Amac: Meme kanseri kadinlarda onemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Desmosterolden kolesterol olusum reaksiyonunu katalizleyen enzim olan Seladin-1 daha once cesitli tumor turlerinde farkli duzeylerde exprese edildigi gozlenmistir. Calismamizda; serum seladin-1 duzeyleri ile metastatik olmayan meme kanseri hastalarinin klinik ozellikleri arasindaki iliskiyi ve seladin-1'in meme kanserinde prognostik degerini arastirmayi amacladik. Yontem: Tibbi onkoloji klinigimizde, 18 yas ustu, histopatolojik olarak meme kanseri tanisi almis, cerrahi olarak tumor dokusu cikarilmis, herhangi bir onkolojik tedavi henuz almamis, uzak organ metastazi ve ek malignitesi olmayan hastalar ile kontrol grubu olarak saglikli kadin gonuller calismaya dahil edildi. Demografik veriler ve laboratuvar verileri kaydedildi. Serum seladin-1 duzeyleri hasta ve kontrol gruplari arasinda karsilastirildi. Bulgular: 46 hasta ve 27 kontrol grubu olmak uzere toplam 73 kadin hasta calismaya dahil edildi. Hasta grubunun yas ortalamasi 56±12 yil, kontrol grubunun 62±12 yildi (p=0.055) Seladin-1 duzeyleri gruplar arasinda karsilastirildiginda; hasta grubunda kontrol grubuna gore daha dusuk seviyede saptandi (p=0.038). Tumor boyutlari ile Seladin-1 duzeyi arasinda istatistiksel bir iliski yoktu. (p=0.138). Bunun yaninda, hastalarin stage ve gradelerine gore seladin-1 duzeyi karsilastirildiginda istatistiksel fark olmadigi goruldu (p=0,720; p=0,092, sirasiyla). Sonuc: Calismamizda meme kanseri hastalarinin serumlarinda seladin-1 duzeyi kontrol grubuna gore daha dusuk saptandi. Ne var ki, meme kanserinin prognostik faktorleri ile seladin-1 duzeylerinin iliskili olmadigi gorulmustur. Seladin-1’in meme kanserli hastalarinda dusuk olmasinin altinda yatan mekanizmalarin aydinlatilabilmesi icin daha ileri arastirmalar gerekmektedir.
阿马克:癌症是由女性相当高的发病率和死亡率引起的。Seladin-1是身体肿瘤周期中的一个,它催化了来自结缔组织增生的胆固醇体积反应。Calismamizda;血清seladin-1 duzeyleri可转移至癌症患者,其具有Talarinin klinik ozellikleri arasindaki iliskiyi和seladin-1'可预测癌症患者的病情。在我们的Tibbi肿瘤诊所,已诊断出18例酵母骨质疏松症、组织病理学、乳腺癌症,注射了手术肿瘤毒性,尚未获得任何肿瘤治疗,一组无远处器官转移和其他恶性肿瘤的患者已得到控制。已经记录了人口统计数据和实验室数据。血清seladin-1传感器在患者和对照组之间是carsilastrile。研究结果包括46名患者和27个对照组,共73名女性。患者组的平均年龄为56±12岁,对照组为62±12岁(p=0.055);肿瘤大小与Seladin-1之间没有统计学联系。(p=0.138)。此外,当caladin-1水平完全不变时,患者的分期和分级水平被认为是静态的(p=0.720;p=0.092,西拉西姆)。因此,在calimamide中,癌症乳腺癌患者血清中seladin-1的dusuk更多。Ne var ki,meme kanserin预测faktorleri ile seladin-1 duzeylerinin iliskili olmadigi gorulmustur。Seladin-1需要能够阐明癌症患者的发病机制。
{"title":"Investigation of serum Seladin-1 / DHCR24 levels in breast cancer patients","authors":"Attila Önmez, O. Eşbah, İ. E. Şahin","doi":"10.18521/ktd.785524","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.785524","url":null,"abstract":"Amac: Meme kanseri kadinlarda onemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Desmosterolden kolesterol olusum reaksiyonunu katalizleyen enzim olan Seladin-1 daha once cesitli tumor turlerinde farkli duzeylerde exprese edildigi gozlenmistir. Calismamizda; serum seladin-1 duzeyleri ile metastatik olmayan meme kanseri hastalarinin klinik ozellikleri arasindaki iliskiyi ve seladin-1'in meme kanserinde prognostik degerini arastirmayi amacladik. Yontem: Tibbi onkoloji klinigimizde, 18 yas ustu, histopatolojik olarak meme kanseri tanisi almis, cerrahi olarak tumor dokusu cikarilmis, herhangi bir onkolojik tedavi henuz almamis, uzak organ metastazi ve ek malignitesi olmayan hastalar ile kontrol grubu olarak saglikli kadin gonuller calismaya dahil edildi. Demografik veriler ve laboratuvar verileri kaydedildi. Serum seladin-1 duzeyleri hasta ve kontrol gruplari arasinda karsilastirildi. Bulgular: 46 hasta ve 27 kontrol grubu olmak uzere toplam 73 kadin hasta calismaya dahil edildi. Hasta grubunun yas ortalamasi 56±12 yil, kontrol grubunun 62±12 yildi (p=0.055) Seladin-1 duzeyleri gruplar arasinda karsilastirildiginda; hasta grubunda kontrol grubuna gore daha dusuk seviyede saptandi (p=0.038). Tumor boyutlari ile Seladin-1 duzeyi arasinda istatistiksel bir iliski yoktu. (p=0.138). Bunun yaninda, hastalarin stage ve gradelerine gore seladin-1 duzeyi karsilastirildiginda istatistiksel fark olmadigi goruldu (p=0,720; p=0,092, sirasiyla). Sonuc: Calismamizda meme kanseri hastalarinin serumlarinda seladin-1 duzeyi kontrol grubuna gore daha dusuk saptandi. Ne var ki, meme kanserinin prognostik faktorleri ile seladin-1 duzeylerinin iliskili olmadigi gorulmustur. Seladin-1’in meme kanserli hastalarinda dusuk olmasinin altinda yatan mekanizmalarin aydinlatilabilmesi icin daha ileri arastirmalar gerekmektedir.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"519-524"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47470951","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
