Pub Date : 2022-11-29DOI: 10.16953/deusosbil.1183100
Ferhat Kaya
Tarih boyunca birçok devletin odak noktalarından birisi olan Kıbrıs adası, 20. yüzyılda Türk ve Rum halkı arasında ciddi olaylara sebep olmuştur. Rumlar kurdukları terör örgütü vasıtasıyla adada yaşayan Türkleri, zulüm ve katliam ile adadan gitmeleri için zorlamıştır. Yunanistan da adada yapılan zulümlere el altından destek olmuş, Türkiye de kendi ırkdaşlarını korumak amacıyla önce diplomatik girişimlerde bulunmuş, sonuç alamayınca da askeri müdahaleye başvurmuştur. Tarihe Kıbrıs Barış Harekâtı olarak geçecek olan bu müdahalenin hem içeride hem de dışarıda birçok yansıması olmuştur. Harekât gerek yerel basın gerek ulusal basın gerekse dünya basını tarafından yakından takip edilmiştir. Bu çalışmamızda, 20 Temmuz 1974 ve 14 Ağustos 1974 tarihlerinde Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerin canını, malını ve namusunu korumak amacıyla Kıbrıs adasına yaptığı askeri harekatın, kurtuluşun şehri İzmir’in yerel basınına yansımalarını ele alacağız. Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı ilk günden harekatın bittiği güne kadar yaşanan gelişmeleri, İzmir halkının Kıbrıs’ta yaşanan askerî harekâtı yakından takip etmesini sağlayan Ege Ekspres, Ege Telgraf, Demokrat İzmir ve Yeni Asır gazetelerinin çerçevesinde değerlendireceğiz.
{"title":"1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI'NIN İZMİR YEREL BASININA YANSIMALARI","authors":"Ferhat Kaya","doi":"10.16953/deusosbil.1183100","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1183100","url":null,"abstract":"Tarih boyunca birçok devletin odak noktalarından birisi olan Kıbrıs adası, 20. yüzyılda Türk ve Rum halkı arasında ciddi olaylara sebep olmuştur. Rumlar kurdukları terör örgütü vasıtasıyla adada yaşayan Türkleri, zulüm ve katliam ile adadan gitmeleri için zorlamıştır. Yunanistan da adada yapılan zulümlere el altından destek olmuş, Türkiye de kendi ırkdaşlarını korumak amacıyla önce diplomatik girişimlerde bulunmuş, sonuç alamayınca da askeri müdahaleye başvurmuştur. Tarihe Kıbrıs Barış Harekâtı olarak geçecek olan bu müdahalenin hem içeride hem de dışarıda birçok yansıması olmuştur. Harekât gerek yerel basın gerek ulusal basın gerekse dünya basını tarafından yakından takip edilmiştir. \u0000Bu çalışmamızda, 20 Temmuz 1974 ve 14 Ağustos 1974 tarihlerinde Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerin canını, malını ve namusunu korumak amacıyla Kıbrıs adasına yaptığı askeri harekatın, kurtuluşun şehri İzmir’in yerel basınına yansımalarını ele alacağız. Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı ilk günden harekatın bittiği güne kadar yaşanan gelişmeleri, İzmir halkının Kıbrıs’ta yaşanan askerî harekâtı yakından takip etmesini sağlayan Ege Ekspres, Ege Telgraf, Demokrat İzmir ve Yeni Asır gazetelerinin çerçevesinde değerlendireceğiz.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47934043","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-29DOI: 10.16953/deusosbil.1197937
Burcu UŞAKLI SANDAL
Cumhuriyet Dönemi kadın yazarlarımızdan biri olan Füruzan, 1950’li yıllarda edebiyat dünyasına adım atmıştır. 1970’li yıllarda kaleme aldığı eserleriyle üne kavuşmuş, uzun yıllar farklı türlerde eserler vermiş ve eserleri pek çok kez ödüle layık görülmüştür. Ancak Füruzan, edebiyatımızdaki asıl yerini öyküdeki başarısıyla elde etmiştir. Nitekim Parasız Yatılı adlı eseriyle 1972’de Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülmüştür. Yazarın Parasız Yatılı ile yakaladığı başarı sonraki pek çok öyküsünde de sürdürülmektedir. Söz gelimi Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gül Mevsimidir, Gecenin Öteki Yüzü, Sevda Dolu Bir Yaz adlı kitaplarda yayımlanan öyküler yazarın sanat hayatındaki gelişimini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Füruzan, öykülerinde genel itibariyle küçük insanın sıradan yaşamını, özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinden işlemiştir. Bu yönüyle onun öykülerinin kadın dünyasını içeriden bir bakışla ve samimi bir üslupla yansıttığı söylenebilir. Bunun yanı sıra yoksulluk teması ve göçmen olma hâli de yazarın öykülerinde göze çarpmaktadır. Füruzan’ın öykülerine kadın, yoksulluk ve göçmen sorunları bağlamında bakıldığında pek çok metinde sosyal eşitsizliğe vurgu yapıldığı görülür. Elbette bu durum yazarın toplumcu gerçekçi tarafıyla ilintili olarak düşünülebilir. Özellikle gelir adaletsizliğinden ve ataerkil sistemin kadına bakışından doğan birtakım problemler ile göçmen olma hâlinin öykü kişilerinin dünyasında yarattığı öteki olma hissi yazarın pek çok öyküsünde karşımıza çıkmaktadır. Bu da Füruzan’ın sosyal eşitsizliğe bilinçli bir dikkatle yaklaştığını gösterir. Buradan hareketle çalışmamızda Füruzan’ın öykülerinde öne çıkan yoksulluk, gelir adaletsizliği, ötekileştirme gibi olgular, genelde edebiyat ve sosyoloji ilişkisi özelde ise sosyal eşitsizlik bağlamlarında incelenecektir.
