Ökseotları, ormanlık alanlardaki geniş yayılışı, potansiyel zararı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin öngörülebilirliği açılarından üzerinde çalışılması gereken önemli bir biyotik zararlıdır. Bu çalışmada, göknar ökseotunun (Viscum album ssp. abietis (Wiesb.) Abromeit.) göknar ağaçlarındaki bulunma ve bulaşma durumları araştırılmıştır. Araştırma, Bolu Orman Bölge Müdürlüğü, Aladağlar Orman İşletme Müdürlüğü, Kökez Orman İşletme Şefliği sınırları içinde yayılış gösteren saf Kazdağı göknarı (Abies nordmanniana subsp. equi-trojani (Asch. & Sint. ex Boiss.) Coode & Cullen) ormanlarında yürütülmüştür. Çalışmada, sistematik örnekleme yöntemi ile belirlenmiş 159 dairesel örnek alandaki göknar ağaçlarında ökseotunun bulunup bulunmama durumu tespit edilmiştir. Ökseotu tespit edilen ağaçlarda, ökseotunun ağacın tepe bölümlerinde bulunma ve bulaşma durumları ayrıca gözlemlenmiş ve değerlendirilmiştir. Ökseotu bulunma ve bulaşma durumu ile ökseotu bulaşma derecesinin belirlenmesinde “Altı Sınıflı Bodur Ökseotu Derecelendirme Sistemi” dikkate alınmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre örnek alan ve ağaç bazında ökseotunun 1100 m yükselti altındaki ormanlık alanlarda en yüksek oranlarda bulunduğu belirlenmiştir. Çap sınıfları itibariyle göğüs yüksekliğindeki çap artışına da bağlı olarak ökseotu bulunma oranının arttığı tespit edilmiştir. Ölçüm yapılan toplamda 4696 göknar ağacı için ortalama ökseotu bulunma oranı %22,64 olarak bulunmuştur. Ökseotlu 1063 ağaç için ise ökseotu bulaşma durumu 2,42 ile orta derecede bulunmuştur. Ağacın üç farklı tepe bölümündeki ökseotu bulaşma durumu alt tepe bölümü için en düşük, üst tepe bölümü için ise en fazla olarak gerçekleşmiştir. Ökseotunun ağaçlardaki tepe bölümlerinde bulunma durumu çap sınıfları bakımından önemli bir farklılık göstermiştir (𝜒2 = 1171,631, sd=3, p= 0,000). Yükseltideki artışa bağlı olarak ağaçlarda ökseotu bulunma oranında görülen azalışa (𝜒2 = 83,570, sd=2, p= 0,000) benzer bir şekilde ortalama ökseotu bulaşma derecesi ile yükselti arasında negatif yönde bir ilişki olarak bulunmuştur (r = -0,416; p < 0,01). Ökseotu bulaşma derecesinin artan çap değerleri ile birlikte arttığı, düşük yükseltilerde ve güneyli bakılardaki ağaçlar için en fazla düzeyde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Örnek alanları genelinde ortalama ökseotu bulaşma derecesi 0,58 olarak bulunmuştur.
{"title":"Batı Karadeniz Bölgesi Kazdağı göknarı ormanlarında göknar ökseotu bulunma ve bulaşma durumu: Kökez Orman İşletme Şefliği örneği","authors":"İsmail BAYSAL","doi":"10.18182/tjf.1327884","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1327884","url":null,"abstract":"Ökseotları, ormanlık alanlardaki geniş yayılışı, potansiyel zararı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin öngörülebilirliği açılarından üzerinde çalışılması gereken önemli bir biyotik zararlıdır. Bu çalışmada, göknar ökseotunun (Viscum album ssp. abietis (Wiesb.) Abromeit.) göknar ağaçlarındaki bulunma ve bulaşma durumları araştırılmıştır. Araştırma, Bolu Orman Bölge Müdürlüğü, Aladağlar Orman İşletme Müdürlüğü, Kökez Orman İşletme Şefliği sınırları içinde yayılış gösteren saf Kazdağı göknarı (Abies nordmanniana subsp. equi-trojani (Asch. &amp; Sint. ex Boiss.) Coode &amp; Cullen) ormanlarında yürütülmüştür. Çalışmada, sistematik örnekleme yöntemi ile belirlenmiş 159 dairesel örnek alandaki göknar ağaçlarında ökseotunun bulunup bulunmama durumu tespit edilmiştir. Ökseotu tespit edilen ağaçlarda, ökseotunun ağacın tepe bölümlerinde bulunma ve bulaşma durumları ayrıca gözlemlenmiş ve değerlendirilmiştir. Ökseotu bulunma ve bulaşma durumu ile ökseotu bulaşma derecesinin belirlenmesinde “Altı Sınıflı Bodur Ökseotu Derecelendirme Sistemi” dikkate alınmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre örnek alan ve ağaç bazında ökseotunun 1100 m yükselti altındaki ormanlık alanlarda en yüksek oranlarda bulunduğu belirlenmiştir. Çap sınıfları itibariyle göğüs yüksekliğindeki çap artışına da bağlı olarak ökseotu bulunma oranının arttığı tespit edilmiştir. Ölçüm yapılan toplamda 4696 göknar ağacı için ortalama ökseotu bulunma oranı %22,64 olarak bulunmuştur. Ökseotlu 1063 ağaç için ise ökseotu bulaşma durumu 2,42 ile orta derecede bulunmuştur. Ağacın üç farklı tepe bölümündeki ökseotu bulaşma durumu alt tepe bölümü için en düşük, üst tepe bölümü için ise en fazla olarak gerçekleşmiştir. Ökseotunun ağaçlardaki tepe bölümlerinde bulunma durumu çap sınıfları bakımından önemli bir farklılık göstermiştir (𝜒2 = 1171,631, sd=3, p= 0,000). Yükseltideki artışa bağlı olarak ağaçlarda ökseotu bulunma oranında görülen azalışa (𝜒2 = 83,570, sd=2, p= 0,000) benzer bir şekilde ortalama ökseotu bulaşma derecesi ile yükselti arasında negatif yönde bir ilişki olarak bulunmuştur (r = -0,416; p &lt; 0,01). Ökseotu bulaşma derecesinin artan çap değerleri ile birlikte arttığı, düşük yükseltilerde ve güneyli bakılardaki ağaçlar için en fazla düzeyde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Örnek alanları genelinde ortalama ökseotu bulaşma derecesi 0,58 olarak bulunmuştur.