N. Ince, P. Gülhan, E. Balbay, C. Öztürk, Attila Önmez
Amac: SARS-CoV-2 enfeksiyonu salginina Dunya Saglik Orgutu tarafindan Coronavirus Hastaligi 2019 (COVID-19) adi verildi. Meteorolojik parametreler bulasici hastaliklari etkileyen en onemli faktorlerdendir. Bu calismanin amaci meteorolojik parametreler ile COVID-19 salgini arasindaki iliskiyi incelemektir. Metod: Turkiye Duzce ilinde 29.03.2020 ve 04.05.2020 tarihleri arasinda tani ve tedavi edilen 197 COVID-19 hastasi calismaya alindi. Bulgular: Hava kalitesi parametreleri ile COVID-19 olgu sayilari arasindaki iliskinin, Pozitif hasta sayisi ile hava sicakligi, bagil nem ve NO2 arasinda anlamli negatif korelasyon oldugu ve hava basinci ile anlamli pozitif korelasyon oldugu, ancak PM10, PM2.5 SO2, NO veya CO ile korelasyon olmadigi saptandi. Sonuc: Bulgularimiz bir on calisma olarak onemlidir, cunku hava kirleticileri ile meteorolojik faktorler arasindaki etkilesimler COVID-19'un bulasmasi ve patogenezinde rol oynayabilir ve bu etkilesimlerin daha iyi anlasilmasi icin buyuk olcekli calismalar tasarlanmalidir.
{"title":"The role of meteorological parameters in COVID-19 infection","authors":"N. Ince, P. Gülhan, E. Balbay, C. Öztürk, Attila Önmez","doi":"10.18521/ktd.768835","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.768835","url":null,"abstract":"Amac: SARS-CoV-2 enfeksiyonu salginina Dunya Saglik Orgutu tarafindan Coronavirus Hastaligi 2019 (COVID-19) adi verildi. Meteorolojik parametreler bulasici hastaliklari etkileyen en onemli faktorlerdendir. Bu calismanin amaci meteorolojik parametreler ile COVID-19 salgini arasindaki iliskiyi incelemektir. Metod: Turkiye Duzce ilinde 29.03.2020 ve 04.05.2020 tarihleri arasinda tani ve tedavi edilen 197 COVID-19 hastasi calismaya alindi. Bulgular: Hava kalitesi parametreleri ile COVID-19 olgu sayilari arasindaki iliskinin, Pozitif hasta sayisi ile hava sicakligi, bagil nem ve NO2 arasinda anlamli negatif korelasyon oldugu ve hava basinci ile anlamli pozitif korelasyon oldugu, ancak PM10, PM2.5 SO2, NO veya CO ile korelasyon olmadigi saptandi. Sonuc: Bulgularimiz bir on calisma olarak onemlidir, cunku hava kirleticileri ile meteorolojik faktorler arasindaki etkilesimler COVID-19'un bulasmasi ve patogenezinde rol oynayabilir ve bu etkilesimlerin daha iyi anlasilmasi icin buyuk olcekli calismalar tasarlanmalidir.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"394-399"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"43259227","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
M. G. Kilinçarslan, Banu Sarıgül, Çetin Toraman, E. Şahi̇n
Amac Asi karsitligi son yillarda artarak kotu saglik sonuclarina neden olmaktadir. Literaturde asi karsitligi olcekleri bulunsa da bunlar Turkiye icin uygun olmamakla birlikte kisitliliklari bulunmaktadir. Bu calismanin amaci, Turkce asi karsitligi olcegini gelistirmektir. Yontem: Iki farkli kesitsel calisma yurutuldu. Hastane ve cevresindeki katilimcilara ulasmak icin amacli ornekleme yontemi kullanildi. Calisma 1: Aciklayici faktor analizi, %61,3'u kadin ve ortalama yasi 33,3 yil olan 315 katilimciyi icermektedir. Otuz alti maddeli taslak olcek yuz yuze uygulanmistir. Calisma 2: Dogrulayici faktor analizi, uzun form icin 214 katilimci ve kisa form icin 200 katilimcidan olusmaktadir. Kisa form katilimcilarinin %62,0'i kadindi ve ortalama yas 33,9 idi. Uzun form katilimcilarinin %65,4'u kadindi ve ortalama yas 34,5 idi. Her iki formun uyum iyiligi indeksleri literaturle karsilastirildi. Bulgular: Yuksek aciklayiciliklari nedeniyle 4 faktorde 21 maddeden olusan uzun form ve 3 faktorde 12 maddeden olusan kisa form secilmistir. Uzun formun ve kisa formun acikladigi varyans sirasiyla %57,4 ve %65,3 idi. Uzun form ve kisa form icin Cronbach Alpha degerleri sirasiyla 0,905 ve 0,855 idi. Sonuc: Sosyokulturel yapidaki farkliliklarin buyuk etkisi oldugu icin asi karsitligini yerel duzeylerde anlamak onemlidir. Bu calismada literaturde ilk kez, gecerli ve guvenilir olarak iki farkli Turkce asi karsitligi olcegi gelistirilmistir.
