Pub Date : 2024-07-14DOI: 10.24925/turjaf.v12i7.1231-1237.6241
Cemal Kurt
Zengin bir protein kaynağı olan susam, yağ elde etmek amacıyla yetiştirilen ilk bitkilerden biridir ve dünyanın birçok ülkesinde tarih öncesi çağlardan beri kültürü yapılmaktadır. Susam tohumları yüksek oranda içerdiği yağ asitlerinin (ortalama %80) doymamış yanı sıra insan sağlığı için önemli faydaları olan sesamol ve sesamolin gibi antioksidanları da içermektedir. Ayrıca tohumları önemli bir Ca, Mg ve Se kaynağıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, susam tohumları ve yağının insan beslenmesi için yüksek enerji kaynağı olmasının yanı sıra insan sağlığı açısından da anti-aging, antikanserojen, antiinflammatuar, antifungal, antimikrobiyal etkilerinin olduğu, karaciğerde alkol ayrışmasını hızlandırdığı, antihipertansif aktivite ve immün düzenleyici aktivitelere de sahip olduğunu göstermiştir. Özellikle siyah susam yağının saç beyazlamasını önlediği de yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilmiştir. Ayrıca, susam bitkisinin farklı kısımlarının özellikle dizanteri gibi hastalıkların tedavisinde uzun yıllardan beri kullanıldığı da bilinmektedir.
{"title":"Susamın (Sesamum indicum) Sağlık Üzerine Bazı Etkileri","authors":"Cemal Kurt","doi":"10.24925/turjaf.v12i7.1231-1237.6241","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i7.1231-1237.6241","url":null,"abstract":"Zengin bir protein kaynağı olan susam, yağ elde etmek amacıyla yetiştirilen ilk bitkilerden biridir ve dünyanın birçok ülkesinde tarih öncesi çağlardan beri kültürü yapılmaktadır. Susam tohumları yüksek oranda içerdiği yağ asitlerinin (ortalama %80) doymamış yanı sıra insan sağlığı için önemli faydaları olan sesamol ve sesamolin gibi antioksidanları da içermektedir. Ayrıca tohumları önemli bir Ca, Mg ve Se kaynağıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, susam tohumları ve yağının insan beslenmesi için yüksek enerji kaynağı olmasının yanı sıra insan sağlığı açısından da anti-aging, antikanserojen, antiinflammatuar, antifungal, antimikrobiyal etkilerinin olduğu, karaciğerde alkol ayrışmasını hızlandırdığı, antihipertansif aktivite ve immün düzenleyici aktivitelere de sahip olduğunu göstermiştir. Özellikle siyah susam yağının saç beyazlamasını önlediği de yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilmiştir. Ayrıca, susam bitkisinin farklı kısımlarının özellikle dizanteri gibi hastalıkların tedavisinde uzun yıllardan beri kullanıldığı da bilinmektedir.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"26 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141650379","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-07-14DOI: 10.24925/turjaf.v12i7.1174-1177.6560
A. Yılmaz, Adnan Ayan, Ezgi Şababoğlu, Yaşar Göz, Burçak Aslan Çelik, Ö. Çelik, Özge Oktay Ayan
Zorunlu hücre içi bakteri olan Coxiella burnetii, insanlar da dahil olmak üzere omurgalıların zoonotik bir hastalığı olan Q ateşinin etkenidir. Yaygın enfeksiyon yolları kontamine ahır tozunu solumak ve enfekte hayvanların atıklarıyla temastır. Bu çalışmanın materyalini Haziran-Eylül 2019 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusundaki Van ilinde bulunan 70 sokak köpeğinden toplanan 200 adet kene oluşturmuştur. Toplanan keneler %70’lik alkol içeren tüplere alınarak parazitoloji laboratuvarına nakledilmiştir. hangi etiketlerin yapıştırıldığı. Keneler tüplere yerleştirildi ve sıvı nitrojen ile dondurularak ezildi. DNA, kit üreticisinin protokolüne göre izole edildi. Coxiella burnetii’nin DNA’sını tespit etmek için IS1111 tekrarlayan transpozaz gen bölgesine özel bir Trans 1, Trans 2 primer çifti kullanıldı. Saflaştırılmış amplikonların çift yönlü dizi analizi, DNA dizileyici ile gerçekleştirildi. IS1111 transpozaz genini hedef alan PCR sonucunda 200 kenenin 2’sinde (%1) Coxiella burnetii pozitif sonuç elde edildi. Van ilinde serbest dolaşan köpeklerde Q ateşi epidemiyolojisinde potansiyel risk faktörleri ve kenelerin önemi, parazit kene türleri ve köpeklerde C. burnetii pozitif kenelerin prevalansı belirlenerek vurgulanmıştır.