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135866880","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tarihin en eski devirlerinden beri, her toplum için, verimli topraklar önemli bir yere sahipti. Bu durum, Hititler için de geçerli idi. Ağaçlandırılmış alanlar ve bu alanlarda bulunan ağaç çeşitleri Hititçe metinler aracılığıyla kaydedilmiştir. Bu makalenin amacı, Hititlerde orman konusunu Hitit metinleri üzerinden inceleyip değerlendirmektir. Ayrıca orman kelimesini ifade eden ve çivi yazılı belgelerde geçen sözcükler incelenmiş ve metinlerde nasıl kullanıldıkları ifade edilmiştir. Hititlerde, çeşitli ağaçların bulunduğu ormanlık alanlara sadece maddi getirilerin olduğu bir yer olarak bakılmamış, buralar kutsal bir mekân olarak da kabul edilmiştir. Öyle ki, Hititler ormanlık alanlarda birçok ayin gerçekleştirmiştir. Yine metinlerden ormanlık alanlarda görevlilerin, yıkanma evlerinin ve ayin esnasında kutsanan bazı yapıların olduğu bilgisi öğrenilmektedir. Tanrıların gazap ve kötülüklerinin ormanlık alanlara uğramaması konusunda da bazı telkinlerde bulunulmuştur. Çeşitli şehirlerin ormanları olabileceği gibi, kimi zaman ormanlık alanlardan bir yer belirlenirken söz edilmiş, kimi zaman da ormanların şehrin önemli bir yerinde konumlanmış olduğu ifade edilmiştir. Hititler açısından kutsal bir mekân olarak önem verilen ormanlar, birçok farklı metin türünde, çivi yazılı belgelere kaydedilmiştir.
{"title":"Hitit metinlerinde orman","authors":"Hasan TUNCER","doi":"10.18182/tjf.1356474","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1356474","url":null,"abstract":"Tarihin en eski devirlerinden beri, her toplum için, verimli topraklar önemli bir yere sahipti. Bu durum, Hititler için de geçerli idi. Ağaçlandırılmış alanlar ve bu alanlarda bulunan ağaç çeşitleri Hititçe metinler aracılığıyla kaydedilmiştir. Bu makalenin amacı, Hititlerde orman konusunu Hitit metinleri üzerinden inceleyip değerlendirmektir. Ayrıca orman kelimesini ifade eden ve çivi yazılı belgelerde geçen sözcükler incelenmiş ve metinlerde nasıl kullanıldıkları ifade edilmiştir. Hititlerde, çeşitli ağaçların bulunduğu ormanlık alanlara sadece maddi getirilerin olduğu bir yer olarak bakılmamış, buralar kutsal bir mekân olarak da kabul edilmiştir. Öyle ki, Hititler ormanlık alanlarda birçok ayin gerçekleştirmiştir. Yine metinlerden ormanlık alanlarda görevlilerin, yıkanma evlerinin ve ayin esnasında kutsanan bazı yapıların olduğu bilgisi öğrenilmektedir. Tanrıların gazap ve kötülüklerinin ormanlık alanlara uğramaması konusunda da bazı telkinlerde bulunulmuştur. Çeşitli şehirlerin ormanları olabileceği gibi, kimi zaman ormanlık alanlardan bir yer belirlenirken söz edilmiş, kimi zaman da ormanların şehrin önemli bir yerinde konumlanmış olduğu ifade edilmiştir. Hititler açısından kutsal bir mekân olarak önem verilen ormanlar, birçok farklı metin türünde, çivi yazılı belgelere kaydedilmiştir.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135866881","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doğu Kayını (Fagus orientalis Lipsky), Türkiye’de alan bakımından yapraklı ağaç türleri içerisinde ikinci sırada, endüstriyel odun üretiminde ise %15’lik payı ile ilk sırada yer almaktadır. Bu çerçevede, Doğu Kayını ormanlarının bir taraftan korunması, diğer taraftan da sürdürülebilir yönetimi amacıyla, geleceğe dönük planlama ve stratejilerin oluşturulması için bu ormanların mevcut durumuna, büyüme ve gelişme özelliklerine ilişkin güvenilir ve nitelikli bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Büyüme ve hasılat modellerinin en önemli bileşenlerinden biri olan çap dağılım modelleridir. Bu modeller yardımıyla, meşcerelere uygulanacak farklı silvikültürel müdahaleler sonucunda ortaya çıkacak olası meşcere yapıları hakkında önemli bilgiler elde edilebilmektedir. Weibull dağılımı, diğer modellere göre daha esnek bir yapıya sahip olması ve kapalı formda eklemeli dağılım fonksiyonuna sahip olması nedeniyle pek çok araştırmacı tarafından çap dağılımlarının modellenmesi amacıyla yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Weibull