犯罪妇女共和国,我们的女性作家之一,在20世纪50年代迈出了文学世界的步伐。20世纪70年代,他因其绘画作品而闻名,并在不同类型的作品中工作了多年。但这个故事的成功在我们的文学中占据了第一位。Nitekim Parasız Yatılıadlıeseriyle,1972年,Sait Faik Hikâye Armağanı'na layık görülmüştür。这位作家在《自由森林》中的成功将在接下来的许多故事中继续下去。预言的文字是噩梦,我的电影是花季,夜晚的另一面,以及发表在一本名为《爱》的书中的故事,对展示作家生活中艺术的进步很重要。这场风暴影响了小人物的日常生活,尤其是他们故事中的妇女和儿童。这样一来,可以说他的故事反映了女性的世界,也反映了我自己的创作。另一方面,作家的贫困和移民主题也可以在作家的故事中看到。当Für uzan的故事中谈到女性、贫困和移民问题时,可以看到社会不平等在许多文本中都是针对性的。当然,作者可以被认为是基于真实的社区。特别是,移民是由于世界上的不公正和父权制度引发的许多问题,这是因为我们面临着世界上许多其他人的故事。这表明Füruzan在有意识的关注下更接近社会不平等。Buradan hareketleçalışmamızda Füruzan’ınöykülerindeöneçıkan yoksuluk、gelir adaletsizliği、ötekileştirme gibi olgular、genelde edebiyat ve sosyoloji ilişkisiözelde ise sosyal eşitsizlik bağlamlarında incelenecktir。
{"title":"FÜRUZAN’IN ÖYKÜLERİNİ SOSYAL EŞİTSİZLİK BAĞLAMINDA OKUMAK","authors":"Burcu UŞAKLI SANDAL","doi":"10.16953/deusosbil.1197937","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1197937","url":null,"abstract":"Cumhuriyet Dönemi kadın yazarlarımızdan biri olan Füruzan, 1950’li yıllarda edebiyat dünyasına adım atmıştır. 1970’li yıllarda kaleme aldığı eserleriyle üne kavuşmuş, uzun yıllar farklı türlerde eserler vermiş ve eserleri pek çok kez ödüle layık görülmüştür. Ancak Füruzan, edebiyatımızdaki asıl yerini öyküdeki başarısıyla elde etmiştir. Nitekim Parasız Yatılı adlı eseriyle 1972’de Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülmüştür. Yazarın Parasız Yatılı ile yakaladığı başarı sonraki pek çok öyküsünde de sürdürülmektedir. Söz gelimi Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gül Mevsimidir, Gecenin Öteki Yüzü, Sevda Dolu Bir Yaz adlı kitaplarda yayımlanan öyküler yazarın sanat hayatındaki gelişimini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Füruzan, öykülerinde genel itibariyle küçük insanın sıradan yaşamını, özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinden işlemiştir. Bu yönüyle onun öykülerinin kadın dünyasını içeriden bir bakışla ve samimi bir üslupla yansıttığı söylenebilir. Bunun yanı sıra yoksulluk teması ve göçmen olma hâli de yazarın öykülerinde göze çarpmaktadır. Füruzan’ın öykülerine kadın, yoksulluk ve göçmen sorunları bağlamında bakıldığında pek çok metinde sosyal eşitsizliğe vurgu yapıldığı görülür. Elbette bu durum yazarın toplumcu gerçekçi tarafıyla ilintili olarak düşünülebilir. Özellikle gelir adaletsizliğinden ve ataerkil sistemin kadına bakışından doğan birtakım problemler ile göçmen olma hâlinin öykü kişilerinin dünyasında yarattığı öteki olma hissi yazarın pek çok öyküsünde karşımıza çıkmaktadır. Bu da Füruzan’ın sosyal eşitsizliğe bilinçli bir dikkatle yaklaştığını gösterir. Buradan hareketle çalışmamızda Füruzan’ın öykülerinde öne çıkan yoksulluk, gelir adaletsizliği, ötekileştirme gibi olgular, genelde edebiyat ve sosyoloji ilişkisi özelde ise sosyal eşitsizlik bağlamlarında incelenecektir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49260324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-29DOI: 10.16953/deusosbil.1198887
S. Aydin, Esin Ergönül
Toplumsal cinsiyet algısı (TCA), insanların cinsiyetlerine göre neleri yapıp neleri yapamayacağına dair öngörülerde bulunmalarını sağlar. Bu çalışmanın amacı, tıp fakültesi birinci (klinik öncesi) ve son sınıf (klinik) öğrencilerinin TCA’larını, TCA Ölçeği aracılığıyla belirlemek ve bu iki grubu karşılaştırmaktır. Çalışmaya 2021-22 eğitim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki toplam 435 birinci ve altıncı sınıf öğrencisi katılmıştır (ulaşma oranı %60.6). Araştırmada tüm öğrencilerin yüksek TCA puan ortalamalarının 107.31±14.11 (min. 28-max. 125) olduğu görülmüştür. Birinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin TCA puanları benzer olup istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. Öğrencilerin sınıflarına göre TCA’ları açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Cinsiyet açısından TCA arasındaki fark vardır ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Kız öğrencilerin daha pozitif TCA’na sahip olmaları literatürle uyumludur. Üniversite öğrencileri ile yapılan benzer araştırmalarda öğrencilerin genel olarak eşitlikçi bir yaklaşıma sahip oldukları görülmektedir.
