Engin ONAN, Dilek TORUN, Rüya ÖZELSANCAK, Hasan MİCOZKADIOĞLU
Objective: The efficacy of rituximab has been reported in patients with idiopathic membranous nephropathy (MN). We aimed to evaluate the relationship between biochemical tests at diagnosis, immunohistochemical profile, and rituximab response in patients with idiopathic MN unresponsive to other therapies in our center. Material and Methods: In this study, nine patients with idiopathic MN who received other immunosuppressive therapies between 2017-2022 and who underwent renal biopsy in our center were evaluated. Pre-treatment phospholipase A2 antibody levels were positive in 6 patients, and antibodies could not be analyzed in 3 patients. All patients received rituximab ≥2 grams after renin-angiotensin-aldosterone system (RAAS) blocker, cyclophosphamide, steroid, and calcineurin inhibitors. Results: Of the nine patients included in the study, 7 (78.2%) were male, and the mean age was 39.713.2 years. Four patients had complete remission (CR) with rituximab treatment, and five had partial remission (PR). Sclerotic glomeruli count, IgG, A, M, C1q, C3, C4d, fibrinogen, kappa and lambda staining, tubular atrophy, and interstitial fibrosis findings on renal biopsy were similar. However, the serum complement 3 (C3) level was significantly lower within normal limits (1.22 0.26 vs 1.560 0.56 p=0.016). The mean arterial pressure was significantly higher (96.22.5 mmHg vs 84.754.27 mmHg, p=0.018) in patients with partial remission compared to those with complete remission. Conclusion: A low baseline serum C3 level within normal limits before treatment in patients with idiopathic membranous nephropathy may help predicting unresponsiveness to other immunosuppressive therapies and partial response to rituximab treatment.
目的:报道了利妥昔单抗治疗特发性膜性肾病(MN)的疗效。我们的目的是评估在我们中心对其他治疗无反应的特发性MN患者的诊断生化试验、免疫组织化学谱和利妥昔单抗反应之间的关系。材料和方法:在本研究中,对2017-2022年期间接受其他免疫抑制治疗并在本中心进行肾活检的9例特发性MN患者进行评估。6例患者治疗前磷脂酶A2抗体水平为阳性,3例患者抗体无法分析。所有患者在肾素-血管紧张素-醛固酮系统(RAAS)阻滞剂、环磷酰胺、类固醇和钙调磷酸酶抑制剂后接受利妥昔单抗治疗≥2g。结果:纳入研究的9例患者中,男性7例(78.2%),平均年龄39.713.2岁。通过利妥昔单抗治疗,4例患者完全缓解(CR), 5例部分缓解(PR)。硬化肾小球计数、IgG、A、M、C1q、C3、C4d、纤维蛋白原、kappa和lambda染色、肾活检小管萎缩和间质纤维化的结果相似。然而,血清补体3 (C3)水平明显低于正常范围(1.220.26 vs 1.5600.56 p=0.016)。部分缓解患者的平均动脉压明显高于完全缓解患者(96.22.5 mmHg vs 84.754.27 mmHg, p=0.018)。结论:特发性膜性肾病患者治疗前在正常范围内的低基线血清C3水平可能有助于预测对其他免疫抑制疗法的无反应性和对利妥昔单抗治疗的部分反应。
{"title":"İDİOPATİK MEMBRANÖZ NEFROPATİDE TEDAVİ ÖNCESİ SERUM KOMLEMAN 3 SEVİYESİ VE RİTUKSİMAB YANITI","authors":"Engin ONAN, Dilek TORUN, Rüya ÖZELSANCAK, Hasan MİCOZKADIOĞLU","doi":"10.17517/ksutfd.1366987","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1366987","url":null,"abstract":"Objective: The efficacy of rituximab has been reported in patients with idiopathic membranous nephropathy (MN). We aimed to evaluate the relationship between biochemical tests at diagnosis, immunohistochemical profile, and rituximab response in patients with idiopathic MN unresponsive to other therapies in our center. Material and Methods: In this study, nine patients with idiopathic MN who received other immunosuppressive therapies between 2017-2022 and who underwent renal biopsy in our center were evaluated. Pre-treatment phospholipase A2 antibody levels were positive in 6 patients, and antibodies could not be analyzed in 3 patients. All patients received rituximab ≥2 grams after renin-angiotensin-aldosterone system (RAAS) blocker, cyclophosphamide, steroid, and calcineurin inhibitors. Results: Of the nine patients included in the study, 7 (78.2%) were male, and the mean age was 39.713.2 years. Four patients had complete remission (CR) with rituximab treatment, and five had partial remission (PR). Sclerotic glomeruli count, IgG, A, M, C1q, C3, C4d, fibrinogen, kappa and lambda staining, tubular atrophy, and interstitial fibrosis findings on renal biopsy were similar. However, the serum complement 3 (C3) level was significantly lower within normal limits (1.22 0.26 vs 1.560 0.56 p=0.016). The mean arterial pressure was significantly higher (96.22.5 mmHg vs 84.754.27 mmHg, p=0.018) in patients with partial remission compared to those with complete remission. Conclusion: A low baseline serum C3 level within normal limits before treatment in patients with idiopathic membranous nephropathy may help predicting unresponsiveness to other immunosuppressive therapies and partial response to rituximab treatment.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"47 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135922901","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ahmet ŞAHİN, Selda ASLAN, Esin DOĞANTEKİN, Akif DOĞANTEKİN
Amaç: HIV ve Treponema pallidum ortak bulaş yolları olan ve günümüzde seroprevalansı giredek artan mikroorganizmalardır. Çalışmamızda HIV pozitif hasta grubunda sifilis koenfeksiyonu seroprevalansını değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza ilimiz birinci basamak sağlık kuruluşlarının verileri dahil edildi. Ocak 2019 ve Aralık 2022 tarihleri arasında doğrulaması yapılmış HIV pozitif hastalarda ‘’Venereal Disease Research Laboratory’’ (VDRL) ve ‘’Treponema pallidum hemaglütinasyon’’ (TPHA) testlerinin sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Sifilis tanısı konulurken konvansiyonel algoritma yöntemi kullanıldı.
