Pub Date : 2021-12-14DOI: 10.26650/tuded2021-977802
Hülya Yildiz
{"title":"Başkurtçayla Tanıklanabilen Eski Türkçe Hapaxlar","authors":"Hülya Yildiz","doi":"10.26650/tuded2021-977802","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/tuded2021-977802","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"86 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115652625","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-12-10DOI: 10.26650/tuded2021-993029
Betül Görkem
{"title":"Türkülerde ‘Evlilik Geçiş Dönemi’ Metaforu Olarak ‘Köprü’","authors":"Betül Görkem","doi":"10.26650/tuded2021-993029","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/tuded2021-993029","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127996272","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-09-30DOI: 10.26650/tuded2021-917284
Mehmet Oğuz Güler
{"title":"Hacı Sinân Efendi’nin Şurûtu’s-Salât Manzumesi","authors":"Mehmet Oğuz Güler","doi":"10.26650/tuded2021-917284","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/tuded2021-917284","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"185 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116144485","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-08-31DOI: 10.26650/tuded2021-908810
Yasemin Alper
{"title":"Reşat Nuri Güntekin’in Damga Romanına Felsefî Bir Yaklaşım:“Kant’ın Ahlâk Yasası Önünde İffet","authors":"Yasemin Alper","doi":"10.26650/tuded2021-908810","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/tuded2021-908810","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124770191","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2021-905274
Erol Ülgen
“Akil, Ahlâk, Bilim, Calisma” Ahilik teskilâti, Selcuklu ve Osmanli Devleti zamaninda sosyo-ekonomik, siyasi ve askeri bir guc olarak dikkat ceker. Bu teskilâtin esnaf ve sanatkâr yapilanmasi Turkistan ve Iran Turkleri arasinda sekillenir. Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapilari Turklere acilir. Asya topraklarindan Anadolu iclerine buyuk Turk gocleri baslar. Bu goce Mogol saldirilarinin da etkisi olur. Anadolu iclerinde koy, kasaba ve sehirlere yerlesen Turkler, yeni adlarla carsilar, pazarlar kurarlar. Bu kurduklari carsilarda istihdam, uretim ve urettiklerini satacak pazar olustururlar. Ahilik teskilâtinin mensuplari, koyduklari kurallarla sosyo-ekonomik hayatin duzene girmesini saglarlar. Carsi ve pazarlarda urettikleriyle halkin yiyecek, icecek ve diger ihtiyaclarini karsilarlar. Ahilik teskilâti, Selcuklu Devleti sonrasi olusan Beylikler devrinde Anadolu’nun her yerinde teskilâtlanir. Bu teskilât Osmanli Devleti’nin kurulusunda da aktif bir rol oynar. Ahilik teskilâti, XVI. yuzyildan itibaren Loncaya donusur. Sonra “gedik” olarak faaliyetlerini surdurur. Daha sonra esnaf ve halk uzerindeki otoritesini yitirir. Yirminci yuzyilin basinda hicbir etkisi kalmaz. Bu calismamizda, Ahilik Teskilâtinin Anadolu’da yapilanmasindan, teskilâtin kurucusu ve debbaglarin piri Ahi Evran’dan, Ahilerin Osmanli Devleti’nin kurulusu sirasindaki rollerinden, daha sonra fonksiyonlarini yitirmesinden, Cumhuriyet donemindeki Esnaf ve Sanatkârlarin olusumundan ve 1950’li yillardan gunumuze kadar yapilan Ahilik kulturu arastirmalarindan bahsedilecektir.