dağılımı kullanılarak, Tokat-Almus yöresi doğal, aynı-yaşlı ve saf Doğu Kayını meşcereleri için çap dağılım modelleri geliştirilmiştir. Weibull dağılım fonksiyonun parametrelerinin tahmini için kullanılan regresyon denkleminin katsayılarını tahmin etmek amacıyla, Görünürde Uyumsuz Regresyon Denklemi (SUR) ve Değiştirilmiş Kümülatif Dağılım Fonksiyon Regresyonu (MCDF) olmak üzere iki farklı yaklaşım ile parametre tahmin yöntemi, moment ve yüzdelik temelli parametre çözümleme yöntemleri ve hibrit yöntem olmak üzere dört farklı yöntem kullanılmıştır. Çalışma kapsamında MCDF yaklaşımı ile geliştirilen modellerin SUR yaklaşımına göre daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Parametre tahmin yöntemleri itibariyle SUR yaklaşımı ile geliştirilen modellerde moment temelli yöntemin, MCDF itibariyle ise hibrit yöntemin en başarılı sonuçları verdiği belirlenmiştir. Tahmin başarısı bakımından en başarısız olan yöntem ise SUR yaklaşımı kapsamında geliştirilen parametre tahmin yöntemi olarak belirlenmiştir.
就面积而言,东方山毛榉(Fagus orientalis Lipsky)在土耳其叶树种中排名第二,在工业木材生产中排名第一,占 15%。在此框架下,需要有关这些森林的现状、生长和发展特点的可靠和高质量的信息,以便为东部山毛榉森林的保护和可持续管理制定面向未来的规划和战略。生长和产量模型最重要的组成部分之一是直径分布模型。在这些模型的帮助下,可以获得重要信息,了解对林分进行不同的造林干预后可能出现的林分结构。Weibull 分布被许多研究人员广泛用于直径分布建模,因为与其他模型相比,Weibull 分布具有更灵活的结构,并且具有闭合形式的加法分布函数。在本研究中,利用威布尔分布为托卡特-阿尔莫斯地区的天然、同龄和纯东方榉林建立了直径分布模型。为了估算用于估算 Weibull 分布函数参数的回归方程系数,采用了两种不同的方法,即看似非平稳回归方程 (SUR) 和修正累积分布函数回归 (MCDF),以及四种不同的方法,即参数估算方法、基于矩和百分比的参数分析方法以及混合方法。在研究范围内,使用 MCDF 方法建立的模型比 SUR 方法更成功。在参数估计方法方面,基于矩的方法在用 SUR 方法建立的模型中取得了最成功的结果,而混合方法在 MCDF 方面取得了最成功的结果。就估计成功率而言,最不成功的方法是在 SUR 方法范围内开发的参数估计方法。
{"title":"Almus yöresi doğal doğu kayını meşcerelerinin çap dağılımının Weibull dağılımı ile modellenmesi","authors":"Onur ALKAN, Ramazan OZÇELİK, Şerife KALKANLI","doi":"10.18182/tjf.1344934","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1344934","url":null,"abstract":"Doğu Kayını (Fagus orientalis Lipsky), Türkiye’de alan bakımından yapraklı ağaç türleri içerisinde ikinci sırada, endüstriyel odun üretiminde ise %15’lik payı ile ilk sırada yer almaktadır. Bu çerçevede, Doğu Kayını ormanlarının bir taraftan korunması, diğer taraftan da sürdürülebilir yönetimi amacıyla, geleceğe dönük planlama ve stratejilerin oluşturulması için bu ormanların mevcut durumuna, büyüme ve gelişme özelliklerine ilişkin güvenilir ve nitelikli bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Büyüme ve hasılat modellerinin en önemli bileşenlerinden biri olan çap dağılım modelleridir. Bu modeller yardımıyla, meşcerelere uygulanacak farklı silvikültürel müdahaleler sonucunda ortaya çıkacak olası meşcere yapıları hakkında önemli bilgiler elde edilebilmektedir. Weibull dağılımı, diğer modellere göre daha esnek bir yapıya sahip olması ve kapalı formda eklemeli dağılım fonksiyonuna sahip olması nedeniyle pek çok araştırmacı tarafından çap dağılımlarının modellenmesi amacıyla yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Weibull dağılımı kullanılarak, Tokat-Almus yöresi doğal, aynı-yaşlı ve saf Doğu Kayını meşcereleri için çap dağılım modelleri geliştirilmiştir. Weibull dağılım fonksiyonun parametrelerinin tahmini için kullanılan regresyon denkleminin katsayılarını tahmin etmek amacıyla, Görünürde Uyumsuz Regresyon Denklemi (SUR) ve Değiştirilmiş Kümülatif Dağılım Fonksiyon Regresyonu (MCDF) olmak üzere iki farklı yaklaşım ile parametre tahmin yöntemi, moment ve yüzdelik temelli parametre çözümleme yöntemleri ve hibrit yöntem olmak üzere dört farklı yöntem kullanılmıştır. Çalışma kapsamında MCDF yaklaşımı ile geliştirilen modellerin SUR yaklaşımına göre daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Parametre tahmin yöntemleri itibariyle SUR yaklaşımı ile geliştirilen modellerde moment temelli yöntemin, MCDF itibariyle ise hibrit yöntemin en başarılı sonuçları verdiği belirlenmiştir. Tahmin başarısı bakımından en başarısız olan yöntem ise SUR yaklaşımı kapsamında geliştirilen parametre tahmin yöntemi olarak belirlenmiştir.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"134 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135485892","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ayse Gülden ADAY KAYA, Tuğba DOĞMUŞ LEHTİJARVİ, Asko Tapio LEHTİJARVİ