社会性行为(TCA)使人们能够预测他们能做什么,不能做什么。这项工作的目的是通过TCA大小来识别来自第一医科大学(临床前)和最后一届学生的TCA学生,并比较这两组学生。在2021-22年的培训中,地中海大学医学院共有435名一年级和六年级学生(60.6%)参加了培训。在这项研究中,似乎所有学生的TCA得分都很高,为107.31±14.11(最小28分,最大125分)。Birinci ve altıncısınıföğrencilerini TCA puanlarıbenzer olup istatistiksel olarak fark bulunmmıştır。根据学生的班级,TCA和TCA之间没有区别。TCA之间存在性别差异,这种差异具有统计学意义。对女孩来说,TCA更为积极确实是合适的。在与大学生进行的类似研究中,学生通常有类似的方法。
{"title":"TIP ÖĞRENCİLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET ALGISI: KLİNİK ÖNCESİ VE KLİNİK DÖNEMİN KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"S. Aydin, Esin Ergönül","doi":"10.16953/deusosbil.1198887","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1198887","url":null,"abstract":"Toplumsal cinsiyet algısı (TCA), insanların cinsiyetlerine göre neleri yapıp neleri yapamayacağına dair öngörülerde bulunmalarını sağlar. Bu çalışmanın amacı, tıp fakültesi birinci (klinik öncesi) ve son sınıf (klinik) öğrencilerinin TCA’larını, TCA Ölçeği aracılığıyla belirlemek ve bu iki grubu karşılaştırmaktır. Çalışmaya 2021-22 eğitim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki toplam 435 birinci ve altıncı sınıf öğrencisi katılmıştır (ulaşma oranı %60.6). Araştırmada tüm öğrencilerin yüksek TCA puan ortalamalarının 107.31±14.11 (min. 28-max. 125) olduğu görülmüştür. Birinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin TCA puanları benzer olup istatistiksel olarak fark bulunmamıştır. Öğrencilerin sınıflarına göre TCA’ları açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Cinsiyet açısından TCA arasındaki fark vardır ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Kız öğrencilerin daha pozitif TCA’na sahip olmaları literatürle uyumludur. Üniversite öğrencileri ile yapılan benzer araştırmalarda öğrencilerin genel olarak eşitlikçi bir yaklaşıma sahip oldukları görülmektedir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618859","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-28DOI: 10.16953/deusosbil.1192614
Şeyma Karameşe
Cities are centres of attraction where the population increases rapidly through migration. The urban context, in which social differences and cultural change are addressed, is not independent of governance discussions. It is undeniable that cities, being diverse entities, cannot be handled with a unified governmental strategy. In this respect, the host country's urban policymaking, which incorporates immigrants, introduces multilevel governance. To comprehend this, the factors that create the multiple migration governance from a sociological viewpoint will be reviewed first, followed by an in-depth examination of the numerous aspects of this management form. The challenges generated by the present theoretical framework will be reviewed in the last section, which is the most significant difference and contribution of the study. This part opens space to further researches and questions to clarify urban governance and migration. The role of civil society and NGOs, as well as city diplomacy and independence from central authority, will be highlighted.
