Pub Date : 2022-09-22DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1075665
Sinem Çambay, Yağmur Karadağ
İnsanlık tarihi boyunca bireyler yaşamlarını sürdürebilmek için her zaman diğer bireylerle iletişim kurmak mecburiyetinde olmuşlardır. Tarihsel süreç içerisinde sözsüz iletişim, sözlü iletişim ve beraberinde yazının bulunması, matbaanın keşfi ve elektriğin öne çıkması ile birlikte söz konusu iletişim olgusu birçok değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Özellikle elektriğin keşfi ile birlikte devam eden süreçte internetin ortaya çıkması ve yeni medya adı verilen ortamların gelişmesi ile günümüzde iletişim dijital bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Yeni medya ortamları içerisinde yer alan sosyal medya platformlarının da önemli katkısı sayesinde dijitalleşen iletişim ile birlikte bireyler, dünya genelinde ve kendi ülkelerinde yaşayan diğer bireylerle zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın doğrudan iletişim ve etkileşim kurabilmektedir. Günümüzde bireyler özellikle sosyal medya platformları içerisinde etkili bir iletişim dili olarak emojileri kullanmaktadır. Bireylerin duygularını, düşüncelerini, hislerini ortaya koymalarını sağlayan ve konuşmalarında destekleyici nitelikte kullandıkları emojiler birçok sayıda ve çeşitli türde bulunmaktadır. Bu çalışma, bir derleme çalışma niteliği taşımakta ve çalışmada emoji kavramı, emojilerin ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktıkları, gelişim süreçleri, sosyal medya içerisinde emojilerin etkili bir iletişim dili olarak nasıl ve hangi amaçlar doğrultusunda kullanıldıkları eleştirel olarak tartışılmaktadır. Çalışmada, sosyal medya ve platformlarında etkili iletişim dili olarak bireyler tarafından kullanılan emojilerin özellikle Koronavirüs (Covid-19) pandemi süreci ile birlikte değişim gösterdiği görülmektedir.
{"title":"Sosyal Medyanın Etkili İletişim Dili: Emojiler","authors":"Sinem Çambay, Yağmur Karadağ","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1075665","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1075665","url":null,"abstract":"İnsanlık tarihi boyunca bireyler yaşamlarını sürdürebilmek için her zaman diğer bireylerle iletişim kurmak mecburiyetinde olmuşlardır. Tarihsel süreç içerisinde sözsüz iletişim, sözlü iletişim ve beraberinde yazının bulunması, matbaanın keşfi ve elektriğin öne çıkması ile birlikte söz konusu iletişim olgusu birçok değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Özellikle elektriğin keşfi ile birlikte devam eden süreçte internetin ortaya çıkması ve yeni medya adı verilen ortamların gelişmesi ile günümüzde iletişim dijital bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Yeni medya ortamları içerisinde yer alan sosyal medya platformlarının da önemli katkısı sayesinde dijitalleşen iletişim ile birlikte bireyler, dünya genelinde ve kendi ülkelerinde yaşayan diğer bireylerle zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın doğrudan iletişim ve etkileşim kurabilmektedir. Günümüzde bireyler özellikle sosyal medya platformları içerisinde etkili bir iletişim dili olarak emojileri kullanmaktadır. Bireylerin duygularını, düşüncelerini, hislerini ortaya koymalarını sağlayan ve konuşmalarında destekleyici nitelikte kullandıkları emojiler birçok sayıda ve çeşitli türde bulunmaktadır. Bu çalışma, bir derleme çalışma niteliği taşımakta ve çalışmada emoji kavramı, emojilerin ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktıkları, gelişim süreçleri, sosyal medya içerisinde emojilerin etkili bir iletişim dili olarak nasıl ve hangi amaçlar doğrultusunda kullanıldıkları eleştirel olarak tartışılmaktadır. Çalışmada, sosyal medya ve platformlarında etkili iletişim dili olarak bireyler tarafından kullanılan emojilerin özellikle Koronavirüs (Covid-19) pandemi süreci ile birlikte değişim gösterdiği görülmektedir.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122609630","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-21DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1125459
