Pub Date : 2023-09-30DOI: 10.12975/rastmd.20231131
Adhurim RASİMİ
TThis study analyzes the importance of cross-subject (cross-curricular) integration of the music education subject with social sciences in elementary school, from the perspective of primary school teachers. This research is important for the teachers of the relevant fields and aims to improve the cross-subject connection practices of music education and social sciences in schools, and it also aims to raise the awareness of the relevant educational institutions at the municipal and state level. The aspect of cross-curricular integration is very important for the development of students’ competencies. These competencies are related to the very goals of the pre-university education system of Kosovo clearly defined in the new Kosovo Curriculum Framework, as the main document in the hierarchy of official education documents in Kosovo. In order to identify the current situation, in this study a qualitative approach was used and by purposeful sampling different teachers have been chosen who work with grades 3, 4 and 5 (in the second curricular level), because this combination offers a diversity of educational units and greater opportunities for ways of integrating music education with social sciences. To address this topic, we collected research data through a semi-structured interview with a total of 15 primary school teachers which highlight the real situation regarding the importance, applicability and the challenges teachers face during the integration of music education with the subjects representing social sciences.
{"title":"The importance of integration of music education with social sciences in elementary school","authors":"Adhurim RASİMİ","doi":"10.12975/rastmd.20231131","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231131","url":null,"abstract":"TThis study analyzes the importance of cross-subject (cross-curricular) integration of the music education subject with social sciences in elementary school, from the perspective of primary school teachers. This research is important for the teachers of the relevant fields and aims to improve the cross-subject connection practices of music education and social sciences in schools, and it also aims to raise the awareness of the relevant educational institutions at the municipal and state level. The aspect of cross-curricular integration is very important for the development of students’ competencies. These competencies are related to the very goals of the pre-university education system of Kosovo clearly defined in the new Kosovo Curriculum Framework, as the main document in the hierarchy of official education documents in Kosovo. In order to identify the current situation, in this study a qualitative approach was used and by purposeful sampling different teachers have been chosen who work with grades 3, 4 and 5 (in the second curricular level), because this combination offers a diversity of educational units and greater opportunities for ways of integrating music education with social sciences. To address this topic, we collected research data through a semi-structured interview with a total of 15 primary school teachers which highlight the real situation regarding the importance, applicability and the challenges teachers face during the integration of music education with the subjects representing social sciences.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136341389","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-30DOI: 10.12975/rastmd.20231133
Esra BERKMAN, Duygu TAŞDELEN
Bu çalışmada incelenen iki makamdan biri olan Zirefkend, az kullanılan / nadir makam kategorisinde olup, elimizdeki eser örneği altıdır. Diğer taraftan yüzyıllar içinde Zirefkend’in dönüştüğünü varsaydığımız Kûçek makamı dağarda 16 eser ile temsil edilmektedir. Repertuvarda karşılaşılan söz konusu durum, bu çalışmanın başlıca bir motivasyonunu oluşturmaktadır. Kültürel belleğimizin önemli bir kısmını oluşturan Türk makam müziğinin yozlaşmaması ve bu geleneğin yeni kuşaklara özgün biçimde aktarılabilmesi için, hem geçmişten günümüze makamların kuramsal bağlamda netlikle ortaya konmaları hem elde edilen kuramsal bilgilerle eserlerin makam analizinin düzgün yapılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda, günümüzde kullanılan Pithagoryen makamsal kuramın en erken dayanaklarından biri olan Urmevî’nin Kitâbü’l Edvâr’ı ile Şerefiyye Risâlesi’nden seçilen ve günümüze az eser örneği ulaşan Zirefkend makamının nasıl olup da Kûçek makamına dönüşmüş olabileceği araştırılmıştır. Nitekim seçilen iki makamdaki eserlerin makam analizleri yapılıp, bu analizlere dayanarak, yaşanmış olması muhtemel dönüşüm ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, Safiyyüddin’den günümüze makam kuramının anlatılmaya çalışıldığı yazmalar üzerinde yapılan incelemeler zemininde, bahsi geçen makamlar irdelenmiştir ve bunlar kuram bilgilerimizin temelini oluşturmuştur. Nitel yönteme dayalı olarak yaptığımız makamsal analiz, Anadolu edvar ekolü itibariyle kullanılagelen ve bestesel seyre dayalı olan yaklaşımdan, Safiyyüddin’den aldıkları bilgileri Batı porteli tonal düzleme uyarlayan Yekta’nın ve Arel-Ezgi-Uzdilek’in (AEU) ortaya koydukları yaygın yaklaşıma dek, pek çok modele atıfla desteklenmiştir. Sonuç olarak, edvar kitaplarının en erken nüshaları ile daha sonraki istinsahları arasında bir karşılaştırma dahi adı geçen makamın adının Zirefkend’den, Zirefkend-i Kûçek ya da Kûçek’e evrildiğini birkaç örnekte tespit etmemizi sağlamaktadır. Yine de makam analizi çerçevesinde birkaç çıkarsama yapılabilmekle birlikte, eser sayısının azlığı bilimsel bir sonuca varmayı engelleyecek niceliktedir. 20. Yüzyıl makam müziği bestecilerinin ise söz konusu makamlardaki eserlerini, AEU sistemince ele alınan makam tarifleri uyarınca besteledikleri netlikle görülmüştür.