{"title":"THE GOVERNANCE OF MIGRATION AND URBAN WITH MULTILEVEL ACTORS","authors":"Şeyma Karameşe","doi":"10.16953/deusosbil.1192614","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1192614","url":null,"abstract":"Cities are centres of attraction where the population increases rapidly through migration. The urban context, in which social differences and cultural change are addressed, is not independent of governance discussions. It is undeniable that cities, being diverse entities, cannot be handled with a unified governmental strategy. In this respect, the host country's urban policymaking, which incorporates immigrants, introduces multilevel governance. To comprehend this, the factors that create the multiple migration governance from a sociological viewpoint will be reviewed first, followed by an in-depth examination of the numerous aspects of this management form. The challenges generated by the present theoretical framework will be reviewed in the last section, which is the most significant difference and contribution of the study. This part opens space to further researches and questions to clarify urban governance and migration. The role of civil society and NGOs, as well as city diplomacy and independence from central authority, will be highlighted.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618712","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-28DOI: 10.16953/deusosbil.1181942
Tolga Ulusoy
Kültürel ve yaratıcı endüstrilerin tanımlanmasında en önemli konulardan biri fikrî mülkiyet konusudur. Yaratıcı ve kültürel endüstrilerin farklı tanımlarında telif hakları, oldukça sık vurgulanmış olmasına rağmen uygulamada telif haklarının bu endüstrilerde önemsizleştiği görülmektedir. Çalışmada kültürel ve yaratıcı endüstrilerin farklı sektörlerinde çalışmış yirmi iki sanat üreticisiyle görüşülmüştür. Görüşülen sanat üreticilerinin telif hakları konusunda görüşleri, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yaşadıkları deneyimler ve yaşanılan sorunlara karşı geliştirdikleri çözümler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Telif hakları konusunu belirleyen en önemli husus, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yer alan sanat üreticilerinin çalışma biçimleridir. Kültürel ve yaratıcı endüstrilerde tam-zamanlı ve freelance olarak iki çalışma biçimi ön plana çıkmaktadır. Bu iki çalışma biçiminde telif hakları bağlamında farklı sorunlar gözlemlenmektedir. Tam-zamanlı çalışmada üretilen kültür ürünü, şirket mülkü sayılırken sanat üreticilerinin emekleri görünmez kılınmaktadır. Freelance çalışmada ise sanat üreticileri telif haklarını mücadele ederek kazanmak durumunda kalmaktadırlar. Makalede iki çalışma biçimindeki fikri mülkiyet çerçevesinde ortaya çıkan ortak ve farklı sorunlar, sanat üreticilerinin deneyimlerinin irdelenmesine dayanarak ortaya konulacaktır.
Kültürel ve yaratıcıendüstrilerin tanımlanmasında enönemli konulardan biri fikrîmülkiyet konusudur。在创意和文化产业的不同定义中,心灵感应权利在这些产业中被忽视了,尽管它非常频繁。来自文化和创意产业不同部门的22位艺术制作人对这部作品进行了讨论。艺术生产者的视觉权利旨在解决他们在文化和创意产业中所经历的经验和挑战。版权、文化和创意产业最重要的方面是艺术生产者的工作。Kültürel ve yaratıcıendüstrilerde tam zamanlıve自由职业者olarak ikiçalışma biçimiön planaçıkmaktadır。这两类工作包括监测与心灵感应权有关的不同问题。艺术品制作者的作品,作为公司的财产,是看不见的。当弗里斯工作时,艺术家们将继续与心灵感应权利竞争。在这篇文章中,这两种工作模式的思想出现在经济框架中,艺术生产者的经验产生了不同的问题。
{"title":"KÜLTÜREL VE YARATICI ENDÜSTRİLERDE ÇALIŞAN SANAT ÜRETİCİLERİNİN FİKRî MÜLKİYET HAKKI KONUSUNDA DENEYİMLERİ VE GÖRÜŞLERİ","authors":"Tolga Ulusoy","doi":"10.16953/deusosbil.1181942","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1181942","url":null,"abstract":"Kültürel ve yaratıcı endüstrilerin tanımlanmasında en önemli konulardan biri fikrî mülkiyet konusudur. Yaratıcı ve kültürel endüstrilerin farklı tanımlarında telif hakları, oldukça sık vurgulanmış olmasına rağmen uygulamada telif haklarının bu endüstrilerde önemsizleştiği görülmektedir. Çalışmada kültürel ve yaratıcı endüstrilerin farklı sektörlerinde çalışmış yirmi iki sanat üreticisiyle görüşülmüştür. Görüşülen sanat üreticilerinin telif hakları konusunda görüşleri, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yaşadıkları deneyimler ve yaşanılan sorunlara karşı geliştirdikleri çözümler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Telif hakları konusunu belirleyen en önemli husus, kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde yer alan sanat üreticilerinin çalışma biçimleridir. Kültürel ve yaratıcı endüstrilerde tam-zamanlı ve freelance olarak iki çalışma biçimi ön plana çıkmaktadır. Bu iki çalışma biçiminde telif hakları bağlamında farklı sorunlar gözlemlenmektedir. Tam-zamanlı çalışmada üretilen kültür ürünü, şirket mülkü sayılırken sanat üreticilerinin emekleri görünmez kılınmaktadır. Freelance çalışmada ise sanat üreticileri telif haklarını mücadele ederek kazanmak durumunda kalmaktadırlar. Makalede iki çalışma biçimindeki fikri mülkiyet çerçevesinde ortaya çıkan ortak ve farklı sorunlar, sanat üreticilerinin deneyimlerinin irdelenmesine dayanarak ortaya konulacaktır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67617823","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-28DOI: 10.16953/deusosbil.1181556
