Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.16
Ayşegül Keten Çopur
Bu çalışmada, Banach uzaylarında zenginleştirilmiş daralmalar vasıtasıyla tanımlanan, ortalama dönüşüm sınıfları ile üretilen Picard-S algoritması ele alınmıştır. Bu dönüşüm sınıfları kullanılarak Picard-S algoritmasından elde edilen iteratif dizinin, zenginleştirilmiş daralmanın sabit noktasına yakınsaklığı kontrol dizileri üzerinde herhangi ek şartlar olmaksızın elde edilmiştir. Bu dönüşüm sınıfları ile Picard-S ve CR algoritmalarından elde edilen iteratif dizilerin sabit noktaya yakınsaklıklarının denk olduğu gösterilmiş ve aynı dönüşüm sınıfları için Picard-S algoritmasının veri bağlılığı üzerine bir sonuç elde edilmiştir. Elde edilen tüm sonuçlar sonsuz boyutlu Banach uzaylarında sayısal örneklerle desteklenmiştir.
{"title":"Some Results on an Iterative Algorithm Associated with Enriched Contractions in Banach Spaces","authors":"Ayşegül Keten Çopur","doi":"10.47112/neufmbd.2023.16","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.16","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Banach uzaylarında zenginleştirilmiş daralmalar vasıtasıyla tanımlanan, ortalama dönüşüm sınıfları ile üretilen Picard-S algoritması ele alınmıştır. Bu dönüşüm sınıfları kullanılarak Picard-S algoritmasından elde edilen iteratif dizinin, zenginleştirilmiş daralmanın sabit noktasına yakınsaklığı kontrol dizileri üzerinde herhangi ek şartlar olmaksızın elde edilmiştir. Bu dönüşüm sınıfları ile Picard-S ve CR algoritmalarından elde edilen iteratif dizilerin sabit noktaya yakınsaklıklarının denk olduğu gösterilmiş ve aynı dönüşüm sınıfları için Picard-S algoritmasının veri bağlılığı üzerine bir sonuç elde edilmiştir. Elde edilen tüm sonuçlar sonsuz boyutlu Banach uzaylarında sayısal örneklerle desteklenmiştir.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"76 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139130647","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son zamanlarda giderek artan tarımsal ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle sentetik organik/inorganik maddeler ve metaller gibi zararlı ve zehirli kirleticilerin su kaynaklarına salınması kamuoyunda giderek artan bir endişe yaratmaktadır. Bu zehirli ve zararlı maddelerden arsenik, bazı bölgelerde su kaynakları için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Arsenik zehirli, kanserojen ve her yerde bulunduğundan dünya çapında içme suyundan arseniğin giderimi önemlidir. Bu nedenle, içme suyundan arsenik giderimi için basit, daha az maliyetli ve çevre dostu tekniklerin geliştirilmesi gerekmektedir. Nanomalzemeler ile membranların güçlendirilmesi son zamanlarda yaygın olarak kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Ayrıca nano ölçekli inorganik katkı maddelerinin seçilip eklenmesiyle hazırlanan ince film nanokompozit hibrit malzemelerin kullanılması membran teknolojisine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çalışmada, Fe3O4 nanoparçacıkları ile modifiye edilmiş grafen oksit (GO) katkılı polisülfon çözeltisinin gözenekli destek malzemesi üzerine kaplanması ile yüksek geçirgenlik ve reddetme oranına sahip nanomalzeme destekli membranlar geliştirilmiştir. Hazırlanan nanokompozit malzemeler ve membranlar taramalı elektron mikroskobu (SEM), atomik kuvvet mikroskobu (AFM), X-ışını fotoelektron spekrofotometresi (XPS) ve temas açısı (CA) teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Membran performans çalışmaları saf su geçirgenliği ve arsenik reddi çalışmaları ile gerçekleştirilmiş ve hazırlanan PSf bazlı nanokompozit membranlarda farklı GO/Fe3O4 oranlarında dahil olmak üzere yüksek performans gözlemlenmiş ve %95 arsenik reddi oranına ulaşılmıştır.