{"title":"Makamların Dönüşümünün Tarihsel ve Kuramsal İzleri: Zirefkend Makamının Kûçek’e evrilmesi","authors":"Esra BERKMAN, Duygu TAŞDELEN","doi":"10.12975/rastmd.20231133","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231133","url":null,"abstract":"Bu çalışmada incelenen iki makamdan biri olan Zirefkend, az kullanılan / nadir makam kategorisinde olup, elimizdeki eser örneği altıdır. Diğer taraftan yüzyıllar içinde Zirefkend’in dönüştüğünü varsaydığımız Kûçek makamı dağarda 16 eser ile temsil edilmektedir. Repertuvarda karşılaşılan söz konusu durum, bu çalışmanın başlıca bir motivasyonunu oluşturmaktadır. Kültürel belleğimizin önemli bir kısmını oluşturan Türk makam müziğinin yozlaşmaması ve bu geleneğin yeni kuşaklara özgün biçimde aktarılabilmesi için, hem geçmişten günümüze makamların kuramsal bağlamda netlikle ortaya konmaları hem elde edilen kuramsal bilgilerle eserlerin makam analizinin düzgün yapılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda, günümüzde kullanılan Pithagoryen makamsal kuramın en erken dayanaklarından biri olan Urmevî’nin Kitâbü’l Edvâr’ı ile Şerefiyye Risâlesi’nden seçilen ve günümüze az eser örneği ulaşan Zirefkend makamının nasıl olup da Kûçek makamına dönüşmüş olabileceği araştırılmıştır. Nitekim seçilen iki makamdaki eserlerin makam analizleri yapılıp, bu analizlere dayanarak, yaşanmış olması muhtemel dönüşüm ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, Safiyyüddin’den günümüze makam kuramının anlatılmaya çalışıldığı yazmalar üzerinde yapılan incelemeler zemininde, bahsi geçen makamlar irdelenmiştir ve bunlar kuram bilgilerimizin temelini oluşturmuştur. Nitel yönteme dayalı olarak yaptığımız makamsal analiz, Anadolu edvar ekolü itibariyle kullanılagelen ve bestesel seyre dayalı olan yaklaşımdan, Safiyyüddin’den aldıkları bilgileri Batı porteli tonal düzleme uyarlayan Yekta’nın ve Arel-Ezgi-Uzdilek’in (AEU) ortaya koydukları yaygın yaklaşıma dek, pek çok modele atıfla desteklenmiştir. Sonuç olarak, edvar kitaplarının en erken nüshaları ile daha sonraki istinsahları arasında bir karşılaştırma dahi adı geçen makamın adının Zirefkend’den, Zirefkend-i Kûçek ya da Kûçek’e evrildiğini birkaç örnekte tespit etmemizi sağlamaktadır. Yine de makam analizi çerçevesinde birkaç çıkarsama yapılabilmekle birlikte, eser sayısının azlığı bilimsel bir sonuca varmayı engelleyecek niceliktedir. 20. Yüzyıl makam müziği bestecilerinin ise söz konusu makamlardaki eserlerini, AEU sistemince ele alınan makam tarifleri uyarınca besteledikleri netlikle görülmüştür.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":"96 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136342703","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-30DOI: 10.12975/rastmd.20231134
Aida PULAKE ALTINBÜKEN, Yelda ÖZGEN ÖZTÜRK
Bu çalışma, Güney Arnavutluk halk müziğinin eşsiz ve özgün özelliklerine odaklanarak, bu stilde keman icrasının zirve noktası olan ve "kaba" olarak anılan türün inceliklerine derin bir bakış sunmaktadır. Bu bölgenin müziği, İso-polifoni adı verilen, UNESCO tarafından kültürel miras olarak tanınmış vokal temelli çoksesli bir dokuya dayanmaktadır. Pentatonik dizinin modlarının kullanımıyla da karakterize olan bu yapı, Arnavutluk'un güneyinde "saze" adı verilen halk müziği çalgı topluluklarının icralarına kaynak olmuştur. Arnavutluk halk müziği konulu çalışmalarda kabanın müziksel yapısı nadiren tartışılmış, uygulanan çalım yöntemleri veya kabanın armonik-melodik yapısı üstüne detaylı analize yer verilmemiştir. raştırmanın amacı kemanın Güney Arnavutluk halk müziğinde kullanımına dair stil özelliklerini gözlemlemek için, "kaba" olarak adlandırılan icraya analitik bir bakış sağlamaktır. Transkripsiyonda konvansiyonel batı müziği notasyonu kullanılmıştır. Analiz sonucu, kaba icrasının konvansiyonel notasyon ile kağıda geçebileceği, serbest ritimde nota değerlerinin yaklaşık olarak notaya alınabileceği görülmüştür. Artikülasyonların kombine kullanımı, değişik gürlükler, farklı yay pozisyonları ve değişken yay baskısı sayesinde tınısal çeşitlilik ve dramatik etkiler sağlandığı gözlenmiştir. Temel ezgisel çerçeveyi pentatonik modlar meydana getirmekte, pentatonik dışı dereceler yardımcı ses olmakta, yapısal önemde kullanılmamaktadır. Pentatonik modlar arası geçişler, aynı donanımda yakın bir moda veya tam beşli yukarıdaki mod sistemine gidip dönerek yapılmaktadır. Bu, klasik armonideki dominanta modülasyon modelini anımsatmıştır. Melodik yüzey, küçük motifler ve bunların varyasyonları ile örülüdür. İncelenen kabada ezginin arka planında yine pentatonik temelli temel yapısal bir rota bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu, literatürde önceden ortaya konmamış özgün bir bulgudur. İlerideki çalışmalarda bu bulguların başka kaba performanslarında geçerliliği araştırılabilir. Yaygınlıkla görülen unsurlar için alana özgü terminoloji önerilebilir.
{"title":"An overview of Southern Albanian folk music from the perspective of Ethem Qerimaj and the analysis of a kaba performance","authors":"Aida PULAKE ALTINBÜKEN, Yelda ÖZGEN ÖZTÜRK","doi":"10.12975/rastmd.20231134","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231134","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Güney Arnavutluk halk müziğinin eşsiz ve özgün özelliklerine odaklanarak, bu stilde keman icrasının zirve noktası olan ve \"kaba\" olarak anılan türün inceliklerine derin bir bakış sunmaktadır. Bu bölgenin müziği, İso-polifoni adı verilen, UNESCO tarafından kültürel miras olarak tanınmış vokal temelli çoksesli bir dokuya dayanmaktadır. Pentatonik dizinin modlarının kullanımıyla da karakterize olan bu yapı, Arnavutluk'un güneyinde \"saze\" adı verilen halk müziği çalgı topluluklarının icralarına kaynak olmuştur. Arnavutluk halk müziği konulu çalışmalarda kabanın müziksel yapısı nadiren tartışılmış, uygulanan çalım yöntemleri veya kabanın armonik-melodik yapısı üstüne detaylı analize yer verilmemiştir. raştırmanın amacı kemanın Güney Arnavutluk halk müziğinde kullanımına dair stil özelliklerini gözlemlemek için, \"kaba\" olarak adlandırılan icraya analitik bir bakış sağlamaktır. Transkripsiyonda konvansiyonel batı müziği notasyonu kullanılmıştır. Analiz sonucu, kaba icrasının konvansiyonel notasyon ile kağıda geçebileceği, serbest ritimde nota değerlerinin yaklaşık olarak notaya alınabileceği görülmüştür. Artikülasyonların kombine kullanımı, değişik gürlükler, farklı yay pozisyonları ve değişken yay baskısı sayesinde tınısal çeşitlilik ve dramatik etkiler sağlandığı gözlenmiştir. Temel ezgisel çerçeveyi pentatonik modlar meydana getirmekte, pentatonik dışı dereceler yardımcı ses olmakta, yapısal önemde kullanılmamaktadır. Pentatonik modlar arası geçişler, aynı donanımda yakın bir moda veya tam beşli yukarıdaki mod sistemine gidip dönerek yapılmaktadır. Bu, klasik armonideki dominanta modülasyon modelini anımsatmıştır. Melodik yüzey, küçük motifler ve bunların varyasyonları ile örülüdür. İncelenen kabada ezginin arka planında yine pentatonik temelli temel yapısal bir rota bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu, literatürde önceden ortaya konmamış özgün bir bulgudur. İlerideki çalışmalarda bu bulguların başka kaba performanslarında geçerliliği araştırılabilir. Yaygınlıkla görülen unsurlar için alana özgü terminoloji önerilebilir.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":"96 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136341667","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-30DOI: 10.12975/rastmd.20231135
