Pub Date : 2023-03-16DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1218071
Elza ALIŞOVA DEMİRDAĞ
This paper explores qoşma, postposition in modern Azeri and its Turkish counterpart. According to the common view on Azeri, postposition, particle, conjunctions, modals, interjection are listed under the minor parts of speech. In Turkish grammar, there is a tendency to categorize all minor parts of speech under a single heading of edat (particle), which results in confusion about the definition and function of the particle. Words in Turkish like particles and conjunctions are classified in different terms in Azeri. However, this difference is not only observed in the terms but also in their usage. The part of speech, which is named as qoşma (postposition) in Azeri, is an example of this. As a pert of speech, it has no counterpart in Turkish. Thus, in this paper, the function of qoşma is explained and the Azeri model is proposed in the classification of edat to help eliminate the confusion in Turkish.
{"title":"THE FUNCTION OF QOŞMA (POSTPOSITION) IN AZERI AND ITS COUNTERPART IN TURKISH AND AZERI MODEL IN CLASSIFYING EDAT (PARTICLE) IN TURKISH","authors":"Elza ALIŞOVA DEMİRDAĞ","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1218071","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1218071","url":null,"abstract":"This paper explores qoşma, postposition in modern Azeri and its Turkish counterpart. According to the common view on Azeri, postposition, particle, conjunctions, modals, interjection are listed under the minor parts of speech. In Turkish grammar, there is a tendency to categorize all minor parts of speech under a single heading of edat (particle), which results in confusion about the definition and function of the particle. Words in Turkish like particles and conjunctions are classified in different terms in Azeri. However, this difference is not only observed in the terms but also in their usage. The part of speech, which is named as qoşma (postposition) in Azeri, is an example of this. As a pert of speech, it has no counterpart in Turkish. Thus, in this paper, the function of qoşma is explained and the Azeri model is proposed in the classification of edat to help eliminate the confusion in Turkish.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117182553","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-10DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1225090
Emin Erdem Özbek
Bu çalışmada, Güney Sibirya Türk lehçelerinden Tuva Türkçesinde {+KI} ekinin kullanımı üzerine, Eski Türkçe ve Türkiye Türkçesi ile karşılaştırmalı bir inceleme yapılmıştır. Türkçede genellikle aitlik eki olarak adlandırılan {+KI} eki, Türk dilinin yaygın ve işlek eklerinden biridir. Ekin temel fonksiyonu; bulunma, temsil, aitlik gibi anlamlarla sıfat veya zamir görevli unsurlar türetmektir. Ek, Eski Türkçeden beri kendine özgü kullanım özellikleriyle dikkat çeker. Yer ve zaman bildiren isim soylu sözcüklere doğrudan eklenebildiği gibi, bazı hâl eklerini almış sözcüklerden sonra da işlek olarak kullanılır; bu yönüyle yapım eki ile çekim eki arasında bir yerde konumlanır. Bu özellikleri nedeniyle söz konusu ekin diğer ekler arasındaki yeri de kaynaklarda tartışılmıştır. Ekin kullanımları, tarihî veya çağdaş lehçeler arasında benzer ve farklı yönlere sahiptir. Bu nedenle eldeki inceleme karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Ekin Tuva Türkçesindeki art zamanlı gelişimini göstermek amacıyla Eski Türkçeyle; incelenen özelliklerin Türkiye Türkçesindeki karşılıklarını göstermek açısından da Türkiye Türkçesiyle karşılaştırma yoluna gidilmiştir. Ekin Tuva Türkçesindeki genel özelliklerine konuyla ilgili kaynaklarda yer verildiği ancak üzerinde durulmayan yönlerin de olduğu görülmüştür. Bu incelemede ekin kullanım özelliklerinin çeşitli açılardan bir bütün hâlinde gösterilmesi ve özellikle Tuva Türkçesine özgü yanların karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. İnceleme; ekin fonetik özellikleri, kullanılış şekilleri ve işlevleri, eki alan sözcüklerin sözlükselleşme durumları ve ekin morfo-sentaktik özellikleri ana başlıkları altında yapılmıştır. İncelemeyle ilgili genel sonuçlar şu şekildedir: Aitlik eki almış sözcükler Tuva Türkçesinde sözlükselleşme bakımından daha ileri seviyededir. Türkiye Türkçesinde ek, geçici ilişkiler kurmak üzere işlek olarak kullanılırken Tuva Türkçesinde daha çok kalıplaşmış olarak varlık göstermektedir. Aitlik ekinin Türk dilinde yaygın bir özelliği, bulunma hâli ekinden sonra da işlek olarak kullanılmasıdır ancak Tuva Türkçesinde bu kullanım işlek değildir. İncelemede bunun sebepleri tahlil edilmiştir. Ek, Tuva Türkçesinde; sıra sayıları yapmak, başka birleşik ekler meydana getirmek gibi ilave gramerlik özellikler de kazanmıştır.
