Konjenital hipotoni; beyin, kas ve göz tutulumunun birlikte görülüğü, solunum güçlüğü, beslenme bozukluğu ve ağır serebral hasarların eşlik ettiği bir tablodur. Hipotoni nedeniyle tipik bir yüz görünümüne sahip olan hastalara çoğunlukla süt çocuğu döneminde tanı koyulmaktadır. Hastalığın yaşam boyu tedavi ve takip gerektirmesi kaliteli ve sistemli hemşirelik bakımına olan ihtiyacı zorunlu kılmaktadır. Hastanın yaşam kalitesinin arttırılması, mortalitenin azaltılması, bakım ihtiyaçlarının optimum düzeyde tutulması kapsamlı ve sistemli bir şekilde sunulan hemşirelik bakımı ile mümkündür. Olgudan elde edilen veriler Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modeli doğrultusunda değerlendirilmiştir. Olgunun bakım ihtiyaçlarına yönelik hemşirelik tanıları Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği içerisinden seçilmiş, bakım planı aşamasında Hemşirelik Sonuçları Sınıflandırma ve Hemşirelik Girişimleri Sınıflandırma sistemlerinden yararlanılarak kanıt temelli hemşirelik bakım planı oluşturulmuştur. Olgu için saptanan hemşirelik tanıları; akut ağrı, etkisiz solunum örüntüsü, oral mukoz membran bütünlüğünde bozulma riski ve kronik konfüzyon olmuştur. Olgudan elde edilen sonuçlar doğrultusunda sınıflama sistemlerinin daha fazla sayıda hasta ve tanı gruplarında kullanılması ve çalışma sonuçlarının yaygınlaştırılması önerilmektedir.
{"title":"HEMŞİRELİK MODELİ VE SINIFLAMA SİSTEMLERİNİN KULLANILDIĞI HEMŞİRELİK BAKIMI: KONJENİTAL HİPOTONİ OLGU SUNUMU","authors":"Derya Işik, Ramazan Bozkurt, Özlem Doğu","doi":"10.54803/sauhsd.1259064","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1259064","url":null,"abstract":"Konjenital hipotoni; beyin, kas ve göz tutulumunun birlikte görülüğü, solunum güçlüğü, beslenme bozukluğu ve ağır serebral hasarların eşlik ettiği bir tablodur. Hipotoni nedeniyle tipik bir yüz görünümüne sahip olan hastalara çoğunlukla süt çocuğu döneminde tanı koyulmaktadır. Hastalığın yaşam boyu tedavi ve takip gerektirmesi kaliteli ve sistemli hemşirelik bakımına olan ihtiyacı zorunlu kılmaktadır. Hastanın yaşam kalitesinin arttırılması, mortalitenin azaltılması, bakım ihtiyaçlarının optimum düzeyde tutulması kapsamlı ve sistemli bir şekilde sunulan hemşirelik bakımı ile mümkündür. Olgudan elde edilen veriler Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modeli doğrultusunda değerlendirilmiştir. Olgunun bakım ihtiyaçlarına yönelik hemşirelik tanıları Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği içerisinden seçilmiş, bakım planı aşamasında Hemşirelik Sonuçları Sınıflandırma ve Hemşirelik Girişimleri Sınıflandırma sistemlerinden yararlanılarak kanıt temelli hemşirelik bakım planı oluşturulmuştur. Olgu için saptanan hemşirelik tanıları; akut ağrı, etkisiz solunum örüntüsü, oral mukoz membran bütünlüğünde bozulma riski ve kronik konfüzyon olmuştur. Olgudan elde edilen sonuçlar doğrultusunda sınıflama sistemlerinin daha fazla sayıda hasta ve tanı gruplarında kullanılması ve çalışma sonuçlarının yaygınlaştırılması önerilmektedir.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"172 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125789455","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışmanın amacı, COVID-19 hastalarına bakım veren hemşirelerin öz-yeterlik durumlarını ve bu süreci etkileyen faktörleri belirlemektir. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve ilişkisel desendedir. Çalışma öncesi etik kurul onayı alınmış, örneklem hesabında n=t2 x p x q/d2 formülü kullanılmış ve veriler dijital ortamda toplanmıştır. Bulgular: COVID-19 sürecine dahil olan hemşirelerde öz yeterlilik düzeylerinin yüksek olduğu görülmektedir. Katılımcıların yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, bağlı olduğu kurum öz yeterliği etkilemediği bulunmuştur. Çalıştığı birimden memnun olan hemşirelerin öz-yeterlik düzeyi yüksektir. Ayrıca kaygı düzeyi yüksek olanların öz-yeterlik toplam ve alt ölçek puanları da yüksektir. Kaygısı yüksek olanların sürekli tetikte oldukları, hasta bakımı ve mesleki uygulamalarda daha gayretli oldukları söylenebilir. Sonuç: Hemşirelerin öz-yeterliklerini artırmak için iş yeri memnuniyetinin önemli olduğu, onlara rahatlık sağlamak ve memnuniyetlerini artırmak için ilgili iyileştirmelerin yapılması gerektiği görülmüştür.