{"title":"Development of Valid and Reliable Scale of Vaccine Hesitancy in Turkish Language","authors":"M. G. Kilinçarslan, Banu Sarıgül, Çetin Toraman, E. Şahi̇n","doi":"10.18521/ktd.693711","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.693711","url":null,"abstract":"Amac Asi karsitligi son yillarda artarak kotu saglik sonuclarina neden olmaktadir. Literaturde asi karsitligi olcekleri bulunsa da bunlar Turkiye icin uygun olmamakla birlikte kisitliliklari bulunmaktadir. Bu calismanin amaci, Turkce asi karsitligi olcegini gelistirmektir. Yontem: Iki farkli kesitsel calisma yurutuldu. Hastane ve cevresindeki katilimcilara ulasmak icin amacli ornekleme yontemi kullanildi. Calisma 1: Aciklayici faktor analizi, %61,3'u kadin ve ortalama yasi 33,3 yil olan 315 katilimciyi icermektedir. Otuz alti maddeli taslak olcek yuz yuze uygulanmistir. Calisma 2: Dogrulayici faktor analizi, uzun form icin 214 katilimci ve kisa form icin 200 katilimcidan olusmaktadir. Kisa form katilimcilarinin %62,0'i kadindi ve ortalama yas 33,9 idi. Uzun form katilimcilarinin %65,4'u kadindi ve ortalama yas 34,5 idi. Her iki formun uyum iyiligi indeksleri literaturle karsilastirildi. Bulgular: Yuksek aciklayiciliklari nedeniyle 4 faktorde 21 maddeden olusan uzun form ve 3 faktorde 12 maddeden olusan kisa form secilmistir. Uzun formun ve kisa formun acikladigi varyans sirasiyla %57,4 ve %65,3 idi. Uzun form ve kisa form icin Cronbach Alpha degerleri sirasiyla 0,905 ve 0,855 idi. Sonuc: Sosyokulturel yapidaki farkliliklarin buyuk etkisi oldugu icin asi karsitligini yerel duzeylerde anlamak onemlidir. Bu calismada literaturde ilk kez, gecerli ve guvenilir olarak iki farkli Turkce asi karsitligi olcegi gelistirilmistir.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"420-429"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49023071","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Cocukluk caginda gorulen gogus agrilari psikojenik kokenli olabilir. Bu calismada cocuklarda gorulen gogus agrisi ile anksiyete ve depresyon duzeyleri arasindaki iliskiyi degerlendirmeyi amacladik. Yontem: Pediatrik kardiyoloji bolumune gogus agrisi sikayeti ile basvuran olgular ve kontrol grubunu olusturan saglikli cocuklar calismaya dahil edildi. Hastalarin hikayesi, fizik muayene bulgulari ile biyokimyasal testlerin, elektrokardiyografik incelemenin, 24-saatlik Holter monitorizasyonunun ve ekokardiyografik incelemenin sonuclari kaydedildi. Gogus agrisi olan grup ile kontrol grubu, Cocuk Anksiyete ve Depresyon Olcegi-Yenilenmis olcegi kullanilarak karsilastirildi. Bulgular: Gogus agrisi olan toplam 100 cocuk [46 (%46,0) erkek ve 54 (%54,0) kiz; ortalama yas: 12,5 yil] ve 55 saglikli kontrol [25 (%45,5) erkek ve 30 (%54,5) kiz; ortalama yas: 13,1 yil] calismaya dahil edildi. Psikiyatrik olcek ile degerlendirme 8-18 yas arasindaki cocuklara (gogus agrisi grubundaki 93 hastaya ve kontrol grubundaki 54 olguya) uygulandi. Gogus agrisi grubunda tum alt olcek skorlari, kontrol grubuna gore anlamli olarak daha yuksek bulundu (yaygin anksiyete bozuklugu: 7.39±3.4 ve 5.48±2.6, P=0.001; major depresif bozukluk: 8.84±6.1 ve 6.27±4.7, P=0.009; panik bozukluk: 9.07±6.1 ve 4.92±4.7, P=0.000; ayrilik anksiyetesi bozuklugu: 5.53±3.7 ve 3.77±3.3, P=0.005; obsesif-kompulsif bozukluk: 6.48±3.6 ve 4.74±3.3, P=0.005; sosyal anksiyete bozuklugu: 10.1±5.5 ve 7.81±4.9, P=0.010). Sonuc: Bu sonuclar, cocukluk caginda artmis anksiyete ve depresyon duzeyleri ile gogus agrisi arasindaki iliskinin varligina isaret etmektedir. Gogus agrisi olan cocuklarda bazi temel kardiyak incelemelere ek olarak kapsamli bir psikiyatrik degerlendirme yapilmasi uygundur.