{"title":"Tuva Türkçesinde {+KI} Aitlik Eki: Eski Türkçe Ve Türkiye Türkçesi İle Karşılaştırmalı Bir İnceleme","authors":"Emin Erdem Özbek","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1225090","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1225090","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Güney Sibirya Türk lehçelerinden Tuva Türkçesinde {+KI} ekinin kullanımı üzerine, Eski Türkçe ve Türkiye Türkçesi ile karşılaştırmalı bir inceleme yapılmıştır. Türkçede genellikle aitlik eki olarak adlandırılan {+KI} eki, Türk dilinin yaygın ve işlek eklerinden biridir. Ekin temel fonksiyonu; bulunma, temsil, aitlik gibi anlamlarla sıfat veya zamir görevli unsurlar türetmektir. Ek, Eski Türkçeden beri kendine özgü kullanım özellikleriyle dikkat çeker. Yer ve zaman bildiren isim soylu sözcüklere doğrudan eklenebildiği gibi, bazı hâl eklerini almış sözcüklerden sonra da işlek olarak kullanılır; bu yönüyle yapım eki ile çekim eki arasında bir yerde konumlanır. Bu özellikleri nedeniyle söz konusu ekin diğer ekler arasındaki yeri de kaynaklarda tartışılmıştır. Ekin kullanımları, tarihî veya çağdaş lehçeler arasında benzer ve farklı yönlere sahiptir. Bu nedenle eldeki inceleme karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Ekin Tuva Türkçesindeki art zamanlı gelişimini göstermek amacıyla Eski Türkçeyle; incelenen özelliklerin Türkiye Türkçesindeki karşılıklarını göstermek açısından da Türkiye Türkçesiyle karşılaştırma yoluna gidilmiştir. Ekin Tuva Türkçesindeki genel özelliklerine konuyla ilgili kaynaklarda yer verildiği ancak üzerinde durulmayan yönlerin de olduğu görülmüştür. Bu incelemede ekin kullanım özelliklerinin çeşitli açılardan bir bütün hâlinde gösterilmesi ve özellikle Tuva Türkçesine özgü yanların karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. İnceleme; ekin fonetik özellikleri, kullanılış şekilleri ve işlevleri, eki alan sözcüklerin sözlükselleşme durumları ve ekin morfo-sentaktik özellikleri ana başlıkları altında yapılmıştır. İncelemeyle ilgili genel sonuçlar şu şekildedir: Aitlik eki almış sözcükler Tuva Türkçesinde sözlükselleşme bakımından daha ileri seviyededir. Türkiye Türkçesinde ek, geçici ilişkiler kurmak üzere işlek olarak kullanılırken Tuva Türkçesinde daha çok kalıplaşmış olarak varlık göstermektedir. Aitlik ekinin Türk dilinde yaygın bir özelliği, bulunma hâli ekinden sonra da işlek olarak kullanılmasıdır ancak Tuva Türkçesinde bu kullanım işlek değildir. İncelemede bunun sebepleri tahlil edilmiştir. Ek, Tuva Türkçesinde; sıra sayıları yapmak, başka birleşik ekler meydana getirmek gibi ilave gramerlik özellikler de kazanmıştır.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"93 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114929650","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-02DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1236835
Erol Kuyma
