Pub Date : 2023-02-28DOI: 10.5824/ajite.2023.01.001.x
Dilek Betul Arslan, Murat Sükuti̇, A. Duru
Eye tracking metrics provide information about cognitive function and basic oculomotor characteristics. There have been many studies analyzing eye tracking signals using different algorithms. However, these algorithms generally are based on the initial setting parameter. This might cause the subjective interpretation of eye tracking analysis. The main aim of this study was to develop a data-driven algorithm to detect fixations and saccades without any subjective settings. Three subjects were included in this study. Eye tracking signal was acquired with the VIVE Pro Eye in virtual reality (VR) environment while subjects were reading a paragraph. The algorithms based on the calculation of threshold were employed to calculate eye metrics including total fixation duration, total fixation number, total saccades number and average pupil diameter. The proposed algorithm, which is based on calculating the initial threshold, based on mean, and standard deviation of eye tracking signal within experiment duration, gave the same results obtained adaptive filtering reported in literature (average fixation duration for three subjects= 11515 ms ± 6951.2, average fixation count for three subjects= 17.33 ± 4.16). On the other hand, our proposed algorithm didn’t use any certain objective parameter as like adaptive filtering. As a conclusion, VIVE Pro Eye may be utilized as an eye movement assessment device, and, the suggested approach might be utilized to analyze objective eye tracking metrics.
眼动追踪指标提供了认知功能和基本眼球运动特征的信息。已经有很多研究使用不同的算法分析眼动追踪信号。然而，这些算法一般都是基于初始设置参数。这可能会导致对眼动追踪分析的主观解读。本研究的主要目的是开发一种数据驱动的算法，在没有任何主观设置的情况下检测注视和扫视。本研究共纳入3名受试者。在虚拟现实(VR)环境下，使用VIVE Pro Eye获取受试者阅读段落时的眼动追踪信号。采用基于阈值计算的算法计算总注视时间、总注视次数、总扫视次数和平均瞳孔直径等眼球指标。本文算法在计算初始阈值的基础上，根据实验时长内眼动追踪信号的均值和标准差，得到与文献报道的自适应滤波相同的结果(三被试平均注视时间= 11515 ms±6951.2，三被试平均注视次数= 17.33±4.16)。另一方面，我们提出的算法不像自适应滤波那样使用任何特定的目标参数。综上所述，VIVE Pro Eye可作为眼动评估设备，并可用于分析客观眼动追踪指标。
{"title":"The Identification of Individualized Eye Tracking Metrics in VR Using Data Driven Iterative- Adaptive Algorithm","authors":"Dilek Betul Arslan, Murat Sükuti̇, A. Duru","doi":"10.5824/ajite.2023.01.001.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2023.01.001.x","url":null,"abstract":"Eye tracking metrics provide information about cognitive function and basic oculomotor characteristics. There have been many studies analyzing eye tracking signals using different algorithms. However, these algorithms generally are based on the initial setting parameter. This might cause the subjective interpretation of eye tracking analysis. The main aim of this study was to develop a data-driven algorithm to detect fixations and saccades without any subjective settings. Three subjects were included in this study. Eye tracking signal was acquired with the VIVE Pro Eye in virtual reality (VR) environment while subjects were reading a paragraph. The algorithms based on the calculation of threshold were employed to calculate eye metrics including total fixation duration, total fixation number, total saccades number and average pupil diameter. The proposed algorithm, which is based on calculating the initial threshold, based on mean, and standard deviation of eye tracking signal within experiment duration, gave the same results obtained adaptive filtering reported in literature (average fixation duration for three subjects= 11515 ms ± 6951.2, average fixation count for three subjects= 17.33 ± 4.16). On the other hand, our proposed algorithm didn’t use any certain objective parameter as like adaptive filtering. As a conclusion, VIVE Pro Eye may be utilized as an eye movement assessment device, and, the suggested approach might be utilized to analyze objective eye tracking metrics.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"103 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132670479","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-28DOI: 10.5824/ajite.2023.01.002.x
Mustafa Gökmen, Özgür Özen
Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi kalkınma hamlesi İzmir İktisat Kongresi ile başlamıştır. Cumhuriyet’in 10 yılından sonra Tek parti yıllarında devletçi planlı ekonomik kalkınma hedefi benimsenmiştir. II. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar sebebiyle planlı kalkınma modeli devam ettirilememiştir. Savaş sonrası ise dünya ile bütünleşme siyaseti sebebiyle liberal politikalar ağırlık kazanmıştır. 1950’den 1960’a kadar ülkeyi yöneten Demokrat Parti iktidarı liberal politikaları uygulamıştır. 1960 sonrası ise Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur. Türkiye’deki yatırımları planlamakla görevlendirilmiştir. Yaklaşık 50 yıl süre ile yatırımları planlanması bu kurum tarafından yürütülmüştür. 2000’li yılların başından itibaren Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerin başlaması sonrasında yerel kalkınma ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması gündeme gelmiştir. Bu maksatla Türkiye genelinde farklı bölgelerde Kalkınma Ajansları kurulmuştur. Kurulan bu ajanslardan birisi de Antalya-Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Kalkınma Ajansıdır. Ajans hizmet verdiği illerin yatırım potansiyellerini ortaya çıkarmak ve yatırımcıların dikkatini çekmek için tanıtım filmleri hazırlayarak web sayfasında yayınlamaktadır. Bu araştırmanın konusu Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan tanıtım filmleridir. Kurum web sayfasında yer alan üç il ile ilgili Türkçe 11 film içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Filmler ile bölgenin öne çıkan kültürel ve turizm bakımından ekonomik değerlerinin ön planla tutulduğu saptanıştır.