{"title":"Covid-19 Hastalarına Bakım Veren Hemşirelerde Öz Yeterlilik","authors":"Ayse Elkoca, Çağla Yi̇ği̇tbaş, Handan Özcan","doi":"10.54803/sauhsd.1266622","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1266622","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı, COVID-19 hastalarına bakım veren hemşirelerin öz-yeterlik durumlarını ve bu süreci etkileyen faktörleri belirlemektir. \u0000Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve ilişkisel desendedir. Çalışma öncesi etik kurul onayı alınmış, örneklem hesabında n=t2 x p x q/d2 formülü kullanılmış ve veriler dijital ortamda toplanmıştır. \u0000Bulgular: COVID-19 sürecine dahil olan hemşirelerde öz yeterlilik düzeylerinin yüksek olduğu görülmektedir. Katılımcıların yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, bağlı olduğu kurum öz yeterliği etkilemediği bulunmuştur. Çalıştığı birimden memnun olan hemşirelerin öz-yeterlik düzeyi yüksektir. Ayrıca kaygı düzeyi yüksek olanların öz-yeterlik toplam ve alt ölçek puanları da yüksektir. Kaygısı yüksek olanların sürekli tetikte oldukları, hasta bakımı ve mesleki uygulamalarda daha gayretli oldukları söylenebilir. \u0000Sonuç: Hemşirelerin öz-yeterliklerini artırmak için iş yeri memnuniyetinin önemli olduğu, onlara rahatlık sağlamak ve memnuniyetlerini artırmak için ilgili iyileştirmelerin yapılması gerektiği görülmüştür.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"49 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116727563","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Öznur Tiryaki, Hamide Zengin, Aslı Akdeniz Kudubeş, Emin Levent Aksoy, M. S. Bostancı
Objective: It was carried out to determine the attitudes of pregnant women toward the Covid-19 vaccine and related factors. Methods: The correlational and descriptive study was conducted with 356 pregnant women. In the study, data were collected using an introductory questionnaire, "Attitudes towards Covid-19 Vaccine Scale", "Vaccination Hesitancy in Pandemics Scale", and "Covid-19 Vaccine Literacy Scale". Research data were analyzed with SPSS 25 package program. One-way ANOVA and Student-t test were used to determine the difference between the descriptive characteristics of the pregnant women participating in the study and the total and sub-dimension mean scores of the Attitude Scale towards the Covid-19 Vaccine. Pearson correlation analysis was used to determine the relationship between the Vaccine Hesitancy Scale in Pandemics, the Covid-19 Vaccine Literacy Scale, and the Attitudes Towards Covid-19 Vaccine Scale. Linear regression analysis was used to determine the factors affecting the Attitudes of Pregnants towards the Covid-19 Vaccine. Results: It was concluded that 37.4% of the pregnant women did not have any Covid-19 vaccine, 62.6% had the Covid-19 vaccine before pregnancy, and 22.5% had the vaccine during pregnancy. In pregnant women, those who have hesitations about the vaccine in cases such as working, increase in education level, fear of contracting Covid-19 before birth, having pre-pregnancy Covid-19 vaccine, thinking that pregnant women may have Covid-19 vaccine, getting Covid-19 vaccine during pregnancy, etc. increase their attitudes towards vaccination. Conclusion: Consider to change the conclusion: It was found that quite a few pregnant women received the Covid-19 vaccine during their pregnancy. Pregnant women's vaccination hesitancy influences their attitudes toward Covid-19.