Emine Pür
Türkiye’de ilk askeri darbe 27 Mayıs 1960’ta, ikincisi 12 Eylül 1980’de gerçekleşmiştir. Yapılan bu darbelerde Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koymuş, TBMM kapatılmış ve demokrasi bir süreliğine kesintiye uğramıştır. 1961-1980 yılları arasında TBMM, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere çift meclisli olarak faaliyet göstermiştir. Bu çalışmada 1961-1980 yılları arasında yapılan genel seçimler, Kastamonu milletvekillerinin özgeçmişleri ve meclis faaliyetleri ele alınmıştır. Belirtilen dönem içerisinde 5 genel seçim yapılmış ve yapılan seçimlerde Nispi Temsil Sistemi’nin 3 değişik biçimi uygulanmıştır. TBMM’de 1961-1980 yılları arasında Kastamonu’yu toplam 31 milletvekili temsil etmiştir. Kastamonu’dan Sabri Keskin 4 dönem, Osman Zeki Oktay, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Muzaffer Akdoğanlı, Hasan Tosyalı, Vecdi İlhan ve Sabri Tığlı 2 dönem, diğerleri ise tek dönem milletvekili seçilmiştir. Kastamonu milletvekilleri mecliste çeşitli komisyonlarda görev almışlar ve toplam 681 faaliyette bulunmuşlardır. Kastamonu milletvekilleri içerisinde mecliste en faal olanları ise İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Hasan Tosyalı ve Adil Toközlü’dür. Araştırmanın ana kaynağını Kastamonu milletvekillerinin hal tercümeleri ve seçim mazbataları, Kastamonu’da çıkan yerel gazeteler, Millet Meclisi Tutanak Dergileri ve konu ile ilgili TBMM yayınları oluşturmaktadır.
{"title":"Kastamonu Milletvekilleri ve TBMM’deki Faaliyetleri (1961-1980)","authors":"Emine Pür","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1125459","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1125459","url":null,"abstract":"Türkiye’de ilk askeri darbe 27 Mayıs 1960’ta, ikincisi 12 Eylül 1980’de gerçekleşmiştir. Yapılan bu darbelerde Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koymuş, TBMM kapatılmış ve demokrasi bir süreliğine kesintiye uğramıştır. 1961-1980 yılları arasında TBMM, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere çift meclisli olarak faaliyet göstermiştir. Bu çalışmada 1961-1980 yılları arasında yapılan genel seçimler, Kastamonu milletvekillerinin özgeçmişleri ve meclis faaliyetleri ele alınmıştır. Belirtilen dönem içerisinde 5 genel seçim yapılmış ve yapılan seçimlerde Nispi Temsil Sistemi’nin 3 değişik biçimi uygulanmıştır. TBMM’de 1961-1980 yılları arasında Kastamonu’yu toplam 31 milletvekili temsil etmiştir. Kastamonu’dan Sabri Keskin 4 dönem, Osman Zeki Oktay, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Muzaffer Akdoğanlı, Hasan Tosyalı, Vecdi İlhan ve Sabri Tığlı 2 dönem, diğerleri ise tek dönem milletvekili seçilmiştir. Kastamonu milletvekilleri mecliste çeşitli komisyonlarda görev almışlar ve toplam 681 faaliyette bulunmuşlardır. Kastamonu milletvekilleri içerisinde mecliste en faal olanları ise İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Hasan Tosyalı ve Adil Toközlü’dür. Araştırmanın ana kaynağını Kastamonu milletvekillerinin hal tercümeleri ve seçim mazbataları, Kastamonu’da çıkan yerel gazeteler, Millet Meclisi Tutanak Dergileri ve konu ile ilgili TBMM yayınları oluşturmaktadır.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"58 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124440400","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-07-07DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1076861
Eren Bolat