Levent KAYA, Erhan ÖZDEN, Bülent ALCI
Cami görevlileri (imam, müezzin) dini ritüeller esnasında Kur’an-ı Kerim, ezan, salâ, mevlid gibi dini müzik formlarını icra ederler. Bunların yanı sıra hutbe okumak ve vâzetmek gibi görevlerini ifa ederken ses becerilerini kullanırlar. Cami görevlilerinin mesleki ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik farklı örneklemlerle yapılmış çalışmalarda yer alan katılımcılar, alanında uzman kişiler tarafından doğru içerik ve kaynaklarla iyi programlanmış bir ses eğitimi programına ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Cami görevlileri mesleklerini icra ederken ihtiyaç duydukları ses eğitimini, mezun oldukları okullardan (imam-hatip liseleri veya ilahiyat fakülteleri) karşılayamamaktadırlar. Bu araştırmanın amacı cami görevlileri için geliştirilen ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının etkililiğini belirlemektir. Araştırmanın deneysel işlemi, Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Haseki Reisulkurra Abdurrahman Gürses Dini İhtisas Merkezi’nde verilen Dini Musiki Hizmet İçi Eğitim Programı bünyesinde yürütülmüştür. Bu program kapsamında, İstanbul’un farklı ilçelerinde görev yapan imam-hatip, müezzin kayyımlar arasından sekiz katılımcı belirlenmiştir. İlgili literatür taraması ve çalışma grubuyla yapılan görüşmeler sonucu cami görevlilerinin ses eğitimi ihtiyaçları tespit edilerek 26 haftalık hizmet içi eğitim programı tasarlanmıştır. Uygulama 2020-2021 eğitim öğretim yılında yapılmıştır. Araştırmada, öntest-sontest tek gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak Cami Görevlileri için Ses Performansı Değerlendirme Ölçeği geliştirilmiştir. Bu ölçek 5’li Likert tipte bir ölçektir. Verilerin analizinde, ön test ve son test grup ortalamaları Wilcoxson işaretli sıralar testi kullanılmıştır. Araştırma sürecinde, çalışma grubunun ön test ve son test performanslarını değerlendirmek üzere üç akademisyenden oluşan bir uzman ekip görev almıştır. Veri toplama sürecinde ön test ve son test performans değerlendirmeleri için katılımcılardan görüntülü ses kayıtları da alınmıştır. Araştırma sonucunda, deney grubunun ön test ve son test puanları arasında anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (Z=2,521, p˂0.05). Bu durumda geliştirilen ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının cami görevlilerinin ses kullanma becerilerini geliştirdiği söylenebilir. İlerideki araştırmalarda, geliştirilen bu ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının etkililiğinin deney kontrol gruplu deneysel desenle test edilmesi sağlanabilir.
{"title":"Cami görevlileri için geliştirilen ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının etkililiğinin incelenmesi","authors":"Levent KAYA, Erhan ÖZDEN, Bülent ALCI","doi":"10.12975/rastmd.20231135","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231135","url":null,"abstract":"Cami görevlileri (imam, müezzin) dini ritüeller esnasında Kur’an-ı Kerim, ezan, salâ, mevlid gibi dini müzik formlarını icra ederler. Bunların yanı sıra hutbe okumak ve vâzetmek gibi görevlerini ifa ederken ses becerilerini kullanırlar. Cami görevlilerinin mesleki ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik farklı örneklemlerle yapılmış çalışmalarda yer alan katılımcılar, alanında uzman kişiler tarafından doğru içerik ve kaynaklarla iyi programlanmış bir ses eğitimi programına ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Cami görevlileri mesleklerini icra ederken ihtiyaç duydukları ses eğitimini, mezun oldukları okullardan (imam-hatip liseleri veya ilahiyat fakülteleri) karşılayamamaktadırlar. Bu araştırmanın amacı cami görevlileri için geliştirilen ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının etkililiğini belirlemektir. Araştırmanın deneysel işlemi, Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Haseki Reisulkurra Abdurrahman Gürses Dini İhtisas Merkezi’nde verilen Dini Musiki Hizmet İçi Eğitim Programı bünyesinde yürütülmüştür. Bu program kapsamında, İstanbul’un farklı ilçelerinde görev yapan imam-hatip, müezzin kayyımlar arasından sekiz katılımcı belirlenmiştir. İlgili literatür taraması ve çalışma grubuyla yapılan görüşmeler sonucu cami görevlilerinin ses eğitimi ihtiyaçları tespit edilerek 26 haftalık hizmet içi eğitim programı tasarlanmıştır. Uygulama 2020-2021 eğitim öğretim yılında yapılmıştır. Araştırmada, öntest-sontest tek gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak Cami Görevlileri için Ses Performansı Değerlendirme Ölçeği geliştirilmiştir. Bu ölçek 5’li Likert tipte bir ölçektir. Verilerin analizinde, ön test ve son test grup ortalamaları Wilcoxson işaretli sıralar testi kullanılmıştır. Araştırma sürecinde, çalışma grubunun ön test ve son test performanslarını değerlendirmek üzere üç akademisyenden oluşan bir uzman ekip görev almıştır. Veri toplama sürecinde ön test ve son test performans değerlendirmeleri için katılımcılardan görüntülü ses kayıtları da alınmıştır. Araştırma sonucunda, deney grubunun ön test ve son test puanları arasında anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (Z=2,521, p˂0.05). Bu durumda geliştirilen ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının cami görevlilerinin ses kullanma becerilerini geliştirdiği söylenebilir. İlerideki araştırmalarda, geliştirilen bu ses eğitimi konulu hizmet içi eğitim programının etkililiğinin deney kontrol gruplu deneysel desenle test edilmesi sağlanabilir.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136342707","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-30DOI: 10.12975/rastmd.20231132
Yusuf BENLİ
Öz