{"title":"GO@Fe3O4 Katkılı Polimerik Kompozit Membranların Hazırlanması ve Karakterizasyonu","authors":"İlker Akin, Erhan Zor, Haluk Bi̇ngöl","doi":"10.47112/neufmbd.2023.8","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.8","url":null,"abstract":"Son zamanlarda giderek artan tarımsal ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle sentetik organik/inorganik maddeler ve metaller gibi zararlı ve zehirli kirleticilerin su kaynaklarına salınması kamuoyunda giderek artan bir endişe yaratmaktadır. Bu zehirli ve zararlı maddelerden arsenik, bazı bölgelerde su kaynakları için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Arsenik zehirli, kanserojen ve her yerde bulunduğundan dünya çapında içme suyundan arseniğin giderimi önemlidir. Bu nedenle, içme suyundan arsenik giderimi için basit, daha az maliyetli ve çevre dostu tekniklerin geliştirilmesi gerekmektedir. Nanomalzemeler ile membranların güçlendirilmesi son zamanlarda yaygın olarak kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Ayrıca nano ölçekli inorganik katkı maddelerinin seçilip eklenmesiyle hazırlanan ince film nanokompozit hibrit malzemelerin kullanılması membran teknolojisine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çalışmada, Fe3O4 nanoparçacıkları ile modifiye edilmiş grafen oksit (GO) katkılı polisülfon çözeltisinin gözenekli destek malzemesi üzerine kaplanması ile yüksek geçirgenlik ve reddetme oranına sahip nanomalzeme destekli membranlar geliştirilmiştir. Hazırlanan nanokompozit malzemeler ve membranlar taramalı elektron mikroskobu (SEM), atomik kuvvet mikroskobu (AFM), X-ışını fotoelektron spekrofotometresi (XPS) ve temas açısı (CA) teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Membran performans çalışmaları saf su geçirgenliği ve arsenik reddi çalışmaları ile gerçekleştirilmiş ve hazırlanan PSf bazlı nanokompozit membranlarda farklı GO/Fe3O4 oranlarında dahil olmak üzere yüksek performans gözlemlenmiş ve %95 arsenik reddi oranına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"69 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139132447","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.10
Mehmet Hacibeyoglu, Merve Çeli̇k, Özlem ERDAŞ ÇİÇEK
Binaların ısıtma ve soğutma yükleri, bir binanın içindeki hava sıcaklığının belirli bir sıcaklıkta tutmak için gereken enerji miktarlarını ifade eder. Bu yükler, binanın yalıtımı, boyutu, şekli, konumu, kullanılan malzemeler ve ısıtma sistemi gibi birçok faktöre bağlıdır. Toplumsal refahın artırılmasında vazgeçilmez bir etken olan enerjinin giderek önem kazandığı günümüzde binalardaki enerji tüketiminin azaltılması, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik açıdan önemlidir. Bu çalışmada denetimli makine öğrenmesi algoritmalarından doğrusal regresyon ve k en yakın komşu algoritmaları kullanılarak bir regresyon problemi olan binalarda enerji verimliliği tahmini yapacak bir model geliştirilmiştir. Deneysel çalışmalar, 12 faklı binadan elde edilen sekiz adet şart özelliğe ve ısıtma yükü ve soğutma yükü olmak üzere iki sınıf değerine sahip toplamda 768 adet veri barındıran enerji verimliği veri kümesi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada k en yakın komşu algoritmasının k parametre değeri optimize edilerek performansı arttırılmıştır. Elde edilen deneysel sonuçlara göre k en yakın komşu algoritması doğrusal regresyon algoritmasına göre çok daha başarılı ve %96’lar seviyesinde tahminler gerçekleştirmiştir. Çalışma sonunda elde edilen denetimli makine öğrenmesi modeli ile binaların enerji analizleri kolaylıkla yapılabilecek ve elde edilen analiz sonuçları enerji verimliliğinin arttırılabilmesi için geliştirilecek politikalarda kullanılabilecektir.