{"title":"Esnaf ve Sanatkârların Pîri Ahi Evran ve Geçmişten Günümüze Ahilik","authors":"Erol Ülgen","doi":"10.26650/TUDED2021-905274","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-905274","url":null,"abstract":"“Akil, Ahlâk, Bilim, Calisma” Ahilik teskilâti, Selcuklu ve Osmanli Devleti zamaninda sosyo-ekonomik, siyasi ve askeri bir guc olarak dikkat ceker. Bu teskilâtin esnaf ve sanatkâr yapilanmasi Turkistan ve Iran Turkleri arasinda sekillenir. Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapilari Turklere acilir. Asya topraklarindan Anadolu iclerine buyuk Turk gocleri baslar. Bu goce Mogol saldirilarinin da etkisi olur. Anadolu iclerinde koy, kasaba ve sehirlere yerlesen Turkler, yeni adlarla carsilar, pazarlar kurarlar. Bu kurduklari carsilarda istihdam, uretim ve urettiklerini satacak pazar olustururlar. Ahilik teskilâtinin mensuplari, koyduklari kurallarla sosyo-ekonomik hayatin duzene girmesini saglarlar. Carsi ve pazarlarda urettikleriyle halkin yiyecek, icecek ve diger ihtiyaclarini karsilarlar. Ahilik teskilâti, Selcuklu Devleti sonrasi olusan Beylikler devrinde Anadolu’nun her yerinde teskilâtlanir. Bu teskilât Osmanli Devleti’nin kurulusunda da aktif bir rol oynar. Ahilik teskilâti, XVI. yuzyildan itibaren Loncaya donusur. Sonra “gedik” olarak faaliyetlerini surdurur. Daha sonra esnaf ve halk uzerindeki otoritesini yitirir. Yirminci yuzyilin basinda hicbir etkisi kalmaz. Bu calismamizda, Ahilik Teskilâtinin Anadolu’da yapilanmasindan, teskilâtin kurucusu ve debbaglarin piri Ahi Evran’dan, Ahilerin Osmanli Devleti’nin kurulusu sirasindaki rollerinden, daha sonra fonksiyonlarini yitirmesinden, Cumhuriyet donemindeki Esnaf ve Sanatkârlarin olusumundan ve 1950’li yillardan gunumuze kadar yapilan Ahilik kulturu arastirmalarindan bahsedilecektir.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115481212","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2020-928660
M. Koç
Istanbul tekke ve tarikat tarihi hakkinda muhim arastirmalar yapan Cemalettin Server Revnakoglu, ayni zamanda konuyla ilgili pek cok vesika ve esyadan olusan genis bir arsiv meydana getirmistir. Arsivinde Bektasilikle ilgili pek cok vesika daginik halde bulunmaktadir ve nesredilmemistir. Bu calisma kapsaminda Revnakoglu’nun biyografisini aktardigi Bektasi babalarindan Ibrahim Baba, Hasan Basri Baba, Tevfik Baba, Ali Fethi Beybaba ve Âli Bey’e yer verilmistir. Revnakoglu notlarindan, Istanbul’da bazi tarikatlarin seyh ve tekkelerinde Bektasi cihet de tespit edilmis; Rifâ‘iyye’de Uskudar Rifâ‘i asitanesinden Ziya Baba ve Kubbeli Tekke’den Molla Bey, Celvetiyye’de Hasim Baba, Halvetiyye’de Ramiz Dede, Mevleviyye’de Abdulvahid Celebi, Ussâkiyye’de Yedikule Ussaki Tekkesi’nden Emin Baba ve halifesi Fahreddin Himmeti Efendi, Naksibendiyye-i Hâlidiyye’de ise Şeyh Mustafa Efendi bu yonleriyle dikkat cekmistir. Tasavvufa ozel bir ilgisi olan Revnakoglu hem gorevleri hem de bu ozel ilgisi dolayisiyla pek cok seyhle tanisip tekke ve zaviyelerin cogunda bulunmustur. Rumelihisari Bektasi Tekkesi seyhi Nafi’ Baba’dan nasip alan babasi Server Bey’in de Revnakoglu’nun sufi cevre ile yakin iliski kurmasinda yardimi olmustur. Kurdugu bu yakin iliskiler neticesinde yazilarinda kendi gozlemlerini ve etrafindaki kisilerin sahitliklerini aktarmistir, konuyla ilgili yaptigi degerlendirmeleri ise Turk tarikat tarihinin ic yuzune isik tutmaktadir.