Bulgular: Toplam 344,067 hastadan anti HIV testi istendi. Doğrulama sonucunda 30’ u erkek, 14’ ü kadın 44 hastada HIV enfeksiyonu tespit edildi. HIV pozitif hastaların 9’ u erkek, 2’ si kadın 11 (%25) hastada sifilis koenfeksiyonu saptandı. 9 erkek hastanın 5 ‘ i (%55.5) erkeklerle seks yapan erkekler (ESE) olguları idi. Genel olarak 12 ESE olgusunun 5’ inde (%41.6) sifilis saptandı. 18 ESE olmayan olgunun ise 4’ ünde (%22.2) koenfeksiyon görüldü. Erkek cinsiyet ve ESE koenfeksiyon için risk faktörü idi.
Sonuç: HIV enfeksiyonu ve sifilis olguları her geçen yıl ülkemizde artmaktadır. HIV pozitif hastalarda sifilisi, sifilisi olanlarda HIV enfeksiyonunu taramak koenfeksiyonları saptamaya katkıda bulunacaktır. Çalışmamızın sonuçları literatürle uyumlu saptanmıştır. Ortak bulaş yollarının cinsel ilişki olması nedeni ile cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgi düzeyindeki artış, bu hastalıkların seroprevelansının azalmasına yardımcı olacaktır. Özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarındaki tarama faaliyetleri son derece önemlidir.
目的:艾滋病病毒(HIV)和苍白螺旋体(Treponema pallidum)是具有共同传播途径的微生物,其血清流行率正在不断上升。本研究旨在评估 HIV 阳性患者梅毒合并感染的血清阳性率:研究纳入了我省基层医疗机构的数据。对2019年1月至2022年12月期间确诊的HIV阳性患者的 "性病研究实验室"(VDRL)和 "苍白螺旋体血凝"(TPHA)检测结果进行回顾性评估。采用传统算法方法诊断梅毒:共有 344 067 名患者被要求进行抗艾滋病毒检测。经确认,有 44 名患者感染了艾滋病毒,其中男性 30 人,女性 14 人。在 11 名(25%)HIV 阳性患者(9 名男性,2 名女性)中检测出梅毒合并感染。9名男性患者中有5名(55.5%)是男男性行为者(ESE)。一般来说,在 12 例 ESE 患者中,有 5 例(41.6%)检测到梅毒。在18例非ESE病例中,有4例(22.2%)合并感染梅毒。男性性别和 ESE 是合并感染的风险因素:在我国,艾滋病病毒感染和梅毒病例每年都在增加。对HIV阳性患者进行梅毒筛查以及对梅毒患者进行HIV感染筛查将有助于发现合并感染。我们的研究结果与文献一致。由于性交是常见的传播途径,因此提高对性传播疾病的认识水平将有助于降低这些疾病的血清流行率。尤其是在基层医疗机构开展筛查活动极为重要。
{"title":"Syphilis Co-infection in HIV-Infected Individuals","authors":"Ahmet ŞAHİN, Selda ASLAN, Esin DOĞANTEKİN, Akif DOĞANTEKİN","doi":"10.17517/ksutfd.1299699","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1299699","url":null,"abstract":"Amaç: HIV ve Treponema pallidum ortak bulaş yolları olan ve günümüzde seroprevalansı giredek artan mikroorganizmalardır. Çalışmamızda HIV pozitif hasta grubunda sifilis koenfeksiyonu seroprevalansını değerlendirmeyi amaçladık.
 Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza ilimiz birinci basamak sağlık kuruluşlarının verileri dahil edildi. Ocak 2019 ve Aralık 2022 tarihleri arasında doğrulaması yapılmış HIV pozitif hastalarda ‘’Venereal Disease Research Laboratory’’ (VDRL) ve ‘’Treponema pallidum hemaglütinasyon’’ (TPHA) testlerinin sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Sifilis tanısı konulurken konvansiyonel algoritma yöntemi kullanıldı.
 Bulgular: Toplam 344,067 hastadan anti HIV testi istendi. Doğrulama sonucunda 30’ u erkek, 14’ ü kadın 44 hastada HIV enfeksiyonu tespit edildi. HIV pozitif hastaların 9’ u erkek, 2’ si kadın 11 (%25) hastada sifilis koenfeksiyonu saptandı. 9 erkek hastanın 5 ‘ i (%55.5) erkeklerle seks yapan erkekler (ESE) olguları idi. Genel olarak 12 ESE olgusunun 5’ inde (%41.6) sifilis saptandı. 18 ESE olmayan olgunun ise 4’ ünde (%22.2) koenfeksiyon görüldü. Erkek cinsiyet ve ESE koenfeksiyon için risk faktörü idi.
 Sonuç: HIV enfeksiyonu ve sifilis olguları her geçen yıl ülkemizde artmaktadır. HIV pozitif hastalarda sifilisi, sifilisi olanlarda HIV enfeksiyonunu taramak koenfeksiyonları saptamaya katkıda bulunacaktır. Çalışmamızın sonuçları literatürle uyumlu saptanmıştır. Ortak bulaş yollarının cinsel ilişki olması nedeni ile cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgi düzeyindeki artış, bu hastalıkların seroprevelansının azalmasına yardımcı olacaktır. Özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarındaki tarama faaliyetleri son derece önemlidir.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135205097","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Koledokolitiazis, ortak safra kanalı içinde safra taşı varlığını ifade etmektedir. Yaşla birlikte fizyolojik olarak ortak safra kanalının genişlemesi nedeniyle koledokolitiazis, yaşlılarda daha sık görülmektedir. Koledokolitiazis genellikle biliyer kolik olarak tanımlanan karın ağrısına neden olmaktadır. Beraberinde bulantı ve kusma eşlik etmektedir. Koledokolitiazisli hastalarda Akut kolanjit, Akut Bilier Pankreatit gibi pek çok komplikasyon gelişebilmektedir. Komplikasyon gelişmiş koledokolitiazisli hastada hemşirelik bakımının amaçları; belirti ve bulguları erken tespit etmek, bireylerin öz bakımlarını sağlamak, yaşam kalitelerini yükseltmek ve iyilik hali kazandırmak, ERCP işlemi öncesinde, esnasında, sonrasında uygun hemşirelik girişimlerini planlamak, ERCP işlemi sırasında ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonları takip etmek ve gerekli hemşirelik girişimlerini uygulamak, hasta ve aile eğitimidir. 56 yaşında bilinen ülseratif kolit (27 yıldır), ritim bozukluğu, DM tanıları olan hastanın 12 gündür epigastrik bölgede dolgunluk ve ağrısı nedeniyle acile başvurmuş ve koledokolitiazis tanısı ile kabul edilmiştir. Olgu Marjory Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Hemşirelik Bakım Modeli ile değerlendirilerek, hemşirelik bakımı verilmiştir. Hastadan ve ailesinden çalışmanın yapılması ve yayınlanması için gerekli izin alınmıştır. Olguda akut ağrı, bulantı, hipertermi, iştahsızlığa bağlı vücut gereksiniminden az beslenme, yorgunluğa bağlı aktivite intoleransı, sarılık ve kaşıntıya bağlı cilt bütünlüğünde bozulma, sıvı elektrolit dengesizliği, bireysel başetmede yetersizlik, bilgi eksikliği hemşirelik tanıları belirlenmiştir.