{"title":"Türkiye’de Kalkınma Ajansları ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Web Sitesinde Yayınlanan Tanıtım Filmlerinin İçerik Analizi","authors":"Mustafa Gökmen, Özgür Özen","doi":"10.5824/ajite.2023.01.002.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2023.01.002.x","url":null,"abstract":"Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi kalkınma hamlesi İzmir İktisat Kongresi ile başlamıştır. Cumhuriyet’in 10 yılından sonra Tek parti yıllarında devletçi planlı ekonomik kalkınma hedefi benimsenmiştir. II. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar sebebiyle planlı kalkınma modeli devam ettirilememiştir. Savaş sonrası ise dünya ile bütünleşme siyaseti sebebiyle liberal politikalar ağırlık kazanmıştır. 1950’den 1960’a kadar ülkeyi yöneten Demokrat Parti iktidarı liberal politikaları uygulamıştır. 1960 sonrası ise Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur. Türkiye’deki yatırımları planlamakla görevlendirilmiştir. Yaklaşık 50 yıl süre ile yatırımları planlanması bu kurum tarafından yürütülmüştür. 2000’li yılların başından itibaren Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerin başlaması sonrasında yerel kalkınma ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması gündeme gelmiştir. Bu maksatla Türkiye genelinde farklı bölgelerde Kalkınma Ajansları kurulmuştur. Kurulan bu ajanslardan birisi de Antalya-Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Kalkınma Ajansıdır. Ajans hizmet verdiği illerin yatırım potansiyellerini ortaya çıkarmak ve yatırımcıların dikkatini çekmek için tanıtım filmleri hazırlayarak web sayfasında yayınlamaktadır. Bu araştırmanın konusu Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan tanıtım filmleridir. Kurum web sayfasında yer alan üç il ile ilgili Türkçe 11 film içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Filmler ile bölgenin öne çıkan kültürel ve turizm bakımından ekonomik değerlerinin ön planla tutulduğu saptanıştır.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"15 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"113968376","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-30DOI: 10.5824/ajite.2022.04.003.x
Beyler Yetki̇ner, Nurullah Öztürk
Bilim, canlılara evrimci bakış açsıyla yaklaştığından dolay Homo Sapiens olarak tanımlanan günümüz insanının bir sonraki evriminin “Posthuman” olacağına dair görüşler bulunmaktadır. Homo Sapiens’in Posthuman’a ulaşması için uzunca bir zaman bulunmaktadır. Bu sebeple Homo Sapiens ile Posthuman arasında bir ara form olan transhüman kavramı ortaya çıkmıştır. J. Huxley tarafından ortaya atılan transhümanizme göre insan, biyoteknoloji, genetik mühendisliği ve yapay zekâ gibi teknolojilerle yeniden dizayn edilerek insanüstü bir form kazanacaktır. Transhümanist yaklaşımın öngördüğü gelecek anlayışına sinemada, özellikle de bilim-kurgu filmlerinden rastlamak mümkündür. Sinemada önceleri içerik olarak yer alan transhümanizm, 2010’lardan itibaren biçimsel olarak da yer almaya başlamıştır. 2016’da senaryosu yapay zekâ tarafından yazılan “Sunspring” isimli film ile yapay zekâ, film üretiminin içine girmiştir. İlerleyen tarihlerde sinemada yapay zekâ kullanımının başka örneklerini de görmek mümkün olmuştur. Bu çalışmada asıl amaç sinemada yapay zekâ teknolojisinin günümüzde ne derecede tutarlı çalışmalar ortaya koyduğunun analiz etmektir. Bu bağlamda çalışmada dijital medya platformu Netflix’in yapımcılığını üstlendiği “Mr. Puzzles Wants You To Be Less Alive” filmi incelenmektedir. Animasyon türünde olan bu filmin senaryosu yapay zekâ tarafından yazılmıştır. Çalışmada Nitel araştırma yöntemlerinden betimsel analiz kullanılarak belirli temalar çerçevesinde “Mr. Puzzles Wants You To Be Less Alive” filmi ele alınmıştır. Film; mekân, karakterler, nesneler (dekor ve aksesuarlar) ve senaryo olmak üzere toplam dört temada analiz edilmiştir.