{"title":"Köpeklerden Toplanan Rhipicephalus sanguineus Türü Kenelerden Coxiella brunetii’nin PCR ile Tespiti ve Moleküler Karakterizasyonu","authors":"A. Yılmaz, Adnan Ayan, Ezgi Şababoğlu, Yaşar Göz, Burçak Aslan Çelik, Ö. Çelik, Özge Oktay Ayan","doi":"10.24925/turjaf.v12i7.1174-1177.6560","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i7.1174-1177.6560","url":null,"abstract":"Zorunlu hücre içi bakteri olan Coxiella burnetii, insanlar da dahil olmak üzere omurgalıların zoonotik bir hastalığı olan Q ateşinin etkenidir. Yaygın enfeksiyon yolları kontamine ahır tozunu solumak ve enfekte hayvanların atıklarıyla temastır. Bu çalışmanın materyalini Haziran-Eylül 2019 tarihleri arasında Türkiye’nin doğusundaki Van ilinde bulunan 70 sokak köpeğinden toplanan 200 adet kene oluşturmuştur. Toplanan keneler %70’lik alkol içeren tüplere alınarak parazitoloji laboratuvarına nakledilmiştir. hangi etiketlerin yapıştırıldığı. Keneler tüplere yerleştirildi ve sıvı nitrojen ile dondurularak ezildi. DNA, kit üreticisinin protokolüne göre izole edildi. Coxiella burnetii’nin DNA’sını tespit etmek için IS1111 tekrarlayan transpozaz gen bölgesine özel bir Trans 1, Trans 2 primer çifti kullanıldı. Saflaştırılmış amplikonların çift yönlü dizi analizi, DNA dizileyici ile gerçekleştirildi. IS1111 transpozaz genini hedef alan PCR sonucunda 200 kenenin 2’sinde (%1) Coxiella burnetii pozitif sonuç elde edildi. Van ilinde serbest dolaşan köpeklerde Q ateşi epidemiyolojisinde potansiyel risk faktörleri ve kenelerin önemi, parazit kene türleri ve köpeklerde C. burnetii pozitif kenelerin prevalansı belirlenerek vurgulanmıştır.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"45 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141650211","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-07-14DOI: 10.24925/turjaf.v12i7.1225-1230.6694
Aybüke İmik, C. Gezer
İnsanların beslenmesinde gluten içeren besinler önemli yer tutmaktadır. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar bulunmakta olup bunlar çölyak hastalığı, buğdaya karşı IgE aracılı alerji ve çölyak dışı gluten duyarlılığı olarak sınıflandırılabilir. Bireylerin gluten duyarlılıkları arasında farklılıklar olup gluten duyarlılığı olan bireylerin gluten içeren besinleri tüketmeleri durumunda en başta bağırsak dokusu olmak üzere birçok dokuda histopatolojik yapılarında ve otoimmun sistemlerinde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Dokuların histopatolojik yapısındaki değişiklikler dokulara göre değişmektedir. Otoimmun sistemdeki değişiklikler ise Transglutaminaz, Gliadin, IgA, IgG, CD4 ve CD8 gibi parametrelerden en az birinin veya birkaçının incelenmesi ile tespit edilebilir. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklarda etkili tedavi şekli glutensiz/gluten kısıtlı diyet olmakla birlikte bağışıklık sisteminde rol alan mekanizma ve moleküllerin saptanması yeni tedavi yöntemlerini oluşturulmasına yol gösterebilir. Bu çalışmada amaç gluten ve gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar arasındaki ilişkinin derlemesidir.