{"title":"Bektaşî Babaları ve Diğer Tekkelerde Bektaşîleşmeye Dair Revnakoğlu Dosyalarından Tespitler","authors":"M. Koç","doi":"10.26650/TUDED2020-928660","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2020-928660","url":null,"abstract":"Istanbul tekke ve tarikat tarihi hakkinda muhim arastirmalar yapan Cemalettin Server Revnakoglu, ayni zamanda konuyla ilgili pek cok vesika ve esyadan olusan genis bir arsiv meydana getirmistir. Arsivinde Bektasilikle ilgili pek cok vesika daginik halde bulunmaktadir ve nesredilmemistir. Bu calisma kapsaminda Revnakoglu’nun biyografisini aktardigi Bektasi babalarindan Ibrahim Baba, Hasan Basri Baba, Tevfik Baba, Ali Fethi Beybaba ve Âli Bey’e yer verilmistir. Revnakoglu notlarindan, Istanbul’da bazi tarikatlarin seyh ve tekkelerinde Bektasi cihet de tespit edilmis; Rifâ‘iyye’de Uskudar Rifâ‘i asitanesinden Ziya Baba ve Kubbeli Tekke’den Molla Bey, Celvetiyye’de Hasim Baba, Halvetiyye’de Ramiz Dede, Mevleviyye’de Abdulvahid Celebi, Ussâkiyye’de Yedikule Ussaki Tekkesi’nden Emin Baba ve halifesi Fahreddin Himmeti Efendi, Naksibendiyye-i Hâlidiyye’de ise Şeyh Mustafa Efendi bu yonleriyle dikkat cekmistir. Tasavvufa ozel bir ilgisi olan Revnakoglu hem gorevleri hem de bu ozel ilgisi dolayisiyla pek cok seyhle tanisip tekke ve zaviyelerin cogunda bulunmustur. Rumelihisari Bektasi Tekkesi seyhi Nafi’ Baba’dan nasip alan babasi Server Bey’in de Revnakoglu’nun sufi cevre ile yakin iliski kurmasinda yardimi olmustur. Kurdugu bu yakin iliskiler neticesinde yazilarinda kendi gozlemlerini ve etrafindaki kisilerin sahitliklerini aktarmistir, konuyla ilgili yaptigi degerlendirmeleri ise Turk tarikat tarihinin ic yuzune isik tutmaktadir.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"63 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121353805","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2021-853240
Fatih Tığlı
Klasik Turk edebiyatinda belirli bir sehir baglaminda olmak uzere sehrin taninmis, ileri gelen veya meshur kisilerini, guzellerini, ele alan sehrengiz turunde eser veren sairlerden biri de XVI. yuzyil sairlerinden Vizeli Behisti’dir. Ayni mahlasli diger sairlerden ayrilmasi icin Vizeli, Vaiz, Sâni lakaplari ile anilan Behisti’nin bu eseri, Ankara Milli Kutuphane’de Mil Yz A 827 numarada kayitli varaklari daginik bir mecmuada Mesihi’nin ve Kerimi’nin sehrengizleri ile karismis bir vaziyette yer almaktadir. Metne karisan Mesihi’nin ve Kerimi’nin Edirne sehrengizlerinde yer alan isimlerin cikarilmasiyla geri kalan beyitler, Bursa Şehrengizi olarak degerlendirilmis, Latin harflerine aktarilmis ve incelenmistir. Kaynaklarda hayatinin dogdugu Vize, egitimini tamamladigi Istanbul ve vazifede bulundugu Corlu olmak uzere uc degisik yerde gectigi belirtilen Behisti, muhtemelen hayatinin bir doneminde de Bursa’ya gitmistir. Şehrengizde yer alan ibarelerden bir muddet Bursa’da gurbet hayati yasadigi anlasilmaktadir. Bas tarafinda az da olsa bir eksiklik oldugunu dusundugumuz sehrengiz, 108 beyitlik mesnevi ve sonda yer alan 5 beyitlik bir gazel olmak uzere toplam 113 beyitten olusmaktadir. 21 guzel ucer beyit ile zikredilmistir. Şehrengizlerde genellikle tercih edilen aruzun hezec bahrinin mefâilun/ mefâilun/ feulun kalibiyla yazilmistir. Eser, Kanuni Sultan Suleyman’in ismi acikca belirtilmeyen sadrazamlarindan birine sunulmak uzere kaleme alinmistir.