胆总管结石是指在常见的藏红花通道中存在藏红花结石。同时,在生理学上,大学里常见的黄樟通道的扩张比老年人更频繁。结肠结肠炎通常是由女性的认知疼痛引起的。伴随着它们的还有喷泉和呕吐物。急性胰腺炎,可引起许多并发症。护理目标在高等专科学历;beliti ve bulgularıerken tespit etmek,bireylerinöz bakımlarınısağlamak,yaşam kalitelerini yükseltmek ve iyilik hali kazandırmak,ERCP işlemiöncesinde,esnasında,sonrasında维吾尔族hemşirelik girişimlerini planlamak ve gerekli hemşirelik girişimlerini vigulamak,hasta ve aileğitimidir。56岁时,撕裂性结肠炎(27岁),一种被称为DM的节律性疾病,已被确认为上腹部充盈和疼痛12天的结果,并被诊断为霍乱弧菌。采用护理模式对奥尔古·马乔里·戈登的基本健康图像进行评估。病人和他的家人被允许工作和传播。急性疼痛、潮红、高血压、缺乏食物、与疲劳相关的活动不耐受、体重不足和皮肤脱落、液体电解质失衡、缺乏知识、护理意识。
{"title":"Choledocholithiasis Patient Applied to ERCP and Nursing Care: A Case Report","authors":"Servet Kalyoncuo, Özlem Ceyhan","doi":"10.17517/ksutfd.1276159","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1276159","url":null,"abstract":"Koledokolitiazis, ortak safra kanalı içinde safra taşı varlığını ifade etmektedir. Yaşla birlikte fizyolojik olarak ortak safra kanalının genişlemesi nedeniyle koledokolitiazis, yaşlılarda daha sık görülmektedir. Koledokolitiazis genellikle biliyer kolik olarak tanımlanan karın ağrısına neden olmaktadır. Beraberinde bulantı ve kusma eşlik etmektedir. Koledokolitiazisli hastalarda Akut kolanjit, Akut Bilier Pankreatit gibi pek çok komplikasyon gelişebilmektedir. Komplikasyon gelişmiş koledokolitiazisli hastada hemşirelik bakımının amaçları; belirti ve bulguları erken tespit etmek, bireylerin öz bakımlarını sağlamak, yaşam kalitelerini yükseltmek ve iyilik hali kazandırmak, ERCP işlemi öncesinde, esnasında, sonrasında uygun hemşirelik girişimlerini planlamak, ERCP işlemi sırasında ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonları takip etmek ve gerekli hemşirelik girişimlerini uygulamak, hasta ve aile eğitimidir. 56 yaşında bilinen ülseratif kolit (27 yıldır), ritim bozukluğu, DM tanıları olan hastanın 12 gündür epigastrik bölgede dolgunluk ve ağrısı nedeniyle acile başvurmuş ve koledokolitiazis tanısı ile kabul edilmiştir. Olgu Marjory Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Hemşirelik Bakım Modeli ile değerlendirilerek, hemşirelik bakımı verilmiştir. Hastadan ve ailesinden çalışmanın yapılması ve yayınlanması için gerekli izin alınmıştır. Olguda akut ağrı, bulantı, hipertermi, iştahsızlığa bağlı vücut gereksiniminden az beslenme, yorgunluğa bağlı aktivite intoleransı, sarılık ve kaşıntıya bağlı cilt bütünlüğünde bozulma, sıvı elektrolit dengesizliği, bireysel başetmede yetersizlik, bilgi eksikliği hemşirelik tanıları belirlenmiştir.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444773","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
M. Gedik, A. Kilci, Hakan Hakkoymaz, Ömer Faruk Küçük, Nuri Mehmet Basan, Muhammed Ali Güler, Caner Akufuk
Amaç: Epilepsi nöbeti geçiren hastalarda semptom ve bulgular ile beraber doğru tanı koymada kullanılabilecek laboratuar testlerinin (kan gazı, hemogram, biyokimya ve prolaktin değerleri) güncel literatür bilgisi ışığında gözden geçirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Çalışma tanımlayıcı tipte bir epidemiyolojik araştırmadır. Çalışma prospektif olarak yapıldı. 01.01.2022–31.05.2023 tarihleri arasında acil serviste epilepsi nöbeti geçirmiş ve acil servise epilepsi nöbeti sonrası başvurmuş 18 yaş ve üstü hastalar çalışmaya dâhil edildi. Epilepsi nöbeti geçiren hastalarda kan gazı, hemogram, biyokimya ve prolaktin değerleri incelendi. Bulgular: Epilepsi nöbeti geçiren hastalarda postiktal ivedilikle tetkik edilen glikoz, immatür granülosit ve prolaktin düzeyleri anlamlı derecede yüksek bulundu. Kan laktat düzeyleri yüksek saptandı fakat anlamlı bulunmadı. Çalışmamızda bakılan diğer kan tahlillerinden olan kan karbondioksit düzeyi, kan pH düzeyi, kan elektrolit düzeyi, RDW, MCV, MPV, NLO ve PLO değerlerinde ise anlamlı bir fark saptanmadı. Epilepsi nöbeti geçiren kadın hastalarda kan prolaktin düzeyi, lökosit ve lenfosit değerleri erkek hastalara göre anlamlı derecede yüksek saptandı; kalsiyum ve magnezyum değerleri ise erkek hastalara göre anlamlı derecede düşük saptandı. Sonuç: Acil servislerde ayrıntılı epilepsi nöbet öyküsü ve dikkatli bir nörolojik muayene, hastaların doğru tanı ve tedaviye ulaşmalarını sağladığı gibi, yanlış tanı/tedavinin getireceği pek çok olumsuz sonuçları da engelleyecektir. Yeni biyobelirteçler ve terapötik müdahaleler, epilepsi nöbetine doğru tanı koymaya ve tedavi etmeye yardımcı olacak, uzun vadeli morbidite ve ölümü azaltacaktır.etine doğru tanı koymaya ve tedavi etmeye yardımcı olacak, uzun vadeli morbidite ve ölümü azaltacaktır.