{"title":"Sinemada Transhümanizm ve Yapay Zekâ","authors":"Beyler Yetki̇ner, Nurullah Öztürk","doi":"10.5824/ajite.2022.04.003.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.04.003.x","url":null,"abstract":"Bilim, canlılara evrimci bakış açsıyla yaklaştığından dolay Homo Sapiens olarak tanımlanan günümüz insanının bir sonraki evriminin “Posthuman” olacağına dair görüşler bulunmaktadır. Homo Sapiens’in Posthuman’a ulaşması için uzunca bir zaman bulunmaktadır. Bu sebeple Homo Sapiens ile Posthuman arasında bir ara form olan transhüman kavramı ortaya çıkmıştır. J. Huxley tarafından ortaya atılan transhümanizme göre insan, biyoteknoloji, genetik mühendisliği ve yapay zekâ gibi teknolojilerle yeniden dizayn edilerek insanüstü bir form kazanacaktır. \u0000Transhümanist yaklaşımın öngördüğü gelecek anlayışına sinemada, özellikle de bilim-kurgu filmlerinden rastlamak mümkündür. Sinemada önceleri içerik olarak yer alan transhümanizm, 2010’lardan itibaren biçimsel olarak da yer almaya başlamıştır. 2016’da senaryosu yapay zekâ tarafından yazılan “Sunspring” isimli film ile yapay zekâ, film üretiminin içine girmiştir. İlerleyen tarihlerde sinemada yapay zekâ kullanımının başka örneklerini de görmek mümkün olmuştur. \u0000Bu çalışmada asıl amaç sinemada yapay zekâ teknolojisinin günümüzde ne derecede tutarlı çalışmalar ortaya koyduğunun analiz etmektir. Bu bağlamda çalışmada dijital medya platformu Netflix’in yapımcılığını üstlendiği “Mr. Puzzles Wants You To Be Less Alive” filmi incelenmektedir. Animasyon türünde olan bu filmin senaryosu yapay zekâ tarafından yazılmıştır. Çalışmada Nitel araştırma yöntemlerinden betimsel analiz kullanılarak belirli temalar çerçevesinde “Mr. Puzzles Wants You To Be Less Alive” filmi ele alınmıştır. Film; mekân, karakterler, nesneler (dekor ve aksesuarlar) ve senaryo olmak üzere toplam dört temada analiz edilmiştir.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"181 23","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120885664","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-30DOI: 10.5824/ajite.2022.04.005.x
Engin Çağlak, Ezgi Ceren Kaya
Toplumda öteki olarak kabul edilenlerin kendi seslerini duyurabildikleri, özgürlük ve demokrasi temelinde yapılanan alternatif medyanın, hak haberciliğinin yapıldığı en önemli platformlardan biri olduğu görülmektedir. Ana akım medya ise politik, ekonomik vb. çıkarları yüzünden ya da hak haberciliğine konu olan olayla ilgili kaygı duymaması sebebiyle genellikle hak haberciliği ikinci planda kalabilmektedir. Bu çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince Desteklenmiştir. Proje Numarası: 3230 nolu “Yerel, Ulusal ve Dijital Ortamda Hak Haberciliği” başlıklı proje kapsamında çalışılmıştır. Bu çalışmada, toplumun ‘ötekileştirilen’ gruplarından olan ve yüzyıllardır hak mücadelesi veren LGBTİ+’larla ilgili, 10 Mart-31 Mayıs 2020 tarihleri arasında rastgele seçim yöntemi ile seçilen 21 gün içerisinde Cumhuriyet, Birgün, Hürriyet, Sözcü, Sabah, Milliyet, Yeni Şafak, Yeni Akit gazetelerinin basılı formatlarında, Çanakkale Gündem, Olay, İşte Çanakkale ve Burası Çanakkale gazetelerinin web sitelerinde yer alan haberlerin genel içeriği hak haberciliği bağlamında değerlendirilmiş ve haber sayıları ile ilgili sayısal verilere ulaşılmıştır. Ayrıca alternatif medya kanalı olarak KAOS GL Derneği’nin 10 Mart-31 Mayıs 2020 tarihleri arasını kapsayan faaliyet ve basın seyri raporları da incelenmiş ve çalışmada LGBTİ+’ların geleneksel medyadaki temsili ile ilgili sonuçlara ulaşılmıştır.