{"title":"Gluten ve Gluten Metabolizması Bozukluğuna Bağlı Oluşan Hastalıklar","authors":"Aybüke İmik, C. Gezer","doi":"10.24925/turjaf.v12i7.1225-1230.6694","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i7.1225-1230.6694","url":null,"abstract":"İnsanların beslenmesinde gluten içeren besinler önemli yer tutmaktadır. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar bulunmakta olup bunlar çölyak hastalığı, buğdaya karşı IgE aracılı alerji ve çölyak dışı gluten duyarlılığı olarak sınıflandırılabilir. Bireylerin gluten duyarlılıkları arasında farklılıklar olup gluten duyarlılığı olan bireylerin gluten içeren besinleri tüketmeleri durumunda en başta bağırsak dokusu olmak üzere birçok dokuda histopatolojik yapılarında ve otoimmun sistemlerinde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Dokuların histopatolojik yapısındaki değişiklikler dokulara göre değişmektedir. Otoimmun sistemdeki değişiklikler ise Transglutaminaz, Gliadin, IgA, IgG, CD4 ve CD8 gibi parametrelerden en az birinin veya birkaçının incelenmesi ile tespit edilebilir. Gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklarda etkili tedavi şekli glutensiz/gluten kısıtlı diyet olmakla birlikte bağışıklık sisteminde rol alan mekanizma ve moleküllerin saptanması yeni tedavi yöntemlerini oluşturulmasına yol gösterebilir. Bu çalışmada amaç gluten ve gluten metabolizması bozukluğuna bağlı oluşan hastalıklar arasındaki ilişkinin derlemesidir.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"47 19","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141650086","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-07-14DOI: 10.24925/turjaf.v12i7.1204-1212.6673
H. Özdemir, Zekeriya Yazıcı
Bu araştırmanın temel amacı, sendika üyesi memurların sendikal demokrasi algısı ile sendikal bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderlik algısının düzenleyici rolünü belirlemektir. Nicel alan araştırması niteliğinde çalışma yapılmış olup, araştırmanın evrenini Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolunda faaliyet gösteren ve hizmet kolunda yetkili sendika konumunda olan Tarım-Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in üyeleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda sendika üyelerinden anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın örneklemini ankete katılan Toç Bir-Sen üyesi 2128 çalışan oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişkinin var olduğu, etik liderlik algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu, örgütsel demokrasi algısı ile etik liderlik algıları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderliğin anlamlı ve pozitif yönlü düzenleyici etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısı ile araştırmanın tüm hipotezleri doğrulanmıştır. Bu sonuçlara göre, sendika yöneticilerinin etik davranışlar sergilemeleri, aldıkları kararların ve uygulamalarının etik kurallara uygun olmasına özen göstermeleri, yönetim ve karar alma süreçlerinin tamamında demokratik tutum ve davranış sergilemeleri sendika üyelerinin sendikal bağlılıklarına pozitif yönde etki edecektir. Çalışma sonuçlarının, örgütsel bağlılık ile etik liderlik arasındaki ilişkiyi ve örgütsel demokrasi ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi inceleyen literatür çalışmalarına ait sonuçları desteklemesi nedeni ile literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
{"title":"Tarım Örgütlerindeki Demokrasi ile Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkide Etik Liderliğin Düzenleyici Etkisi","authors":"H. Özdemir, Zekeriya Yazıcı","doi":"10.24925/turjaf.v12i7.1204-1212.6673","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i7.1204-1212.6673","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın temel amacı, sendika üyesi memurların sendikal demokrasi algısı ile sendikal bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderlik algısının düzenleyici rolünü belirlemektir. Nicel alan araştırması niteliğinde çalışma yapılmış olup, araştırmanın evrenini Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolunda faaliyet gösteren ve hizmet kolunda yetkili sendika konumunda olan Tarım-Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in üyeleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda sendika üyelerinden anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın örneklemini ankete katılan Toç Bir-Sen üyesi 2128 çalışan oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişkinin var olduğu, etik liderlik algıları ile örgütsel bağlılıkları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu, örgütsel demokrasi algısı ile etik liderlik algıları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sendika