目的是监测可用于识别癫痫患者症状和发现的实验室测试(血气、血象、生物化学和泌乳素值)的当前文献。这项工作是前瞻性的。从2022年1月1日至2023年5月31日,急诊服务部门报告了癫痫,并对18岁及以上的急诊服务癫痫进行了调查。癫痫患者的血液、血象、生物化学和泌乳素值在过去几年中都有研究。这些发现在具有死后剂量的葡萄糖、弹药颗粒和催乳素水平的患者中显著更高。血液乳酸水平一直很高,但没有意义。我们工作中的其他血液测试包括血液二氧化碳水平、校园水平、血液电解质水平、RDW、MCV、MPV、NLO和PLO值。癫痫患者kadın hastalarda kanprolaktin düzeyi,lökosit ve lenfosit değerleri erkek hastalara göre anlamlıderecede yüksek saptandı;男性患者的钙和镁值显著降低。因此,癫痫在急救服务中详细说明也可以预防许多不良后果,例如患者可以获得正确的知识和治疗。新的生物多样性和治疗干预措施将有助于预防癫痫的发现和治疗,减少长期发病率和死亡。它将有助于识别和治疗,降低长期发病率。
{"title":"Evaluation of Hematological and Biochemical Parameters in Patients Presenting to the Emergency Department with Epileptic Seizure","authors":"M. Gedik, A. Kilci, Hakan Hakkoymaz, Ömer Faruk Küçük, Nuri Mehmet Basan, Muhammed Ali Güler, Caner Akufuk","doi":"10.17517/ksutfd.1310817","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1310817","url":null,"abstract":"Amaç: Epilepsi nöbeti geçiren hastalarda semptom ve bulgular ile beraber doğru tanı koymada kullanılabilecek laboratuar testlerinin (kan gazı, hemogram,\u0000biyokimya ve prolaktin değerleri) güncel literatür bilgisi ışığında gözden geçirilmesi amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntemler: Çalışma tanımlayıcı tipte bir epidemiyolojik araştırmadır. Çalışma prospektif olarak yapıldı. 01.01.2022–31.05.2023 tarihleri arasında\u0000acil serviste epilepsi nöbeti geçirmiş ve acil servise epilepsi nöbeti sonrası başvurmuş 18 yaş ve üstü hastalar çalışmaya dâhil edildi. Epilepsi nöbeti geçiren\u0000hastalarda kan gazı, hemogram, biyokimya ve prolaktin değerleri incelendi.\u0000Bulgular: Epilepsi nöbeti geçiren hastalarda postiktal ivedilikle tetkik edilen glikoz, immatür granülosit ve prolaktin düzeyleri anlamlı derecede yüksek\u0000bulundu. Kan laktat düzeyleri yüksek saptandı fakat anlamlı bulunmadı. Çalışmamızda bakılan diğer kan tahlillerinden olan kan karbondioksit düzeyi, kan\u0000pH düzeyi, kan elektrolit düzeyi, RDW, MCV, MPV, NLO ve PLO değerlerinde ise anlamlı bir fark saptanmadı. Epilepsi nöbeti geçiren kadın hastalarda kan\u0000prolaktin düzeyi, lökosit ve lenfosit değerleri erkek hastalara göre anlamlı derecede yüksek saptandı; kalsiyum ve magnezyum değerleri ise erkek hastalara\u0000göre anlamlı derecede düşük saptandı.\u0000Sonuç: Acil servislerde ayrıntılı epilepsi nöbet öyküsü ve dikkatli bir nörolojik muayene, hastaların doğru tanı ve tedaviye ulaşmalarını sağladığı gibi, yanlış\u0000tanı/tedavinin getireceği pek çok olumsuz sonuçları da engelleyecektir. Yeni biyobelirteçler ve terapötik müdahaleler, epilepsi nöbetine doğru tanı koymaya\u0000ve tedavi etmeye yardımcı olacak, uzun vadeli morbidite ve ölümü azaltacaktır.etine doğru tanı koymaya ve tedavi etmeye yardımcı olacak, uzun vadeli morbidite ve ölümü azaltacaktır.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444357","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Rozasea genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle özellikle yüzün orta bölgesinde gelişen, yaygın, kronik enflamatuvar bir dermatozdur. Kronik enflamasyonun hipertansiyon başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıkların gelişimindeki rolü bilinmektedir. Bu çalışmada rozasea hastalarında hipertansiyon araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 73 rozasea hastası ve 70 gönüllü dâhil edildi. Rozasea ve kontrol grubundaki hastaların demografik özellikleri, özgeçmiş bilgileri ve eşlik eden hastalıkları kayıt altına alındı. Rozasea tanısı için Amerikan Ulusal Rozasea Derneği tarafından geliştirilen, tanı koyma ve araştırmalar sırasında kullanılabilen standart sınıflama kullanıldı. Çalışma grubunun dermatolojik muayeneleri sırasında ve muayeneden 2 hafta sonra tansiyonları ölçüldü ve ortalama değerler not edildi. Bulgular: Çalışmaya katılan 73 rozasea hastasından 17’si (%23.2) ve kontrol grubunu oluşturan 70 hastadan 12’si (%17.1) daha önceden hipertansiyon (HT) tanısı ile takip edilen hastalardan oluşmaktaydı. Tanı konmuş HT sıklığı hasta grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olarak saptandı. Hasta ve kontrol grubunun ölçülen ortalama kan basınçları arasında ise istatistiksel fark bulunmadı. Sonuç: Bu çalışmada elde ettiğimiz rozasea hasta grubunda yüksek HT sıklığı literatürlü uyumlu idi. Kronik enflamasyonla seyreden dermatolojik hastalıklarda kardiyovasküler komorbiditelerin klinisyen tarafından göz önünde bulundurulması gereken bir durum olduğunu düşünmekteyiz.unu düşünmekteyiz.