{"title":"Vizeli Behiştî ve Bursa Şehrengizi","authors":"Fatih Tığlı","doi":"10.26650/TUDED2021-853240","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-853240","url":null,"abstract":"Klasik Turk edebiyatinda belirli bir sehir baglaminda olmak uzere sehrin taninmis, ileri gelen veya meshur kisilerini, guzellerini, ele alan sehrengiz turunde eser veren sairlerden biri de XVI. yuzyil sairlerinden Vizeli Behisti’dir. Ayni mahlasli diger sairlerden ayrilmasi icin Vizeli, Vaiz, Sâni lakaplari ile anilan Behisti’nin bu eseri, Ankara Milli Kutuphane’de Mil Yz A 827 numarada kayitli varaklari daginik bir mecmuada Mesihi’nin ve Kerimi’nin sehrengizleri ile karismis bir vaziyette yer almaktadir. Metne karisan Mesihi’nin ve Kerimi’nin Edirne sehrengizlerinde yer alan isimlerin cikarilmasiyla geri kalan beyitler, Bursa Şehrengizi olarak degerlendirilmis, Latin harflerine aktarilmis ve incelenmistir. Kaynaklarda hayatinin dogdugu Vize, egitimini tamamladigi Istanbul ve vazifede bulundugu Corlu olmak uzere uc degisik yerde gectigi belirtilen Behisti, muhtemelen hayatinin bir doneminde de Bursa’ya gitmistir. Şehrengizde yer alan ibarelerden bir muddet Bursa’da gurbet hayati yasadigi anlasilmaktadir. Bas tarafinda az da olsa bir eksiklik oldugunu dusundugumuz sehrengiz, 108 beyitlik mesnevi ve sonda yer alan 5 beyitlik bir gazel olmak uzere toplam 113 beyitten olusmaktadir. 21 guzel ucer beyit ile zikredilmistir. Şehrengizlerde genellikle tercih edilen aruzun hezec bahrinin mefâilun/ mefâilun/ feulun kalibiyla yazilmistir. Eser, Kanuni Sultan Suleyman’in ismi acikca belirtilmeyen sadrazamlarindan birine sunulmak uzere kaleme alinmistir.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"151 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116094498","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2021-918536
Ilgar Baharlu
Alevi-Bektasi inancinin tarihi seyri icerisinde onemli bir evreyi olusturan Safevi Devleti’nin, kadinin yeri ve onemi hususunda donemsel farkliliklara sahip oldugu gorulmektedir. Safevi Devleti’nin hem kurulus asamasinda hem de Şah Tahmasb doneminin ilk yarisinda kadin, siyasette, ekonomide ve orduda onemli bir konumda yer alir. Donemin kroniklerinde ve Safevi cografyasini ziyaret eden seyyahlarin eserlerinde kadinin toplumda aktif bir rol ustlendigi gorulmektedir. Ne var ki ilerleyen zamanda sosyo-kulturel ve ozellikle itikadi sebepler neticesinde kadinin toplumsal yasamdaki faaliyet alani kisitlanmis ve giderek bahsi gecen konumunu kaybettigi tespit edilmistir. Savas meydanindan ekonomiye; siyasetten ibadete kadar toplumunda onemli bir figur olan kadin zamanla haremlere sikistirilmis bir nesne olarak algilanmaya baslanmistir. Diyarbakir’a hâkim olan Musullu oymagina mensup Tacli Begum (Şah Bige Hanim), devletin kurulusunu takip eden yillarda Kizilbas toplumunda kadinin konumunu gosteren bir simge olarak one cikar. Tacli Begum’un konumu ve toplumu icerisindeki varligi yalniz kendisi ve Safevi Devleti’ne has bir durum degildir. Turk tarihinde devleti yonlendiren siyasette irade sahibi olan bircok kadina rastlanir. Keza Turk destancilik gelenegi ve Turk mitolojisinde de alpin yaninda benzer ozellikleri ile kadin da konumlandirilir. Nitekim Kizilbas kadinin ve Tacli Begum’un durus ve eylemlerinin Turk devlet gelenegi icerisindeki kadin algisi ile benzer ve birbirini izleyen bir yapiyi ifade ettigi soylenebilir.