Bu çalışmada iki farklı yazarın, Ngugi wa Thiong’o ve Orhan Kemal, düşünceleri yüzünden kendi devletleri tarafından hapse atılmaları sonucu deneyimledikleri hapishane hayatını ve mahkûmların durumlarını nasıl betimlediklerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Seçilen bu eserler farklı edebi türlerde yazılmış olmasına rağmen her iki yazarın bahsetmiş olduğu olaylar tamamen yaşanmış ve kendilerinin de tanıklık etmiş olduğu olaylarladır. Ngugi çalışmasında özellikle politik mahkûmların durumuna vurgu yaparak hapishane yönetiminin hükümet telkini ile mahkûmlara kabul edilemeyecek bir şekilde nasıl davrandığını, mahkûmların bu şartlara nasıl göğüs gerdiğini ve hayatta kalabilmek için göstermiş oldukları çabayı anlatmaktadır. Bu makaleye konu olan diğer çalışmada ise, Orhan Kemal politik nedenlerden dolayı hapse atıldığında deneyimlemiş olduğu hapishane hayatını özellikle yoksul, gariban ve kimsesiz bireylerin hayatlarına odaklanarak anlatmaktadır. Eserlerinde genellikle sosyalist gerçekçi bir tavır sergileyen Orhan Kemal, bu anlatımında sadece mahkûmların hayatlarını değil aynı zamanda hapishane ortamını ve gardiyanların mahkûmlara karşı olan aşağılayıcı tavrını da canlı bir şekilde betimlemiştir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak, bu çalışmada Kenyalı yazar ve düşünür Ngugi wa Thiong’o’nun bir günlük türünde kaleme aldığı eseri ile Orhan Kemal’in bizzat şahitlik etmiş olduğu olayları aktardığı 72. Koğuş adlı eseri karşılaştırmalı bir şekilde incelenmiş ve her iki yazarın benzer ve farklı yönlerinin ortaya konması amaçlanmıştır.
{"title":"Ngugi’nin Tutsak: Bir Yazarın Hapishane Günlüğü ve Orhan Kemal'in 72. Koğuş Adlı Eserlerinde Hapishane ve Mahkûmların Temsili","authors":"Eren Bolat","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1076861","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1076861","url":null,"abstract":"Bu çalışmada iki farklı yazarın, Ngugi wa Thiong’o ve Orhan Kemal, düşünceleri yüzünden kendi devletleri tarafından hapse atılmaları sonucu deneyimledikleri hapishane hayatını ve mahkûmların durumlarını nasıl betimlediklerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Seçilen bu eserler farklı edebi türlerde yazılmış olmasına rağmen her iki yazarın bahsetmiş olduğu olaylar tamamen yaşanmış ve kendilerinin de tanıklık etmiş olduğu olaylarladır. Ngugi çalışmasında özellikle politik mahkûmların durumuna vurgu yaparak hapishane yönetiminin hükümet telkini ile mahkûmlara kabul edilemeyecek bir şekilde nasıl davrandığını, mahkûmların bu şartlara nasıl göğüs gerdiğini ve hayatta kalabilmek için göstermiş oldukları çabayı anlatmaktadır. Bu makaleye konu olan diğer çalışmada ise, Orhan Kemal politik nedenlerden dolayı hapse atıldığında deneyimlemiş olduğu hapishane hayatını özellikle yoksul, gariban ve kimsesiz bireylerin hayatlarına odaklanarak anlatmaktadır. Eserlerinde genellikle sosyalist gerçekçi bir tavır sergileyen Orhan Kemal, bu anlatımında sadece mahkûmların hayatlarını değil aynı zamanda hapishane ortamını ve gardiyanların mahkûmlara karşı olan aşağılayıcı tavrını da canlı bir şekilde betimlemiştir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak, bu çalışmada Kenyalı yazar ve düşünür Ngugi wa Thiong’o’nun bir günlük türünde kaleme aldığı eseri ile Orhan Kemal’in bizzat şahitlik etmiş olduğu olayları aktardığı 72. Koğuş adlı eseri karşılaştırmalı bir şekilde incelenmiş ve her iki yazarın benzer ve farklı yönlerinin ortaya konması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132767053","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-26DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1066861
Ahmed Hamza Alpay
