Pub Date : 2024-07-02DOI: 10.17556/erziefd.1293825
Seda Aleyna Özen, E. Zorlu
Meslek seçimi, bireylerin yaşamını birçok alanda şekillendiren ve büyük oranda lise yıllarında verilen bir karardır. Meslek kararı verme sürecinde bireyler kimi zaman kararsızlık ve kaygı yaşarlar. Belirsizliğe verilen bu tepkiler çeşitli araştırmalara da konu olmaktadır. Bu araştırmada ‘Lise öğrencilerinin kariyer kaygılarını yordamada kariyer bilinci ve mesleki kararsızlığın rolü’nün incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Batı Karadeniz bölgesindeki bir ilde öğrenim gören 831 lise öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak ‘Kariyer Kaygısı Ölçeği’, ‘Çok Boyutlu 21. Yüzyıl Becerileri Ölçeği’, ‘Mesleki Karar Envanteri’ ile ‘Kişisel Bilgi Formu’ kullanılmıştır. Ayrıca araştırma bulguları hiyerarşik regresyon yöntemi ile analiz edilmiştir. Kariyer kaygısı üzerinde mesleki kararsızlığın anlamlı ve pozitif yönde yordayıcı gücü olduğu (β= .707, p< 0.01) ve açıklanan varyansın %50 olduğu görülmüştür (R² =0. 501). Modele ikinci aşamada eklenen kariyer bilinci değişkeninin ise kariyer kaygısı üzerinde anlamlı düzeyde yordayıcı gücü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Lise Öğrencilerinin Kariyer Kaygılarını Yordamada Kariyer Bilinci ve Mesleki Kararsızlığın Rolü","authors":"Seda Aleyna Özen, E. Zorlu","doi":"10.17556/erziefd.1293825","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1293825","url":null,"abstract":"Meslek seçimi, bireylerin yaşamını birçok alanda şekillendiren ve büyük oranda lise yıllarında verilen bir karardır. Meslek kararı verme sürecinde bireyler kimi zaman kararsızlık ve kaygı yaşarlar. Belirsizliğe verilen bu tepkiler çeşitli araştırmalara da konu olmaktadır. Bu araştırmada ‘Lise öğrencilerinin kariyer kaygılarını yordamada kariyer bilinci ve mesleki kararsızlığın rolü’nün incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Batı Karadeniz bölgesindeki bir ilde öğrenim gören 831 lise öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak ‘Kariyer Kaygısı Ölçeği’, ‘Çok Boyutlu 21. Yüzyıl Becerileri Ölçeği’, ‘Mesleki Karar Envanteri’ ile ‘Kişisel Bilgi Formu’ kullanılmıştır. Ayrıca araştırma bulguları hiyerarşik regresyon yöntemi ile analiz edilmiştir. Kariyer kaygısı üzerinde mesleki kararsızlığın anlamlı ve pozitif yönde yordayıcı gücü olduğu (β= .707, p< 0.01) ve açıklanan varyansın %50 olduğu görülmüştür (R² =0. 501). Modele ikinci aşamada eklenen kariyer bilinci değişkeninin ise kariyer kaygısı üzerinde anlamlı düzeyde yordayıcı gücü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"40 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141838287","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-05-09DOI: 10.17556/erziefd.1442909
Mehmet Ertuğrul Uçar, Bilge Konal
Values; They are abstract ideals that are sought to be achieved and serve as criteria for individuals' behavior, choices, and self-evaluation. Schwartz defined 10 universal values in his Theory of Values and created four value groups that grouped interrelated values. The Dark Triad, which has been conceptualized as a personality trait in the literature in recent years, consists of negative behavioral patterns such as using others for personal gain, egocentrism, cheating, and manipulating others. The purpose of this research is to investigate whether Machiavellianism, psychopathy, and narcissism, which are the dimensions of the Dark Triad, predict Schwartz's value groups of conservatism, self-enhancement, openness to change, and self-transcendence through the implicit variable of the Dark Triad. For this purpose, a MIMIC model was created and tested. The MIMIC model is used to determine whether a large number of observed variables predict a latent variable and whether this latent variable causes a large number of cases. According to the results of the research, Machiavellianism, psychopathy, and narcissism predict the values of power, success, and hedonism in the self-enhancement value group through the dark triad implicit variable. On the other hand, in the research, Machiavellianism, psychopathy, and narcissism predict the values of self-transcendence in the self-transcendence value group through the dark triad implicit variable. It has also been found that it negatively predicts the values of universality, benevolence, and conformity. The dark triad and the dimensions of the dark triad do not predict the value groups of conservatism and openness to change.