{"title":"Safevi Dönemi Kızılbaş Türkmen Toplumunda Kadın (Bir Kızılbaş Kadın Örneği Taçlı Begüm)","authors":"Ilgar Baharlu","doi":"10.26650/TUDED2021-918536","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-918536","url":null,"abstract":"Alevi-Bektasi inancinin tarihi seyri icerisinde onemli bir evreyi olusturan Safevi Devleti’nin, kadinin yeri ve onemi hususunda donemsel farkliliklara sahip oldugu gorulmektedir. Safevi Devleti’nin hem kurulus asamasinda hem de Şah Tahmasb doneminin ilk yarisinda kadin, siyasette, ekonomide ve orduda onemli bir konumda yer alir. Donemin kroniklerinde ve Safevi cografyasini ziyaret eden seyyahlarin eserlerinde kadinin toplumda aktif bir rol ustlendigi gorulmektedir. Ne var ki ilerleyen zamanda sosyo-kulturel ve ozellikle itikadi sebepler neticesinde kadinin toplumsal yasamdaki faaliyet alani kisitlanmis ve giderek bahsi gecen konumunu kaybettigi tespit edilmistir. Savas meydanindan ekonomiye; siyasetten ibadete kadar toplumunda onemli bir figur olan kadin zamanla haremlere sikistirilmis bir nesne olarak algilanmaya baslanmistir. Diyarbakir’a hâkim olan Musullu oymagina mensup Tacli Begum (Şah Bige Hanim), devletin kurulusunu takip eden yillarda Kizilbas toplumunda kadinin konumunu gosteren bir simge olarak one cikar. Tacli Begum’un konumu ve toplumu icerisindeki varligi yalniz kendisi ve Safevi Devleti’ne has bir durum degildir. Turk tarihinde devleti yonlendiren siyasette irade sahibi olan bircok kadina rastlanir. Keza Turk destancilik gelenegi ve Turk mitolojisinde de alpin yaninda benzer ozellikleri ile kadin da konumlandirilir. Nitekim Kizilbas kadinin ve Tacli Begum’un durus ve eylemlerinin Turk devlet gelenegi icerisindeki kadin algisi ile benzer ve birbirini izleyen bir yapiyi ifade ettigi soylenebilir.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121493351","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2021-869693
Şeyma Bakkaloğlu
Ayfer Tunc gunumuz edebiyatinin onemli isimlerinden birisidir. Toplumla ve realiteyle olan kuvvetli bagi ile dikkat ceker. Ask, yalnizlik, uyumsuzluk, toplumsal ve bireysel catisma eserlerinde isledigi belli basli konulardir. Kahramanlari ise cevreye, zamana, bulunduklari ortama elestirel gozle bakan, genel anlamda hayati sorgulayan tiplerdir. Toplumun bircok parcasina getirmis oldugu elestirel dikkatler sahip oldugu gozlem gucuyle birleserek etki alanini genisletir. Toplumun en kucuk ve en etkili parcasi olarak kabul edilen aile kurumu da Ayfer Tunc’un roman ve hikâyelerinde siklikla elestirdigi alanlardan biridir. Onun kurgusunda zaman bir butun olarak karsimiza cikar. Bu butunluk kahramanlarinin hayat oykulerini anlatma bicimine de yansir. Zamanlar arasindaki gecisler sayesinde kahramanlarinin cocukluguna mutlaka donus yapar. Cocukluga her donuste bir travma ortaya cikar ve bu travmalar da kahramanlari bir omur etkiler. Toplumun icine girememis bu kahramanlarin hemen hepsinin cocukluk donemlerine ait aile ici catismalarin