{"title":"LGBTİ+ Haberlerinin Ulusal ve Yerel Gazetelerde Temsilinin Alternatif Medya ve Hak Haberciliği Bağlamında Değerlendirilmesi","authors":"Engin Çağlak, Ezgi Ceren Kaya","doi":"10.5824/ajite.2022.04.005.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.04.005.x","url":null,"abstract":"Toplumda öteki olarak kabul edilenlerin kendi seslerini duyurabildikleri, özgürlük ve demokrasi temelinde yapılanan alternatif medyanın, hak haberciliğinin yapıldığı en önemli platformlardan biri olduğu görülmektedir. Ana akım medya ise politik, ekonomik vb. çıkarları yüzünden ya da hak haberciliğine konu olan olayla ilgili kaygı duymaması sebebiyle genellikle hak haberciliği ikinci planda kalabilmektedir. Bu çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince Desteklenmiştir. Proje Numarası: 3230 nolu “Yerel, Ulusal ve Dijital Ortamda Hak Haberciliği” başlıklı proje kapsamında çalışılmıştır. \u0000Bu çalışmada, toplumun ‘ötekileştirilen’ gruplarından olan ve yüzyıllardır hak mücadelesi veren LGBTİ+’larla ilgili, 10 Mart-31 Mayıs 2020 tarihleri arasında rastgele seçim yöntemi ile seçilen 21 gün içerisinde Cumhuriyet, Birgün, Hürriyet, Sözcü, Sabah, Milliyet, Yeni Şafak, Yeni Akit gazetelerinin basılı formatlarında, Çanakkale Gündem, Olay, İşte Çanakkale ve Burası Çanakkale gazetelerinin web sitelerinde yer alan haberlerin genel içeriği hak haberciliği bağlamında değerlendirilmiş ve haber sayıları ile ilgili sayısal verilere ulaşılmıştır. Ayrıca alternatif medya kanalı olarak KAOS GL Derneği’nin 10 Mart-31 Mayıs 2020 tarihleri arasını kapsayan faaliyet ve basın seyri raporları da incelenmiş ve çalışmada LGBTİ+’ların geleneksel medyadaki temsili ile ilgili sonuçlara ulaşılmıştır.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"54 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116969774","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-30DOI: 10.5824/ajite.2022.04.001.x
Orhan Baytar
Kitap yayıncılığının iş akışını ve teknolojisini etkileyen üç kırılma aşaması görülmektedir: 1. Kitapların elle yazılması ve çoğaltılması aşaması. 2. Matbaanın baskı teknolojisine dayalı kitlesel üretimi aşaması 3. Dijital teknolojiye (e-kitap) dayalı üretim ve dağıtım aşaması. Günümüz bilgi toplumunda uzun tarihsel süreç içerisinde elle yazılan ve çoğaltılan kitap üretimini yerinden eden matbaaya dayalı iş modeli, kitap endüstrisinin rekabet koşullarını belirleyen kitap üretim (kâğıt, baskı vb.) ve dağıtım giderlerini ortadan kaldıran dijital yayıncılık (e-yayıncılık) tarafından etkilenmektedir. Bu çalışmada kitap yayıncılığının mimarisini belirleyen üretim ve dağıtım teknolojisi tarihsel bağlamı üzerinden değerlendirilmiştir. Daha sonra özellikle Sanayi Devrimiyle ekonomik, teknik ve sosyal boyutuyla kitap yayıncılığını bir endüstriye dönüştüren bu taban üzerinden günümüze gelen kitap endüstrisinin ekonomik görünümü endüstrileşmiş ülkeler örneği bağlamında incelenmiştir. Kitap endüstrisinin tarihsel ve yapısal değişkenlerinin ekonomik ve teknolojik görünümünü ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, “literatür taramasına” ve “betimleme çalışmasına” dayanmaktadır. Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya) ile Japonya ve Türkiye çalışmanın örneklemi olarak seçilmiştir. Japonya büyük bir ekonomik güç olması dolayısıyla örnekleme dahil edilmiş, Türkiye ise kitap yayıncılığının adı geçen ülkelerin genel görünümü içindeki yerinin görülmesi amacıyla çalışmaya dahil edilmiştir. Matbaa teknolojisini geç benimseyen Osmanlı mirası üzerinde olan, Avrupa ve Amerika’nın yaşadığı Sanayi Devrimi tecrübesi dışında kalan Türkiye’de, bu durum kitap yayıncılığının istenilen düzeyde gelişmesine engel olmuştur.