The endophytic fungi present in needles of Pinus sylvestris, Pinus pinaster, Pinus nigra, Pinus taeda and Pinus radiata were investigated in Kerpe Research Forest, İzmit in 2016. Ten trees of each pine species were sampled systematically. Previous years green needles were sampled from the lower part of the canopy, from two equally spaced positions around the tree. Each needle was surface sterilized and cut into 0.5 cm sections then individually placed onto malt extract agar plates. DNA was ex-tracted from reprensentative seven isolates and amplified using primers ITS1 and ITS4 targeting the nuclear 5.8S rDNA gene and the two ITS regions flanked between 18S and 28S rDNA genes. Amplicons sequenced in both directions using the univer-sal fungal primers ITS1 and ITS4. Isolations from a total of 1000 needles (200 from each pine species) yielded 750 fungal isolates. Pestalotiopsis funerea (Desm.) Steyaert was isolated at the highest frequency followed by Acremonium sp., Cladio-sporum sp. and Cyclaneusma minus.
{"title":"Türkiye’nin kuzeybatısındaki bir plantasyonda yerli ve egzotik çam türlerinin ibrelerinde görülen fungal endofitler","authors":"Ayse Gülden ADAY KAYA, Tuğba DOĞMUŞ LEHTİJARVİ, Asko Tapio LEHTİJARVİ","doi":"10.18182/tjf.1297920","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1297920","url":null,"abstract":"The endophytic fungi present in needles of Pinus sylvestris, Pinus pinaster, Pinus nigra, Pinus taeda and Pinus radiata were investigated in Kerpe Research Forest, İzmit in 2016. Ten trees of each pine species were sampled systematically. Previous years green needles were sampled from the lower part of the canopy, from two equally spaced positions around the tree. Each needle was surface sterilized and cut into 0.5 cm sections then individually placed onto malt extract agar plates. DNA was ex-tracted from reprensentative seven isolates and amplified using primers ITS1 and ITS4 targeting the nuclear 5.8S rDNA gene and the two ITS regions flanked between 18S and 28S rDNA genes. Amplicons sequenced in both directions using the univer-sal fungal primers ITS1 and ITS4. Isolations from a total of 1000 needles (200 from each pine species) yielded 750 fungal isolates. Pestalotiopsis funerea (Desm.) Steyaert was isolated at the highest frequency followed by Acremonium sp., Cladio-sporum sp. and Cyclaneusma minus.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"58 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135485893","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mid-rotation silvicultural treatments (MRT) are commonly applied to loblolly pine (Pinus taeda L.) plantations in the southeastern United States to improve pine productivity. Competing vegetation is often present in operational plantations and limits site resource availability. The benefits of MRT for pine productivity are well known, but competing vegetation growth has not been extensively studied. Pine and competing vegetation growth within two regions of the southeastern United States was monitored for 8 years following a one-time post-thin application of either fertilization (224 kg ha-1 of nitrogen plus 28 kg ha-1 phosphorus), chemical herbicide (0.8 oz glyphosate and 0.8 oz triclopyr L-1 of water) or their combination. Fertilization significantly increased pine volume growth in the Lower Coastal Plain (LCP, 2.67-4.01 m3ha-1yr-1) and the Upper Coastal Plain/ Piedmont (UCPIE, 0.20-3.72 m3ha-1yr-1). Chemical herbicide application in both the LCP (0.34-4.87 m3 ha-1yr-1) and UCPIE (0.89-1.97 m3 ha-1yr-1) also significantly increased pine volume. Chemical herbicide application, individually and combined, did not result in significant decreases in herbaceous vegetation, but reduced woody vegetation by up to -2.40 m3 ha-1yr-1 in the LCP and -5.67 m3 ha-1yr-1 in the UCPIE. Consequently, we suggest that competing vegetation response should be considered within site-specific management plans aimed at maximizing pine productivity. Study Implications: Mid-rotation silvicultural treatments (MRT) improve loblolly pine productivity and are common in the southeast United States. Applications of fertilization and vegetation control following thinning is widespread in operational pine plantations. Competing vegetation is common in operational stands and may inhibit pine growth depending on the abundance and vegetation type. Assessment of both competing vegetation and pine growth following MRT can provide insight on site-specific silvicultural demands. Loblolly pine productivity increased with MRT, and cumulative yield was highest following a combined fertilization and vegetation control. Herbaceous vegetation was not found to be a vigorous competitor for site resources, but the removal of woody vegetation was associated with increased pine growth. Varied responses across the region illustrated the importance of site-specific management for maximizing pine production at mid-rotation.