{"title":"Relationships Between the Dark Triad and Schwartz's Circumplex of Values on High School Students","authors":"Mehmet Ertuğrul Uçar, Bilge Konal","doi":"10.17556/erziefd.1442909","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1442909","url":null,"abstract":"Values; They are abstract ideals that are sought to be achieved and serve as criteria for individuals' behavior, choices, and self-evaluation. Schwartz defined 10 universal values in his Theory of Values and created four value groups that grouped interrelated values. The Dark Triad, which has been conceptualized as a personality trait in the literature in recent years, consists of negative behavioral patterns such as using others for personal gain, egocentrism, cheating, and manipulating others. The purpose of this research is to investigate whether Machiavellianism, psychopathy, and narcissism, which are the dimensions of the Dark Triad, predict Schwartz's value groups of conservatism, self-enhancement, openness to change, and self-transcendence through the implicit variable of the Dark Triad. For this purpose, a MIMIC model was created and tested. The MIMIC model is used to determine whether a large number of observed variables predict a latent variable and whether this latent variable causes a large number of cases. According to the results of the research, Machiavellianism, psychopathy, and narcissism predict the values of power, success, and hedonism in the self-enhancement value group through the dark triad implicit variable. On the other hand, in the research, Machiavellianism, psychopathy, and narcissism predict the values of self-transcendence in the self-transcendence value group through the dark triad implicit variable. It has also been found that it negatively predicts the values of universality, benevolence, and conformity. The dark triad and the dimensions of the dark triad do not predict the value groups of conservatism and openness to change.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":" 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141129014","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-04DOI: 10.17556/erziefd.1297298
G. Öncel, E. Akgül
Bu araştırmanın amacı çok kültürlü bir eğitim ortamında yer alan hem yabancı uyruklu hem de Türk çocukların ebeveynlerinin; okul öncesi öğretmenlerinden kapsayıcı eğitim bağlamında neler beklediklerini karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktır. Bu çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Görüşme tekniği kullanılarak yapılan bu çalışmada; okul öncesi eğitim çağında çocuğu olan yabancı uyruklu ve Türk ebeveynlerin kapsayıcı eğitim bağlamında öğretmenlerden beklentilerine yönelik görüşleri incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu kartopu örnekleme yöntemiyle seçilen ve Gaziantep şehir merkezinde yaşayan 10 Türk, 10 yabancı uyruklu toplam 20 ebeveyn oluşturmuştur. Araştırmanın sonucunda Türk uyruklu ve yabancı uyruklu ebeveynlerin beklentilerinin bazı noktalarda örtüştüğü görülürken bazı noktalarda ise farklılaştığı görülmüştür. Ebeveynlerin öğretmenlerden beklentilerine bakıldığında yabancı uyruklu ebeveynlerin daha çok dil ile ilgili Türk ebeveynlerin ise daha çok öğretmenin duyuşsal özellikleri ile ilgili beklentilerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Gaziantep’te Yaşayan Yabancı Uyruklu ve Türk Ebeveynlerin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Okul Öncesi Öğretmenlerinden Beklentileri","authors":"G. Öncel, E. Akgül","doi":"10.17556/erziefd.1297298","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1297298","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı çok kültürlü bir eğitim ortamında yer alan hem yabancı uyruklu hem de Türk çocukların ebeveynlerinin; okul öncesi öğretmenlerinden kapsayıcı eğitim bağlamında neler beklediklerini karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktır. Bu çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Görüşme tekniği kullanılarak yapılan bu çalışmada; okul öncesi eğitim çağında çocuğu olan yabancı uyruklu ve Türk ebeveynlerin kapsayıcı eğitim bağlamında öğretmenlerden beklentilerine yönelik görüşleri incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu kartopu örnekleme yöntemiyle seçilen ve Gaziantep şehir merkezinde yaşayan 10 Türk, 10 yabancı uyruklu toplam 20 ebeveyn oluşturmuştur. Araştırmanın sonucunda Türk uyruklu ve yabancı uyruklu ebeveynlerin beklentilerinin bazı noktalarda örtüştüğü görülürken bazı noktalarda ise farklılaştığı görülmüştür. Ebeveynlerin öğretmenlerden beklentilerine bakıldığında yabancı uyruklu ebeveynlerin daha çok dil ile ilgili Türk ebeveynlerin ise daha çok öğretmenin duyuşsal özellikleri ile ilgili beklentilerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"6 S1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140266515","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-04DOI: 10.17556/erziefd.1373734