Fiillerin cümlede yönetici konumunda yer alması onları anlamsal açıdan diğer sözcük kategorilerine göre daha kapsamlı ve yerine göre ayırt edici bir konuma taşımaktadır. Fiil anlamının oluşumunda diğer cümle unsurlarının katkısı bulunmakla birlikte fiilin anlam alanının da istem açısından cümle kuruluşuna ve anlatıma yansıyan bir etkisi söz konusudur. Bu açıdan bakıldığında fiil türüne ilişkin istem ve semantik rollere dayalı eş ve art zamanlı incelemeler geleneksel yaklaşımlara göre daha ayırt edici veriler sunmaktadır. Fiil sınıfları içerisinde anlam alanlarıyla müstakil bir yere sahip olan kategorilerden biri de duyu fiilleridir. Görme, işitme, tatma, koku alma ve dokunma ile ilgili fiilleri kapsayan duyu fiilleri dış dünyayı anlama, algılama ve ifade etme olan mental sürecin ilk aşamasını oluştururlar. Bu çalışmada Mukaddimetü’l-Edeb’de geçen duyu fiilleri, durum dil bilgisi çerçevesinde incelenmiş, semantik rol yapıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Semantik rol dizilişlerine göre yapılan sınıflandırmada duyu fiillerinin, anlam alanları ve gerçekleşme süreçleri doğrultusunda bir rol dağılımına sahip oldukları görülmektedir. Örneğin dokunma fiillerinin istem boşlukları genelde eden, etkilenen, konu ve araç rolleri ile; sözel fiil türü olan işitme duyu fiillerinin istem boşlukları ise söyleyen, alıcı ve mevzu rolleri ile tamamlanmaktadır. Fiillerin semantik rol yapıları ve gerçekleşme süreçleri anlam alanlarının ve anlam sınıflarının belirlenmesinde daha sistematik ve belirleyici bir nitelik göstermektedir.
{"title":"MUKADDİMETÜ’L-EDEB’DE DUYU FİİLLERİ VE SEMANTİK ROL YAPILARI","authors":"Erol Kuyma","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1236835","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1236835","url":null,"abstract":"Fiillerin cümlede yönetici konumunda yer alması onları anlamsal açıdan diğer sözcük kategorilerine göre daha kapsamlı ve yerine göre ayırt edici bir konuma taşımaktadır. Fiil anlamının oluşumunda diğer cümle unsurlarının katkısı bulunmakla birlikte fiilin anlam alanının da istem açısından cümle kuruluşuna ve anlatıma yansıyan bir etkisi söz konusudur. Bu açıdan bakıldığında fiil türüne ilişkin istem ve semantik rollere dayalı eş ve art zamanlı incelemeler geleneksel yaklaşımlara göre daha ayırt edici veriler sunmaktadır. Fiil sınıfları içerisinde anlam alanlarıyla müstakil bir yere sahip olan kategorilerden biri de duyu fiilleridir. Görme, işitme, tatma, koku alma ve dokunma ile ilgili fiilleri kapsayan duyu fiilleri dış dünyayı anlama, algılama ve ifade etme olan mental sürecin ilk aşamasını oluştururlar. Bu çalışmada Mukaddimetü’l-Edeb’de geçen duyu fiilleri, durum dil bilgisi çerçevesinde incelenmiş, semantik rol yapıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Semantik rol dizilişlerine göre yapılan sınıflandırmada duyu fiillerinin, anlam alanları ve gerçekleşme süreçleri doğrultusunda bir rol dağılımına sahip oldukları görülmektedir. Örneğin dokunma fiillerinin istem boşlukları genelde eden, etkilenen, konu ve araç rolleri ile; sözel fiil türü olan işitme duyu fiillerinin istem boşlukları ise söyleyen, alıcı ve mevzu rolleri ile tamamlanmaktadır. Fiillerin semantik rol yapıları ve gerçekleşme süreçleri anlam alanlarının ve anlam sınıflarının belirlenmesinde daha sistematik ve belirleyici bir nitelik göstermektedir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131930243","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-28DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1184714
Fidan Doğru