{"title":"Dijital ve Geleneksel Kitap Yayıncılığının Ülkelere Göre Değerlendirilmesi","authors":"Orhan Baytar","doi":"10.5824/ajite.2022.04.001.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.04.001.x","url":null,"abstract":"Kitap yayıncılığının iş akışını ve teknolojisini etkileyen üç kırılma aşaması görülmektedir: 1. Kitapların elle yazılması ve çoğaltılması aşaması. 2. Matbaanın baskı teknolojisine dayalı kitlesel üretimi aşaması 3. Dijital teknolojiye (e-kitap) dayalı üretim ve dağıtım aşaması. Günümüz bilgi toplumunda uzun tarihsel süreç içerisinde elle yazılan ve çoğaltılan kitap üretimini yerinden eden matbaaya dayalı iş modeli, kitap endüstrisinin rekabet koşullarını belirleyen kitap üretim (kâğıt, baskı vb.) ve dağıtım giderlerini ortadan kaldıran dijital yayıncılık (e-yayıncılık) tarafından etkilenmektedir. \u0000Bu çalışmada kitap yayıncılığının mimarisini belirleyen üretim ve dağıtım teknolojisi tarihsel bağlamı üzerinden değerlendirilmiştir. Daha sonra özellikle Sanayi Devrimiyle ekonomik, teknik ve sosyal boyutuyla kitap yayıncılığını bir endüstriye dönüştüren bu taban üzerinden günümüze gelen kitap endüstrisinin ekonomik görünümü endüstrileşmiş ülkeler örneği bağlamında incelenmiştir. Kitap endüstrisinin tarihsel ve yapısal değişkenlerinin ekonomik ve teknolojik görünümünü ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, “literatür taramasına” ve “betimleme çalışmasına” dayanmaktadır. Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya) ile Japonya ve Türkiye çalışmanın örneklemi olarak seçilmiştir. Japonya büyük bir ekonomik güç olması dolayısıyla örnekleme dahil edilmiş, Türkiye ise kitap yayıncılığının adı geçen ülkelerin genel görünümü içindeki yerinin görülmesi amacıyla çalışmaya dahil edilmiştir. Matbaa teknolojisini geç benimseyen Osmanlı mirası üzerinde olan, Avrupa ve Amerika’nın yaşadığı Sanayi Devrimi tecrübesi dışında kalan Türkiye’de, bu durum kitap yayıncılığının istenilen düzeyde gelişmesine engel olmuştur.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124454866","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-30DOI: 10.5824/ajite.2022.04.002.x
Nur Aydin
Bu araştırmanın amacı, Türkiye'de ve dünyada sağlık sektöründeki Ar-Ge faaliyetlerini incelemektir. Literatür taraması, Kitchenham'ın (2004) "sistematik literatür taraması" çerçevesinde yapılmıştır. Bu araştırma kapsamında “sağlık hizmetlerinde araştırma ve geliştirme” ve “research and development in healthcare” başlıkları altında altı veri tabanı araştırılmıştır. Ulaşılan makalelerden 27 tanesi çalışma kapsamında incelenmiştir. Sağlıkla ilgili çalışmalarda Ar-Ge genellikle belirli bir çalışma konusu üzerinde proje bazlı çalışmadır. Nadiren birden fazla ülkeyi kapsayan çalışmalar vardır. Mevcut literatürde sağlık hizmetlerinde Ar-Ge araştırmalarında ulusal veya uluslararası düzeyde işbirliği yapılarak Ar-Ge faaliyetlerinin sistemli bir şekilde yürütülmesini sağlayacak bir model bulunmamaktadır. Bu durum sağlık hizmetlerine yönelik Ar-Ge faaliyetlerinde dağınıklığa ve kaynak israfına neden olmaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinde Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bir ağ organizasyonun oluşturulması gerekmektedir.
{"title":"Sağlık Hizmetlerinde Ar-Ge: Bir Literatür Taraması","authors":"Nur Aydin","doi":"10.5824/ajite.2022.04.002.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.04.002.x","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, Türkiye'de ve dünyada sağlık sektöründeki Ar-Ge faaliyetlerini incelemektir. Literatür taraması, Kitchenham'ın (2004) \"sistematik literatür taraması\" çerçevesinde yapılmıştır. Bu araştırma kapsamında “sağlık hizmetlerinde araştırma ve geliştirme” ve “research and development in healthcare” başlıkları altında altı veri tabanı araştırılmıştır. Ulaşılan makalelerden 27 tanesi çalışma kapsamında incelenmiştir. Sağlıkla ilgili çalışmalarda Ar-Ge genellikle belirli bir çalışma konusu üzerinde proje bazlı çalışmadır. Nadiren birden fazla ülkeyi kapsayan çalışmalar vardır. Mevcut literatürde sağlık hizmetlerinde Ar-Ge araştırmalarında ulusal veya uluslararası düzeyde işbirliği yapılarak Ar-Ge faaliyetlerinin sistemli bir şekilde yürütülmesini sağlayacak bir model bulunmamaktadır. Bu durum sağlık hizmetlerine yönelik Ar-Ge faaliyetlerinde dağınıklığa ve kaynak israfına neden olmaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinde Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bir ağ organizasyonun oluşturulması gerekmektedir.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124384298","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-30DOI: 10.5824/ajite.2022.04.004.x
M. Güldoğan, Şevki Işikli
