The decreases in the nutritional value of foods and food safety issues resulting from the methods developed to increase food production have become the most important nutritional problems encountered all over the world. To solve these problems, agricultural and food processing methods are purified from all kinds of chemicals, hormones, and genetically modified organisms. The aim of this study is (a) to determine which of the environmentally friendly and certified organic foods are consumed the most, consumer preferences regarding these foods, the perception of the consumers on the concept/definition of organic food, and the expectations of the consumers after organic food consumption, (b) to compare the perception of organic food concept/definition and post-consumption expectations of organic food consumers and non-consumers. This study was carried out in Samsun province of Türkiye where 19.6 thousand metric tons/year of organic agricultural products are produced. A total of 480 people participated in the study, of which 240 were consuming organic products and 240 were not consuming organic products. Results and statistical data were obtained using frequency, descriptive statistics, chi-square, and t-test. According to the findings of the study, more than half of the organic products consumed are milk, dairy, poultry, fresh fruit, and vegetable products. Most of the consumers agree that organic products are hormone-free and produced without the use of chemical fertilizers and pesticides. However, those who are aware that organic products are certified products are mostly organic food consumers. Some participants still consider organic products to be only natural or farmer products. In terms of expectations after organic product consumption, both groups consider that the prices of organic products are high, sales points and market places should be accessible, purchasing attempt depends on income, and organic products are bought due to positive effects of organic foods on health, environment, and farmers.
{"title":"The Preferences of Consumers for Organic Food Products: The Case of Samsun Province in Türkiye","authors":"","doi":"10.19159/tutad.1232752","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1232752","url":null,"abstract":"The decreases in the nutritional value of foods and food safety issues resulting from the methods developed to increase food production have become the most important nutritional problems encountered all over the world. To solve these problems, agricultural and food processing methods are purified from all kinds of chemicals, hormones, and genetically modified organisms. The aim of this study is (a) to determine which of the environmentally friendly and certified organic foods are consumed the most, consumer preferences regarding these foods, the perception of the consumers on the concept/definition of organic food, and the expectations of the consumers after organic food consumption, (b) to compare the perception of organic food concept/definition and post-consumption expectations of organic food consumers and non-consumers. This study was carried out in Samsun province of Türkiye where 19.6 thousand metric tons/year of organic agricultural products are produced. A total of 480 people participated in the study, of which 240 were consuming organic products and 240 were not consuming organic products. Results and statistical data were obtained using frequency, descriptive statistics, chi-square, and t-test. According to the findings of the study, more than half of the organic products consumed are milk, dairy, poultry, fresh fruit, and vegetable products. Most of the consumers agree that organic products are hormone-free and produced without the use of chemical fertilizers and pesticides. However, those who are aware that organic products are certified products are mostly organic food consumers. Some participants still consider organic products to be only natural or farmer products. In terms of expectations after organic product consumption, both groups consider that the prices of organic products are high, sales points and market places should be accessible, purchasing attempt depends on income, and organic products are bought due to positive effects of organic foods on health, environment, and farmers.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67785320","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Hatay ilinde açıkta domates üretim durumu ve pazarlama yapısının değerlendirilmesi, pazarlama organizasyonunun etkinliği, üretim ve pazarlama esnasında yaşanan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Açıkta domates yetiştiriciliği yapan üreticilerle ve açıkta domates ticareti yapan aracılarla olmak üzere 2 farklı anket yardımı ile yüz yüze görüşmeler yapılarak veriler toplanmıştır. Anket yapılacak üretici sayısı belirlenirken “Basit Tesadüfi Örnekleme Yöntemi” kullanılmış olup, açıkta domates üretim faaliyeti yapan 60 üretici ve 10 adet aracı ile yüz yüze görüşülmüştür. İşletmelerde yılda ortalama 283.4 ton domates üretildiği belirlenmiştir. Üretilen domatesler sofralık ve salçalıktır. İşletme sahipleri ürettikleri sofralık domatesin %94.44’ünü sebze haline, %5.56’sını ise yerel pazara satmaktadır. Salçalık domatesin ise %96.00’sı işleme tesisine %4.00’ü yerel pazara satılmaktadır. Üretilen domatesin büyük bir bölümünün komisyonculara satıldığı belirlenmiştir. Domatesin komisyonculara satış fiyatı ortalama 1.43 TL’dir. Perakendeci fiyatı ortalama 4.20 TL, Nispi marj %34.04 olarak belirlenmiştir. İşletme sahipleri ürün satış fiyatının genellikle o günkü piyasa koşullarında arz ve talebe göre belirlendiğini ifade etmişlerdir. İşletmeler komisyoncunun ürünü satın alırken %68.35 oranında ürün kalitesine, %31.65 oranında ise ürün miktarına göre hareket ettiklerini belirtmiştir. Domates üreticilerinin en önemli sorunlardan biri fiyat düşüklüğü, diğeri ise örgütlenmenin olmamasıdır. Gelecekte fiyatın üretici açısından yeterli düzeyde oluşması bölgede domates üretim alanlarının artmasına imkan sağlayacaktır. Üreticiler tarımsal üretimde desteklemenin arzu edilen boyutlarda olmasını talep etmektedir.