üyelerinin örgütsel demokrasi algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkide etik liderliğin anlamlı ve pozitif yönlü düzenleyici etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısı ile araştırmanın tüm hipotezleri doğrulanmıştır. Bu sonuçlara göre, sendika yöneticilerinin etik davranışlar sergilemeleri, aldıkları kararların ve uygulamalarının etik kurallara uygun olmasına özen göstermeleri, yönetim ve karar alma süreçlerinin tamamında demokratik tutum ve davranış sergilemeleri sendika üyelerinin sendikal bağlılıklarına pozitif yönde etki edecektir. Çalışma sonuçlarının, örgütsel bağlılık ile etik liderlik arasındaki ilişkiyi ve örgütsel demokrasi ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi inceleyen literatür çalışmalarına ait sonuçları desteklemesi nedeni ile literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"57 32","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141649879","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-07-14DOI: 10.24925/turjaf.v12i7.1129-1136.6805
Salih Eroğlu
Bu çalışmada çekirdekli ve çekirdeksiz nar taneleri (Punica granatum L.) ince tabaka halinde farklı sürelerde ultrason ön işlemi (US) uygulandıktan sonra 70 °C’de 1,3 m/s hava hızında kurutulmuştur. Nar tanelerinin kuruma kinetiğinin incelenmesi amacıyla literatürde çok kullanılan ancak karmaşık ve verilerin dönüştürülmesini gerektiren çok parametreli modeller yerine en çok iki parametreli modeller kullanılmıştır. Bu modeller Lewis (Newton), Page, Modifiye Page I, Weibull, Weibull I ve Modifiye Çift Terimli III modelleridir. Kurutma işlemlerini en iyi açıklayan modelin seçilmesi amacıyla hata kareleri ortalamasının kare kökü (RMSE) ve belirleme katsayısı (R2) değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre çekirdekli nar tanelerinin kurutulmasını tüm işlem koşullarında en iyi Page modelinin açıkladığı belirlenmiştir. Çekirdeksiz nar tanelerinde ön işlemsiz ve 10 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin Page modeli, 20 ve 30 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin ise Weibull modeli olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, kurutma öncesinde uygulanan farklı sürelerdeki US ön işlemlerinin çekirdekli ve çekirdeksiz nar tanelerinin kuruma sürelerini önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir.
在本研究中,带核无籽石榴籽(Punica granatum L.)在超声波预处理(US)后,在 70 °C 下以 1.3 m/s 的气流速度进行不同持续时间的薄层干燥。为了研究石榴籽的干燥动力学,大多采用双参数模型,而不是文献中广泛使用的多参数模型,多参数模型比较复杂,需要进行数据转换。这些模型包括 Lewis(牛顿)模型、Page 模型、修正 Page I 模型、Weibull 模型、Weibull I 模型和修正二项 III 模型。对均方根误差平方(RMSE)和判定系数(R2)值进行了分析,以选出最能解释干燥过程的模型。根据所得结果,确定 Page 模型最能解释带核石榴籽在所有工艺条件下的干燥过程。在去核石榴籽中,佩奇模型是解释未经预处理和经 10 分钟 US 预处理的石榴籽干燥过程的最佳模型,而 Weibull 模型是解释经 20 分钟和 30 分钟 US 预处理的石榴籽干燥过程的最佳模型。不过,经测定,在干燥前进行不同持续时间的 US 预处理可显著缩短带核和去核石榴籽的干燥时间。
{"title":"Çekirdekli ve Çekirdeksiz Nar Tanelerinin Ultrason Ön İşlemli Kurutma Kinetiğinin En Çok İki Parametre İçeren İnce Tabaka Modelleri Kullanılarak İncelenmesi","authors":"Salih Eroğlu","doi":"10.24925/turjaf.v12i7.1129-1136.6805","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i7.1129-1136.6805","url":null,"abstract":"Bu çalışmada çekirdekli ve çekirdeksiz nar taneleri (Punica granatum L.) ince tabaka halinde farklı sürelerde ultrason ön işlemi (US) uygulandıktan sonra 70 °C’de 1,3 m/s hava hızında kurutulmuştur. Nar tanelerinin kuruma kinetiğinin incelenmesi amacıyla literatürde çok kullanılan ancak karmaşık ve verilerin dönüştürülmesini gerektiren çok parametreli modeller yerine en çok iki parametreli modeller kullanılmıştır. Bu modeller Lewis (Newton), Page, Modifiye Page I, Weibull, Weibull I ve Modifiye Çift Terimli III modelleridir. Kurutma işlemlerini en iyi açıklayan modelin seçilmesi amacıyla hata kareleri ortalamasının kare kökü (RMSE) ve belirleme katsayısı (R2) değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre çekirdekli nar tanelerinin kurutulmasını tüm işlem koşullarında en iyi Page modelinin açıkladığı belirlenmiştir. Çekirdeksiz nar tanelerinde ön işlemsiz ve 10 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin Page modeli, 20 ve 30 dakika US ön işlemli nar tanelerinin kurutulmasını en iyi açıklayan modelin ise Weibull modeli olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, kurutma öncesinde uygulanan farklı sürelerdeki US ön işlemlerinin çekirdekli ve çekirdeksiz nar tanelerinin kuruma sürelerini önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"47 24","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141650082","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-10DOI: 10.24925/turjaf.v12i6.984-990.6750
Özlen Özkurt, Rifat Battaloğlu
