz. Anadolu’nun bağrında yetişmiş Jale YILMABAŞAR gibi sanatçılar, bu coğrafyanın kendilerine sunduğu kültür zenginliklerini hakkıyla eserlerine yansıtmışlarıdır. Sanatçı Jale YILMABAŞAR, Anadolu kültürünün kendisine sunduğu sembollerden nazar boncuğu, göz ve horoz imgelerini sıkça kulanmış bir sanatçıdır. Sanatçının Dünya’nın en iyi yedi seramik sanatçısının arasında yer almasında, Türkiye’nin ilk seramik profesörü olma unvanını almış olmasında ve uluslararası yarışmalarda dereceler almasında, sanatçının yetiştiği zengin Anadolu kültürünün etkisinin oldukça büyük olduğunu söylemek mümkündür.
{"title":"JALE YILMABAŞAR'IN ESERLERİNDEKİ İMGELERİNİN ANADOLU KÜLTÜRÜ VE SEMBOLLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ","authors":"Mehmet Ali Gökdemi̇r","doi":"10.21602/sduarte.1182339","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1182339","url":null,"abstract":"Bu araştırmada, Jale YILMABAŞAR'ın eserlerindeki göz ve horoz imgelerinin Anadolu kültüründeki sembol ve imgeler açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemine başvurulmuştur. Araştırmanın çalışma kapsamını Jale YILMABAŞAR'ın göz ve horoz figürlerini belirgin bir biçimde kullandığı eserleri oluşturmaktadır. Araştırmada bu sanatçının araştırılmak istenmesinde, sanatçının eserlerinde göz ve horoz gibi bazı sembolleri kullanması etkili olmuştur. Araştırmanın verilerinin analiz edilmesinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, bir sanatçının eserlerinde kuşkusuz yetiştiği coğrafyadan imgeler, semboller ve konular görmek olası bir durum olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda sanatçının yetiştiği coğrafya ne kadar zengin bir kültüre sahipse, sanat eserleri de o denli sağlam, renkli ve zengin olabilmektedir. Bu bilgilere dayanarak, Anadolu’nun zengin ve köklü kültüründen beslenerek yetişen sanatçıların da üreteceği sanat eserlerinin eşsiz bir değeri olduğunu söyleyebiliriz. Anadolu’nun bağrında yetişmiş Jale YILMABAŞAR gibi sanatçılar, bu coğrafyanın kendilerine sunduğu kültür zenginliklerini hakkıyla eserlerine yansıtmışlarıdır. Sanatçı Jale YILMABAŞAR, Anadolu kültürünün kendisine sunduğu sembollerden nazar boncuğu, göz ve horoz imgelerini sıkça kulanmış bir sanatçıdır. Sanatçının Dünya’nın en iyi yedi seramik sanatçısının arasında yer almasında, Türkiye’nin ilk seramik profesörü olma unvanını almış olmasında ve uluslararası yarışmalarda dereceler almasında, sanatçının yetiştiği zengin Anadolu kültürünün etkisinin oldukça büyük olduğunu söylemek mümkündür.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131158503","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}