在本研究中,对错误年份番茄生产和营销的生产和营销状态进行评估,旨在解决营销组织的影响、生产和营销问题以及解决方案。事实上,已经收集了两份不同的问卷和数百次面对面的采访,采访对象是生产番茄和开放标签番茄的生产商。在确定要标记的生产商数量时,使用了“简单随机抽样法”,并与60名生产商和10个进行开放式番茄生产的工具进行了面对面抽样。行动表明,平均每年生产283.4吨番茄。生成的西红柿一片混乱。经营者生产的皂番茄94.44%的销售额是蔬菜,5.56%是当地市场。96,00%的销售额是当地市场销售额的4,00%。Üretilen domatesin büyük bir bölümün komisyonculara satıldığıbelillenmiştir。委员们的西红柿售价为1.43 TL。平均价格为4.20 TL,平均价格为34.04%。运营商表示,该产品的销售价格通常由当天的市场条件根据需求确定。占佣金总成本的68.35%,企业表示他们的产品质量达到了31.65%。国内生产商最重要的问题之一是价格低,另一个是没有组织。未来,生产的价格将使该地区的番茄生产范围扩大。生产者要求对农业生产提供所需的支持。
{"title":"Türkiye’nin Hatay İlinde Açıkta Domates Üretiminin Pazarlama Yapısının Analizi","authors":"Nuran Tapki, Merve Büşra Çi̇ftçi̇","doi":"10.19159/tutad.1197136","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1197136","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Hatay ilinde açıkta domates üretim durumu ve pazarlama yapısının değerlendirilmesi, pazarlama organizasyonunun etkinliği, üretim ve pazarlama esnasında yaşanan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Açıkta domates yetiştiriciliği yapan üreticilerle ve açıkta domates ticareti yapan aracılarla olmak üzere 2 farklı anket yardımı ile yüz yüze görüşmeler yapılarak veriler toplanmıştır. Anket yapılacak üretici sayısı belirlenirken “Basit Tesadüfi Örnekleme Yöntemi” kullanılmış olup, açıkta domates üretim faaliyeti yapan 60 üretici ve 10 adet aracı ile yüz yüze görüşülmüştür. İşletmelerde yılda ortalama 283.4 ton domates üretildiği belirlenmiştir. Üretilen domatesler sofralık ve salçalıktır. İşletme sahipleri ürettikleri sofralık domatesin %94.44’ünü sebze haline, %5.56’sını ise yerel pazara satmaktadır. Salçalık domatesin ise %96.00’sı işleme tesisine %4.00’ü yerel pazara satılmaktadır. Üretilen domatesin büyük bir bölümünün komisyonculara satıldığı belirlenmiştir. Domatesin komisyonculara satış fiyatı ortalama 1.43 TL’dir. Perakendeci fiyatı ortalama 4.20 TL, Nispi marj %34.04 olarak belirlenmiştir. İşletme sahipleri ürün satış fiyatının genellikle o günkü piyasa koşullarında arz ve talebe göre belirlendiğini ifade etmişlerdir. İşletmeler komisyoncunun ürünü satın alırken %68.35 oranında ürün kalitesine, %31.65 oranında ise ürün miktarına göre hareket ettiklerini belirtmiştir. Domates üreticilerinin en önemli sorunlardan biri fiyat düşüklüğü, diğeri ise örgütlenmenin olmamasıdır. Gelecekte fiyatın üretici açısından yeterli düzeyde oluşması bölgede domates üretim alanlarının artmasına imkan sağlayacaktır. Üreticiler tarımsal üretimde desteklemenin arzu edilen boyutlarda olmasını talep etmektedir.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48905221","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pankreatik amilaz inhibitörleri, postprandiyal hipergliseminin klinik olarak kontrolünde oldukça hayati bir role sahiptir. Bu çalışmada Stenocephalae seksiyonuna dahil olan Cousinia davisiana, C. foliosa, C. ramosissima ve C. stenocephala türlerinin seçilme nedeni bu bitkilerin şimdiye kadar hipoglisemik ve antimikrobiyal etkisinin incelenmemiş olmasıdır. Çalışma kapsamında bitkilerin toprak üstü kısmı toplandıktan sonra metanol ile oda sıcaklığında maserasyon yöntemiyle ekstreleri hazırlanmış ve bu ekstrelerin α-amilaz, α-glikozidaz inhibitör ve antimikrobiyal etkisi tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde bitkiler arasında C. ramosissima ekstresinin 246.784±1.528 µg mL-1 IC50 değeri ile diğer ekstrelere ve akarboza göre daha yüksek α-amilaz etki ve α-glikozidaz (155.458±0.279 µg mL-1) etki, ayrıca çalışılan ekstrelerin orta derecede antimikrobiyal etki gösterdiği bulunmuştur. Bunun dışında aktif bulunan ekstrenin LC-MS/MS ile yapılan inceleme sonucunda fenolik bileşikler ve flavonoitleri yoğun olarak içerdiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları ile özellikle C. ramosissima ekstresinin etkili α-amilaz ve α-glikozidaz inhibitör etkiye sahip olduğu ilk kez kanıtlanmakla birlikte, bu ekstrelerin postprandiyal glikoz düzeylerini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermek için daha ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
{"title":"Stenocephalae Bunge. Seksiyonuna Dâhil Olan Türlerin Antidiyabetik, Antimikrobiyal Etkisi ve Fitokimyasal İçeriğinin İncelenmesi","authors":"Leyla Paşayeva, Ufuk Ince, Havva Karadeli̇, Funda Maraşli, Dilbeste Öztürk, Selin Urmak, Osman Tuğay","doi":"10.19159/tutad.1181413","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1181413","url":null,"abstract":"Pankreatik amilaz inhibitörleri, postprandiyal hipergliseminin klinik olarak kontrolünde oldukça hayati bir role sahiptir. Bu çalışmada Stenocephalae seksiyonuna dahil olan Cousinia davisiana, C. foliosa, C. ramosissima ve C. stenocephala türlerinin seçilme nedeni bu bitkilerin şimdiye kadar hipoglisemik ve antimikrobiyal etkisinin incelenmemiş olmasıdır. Çalışma kapsamında bitkilerin toprak üstü kısmı toplandıktan sonra metanol ile oda sıcaklığında maserasyon yöntemiyle ekstreleri hazırlanmış ve bu ekstrelerin α-amilaz, α-glikozidaz inhibitör ve antimikrobiyal etkisi tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde bitkiler arasında C. ramosissima ekstresinin 246.784±1.528 µg mL-1 IC50 değeri ile diğer ekstrelere ve akarboza göre daha yüksek α-amilaz etki ve α-glikozidaz (155.458±0.279 µg mL-1) etki, ayrıca çalışılan ekstrelerin orta derecede antimikrobiyal etki gösterdiği bulunmuştur. Bunun dışında aktif bulunan ekstrenin LC-MS/MS ile yapılan inceleme sonucunda fenolik bileşikler ve flavonoitleri yoğun olarak içerdiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları ile özellikle C. ramosissima ekstresinin etkili α-amilaz ve α-glikozidaz inhibitör etkiye sahip olduğu ilk kez kanıtlanmakla birlikte, bu ekstrelerin postprandiyal glikoz düzeylerini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermek için daha ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47420043","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mine Aksoy, A. Celik, M. Dok, Celal Yücel, A. Öktem
Bu çalışmada, GAP ve Çukurova koşullarında yetiştirilen tatlı sorgum genotiplerinin biyokütlesinin bazı kimyasal özellikleri ve teorik selülozik biyoetanol potansiyelinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, yurt içi ve yurt dışındaki değişik kaynaklardan temin edilen 49 farklı tatlı sorgum (Sorghum bicolor var. saccharatum (L.) Mohlenbr.) genotipi materyal olarak kullanılmıştır. Tarla denemeleri 2015 yılında, Çukurova (Adana) ve GAP (Şanlıurfa) lokasyonlarında ikinci ürün koşullarında yürütülmüştür. Tatlı sorgum genotiplerinin biyokütlesinin kuru madde bazında nem, kül, selüloz, hemiselüloz ve lignin analizleri yapılmıştır ve teorik selülozik biyoetanol verimleri hesaplanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, incelenen tüm özellikler bakımından her iki lokasyonda da genotipler arasındaki farklılık P≤0.01 seviyesinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Çukurova lokasyonunda UNL-hybrid-3, PI579753 ve Theis genotiplerinin, GAP lokasyonunda ise No41, Corina ve Topper 76 genotiplerinin diğer genotiplere göre daha yüksek biyoetanol verimine sahip oldukları saptanmıştır. Ayrıca Cowley, M81-E, PI579753, Smith, Theis, Topper 76, No91 ve No41 genotiplerinin her iki lokasyonda 1000 L da-1 üzerinde biyoetanol verimine sahip ortak genotipler oldukları belirlenmiştir. Çalışma sonucunda, ülkemiz koşullarında farklı lokasyonlarda birim alandan yüksek biyoetanol verimi ile tatlı sorgum bitkisinin, farklı enerji kaynaklarının arayışının daha da arttığı günümüzde önemli bir alternatif tarımsal kaynak olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
{"title":"Determination of Cellulosic Bioethanol Yields of Some Sweet Sorghum [Sorghum bicolor var. saccharatum (L.) Mohlenbr.] Genotypes","authors":"Mine Aksoy, A. Celik, M. Dok, Celal Yücel, A. Öktem","doi":"10.19159/tutad.1176454","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1176454","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, GAP ve Çukurova koşullarında yetiştirilen tatlı sorgum genotiplerinin biyokütlesinin bazı kimyasal özellikleri ve teorik selülozik biyoetanol potansiyelinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, yurt içi ve yurt dışındaki değişik kaynaklardan temin edilen 49 farklı tatlı sorgum (Sorghum bicolor var. saccharatum (L.) Mohlenbr.) genotipi materyal olarak kullanılmıştır. Tarla denemeleri 2015 yılında, Çukurova (Adana) ve GAP (Şanlıurfa) lokasyonlarında ikinci ürün koşullarında yürütülmüştür. Tatlı sorgum genotiplerinin biyokütlesinin kuru madde bazında nem, kül, selüloz, hemiselüloz ve lignin analizleri yapılmıştır ve teorik selülozik biyoetanol verimleri hesaplanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, incelenen tüm özellikler bakımından her iki lokasyonda da genotipler arasındaki farklılık P≤0.01 seviyesinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Çukurova lokasyonunda UNL-hybrid-3, PI579753 ve Theis genotiplerinin, GAP lokasyonunda ise No41, Corina ve Topper 76 genotiplerinin diğer genotiplere göre daha yüksek biyoetanol verimine sahip oldukları saptanmıştır. Ayrıca Cowley, M81-E, PI579753, Smith, Theis, Topper 76, No91 ve No41 genotiplerinin her iki lokasyonda 1000 L da-1 üzerinde biyoetanol verimine sahip ortak genotipler oldukları belirlenmiştir. Çalışma sonucunda, ülkemiz koşullarında farklı lokasyonlarda birim alandan yüksek biyoetanol verimi ile tatlı sorgum bitkisinin, farklı enerji kaynaklarının arayışının daha da arttığı günümüzde önemli bir alternatif tarımsal kaynak olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67785106","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dairy farming is one of the agricultural activities with high added economic value. Remarkable technical and economic developments have occurred in the dairy cow farming sector through subsidies. However, it is difficult to say that Türkiye has reached the level of developed countries in terms of productivity, quality, and hygiene practices in dairy cattle farming. In this study, it was aimed to determine the factors affecting the consciousness