Milletler, kültürünü buna bağlı olarak sosyolojisini, tarihini, psikolojisini, söz varlığını dil mekanizmasıyla gelecek kuşaklara aktarmaktadır. Türk tarihinde hem sahip oldukları yerleşim yaşam bilgisi hem de benimsemiş oldukları din ve öğretilerle Eski Uygurlar, birleştirici özellikleriyle geçmişten geleceğe bir kültür aktarıcısı rolündedirler. Eski Uygurların benimsediği dinlerden; ilişkide bulundukları devlet, millet, kavimlerden hareketle söz varlığındaki çeşitlenmeler oldukça fazladır. Eski Türkçe olarak adlandırılan döneme ait verilere bakıldığında, en fazla somut belgenin Eski Uygur Dönemi’ne ait olduğu görülmektedir. Bu somut belgelerden Budizm çevresinde yazılmış uyarlama bir eser olan Maytrısimit, o döneme ait ilk ve tek göstermeye bağlı edebî metindir. Kendinden sonra meydana getirilen farklı metinlerde de kültürel yansımaları görülmektedir. Anlam ve görev ögeleri bakımından pek çok söz varlığı unsurunu barındıran Maytrısimit, yabancı adların kullanımı bakımından da hacimli bir metindir. Bu çalışmada Maytrısimit adlı eserdeki 341 yabancı kökenli ad ele alınarak bu sözcüklerin sahip olduğu kavram alanı verilmiş, devamında sözcükler hakkında yapılan değerlendirmelerle ifadelerin içerdiği temel ve metaforik kullanımlar gösterilmeye çalışılmıştır.
{"title":"Foreign Names from Meaningful / Dictionary Languages in Maytrisimit","authors":"Fidan Doğru","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1184714","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1184714","url":null,"abstract":"Milletler, kültürünü buna bağlı olarak sosyolojisini, tarihini, psikolojisini, söz varlığını dil mekanizmasıyla gelecek kuşaklara aktarmaktadır. Türk tarihinde hem sahip oldukları yerleşim yaşam bilgisi hem de benimsemiş oldukları din ve öğretilerle Eski Uygurlar, birleştirici özellikleriyle geçmişten geleceğe bir kültür aktarıcısı rolündedirler. Eski Uygurların benimsediği dinlerden; ilişkide bulundukları devlet, millet, kavimlerden hareketle söz varlığındaki çeşitlenmeler oldukça fazladır. Eski Türkçe olarak adlandırılan döneme ait verilere bakıldığında, en fazla somut belgenin Eski Uygur Dönemi’ne ait olduğu görülmektedir. Bu somut belgelerden Budizm çevresinde yazılmış uyarlama bir eser olan Maytrısimit, o döneme ait ilk ve tek göstermeye bağlı edebî metindir. Kendinden sonra meydana getirilen farklı metinlerde de kültürel yansımaları görülmektedir. \u0000Anlam ve görev ögeleri bakımından pek çok söz varlığı unsurunu barındıran Maytrısimit, yabancı adların kullanımı bakımından da hacimli bir metindir. Bu çalışmada Maytrısimit adlı eserdeki 341 yabancı kökenli ad ele alınarak bu sözcüklerin sahip olduğu kavram alanı verilmiş, devamında sözcükler hakkında yapılan değerlendirmelerle ifadelerin içerdiği temel ve metaforik kullanımlar gösterilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124519192","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-10DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1186363
Abdullah Uğur, Hacer Tokyürek