Ceren Börüban, Ebru Özgür Güler
Öz Bir ülkede yaşayan bireylerin yaşam kalitesini ve ülkenin beşerî sermayesini yakından etkilemesi nedeniyle sağlık hizmetlerinin kalitesinin, performansının ve etkinliğinin ölçülmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı, sağlık sistemi kalitesi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkileri 2018 itibariyle 135 düşük, düşük-orta ve üst-orta gelirli ülkeler için araştırmaktır. Sağlık sisteminin performansını yansıtan değişkenler sağlık göstergeleri, sağlık sisteminin kalitesini etkileyen değişkenler ise sağlık sistemi belirleyicileri olarak tanımlanmıştır. Belirleyiciler olarak; okuryazarlık oranı, kentsel nüfus (%) ve GSYH, sağlık sistemi göstergeleri olarak ise tüberküloz insidansı, beş yaş altı ölüm oranı ve cerrahi müdahale durumunda fakirleşme riski araştırma modelinde yer almıştır. İstatistiksel yöntem olarak gözlenen değişkenlerle yol analizi kullanılmıştır. Analiz sonucu; belirleyici değişkenlerin, önsel beklentilere uygun olarak tüberküloz insidansı dışındaki sağlık göstergelerini negatif etkilediği saptanmıştır. Sağlık sistemi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkilerin araştırıldığı az sayıdaki geçmiş çalışmalarda, gözlem birimlerinin belli bir ülke grubu (örneğin; sadece Batı Avrupa ülkeleri) veya aynı ülkenin belli bölgeleri ile kısıtlı olduğu görülmektedir. Farklı özellikteki ülkeleri kapsayan bir gözlem seti üzerinde, sağlık belirleyici ve göstergelerinin nedensel ilişkilerinin araştırılması bakımından çalışmanın özgün olduğu düşünülmektedir.
{"title":"SAĞLIK SİSTEMİ BELİRLEYİCİLERİ VE GÖSTERGELERİ ÜZERİNE BİR YOL ANALİZİ ÇALIŞMASI","authors":"Ceren Börüban, Ebru Özgür Güler","doi":"10.16953/deusosbil.1181556","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1181556","url":null,"abstract":"Öz \u0000Bir ülkede yaşayan bireylerin yaşam kalitesini ve ülkenin beşerî sermayesini yakından etkilemesi nedeniyle sağlık hizmetlerinin kalitesinin, performansının ve etkinliğinin ölçülmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı, sağlık sistemi kalitesi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkileri 2018 itibariyle 135 düşük, düşük-orta ve üst-orta gelirli ülkeler için araştırmaktır. Sağlık sisteminin performansını yansıtan değişkenler sağlık göstergeleri, sağlık sisteminin kalitesini etkileyen değişkenler ise sağlık sistemi belirleyicileri olarak tanımlanmıştır. Belirleyiciler olarak; okuryazarlık oranı, kentsel nüfus (%) ve GSYH, sağlık sistemi göstergeleri olarak ise tüberküloz insidansı, beş yaş altı ölüm oranı ve cerrahi müdahale durumunda fakirleşme riski araştırma modelinde yer almıştır. İstatistiksel yöntem olarak gözlenen değişkenlerle yol analizi kullanılmıştır. Analiz sonucu; belirleyici değişkenlerin, önsel beklentilere uygun olarak tüberküloz insidansı dışındaki sağlık göstergelerini negatif etkilediği saptanmıştır. Sağlık sistemi belirleyicileri ve göstergeleri arasındaki nedensel ilişkilerin araştırıldığı az sayıdaki geçmiş çalışmalarda, gözlem birimlerinin belli bir ülke grubu (örneğin; sadece Batı Avrupa ülkeleri) veya aynı ülkenin belli bölgeleri ile kısıtlı olduğu görülmektedir. Farklı özellikteki ülkeleri kapsayan bir gözlem seti üzerinde, sağlık belirleyici ve göstergelerinin nedensel ilişkilerinin araştırılması bakımından çalışmanın özgün olduğu düşünülmektedir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67617651","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-22DOI: 10.16953/deusosbil.1177104
Mesut Fenkli, Doğan Uysal
Bu çalışmada M. Friedman’ın vergi-harcama hipotezi Türkiye (2006-2022) örneği üzerinden araştırılmıştır. Araştırmanın uygulaması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak araştırmanın değişkenleri geleneksel birim kök testlerine (Augmented Dickey-Fuller ve Phillips-Perron testlerine) tabi tutulmuş ve ardından Engel-Granger koentegrasyon analizi yapılmıştır. İkinci aşamada değişkenler yapısal kırılmalı birim kök testlerine (Zivot-Andrews ve Lee-Strazicich testlerine) tabi tutulmuş ve yapısal kırılmayı dikkate alan Gregory-Hansen koentegrasyon analizi yapılmıştır. Sonuç olarak her iki yöntem benzer sonuçlar vermiş ve vergi-harcama hipotezinin Türkiye (2006-2022) için geçerli olduğunu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"GREGORY HANSEN KOENTEGRASYON YÖNTEMİYLE VERGİ-HARCAMA HİPOTEZİ ÜZERİNE AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA: TÜRKİYE ÖRNEĞİ (2006-2022)","authors":"Mesut Fenkli, Doğan Uysal","doi":"10.16953/deusosbil.1177104","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1177104","url":null,"abstract":"Bu