levels of dairy cow raisers about the practices related to animal health and welfare in addition to milk safety and hygiene in dairy cow farming. The study was conducted in three districts of Samsun province. The data were collected from 82 dairy cattle farms according to the stratified random sampling method. The results showed that 69.51% of the farms have milking units, 51.22% have delivery rooms, 52.44% calf cages, 80.49% infirmary, and 81.71% walking areas. While udder cleaning was carried out in all dairy farms, the udder drying procedure was applied in 74.39% of the farms. The percentage of the farms with mastitis control (3.66%), wearing gloves (3.66%), and wearing milking outfits (8.54%) were found to be quite low. In the study, the factors such as duration of education, membership in the milkdairy production association, and dairy cow breeding experience affect the consciousness level of the dairy cow breeders. It is essential to raise awareness level of milk safety and hygiene in terms of protecting public health, rehabilitating barn conditions, and maintaining animal welfare.
{"title":"Animal Health and Welfare, Milk Safety and Hygiene Practices in Dairy Cattle Farms: Türkiye Sample","authors":"Gamze Aydın Eryılmaz, A. Garipoğlu, O. Kılıç","doi":"10.19159/tutad.1173509","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1173509","url":null,"abstract":"Dairy farming is one of the agricultural activities with high added economic value. Remarkable technical and economic developments have occurred in the dairy cow farming sector through subsidies. However, it is difficult to say that Türkiye has reached the level of developed countries in terms of productivity, quality, and hygiene practices in dairy cattle farming. In this study, it was aimed to determine the factors affecting the consciousness levels of dairy cow raisers about the practices related to animal health and welfare in addition to milk safety and hygiene in dairy cow farming. The study was conducted in three districts of Samsun province. The data were collected from 82 dairy cattle farms according to the stratified random sampling method. The results showed that 69.51% of the farms have milking units, 51.22% have delivery rooms, 52.44% calf cages, 80.49% infirmary, and 81.71% walking areas. While udder cleaning was carried out in all dairy farms, the udder drying procedure was applied in 74.39% of the farms. The percentage of the farms with mastitis control (3.66%), wearing gloves (3.66%), and wearing milking outfits (8.54%) were found to be quite low. In the study, the factors such as duration of education, membership in the milkdairy production association, and dairy cow breeding experience affect the consciousness level of the dairy cow breeders. It is essential to raise awareness level of milk safety and hygiene in terms of protecting public health, rehabilitating barn conditions, and maintaining animal welfare.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47104443","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Agriculture has been the main source of livelihood for human beings for centuries, as it feeds the population, provides employment, and is used as an industrial raw material. For centuries, there has been a balance between natural processes and human activities agricultural areas. Technological developments, population growth, and urban that occurred with the industrial revolution started the process of rapid deterioration of natural resources. For this reason, the main purpose of the study is; It aims to determine the spatial change of urbanization in different years and the effect of this change on agricultural lands by using "Remote sensing methods and Geographical information systems" belonging to Selçuklu District of Konya Province in Turkey, where there is a significant shrinkage in the agricultural land presence from year to year. In the study; NDVI and NDBI indexes were calculated on Landsat 5-8 satellite images, based on GIS, and distribution maps were prepared to visualize the changes in urban and agricultural areas for the years 2001, 2014 and 2021. It has been determined that the agricultural areas, which were 79,300,63 ha in 2001, decreased to 50,167,97 ha in 2021, and the urban areas, which were 9,265,19 ha in 2001, expanded to 15,690.5 ha in 2021. In addition, land capability classes and soil distribution maps of the study area were created and areas that were not suitable for settlement were determined. As a result; In the sectoral sense, while there are gains on one side, there are losses on the other. For this reason, it has been determined that the expansion in urban areas means the narrowing of agricultural areas in particular, that urban areas have grown by 3.35% in the last 20 years, and a loss of 15.18% has been experienced in agricultural areas. In addition, it has been determined that settlements and other artificial areas spread on alluvial lands and agricultural production lands.