Türkçenin belli bir varlık ve biçim kazandığı her dönemde ikilemeler vardır. İkilemeler, Türkçenin ifade gücüne zenginlik katması bakımından en az atasözleri ve deyimler kadar önemli kalıplaşmış ögelerdir. Bu ögeler, Türkçenin sözlü ve yazılı olmak üzere anlatımdaki zenginliğini gösteren en önemli ifade biçimlerinden biridir. Son zamanlarda Eski Uygur Türkçesinde ikilemeler üzerine yapılan çalışmaların sayısı artmış ve ikilemelerin tarihî metinlerimizdeki önemine dikkat çekilmeye başlanmıştır. Eski Uygur Türkçesi metinlerinde de çokça geçen bir ifade biçimi olan ikilemeler, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından günümüze kadar kendisini göstermektedir. Bu çalışmada, Altun Yaruk Sudur metninde sadece ikileme yapısında görülen fiiller tespit edilmiştir. Çalışmada tespit edilen ikilemelerin kullanım sıklığına yer verilmiştir. İkilemeler, alfabetik olarak sıralandıktan sonra anlamı ve kökeni ile ilgili açıklamalar üzerinde durulmuş, ikilemeyi oluşturan fiillerin açur- suvsat- ‘aç susuz bırakmak’, tal- yüg- ‘bayılmak2’ örneklerinde olduğu gibi sadece ikileme yapısında görüldüğü veya ikilemeyi oluşturan iki fiilden birinin ısur- sok- ‘ısırmak2, sokmak2’ ve ursuk- bėrtin- ‘vurulmak2, yaralanmak2’ örneklerinde olduğu gibi ikileme yapısında görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Altun Yaruk Sudur Metninde Sadece İkileme Yapısında Görülen Fiiller Üzerine","authors":"Abdullah Uğur, Hacer Tokyürek","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1186363","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1186363","url":null,"abstract":"Türkçenin belli bir varlık ve biçim kazandığı her dönemde ikilemeler vardır. İkilemeler, Türkçenin ifade gücüne zenginlik katması bakımından en az atasözleri ve deyimler kadar önemli kalıplaşmış ögelerdir. Bu ögeler, Türkçenin sözlü ve yazılı olmak üzere anlatımdaki zenginliğini gösteren en önemli ifade biçimlerinden biridir. Son zamanlarda Eski Uygur Türkçesinde ikilemeler üzerine yapılan çalışmaların sayısı artmış ve ikilemelerin tarihî metinlerimizdeki önemine dikkat çekilmeye başlanmıştır. Eski Uygur Türkçesi metinlerinde de çokça geçen bir ifade biçimi olan ikilemeler, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından günümüze kadar kendisini göstermektedir. \u0000Bu çalışmada, Altun Yaruk Sudur metninde sadece ikileme yapısında görülen fiiller tespit edilmiştir. Çalışmada tespit edilen ikilemelerin kullanım sıklığına yer verilmiştir. İkilemeler, alfabetik olarak sıralandıktan sonra anlamı ve kökeni ile ilgili açıklamalar üzerinde durulmuş, ikilemeyi oluşturan fiillerin açur- suvsat- ‘aç susuz bırakmak’, tal- yüg- ‘bayılmak2’ örneklerinde olduğu gibi sadece ikileme yapısında görüldüğü veya ikilemeyi oluşturan iki fiilden birinin ısur- sok- ‘ısırmak2, sokmak2’ ve ursuk- bėrtin- ‘vurulmak2, yaralanmak2’ örneklerinde olduğu gibi ikileme yapısında görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"190 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132426406","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Historical Periods of Armeno-Kipchak","authors":"","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1229498","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1229498","url":null,"abstract":"Bu makale Yaroslav Daşkeviç'in 1983 yılında yayımlanan \"Armyano-Kıpçakskiy Yazık: Etapı İstorii, Voprosı Yazıkoznaniya\" adlı makalenin çevirisidir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128255989","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-30DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1223476
Jean Deny'nin "salı" sözcüğü üzerine bir etimolojik araştırma.