Amaç:Rozasea genetik veçevresel faktörlerin etkisiyleözellikle yüzün orta bölgesinde gelişen,yaygın,kronik enframatuvar bir skitzdur。众所周知,心血管疾病在发展慢性感染中起着一定作用。在这项研究中,高血压是针对发展中的玫瑰病患者。要求和程序是73名玫瑰病患者和70名自愿调查。记录rosea和对照组患者的人口统计学特征、既往信息和伴发疾病。对于Rosea的定义,标准类别可用于美国Rozasea部门的指定和研究。在工作组的皮肤科检查期间和检查后两周,测量发病率并记录平均值。研究结果是73名参与这项工作的玫瑰海患者中的17名,以及70名先前被诊断为高血压(HT)的患者中的12名。与对照组相比,患者组的已知HT频率在统计学上更高。患者和对照组测得的平均血压之间没有统计学差异。因此,HT的高发病率与我们在本研究中获得的玫瑰完全一致。我们会认为,在皮肤病中,卵巢燃烧是临床医生需要观察的一种情况。
{"title":"Is Hypertension a Risk for Rosacea Patients?","authors":"Ünal Öztürk, Savaş Öztürk, Emin Çeçen","doi":"10.17517/ksutfd.1300591","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1300591","url":null,"abstract":"Amaç: Rozasea genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle özellikle yüzün orta bölgesinde gelişen, yaygın, kronik enflamatuvar bir dermatozdur. Kronik enflamasyonun\u0000hipertansiyon başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıkların gelişimindeki rolü bilinmektedir. Bu çalışmada rozasea hastalarında hipertansiyon\u0000araştırılması amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 73 rozasea hastası ve 70 gönüllü dâhil edildi. Rozasea ve kontrol grubundaki hastaların demografik özellikleri, özgeçmiş\u0000bilgileri ve eşlik eden hastalıkları kayıt altına alındı. Rozasea tanısı için Amerikan Ulusal Rozasea Derneği tarafından geliştirilen, tanı koyma ve araştırmalar\u0000sırasında kullanılabilen standart sınıflama kullanıldı. Çalışma grubunun dermatolojik muayeneleri sırasında ve muayeneden 2 hafta sonra tansiyonları\u0000ölçüldü ve ortalama değerler not edildi.\u0000Bulgular: Çalışmaya katılan 73 rozasea hastasından 17’si (%23.2) ve kontrol grubunu oluşturan 70 hastadan 12’si (%17.1) daha önceden hipertansiyon\u0000(HT) tanısı ile takip edilen hastalardan oluşmaktaydı. Tanı konmuş HT sıklığı hasta grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olarak\u0000saptandı. Hasta ve kontrol grubunun ölçülen ortalama kan basınçları arasında ise istatistiksel fark bulunmadı.\u0000Sonuç: Bu çalışmada elde ettiğimiz rozasea hasta grubunda yüksek HT sıklığı literatürlü uyumlu idi. Kronik enflamasyonla seyreden dermatolojik hastalıklarda\u0000kardiyovasküler komorbiditelerin klinisyen tarafından göz önünde bulundurulması gereken bir durum olduğunu düşünmekteyiz.unu düşünmekteyiz.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444821","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Özge ÖZDEMİR, Can ACIPAYAM, Murat ARAL, Sedef TERZİOĞLU ÖZTÜRK
Amaç: Bu çalışmanın amacı; kan ve kan ürünleri transfüzyonları yapılan hastaların değerlendirilmesi, transfüzyon endikasyonları, transfüzyon yapılan eşik değerler, transfüzyon sıklığı ve transfüzyon sıklığının mortalite üzerine ilişkisini belirlemektir.
Gereç ve yöntemler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında 1 Ocak 2018-31 Aralık 2020 tarihleri arasında 28 gün-18 yaş arası kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılan 419 hasta geriye dönük olarak incelendi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların 224 (% 53.5)’ünün erkek, 195 (% 46.5)’inin kız, yaş ortalaması 5.3±5.5 yıl ve transfüzyon sıklığı 4.3±9.2 defa olduğu saptanmıştır. Hastalardan 338’ine eritrosit süspansiyonu, 124’üne trombosit süspansiyonu, 110’nuna taze donmuş plazma transfüzyonu yapılmıştır. Transfüzyon yapılan hastalardan transfüzyon öncesi eşik değerler hemoglobin için 7.1 g/dL, trombosit için 24379/mm3, INR için 1.6 olarak saptandı. Hastaların 261 (%62.3)’ine anemi, 96 (%22.9)’sına trombositopeni nedeni ile transfüzyon yapılmıştır. Hastaların transfüzyon sıklığı ile mekanik ventilatörde kalma süresi (r=0.201, p= 0.042), yoğun bakım yatış süresi (r=0.375, p
{"title":"FEATURES, TRANSFUSION FREQUENCY, THRESHOLD VALUES, AND THE MORTALITY RELATIONSHIP OF PATIENTS WITH CHILDHOOD-AGE BLOOD AND BLOOD PRODUCT TRANSFUSION","authors":"Özge ÖZDEMİR, Can ACIPAYAM, Murat ARAL, Sedef TERZİOĞLU ÖZTÜRK","doi":"10.17517/ksutfd.1293322","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1293322","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı; kan ve kan ürünleri transfüzyonları yapılan hastaların değerlendirilmesi, transfüzyon endikasyonları, transfüzyon yapılan eşik değerler, transfüzyon sıklığı ve transfüzyon sıklığının mortalite üzerine ilişkisini belirlemektir. 
 Gereç ve yöntemler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında 1 Ocak 2018-31 Aralık 2020 tarihleri arasında 28 gün-18 yaş arası kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılan 419 hasta geriye dönük olarak incelendi. 
 Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların 224 (% 53.5)’ünün erkek, 195 (% 46.5)’inin kız, yaş ortalaması 5.3±5.5 yıl ve transfüzyon sıklığı 4.3±9.2 defa olduğu saptanmıştır. Hastalardan 338’ine eritrosit süspansiyonu, 124’üne trombosit süspansiyonu, 110’nuna taze donmuş plazma transfüzyonu yapılmıştır. Transfüzyon yapılan hastalardan transfüzyon öncesi eşik değerler hemoglobin için 7.1 g/dL, trombosit için 24379/mm3, INR için 1.6 olarak saptandı. Hastaların 261 (%62.3)’ine anemi, 96 (%22.9)’sına trombositopeni nedeni ile transfüzyon yapılmıştır. Hastaların transfüzyon sıklığı ile mekanik ventilatörde kalma süresi (r=0.201, p= 0.042), yoğun bakım yatış süresi (r=0.375, p","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135752653","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
COVID-19 pandemi süreci Aralık 2019’da Çin’de başlamıştır. COVID-19 hastalığına neden olan virüs SARS-CoV-2’dir ve mutasyon geçirmeye devam ederek kendi alt türlerini oluşturmaktadır. Çin'de ve dünya genelinde vaka sayısındaki hızlı artış nedeniyle DSÖ, 11 Mart 2020'de SARS-CoV-2’nin neden olduğu COVID-19 hastalığı için, pandemi ilan etmiştir. SARS-CoV-2 özellikle akciğer parankimini etkilemekte ve etkilenen hastalar, asemptomatik enfeksiyonlardan ölümle sonuçlanan ciddi süreçlere kadar çeşitli klinik belirtiler gösterebilmektedir. Ayrıca, COVID-19 hastalarında en çok solunum tutulumu görülmekte, ancak virüs diğer organ sistemlerini de etkileyebilmektedir. Virüsün hücrelere girerken bir kapı gibi kullandığı reseptör ACE2’dir ve birçok hücre tipinde eksprese olmaktadır. Bu nedenle de virüs sistemik inflamasyon ile gastrointestinal, kardiyovasküler, hematolojik, renal, kas-iskelet, nöroloji, üriner ve üreme sisteminde dokulara hasar vermektedir.