建筑物的供暖和制冷负荷是指将建筑物内的空气温度保持在一定温度所需的能量。这些负荷取决于许多因素,如建筑物的隔热、大小、形状、位置、所用材料和供热系统。能源是提高社会福利不可或缺的因素,在当今世界,能源的重要性与日俱增,因此减少建筑物的能源消耗对环境可持续性和经济方面都非常重要。本研究利用线性回归和有监督机器学习算法中的 k 近邻算法开发了一个预测建筑能效的模型,这是一个回归问题。实验研究使用了一个能效数据集,该数据集包含从 12 栋不同建筑中获取的共 768 个数据,其中有 8 个条件特征和两个类别值,即供热负荷和制冷负荷。研究中,通过优化 k 参数值提高了 k 近邻算法的性能。实验结果表明,k 近邻算法比线性回归算法成功得多,预测率高达 96%。利用研究结束时获得的监督机器学习模型,可以很容易地对建筑物进行能源分析,获得的分析结果可用于制定提高能源效率的政策。
{"title":"K En Yakın Komşu Algoritması ile Binalarda Enerji Verimliliği Tahmini","authors":"Mehmet Hacibeyoglu, Merve Çeli̇k, Özlem ERDAŞ ÇİÇEK","doi":"10.47112/neufmbd.2023.10","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.10","url":null,"abstract":"Binaların ısıtma ve soğutma yükleri, bir binanın içindeki hava sıcaklığının belirli bir sıcaklıkta tutmak için gereken enerji miktarlarını ifade eder. Bu yükler, binanın yalıtımı, boyutu, şekli, konumu, kullanılan malzemeler ve ısıtma sistemi gibi birçok faktöre bağlıdır. Toplumsal refahın artırılmasında vazgeçilmez bir etken olan enerjinin giderek önem kazandığı günümüzde binalardaki enerji tüketiminin azaltılması, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik açıdan önemlidir. Bu çalışmada denetimli makine öğrenmesi algoritmalarından doğrusal regresyon ve k en yakın komşu algoritmaları kullanılarak bir regresyon problemi olan binalarda enerji verimliliği tahmini yapacak bir model geliştirilmiştir. Deneysel çalışmalar, 12 faklı binadan elde edilen sekiz adet şart özelliğe ve ısıtma yükü ve soğutma yükü olmak üzere iki sınıf değerine sahip toplamda 768 adet veri barındıran enerji verimliği veri kümesi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada k en yakın komşu algoritmasının k parametre değeri optimize edilerek performansı arttırılmıştır. Elde edilen deneysel sonuçlara göre k en yakın komşu algoritması doğrusal regresyon algoritmasına göre çok daha başarılı ve %96’lar seviyesinde tahminler gerçekleştirmiştir. Çalışma sonunda elde edilen denetimli makine öğrenmesi modeli ile binaların enerji analizleri kolaylıkla yapılabilecek ve elde edilen analiz sonuçları enerji verimliliğinin arttırılabilmesi için geliştirilecek politikalarda kullanılabilecektir.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"10 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139135628","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.15
Nezih Furkan Erbaş, İbrahim Kalayci
Son yıllarda Hassas Nokta Konumlama (Precise Point Positioning, PPP) yöntemiyle gerçek zamanlı (real-time) ve ölçü sonrası(post processing) değerlendirme uygulamaları yaygın hale gelmiştir. PPP yönteminin diğer konum belirleme tekniklerine göre bir ya da daha fazla referans istasyonuna gerek duymadan, tek bir GNSS alıcısıyla dm/cm seviyesinde yüksek konum bilgisi elde edilerek maliyet ve zamandan avantaj sağladığı görülmüştür. Çalışma kapsamında ölçü sonrası-PPP (Post Processing, PP-PPP) tekniği ile konum bilgisi elde etmeye imkân sağlayan PPPH yazılımı kullanılarak PPP hata kaynaklarının nokta konum doğruluklarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla BALK, SINP, YOZ1, IGR1 ve ONIY TUSAGA-Aktif istasyonlarının on günlük (3.04.2021-12.04.2021) gözlem verileri analiz edilmiştir. Değerlendirmede çoklu-GNSS gözlemleri yerine, tercihen ve herhangi bir sebep olmaksızın sadece-GPS uydu sistemi kullanılmıştır. PPPH yazılımından elde edilen sonuçlar istasyonların CSRS-PPP servisinin referans koordinat değerleriyle karşılaştırılmıştır. Çalışmada karesel ortalama hata değerleri dikkate alınarak troposferik gecikme düzeltmesinde yatayda ortalama 0.8 cm ve düşeyde 10.6 cm konum doğruluğuna ulaşılırken, rölativistik mesafe düzeltmesinde sırasıyla 0.75 cm ve 1.0 cm konum doğruluğu elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar troposferik gecikme düzeltmesi hata kaynağının konum doğruluğunda en fazla etkiye, rölativistik mesafe düzeltmesi hata kaynağının ise konum doğruluğunda en az etkiye sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