{"title":"Assessing Mid-rotation Loblolly Pine and Competing Vegetation Responses to Post-thin Fertilization and Herbicide Application in the Southeastern United States","authors":"John B Young, B. Bullock, C. Montes","doi":"10.1093/jofore/fvad035","DOIUrl":"https://doi.org/10.1093/jofore/fvad035","url":null,"abstract":"\u0000 Mid-rotation silvicultural treatments (MRT) are commonly applied to loblolly pine (Pinus taeda L.) plantations in the southeastern United States to improve pine productivity. Competing vegetation is often present in operational plantations and limits site resource availability. The benefits of MRT for pine productivity are well known, but competing vegetation growth has not been extensively studied. Pine and competing vegetation growth within two regions of the southeastern United States was monitored for 8 years following a one-time post-thin application of either fertilization (224 kg ha-1 of nitrogen plus 28 kg ha-1 phosphorus), chemical herbicide (0.8 oz glyphosate and 0.8 oz triclopyr L-1 of water) or their combination. Fertilization significantly increased pine volume growth in the Lower Coastal Plain (LCP, 2.67-4.01 m3ha-1yr-1) and the Upper Coastal Plain/ Piedmont (UCPIE, 0.20-3.72 m3ha-1yr-1). Chemical herbicide application in both the LCP (0.34-4.87 m3 ha-1yr-1) and UCPIE (0.89-1.97 m3 ha-1yr-1) also significantly increased pine volume. Chemical herbicide application, individually and combined, did not result in significant decreases in herbaceous vegetation, but reduced woody vegetation by up to -2.40 m3 ha-1yr-1 in the LCP and -5.67 m3 ha-1yr-1 in the UCPIE. Consequently, we suggest that competing vegetation response should be considered within site-specific management plans aimed at maximizing pine productivity.\u0000 Study Implications: Mid-rotation silvicultural treatments (MRT) improve loblolly pine productivity and are common in the southeast United States. Applications of fertilization and vegetation control following thinning is widespread in operational pine plantations. Competing vegetation is common in operational stands and may inhibit pine growth depending on the abundance and vegetation type. Assessment of both competing vegetation and pine growth following MRT can provide insight on site-specific silvicultural demands. Loblolly pine productivity increased with MRT, and cumulative yield was highest following a combined fertilization and vegetation control. Herbaceous vegetation was not found to be a vigorous competitor for site resources, but the removal of woody vegetation was associated with increased pine growth. Varied responses across the region illustrated the importance of site-specific management for maximizing pine production at mid-rotation.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"72 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82652949","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma yeşil satın alma niyeti ile yeşil satın alma davranışı arasındaki ilişkide ormancılıkta sertifikasyonun aracılık etkisini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde anket tekniğinden faydalanılmıştır. Bu amaçla Aydın’da bulunan 319 tüketici ile anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Verilerin analiz edilmesinde SPSS 22 ve AMOS programından yararlanılmıştır. Analizde kullanılan yöntemler açıklayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve aracılık analizidir. Araştırma bulgularına göre elde edilen modelin uyum değerleri SRMR; 0,0605 CFI;0,851 NFI;0,787 TLI;0,827 PNFI;0,679 PGFI;0,689 ve RMSEA;0,0704 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak uyum değerleri kabul edilebilir sınır aralığında yer almış ve model doğrulanmıştır. Bulgulara bakıldığında tüketicilerin yeşil satın alma davranışlarının oluşmasında ormancılıkta sertifikasyon bilgisi ayırt edici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Modelin doğrulanması ile sertifikasyon değişkeninin kısmi aracı değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yeşil kavramının ormancılıkta sertifikasyon çalışmalarından ayrı düşünülemeyeceği göz önüne alındığında ormancılık açısından oldukça dikkat çekici bir bulgudur.