Sonuç olarak, SARS-COV-2, halen alt tipleri ile etkisini devam ettirmektedir. SARS-CoV-2’nin farklı hücrelerde ve dokularda neden olduğu hasarın erken teşhis edilmesi ve tedavi seçeneklerinin erken uygulanmaya başlanması faydalı olacaktır.
{"title":"SARS-CoV-2 Hangi Dokularda Patolojiye Neden Oluyor?","authors":"Müzeyyen IZMİRLİ","doi":"10.17517/ksutfd.1163335","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1163335","url":null,"abstract":"COVID-19 pandemi süreci Aralık 2019’da Çin’de başlamıştır. COVID-19 hastalığına neden olan virüs SARS-CoV-2’dir ve mutasyon geçirmeye devam ederek kendi alt türlerini oluşturmaktadır. Çin'de ve dünya genelinde vaka sayısındaki hızlı artış nedeniyle DSÖ, 11 Mart 2020'de SARS-CoV-2’nin neden olduğu COVID-19 hastalığı için, pandemi ilan etmiştir. SARS-CoV-2 özellikle akciğer parankimini etkilemekte ve etkilenen hastalar, asemptomatik enfeksiyonlardan ölümle sonuçlanan ciddi süreçlere kadar çeşitli klinik belirtiler gösterebilmektedir. Ayrıca, COVID-19 hastalarında en çok solunum tutulumu görülmekte, ancak virüs diğer organ sistemlerini de etkileyebilmektedir. Virüsün hücrelere girerken bir kapı gibi kullandığı reseptör ACE2’dir ve birçok hücre tipinde eksprese olmaktadır. Bu nedenle de virüs sistemik inflamasyon ile gastrointestinal, kardiyovasküler, hematolojik, renal, kas-iskelet, nöroloji, üriner ve üreme sisteminde dokulara hasar vermektedir. 
 Sonuç olarak, SARS-COV-2, halen alt tipleri ile etkisini devam ettirmektedir. SARS-CoV-2’nin farklı hücrelerde ve dokularda neden olduğu hasarın erken teşhis edilmesi ve tedavi seçeneklerinin erken uygulanmaya başlanması faydalı olacaktır.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135286786","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Abdullah BEYOĞLU, Banu TURGUT ÖZTÜRK, Ali MEŞEN, Yalçın KARAKÜÇÜK
Objective: To demonstrate the changes in specular microscopy between uveitic eyes and healthy eyes. Material and Methods: A retrospective study included 66 patients followed in the Uvea clinic of Selcuk University between 2015-2018. The right eyes of all patients were evaluated. The right eye data of 37 healthy individuals were used as the control group. The patients were divided into subgroups anterior, intermediate, and posterior uveitis. Specular microscopy measurements were made with Confo Scan 4. Comparisons were made between the groups in terms of endothelial cell density (ECD), pleomorphism (%), polymegatism (%), central corneal thickness (CCT), and intraocular pressure (IOP). A p-value less than 0.05 was considered significant. Results: The mean age was 33.71±15.29 in the uveitis and 37.78±13.17 in the control group (p=0.432). There was a significant difference between the groups in terms of ECD, pleomorphism and polymegatism (all groups; p<0.01). No significant difference was found in terms of CCT and IOP (respectively; p=0.812, p=0.381). In the subgroup analysis, a significant difference was found between anterior, intermediate and posterior uveitis groups in terms of ECD (respectively; p=0.020, p=0.018). However, no significant difference in other groups (p=0.999). In comparison with healthy eyes of patients with monocular uveitis were significant differences in all parameters (all groups; p<0.01). Conclusion: It is seen that ECD decreases, pleomorphism and polymegatism increase in patients with uveitis. This result showed the importance of preventing sequelae with early treatment in patients with uveitis. Speccular or confocal microscopy scanning is important in uveitic patients scheduled for intraocular surgery.