阿马克:在可可豆笼里,葡萄闻起来像精神动力作物。在这个calimada cocuklarda amacladiku degerlendirme iliskiyi gorulen gogus agrisi ile anksiyete ve depression duzeyleri arasindaki iliskiyi中。补充:药物,包括与小儿心脏病学的gogus农学和对照组一起使用的药物。记录了患者的故事、身体测试结果、生物肌痛测试、心电图测试、24小时动态心电图监测和心电图测试。农业作物是一种控制害虫的作物,它是一种害虫。数据为:100名男性和54名女性[46(%46,0)患有agri-Gogus;平均年龄为12.5岁;55名男性和30名女性[54,5]患有健康护理;平均年龄13,1岁。椰子在8至18年期间被应用了精神退化(gogus agri组93名患者和对照组54名患者)。Gogus农业组织将破坏学校,对照组明显高于对照组(传播性污染障碍:7.39±3.4和5.48±2.6,P=0.001;重度抑郁障碍:8.84±6.1和6.27±4.7,P=0.009;恐慌障碍:9.07±6.1和4.92±4.7,P=0.000;焦虑障碍:5.53±3.7和3.77±3.3,P=0.005;强迫症:6.48±3.6和4.74±3.3,P=0.005;社交焦虑障碍:10.1±5.5和7.81±4.9,P=0.010)。cocukluk caginda artmis anksiyete ve depression duzeyleri gogus agrisi arasindaki iliskinin varligina isaret。gogusagri的一些基本心脏测试也适用于减少全面的心理退化。
{"title":"Evaluation of Anxiety and Depression Levels in Children with Chest Pain Using A Standardized Scale","authors":"M. Uzunoğlu, M. Keskin, Ü. Işık","doi":"10.18521/ktd.748033","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.748033","url":null,"abstract":"Amac: Cocukluk caginda gorulen gogus agrilari psikojenik kokenli olabilir. Bu calismada cocuklarda gorulen gogus agrisi ile anksiyete ve depresyon duzeyleri arasindaki iliskiyi degerlendirmeyi amacladik. Yontem: Pediatrik kardiyoloji bolumune gogus agrisi sikayeti ile basvuran olgular ve kontrol grubunu olusturan saglikli cocuklar calismaya dahil edildi. Hastalarin hikayesi, fizik muayene bulgulari ile biyokimyasal testlerin, elektrokardiyografik incelemenin, 24-saatlik Holter monitorizasyonunun ve ekokardiyografik incelemenin sonuclari kaydedildi. Gogus agrisi olan grup ile kontrol grubu, Cocuk Anksiyete ve Depresyon Olcegi-Yenilenmis olcegi kullanilarak karsilastirildi. Bulgular: Gogus agrisi olan toplam 100 cocuk [46 (%46,0) erkek ve 54 (%54,0) kiz; ortalama yas: 12,5 yil] ve 55 saglikli kontrol [25 (%45,5) erkek ve 30 (%54,5) kiz; ortalama yas: 13,1 yil] calismaya dahil edildi. Psikiyatrik olcek ile degerlendirme 8-18 yas arasindaki cocuklara (gogus agrisi grubundaki 93 hastaya ve kontrol grubundaki 54 olguya) uygulandi. Gogus agrisi grubunda tum alt olcek skorlari, kontrol grubuna gore anlamli olarak daha yuksek bulundu (yaygin anksiyete bozuklugu: 7.39±3.4 ve 5.48±2.6, P=0.001; major depresif bozukluk: 8.84±6.1 ve 6.27±4.7, P=0.009; panik bozukluk: 9.07±6.1 ve 4.92±4.7, P=0.000; ayrilik anksiyetesi bozuklugu: 5.53±3.7 ve 3.77±3.3, P=0.005; obsesif-kompulsif bozukluk: 6.48±3.6 ve 4.74±3.3, P=0.005; sosyal anksiyete bozuklugu: 10.1±5.5 ve 7.81±4.9, P=0.010). Sonuc: Bu sonuclar, cocukluk caginda artmis anksiyete ve depresyon duzeyleri ile gogus agrisi arasindaki iliskinin varligina isaret etmektedir. Gogus agrisi olan cocuklarda bazi temel kardiyak incelemelere ek olarak kapsamli bir psikiyatrik degerlendirme yapilmasi uygundur.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"492-497"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48543119","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac : Amacimiz, dehidroepiandrosteronun (DHEA) doksorubisine bagli over hasari uzerinde koruyucu bir etkisi olup olmadigini degerlendirmektir. Metod: Ratlar uc gruba ayrildi. Grup 1 (kontrol grubu) tedavi uygulanmadi. Saglam over dokusu cikarildi ve Anti-Mulleran Hormon (AMH) testi icin kan ornekleri alindi. Grup 2 (doksorubisin grubu), ratlara 3 mg/kg'lik tek bir dozda intraperitonal yoldan doksorubisin verildi. Grup 3 (doksorubisin + DHEA grubu), ratlara intraperitonal yolla 3 mg/kg'lik tek bir dozda ve gunde 60 mg / kg'lik bir dozda subcutan DHEA'ya ilaveten tek doz doz doksorubisin verildi. Grup 2 ve 3'teki ratlarin onuncu gunun sonunda yumurtalik dokulari alindi ve AMH testi icin kan ornekleri alindi. Bulgular: Normal over doku hasari skorlari kanama disinda sifir olmakla birlikte, doksorubisin tum deneklerde anlamli hasar ve histopatolojik degisiklikler gosterdi. Doksorubisin ve Doksorubisin + DHEA gruplarinda normal over grubundan daha yuksek odem, vaskuler konjesyon, hucresel dejenerasyon ve toplam hasar skorlari vardi. Antral folikul sayisi ve yumurtalik hacmi doksorubisin grubunda normal over grubuna gore azaldi (sirasiyla p = 0.011 ve 0.002). Doksorubisin + DHEA grubundaki over hacmi, normal over hacmine benzerdi (p = 0.091), ancak antral folikul sayisi bu grupta anlamli olarak daha dusuktu (p = 0.002). AMH degerleri normal over grubu ile diger gruplar arasinda farklilik gostermedi. Sonuc : DHEA'nin doksorubisinin neden oldugu over hasarini onlemede etkili olmadigi sonucuna varildi.