çalışmada M. Friedman’ın vergi-harcama hipotezi Türkiye (2006-2022) örneği üzerinden araştırılmıştır. Araştırmanın uygulaması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak araştırmanın değişkenleri geleneksel birim kök testlerine (Augmented Dickey-Fuller ve Phillips-Perron testlerine) tabi tutulmuş ve ardından Engel-Granger koentegrasyon analizi yapılmıştır. İkinci aşamada değişkenler yapısal kırılmalı birim kök testlerine (Zivot-Andrews ve Lee-Strazicich testlerine) tabi tutulmuş ve yapısal kırılmayı dikkate alan Gregory-Hansen koentegrasyon analizi yapılmıştır. Sonuç olarak her iki yöntem benzer sonuçlar vermiş ve vergi-harcama hipotezinin Türkiye (2006-2022) için geçerli olduğunu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-21DOI: 10.16953/deusosbil.1191833
Erdem Baydeni̇z, Berkan Başar, Üzeyir Kement, Seden Doğan
Bu çalışmanın amacı, otantiklik algısı, müşteri tatmini ve destinasyon imajının davranışsal niyete etkisinin incelenmesidir. Araştırmanın evrenini İzmir ilinin Birgi tarihi kentini ziyaret eden turistler oluşturmaktadır. Araştırmada 02 Haziran-25 Eylül 2022 tarihleri arasında amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örneklemesi ile 401 anket toplanmıştır. Araştırmada hipotezlerin test edilmesi için Smart PLS 4 istatistik programı kullanılmış olup, verilerin çözümlenmesinde yapısal eşitlik modelinden faydalanılmıştır. Bu kapsamda araştırmaya katılan turistlerin yapısal otantiklik algılarının müşteri tatmini üzerinde etkisinin olmadığı fakat yapısal otantikliğin destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Nesnel ve varoluşsal otantikliğin hem müşteri tatmini hem de destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Müşteri tatmini ve destinasyon imajının ise davranışsal niyet üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırmanın sonuçları doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir.
{"title":"OTANTİKLİK ALGISI MÜŞTERİ TATMİNİ VE DESTİNASYON İMAJININ DAVRANIŞSAL NİYET ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: İZMİR BİRGİ TARİHİ KENTİ ÖRNEĞİ","authors":"Erdem Baydeni̇z, Berkan Başar, Üzeyir Kement, Seden Doğan","doi":"10.16953/deusosbil.1191833","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1191833","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, otantiklik algısı, müşteri tatmini ve destinasyon imajının davranışsal niyete etkisinin incelenmesidir. Araştırmanın evrenini İzmir ilinin Birgi tarihi kentini ziyaret eden turistler oluşturmaktadır. Araştırmada 02 Haziran-25 Eylül 2022 tarihleri arasında amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örneklemesi ile 401 anket toplanmıştır. Araştırmada hipotezlerin test edilmesi için Smart PLS 4 istatistik programı kullanılmış olup, verilerin çözümlenmesinde yapısal eşitlik modelinden faydalanılmıştır. Bu kapsamda araştırmaya katılan turistlerin yapısal otantiklik algılarının müşteri tatmini üzerinde etkisinin olmadığı fakat yapısal otantikliğin destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Nesnel ve varoluşsal otantikliğin hem müşteri tatmini hem de destinasyon imajı üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Müşteri tatmini ve destinasyon imajının ise davranışsal niyet üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırmanın sonuçları doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67618675","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-21DOI: 10.16953/deusosbil.1110684
Cansel Uslu, Tuba Kancı
Sosyal politik düzen idealini Toplum Sözleşmesi adlı eserinde sunan Jean Jacques Rousseau, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserinde ise bireysel bir eğitim tasavvuru yaparak bu sosyal politik düzen için zemin oluşturur. Bu makalede Rousseau’nun eğitim modeli, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserine dayanılarak, toplumsal cinsiyet perspektifinden incelenmiş; eğitimin toplumu dönüştürme ve bireyler için oluşturulan rolleri benimsettirme noktasında nasıl kullanıldığını gözler önüne sermek amaçlanmıştır. Her ne kadar Rousseau, Toplum Sözleşmesi’nde genel iradeye dayalı olarak eşitlikçi bir görüş çizmiş olsa da, Emile’de erkekler için iyi yurttaşlık eğitimi sunarken Sofie için ise sadece ideal kadın-anne olmayı tanımlar. Emile’de kadınlar, kendi kendilerine karar alabilen bireyler olarak gösterilmez; özelde Sofie’nin, genelde ise kadınların varlığı, evlenene kadar babanın, evlendikten sonra ise kocanın iradesine bağlı kılınmaktadır. Zira Rousseau, kadınların güçsüzlüklerini, kadın olmaları sebebiyle sahip oldukları yeniden-üretim işlevlerine ve onlara atfettiği “kendi kendilerine karar alamama,” “hassas olma” gibi karakteristiklere bağlamaktadır. Sonuç olarak, Rousseau’nun eğitim modelinde doğada deneyerek ve görerek öğrenen Emile iken; özel alan içerisinde eğitim görerek ataerkil düzene göre idealize edilen Sofie olmuştur.