Bu çalışma, bağlama icrasında ve öğretiminde kullanılan belli başlı tezene kalıplarının; uygulama alanları, icra teknikleri, usul ve tartım açısından tasnifi amacıyla hazırlanmıştır. Tarihsel süreç içerisinde bağlama çalgısının icrasal manada geçirdiği evreler ve tezene icra teknikleri incelenmiştir. Çalışmada konuya dair kaynak taraması, gözlem ve deneyimler ışığında tezene ile çalım tekniğine geçiş ile beraber oluşan pek çok farklı tezene kalıplarının oluşum süreç ve koşulları değerlendirilmiştir. Tezene ile çalım tekniğine geçiş ile berebar oluşan tezene kalıplarının yöresel kavram ve bölge veya şehir isimleri ile ifade edilmesinin icradaki uygulama alanları ve icrasal teknik işlevselliği ile örtüşmediği görülmüştür. Bu tezene kalıpları; uygulama alanları, müziksel teknik icra niteliklerine ve halk müziği usul yapısına göre yeniden değerlendirilerek ana tezene kalıpları, birleşik tezene kalıpları ve karma tezene kalıpları olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır. Temel icra düzeyi, orta icra düzeyi ve ileri icra düzeyine karşılık gelen sınıflara ayrılarak tasnif edilen bu tezene kalıpları kendi içinde de ayrıca birinci aşama, ikinci aşama ve üçüncü aşama şeklinde detaylı bir şekilde tasnife tabi tutularak tablolar halinde gösterilmiştir. Çalışmada, tezeneli bağlama icra tekniğinde kullanılan mevcut isimlendirmeler yerine, müziksel icra özelliklerine göre tezene kalıplarının teknik analizi sonucunda yeni terminolojik isimlendirmeler oluşturulmuştur. Tezene kalıplarının mevcut isimlendirmeleri ile uygulama alanlarının bölgesel çeşitliliği ve farklı tür/formlarda kullanılması arasındaki çelişkiye dikkat çekilerek bu tezene kalıpları alfabetik ve matematiksel veriler kullanılarak kodlanmıştır. Tezene kalıplarının tasnifi, bağlama öğretiminde kolaydan zora doğru aşamalı bir eğitim sürecinin oluşması amacına araçlık edeceği öngörülmüştür. Ayrıca icra tekniğinden yola çıkılarak yapılan tasnifin icrada müziksel terminoloji açısından ortak bir dil birlikteliğinin oluşmasına katkı sunacağı değerlendirmesi yapılmıştır. Sonuç olarak halk müziği usul yapısının tasnifi referans alınarak, bağlamadaki temel icra düzeyi, orta icra düzeyi ve ileri icra düzeyi açısından tezene kalıplarının yeniden tasnif edilmesi ve isimlendirilmesi, ileri icra tezene kalıplarının bir kod sistematiğinin oluşturulması geleceğin bağlama öğretim formasyonuna ve işlevselliğine ışık tutacağı değerlendirmesi yapılmıştır.
{"title":"Determination of the Systematics of Plectrum Patterns and the Forms of Technical Conceptual Expression in Baglama Teaching and Performance","authors":"Yusuf BENLİ","doi":"10.12975/rastmd.20231132","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231132","url":null,"abstract":"Öz
 Bu çalışma, bağlama icrasında ve öğretiminde kullanılan belli başlı tezene kalıplarının; uygulama alanları, icra teknikleri, usul ve tartım açısından tasnifi amacıyla hazırlanmıştır. Tarihsel süreç içerisinde bağlama çalgısının icrasal manada geçirdiği evreler ve tezene icra teknikleri incelenmiştir. Çalışmada konuya dair kaynak taraması, gözlem ve deneyimler ışığında tezene ile çalım tekniğine geçiş ile beraber oluşan pek çok farklı tezene kalıplarının oluşum süreç ve koşulları değerlendirilmiştir. Tezene ile çalım tekniğine geçiş ile berebar oluşan tezene kalıplarının yöresel kavram ve bölge veya şehir isimleri ile ifade edilmesinin icradaki uygulama alanları ve icrasal teknik işlevselliği ile örtüşmediği görülmüştür. Bu tezene kalıpları; uygulama alanları, müziksel teknik icra niteliklerine ve halk müziği usul yapısına göre yeniden değerlendirilerek ana tezene kalıpları, birleşik tezene kalıpları ve karma tezene kalıpları olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır. Temel icra düzeyi, orta icra düzeyi ve ileri icra düzeyine karşılık gelen sınıflara ayrılarak tasnif edilen bu tezene kalıpları kendi içinde de ayrıca birinci aşama, ikinci aşama ve üçüncü aşama şeklinde detaylı bir şekilde tasnife tabi tutularak tablolar halinde gösterilmiştir. Çalışmada, tezeneli bağlama icra tekniğinde kullanılan mevcut isimlendirmeler yerine, müziksel icra özelliklerine göre tezene kalıplarının teknik analizi sonucunda yeni terminolojik isimlendirmeler oluşturulmuştur. Tezene kalıplarının mevcut isimlendirmeleri ile uygulama alanlarının bölgesel çeşitliliği ve farklı tür/formlarda kullanılması arasındaki çelişkiye dikkat çekilerek bu tezene kalıpları alfabetik ve matematiksel veriler kullanılarak kodlanmıştır. Tezene kalıplarının tasnifi, bağlama öğretiminde kolaydan zora doğru aşamalı bir eğitim sürecinin oluşması amacına araçlık edeceği öngörülmüştür. Ayrıca icra tekniğinden yola çıkılarak yapılan tasnifin icrada müziksel terminoloji açısından ortak bir dil birlikteliğinin oluşmasına katkı sunacağı değerlendirmesi yapılmıştır. Sonuç olarak halk müziği usul yapısının tasnifi referans alınarak, bağlamadaki temel icra düzeyi, orta icra düzeyi ve ileri icra düzeyi açısından tezene kalıplarının yeniden tasnif edilmesi ve isimlendirilmesi, ileri icra tezene kalıplarının bir kod sistematiğinin oluşturulması geleceğin bağlama öğretim formasyonuna ve işlevselliğine ışık tutacağı değerlendirmesi yapılmıştır.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136343717","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.12975/rastmd.20231129
Eliona Li̇ci̇
The aim of this research paper is to build the historical journey of the development of music education since its origins until the middle of the 20th century. Based on archival documents and facts, historical and journalistic publications, texts and didactic musical pedagogical methods, as well as in other supplementary materials I present with facts, analysis and generalizing treatments in the historical plane, the path of the formation and development of the music education tradition as part of general education system and also outside it. The research model was historical research which underpins all other research into music education as even the most contemporary facts have already occurred. The technique for analysing archival documents in the context of music education were document identification, document evaluation, content analysis, interpretation of the findings from the archival documents and synthesize the information to form a coherent narrative or analysis of music education practices descriptive analysis of the technical character of music methods that is made to each document stored in the Central State Archive (CSA), the comparative method for the recognition and contributions given by every religious educational institution in Scutari or secular in the four cities. To accomplish this objective, the study is focused on the documents researched mainly in Central State Archive as well as other sources publication interviews). On this basis and according to the historic importance, the study is shed light on the path of development of Albanian music pedagogy and the stages which defined this development, both in the drawing up of programs as well as through the publication of musical books by Albanian or foreign authors. The article gives a unique contribution of the first phase of the establishment of the music education tradition in Albania, as an outcome of which there were some achievements of the artistic activities, which linked the general music education of the first half of 20th century. This study may be the beginning of a wider research for professional music pedagogy in Albania, may serve for the international researchers to know the development of music pedagogy in the early years of education in Albania and to compare it with the developments in the Balkans.