Didem Erdel
This study sought to investigate foreign language (L2) writing anxiety of Turkish students learning English as a foreign language (EFL) by focusing on the L2 writing anxiety levels; the prevailing types, perceived causes and effects of L2 writing anxiety; and the strategies that students employed to alleviate L2 writing anxiety. The study adopted a convergent parallel mixed-methods design consisting of a quantitative survey and qualitative open-ended interviews with the students studying at English Language and Literature undergraduate program at a state university in Türkiye. A total of 138 students responded to the questionnaire and eight volunteers among them were interviewed face to face. The survey data were analysed through descriptive and inferential statistics while interview records were analysed through thematic analysis. The findings converged on the point that the students displayed high levels of L2 writing anxiety and that time constraints and assessment orientation were the prominent factors leading to anxiety. The students’ L2 writing anxiety varied significantly across perceived L2 proficiency levels, demonstrating higher-level anxiety for the students reporting themselves as less proficient L2 users. Based on the interview reports, the student-perceived causes and effects of writing anxiety as well as the factors and relieving strategies were identified. Finally, recommendations for more effective strategies for alleviating English language learners’ L2 writing anxiety were discussed.
{"title":"A Thorough Investigation into Foreign Language Writing Anxiety in a Turkish EFL Context","authors":"Didem Erdel","doi":"10.17556/erziefd.1373734","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1373734","url":null,"abstract":"This study sought to investigate foreign language (L2) writing anxiety of Turkish students learning English as a foreign language (EFL) by focusing on the L2 writing anxiety levels; the prevailing types, perceived causes and effects of L2 writing anxiety; and the strategies that students employed to alleviate L2 writing anxiety. The study adopted a convergent parallel mixed-methods design consisting of a quantitative survey and qualitative open-ended interviews with the students studying at English Language and Literature undergraduate program at a state university in Türkiye. A total of 138 students responded to the questionnaire and eight volunteers among them were interviewed face to face. The survey data were analysed through descriptive and inferential statistics while interview records were analysed through thematic analysis. The findings converged on the point that the students displayed high levels of L2 writing anxiety and that time constraints and assessment orientation were the prominent factors leading to anxiety. The students’ L2 writing anxiety varied significantly across perceived L2 proficiency levels, demonstrating higher-level anxiety for the students reporting themselves as less proficient L2 users. Based on the interview reports, the student-perceived causes and effects of writing anxiety as well as the factors and relieving strategies were identified. Finally, recommendations for more effective strategies for alleviating English language learners’ L2 writing anxiety were discussed.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"312 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140397884","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-04DOI: 10.17556/erziefd.1378151
Gülçin Güler Özteki̇n, Hurızat Hande Turp, Samet Ata
The acquisition of empathy, emotional literacy and prosocial skills is important for children's social, emotional and moral development. If these skills are supported through play in children, their acquisition will be faster and easier. Therefore, in this study, the Play-Based Socio-Emotional Psychoeducation Program including empathy, emotional literacy and prosocial skills was prepared and its effect on children was examined. The present research was the pretest-posttest quasi-experimental study. The sample of the study consisted of primary school students between the ages of 7-10. 23 children were included in the experimental group and 23 children were included in the control group. An average of 45 minutes of practice was applied to the experimental group for 10 weeks. The findings of the study showed that there was an increase in empathy, emotional literacy, and prosocial skills of the children in the experimental group after the application, but there was no change in their behaviors. These results provided evidence that the program was effective on these skills. It can be said that the current study will shed light on field workers and the play-based psychoeducation program will be an effective program that they can integrate into their practices.