{"title":"Ormancılıkta yeşil satın alma niyeti ile yeşil satın alma davranışı arasındaki ilişkide sertifikasyonun aracılık rolü","authors":"Gökhan TOPALOĞLU, Hasan ALKAN","doi":"10.18182/tjf.1322689","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1322689","url":null,"abstract":"Bu araştırma yeşil satın alma niyeti ile yeşil satın alma davranışı arasındaki ilişkide ormancılıkta sertifikasyonun aracılık etkisini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde anket tekniğinden faydalanılmıştır. Bu amaçla Aydın’da bulunan 319 tüketici ile anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Verilerin analiz edilmesinde SPSS 22 ve AMOS programından yararlanılmıştır. Analizde kullanılan yöntemler açıklayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve aracılık analizidir. Araştırma bulgularına göre elde edilen modelin uyum değerleri SRMR; 0,0605 CFI;0,851 NFI;0,787 TLI;0,827 PNFI;0,679 PGFI;0,689 ve RMSEA;0,0704 olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak uyum değerleri kabul edilebilir sınır aralığında yer almış ve model doğrulanmıştır. Bulgulara bakıldığında tüketicilerin yeşil satın alma davranışlarının oluşmasında ormancılıkta sertifikasyon bilgisi ayırt edici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Modelin doğrulanması ile sertifikasyon değişkeninin kısmi aracı değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yeşil kavramının ormancılıkta sertifikasyon çalışmalarından ayrı düşünülemeyeceği göz önüne alındığında ormancılık açısından oldukça dikkat çekici bir bulgudur.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135134375","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada Dursunbey (Balıkesir) ilçesinde Karaçam, kızılçam, boylu ardıç ve meşe ormanlarında, bitki tür çeşitliliği ile çevresel değişkenler ve bazı meşçere özellikleri ilişkilendirilmiştir. Alternatif indis (Shannon-Wiener, Simpson, Whittaker) ve sayısal dönüşümlerden faydalanılarak alfa, beta ve gama düzeylerinde çeşitlilik hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. İkili doğrusal ilişkiler ve modelleme analiz sonuçlarına göre, yörede karaçam, kızılçam ve boylu ardıç türlerinin hâkim olduğu ormanlarda, meşe ormanlarına kıyasla alfa bitki çeşitliliği daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca vadi ya da kanyon arazi yüzey formu özelliği bu ormanlardaki alfa tür çeşitliliğine önemli katkı sağlamıştır. Beta çeşitliliğinde kullanılan alternatif ölçekler ilişkilerde önemli farklılığa sebep olmuştur. 20x20m ölçekli dört alt örnek alan verisine göre yapılan hesaplamalarda beta çeşitliliği meşe ormanlarında en yüksek bulunurken, 100x100m boyutlarındaki ana örnek alanlardan elde edilen verilerde bu durumun tersi olarak meşe ormanlarında en düşük, karaçam ormanlarında ise en yüksek beta çeşitliliği hesaplanmıştır. Diğer yandan meşçerelerin kapalılık derecesi beta çeşitliliğinde önemli fark oluşturmuştur. Beta çeşitliliği en yüksek boşluklu kapalı meşçerelerde (%1-10 arası), en düşük ise tam kapalı meşçerelerde (%71-100 arası)’dir. Beta çeşitliliğinde en etkili çevresel değişken ise yükselti olmuştur. İlçe ormanlarında yükseltinin artışı ile değişen iklim koşulları ve jeomorfolojik heterojenlik beta çeşitliliğinin yükselmesine sebep olmuştur. Bu çalışmada gama çeşitlilik düzeyinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark oluşturan herhangi bir çevresel değişken belirlenememiştir.
{"title":"Karaçam, kızılçam, boylu ardıç ve meşe ormanlarında bitki tür çeşitliliği ve çevresel faktör ilişkileri","authors":"Halil İbrahim ÜRKMEZ, Serkan GÜLSOY","doi":"10.18182/tjf.1336614","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1336614","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Dursunbey (Balıkesir) ilçesinde Karaçam, kızılçam, boylu ardıç ve meşe ormanlarında, bitki tür çeşitliliği ile çevresel değişkenler ve bazı meşçere özellikleri ilişkilendirilmiştir. Alternatif indis (Shannon-Wiener, Simpson, Whittaker) ve sayısal dönüşümlerden faydalanılarak alfa, beta ve gama düzeylerinde çeşitlilik hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. İkili doğrusal ilişkiler ve modelleme analiz sonuçlarına göre, yörede karaçam, kızılçam ve boylu ardıç türlerinin hâkim olduğu ormanlarda, meşe ormanlarına kıyasla alfa bitki çeşitliliği daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca vadi ya da kanyon arazi yüzey formu özelliği bu ormanlardaki alfa tür çeşitliliğine önemli katkı sağlamıştır. Beta çeşitliliğinde kullanılan alternatif ölçekler ilişkilerde önemli farklılığa sebep olmuştur. 