In this study, the chemical constituents of Origanum onites, Salvia officinalis and Lavandula officinalis plants belonging to Lamiaceae family grown by conventional and organic methods were determined by soxhlet extraction. Gas Chromatography-Mass Spectrometry (GC-MS) method was used to determine the chemical constituents of conventionally and organically grown plant samples. When the results of the analyses were examined, out of 97 chemical components of Salvia officinalis plant, 50 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 78 components were determined from plants grown with organic farming methods. Of the 38 components detected in Origanum onites, 36 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 38 components were determined from plants grown with organic farming methods. Out of 60 components of Lavandula officinalis, 40 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 60 components were determined from plants grown with organic farming methods. In terms of chemical structure, the components are divided into different classes as hydrocarbons, monoterpenes, monoterpenoids, sesquiterpenes, sesquiterpenoids, diterpenes, diterpenoids, fatty acids and derivatives, and phenolic compounds.
{"title":"Comparison of Chemical Constituents of Some Plant Species of Lamiaceae Family Grown Conventionally and Organically","authors":"Özlen Özkurt, Rifat Battaloğlu","doi":"10.24925/turjaf.v12i6.984-990.6750","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i6.984-990.6750","url":null,"abstract":"In this study, the chemical constituents of Origanum onites, Salvia officinalis and Lavandula officinalis plants belonging to Lamiaceae family grown by conventional and organic methods were determined by soxhlet extraction. Gas Chromatography-Mass Spectrometry (GC-MS) method was used to determine the chemical constituents of conventionally and organically grown plant samples. When the results of the analyses were examined, out of 97 chemical components of Salvia officinalis plant, 50 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 78 components were determined from plants grown with organic farming methods. Of the 38 components detected in Origanum onites, 36 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 38 components were determined from plants grown with organic farming methods. Out of 60 components of Lavandula officinalis, 40 components were determined from plants grown with conventional farming methods and 60 components were determined from plants grown with organic farming methods. In terms of chemical structure, the components are divided into different classes as hydrocarbons, monoterpenes, monoterpenoids, sesquiterpenes, sesquiterpenoids, diterpenes, diterpenoids, fatty acids and derivatives, and phenolic compounds.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"111 34","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141362152","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Radish is a widely cultivated root crop susceptible to chemicals for its growth and development. The experiment was conducted to study the effect of different sources of organic fertilizers on growth and yield parameters in the Tokinashi variety of radish. The experiment was laid out using one factorial completely randomized block design with six treatments replicated four times. Vermicompost, goat manure, chemical fertilizers (NPK), poultry manure, farmyard manure and control were the applied treatments. Various growth and yield parameters of radish were measured and assessed at 15-day intervals. Various growth and yield parameters of radish were measured and assessed at 15-day intervals. Growth parameters were observed at 15, 30, 45, and 60 days after sowing. For yield parameters, destructive samples were taken and observed at 30 DAS and 45 DAS and harvested at 60 DAS. The assessments of plant growth and yield parameters showed that poultry manure (PM) treatments were superior. At the time of harvesting, the treatment comprising poultry manure had considerably greater plant height (30.55 cm), leaf length (29.44cm), leaf breadth (10.78cm), leaf number per plant (9.23), root diameter (10.33cm) and root length (20.16cm) with superior yield per ha (33.59 mt ha-1). Poultry manure significantly enhanced root yield and was positively correlated with all growth parameters. The highest benefit-cost (B: C) ratio was recorded in chemical fertilizer (3.99), which was statistically at par with poultry manure (3.81), suggesting that poultry manure might potentially replace chemical fertilizers for the Tokinashi variety of radish cultivation.