{"title":"Let's Hear Children's Emotions: The Play-Based Psychoeducation Program for the Socio-Emotional Development of Primary School Children","authors":"Gülçin Güler Özteki̇n, Hurızat Hande Turp, Samet Ata","doi":"10.17556/erziefd.1378151","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1378151","url":null,"abstract":"The acquisition of empathy, emotional literacy and prosocial skills is important for children's social, emotional and moral development. If these skills are supported through play in children, their acquisition will be faster and easier. Therefore, in this study, the Play-Based Socio-Emotional Psychoeducation Program including empathy, emotional literacy and prosocial skills was prepared and its effect on children was examined. The present research was the pretest-posttest quasi-experimental study. The sample of the study consisted of primary school students between the ages of 7-10. 23 children were included in the experimental group and 23 children were included in the control group. An average of 45 minutes of practice was applied to the experimental group for 10 weeks. The findings of the study showed that there was an increase in empathy, emotional literacy, and prosocial skills of the children in the experimental group after the application, but there was no change in their behaviors. These results provided evidence that the program was effective on these skills. It can be said that the current study will shed light on field workers and the play-based psychoeducation program will be an effective program that they can integrate into their practices.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"98 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140398247","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-04DOI: 10.17556/erziefd.1385810
Hayati Akyol, Osman Gedik, Cebrail Turna
Bu çalışmada okuma güçlüğü yaşayan bir ilkokul 3. sınıf öğrencisinin okuma akıcılığı performansının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2021 yılı bahar yarıyılında, nitel araştırma yöntemlerinden eylem araştırması şeklinde yürütülmüştür. Öncelikle öğrencinin mevcut okuma performansını belirlemek için kendi sınıf seviyesinde metinler okutulmuş ve öğrencinin gerçek okuma düzeyi ile akıcı okuma sorunları belirlenmiştir. Öğrencinin okuma akıcılığı düzeylerini belirlemek için Yanlış Analiz Envanteri ile birlikte Prozodik Okuma Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencinin mevcut okuma performansının tespitinden sonra haftada 2 ders saati (son hafta 3 saat) ve toplamda 15 ders saati olacak şekilde 7 haftalık eylem planı hazırlanmış ve uygulanmıştır. Eylem planı kapsamında öğrencinin mevcut durumuna uygun sınıf seviyelerinde okuma metinleri kullanılmıştır. Öğrencinin akıcı okuma performansını artırmak için ilgili alan yazında belirtilen akıcı okuma stratejileri incelenmiş ve bu çalışmada tekrarlı okuma, eşli okuma ve kelime tekrar tekniği kullanılmıştır. Ayrıca öğrencinin velisi ile de çalışma sonunda görüşme gerçekleştirilmiş ve çocuğunun performansı hakkında görüşleri alınmıştır. Sonuç olarak, bu çalışmada kullanılan strateji ve tekniklerin okuma akıcılığının her bileşenini (doğruluk-hız-prozodi) olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
{"title":"Akıcı Okumayı Geliştirme: Bir Eylem Araştırması","authors":"Hayati Akyol, Osman Gedik, Cebrail Turna","doi":"10.17556/erziefd.1385810","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1385810","url":null,"abstract":"Bu çalışmada okuma güçlüğü yaşayan bir ilkokul 3. sınıf öğrencisinin okuma akıcılığı performansının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2021 yılı bahar yarıyılında, nitel araştırma yöntemlerinden eylem araştırması şeklinde yürütülmüştür. Öncelikle öğrencinin mevcut okuma performansını belirlemek için kendi sınıf seviyesinde metinler okutulmuş ve öğrencinin gerçek okuma düzeyi ile akıcı okuma sorunları belirlenmiştir. Öğrencinin okuma akıcılığı düzeylerini belirlemek için Yanlış Analiz Envanteri ile birlikte Prozodik Okuma Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencinin mevcut okuma performansının tespitinden sonra haftada 2 ders saati (son hafta 3 saat) ve toplamda 15 ders saati olacak şekilde 7 haftalık eylem planı hazırlanmış ve uygulanmıştır. Eylem planı kapsamında öğrencinin mevcut durumuna uygun sınıf seviyelerinde okuma metinleri kullanılmıştır. Öğrencinin akıcı okuma performansını artırmak için ilgili alan yazında belirtilen akıcı okuma stratejileri incelenmiş ve bu çalışmada tekrarlı okuma, eşli okuma ve kelime tekrar tekniği kullanılmıştır. Ayrıca öğrencinin velisi ile de çalışma sonunda görüşme gerçekleştirilmiş ve çocuğunun performansı hakkında görüşleri alınmıştır. Sonuç olarak, bu çalışmada kullanılan strateji ve tekniklerin okuma akıcılığının her bileşenini (doğruluk-hız-prozodi) olumlu yönde etkilediği görülmüştür.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"58 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140266694","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-03DOI: 10.17556/erziefd.1411176