{"title":"Hassas Nokta Konumlama (PPP) Yöntemindeki Hata Kaynaklarının Konum Belirleme Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi: PPPH Yazılımı Örneği","authors":"Nezih Furkan Erbaş, İbrahim Kalayci","doi":"10.47112/neufmbd.2023.15","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.15","url":null,"abstract":"Son yıllarda Hassas Nokta Konumlama (Precise Point Positioning, PPP) yöntemiyle gerçek zamanlı (real-time) ve ölçü sonrası(post processing) değerlendirme uygulamaları yaygın hale gelmiştir. PPP yönteminin diğer konum belirleme tekniklerine göre bir ya da daha fazla referans istasyonuna gerek duymadan, tek bir GNSS alıcısıyla dm/cm seviyesinde yüksek konum bilgisi elde edilerek maliyet ve zamandan avantaj sağladığı görülmüştür. Çalışma kapsamında ölçü sonrası-PPP (Post Processing, PP-PPP) tekniği ile konum bilgisi elde etmeye imkân sağlayan PPPH yazılımı kullanılarak PPP hata kaynaklarının nokta konum doğruluklarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla BALK, SINP, YOZ1, IGR1 ve ONIY TUSAGA-Aktif istasyonlarının on günlük (3.04.2021-12.04.2021) gözlem verileri analiz edilmiştir. Değerlendirmede çoklu-GNSS gözlemleri yerine, tercihen ve herhangi bir sebep olmaksızın sadece-GPS uydu sistemi kullanılmıştır. PPPH yazılımından elde edilen sonuçlar istasyonların CSRS-PPP servisinin referans koordinat değerleriyle karşılaştırılmıştır. Çalışmada karesel ortalama hata değerleri dikkate alınarak troposferik gecikme düzeltmesinde yatayda ortalama 0.8 cm ve düşeyde 10.6 cm konum doğruluğuna ulaşılırken, rölativistik mesafe düzeltmesinde sırasıyla 0.75 cm ve 1.0 cm konum doğruluğu elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar troposferik gecikme düzeltmesi hata kaynağının konum doğruluğunda en fazla etkiye, rölativistik mesafe düzeltmesi hata kaynağının ise konum doğruluğunda en az etkiye sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"24 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139129895","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.19
Adi Omaia Faouri̇, P. Kasap
Nakagami dağılımı, radyo sinyallerinin sönümlenmesini modellemek için ortaya çıkmıştır ve çeşitli disiplinlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, dağılımın şekil ve ölçek parametrelerini tahmin etmek için en çok olabilirlik (ML) tahmin yöntemi kullanılmıştır. Ancak, bu dağılım için olabilirlik denklemlerinin açık çözümleri bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu denklemlerin çözümü için, parçacık sürüsü optimizasyon (PSO), genetik algoritma (GA) ve quasi-newton (QN) algoritmaları olmak üzere üç temel algoritma kullanılmıştır. Bu algoritmaların performanslarının karşılaştırmaları, yan, hata kareler ortalaması (MSE) ve eksiklik (DEF) kriterleri dikkate alınarak, kapsamlı bir Monte-Carlo simülasyon çalışması ile yapılmıştır. Model, kullanışlılığını göstermek amacıyla dört gerçek veri setine uygulanmıştır.
{"title":"Maximum Likelihood Estimation for the Nakagami Distribution Using Particle Swarm Optimization Algorithm with Applications","authors":"Adi Omaia Faouri̇, P. Kasap","doi":"10.47112/neufmbd.2023.19","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.19","url":null,"abstract":"Nakagami dağılımı, radyo sinyallerinin sönümlenmesini modellemek için ortaya çıkmıştır ve çeşitli disiplinlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, dağılımın şekil ve ölçek parametrelerini tahmin etmek için en çok olabilirlik (ML) tahmin yöntemi kullanılmıştır. Ancak, bu dağılım için olabilirlik denklemlerinin açık çözümleri bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu denklemlerin çözümü için, parçacık sürüsü optimizasyon (PSO), genetik algoritma (GA) ve quasi-newton (QN) algoritmaları olmak üzere üç temel algoritma kullanılmıştır. Bu algoritmaların performanslarının karşılaştırmaları, yan, hata kareler ortalaması (MSE) ve eksiklik (DEF) kriterleri dikkate alınarak, kapsamlı bir Monte-Carlo simülasyon çalışması ile yapılmıştır. Model, kullanışlılığını göstermek amacıyla dört gerçek veri setine uygulanmıştır.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"40 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139131226","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.17
Fatih Bahadir, Fatih Süleyman Balik, H. Yalçinkaya