{"title":"Investigation of protective effects of dehydroepiandrosterone (DHEA) against toxic damage caused by doxorubicin in rat ovaries","authors":"Önder Sakin, M. Oruç, Y. Alan, A. Anğın, K. Başak","doi":"10.18521/ktd.680703","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.680703","url":null,"abstract":"Amac : Amacimiz, dehidroepiandrosteronun (DHEA) doksorubisine bagli over hasari uzerinde koruyucu bir etkisi olup olmadigini degerlendirmektir. Metod: Ratlar uc gruba ayrildi. Grup 1 (kontrol grubu) tedavi uygulanmadi. Saglam over dokusu cikarildi ve Anti-Mulleran Hormon (AMH) testi icin kan ornekleri alindi. Grup 2 (doksorubisin grubu), ratlara 3 mg/kg'lik tek bir dozda intraperitonal yoldan doksorubisin verildi. Grup 3 (doksorubisin + DHEA grubu), ratlara intraperitonal yolla 3 mg/kg'lik tek bir dozda ve gunde 60 mg / kg'lik bir dozda subcutan DHEA'ya ilaveten tek doz doz doksorubisin verildi. Grup 2 ve 3'teki ratlarin onuncu gunun sonunda yumurtalik dokulari alindi ve AMH testi icin kan ornekleri alindi. Bulgular: Normal over doku hasari skorlari kanama disinda sifir olmakla birlikte, doksorubisin tum deneklerde anlamli hasar ve histopatolojik degisiklikler gosterdi. Doksorubisin ve Doksorubisin + DHEA gruplarinda normal over grubundan daha yuksek odem, vaskuler konjesyon, hucresel dejenerasyon ve toplam hasar skorlari vardi. Antral folikul sayisi ve yumurtalik hacmi doksorubisin grubunda normal over grubuna gore azaldi (sirasiyla p = 0.011 ve 0.002). Doksorubisin + DHEA grubundaki over hacmi, normal over hacmine benzerdi (p = 0.091), ancak antral folikul sayisi bu grupta anlamli olarak daha dusuktu (p = 0.002). AMH degerleri normal over grubu ile diger gruplar arasinda farklilik gostermedi. Sonuc : DHEA'nin doksorubisinin neden oldugu over hasarini onlemede etkili olmadigi sonucuna varildi.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"406-413"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"41726960","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Duyu butunleme terapisi, davranissal ve gelisimsel bozukluklar icin umut verici olan onleyici terapi seceneklerinden biridir. Bu calisma, Dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugunun dikkatsizlik baskin gorunumunde (DEHB-D) olan okul cagindaki cocuklar icin duyu butunleme terapisinin etkinligine dair bir fikir vermektedir. Yontem: Tek kollu bir klinik calisma olan bu calismaya, agirlikli olarak dikkatsizlik baskin gorunumde olan 7-10 yas arasi 20 esik alti DEHB-D tanisi olan cocuk dahil edildi. Duyu butunleme terapisi, duyusal modulasyon ilkeleri ve mudahale stratejilerine uygun olarak hazirlanmis ve haftada iki seans olacak sekilde 12 hafta devam etmistir. Etkinlik, Conners Ogretmen / Ebeveyn olcekleri, Klinik Global Izlenim olcegi, Kanada Duyusal Butunlestirme Performans Olcumu ve Duyusal Profil kullanilarak degerlendirildi. Bulgular: Duyu butunleme terapisi sonrasinda, duyusal profilin isitsel islemleme alaninda “tipik” veya “daha iyi” performansa sahip hastalarin orani, onemli olcude artmistir; terapi oncesinde 9 hasta (% 45); terapi sonrasinda 15 hasta (% 75) (p = 0,031). Duyusal Profilin dikkatsizlik-dikkat daginikligi faktor puaninda “tipik” veya “daha iyi” performans gosteren katilimcilarin oranlari, duyu butunleme terapisinden sonra anlamli olarak artmistir; oncesi 6 (% 30) ve sonrasi 16 (% 80) (p = 0,006). Sonuc: Duyu butunleme terapisi, ozel gereksinime sahip olan kisilerin onemli ve amacli bulduklari gunluk yasam aktivitelerine katilmalarini desteklemeye odaklanir. Bu calismada esik alti dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugu olan bireylerin yasadiklari zorluklar ele alinmis ve farkli duyusal modaliteler ile iliskili olabilecek gunluk yasamin yonleri arastirilmistir. Bu cocuklarda ozellikle Duyu butunleme terapisi yoluyla iyilestirilebilen bozulmus isitsel islemleme surecleri gozlenmistir.