{"title":"Determining the Effect of Urbanization on Agricultural Lands Using Remote Sensing (UA) and Geographic Information System (GIS) Techniques","authors":"Naile Karaman, S. Aksoy, Feride Cesur, F. Saygin","doi":"10.19159/tutad.1172835","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1172835","url":null,"abstract":"Agriculture has been the main source of livelihood for human beings for centuries, as it feeds the population, provides employment, and is used as an industrial raw material. For centuries, there has been a balance between natural processes and human activities agricultural areas. Technological developments, population growth, and urban that occurred with the industrial revolution started the process of rapid deterioration of natural resources. For this reason, the main purpose of the study is; It aims to determine the spatial change of urbanization in different years and the effect of this change on agricultural lands by using \"Remote sensing methods and Geographical information systems\" belonging to Selçuklu District of Konya Province in Turkey, where there is a significant shrinkage in the agricultural land presence from year to year. In the study; NDVI and NDBI indexes were calculated on Landsat 5-8 satellite images, based on GIS, and distribution maps were prepared to visualize the changes in urban and agricultural areas for the years 2001, 2014 and 2021. It has been determined that the agricultural areas, which were 79,300,63 ha in 2001, decreased to 50,167,97 ha in 2021, and the urban areas, which were 9,265,19 ha in 2001, expanded to 15,690.5 ha in 2021. In addition, land capability classes and soil distribution maps of the study area were created and areas that were not suitable for settlement were determined. As a result; In the sectoral sense, while there are gains on one side, there are losses on the other. For this reason, it has been determined that the expansion in urban areas means the narrowing of agricultural areas in particular, that urban areas have grown by 3.35% in the last 20 years, and a loss of 15.18% has been experienced in agricultural areas. In addition, it has been determined that settlements and other artificial areas spread on alluvial lands and agricultural production lands.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67785533","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, the effects of mulch treatments on branching and fruit characteristics of sweet cherry cv. Sweetheart treated with perlan (GA4+7+BA) were investigated. Sweet Heart seedlings grafted on “Mazzard rootstock”, were evaluated on black and clear polyethylene mulches. Grafted trees were planted as 3 replicates and 8 saplings per replicate. Mulch materials were applied at the end of March and perlan was applied when average plant height reached to 50 cm. The data were collected in November 2013 (tree and branch characteristics), June 2015 (fruit characteristics) and in April 2016 (Number of flowers) and the results were analyzed with SPSS statistical software. Plant height, stem diameter, the height of the first branch, lateral branch numbers, lengths, diameters and angles, yield per plant, fruit number per plant, fruit-bearing tree rate, fruit diameter and number of flowers per plant were investigated. Statistically significant results were observed on all parameters evaluated. In this experiment, black mulch (BM) treatment was found the most effective on all traits except number of flowers per plant. According to results, lateral branches per plant (1.71), branch angle (48.50o), branch length (27.23 cm), and branch diameter (6.73 mm) values were observed in BM treatment. Also, fruit weight per plant (79.77 g), number of fruits per plant (11.80), fruit diameter (23.38 mm) and fruit-bearing tree rate (6/7) were obtained in BM treatment. Nevertheless, the maximum number of flowers (83.67) per plant was observed on clear mulch (CM) treatment on the second year. Based on the observations, well-developed lateral branch formation caused by BM treatment may be useful for nursery tree producers. Also, BM treated trees had the highest fruit yield per plant for the first fruit year, while CM provided the highest fruit yield on the second year.