{"title":"Music education in first half of 20th century in Albania: Its institution and contribution to urban music life","authors":"Eliona Li̇ci̇","doi":"10.12975/rastmd.20231129","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231129","url":null,"abstract":"The aim of this research paper is to build the historical journey of the development of music education since its origins until the middle of the 20th century. Based on archival documents and facts, historical and journalistic publications, texts and didactic musical pedagogical methods, as well as in other supplementary materials I present with facts, analysis and generalizing treatments in the historical plane, the path of the formation and development of the music education tradition as part of general education system and also outside it. The research model was historical research which underpins all other research into music education as even the most contemporary facts have already occurred. The technique for analysing archival documents in the context of music education were document identification, document evaluation, content analysis, interpretation of the findings from the archival documents and synthesize the information to form a coherent narrative or analysis of music education practices descriptive analysis of the technical character of music methods that is made to each document stored in the Central State Archive (CSA), the comparative method for the recognition and contributions given by every religious educational institution in Scutari or secular in the four cities. To accomplish this objective, the study is focused on the documents researched mainly in Central State Archive as well as other sources publication interviews). On this basis and according to the historic importance, the study is shed light on the path of development of Albanian music pedagogy and the stages which defined this development, both in the drawing up of programs as well as through the publication of musical books by Albanian or foreign authors. The article gives a unique contribution of the first phase of the establishment of the music education tradition in Albania, as an outcome of which there were some achievements of the artistic activities, which linked the general music education of the first half of 20th century. This study may be the beginning of a wider research for professional music pedagogy in Albania, may serve for the international researchers to know the development of music pedagogy in the early years of education in Albania and to compare it with the developments in the Balkans.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45679944","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.12975/rastmd.20231126
Ayşe Özlem Akdeni̇z, Arman Artaç
Eserlerini Romantik dönemde vermiş olan Alman besteci ve piyanist Johannes Brahms, senfoniler, piyano ve oda müziği eserleri, konçertolar koral eserler ve iki yüzden fazla şarkının bulunduğu pek çok eser bestelemiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında senfoni ve sonat formlarının büyük ustası olarak görülen Brahms, yazdığı 3 piyano, 3 keman, 2 viyola, 2 çello ve 2 klarnet sonatı ile bir Klasik dönem formu olan sonatı, romantik ve modern bir anlayışla işlemiş zengin müzikal ifadeleri ile sonat formunu oldukça geliştirmiştir. Bu çalışma geç Romantik1 dönemin en önemli bestecilerinden Johannes Brahms’ın op.108 3 numaralı keman sonatının detaylı bir incelemesidir. Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin teknik ve müzikal gelişimlerine katkıda bulunabilecek pek çok unsuru da içerisinde barındıran; Brahms’ın 3 numaralı keman sonatını çalışacak olan icracılara, Brahms’ın müzikal anlayışı hakkında bilgi vermek; sonatı biçim, armoni ve stil açısından tanıtmak ve çeşitli çalışma önerileri sunmaktır. Bu çalışmada veriler; literatür taraması, eserlerin dinlenmesi, icra edilmesi ve nota üzerinde analiz yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışmada Brahms’ın müzikal yaşamına kısaca değinilmiş, stili hakkında bilgiler verilmiştir. Sonraki bölümde sonat hakkında bilgiler verilerek, form, armoni ve yorum açısından analizi yapılmıştır. Doğru çalış stilinin uygulanabilmesi ve Brahms’ın yoğun müzikal dokusunun yansıtılabilmesi için sağ ve sol elde çeşitli icra teknikleri ve çalışma önerilerinde bulunulmuştur. Hızlı bölümler için metronom tavsiyelerinde bulunulmuştur. Benzer analiz ve öneriler piyano partisi için de yapılmıştır. Çalışmadaki veriler literatür taraması ve notaların ayrıntılı incelemesi sonucunda elde edilmiştir. Ortaya çıkan sonuçlara göre; Brahms, sonatı organik bir bütünlük içinde tasarlamış, keman ve piyano arasındaki ilişkiyi bir solo çalgı ve ona eşlik eden bir piyano olmanın ötesine taşımış, kontrpuan, rondo formu, sonat allegro formu gibi geleneksel formları kullanmış, uygulanmasını istediği her türlü ifadeyi nota üzerine yazmış olduğu ortaya çıkmıştır.