20x20m ölçekli dört alt örnek alan verisine göre yapılan hesaplamalarda beta çeşitliliği meşe ormanlarında en yüksek bulunurken, 100x100m boyutlarındaki ana örnek alanlardan elde edilen verilerde bu durumun tersi olarak meşe ormanlarında en düşük, karaçam ormanlarında ise en yüksek beta çeşitliliği hesaplanmıştır. Diğer yandan meşçerelerin kapalılık derecesi beta çeşitliliğinde önemli fark oluşturmuştur. Beta çeşitliliği en yüksek boşluklu kapalı meşçerelerde (%1-10 arası), en düşük ise tam kapalı meşçerelerde (%71-100 arası)’dir. Beta çeşitliliğinde en etkili çevresel değişken ise yükselti olmuştur. İlçe ormanlarında yükseltinin artışı ile değişen iklim koşulları ve jeomorfolojik heterojenlik beta çeşitliliğinin yükselmesine sebep olmuştur. Bu çalışmada gama çeşitlilik düzeyinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark oluşturan herhangi bir çevresel değişken belirlenememiştir.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134932800","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Arazi kullanımı ve arazi kullanım değişikliği ekosistemdeki karbon ve besin maddesi stoklarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışma, karaçam ve sahil çamı türleri ile yapılan ağaçlandırmaların karbon stokları ile toprak ve ölü örtü özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesinde yer alan Bartın ili, Ulus ilçesindeki ağaçlandırma alanları ile bu alanlara bitişik çıplak alanlar üzerinde yürütülmüştür. Her arazi kullanımından 20×20 m ebadında üç adet örnek alan alınmış, bu örnek alanlardaki ağaçların göğüs çapları ve boyları ölçülmüştür. Ölçülen bu çap ve boy değerleri ile ilgili ağaç türleri için geliştirilen bitkisel kütle denklemleri ve karbon oranları kullanılarak birim alandaki ağaç kütlesi ve karbon stoku hesaplanmıştır. Daha sonra her örnek alanda üç noktada 0-10, 10-20 ve 20-30 cm derinlik kademelerinden bozulmuş ve bozulmamış toprak örnekleri ile ölü örtü örnekleri alınmıştır. Araziden alınan toprak ve ölü örtü örneklerinin laboratuvarda fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiş ve örnek alanda ölçülen değerler birim alana dönüştürülmüştür. Elde edilen veriler t testi ve varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ağaçlandırmanın toprakların N, S, P, Fe, Zn ve Cu içeriklerini önemli seviyede değiştirdiği; karaçam ve sahil çamı ölü örtülerinin C, S, Mn ve Zn içerikleri bakımından farklı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca ekosistem karbon stoku arazi kullanım türlerine göre önemli farklılaşma göstermiş, karaçam ve sahil çamı ağaçlandırmaları ile çıplak alanda sırasıyla 148 t C ha-1, 89 t C ha-1 ve 27 t C ha-1 bulunmuştur. Bu sebeple, yörede ve benzer ekolojik özelliklere sahip yerlerdeki ağaçlandırmalarda önceliğin karaçama verilmesi önerilebilir. Araştırma sonuçları, küresel iklim değişikliğinin etkisinin azaltılması bakımından ağaçlandırma çalışmaları için tür seçiminde kullanılabilir.
{"title":"Comparison of carbon sequestration and soil/litter characteristics in black pine and maritime pine afforestation areas in the Western Black Sea Region","authors":"Onur KOCABIYIK, Şükrü Teoman GÜNER, Aydın ÇÖMEZ","doi":"10.18182/tjf.1334107","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1334107","url":null,"abstract":"Arazi kullanımı ve arazi kullanım değişikliği ekosistemdeki karbon ve besin maddesi stoklarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışma, karaçam ve sahil çamı türleri ile yapılan ağaçlandırmaların karbon stokları ile toprak ve ölü örtü özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesinde yer alan Bartın ili, Ulus ilçesindeki ağaçlandırma alanları ile bu alanlara bitişik çıplak alanlar üzerinde yürütülmüştür. Her arazi kullanımından 20×20 m ebadında üç adet örnek alan alınmış, bu örnek alanlardaki ağaçların göğüs çapları ve boyları ölçülmüştür. Ölçülen bu çap ve boy değerleri ile ilgili ağaç türleri için geliştirilen bitkisel kütle denklemleri ve karbon oranları kullanılarak birim alandaki ağaç kütlesi ve karbon stoku hesaplanmıştır. Daha sonra her örnek alanda üç noktada 0-10, 10-20 ve 20-30 cm derinlik kademelerinden bozulmuş ve bozulmamış toprak örnekleri ile ölü örtü örnekleri alınmıştır. Araziden alınan toprak ve ölü örtü örneklerinin laboratuvarda fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiş ve örnek alanda ölçülen değerler birim alana dönüştürülmüştür. Elde edilen veriler t testi ve varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ağaçlandırmanın toprakların N, S, P, Fe, Zn ve Cu içeriklerini önemli seviyede değiştirdiği; karaçam ve sahil çamı ölü örtülerinin C, S, Mn ve Zn içerikleri bakımından farklı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca ekosistem karbon stoku arazi kullanım türlerine göre önemli farklılaşma göstermiş, karaçam ve sahil çamı ağaçlandırmaları ile çıplak alanda sırasıyla 148 t C ha-1, 89 t C ha-1 ve 27 t C ha-1 bulunmuştur. Bu sebeple, yörede ve benzer ekolojik özelliklere sahip yerlerdeki ağaçlandırmalarda önceliğin karaçama verilmesi önerilebilir. Araştırma sonuçları, küresel iklim değişikliğinin etkisinin azaltılması bakımından ağaçlandırma çalışmaları için tür seçiminde kullanılabilir.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134932799","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osman KOMUT, Şekip Şadiye YAŞAR, Muhammed Said FİDAN, Mehmet YAŞAR