{"title":"Effect of Some Bacterial Strains on Some Morphological and Pomological Characteristics Against Cadmium Toxicity in Three Strawberry (Fragaria x ananassa Duch.) Cultivars","authors":"M. Şahin, L. Pırlak","doi":"10.19159/tutad.1171832","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1171832","url":null,"abstract":"In this study, the effects of mulch treatments on branching and fruit characteristics of sweet cherry cv. Sweetheart treated with perlan (GA4+7+BA) were investigated. Sweet Heart seedlings grafted on “Mazzard rootstock”, were evaluated on black and clear polyethylene mulches. Grafted trees were planted as 3 replicates and 8 saplings per replicate. Mulch materials were applied at the end of March and perlan was applied when average plant height reached to 50 cm. The data were collected in November 2013 (tree and branch characteristics), June 2015 (fruit characteristics) and in April 2016 (Number of flowers) and the results were analyzed with SPSS statistical software. \u0000Plant height, stem diameter, the height of the first branch, lateral branch numbers, lengths, diameters and angles, yield per plant, fruit number per plant, fruit-bearing tree rate, fruit diameter and number of flowers per plant were investigated. Statistically significant results were observed on all parameters evaluated. In this experiment, black mulch (BM) treatment was found the most effective on all traits except number of flowers per plant. According to results, lateral branches per plant (1.71), branch angle (48.50o), branch length (27.23 cm), and branch diameter (6.73 mm) values were observed in BM treatment. Also, fruit weight per plant (79.77 g), number of fruits per plant (11.80), fruit diameter (23.38 mm) and fruit-bearing tree rate (6/7) were obtained in BM treatment. Nevertheless, the maximum number of flowers (83.67) per plant was observed on clear mulch (CM) treatment on the second year. Based on the observations, well-developed lateral branch formation caused by BM treatment may be useful for nursery tree producers. Also, BM treated trees had the highest fruit yield per plant for the first fruit year, while CM provided the highest fruit yield on the second year.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67784271","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Araştırmanın amacı, Samsun ili kentsel alanda ikamet eden tüketicilerin evsel ambalaj atıkların değerlendirilmesi konusundaki tutum ve davranışlarını ortaya koymaktır. Araştırma verilerini 384 tüketiciyle yapılan anketler oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin % 60.2’si geri dönüşüm konusunda toplumsal düzeyde bilinçlenmenin henüz oluşmadığını düşünmektedir. Bunun yanı sıra, geri dönüşüm konusunda toplumsal düzeyde bilinçlenmeye ulaşmada, ilk adımı bireysel bilinçlenmenin oluşturduğuna katılanların toplamı % 87.0 gibi büyük bir oranı oluşturmaktadır. Araştırmada tespit edilen en belirgin tüketici tutumu, geri dönüşüm için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğidir (4.33). Geri dönüşüm konusunda önemli tüketici davranışları ise; çevreyi kirleten ambalajlı ürün satın almama (3.88), geri dönüşüm konusunda aile ve arkadaşları uyarma (3.81) ve tanımadığı kişilerin çevreye zarar veren davranışlarına tepki gösterme (3.74) şeklinde sıralanmaktadır. Tüketicilerin geri dönüşüm konusunda bilinçlendirilmesinde temel hedef, evsel ambalaj atıkların kısa sürede ve düşük maliyetle geri dönüşüme kazandırılması olmalıdır. Ancak atıkların insan sağlığı ve çevreye vereceği zararları önlemede, tüketicilerle birlikte üretici firmalara ve yetkili kurumlara önemli görevler düşmektedir. Evsel ambalaj atıkların geri dönüşümü konusunda toplumsal düzeyde oluşacak bilinçlenme sayesinde, atıkların insan ve çevreye vereceği zararlar minimize edileceği gibi, kaynak israfı önleneceğinden ekonomik açıdan da önemli miktarda katma değer artışı sağlanmış olacaktır.
Araştırmanın amacı,Samsun ili kentsel alanda ikamet eden tüketicilerin evsel ambalaj atıkların değerlendirilmesi konusundaki tututututu ve davranışlarınıortaya koymaktır。研究数据由384名消费者进行的问卷调查组成。根据研究结果,60.2%的消费者认为社会意识尚未实现。另一方面,当涉及到社会层面的回归意识时,第一步是创造很大比例的参与个人意识的人,比如87.0%。研究中发现的最显著的消费者行为应该表现出更多的回报努力(4.33)。作为回报,消费者行为很重要。销售受污染的产品(3.88)是为了警告他们的家人和朋友他们的转变(3.81),而不是对损害环境的行为做出回应。当承认消费者已经返回时,主要目标必须是尽快以低成本回收生活垃圾。然而,废物对防止人类健康和环境损害,对消费者、生产企业和当局来说都很重要。由于公众意识到生活垃圾的回收,垃圾将减少对人类和环境的破坏,并将实现防止资源支出的经济影响的重要增加。