德国诗人和钢琴家约翰尼斯·勃拉姆斯在浪漫主义时期创作了他的画作,他描述了钢琴和室内音乐、音乐会以及200多首歌曲的作品。19世纪下半叶,勃拉姆斯以大师的身份看到了交响乐和最终形式,并发展出了三架钢琴、三根骨头、两个振动、两架直升机和两支单簧管的最终形式,这是一种古典的时代形式,对丰富的音乐表达有着浪漫和现代的理解。这项研究详细考察了勃拉姆斯在浪漫主义晚期最重要的纤维骨架编号3的结论。这项工作的目的是包括许多有助于学生技术和音乐发展的元素;勃拉姆斯的3首作品《努马拉尔·凯曼奏鸣曲》、《布拉姆斯的müzikal anlayışıhakkında bilgi vermek》;其结果是在形状、武器和风格方面介绍了各种工作建议。在本研究中,文献扫描、休息、表演和分析作品。在工作中,勃拉姆斯的音乐生活发生了短暂的变化,并提供了关于风格的信息。在下一节中,从形式、武器库和评论等方面分析了有关结果的数据。正确的工作风格和勃拉姆斯音乐风格的强度在各种右手和左手练习技巧和研讨会建议中得到了体现。他们有快速分区的节拍器建议。对钢琴晚会也提出了类似的分析和建议。这项工作的数据导致了对文献扫描和笔记的详细分析。Ortayaçıkan sonuçlara göre;勃拉姆斯透露,骨骼和钢琴之间的关系是在一个有机的整体中设计的,它是在钢琴伴奏的事实之外进行的,使用了传统的形式,如结论快板形式,并且它是在他想应用的任何一种表达方式上写的。
{"title":"Examination of Brahms’ op.108 violin-piano sonata in D minor in terms of the composer’s musical style and performance techniques and suggestions in conservatory education","authors":"Ayşe Özlem Akdeni̇z, Arman Artaç","doi":"10.12975/rastmd.20231126","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231126","url":null,"abstract":"Eserlerini Romantik dönemde vermiş olan Alman besteci ve piyanist Johannes Brahms, senfoniler, piyano ve oda müziği eserleri, konçertolar koral eserler ve iki yüzden fazla şarkının bulunduğu pek çok eser bestelemiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında senfoni ve sonat formlarının büyük ustası olarak görülen Brahms, yazdığı 3 piyano, 3 keman, 2 viyola, 2 çello ve 2 klarnet sonatı ile bir Klasik dönem formu olan sonatı, romantik ve modern bir anlayışla işlemiş zengin müzikal ifadeleri ile sonat formunu oldukça geliştirmiştir. Bu çalışma geç Romantik1 dönemin en önemli bestecilerinden Johannes Brahms’ın op.108 3 numaralı keman sonatının detaylı bir incelemesidir. Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin teknik ve müzikal gelişimlerine katkıda bulunabilecek pek çok unsuru da içerisinde barındıran; Brahms’ın 3 numaralı keman sonatını çalışacak olan icracılara, Brahms’ın müzikal anlayışı hakkında bilgi vermek; sonatı biçim, armoni ve stil açısından tanıtmak ve çeşitli çalışma önerileri sunmaktır. Bu çalışmada veriler; literatür taraması, eserlerin dinlenmesi, icra edilmesi ve nota üzerinde analiz yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışmada Brahms’ın müzikal yaşamına kısaca değinilmiş, stili hakkında bilgiler verilmiştir. Sonraki bölümde sonat hakkında bilgiler verilerek, form, armoni ve yorum açısından analizi yapılmıştır. Doğru çalış stilinin uygulanabilmesi ve Brahms’ın yoğun müzikal dokusunun yansıtılabilmesi için sağ ve sol elde çeşitli icra teknikleri ve çalışma önerilerinde bulunulmuştur. Hızlı bölümler için metronom tavsiyelerinde bulunulmuştur. Benzer analiz ve öneriler piyano partisi için de yapılmıştır. Çalışmadaki veriler literatür taraması ve notaların ayrıntılı incelemesi sonucunda elde edilmiştir. Ortaya çıkan sonuçlara göre; Brahms, sonatı organik bir bütünlük içinde tasarlamış, keman ve piyano arasındaki ilişkiyi bir solo çalgı ve ona eşlik eden bir piyano olmanın ötesine taşımış, kontrpuan, rondo formu, sonat allegro formu gibi geleneksel formları kullanmış, uygulanmasını istediği her türlü ifadeyi nota üzerine yazmış olduğu ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"41918766","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.12975/rastmd.20231127
Önder Mustul, Y. Aksoy
Trying to obtain reliable models for the assessment of instrumental performance in music education, which is a dimension of education, involves various challenges. The difficulties during the assessment become more complex, especially in instruments such as violin and viola, which require a large number of skills. The aim of this study is to determine how the assessment-evaluation process is carried out in violin and viola final exams in Music Education Departments in Turkey. The research is a qualitative study designed with a case study design. The study group consists of 22 lecturers conducting violin and viola courses in music education departments in 16 different universities in Turkey in the academic year 2022- 2023. The data collected through a semi-structured interview form were analyzed using descriptive and content analysis techniques. As a result of the study, it was seen that the participants mostly evaluated the students in the final exams with a commission consisting of string instruments instructors, however, a considerable number of instructors evaluated the students only by themselves. Most of the participants stated that they evaluated the students in the final exams on criteria such as violin viola grip, bow grip, application of bowing techniques, playing monophonic etudes, playing works or parts of works, musicality, physical setup, scale playing and arpeggio playing. The results that proper physical setup, proper violin viola grip and bow grip prevent physical problems, improve technical skills, contribute to correct intonation and increase tone quality are predominantly noticeable. It has been determined that playing scales and arpeggios creates a preliminary preparation for the etudes and pieces to be played by the student, applying different bowing techniques shows the level of the student, playing monophonic etudes provides technical gains and playing duophonic etudes contributes to intonation. It was concluded that playing a piece or part of a piece contributes to musicality, and playing with piano accompaniment enables the piece to be played in intonation, tempo and integrity by recognising its original form. In addition to these evaluation criteria mentioned by the participants, it was stated that students should be evaluated in terms of performance during the semester, attitude towards the exam, vocalization of maqam melodies, attendance to the lesson and awareness of the repertoire played in the exam.