izlerini tasidiklari gorulur. Bu izler kahramanlarin normal bir hayat surmesinin onundeki en buyuk engellerdir. Cocukluk donemlerinde ebeveynleri tarafindan sevgisiz birakilmis veya baski altina alinmis kahramanlar buyuduklerinde sosyal cevreye ayak uyduramazlar. Sosyal benligi olusamamis kahramanlar ile bu kahramanlarin travmatik aile hikâyeleri birlestirildiginde Ayfer Tunc’un aile kurumunu sorunlu bir yer olarak ele aldigi aciktir. Bu calismanin amaci, Tunc’un, kahramanlarinin toplumla bag kuramamasinin sebebi olarak aile kurumunu gordugunu ortaya koymaktir.
{"title":"Ayfer Tunç’un Roman ve Hikâyelerinde Sosyal Benlik ile Aile Kurumu İlişkisi","authors":"Şeyma Bakkaloğlu","doi":"10.26650/TUDED2021-869693","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-869693","url":null,"abstract":"Ayfer Tunc gunumuz edebiyatinin onemli isimlerinden birisidir. Toplumla ve realiteyle olan kuvvetli bagi ile dikkat ceker. Ask, yalnizlik, uyumsuzluk, toplumsal ve bireysel catisma eserlerinde isledigi belli basli konulardir. Kahramanlari ise cevreye, zamana, bulunduklari ortama elestirel gozle bakan, genel anlamda hayati sorgulayan tiplerdir. Toplumun bircok parcasina getirmis oldugu elestirel dikkatler sahip oldugu gozlem gucuyle birleserek etki alanini genisletir. Toplumun en kucuk ve en etkili parcasi olarak kabul edilen aile kurumu da Ayfer Tunc’un roman ve hikâyelerinde siklikla elestirdigi alanlardan biridir. Onun kurgusunda zaman bir butun olarak karsimiza cikar. Bu butunluk kahramanlarinin hayat oykulerini anlatma bicimine de yansir. Zamanlar arasindaki gecisler sayesinde kahramanlarinin cocukluguna mutlaka donus yapar. Cocukluga her donuste bir travma ortaya cikar ve bu travmalar da kahramanlari bir omur etkiler. Toplumun icine girememis bu kahramanlarin hemen hepsinin cocukluk donemlerine ait aile ici catismalarin izlerini tasidiklari gorulur. Bu izler kahramanlarin normal bir hayat surmesinin onundeki en buyuk engellerdir. Cocukluk donemlerinde ebeveynleri tarafindan sevgisiz birakilmis veya baski altina alinmis kahramanlar buyuduklerinde sosyal cevreye ayak uyduramazlar. Sosyal benligi olusamamis kahramanlar ile bu kahramanlarin travmatik aile hikâyeleri birlestirildiginde Ayfer Tunc’un aile kurumunu sorunlu bir yer olarak ele aldigi aciktir. Bu calismanin amaci, Tunc’un, kahramanlarinin toplumla bag kuramamasinin sebebi olarak aile kurumunu gordugunu ortaya koymaktir.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"63 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117126901","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-06-29DOI: 10.26650/TUDED2021-813806
Zeynep Şi̇mşek