{"title":"Attitudes of Pregnant Women toward the COVID-19 Vaccine","authors":"Öznur Tiryaki, Hamide Zengin, Aslı Akdeniz Kudubeş, Emin Levent Aksoy, M. S. Bostancı","doi":"10.54803/sauhsd.1234064","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1234064","url":null,"abstract":"Objective: It was carried out to determine the attitudes of pregnant women toward the Covid-19 vaccine and related factors.\u0000Methods: The correlational and descriptive study was conducted with 356 pregnant women. In the study, data were collected using an introductory questionnaire, \"Attitudes towards Covid-19 Vaccine Scale\", \"Vaccination Hesitancy in Pandemics Scale\", and \"Covid-19 Vaccine Literacy Scale\". Research data were analyzed with SPSS 25 package program. One-way ANOVA and Student-t test were used to determine the difference between the descriptive characteristics of the pregnant women participating in the study and the total and sub-dimension mean scores of the Attitude Scale towards the Covid-19 Vaccine. Pearson correlation analysis was used to determine the relationship between the Vaccine Hesitancy Scale in Pandemics, the Covid-19 Vaccine Literacy Scale, and the Attitudes Towards Covid-19 Vaccine Scale. Linear regression analysis was used to determine the factors affecting the Attitudes of Pregnants towards the Covid-19 Vaccine.\u0000Results: It was concluded that 37.4% of the pregnant women did not have any Covid-19 vaccine, 62.6% had the Covid-19 vaccine before pregnancy, and 22.5% had the vaccine during pregnancy. In pregnant women, those who have hesitations about the vaccine in cases such as working, increase in education level, fear of contracting Covid-19 before birth, having pre-pregnancy Covid-19 vaccine, thinking that pregnant women may have Covid-19 vaccine, getting Covid-19 vaccine during pregnancy, etc. increase their attitudes towards vaccination.\u0000Conclusion: Consider to change the conclusion: It was found that quite a few pregnant women received the Covid-19 vaccine during their pregnancy. Pregnant women's vaccination hesitancy influences their attitudes toward Covid-19.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"153 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114525124","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Anne sütü, anne ve bebek sağlığının korunması ve geliştirilmesi yönünden vazgeçilmez bir unsurdur. Anne sütünün bebeğe verilmesinin en doğru yolu emzirmedir. Emzirme ve anne sütünün fizyolojik, psikolojik, sosyal, emosyonel, toplumsal ve ekonomik açıdan birçok faydası vardır. Buna rağmen dünyadaki ve Türkiye’deki verilere göre emzirmede hâlâ istenilen hedeflere ulaşılamamıştır. Kadınların emzirmeye yükledikleri anlam, sosyal destek sistemleri, yaşadıkları emzirme sorunları başarılı emzirmenin geçekleşmesine engel oluşturmaktadır. Laktasyon sürecinde yaşanılan emzirme sorunları, annede tükenmişlik ve yetersizlik hissine yol açmakta ve annelerin emzirmeyi bırakmalarına neden olmaktadır. En sık görülen emzirme sorunları; meme başı travmaları, meme ağrısı, meme dolgunluğu, meme iltihabı, aşırı ya da az anne sütü üretimi, bebeğin memeye yerleştirilmesinde yaşanılan zorluk, bebeğin memeyi reddi, anne ve/veya bebeğin hasta olması ve buna bağlı olarak ilaç kullanımı, annede yorgunluk ve tükenmişlik ile annenin iş hayatına dönüşüdür. Emzirme sorunlarının çözümünde hemşirelik uygulamaları büyük önem taşımaktadır. Emzirme dönemindeki hemşirelik uygulamaları emzirme sorunlarının giderilmesi, emzirme başarısının arttırılması ve kadınların emzirmeye motive olmasını sağlamaktadır. Emzirme sorunlarına yönelik bakım ve danışmanlık verecek hemşirelerin kendi bilgi ve becerilerini geliştirmesi ve yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle hemşirelerin, emzirmeye ilişkin güncel gelişmeleri, araştırmaları takip etmesi ve ilgili konuda eğitimlere katılması büyük önem taşımaktadır. Bu derlemede emzirme sorunları ve hemşirenin rollerinin ele alınması amaçlanmıştır.