萝卜是一种广泛种植的根茎作物,其生长发育易受化学物质的影响。本试验旨在研究不同来源的有机肥对 Tokinashi 萝卜品种的生长和产量参数的影响。试验采用一个因子完全随机区组设计,六个处理重复四次。施用的肥料包括蛭石堆肥、羊粪、化肥(氮磷钾)、家禽粪便、农家肥和对照。每隔 15 天对萝卜的各种生长和产量参数进行测量和评估。每隔 15 天测量和评估萝卜的各种生长和产量参数。在播种后 15、30、45 和 60 天观察生长参数。对于产量参数,在 30 DAS 和 45 DAS 时采集破坏性样本并进行观察,在 60 DAS 时收获。对植物生长和产量参数的评估表明,家禽粪便(PM)处理效果更好。在收获时,含有家禽粪肥的处理的株高(30.55 厘米)、叶长(29.44 厘米)、叶宽(10.78 厘米)、单株叶片数(9.23)、根径(10.33 厘米)和根长(20.16 厘米)均显著增加,每公顷产量(33.59 公吨/公顷-1)也更高。家禽粪便明显提高了根产量,并与所有生长参数呈正相关。化肥的效益成本比(B:C)最高(3.99),与家禽粪便的效益成本比(3.81)相当。
{"title":"Effects of Different Sources of Fertilizers on Growth and Yield of Radish (Raphanus sativus L.)","authors":"Kabita Bhusal, Asmita Paudel, Bhawana Bhatta, Kaushila Bista, Saroj Sapkota","doi":"10.24925/turjaf.v12i6.932-939.6636","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i6.932-939.6636","url":null,"abstract":"Radish is a widely cultivated root crop susceptible to chemicals for its growth and development. The experiment was conducted to study the effect of different sources of organic fertilizers on growth and yield parameters in the Tokinashi variety of radish. The experiment was laid out using one factorial completely randomized block design with six treatments replicated four times. Vermicompost, goat manure, chemical fertilizers (NPK), poultry manure, farmyard manure and control were the applied treatments. Various growth and yield parameters of radish were measured and assessed at 15-day intervals. Various growth and yield parameters of radish were measured and assessed at 15-day intervals. Growth parameters were observed at 15, 30, 45, and 60 days after sowing. For yield parameters, destructive samples were taken and observed at 30 DAS and 45 DAS and harvested at 60 DAS. The assessments of plant growth and yield parameters showed that poultry manure (PM) treatments were superior. At the time of harvesting, the treatment comprising poultry manure had considerably greater plant height (30.55 cm), leaf length (29.44cm), leaf breadth (10.78cm), leaf number per plant (9.23), root diameter (10.33cm) and root length (20.16cm) with superior yield per ha (33.59 mt ha-1). Poultry manure significantly enhanced root yield and was positively correlated with all growth parameters. The highest benefit-cost (B: C) ratio was recorded in chemical fertilizer (3.99), which was statistically at par with poultry manure (3.81), suggesting that poultry manure might potentially replace chemical fertilizers for the Tokinashi variety of radish cultivation.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":" 22","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141365127","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-10DOI: 10.24925/turjaf.v12i6.1026-1032.6769
Uğur Tan
The utilization of Nigella sativa L., commonly known as black cumin, in traditional and medicinal practices is well-documented, attributing to its wide-ranging biological activities. Given its significance, this study explores the efficacy of various seed priming treatments (control, distilled water, potassium humate, and gibberellic acid) under laboratory and field conditions to enhance the early growth stages of Nigella sativa L. Priming treatments aimed to improve germination rates, plant height, and other growth parameters, potentially translating into increased agricultural productivity. According to results plant height ranged from 52.38 to 58.91 cm, number of branches between 3.76 and 3.98 (branch plant-1). The number of capsules varied from 4.93 to 6.81 (capsule plant-1), capsule seed weight was between 0.19 and 0.22 (gram capsule-1 ), and the thousand-seed weight ranged from 2.26 to 2.39 grams. The germination rate ranged from 78% to 93%, germination index 4.22-5.83 and mean germination time was observed from 4.27 to 4.82 days. Our findings reveal significant effects of priming on germination parameters and plant height, this offering insights into the potential of these treatments to optimize crop growth. However, the transition of these benefits to field conditions, particularly yield-related parameters, appeared limited, suggesting the complex nature of growth enhancement strategies and their implications for agricultural practices.