İrem Yildirim, Ferhat Kardaş
In recent years, recognizing character strengths and virtues, strengthening them and ensuring their use in all areas of life has become one of the important areas of study. Considering the positive and developmental effects of various studies on children, adolescents and adults, it seems that conducting studies to develop character strengths is important for individual and community mental health. This study was aimed to increase the character strengths, self-esteem, optimism, gratitude levels and reduce the pessimism levels of adolescents. A 2x3 split-plot experimental design with pre-test, post-test, follow-up test and control group was used in the study. A total of 32 students participated in the research. A 15-session intervention program based on positive psychology was applied to the participants in the experimental group. Character Strengths Inventory (VIA-IS-P), Pears-Harris Self-Concept Scale for Children, Optimism-Pessimism Scale and Gratitude Scale were used to collect data in the study. Research revealed that the positive psychology-based psychoeducation program applied was effective in increasing adolescents' self-esteem, optimism, gratitude and total character strength levels and reducing their pessimism levels; the applied psycho-education program has a medium effect value in increasing adolescents' character strengths, self-esteem and optimism levels and decreasing their pessimism levels, and a high effect value in increasing their gratitude levels.
{"title":"Examining the Effectiveness of a Positive Psychology-Based Psychoeducation Program on Adolescents' Character Strengths.","authors":"İrem Yildirim, Ferhat Kardaş","doi":"10.17556/erziefd.1411176","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1411176","url":null,"abstract":"In recent years, recognizing character strengths and virtues, strengthening them and ensuring their use in all areas of life has become one of the important areas of study. Considering the positive and developmental effects of various studies on children, adolescents and adults, it seems that conducting studies to develop character strengths is important for individual and community mental health. This study was aimed to increase the character strengths, self-esteem, optimism, gratitude levels and reduce the pessimism levels of adolescents. A 2x3 split-plot experimental design with pre-test, post-test, follow-up test and control group was used in the study. A total of 32 students participated in the research. A 15-session intervention program based on positive psychology was applied to the participants in the experimental group. Character Strengths Inventory (VIA-IS-P), Pears-Harris Self-Concept Scale for Children, Optimism-Pessimism Scale and Gratitude Scale were used to collect data in the study. Research revealed that the positive psychology-based psychoeducation program applied was effective in increasing adolescents' self-esteem, optimism, gratitude and total character strength levels and reducing their pessimism levels; the applied psycho-education program has a medium effect value in increasing adolescents' character strengths, self-esteem and optimism levels and decreasing their pessimism levels, and a high effect value in increasing their gratitude levels.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"74 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140267265","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-03DOI: 10.17556/erziefd.1229383
Nagihan Tepe, Cumhur Türk, M. Ergüney
In this study, it was aimed to examine the perception of emergency remote teaching in the emergency remote teaching process carried out in higher education institutions during the pandemic process in the context of the perception of emergency remote teaching, roles in the emergency remote teaching process, the advantages and disadvantages aspects in this process and the measurement and evaluation process according to the opinions of students, faculty members and educational managers. For this purpose, survey forms were conducted with five students, faculty members and educational managers. Phenomenology method, one of the qualitative research methods, was used in the study. The data obtained were analyzed using content analysis technique. As a result of the analysis, it was seen that students evaluated emergency remote teaching spatially by associating it with the concepts of difference, freedom and distance, while faculty members and managers mostly looked at emergency remote teaching under the dimension of access to information. All three stakeholders in the study group stated that the most positive aspect of emergency remote teaching is that it provides access to resources such as the ability to watch the courses afterwards and access to documents at all times.