{"title":"EMZİRME SORUNLARI VE HEMŞİRENİN ROLLERİ","authors":"Zehra Çerçer, Evşen Nazi̇k","doi":"10.54803/sauhsd.1267125","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1267125","url":null,"abstract":"Anne sütü, anne ve bebek sağlığının korunması ve geliştirilmesi yönünden vazgeçilmez bir unsurdur. Anne sütünün bebeğe verilmesinin en doğru yolu emzirmedir. Emzirme ve anne sütünün fizyolojik, psikolojik, sosyal, emosyonel, toplumsal ve ekonomik açıdan birçok faydası vardır. Buna rağmen dünyadaki ve Türkiye’deki verilere göre emzirmede hâlâ istenilen hedeflere ulaşılamamıştır. Kadınların emzirmeye yükledikleri anlam, sosyal destek sistemleri, yaşadıkları emzirme sorunları başarılı emzirmenin geçekleşmesine engel oluşturmaktadır. Laktasyon sürecinde yaşanılan emzirme sorunları, annede tükenmişlik ve yetersizlik hissine yol açmakta ve annelerin emzirmeyi bırakmalarına neden olmaktadır. En sık görülen emzirme sorunları; meme başı travmaları, meme ağrısı, meme dolgunluğu, meme iltihabı, aşırı ya da az anne sütü üretimi, bebeğin memeye yerleştirilmesinde yaşanılan zorluk, bebeğin memeyi reddi, anne ve/veya bebeğin hasta olması ve buna bağlı olarak ilaç kullanımı, annede yorgunluk ve tükenmişlik ile annenin iş hayatına dönüşüdür. Emzirme sorunlarının çözümünde hemşirelik uygulamaları büyük önem taşımaktadır. Emzirme dönemindeki hemşirelik uygulamaları emzirme sorunlarının giderilmesi, emzirme başarısının arttırılması ve kadınların emzirmeye motive olmasını sağlamaktadır. Emzirme sorunlarına yönelik bakım ve danışmanlık verecek hemşirelerin kendi bilgi ve becerilerini geliştirmesi ve yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle hemşirelerin, emzirmeye ilişkin güncel gelişmeleri, araştırmaları takip etmesi ve ilgili konuda eğitimlere katılması büyük önem taşımaktadır. Bu derlemede emzirme sorunları ve hemşirenin rollerinin ele alınması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115266459","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Tanımlayıcı ve kesitsel bu araştırma kalp yetersizliği hastalarının yorgunluk ve yaşam kalitesini değerlendirmek ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Araştırma; Trakya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalında kalp yetersizliği tanısı konulmuş, 138 hasta ile gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri, “Minnesota Kalp Yetmezliği ile Yaşam Anketi” ve “Piper Yorgunluk Ölçeği” kullanılarak toplandı. Bulgular: Kalp yetersizliği hastalarının yorgunluk düzeyi ile yaşam kalitesi arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu. Hastaların yorgunluk düzeyi arttıkça yaşam kalitesinin kötüleştiği belirlendi (p
{"title":"Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda Yorgunluk ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi","authors":"Irmak Aktan, Serap Ünsar","doi":"10.54803/sauhsd.1262688","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1262688","url":null,"abstract":"Amaç: Tanımlayıcı ve kesitsel bu araştırma kalp yetersizliği hastalarının yorgunluk ve yaşam kalitesini değerlendirmek ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. \u0000Yöntem: Araştırma; Trakya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalında kalp yetersizliği tanısı konulmuş, 138 hasta ile gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri, “Minnesota Kalp Yetmezliği ile Yaşam Anketi” ve “Piper Yorgunluk Ölçeği” kullanılarak toplandı. \u0000Bulgular: Kalp yetersizliği hastalarının yorgunluk düzeyi ile yaşam kalitesi arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu. Hastaların yorgunluk düzeyi arttıkça yaşam kalitesinin kötüleştiği belirlendi (p","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122422345","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, premenstruel semptomların yönetiminde kullanılan nonfarmakolojik uygulamalar ile ilgili yapılan randomize kontrollü lisansüstü hemşirelik tezlerinin incelenmesidir. Literatür taraması, Ekim 2022-Kasım 2022 tarih aralığında gerçekleştirilmiştir. Tarama yapılırken 2000-2022 yıllar aralığında hemşirelik ve doğum ve kadın hastalıkları hemşireliği alanında yapılmış randomize kontrollü çalışmalar “PMS”, “premenstrüel sendrom” ve/veya “premenstrual syndrome” anahtar kelimeleri ile aratılmıştır. Tarama sonucunda 130 çalışma bulunmuştur. Araştırma 4 randomize kontrollü tez ile yürütülmüştür. Dahil edilen çalışmalar yıllara göre sıralanıp incelenmiş olup sayısal analizleri bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılan müdahalelerin sonuçları, PMSÖ, Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği (DASÖ), Görsel Ağrı Skalası, Menstrüel Distres Şikâyet Listesi, Algılanan Stres Ölçeği, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Değerlendirme Ölçeği Kısa Formu, Menstrüel Distres Şikayet Listesi, DSÖYKÖ-KF ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği (SYBDÖ II) aracılığı ile değerlendirilmiştir. Çalışmada yer alan tezler, aromaterapi, sağlıkla ilişkili eğitim modelleri, sağlık inanç modeli kullanımı ve akupresürün PMS semptomlarını hafifletmede etkili olduğunu göstermiştir.