Amac:听力完成治疗、行为和发育障碍是最有前景的治疗序列之一。该calisma提示学校的活动卡金达基cocuklar icin duyu butunleme治疗师在缺乏多动障碍(DEHB-D)的疏忽。补充:该健身器是一种单臂临床健身器,已被纳入一种鸡尾酒中,其疏忽率在7至10岁之间,20岁高空DEHB-D诊断。听力完成治疗、初始感觉调节和转换策略已经准备好,并在一周内持续了12周。加拿大全球勘探诊所Conners Ogretman/Ebeveyn的活动被绩效和智力档案拒绝。事件:在听觉完成治疗后,癌症患者在情绪沉默领域表现“典型”或“更好”的百分比增加;完全治疗9例(%45);15例(%75)(p=0.031)。在完成听力治疗后,无意识表现“典型”或“更好”的杀手比例增加;16(%80)(p=0.006)。因此,听力完成疗法的重点是支持杀害那些需要石油和氧气的人。在这场灾难中,对多动症缺乏关注的人的法律困难与alinmis和不同的生育情绪模式交换,这可能与不同的氨基离子有关。在这些可卡因中,虚弱、沉默的欲望图像可以由治疗治疗师治愈。
{"title":"Should children with sub-threshold ADHD predominantly inattentive subtype (ADHD-I) symptoms be treated with Sensory ıntegration therapy? A case-control study.","authors":"Hicran Doğru, O. Dursun, Nurşah Öztekin","doi":"10.18521/ktd.709847","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.709847","url":null,"abstract":"Amac: Duyu butunleme terapisi, davranissal ve gelisimsel bozukluklar icin umut verici olan onleyici terapi seceneklerinden biridir. Bu calisma, Dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugunun dikkatsizlik baskin gorunumunde (DEHB-D) olan okul cagindaki cocuklar icin duyu butunleme terapisinin etkinligine dair bir fikir vermektedir. Yontem: Tek kollu bir klinik calisma olan bu calismaya, agirlikli olarak dikkatsizlik baskin gorunumde olan 7-10 yas arasi 20 esik alti DEHB-D tanisi olan cocuk dahil edildi. Duyu butunleme terapisi, duyusal modulasyon ilkeleri ve mudahale stratejilerine uygun olarak hazirlanmis ve haftada iki seans olacak sekilde 12 hafta devam etmistir. Etkinlik, Conners Ogretmen / Ebeveyn olcekleri, Klinik Global Izlenim olcegi, Kanada Duyusal Butunlestirme Performans Olcumu ve Duyusal Profil kullanilarak degerlendirildi. Bulgular: Duyu butunleme terapisi sonrasinda, duyusal profilin isitsel islemleme alaninda “tipik” veya “daha iyi” performansa sahip hastalarin orani, onemli olcude artmistir; terapi oncesinde 9 hasta (% 45); terapi sonrasinda 15 hasta (% 75) (p = 0,031). Duyusal Profilin dikkatsizlik-dikkat daginikligi faktor puaninda “tipik” veya “daha iyi” performans gosteren katilimcilarin oranlari, duyu butunleme terapisinden sonra anlamli olarak artmistir; oncesi 6 (% 30) ve sonrasi 16 (% 80) (p = 0,006). Sonuc: Duyu butunleme terapisi, ozel gereksinime sahip olan kisilerin onemli ve amacli bulduklari gunluk yasam aktivitelerine katilmalarini desteklemeye odaklanir. Bu calismada esik alti dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugu olan bireylerin yasadiklari zorluklar ele alinmis ve farkli duyusal modaliteler ile iliskili olabilecek gunluk yasamin yonleri arastirilmistir. Bu cocuklarda ozellikle Duyu butunleme terapisi yoluyla iyilestirilebilen bozulmus isitsel islemleme surecleri gozlenmistir.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"539-545"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"44687286","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dursun Cadirci, E. Oğuz, Şenay Koçakoğlu, Elif Burcu Yavuz Dağlioğlu, B. Alaşehirli
Amac: DSO, evrensel mesajinda tum saglik hizmeti saglayicilarina, ADR'ler rapor edilerek binlerce hastanin hayatinin kurtarilabilecegini bildirmistir. Bu calismada, universite hastanemizdeki asistan hekimlerin ADR ve farmakovijilans konusundaki bilgi duzeylerini ve tutumlarini degerlendirmeyi amacladik. Yontem: Bu prospektif calisma, Harran Universitesi Hastanesi'nde calismaya katilmayi kabul eden 88 asistan hekim uzerinde 14 sorudan olusan bir anket formuyla gerceklestirildi. Calismaya Harran Universitesi Tip Fakultesi Etik Kurulu onayinin alinmasindan sonra baslandi. Anketin sonuclari SPSS 18.0 paket programi kullanilarak frekans ve yuzde testleri ile degerlendirildi. Bulgular: ADR'lerin kesin tanimi doktorlarin %51,1'i tarafindan dogru bir sekilde isaretlenmistir. Hekimlerin cogu (%69,3) hicbir zaman ADR raporlamasi yapmadigini belirtmistir. ADR raporlamasi yapmanin saglik profesyonellerinin sorumlulugu olmadigini dusunen katilimcilarin orani %9,1'dir. Hekimlerin sadece %6,8'inin ADR raporlamasi hakkinda mesleki bilgi veya egitim aldigi gozlemlenmistir. Hekimlerin %72,7'si Turkiye'de ADR'nin ciddi bir sorun oldugunu dusunmektedir. Sonuc: Bu calisma hastanemizde calisan asistanlarin ADR raporlamasi konusundaki bilgi ve tutum duzeylerinin yeterli olmadigini gostermistir. ADR'lerin raporlanmasi konusunda saglik uzmanlari arasinda farkindaligin artirilmasinin onemli olduguna ve durumun etkili ve periyodik egitim yontemleriyle iyilestirilebilecegine inaniyoruz.