{"title":"OSMANLICADA “SALI” SÖZCÜĞÜ","authors":"","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1223476","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1223476","url":null,"abstract":"Jean Deny'nin \"salı\" sözcüğü üzerine bir etimolojik araştırma.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"117 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114314556","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-15DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1213338
Betül Aydoğan
Bu çalışmada Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Kazak Türklerinin atasözlerindeki kaynağını hayvan adlarından alan metaforlar analiz edilmiştir. Hayvan adlarıyla işaret edilmek istenen kavramlar ortaya konularak bir kavramsal alan oluşturulmaya, bir zihin haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Atasözleri, bir toplumun yüzyıllar boyunca edindiği tecrübe ve gözlemlerini yansıtan; onların duygu, düşünce, inanç, değer, davranış birikimlerini kuşaktan kuşağa aktaran metaforik yapılardır. Bu metaforik yapılarda hayvan metaforlarına sıkça rastlanılmaktadır. Bu çalışmada Salihli Kazak Türklerinin hayvan davranışları ile insan davranışları ve hayvan davranışları ile nesneler arasında kurdukları ilişkiden yola çıkılmıştır. Böylece onların ve atalarının kavram dünyasına, düşünce yapısına dair ipuçlarının elde edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma; planlama, derleme ve inceleme aşamasından oluşmaktadır. Görüşme ve kılavuz kişiden yararlanma tekniği ile 192 atasözü derlenmiştir. Derlenen atasözlerinde metafor olarak kullanılan 32 hayvan adı tespit edilmiş. Tespit edilen hayvan metaforları, George Lakoff ve Mark Johnson’ın Kavramsal Metafor Kuramı çerçevesinde incelenmiştir. Bu kurama ait olan kavramsal haritalama yöntemi ile kaynak alandaki hayvanların hedef alanda hangi kavramlarla eşleştirildiği analiz edilmeye çalışılmıştır. Analiz sonucunda Salihli Kazak Türklerinin ait oldukları topluma, kültüre ve konuştukları dile özgü tasavvurlarının, duygu değerlerinin neler olduğu ortaya konulmuştur.
{"title":"Salihli Kazak Türklerinin Atasözleri Üzerine Metaforik Bir İnceleme: Hayvan Metaforları","authors":"Betül Aydoğan","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1213338","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1213338","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Kazak Türklerinin atasözlerindeki kaynağını hayvan adlarından alan metaforlar analiz edilmiştir. Hayvan adlarıyla işaret edilmek istenen kavramlar ortaya konularak bir kavramsal alan oluşturulmaya, bir zihin haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. \u0000Atasözleri, bir toplumun yüzyıllar boyunca edindiği tecrübe ve gözlemlerini yansıtan; onların duygu, düşünce, inanç, değer, davranış birikimlerini kuşaktan kuşağa aktaran metaforik yapılardır. Bu metaforik yapılarda hayvan metaforlarına sıkça rastlanılmaktadır. Bu çalışmada Salihli Kazak Türklerinin hayvan davranışları ile insan davranışları ve hayvan davranışları ile nesneler arasında kurdukları ilişkiden yola çıkılmıştır. Böylece onların ve atalarının kavram dünyasına, düşünce yapısına dair ipuçlarının elde edilmesi amaçlanmıştır. \u0000Çalışma; planlama, derleme ve inceleme aşamasından oluşmaktadır. Görüşme ve kılavuz kişiden yararlanma tekniği ile 192 atasözü derlenmiştir. Derlenen atasözlerinde metafor olarak kullanılan 32 hayvan adı tespit edilmiş. Tespit edilen