根据让-雅克·卢梭(Jean-Jacques Rousseau)或埃米尔(Emile)或教育研究所(Educational Institute)的说法,它以社区法令的形式提供了社会政策理想,它通过制定单一的教育设计为社会政策监管创造了基础。在这篇文章中,卢梭的教育模式,基于一篇名为《埃米尔或教育》的文章,从社会性别的角度进行了考察;转变教育社区并发挥为彼此创造的作用的目标是关注如何使用它。只要卢梭对普遍利益协议有着平等的看法,索菲在埃米尔为男人们提供了良好的无家可归的条件,那么她成为一名妇女和母亲才是理想的。Emile’de kadınlar,kendi kendilerine karar alabilen bireyler olarak gösterilmez;特别是,索菲在结婚前通常会遵守丈夫的意愿。齐拉卢梭是依附于女性弱点的特征,因为她们都是女性的弱点。因此,埃米尔在学习卢梭的自然教育模式的过程中,特别是,训练是按照人为安排的理想化苏菲。
{"title":"Jean Jacques Rousseau'nun Eğitim Modelinin Eleştirisi","authors":"Cansel Uslu, Tuba Kancı","doi":"10.16953/deusosbil.1110684","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1110684","url":null,"abstract":"Sosyal politik düzen idealini Toplum Sözleşmesi adlı eserinde sunan Jean Jacques Rousseau, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserinde ise bireysel bir eğitim tasavvuru yaparak bu sosyal politik düzen için zemin oluşturur. Bu makalede Rousseau’nun eğitim modeli, Emile ya da Eğitim Üzerine adlı eserine dayanılarak, toplumsal cinsiyet perspektifinden incelenmiş; eğitimin toplumu dönüştürme ve bireyler için oluşturulan rolleri benimsettirme noktasında nasıl kullanıldığını gözler önüne sermek amaçlanmıştır. Her ne kadar Rousseau, Toplum Sözleşmesi’nde genel iradeye dayalı olarak eşitlikçi bir görüş çizmiş olsa da, Emile’de erkekler için iyi yurttaşlık eğitimi sunarken Sofie için ise sadece ideal kadın-anne olmayı tanımlar. Emile’de kadınlar, kendi kendilerine karar alabilen bireyler olarak gösterilmez; özelde Sofie’nin, genelde ise kadınların varlığı, evlenene kadar babanın, evlendikten sonra ise kocanın iradesine bağlı kılınmaktadır. Zira Rousseau, kadınların güçsüzlüklerini, kadın olmaları sebebiyle sahip oldukları yeniden-üretim işlevlerine ve onlara atfettiği “kendi kendilerine karar alamama,” “hassas olma” gibi karakteristiklere bağlamaktadır. Sonuç olarak, Rousseau’nun eğitim modelinde doğada deneyerek ve görerek öğrenen Emile iken; özel alan içerisinde eğitim görerek ataerkil düzene göre idealize edilen Sofie olmuştur.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49540851","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-11-17DOI: 10.16953/deusosbil.1191713
Emre Kaplanoğlu, Mutlu Ege
Finans sektöründe teknolojik yenilikleri etkin bir şekilde kullanan ve uygulayan şirketler finansal teknoloji (FinTek) şirketi olarak ifade edilmektedir. FinTek şirketleri, genel olarak günümüzde ödeme, API sağlayıcıları, kripto para, bireyler arası borçlanma, muhasebe, denetim, kişisel finans, ulusal/uluslararası para transferleri, kitlesel fonlama, kredi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. FinTek şirketlerinin geleneksel finans şirketlerine rakip olup olmayacakları veya beraber hareket edip etmeyecekleri konusu halen bir tartışma konusudur. Bu tartışma nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın neticede FinTek şirketleri de geleneksel olarak ifade edilen mevcut finans sektöründeki şirketler gibi analizlerle araştırılmaktadır. Literatürde performans ölçümünde en sık kullanılan yöntem oran analizi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı, KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksinde (KFTX) faaliyet gösteren FinTek şirketlerinin finansal oranları ile kârlılık arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksi, KBW Yatırım Bankası, Stifel finansal şirketi ve Nasdaq tarafından 2016 yılından itibaren ortaklaşa açıklanan ve ağırlıklı olarak büyük veri, dövize dayalı işlemler ve ödeme ile uğraşan etkili FinTek şirketlerini içeren FinTek endeksidir. KBW’ye göre, bu şirketler ABD finans sektörünün %18’ini oluşturmakta ve 785 milyar dolarlık piyasa değerine sahiptir. KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksindeki şirketlerinin 2016-2021 yılları arasındaki finansal tablolarından elde edilen finansal oranlar çalışmada kullanılan değişkenlerdir. Çalışmanın analiz kısmında değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek için panel regresyon modelleri kullanılmıştır. Çalışmada oluşturulan modellerdeki bağımlı değişkenler aktif kârlılığı (ROA) ve öz sermaye kârlılığıdır (ROE) ve bağımsız değişkenler ise kaldıraç oranı, cari oran, brüt kâr marjı, aktif devir hızı, alacak devir hızı ve borç devir hızıdır.