{"title":"Evsel Ambalaj Atıkların Geri Dönüşümü Konusunda Tüketicilerin Tutum ve Davranışları: Samsun İli Örneği, Türkiye","authors":"O. Kılıç, Gamze Aydın Eryılmaz","doi":"10.19159/tutad.1172745","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1172745","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı, Samsun ili kentsel alanda ikamet eden tüketicilerin evsel ambalaj atıkların değerlendirilmesi konusundaki tutum ve davranışlarını ortaya koymaktır. Araştırma verilerini 384 tüketiciyle yapılan anketler oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin % 60.2’si geri dönüşüm konusunda toplumsal düzeyde bilinçlenmenin henüz oluşmadığını düşünmektedir. Bunun yanı sıra, geri dönüşüm konusunda toplumsal düzeyde bilinçlenmeye ulaşmada, ilk adımı bireysel bilinçlenmenin oluşturduğuna katılanların toplamı % 87.0 gibi büyük bir oranı oluşturmaktadır. Araştırmada tespit edilen en belirgin tüketici tutumu, geri dönüşüm için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğidir (4.33). Geri dönüşüm konusunda önemli tüketici davranışları ise; çevreyi kirleten ambalajlı ürün satın almama (3.88), geri dönüşüm konusunda aile ve arkadaşları uyarma (3.81) ve tanımadığı kişilerin çevreye zarar veren davranışlarına tepki gösterme (3.74) şeklinde sıralanmaktadır. Tüketicilerin geri dönüşüm konusunda bilinçlendirilmesinde temel hedef, evsel ambalaj atıkların kısa sürede ve düşük maliyetle geri dönüşüme kazandırılması olmalıdır. Ancak atıkların insan sağlığı ve çevreye vereceği zararları önlemede, tüketicilerle birlikte üretici firmalara ve yetkili kurumlara önemli görevler düşmektedir. Evsel ambalaj atıkların geri dönüşümü konusunda toplumsal düzeyde oluşacak bilinçlenme sayesinde, atıkların insan ve çevreye vereceği zararlar minimize edileceği gibi, kaynak israfı önleneceğinden ekonomik açıdan da önemli miktarda katma değer artışı sağlanmış olacaktır.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47581331","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Araştırmanın amacı, Samsun ili Atakum ilçesinin kentsel alanında ikamet eden tüketicilerin Genetiği değiştirilmiş (GD) gıdalarla ilgili duyarlılığı üzerine medyanın etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın materyalini, ailede gıda satın alma kararında etkili olan 196 tüketiciyle yapılan anketler oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, GD gıdalar konusunda tüketicilerin % 33,16’sının duyarlı ve % 35,72’sinin kısmen duyarlı oldukları, % 31,12’sinin ise duyarlı olmadıkları tespit edilmiştir. Tüketicilerin yaşları ve meslekleri yönünden duyarlılık grupları arasında istatistiki olarak önemli farklılık vardır. Tüketicilerin bilgi kaynakları arasında klasik medya araçlarından televizyon üç grupta da ilk sırada yer almaktadır. İnternet kullanım sıklığı tüm gruplarda günde birkaç saat olarak belirlenmiştir. Üç grupta da en fazla kullanılan sosyal medya araçları sırasıyla WhatsApp, Instagram ve Facebooktur. Dünyada GD gıdaların sağlık üzerine etkileri henüz bilinmediği için, bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından GD gıdaların tüketilmesi konusunda olumsuz görüş bulunmaktadır. Olumsuz görüşlere rağmen daha düşük maliyetli üretiminden dolayı, besin ihtiyacının karşılanması açısından geri kalmış ülkelerde GD gıdaların tüketilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan son yıllarda gelişmiş ülkeler tarafından, geri kalmış ülkelere ihraç edilmek amacıyla GD gıdaların üretimi artmıştır. Yüksek gelirli ve gıda güvenliği konusunda hassasiyeti olan bazı tüketiciler ise, bu ürünleri istemedikleri halde bazen farkında olmadan tüketmektedirler. Burada önemli olan etkili medya araçları vasıtasıyla, GD gıdalar konusunda tüketicilerin doğru bilgilendirilmelerinin sağlanmasıdır.
这项研究的目的是强调媒体对Samsun或Atakum市生产的转基因食品敏感性的影响。研究材料是对196名决定在家里购买食物的消费者进行问卷调查。根据研究结果,GD食品已被检测出消费者有33.16%的敏感度,35.72%的人处于昏迷状态,31.12%的人处于无意识状态。敏感群体中消费者的年龄和职业之间存在统计差异。Tüketicilerin bilgi kaynaklarıarasında klasik medya araçlarından televizyonüçgrupta da ilk sırada yer almaktadır。互联网的使用频率是由所有小组每天在几个小时内确定的。在这三个群组中,WhatsApp、Instagram和Facebook是最常用的社交媒体工具。由于GD食品对健康的影响尚不清楚,一些民间社会组织和民间社会组织对GD食品消费产生了负面影响。尽管有这些不幸的观点,但由于生产成本较低,GD食品需要在需要满足食品需求的国家消费。因此,在过去几年中,GD的粮食产量有所增加,以便发达国家出口到其余国家。一些对高收入和粮食安全敏感的消费者在消费时没有意识到他们不想要这些产品。重要的是要确保消费者通过有效的媒体工具正确了解GD食品。