hayvan metaforları, George Lakoff ve Mark Johnson’ın Kavramsal Metafor Kuramı çerçevesinde incelenmiştir. Bu kurama ait olan kavramsal haritalama yöntemi ile kaynak alandaki hayvanların hedef alanda hangi kavramlarla eşleştirildiği analiz edilmeye çalışılmıştır. Analiz sonucunda Salihli Kazak Türklerinin ait oldukları topluma, kültüre ve konuştukları dile özgü tasavvurlarının, duygu değerlerinin neler olduğu ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133836893","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-15DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1182036
Semra Akgül
Bâbür’ün kendi kaleminden yaşadıkları, gördükleri, keşfettikleri, kazandıkları ve kaybettikleri, kısacası hayatını ve onu heyecanlandıran, duygulandıran her ayrıntıyı anlattığı Bâbürnâme, Türk edebiyatının ilk hatıratıdır. Eser, Doğu Türkçesi ile kaleme alınmıştır. Hacimli bir eser olan Bâbürnâme birçok saha için olduğu gibi dil çalışmaları için de verimli bir kaynaktır. Cümle kurulumunda önemli role sahip çekim eklerinden isim çekim ekleri, taraflardan en az bir tanesinin isim olduğu birliktelikler kurar. Kurulan bu birlikteliğin fonksiyonu, cümlenin bağlamına göre şekillenir. Binlerce yıldır varlığını koruyan eklerin yeni vazifeler kazanarak canlılıklarını devam ettirmeleri de cümle birliği içerisinde aldıkları çeşitli görevler ile mümkündür. Bu çalışmada Bâbürnâme özelinde çokluk ve isim çekim ekleri ile kurulan birlikler ve bu birliklerin cümle kurulumundaki rolü incelenecektir.
{"title":"The Role of Plurality Suffixes and Noun Inflection in Constructing Sentence in Specific to Baburnama","authors":"Semra Akgül","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1182036","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1182036","url":null,"abstract":"Bâbür’ün kendi kaleminden yaşadıkları, gördükleri, keşfettikleri, kazandıkları ve kaybettikleri, kısacası hayatını ve onu heyecanlandıran, duygulandıran her ayrıntıyı anlattığı Bâbürnâme, Türk edebiyatının ilk hatıratıdır. Eser, Doğu Türkçesi ile kaleme alınmıştır. Hacimli bir eser olan Bâbürnâme birçok saha için olduğu gibi dil çalışmaları için de verimli bir kaynaktır. \u0000Cümle kurulumunda önemli role sahip çekim eklerinden isim çekim ekleri, taraflardan en az bir tanesinin isim olduğu birliktelikler kurar. Kurulan bu birlikteliğin fonksiyonu, cümlenin bağlamına göre şekillenir. Binlerce yıldır varlığını koruyan eklerin yeni vazifeler kazanarak canlılıklarını devam ettirmeleri de cümle birliği içerisinde aldıkları çeşitli görevler ile mümkündür. Bu çalışmada Bâbürnâme özelinde çokluk ve isim çekim ekleri ile kurulan birlikler ve bu birliklerin cümle kurulumundaki rolü incelenecektir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129833503","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-06DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1213093
Erkan Hi̇ri̇k
Çeşitli dilbilgisel yapılar, farklı birleşimlerle bir araya gelerek konuşurun duygu durumunu ve düşüncelerini muhatabına aktarmaya yardımcı olur. Türkçenin sentaktik yapısı içerisinde bağlaç, edat, ünlem, zarf ya da öbek yapı olarak nitelendirilebilecek olan dilsel yapılar kimi zaman bu görevlerinin dışında da kullanılarak sözceye semantik katkı sağlayabilmektedir. Bahsi geçen bu dilsel ögelerin görevlerinin dışında semantik bir kategori oluşturduğu konum, söylem belirleyicilerdir. Söylem belirleyiciler, edimsel işlevleri olan dil ögeleridir. Bu