{"title":"Nonfharmacological Methods Used in Managing Premenstrual Syndrome: A Systematic Review of Randomized Controlled Graduate Thesis","authors":"Ahsen Demi̇rhan, K. Özdemir","doi":"10.54803/sauhsd.1251146","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1251146","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, premenstruel semptomların yönetiminde kullanılan nonfarmakolojik uygulamalar ile ilgili yapılan randomize kontrollü lisansüstü hemşirelik tezlerinin incelenmesidir. Literatür taraması, Ekim 2022-Kasım 2022 tarih aralığında gerçekleştirilmiştir. Tarama yapılırken 2000-2022 yıllar aralığında hemşirelik ve doğum ve kadın hastalıkları hemşireliği alanında yapılmış randomize kontrollü çalışmalar “PMS”, “premenstrüel sendrom” ve/veya “premenstrual syndrome” anahtar kelimeleri ile aratılmıştır. Tarama sonucunda 130 çalışma bulunmuştur. Araştırma 4 randomize kontrollü tez ile yürütülmüştür. Dahil edilen çalışmalar yıllara göre sıralanıp incelenmiş olup sayısal analizleri bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılan müdahalelerin sonuçları, PMSÖ, Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği (DASÖ), Görsel Ağrı Skalası, Menstrüel Distres Şikâyet Listesi, Algılanan Stres Ölçeği, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Değerlendirme Ölçeği Kısa Formu, Menstrüel Distres Şikayet Listesi, DSÖYKÖ-KF ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği (SYBDÖ II) aracılığı ile değerlendirilmiştir. Çalışmada yer alan tezler, aromaterapi, sağlıkla ilişkili eğitim modelleri, sağlık inanç modeli kullanımı ve akupresürün PMS semptomlarını hafifletmede etkili olduğunu göstermiştir.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"124 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124194049","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Araştırma, 19-64 yaş arasındaki cinsel yönden aktif kadınların serviks kanseri ve pap-smear tarama testi hakkındaki tutumlarını ve bunları etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu çalışma, Türkiye'nin batısında yer alan bir ilde yaşayan 19-64 yaş aralığındaki 150 kadın ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri Haziran-Temmuz 2022 tarihleri arasında katılımcı bilgi formu, Servikal Kanserin Erken Tanısına İlişkin Tutum Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Form ve ölçeğe ait sorular “Google Forms” sistemine aktarılıp, paylaşılabilir bir bağlantı linki oluşturulmuş ve kartopu yöntemi ile kadınlara doldurulması için gönderilmiştir. Araştırma verileri SPSS 25.0 (Statistical Package for Social Science 25.0) programına aktarılarak analizleri yapılmıştır. Veriler, Oneway Anova testi, Independent-T testi, Bonferroni ve Pearson korelasyon testi ile değerlendirilmiştir. p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Servikal Kanserin Erken Tanısına İlişkin Tutum Ölçeği toplam puan ortalaması 106,80+12,14, alt boyut toplam puan ortalamaları ise; algılanan yarar 22,39+3,18, algılanan duyarlılık 29,71+4,34, algılanan ciddiyet 27,30+6,50, algılanan engel 26,24+5,22 olarak belirlenmiştir. Ölçek alt boyutları ile ölçek toplam puan arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuş olup (p<0.05), meslek, çocuk sayısı, pap smear hakkında eğitim alınan kişi ve eğitim alma nedenlerinin servikal kanserin erken tanısına ilişkin tutumları etkilediği belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç: Katılımcıların serviks kanseri erken tanısına ilişkin olumlu tutumlarının yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ancak kadınların düzenli şekilde jinekolojik muayene yaptırma ve pap smear testi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığı ve engel algılarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Kadınlar kültürel inançları çerçevesinde, pap smear testi, jinekolojik muayene konusunda bilgilendirilme sağlanmalı ve olumlu sağlık davranışları geliştirilmesi konusunda eğitimler verilmelidir. Böylece engel algıları azaltılıp yarar algılarının artırılması sağlanacaktır.