目的:探讨黄斑眼与健康眼的镜面显微镜变化。材料与方法:2015-2018年在Selcuk大学Uvea诊所随访66例患者进行回顾性研究。对所有患者的右眼进行评估。以37例健康人的右眼数据为对照组。患者分为前、中、后葡萄膜炎亚组。使用cono Scan 4进行镜面显微镜测量。比较各组内皮细胞密度(ECD)、多形性(%)、多角化(%)、角膜中央厚度(CCT)和眼压(IOP)。p值小于0.05为显著性。结果:葡萄膜炎组平均年龄为33.71±15.29岁,对照组平均年龄为37.78±13.17岁(p=0.432)。各组间在ECD、多形性和多形性方面差异有统计学意义(各组;p&肝移植;0.01)。CCT和IOP(分别为;p = 0.812, p = 0.381)。在亚组分析中,发现前、中、后葡萄膜炎组在ECD方面存在显著差异(分别;p = 0.020, p = 0.018)。其他各组间差异无统计学意义(p=0.999)。单眼葡萄膜炎患者与健康眼比较,各项指标均有显著差异(各组;p&肝移植;0.01)。结论:葡萄膜炎患者ECD降低,多形性和多发性增多。提示葡萄膜炎患者早期治疗预防后遗症的重要性。镜面或共聚焦显微镜扫描是重要的,在白内障患者预定的眼内手术。
{"title":"Üveitik Hastalarda Korneal Değişikliklerin Non-Kontakt Speküler Mikroskopi ile Değerlendirilmesi: Retrospektif Çalışma","authors":"Abdullah BEYOĞLU, Banu TURGUT ÖZTÜRK, Ali MEŞEN, Yalçın KARAKÜÇÜK","doi":"10.17517/ksutfd.1215746","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1215746","url":null,"abstract":"Objective: To demonstrate the changes in specular microscopy between uveitic eyes and healthy eyes. Material and Methods: A retrospective study included 66 patients followed in the Uvea clinic of Selcuk University between 2015-2018. The right eyes of all patients were evaluated. The right eye data of 37 healthy individuals were used as the control group. The patients were divided into subgroups anterior, intermediate, and posterior uveitis. Specular microscopy measurements were made with Confo Scan 4. Comparisons were made between the groups in terms of endothelial cell density (ECD), pleomorphism (%), polymegatism (%), central corneal thickness (CCT), and intraocular pressure (IOP). A p-value less than 0.05 was considered significant. Results: The mean age was 33.71±15.29 in the uveitis and 37.78±13.17 in the control group (p=0.432). There was a significant difference between the groups in terms of ECD, pleomorphism and polymegatism (all groups; p&lt;0.01). No significant difference was found in terms of CCT and IOP (respectively; p=0.812, p=0.381). In the subgroup analysis, a significant difference was found between anterior, intermediate and posterior uveitis groups in terms of ECD (respectively; p=0.020, p=0.018). However, no significant difference in other groups (p=0.999). In comparison with healthy eyes of patients with monocular uveitis were significant differences in all parameters (all groups; p&lt;0.01). Conclusion: It is seen that ECD decreases, pleomorphism and polymegatism increase in patients with uveitis. This result showed the importance of preventing sequelae with early treatment in patients with uveitis. Speccular or confocal microscopy scanning is important in uveitic patients scheduled for intraocular surgery.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"54 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136216344","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Uğur Lök, Umut Gülaçti, Hüseyin Kafadar, Hakan Kaya
Aim: To investigate the prognostic significance of the C-reactive protein-to-albumin ratio (CAR) in coronavirus disease 2019 (COVID-19) patients admitted for the first time to a hospital emergency department (ED). Materials and methods: The study we report herein was a single-center, prospective observational study. A total of 745 participants (385 patients, 360 individuals) were included in the study. The CAR was calculated by dividing the C-reactive protein (CRP; mg/L) value by the albumin value (gr). The data were analyzed using MedCalc Statistical Software v12.7.0.0 (Ostend, Belgium) and Student’s t-test, chi square test, and Pearson’s correlation coefficient. A p-value of < 0.05 was considered statistically significant. Results: A total of 355 patients were hospitalized, and 30 of them were followed as outpatients. The mean CAR values of the hospitalized patients and the outpatients were 0.34 ± 0.89 and 0.39 ± 0.72 respectively (95% confidence interval [CI]: -0.31 to 0.40; p = 0.796). A 309 patients were hospitalized in wards and 46, in intensive care units; their mean CAR values were 0.33 ± 0.92 and 0.44 ± 0.74, respectively (95% CI: -0.17 to 0.39; p = 0.449). As the CAR value increased, the length of hospital stay also increased ( p < 0.0001). At the best cut-off point for COVID-19 diagnosis, CAR was shown to have 82.66% specificity, 69.72% sensitivity, 4.02 positive likelihood, and 0.37 negative likelihood. Conclusion: The length of hospital stay of the COVID-19 patients in the study was closely related to their CAR values obtained at the time of their first ED admission.
{"title":"Bir pandemi hastanesi Acil servisinde Covid-19 Hastaların C-Reaktif protein/Albümin Oranının Klinik Önemi","authors":"Uğur Lök, Umut Gülaçti, Hüseyin Kafadar, Hakan Kaya","doi":"10.17517/ksutfd.1222637","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1222637","url":null,"abstract":"Aim: To investigate the prognostic significance of the C-reactive protein-to-albumin ratio (CAR) in coronavirus disease 2019 (COVID-19) patients admitted for the first time to a hospital emergency department (ED). \u0000Materials and methods: The study we report herein was a single-center, prospective observational study. A total of 745 participants (385 patients, 360 individuals) were included in the study. The CAR was calculated by dividing the C-reactive protein (CRP; mg/L) value by the albumin value (gr). The data were analyzed using MedCalc Statistical Software v12.7.0.0 (Ostend, Belgium) and Student’s t-test, chi square test, and Pearson’s correlation coefficient. A p-value of < 0.05 was considered statistically significant. \u0000Results: A total of 355 patients were hospitalized, and 30 of them were followed as outpatients. The mean CAR values of the hospitalized patients and the outpatients were 0.34 ± 0.89 and 0.39 ± 0.72 respectively (95% confidence interval [CI]: -0.31 to 0.40; p = 0.796). A 309 patients were hospitalized in wards and 46, in intensive care units; their mean CAR values were 0.33 ± 0.92 and 0.44 ± 0.74, respectively (95% CI: -0.17 to 0.39; p = 0.449). As the CAR value increased, the length of hospital stay also increased ( p < 0.0001). At the best cut-off point for COVID-19 diagnosis, CAR was shown to have 82.66% specificity, 69.72% sensitivity, 4.02 positive likelihood, and 0.37 negative likelihood. \u0000Conclusion: The length of hospital stay of the COVID-19 patients in the study was closely related to their CAR values obtained at the time of their first ED admission.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67444761","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Grup A streptokoklar (GA Strep), çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarının önemli etkenlerindendir. GA Strep’lara bağlı üst solunum yolu enfeksiyon semptomları diğer enfeksiyon etkenlerine bağlı gelişen semptomlara benzemesinden dolayı ayrımlarında laboratuvar testleri çok önemlidir. Çalışmamızda,çocuklarda GA Strep tanısında kullanılan Hızlı antijen testi (HAT)’nin yaş ve mevsinlere göre pozitifliği araştırıldı.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız 01.01.2020-01.01.2022 tarihleri arasında hastanemiz poliklinik,acil servis ve yataklı servislerinden laboratuvarımıza GA Strep tayini için HAT istemi yapılan1490 çocuk hastadan boğaz sürüntüsü örneği yaş ve mevsimlere göre retrospektif olarak değerlendirildi. Boğaz sürüntü örnekleri microcult strep A rapid test (Biotech,China) ile GA Strep pozitif veya GA Strep negatif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 1490 boğaz sürüntü örneğinin 145 (%9.73)’inde HAT ile GA Strep pozitif saptandı. HAT ile 3 yaş ve altında 538 hastanın 31 (%5.76)’i, 4-6 yaş aralığında 473 hastanın 53 (%11.20)’ü,7-9 yaş aralığında 268 hastanın 39 (%14.55)’u, 10-12 yaş aralığında 113 hastanın 13 (%11.50)’ü ve >12 yaş üstü 98 hastanın 9 (%9.18)’unda GA Strep pozitifliği saptandı. Mevsimlere göre HAT pozitifliğine bakıldığında kış mevsiminde hem HAT çalışılan hasta (%58.79) sayısı hem de HAT pozitifliği ( %13.58) en yüksek olarak saptandı. Kış mevsini takiben ikinci en yüksek pozitiflik (%6.16) ilkbahar mevsimi olarak saptandı. Kış mevsiminde yaş aralığına göre HAT pozitifliği 7-9 yaş aralığında en yüksek saptanırken diğer tüm mevsimlerde >12 üstü çocuklar olarak saptandı.