ögeler yüzey yapıda “hani, yani, efendime söyleyeyim, gel gelelim, meğer, tamam mı, yoksa, zaten vb.” gibi farklı dil bilgisel yapılanmalarla belirmektedir. Ancak bu ögelerin cümle ötesi işlevleri olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle konuşma ortamlarında sıkça kullanılan söylem belirleyiciler, iletişim esnasında hem konuşur hem de dinleyen açısından birtakım pragmatik işlevlere sahiptir. Bunlar iletiye kuvvetlendirme isteği katma, duygu aktarma, düşünce payı oluşturma, söylenene karşı tavır belli etme, söylenecek olanlara yönelik dikkat yönlendirme gibi iletişim ortamını ilgilendiren cümle ötesi işlevlerdir. Söylem belirleyiciler; bağlaç, edat, öbek yapı, ünlem ya da zarf gibi sözcük ya da sözcük birleşimlerinden oluşabileceği gibi kimi zaman cümle biçiminde de ortaya çıkabilmektedir. Türkçede cevap alma amacı taşımayan ancak yapısal olarak soru şeklinde bulunan “soru yapılı ifadeler”, söylem belirleyici olarak bazı işlevlere sahiptir. Türkçede soru yapılı ifadelerin söylem belirleyici olarak kullanıldığı durumlar, bu çalışmada yapısal olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca bu sınıfların işlevleri ve bunların diğer dil kategorileriyle ilişkileri incelenmiştir.
{"title":"Türkçede Söylem Belirleyici Olarak Soru Yapılı İfadeler","authors":"Erkan Hi̇ri̇k","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1213093","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1213093","url":null,"abstract":"Çeşitli dilbilgisel yapılar, farklı birleşimlerle bir araya gelerek konuşurun duygu durumunu ve düşüncelerini muhatabına aktarmaya yardımcı olur. Türkçenin sentaktik yapısı içerisinde bağlaç, edat, ünlem, zarf ya da öbek yapı olarak nitelendirilebilecek olan dilsel yapılar kimi zaman bu görevlerinin dışında da kullanılarak sözceye semantik katkı sağlayabilmektedir. Bahsi geçen bu dilsel ögelerin görevlerinin dışında semantik bir kategori oluşturduğu konum, söylem belirleyicilerdir. \u0000Söylem belirleyiciler, edimsel işlevleri olan dil ögeleridir. Bu ögeler yüzey yapıda “hani, yani, efendime söyleyeyim, gel gelelim, meğer, tamam mı, yoksa, zaten vb.” gibi farklı dil bilgisel yapılanmalarla belirmektedir. Ancak bu ögelerin cümle ötesi işlevleri olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle konuşma ortamlarında sıkça kullanılan söylem belirleyiciler, iletişim esnasında hem konuşur hem de dinleyen açısından birtakım pragmatik işlevlere sahiptir. Bunlar iletiye kuvvetlendirme isteği katma, duygu aktarma, düşünce payı oluşturma, söylenene karşı tavır belli etme, söylenecek olanlara yönelik dikkat yönlendirme gibi iletişim ortamını ilgilendiren cümle ötesi işlevlerdir. \u0000Söylem belirleyiciler; bağlaç, edat, öbek yapı, ünlem ya da zarf gibi sözcük ya da sözcük birleşimlerinden oluşabileceği gibi kimi zaman cümle biçiminde de ortaya çıkabilmektedir. Türkçede cevap alma amacı taşımayan ancak yapısal olarak soru şeklinde bulunan “soru yapılı ifadeler”, söylem belirleyici olarak bazı işlevlere sahiptir. \u0000Türkçede soru yapılı ifadelerin söylem belirleyici olarak kullanıldığı durumlar, bu çalışmada yapısal olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca bu sınıfların işlevleri ve bunların diğer dil kategorileriyle ilişkileri incelenmiştir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"98 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115764936","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}