{"title":"Opinions of lecturers in music education department about assessment and evaluation of the violin and viola exams","authors":"Önder Mustul, Y. Aksoy","doi":"10.12975/rastmd.20231127","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231127","url":null,"abstract":"Trying to obtain reliable models for the assessment of instrumental performance in music education, which is a dimension of education, involves various challenges. The difficulties during the assessment become more complex, especially in instruments such as violin and viola, which require a large number of skills. The aim of this study is to determine how the assessment-evaluation process is carried out in violin and viola final exams in Music Education Departments in Turkey. The research is a qualitative study designed with a case study design. The study group consists of 22 lecturers conducting violin and viola courses in music education departments in 16 different universities in Turkey in the academic year 2022- 2023. The data collected through a semi-structured interview form were analyzed using descriptive and content analysis techniques. As a result of the study, it was seen that the participants mostly evaluated the students in the final exams with a commission consisting of string instruments instructors, however, a considerable number of instructors evaluated the students only by themselves. Most of the participants stated that they evaluated the students in the final exams on criteria such as violin viola grip, bow grip, application of bowing techniques, playing monophonic etudes, playing works or parts of works, musicality, physical setup, scale playing and arpeggio playing. The results that proper physical setup, proper violin viola grip and bow grip prevent physical problems, improve technical skills, contribute to correct intonation and increase tone quality are predominantly noticeable. It has been determined that playing scales and arpeggios creates a preliminary preparation for the etudes and pieces to be played by the student, applying different bowing techniques shows the level of the student, playing monophonic etudes provides technical gains and playing duophonic etudes contributes to intonation. It was concluded that playing a piece or part of a piece contributes to musicality, and playing with piano accompaniment enables the piece to be played in intonation, tempo and integrity by recognising its original form. In addition to these evaluation criteria mentioned by the participants, it was stated that students should be evaluated in terms of performance during the semester, attitude towards the exam, vocalization of maqam melodies, attendance to the lesson and awareness of the repertoire played in the exam.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47707441","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.12975/rastmd.20231125
Mustafa Yildirim
Türk mûsikîsi eğitim sistemi yüzyıllar boyu nota kullanmaksızın meşk sistemiyle nesiller boyu aktarıla gelmiştir. Tarihi süreçte uygulanmaya çalışılan ebced ve Batı nota sistemi Türk mûsikîsinin icrâ özelliğini karşılayamayacağı endişesiyle dönemin mûsikîşinasları tarafından kabul görmemiştir. Zaman içinde Osmanlı Devleti’nin batılılaşma hareketleri etkisinden dolayı mûsikî eğitim kurumlarında Batı nota sistemi kullanılmaya başlanmış gelenekli mûsikî eğitimi olan meşk sisteminden zamanla uzaklaşılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetten sonra kurulan konservatuvarlarda da hocaların kendi inisiyatifleri hariç tamamıyla Batı nota sistemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni önerilerin gelenekli icrâ eğitimi yapan mûsikîşinaslar tarafından kabul görmemesinin sebebi; üslup-tavır özelliğini tam mânâsıyla yansıtamayacağı düşüncesidir. Türk mûsikîsinde kullanılan vagösterilemeyeceği düşüncesi bunlardan biridir. Ancak gelenekli icrâ anlayışından kopmadan yerinde çalışmalarla bu problem yeterince olmasa da notasyonla aşılabilir niteliktedir. Bu araştırmada gelenekli icrâ anlayışından kopmadan fakat nota sistemi de kullanılarak Türk mûsikîsinin ses sistemi üzerine üslup-tavır özelliklerini öğrenciye aktarım için bir model hazırlanmıştır. Bu hazırlık aşamasında üslup-tavır özellikleri alanında çalışmaları olan araştırmacıların çalışmaları incelenmiş, gelenekli icrâcıların yorum unsurları belirlenerek nota üzerinde verilmeye çalışılmıştır. Bu yazım esnasında Hafız Postun “Gelse O Şuh Meclise” adlı eseri kullanılmıştır. Türk mûsikîsinin icrâ özelliğine göre açıklanmaya çalışılan bazı yorum unsurları 3 farklı yorum ifadesi içerecek şekilde notaya aktarılarak öğrenciye hoca eşliğinde uygulanması amaçlanmıştır. Uygulanacak yorum unsurlarının Türk mûsikîsi anlayışı üzerine açıklamaları yapılmış ve bazı örnekleri verilmiştir. Bu çalışmamıza dayanak olacak icrâ-tavır özellikli çalışmaların bu alana zenginlik katacağı kuşkusuzdur. Sonuç olarak bir eserin asıl notaları yazılmış nota sisteminin Türk mûsikîsi icrâ özelliklerini yansıtamayacağı fakat bu ve benzeri notasyon üzerinde çalışmaların bu soruna kayda değer bir çözüm getireceği görülmüştür.
土耳其的音乐教育系统已经转变为几个世纪以来没有使用音符的老一辈的工作系统。试图实施历史进程的ebed和West音符系统不接受这位土耳其音乐家的演奏情况,担心无法满足音乐的演奏要求。随着时间的推移,由于苏联的中断,苏联开始摆脱传统音乐训练的劳动制度,开始使用西方音符系统。在共和国之后建立的音乐会上,评委们开始完全使用West Note系统,除了他们自己的倡议。Bu yeniönerilerin gelenekli icrâeğitimi yapan mûsikîşinaslar tarafından kabul görmemesinin sebebi;有人认为他不能反映自己的会员身份。其中之一是土耳其音乐中使用的马车无法展示。然而,如果这个问题还不够,它可能会被记法高估,而不是被传统的练习理解高估。在本研究中,在不影响传统实践理解的情况下,通过使用土耳其音乐系统的音符系统为学生准备了一个将音频和视觉特征转移到学生身上的模型。在这个准备阶段,对参与行为属性领域的研究人员进行了调查,传统的操作员试图在笔记上分配评论。在这个夏天,一首名为《新集会》的诗被使用了。根据这位土耳其音乐家的表演,一些评论旨在通过在各种评论中向学生转移笔记来应用于品行良好的学生。对土耳其的音乐理解提出了一些意见,并举例说明。我们毫不怀疑,行为特殊工作将基于这一领域的财富。Sonuçolarak bir eserin asıl notalarıyazılmışnota sisteminin Türk mûsikîsi icrâözelliklerini yansıtamayacağıfakat bu ve benzeri notasyonüzerindeçalısh maların bu soruna kayda değer birçözüm getirestği görülmüşTür。
{"title":"Model proposal for Turkish music sound performance with interpretation expressions","authors":"Mustafa Yildirim","doi":"10.12975/rastmd.20231125","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231125","url":null,"abstract":"Türk mûsikîsi eğitim sistemi yüzyıllar boyu nota kullanmaksızın meşk sistemiyle nesiller boyu aktarıla gelmiştir. Tarihi süreçte uygulanmaya çalışılan ebced ve Batı nota sistemi Türk mûsikîsinin icrâ özelliğini karşılayamayacağı endişesiyle dönemin mûsikîşinasları tarafından kabul görmemiştir. Zaman içinde Osmanlı Devleti’nin batılılaşma hareketleri etkisinden dolayı mûsikî eğitim kurumlarında Batı nota sistemi kullanılmaya başlanmış gelenekli mûsikî eğitimi olan meşk sisteminden zamanla uzaklaşılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetten sonra kurulan konservatuvarlarda da hocaların kendi inisiyatifleri hariç tamamıyla Batı nota sistemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni önerilerin gelenekli icrâ eğitimi yapan mûsikîşinaslar tarafından kabul görmemesinin sebebi; üslup-tavır özelliğini tam mânâsıyla yansıtamayacağı düşüncesidir. Türk mûsikîsinde kullanılan vagösterilemeyeceği düşüncesi bunlardan biridir. Ancak gelenekli icrâ anlayışından kopmadan yerinde