{"title":"Effects of Seed Priming on Germination of Nigella sativa L. and Comparison of Germination Performance with Yield Parameters in Field Conditions","authors":"Uğur Tan","doi":"10.24925/turjaf.v12i6.1026-1032.6769","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i6.1026-1032.6769","url":null,"abstract":"The utilization of Nigella sativa L., commonly known as black cumin, in traditional and medicinal practices is well-documented, attributing to its wide-ranging biological activities. Given its significance, this study explores the efficacy of various seed priming treatments (control, distilled water, potassium humate, and gibberellic acid) under laboratory and field conditions to enhance the early growth stages of Nigella sativa L. Priming treatments aimed to improve germination rates, plant height, and other growth parameters, potentially translating into increased agricultural productivity. According to results plant height ranged from 52.38 to 58.91 cm, number of branches between 3.76 and 3.98 (branch plant-1). The number of capsules varied from 4.93 to 6.81 (capsule plant-1), capsule seed weight was between 0.19 and 0.22 (gram capsule-1 ), and the thousand-seed weight ranged from 2.26 to 2.39 grams. The germination rate ranged from 78% to 93%, germination index 4.22-5.83 and mean germination time was observed from 4.27 to 4.82 days. Our findings reveal significant effects of priming on germination parameters and plant height, this offering insights into the potential of these treatments to optimize crop growth. However, the transition of these benefits to field conditions, particularly yield-related parameters, appeared limited, suggesting the complex nature of growth enhancement strategies and their implications for agricultural practices.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"113 34","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141362859","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-10DOI: 10.24925/turjaf.v12i6.940-947.6576
Gökhan Nur
This study aimed to show the effect of acetamiprid, a neonicotinoid insecticide, on B-cell lymphoma 2 (Bcl-2) gene expression, which plays an important role in apoptotic mechanisms in liver tissue. The study consisted of four groups in total, in which three doses of acetamiprid (5, 10, and 15 mg kg-1) were administered, together with the negative group, in which no substance was administered. Liver tissues resected from mice sacrificed by cervical dislocation after 14 days of acetamiprid administration by gavage were fixed in a 10% formaldehyde solution for histological and immunohistochemical analyses and blocked in paraffin after routine tissue follow-up, and sections were stained with haematoxylin-eosin and immunostaining. Histological analysis revealed normal liver tissue in the control group; whereas, sinusoidal dilatation, vasodilatation, and necrosis and steatosis in the parenchyma were found in the acetamiprid-treated group at an increasing rate depending on the dose amount. The immunoreactivity of Bcl-2 in liver tissue was observed in the sinusoidal epithelium. Bcl-2 immunoreactivity was observed severely in the control and 5 mg kg-1 groups and moderately in the 10 mg kg-1 and 15 mg kg-1 acetamiprid-treated groups. Bcl-2 immunoreactivity was observed homogenously in the region from the central vein to the Kiernan’s space. It was observed that acetamiprid used in the study showed a toxic effect on liver tissue, affected bcl-2 expression, an important biomarker in apoptotic pathways, and induced a dose-dependent decrease in bcl-2 immunoreactivity.