{"title":"Evaluation of the Emergency Remote Teaching from Different Perspectives: Student, Faculty Member and Educational Managers’ Opinions","authors":"Nagihan Tepe, Cumhur Türk, M. Ergüney","doi":"10.17556/erziefd.1229383","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1229383","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to examine the perception of emergency remote teaching in the emergency remote teaching process carried out in higher education institutions during the pandemic process in the context of the perception of emergency remote teaching, roles in the emergency remote teaching process, the advantages and disadvantages aspects in this process and the measurement and evaluation process according to the opinions of students, faculty members and educational managers. For this purpose, survey forms were conducted with five students, faculty members and educational managers. Phenomenology method, one of the qualitative research methods, was used in the study. The data obtained were analyzed using content analysis technique. As a result of the analysis, it was seen that students evaluated emergency remote teaching spatially by associating it with the concepts of difference, freedom and distance, while faculty members and managers mostly looked at emergency remote teaching under the dimension of access to information. All three stakeholders in the study group stated that the most positive aspect of emergency remote teaching is that it provides access to resources such as the ability to watch the courses afterwards and access to documents at all times.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"18 S1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140267322","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-03DOI: 10.17556/erziefd.1367584
Berkan Altinkaya, Abdullah Selvitopu
Bu çalışmanın amacı, ilkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. İlişkisel (korelasyonel) tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmanın evrenini 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Aksaray ili merkez ve merkeze bağlı ilkokullarda görev yapmakta olan toplam 1247 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Aksaray ili merkez ve merkeze bağlı resmi ilkokullardan basit seçkisiz örnekleme yöntemiyle gönüllü olarak seçilen 412 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Yönetici Hizmetkâr Liderlik Ölçeği” ve “Örgütsel Mutluluk Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 26.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırmada betimsel istatistikler, t-testi, ANOVA testi, ölçekler arasındaki ilişkileri saptamak için Pearson korelasyon ve hizmetkar liderliğin örgütsel mutluluğun yordayıcısı olup olmadığını saptamak için de Regresyon Analizi yapılmıştır. Araştırmada, öğretmen algılarına göre ilkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ve öğretmenlerin örgütsel mutlulukları yüksek düzeyde bulunmuştur. Öğretmenlerin okuldaki örgütsel mutluluk düzeyleri mesleki kıdem ve mevcut okuldaki çalışma süresi değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterirken; cinsiyet, eğitim düzeyi ve mevcut okul yöneticisiyle çalışma süresi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermemektedir. İlkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeyleri arasında orta düzeyde ve pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. İlkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları, öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeylerini yordamaktadır.
{"title":"İlkokul Yöneticilerinin Hizmetkâr Liderlik Davranışları ile Öğretmenlerin Örgütsel Mutluluk Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi","authors":"Berkan Altinkaya, Abdullah Selvitopu","doi":"10.17556/erziefd.1367584","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1367584","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, ilkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. İlişkisel (korelasyonel) tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmanın evrenini 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Aksaray ili merkez ve merkeze bağlı ilkokullarda görev yapmakta olan toplam 1247 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Aksaray ili merkez ve merkeze bağlı resmi ilkokullardan basit seçkisiz örnekleme yöntemiyle gönüllü olarak seçilen 412 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Yönetici Hizmetkâr Liderlik Ölçeği” ve “Örgütsel Mutluluk Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 26.