Yirminci yüzyılda hızla gelişen yarı iletken teknolojilerin gündelik hayatımıza hızlı bir şekilde entegre olması, bilginin işlenmesi ve yönetiminde kullanılan altyapı değişikliklerini de beraberinde getirmiştir. Bilişim dünyasında gözlemlenen hızlı dönüşümler ve bu dönüşümlerin dünyaya sunduğu yenilikler, bilişim olarak isimlendirilen yeni bir kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bilişim dünyasında yaşanan gelişmelerin sonucunda toplumun bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanım amaçları çeşitlenmiştir. İnternet ve teknolojik gelişmenin sunduğu bu imkânlar doğrultusunda oluşan, zaman ve mekân sınırlaması olmayan bu sanal dünyaya siber uzay denilmektedir. Küreselleşme ve hızlı teknolojinin beraberinde getirdiği zaman ve mekân kısıtlamasının olmadığı siber uzayda iletişim kolaylığı güvenlik açısından önemli açıkların oluşmasına neden olmakta, siber tehditler ve saldırılara neden olmaktadır. Siber tehditler ve saldırılar, fiziksel altyapı veya internet ağları üzerinden kontrol sistemlerine yapılabilmektedir. Siber saldırılar ülkelerin birbiri arasında olabileceği gibi; bireyler, terör örgütleri veya aktivist örgütlenmelerin terör saldırıları şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Ancak her siber saldırı faaliyeti karşısında mütekabiliyet esasına uygun şekilde yanıt vermek mümkün olmayabilir. Bu noktada uluslararası diplomatik arenada maruz kalınan davranışa yönelik benzer yönde karşılık verme esası olarak tanımlanan mütekabiliyet kavramının siber uzayda nasıl karşılık bulacağına dair soru işaretleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada ise siber uzay, siber saldırı ve siber savaş kavramları bağlamında siber saldırıların tespit edilmesi ve sorumlulukların isnat edilmesi üzerine genel bir değerlendirme yapılmakta, daha sonra ise siber tehdit ve siber savaş sırasında uygulanması gereken mütekabiliyet esası temel alınarak siber saldırılara nasıl mukabele edileceği ile ilgili tartışmalara yer verilmektedir.
{"title":"Siber Savaşta Mütekabiliyet","authors":"M. Güldoğan, Şevki Işikli","doi":"10.5824/ajite.2022.04.004.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.04.004.x","url":null,"abstract":"Yirminci yüzyılda hızla gelişen yarı iletken teknolojilerin gündelik hayatımıza hızlı bir şekilde entegre olması, bilginin işlenmesi ve yönetiminde kullanılan altyapı değişikliklerini de beraberinde getirmiştir. Bilişim dünyasında gözlemlenen hızlı dönüşümler ve bu dönüşümlerin dünyaya sunduğu yenilikler, bilişim olarak isimlendirilen yeni bir kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bilişim dünyasında yaşanan gelişmelerin sonucunda toplumun bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanım amaçları çeşitlenmiştir. İnternet ve teknolojik gelişmenin sunduğu bu imkânlar doğrultusunda oluşan, zaman ve mekân sınırlaması olmayan bu sanal dünyaya siber uzay denilmektedir. Küreselleşme ve hızlı teknolojinin beraberinde getirdiği zaman ve mekân kısıtlamasının olmadığı siber uzayda iletişim kolaylığı güvenlik açısından önemli açıkların oluşmasına neden olmakta, siber tehditler ve saldırılara neden olmaktadır. Siber tehditler ve saldırılar, fiziksel altyapı veya internet ağları üzerinden kontrol sistemlerine yapılabilmektedir. Siber saldırılar ülkelerin birbiri arasında olabileceği gibi; bireyler, terör örgütleri veya aktivist örgütlenmelerin terör saldırıları şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Ancak her siber saldırı faaliyeti karşısında mütekabiliyet esasına uygun şekilde yanıt vermek mümkün olmayabilir. Bu noktada uluslararası diplomatik arenada maruz kalınan davranışa yönelik benzer yönde karşılık verme esası olarak tanımlanan mütekabiliyet kavramının siber uzayda nasıl karşılık bulacağına dair soru işaretleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada ise siber uzay, siber saldırı ve siber savaş kavramları bağlamında siber saldırıların tespit edilmesi ve sorumlulukların isnat edilmesi üzerine genel bir değerlendirme yapılmakta, daha sonra ise siber tehdit ve siber savaş sırasında uygulanması gereken mütekabiliyet esası temel alınarak siber saldırılara nasıl mukabele edileceği ile ilgili tartışmalara yer verilmektedir.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"80 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122573890","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-31DOI: 10.5824/ajite.2022.03.003.x
Mustafa Gökmen, Ali Parim
Toplumlarda ulus kimliğinin yeniden üretilmesi ve pekiştirilmesinde ulusal bayramlar önemli bir rol üstlenmektedir. Her yıl belirli günlerde görkemli törenlerle kutlanan ulusal bayramlar, topluma verilmek istenen mesajları iletmek adına da önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Günümüzde devlet yöneticileri ve siyasi parti temsilcileri, ulusal bayramlarda yaptıkları konuşmalarla ya da kutlama mesajlarıyla ulus kimliğinin yeniden inşasına hizmet etmektedirler. Bu ulus kimliği aynı zamanda devlet yöneticilerinin temsil ettiği ideolojiler çerçevesinde inşa edilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, hükümet yetkililerinin ve politik aktörlerin ulusal bayramlardaki mesajlarını kitlelere ulaştırırken söylemleriyle nasıl bir ulus profili ortaya koyduklarını saptamaktadır. Bu doğrultuda çalışmada TBMM’de grubu bulunan beş siyasi parti liderlerinin 2022 yılı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin Twitter paylaşımları nitel ve nicel içerik analizi yöntemi ile ele alınmıştır. Çalışma sonucunda HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan dışındaki liderlerin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili doğrudan ya da dolaylı paylaşımlar yaptıkları ve mesajlarında temsil ettikleri ideolojiyle örtüşen bir ulus profili çizdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin paylaşımlarının, temsil ettikleri partilerin propagandalarını içeren mesajlar taşıdığı da görülmüştür.