İnsanoğlunun ihtiyaçlarından biri olan barınma ile inşaat sektörü ortaya çıkmış ve bu sektör, ticaretin globalleşmesiyle hızlı bir şekilde gelişme göstermiştir. İnşaat sektörü, savaşlar, büyük toplumsal olaylar ve salgın hastalıklar gibi nedenlerden dolayı, işgücü kaybı ve barınma ihtiyacının tam olarak karşılanamaması sonucunda çok çabuk etkilenen sektörler arasında yer almaktadır. 2019 yılında baş gösteren Covid-19 pandemisinden dünya ekonomisi ciddi etkilenmiştir. Ülkemiz ekonomide lokomotif görevi gören inşaat sektörü de Covid-19 pandemisinden etkilenmiş ve sektörde 2019-2022 yılları arasında hızlı bir küçülme söz konusu olmuştur. Hazırlanan bu çalışmada, Covid-19 pandemisinin Türkiye’deki inşaat sektörünü finansal olarak nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Bu etkiyi araştırmak için, veri seti olarak T.C. Sağlık Bakanlığından bu pandemide hastalanan ve ölen kişi sayısı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’den ise inşaat sektörü fiyat endeksi ve inşaat sektörü maliyet endeksi verileri kullanılmıştır. Çalışmada metot olarak, zaman serisi için Vektör Otoregresyon (VAR) modeli ve devamında GRANGER nedensellik analizi yapılmıştır. Bu analizler sonucunda, Covid-19 pandemisine bağlı hastalanan ve ölen kişi sayısındaki değişimin genel inşaat satış fiyatlarının ve bina satış fiyatlarının değişimlerine etki ettiği bulunmuştur. Fakat pandemiye bağlı hastalanan ve ölen kişi sayılarındaki değişimin konut sektörü dışında otoyollar, caddeler, köprüler, tüneller, demir yolları, havaalanları, limanlar ve diğer su projeleri, sulama sistemleri, kanalizasyon sistemleri, sanayi tesisleri, boru hatları gibi bina dışı inşaat fiyatlarının değişimine etki etmediği tespit edilmiştir. İnşaat maliyetleri üzerinde yapılan nedensellik analizlerinde ise pandemi değişkenleri ve inşaat maliyet kalemleri arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine rastlanılmamıştır. Buna bağlı olarak inşaat sektöründe pandemi inşaat maliyetlerini etkilemezken satış fiyatlarını etkilemiştir. Elde edilen sonuca bağlı olarak pandemi sürecinde inşaat sektörü arzdan kaynaklanan bir sorun yaşamazken, talepten kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
{"title":"Türkiye deki İnşaat Sektörünün Finansal Yapısına COVID-19 Etkisi","authors":"Fatih Bahadir, Fatih Süleyman Balik, H. Yalçinkaya","doi":"10.47112/neufmbd.2023.17","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.17","url":null,"abstract":"İnsanoğlunun ihtiyaçlarından biri olan barınma ile inşaat sektörü ortaya çıkmış ve bu sektör, ticaretin globalleşmesiyle hızlı bir şekilde gelişme göstermiştir. İnşaat sektörü, savaşlar, büyük toplumsal olaylar ve salgın hastalıklar gibi nedenlerden dolayı, işgücü kaybı ve barınma ihtiyacının tam olarak karşılanamaması sonucunda çok çabuk etkilenen sektörler arasında yer almaktadır. 2019 yılında baş gösteren Covid-19 pandemisinden dünya ekonomisi ciddi etkilenmiştir. Ülkemiz ekonomide lokomotif görevi gören inşaat sektörü de Covid-19 pandemisinden etkilenmiş ve sektörde 2019-2022 yılları arasında hızlı bir küçülme söz konusu olmuştur. Hazırlanan bu çalışmada, Covid-19 pandemisinin Türkiye’deki inşaat sektörünü finansal olarak nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Bu etkiyi araştırmak için, veri seti olarak T.C. Sağlık Bakanlığından bu pandemide hastalanan ve ölen kişi sayısı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’den ise inşaat sektörü fiyat endeksi ve inşaat sektörü maliyet endeksi verileri kullanılmıştır. Çalışmada metot olarak, zaman serisi için Vektör Otoregresyon (VAR) modeli ve devamında GRANGER nedensellik analizi yapılmıştır. Bu analizler sonucunda, Covid-19 pandemisine bağlı hastalanan ve ölen kişi sayısındaki değişimin genel inşaat satış fiyatlarının ve bina satış fiyatlarının değişimlerine etki ettiği bulunmuştur. Fakat pandemiye bağlı hastalanan ve ölen kişi sayılarındaki değişimin konut sektörü dışında otoyollar, caddeler, köprüler, tüneller, demir yolları, havaalanları, limanlar ve diğer su projeleri, sulama sistemleri, kanalizasyon sistemleri, sanayi tesisleri, boru hatları gibi bina dışı inşaat fiyatlarının değişimine etki etmediği tespit edilmiştir. İnşaat maliyetleri üzerinde yapılan nedensellik analizlerinde ise pandemi değişkenleri ve inşaat maliyet kalemleri arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine rastlanılmamıştır. Buna bağlı olarak inşaat sektöründe pandemi inşaat maliyetlerini etkilemezken satış fiyatlarını etkilemiştir. Elde edilen sonuca bağlı olarak pandemi sürecinde inşaat sektörü arzdan kaynaklanan bir sorun yaşamazken, talepten kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"102 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139133677","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.14
Saban Bulbul, Enes Ayhan, Hakan Gökmeşe