Sonuç: ABHS akut üst solunum yolu enfeksiyon etkenleri içinde önemli bir yere sahiptir. Çalışmamızda kış mevsiminde ABHS diğer mevsimlere göre daha sık ve kış mevsiminde 7-9 yaş aralığında ABHS daha fazla saptandı. GA Strep tanısında hızlı antijen testinin kullanımı hem gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı antibiyotik direnci gelişmesinde hem de artan maliyetin önlenmesinde katkı sağlayacağı kanaatine varıldı.
目的:A 组链球菌(GA Strep)是儿童上呼吸道感染的重要病原体。由于由 A 组链球菌引起的上呼吸道感染的症状与其他感染病原体的症状相似,因此实验室检测对区分这些病原体非常重要。在我们的研究中,我们根据年龄和季节对用于诊断儿童 GA 型链球菌的快速抗原检测(HAT)的阳性率进行了调查。材料和方法:在本研究中,我们根据年龄和季节对 2020 年 1 月 1 日至 2022 年 1 月 1 日期间从本院门诊、急诊科和住院病房转诊至实验室进行 GA 链球菌检测的 1490 名儿童患者的咽拭子样本进行了回顾性评估。咽拭子样本通过微生物培养链球菌 A 快速检测(中国生物技术公司)评估为 GA 链球菌阳性或 GA 链球菌阴性:在研究的 1490 份咽拭子样本中,有 145 份(9.73%)经 HAT 检测为 GA 链球菌阳性。在 538 名 3 岁及以下的患者中,有 31 人(5.76%);在 473 名 4-6 岁的患者中,有 53 人(11.20%);在 268 名 7-9 岁的患者中,有 39 人(14.55%);在 113 名 10-12 岁的患者中,有 13 人(11.50%);在 98 名 12 岁以上的患者中,有 9 人(9.18%)对 GA 链球菌呈 HAT 阳性。根据季节对 HAT 阳性率进行分析,发现冬季的 HAT 患者人数(58.79%)和 HAT 阳性率(13.58%)均最高。继冬季之后,第二高的阳性率(6.16%)出现在春季。根据年龄段划分,7-9 岁年龄段儿童的 HAT 阳性率在冬季最高,而在其他季节,12 岁以上儿童的 HAT 阳性率都很高:ABHS 在急性上呼吸道传染病病原体中占有重要地位。在我们的研究中,ABHS 在冬季的发病率高于其他季节,而且在冬季 7-9 岁年龄段的儿童中发病率更高。研究得出结论,在诊断 GA Strep 时使用快速抗原检测法将有助于减少因不必要使用抗生素而导致的抗生素耐药性的产生,同时还能防止成本增加。
{"title":"Çocuklarda A Grubu Β-Hemolitik Streptokok Tespitinde Hızlı Antijen Testi.","authors":"Feray Ferda ŞENOL, Hasan ÇETİNER, İlkay BAHÇECİ, Yüksel AKKAYA, Zülal AŞCI TORAMAN","doi":"10.17517/ksutfd.1231824","DOIUrl":"https://doi.org/10.17517/ksutfd.1231824","url":null,"abstract":"Amaç: Grup A streptokoklar (GA Strep), çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarının önemli etkenlerindendir. GA Strep’lara bağlı üst solunum yolu enfeksiyon semptomları diğer enfeksiyon etkenlerine bağlı gelişen semptomlara benzemesinden dolayı ayrımlarında laboratuvar testleri çok önemlidir. Çalışmamızda,çocuklarda GA Strep tanısında kullanılan Hızlı antijen testi (HAT)’nin yaş ve mevsinlere göre pozitifliği araştırıldı. 
 Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız 01.01.2020-01.01.2022 tarihleri arasında hastanemiz poliklinik,acil servis ve yataklı servislerinden laboratuvarımıza GA Strep tayini için HAT istemi yapılan1490 çocuk hastadan boğaz sürüntüsü örneği yaş ve mevsimlere göre retrospektif olarak değerlendirildi. Boğaz sürüntü örnekleri microcult strep A rapid test (Biotech,China) ile GA Strep pozitif veya GA Strep negatif olarak değerlendirildi.
 Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 1490 boğaz sürüntü örneğinin 145 (%9.73)’inde HAT ile GA Strep pozitif saptandı. HAT ile 3 yaş ve altında 538 hastanın 31 (%5.76)’i, 4-6 yaş aralığında 473 hastanın 53 (%11.20)’ü,7-9 yaş aralığında 268 hastanın 39 (%14.55)’u, 10-12 yaş aralığında 113 hastanın 13 (%11.50)’ü ve >12 yaş üstü 98 hastanın 9 (%9.18)’unda GA Strep pozitifliği saptandı. Mevsimlere göre HAT pozitifliğine bakıldığında kış mevsiminde hem HAT çalışılan hasta (%58.79) sayısı hem de HAT pozitifliği ( %13.58) en yüksek olarak saptandı. Kış mevsini takiben ikinci en yüksek pozitiflik (%6.16) ilkbahar mevsimi olarak saptandı. Kış mevsiminde yaş aralığına göre HAT pozitifliği 7-9 yaş aralığında en yüksek saptanırken diğer tüm mevsimlerde >12 üstü çocuklar olarak saptandı.
 Sonuç: ABHS akut üst solunum yolu enfeksiyon etkenleri içinde önemli bir yere sahiptir. Çalışmamızda kış mevsiminde ABHS diğer mevsimlere göre daha sık ve kış mevsiminde 7-9 yaş aralığında ABHS daha fazla saptandı. GA Strep tanısında hızlı antijen testinin kullanımı hem gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı antibiyotik direnci gelişmesinde hem de artan maliyetin önlenmesinde katkı sağlayacağı kanaatine varıldı.","PeriodicalId":34113,"journal":{"name":"Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Tip Fakultesi dergisi","volume":"76 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135240180","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}