İnsan özünü arayan bir varlık olarak –toplumsallığını da koruyarak- ontolojik dünyasını keşfetmektedir. Her insanın düşünme yetisi, tecrübe ettiği dünyanın ontolojisini - ideal dünyanın erekselliğini- anlamlar aracılığıyla özgür kılmaktadır. Toplumun değiştiği zaman/mekân düzleminde, insanların algıları da kendi dışsallığındaki soyut/somut argümanlar tarafından inşa edilmektedir. İdeal olgular, göreceli değerler gerçekliğinde; insan/toplum fenomeni, bilgi/bilinç farkındalığı oluşturmaktadır. İnsan iradesinin özgürlüğünü neden-sonuç ilişkisinde sabitleyen determinist anlayışla, insani algı tarafından oluşturulan –olgusal- gerçeklik arasındaki diyalektik süreç tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Evrendeki şeyler, öznenin bilincinde duyumsal/zihinsel olarak yer aldığında, maddesel gerçeklik düşünsel gerçekliğin önüne geçmektedir. Gerçekliğin problemini -özne ve nesne bağlamında- varlığın bilgisiyle eleştirel düşünmek sadece toplumsal bilinç tarafından değil aynı zamanda bireysel bilinç tarafından içselleştirilen algılamayla mümkün olmaktadır. Zihin, göstergenin yapısı içindeki mutlak gerçeğin, öznel olgularda idealara bağlanmasıdır. Kültür unsurları, sahip olunmayan nesneye özgü hakikat denilebilecek şeyin tüm anlamını, dolaylı işleyen çözümlemelerde gizlemektedir. Bu makalede, düşünümsel olarak, Görecilik / Saltçılık fenomenleri İdealizm / Materyalizm gerçekliğinde incelenecektir.
{"title":"İdealizm / Materyalizm Gerçekliğinde Görecilik / Saltçılık","authors":"Ahmed Hamza Alpay","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1066861","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1066861","url":null,"abstract":"İnsan özünü arayan bir varlık olarak –toplumsallığını da koruyarak- ontolojik dünyasını keşfetmektedir. Her insanın düşünme yetisi, tecrübe ettiği dünyanın ontolojisini - ideal dünyanın erekselliğini- anlamlar aracılığıyla özgür kılmaktadır. Toplumun değiştiği zaman/mekân düzleminde, insanların algıları da kendi dışsallığındaki soyut/somut argümanlar tarafından inşa edilmektedir. İdeal olgular, göreceli değerler gerçekliğinde; insan/toplum fenomeni, bilgi/bilinç farkındalığı oluşturmaktadır. İnsan iradesinin özgürlüğünü neden-sonuç ilişkisinde sabitleyen determinist anlayışla, insani algı tarafından oluşturulan –olgusal- gerçeklik arasındaki diyalektik süreç tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Evrendeki şeyler, öznenin bilincinde duyumsal/zihinsel olarak yer aldığında, maddesel gerçeklik düşünsel gerçekliğin önüne geçmektedir. Gerçekliğin problemini -özne ve nesne bağlamında- varlığın bilgisiyle eleştirel düşünmek sadece toplumsal bilinç tarafından değil aynı zamanda bireysel bilinç tarafından içselleştirilen algılamayla mümkün olmaktadır. Zihin, göstergenin yapısı içindeki mutlak gerçeğin, öznel olgularda idealara bağlanmasıdır. Kültür unsurları, sahip olunmayan nesneye özgü hakikat denilebilecek şeyin tüm anlamını, dolaylı işleyen çözümlemelerde gizlemektedir. Bu makalede, düşünümsel olarak, Görecilik / Saltçılık fenomenleri İdealizm / Materyalizm gerçekliğinde incelenecektir.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128073246","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-26DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1072553
O. Şi̇mşek
Türkiye ile Azerbaycan’ın Nahcivan Özerk Bölgesi arasında kara köprüsü olan Dilucu yöresi, stratejik açıdan önemli bir konuma sahiptir. Bölge, tarih boyunca birçok devletin yönetimi altında kalmıştır. Bölgenin taşıdığı önemi Kurtuluş Savaşı yıllarında gören ülkenin kurtarıcı ve kurucu kadrosu, Anadolu’nun işgal edilmeye çalışıldığı zor bir dönemde bile bağımsızlık mücadelesini doğudan başlatmış, Moskova ve Kars Antlaşmaları ile doğu sınırlarımızı garanti altına almışlardır. Türkiye ile Nahcivan arasında ortak kara sınırı sağlanmış, Türkiye’nin garantörlüğü altında güvenliği teminat altına alınarak, Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda, bölgede yaşanan asayiş sorunları giderilmiş ve sınırlarımızda gerekli düzenleme yapılmıştır. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde yeni siyasi blokların oluştuğu bir dönemde, Türk devletleri bir çatı altında toplanarak Türk Konseyi’ni kurmuşlardır. Bu konsey ülkeleri arasında ulaşım daha da önemli hale gelmiştir. Bu makalede Türk Dünyası ile Türkiye arasında bağlantı sağlayan, Dilucu yöresinin, coğrafi, tarihi ve jeopolitik özellikleri incelenirken aynı zamanda bu yöredeki sınırımızın tespit edildiği tarihi süreç ortaya konulmaktadır.
{"title":"Türk Dünyası’nın Kapısı: Dilucu Yöresi","authors":"O. Şi̇mşek","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1072553","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1072553","url":null,"abstract":"Türkiye ile Azerbaycan’ın Nahcivan Özerk Bölgesi arasında kara köprüsü olan Dilucu yöresi, stratejik açıdan önemli bir konuma sahiptir. Bölge, tarih boyunca birçok devletin yönetimi altında kalmıştır. Bölgenin taşıdığı önemi Kurtuluş Savaşı yıllarında gören ülkenin kurtarıcı ve kurucu kadrosu, Anadolu’nun işgal edilmeye çalışıldığı zor bir dönemde bile bağımsızlık mücadelesini doğudan başlatmış, Moskova ve Kars Antlaşmaları ile doğu sınırlarımızı garanti altına almışlardır. Türkiye ile Nahcivan arasında ortak kara sınırı sağlanmış, Türkiye’nin garantörlüğü altında güvenliği teminat altına alınarak, Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda, bölgede yaşanan asayiş sorunları giderilmiş ve sınırlarımızda gerekli düzenleme yapılmıştır. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde yeni siyasi blokların oluştuğu bir dönemde, Türk devletleri bir çatı altında toplanarak Türk Konseyi’ni kurmuşlardır. Bu konsey ülkeleri arasında ulaşım daha da önemli hale gelmiştir. Bu makalede Türk Dünyası ile Türkiye arasında bağlantı sağlayan, Dilucu yöresinin, coğrafi, tarihi ve jeopolitik özellikleri incelenirken aynı zamanda bu yöredeki sınırımızın tespit edildiği tarihi süreç ortaya konulmaktadır.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"171 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127310757","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-14DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1075273
Recep Ayhan
İslâm dünyasında önemli bir yeri olan vakıflar Osmanlı Devleti’nde de etkin olmuş ve devletin hemen her alanında faaliyet gösteren bir müessese haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nde vakıflar toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatın en önemli unsurlarından birini oluşturmuştur. Birçok Osmanlı şehrinde cami, medrese, çeşme ve han gibi yapılar kurulan vakıflar aracılığıyla faaliyetlerini uzun bir süre devam ettirmiştir. Vakıfların ayakta kalmasında gelir kaynaklarının önemli bir payı bulunmaktaydı. Bu gelir kaynakları arasında dükkân, arsa, tarla, han, hamam, hane, bağ ve bahçe gibi taşınmaz mülkler yer almaktaydı. Bunlardan elde edilen gelirler sayesinde vakıflar işleyişlerini kesintisiz bir şekilde sürdürme imkanı bulmuştur. Siirt, incelenen dönemde birçok vakfın bulunduğu bir Osmanlı şehriydi. Şehirde cami, mescit, medrese, çeşme, kuyu ve han gibi yapılara ait vakıflar mevcuttu. Şehirdeki bu vakıflar için gelir sağlayan çok sayıda taşınmaz mülk vardı. Siirt’teki vakıfların mülk varlığına ilişkin bilgi veren kaynakların başında evkaf defterleri gelmektedir. Bu defterlerden biri 1888 tarihli ve 36067 numaralı evkaf defteridir. Defterde Siirt vakıflarının isimlerinin yanı sıra vakıflara ait mülkler ve bu mülklerin bulunduğu yerler de kaydedilmiştir. Çalışmada bu defterden istifade ile Siirt’teki vakıfların mülk varlığını ortaya koymak amaçlanmıştır.