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırmada betimsel istatistikler, t-testi, ANOVA testi, ölçekler arasındaki ilişkileri saptamak için Pearson korelasyon ve hizmetkar liderliğin örgütsel mutluluğun yordayıcısı olup olmadığını saptamak için de Regresyon Analizi yapılmıştır. Araştırmada, öğretmen algılarına göre ilkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ve öğretmenlerin örgütsel mutlulukları yüksek düzeyde bulunmuştur. Öğretmenlerin okuldaki örgütsel mutluluk düzeyleri mesleki kıdem ve mevcut okuldaki çalışma süresi değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterirken; cinsiyet, eğitim düzeyi ve mevcut okul yöneticisiyle çalışma süresi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermemektedir. İlkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeyleri arasında orta düzeyde ve pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. İlkokul yöneticilerinin hizmetkâr liderlik davranışları, öğretmenlerin örgütsel mutluluk düzeylerini yordamaktadır.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"63 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140267346","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-02-21DOI: 10.17556/erziefd.1218543
Saadet Kösreli̇
Bu araştırma, müzik öğretmenlerinin lisans eğitimlerinde almış oldukları alan bilgisi derslerinin mesleki kullanılabilirliğine ilişkin görüşlerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Eğitim fakültelerine bağlı müzik eğitimi bölümlerinin lisans müfredat programı "öğretmenlik meslek bilgisi” "alan bilgisi", ve “genel kültür” dersleri olmak üzere üç ana kategoriden oluşmaktadır. Bu üç kategori içerisinde "alan bilgisi” derslerinin en çok ders saati ve krediyi içermesi nedeniyle bu derslerde edinilen bilgi ve becerilerin mesleki kullanılabilirliği araştırmanın temel problemini oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 2006-2007 eğitim öğretim yılında yürürlüğe giren program ile öğrenim görmüş ve daha sonra Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullara atanmış on yedi müzik öğretmeni oluşmaktadır. Nitel araştırma tekniklerinden durum çalışması yönteminin kullanıldığı bu araştırmada veriler yedi sorudan meydana gelen yarı yapılandırılmış bir görüşme formunun uygulanmasıyla elde edilmiş ve betimsel analiz yöntemiyle çözümlenerek yorumlanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular kapsamında, müzik öğretmenlerinin lisans müfredatı alan derslerinde edindikleri bilgileri çalışma hayatlarında aktif olarak kullandıkları sonucuna varılmış, bunun yanı sıra lisans müfredatına ve hizmet içi eğitime eklenmesini istedikleri dersler tespit edilmiştir. Ayrıca çalıştıkları MEB’e bağlı okullardaki fiziki şartların yetersizliği, esntrüman tedarik sorunu, ders saatlerinin azlığı gibi nedenlerle aldıkları eğitimleri yeterince uygulayamadıklarını da ifade etmişlerdir.
{"title":"MUSİC TEACHERS' OPİNİONS ON THE PROFESSİONAL USABİLİTY OF UNDERGRADUATE LEVEL FİELD EDUCATİON COURSES","authors":"Saadet Kösreli̇","doi":"10.17556/erziefd.1218543","DOIUrl":"https://doi.org/10.17556/erziefd.1218543","url":null,"abstract":"Bu araştırma, müzik öğretmenlerinin lisans eğitimlerinde almış oldukları alan bilgisi derslerinin mesleki kullanılabilirliğine ilişkin görüşlerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Eğitim fakültelerine bağlı müzik eğitimi bölümlerinin lisans müfredat programı \"öğretmenlik meslek bilgisi” \"alan bilgisi\", ve “genel kültür” dersleri olmak üzere üç ana kategoriden oluşmaktadır. Bu üç kategori içerisinde \"alan bilgisi” derslerinin en çok ders saati ve krediyi içermesi nedeniyle bu derslerde edinilen bilgi ve becerilerin mesleki kullanılabilirliği araştırmanın temel problemini oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 2006-2007 eğitim öğretim yılında yürürlüğe giren program ile öğrenim görmüş ve daha sonra Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullara atanmış on yedi müzik öğretmeni oluşmaktadır. Nitel araştırma tekniklerinden durum çalışması yönteminin kullanıldığı bu araştırmada veriler yedi sorudan meydana gelen yarı yapılandırılmış bir görüşme formunun uygulanmasıyla elde edilmiş ve betimsel analiz yöntemiyle çözümlenerek yorumlanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular kapsamında, müzik öğretmenlerinin lisans müfredatı alan derslerinde edindikleri bilgileri çalışma hayatlarında aktif olarak kullandıkları sonucuna varılmış, bunun yanı sıra lisans müfredatına ve hizmet içi eğitime eklenmesini istedikleri dersler tespit edilmiştir. Ayrıca çalıştıkları MEB’e bağlı okullardaki fiziki şartların yetersizliği, esntrüman tedarik sorunu, ders saatlerinin azlığı gibi nedenlerle aldıkları eğitimleri yeterince uygulayamadıklarını da ifade etmişlerdir.","PeriodicalId":503115,"journal":{"name":"Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"252 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140443353","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：