Kömür küllerinin geri dönüşümü olmadığı için doğaya atılması ciddi zararlar ortaya çıkarmaktadır. Aynı zamanda kömür külünün kimyasal bileşiminde insan ve hayvan sağlığına zararlı maddelerin olması özellikle doğal yağışlar sayesinde içme sularına karışması canlıların ve sulama yapılan tarım alanlarını ciddi şekilde tehlikeye sokmaktadır. Türkiye’de birçok termik santral bulunmaktadır. Buralardan elde edilen atıkların geri dönüştürülmesi ve ekonomiye kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Endüstriyel atıkların polimer teknolojisi sektöründe dolgu olarak kullanılmasıyla ilgili sınırlı sayıda çalışmalar mevcuttur. Kömür külünün polimer matrisli bileşiklerde kullanılması ile ilgili hiçbir çalışma mevcut değildir. Bu çalışmada SBR matrisine %0, %5, %10 ve %15 oranında karbon siyahına ek olarak kömür külü ilave edilmiş ve 4 farklı bileşik elde dilmiştir. Elde edilen bu bileşiklerin çapraz bağ yoğunluğu hesaplanmış ve çapraz bağ yoğunluğunun mekanik özellikler üzerine etkisi araştırılmıştır. Bileşiklerdeki kömür külü dolgu oranı yükseldikçe, bileşiklerin çapraz bağ yoğunluğunun artmasına ve buna bağlı olarak, sertlik, yüzde uzama, kopma mukavemeti gibi mekanik özellikleri geliştirdiği ve özgül ağırlık gibi fiziksel özelikleri de arttırdığı görülmüştür.
{"title":"Termik Santral Atığı Olan Kömür Külünün SBR Matrisli Bileşiklere İlave Edilmesinin Mekanik Özelliklere Etkisi","authors":"Saban Bulbul, Enes Ayhan, Hakan Gökmeşe","doi":"10.47112/neufmbd.2023.14","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.14","url":null,"abstract":"Kömür küllerinin geri dönüşümü olmadığı için doğaya atılması ciddi zararlar ortaya çıkarmaktadır. Aynı zamanda kömür külünün kimyasal bileşiminde insan ve hayvan sağlığına zararlı maddelerin olması özellikle doğal yağışlar sayesinde içme sularına karışması canlıların ve sulama yapılan tarım alanlarını ciddi şekilde tehlikeye sokmaktadır. Türkiye’de birçok termik santral bulunmaktadır. Buralardan elde edilen atıkların geri dönüştürülmesi ve ekonomiye kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Endüstriyel atıkların polimer teknolojisi sektöründe dolgu olarak kullanılmasıyla ilgili sınırlı sayıda çalışmalar mevcuttur. Kömür külünün polimer matrisli bileşiklerde kullanılması ile ilgili hiçbir çalışma mevcut değildir. Bu çalışmada SBR matrisine %0, %5, %10 ve %15 oranında karbon siyahına ek olarak kömür külü ilave edilmiş ve 4 farklı bileşik elde dilmiştir. Elde edilen bu bileşiklerin çapraz bağ yoğunluğu hesaplanmış ve çapraz bağ yoğunluğunun mekanik özellikler üzerine etkisi araştırılmıştır. Bileşiklerdeki kömür külü dolgu oranı yükseldikçe, bileşiklerin çapraz bağ yoğunluğunun artmasına ve buna bağlı olarak, sertlik, yüzde uzama, kopma mukavemeti gibi mekanik özellikleri geliştirdiği ve özgül ağırlık gibi fiziksel özelikleri de arttırdığı görülmüştür.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"116 39","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139133131","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.22
Halil Ibrahim Ayaz, Zehra KAMIŞLI ÖZTÜRK
Öneri sistemleri çeşitli çevrimiçi platformlarda hayati bir rol oynar ve kullanıcıların tercihlerini göz önünde bulundurarak yeni ürünler, hizmetler ve içerikler keşfetmelerine yardımcı olur. Bununla birlikte, bu sistemler, kötü niyetli kullanıcıların derecelendirmeleri yapay olarak şişirdiği veya söndürdüğü ve önyargılı önerilere yol açtığı şilin saldırıları yoluyla manipülasyona karşı savunmasızdır. Bu saldırıları araştırmanın, anlamanın ve hafifletmenin önemini vurgulamak çok önemlidir. Bu tür saldırıları tespit etmek, tavsiye sistemlerinin bütünlüğünü ve etkinliğini korumak için çok önemlidir. Literatürde, şilin saldırılarını tespit etmek için birçok çalışma sunulmuştur. En iyi bilinen kümeleme yöntemleri farklı saldırı modelleri için uyarlanmıştır. Bu makalede, şilin saldırılarını tespit etmek için gürbüz bir teknik olarak Tek Sınıflı Destek Vektör Makineleri kullanımını araştırıyoruz. Tek Sınıflı Destek Vektör Makinaları, öncelikle anomali tespiti ve aykırılık tespiti görevleri için tasarlanmış geleneksel Destek Vektör Makinelerinin özel bir çeşididir. Önerilen yöntemi doğrulamak için MovieLens100K veri kümesi kullanılmıştır. Sonuç olarak, farklı boyut ve doluluk oranlı saldırılar için hassasiyet ve geri çağırma değerleri verilmiştir.