Yazdiklari romanlarin yani sira klasik siir gelenegini devam ettirdikleri icin edebiyat tarihinin “ara nesil” olarak adlandirdigi yazarlardan biri de Mehmed Celâl’dir. Romanlari, sert cizgilerle kategorilestirilen klasik ve modern edebiyat ayrimina ters dusecek derecede melez yapida olan Mehmed Celâl 1886 yilinda, kendi deyimiyle, Venus isimli bir “romancik” yazar. Mitolojik Venus anlatisini donusturerek Osmanli baglaminda yeniden kurguladigi novellasinda farkli geleneklere ait edebi turler bir aradadir. Bu sayede, aruz kaliplari ile yazilmis siirlerin bulundugu ilginc bir Venus metni ortaya cikar. Venus’teki cesitlilik sadece turlerle de sinirli degildir. O donemde yazilan romanlardan farkli olarak Venus’te karsi cinslerin karsilasma alani deniz hamamlaridir. Hikâyenin ana karakteri olan Şair, Venus ismini verdigi sevgilisiyle Istanbul’un gizli kalmis ormanlarinda gorusur. Onu, metinde kalabaliklara rastlanilan tek mekân olan deniz hamaminda yuzerken izler. Mitolojik anlatiyla da denk dusecek sekilde Venus, deniz ve tabiat tasvirleriyle birlikte anlatilir. Mehmed Celâl’in metnin basinda yaptigi aciklamalar, sayfiye yerlerinde kurulan deniz hamamlarinin donemin halki icin alternatif bir kamusal alan teskil ettigini gosterir. Bu calisma, arkaik Venus anlatisinin Osmanli’daki bir yazar tarafindan nasil donusturuldugunu gormeyi amacliyor. Henuz Latinize edilmedigi icin golgede kalmis bu metni, tursel ve mekânsal cesitlilikler uzerinden incelemeye aciyor.
{"title":"Mekânlar ve Türler Karşılaştığında: Bir Osmanlı Venüs’ü","authors":"Zeynep Şi̇mşek","doi":"10.26650/TUDED2021-813806","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-813806","url":null,"abstract":"Yazdiklari romanlarin yani sira klasik siir gelenegini devam ettirdikleri icin edebiyat tarihinin “ara nesil” olarak adlandirdigi yazarlardan biri de Mehmed Celâl’dir. Romanlari, sert cizgilerle kategorilestirilen klasik ve modern edebiyat ayrimina ters dusecek derecede melez yapida olan Mehmed Celâl 1886 yilinda, kendi deyimiyle, Venus isimli bir “romancik” yazar. Mitolojik Venus anlatisini donusturerek Osmanli baglaminda yeniden kurguladigi novellasinda farkli geleneklere ait edebi turler bir aradadir. Bu sayede, aruz kaliplari ile yazilmis siirlerin bulundugu ilginc bir Venus metni ortaya cikar. Venus’teki cesitlilik sadece turlerle de sinirli degildir. O donemde yazilan romanlardan farkli olarak Venus’te karsi cinslerin karsilasma alani deniz hamamlaridir. Hikâyenin ana karakteri olan Şair, Venus ismini verdigi sevgilisiyle Istanbul’un gizli kalmis ormanlarinda gorusur. Onu, metinde kalabaliklara rastlanilan tek mekân olan deniz hamaminda yuzerken izler. Mitolojik anlatiyla da denk dusecek sekilde Venus, deniz ve tabiat tasvirleriyle birlikte anlatilir. Mehmed Celâl’in metnin basinda yaptigi aciklamalar, sayfiye yerlerinde kurulan deniz hamamlarinin donemin halki icin alternatif bir kamusal alan teskil ettigini gosterir. Bu calisma, arkaik Venus anlatisinin Osmanli’daki bir yazar tarafindan nasil donusturuldugunu gormeyi amacliyor. Henuz Latinize edilmedigi icin golgede kalmis bu metni, tursel ve mekânsal cesitlilikler uzerinden incelemeye aciyor.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125042462","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}