{"title":"Knowledge and Attitudes of Resident Physicians About Adverse Drug Reactions","authors":"Dursun Cadirci, E. Oğuz, Şenay Koçakoğlu, Elif Burcu Yavuz Dağlioğlu, B. Alaşehirli","doi":"10.18521/ktd.755655","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.755655","url":null,"abstract":"Amac: DSO, evrensel mesajinda tum saglik hizmeti saglayicilarina, ADR'ler rapor edilerek binlerce hastanin hayatinin kurtarilabilecegini bildirmistir. Bu calismada, universite hastanemizdeki asistan hekimlerin ADR ve farmakovijilans konusundaki bilgi duzeylerini ve tutumlarini degerlendirmeyi amacladik. Yontem: Bu prospektif calisma, Harran Universitesi Hastanesi'nde calismaya katilmayi kabul eden 88 asistan hekim uzerinde 14 sorudan olusan bir anket formuyla gerceklestirildi. Calismaya Harran Universitesi Tip Fakultesi Etik Kurulu onayinin alinmasindan sonra baslandi. Anketin sonuclari SPSS 18.0 paket programi kullanilarak frekans ve yuzde testleri ile degerlendirildi. Bulgular: ADR'lerin kesin tanimi doktorlarin %51,1'i tarafindan dogru bir sekilde isaretlenmistir. Hekimlerin cogu (%69,3) hicbir zaman ADR raporlamasi yapmadigini belirtmistir. ADR raporlamasi yapmanin saglik profesyonellerinin sorumlulugu olmadigini dusunen katilimcilarin orani %9,1'dir. Hekimlerin sadece %6,8'inin ADR raporlamasi hakkinda mesleki bilgi veya egitim aldigi gozlemlenmistir. Hekimlerin %72,7'si Turkiye'de ADR'nin ciddi bir sorun oldugunu dusunmektedir. Sonuc: Bu calisma hastanemizde calisan asistanlarin ADR raporlamasi konusundaki bilgi ve tutum duzeylerinin yeterli olmadigini gostermistir. ADR'lerin raporlanmasi konusunda saglik uzmanlari arasinda farkindaligin artirilmasinin onemli olduguna ve durumun etkili ve periyodik egitim yontemleriyle iyilestirilebilecegine inaniyoruz.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"498-502"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-09-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46520694","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
E. Demirel, Burcu Karpuz, Ulufer Celebi, Mustafa Acikgoz, H. T. Atasoy
Amac: Diyabet Mellitus(DM) en yaygin metabolik hastaliklardan biridir. DM' nin en sik gorulen komplikasyonu diyabetik polinoropatidir. Diyabetik polinoropati (DPN) yuksek mortalite, morbidite, hastaneye yatis orani ve ciddi ekonomik yuk ile iliskilidir. Biz calismada DPN patolojisini etkileyen risk faktorlerini belirlemeyi amacladik. Yontem: Sinir iletim calismasinda anormalligi olan hastalar polinoropati grubunu, anormalligi olmayan hastalar kontrol grubunu olusturdu. Hastalarin laboratuvar degerleri incelendiginde 202 hastanin 168'inin kan testlerine ulasildi. Bu hastalarin 117'sinde DPNvarken, 51'inde DPN yoktu. Bulgular: DPN olan hastalarda glikolize hemoglobin A1c (HbA1c)orani, aclik kan sekeri DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak yuksek bulundu (p <0,001). DPN’si olan hastalarda HDL orani DPN’si olamayan hastalara gore dusuk saptanirken (p < 0,01), TG/HDL-K orani daha yuksek saptandi (p < 0,05). DPN olan hastalarda glikolize ure (p < 0,001) ve kreatinin (p < 0,01), DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak yuksek saptandi. DPN olan hastalarda 25(OH) vitamin D duzeyi DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak dusuktu (p < 0,05). DPN olan hastalarda ferritin, olmayan hastalara gore anlamli olarak daha yuksek saptandi (p <0 ,01). Sonuc: Diyabetik polinoropati acisindan risk faktorlerinin bilinmesi ve onlenmesi ile tedavi yaklasimlarimiza yeni bir yon vererek erken onlemler alabiriz. Aclik kan sekeri, HbA1ckontrolu, lipid profilinin duzenlenmesi, 25(OH) vitamin D duzeyive ferritin duzeylerinin takibi ozellikle korunma acisindan onemlidir.