{"title":"Shilling Attack Detection with One Class Support Vector Machines","authors":"Halil Ibrahim Ayaz, Zehra KAMIŞLI ÖZTÜRK","doi":"10.47112/neufmbd.2023.22","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.22","url":null,"abstract":"Öneri sistemleri çeşitli çevrimiçi platformlarda hayati bir rol oynar ve kullanıcıların tercihlerini göz önünde bulundurarak yeni ürünler, hizmetler ve içerikler keşfetmelerine yardımcı olur. Bununla birlikte, bu sistemler, kötü niyetli kullanıcıların derecelendirmeleri yapay olarak şişirdiği veya söndürdüğü ve önyargılı önerilere yol açtığı şilin saldırıları yoluyla manipülasyona karşı savunmasızdır. Bu saldırıları araştırmanın, anlamanın ve hafifletmenin önemini vurgulamak çok önemlidir. Bu tür saldırıları tespit etmek, tavsiye sistemlerinin bütünlüğünü ve etkinliğini korumak için çok önemlidir. Literatürde, şilin saldırılarını tespit etmek için birçok çalışma sunulmuştur. En iyi bilinen kümeleme yöntemleri farklı saldırı modelleri için uyarlanmıştır. Bu makalede, şilin saldırılarını tespit etmek için gürbüz bir teknik olarak Tek Sınıflı Destek Vektör Makineleri kullanımını araştırıyoruz. Tek Sınıflı Destek Vektör Makinaları, öncelikle anomali tespiti ve aykırılık tespiti görevleri için tasarlanmış geleneksel Destek Vektör Makinelerinin özel bir çeşididir. Önerilen yöntemi doğrulamak için MovieLens100K veri kümesi kullanılmıştır. Sonuç olarak, farklı boyut ve doluluk oranlı saldırılar için hassasiyet ve geri çağırma değerleri verilmiştir.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"125 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139134746","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.21
Alper Ünlü, I. Ilhan
Çok seviyeli görüntü eşikleme, görüntüyü ileri düzeyde anlamlı özelliklere ayırmak için kullanılan önemli bir görüntü işleme tekniğidir. Bu teknik, metasezgisel optimizasyon algoritmaları ile birlikte kullanılarak hesaplama süresi açısından başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu çalışmada, çok seviyeli görüntü eşikleme problemini çözmek için GWO-HS olarak isimlendirilen hibrit bir algoritma önerilmiştir. Önerilen algoritma gri kurt optimizasyon (GWO) ve harmoni arama (HS) algoritmaları hibritlenerek elde edilmiştir. GWO-HS algoritmasının performansı beş diğer algoritmanın performansları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda Otsu ve Kapur entropi tabanlı eşikleme yöntemleri kullanılmıştır. Deneylerde, görüntü işleme çalışmalarında iyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan altı görüntü tercih edilmiştir. Her bir görüntü üzerinde 2’den 10’a kadar değişen seviyeler için eşikleme işlemi uygulanmıştır. Sonuçlar, önerilen GWO-HS algoritmasının, diğer algoritmalara kıyasla özellikle yüksek eşik seviyeleri için daha üstün bir performansa sahip olduğunu göstermiştir.