{"title":"Ulus Kimliğinin Yeniden İnşasında Ulusal Bayramlar ve Sosyal Medya: Siyasi Parti Liderlerinin Twitter'daki 23 Nisan Kutlamaları","authors":"Mustafa Gökmen, Ali Parim","doi":"10.5824/ajite.2022.03.003.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.03.003.x","url":null,"abstract":"Toplumlarda ulus kimliğinin yeniden üretilmesi ve pekiştirilmesinde ulusal bayramlar önemli bir rol üstlenmektedir. Her yıl belirli günlerde görkemli törenlerle kutlanan ulusal bayramlar, topluma verilmek istenen mesajları iletmek adına da önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Günümüzde devlet yöneticileri ve siyasi parti temsilcileri, ulusal bayramlarda yaptıkları konuşmalarla ya da kutlama mesajlarıyla ulus kimliğinin yeniden inşasına hizmet etmektedirler. Bu ulus kimliği aynı zamanda devlet yöneticilerinin temsil ettiği ideolojiler çerçevesinde inşa edilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, hükümet yetkililerinin ve politik aktörlerin ulusal bayramlardaki mesajlarını kitlelere ulaştırırken söylemleriyle nasıl bir ulus profili ortaya koyduklarını saptamaktadır. Bu doğrultuda çalışmada TBMM’de grubu bulunan beş siyasi parti liderlerinin 2022 yılı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin Twitter paylaşımları nitel ve nicel içerik analizi yöntemi ile ele alınmıştır. Çalışma sonucunda HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan dışındaki liderlerin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili doğrudan ya da dolaylı paylaşımlar yaptıkları ve mesajlarında temsil ettikleri ideolojiyle örtüşen bir ulus profili çizdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin paylaşımlarının, temsil ettikleri partilerin propagandalarını içeren mesajlar taşıdığı da görülmüştür.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123814364","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-31DOI: 10.5824/ajite.2022.03.002.x
B. Kalema, Khuliso Sigama
The global pandemic of coronavirus “Covid-19” in the fall of 2019 caused dramatic changes in all sectors, including education. Businesses, like corporate organizations that normally train their employees annually, were equally affected, due to lack of instructors. Learning institutions were faced with various challenges due to the abrupt paradigm shift of changing from face-to-face to online teaching and learning, with limited preparedness. For scalability, and to maintain their annual strategies of keeping their dynamic capabilities, organizations were forced to adapt online training although with limited preparedness. However, electronic learning innovations such as the massive open online courses (MOOCs) that should have been leveraged by corporate organizations to train their employees during these hard times, had been mainly tailored for educational institutions. More still, much as MOOCs are essential for all enterprises, there have been few or no models developed to inform their adoption for corporate training. This study sought to bridge this gap, thus developed a model for MOOCs adoption for corporate training, based on data collected from South African private sectors, and analysed quantitatively. Results indicated that perception and attitude toward technology, teaching styles, and technology control are key influencing factors of MOOCs adoption for corporate training. The developed model will be used to provide insights into MOOCs adoption for workplace training, and to extend research on MOOCs usage. It is recommended that future studies consider the analysis of the moderating effects of respondents’ demographics, their perceptions possibly changing over time.