{"title":"Servikal Kanser Tanılamasında 19-64 Yaş Arası Kadınların Pap-Smear Kullanımına İlişkin Tutumları","authors":"Melek BALÇIK ÇOLAK, Vildan Kulaç, Ahsen Demi̇rhan","doi":"10.54803/sauhsd.1257066","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1257066","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırma, 19-64 yaş arasındaki cinsel yönden aktif kadınların serviks kanseri ve pap-smear tarama testi hakkındaki tutumlarını ve bunları etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. \u0000Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu çalışma, Türkiye'nin batısında yer alan bir ilde yaşayan 19-64 yaş aralığındaki 150 kadın ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri Haziran-Temmuz 2022 tarihleri arasında katılımcı bilgi formu, Servikal Kanserin Erken Tanısına İlişkin Tutum Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Form ve ölçeğe ait sorular “Google Forms” sistemine aktarılıp, paylaşılabilir bir bağlantı linki oluşturulmuş ve kartopu yöntemi ile kadınlara doldurulması için gönderilmiştir. Araştırma verileri SPSS 25.0 (Statistical Package for Social Science 25.0) programına aktarılarak analizleri yapılmıştır. Veriler, Oneway Anova testi, Independent-T testi, Bonferroni ve Pearson korelasyon testi ile değerlendirilmiştir. p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. \u0000Bulgular: Servikal Kanserin Erken Tanısına İlişkin Tutum Ölçeği toplam puan ortalaması 106,80+12,14, alt boyut toplam puan ortalamaları ise; algılanan yarar 22,39+3,18, algılanan duyarlılık 29,71+4,34, algılanan ciddiyet 27,30+6,50, algılanan engel 26,24+5,22 olarak belirlenmiştir. Ölçek alt boyutları ile ölçek toplam puan arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuş olup (p<0.05), meslek, çocuk sayısı, pap smear hakkında eğitim alınan kişi ve eğitim alma nedenlerinin servikal kanserin erken tanısına ilişkin tutumları etkilediği belirlenmiştir (p<0.05). \u0000Sonuç: Katılımcıların serviks kanseri erken tanısına ilişkin olumlu tutumlarının yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ancak kadınların düzenli şekilde jinekolojik muayene yaptırma ve pap smear testi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığı ve engel algılarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Kadınlar kültürel inançları çerçevesinde, pap smear testi, jinekolojik muayene konusunda bilgilendirilme sağlanmalı ve olumlu sağlık davranışları geliştirilmesi konusunda eğitimler verilmelidir. Böylece engel algıları azaltılıp yarar algılarının artırılması sağlanacaktır.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"58 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130941636","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yaşam evreleri içinde önemli bir bölümü oluşturan adölesan dönem, bireyin sağlıklı yaşam davranışları kazanması için kritik bir öneme sahiptir. Bu amaçla adölesan döneminde sık görülen sağlık riskleri ve sorunları saptanmalı, elde edilen sonuçlara göre sağlıklı yaşam tarzı geliştirmeye yönelik programlar oluşturulmalıdır. Günümüzde pandemi dönemi sırasında sosyal hayatın kısıtlanması sonucunda adölesanların fiziksel aktivite ve egzersiz yapma alışkanlıkları azalmış, internet ve sosyal medya kullanım oranları ve besin değeri düşük gıdaların tüketilmesi vb davranışlar artmış ve tüm bu faktörler adölesanların sağlığını olumsuz etkilemiştir. Adölesan dönemde uygulanacak politikalar ile ailelerin ve adölesanların bilgilendirilmesi sağlığın korunması ve geliştirilmesine fayda sağlayacaktır. Bu derlemede, adölesanlarda sık görülen sağlık riskleri ve sorunlar incelenerek sağlıklı yaşamın geliştirilmesine yönelik önerilere yer verilmiştir.