{"title":"Risk Factors For Diabetic Polyneuropathy","authors":"E. Demirel, Burcu Karpuz, Ulufer Celebi, Mustafa Acikgoz, H. T. Atasoy","doi":"10.18521/ktd.744679","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.744679","url":null,"abstract":"Amac: Diyabet Mellitus(DM) en yaygin metabolik hastaliklardan biridir. DM' nin en sik gorulen komplikasyonu diyabetik polinoropatidir. Diyabetik polinoropati (DPN) yuksek mortalite, morbidite, hastaneye yatis orani ve ciddi ekonomik yuk ile iliskilidir. Biz calismada DPN patolojisini etkileyen risk faktorlerini belirlemeyi amacladik. Yontem: Sinir iletim calismasinda anormalligi olan hastalar polinoropati grubunu, anormalligi olmayan hastalar kontrol grubunu olusturdu. Hastalarin laboratuvar degerleri incelendiginde 202 hastanin 168'inin kan testlerine ulasildi. Bu hastalarin 117'sinde DPNvarken, 51'inde DPN yoktu. Bulgular: DPN olan hastalarda glikolize hemoglobin A1c (HbA1c)orani, aclik kan sekeri DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak yuksek bulundu (p <0,001). DPN’si olan hastalarda HDL orani DPN’si olamayan hastalara gore dusuk saptanirken (p < 0,01), TG/HDL-K orani daha yuksek saptandi (p < 0,05). DPN olan hastalarda glikolize ure (p < 0,001) ve kreatinin (p < 0,01), DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak yuksek saptandi. DPN olan hastalarda 25(OH) vitamin D duzeyi DPN olmayan hastalara gore anlamli olarak dusuktu (p < 0,05). DPN olan hastalarda ferritin, olmayan hastalara gore anlamli olarak daha yuksek saptandi (p <0 ,01). Sonuc: Diyabetik polinoropati acisindan risk faktorlerinin bilinmesi ve onlenmesi ile tedavi yaklasimlarimiza yeni bir yon vererek erken onlemler alabiriz. Aclik kan sekeri, HbA1ckontrolu, lipid profilinin duzenlenmesi, 25(OH) vitamin D duzeyive ferritin duzeylerinin takibi ozellikle korunma acisindan onemlidir.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"486-491"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46562462","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mehmet Akif Nas, Gökburak Atabay, Furkan Şakiroğlu, Y. Çayır
Amac: Bu calismada bir Aile Hekimligi Anabilim Dali’na bagli Egitim Aile Sagligi Merkezleri'nde (EASM) asi reddi oranlarinin ve etkileyen faktorlerin belirlenmesi amaclanmistir. Yontem: Bu calisma karma bir arastirma olarak tasarlanmis ve Ataturk Universitesi Aile Hekimligi Anabilim Dali'nin iki EASM’sinde yurutulmustur. Calismaya 2018 yilinda Saglik Bakanligi'nin Genisletilmis Bagisiklik Programi kapsaminda yapilmasi gerekli asilardan en az birini almayan ebeveynler dahil edilmistir. Veri toplama yontemi olarak telefonda yari yapilandirilmis gorusme teknigi kullanilmis ve icerik analizi uygulanmistir. Calismaya katilmaya gonullu 6 ebeveyn ile derinlemesine bir gorusme yapilmistir. Bulgular: Her iki ebeveyn icin ortalama yas 30±1.2 yildi. Asi reddi yapan tum ebeveynler (n=6) universite mezunuydu. Ebeveynlerin %66,7'si (n=4) yuksek gelir duzeyine sahipti. 2018 yilinda asilanmasi gereken 0-16 yas arasi 749 cocugun tibbi kayitlarina gore, 9 cocukta (%1,2) en az bir asinin eksik oldugu gozlendi. Dort cocuga asiya guvensizlik nedeniyle asi yapilmamisti. Ebeveynlerden ucu ise onceki asilardan sonra gelisen komplikasyonlar nedeniyle asilamayi reddetmisti. Sonuc: EASM'lerde asi reddi oranlari dusuk bulundu ve asi reddi yapan ebeveynlerin sosyoekonomik duzeyleri yuksekti. Asi reddini etkileyen en onemli faktorler, asi icerigine duyulan guvensizlik ve asilar hakkinda yetersiz bilgi idi.
{"title":"Vaccine Rejection In A University’s Training Family Health Centers","authors":"Mehmet Akif Nas, Gökburak Atabay, Furkan Şakiroğlu, Y. Çayır","doi":"10.18521/ktd.744687","DOIUrl":"https://doi.org/10.18521/ktd.744687","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismada bir Aile Hekimligi Anabilim Dali’na bagli Egitim Aile Sagligi Merkezleri'nde (EASM) asi reddi oranlarinin ve etkileyen faktorlerin belirlenmesi amaclanmistir. Yontem: Bu calisma karma bir arastirma olarak tasarlanmis ve Ataturk Universitesi Aile Hekimligi Anabilim Dali'nin iki EASM’sinde yurutulmustur. Calismaya 2018 yilinda Saglik Bakanligi'nin Genisletilmis Bagisiklik Programi kapsaminda yapilmasi gerekli asilardan en az birini almayan ebeveynler dahil edilmistir. Veri toplama yontemi olarak telefonda yari yapilandirilmis gorusme teknigi kullanilmis ve icerik analizi uygulanmistir. Calismaya katilmaya gonullu 6 ebeveyn ile derinlemesine bir gorusme yapilmistir. Bulgular: Her iki ebeveyn icin ortalama yas 30±1.2 yildi. Asi reddi yapan tum ebeveynler (n=6) universite mezunuydu. Ebeveynlerin %66,7'si (n=4) yuksek gelir duzeyine sahipti. 2018 yilinda asilanmasi gereken 0-16 yas arasi 749 cocugun tibbi kayitlarina gore, 9 cocukta (%1,2) en az bir asinin eksik oldugu gozlendi. Dort cocuga asiya guvensizlik nedeniyle asi yapilmamisti. Ebeveynlerden ucu ise onceki asilardan sonra gelisen komplikasyonlar nedeniyle asilamayi reddetmisti. Sonuc: EASM'lerde asi reddi oranlari dusuk bulundu ve asi reddi yapan ebeveynlerin sosyoekonomik duzeyleri yuksekti. Asi reddini etkileyen en onemli faktorler, asi icerigine duyulan guvensizlik ve asilar hakkinda yetersiz bilgi idi.","PeriodicalId":17884,"journal":{"name":"Konuralp Tip Dergisi","volume":"12 1","pages":"430-434"},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2020-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47943427","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}