{"title":"The Effect of Acetamiprid Administration on Bcl-2 Immunoreactivity in the Liver","authors":"Gökhan Nur","doi":"10.24925/turjaf.v12i6.940-947.6576","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i6.940-947.6576","url":null,"abstract":"This study aimed to show the effect of acetamiprid, a neonicotinoid insecticide, on B-cell lymphoma 2 (Bcl-2) gene expression, which plays an important role in apoptotic mechanisms in liver tissue. The study consisted of four groups in total, in which three doses of acetamiprid (5, 10, and 15 mg kg-1) were administered, together with the negative group, in which no substance was administered. Liver tissues resected from mice sacrificed by cervical dislocation after 14 days of acetamiprid administration by gavage were fixed in a 10% formaldehyde solution for histological and immunohistochemical analyses and blocked in paraffin after routine tissue follow-up, and sections were stained with haematoxylin-eosin and immunostaining. Histological analysis revealed normal liver tissue in the control group; whereas, sinusoidal dilatation, vasodilatation, and necrosis and steatosis in the parenchyma were found in the acetamiprid-treated group at an increasing rate depending on the dose amount. The immunoreactivity of Bcl-2 in liver tissue was observed in the sinusoidal epithelium. Bcl-2 immunoreactivity was observed severely in the control and 5 mg kg-1 groups and moderately in the 10 mg kg-1 and 15 mg kg-1 acetamiprid-treated groups. Bcl-2 immunoreactivity was observed homogenously in the region from the central vein to the Kiernan’s space. It was observed that acetamiprid used in the study showed a toxic effect on liver tissue, affected bcl-2 expression, an important biomarker in apoptotic pathways, and induced a dose-dependent decrease in bcl-2 immunoreactivity.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"1 24","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141363305","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-06-10DOI: 10.24925/turjaf.v12i6.899-904.6718
T. M. Awopegba, Kehinde Adeboye, Folasade Florence Samuel
This study evaluates the effects of rabbit compost tea and NPK (15-15-15) fertilizer on the growth parameters of maize (Zea mays L.) at the Teaching and Research Farm of Ekiti State Polytechnic, Isan-Ekiti. The treatments were laid out in a randomized complete block design (RCBD) with three replicates. Each replicate consisted of four (4) treatments. Total land area measured 88 m2 (11 m by 8 m) with 12 plots, and each plot size measured 3 m by 2 m (6 m2) with 1 m alleyways between plots and replicates. The treatments and application rate were the control, rabbit compost tea at 400 l ha-1, a combination of NPK at 100 kg ha-1 and rabbit compost tea at 200 l ha-1, and the application of NPK (15-15-15) fertilizer at the rate of 200 kg ha-1, which was incorporated as the experiment's standard treatment. In the experiment, growth parameters of maize (Zea mays L.) were monitored and evaluated. Findings showed that the application of rabbit compost tea and NPK (15-15-15) fertilizer significantly (p < 0.05) increased the plant height, stem girth, number of leaves, and leaf area when compared with the control, especially when combined. According to this study, rabbit compost tea is an effective and sustainable organic amendment that smallholder maize farmers should consider using to improve growth and output.
{"title":"The Effects of Rabbit Compost Tea and NPK Fertilizer on the Growth Parameters of Maize (Zea mays L.)","authors":"T. M. Awopegba, Kehinde Adeboye, Folasade Florence Samuel","doi":"10.24925/turjaf.v12i6.899-904.6718","DOIUrl":"https://doi.org/10.24925/turjaf.v12i6.899-904.6718","url":null,"abstract":"This study evaluates the effects of rabbit compost tea and NPK (15-15-15) fertilizer on the growth parameters of maize (Zea mays L.) at the Teaching and Research Farm of Ekiti State Polytechnic, Isan-Ekiti. The treatments were laid out in a randomized complete block design (RCBD) with three replicates. Each replicate consisted of four (4) treatments. Total land area measured 88 m2 (11 m by 8 m) with 12 plots, and each plot size measured 3 m by 2 m (6 m2) with 1 m alleyways between plots and replicates. The treatments and application rate were the control, rabbit compost tea at 400 l ha-1, a combination of NPK at 100 kg ha-1 and rabbit compost tea at 200 l ha-1, and the application of NPK (15-15-15) fertilizer at the rate of 200 kg ha-1, which was incorporated as the experiment's standard treatment. In the experiment, growth parameters of maize (Zea mays L.) were monitored and evaluated. Findings showed that the application of rabbit compost tea and NPK (15-15-15) fertilizer significantly (p < 0.05) increased the plant height, stem girth, number of leaves, and leaf area when compared with the control, especially when combined. According to this study, rabbit compost tea is an effective and sustainable organic amendment that smallholder maize farmers should consider using to improve growth and output.","PeriodicalId":23382,"journal":{"name":"Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology","volume":"122 32","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141362486","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}