{"title":"COMMON HEALTH RISKS AND PROBLEMS IN ADOLESCENT PERIOD","authors":"Betül Uncu, Elif Doğan, Rukiye Duman","doi":"10.54803/sauhsd.1215788","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1215788","url":null,"abstract":"Yaşam evreleri içinde önemli bir bölümü oluşturan adölesan dönem, bireyin sağlıklı yaşam davranışları kazanması için kritik bir öneme sahiptir. Bu amaçla adölesan döneminde sık görülen sağlık riskleri ve sorunları saptanmalı, elde edilen sonuçlara göre sağlıklı yaşam tarzı geliştirmeye yönelik programlar oluşturulmalıdır. Günümüzde pandemi dönemi sırasında sosyal hayatın kısıtlanması sonucunda adölesanların fiziksel aktivite ve egzersiz yapma alışkanlıkları azalmış, internet ve sosyal medya kullanım oranları ve besin değeri düşük gıdaların tüketilmesi vb davranışlar artmış ve tüm bu faktörler adölesanların sağlığını olumsuz etkilemiştir. Adölesan dönemde uygulanacak politikalar ile ailelerin ve adölesanların bilgilendirilmesi sağlığın korunması ve geliştirilmesine fayda sağlayacaktır. Bu derlemede, adölesanlarda sık görülen sağlık riskleri ve sorunlar incelenerek sağlıklı yaşamın geliştirilmesine yönelik önerilere yer verilmiştir.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116268687","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinde teknoloji bağımlılığı, savunma mekanizmaları ve benlik saygısı arasındaki ilişkiyi belirlenmek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Mart-Nisan 2021 tarihlerinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde yapılan tanımlayıcı tipteki araştırmada evrendeki tüm (328) öğrencilere ulaşılmaya çalışılarak 296 öğrenci ile yapılmıştır. Verilerin toplanmasında Sosyodemografik Bilgi Formu, Savunma Biçimleri Testi, Teknoloji Bağımlılığı Ölçeği ve Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplar t testi, tek yönlü varyans, pearson korelasyon analizi kullanılmış ve istatistiksel anlamlılık için p
研究目的本研究旨在确定护理专业学生的技术成瘾、防御机制和自尊之间的关系。研究方法这项描述性研究于 2021 年 3 月至 4 月在阿格里-易卜拉欣-切辛大学卫生学院护理系进行,共有 296 名学生参与研究,试图覆盖全校所有(328 名)学生。研究使用了社会人口信息表、防御风格测试、技术成瘾量表和自尊量表来收集数据。在分析数据时,使用了描述性统计、独立组 t 检验、单向方差、皮尔逊相关分析,并用 p 表示统计显著性。
{"title":"The Relationship Between Technology Addiction, Self-Esteem and Defense Mechanisms in Health Students","authors":"Burcu Demir Gökmen","doi":"10.54803/sauhsd.1253540","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1253540","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinde teknoloji bağımlılığı, savunma mekanizmaları ve benlik saygısı arasındaki ilişkiyi belirlenmek amacı ile yapılmıştır. \u0000Yöntem: Mart-Nisan 2021 tarihlerinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde yapılan tanımlayıcı tipteki araştırmada evrendeki tüm (328) öğrencilere ulaşılmaya çalışılarak 296 öğrenci ile yapılmıştır. Verilerin toplanmasında Sosyodemografik Bilgi Formu, Savunma Biçimleri Testi, Teknoloji Bağımlılığı Ölçeği ve Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplar t testi, tek yönlü varyans, pearson korelasyon analizi kullanılmış ve istatistiksel anlamlılık için p","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130623846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu nitel çalışma ile, kadınların doğum sürecinde saygılı annelik bakımı kapsamında doğum deneyimlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma niteliksel olarak Haziran-Ağustos 2022 tarihleri arasında ülkemizin güneyinde yer alan bir kamu hastanesinin kadın hastalıkları ve doğum birimine bakım ve tedavi amacı ile gelen, normal doğum deneyimlemiş kadınlar ile