çalışmalarla bu problem yeterince olmasa da notasyonla aşılabilir niteliktedir. Bu araştırmada gelenekli icrâ anlayışından kopmadan fakat nota sistemi de kullanılarak Türk mûsikîsinin ses sistemi üzerine üslup-tavır özelliklerini öğrenciye aktarım için bir model hazırlanmıştır. Bu hazırlık aşamasında üslup-tavır özellikleri alanında çalışmaları olan araştırmacıların çalışmaları incelenmiş, gelenekli icrâcıların yorum unsurları belirlenerek nota üzerinde verilmeye çalışılmıştır. Bu yazım esnasında Hafız Postun “Gelse O Şuh Meclise” adlı eseri kullanılmıştır. Türk mûsikîsinin icrâ özelliğine göre açıklanmaya çalışılan bazı yorum unsurları 3 farklı yorum ifadesi içerecek şekilde notaya aktarılarak öğrenciye hoca eşliğinde uygulanması amaçlanmıştır. Uygulanacak yorum unsurlarının Türk mûsikîsi anlayışı üzerine açıklamaları yapılmış ve bazı örnekleri verilmiştir. Bu çalışmamıza dayanak olacak icrâ-tavır özellikli çalışmaların bu alana zenginlik katacağı kuşkusuzdur. Sonuç olarak bir eserin asıl notaları yazılmış nota sisteminin Türk mûsikîsi icrâ özelliklerini yansıtamayacağı fakat bu ve benzeri notasyon üzerinde çalışmaların bu soruna kayda değer bir çözüm getireceği görülmüştür.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"46236754","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-30DOI: 10.12975/rastmd.20231123
Sina Sanayei̇
Melodic progression is one of the most essential elements of the “Mode” definition in Iranian and Arabic-Turkish music. There is a distinctive manifestation of this concept in Persian classical music due to the distinctive features of Dastgāh. This article aims to trace some continuities in the concept of melodic progression, reaching from the earliest medieval treatises, through the Safavid period, and into the modern era, when the Dastgāh became dominant. In this musical system the concept of melodic progression has recently been termed Seyir-e Naghmegi, where Seyir is used as an acronym for that concept. The purpose of this study is to explore the role and position of Seyir within the Dastgāhi system. So this study’s problems are: Due to the multi-layered structure of the Dastgāh, how many levels is the concept of Seyir defined? How are the different levels of the Seyir concept related to each other? The recent reports on Seyir in the literature on the subject, from the micro to macro levels, have been discussed separately. Thus, the purpose of the study was to come to a conclusion by describing different repertoire narrations and deductive reasoning in order to draw a conclusion. Using a descriptive-analytic approach, the article collected written information as library studies and discussed it. Manuscripts and treatises are also studied using the historical method. According to this study, the Seyir concept appears at three levels, each of which is independent, coherent, and contiguous. According to the article, the following three levels have been identified: Micro level: Gūsheh, Middle level: Āvāz, Macro level: Dastgāh. This study demonstrates that Seyir, as an abstract concept in a modal structure, does not define “melody” in any exact sense, thus forcing the melody to conform to the exact expression of the mode. The concept of Seyir in a Dastgāhi system, as a framework that is closed in the dimensions of seven Dastgāh-hā and five or with a grace of six Āvāz-hā, offers the possibility of endogenizing new modes on previously used platforms within the system. While the use of different permutations of the tetrachords and pentachords gives “98 Circles” the concept of Seyir can create infinite modes. In short, the Seyir in its general and common sense in the Iranian and Arabic-Turkish field refers to a set of modal aesthetic criteria that provides the basis for transforming mode into a definite and tangible form. As Seyir progresses from abstraction (sound scale) to determination (melody), it incorporates concepts such as melodic figures. In this regard, Seyir’s ability to organize new modes on a mutual scale with existing modes is expanded.
{"title":"The concept of melodic progression (Seyir) in Persian classical music","authors":"Sina Sanayei̇","doi":"10.12975/rastmd.20231123","DOIUrl":"https://doi.org/10.12975/rastmd.20231123","url":null,"abstract":"Melodic progression is one of the most essential elements of the “Mode” definition in Iranian and Arabic-Turkish music. There is a distinctive manifestation of this concept in Persian classical music due to the distinctive features of Dastgāh. This article aims to trace some continuities in the concept of melodic progression, reaching from the earliest medieval treatises, through the Safavid period, and into the modern era, when the Dastgāh became dominant. In this musical system the concept of melodic progression has recently been termed Seyir-e Naghmegi, where Seyir is used as an acronym for that concept. The purpose of this study is to explore the role and position of Seyir within the Dastgāhi system. So this study’s problems are: Due to the multi-layered structure of the Dastgāh, how many levels is the concept of Seyir defined? How are the different levels of the Seyir concept related to each other? The recent reports on Seyir in the literature on the subject, from the micro to macro levels, have been discussed separately. Thus, the purpose of the study was to come to a conclusion by describing different repertoire narrations and deductive reasoning in order to draw a conclusion. Using a descriptive-analytic approach, the article collected written information as library studies and discussed it. Manuscripts and treatises are also studied using the historical method. According to this study, the Seyir concept appears at three levels, each of which is independent, coherent, and contiguous. According to the article, the following three levels have been identified: Micro level: Gūsheh, Middle level: Āvāz, Macro level: Dastgāh. This study demonstrates that Seyir, as an abstract concept in a modal structure, does not define “melody” in any exact sense, thus forcing the melody to conform to the exact expression of the mode. The concept of Seyir in a Dastgāhi system, as a framework that is closed in the dimensions of seven Dastgāh-hā and five or with a grace of six Āvāz-hā, offers the possibility of endogenizing new modes on previously used platforms within the system. While the use of different permutations of the tetrachords and pentachords gives “98 Circles” the concept of Seyir can create infinite modes. In short, the Seyir in its general and common sense in the Iranian and Arabic-Turkish field refers to a set of modal aesthetic criteria that provides the basis for transforming mode into a definite and tangible form. As Seyir progresses from abstraction (sound scale) to determination (melody), it incorporates concepts such as melodic figures. In this regard, Seyir’s ability to organize new modes on a mutual scale with existing modes is expanded.","PeriodicalId":36229,"journal":{"name":"Rast Muzikoloji Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"41588603","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}