{"title":"1888 Tarihli ve 36067 Numaralı Evkaf Defterine Göre Siirt Vakıflarının Mülk Varlığı","authors":"Recep Ayhan","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1075273","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1075273","url":null,"abstract":"İslâm dünyasında önemli bir yeri olan vakıflar Osmanlı Devleti’nde de etkin olmuş ve devletin hemen her alanında faaliyet gösteren bir müessese haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nde vakıflar toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatın en önemli unsurlarından birini oluşturmuştur. Birçok Osmanlı şehrinde cami, medrese, çeşme ve han gibi yapılar kurulan vakıflar aracılığıyla faaliyetlerini uzun bir süre devam ettirmiştir. Vakıfların ayakta kalmasında gelir kaynaklarının önemli bir payı bulunmaktaydı. Bu gelir kaynakları arasında dükkân, arsa, tarla, han, hamam, hane, bağ ve bahçe gibi taşınmaz mülkler yer almaktaydı. Bunlardan elde edilen gelirler sayesinde vakıflar işleyişlerini kesintisiz bir şekilde sürdürme imkanı bulmuştur. Siirt, incelenen dönemde birçok vakfın bulunduğu bir Osmanlı şehriydi. Şehirde cami, mescit, medrese, çeşme, kuyu ve han gibi yapılara ait vakıflar mevcuttu. Şehirdeki bu vakıflar için gelir sağlayan çok sayıda taşınmaz mülk vardı. Siirt’teki vakıfların mülk varlığına ilişkin bilgi veren kaynakların başında evkaf defterleri gelmektedir. Bu defterlerden biri 1888 tarihli ve 36067 numaralı evkaf defteridir. Defterde Siirt vakıflarının isimlerinin yanı sıra vakıflara ait mülkler ve bu mülklerin bulunduğu yerler de kaydedilmiştir. Çalışmada bu defterden istifade ile Siirt’teki vakıfların mülk varlığını ortaya koymak amaçlanmıştır.","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126922942","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-05-08DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1072788
Sedat Maden, Nidanur Durmaz
{"title":"Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Ders Kitaplarındaki Etkinliklerde Kullanılan Yöntem ve Teknikler","authors":"Sedat Maden, Nidanur Durmaz","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1072788","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1072788","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122362109","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-05-08DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1069123
Harun Şahin
{"title":"Maraş Sancağı'nda Azınlık Okulları (1876-1908)","authors":"Harun Şahin","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1069123","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1069123","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"15 4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130594246","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-05-07DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1073068
Zekeriya Fatih İneç
{"title":"Kültürü Sayısal Bir Ağa Dönüştürmek: Türkiye Geleneksel Çocuk Oyunları Dijital Atlası Örneği","authors":"Zekeriya Fatih İneç","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1073068","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1073068","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"100 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116740100","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-05-07DOI: 10.54600/igdirsosbilder.1076225
İsmail Süphandaği
{"title":"Adalet Ağaoğlu’nun Öykülerindeki Karakterlerin ‘Mutlakçı Dil’ Üzerinden Değerlendirilmesi","authors":"İsmail Süphandaği","doi":"10.54600/igdirsosbilder.1076225","DOIUrl":"https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1076225","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":342703,"journal":{"name":"Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"212 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117047002","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}