yapılmıştır. Örneklem sayısı, amaçlı örneklem türlerinden ölçüte dayanaklı örneklem ile saptanmış olup 20 kadın ile doygunluk noktasına ulaşılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ile derinlemesine görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Elde edilen veriler üç ana tema altında toplanmıştır. Bu temalarda kadınların saygılı annelik bakımı tanımları, saygılı annelik bakımı doğrultusunda doğum deneyimleri ve saygılı annelik bakımını geliştirmek için önerileri belirlenmiştir. Kadınların çoğu doğum deneyimlerinde saygılı annelik bakımının tam olmadığını, yaşadıkları olumsuz deneyimleri çoğunlukla ayrımcılık görme, rahat edilen pozisyonu alamama, ilgisiz yaklaşım, sert/kırıcı sözler kullanılması, doğum refakatçisine izin verilmemesi, işlemler için izin istenmemesi olarak ifade etmişlerdir. Sonuç: Bu çalışma ile kadınların doğum sürecinde saygılı annelik bakımı kapsamında hem bakım desteği hem de iletişim konularında olumsuz deneyimleri olduğu belirlenmiştir. Bu doğrultuda saygılı annelik bakımı kalitesini iyileştirmek için; konunun sağlık profesyoneli eğitim müfredatlarında, sağlık kurumları hizmet içi eğitim programlarında yoğun bir şekilde ele alınması ve saygılı annelik bakımı klinik ve süpervizyon kılavuzlarının oluşturulması önerilmektedir.
{"title":"KADINLARIN SAYGILI ANNELİK BAKIMI DOĞRULTUSUNDA DOĞUM DENEYİMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: NİTEL BİR ARAŞTIRMA","authors":"Feyza AKTAŞ REYHAN, Elif Dağli","doi":"10.54803/sauhsd.1228231","DOIUrl":"https://doi.org/10.54803/sauhsd.1228231","url":null,"abstract":"Amaç: Bu nitel çalışma ile, kadınların doğum sürecinde saygılı annelik bakımı kapsamında doğum deneyimlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. \u0000 \u0000Yöntem: Araştırma niteliksel olarak Haziran-Ağustos 2022 tarihleri arasında ülkemizin güneyinde yer alan bir kamu hastanesinin kadın hastalıkları ve doğum birimine bakım ve tedavi amacı ile gelen, normal doğum deneyimlemiş kadınlar ile yapılmıştır. Örneklem sayısı, amaçlı örneklem türlerinden ölçüte dayanaklı örneklem ile saptanmış olup 20 kadın ile doygunluk noktasına ulaşılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ile derinlemesine görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. \u0000 \u0000Bulgular: Elde edilen veriler üç ana tema altında toplanmıştır. Bu temalarda kadınların saygılı annelik bakımı tanımları, saygılı annelik bakımı doğrultusunda doğum deneyimleri ve saygılı annelik bakımını geliştirmek için önerileri belirlenmiştir. Kadınların çoğu doğum deneyimlerinde saygılı annelik bakımının tam olmadığını, yaşadıkları olumsuz deneyimleri çoğunlukla ayrımcılık görme, rahat edilen pozisyonu alamama, ilgisiz yaklaşım, sert/kırıcı sözler kullanılması, doğum refakatçisine izin verilmemesi, işlemler için izin istenmemesi olarak ifade etmişlerdir. \u0000 \u0000Sonuç: Bu çalışma ile kadınların doğum sürecinde saygılı annelik bakımı kapsamında hem bakım desteği hem de iletişim konularında olumsuz deneyimleri olduğu belirlenmiştir. Bu doğrultuda saygılı annelik bakımı kalitesini iyileştirmek için; konunun sağlık profesyoneli eğitim müfredatlarında, sağlık kurumları hizmet içi eğitim programlarında yoğun bir şekilde ele alınması ve saygılı annelik bakımı klinik ve süpervizyon kılavuzlarının oluşturulması önerilmektedir.","PeriodicalId":375851,"journal":{"name":"Sakarya Üniversitesi Holistik Sağlık Dergisi","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125000328","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}