Türkiye’de mobilya endüstrisi sektörü küçük ve orta ölçekli işletme yapısıyla ülke genelinde önemli bir istihdam alanı sağlamaktadır. Diğer yandan sektör, iş sağlığı ve güvenliği hususunda olumsuzlukların fazlasıyla yaşandığı faaliyet alanları arasında yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı, sanayi bölgelerinden uzak küçük ve orta ölçekli ağaç işleri ve mobilya endüstrisi işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının değerlendirilmesidir. Bu kapsamda toplam 54 çalışan ile yüz yüze görüşme esasına dayalı anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 5’li likert ölçeğinde hazırlanmış önermeler ile işyerlerinin durumu ve çalışanların konuya ilişkin görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada, elde edilen veriler üzerinde oransal karşılaştırmaların yanı sıra, iş kazasına maruz kalma değişkenine göre iş güvenliği faktörlerinin analizinde Mann Witney U testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, katılımcı işletmelerin %67 oranında faaliyet süresinin 5 yılın altında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca kişisel koruyucu donanım kullanımı ve periyodik sağlık muayenelerde eksikliklerin olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların iş kazası maruziyeti %72 olarak belirlenirken, el ve parmakların ağırlıklı yaralanan uzuvlar olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan iş kazası maruziyetinin iş güvenliği faktörlerine yönelik görüşlere ilişkin istatistiksel düzeyde anlamlı farklılıklar (p<0,05) oluşturduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, küçük ve orta ölçekli ağaç işleri ve mobilya işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yeterince gelişmediği söylenebilir.
土耳其家具业以其中小型企业结构为全国提供了重要的就业领域。另一方面,该行业也是存在职业健康和安全问题的活动领域之一。本研究旨在评估远离工业区的中小型木工和家具企业的职业健康和安全状况。为此,对 54 名员工进行了面对面的问卷调查。在这项研究中,试图通过以 5 点李克特量表编制的命题来确定工作场所的情况和员工对该主题的意见。除了对获得的数据进行比例比较外,还使用了曼-维特尼 U 检验,根据职业事故接触变量对职业安全因素进行分析。研究结果显示,67%的参与企业的经营期不足 5 年。此外,还确定在使用个人防护设备和定期健康检查方面存在不足。据了解,参与者的职业事故接触率为 72%,受伤的肢体主要是手和手指。另一方面,在对职业安全因素的看法上,职业事故暴露造成的差异具有统计学意义(p<0,05)。因此,可以说职业健康和安全文化在中小型木工和家具企业中的发展还不够充分。
{"title":"Ağaç işleri ve mobilya sektörlerinde iş güvenliği kültürüne yönelik bir değerlendirme: Gümüşhane ilinde bir durum çalışması","authors":"Osman KOMUT, Şekip Şadiye YAŞAR, Muhammed Said FİDAN, Mehmet YAŞAR","doi":"10.18182/tjf.1283077","DOIUrl":"https://doi.org/10.18182/tjf.1283077","url":null,"abstract":"Türkiye’de mobilya endüstrisi sektörü küçük ve orta ölçekli işletme yapısıyla ülke genelinde önemli bir istihdam alanı sağlamaktadır. Diğer yandan sektör, iş sağlığı ve güvenliği hususunda olumsuzlukların fazlasıyla yaşandığı faaliyet alanları arasında yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı, sanayi bölgelerinden uzak küçük ve orta ölçekli ağaç işleri ve mobilya endüstrisi işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının değerlendirilmesidir. Bu kapsamda toplam 54 çalışan ile yüz yüze görüşme esasına dayalı anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 5’li likert ölçeğinde hazırlanmış önermeler ile işyerlerinin durumu ve çalışanların konuya ilişkin görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada, elde edilen veriler üzerinde oransal karşılaştırmaların yanı sıra, iş kazasına maruz kalma değişkenine göre iş güvenliği faktörlerinin analizinde Mann Witney U testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, katılımcı işletmelerin %67 oranında faaliyet süresinin 5 yılın altında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca kişisel koruyucu donanım kullanımı ve periyodik sağlık muayenelerde eksikliklerin olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların iş kazası maruziyeti %72 olarak belirlenirken, el ve parmakların ağırlıklı yaralanan uzuvlar olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan iş kazası maruziyetinin iş güvenliği faktörlerine yönelik görüşlere ilişkin istatistiksel düzeyde anlamlı farklılıklar (p&lt;0,05) oluşturduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, küçük ve orta ölçekli ağaç işleri ve mobilya işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yeterince gelişmediği söylenebilir.","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"441 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136215394","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Correction: Documenting Twenty Years of the Contracted Labor-Intensive Forestry Workforce on National Forest System Lands in the United States","authors":"","doi":"10.1093/jofore/fvad040","DOIUrl":"https://doi.org/10.1093/jofore/fvad040","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":23386,"journal":{"name":"Turkish Journal of Forestry","volume":"26 3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83077274","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}