{"title":"A Novel Hybrid Gray Wolf Optimization Algorithm with Harmony Search to Solve Multi-Level Image Thresholding Problem","authors":"Alper Ünlü, I. Ilhan","doi":"10.47112/neufmbd.2023.21","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.21","url":null,"abstract":"Çok seviyeli görüntü eşikleme, görüntüyü ileri düzeyde anlamlı özelliklere ayırmak için kullanılan önemli bir görüntü işleme tekniğidir. Bu teknik, metasezgisel optimizasyon algoritmaları ile birlikte kullanılarak hesaplama süresi açısından başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu çalışmada, çok seviyeli görüntü eşikleme problemini çözmek için GWO-HS olarak isimlendirilen hibrit bir algoritma önerilmiştir. Önerilen algoritma gri kurt optimizasyon (GWO) ve harmoni arama (HS) algoritmaları hibritlenerek elde edilmiştir. GWO-HS algoritmasının performansı beş diğer algoritmanın performansları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda Otsu ve Kapur entropi tabanlı eşikleme yöntemleri kullanılmıştır. Deneylerde, görüntü işleme çalışmalarında iyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan altı görüntü tercih edilmiştir. Her bir görüntü üzerinde 2’den 10’a kadar değişen seviyeler için eşikleme işlemi uygulanmıştır. Sonuçlar, önerilen GWO-HS algoritmasının, diğer algoritmalara kıyasla özellikle yüksek eşik seviyeleri için daha üstün bir performansa sahip olduğunu göstermiştir.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":"111 33","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139133337","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-31DOI: 10.47112/neufmbd.2023.26
Burak Efe, Leyla Efe
Acil serviste yalın hizmet uygulamaları sürecin iyileştirilmesini amaçlamaktadır. Acil serviste daha iyi hizmet verebilmek için hastaların hangi konularda şikâyetçi olduğunu belirlemek oldukça önemlidir. Yalının ilk aşaması olan değer kavramı hastaların belirtmiş olduğu değer kavramı olarak incelenmiştir. Bu çalışma ilk olarak hastaların acil serviste belirtmiş olduğu şikâyetleri belirlemiştir. Bu şikayetler; hastanenin temizliği ve sessizliği, güvenilir personel ve hizmet, ilk seferde doğru teşhis ve muayene, hastaların bilgilendirilmesi, hızlı ve doğru muayene, personele ihtiyaç anında ulaşabilmek, beklemelerin olmaması, ziyaret saatlerinin uygun olması, ilgili ve güler yüzlü personeldir. Bu şikayetler önerilen yöntemde kriter olarak ele alınmıştır. Kriterlerin önem dereceleri q seviyeli bulanık sayı kullanılarak uzman ekibin (1 Akademisyen,1 doktor ve 1 hemşire) görüşleri doğrultusunda hesaplanmıştır. Kriterlerin önem dereceleri belirlendikten sonra dört acil servisin sıralaması q seviyeli bulanık MAIRCA (Multi Attributive Ideal-Real Comparative Analysis) yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Bu çalışma yalın hizmet değer kavramının analizi için yeni bir bakış açısı sunmuş ve bu değerlerin önem derecelerine göre acil servisleri sıralayarak literatüre katkı sunmuştur.
{"title":"Hastaların Acil Servis Seçimi İçin Q Seviyeli Bulanık MAIRCA Yöntemi Önerisi","authors":"Burak Efe, Leyla Efe","doi":"10.47112/neufmbd.2023.26","DOIUrl":"https://doi.org/10.47112/neufmbd.2023.26","url":null,"abstract":"Acil serviste yalın hizmet uygulamaları sürecin iyileştirilmesini amaçlamaktadır. Acil serviste daha iyi hizmet verebilmek için hastaların hangi konularda şikâyetçi olduğunu belirlemek oldukça önemlidir. Yalının ilk aşaması olan değer kavramı hastaların belirtmiş olduğu değer kavramı olarak incelenmiştir. Bu çalışma ilk olarak hastaların acil serviste belirtmiş olduğu şikâyetleri belirlemiştir. Bu şikayetler; hastanenin temizliği ve sessizliği, güvenilir personel ve hizmet, ilk seferde doğru teşhis ve muayene, hastaların bilgilendirilmesi, hızlı ve doğru muayene, personele ihtiyaç anında ulaşabilmek, beklemelerin olmaması, ziyaret saatlerinin uygun olması, ilgili ve güler yüzlü personeldir. Bu şikayetler önerilen yöntemde kriter olarak ele alınmıştır. Kriterlerin önem dereceleri q seviyeli bulanık sayı kullanılarak uzman ekibin (1 Akademisyen,1 doktor ve 1 hemşire) görüşleri doğrultusunda hesaplanmıştır. Kriterlerin önem dereceleri belirlendikten sonra dört acil servisin sıralaması q seviyeli bulanık MAIRCA (Multi Attributive Ideal-Real Comparative Analysis) yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Bu çalışma yalın hizmet değer kavramının analizi için yeni bir bakış açısı sunmuş ve bu değerlerin önem derecelerine göre acil servisleri sıralayarak literatüre katkı sunmuştur.","PeriodicalId":184558,"journal":{"name":"Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi","volume":" 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139136267","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}