{"title":"Genetiği Değiştirilmiş Gıdalarla İlgili Tüketici Duyarlılığı Üzerine Medyanın Etkisi: Samsun İli Örneği, Türkiye","authors":"O. Kılıç, Gamze Aydın Eryılmaz","doi":"10.19159/tutad.1172626","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1172626","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı, Samsun ili Atakum ilçesinin kentsel alanında ikamet eden tüketicilerin Genetiği değiştirilmiş (GD) gıdalarla ilgili duyarlılığı üzerine medyanın etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın materyalini, ailede gıda satın alma kararında etkili olan 196 tüketiciyle yapılan anketler oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, GD gıdalar konusunda tüketicilerin % 33,16’sının duyarlı ve % 35,72’sinin kısmen duyarlı oldukları, % 31,12’sinin ise duyarlı olmadıkları tespit edilmiştir. Tüketicilerin yaşları ve meslekleri yönünden duyarlılık grupları arasında istatistiki olarak önemli farklılık vardır. Tüketicilerin bilgi kaynakları arasında klasik medya araçlarından televizyon üç grupta da ilk sırada yer almaktadır. İnternet kullanım sıklığı tüm gruplarda günde birkaç saat olarak belirlenmiştir. Üç grupta da en fazla kullanılan sosyal medya araçları sırasıyla WhatsApp, Instagram ve Facebooktur. Dünyada GD gıdaların sağlık üzerine etkileri henüz bilinmediği için, bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından GD gıdaların tüketilmesi konusunda olumsuz görüş bulunmaktadır. Olumsuz görüşlere rağmen daha düşük maliyetli üretiminden dolayı, besin ihtiyacının karşılanması açısından geri kalmış ülkelerde GD gıdaların tüketilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan son yıllarda gelişmiş ülkeler tarafından, geri kalmış ülkelere ihraç edilmek amacıyla GD gıdaların üretimi artmıştır. Yüksek gelirli ve gıda güvenliği konusunda hassasiyeti olan bazı tüketiciler ise, bu ürünleri istemedikleri halde bazen farkında olmadan tüketmektedirler. Burada önemli olan etkili medya araçları vasıtasıyla, GD gıdalar konusunda tüketicilerin doğru bilgilendirilmelerinin sağlanmasıdır.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47875020","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmada üretim süresi kısa olan ve yaprakları yenen sebze türlerinden terenin yüzen su kültüründe yetiştirilmesine uygun besin solüsyonu tuz seviyesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kasım ve şubat ayları arasında iki yetiştirme döneminde yürütülen çalışmada 2.40 x 1.40 m ebatlarında havuzlar kullanılmıştır. Araştırmada, besin çözeltisi olarak standart Hoagland çözeltisi kullanılmış, kontrol uygulaması (1.8) ve üç tuz seviyesi (2.8, 3.8 ve 4.8 mS cm-1) karşılaştırılmıştır. Besin çözeltisi EC’sine bağlı olarak verim değerlerinin değişimi incelendiğinde, verimin birinci yetiştirme döneminde 730 - 1564 g m-2, ikinci yetiştirme döneminde 387 - 936 g m-2 arasında değiştiği ve sırasıyla 1.8 ve 3.8 mS cm-1 EC’ye sahip çözeltilerde yetiştirilen bitkilerde daha yüksek olduğu saptanmıştır.
本研究旨在从生产时间短的蔬菜育种中确定适合水培养生长的salt水平的食物溶液的水平。在11月至周六的两个成年期内,游泳池的使用量为240 x 140万次。在这项研究中,将使用的标准Hoagland溶液、对照施用(1.8)和三种盐水平(2.8、3.8和4.8 mS cm-1)与食品溶液进行了比较。关于EC的营养溶液,在数据的第一个生长期,数据值在730和1564 g m-2之间变化,而第二个生长期在387和936 g m-2间变化,导致EC为1.8和3.8 mS cm-1的植物的溶液更高。
{"title":"Yüzen Su Kültüründe Tere Yetiştiriciliğine Besin Çözeltisinin Tuz Seviyelerinin Etkileri","authors":"H. Duyar","doi":"10.19159/tutad.1150723","DOIUrl":"https://doi.org/10.19159/tutad.1150723","url":null,"abstract":"Bu araştırmada üretim süresi kısa olan ve yaprakları yenen sebze türlerinden terenin yüzen su kültüründe yetiştirilmesine uygun besin solüsyonu tuz seviyesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kasım ve şubat ayları arasında iki yetiştirme döneminde yürütülen çalışmada 2.40 x 1.40 m ebatlarında havuzlar kullanılmıştır. Araştırmada, besin çözeltisi olarak standart Hoagland çözeltisi kullanılmış, kontrol uygulaması (1.8) ve üç tuz seviyesi (2.8, 3.8 ve 4.8 mS cm-1) karşılaştırılmıştır. Besin çözeltisi EC’sine bağlı olarak verim değerlerinin değişimi incelendiğinde, verimin birinci yetiştirme döneminde 730 - 1564 g m-2, ikinci yetiştirme döneminde 387 - 936 g m-2 arasında değiştiği ve sırasıyla 1.8 ve 3.8 mS cm-1 EC’ye sahip çözeltilerde yetiştirilen bitkilerde daha yüksek olduğu saptanmıştır.","PeriodicalId":32452,"journal":{"name":"Turkiye Tarimsal Arastirmalar Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48630439","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}