在金融部门,技术创新被表达为一家使用和实施金融技术的金融科技公司。FinTekširketleri、genel olarak günümüzdeödeme、API sağlayı。芬兰公司是否与传统金融公司竞争仍存在争议。因此,通过现有金融部门和现有金融部门等分析来调查这一争端。文献是最常用的绩效分析方法。本工作的目的是探索金融公司的金融利率与金融公司在KBW纳斯达克金融技术指数(KFTX)中运营的频率之间的关系。自2016年以来,纳斯达克金融科技Endeks、KBW投资银行、Stifel的金融公司和纳斯达克一直是数据、数据、基于税收的流程和支付密集型FinTek公司的主要份额。根据KBW的数据,这些公司价值7850亿美元,创造了美国金融业18%的份额。KBW纳斯达克金融技术终点的变化用于从2016年至2021年的财务表中获得的财务数据。面板回归模型用于测量分析部分中变化之间的关系。Çalışmada oluşturulan modellerdeki bağımlıdeğişkenler aktif kârlılığıızıdır。
{"title":"NASDAQ FİNANSAL TEKNOLOJİ ENDEKSİ ŞİRKETLERİNDE KÂRLILIĞI ETKİLEYEN FİNANSAL ORANLARIN ARAŞTIRILMASI","authors":"Emre Kaplanoğlu, Mutlu Ege","doi":"10.16953/deusosbil.1191713","DOIUrl":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1191713","url":null,"abstract":"Finans sektöründe teknolojik yenilikleri etkin bir şekilde kullanan ve uygulayan şirketler finansal teknoloji (FinTek) şirketi olarak ifade edilmektedir. FinTek şirketleri, genel olarak günümüzde ödeme, API sağlayıcıları, kripto para, bireyler arası borçlanma, muhasebe, denetim, kişisel finans, ulusal/uluslararası para transferleri, kitlesel fonlama, kredi gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. FinTek şirketlerinin geleneksel finans şirketlerine rakip olup olmayacakları veya beraber hareket edip etmeyecekleri konusu halen bir tartışma konusudur. Bu tartışma nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın neticede FinTek şirketleri de geleneksel olarak ifade edilen mevcut finans sektöründeki şirketler gibi analizlerle araştırılmaktadır. Literatürde performans ölçümünde en sık kullanılan yöntem oran analizi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı, KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksinde (KFTX) faaliyet gösteren FinTek şirketlerinin finansal oranları ile kârlılık arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksi, KBW Yatırım Bankası, Stifel finansal şirketi ve Nasdaq tarafından 2016 yılından itibaren ortaklaşa açıklanan ve ağırlıklı olarak büyük veri, dövize dayalı işlemler ve ödeme ile uğraşan etkili FinTek şirketlerini içeren FinTek endeksidir. KBW’ye göre, bu şirketler ABD finans sektörünün %18’ini oluşturmakta ve 785 milyar dolarlık piyasa değerine sahiptir. KBW NASDAQ Finansal Teknoloji Endeksindeki şirketlerinin 2016-2021 yılları arasındaki finansal tablolarından elde edilen finansal oranlar çalışmada kullanılan değişkenlerdir. Çalışmanın analiz kısmında değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek için panel regresyon modelleri kullanılmıştır. Çalışmada oluşturulan modellerdeki bağımlı değişkenler aktif kârlılığı (ROA) ve öz sermaye kârlılığıdır (ROE) ve bağımsız değişkenler ise kaldıraç oranı, cari oran, brüt kâr marjı, aktif devir hızı, alacak devir hızı ve borç devir hızıdır.","PeriodicalId":30201,"journal":{"name":"Dokuz Eylul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67619062","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}