{"title":"Massive Open Online Courses for Scalability and Transformational Culture of Learning in Corporate Organizations","authors":"B. Kalema, Khuliso Sigama","doi":"10.5824/ajite.2022.03.002.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.03.002.x","url":null,"abstract":"The global pandemic of coronavirus “Covid-19” in the fall of 2019 caused dramatic changes in all sectors, including education. Businesses, like corporate organizations that normally train their employees annually, were equally affected, due to lack of instructors. Learning institutions were faced with various challenges due to the abrupt paradigm shift of changing from face-to-face to online teaching and learning, with limited preparedness. For scalability, and to maintain their annual strategies of keeping their dynamic capabilities, organizations were forced to adapt online training although with limited preparedness. However, electronic learning innovations such as the massive open online courses (MOOCs) that should have been leveraged by corporate organizations to train their employees during these hard times, had been mainly tailored for educational institutions. More still, much as MOOCs are essential for all enterprises, there have been few or no models developed to inform their adoption for corporate training. This study sought to bridge this gap, thus developed a model for MOOCs adoption for corporate training, based on data collected from South African private sectors, and analysed quantitatively. Results indicated that perception and attitude toward technology, teaching styles, and technology control are key influencing factors of MOOCs adoption for corporate training. The developed model will be used to provide insights into MOOCs adoption for workplace training, and to extend research on MOOCs usage. It is recommended that future studies consider the analysis of the moderating effects of respondents’ demographics, their perceptions possibly changing over time.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"111 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133094658","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-31DOI: 10.5824/ajite.2022.03.001.x
Esra Cengi̇z Tirpan, Tarık Semi̇z
In recent years, it has been observed that expectations from health services and investments in this field are primarily directed towards studies for the early detection of diseases, more effective monitoring of health conditions, and studies to increase the general quality of life and healthy lifestyle. This study aims to present a bibliometric analysis by examining wearable technology studies in medicine. For wearable technology studies in the medical field, analyzes were performed with 616 articles listed in the Scopus database. The VOSviewer software created an international cooperation network, co-citation author network, and common word network. According to the analysis results, it is seen that the publications are distributed between 1997-2022. The country that contributed the most to these 616 studies in the United States (USA), with 216 publications, followed by China and the United Kingdom. In addition, the USA ranks first among the cooperating countries with the highest connection strength and number of connections. The top contributing author is Najafi, B. Wang J. is the most cited author in the co-citation network author analysis. According to the results of the common word analysis, 5 clusters were formed, and after the most repeated words "wearable technologies" and "wearable technology" were removed, "physical activity" and "machine learning" respectively words. This study is an essential resource to present the current issues of wearable technology studies in the field of health and to examine research trends.
近年来，人们注意到，对保健服务的期望和对这一领域的投资主要是针对早期发现疾病的研究，更有效地监测健康状况，以及提高总体生活质量和健康生活方式的研究。本研究旨在通过对医学可穿戴技术研究进行文献计量分析。对于医学领域的可穿戴技术研究，分析了Scopus数据库中列出的616篇文章。VOSviewer软件创建了国际合作网络、共引作者网络和通用词网络。根据分析结果可以看出，出版物分布在1997-2022年之间。对这616项研究贡献最多的国家是美国，发表了216篇论文，其次是中国和英国。此外，在合作国家中，美国以最高的连接强度和连接数量排名第一。贡献作者排名第一的是Najafi, B. Wang j是共被引网络作者分析中被引次数最多的作者。根据常用词分析的结果，形成5个聚类，在去掉重复次数最多的单词“wearable technologies”和“wearable technology”后，分别是“physical activity”和“machine learning”。这项研究是一个重要的资源，目前的问题，可穿戴技术在健康领域的研究和研究趋势。
{"title":"Bibliometric Analysis of Wearable Technology Studies in The Healtcare Industry","authors":"Esra Cengi̇z Tirpan, Tarık Semi̇z","doi":"10.5824/ajite.2022.03.001.x","DOIUrl":"https://doi.org/10.5824/ajite.2022.03.001.x","url":null,"abstract":"In recent years, it has been observed that expectations from health services and investments in this field are primarily directed towards studies for the early detection of diseases, more effective monitoring of health conditions, and studies to increase the general quality of life and healthy lifestyle. This study aims to present a bibliometric analysis by examining wearable technology studies in medicine. For wearable technology studies in the medical field, analyzes were performed with 616 articles listed in the Scopus database. The VOSviewer software created an international cooperation network, co-citation author network, and common word network. According to the analysis results, it is seen that the publications are distributed between 1997-2022. The country that contributed the most to these 616 studies in the United States (USA), with 216 publications, followed by China and the United Kingdom. In addition, the USA ranks first among the cooperating countries with the highest connection strength and number of connections. The top contributing author is Najafi, B. Wang J. is the most cited author in the co-citation network author analysis. According to the results of the common word analysis, 5 clusters were formed, and after the most repeated words \"wearable technologies\" and \"wearable technology\" were removed, \"physical activity\" and \"machine learning\" respectively words. This study is an essential resource to present the current issues of wearable technology studies in the field of health and to examine research trends.","PeriodicalId":180292,"journal":{"name":"AJIT-e: Academic Journal of Information Technology","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126697520","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：